Eğer kozmopolit gece hayatı ve canlı bir sanat ve kültür sahnesi arıyorsanız: şehirdeki büyük bir geleneksel pub’ı ziyaret edebilirsiniz. Şehirdeki gece hayatı erken başlar ve erken biter.
Horsesboe Bar
Burası: İngiltere’de en uzun süreli bar olarak kabul edilir.
İnsomnia:
Bu kulüp: şehirde 24 saat açık bir yer olarak önem kazanmaktadır. Şehirden uzak, geleneksel bar ve pub’ları düşünürseniz, bu kez: Biggar ve Paisley olabilir.
Bon Accord
North Street.G3-7DA adresindedir.
Burada, 1000’den fazla farklı bira, 250 çeşit malt viski bulunduğu söyleniyor. Yani, burada muhteşem bira ve malt viski koleksiyonu bulunuyor.
Alexanders
Alexanders Street.Clydebank.G81-1SQ adresindedir.
Burası, şehrin geleneksel publarından birisidir. Aynı zamanda, İskoç sosyal buluşma yeri olarak da değerlendirilir.
Edinburgh şehrini ziyaret ettiğinizde, uzunca zamanınız varsa, şehir yakınlarında gezmenizi önereceğim yerlerden bir kısmı aşağıdadır.
INCHCOLM ADASI
Inchcolm adası: Kuzey Edinburgh ve Fife bölgesi arasında küçük bir adadır. Konumu nedeniyle: ada: Napolyon savaşı ve II. Dünya savaşı sırasında, Edinburgh şehri için önemli bir savunma karakolu olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise “Historic Scotland” tarafından işletilmektedir.
Ada üzerinde: 12. yüzyıldan kalma ve İskoçya’nın en iyi korunmuş manastır binası kalıntıları bulunmaktadır.
1560 yılında İskoç reformasyonu sonucunda: manastır terk edilmiştir.
UNİON CANAL
Lochrin havzasındadır.
Union Canal: 19. yüzyılda benzeri “Leith” suyolu gibi: şehrin ötesinden şehir merkezine su getirmek üzere yapılmıştır. 32 km. lik su kanalı: su kemerleri, tüneller, köprüler ile doludur. Kanalda kömür mavnaları gezinmektedir.
EDİNBURGH HAYVANAT BAHÇESİ
Corstorphine Road EH12-6TS adresindedir.
Corstorphine Tepesinde bulunan hayvanat bahçesi: 1990’lı yıllarda bakımsızdı ve insanlar buraya rağbet etmiyorlardı. Hayvanat bahçesi: son yıllarda büyüdür. Penguenle, koala ve maymunlar ve tehlike altındaki türlerin yetiştirilmesiyle, şehrin önemli bir ziyaretçi yerlerinden biri haline geldi ve yılda 650 bin kişi tarafından ziyaret ediliyormuş.
Özellikle: son yıllarda Çin hükümeti tarafında ödünç verilen iki panda ilgi çekmektedir. Uganda’dan ise, 40 şempanze bulunmaktadır.
PORTOBELLO BEACH
Burası, şehir merkezine: otobüs ile yaklaşık 30 dakika uzaklıktadır ve bu plajda deniz kıyısında güzel zaman geçirebilirsiniz.
LOCH NESS
Şehir yakınlarındaki bu bölgeye gitmek fazlaca zaman alıyor ve yolculuk yaklaşık 7 saat sürüyor. Burası bir vadi set gölüdür ve pek bir anlam ifade etmiyor, gitmenizi önermiyorum. İnsanların burayı tercih etmelerinin en büyük nedeni, bu bölgede anlatılan ve gölde bir canavar bulunduğuna dair efsanedir.
Bizim “Van gölü canavarı” gibi bir efsane burada da yaygındır, ancak gölde bulunduğu söylenen bu canavar hakkında herhangi bir bilimsel kanıt veya gören duyan olmamıştır. Sanırım: buraya turist çekmek için uydurulmuş bir yalandır.
