Şehrin bu bölümü: 18.yüzyıldan günümüze kadar uzanan neoklasik mimari yapıları bulundurmaktadır. 1714 sonrasında kurulmuş, şehrin bu bölümünde: orta sınıfın yaşamından ayrıntılar bulabilirsiniz. Aslında ilk kuruluş nedeni: Old Town bölgesindeki aşırı kalabalığa bir tepkidir.
Bu bölge: ferah ve rahat konutları ve zarif mimariyi birleştiren, kentsel planlama harikası bir alandır.
New Town konutları: apartman ve ofis alanları olarak modernize edilmiştir. Arnavut kaldırımlı yollar, kumtaşı blok cepheler, çeşitli renklere boyanmış ferforje parmaklıklar bölgedeki genel özelliklerdir.
Evet: gelelim bu bölgede gezmenizi önereceğim yerlere:
West Princes Street Gardens
Princes Street üzerindedir. Bahçeler: eskiden Edinburgh kalesinin kuzey yönündeki savunma alanına eklenmiştir. Ünlü ve şehirlilerin tuvalet artıklarının dökülmesi nedeniyle kötü kokusu ile tanınan Lock denilen suni gölet: 1816 yılında boşaltılmış ve buraya süs bahçeleri yapılmıştır. (bu gölet: cadı şüphesi ile yakalanan kadınların, bir sandalyeye oturtularak batırıldıkları yerdir)
Bahçede: bir çocuk oyun alanı ve aynı zamanda ünlü “çiçek saat” bulunur. Çiçek saat, yalnızca bir güzellik değil aynı zamanda güvenilir bir zaman göstergecidir.
Princess Street Gardens’in batı bölümünde: Ross Band standı olarak adlandırılan yerde: Edinburgh Caz Festivali etkinlikleri düzenlenmektedir. Canlı konser izlemek isteyenler, burayı ziyaret etmektedirler. Her yıl Ağustos ayında düzenlenen geleneksel festival sırasında ise, burada havai fişek gösterileri yapılmaktadır.
Çiçek Saat
Burası, yukarıda da söz ettiğim gibi: yalnızca bir saat değil, saat şeklinde tertemiz ve bakımlı bir çiçek ekranıdır ve 1903 yılında yapılmış türünün tek örneğidir. Ankara Kızılay meydanında da bir aralar bu tür, daha basit bir çiçek saat yapmışlardı, ama kısa süre sonra harap oldu. Burada ise: uzmanlar çiçek saat bölümünde: tüm yıl boyunca kış ve yaz ayları şartlarına dayanıklı çiçekler dikiyorlar. 1973 yılında saatin çalışması için, buraya bir elektrik motoru eklenmiştir.
Assembly Rooms
George Street.EH2-2LR adresindedir.
18.yüzyılda yapılan bu zarif bina: Edinburgh Kent Konseyi tarafından bir toplantı alanı olarak kullanılmaktadır ve uzun bir restorasyon dönemi sonunda, Aralık 2010 yılında açılmıştır.
Fringe festivali sırasında: burası çeşitli etkinliklerin düzenlenmesinde kullanılır. Meclis odaları, ayrıca: fuarlar, dans gösterileri ve diğer etkinliklere de ev sahipliği yapmaktadır.
St Mary Katedrali
Palmerston Place.EH12-5AW adresindedir.
Bu dini yapı: üç kulesi ile, bölgenin batı bölümündeki şehir silüetini etkilemektedir. Kumtaşından yapılmış ana sivri kulenin yüksekliği: 270 ft. Dir.
Katedral: 1879 yılında kutsanmıştır. Günümüzde, burada zaman zaman klasik müzik konserleri düzenlenmektedir. Ağustos ayında Fringi festivali sırasında da etkinlikler için ev sahibi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, küçük bir dükkan bulunmaktadır.
İskoç Ulusal Galerisi
EH2-2EL adresindedir.
Burası: İskoçya’nın ulusal koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Edinburgh şehir merkezinde, üç binadan oluşan merkezde: Royal Scottish Academy Binası ve İskoçya Ulusal Galerisi bulunmaktadır. İskoç Ulusal Galerisinin daimi koleksiyonunu ziyaret etmek ücretsizdir.
Daimi koleksiyon: dünyaca ünlüdür. Çünkü, koleksiyonda: Raphale, Titian, Rembrandt ve Pouissin gibi usta sanatçıların eserleri bulunmaktadır. Bu eserlerin bulunduğu koleksiyon: 1945 yılından bu yana toplanmaktadır.
Mansfield Traquair Merkezi
Mansfield Place.EH3-6BB adresindedir.
Bu kilise: 19.yüzyılda mimar Sir Robert Rowand Anderson tarafından tasarlanmış ve 1885 yılında tamamlanmıştır. Binanın etkileyiciliğinin arttırılması için: zengin renkler, taban mozaikleri, vitray pencereler ve yüksek tavanda uzun boylu kağıtlar şaşırtıcı derecede, sıcak bir ortam yaratacak şekilde kullanılmıştır.
Fringle festivali müdavimleri: dünyanın dört bir yanından geldiklerinde, burada: eski Katolik kilisesinde: canlı müzik etkinliklerine katılırlar. Festival dışında ise, hafta sonlarında, gece kulübü olarak yine burada canlı müzik etkinlikleri düzenlenmektedir.
Jam House
Queen Street.EH2-1JE adresindedir.
Queen Street Gardens karşısında, canlı müzik izlenip yemek yenebilecek bir mekandır. Hafta içinde, saat 22.00 de açılır. Hafta sonlarında eski BBC stüdyosu olarak kullanılan binada: genellikle soul, caz, pop ya da çeşitli canlı müzik ve dans etkinlikleri düzenlenmektedir.
Royal Society of Edinburgh
George Street.EH2-2PQ adresindedir.
1783 yılında kurulan bu mekanda, 1907 yılından beri özel eğitim verilmekte: konferanslar, dersler ve tartışmalar düzenlenmektedir. Binanın dışı: dekoratif sütunlar ve yeşil kubbe ile süslüdür. İç bölümde ise: son yıllarda eklenen modern konferans tesisleri ve yazar Walter Scott’un bir portresi görülmektedir.
Harvey Nichols
Andrew Meydanı.EH2-2AD adresindedir.
Harika manzaralı iyi bir restoranı bulunan binada: erkek ve kadın giyim ve gıda satış bölümleri bulunmaktadır. Bu prestijli mağazanın çok pahalı olduğunu söylemem gerekir.
Jenners Department Store
Princes Street.EH2-2YJ adresindedir.
Princes Street üzerindeki bu geleneksel mağaza: “Kuzeyin Harrods” u olarak nitelendirilmektedir. Binanın üst katında gıda bölümü bulunmaktadır. Ayrıca yine burada harika çaylar bulunan bir kafe bulunur.
Scott Monument
Princess Street Gardens.EH2-2EJ adresindedir.
Bu anıt: yerel romancı Walter Scott onuruna yapılmıştır. Anıtın sivri gotik kulesinin yüksekliği 200 ft.dir. 1836 yılında, Scott’un ölümünden sonra: bir mimari yarışma düzenlenmiş ve mimar George Meikle Kemp tarafından hazırlanan tasarı kabul edilmiş ve 1840 yılında anıtın yapımına başlanmış, 1846 yılında tamamlanmıştır.
Anıt günümüzde gayet koyu renkli olarak dikkat çekmektedir çünkü: karşısında Waverley istasyonu ve bölgedeki diğer kirleticiler tarafından kirletilmektedir. 1990’larda anıt temizlenmeye çalışılmasına rağmen, hala ağır koyu renge sahiptir.
