Paris 7.Nolu Bölge

Paris 7.Nolu Bölge

TOUR EİFFEL (EYFEL KULESİ)

Paris 7.Nolu Bölge; Paris denilince, ilk akla gelen kule, işte tam karşınızda. Babaannem olsa, demir yığını yakıştırmasını anında yapar. Gerçekten tam bir demir yığını. Ama, bütün dünyadan, bu demir yığınını görmek için, milyonlarca insan, şehre geliyor. Veya şehre gelenler, bu demir yığınını görmeden ve fotoğraf çektirmeden asla buradan ayrılmıyorlar. Yakınlarına, bu demir yığınının hediyeliklerini armağan olarak alıyorlar.

Yılda, yaklaşık 6 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. Yapımından bu yana, kendisini ziyaret eden 200 milyondan fazla insanla, dünyanın en çok ziyaret edilen anıtı.

KULENİN ÇEVRESİ

Kulenin çevresinde pek yemek yenecek yer yok. Sandviç satan büfeler var. Sandviçler pek fena değil, ancak biraz pahalı. Kulenin hemen altında kulenin her türlü hediyelik türünü (anahtarlık, magnet gibi) satanları göreceksiniz ama sakın satın almayın. Kuleden biraz uzaklaşınca, özellikle kulenin havuz tarafında ilerlediğinizde, bu kez yine aynı ürünleri satan Afrikalı satıcılarla karşılaşacaksınız ki, bunların çoğu Nijeryalı ve Müslüman, Müslüman ve Türk olduğunuz anladığınızda, bütün ürünlerin fiyatı aşırı iniyor, yani bir magnet için en fazla 1 Euro ödemeniz mümkün. Kulenin minyatür heykelleri için de aynı şekilde, gayet uygun fiyatlar var, mutlaka pazarlık yapın.

KULENİN YAPILIŞI

1888 yılında, İspanya’nın Barcelona şehrine bir kule yapılması planlanır. Ancak: 1889 yılında, yani Fransız İhtilalinin 100.yılı kutlamalarının olduğu yıl, Paris şehrinde “Expo Fuarı” açılması planlanınca : bu kulenin, Paris şehrine yapılmasına karar verilir ve şehir merkezinde, 1888 yılında, Seine Nehri kıyısında, Champ de Mars bölgesinde yapımına başlanır.

Kulenin tasarımcı mimarı: Gustave Eiffel. Mimar: yüksek demiryolu viyadük inşası deneyimi bulunan bir mühendistir.

Yapımda katkısı bulunan diğer mimarlar ise: Emile Naugier, Maurice Mocehlin ve Stephan Sauvestra. Yapıda: 300 işçi çalışır.

Kulenin yapımında: 7800 ton demir, 18000 ton çelik kullanılmış. Ama: söylentilere göre, bugünün yapım teknikleri kullanılmış olsa idi, aynı malzeme ile, bu kuleden, üç tane yapılabilirmiş. Evet, biz devam edelim. Bu her birine ayrı şekil verilen metal malzemeler: 2.5 milyon perçinle birbirine birleştirilir. Çalışmalar sırasında: her türlü güvenlik önlemi alınmasına rağmen: yine de 1 işçi hayatını kaybeder.

Evet;

Kule, iki yıllık bir yapım aşaması sonucunda, 31 Mart 1889 tarihinde törenle açılır ve aynı yılın 6 Mayıs tarihinde faaliyete geçer.

Evet, Eyfel kulesi yapımı aşamasında ve yapıldıktan sonra, şehir halkı tarafından, göz zevkini bozduğu gerekçesiyle sürekli eleştirilir. Mimar Gustave Eiffel’in: yapının artistik yönünün ön plana çıkararak, mühendislik yönüne gerekli önemi vermediği söylenir.

Özellikle, her seferinde, Eyfel kulesinden nefret ettiğini söyleyen ünlü yazar Guy de Maupassant; “Neden öğlen yemeklerini, kuledeki restoranda yediği” sorulduğunda, “Çünkü, burası Paris’te, kulenin görülmediği tek yer” yanıtını verir.

Yapımının ardından: 20 yıl ömür biçilen kulenin, kullanım süresi dolduktan sonra sökülmesi planlandı ise de, 1909 yılında, çektiği ilgi nedeniyle, bundan yani sökülmesinden vazgeçilir.

Paris 7.Nolu Bölge Eyfel Kulesi

KULENİN SAYISAL BİLGİLERİ

Kulenin yüksekliği; 324 metre. Bunun: 24 metrelik en üstteki bölümü: televizyon antenidir. Bu yükseklik: 81 katlı bir binanın yüksekliğine eşdeğerdir. Kulenin katlarının yüksekliklerine gelince: 1.kat: 57 metre, 2.kat: 115 metre ve 3.kat ise: 276 metre yüksekliktedir. 2.katta: 95 metre yükseklikte bir restoran bulunuyor. İsmi: Verne Jules.

Yapıldığında: dünyanın en uzun anıtı unvanını: Amerika-Washington Özgürlük Anıtından alır ve bu unvanını: 1930 yılına kadar : yani Amerika’daki Chrysler binası inşa edilinceye kadar, dünyanın en yüksek yapısı niteliğini korumuştur. Günümüzdeki durumuna gelince: Fransa’nın en yüksek 5. yapısıdır.

7300 ton ağırlığındaki kule, güneşle birlikte, tepeden yaklaşık 18 santimetreye kadar genleşmektedir. Rüzgarlı havalarda ise, 6-7 santimetre kadar yana yatmaktadır.

KULENİN BOYANMASI

Paslanmasını önlemek için, kule: 10 yılda, bir kez boyanıyormuş. Tüm kulenin boyanması, yaklaşık 4 yıl sürüyormuş. 50-60 ton boyanın kullanıldığı işlem sırasında, kulenin tek renk görülebilmesi için aşağıdan tepeye doğru koyulaşan üç ayrı tonda boya kullanılır.

KULEYE ÇIKIŞ

Evet, kuleye çıkmak isterseniz

Kuleye çıkmak için, iyi yol olduğunu öğrendim. Birinci yol merdivenleri kullanarak yani yürüyerek çıkmak, ama ben denemedim, çünkü bayağı zor ve zahmetli olduğunu söylediler. Bu yüzden, yürüyerek çıkmak konusunda fazla ayrıntılı bilgi vermeyeceğim. Asansörle kuleye çıkmak için iki yol var. Birinci yol: önceden internet ortamında rezervasyon yapmak.

Sanırım tur firmaları rehberleri bu rezervasyonu yapıyor ve tur firmaları ile gelenler, fazla beklemeden ayrı bir kapıdan kuleye girerek, ayrı bir asansörle kuleye çıkıyorlar. Ama elbette, rezervasyonu kendiniz değil de tur rehberine yaptırırsanız, fiyatlar katlıyor. Bence: kuleyi gezmek için, internet ortamında kendiniz rezervasyon yaptırın. Bu şekilde, hem az sıra beklersiniz, hem de ayrı bir kapıdan ve ayrı bir asansörle yani  daha kısa sürede, kuleye çıkabilirsiniz.

Öbür türlü yani normal gidip kuleye çıkmak isterseniz,

gayet uzun bir kuyruğa girmelisiniz. Aslında 4 tane asansör çıkışı var. Bakın kuyruk en az hangisinde ise o kuyruğa girip beklemeye başlayın. Bu arada: kulenin altında güvenliği sağlamak için dolanan elleri silahlı askerleri ve diğer kişileri izleyebilirsiniz, ama yine de canınızın sıkılacağı garanti, çünkü, ben yaklaşık 2.5 saat sıra bekledim.

Bir de işin kötü yanı: bu kadar sıra bekliyorsunuz, bir güvenlik kontrolü ve demir parmaklıklardan içeri giriyorsunuz, bilet satın alıyorsunuz, Sonra yine bir güvenlik kontrolü (dedektörlü kapı) geçiyorsunuz, burada üzerinizde bulunan özellikle metalleri alıyorlar.

Ben bozuk paraları alabileceklerini düşündüm ama almadılar, genellikle plastik çakmakları toplayıp bir kutuya atıyorlar, çünkü ziyaretçiler kulenin tepesinden aşağıya plastik çakmak atıyorlarmış, Evet metal paraları almadılar, çok sıkı bir güvenlik kontrolünden geçip yine beklemeye devam ve 20 kişilik asansör geldiğinde binerek yukarı çıkıyorsunuz. Asansör yaklaşık 100 saniyede yani gayet hızlı şekilde yukarı çıkıyor.

Paris 7.Nolu Bölge Kuleye çıkış ücretleri

ÜCRETLER

Kulenin: her katına çıkış için ayrı ücret ödemeniz gerekiyor.

