Almanya Bon

Almanya Bon

Park alanları, büyük park ve bahçeleri, yaya geçitleri, alt-üst geçitleriyle, Bonn şehri gerçekten muhteşem güzel bir yer. Hemen yanı başındaki “Köln” şehrinden çok farklıdır. Aslında, iki şehir arasındaki uzaklık, tren ile 25-40 dakika arasında alınmaktadır ama Köln ne kadar hareketli ise, Bon şehri o kadar durgun ve sakindir. Buraya ilk gittiğinizde, buranın bir zamanlar Almanya’nın başkenti olduğuna inanamazsınız.
Bu şehirde, özellikle: Beethoven evini görmenizi öneririm.

Almanya Bon

HAVAALANI

Bon şehrine ulaşmak için: Köln/Bonn uluslararası havaalanı kullanılır. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki uzaklık: 35 km. dir. Havaalanında bulunan otobüsler veya taksiler ile, şehir merkezine rahatlıkla ulaşılır. Otobüsler, her 20-30 dakikada bir hareket etmektedirler. Ulaşım süresi, yaklaşık 30 dakikadır.

Almanya Bon

GENEL

1949 yılından, 1990 yılına kadar, Almanya Federal Cumhuriyetinin başkentliğini yapmıştır. Bu konuda anlatılanlara göre: II. Dünya savaşından sonra, yeni Almanya için birçok başkent olmayı ister, ancak o sırada şansölye Konrad Adenauer, Bonn yakınlarında bir yerde ikamet etmektedir ve bu nedenle, bu şehir, başkent olur.

Ancak, Doğu-Batı birleşince, Berlin şehri başkent yapılmış ve hükümet binalarının birçoğu, Berlin şehrine taşınmıştır. Ancak, yine de, günümüzde bu şehirde de, 6 tane Bakanlık faaliyet göstermektedir. Bunun yanında, şehirde birçok uluslararası örgüt ve kurum merkezi bulunmaktadır. Bu kurumların başında: Birleşmiş Milletler örgütünün, 17 tane alt kurumu sayılabilir. (B.M.İklim değişikliği çerçeve sözleşmesi-UNFCCC, Çölleşmeyle Mücadele örgütü-UNCCD, Çevre Hukuku Merkezi-IUCN gibi). Tüm bu örgütlerin bulunması, şehrin: ulusal ve uluslararası konferanslara ev sahipliği yapmasını sağlamaktadır.

Şehir, Ren nehri kıyısında kurulmuştur. Deniz seviyesinden, 60 metre yüksekliktedir. Nüfusu: 350 bin civarındadır.
Bu nüfus içinde, ülkenin birçok yerinde olduğu gibi, burada da Türkler bulunmaktadır. Özellikle: şehirde “Altstadt” ve “Tannenbusch” bölgelerinde yerleşiktirler. Buralara yolunuz düşerse, memleket hasreti çekmezsiniz.

Ünlü müzisyen Ludwig van Beethoven, bu şehirde doğmuştur.

Şehirde, rahatlıklar İngilizce konuşacak insan bulabilirsiniz. Çünkü: gerek Üniversite ve gerekse Birleşmiş Milletler personelinin bulunması, İngilizceyi yaygınlaştırmıştır.

Gece hayatı

Bu şehirde, pek renkli bir gece hayatı bulmak mümkün değildir. Ancak, şehrin yakınlarındaki diğer şehirler ve özellikle “Köln” şehrinin bulunması, gece hayatı yaşamak ve eğlenmek isteyenlerin, 30 dakikalık bir tren yolculuğu ile, bu şehre gitmelerini gerektirir. Bunun dışında: Bon şehrinin karnavalını ve karnaval eğlencelerini unutmamak gerek. Ayrıca, yaz aylarında “açık hava festivali” düzenlenmektedir.

Turizm özellikleri

Şehrin ortasından Ren nehrinin geçmesi, zaten buraya bambaşka bir hava katıyor. Nehrin istasyon tarafında: Avrupai cadde ve sokaklar, bisiklet yolları, yemyeşil bahçeler görülürken, nehrin karşısına geçerseniz, bu kez, tarihi ve mimari özellikleri olan yapılarla karşılaşırsınız. Yani, bir anlamda, nehrin istasyon tarafı gayet modern yapılar ve mimari özellikler taşımasına rağmen, sanki, nehrin öte yanı, bilerek yapılmamış görüntüsü sunar.

Almanya Bon

TARİHİ

Şehrin tarihi: 2000 yıl geriye kadar gitmektedir. Yani: Roma dönemine kadar gitmektedir. MÖ.11 yılında, Roma ordusu, şehrin günümüzdeki merkezinde konuşlanmıştır. Hatta, burada Germen gurupları ile ittifak kurmuşlardır. O sırada kurulan yerleşimin adı “Ubii Bonn” dur. Hatta: “Eburoni” olarak da söylenir.
Zamanla, Roma Ordusu: Ubii yerleşim yerini terk eder.
MS.1’nci yüzyılda: Ordu, şehrin kuzeyinde, Bonn-Castelli denilen yerdeki bir siteye yerleşirler. Burada: ilk anda tahtadan yapılan kale, sonra taştan inşa edilir. 13’ncü yüzyılda ise, şehir duvarları yapılır. Bu, içinde şehir bulunan kale yapısı: 62 dönümlük bir araziyi kapsamaktadır. Duvarların arasındaki şehir yerleşiminde: geniş ve merkezi alanlar, askeri şahısların evleri, ızgara şeklindeki sokaklar, kışlalar, ahırlar ve bir askeri hapishane bulunur. Yani, sonuçta, burada büyük bir askeri lejyon bulunduğu kesindir.

Geç antik dönemde

Şehir, işgalciler tarafından birkaç kez yağmalanmıştır. Halk ve askeri birliklerin kalıntıları, kale duvarları içindeki şehir yerleşiminde yaşarlar. Böylece, Ortaçağ döneminde, Bonn şehri gittikçe büyür ve gelişir.
1597 yılına gelindiğinde, şehir, başpiskoposluk olur. 1723-1794 yılları arasında, Clement Augusto: şehirde, bir dizi inşaat işleri yaptırırlar. 1784-1794 yılları arasında ise, Max Franz tarafından, şehirde, üniversite ve Spa merkezi kurulur. 1770 yılında ise, bu kez, dünyaca ünlü müzisyen Beethoven, şehirde doğar.
1794 yılında, şehir, Fransızlar tarafından işgal edilir. 1815 yılında ise, şehir, Prusya krallığının bir parçası olur. 1871 yılında, Prusya liderliğinde Almanya birleşince, Bonn şehrinin önemi daha da artar.
II.Dünya savaşında ise, şehir, 7 Mart 1945 tarihinde, Amerikan askeri güçleri tarafından işgal edilir. 1949 yılında ise, Batı Almanya’nın başkenti olur.
1990 yılında iki Almanya birleşince, başkent, buradan Berlin şehrine taşınır. Hükümet ve parlamento, Berlin şehrine taşınır.

Almanya Bon

YEMEK-İÇKİ YERLERİ

Bu şehirde de, Almanya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi: yerel lezzetlerden tatmak isterseniz “sosis” tatmalısınız, ama buralarda yoğun domuz eti kullanıldığını bilmelisiniz. Siz: tanıdık lezzetlerden vazgeçmem derseniz, şehirde Türklerin yoğun yaşadıkları mahallelerdeki kebapçılarda, yemek yiyebilirsiniz.
İçki derseniz, meşhur alman birası, Köhl burada da bulunuyor ve Almanlar, bunu su niyetine içiyorlar.

Brauhaus Bönnsch

Sterntorbrücke bölgesindedir.
Burası: yemekten ziyade, yalnızca bira içmek için gidebileceğiniz bir yer olarak öne çıkmaktadır.

Cafe im Kunstmuseum

Friedrich-Ebert Allee bölgesindedir. Müze ziyaretiniz sonrasında, burada küçük bir mola verebilir ve cappuccino içebilirsiniz.

Cafe Restoran Bundeshauschen

Burası, Ren nehri üzerinde bir kafe ve restorandır. Burada: her türlü sıcak ve soğuk yemekleri bulmak mümkündür. Bunun dışında, kafe bölümünde: pasta ve dondurma servisi var.

Im Sudhaus

Friedens pltz. Bölgesindedir.
Yapı, hafif ahşap tavan kirişleriyle dikkati çekiyor. Ayrıca, terasından, şehrin muhteşem manzarasını izlemek mümkündür.

Klein Bonum

Paul str. Bölgesinde, eski şehir içindedir.
Restoran, rahat bir atmosfere sahiptir. Çok farklı yemekler servis edilmektedir. Standart menü yanında, dünya mutfaklarından oluşan değişik menüleri de var.

Almanya Bon

BON KARNAVALI

Karnaval kökenleri: her yıl, kış ayları sonuna doğru, kötü ruhları kovmak için, maskeler takılması ve gürültü yapılması esasına dayanmaktadır. Bu gelenek, Hıristiyanlığın bir geleneği olarak sürdürülmektedir.
Karnavalda “11” sayısı kutsaldır. 11 (elf) sayısının, Hıristiyan mitolojisiyle alakası yoktur. Karnaval “Emfeddaüe Emever Konseyi” tarafından organize edilir.
Karnaval etkinlikleri, her yıl, 11’nci ayın, 11’nci günü, saat: 11.11’de başlar.

Almanya Bon

GEZİLECEK YERLER

Evet şehir gezimize başlarken: öncelikle “Beethoven House” denilen yeri göreceğiz. Buraya ulaşmak için, bulunduğunuz yerden, herhangi bir şekilde: Bertha-Sttner Plz meydanına ulaşıyoruz. Buradan, hemen meydanın güneyine inan sokağa giriyoruz.

Almanya Bon
Almanya Bon
Almanya Bon

BEETHOVEN HOUSE – EVİ

Ünlü müzisyen Ludwig van Beethoven’in 1770 tarihinde doğduğu ev, günümüzde müze olarak ziyaret edilmektedir. Müze: Pazar yeri yakınındaki “Bonngasse” bölgesindedir.
Ev: 1889 yılında, müze haline getirilmiştir. Bethoven evi ve yakınındaki evlerde: bir araştırma merkezi, kütüphane, yayın evi ve müzik salonu bulunmaktadır. Burada: müzik severler ve müzik uzmanları: çeşitli tartışmalar yapmaktadırlar. Bestecinin hayatını geçirdiği ev, iki ayrı binadan oluşmaktadır. Bu iki bina, müze olarak oluşturulurken: alçak tavanlar, gıcırdayan merdiven basamakları ve ahşap zeminler, o günün yaşam koşullarının ifadesi olarak olduğu gibi bırakılmıştır.

Evin bahçesinde: Beethoven’in, 20’nci yüzyıl başlarından günümüze kadar yapılan büstlerinden oluşan bir koleksiyon sergileniyor.
Sonuç olarak: burayı mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Özellikle: Bethooven tarafından kullanılan: piyano ve keman ilginizi çekecektir. Burada, ünlü müzisyeni hissedebilirsiniz, sağır olduğunu, ömrünün büyük bölümünü sağır geçirdiğini ve bu sırada birçok bestesinin bulunduğunu hatırlayın, büyük olasılıkla, sağır olduğu bu dönemde, notalar, beyninde, muhteşem bir ahenk ile dolanmıştır.

Beethoven evini gördükten sonra, aynı sokaktan, güneye doğru ilerlemeye devam ediyoruz ve bu kez, karşımıza “Old Town” bölümü çıkıyor. Burada, meydandaki kafelerde bir dinlenme molası verebilirsiniz. Meydanın hemen güneydoğusunda, Eski Belediye Binası görülüyor.