Anıtın: dar ve sarmal, 287 basamaktan oluşan merdivenlerini tırmanırsanız, üzerinde şehrin muhteşem manzarası izlenebilen bir terasa ulaşırsınız.
Calton Hill
UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmış Calton tepesi: Edinburg şehir merkezinde, sağ bölümde kalan ana tepelerden birisidir. Kolayca erişilen buraya: Edinburgh şehrinin Kuzey Atina’sı denilmektedir. Çünkü: aydınlanma dönemini takiben 19. yüzyılda buraya yapılan anıtlar: antik Yunan anıtlarının benzeridir.
Tepenin üzerinde, özellikle: Atina Akropolü silüeti ilgi çekmektedir. Akropol: aslında bitmemiş bir anıttır ve “Ulusal Anıt” olarak nitelendirilir. Anıt: 1816 yılında Waterloo savaşlarında ölmüş olanlar için yaptırılmıştır, ancak Atina Parthenon’un bir kopyası olması düşünülmesine rağmen, bitirilmemiştir.
Çünkü: fonlar mimar William Playfair’in burayı bitirmesine yetmemiş ve 1822 tarihinde başlanan inşaat: sadece cephenin tamamlanması ile sonuçlanmıştır ve bu durum Edinburgh şehri için bir “utanç” kaynağı olarak değerlendirilmiştir, ancak zamanla bu konu eğlenceli olarak değerlendirilmiş ve binanın tamamlanmasından vazgeçilmiştir.
Tepenin üzerinde, bir de gözlemevi bulunmaktadır. “Old Observatory” isimli bu gözlemevi: 1792 yılında mimar James Craig tarafından yapılmıştır ve yine yanı yerde bulunan “Şehir Rasathanesi” ise, 1818 yılında inşa edilmiştir.
Nelson Anıtı
EH7-5AA adresindedir.
Calton Hill bölgesindeki anıt: 1805 yılında Trafalgar savaşında ölen Amiral Horatio Nelson anısına, 1807-1816 yılları arasında inşa edilmiştir. Merkez tepenin üzerinde bulunan uzun boylu kule: mimar Robert Yanık tarafından inşa edilmiştir. Deniz seviyesinden 456 metre yükseklikteki bu kule: çok uzaklardan görülebilmektedir. 1852 yılında, anıtın bulunduğu yere 762 kg. ağırlığında bir zaman topu eklenmiştir. Bu zaman topu ile: Firth of Forth limanına demirleyen gemiler için her gün zaman ayarı sinyali verilmektedir. (her gün saat: 01.00’de sinyal verilir)
Burayı ziyaret etmek mümkündür, giriş ücretlidir, giriş ücreti 3 paund.
Precinct
Princes Street adresindedir.
Burası: sokak sanatçılarının etkinlikleri ve diğer açık hava etkinlikleri için kullanılan bir kamu alanıdır. Edinburgh festivali sırasında: sokak sanatçıları, burada ücretsiz müzik, komedi ve akrobasi gösterileri düzenlemektedirler.
Edinburgh Uluslar arası Film Festivalinde de, burada ücretsiz açık hava sinema gösterileri yapılır.
HİGH STREET:
Buraya: çeşmeye benzeyen ufak yapılar göreceksiniz. Bunlar: hırsızlık yapanların kulaklarından çivilendikleri yerlermiş. Hırsızlık yapanları kulaklarından buraya çivileyip bir-iki gün bıraktıklarında: gelip-geçen bunlara tükürür, çürük yumurta atar, her türlü pisliği yaparlarmış. Tabii, bu çivilemeden kurtulduktan sonra da: hırsız, kulağında ömür boyu taşıyacağı bir iz ile yaşarmış. Bu iz ile kişilerin sabıkası olup olmadığı anlaşılırmış.
Yine: bu cadde üzerinde kaldırım taşlarında: “kalbe” benzeyen işaretler görürseniz: bu işaretlerde karşı takımın logosudur ve Edinburghlular tarafından bu işaretlere tükürülmektedir.
Albanach
Cadde üzerindeki bu mekanda mutlaka viski tatmanızı önerim.
SCOTT MONUMENT
Doğu Princes Street Gardens.EH2-2EJ adresindedir.
Bu büyük İskoç edebiyatçısı Sir Walter Scott: öldükten sonra, 1832 yılında, uygun bir anıt yapılmasına karar verilmiş ve 1836 yılında: mimari bir yarışma yapılarak tasarımlar davet edilmiştir. İki yıl sonra, George Kemp tarafından sunulan tasarım kabul edilmiş ve 1840 yılında bu anıt yapılmıştır.
Old Town bölgesinin ana alteri “Kraliyet Mile” denen bu caddedir ve Edinburg Castle ile Holyrood Sarayı arasındaki bağlantıyı sağlar. Bölgede çok sayıda yer altı sokakları ve önceki dönemlere ait tonozlar bulunmaktadır.
Bunun yanında: Old Town bölgesinde bulunanlar şunlardır:
Evet: bölgedeki ilk durak: Edinburgh Castle’dir.
Edinburgh kalesine çıkmak için: kalenin aşağısındaki “Waverly Bridge” köprüsünün hemen sağında, çukurluk alanda kalan parktan geçerek yürümenizi öneririm.
EDİNBURG CASTLE-KALESİ
Castle Hill, EH1-2NG adresindedir.
Kaleye giriş ücretlidir. Yetişkinler için (16-59 yaş arası) 14 paund, çocuklar için (5-15 yaş arası) 7.5 paund ve 5 yaş altı çocuklar ücretsizdir. Nisan-Eylül ayları arasındaki dönemde: saat: 09.30-18.00 arasında ve Ekim-Mart ayları arasındaki dönemde: saat: 09.30-17.00 arasında açıktır.
Kale: şehrin silüetine hakimdir yani şehrin birçok yerinden görülebilecek coğrafi konumda: Castle Rock üzerindedir. Bu kayalık bölgede, yapılan araştırmalara göre: MS.2.yüzyıldan bu yana yerleşim bulunduğu söyleniyor. Şehir ziyaretçilerinin ortak kanısı gereği: sırf bu kaleden şehrin manzarasını izlemek için bile, bu kaleye çıkmak gerekir.
Kale: İskoçya’da en çok ziyaret edilen turistik yerlerin başında gelmektedir. Çünkü: İskoçya’nın sembolü olarak tanınır. Şehrin ambleminde: Edinburgh City ve Edinburgh Üniversitesi arasında: kale görülür.
Kale: 1510 yılı civarında: James IV tarafından dikilmiş ve kraliyet ailesinin konutu olarak kullanılmıştır. 17.yüzyılda, kale bir askeri kışla olarak kullanılmıştır. 19.yüzyılda ise çeşitli restorasyonlar yapılarak İskoçya’nın tarihi mirasının bir parçası olarak kabul edilmiştir.
Kale: Castle Rock tepesinde: tepeye ilaveten 80 metre daha yükselmektedir. Güney, Batı ve Kuzey bölümündeki kayalıklar, kalenin deniz seviyesinden 130 metre kadar yükselmesini sağlamaktadırlar. Yani, kaleye ulaşmanın tek yolu: daha yumuşak eğimli olan doğu tarafındandır. Ancak: her ne kadar bu kadar avantajlı bir konumda olmasına rağmen, yine söylenenlere göre kale de, büyük su kıtlığı olduğu ve uzun süreli kuşatmalarda su yönünden dışarıya bağlı kalındığı belirtilmektedir.