Kuleye çıkmak için 11 Euro ücret ödemek gerekiyor. Daha önce her kat için ayrı ücret ödendiğini duymuştum ama Nisan 2016 tarihinde gittiğimde, sadece 3. kata çıkıldığını ve 11 Euro ücret ödendiğini gördüm. Sanırım emniyet tedbirleri için, kısıtlamışlar.

Kulenin tepesine çıktığınızda: ziyaretçilerin aşağıya tükürdüklerini ve hatta geceleri aşağıya işedikleri söyleniyordu ama ben görmedim. İnsanlar gayet modern şekilde, muhteşem manzaranın tadını çıkarıyorlardı. Siz de kulenin üstüne çıktığınızda, teras bölümünde gezinerek tüm Paris şehrinin muhteşem manzarasını izleyebilir, kulenin tepesinde gerek kulede kendinizi ve gerekse Paris şehrinin fotoğraflarını çekebilirsiniz.

Muhteşem bir duygu, Paris şehrine gidip te kuleye çıkmamak olmaz, sıra beklemeyi veya internetten satın aldığınız biletle kuleye çıkmanızı mutlaka öneriyorum. Kulenin tepesindeki teras bölümünde, yine kalabalık insan toplulukları, tuvaletler, kafeler bölümleri var. Özellikle gayet temiz tuvaletler ilginçti. Şehri bir süre izleyip, yine asansör sırasına girerek, fazla beklemeden gelen asansörle aşağıya inebiliyorsunuz.

SONUÇ

Yapımından sonraki 100 yıl süresince: çıkış gelirlerinin tamamı: Eiffel ailesi fertlerine verilmiş, ancak günümüzde sadece gelirin % 10’luk bölümü, verilmeye başlanmış. Yani: mimar Gustave Eiffel, torunlarına maddi-manevi önemli bir miras bırakmış.

20.yüzyılın başlarından itibaren, kule, radyo-televizyon  vericisi olarak kullanılmaya başlanır. Bu yüksek kuleden atlayarak intihar edenlerin sayısı, yaklaşık 400 kişidir. Bu tür olayların ardından, kulenin çeşitli kısımlarına, güvenlik için tel örgü ağları çekilmiştir.

1986 yılından sonraki dönemde: kulenin, dış gece aydınlatma sistemi kurulur. Böylece: kulenin üst yapısı içinde, artık karanlıkta, sihirli bir görüntü ortaya çıkmaya başlamış.

2003 yılında, kulenin en tepesinde bir yangın çıkar, ancak kısa sürüde söndürülen yangında, ölen veya yaralanan olmamıştır.

PARC DU CHAMPS-DE-MARS

Paris şehrinde, hem gece ve hem de gündüz açık olan ender parklardan biridir. Herhangi bir kapısı yok, her yanı açıktır. Eyfel kulesinin önünde, boylu boyunca uzanıyor. Paris’in en büyük parklarından biridir. Kabaca: 800 metre çapında ve yaklaşık 1.5 mil uzunluğundadır. Parkın en büyük özelliği: Eyfel Kulesi.

Parkın tarihi süreç içindeki gelişimine gelince: 16.yüzyılda, bağ ve sebze yetiştiriciliği için kullanılmıştır. Ayrıca: 18.yüzyılda, burada, 10 000 asker tarafından, savaş eğitim manevraları yapılmıştır. Bu nedenle: Roma savaş tanrısı: Mars adını almıştır.

14 Temmuz 1790 günü, bu park, ilk büyük kutlamalar için kullanılmıştır. 1833-1860 yılları arasında, at yarışları, burada yapılmıştır. Bunun dışında, bir kısım evrensel sergi burada açılmıştır.

Günümüzde: park, geniş yollar, çimenler ve yürüme alanları bulunduruyor. Parkın sınırları, biraz önce de söylediğim gibi herhangi bir kapı ile kapatılmamış, ağaçlar, çiçekler ve çalılar, sınırları belirliyor. Bastil günü, her yıl, 14 Temmuz tarihinde, havai fişek gösterileri ile, burada kutlanıyor. İnsanlar, bu havai fişek gösterilerini izlemek için, bu parkta toplanıyorlar.

Parkın doğu ucunda: 2000 yılında yapılan Barış Anıtı var. Bu anıtta: barış kelimesi, 32 dilde yazılmış. Anıt içindeki bir bilgisayarda, klavye ile ziyaretçiler kişisel barış mesajları yazabiliyorlar.

 

LES INVALİDES

Burası, iç inde pek çok farklı yapıyı barındıran, Fransa’nın askeri tarihiyle ilgili bir anıttır. Burada: bir kilise, bir üniforma yapım evi, bir basımevi, yaşlı askerler için bir misafirhane ve bir askeri hastane bulunmaktaydı.

Buranın yapımına: 1670 yılında, Fransa kralı 14.Louise’nin emriyle karar verilmiştir. Burada ikamet eden ilk insanlar, 1677 yılında gelmeye başlamışlardır. Bina tamamlandığında ise, 4000 savaş gazisi burada yaşamaya başlar.

Fransız Devrimi sırasında, burası, işgalcilerin ilk durağı olmuştur. Buradan aldıkları 28 bin tüfekle, Bastille Hapishanesini basmışlar.

Paris 7.Nolu Bölge Les Invalides

Kilisenin inşaatı: mimar Hardouin-Mansart tarafından yapılmıştır. İnşaat: 30 yıl sürmüş ve 1706 yılında tamamlanmıştır. 1872 yılında “Topçuluk Müzesi” ve 1896 yılında “Ordu Müzesi” inşa edilmiştir. Bu iki müze, 1905 tarihinde birleştirilerek: “Musee de I’armee (Askeri Müze)” olarak hizmet vermeye başlamıştır.

Paris 7.Nolu Bölge Les Invalides

Günümüzde, burası hala gazileri ağırlamaya devam etmektedir. Askeri mezarlık ve çok sayıda müze de dahil olmak üzere, pek çok yapı burada bulunuyor. Fransız ordusuna mensup, yüze yakın gazi buradadır. Çok sayıda Fransız askerinin mezarı, Les İnvalides anıtının altındadır.

Paris 7.Nolu Bölge Musee de I’armee

MUSEE DE I’ARMEE

Müze binasında: bayraklar, kılıçlar, madalyalar, zırhlar ve Fransız askeri tarihine ait başkaca parçalar barındırıyor. Tüm bunların yanında ise: ünlü Napolyon’un kişisel eşyaları da burada bulunmaktadır. Ancak, müzedeki en ilgi çekici bölüm, Napolyon’un mezarı. Bu çok büyük yer altı mezarı: imparatorunki en içte olmak üzere, birbirinin içinde bulunan, 6 tabutu içeriyor.

Paris 7.Nolu Bölge Musee du Quai Branly Müzesi

MUSEE DU QUAİ BRANLY MÜZESİ

Eyfel kulesinin de bulunduğu “Trocadero” mevkiindedir.

Gillees Clement tarafından, büyük bir bahçe içinde inşa edilmiş. Gayet geniş ve ferah bir alan. Toplam: 39 bin m. karelik bir yer. 2006 yılının Haziran ayında açılmıştır.

Bu müzede; Asya, Afrika, Okyanusya ve Amerika uygarlıklarına ait; kalkanlar, yerli kostümleri, Afrika müzik aletleri, fildişi heykelcikler gibi objeler sergilenmiş. Zaten, daimi koleksiyonlar yanında: süreli sergiler, popüler sanatçıların konserleri ve atölye çalışmaları da oluyor. Değişik kültürlerin eserlerini, aynı mekanda görmek, bu kültürlerin aralarındaki farkı hissetmek açısından güzel bir imkan.

Paris 7.Nolu Bölge Musee D’Orsay

MUSEE D’ORSAY

Müze: Seinne nehrinin sol yakasında, eski tren garı: Gare d’Orsay içinde bulunuyor. Her yıl 2 milyondan fazla ziyaretçi çekmektedir.

Müze binası: aslında tren garı iken; 1900 yılında; mimarlar Lucien Magne ve Emile Bernard tarafından inşa edilmiş ve günümüzdeki görüntüsüne ise, 1986 yılında kavuşmuş. Ama: 1939 yılına kadar, Fransa’nın güneybatısına giden tren yolları: yine buradan geçmeye devam etmiştir. Bu tarihten sonra ise, bu istasyonun uzun trenler için uygun olmaması nedeniyle, burası, tren ulaşımına kapanmış ve yalnızca müze olarak hizmet vermeye devam etmiştir.