Almanya Bon

 

OLD TOWN HALL

Burası, bir Pazar yeridir. Pazar yerinin incisi ise: “Altes Rathaus” yani “Eski Belediye Binası” dır.
Bu bina: 1737 yılında, Pazar yerinin doğu kıyısında inşa edilmiştir. Rokoko tarzı bir yapıdır. 12 Eylül 1949 tarihinde, İlk Federal Cumhurbaşkanı, burada, vatandaşların önüne çıkmıştır. Bon şehrini ziyaret eden bütün önemli devlet başkanları ve konuklar, burada ağırlanmıştır. 1971 yılından bu yana düzenlenen “Bonmer Sommer” yani “Açık hava kültür festivali” de burada düzenlenmektedir.
Bina, günümüzde, Bon Üniversitesi tarafından kullanılmaktadır.

Almanya Bon

Meydanın, Eski Belediye Binası bölümünün hemen yanında, büyük kuleleri görülen yer “Bon Üniversitesi” dir. Bon Üniversitesi önünden yürüyün ve sağınızda Bon Katedralini görünce: Münster Pltz. Meydanına girin. Burası şehrin en ünlü meydanlarından birisidir.

Almanya Bon

 

Almanya Bon

 

BONN MİNSTER KİLİSESİ

Şehrin amblemi gibidir.
Almanya’nın en eski kiliselerinden biri olup, 11 ve 13’ncü yüzyıllar arasında yapılmıştır. Katolik kilisesidir. Bir zamanlar: Almanya Köln Başpiskoposu katedrali olarak görev yapmıştır. Ama günümüzde, bazilika olarak kullanılmaktadır.
Romaneks mimari tarzında yapılmıştır. Kulelerinin yüksekliği: 81.4 metredir.

Meydanda bulunan diğer görmenizi önereceğim eser: Beethoven Anıtıdır.

Almanya Bon

BEETHOVEN ANITI

Ünlü müzisyen Ludwig van Beethoven’in, bronz anıtı: Münster platz meydanındadır. Anıt: 1845 yılında, ünlü bestecinin doğumunun 75’nci yılı anısına yapılmıştır.
Anıt, ünlü sanatçı adına düzenlenen “Beethoven Festivali” sırasında, 10 Ağustos 1845 tarihinde açılmıştır.

Hemen arkada: Berliner Pltz meydanında, “Bon Stadthaus” yani şehrin en yüksek binası görülüyor. Münster pltz meydanından sonra, ren nehri istikametine dönün ve Katedralin önünden, Üniversitenin yanında, Matematik Müzesine gidiyoruz.

Almanya Bon

ARİTHMEUM MÜZESİ

Burası, bir matematik müzesidir ve Bon Üniversitesi tarafından kurulmuş ve işletilmektedir. Müze binasında, hesap makinalarından oluşan özel bir koleksiyon sergilenmektedir.
Ayrıca, yapının cam-çelik olan cephesi: bilimsel şeffaflığı ifade etmektedir.

Bu yeni gezi rotamızda: ilk gidilecek yer, yine şehrin ünlü müzelerinden birisidir. Bulunduğunuz yerden, bir şekilde “Südstadt” bölgesine ulaşmalısınız.

KOENİNG MUSEUM

Bu müzenin daha açık ismi: Alexander Koening Araştırma Müzesidir. Müzenin esas işlevi: doğa tarihi müzesi yani hayvanları araştırma enstitüsüdür. Müzenin adının kaynağı: kendi koleksiyonunu müzeye bağışlayan Alexander Koening’e atfen verilmiştir ve müze: 1934 yılında açılmıştır. Kendisi: 1858 yılında doğmuş ve kuşlar ve memeliler toplamaya başlamıştır. Daha sonra “zooloji” eğitimi almış ve 1884 yılında, doğal tarih doktorası almıştır. Sonraki yıllarda da, dünyanın çeşitli yerlerini dolaşarak, özel koleksiyonunu genişletmiştir.

1903 yılında, babası öldükten sonra, kendi özel koleksiyonunu halkın ziyaretine açmak için, bir doğa tarihi müzesi planlar. 1912 yılında, bu günümüzdeki müzenin temeli atılır ve 1914 yılında tamamlanan müze, o sırada, I. Dünya Savaşı çıkması ve şehrin Fransızlar tarafından işgal edilmesi nedeniyle, müze olarak değil, Fransız askeri kışlası olarak kullanılır. Savaş sonunda ise, bütün servetini kaybeden Koening, koleksiyonunu, 1929 yılında Alman hükümetine bağışlar ve 1934 yılında, müze kapılarını, ziyaretçilere açar.

Müzeyi gezdikten sonra, müzenin bulunduğu caddeden, doğruca güneye, Ren nehrine paralel yürüyerek iniyoruz. Yine, solumuzda bir müze göreceğiz. Almanya’nın bu en popüler müzesini sakın atlamayın.

Almanya Bon

HAUS DER GESCHİCHTE

Burası da bir müze yapısıdır. Ancak, Almanya’nın en popüler müzelerinden birisidir ve her yıl, yaklaşık 1 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
Müzedeki daimi sergi: 1945 yılından günümüze kadar olan Alman tarihine ait eserleri barındırmaktadır. Bunun yanında, müzede, çok sayıda geçici sergiler düzenlenmektedir. Müzede ayrıca 80 bin civarında karikatür bulunan bir galeri var.

Yine, aynı cadde üzerinde, güneye yürümeye devam ettiğimizde, biraz sonra, bir meydanın köşesinde, yine güzel bir müze karşımıza çıkıyor.

Almanya Bon

 

Almanya Bon

 

KUNST MUSEUM

Burası, bir modern sanat müzesidir. 1947 yılında kurulmuştur. Görülen binası ise, 1992 yılında açılmıştır.
Günümüzde, burada: geçici sergiler ve çeşitli koleksiyonlar sergilenmektedir. Özellikle: savaş sonrası, Alman sanatı eserleri görülebilir. Kapalı sergi alanı: 4 bin m. karedir. Müze koleksiyonunda: 20 ve 21’nci yüzyıla ait, yaklaşık 5000 eser sergilenmektedir.

Müzenin hemen yanında, bir başka muhteşem müze daha var.

Almanya Bon

KUNST-UND AUSSTELLUNGSHALLE DER BUNDESREPUBLİC DEUTSCHLAND MUSEUM

Wılly-Brandt-Allee bölgesindedir. Şehir merkezine 2.3 km. uzaklıktadır.
Bu müze, şehirde: dünya ölçeğindeki sanat eserlerinin ve önemli kültürel nesnelerin sergilendiği bir yerdir. Yapıda: 5600 m. karelik bir kapalı-sergi alanı bulunuyor. Ancak, müzede sergilenen eserlerin tanıtımlarında genellikle Almanca kullanılması, İngilizce olmaması olumsuz bir durumdur. Yani, sergiyi hakkını vererek gezebilmek için Almanca bilmek gerekebilir.

Müzenin hemen karşısındaki yüksek bina “Bundesnetzagentur” binasıdır. Onun arkasında, Ren nehri kıyısında, yine büyük ve yüksek bir bina görülüyor ki, bu bina “Post-Tower Bonn” binasıdır. Onun hemen solunda ise, yine yüksek bir bina “Langer Eugen” binası var.

Almanya Bon

POST DHL TOWER

Burası, şehirde, 162.5 metre yüksekliktedir, genişliği 41 metredir ve 41 katlı bir yapıdır. Burada: Deutsche Post ve DHL denilen iki şirketin ofisleri bulunuyor. Yapı: Amerikalı mimar Helmut Jahn tarafından tasarlanmış ve 2000 yılında yapılmıştır. Kule, bir çelik-cam bina olarak inşa edilmiştir.
2002 yılında ise “Emporis Gökdelen Ödülü” kazanmıştır.

SCHÜRMANN-BAU

Post-DHL binasının hemen arkasındadır. Bu bina: bir zamanlar, şehir başkent iken, Parlamento üyelerine ofis olarak planlanmıştır. 1993 yılında, Ren nehrinin taşması sonucu oluşan sel nedeniyle, bina büyük hasar görmüştür. 1997 yılında, bina yeniden restore edilmiştir.
Günümüzde, burada: bir kısım uluslararası sanatçı tarafından yapılan sanat eserlerinin sergilenmesinde kullanılmaktadır.

Bundesnetzagentur binasını geçince, sola dönüyoruz ve Post-Tower binasına kadar yürüyüp, onun önünden, Ren nehrine paralel yürümeye başladığımızda, bu kez, karşımıza: Ren nehri kıyısında, muhteşem güzel bir park-bahçe çıkıyor.

Almanya Bon

 

Almanya Bon

 

RHEİNAUE

Burası, Ren nehri kıyısında bir eğlence parkıdır. 160 hektarlık bir alanda 1979 yılında kurulmuştur. Hatta, bu büyüklük ile, nerdeyse şehir merkezinden daha büyük bir alana yayılmıştır. Park içinde, çeşitli etkinlik alanları var ve bunlardan öne çıkanlar: Japon bahçesi, çağlayan, Roma yolu, Gül bahçesi sayılabilir. Burada, rahatlıkla uzun ve huzurlu zaman geçirebilirsiniz. Özellikle, park içindeki “bit pazarı” nı gezmenizi öneririm. Gölde, sandala binmeyi de unutmayın.

ŞEHİRDE, DİĞER GEZİLİP-GÖRÜLMESİNİ ÖNERECEĞİM YERLER

Almanya Bon

 

Almanya Bon

 

BONN CENTRAL STATİON-MERKEZ TREN İSTASYONU

Ren nehrinin sol kıyısındadır. Şehrin tam merkezinde, ana tren istasyonudur. Burada: demiryolu hizmetlerinin yanı sıra, otobüs, tramvay hizmetleri de yürütülmektedir.
İstasyon binası: 1844 yılında yapılmıştır. 1883-1884 yılları arasında ise, yeni gar binası yapılmıştır. Şehir başkent olunca, 1949 yılında, İstasyonun önemi artmıştır. Birçok politikacı ve federal çalışan ve devletin misafirleri, buradan trenler ile seyahat etmişlerdir.

Almanya Bon

BEETHOVEN HALLE

Burası, şehirdeki bir konser salonudur. 1845 yılında inşa edilmiştir. Daha sonra ise, Beethoven’in doğumunun 100’ncü yıl kutlamalarında, 1870 yılında salon yeniden yapılmıştır. II. Dünya savaşında tahrip olan salon, 1959 yılında yeniden yapılmıştır. Yapıldığında: Bon şehrinin sembolü ve Almanya’nın en önemli yapılarından biri olmuştur. Bethowen’in müzik geleneğinin korunması açısından son derece önem taşımaktadır. 1996 yılında, salon büyük masraflar yapılarak restore edilmiştir.

Almanya Bon

MACKE HAUS MÜZESİ

Müze; 1991 yılında açılmış olup, ismini: 1911-1914 yılları arasında, ünlü ressam August Macke’nin yaşadığı ev olması nedeniyle, onun ismiyle anılmaktadır. Ev: 1877 yılında inşa edilmiştir. Sanatçı, özellikle: 1911 yılında, bu evde yaşarken, 400 civarında eser yaratmıştır. Eşi ise, 1975 yılına kadar, bu evde yaşamaya devam etmiştir.
Müze yapısında, genellikle geçici sergiler düzenlenmektedir.

Almanya Bon

RHEİNİSCHES LANDES MUSEUM

Burası, ülkenin en eski müzelerinden birisidir. 1820 yılında kurulmuştur. 1874 yılında ise, bugünkü binasına geçilmiştir. Bina, 1907 yılında genişletilmiştir. Ancak, II. Dünya savaşında, binanın büyük bölümü harap olmuştur. 1998-2003 yılları arasında ise, kapsamlı bir restorasyon çalışması yapılmıştır.
yapılmıştır. Müzede: Roma döneminden günümüze kadar olan sürece ait antik büstler görülmektedir. Ayrıca, sikke ve madalyonlar var.