İngiliz ordusu: varlığını büyük ölçüde törensel olarak sürdürmesine rağmen, günümüzde de kalenin bazı yerlerinde İngiliz askerleri görülmektedir. İskoç ordusu ise, resmen 1923 yılında Redford kışlasına taşınmıştır. Ancak, yine de kale: büyük ölçüde törensel ve idari amaçlarla, ordu ile bağlantısını sürdürmektedir.
Kalede yine orijinal ve geleneksel bir uygulamadan söz etmek istiyorum. 1861 yılında burada tekerlekli bir kaide üzerine yerleştirilen top ile: yaklaşık 3.4 km. uzaklıktan duyulacak şekilde: her gün (Pazar, Cuma ve Noel günü hariç) saat: 13.00 de atış yapılmaktadır. (bir anlamda, ülkemizdeki ramazan topu gibi bir şey)
Böylece: limandaki gemiler için bir zaman sinyali verilmektedir. Ancak: sisli havalarda, görsel sinyal etkisizdir. Sesli sinyal duyulmaktadır. Öte yandan, gayet yoğun sis görülen bu bölgede: top atıldığında sesli olarak liman hakkında gemilere bilgi verilmektedir. Yani, top sesini duyan gemiler, karaya ne kadar yakın olduklarını anlıyorlarmış.
Atışın yapıldığı orijinal top namlusuna: 18 kg. olan kuru-sıkı barut yerleştirilmektedir ve 2011 tarihinde, günümüzde görülen top hizmete girmiştir. Evet, bu top atışından: geziden önce söz ettim çünkü her gün saat: 13.00 de yapılan bu atış tam bir tören şeklinde düzenleniyor ve bütün ziyaretçiler bunu izliyor, siz de gezi rotanızı buna göre ayarlamalısınız.
Kale gezi planını açıklamadan önce: kaleye özellikle akşam saatlerine doğru gitmenizi öneririm. Çünkü: akşam saatlerinde, gece: kalede “ghost” turları düzenleniyor ve bu turlarda gayet güzel şovlar yapılıyor.
Gelelim kalenin gezi planına
Kalenin içini gezmek isteyen ziyaretçilerin, saat 18.00 de kalenin kapılarının kapatıldığını unutmamaları gerekir. Biraz önce sözünü ettiğim, hayalet turları, kalenin bulunduğu tepede düzenleniyor.
Kalenin hemen girişinde: iki heykel dikkatinizi çekecektir. Bunlar: William Wallace ve Robert The Bruce aittir. Bunlardan: Wallace, bağımsızlık yolunda şehit olan kişi ve Robert ise, bağımsızlığı ilan eden kişi olarak tanınır, yani İskoçlar her ikisine de saygı duyuyorlar.
Gatehouse
Gatehouse: kale içinde etkileyici bir ana giriş, ek bir savunma olarak değil: estetik nedenlerle 17.yüzyılda 1888 yılında inşa edilmiştir. Ana kemerli giriş standının üstünde: 1929 yılında eklenen İskoç özgürlük kahramanları William Wallace ve Robert Bruce’e ait bronz heykeller bulunmaktadır. Gatehouse giden köprünün her iki tarafında, bir zamanlar Oliver Cronwell tarafından 1650 yılında yaptırılan bir kuru hendek görülmektedir.
Günümüzde Gatehouse içinde ofisler bulunur ve içeriye girmek için buradan bilet satın alınır.
Portcullis Gate ve Argyle Kulesi
1570-1573 yılları arasındaki “Lang” kuşatması sırasında yıkılan Constable kulesi yerine: bu kapı yapılmıştır. 1584 yılında: bu kapı: biraz önce sözünü ettiğim Gatehouse ile birleştirilmiştir. Kuleye gelince: kule: 1886-1887 yıllarında yapılmıştır.
Askeri Binalar
18.yüzyıla gelindiğinde, kale bir askeri garnizon olarak kullanılmaya başlanınca; Argyle kulesinin kuzey ve batı bölümlerine, büyük ölçüde askeri binalar dikilmiştir. 1742 yılında: güney bölüme: Vali evi ve konaklama evi inşa edilmiştir. 19.yüzyılda burası vali tarafından boşaltılınca, bu kere: hastanede görevli hemşireler tarafından konaklama yeri olarak kullanılmıştır. 1936 yılında bu vali evi restore edilmiştir ve ofis olarak kullanılmaktadır.
Vali evinin aşağısında: 1799 yılında tamamlanan 600 asker kapasiteli bir kışla bulunur. Kışlada büyük bir salon ve konaklama yerleri vardır. Günümüzde, burası: İskoçya Kraliyet Alayı ve Müzesi olarak kullanılıyor.
Citadel Castle Rock:
17.yüzyıl yapımı Foog kapısından girilen bu bölüm: kalenin en büyük kısmını oluşturmaktadır. Kaya zirvesinde: St Margaret şapeli bulunmaktadır. Bu bölgenin altındaki küçük bir çıkıntıya ise: askerlerin gömülmesi için mezarlık yapılmıştır. Buranın yanından ise: Lang merdivenleri kullanılarak, Argyle Pill denilen, kalenin ortaçağ bölümüne geçilir.
St Margaret Chapel
Edinburgh şehrinin en eski binası olarak kabul edilir ki 12.yüzyılda Kral David I döneminden (1124-1153) kaldığı düşünülmektedir.
Özel bir şapel olarak kraliyet ailesi ve annesi için adandığı söylenir. Kral David: bu şapeli annesi için yaptırmıştır. Çünkü: 1093 yılında annesi Saint Margaret, kalede ölmüştür.
Uzun bir süre ibadet için kullanılan şapel: 1192 yılında Robert Bruce emriyle tahrip edilir. 16.yüzyılda ise, şapelin bir barut deposu olarak kullanıldığı görülüyor.
1845 yılında ise, Daniel Wilson tarafından buranın büyük garnizonun şapeli olduğu tespit edilmiş ve 1852 yılında restore edilmiştir. Şapel: peviously St Margaret’e ait bir gospel kitap içerir. Ayrıca: Douglas Strachan tarafından tasarlanan ve 1922 yılında yapılan vitray pencereler ilgi çekmektedir. Bu pencerelerde: St Andrew, St Columba, St Margaret ve Sir William Wallace betimlenmektedir.
Günümüzde, şapel: düğün ve dini törenlerde kullanılmaktadır.
Köpek Mezarlığı
Şapelin hemen yan tarafından: kraliyet köpekleri için yapılmış bir mezarlık ilgi çekmektedir. Çünkü: bu mezarlığın ne kadar bakımlı ve düzenli olduğunu gördüğünüzde şaşıracaksınız. 1840 yılından bu yana: kraliyet ailesinin evcil köpekleri ve Alay maskot köpekleri öldüklerinde buraya gömülmüşlerdir.
Mons Meg
Günümüzde: St Margaret şapeli önünde görülen bu top: 1449 yılında yaptırılmış ve Kral James II ye takdim edilmiştir. Top: 15.yüzyılda kuşatma sırasında kalenin savunması için İngilizlere karşı bir kez kullanılmıştır. İsminin “Mons” olmasının nedeni: Belçika’da “Mons” denilen yerde yapılmış olmasından gelmektedir.
Topun ağırlığı: 6 tondur. Top ile 150 kg. ağırlığındaki gülleler: yaklaşık 2 km. uzaklığa kadar atılabilmektedir. Günümüzde bu güllelerden birkaç tanesi topun yanında bulunmaktadır.
Mons Meg: son olarak 14 Ekim 1681 tarihinde, Albany ve York Dükü James VII’nin doğum gününü kutlamak için ateşlendi ve Foog kapısı yanından, Aziz Margaret Chapel dışına yerleştirildi. Daha sonra: 1754 yılında Londra kulesine giden top, 1829 yılında yine buraya, kendi yerine döndü.