Bina: 2.Dünya Savaşında, bir süre haberleşme merkezi olarak kullanılmış ve 1973 tarihinde hizmete kapatılmıştır. 1977 tarihinde, Fransız hükümeti, yapının, müzeye çevrilmesine karar vermiştir. Yapılan yenileme çalışmaları sonucunda, 1 Aralık 1986 tarihinde, Başkan Mitterand tarafından, müze hizmete açılmıştır.

Müzede: 1848-1914 yılları arasında yaşamış bulunan, İmperresyonist ve Postimperresyonist sanatçıların eserleri sergileniyor. Bunlar arasında: Monet ve Renoir isimli sanatçıların başyapıtlarını içeren koleksiyonlar var.

Tablolar yanında, heykeller de var. Özellikle: Rodin ve Claudel gibi ünlü sanatçıların heykellerini mutlaka görmelisiniz. Tablo ve heykeller dışında: biraz önce sözünü ettiğim döneme ait: resimler, eşyalar ve fotoğraflar da bulunuyor.

Paris 7.Nolu Bölge Assemblee Nationale

ASSEMBLEE NATİONALE

Diğer ismi: Bourbon Sarayı. Burada: Fransa’nın millet meclisi ve ulusal parlamentosu var. Buradaki yapı: 1827 yılında konut olarak kullanılmak üzere yapılan bir saray. Daha sonra, birkaç kez el değiştirmiş ve en son olarak hükümet tarafından kullanılmaya başlanmıştır.

Özellikle: tekne gezisinde görülüyor. Bina: Fransız Jandarması tarafından korunuyor. Bunlara aynı zamanda, Cumhuriyet muhafızları da denilmektedir.

ECOLE MİLİTAİRE

Burası, Askeri Akademidir. Kraliyet Askeri Koleji; kral 15.Louise tarafından, 1787 tarihinde açılmıştır. Daha sonra binalar terk edilmiş. Fransız Devrimi sırasında yağmalanmıştır. Askeri okul: 1878 yılında restore edilerek yeniden açılır. Daha sonra; 1911 yılında, burada, askeri yüksek öğrenim yapılmaya başlanır. Bu tarihten bu yana, günümüze kadar eğitim sürdürülür.

Napolyon Bonapart: 1784 yılında burada yetişmiş ve 1769 yılında, mezun olmuştur. Binanın mimarı: 1752 yılında, Gabriel’dir.

LE BON MARCHE

Sen nehrinin sol yakasındadır. Genelde pek fazla kalabalık olmaz. Bu bir mağaza zincirinin parçasıdır. Kentin en şık mağazası olarak ortaya çıkmaktadır. İyi bir Pazar anlamına gelmektedir. Dünyada, kurulan ilk mağaza olarak kabul edilmektedir. Kurucusu: Aristide Boucicaut.

Mağaza: Paris’te, küçük bir dükkan olarak, 1838 yılında kurulmuştur. 23500 metre karelik bir alana yayılmıştır. Mağazanın bulunduğu yapı: 1896 yılında, Gustava Eiffel’in teknik danışmanlığında genişletilmiştir.

Mağazanın zemin katında: makyaj, parfüm ve aksesuarlar satılıyor. Üst katta: erkek giyimine ait tasarımcıların (Yves Saint Laurent, Paul Smith gibi) ürünleri satılıyor. Kozmetik bölümünde, cilt ve yüz bakımları yaptırılıyor.

Paris 4.Nolu Bölge

Paris 4.Nolu Bölge

Paris 4.Nolu Bölge: Paris şehrinin en ilgi çeken bölümlerinden biridir. Burada özellikle, Notre-Dame muhteşem yapısı ile, şehre gelen ziyaretçilerin odak noktasıdır. Bu yapı ile ilgili ayrıntılı bilgi aşağıda bulacaksınız. Ama giriş kısmı olarak, birkaç cümle: muhteşem bir yapı, mutlaka gidin, yürüyerek gidilebilir, hemen nehrin yanında, zaten yapıya vardığınızda ön cephesini gördüğünüzde güzelliği dikkatinizi çekecektir, hikayesini öğrenince daha da ilginizi çekecektir.

Önünde bir meydan var, bu meydanda insanlar içeriye girmek için sıraya giriyorlar, giriş ücretsiz, uzunca bir kuyruk var ama sıra hemen geliyor yani sırayı görüp girmekten vazgeçmeyin, içeriye girdiğinizde, özellikle yapının yıllar itibarı ile ne düzeyde olduğunu gösteren maketleri ilginizi çekecektir, çünkü bu yapının tamamlanması, yüzlerce yıl sürmüştür. Etkilenmemek mümkün değil, Paris şehri ziyaretçilerinin burayı mutlaka görmelerini öneririm, özellikle kapıdaki sırayı görüp sakın girmekten vazgeçmeyin.

NOTRE-DAME DE PARİS

Bu katedralin adı-sanı pek duyulmaz iken, ünlü yazar Victor Hugo tarafından; 1831 yılında “Notre-dame Kamburu” romanı yazılır ve bunun sonucunda, tüm insanlık, bu katedrali öğrenir.

Paris 4.Nolu Bölge Notre-Dame de Paris

Bunun dışında, burayı önemli hale getiren diğer bir özellik te: Napolyon’un taç giyme törenini burada yapılmış olması. Tüm bunların yanında: yapı, Fransız tarihinin son 800 yılında, birçok önemli olaya tanıklık etmiştir. Adeta, bir “Milli Kilise” olarak öne çıkmaktadır. Sırf bu yüzden, Fransız kimliğinin ayrışmasında önemli bir rol oynamış olan “Charlemagne” Paris’le hemen hiç alakası olmamasına rağmen, Fransa’nın en önemli katedralinin önünde kendisine yer bulabilmiştir.

Burada, bu katedral yapılmadan önce, Romalılar döneminde inşa edilen bir tapınak bulunduğu söyleniyor. Bu katedralin yapımına: Piskopos de Sully himayesinde, 1160 yılında başlanır ve uzun bir aradan sonra, 1346 yılında tamamlanır.

Gotik mimarinin özelliklerini taşıyor.

Yapının uzunluğu: 128 metre ve yüksekliği ise 68 metredir. Bitirildiğinde, yani 13.yüzyılda, bu ölçüleri ile, muhteşem ve etkileyici bir yapı olarak öne çıkıyordu. Özellikle: çok sayıdaki gül penceresi ve çapı 13 metreye kadar ulaşan masif pencereler muhteşem. 6000 kişiyi barındırabilecek niteliktedir. Birbirinden farklı olarak dizayn edilmiş, üç kapısı var. Bu kapılardaki kasvetli hava görülmeye değer. Kilisenin içinde ise, İncil’de anlatılan hikayelerin bulunduğu kabartma ve göz alıcı vitraylar bulunuyor.

Evet, 1793 yılında, Fransız Devrimi sonucunda; anti-cumhuriyetçiler tarafından; katedralde bulunan kraliyet heykelleri yok edilir. Niye? Halk, bu ön cephedeki peygamber heykellerini, Fransız krallarının heykelleri sanıp, başlarını koparırlar. Günümüzde göreceğiniz heykeller, sonradan yeniden yapılmış olanlardır.

Hemen ardından ise, Fransa’nın yeni devrimci hükümeti tarafından, din ve diğer kutsal yerler gibi Notre Dame katedrali de “aklın mabedi” ilan edilerek yasaklanır. Bu dönemde, bu güzel yapı: propaganda ve gösteriler için kullanılır.

Ancak, 1802 yılında, Napolyon, dinsel bir ayin düzenleyerek, yapıyı, yeniden dinsel yönden etkin bir hale getirir. Çünkü: Fransa ile Vatikan arasında uzlaşmaya varılır. Bu olay, Fransa tarihinde “Konkordota” olarak bilinir.

1991 ve 2001 yıllarında, yapı restore edilir.

Evet, yapının ismi niye: Notre-Dame. Batı ön cephenin ortasında, gül biçimli vitray ve onun önündeki heykel gurubu incelendiğinde: “Meryem ananın kucağında, çocuk İsa ile, iki melek” arasında tasvir edildiği görülüyor. Notre-Dame: Meryem Ana demektir. Kilise, Meryem Ana’ya adanmış olduğundan, Fransızca “Notre-Dame de Paris” olarak isimlendiriliyor. Sonuç olarak: Meryem Ana Katedrali veya Meryem Ana Kilisesi deniliyor.

Paris 4.Nolu Bölge

Yapının bölümlerini daha ayrıntılı incelemek gerekirse, şöyle anlatılabilir.

Batı Cephesi

Burada, 3 giriş kapısı var. Bu kapılar, cepheyi, boylamasına ve enlemesine 3 bölüme ayırıyor. Bu da, kutsal üçleme anlamına geliyor. Yani: baba-oğul-kutsal ruh.