Almanya Bon

ARBORETUM PARK-HARLE

Burası, Ren nehri vadisi yamaçlarında bulunan bir park alanıdır. 4.8 hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Park alanı, ilk olarak 1870 yılında kurulmuştur. 1921 yılında, Dr. Carl Harle tarafından satın alınan park alanı, 1950 yılında ölümünden sonra, kızları tarafından, 2000 yılında, bir vakıf’a devredilmiştir.

BOTANİSCHE GARTEN

Halka açık, 6.5 hektarlık bir alanda kurulmuştur. Bon Üniversitesi tarafından kullanılan bir de “Arboretum” bahçesi bulunmaktadır. Özellikle, sıcak yaz aylarında, şehir halkının yoğun olarak tercih ettiği bir park alanıdır. Park alanına: hafta içi ücretsiz olarak girilmektedir.
Bahçe ilk kez: 1818 yılında, Dr. Chirsitan Gottfried Daniel tarafından kurulmuştur. 1900 yılında ise, Dünya savaşı sırasında bütünüyle tahrip edilir. 1979-1984 yılları arasında ise, bahçe yeniden düzenlenir ve ziyarete açılır.
Günümüzde, bahçede yaklaşık 8000 bitki yetiştirilmektedir. Özellikle, nesli tükenmekte olan bitkiler de vardır.

Almanya Bon

GODESBERG KALESİ

Burası bir kaledir ve volkanik kökenli bir tepe üzerine, 13’ncü yüzyılda inşa edilmiştir. Ancak, 1583 yılındaki kuşatmada, kalenin büyük bölümü imha edilmiştir. 1959 yılında ise, kale, planına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde, burada, bir otel ve restoran bulunuyor.

Almanya Hamburg

Almanya Hamburg

Kuzey bölgesi iklimini saymazsak, Almanya’nın en yaşanılabilir şehridir denilebilir. Tek eksiği: güneş. Diğer Alman şehirlerine göre, daha klas havası olan bir şehir. Hatta ülkenin en zengin şehri denilebilir ve bunun simgesi “hh” dir. Şehrin diğer öne çıkan özelliklerinin başında: burada, çok miktarda Türk yaşıyor olmasıdır. Sokakta gezerken, yanınızdan geçenlerin konuşmalarına dikkat ederseniz, Türkçe konuşmaları duyma olasılığınız yüksektir.

Son olarak: Hamburg: St. Paulidir, gece yaşayan Almanya’dır, denizdir, sekstir, alkoldür, Türk’tür, punktur, gaydır.

Elbe nehri o kadar büyüktür ki, kendinizi deniz kıyısında sanabilirsiniz. New York ve Londra’dan sonra, dünyanın üçüncü büyük müzik merkezidir. Yazın giderseniz, şehrin soğuğundan kurtulup tadına varabilirsiniz.

Almanya Hamburg

HAVAALANI

Hamburg, uluslararası havaalanı, yıllık, 12 milyon yolcu kapasitesine sahiptir. Hamburg Fuhlsbüttel havaalanı olarak isimlendirilir ve 1912 yılında kurulmuştur. Bu nedenle, günümüzde şehir içinde kalmıştır. Yani, şehir içinde, uçakları rahatlıkla görebilirsiniz.
Almanya’nın beşinci büyük havaalanıdır. Şehir merkezine 5 km. uzaklıktadır. Ancak, şehir merkezine 10 km. uzaklıkta, ikinci bir havaalanı bulunmaktadır ki, bunun ismi de, Hamburg-Finkenwerder havaalanıdır.
Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım: transit S-Bahn ile, yaklaşık 20 dakika sürmektedir. Ücreti: 2.80 Euro’dur. Şehir merkezindeki: Fuhlsbüttel denilen yere ulaşılır.
Şehir karayolu ile, Danimarka’ya 1.5 saat uzaklıkta, Amsterdam şehrine ise, 6 saat uzaklıktadır.

Almanya Hamburg

GENEL

Hamburg: Almanya ülkesindeki 16 eyaletten biri olan “Hansa” eyaletinin bir şehridir ve Kuzey Almanya’nın merkezidir. Hükümet, Parlamento, Rathaus ve Belediye binası bulunmaktadır. Hamburg Eyalet Parlamentosuna “Bürgerschaft” deniliyor ve her dört yılda bir seçilen, 121 temsilciden oluşmaktadır. Şehir; kendi içinde, 7 bölgeye ayrılmıştır. Her bölge, bölge yetkilisi tarafından yönetilmektedir.

Şehrin nüfusu: 1.7 milyondur ve ülkenin ikinci büyük şehridir. Avrupa Birliğinin ise, 7’nci büyük şehridir. Kapladığı alan: 755 km. karedir. Bu ölçüler ile, Paris’ten 7 kat ve Londra’dan 2.5 kat büyüktür.

Metropol alanında, yaklaşık 3.5 milyon kişi yaşar. Kişi başına, yaşam alanı olarak 30 m. kare düşer ve bu alan, dünyanın tüm büyük şehirlerindeki ortalamadan daha büyüktür. Bu yerleşik nüfusun, yaklaşık % 28’lik bölümü göçmenlerden oluşmaktadır. 180 farklı ülkeden göçmen bulunduğu söylenmektedir. Bunların başında geldikleri ülke sıralamasında: Türkiye, Polonya, Rusya, Afganistan, Pakistan gelmektedir. Şehirde: “Altona” isimli semt, tamamen Türklerden oluşmaktadır. Şehirde yaşayan 65 bin Türk’ün, bu semte “Altınova” isminin verildiği bile söylenmektedir.

Yeşil alanlar ve rekreasyon alanları, şehrin toplamda, % 14’ünü kapsamaktadır. 2011 yılında, Avrupa Yeşil Başkent ödülü, şehre verilmiştir. Birçok evin önünde: “1943 yılında bombalandı, 1956 yılında yeniden yapıldı” yazan tabelalar görebilirsiniz. Hatta, şehrin birçok yerinde yapılan yol ve temel kazılarında, bazen hala patlamamış bombalar bulunur, bombanın bulunduğu yerler hemen boşaltılır, yollar kapatılır, bomba imha edildikten sonra, hayat normale döner.

Şehirde

90 civarında konsolosluk bulunmaktadır ve bu rakam: New York şehrinden sonra, dünya üzerinde ikincidir.
Asya’dan, 460 şirketin, şehirde şubesi bulunmaktadır. Tıbbi, teknolojik ve Bioteknolojik alanlarda ve uçak yapımında dünya merkezidir. (A380 tipi uçakların gövdesi burada üretilmektedir)

Şehirde, ayrıca: 2302 köprü bulunmaktadır ki, bu sayı: Venedik ve Amsterdam şehirlerindeki köprülerden fazladır.

Hamburg Limanı: dünya çapında en büyük konteynır limanları arasında, 7’nci sıradadır. Bu liman: Kuzey Denizine yalnızca 120 km. uzaklıktadır ve en büyük konteynır gemileri dahi, buraya yanaşabilmektedirler.

Şehirde: 11 üniversite bulunmaktadır. Bunların en büyüğü “Hamburg Üniversitesi” dir. Burada: 39 bin öğrenci eğitim görmektedir. Şehirde: Hamburg Uygulamalı Bilimler Üniversitesinde, 13 bin öğrenci, Teknik Üniversitede 5 bin öğrenci öğrenim görmektedir.

Şehirde

Okyanus iklimi egemendir. Sahile yakın olması nedeniyle, Atlantik okyanusu üzerindeki deniz hava kütlelerinden etkilenir. Kar yağışı nadir görülür. Sıcaklık en yüksek, 22 derecelik ortalama ile, Haziran-Temmuz aylarında görülür. En düşük sıcaklık ise, Aralık-Ocak aylarında, eksi 1-2 derece olarak tespit edilmiştir.

En fazla yağış, Haziran ayında ortaya çıkar. Ama, öyle bir yağış ki, bazen çiseleyen yağmur, bir anda sağanak yağışa dönüşebiliyor. Bu şehirde, yağmur insanların sanırım en büyük sıkıntısı. Şehir gezinize giderken, yanınızda yağmurluk veya bir şemsiye bulunmasında, büyük fayda olduğu veya olacağı kesindir.

Son bir not: şehir, dünya üzerindeki şehirler arasında, yaşanabilirlik anketlerinde; 2009 yılında 23 ve 2010 yılında ise, 10’ncu sırada bulunmuştur.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Şehirde: modern otobüs ve metro trenleri (S-Bahn) bulunmaktadır. Demiryolu istasyonlarında, otomat makinalarından: kısa mesafe, tek binişlik veya günlük binişlik bilet satın alabilirsiniz. Bu arada, Almanya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi, burada da “Hamburg Kartı” denilen toplu bir kart var. Bu kart ile: toplu taşıma sistemi ve müzelerden indirimli yararlanabilirsiniz. Tüm bilet gişelerinden ve otobüs sürücülerinden, Hamburg Kartı satın alabilirsiniz.

Şehir içi ulaşım hatlarında biletsiz yolculuk etmemenizi öneririm. Çünkü: görevliler tarafından, bilet kontrolleri yapılmaktadır.
Giriş kısmı için son bir not: şehirde kaldırımda yürürken, kırmızı çizgili bölgede yürümeyin, çünkü burası bisikletlere ayrılmış yoldur ve burada yürürseniz, bir bisikletli gelip çarpabilir.

S-Bahn ve U-Bahn Trenleri

Aslında, Münih şehrinden büyük olmasına rağmen, Münih şehrinde 6 metro, burada ise 3 metro bulunmaktadır.
Bunlar, şehir merkezi odaklı demiryolu hizmeti ağıdır. Yollardaki trafikten bağımsız olarak, bölge içinde doğrudan ve hızlı hareket sağlanır. Hafta sonları ve tatil günlerinde, bütün gece çalışırlar. Aynı zamanda, pek çok metro otobüsü ve hızlı transit raylı taşıma sistemleri ile bağlantılıdırlar. Metro hattının uzunluğu: 101 km. dir. Bunun 41 km. si yeraltındadır. Metroya bindiğinizde inmek için, iniş düğmesine basmanız gerekiyor, bizim metrolar gibi, kapılar kendi kendine açılmıyor.

Otobüsler

Otobüs servisleri, demiryolu ağı ve metro otobüs sistemiyle bağlantılı olarak çalıştırılmaktadır. Şehirde, 600 den fazla otobüs güzergahı bulunmaktadır. Bunlar, demiryolu hattının boşluklarını doldururlar. Gündüzleri her 5 dakikada gelen otobüsler, akşam olduğunda 30 dakikalık fasılalarla gelirler.

Liman Feribot

Elbe nehrinde hizmet veren feribotlar, 6 limanda çalışmaktadırlar.

Taksiler

Şehirde, 24 saat taksi bulabilirsiniz. Taksiler: geleneksel olarak fildişi beyaz renkte, üzerinde “Taxi” yazısı bulunmakta, sarı-siyah bir işaret, lisanslı taksiyi ifade etmektedir. Şehir merkezinde, bir taksi yolculuğu: yaklaşık olarak 6-12 Euro arasında ücrete tabidir. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki taksi ücreti ise, 20-25 Euro arasındadır. Taksilerin birçoğu kredi kartı kabul etmektedirler.

Bisiklet

Bu şehir, tam bir bisiklet cennetidir. Yaya kaldırımlarında, kırmızı çizgi ile bisiklet yolları ayrılmıştır. Şehirde, 80 ayrı noktada bulunan istasyonlardan, kırmızı renkli bisiklet kiralayabilirsiniz. Bisiklet ile şehir rahatça gezilebilir, tek sorun yağmur olmasıdır.

GECE HAYATI

Şehirde, Avrupa’nın en büyük kırmızı ışık bölgelerinden olan: Reeperbahn mahallesi bulunuyor. Burası, özellikle seks turizmi için ziyaret edilmektedir. Burada: striptiz kulüpleri, genelevler, barlar bulunmaktadır.
Bu şehir, Almanya ülkesinde gece hayatının en canlı olduğu başlıca yerlerden biridir. Hatta: ünlü İngiliz gurubu “The Beatles”, kendi ülkeleri dışında, ilk sahne aldıkları yer olan şehir meydanı, bugün onların ismiyle anılıyor ve meydanda, gurup elemanlarının heykelleri var, gençler burada müzik yapıyorlar.