Half Moon ve David Kulesi
Kalenin doğu tarafında bulunan bu kuleler: 1570-1580 yılları arasındaki dönemde, Regent Morton tarafından inşa edilmiştir. Kulenin David Kulesi kalıntıları üzerine, iki katlı olarak inşa edildiği söyleniyor.
Kulenin yüksekliği: 16 metredir.
David kulesi: 1912 yılındaki mevcut kulenin bakım çalışmaları sırasında keşfedilmiştir. Kulenin alt kısımları genellikle kapalı olmasına rağmen: çeşitli odalara zaman zaman erişmek mümkün olmaktadır. Ayrıca: mevcut kule üzerinde, 1573 yılındaki kuşatmada yapılan bombardımanın izleri görülebilmektedir.
Crown Meydanı-Palace Yard:
Burası, 15.yüzyılda yapılan kalenin ana avlusudur ve kale kayasının güneye bakan yamacında yapay platform üzerinde inşa edilmiştir. Başlangıçta Palace Yard olarak bilinen buranın ismi; 1818 yılında İskoç Crown Jevels tarafından keşfedilince ismi değiştirilmiştir.
Bu avlunun doğusunda Kraliyet Sarayı, güneyinde Great Hall ve batıda: Kraliçe Anne binası ve kuzeyde: ulusal savaş anıtı bulunmaktadır.
Royal Apartments-Kraliyet Sarayı
Burası: Stewart hükümdarları döneminde kralların ikametgahı olarak kullanılmak üzere yapılmıştır. 1617 yılında, bina: 1615 yılında, James VI tarafından yenilenmiştir ve bu sırada: bazı devlet daireleri ilave edilmiştir. Zemin katta: doğum odası olarak bilinen yerde: İskoç kraliçesi Mary; İskoçya’da James VI ve İngiltere’de James olarak bilinen oğlunu doğurmuştur.
Taç Odası
Royal Apartments binasının birinci katında: 1615 yılında inşa edilen tonozlu odada: İskoç kralları taş giyiyorlarmış. Burası: Taç odası olarak da adlandırılıyor. 1707 yılında İngiltere ve İskoçya arasında birlik anlaşması imzalanınca: İskoçya’nın bu saygın emanetleri için bir yer aranmış ve yıllar geçtikçe bu eski emanetlerin Londra’ya kaldırıldığı hakkındaki rahatsız edici dedikodular çıkınca: büyük yurtsever Sir Walter Scoot: 1818 yılında kalenin bu bölümünü emanetlerin muhafazası için tanzim etmiştir.
Günümüzde: bir zamanlar İskoç kralları tarafından kullanılan: bir taç, kılıç ve asa görebilirsiniz. Bunlar arasında: büyük Bruce zamanında yapılan taç da bulunmaktadır. Sergilenen taç: 1540 yılında James V tarafından yenilenmiştir. Bu taç: Crawford Moor madeni ve İskoç altınından yapılmıştır. Yapanların ise, Fransız ustalar olduğu söyleniyor. Burada bulunan asa: 1494 yılında, Papa tarafından, James IV’e hediye edilmiştir.
sanın üstünde: bir İskoç incisi ve kesilmiş ve parlatılmış kaya kristali bulunmaktadır. Yine burada bulunan devlet kılıcı: 1507 yılında Papa tarafından James IV’e hediye edilmiştir. Kılıcın güzel işçiliği ilgi çekmektedir ve 1 metre uzunluğundadır. Ayrıca: yine Papa tarafından kutsanmış bir şapka hediye edilmiştir.
Kader Taşı-Scone Taşı
30 Kasım 1996 tarihinde: St Andrew günü: İskoçya’nın taç giyme taşı (Kader Taşı): Westminter Abbey’den İskoçya’ya geri döndü ve Edinburg Kalesindeki Taç odaya yerleştirildi.
Aslında: bu taş, sıradan bir kum taşı parçası olarak görülse de: derin sembolik anlamı vardır ve yüzyıllara yayılan Anglo-İskoç rekabetinin anılarıyla doludur. Bu taş: yüzyıllar boyunca: İskoç kralları ve kraliçeleri tarafından, geleneksel olarak taç giyme törenlerinde koltuk gibi kullanılmıştır. Son olarak: 1292 yılında, King Edward Balliol: bu taş üzerinde oturarak taç giymiştir.
Ancak: bu taş; Kral Edward tarafından buradan çalınarak Westminster Abbey’e kaçırılmıştır. 1950 yılında ise, bir gurup İskoç milliyetçisi tarafından, İskoçya taşı çalınır ancak geri iade edilir.
Peki bu taşın ortaya çıkışı nasıldır? Taş: 9.yüzyılda Sicilya, Mısır, İspanya ve İrlanda dahil uzun bir yolculuk yaptıktan sonra İskoçya’ya getirilmiştir. Birçok kişi: Scone kutsal taşını: gerçek ev olarak nitelendirmektedirler.
Great Hall
Burası, 1510 yılında: James IV tarafından yaptırılmıştır. Valiliğin hemen yanındaki bu mekan: bir süre mühimmat deposu olarak da kullanılmıştır.
İskoçya Parlamentosu: yüz yıllık bir süre boyunca bu salonda bir araya gelmiştir.
Salonun: dekoratif oyma tas konsolları, yanlardaki Rönesans detaylar ve diğer güzel süslemeler: İskoçya’da sanat çalışmalarının 1500’lü yıllarda ne ölçüde ileri gittiğini kanıtlamaktadır.
Salonun 1504 yılında yapılan duvarları: İngiltere’nin en iyi ahşap oymalarıdır. Tavan ahşabı: gemi iskeleti şeklinde yapılmıştır ve yine söylenenlere göre: bu ahşap işlemelerde hiç çivi kullanılmamıştır.
Binanın avlusunun güney ucunda: bir müze bulunmaktadır.
İskoçya Ulusal Kurtuluş Savaşı Müzesi
Müzede: İskoçya’nın askeri tarihinin 400 yıllık geçmişine ait objeler sergilenmektedir. Bunlar arasında bulunanlar: üniformalar, madalyalar, silahlar ve diğer askeri malzemelerdir. Ayrıca: çok başarılı şekilde fotoğraflanmış ve yerleştirilmiş savaş resimleri de görülüyor.
İskoç National War Memorial-İskoç Ulusal Savaş Anıtı
1917 yılında I. Dünya Savaşı (1914-1918)sonunda, mimar Sir Robert Lorimar tarafından böyle bir anıtın yapılması fikri ortaya atılmıştır. Ortaçağ döneminde: St Mary kilisesi buradadır. 1540 yılında, kuzey kışlasına yer açmak için yıkılmış ve 1755 yılında burası cephane evine dönüştürülmüştür. 1863 yılında ise, bina: Robert Billings tarafından geliştirilmiştir. Ordu 1923 yılında binayı boşaltmış ve Sir Robert Lorimer’in önerisi, burada hayata geçirilmiştir.
1923 yılında anıtın yapımına başlanmış ve 1927 tarihinde bitirilmiştir. Açılışı: Prince of Wales Kral Edward VIII tarafından 14 Temmuz 1927 tarihinde yapılmıştır.
Anıt: her iki dünya savaşında görev yapan ve ölen İskoç askerleri anısına yapılmıştır.
Yapının içindeki sunağın üzerine, en yüksek noktaya yerleştirilen mühürlü bir tabut üzerinde: I. Dünya savaşında ölen 147.000 ve II. Dünya savaşında ölen 50.000 İskoç askerinin isimleri yazılıdır.
