Amsterdam merkezi küçük olmasına karşın, hayli büyük bir kenttir. Kimi banliyölerini ilgi çekici bulabilirsiniz. Gidip gitmemek konusunda, tercih sizin.
AVİODOME:
Buraya gitmek için, tren kullanabilirsiniz. Schiphol Havaalanına giden trenle buraya ulaşabilirsiniz. Burası: Ulusal Havacılık ve Denizcilik Müzesidir.
Schiphol Havaalanındaki kocaman bir aliminyum kubbenin altında bulunuyor. Müzenin ziyaretçileri: Montgolfier Kardeşlerin balonlarıyla, uzay yarışına kadar havacılık tarihini izleyebiliyorlar.
Ayrıca, burada, dünyanın en eski havayolu şirketi ve Hollanda Ulusal Havayolları olan KLM’nin tarihine de ağırlık verildiğini göreceksiniz.
AMSTERDAM BOS:
Buraya otobüsle gidebilirsiniz. 170,171 ve 172 numaralı otobüsler buraya gidiyor. 1920 ve 1930’lu yılların sonunda, dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde olduğu gibi, Hollanda’da da, büyük bir ekonomik durgunluk yaşanır.
İşsizlik sorununu çözmenin yollarından biri de hükümet tarafından desteklenen geniş katılımlı projeleri hayata geçirmektir. Kentteki, en büyük eğlence-dinlence alanlarından biri olan “Amsterdam Bos”, yani Amsterdam Ormanı, bu projelerden biridir.
Yeşil alan, 1967 yılında, günümüzdeki 800 hektarlık alana genişletilmiştir. Amsterdam Bos, yalnızca bir park değil. Burada: ahırlar ve ağaçlık bölgeler ile yazları gösterilerin düzenlendiği açık hava tiyatrosu var.
Hatta: kürek çekip, yelken açılabilen ya da dilerseniz saatlik tekne kiralayabileceğiniz bir gölün yanı sıra, botanik bahçeleri, dağa koruma alanları ve hayvanların yaşadığı kapalı yerler de bulunuyor.
ZAANSE SCHANS:
Zadam banliyösünün, birkaç kilometre kuzeyine uzanan, tipik bir Amsterdam manzarasıdır. 1960 yılında yaratılan bu yaşayan müze: çiftlik evleri, yel değirmenleri, mandıra ve samanlık gibi burada kurulmuş gerçek binalardan oluşuyor.
Zaanse Schans’da: kanal boyunca, hala iş gören değirmenler, peynir üretim yerleri, tahta pabuç atölyeleri dizilmiş.
Bu bölgeyi: dilediğiniz gibi, keşfetmekte özgürsünüz, hatta belki güzel bir pannekoeken (krep) de yiyebilirsiniz. Mutlaka tadın.
Hollanda denilince sanırım ilk akla gelen “turuncu” yani “portakal rengi” ve Hollandalılara verilen “portakallar” lakabıdır.
Hollanda ülkesi: Aruba ve Bes adalarından oluşmaktadır. Ülkenin kuzeyinde ve batısında: Kuzey denizi bulunur. Bu yüzden: adından da anlaşılacağı üzere, ülke alçak bir ülkedir ve ülke topraklarının büyük bölümü: deniz seviyesinin altındadır.
Deniz seviyesinin altındaki bu bölümün, ülke genelinde % 18’lik bir bölüm olduğu söyleniyor.
Deniz seviyesinin altındaki bu bölümde, su baskınlarını önlemek için denize setler yapılmıştır. Yine de fazla suyu atmak için değirmenlerle çalışan kanallar kullanıyorlar.
Deniz seviyesinin altında bulunan batı kesiminde:
Kanallar, nehirler ve deniz kolları ile kil ve turbo topraklar ile önlem alınmıştır. Ülkenin doğu kısmı ise, deniz seviyesindedir.
Ülkede, deniz seviyesinin altındaki şehirlerin isimlerinin sonunda “dam” eki bulunur. Hollanda devleti: denizin yani suyun şehirleri ve yerleşim yerlerini basmasını önlemek için yoğun çabalar göstermektedir ve bunun karşılığında, her Hollandalıdan fert başına vergi almaktadır.
Yükseklik burada nadiren 50 metreyi aşar. Bu yüzden, burada bulunan arazinin büyük bölümü tarıma ayrılmıştır. Ayrıca: ülkenin ormanlık ve fundalık alanları da bu bölgededir.