STİRLİNG
Kasaba: Edinburgh şehrinin de üzerinde bulunduğu “Firth of Forth” fiyorduna akan Forth Nehri ağzında bulunmaktadır.
Ünlü İskoç bağımsızlık savaşçısı Wallace: İngiliz ordularına karşı, bu kasaba yakınlarında büyük bir zafer kazanmıştır. Ancak devamında Falkirk savaşında: bu kez, İskoç soyluları Wallace desteklemezler ve son anda savaş meydanından çekilerek, onu tuzağa düşürürler ve bunun üzerine İngilizler tarafından yakalanan Wallace idam edilir ve vicudunun parçaları, ülkenin çeşitli yerlerine gönderilir. Ancak, bu durum İskoçlarda bağımsızlık düşlerinin gelişmesine neden olur ve ortaya çıkan mücadele ruhu: 1315 yılında İskoçya’nın bağımsızlığı ile sonuçlanır.
Kasabanın en büyük özelliği: tarih boyunca krallık taraftarı olarak bilinmeleridir ve buna bağlı olarak: 1130 yılında, İskoç kralı Davıd I tarafından “Royal Burgh” yani “kraliyet şehri” olarak onurlandırılmıştır.
Edinburgh kalesi kadar güzel olan Stirling kalesini mutlaka görmenizi öneririm. Burada ayrıca “William Wallace” anıtı da ilgi çekiyor. Bağımsızlık mücadelesi sırasında, bu kale İngilizler tarafından temelleri kalıncaya kadar yıktırılmış olmasına rağmen, daha sonra yeniden yapılmıştır.
Edinburgh şehrinde: Old Town ve New Town bölgeleri yanında, gezilecek diğer yerler: Southside ve Stockbridge bölgelerinde bulunmaktadır. Eğer şehirde uzun zamanınız varsa, buralarda da gezmenizi önereceğim yerler, aşağıdadır.
SOUTHSİDE
Burası: Royal Mille, şehrin güneyi ve Cowtage Üniversitesi binalarını içine alan ve Causewayside’ye kadar uzanan bölgedir.
Bölgenin merkezinde üniversite bulunmaktadır. Şehir merkezine yakın olması nedeniyle, her zaman hareketli ve kalabalıktır. Özellikle: öğrencilerin kullandığı çok sayıda bina ve festival tiyatrosu gibi tarihi ve başkaca modern binalar, barlar ve restoranlar bulunmaktadır.
Festival Tiyatrosu
Nicolson Street.EH8-9FT adresindedir.
Burası: Haziran 1994 tarihinde yeniden açılmış ve İngiltere’nin en büyük sahnesi olmuştur. Oditoryum 1915 koltuk kapasitelidir ve 1928 yılı yapımı Empire Tiyatrosunun restorasyonu sonucu ortaya çıkmıştır. Tiyatronun mimari stili: art nouveau, Beaux Arts ve neo-klasik tarz karışımıdır.
Yapının büyük cam cephesi dikkati çekmektedir. Bu cam yüzey: hemen karşısındaki binanın görüntüsünü yansıtmaktadır.
Udderbelly en Mera
Bristo meydanındaki bu yapı, yalnızca Fringe festivali sırasında kullanılmaktadır. İlginç tip ve renkteki (mor renkli inek başı şeklindedir) bu yapının içinde 322 kişilik bir salon bulunmaktadır.
İskoçya Ulusal Müzesi
Chambers Street.EH1-1JF adresindedir. Müzeye giriş ücretsizdir.
Müze: 1861 yılı tarihli Victoria dönemi binanın yenilenmesi sonrasında, 29 Temmuz 2011 tarihinde ziyarete açılmıştır. Burada: 20 bin üzerinde bulunan eserler, 36 galeride sergilenmektedir.
Büyük Galeri: cam atrium üzerinde dört katlı olarak yükselen geniş bir salondan oluşmaktadır. Bu salon: dünyaya pencere olarak isimlendirilir ve 18 metre yükseklik ile, Birleşik Krallık içinde kendi türünün en büyüğüdür. Kemerli salonu boyunca duvarlarda, müzenin koleksiyonuna ait 800 eser sergilenmektedir.