TURİZM

Şehirde: 31 tiyatro, 10 kabare ve 50 müze bulunmaktadır. Şehir, Almanya’nın en hızla büyüyen turizm sektörüne sahiptir ve sektörde, şehirde: 200 bin kişinin çalıştığı söylenmektedir.

Elbe ve Alster nehirleri kıyısında, güzel yürüyüşler yapabilirsiniz. Ayrıca: Belediye binası, şehirde ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Bunun dışında: St. Michaelis başta olmak üzere, birkaç mimari yönden önem kazanan kilise gezilebilir. Dünyanın sayılı büyüklerinden olan liman görülmeli, ayrıca yine şehirdeki birkaç ilginç müze gezilmelidir.

Alster: şehrin kalbinde, büyük bir göldür. Burada: tekne turu yapabilirsiniz. Ayrıca, bu bölgede bir sokak kafesinde kısa mola vererek, yürüyüşler yapabilirsiniz. Bunların yanında: Elbe nehri boyunca bulunan plajları da gezebilirsiniz.

Almanya Hamburg

DOM FESTİVALİ-FUARI

Şehirdeki bu halk festivali, yılda 3 kez yapılmaktadır. (Mart, Ağustos ve Kasım aylarında) Bu festivalde, eğlence ve nostaljiyi aynı anda yaşayabilirsiniz.
Bu festivalde: 3 km. lik bir hat boyunca, gerek eğlence mekanları ve gerekse yeme-içme mekanları kurulmaktadır. Fuar ise: Almanya’nın en büyük fuarlarındandır.

TEKNE TURLARI

Hamburg şehrinin geniş su yollarını keşfetmek için en iyi yol: bir tekne gezisine katılmaktır. Bu tekne gezileri, yaklaşık 4 saat sürer ve Alster gölü-Jungfernstieg bölgesinden kalkarlar. Basit ve kısa bir tur ise, 50 dakika sürer. Bu turda, iç ve dış Alster gölleri görülür ve ücreti: 15 Euro’dur.

Almanya Hamburg

NE YENİR-NE İÇİLİR

Şehirde: 4000 restoran bulunmaktadır.
Yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz: domuz pastırması ile pişirilmiş yeşil fasulyeden oluşan: Birnen Bohnen und Speck düşünülebilir. Kuzey Almanya’nın en çok bilinen yemeğidir.
Aalsuppe isimli, yılan balığı çorbası da yoğun tercih edilmektedir.
Nerede yenir derseniz, bu şehirde, bir Türk tarafından işletilen bir restoran önermek istiyorum. “Le Canard” isimli bu restoran: Elbchausse bölgesinde, nehir manzaralı, Akdeniz, Türk ve Doğu mutfağının egemen olduğu yemek türlerini sunuyorlar ve muhteşem bir manzara eşliğinde, güzel yemekler yiyebiliyorsunuz.
Hafencity bölgesinde, Schönes leben denilen yerde: Steakhouse denilen yerde ise: “steak”ler meşhurdur. Burada, medium-rare steak yiyebilirsiniz.
İçki olarak ise, elbette Almanya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi, bira birinci tercih olmaktadır. Bira olarak: holsten, becks, duckstein veya jever tercih edebilirsiniz.

ALIŞVERİŞ

Şehirde, birçok alışveriş caddesi ve alışveriş merkezi bulunmaktadır.
Özellikle Alster çevresinde: alternatif mağazalar, şık butikler ve geleneksel Hamburg modasının sunulduğu mağazalar görülmektedir.
Şehirdeki başlıca alışveriş caddeleri ve alışveriş merkezleri şunlardır:
1. Jungfernstieg,
2. Mönckebergstrabe,
3. Neuer Wall,
4. Colonnaden
5. Europa Passage,
6. Spitalerstrabe,

Özellikle: Mönckebergstrabe mutlaka görülmelidir. Çünkü, şehrin ana alışveriş caddesidir. Belediye Binasının yan sokaklarında da, güzel alışveriş dükkanları bulunuyor. Bu mekanlardaki dükkanlar: genellikle, günlük: saat: 10.00-20.00 arasında açıktır.

Almanya Hamburg

Bu arada: Alster gölü, belediye binasının hemen yakınında, yeni inşa edilen, büyük alışveriş kompleksi “Europa Passage” yi de mutlaka görmenizi öneririm. Belediye binası meydanındaki cam çatı kaplaması altında, hediyelik eşya satan yerler bulunuyor. Schanzenviertel bölgesinde, güzel butikler bulunuyor.

HAMBURG GEZİ PLANI

Şehirdeki gezimize: Hamburg ana tren istasyonu “Hauptbahnhoff” önünden başlıyoruz.

HAUPTBAHNHOFF

Yapı: 1906 yılında hizmete açılmıştır. Günde ortalama: 450 bin yolcuya hizmet verilmektedir. Paris’ten sonra, Avrupa’nın en işlek tren istasyonudur.
9 Kasım 1941 tarihinde, II. Dünya savaşı sırasında, ağır bombardıman sonucu bina tahrip olur. 1985-1991 yılları arasında, tren istasyonu restore edilmiştir. Yapının uzunluğu: 206 metre, genişliği: 135 metredir. Yükseklik: 37 metredir. Saat kulelerinin yüksekliği: 45 metredir. Saatlerin çapı: 2.2 metredir.

Evet, tren istasyonu önünde yoğun araç trafiği görülüyor. Sonra: istasyonun önünde, Türk döner ve kebapçılarının bulunduğu caddeye (2 Mönckebergstrabe) giriyoruz ve hemen istasyonun karşısındaki caddeden ilerleyince, sol tarafta kalan bu caddeyi görüyoruz. Bu cadde üzerinde bulunan “dönerciler”de, güzel bir döner yiyebilir ve üstüne çay içebilirsiniz.

Sonra: İstasyonun hemen yanında bir müze var.

MUSEUM FÜR KUNST UND GEWERBE

Hauptbahnhof-Glockengieberwall bölgesindedir. Giriş ücretlidir: 5 Euro.
Yapı: 1867 yılında yapılmıştır. 1943 yılındaki bombardımanda yıkılan müze, 1959 yılında yeniden yapılmıştır.
Burası, Avrupa uygulamalı ve dekoratif sanatlar müzelerinin en öne çıkanıdır. Bunlar arasında bulunanlar: 17 ve 18’nci yüzyıllardan kalma porselenler, İslam sanatına ait: çömlek, halı ve kitaplar, tarihi klavyeli enstrümanlar, en eskisi 16’ncı yüzyıldan kalma halılar, mobilyalar, Japon çay evi ve töreni aksesuarları, 1914-1945 yılları arasındaki dönemlere ait, çeşitli heykelcikler bulunmaktadır.
Yani, genel anlamda, müze koleksiyonunda: ortaçağdan günümüze kadar olan döneme ait: Avrupa, İslam ve Uzak doğu kültürü sanat ve el sanatları örnekleri sergilenmektedir.

Sonra, yine istasyon önüne dönüyoruz. İstasyonun arka çıkışında, çarşı, alışveriş merkezi ve birçok restoran ve kafeterya var, orada bir süre gezdikten sonra, kuzeye doğru, GlockengierBerwald caddesi üzerinde yürümeye devam ediyoruz. Bu cadde üzerinde, yine bir müze var.

Almanya Hamburg

KUNSTHALLE

Hauptbahnhof kuzeyinde, Glockengieberwall bölgesindedir.
Burası bir sanat müzesidir.
Müze binası: mimar Fritz Schumacher tarafından, 1863-1869 yılında, İtalyan Rönesans stilinde yapılmıştır. Yapılışı sırasında, özel girişimcilerin büyük ekonomik katkılarının olması önem kazanmaktadır.
Almanya’nın en büyük sanat müzesidir. Müze koleksiyonunda bulunanlar: 17’nci yüzyılda, özellikle Hollandalı sanatçıların (Rembrant gibi) resimleri görülmektedir. Ayrıca: Alman romantizm dönemi resimleri görülmektedir. Bunun dışında: müzede, yıllık ortalama 20 civarında, geçici sergi açılmaktadır.

Bu cadde: Alter gölüne çıkıyor.

Almanya Hamburg

ALSTER

Bu göl: şehir merkezinde bulunan ve 2 bölümden oluşan bir cazibe merkezidir. Bu iki bölüm:
1. Aussenalster (Dış Alster)
2. Binnenalster (İç Alster)

Alster civarındaki tüm binaların tek bir örnektir. Bunların dış cephe boyaları beyaz, çatıları bakır kaplı olmak zorundadır. Çünkü: şehir manzarasında özel bir karizma yaratılmıştır.
Özellikle: Aussenalster: şehirliler tarafından çok tercih edilen bir yerdir. Hamburglular, burayı bir koşu ve buluşma yeri olarak kullanırlar. Ayrıca: insanlar, burayı kitap okumak ve güneşlenmek için de kullanırlar. Burada: 7400 metre uzunluğunda bir yürüyüş yolu bulunmaktadır. Göl’de, sandal kiralamak da mümkündür.
Evet: burası tam bir yeşil cennet olarak değerlendirilmektedir.

Alters gölüne geldiğimizde, yol ikiye ayrılıyor.

Biz: her iki gölün arasındaki yoldan, yani “Lombardsbrücke” caddesinden ilerlemeye devam ediyoruz. Karşımıza bir köprü çıkıyor ve yine yürümeye devam ediyoruz. Bir süre sonra, gölün çevresinden dolaşan yolu takip ettiğimizde, sola dönen “Esplanade/Neuer Jungfernstieg” caddesine dönüyoruz. Yorulduğunuz zaman: göl kıyısındaki ahşap banklarda dinlenme molaları verebilirsiniz.

Şimdi: Neustadt bölgesindeyiz. Buradan ilerlediğimizde: Jungfernstieg sokağına ulaşıyoruz. Yine, solumuzda göl bulunuyor.

Almanya Hamburg

JUNGFERNSTİEG

Reesendammbridge ve Gansemarkt arasında bulunmaktadır. Burası, Almanya ülkesinin ilk asfalt sokağıdır.
Burası, dünyanın en güzel alışveriş caddelerinden biri olarak kabul edilebilir. Burası hakkında; geçmişe yönelik bir kısım geleneklerden söz etmek mümkündür. Eski dönemlerde: şehirde yaşayan bekar bayanlar ve asil genç kızlar: burada Pazar günleri yürüyüş yaparlarmış ve bunlara “Jungfer” denilirmiş. Caddenin isminin buradan geldiği söyleniyor.

Günümüzde, burada, birçok seçkin marka ürünün satıldığı mağazalar bulunuyor. Ayrıca, Almanya’nın en güzel restoranı “Alster-Pavilion” ve 1799 yılından bu yana faaliyette bulunan “Cafe Alex” bulunmaktadır. Bu kafenin hemen yanında: Alster iskelesi var. Burada güzel bir alışveriş ve gezinti sonrasında, nehirde rahatlatıcı bir tekne gezisi de yapabilirsiniz. Özellikle, gölün kıyısına yakın yerdeki, bir hayli yüksek su fıskiyesi dikkatinizi çekecektir.

Yürümeye devam ettiğimizde, köprü var, onu geçince, “Job AG” binasının önünden, sağa dönüyoruz. Hedefimiz, Rathaus yani Belediye Binasının bulunduğu meydan. Buraya:; Hamburg-Mitte bölgesi deniliyor.