Ülke: monarşiyle yönetilir yani bu ülkede: kral ve kraliçe bulunuyor. Ancak: ülke “Anayasa” ile yönetiliyor.
Bu Anayasa ve diğer kanunlar: bir bütün olarak krallığın siyasetine yön verirler. Ülkedeki diğer tüm kurumlar, yine Anayasa ile şekillendirilir ve yönetilir.
Ülkenin toplam yerleşim alanı, 1900’lü yılların başında 30 bin kilometre kare iken, deniz doldurularak, günümüzde ülkenin yerleşim alanı 40 bin kilometre kareye yayılmıştır. Bu yüzden: “Tanrı Dünyayı, Hollandalılar Hollanda’yı yarattı” diyorlar.
Hollanda denilince ilk akla gelenler: peynirler, yel değirmenleri, bisikletler ve lalelerdir. Öte yandan: Hollanda ülkesinin en büyük özelliklerinden birisi de: bu ülkede serbestçe kullanılan “esrar” yani “uyuşturucu” dur.
Ayrıca: yine bu ülkede, sosyal haklar, üst düzeydedir. Eşcinsellik ve fahişelik, bu ülkede gayet normal karşılanır.
TARİH:
1795 yılına kadar, Hollanda konfederasyondan oluşan bir Cumhuriyet olarak yönetiliyordu. 7 il: oluşan konfederasyon devletini oluşturuyordu. Bu Birleşik Hollanda Cumhuriyeti: dış politika ve savunma durumlarında, beraber hareket ediyordu.
Fransız işgalinin ardından ise: eski Hollanda Cumhuriyeti: Hollanda krallığı haline dönüştürüldü. Ülkenin ilk kralı ise Louis Napoleon oldu.
Ardından: 1806-1810 yılları arasında yine Cumhuriyet dönemi başladı ve 1813 yılında Hollanda’nın bağımsızlığını kazanması ile son varis William Frederick: sürgünden dönerek, egemen prens ilan edildi ve 1814 yılında ilan edilen monarşi, Anayasa ile pekiştirildi.
1815 Viyana Kongresi sonucunda: kuzey ve güney Hollanda birleşti.
Ülke: I. Dünya savaşında tarafsız kaldı. Ancak: II. Dünya savaşında, Almanlar tarafından işgal edildi.
II. Dünya Savaşından sonra: sömürge süreci başladı. 1949 yılında, Kraliçe Juliana: Hollanda Doğu Hint Adalarının egemenliğini imzaladı. 1962 yılında, Yeni Gine sömürgeden çıkarıldı. 1963 yılında Endonezya’nın egemenliği tanındı.
İKLİM:
Ülkede: ılıman deniz iklimi egemendir. Kıyı bölgesinde, ortalama sıcaklık, Ocak-Temmuz ayları arasındaki dönemde: 14-34 derece arasındadır. De Bilt, yani ülkenin en yoğun nüfusunu barındıran bölgede ise, ortalama sıcaklık, Aralık ayında, eksi 1 iken, ocak ayında 4 derecedir.
Temmuz ayında ise, 22 derecedir.
Ülkenin büyük bölümünde uzun süreli don olduğu gibi, bulutsuz gün çok nadirdir. Ancak, iç kesimlerde, yüksek dağlar ve doğal engeller bulunduğundan, iklim, bölgeden bölgeye değişmektedir.
İNSANLAR:
Ülkede, 2012 yılı sayımlarına göre, 16.7 milyon insan yaşamaktadır. Bunlar ağırlıklı olarak Hollandalılardır ve tüm nüfusun % 91 kadardırlar. Etnik guruplar ise: Faslılar, Türkler, Surinamlılardır.
Hollanda: dünyanın en yoğun nüfuslu ülkelerinden birisidir. Kilometre kareye 379 kişi düşer. Nüfusun % 89’u şehirlerde yaşamaktadır.
DİN:
Ülkede, ağırlıklı dinler: % 31 Katolik, % 21 Protestan, % 5.5 Müslüman ve % 2.5 diğer dinlerden oluşmaktadır.
DİL:
Ülkede: Hollandaca yani Flemenkçe resmi dil olarak konuşulmaktadır. İngilizce de yaygın olarak konuşulur.
VİZE:
Hollanda ülkesini ziyaret etmeniz için Shengen vizesi sahibi olmanız gerekiyor.
