Bankok Wat Phra Kaew; Kral saraylarının bulunduğu bu bölüm; 1782 tarihinde inşa edilmiş ve UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınarak korunuyor.
Burada: 60 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu, 100 civarında yapı var. Tay mimarisinin, en güzel örnekleri burada görülebiliyor.
Zümrüt Buda Heykeli
Ancak bu kadar büyük alanda, mutlaka görmenizi önereceğim yerlerin başında: parça zümrütten yapılmış buda heykeli ve yine en büyük tik ağacından yapıldığı söylenen ahşap bina mutlaka görülmelidir.
Buraya girmek için, beraberinizde mutlaka yerel rehber bulunması gerekiyor. Türk rehberler, genelde yerel rehber almak istemediklerinden, bu saray kompleksini pek itici olarak anlatırlar ve pas geçerler. İnanmayın ve mutlaka gitmek isteyin, ısrar edin ve hatta yerel rehber almasını isteyin.
Kıyafet zorunluluğu
Krala duyulan saygı nedeniyle; Tayland BangkokWat Phra Kaew bölgesine, açık ayakkabı yani terlik ve kolsuz, dekolde bluz ve kıyafetler ile kısa şort ile girilmesine izin verilmiyor.
Ancak yanınızda uygun kıyafet olmazsa, hemen Saray girişinde, küçük bir depozito ödeyerek içeri girebileceğiniz uygun kıyafetler bulunuyor.
Saray Kompleksi
Bangkok Wat Phra Kaew Saray kompleksinin girişinde: sizi, önce demokrasi anıtı isimli bir anıt karşılıyor. Bu anlamlı bir anıt. Yapılış amacı: Tayland’ın dünyanın en demokratik ülkesi olduğunu kanıtlamak imiş. Bunu duyunca elbette şaşırıyorsunuz, çünkü Tayland’da birçok askeri darbenin yapıldığını ve bunun demokrasi ile ne ilgisinin olabileceğini düşünmemek elde değil.
Ama, Taylandlılar diyor ki, yapılan askeri darbelerin hiçbirinde zor yada silah kullanılmamış ve insanlar darbe olduğunda dahi günlük hayatlarını aynen devam ettirmişlerdir. Ülkede, hiç bir zaman iç savaş olmamasını da gururla söylüyorlar. Demokrasiden kastettikleri bu.
Kompleksin içinde, kralların daha önceki yıllarda, çeşitli zamanlarda ikamet ettikleri 3 saray ve bunların ünlü bahçeleri var. İlk ve en eski saray, tamamen Tai mimarisini yansıtan ve yüzyıllardır orada bulunan bir saray. Diğer saray ise, Kralın batıda eğitim görmüş olmasının sonucu olarak yarı batı ve yarı Tai mimari özelliklerine göre inşa edilen, bugün içi tamamen müzeye dönüştürülmüş olarak bulunan, önünde kocaman bir bahçesi olan ve askerlerin nöbet tuttukları bir saray.
Tocacan Heykelleri
İlk saraya geldiğinizde, kapıda iki kocaman heykel görüyorsunuz. Bunların ismi, Tai inancına göre, Tocacan yani kötü ruhlu bir melek demek. Bunların sarayın kapısında bulunmasının nedeni, saraya bekçilik yapacakları ve kötülüğün bu sayede saraya giremeyeceğine olan inanç. Buna benzer heykelleri, zaten, birçok yerde göreceksiniz. Çünkü, Tayland insanının, inanç ve kültürü, bu ve benzeri tür metalara, aşırı bağlı ve inançlı.
Meleklerin Heykelleri
Saray içindeki, diğer önemli heykel gurubu ise, maymun şeklindeki meleklerin heykelleri. Ayrıca, burada önemli bir hikaye söz konusu ve sarayın duvarlarına bu hikaye resmedilmiş. Şöyle ki, Siam imparatorluğunun efsanevi kralı Rama’nın karısı Sita, kötü ruhlu bir melek olan Tosacan tarafından kaçırılır. Bunun üzerine, Kralın, maymunlardan oluşan ordusu ile, Tosaca’nın şeytan ve devlerden oluşan ordusu arasında savaş çıkar ve uzun yıllar devam eder.
Tosacan, kalbini bir kutuda saklayarak, ölümsüzlüğünü korumaktadır. Savaşın 14’ncü yılında, kral Rama, kurnaz bir şekilde, Tosaca’nın kalbinin bulunduğu kutuyu ele geçirir ve Tosaca’nı öldürür.
Ardından, karısı Sita, krala geri döner. Ama, kralın bir kuşkusu vardır. Sita, acaba 14 yıl boyunca, krala yani kocasına sadık kalmış mıdır?
Sita, sadakatini ispat etmek için, herkesin gözü önünde ateş üzerinde yürür ve kendisine hiç bir şey olmaz. Kral Rama, bunun üzerine, onu tekrar eş olarak kabul eder ve takip eden yıllarda mutlu yaşarlar.
Toscana’nın ruhu da, sarayın kapısına bekçi olarak görevlendirilir.