ST GİLES KATEDRALİ
Katedral: Royal Mile yakın, Edinburg kalesi ve İskoçya Müzesi ve Hoyrood House Sarayı ile birlikte aynı konumda, Old Town bölgesinin kalbindedir. Yani: Parlamento Meydanı yanında, Hight Street üzerinde yer alan görkemli bir katedraldir. Bu dini yapı: her zaman dini ve siyasi gelişmelerde önemli bir rol oynamıştır. Hatta: günümüzde her yıl Ağustos ayında kutlanan Fringe festivalinin açılışı burada yapılmaktadır.
Protestan reformcu Knox’un görev aldığı ve Hıristiyanların ilk toplandıkları ve ibadet ettikleri yer olan, Presbiteryanizmin ana kilisesi bu katedral: 1495 yılında yapılmıştır. Ama, burada 8.yüzyılda küçük bir kilise bulunduğu ve bu küçük kilisenin İskoç Reformasyon hareketinde önemli rol oynadığı söylenir. Çünkü: Knox: Katolikler ile Protestanlar arasındaki mücadelede önemli rol oynamış ve hatta Katolik Kraliçe Mary’nin öldürülmesini sağlamıştır.
Ülke insanları, Protestanlığı kabul edince: Kraliçe Mary, kafası kesilerek öldürülmüştür. İlginç bir rastlantı olarak: Mary’nin oğlu VI. James: I. Elizabeth’in İngiliz tahtına varis bırakmadan ölmesi üzerine: I. James olarak İngiliz tahtına geçmiştir.
300 yıllık süreçte, bu bina: polis karakolu, yangın istasyonu, bir okul ve kömür deposu olarak kullanılmıştır. Şehirdeki fahişeler, burada hapsedilmiştir. Yapı: 17. yüzyılda bir katedral olur ve günümüzde de, İskoçya kilisesinin Edinburgh şehrindeki ibadet yeri olarak bilinir. Buranın çan kulesi: şehrin silüetinde belirgin şekilde görülmektedir.
Kilisede bulunan vitraylar ilgi çekicidir. Ayrıca: burada “Thistle Şapeli” de görülmelidir.
Katedrale giriş ücretsizdir. Ancak ziyaretçiler, kişi başına 3 paund bağış yapmaya davet edilirler. Fotoğraf çekmek isterseniz, 2 paund daha ödemeniz gerekir. Katedral dükkanında: katedral ile ilgili hediyelik eşyalar, kitap ve cd ler bulunmaktadır.
HUB.TOOLBOTH KİRK-İSKOÇYA KİLİSESİ GENEL KURUL SALONU
Hight Street üzerinde bulunan bu gotik tarzı bina: 1842-1844 yılları arasında, İskoçya kilisesi Genel Kurulu olarak: Augustus Pugin (1812-1852) ve James Gillespide Graham (1777-1858) tarafından inşa ettirilmiştir. Yapının etkileyici, sivri kulesinin uzunluğu 74 metredir ve hemen dikkati çekmektedir.
1984 yılından sonra kapalı tutulan yapı: 1999 yılındaki Edinburg Festivali sırasında “HUB” ismiyle açılmıştır. Günümüzde: özellikle Edinburgh Uluslar arası Festivali ve Edinburgh Noel kutlamalarında: sanat ve eğlence etkinlikleri için kullanılmaktadır. Çünkü: her ne kadar İskoçya Kilisesi Genel Kurulu toplantı salonu olarak yapılmış olsa da: günümüzde bir kafe/restoran ve iç performans alanı olarak kullanılmaktadır. Yapının etkinlik salonu; 420 koltuk kapasitelidir.
NMS-İSKOÇYA ULUSAL KRALİYET MÜZESİ
Chambers Street.EH1-1JF adresindedir. Giriş ücretsizdir.
Bu müze: İngiltere’de en çok ziyaret edilen 10 yerden birisidir ve dünya çapında ise, en çok ziyaret edilen 20 yerden birisi olarak bilinir.
Müze 1985 yılında kurulmuştur. Kuruluşunda: İskoçya Kraliyet Müzesi ve ulusal müze koleksiyonları birleştirilmiştir. Ayrıca: yine burada İskoç arkeolojik buluntuları, ortaçağ nesneleri ve dünyanın dört bir yanından getirilen jeolojik, arkeolojik ve doğal tarihi eserler, bilim ve teknoloji bulguları sergilenmektedir. Bunlar arasında öne çıkanlar: doldurulmuş Dolly koyunudur. Bu: bir yetişkin memelinin, ilk başarılı klonlanmış örneği olarak müzede sergilenmektedir.
Müzede: ayrıca, eski Mısır sergileri, ünlü şarkıcı Elton John’un abartılı giysileri, Milenyum saat adında büyük bir kinetik heykel.
Müzede: 20.000 üzerinde büyüleyici eser bulunmaktadır. Bu muhteşem koleksiyon: İskoçya tarihi boyunca ziyaretçileri ilham verici bir yolculuğa çıkarır.
NEW ASSAMLY HALL-İSKOÇ PARLAMENTO BİNASI
Bu etkileyici bina: aslında 1859 yılında serbest kilise için inşa edilmiştir. Bir yüksekçe höyük üstünde, Princes Street’e bakmaktadır.
İskoç Parlamentosu: Ekim 2004 tarihinde Holyrood bölgesinde yapılan yeni Parlamento Binasına geçene kadar burada faaliyetlerini sürdürmüştür.
Günümüzde ise, burası: meclis salonunda İskoçya kilisesinin yıllık genel kurul toplantıları yapılmaktadır. Ayrıca: Festival süresince, büyük ölçekli tiyatro gösterileri burada düzenlenir.
AUGUSTİNE UNİTED CHURCH
George IV Bridge.EH1-1EL adresindedir.
Bu kilise: Royal Mile sadece birkaç dakika uzaklıkta, Old Town bölgesinin kalbinde yer almaktadır. Kilise: St Augustine adanmıştır.
BEDLAM TİYATROSU
Bristo Street.EH1-1EZ adresindedir.
Burası öğrenciler tarafından kullanılan bir tiyatro salonudur. Burada: Edinburg Üniversity Theatre Company tarafından, düzenli olarak, geleneksel oyunlar ve müzikaller, doğaçlamalar ve komedi gösterileri düzenlenmektedir. Bu öğrenci topluluğu: 1896 yılında kurulmuştur ve İngiltere’nin en eski öğrenci tiyatro topluluğudur.
Ancak: salon: Ağustos ayında, Fringe festivali sırasında 33 yıldır diğer tiyatro şirketlerine ev sahipliği yapmaktadır.
Burada: 90 kişilik oditoryum bulunmaktadır.
Tiyatronun bulunduğu bina: mimar Thomas Hamilton tarafından tasarlanmış ve 19.yüzyılda neo-gotik stilde yapılmış ve 1980 yılında Edinburgh Üniversitesi Tiyatro Şirketine verilmiştir. Bu tarihten önce ise, burası kilise olarak kullanılıyormuş. Tiyatro: şehrin ilk ruh sağlığı hastanesinin adını almıştır. Yapının asırlık taş cephesi: Edinburgh Üniversitesi tarafından yürütülen bir proje ile kapsamlı onarımdan geçirilmiştir.
CANONGATE KİRK
Canongate.EH8-8BR adresindedir.
1688 yılında inşa edilmiş bu aydınlık ve ferah kilise: Holyroad Sarayı ve Edinburgh kalesine hizmet vermektedir. Burada harika akustik bulunmaktadır, herhangi bir konsere denk gelirseniz, bu akustiği yaşamanızı öneririm.