Dört sayısı ise: daha çok yeryüzü ile ilgilidir ve geometride karşılığını: kare ve dikdörtgende bulur. Meryem Ana heykel gurubu ve arkasındaki daire şeklindeki vitray: bir karenin içine oturtulmuş daire gibidir. Daire: Katolik anlayışta, öbür dünyayı temsil eder. Kare içine yerleştirilmiş daire ise, yeniden doğuşu, yani öldükten sonra dirilmeyi temsil eder.

En soldaki giriş kapısının adı: Meryem Ana kapısıdır.

Ortadakinin adı: Son yargı kapısıdır. En sağdaki kapının adı: Sainte Anne kapısıdır. Sainte-Anne: Meryem’in annesinin adıdır. Özellikle: orta kapıdaki, ölülerin dirilmesi ve cehennem tasvirleri çok etkileyicidir.

Giriş kapılarının üzerinde: 28 tane insan heykeli var. Bunlar: eski ahitte isimleri geçen peygamberlerdir. Daha önce de söz ettiğim gibi: Fransız devrimi sırasında, insanlar bu heykelleri, kral heykelleri sanarak kırarlar. Şu anda gördükleriniz ise, 19.yüzyıl sonlarından yeniden yapılmış olanlardır. Orta kapının iki yanındaki, iki kadın heykelinden soldaki: kiliseyi, sağdaki ise, sinegogu temsil eder. Kiliseyi temsil eden kadın: canlı ve dik, sinegogu temsil eden kadın ise: cılız ve yorgun tasvir edilmiştir. Buna dikkat etmelisiniz.

Ön cephedeki kabartmaları incelerseniz: yüzlerce sayfalık bir din dersi kitabının özenle işlendiğini görürsünüz.

Kiliseye girmek için, çok büyük bir kuyrukla karşılaşırsanız, şaşırmamalısınız.

Notre-Dame kilisesine akan insan seli, hiçbir zaman kesilmez. İnsanların en sağdaki Sainte Anne kapısından girip, ana mekanın çevresinde bir tur attıktan sonra, en soldaki Bakire Meryem kapısından dışarı çıktıklarını göreceksiniz. Siz de, katedralin içine girip, aynı turu atabilirsiniz.

Kilisenin ruhban sınıfını birbirinden ayıran bandın tam ortasında: tavana doğru baktığınızda, bir madalyon içinde, Meryem’in ayakta göründüğü bir resim göreceksiniz. Dikkatle bakın, Meryem Ana’nın çevresinde, 12 sarı yaldızın, mavi bir fon üzerine serpiştirildiğini göreceksiniz. Evet, bu size neyi anımsattı. Şehirde bolca göreceğiniz veya Avrupa’nın birçok yerinde göreceğiniz bir bayrak. AB bayrağındaki 12 yıldız resmi olarak, Hıristiyanlıkla ilgili bir sembol olarak kabul edilmiyor. Niye? Buna ilişkin sembolizm: Hıristiyanlık öncesi antik dönemle ilişkilendiriliyor. Avrupa’nın bütünlüğünü temsil ettiğine vurgu yapılıyor. Hadi inanın. Bu simgeye yeniden bakın ve kendi başınıza değerlendirin.

Fransa kralı 13. Louise’in tanrıdan dileği ve adağı: Kral 13.Loise, 23 yıl evli kalmış ancak bir erkek evladı olmamıştır. Tanrıya yalvarır, dileğinin gerçekleşmesi halinde, Fransa’yı, Hz. Meryem’e (Notre-Dame) adayacağına söz verir. Söylediğini de yapar. Bir sözü daha vardır. Bir oğlu olduğunda, katedrale yeni bir sunak yaptırmak. Bunu yapmaya ömrü yetmez. Yıllar sonra, varisi 14. Louise, babasının vasiyetini yerine getirmek için, Barok stildeki anıtı yaptırır.

Sol ve sağ kanatlardaki vitrayları inceledikten sonra:

Katedralin sağ koridorunda ilerlerken, dikkatinizi sol tarafa yöneltin. Katedralin merkezini çevreleyen bu ahşap ayırım duvarlarının üst kısımlarında: renkli kabartmalar göreceksiniz. Güney cephesinde, ağırlıklı olarak, Hz. İsa’nın öldükten sonra dirilip insanlara yeniden görünmesi anlatılır. Kuzey cephede, daha çok Hz. İsa’nın doğumu anlatılır. İlginç olan: ortaçağda, katedralin dışındaki, taştan kabartmaların da aynı bu yontular gibi, renkli olmalarıdır.

Paris 4.Nolu Bölge

Sağ koridoru tamamlayıp, kiliseden kesin olarak çıkmadan önce, bütün kilisenin duvarlarını süsleyen tablolardan birkaç tanesine göz atmanızı önereceğim. Bu  tablolar: Paris’in özellikle mücevher ticaretiyle uğraşan tüccarlarının, aralarında para toplayarak kilise için sipariş ettikleri ve her yıl 1 Mayıs tarihinde kiliseye sundukları tablolardır. (Yapım tarihleri: Mayıs 1630-1707)

Paris 4.Nolu Bölge

Evet: içeri giriş ücretsiz.

Katedralin kulelerine çıkın. North Tower kulesine çıkın. Sıra olacaktır mutlaka, kuyruğa girin ve bekleyin. 45-50 dakika beklemeniz gerekebilir. Yalnız, kuleye tırmanmak için 235 basamaklı bir merdiven çıkmanız gerekiyor. Ayrıca kuleye çıkmak için, bu yorgunluk yanında, ilaveten 7.5 Euro ücret ödemeniz gerekiyor.

Kulenin tepesinde, çevrenizde, muhteşem çirkinlikte heykeller göreceksiniz, bu heykellerin bu kadar korkunç olması, sözüm ona, şeytanı ve kötü ruhları ürkütmek içinmiş. Zaten Victor Hugo’nun ünlü romanında da, romanın baş karakteri, korkunç fiziki görüntüsü ile öne çıkan, kambur ve çirkin bir insan. Evet, kuleden, Paris şehrini izlemek gerçekten büyük bir keyif. Kulenin üstünde, ayrıca, 13 tonluk, Emmanuel çanını da görebilirsiniz.

Katedralin içerisinde, girilebilen sağ nefin ortalarında bulunan, girişi ücretli çok küçük bir müze var. Fransız tarihine ilgi duyanlar için burayı ziyaret ilginç olabilir. Notre-Dame Müzesi.

Katedralin yakınlarında: “Shakespeare Company” adlı; İngilizce kitaplar satan bir kitapçı var. Burada, binlerce kitabı inceleyebilir, okuyabilirsiniz. Güzel bir mekan. Mekan içinde bulunan daktilo da birkaç satır yazı yazabilir ve hatıra olarak, bunu duvara asabilirsiniz.

Paris 4.Nolu Bölge Hotel de ville

HOTEL DE VİLLE (PARİS BELEDİYE BİNASI)

1357 yılından bu yana, burası Paris Belediye Binası olarak kullanılıyor. Ancak, yapı 1870’lerde yeniden oluşturulmuştur. Bina: 108 heykelle süslenmiş. Bu heykellerden 30 tanesi ünlü Parislileri, diğerleri ise, Fransız şehirlerini temsil ediyor.

Binanın iç dekorasyonu incelendiğinde: salon Empire tarzında dekore edilmiş. Balo salonunda: boyalı tavan ve duvarlar, vitray pencereler ve avizeler dikkati çekiyor. Yapının en büyük özelliği ise:1792 yılında, burada bir giyotin kurulması ve idamların yapılması. Son idam: 1830 yılında, burada gerçekleştirilmiş.

Binanın önündeki meydan: sürekli canlı, kış mevsiminde önünde oluşturulan alanda buz pateninden tutun da, dünya kültürlerinin sergilerine kadar, birbirinden renkli aktivitelere ev sahipliği yapıyor. Meydanda: ağaçlar, güzel fıskiyeler var.

Paris 4.Nolu Bölge Bazar de I’Hotel de ville

BAZAR DE I’HOTEL DE VİLLE

Burası; 1856 yılında yapılmıştır. Paris şehrinin en eski mağazası, bu binada bulunmaktadır. Yani, burada tarihi bir mağaza var. Bu mağazada: kapsamlı ev mobilyaları çeşitleri bulunuyor. Özellikle hafta sonlarında, insanlar buraya akın ediyorlar. Bunun dışında: erkek ve kadın moda, takı, kitap ve hediyelik eşya ve diğer bazı satın alabileceğiniz objeler bulunuyor.