BİSİKLET:
Ülkede, Çin’den sonra en büyük bisiklet varlığı bulunuyor ve her şehirde birçok bisiklet yolu yapılmıştır. Ülke geneline bakıldığında ise, bırakın dağları ülkede tepe bile yok gibidir ve bu yüzden bisiklet kullanımı çok yaygındır.
Öte yandan, ülkede her yıl 80 bin bisiklet çalındığı da söyleniyor. Yani, bu ülkede bisiklet kullanacaksanız, mutlaka kilit tertibatı bulundurmalısınız.
PARA:
Ülkede “Euro” kullanılmaktadır.
BAYRAMLAR-TATİL GÜNLERİ:
1 Ocak Yılbaşı
29 Mart Paskalya
1 Nisan Paskalya Pazartesi
30 Nisan Kraliçenin doğum günü
5 Mayıs Kurtuluş günü
9 Mayıs Yükseliş günü
20 Mayıs Yedinci Pazartesi. White Monday
25 Aralık Noel günü
26 Aralık 2. Noel günü
YEL DEĞİRMENLERİ:
Yüzyıllar boyunca: Hollanda ülkesinde enerji üretimi, bu yel değirmenleri vasıtasıyla yapılmıştır. 19. yüzyılda 9000 civarında olduğu bilinen bu yel değirmenleri; günümüzde 800 civarındadır ve özellikle Amsterdam şehri yakınlarında olsa da, ülkenin diğer birçok kırsal alanında görülebilmektedirler ve birçokları hala kullanımdadır.
Hatta: ülkenin arazide bulunan birçok fabrikaları: rüzgarı engellememek üzere dizayn edilmişlerdir.
UYUŞTURUCU:
Ülkede uyuşturucuda belli bir oranda ve belli yerlerde serbestlik sağlanmıştır.
1980’li yıllarda, gerek kontrolünün sağlanması ve gerekse vergilendirmek için uyuşturucuyu daha doğrusu esrarı serbest bırakmışlardır.
Bunun sonucunda, günümüzde uyuşturucudan Hollanda devletinin kazandığı vergi oranının 10 milyar Euro olduğu söyleniyor Çünkü: ülkede bulunan “coffee shop” larda, ayrı dünyalara yolculuk yapmak isteyen Hollandalılar yanında binlerce Avrupalı da bulunuyor.
Öte yandan, bu uyuşturucu mekanlarının önünde uzun bir kuyruk görürseniz, bilin ki, Hollanda devleti, uyuşturucu müptelalarına ücretsiz uyuşturucu dağıtmaktadır.
Çünkü, bunların uyuşturucu krizine girip başkalarına zarar vermelerini istemezler.
Sonuç olarak: 10 milyar Euro yıllık vergi geliri için, bir devletin insanlarını uyuşturucuya alıştırması ne kadar doğru, hayır bence bunun kabul edilebilir yanı yok.
LALE-TULPEN:
Hollanda ülkesinde: küçük bir ülke olmasına rağmen, Türkiye’ye bile çiçek sattıklarını söylersem sanırım şaşıracaksınız. Hollanda’da sabah kesilen çiçekler, öğleden sonra, Avrupa’nın birçok büyük şehrinde satışa sunuluyor. Ülkenin lale’den yıllık gelirinin 5 milyar Euro olduğu söyleniyor.
Öte yandan bu ülkede lale’.ye “tulpen” deniliyor ki, bunun da “tülbent” kelimesinden geldiği, çünkü lalenin lale soğanından çıkması nedeniyle bu kelimenin isim olarak verildiği söylenmektedir. Lalenin tarihi incelendiğinde: Osmanlı kökenli bu bitkinin, aslında Belçika’ya gönderildiği, ancak Hollandalılar tarafından alınarak geliştirildiği görülüyor.
Özellikle: bahar döneminde, Hollanda’da: çarpıcı renklerde laleler gündeme gelir. Bunlar: kırmızı, pembe ve sarı renktedirler.
Çiçekler: Mart sonundan; Mayıs ayı başına kadar gelişirler ki, özellikle Nisan ayının ikinci yarısında açarlar. Mayıs ayının başında ise, inanılmaz renkler ortaya çıkar.
En ünlü lale bahçeleri: Leiden ve Den Helder şehirleri arasında, kuzey denizi tepelerinin ardındadır.