CAMERA OBSCURA&WORLD OF İLLUSİON
Castelhill. Kraliyet Mile.EH1-2ND adresindedir.
Buraya giriş ücretlidir, yetişkinler için 10.95 paund, çocuklar için 7.95 paund ücret ödenir. Pazartesi-Pazar günleri arasında açık bulunduğu saatler: 09.30-19.00 arasındadır. Son kamera sunumu: kapanış saatinden 1 saat önce başlamaktadır.
5 katlı burası: 1851 yılında yapılmış ve günümüze kadar 150 yıldır hizmet vermektedir.
Burada: özellikle: Magıc Gallery, Giant Fortex, Giant Kaleidoscope ve Light Fantastic bölümlerini mutlaka gezmelisiniz.
Burası tam bir sihir ve illizyon dünyası olarak ilgi çekmektedir.
Hatta: 98 basamaklı bir merdivenden çıktığınızda: karanlık bir odada, daire şeklindeki bir perde üzerine yansıtılan canlı şehir manzarası gerçekten muhteşemdir.
Kulenin tepesinde ise, ücretsiz olan teleskopları kullanarak gökyüzünü izleyebilirsiniz.
EDİNBURGH WRİTERS MUSEUM
Dar Lady merdivenlerinden yukarı doğru tırmandığınızda: 1622 yılında inşa edilmiş, Lady evinin bulunduğu bu müzeye ulaşabilirsiniz. Bu ev: John Dalrymple (1648-1707) tarafından satın alınmış ve ölünce dul eşine kalmıştır.
Burada: Sir Walter Scott, Robert Louis Stevenson ve Robert Burns gibi seçkin yazarlara ait objeler sergilenmektedir. Burayı ziyaret ederseniz: nadir kitaplar, portreler, Burns’ün yazı masası, Scott’un satranç tahtası, sallanan at, yemek masası ve onun Wavaley romanlarını ürettiği matbaanın orijinal araçlarını görebilirsiniz.
REAL MARY KİNG’S CLOSE
Yerin altındaki burayı mutlaka görmelisiniz.
Hayalet ve veba eşliğinde: o zamanın doktorlarının kuş gagasına (bu gaganın bulunduğu yere: güzel kokan çiçek polenleri ve baharatlar yerleştiriyorlarmış) benzer bir maske takarak nasıl görev yaptıklarına şahit olabilirsiniz. O dönemde: vebanın özellikle kötü koku ile yayıldığı düşünülüyormuş ve bu tür bir önlem alınıyormuş. Yani, bir anlamda: maske içine yerleştirilen bu güzel koku ve baharatların kokusunun: kişilerden, her türlü haşaratı uzaklaştırdığı görülüyormuş ve böylece veba önleniyormuş.
EDİNBURGH CASTLE GARDEN
Burası: Edinburgh kalesi ve güney batıda bulunan Princess Street Garden ve kuzey doğuda ise demiryolu hattı ile çevrilidir. Yani: park alanı: Edinburgh kalesinin sarp kuzey bölümündedir ve Princes Street Gardens’den çok daha az ziyaretçi almaktadır. Zaten: kalenin bulunduğu bölümden kaya düşme tehlikesi nedeniyle park alanı bazen güvenlik nedeniyle kapalı bulundurulur. Bu nedenle: parkı ziyaret etmeden önce: açık olup olmadığını öğrenmeniz gerekir.
Parka ulaşmak isterseniz: West Princes Street Garden karşısındaki demiryolu karşısından ulaşabilirsiniz.
ROYAL MİLLE STREET
Kalenin hemen çıkışında, günümüzde otopark olarak kullanılan bu alan: ortaçağ döneminde idamların yapıldığı yer olarak biliniyor. Hatta: burada günümüzde de görülen bir bar: “Last Drop” denilen bir bar bar: idam edilecek kişi, buraya getiriliyor ve son içkisini içmesine izin veriliyormuş.
Günümüzde ise, otopark görevi dışında, dünyanın en büyük açık alan festivallerinden birisine ev sahipliği yapmaktadır. Her yıl: burada, yüzlerce gösteri, konser ve şov düzenleniyormuş.
Bu cadde: ortaçağ döneminde: şehrin merkeziymiş. Burada yaşayanlar: ortaçağ döneminde “gardy-loo” yani “suya dikkat” diye bağırarak: evlerinin pencerelerinden lazımlıktaki idrar ve dışkılarını sokağa, yollara dökerlermiş. Caddeye bu ismin verilme nedeni ise, caddenin toplam “bir İskoç Mili” olmasıdır. Yani: cadde 1.12 mil, 1.8 km. dir.
Evet, gelelim günümüze
Royal Mille Street üzerinde yürürken ise: caddenin her iki yakasında yüzlerce hediyelik eşya satan dükkanlar görebilirsiniz ve buralardan alışveriş yapabilirsiniz. Dükkanlarda: hediyelik eşyalarla birlikte, viski ve kaşmir atkılar da satılıyor. Caddeye açılan bazı sokaklara, en fazla yan yana iki kişi sığabiliyor, bu sokakları da gezebilirsiniz.
Ayrıca, yine bu cadde üzerinde, ulusal çalgı gayda çalan ekose etekli erkekleri görebilirsiniz. Bu ekose eteklere “kilt” ismi veriliyor.
Cadde 2 km. uzunluğundadır ve Edinburgh kalesi ile Holyroad House (Kraliyet Sarayı) nı birbirine bağlamaktadır. Bu cadde üzerinde bulunan yapılar şunlardır:
1. Edinburgh Casle
2. Castle Hill
3. The Lawnmarket
4. Parliament Square
5. The High Street
6. The Canongate
7. Holyrood
8. Holyrood Park
CASTLE HİLL-KALE TEPESİ
Kale tepesinde, kaleye girmeden önce görebilecekleriniz şunlardır.
Grassmarket’ten sonra: Castle Hill bölgesinde, kalenin girişindeki Castle Esplanade bölgesine çıkmak için bu 187 basamaktan oluşan merdivenleri tırmanmak gerekmektedir. Bölgedeki en yakın genel tuvaletler buradadır.
Castle Esplanade
Kale önünde: Esplanade denilen bir avlu vardır. Burası: 16.yüzyıldan itibaren vardır ve 1750’li yıllarda buranın tören alanı olarak kullanıldığı görülür. Bu tören alanı: 1845 yılında genişletilmiştir. Bu alanın başında: Gatehouse denilen bir bina bulunur.
1820 yılından bu yana: buradaki açık hava sahnesinde, her yıl “Askeri Tatoo” bando gösterileri ve pop ve rock konserleri etkinlikleri düzenlenmektedir. Burada konser veren ünlü sanatçılar arasında bulunanlar: Tom Jones, Elton John sayılabilir.
Cannonball House
Castle Esplanade’ye yürürken, Cannonball House, sağ tarafta yer almaktadır. Bina: batı yönünde, yarısına kadar duvara gömülü bir gülle ile anılır ve adını buradan almıştır.
Bu güllenin neden orada olduğu hakkında, iki hikaye anlatılmaktadır.
İlk hikaye: gülle 1745 yılında kaleden ateşlenmiştir. Amaç: Bonnie Prince Charlie’nin Holyrood Sarayıdır.
İkinci hikaye: 1621 yılında, Edinburg’un 7 km. güneyindeki tepelerden buraya tatlı su getirmek için çalışmalar yapan mühendisler tarafından yerleştirildiği yönündedir.