Almanya Hamburg

 

RATHAUS-CİTY HALL-BELEDİYE

Şehir merkezinde, Altstadt-Binnenalster bölgesindedir. 11 yıllık bir inşaat faaliyeti sonucunda, mimar Martin Haller tarafından, 1897 yılında: bir yangın ile yok olan eski belediye binasının yerine inşa edilmiştir.
Tarihi süreçte, birçok tarihi olaya tanıklık eden binada, günümüzde: Belediye, Senato ve Hamburg Parlamentosu bulunmaktadır. Bu birimler, 647 odalık yapıda çalışmaktadırlar. 6 oda daha bulunsa, İngiltere-Buckingam sarayı ile aynı büyüklükte olacakmış.

Kulenin yüksekliği: 112 metredir. Toplam inşaat alanı: 5400 m. karedir. Lobi bölümü: konserler ve sergiler için kullanılmaktadır. Yani, halka açıktır. Zemindeki “Hamburg Parlamentosunda, 121 temsilci, restore edilmiş bir odada bir araya gelmektedirler.
Yapı, rehberli turlarla gezilebilmektedir. Giriş ücretlidir. Yetişkinler için 3 Euro, Hamburg kart sahipleri ve çocuklar için: 0.5 Euro’dur.

Buradan sonra, Belediye Binasının hemen solundan, Rathaus Apotheke mağazasının hemen yanındaki caddeden ilerliyoruz. Burası “4 Grobe Johannisstrabe” caddesidir. Hedefimiz “St Nicolas kilisesi” dir.

Almanya Hamburg

ST.NİCHOLAS KİLİSESİ

Bir zamanlar, şehrin en önemli 5 kilisesinden biri olan yapı, günümüzde harabe halindedir. Çünkü: II. Dünya savaşında bombardımandan etkilenmiştir. Yapıldığında, yani 1874 yılında, dünyanın en yüksek binası imiş ve günümüzde de, halen şehrin ikinci en yüksek binası olma özelliğini korumaktadır.
Kilise: 1874 yılında, denizcilerin koruyucu azizi olan, Nicholas adına yapılmıştır. 1517 yılında eklenen kule, 1589 yılında yanmıştır.

Yeniden yapılan kule, 1644 yılında çökmüştür. Sonra yeniden yapılan ve günümüzde görülen kule: 122 metre yüksekliktedir. Kilise yapısı: II. Dünya savaşı sonlarında, şehirdeki diğer 5 kilise gibi, bombardımanda yıkılmış, yalnızca kulesi ayakta kalabilmiştir. Ancak, diğer dört kilisenin aksine, St. Nikolia kilisesi, savaşa karşı bir anıt olarak yeniden dikilmiştir. Söylediğim gibi, çan kulesi halen ayaktadır ve kentin yukarıdan panoramik görüntüsünü görmek isterseniz, kuleye camdan yapılmış bir asansör ile çıkabilirsiniz. Gözlem terası: 77 metre yüksekliktedir. Yalnız ücretlidir ve ücret: 3.70 Euro’dur.

Buradan sonra, 2 blok ötede, uzun kulesi görülen, başka bir kilise yapısına doğru yürüyoruz. Burası: “St. Catherines kilisesi” dir.

Almanya Hamburg

ST.CATHERİNE KİLİSESİ

Şehirdeki 5 Lutheran kilisesinden biridir. Yani, Protestan kilisesidir. Kilisenin sivri kulesi: 13’ncü yüzyıldan kalmadır. Şehrin iyi korunmuş en eski yapısıdır. Denizcilerin kilisesi olarak önem kazanmıştır.

Bunu gördükten sonra, nehir kıyısından, sağ istikamette ilerlemeye devam ediyoruz. Nehrin karşı kıyısındaki büyük bina :”Ambient Media Gmbh” binasıdır.
Beiden Mühren-Katharinenkirchof caddesinden ilerliyoruz. Mares Shipping GmbH binasının köşesine gelince, nehrin karşı kıyısına geçiyoruz. Çelik konstriksüyonlu köprünün girişindeki heykel dikkatinizi çekecektir. Bu köprüyü geçtikten sonra: karşı kıyıdaki hedefimiz müzeler bölgesidir.

Köprüyü geçtiğimiz gibi, hemen sağ yanda, bir müze var.

Almanya Hamburg

DUNGEON

Kehrwieder bölgesindedir. Burayı ziyaret etmek isterseniz bir gün önceden rezervasyon yaptırmanız gerekmektedir. Giriş ücreti: büyük 21 Euro, çocuk 17 Euro, öğrenci: 20 Euro’dur. Küçük çocukların girmesinin uygun olmadığını düşünüyorum.
Speicherstadt bölgesinin altında, asansörle inilen bir yerdir. Burada, 90 dakikalık tur sırasında: tarihi işkence yöntemlerini görebilirsiniz. Ayrıca: yine çeşitli felaketler (örneğin: yangın, sel, deprem) canlandırılıyor. Yani, fantastik bir yolculuk için hazır olun.

Almanya Hamburg

 

MİNİATUR WUNDERLAND

Landungsbrücken yakınlarında, eski bir depoda bulunmaktadır.
2000 yılında açılmıştır. Giriş ücretlidir. Giriş ücretleri: yetişkin 12 Euro, 16 yaşından küçük çocuklar 6 Euro’dur.
Şehrin turistik güzelliklerini vurgulamaktadır. Hamburg şehrinin, 200 metre karelik bölümünde, şehrin en gözde mekanları görülmektedir. Yani, Hamburg şehrinin minyatür bir kopyasıdır. Aslında burada yalnızca Hamburg şehri değil: Alpler, Avusturya, Amerika, İskandinav ülkeleri, İsviçre gibi yerlerinde, minyatür örnekleri sergilenmektedir.

Ama, daha da önemlisi, dünyanın en büyük model demiryolu sistemini göstermesi açısından ilgi çekmektedir. Yani, bir anlamda: dünyanın en büyük model tren sistemidir. Bu model tren sistemi: 2000 yılında, Frederich ve Gerrit Braun isimli iki kardeş tarafından yapılmıştır. Günümüze kadar, 1000 m. karelik bölüm tamamlanmış olup, çalışmalarına devam etmektedirler. Yani, 2020 yılına kadar olan süreçte: en az 10 bölüm daha yapılmasının planlandığı söyleniyor. Sergilenen figürlerin sayısı: 215 bin ağaç, 200 bin insan, 11 bin araba, 890 tren, 300 bin ışık.
Ayrıca, ,burayı ziyaret ederseniz: minyatür bir havaalanını hayranlıkla izleyebilirsiniz. Hatta: şantiyeler, inşaat alanlarını görebilirsiniz.

Almanya Hamburg

SPİCEY GEWURZ MUSEUM-BAHARAT MÜZESİ

Speicherstadt bölgesindedir.
Burası: baharat, baharat depolanması, kalitesi ve kullanılması hakkında, ziyaretçileri bilinçlendirmek ve bilgilendirmek için açılmıştır. Dünya üzerindeki tek baharat müzesidir.
Burada, yaklaşık 350 m. karelik alan üzerinde, son 500 yıllık sürece ait, 50 farklı baharat sergilenmektedir ve bunların kokusunu hissedebilirsiniz.

Buradan çıktıktan sonra: Am Sandtorkai caddesi istikametinde yürümeye devam ediyoruz. Elite Medianet binası, sağımızda kaldığında, hemen onun gerisindeki alanda, bir yerleşim yeri projesi görülüyor. Hafencity.

Almanya Hamburg

 

HAFENCİTY

Speicherstadt yakınlarındadır. Am Sandtorkai bölgesindedir.
1 Mart 2008 yılından bu yana, Hamburg limanı bölgesinde yapılan en büyük şehir planlaması çalışmasıdır. Buna bağlı olarak: cazip yaşam alanları ve çeşitli anıtlar inşa edilmiştir. Bu bölgedeki proje çalışmaları bittiğinde: şehir merkezinin, günümüzdekinden % 40 daha genişlemesi beklenmektedir. Bu yeni alanda: 40 bin kişi işyerlerinde çalışacaklar ve 12 bin kişi, ikamet edeceklerdir. Projenin tamamlanmasının, 2020-2030 yıllarına denk geleceği söyleniyor.

Bu bölgede: zaten yeni bina inşaatları ve yüksek vinçler hemen dikkatinizi çekecektir. Am Sandtorkai caddesi üzerinde yürümeye devam ediyoruz. Sağ yanda, yüksek vinçlerin altında, bir müze var.

Almanya Hamburg

İNTERNATİONALES MARİTİMES MÜZESİ-ULUSLARARASI DENİZCİLİK MÜZESİ

Şehrin, Hafencity-Speicherstadt denilen bölgesindedir. Özel sektöre aittir. Giriş ücretlidir, 12 Euro.
Burası, uluslararası denizcilik müzesidir. Müzede: 10 katta: 40 bin civarında obje ve 1 milyondan fazla fotoğraf bulunmaktadır. Ayrıca: birçok model gemi, üniforma ve deniz sanatına ait eser sergilenmektedir. Bunların büyük çoğunluğu: özel koleksiyoncu Peter Tamm’a aittir. Bu koleksiyon: 1934 yılında toplanmaya başlamıştır. Bu koleksiyonun sergilenmesi için tahsis edilen müze binası, 2008 yılında açılmıştır. Bina: 1878-1879 yılları arasında, tahıl deposu olarak yapılmış ve 2003 yılı sonuna kadar depo olarak kullanılmıştır. Ahşap ve çelik sütunlar ile desteklenerek yapılan binanın dış duvarları tuğladandır. Neo-gotik tarzda inşa edilmiştir.

Oberbaumbrücke caddesi üzerinde ilerlemeye devam ettiğimizde, ileride sağda yine bir müze var.

Almanya Hamburg

 

DEİCHTORHALLEN

Deichtorhallen bölgesindedir.
Müze yapısı: 1911-1914 yılları arasında yapılmıştır. Müze olmadan önce, burası: sebze-meyve Pazar yeri olarak kullanılmıştır. Hatta: 1984 yılında, çiçek pazarı olarak değerlendirilmiştir.
Günümüzde: 5600 m. karelik bir kapalı alanda: çağdaş sanat ve fotoğraf alanında, birçok eser sergilenmektedir. Bunlar arasında: tanınmış heykeltıraşlar, ressamlar ve tasarımcıların sanat içerikli eserleri görülmektedir. Özellikle: fotoğraf arşivi konusunda önem kazanmaktadır. Ayrıca, burada, büyük bir gazetecilik arşivi bulunmaktadır. Yani, Avrupa’nın en büyük çağdaş sanat ve fotoğraf müzesi denilebilmektedir.

Müzenin hemen önünde, gökyüzüne baktığınızda bir balon göreceksiniz. Highflyer-Balloon.
Buradan, tam ters istikamete, batıya döndüğümüzde, bu kez karşımıza yine mimari özellikleri öne çıkan bir bina çıkıyor.

Almanya Hamburg

CHİLEHAUS

Yapı: Johann Friedrich Höger tarafından: 1922-1924 yılları arasında yapılmıştır. Höger: 1877-1949 yılları arasında yaşamış bir Alman mimardır. Bu meşhur eseri: 10 katlı bir ofis binasıdır ve Şili evi olarak bilinir. Bir geminin pruvasını anımsatan üst ve yan cepheleriyle ünlüdür.

Evet, Hamburg-Altstadt bölgesinde, bugünlük gezimizi burada noktalıyoruz. Bulunduğumuz yoldan doğru ilerlersek, ileride St. Nicolas kilisesine ulaşılıyor.

Gezimizin bu bölümünde: bulunduğunuz yerden bir şekilde: Rödingsmarkt denilen metro istasyonuna gidiyoruz ve burada iniyoruz.

Ludwig-Erhard-Strabe caddesinden ilerliyoruz. Cadde üzerinde ilerlerken, solumuzda bir kilise yapısı görülüyor.