Büyük salon girişinde: bir restoran ve bir balkonda kafe bulunmaktadır. Ayrıca, cam asansör, yürüyen merdivenler kullanılır.
Merkez Camisi
Potterrow. EH8-9BT adresindedir.
Bu camide: dini ibadet dışında, konferans ve tartışmaların düzenlendiği bir bölüm ve ayrıca: Discover İslam Sergisi ziyaret edilebilen bir bölüm de bulunmaktadır. Bunların yanında: Mosque Kitchen denilen yerde: ucuz ve lezzetli yemekler sunulmaktadır.
Meadows
Burası bir park alanıdır. Daha doğrusu bir çayırlık alan da denilebilir. Edinburgh Üniversitesi alanına bitişiktir. Batı’da Bruntsfield’den, doğuda Melville Drive bölgesine kadar uzanır.
Yaz aylarında, burada: festivaller ve spor etkinlikleri düzenlenir, güneşlenmek isteyenler burayı popüler bir yer olarak tercih ederler. Ayrıca: köpek gezdirenler, uçurtma uçuranlar, top oynayanlar, firizbi oynayanlar görülebilir.
Doğu bölümde ise, tenis kortları, golf sahaları bulunur. Kriket maçları da, burada düzenlenir. Okçuluk turnuvaları da burada yapılır.
STOCKBRİDGE
Bir köy atmosferinin egemen olduğu bu bölüm, şehir merkezine yürüyerek 10-15 dakika uzaklıkta New Town denilen bölgenin kuzeyindedir.
Bu bölgede: birçok şarküteri, çay evleri, küçük restoranlar ve popüler bodrum barları bulunur. Özellikle: dar St Stephen caddesi üzerinde ve Bailie bölgesinde: antikacılar ve köklü ve popüler bodrum barları görebilirsiniz. Inverleith bölgesinde ise, botanik bahçeleri bulunur.
Edinburgh Akademisi
Henderson Row.EH3-5BL adresindedir.
Merkezi New Town bölgesinde bulunan okulun bu bölümü: 1824 yılında inşa edilmiş ve William Yanık tarafından tasarlanmıştır.
Aziz Stephan Kilisesi
Aziz Stephan Street.EH3-5AB adresindedir.
Bu geniş bina: ince akustiği ile koro konserleri ve müzik resitalleri için popüler bir mekan olarak kullanılmaktadır. Özellikle: Fringe festivali sırasında bu yapı kullanılır.
St Bernard Kuyusu
İskoçya Edinburgh merkez gezisi; günümüzde demir bir kapalı kapı bulunan mekan, yüzyıllar boyunca efsanevi olarak şifalı maden suyu ile tanınmaktadır. Yapı: dairesel Roma tapınağı tarzındadır. Bu tarzın projesi: ünlü Edinburgh manzara ressamı Alexander Nasymth tarafından İtalya’daki Tivoli Vesta Tapınağı ilham alınarak çizilmiş ve 1789 yılında inşa edilmiştir. Açık ve sütunlu kubbenin merkezinde, Hygieia denilen Sağlık Tanrıçasının mermer bir heykeli bulunmaktadır.
New Town parklarından akan su: derin bir vadiden geçerken bu kuyuda da 200 yıldır görülmektedir.
Yıllardır, zengin tatilciler, kuyunun sularından yararlanmak için şehri ziyaret etmektedirler. Çünkü: artrit, sırt ağrısı ve hatta körlük için, bu suyun iyi geldiği öne sürülmektedir. Ancak, bu çeşitli iddiaların tıbbi olarak herhangi bir şekilde kanıtlandığı söylenemez. Suyun tadına bakanlar: suyun iğrenç, hidrojen gazı tadına sahip olduğunu söylemektedirler. Yani, metalik bir koku algılanmaktadır.
Kuyunun suyunun en iyi kullanılacağı zaman olarak: ağır bir yağmur fırtınasının sonrası denilmektedir çünkü gelen yağmur suları kanallardan geçerek kuyuyu doldurmaktadır.