Scotch Whisky Experience
Sansasyonel bir yolculuk için: burayı ziyaret etmelisiniz. Eğer viski yapma sürecinin bir parçası olmayı düşünürseniz, bu tur mutlaka hoşunuza gidecektir. Yol boyunca, uzman tur rehberleri ve viski danışmanları, sizlere viski yapımı hakkında bilgi vereceklerdir. Ayrıca: damağa hitap edecek Single Malt Whisky’leri tadabilir ve kokularını keşfedebilirsiniz.
Buranın dükkanında: 300 den fazla malt scoth whisy çeşidi bulunuyor. Burada: ziyaretçilerin kendi benzersiz tatma paketini oluşturmaları için, minyatür viskiler bulunuyor. Ancak: tur satın almış olanlara: 70 cl. Şişe ve tatma paketleri özel bir indirimle satılmaktadır. Burada: Whisky Shop yanında: Özel etkinliklerin düzenlenebileceği bir yer, Amber Restaurt ve viski kursları verilen yer de bulunur.
Bay Castle Witchery
Witchery: Royal Mile üstündedir ve Edinburg kalesi yaklaşım yolunun sol tarafında: Old Town merkezinde pitoresk binalar topluluğu içinde gizlidir. Girişinde: yaldızlı bir hanedan işareti bulunmaktadır.
Burası: büyülü İskoçya’da olağanüstü bir yemek deneyimi için, dünya çapında bir üne sahip olmuştur. 40 yıllık hizmetini sürdüren restoran: hem Edinburglular ve hem de pek çok ünlü hayranı ve ziyaretçiler tarafından sevilen bir dönüm noktasıdır.
Burada: İskoç deniz ürünleri, sığır eti, kuzu eti yemekleri bulabilirsiniz. Aynı zamanda: buraya özel Angus eti biftek tartare, tuzlu taze deniz ürünleri ve diğer İskoç ürünleri menüde görülmektedir. Restoran her gün saat: 12.00 ile 23.30 arasında açıktır.
Burada bir de otel bölümü bulunuyor. Otel: Cosmopolitan dergisi tarafından: dünyanın yedi harikasından biri olarak seçilmiştir. Otel odalarında: tüm objeler antika ve tarihi parçalardan oluşmaktadır. Elbette fiyatların çok uçuk olduğunu yani yüksek olduğunu tahmin etmişsinizdir. Bu yüzden fazla ayrıntıya girmek istemiyorum.
Boswell’s Court
Dr Johnston James Boswell: 18.yüzyılda burada yaşamış ünlü bir din adamıdır. Günümüzde Witchery Restoran’ın girişindeki bu giriş bölümü: Boswell’in yeğeni James Boswell (1740-1795) tarafından yaptırılmıştır.
Greyfriars Kilisesi
Greyfiars Toolboth ve Highland Kilisesi olarak da bilinen bu yapı: Reformasyon sonrasında, Edinburg şehrinde inşa edilen 1621 yılında açılan ilk kilisedir.
Dini hizmeti dışında, yapı: özellikle Fringe festivali sırasında: klasik resital ve konserlere ev sahipliği yapmaktadır.
Günümüzde kilise mezarlığında, biraz önce sözünü ettiğim: terrier Greyfiars Boby ve efendisi olarak bilinen Eski Jock’un mezarları da bulunmaktadır.
Sağ Bölümde
1. Princes Street Garden
2. Cadılar
3. Ramsay Bahçe
4. Goospie evi
5. Tartan Weaving Mill
6. Camera Obscura
7. Skinner
8. Semple
9. Kale Gift Shop
10. Jollie’s
11. Yeni Meclis Salonu
12. The Lane Market
Withhes Well-Cadılar Kuyusu
Kalenin batı duvarı, Esplande girişinde “Tartan Weaving Mill” denilen yerin yanındadır. Burada: duvarda dökme demir bir yazıt bulunur. Bu yazıtta: burada 300 kadının cadı olmakla suçlanarak yakıldıkları yazılıdır. 16.yüzyılda Castlehill denilen burada cadı yakma eylemleri yapılmıştır. Kurbanlar: genellikle öldürülmeden önce acımasız işkencelere tabi tutulmuşlardır.
Belki hatırlayacaksınız, Edinburgh şehrinin genel özelliklerinde de anlatmıştım. Cadı olmakla suçlanan kadınlar: önce “Nor Loch” denilen gölette suya batırılırlarmış. (Bu göletin nasıl yapıldığını da aşağıda anlatacağım)
Douking Tabure denilen oturağa oturtulan kadınlar: başparmak ve ayak parmakları birbirine bağlı olarak: Loch denilen göletteki dışkıların (şehirde yaşayan insanlar dışkılarını bu gölete atmaktadırlar) içine, iki kere batırılmaktadır. Cadı şüphesi bulunan kadın: sandalye ile birlikte gölete, dışkıların içine battığında boğularak ölürse onun masum olduğu anlaşılırmış ama kadın öldüğüyle kalırmış. Eğer boğulmaz, hayatta kalırsa, o suçlu bulunurmuş ve Castlehill yani burada yakılarak öldürülürmüş.
Bu kurbanlardan birisi de: Leith dışında büyük kullanarak bir gemiyi batırdığına ve Kuzey Berwick bölgesine girerken Kral James VI nın gemisini batırmaya çalışmakla ve cadılıkla suçlanan “Dame Euphane MacCalzean” dır.
Nor Loch
1460 yılında: Kral James III: Old Town ve Princes Street arasında kalan toprak bölüme: kalenin kuzey bölgesinin savunmasının güçlendirilmesi için suni bir su göleti yapılmasını emretmiştir. Bunun üzerine: burada bir baraj inşa edilir. Kalenin dibinde, orijinal St Margaret kuyusundan akan doğal kaynak suyu: buraya toplanır. Burası: başlangıçta Edinburg sakinleri için: güzel ve rahatlatıcı bir yer olarak kullanılmış, yazın tekne binilmiş, kışın paten yapılmıştır. Ayrıca: göl, kalenin manzarasını yansıtarak güzel bir görünüm ortaya koymuştur.
Ancak, bu uygun destinasyon, zamanla bir lağım haline getirilmiştir. Çünkü: insan dışkıları dahil her türlü atık: yıllar içinde buraya dökülmüştür. Bunun sonucunda ise: iğrenç duman ve metan gazları: yöre halkının sağlığını tehdit etmeye başlamıştır. 1759 yılına gelindiğinde: kuzeyde New Town binasının yanından, Loch gölü suları tahliye edilmeye başlanmıştır. Vadi, günümüzde “Princes Street Gardens” dir.
Ramsay Garden
Bu kırmızı çatılı, beyaz duvarlı evler: öncü şehir planlamacısı ve mimar Sir Patrick Geddes (1854-1932) tarafından 1893 yılında tasarlanmıştır.
Goose pie House
Burası: ünlü şair Allan Ramsay (1686-1758) tarafından konut olarak kullanılmıştır ve 1740 yılında yapılmıştır. Evin ismi: sekiz taraflı pasta şeklinden gelmektedir. Bu evin çevresindeki evler de: şair sonrasında “Ramsay Garden” olarak isimlendirilmişlerdir.
Princes Street Gardens’e bakan ev: evlerin ön tarafında yer alır ve en eski olanıdır. Ramsay sokaktan aşağıya doğru yürürseniz bu evi görebilirsiniz.
Tartan Weaving Mill
Burası: Royal Mill yolcuları için başlıca su kaynağı olarak kullanılan yerdir. 5 katlı değirmen ilgi çekmektedir. Çalışma tezgahlarında: yoğun bir fabrikanın atmosferi görülmektedir. Burada: İskoç hediyelik eşya dükkanları ve seyahat acentaları bulunmaktadır.