Amsterdam’da birbirinden farklı ve seçkin pek çok eğlence mekanı var. Bunların sayısı, yaklaşık olarak: 1402 tane. Yüzyıllık Concertgebouw’dan, Amstel’deki 17’nci yüzyıldan kalma Ljsbreker kafeye kadar, Amsterdam’ın dört bir yanında ilginç seçenekler bulabilirsiniz.
Hollandalıların Amerikan cazına duyduğu tutku: BB King, Pharaoh Sanders gibi büyük ustaları, Blues Festivali ve Drum Rhythm Festivali gibi organizasyonlara çeker.
En popüler olan yaz etkinlikleri arasında: Hollanda Festivali ile Dünyanın Kökleri Festivallerini de saymak mümkün.
Yıl boyunca: değişik dillerde sunulan tiyatro ve film gösterimleri var. Bunlara, sayısız sokak sanatçılarından geç saatlerde bar ve kafelerde izleyebileceğiniz guruplara kadar pek çok ücretsiz etkinlik de katılabilir.
Amsterdam’da, yılın her akşamı: 50’nin üzerinde farklı etkinliğin düzenlendiği söylenir. Yani bu, bir bakıma burada, canınızın hiç sıkılmayacağı anlamına gelir.
Kent çapında: konser salonları ve tiyatroların yanı sıra, bale, opera, pop müzik ve klasik müzik orkestralarının gösterileri de düzenli olarak boy gösterir.
Orkestra ya da oda müziğinin sunulduğu belli başlı yerler:
Museum plein çevresindeki Concertgebouw’dadır. Amstell’in kıyılarına kurulan: Muziek Theater, Ulusal Bale’nin evidir ve opera gösterimlerine sahne olur. Eski Borsa Binası olan ve Dam yakınlarındaki Beurs van Berlage: iki konser salonuna sahiptir ve Hollanda Filarmoni Orkestrası ile Hollanda Oda Müziği Orkestrası’nın evidir.
Oude Schans’taki Bemhuis: caz ve blues için biçilmiş kaftandır. Magere Brug yakınlarındaki Koninkljk Theater Carre; müzikallere ev sahipliği yapar.
Stand-up komedi izlemek isteyenler: programın İngilizce olduğu, Leidseplein’deki Boom
Chicago’ya gidebilirler.
Amsterdam’a gelir-gelmez; gösterimler için rezervasyon yaptırabilirsiniz. Ama en beğenilen oyunların biletleri, çok çabuk tükenmektedir. VVV’nin (Amsterdam Turizm Danışma Bürosu) yayınladığı, aylık Amsterdam Day by Day Dergisinde; gösterimler, günlük olarak listelenir.
Kente gelmeden önce rezervasyon yaptırmak için Amsterdam Üit Bureau’ya (AUB-Uitlijn) başvurabilirsiniz. Belli başlı gösterimlerin yer aldığı, magazin dergisi Uitkrant’tan yararlanabilirsiniz.
Kente yayılmış sanat galerileri ve müzelerde, zaman zaman geçici sergiler düzenleniyor.
Vondelpark’ta bulunan Film Museum’da da özel gösterimler ve film festivalleri düzenleniyor.
Hollanda Festivali: Haziran ayı boyunca, ülkede düzenlenen sanat etkinlikleriyle kendini gösteriyor. Amsterdam’da, parklar ve pleinlerin (alan) yanı sıra, galeriler ve konser salonları da çeşitli aktivitelere sahne oluyor.
Leidse plein çıkışındaki “Max Euweplein” de bulunan “Amsterdam Casino” yetişkinler için çekici olabilir. Her gün saat: 13.30 dan sonra açık.
Kentte: özellikle, Leidse plein ve Rembrandts plein civarındaki caddeler: diskolar ve gece kulüpleriyle dolu. Eğer en güzel yerleri bulmak istiyorsanız, küçük bir ipucu, kalabalıkları takip edin.
GECE EĞLENCE:
Güneş battıktan sonra, eğlenmek isteyenlere, kentte, her akşam 40’ın üzerinde farklı gösterinin düzenlendiğini hatırlatmakta yarar var.
Hollanda Ulusal Opera ve Ulusal Balesinin merkezi: buradadır. Revü ve dans gösterilerinin yanı sıra; orkestra, müzikal ve komedi gösterimi sunan çok sayıda yer var.
Ayrıca: binlerce genci kendine çeken kulüpleriyle, Amsterdam’ın gece hayatı son derece canlıdır.