Paris 4.Nolu Bölge Sainte-Chapelle

SAİNTE-CHAPELLE

Adını, kendini dizayn eden mimardan almıştır. 1242 yılında inşa edilmeye başlanan yapı, 1247 yılında, yani 5 yıllık bir süre sonunda: kral 9. Loise döneminde bitirilir. Yapılış amacı ise: Hz. İsa’nın “dikenli tacı” ile “gerçek taç” tan parçalar olduğu düşünülen (bunlar günümüzde Notre-Dame’de muhafaza edilmektedir) objeleri korumak için yaptırılmıştır. Kral, bu kalıntıları, Bizans imparatorlarından, bu şapelin yapımında harcanan paranın üç katı bir değerle satın almıştır.

Gotik mimarinin sayılı örneklerinden biridir. Şapelin üst katı: tamamen renkli camlardan oluşuyor. Bu görüntü: ilk anda sizi şaşırtabilir ama kendinize geldiğinizde, bu güzel renk terapisini yaşayacak ve bir süre sonra, camlarda anlatılanlara konsantre olabileceksiniz. Evet, burada söylediğim gibi, vitraylı pencereler öne çıkıyor.

Fransız Devrimi sırasında, burası harap bir halde, tahıl ambarı olarak kullanılmıştır. 100 yıl kadar sonra ise, mimar Violet tarafından yenilenmiştir.

Evet, bu eski yapı, aradan geçen yıllara ve yapılan restorasyonlara rağmen, hala eski çekiciliğini koruyor.

Giriş ücretli. Ancak, gerçekten görülmeye değer bir yer. Mutlaka zaman ayırın ve görün. 15 tane vitraylı pencereden sızan ışığın etkisinde kalacaksınız. Bu pencereler: yıldız şeklinde süslenen tavana kadar, 15 metre yükselen sütunlarla ayrılmış. Vitraylarda: 1000’den fazla, İncil sahnesi betimlenmiş. Bu arada: burada, muhteşem akustik nedeniyle, akşamları klasik müzik konserleri veriliyor.

Paris 4.Nolu Bölge Point Zero

POİNT ZERO

Fransa’daki bütün yol mesafelerinin ölçüldüğü nokta da burada bulunuyor. Sıfır noktası uygulaması kökeni, Roma dönemine kadar uzanan, eski bir adettir. Paris ada üzerinde bulunuyor.

RUE DES ROSİERS

Burası bir alışveriş merkezi sokağı. Aynı zamanda, çeşitli kafeler var. Limonlu pay, çikolatalı kek, meyveli kurabiye ve değişik çay çeşitlerini tadabileceğiniz “Le Loire dans la Theiere” isimli pastane, Levis şort, ekoseli gömlek, deri çanta, ayakkabı, eski jean ve deri ceket satın alabileceğiniz “Vintage Desir” mağazası bulunuyor. Şehrin en iyi restoranlarından: Goldenburg.

Son özellik: bu sokakta, Yahudi cemaatinin oturuyor, yerleşmiş olması.

Paris 4.Nolu Bölge Yahudi Quartier

YAHUDİ QUARTİER

Buranın diğer ismi: Pletzl. Place Saint-Paul ve çevresine, 19.yüzyıl sonu ve 20.yüzyılın başlarında, artan göçler nedeniyle, Yahudi nüfusu artar. Bunların yaşadığı bu bölgeye ise, “küçük yer” anlamında: Pletzl ismi verilir. 13.yüzyılda evlerinden kovulan Parisli Yahudiler, Le Marais bölgesine yerleşirler. Bu dönemde, Le Marais bölgesi, şehir duvarlarının dışında kalmaktadır. Zaman içinde, Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika’dan gelen Yahudiler, göçmen nüfusu arttırırlar. Bölgede: Sinegoglar, kasap dükkanları, şarküteriler çoğalır.

Paris 4.Nolu Bölge Beaubogurg

BEAUBOURG

Burası bir kültür merkezi ve buranın en önemli yapısı Ulusal Modern Sanat Müzesi. (Centre Georges Pompidou) Dünyanın en prestijli sanat ve kültür merkezlerinden biridir.

Paris 4.Nolu Bölge Centre Gegorges Pompidou

CENTRE GEORGES POMPİDOU

1971 yılında, açılan yarışmaya katılan 650 proje arasından kazanan proje, Parisli ünlü mimarlar Richard Rogers ve Renzo Piano tarafından yapılmış ve 1977 yılında hizmete açılmıştır.

Ancak, ihtiyaç programı hiçe sayılarak, arsanın yalnızca yarısını kullanıp, diğer yarısını kentsel bir meydan haline getirmişlerdir. Günlük ziyaretçi kapasitesi: 150 000 kişidir. Önündeki hafif meyilli yüzeye sahip bu meydanda, küçük gösteriler yapılır. Müzisyenler sanatlarını icra ederler. Sanatın sadece içeride değil, dışarıda da devam ettiği, halkla bu sayede kolay iletişim kurulabilen bir binadır. Kaçak inşaatmış gibi, belediyeden gelmiş ve mühürlemişler ve yarım kalmış izlenimi veren bir yapı.

Dışarıda bulunan bir yürüyen merdivenle üst kata çıkılıyor. İki tarafı açık, kırmızı ve dışarının görünmediği bir yangın asansörü de var. Yapıda: yürüyen merdivenler, su boruları ve kanallar renkli, hava için mavi, su için yeşil renk borularda kullanılmış. Asansörler kırmızı, bina beyaz boyanmış. Modern sanatın örneklerine ev sahipliği yapıyor.

Modern sanatın: elitliğini, aristokratlığını ve ukalalığını yerden yere vurmuştur. Makine gibi görünmesine rağmen, sizi soğuk duvarlarla karşılamayan, akranı olan “Tate Modern” den kat kat fazla ziyaretçisi olan bir yapıdır. Ama yine de iğrenç mimarisi nedeniyle, Parisliler tarafından nefret edilen bir yapıdır.

Önündeki meydanda, yetmiş iki milletten adam, bende dünya izlenimi bırakmış olan, havada asılı bir küre altında oturup sohbet ediyorlar.

Üzerindeki boruların da, renklerin de birer anlamı varmış. Mavi borular havalandırmayı, yeşiller su, sarılar ise elektrikmiş. İnsanların dikey hareket ettikleri alanlar da kırmızıya boyanmış. Beyazlar ise, çelikle kaplanmış havalandırma borularıymış. Burada mimarın düşüncesi “bir binanın dinamiğinin ya da metabolizmasının, insanlar tarafından kolayca anlaşılması sağlamak” imiş. Yani: ben size uzun lafın kısası, bu bina hakkında şunu söylemek istiyorum. Mimari açıdan binaya bakmak lazım. Yani: bu mimarlar, yani burayı yapanlar, mimari de, uyumdan öte, zıtlığı benimsemişler ve yaptıkları bu yapıda bunu uygulamışlar. Yapının, içi ve dışı, birbirinden tamamen zıt. Mimari de zıtlık benimseyen bir tarz.

İçinde:

Kütüphane, modern sanat müzesi var. Genelde: burada, çeşitli heykel, tablo, maket, plan ve sinema gösterimleri yapılıyor.

Milyonlarca turist, öğrenci ve alışveriş tutkunu: buraya koşturuyor. Şehrin, en gözde alanlarından biridir. Baudrillard isimli Fransız: burası için “kültürel caydırıcılık anıtı” tanımlamasını yapıyor. İnsanların buraya giderek “kültürün insani bir şey olduğu hakkında, o eski senaryonun aslında ölmüş bir kültürün yasını tutmak olayına davet edildiklerini” söylüyor. Bunlar okuduğunuz gibi anlaşılması zor cümleler. Burada en büyük dikkatinizi çekecek durum: Kültür Merkezinin iç mekanları ile dış görüntüsü arasındaki zıtlık. İskelet güzel ve iç mekanlar ise çok başarısız imiş. Bunun nedeni: içinde yaşadığımız çağın, bundan böyle, asla süreye bağımlı olmayacağını,  sahip olabileceğimiz tek anlayışın, hızlandırılmış bir yenileme ve yenilenme olduğunun ifadesidir.

Günümüzde, burası, kütüphane olarak hizmet veriyor. Burada: 2000 in üzerinde periyodik yayın bulunuyor. Eğer bina ilginizi çekmezse, binanın çevresindeki dükkanları gezebilirsiniz.

Paris 4.Nolu Bölge Musee D’Art Moderne

MUSEE D’ART MODERNE

Pompediu merkezde bulunan, dünya fuarı içinde, 1937 yılında inşa edilen bir bina, iki bölümden oluşan, bir beyaz taş revak ile bağlantılıdır.