Almanya Hamburg

ST.MİCHAELİS KİLİSESİ

Neustadt bölgesinde, Ludwig-Erhard Strabe güneyindedir. Türkische Planke denilen yerdedir.
Şehrin en ünlü kiliselerinden birisidir. Yapı: 1648-1661 yılları arasında, Barok mimari tarzda inşa edilmiştir. Ancak, günümüzde görülen kilise yapısı, çeşitli dönemlerde ayrı ayrı inşa edilmiştir. En son olarak, 177-1785 yılları arasında, 132 metre yüksekliğindeki kule eklenmiştir.
İkinci bina ise, 1906 yılında, bir yangın sonucu yıkılır. 1907-1912 yılları arasında ise yenilenir. 1983 yılında ise, binanın genelinde büyük bir restorasyon yapılır ve bu sırada, çatı bakır ile kaplanır.
Günümüzde, kilise: 3000 kişilik bir koltuk kapasitesine sahiptir. 1736 yılından bu yana bulunan para toplama kutusu ilgi çekmektedir. 1912 yılında yapılan altar: 20 metre yüksekliktedir. 132 metrelik çan kulesi: şehrin ve limanın mükemmel bir manzarasını sunmaktadır. Bu çan kulesine, ister yürüyerek veya ister asansörle çıkabilirsiniz

Yine, aynı cadde üzerinde ilerlemeye devam ediyoruz. Bir süre sonra, sola dönüyoruz. Millerntorplatz caddesine dönüyoruz. Hedefimizde, bir müze var. Bir süre ilerledikten sonra, müze, solumuzda kalıyor.

Almanya Hamburg

PANOPTİKUM

Burası, Almanya’nın en eski ve büyük “balmumu” müzesidir.

Müzeyi ziyaret ettikten sonra, arzunuza göre: şehrin seks turizminin yoğunlaştığı bir bölgeye gideceğiz. Elbette, aile ziyaretçilere burayı önermek mümkün değildir. Reeperbahn caddesi üzerinde ilerliyoruz.

Bir süre sonra: şehrin “kırmızı ışıklı caddesine” ulaşıyoruz.

Almanya Hamburg

REEPERBAHN

Şehir merkezinin batısındadır. Eskiden, 1600’lü yıllarda, burada, gemi halatlarının üretildiği bir yer varmış ve Almanca gemi halatı kelimesi olan “reep” ismi nedeniyle, bölgeye bu isim verilmiştir.
Burası, Hamburg şehrinin en ünlü, gece hayatının merkezi caddesidir. Burada: birçok gece kulübü ve seks turizminin yapıldığı yerler var. Özellikle: seks ile ilgili her türlü materyalin satıldığı dükkanlar var. Red Light District gibi alçak binaların giriş katlarında, pencerelerden bakıldığında, içeride, sandalyeler de iç çamaşırları ile oturan kadınları görmek mümkündür. Bu bölgeye, yanlışlıkla veya meraktan giren kadınlara izin verilmiyor. Fahişeler, bu yanlışlıkla giren kadınlara, yumurta-su atıyorlar, aman dikkat.

Ancak, her şeye rağmen, burada dikkat edilmesi gerekiyor. Özellikle: tenha yerlere takılmamanızı öneririm, çünkü agresif olabilen insanlar var. Tek başınıza buraya giderseniz, büyük olasılıkla, çevrenizde toplanan bayanlar olacaktır, bunlar sizi kendi mekanlarına doğru çekiştireceklerdir.
Ancak: bunların yanında, bölgede: birçok tiyatro, müzik kulüpleri, restoranlar ve diskolar da bulunuyor.

Evet, bugünlük gezi planımız da burada noktalanıyor.

ŞEHİRDE GEZİLECEK DİĞER YERLER

Almanya Hamburg

ELBE NEHRİ

Nehir Çek Cumhuriyetinden doğar ve 1091 km. yol kat ettikten sonra, Hamburg, Magdeburg ve Dresden şehirlerinden geçerek, Kuzey Denizine akar.
Elbe plajı: Hamburg şehrinin Othmarschen ve Ovelönne ilçelerinde: plajlar bulunmaktadır ve şehir merkezinden, buraya ulaşmak mümkündür. Havanın güzel olduğu dönemlerde, bu plajlar, yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından yoğun olarak tercih edilmektedirler. Burada insanlar güneşlenir ve nehrin öbür yanındaki liman ve limandaki konteynırların manzarasını izleyebilirler.
Batı plajı bölümünde: 1999 yılındaki taban taramaları sırasında, nehirden çıkarılan, 19.7 metre çevresi olan ve 217 tonluk “Alter schwede” isimli taş parçasını görebilirsiniz.
Bunun dışında: Elbe nehri boyunca uzanan bisiklet yolu: yürüyüş meraklıları ve bisiklet binenler içinde güzel olanaklar sunmaktadır.

Almanya Hamburg

 

FİSCHMARKT

Burası, Elbe nehri kıyısında, Hafenstrabe ile Grobe Elbstrabe arasında, bir Pazar yeridir. Ancak, burası yalnız balık ve deniz ürünlerinin satıldığı bir Pazar yeridir ve her Pazar günü, birçok insan buraya alışveriş yapmaya gelirler.

Almanya Hamburg

HEİNRİCH-HERTZ KULESİ

Hertz: Hamburg doğumlu bir Alman fizikçidir. Telekominikasyon kulesi, 1965-1968 yılları arasında inşa edilmiştir. Şehrin en yüksek binasıdır ki uzunluğu: 280 metredir. Beton bölüm: 205 metre, onun üzerinde 45 metrelik çelik kafes ve 30 metrelik, çeşitli antenlerden oluşan, üç parçalı silindir bulunmaktadır.
128 metre yükseklikte: iki katlı gözlem terası ve restoran bulunmaktadır. Buraya: iki hızlı asansör ile çıkılabilmektedir. Ancak, gerek restoran ve gerekse gözlem istasyonu, yangın tehlikesine karşı, 2001 yılında kapatılmıştır. Yani, bu devasa yapıyı, yalnızca uzaktan izlemekle yetineceksiniz.

PLANTEN UN BLOMEN

Burası, bir parktır. Şehir merkezinde, 47 hektarlık bir alana yayılmıştır. Bu park alanına ilk bitki: 1821 yılında dikilmiştir. Parkın hemen girişinde: Hamburg Dammtor demiryolu istasyonu bulunmaktadır. Park içinde: su ve ışık gösterileri, konserler, tiyatro gösterileri düzenlenmektedir. Bir anlamda, şehrin botanik bahçesi de denilebilir. Giriş ücretsizdir.

Almanya Hamburg

KÖHLBRAND KÖPRÜSÜ

Bu köprü, Hamburg limanında, Elbe nehri üzerinde, bir kablo askılı köprüdür. Köprü: 4 yıllık inşaat faaliyeti sonunda, 1974 yılında hizmete açılmıştır. Bizim İstanbul-Boğaz köprüsüne benzemektedir. Hatta, üzerinden atlayarak intihar edenler olduğu bile söyleniyor. Ama günümüzde yaya trafiğine kapalıdır. Üzerinden, her gün 40 bin otomobil geçtiği söyleniyor. Deniz seviyesinden yüksekliği: 53 metredir. Kulelerinin yüksekliği: 135 metredir.

Almanya Hamburg

 

BALLİN STADT AUSWANDERWELT HAMBURG

Vaddeler Bogen bölgesindedir. Giriş ücretlidir, 12 Euro.
Burası: 1850-1939 yılları arasında, yaklaşık 5 milyon Avrupalı göçmenin, Hamburg üzerinden, HAPAG gemisiyle, Amerika’ya göç etmek isteyen göçmenlerin, tıbbi bakımlarının ve konaklama imkanlarının sağlandığı bir yer olarak 1898-1901 yılları arasında inşa edilmiştir.
Yani, bir anlamda, dünyaya açılım kapısıdır. Burada: yemek yerleri, lojmanlar, hamam, kilise, Sinegog, müzik pavyonu ve tıbbı muayene odası ve 30 yapı daha bulunmaktadır. Biraz önce söylediğim gibi, Avrupalı göçmenler, Okyanusu geçip Amerika’ya gitmeden önce, burada kalmışlardır.

Almanya Hamburg

TİERPARK HAGENBECK

Şehrin, Stelingen bölgesindedir.
Burası, Hamburg şehrinin hayvanat bahçesidir.
Carl Hagenbeck tarafından, 1863 yılında toplanan hayvanlar, parkın ilk temelini teşkil etmektedirler. Hagenbeck: 1907 yılında, ilk hayvanat bahçesini oluşturduğunda, hayvanları kafeslere koymak değil de, çevrelerinde hendekler açarak barındırmayı tercih etmiştir.

II. Dünya savaşı ardından, bombalama sonucu hayvanat bahçesi tamamen yıkılır. Savaştan sonra yeniden inşa edilir ve günümüzde, özel bir hayvanat bahçesi olarak “Hagenbeck” ailesi tarafından işletilmektedir. Hayvanat bahçesi hakkında ilginç bir anı var. 1956 yılında, bu hayvanat bahçesinden kaçan 45 maymun, uzun süre Hamburg şehrinin altını üstüne getirmiştir. Hatta: maymunlar, evlerden tek tek toplanmıştır.

Almanya Köln Genel

Almanya Köln Genel

 

Avrupa’nın en güzel şehirlerinden birisidir. “Cologne” olarak da bilinir. Köln şehrini görmeden, Almanya’yı gördüm diyemezsiniz. Çünkü: Romalılar, yüzyıllar önce şu sözü söyleyerek, şehrin önemini ortaya koymuşlardır “Köln’ü görmeyen, Almanya’yı görmüş sayılmaz”

Köln: Ren bölgesinde: kültür, ekonomi, sanat ve uluslararası fuarların en önemli merkezlerinden biridir ve bu özelliğini, tarih boyunca sürdürerek günümüze kadar ulaşmıştır.

Şehrin silüetine yerleşen katedral, şehrin bütün noktalarından ziyaretçileri selamlamaktadır.

Almanya Köln Genel

HAVAALANI


İstanbul’dan uçağa bindikten sonra, yaklaşık 2.5 saat sonra, Köln şehrine ulaşıyorsunuz.
Köln uluslararası havaalanı: savaş sonundaki ülkenin ilk Başbakanı olan Konrad Adenauer’in ismini taşımaktadır. Havaalanı, 1917-1933 yılları arasında, komşu şehir, Bonn ile birlikte kullanılmıştır. Zaten, havaalanın bilinen bir ismi de “Köln-Bonn Havaalanı” dır. Şehir merkezine, 15, Bonn şehir merkezine 16 km. uzaklıktadır. Buradan, 39 ülkeye uçuşlar yapılmaktadır.


Havaalanında en ilginç olan, anonsların: Almanca-İngilizce-Türkçe yapılmasıdır. Bunun yanında, birçok danışma masasında Türklerin çalıştığını görünce şaşırmayın. Burada, herhangi bir yere giderken aktarma için beklemeniz gerektiğinde de, uzun ve eğlenceli zaman geçirebileceğiniz olanaklar yaratılmıştır. Bunlar arasında: mini bir kumarhane bile bulunuyor.


Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için: taksi kullanmak istemiyorsanız, trene binmelisiniz. Ana terminalin hemen altında, demiryolu istasyonu bulunuyor. Hatta, bu demiryolu istasyonu, Avrupa’nın en modern istasyonlarından birisidir. Ancak, buradan çevre şehirlere ulaşımı düşünmeyin, önce Köln şehir merkezine gidip, oradan çevre şehirlere ulaşımı düşünmelisiniz.
Tren bilet makinelerinde “Türkçe” dil seçeneği göreceksiniz, şaşırmayın. Mutlaka bilet almanızı öneriyorum, hani kontrol filan yok diye biletsiz binerseniz, kontrol ile karşılaştığınızda, kontrol biletsiz yolcuları doğruca polise teslim ediyor.