Skinner’s Close
Bu kapının ismi: 1635 yılında burayı işgal eden Edinburglu kürkçülerden gelmektedir.
Semple’s:
Lady Semple: 8.Rab Semple’nin dul eşidir. Burada: 1638 yılından kalma bir konağın kalıntılarını bulabilirsiniz.
Gezimize devam ediyoruz.
IV. George köprüsünden sapınca: bir heykel göreceksiniz ki, bu meşhur heykeli mutlaka görmelisiniz.
GREYFİARS BOBBY HEYKELİ
1872 yılında Terrier cinsi bu köpek: sahibi ölünce, tam 14 yıl boyunca mezarının başından ayrılmamış olarak tanınıyor. Soğuk ve açlık duygularını bastırarak yıllarca sahibinin mezarı başından ayrılmayan bu köpek: Edinburghlular tarafından fahri hemşeri olarak kabul edilmiş ve buraya heykeli dikilmiştir. Heykelin üzerinde “Dostluk, sevgi ve şefkati senden öğrendik” yazısı bulunuyor.
TOPLANTI SALONU
Bu meclis salonu: İskoçya Kilisesi Genel kurulunun yıllık toplantılarının yapıldığı bir yerdir ve Edinburg kalesinin doğusunda bulunan bir neo-gotik mimari stilli yapıdır. Yapının ikiz kuleleri, şehrin silüetinde hemen görülmektedir. Yapı: 19.yüzyılda yapılmıştır. Üzerinde: armaları, Victoria portreleri, resimler ve ahşap paneller ilgi çekmektedir. Salon 750 koltuk kapasitelidir.
KRALİYET KOLLEJİ
Nicolson Sokak.EH8-9DW adresindedir.
Rolay College: 1505 yılından bu yana kurumsal bir organ olarak, dünyanın en eski şirketlerinden birisidir. Burada: iki konferans tesisi, bir müze ve küçük bir otel bulunmaktadır.
HOLYROOD PARK
Holyrood park bölgesinin zirvesi: Arthur’s Seat’ dir. UNESCO’nun “Dünya Kültür Mirası Listesi’ndedir.
Buraya ulaşmak için uzunca bir yol yürümeniz gerekiyor, yani gününüzün yarısını buraya ayırmalısınız, ama bu volkanik tepeye ulaştığınızda karşılaşacağınız manzara gerçekten muhteşem, bence kesinlikle gidin. Parlamento meydanından binilen otobüsler buraya ulaşır ama yine de otobüsten inince, yarım saatlik bir yürüyüş yapmanız gerekir.
250 metre yükseklikteki bu tepenin eteklerinde: yürüyüş yapan, koşan, köpeklerini gezdiren insanları görebilirsiniz.
Edinburgh şehrinde: şehir boyunca; yüzlerce heyecan verici ve çeşitli sosyal aktiviteler sunulan barlar, kulüpler, sinemalar, tiyatrolar ve müzik yerleri bulunmaktadır. Ama, yine de Glasgow şehri ile kıyaslanırsa, buranın aşağıda kaldığı söylenebilir. Ancak: her ne kadar çok sayıda gece kulübü ve hatta aşırı sayıda pub olmasına rağmen, bunlar genellikle publar saat: 01.00 de ve gece kulüpleri ise, en geç saat: 03.00 de kapanıyorlar.
Ama: ben sizlere, bu şehri ziyaret ederseniz: akşam saat: 19.00 da yapılan korku turlarına kesinlikle katılmanızı öneririm. “Mercat Tours” bunların en popüler olanıdır. Mercat Tours’un: “dead of walks” ya da “ghost and ghouls” turlarına katılırsanız: mutlaka keyif alacaksınız, çok değişik bir tur olacaktır.
Elephant Cafe
Söylenenlere göre: Harry Potter, burada yazılmıştır. Ünlü yazar: eşinden boşandıktan sonra parasızlıktan evinde kaloriferleri yakamayınca, her gün buraya gelir ve romanını yazarmış. Ünlü yazar Harry Potter dizilerinin meşhur olmasının ardından zengin olmuş, ama şehri ziyaret edenler de burayı yoğun olarak ziyaret ediyorlar.
Edinburgh şehrinde: toplam 780 tane pub bulunduğu söyleniyor ve böylece: dünya üzerinde kişi başına düşen pub sayısı bakımından birinciymiş. Ancak: pub kültürünün öne çıktığı bu şehirde: akşam saat 22.00’den sonra pub önlerinde, açık havada içki içilmesi yasaktır. Sigara derseniz: publar dahil kapalı alanların hiçbirinde sigara içilmesine izin verilmiyor.
Bar-Publar
Şehirdeki pub lar, genellikle cowgate ve grassmarket Street bölgelerinde yoğunlaşmıştır. Bu yüzden, akşam saat: 23-24 gibi, bu bölgeler hareketlenir. Bar ve publar: gece yarısından itibaren sabahın erken saatlerine kadar açık kalmaktadırlar. Bunlarda: geniş menüler, trendy kokteyller tadabilirsiniz.
Three Sisters Pub
Royal Mile kapalı Cowgate bölümündeki büyük avluda bulunan mekan: şehrin popüler publarından birisidir.
Phoenix
Broughtron Street caddesindeki mekan: özellikle posh Hibbe destekçileri müşterileri için popüler bir pub dır.
Gece Kulüpleri ve canlı müzik
Şehirde gece kulüplerinde, uluslar arası DJ ler tarafından, düzenli müzik etkinlikleri yapılmaktadır. Ayrıca, yine şehirde, dünyaca ünlü sanatçıların canlı performans sergiledikleri müzik sahneleri bulunur.
Özellikle “Princes Street Gardens” ve “kale”: bazen büyük sanatsal etkinliklere ve konserlere ev sahipliği yaparlar.
Cabaret Voltaire
Şehirdeki en popüler gece kulüplerinden birisidir. Şehrin yer altı kulüplerindendir. Düşük tavan ve kabinleri ile samimi bir mağara yapısındadır.
Espionage
Edinburgh şehrinin en büyük gece kulübüdür. Bu nedenle, şehirde en çok gece hayatı düşkünleri burayı tercih ederler ve giderler, girişin ücretsiz olması da bunda etkilidir.
Bongo Club
Gündüzleri medya mekanı, kafe, sergi ve prova alanı iken, geceleri canlı müzik, tiyatro ve klüp olarak çok fonksiyonlu bir eğlence mekanıdır.
Citrus Club
Burada: seksenlerin klasik rock müziği, reggae ve dans müzikleri duyulmaktadır.
Liquid Room
Victoria Street caddesindeki bu kulüp: canlı müzik ve ilginç mekan yapısı ile dikkat çekmektedir.
Lola Lo
Kalabalık New Town gecelerinde, saat: 03.00’e kadar açıktır. Eskiden “Po Na” olarak bilinirdi ve Ağustos 2011 tarihinde yeni ismiyle yeniden açıldı.
Potterrow
Cam kubbeli bu yapı, öğrencilerin yoğun tercih ettikleri yerlerden birisidir ve 1000 konuk kapasitelidir.
Jam House
Queen Street Garden karşısındaki bu mekan, her gece saat 22.00’de canlı müzik guruplarının sahne aldığı bu mekan: akustik müziğin etkin olarak kullanıldığı bir yer olarak önem kazanmaktadır. Burada canlı müzik eşliğinde yemek yiyebilirsiniz.
HMV Picture House
Bu mekan: 350 kişilik balkon bölümündeki barı ve toplamda 1500 konuk kapasiteli büyük bir yerdir. Gençler, burayı özellikle tercih ederler.