Teras duvarları, Janniot tarafından yapılan kabartmalarla dekore edilmiştir.

Müzedeki koleksiyonlarda: 20.yüzyılın geç çağdaş sanatçılarının en önemli sanat eserleri sergileniyor. Sen Vlamick, Zadkine, Picasso, Braque, Juan Gris, Valadon, Matisse, Dufy, Utrillo, Delaunays, Chagall, Modigliani, Leger ve diğerleri.

Galerinin üst katları: müzik ve fotoğraf gibi çağdaş ve deneysel çalışmalar için ayrılmış.

Paris 4.Nolu Bölge Metorial De La Shoah

MEMORİAL DE LA SHOAH

Burada bir anıt var. Aynı zamanda müze. 2.Dünya Savaşındaki, Yahudiler ile ilgili bir anıt. 2005 yılında açılmıştır. Buradaki duvar üzerinde; 76000 Yahudi’nin isimleri yazılı. Bunların 11 000 tanesi çocuk. Bu isimleri yazılı Yahudiler, Avrupa’da soykırıma uğrayan insanlar. 1942-1944 yılları arasında yok edilmişler. Burada: ayrıca,  bir kütüphane havasında, çok sayıda çizgi roman, kitap, biyografi bulunuyor. Bunlar: Yahudi halkının yaşadıkları zulumü anlatıyor.

Paris 4.Nolu Bölge L’Atelier Brancusi

L’ATELİER BRANCUSİ

Burası bir atölye. Burada: sanat icra ediliyor. 1904 yılında, Constantin Brancusi tarafından, Bükreş Güzel Sanatlar Okulunun bir parçası olarak açılmış. Burada: Barncusi’nin heykel, fotoğraf, el kitapları, diskler ve son detayına kadar tüm eserleri bulunuyor. Bunları görmek mümkün. Yani: 20.yüzyılda yapılmış eserler var.

Paris 4.Nolu Bölge Saint-Jacques Tower

SAİNT-JACQUES TOWER

Bu bir kule. Zengin dekorasyonu var. Les Helles pazarı yanında. 1509 yılında, dönemin kralı tarafından yapımına başlatılır ve 1523 yılında, Kral Francis I. Döneminde bitirilir. 1998 yılında, UNESCO tarafından, Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır.

Kule ilk yapıldığında, çan kulesi olarak yapılmış ve hemen yanında bir kilise bulunuyormuş. Ancak, bu kilise, 1797 yılında yıkılmış. Kulenin tepesindeki aziz heykeli, 1862 yılında yapılmıştır. Kulenin yüksekliği: 52 metredir.

CİTE ADASI

Burası bir yerleşim yeri. Eskiden bataklık iken, günümüzde ağaçlık ve güzel iskelelere sahip bir yer. Paris’in Paris olmasının nedeni olan ada. Kilometrelerce uzunluğunda, kocaman Sen nehrini ikiye bölerek, iki yakası arasında, geçişi en kolaylaştıran yer yani stratejik bir noktada. Bu nedenle, Roma öncesi devirlerde bile, iskan edilen önemli bir yerleşim yeri olmuş. Roma döneminde, bir garnizon haline getirilip, çevresi duvarlarla çevrilmiş. Bir garnizona yetecek kadar büyük, ama bir şehre yetmeyecek kadar küçük olduğundan, çevresinde Paris şehri gelişmiş. Kendisi, uzun süre, şehrin tarihi kısmı, bir çeşit Akropolis görevi üstlenmiş. Şehrin, yönetim ve dini birimleri, burada bulunmuş.

Ada, 5 yol üstünden, 10 köprü ile çevreye bağlanıyor. En eski köprü: Pont Neuf. Hemen doğusunda ise, Saint Louis bulunuyor.

Paris 4.Nolu Bölge Pont Neuf Köprüsü

PONT NEUF KÖPRÜSÜ

Şehrin en eski köprüsüdür. 1578 yılında yapılmıştır. Şu anda, köprünün ortasında heykeli bulunan, kral 4. Henry zamanında hizmete girmiştir.

Köprü üstü Aşıkları isimli, popüler bir film bu köprü üzerinde çekilmiştir.

ALEXRANDRE III KÖPRÜSÜ

Sen nehri üzerindeki köprü: gösterişli ve güzel. Köprü üzerinde: dört yaldızlı ve büyük heykel, Fransa’nın dört dönemini simgeliyor.

SAİNT-LOUİS EN I’ILLE

Burası bir kilise. Bu kilise: 1726 yılında hizmete açılmış. Yapıda görmeniz gerekenler: girişindeki demir saat ve demirden kule külahı. Bunlar: dış cephede zaten hemen göze çarpıyor. İç mekan ise, barok tarzında yapılmış. Yaldız ve mermerler ile süslenmiş. Burada: St. Louis’in bir heykelini görebilirsiniz. Bu kilisenin bir benzeri: St. Louis isimli azizin gömülü bulunduğu, Tunus-Kartaca şehrindeymiş. Ayrıca: Amerika’daki St. Louis şehrinin isminin de buradan yani bu azizden aldığı söyleniyor.

Paris 4.Nolu Bölge Vosges Des

VOSGES DES

Burası şehir merkezinde bir plaza, bir meydan. Şehir yürüyüşleri ve çevre gezileri yapılması için uygun bir ortam sunuyor. 1604 yılında, kral 4.Henry, meydanın güney ucunda bir köşk yaptırır. Bölgeyi, Paris şehrinin en güzel yerlerinden biri yapmak için işe girişir ve 36 tane birbirinin aynısı ve birbirine bitişik ev yaptırır. Evlerdeki mimari ilgi çekici. Simetrik bir tasarım öne çıkıyor. Kırmızı tuğla, beyaz taş cepheleri, simetrik yatakhaneleri var.

Geniş pencereleri, dik çatıları ve ilginç kaplamalı duvarları var. Bu evlerden, 6.numaralı olanında, 1832-1848 yılları arasında: ünlü yazar Victor Hugo yaşamış. Burası: şu anda müzeye dönüştürülmüş. Çevrede: pahalı galeriler, dükkanlar ve kafeler var.

Meydanın kuzey bölümünde: 1388 yılında, Hotel de Tournelles binası kuruldu. Ancak, 1559 yılında, Kral Henry, burada düzenlenen bir turnuvada, attan düşerek ağır yaralanır ve burada ölür. Bunun üzerine, karısı Catherine de Medicis, bu binayı yıktırır.

Meydanda bulunan, Fransa kralı 13.Louise ait heykel, 1825 yılında dikilmiştir.

Paris 4.Nolu Bölge Conciergerie

CONCİERGERİE

Şehrin en eski binalarındanmış.

Önceleri bir saray ve sonra askerlerin konakladıkları bir yer iken 16.yüzyıldan sonra hapishaneye dönüşmüş. Yani: devrim sırasındaki en önemli hapishanelerden biri. 1391-1914 yılları arasında, hapishane olarak kullanılmış.

Fransız devrimi sırasında, meşhur kraliçe Marie Antoinette ve ünlü-ünsüz pek çok kişi, burada hapishanede tutulur ve idam edilirler. Devrim sırasında: 3000 den fazla mahkum burada tutulmuş. En önemli misafiri ise: biraz önce de söylediğim gibi 1793 yılındaki idamına kadar, küçük bir hücrede ağırlanan: kraliçe Marie-Antoinette.

Bu bölümlerin bazıları korunmuş. Halen müze olarak kullanılan yapıya giriş ücreti, 6.5 Euro. Burada: 19.yüzyıldan kalma bir işkence hane ve 14.yüzyıldan kalma saat kulesi görülebilir.

PALAİS DE JUSTİCE

Mahkeme binası. Yapı aslında, 16.yüzyılda yapılmış eski bir saray. Rıhtım boyunca uzanan gotik kuleleriyle, ilginç bir görünüm sunuyor. 1793 yılında, Fransa Devrim Mahkemeleri: burada yargılamalara başlamış. Davalar, ziyaretçilere açık olarak yapılıyormuş.

Paris 1.Nolu Bölge

Paris 1.Nolu Bölge Louvre Müzesi

Paris 1.Nolu Bölge: Tam şehir merkezinde ve Sen nehri kıyısındadır. Geziler için mükemmel bir başlangıç noktasıdır.

Paris 1.Nolu Bölge Louvre Müzesi

MUSEE DU LOUVRE (LOUVRE MÜZESİ)

ÖNEMİ

Müze, aslında bir saray ama günümüzde her gün binlerce insan tarafından ziyaret ediliyor. Kapıda uzun süre sıra beklemek istemiyorsanız, sabah erken saatlerde gitmelisiniz. Özellikle: girişin ücretsiz olduğu günlerde, çok erken saatlerde müzeye gitmenizi öneririm.