TARİH

MS.50 yılında, Romalılar tarafından, Ren nehri üzerine “Colonia Agrippina” isimli şehirlerini kurarlar. Ren nehri: Alp dağlarından doğar ve kuzeye doğru akarak, yaklaşık 1320 km. uzunluğa eriştikten sonra denize dökülür. Romalılar, burada büyük bir şehir kurarken, aynı zamanda, beraberlerinde Hıristiyanlığı da bölgeye getirirler ve yöredeki yerleşimin, Katolikliğin en önemli merkezlerinden biri olmasını sağlamışlardır. Cam işçiliği başta olmak üzere, ticari hayat ta şehirde gelişir.

310 yılında, Konstantin tarafından, Ren nehri üzerine bir köprü yaptırılır. Roma imparatorluğu valileri, bu şehirde ikamet ederler. 313 yılında, Maternus, Köln şehrinin seçilmiş ilk piskoposu olur. 459 yılında, şehir, Franklar tarafından işgal edilir.

796 yılında, Şarlman, şehri, başpiskoposluk derecesine yükseltir. Aynı zamanda; şehir, Avrupa içinde, önemli ticaret yollarının orta noktasında kalınca, özellikle Ortaçağ döneminde, daha etkin bir konuma ulaşır. 12 ile 15’nci yüzyıllar arasında: Avrupa’nın en zengin ve kalabalık şehirlerinden biri olur. Özellikle, Kuzey Avrupa’daki tüm ticaret, buradan yönetilir.

Prusya dönemine gelindiğinde, şehrin başkent olarak kullanıldığı görülür. Ancak: II. Dünya savaşı sonucunda, büyük oranda bombalanarak tahrip edilmiştir. Ancak, müttefikler, bombalama sırasında, gerek tarihi açıdan önemi ve gerekse yön bulmalarına yardım etmesi nedeniyle, katedrali bombalamazlar.

Ancak: özellikle, Fransa, Belçika ve Hollanda’yı işgal eden Alman birliklerinin buradan yola çıkmaları ve yine bu şehirde, yaklaşık 10 bin civarında Yahudi’nin öldürülmesi nedeniyle, şehrin, % 90’lık bölümü bombalanarak yok edilmiştir.

Bu bombalamalar sırasında, başlangıçta kentin nüfusu 900 bin civarında iken, sonradan 35-40 binlere kadar düşmüştür. Hatta: Amerikalılar, savaş bittiğinde, bu şehri tanımlarken “Dünyada en çok moloz bulunan kent” diye betimlemişlerdir.

Ancak, savaşın hemen ardından: 1948-1972 yılları arasındaki yoğun çabalar, şehrin aslına uygun olarak yeniden restore edilerek ortaya çıkarılmasını sağlamıştır.

Almanya Köln Genel

GENEL


Şehir 1 milyon nüfusludur. Almanya’nın dördüncü büyük kentidir. Aynı zamanda yeşil bir şehir olarak da bilinmektedir. Şehirde, her vatandaş için 80 m. kare yeşil alan bulunmaktadır.

Şehirde: merkezde 1 milyon nüfus barınmaktadır. Banliyöler ile birlikteki nüfus, 3 milyon civarındadır. Bu nüfusun: % 17’lik kısmı göçmendir. Yani, Almanya dışından gelmiştir ki bu oranın % 6.3’lük kısmını Türkler oluşturmaktadır. 2007 yılı sayımlarına göre, şehirde yaşayan Türk nüfus, 120 bin kişidir. Göçmen nüfusun, % 6’lık diğer bölümü ise yine Avrupa’nın diğer ülkelerinden gelmişlerdir. Şehir, Almanya’da, Berlin’den sonra Türklerin en yoğun yaşadığı yerdir.

Şehir: Ren nehrinin iki tarafında kurulmuştur. Bu nedenle: sık sık Ren nehrinin sel felaketlerine maruz kalmaktadır. Ancak, günümüzde, geniş bir sel kontrol sistemi kurulmuştur ve sel duvarları, sık görülen sel felaketlerini engellemiştir. Nehir yakınlarındaki binalar için, koruma ve pompalama sistemleri oluşturulmuştur. Yine de, 1993 yılında, büyük bir sel felaketi yaşanmış ve ağır hasarlar olmuştur. Nehir üzerinde, günümüzde, ikisi demiryolu olmak üzere, toplam 8 köprü bulunmaktadır.

2006 yılında, şehirde, Dünya Futbol Şampiyonası düzenlenmiş ve aynı yıl, şehir 2.4 milyon turist tarafından ziyaret edilmiştir.

Şehrin ekonomik etkinliği: özellikle cam işçiliği üzerine yoğunlaşmıştır. Ayrıca, otomotiv sanayi ve otto motorun 1876 yılında icadı nedeniyle, Deutz tren istasyonu önünde bir anıt dikilmiştir. 1930 yılında, Ford otomobil fabrikası Avrupa merkezi, bu şehirde kurulmuştur ve halen devam etmektedir. Toyoto, Volvo, Citroen, Mazda ve Renault gibi şirketlerin de, Köln şehri çevresinde fabrikaları bulunmaktadır.

Şehrin idari bölümleri


1. Innenstadt
2. Rodenkirchen,
3. Lindenthal,
4. Ehrenfeld,
5. Nippes,
6. Chorweiler,
7. Porz,
8. Kalk
9. Mülheim


İKLİM


Köln, Almanya ülkesinin en sıcak şehirlerinden birisidir. İklim özellikleri gereği: yazlar sıcak ve kışlar ılıman geçer. Okyanus iklimi hakimdir. Yılın en sıcak ayı: Temmuz ve Ağustos aylarındadır ve ortalama 23 derece civarındadır. Yılın en soğuk ayları ise: Ocak ve Şubat aylarıdır ve ortalama sıcaklık 5 derece civarındadır. Yani, eksi derecelere inmiyor. En fazla yağış: Haziran-Temmuz aylarında görülür.

Ancak, her şeye rağmen, siz, bu şehre yazın dahi gitseniz, yanınızda mutlaka: kalın giysiler ve ayakkabı bulundurmanız şart demek istiyorum. Çünkü: yaz aylarında dahi, özellikle akşamlar kesinlikle serin oluyor ve yağış hiç eksik olmuyor. Dolayısı ile, bu şehre gitmeyi düşünenler, şemsiye, bot, mont gibi giysilerini yanlarına almalıdırlar.

Evet, son bir not: bu şehri ziyaret etmek isterseniz ve eğlenmeyi düşünüyorsanız: Kasım-Mart ayları arasında gitmelisiniz, çünkü, bu aylar arasında, bu şehirde, her gün bir kutlama yapılır, yani her gün bir anlamda bayramdır.

Almanya Köln Genel


KÖLN ÜNİVERSİTESİ


Avrupa’nın en eski üniversitelerinden birisidir ve 50 bin civarında öğrenci barındırmaktadır. Bu sayı ile, Almanya’nın en büyük üniversitesidir.

Üniversite, 1388 yılında kurulmuştur. Avrupa’da, kurulan 4’ncü üniversitedir. Belki merak edenleriniz olabilir, Avrupa’nın ilk kurulan üniversitesi: Prag Charles Üniversitesidir ve 1348 yılında kurulmuştur. Evet, Papa VI Urban: 1389 yılında, bu üniversite ders vermeye başlamıştır.

1794 yılında, Köln şehri, Fransızlar tarafından işgal edilince, üniversite kapatılır. 1919 yılında ise, Prusya hükümeti tarafından alınan bir karar sonucu, üniversite yeniden açılır.

Günümüzde, bu üniversite, ekonomi alanında bir liderdir ve gerek hukuk ve gerekse ticaret alanında, ulusal ve uluslararası birçok seminere ev sahipliği yapmaktadır.

Almanya Köln Genel

KÖLNMESSE

Burası, Köln Ticaret Fuarı ve Köln Sergi Merkezidir. 1922 yılında kurulmuştur. 2005 yılında ise, yeni yerine taşınmıştır. Eski fuar bölgesinin bulunduğu yerdeki kule: 80 metre yüksekliğindedir ve üst katında, güzel bir kule restoran bulunmaktadır.
Burada her yıl: 70’den fazla ticaret fuarı ve 3000’den fazla konferans düzenlenmektedir. Yani. Almanya ülkesinin en büyük fuar organizasyon alanıdır.
Alanın büyüklüğü: 285 bin m. karedir. Bu zemin alanı büyüklüğü ile, Avrupa’nın üçüncü büyük organizasyon alanıdır.

 

ART COLOGNE


Şehirde, 1967 yılında kurulan ve günümüze kadar sürdürülen bir sanat fuarıdır. Hatta, kendi türünde, dünyanın en eski sanat fuarı olarak kabul edilir. Fuar: her yıl, 6 gün süresince devam eder ve 20’den fazla ülkeden gelen sanatçıların katılımıyla gerçekleştirilir. Bu esnada, yaklaşık 60-70 bin ziyaretçi gelmektedir.

 

İMM COLOGNE


Burası da, mobilya fuarıdır. Her yıl, Ocak ayında kurulur. Serginin odak noktası: çağdaş mobilya ve iç mekan tasarımlarıdır. Ayrıca: mobilya malzemeleri, kumaşlar ve aydınlatma tasarımları da sergilenmektedir. 2010 yılında yapılan fuara: 1500 civarında katılımcı ve 100 binden fazla ziyaretçi katılmıştır.


İNSANLAR


Şehirde, büyük oranda Türk vatandaşımız yaşıyor. Hatta: kilometre kareye düşen Türk olarak, Berlin’den daha fazla olduğu söyleniyor, yani bu şehirde de kendinizi yalnız hissetmeyeceksiniz. Türkler, şehirde “Mülheim Chorweiler” semtinde oturuyorlar.

Hatta, bu yörede oturan bir Almana, nerede oturuyorsun diye sorulduğunda “Küçük Türkiye” veya “Küçük İstanbul” şeklinde cevap verdikleri söyleniyor.

Zaten, öte yandan: şehirdeki birçok mağaza, dükkan ve alışveriş mekanında, otel, restoran gibi yerlerde, Türkler çalışıyor. Keupt str denilen sokakta, bütün dükkan ve mağazalar, Türk kültürünü yansıtan görüntüler sunuyorlar. Hatta, buradaki konuşmalar bile Türkçedir.


Evet, şehirde, doğru dürüst İngilizce bilen Alman zor bulursunuz. Hoş, birçok bar-restoran gibi yerlerde İngilizce konuşuyorlar ama, yolda veya başka bir yerde, bir Almana, İngilizce bir şeyler sormak isterseniz, size “hayır hayır” cevabını yapıştırır ve yanınızdan hızla uzaklaşır.
Siz, bence şehirde bunaldığınızda ve bir şeyler sorma ihtiyacı duyduğunuzda, ya bizim vatandaşları kollayın ya da çekik gözlü yabancıları kollayın ve sorun derim.

Almanya Köln Genel

KÖLN KARNAVALI


Karnaval şenlikleri: her yıl, 11 Kasım tarihinde, saat 11.11’de başlar.
Karnavalın ilk temelleri: Roma döneminde yapılan “Dionysos” ve “Satürn” için yapılan şenliklere dayanmaktadır. Günümüzde ise, Paskalya dönemi öncesi yapılan perhiz için, ete veda anlamı taşımaktadır. Bu anlam: günümüzden yaklaşık 180 yıl öncesinde oluşmuştur. Hatta: 18’nci yüzyılda, şehri ele geçiren Fransızlar, karnaval şenliklerinin yapılmasını engellememişlerdir.


Karnavala: 1 milyondan fazla sayıda turisttin katılması sonucunda, şehir tam bir şenlik yerine dönmekte ve sabahlara kadar eğlenceler sürdürülmektedir. Bu eğlencelerin uygun şekilde sürdürülmesi için, şehirde bulunan yaklaşık 150 örgüt görev yapmaktadırlar. Köln şehrinin meşhur birası da, karnavalda en çok tüketilen içkidir.