Paris 1.Nolu Bölge Louvre Müzesi

Dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinin başında geliyor. Müzede bulunan: tablolar, heykeller ve antikalar muhteşem. Müzenin ismini: son yıllarda, tüm dünyada beğeniyle izlenen “Da Vinci Şifresi” filminde de duydunuz.

Özellikle: Mona Lisa, Venus de Milo, Wınged Vıctory gibi eserler mutlaka değer. Bunların yanında: müzede, antik Mısır’dan girip, antik Yunan’a devam eden yolculuğunuz, Napolyon evinde tamamlanıyor. Tarihe ilgi ve merakınız varsa, burada, kendinizi bir rüyada hissedeceksiniz.

 

YERİ

Şehir merkezinde, Seine Nehrinin sağ yakasıyla, şehrin ünlü yerlerinden biri olan “Rivoli caddesi” arasındadır.

Metroyla gitmek isterseniz: Palais Royal-Musee du Louvre istasyonuna giderek ulaşabilirsiniz. Metro durağı, hemen müzenin altında.

Paris 1.Nolu Bölge Louvre Müzesi

GİRİŞ

Müze girişinde, her türlü kolaylık sağlanmış. O kadar kalabalık var ama müze içinde hem de girişinde, bu kalabalık göze batmıyor. Müze o kadar geniş ve büyük. Kapıda, otomatik bilet makinaları var. Kimse tıkış tıkış sıra beklemiyor. Kredi kartınızda, biletinizi alıyorsunuz. Girişte: müze haritanızı da alıyorsunuz ve hiç kaybolmadan müzenin birçok yanını görebiliyorsunuz.

Giriş ücreti, yetişkinler 9 Euro. 18 yaş altı çocuklar ücretsiz.

Paris 1.Nolu Bölge Louvre Müzesi

BİNA YAPIMI-ÖZELLİKLERİ

Müzenin bulunduğu yerde: ilk yapılaşma, 1190 yılında, Philip Augustus tarafından, burada “Louvre” adını taşıyan bir kalenin kurulması ile başlanır. Bu kale: Paris şehrini, batı yakasından gelebilecek saldırılardan korunmak amacıyla yapılır. Daha sonra, kale yıkılır ve ardından: şimdiki yapılaşmaya ait ilk bina, Rönesans etkileriyle, mimar Pierre Lescot tarafından, 1535 yılında yapılır.

1589-1610 yılları arasında hüküm süren, Kral 4.Henry; bu yapı blokuna: o dönemde, dünyanın en büyük ve uzun binası unvanını alan “Grande Galeri” yi ilave ettirir. Aslında kral 4.Henry; sanata karşı büyük ilgi duymaktadır ve o  dönemde, bu binanın katlarında yaşamaları ve eserlerini yaratmaları için, birçok sanatçı ve ustayı buraya davet eder.

Bu arada: Kraliçe Catherine Medici tarafından yapımına 1560 yılında başlanan “Denon Kanalı”, kral 13.Loise zamanında (1610-1643) tamamlanır. En son şeklini ise, kral 14.Louise zamanında alır.

Tüm bu dönemlerde kraliyete hizmet eden yapı bloğu: 1793 yılından sonra ise, müze olarak kullanılmaya başlanır.

YAPI ÖZELLİKLERİ

Bina: dev bir at nalı planı şeklindedir.

MÜZE ÖZELLİKLERİ

Müzede: MÖ.5000 yıllarında, Mısır sanatına ait eserler sergileniyor. Bu eserler: toplam 7 bölümde yerleştirilmiş. Bunlar:

  1. Doğu ve İslam eski eserleri,
  2. Mısır eski eserleri,
  3. Yunan eski eserleri.
  4. Roma eski eserleri,
  5. Etrüsk eski eserleri,
  6. Resim, heykel ve Dekoratif Sanatlar
  7. Grafik sanatlar

MÜZENİN İÇİ

Evet, müzenin içine, cam piramidin bulunduğu bölümden giriliyor. Müzede gezerken, özellikle, yerlerdeki renk kodlarını takip ederseniz, karıştırmadan, birçok eseri görmeniz mümkün.

Müze yapısında: üç kanat bulunuyor. Her kanat ise: 4 katlıdır. Bunlar:

1. Denon Wıng

2. Richelieu Wıng.

3. Louvre Insıde.

Zemin ve 1.kat: Rez-de-Chaussee. İlaveten: asma kat ve 3.kat bulunuyor.

Paris 1.Nolu Bölge Louvre Müzesi

Zemin kat: bu bölümde, mutlaka görmeniz gereken eserlerin başında: antik Yunan dönemine ait “Venus de Milo” heykeli bulunuyor. Bu Yunan tanrıçasının heykelinin: MÖ.100 yılında oluşturulduğu sanılıyor.

1.kat ve asma katta: antik Yunan ve Mısır dönemlerine ait eserler sergileniyor.

3. kat: Fransız tabloları bulunuyor.

Biraz önce söylediğim gibi, renk kodlarını takip ederseniz, numaralandırılmış her oda da bulunan eserleri, rahatça gezebilirsiniz. Şimdi sizlere, müzenin kanatlarında/bölümlerindeki gezinize ait bilgiler vermek istiyorum.

Paris 1.Nolu Bölge Louvre Müzesi Denon Wıng

1.DENON WING

Burada: ünlü ressam Leonardo da Vinci’nin “Mona Lisa”, Michelangelo’nun “Asi Slave” ve “Dying Slave” gibi eserleri yanında, yine antik dönemlere ait bir heykel “Semadirek, Kanatlı Zafer heykeli” var.

Buranın ikinci katında: biraz önce söylediğin “Mona Lisa” bulunuyor. Dünyanın en sevilen; Leonardo da Vinci tarafından 1507 yılında yapılmış portresini, mutlaka görün. Bu katta: Ege denizinde, Semadirek adasında bulunmuş “Zafer kanatlı heykeli” de bulunuyor. Bu heykel: MÖ.190-220 yılları arasında yapılmış ve 1863 yılında Semadirek adasında bulunarak buraya getirilmiş.

Paris 1.Nolu Bölge Louvre Müzesi Rıchelıeu Wıng

2. RICHELIEU WING

Bu bölümün, üçüncü katında: Alman, Fransız ve Hollandalı sanatçılara ait tablolar sergileniyor. Bu eserlerin çoğu: Rönesans döneminde yapılmış. Bu bölümde ayrıca özellik arz eden: Napolyon evi denilen “Napoleon Apartments” bölümü var. Napolyon için sağlanan lüks ortamın görülmesi açısından, burayı pas geçmeyin, mutlaka görün.

3. LOUVRE INSIDE

Dünyanın en büyük sanat koleksiyonları burada sergileniyor. MS.400-900 yılları arasında, Avrupa’da yapılan önemli tabloların birçoğunu burada görmeniz mümkün.

Grand Galeri: binanın güney tarafı boyunca uzanıyor. Bu bölümde: büyük pencereler ve duvarlar arasında: İtalyan Rönesans dönemi ressamlarının en güzel eserleri sergileniyor. Ayrıca: İspanyol ressamların tabloları ve 19.yüzyıl, Fransız ressamlarının tabloları var. Bu ressamlar arasında: Michelangelo, Bellini, Donatello, Maillo sayılabilir.

Paris 1.Nolu Bölge Louvre Müzesi Carrousel de louvre

4. CARROUSEL DU LOUVRE

Burası, müzenin ana girişi, yani cam piramidin altında uzanan “Arc du Carrousel” bölgesi. Bu bölüm: cam piramitten yansıyan gün ışığı ile aydınlanıyor. Burada: mağazalar, restoranlar, sergi alanları var. Bunun dışında: bu bölümde sergilenenler: taş devri araçları, demir çağı kalıntıları (mercimek, bezelye, meyve ve tahıllar), MÖ.300 yılından kalma bir ev, 14. yüzyıldan kalma bir malikanenin duvar resimleri sergileniyor.

Paris 1.Nolu Bölge Louvre Müzesi Grande Pryramide

GRANDE PRYRAMİDE (CAM PİRAMİT)

1980’lerde: Fransa Başkanı Mitterand: “Le Grand Louvre (Büyük Projeler)” kapsamındaki çalışmalar sırasında, müzeye: 21 metre yüksekliğinde, bir cam piramit yaptırır.

Evet, cam piramit: müze avlusunun merkezinde bulunuyor. 1989 yılında yapılmıştır. Müze yapısının üstünde, buz dağı gibi görünmektedir. Müzenin ana girişi buradadır.

Paris 1.Nolu Bölge

Piramidin dizaynı: ünlü Amerikalı mimar Ieoh Ming Pei tarafından yapılmıştır. Müzenin üç kanadını birbirine bağlayan bir köprü görevini görmektedir. Yüzeyinde: 666 pencere bulunmaktadır. Cam yüzeyin altında, zemin aydınlatılarak, güzel bir ışık filtresi oluşturulmuştur. Gün ışığı: yeraltındaki katlara kadar iniyor. Bu bölümde, yani piramidin altında: “Hall Napolyon” ana girişinde: alışveriş galerisi ve birkaç restoran bulunuyor.

Başlangıçta bu ekleme; Fransız halkı tarafından bir hata olarak değerlendirir. Ancak: her ne kadar, klasik tasarımı ile tezat teşkil etse de, müzenin ihtiyacını karşılayan, geniş bir merkezi giriş olarak, zeki bir çözüm olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca: takip eden dönemlerde, eklemenin mimari güzelliği, buraya birçok ödül kazandırır.

Paris 1.Nolu Bölge Les Jardin Des Tuileries

LES JARDİN DES TUİLERİES

Park: Louvre’dan Concorde Meydanına kadar uzanıyor.

Şehrin en eski parkı olma özelliğini taşıyor. 500 yıla varan bir geçmişi var. Bu süre boyunca, Fransa kraliyet ailesinin bir uğrak yeri olmuş. Burası, ilk olarak, 1564 yılında, Fransa kralı II. Henri’nin eşi Catherine Medici tarafından oluşturulmuş. Önceleri, burası özel davetlilerin girebildiği bir yer iken, daha sonra, Paris’in halka açılan ilk parkı olmuş.

Ancak: 1789 tarihindeki Fransız İhtilali sırasında, burası bir kraliyet hapishanesine dönüştürülmüş ve zamanın kral ve kraliçesi, Versailles sarayından çıkarılarak, üç yıl boyunca burada tutsak tutulmuşlar. Daha sonra ise, 1871 yılında, buradaki saray yakılarak yerle bir edilmiş ve geriye yalnızca, o  dönemden günümüze bahçeler kalmış. Bunun dışında, bahçeler, yine birçok tarihi olaya tanıklık etmişler. Bu olaylar arasında: 1793 yılında, dünyanın ilk pilotlu balon kalkışı ve 1898 yılında ilk otomobil şovu burada yapılmış.

Günümüzde, burada: keyifli patikalar, çeşmeler ve gösterişli bahçe düzenlemeleri var.

Paris 1.Nolu Bölge Comedie Française

COMEDİE-FRANÇAİSE (THEATRE FRANCAİS) 

Burası bir tiyatro. Fransız milli  tiyatrosu. Ünlü yazarlar: Costeau ve Moliere’nin drama eserleri burada sergileniyor. İsminden de anlaşılacağı üzere, özellikle komedi türü oyunlar sergileniyor.

Mimari yapısı ilginizi çekebilir. 1680 yılı yapımı bir bina. Fransa kralı 16.Louise tarafından, Paris şehrindeki oyunculuk guruplarının birleştirilmesi amacıyla yaptırılmıştır. Ancak: 3 Eylül 1793 tarihinde, Fransa Devriminden sonra, burası kapatılmış. Aktörler hapsedilmiş. Takip eden dönemde: 31 Mayıs 1799 tarihinde, bina yeniden hizmete açılarak, kumpanya oyuncularının kullanımına izin verildi.

Tiyatro: günümüzde, 3 eser ve 3000 olan bir repertuarı ile, gerçek bir üne sahip. 1913 yılından bu yana sürekli olarak kullanılıyor. Niye, 1913 yılından sonra, çünkü: burası 1800’lü yıllarda genişletilme çalışmalarına sahne olmuş ve 1900 yılında ise, şiddetli bir yangın geçirmiş ve sonrasında yeniden inşa edilmiştir.

Program her yıl kaliteli. Yetenekli sanatçılar yıl boyunca başarılı oyunlar sergiliyorlar. Koltuk fiyatları: 15-35 Euro arasında değişiyor. İlginizi çekerse.

Paris 1.Nolu Bölge Arc De Triomphe

ARC DE TRİOMPHE (NAPOLYON ZAFER TAKI)

YERİ

Şehrin tarihi merkezinde, Champs Elysee bölgesindedir. Charles de Gaulle Meydanının ortasındadır. Bu anıta daha yakından bakmak için: Champs-Elysee veya Avenue de La Grande Armee üzerindeki, plaza merkezine ulaşmanız gerekiyor. Anıtı ziyaret etmek için metro kullananlar, en yakın istasyon olan Charles de Gaulle-Etoile istasyonunda inmek zorundadırlar.

ÖNEMİ

Paris şehrinin en önemli anıtlarının başında gelir. Dünyanın ise, ikinci en yüksek zafer anıtıdır. Dünyanın en yüksek zafer anıtı: Kuzey Kore’dedir.

Paris 1.Nolu Bölge Arc de Triomphe

YAPIMI

Anıt: 1806 yılında, İmparator Napolyon tarafından, “Aboukir” savaşında kazanılan zaferin anısına yaptırılmaya başlanmıştır. Dizaynı: aynı yıl, Jean Chalgrin tarafından yapılmış. İtalya-Roma şehrinde bulunan “Titus anıtı”ndan esinlenilmiş. Yaklaşık 30 yıl sonra, Fransa’nın son kralı Louise Philippe zamanında bitirilmiştir.

ÖZELLİKLERİ

Anıt: klasik bir kemer gibi inşa edilmiştir. Yüksekliği: 51 metre, genişliği ise 45 metredir.

Üzerinde: Napolyon dönemini resmeden: yüksek ve alçak kabartmalar bulunmaktadır.

Ön bölümdeki kabartmalarda: ilk imparatorluk sürecindeki devrimci dönemler tasvir edilmiştir. Sağ yanda: Marseillaise Rude, sol yanda ise: Napolyon dönemlerinin 1814 ve 1815 barış dönemleri tasvir edilmiş.

İç duvarlarının üzerinde: 558 Fransız generalinin ismi yazılı. Bunlardan, savaşta ölenlerin altları çizilmiş.

Dört ana sütunun kısa taraflarında: Napolyon döneminde yaşanan en büyük savaşların isimleri yazılı. Fakat, bunlar arasında: nedendir ben anlayamadım, Elbe ve Waterloo yok.

İZLEME PLATFORMU

Yapının üstünden, Paris şehrinin görüntüsü mükemmel. Ancak, buraya çıkabilmek için 284 basamaklı bir merdiveni tırmanmanız gerekiyor. Kemer üzerindeki izleme platformuna, ancak bu şekilde ulaşabilirsiniz. Ancak: platforma ulaşmak için, tek bir asansör de bulunuyor. Ancak, asansör kullanıldıktan sonra da, 46 basamak daha çıkmanız gerekiyor. Asansöre binme bedeli: 8 Euro.

Paris 1.Nolu Bölge Meçhul Asker

MEÇHUL ASKER

Anıtın hemen yan tarafında: meçhul asker mezarı var. Triomphe’nin altında.

11 Kasım 1920 tarihinde, buraya, meçhul askeri temsil eden bir levha yerleştirilmiş. Ayrıca: bir ateş yakılmış. 1940-1945 yılları arasındaki Alman işgalinde bile, bu ateş söndürülmemiş.

Levhanın bakım ve sorumluluğu ile, ateş: 802 üyeli gazi derneği tarafından yürütülüyormuş. Ateş: her akşam, saat: 18.30’da canlandırılıyor.

Günümüzdeki askeri törenler burada düzenleniyor.

Paris 1.Nolu Bölge Forum Les Halles

FORUM LES HALLES

Burası, bölgenin hemen güneyinde bulunan bir merkezdir. Paris şehrinin geleneksel çarşısıymış. 1183 yılında Kral Phillippe II Auguste tarafından tüccarların mallarını satmaları için oluşturulmuş. 1850 yılında, burada büyük cam ve demir binalar inşa edilerek Les Halles yaratılmış. Burası: şehrin tam merkezi olarak biliniyor.

1971 yılında yıkılmış ve yeraltına alınmış. Burada: birçok heykel, çeşmeler ve müze var. Müze: Balmumu Müzesi. (Musee Grevin) Bunun dışında: mağazalar, restoranlar, sinemalar ve çocuklar için eğlence yerleri bulunuyor.

Paris 1.Nolu Bölge Grand Palais

GRAND PALAİS

Burası bir kültür merkezi. Champ-Elysees bölgesindedir. 1900 yılında, şehirde kurulan fuar için inşa edilmiş. Geniş cam yapının salonu, sergiler için kullanılıyor.