Karnaval şenlikleri

Önce bütün katılımcıların katılımı ile sağlanan geçit töreniyle başlıyor. Bu geçit töreninde: “Prens” ve köylüyü temsil eden figürler en ön plandadırlar. Ancak: karnaval döneminin en büyük özelliği, şehrin bütün cadde ve sokaklarına, garip ve hatta komik giysiler giymiş Almanların kendilerini atmasıdır. Hatta, metroya bindiğinizde dahi, garip giyimli Almanları görebilirsiniz ve bu giysilerin çoğu aynı zamanda komiktir.

Özellikle, karnaval dönemlerinde, sokak ve caddelerdeki şişe kırıklarının yaralanmalara sebep olması, Belediye tarafından önlem alınmasına neden olmuş ve karnaval zamanı, insanların, şişeli bira veya içki içmeleri yasaklanmış, şişeler toplanarak, yerine plastik bardaklar dağıtılmıştır. Yine de, her geçit töreninden sonra, Belediye çöp arabaları ve çöp toplayıcıları, geçit töreninin yapıldığı alanı hızla temizlemektedirler.

Karnaval zamanında, geleneksel eğlence çadırı yani “Kölschfest” kurulur. Bu çadırda, bira: 1.90 Euro ücretle satılır ve gençler, Alman folk müziği eşliğinde eğlenirler. Güvenlik görevlileri, aşırı içip sarhoş olanlara derhal müdahale ederler. Ayrıca, karnaval zamanı, şehirdeki birçok ürün, yüksek fiyatlarla satılır. Örneğin, normal zamanlarda şehirdeki bir markette 0.50 Cent olan bira, karnaval zamanı 2.5 Euro gibi bir fiyata satılır ve satılan yerin önünde uzun kuyruklar görebilirsiniz. Yine karnaval zamanında, barlara girmek için, kapısında uzun kuyruklar beklemeniz gerekir. Yemek artıkları, içki kutularının oluşturduğu çöpler, gün boyunca birikir ve gece toplanır, ertesi günü, yerlerde en ufak bir çöp göremezsiniz.

ALIŞVERİŞ

Şehirdeki: “Hohe Strasse” ve “Schildergasse” caddeleri: Almanya’nın en iyi alışveriş caddeleridir. Bu caddeler: büyük mağazalarla doludur.
Şehirdeki, birçok cadde ve sokakta: “H&M” mağazalarını görebilirsiniz. Bu mağazalar, giyim üzerinedir ve gerek şehirdeki yaygınlıkları ve gerekse ucuzlukları ile, şehirlilerin ilgisini çekerler. Giyim dışında elektronik alışverişi yapmak isterseniz “Mediamarkt” marketleri önerilir.

 

NE SATIN ALINIR


Köln denilince, akla ilk gelen: “Eau de Cologne” yani “Kolonya Suyu” yazısıdır. Bu yazı, günümüzde, hala parfüm şişelerinin üzerinde yerini almaktadır.

Eau de Cologne: John Maria Farina isimli İtalyan bir gurbetçi tarafından yaratılmış bir parfümdür. 18’nci yüzyılda “Farina Eau de Cologne” isimli bu parfüm, bütün Avrupa’ya ihraç edilmiş ve zamanla, daha popüler hale gelmiştir. 1803 yılında ise, ilk fabrika: Wilhelm Mülhens isimli bir şahıs ve ailesi tarafından açılmıştır. Bunun üzerine, uzun zaman: Farina ve Mülhens arasında, çatışma yaşanmıştır.

Günümüzde, hala, her ikisi tarafından üretilmektedir ve Mülhens tarafından üretilenler “4711” markası ile üretilmektedir. Çünkü, bunlar, Fransız işgali sırasında açtıkları fabrikanın numarası, 4711’dir. Farina ailesinin ise, sekizinci nesli tarafından üretim sürdürülmektedir.
Bu şehri ziyaret ettiğinizde: bu günlü ferahlatıcı sıvıyı, yani ülkemizde kolonya olarak adlandırılan sıvıyı, şehirdeki merkezinden satın almalısınız.

TURİZM


Şehri gezmenin en iyi yolu: tarihi bölgedeki sokaklarda kaybolmak ve meydanlar, avlular içinde gezinirken, karşınıza çıkacak kafelerde, kısa molalar vermektir. Şehir, tam bir barlar ve restoranlar şehri olarak bilinmektedir.

Şehir merkezinde, 70 kulüp ve eğlence mekanı bulunmaktadır. Almanya bazında, kişi başına en fazla bar düşen şehirdir. Ancak, bu şehri sakın “Pazar” günü ziyaret etmeyin, çünkü: Pazar günü her yer kapalı ve kesinlikle aç kalırsınız, alışveriş yapamazsınız, yani kısacası hiçbir temel ihtiyacınızı karşılayamazsınız. Hatta, Pazar günü sokaklar-caddeler bile boş olur.

Ayrıca, Ren nehri boyunca yapılacak uzun yürüyüşler, Rheinpark veya Hayvanat Bahçesi de, ziyaretçilere güzel alternatifler sunmaktadır.

Şehirde, Ekim ayında bir festival düzenleniyor. Bu festivalin ana teması “bal kabağı” dır. Muhtelif ebatlarda ve renk renk süslenmiş bal kabaklarını görmek isterseniz, Ekim ayındaki bu festivali görmelisiniz.

Katedralin önünden hareket eden “traktör tren” ile, nehir boyunca, şehri gezebilirsiniz. Hatta, teleferik ile, şehri havadan da görebilirsiniz.

Son bir not: şehirde, Hohenzollern denilen bir köprü var. Şehirde, yeni evlenenler veya sevgili olanlar, nişanlılar: birbirlerine bağlılıklarının ifadesi olarak, bu köprüye geliyorlar ve köprünün üzerindeki tellere, genellikle üzerinde isimleri yazılı bulunan asma kilitleri asıyorlar ve anahtarlarını Ren nehrine atıyorlar. Böyle bir alışkanlık var, denemek isterseniz, siz de, burayı ziyaret edebilirsiniz.

EĞLENCE


Şehir, tam bir kültür hazinesidir. Köln operası, Köln Filarmoni Orkestrası ve tiyatrolar, şehrin kültürel hayatında önemli yer tutar.

Müzikal severseniz, şehirdeki “Musical Dome” denen yerde yapılan gösterileri izleyebilirsiniz. Gençler, daha çok 20 bin kişilik “Kölnarena” daki, dünyaca ünlü sanatçıların konserlerini izlemeyi tercih ederler.

Ayrıca: bir akşam vakti, yemekten sonra: Petit Prince veya Blue Note veya Apollo Disco ve Tiefenrausch diskoyu eğlenmek için tercih edebilirsiniz. Bunun dışında, şehirde gece hayatı: çeşitli merkezlerde ve özellikle: Kwartier Latang ve çevresindeki gece kulübü dolu alanlarda sürmektedir.

Çünkü, şehirde 70’den fazla kulüp ve bar bulunmaktadır. Aslına bakarsanız, Almanya ülkesinde, kişi başına düşen Pub açısından, en zengin şehir, Köln dür.

NE YENİR-NE İÇİLİR


Şehirde, her köşe başında: restoran ve barlar bulunmaktadır.

Rudolf platz meydanında, istasyon durağının bulunduğu yerde, yemek yemek için birçok güzel yer var. Buralarda, her türlü dünya mutfak kültürünün örneklerini bulabileceğiniz restoranlar görülüyor. Yemek yemek için, burayı öneririm.

Ayrıca, yerel lezzetler dışında, alışıldık lezzetleri düşünürseniz, Katedralin hemen karşısında bulunan “İstanbul dönercisi” ni önerebilirim. Ayrıca, yine memleket lezzetlerini tatmayı düşünenler için: Hansaring caddesi önerilir. Burada: birçok çorbacı, kebapçı, tantunici bulabilirsiniz.

Bunun dışında: yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, bence pek düşünmeyin derim, çünkü: burada yenilebilecek tek yerel lezzet: sosistir ki, domuz etinden yapılmaktadır. Bunu tercih etmeseniz, fast-foot uluslararası markaların mağazalarını ziyaret edip, alışılmış lezzetleri, hamburgerleri yiyebilirsiniz.

KÖLSCH


Bu şehirde, bira içmek isterseniz, bira istiyorum diye sipariş vermeyin, “Kölsch” istiyorum şeklinde sipariş vermelisiniz. Evet, bu şehre has “Kölsh” isimli bira: şehirde 25’den fazla fabrikada, üretilmektedir.

Şehirde, yaklaşık 3000 civarında, bar ve restoran bulunmaktadır ve bunların bir kısmı, 19’ncu yüzyıldan kalmadır. Bira satışı yapılan “Brewhouses” lerin çoğunda, garsonlar, hala, bira çiftliklerinde giyilen, geleneksel mavi önlükleri giyerler.

Almanlar, bu birayı içerken, yanında spesiyal olarak: haşlanmış domuz eti, kızarmış ekmek, siyah puding, patatesli börek, soğan, elma ve patates püresi alıyorlar. Ancak, bira servis edilen yerlerde, biralar: 0.2 cc.lik bardaklarla, yani küçük bardaklarla sipariş ediliyor ve bir anda içtiğinizde, yenisini istemek için, bir süre garson beklemek zorunda kalıyorsunuz.

Bu nedenle, marketlerden satın alarak, içmek önerilir. Hatta, marketten satın alınacak cam şişe içindeki kölsch birasının, Ren nehri kıyısında içilmesi önerilir.

Nerede yenir

Früh am Dom


Am Hof bölgesindedir. Burada: şehre has, özel lezzetleri tadabilirsiniz.

Landhaus Kuckuck


Olympiaweg bölgesindedir.

Almanya Köln Genel

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM


Şehir, aslında bizim İstanbul şehrinin nüfusunun çok küçük bir bölümüne sahip olmasına rağmen, raylı sistem olarak çok büyüktür. Bunun sonucunda, trenlerin boş koridorlarında, çoğu kez, sakin seyahatler yapabilirsiniz.

Tramvay


Şehir içi ulaşım için tramvay hatlarını kullanmayı düşünürseniz, şehir içinde, biletsiz binişlerde kontrol olmamasına sakın aldanmayın ve özellikle, havaalanı ile şehir merkezi arasındaki yolculuklarda, mutlaka kontrol olacağını ve kontrol sonucunda biletsiz yakalananların, alenen polise teslim edildiğini bilin. Bence, kesinlikle biletsiz binme riskini almayın derim.

Bisiklet


Şehirde, rahatlıkla bisiklet kullanmak mümkündür. Çünkü, özellikle kaldırım kenarlarında, bisiklet yolları yapılmıştır. Özellikle, bazı tek yönlü merkezi ve dar sokaklarda, bisiklet trafiği, her iki yön içinde verilmiştir.

Metro


Şehirde, geniş kapsamlı hafif raylı sistem yani “U-Bahn” vardır.

Almanya Köln Genel

TEKNE GEZİLERİ


Şehirde, Ren nehri üzerinde bir tekne turu yapabilirsiniz. Tekne turları: Ren nehri boyunca, Old Town, Mülheim, Rodenkirchen, Porz istikametinde, kuzeyden-güneye yapılır.

Almanya Köln Genel

KÖLN TELEFERİK


Kölner Seilbahn ve Rheinseilbahn üzerinde: yani Ren nehri üzerinde çalışan bir teleferik hattıdır. Bu iki yakayı birbirine bağlayan: Köln Hayvanat Bahçesi-Zoobrücke köprüsü üzerindedir.

Teleferik: her yıl Nisan-Ekim ayları arasındaki dönemde çalıştırılmaktadır. Mevcut 50 kabinde, saatte: 2000 kişi taşınabilmektedir. Hatların uzunluğu: 950 metredir.

Teleferik hattı: 1957 yılında açılmıştır. 1957-2004 yılları arasında, herhangi bir kaza olmadan, teleferik ile, 14 milyon insan taşınmıştır. 2004 yılından itibaren, özel günlerde, gece yolculuğu da başlatılmıştır.