Hindistan Pencap-Amritsar

Hindistan Pencap-Amritsar

Şehir, Pencap eyaletinin bir şehridir. Eyaletin başkenti olan Chandigarh şehrine, 217 km. ve Lahor şehrine 32 km. uzaklıktadır. Burada, hızlı bir kentleşme ve büyüme görülmektedir. Burası, aynı zamanda bölge için bir eğitim merkezi görevini görür. Mühendislikten sanata, pek çok eğitim kurumu bulunmaktadır. Aynı zamanda, el değmemiş doğası, buraya ayrı bir önem kazandırmaktadır.

Hindistan Pencap-Amritsar

Diğer isimleri: Ramdaspur ve Guru ki Nagri’dir.

Şehrin en önemli özelliği, Sihlerin en kutsal yeri olan “Altın Mabet” in burada bulunmasıdır. Her Sih, hayatı boyunca, burayı, en az bir kere ziyaret etmeyi düşünür.

Şehirde, yarı kurak iklim hüküm sürmektedir. Temmuz-Eylül döneminde, muson sezonu başlar. En düşük sıcaklık, Ocak ayında görülür. En yüksek sıcaklık ise, Mayıs ayındadır. Yaz aylarındaki sıcaklık ortalaması: 30-46 derece, kış aylarındaki sıcaklık ortalaması: 0-17 derece arasındadır.

Bölgedeki insanların, % 90’ı Sih ve % 10’u Hindu’dur.

Yurt dışından şehre ulaşmak için: Sri Guru Ram Dass Jee Uluslararası Havaalanı kullanılmaktadır. Delhi ve Amritsar arasında, doğrudan bağlantılı tren yolu bulunmakta olup, yaklaşık 8-10 saat yolculuk yapmak gerekmektedir. İki şehir arasındaki otobüsler ise, her 2 saatte bir hareket ederler.

Hindistan Pencap-Amritsar
Hindistan Pencap-Amritsar
Hindistan Pencap-Amritsar

HARMANDİR SAHİB – GOLDEN TEMPLE – ALTIN MABED

Şehrin merkezindedir. Amitsar şehrinin isminin kelime anlamı: tapınak kompleksini çevreleyen gölden gelmekte olup “nefis nektar havuzu” anlamındadır. Hatta, kelimenin kökeni olan “Amrit” kelimesi: “tanrıların bir içkisi, ruhsal aydınlanma, büyülü bir madde” olarak açıklanır.

Tapınağın kapıları, herkese açıktır. Bu yüzden: ülkeye gelen her ziyaretçi, mutlaka burayı, bu güzelliği ziyaret ederler. Ancak ziyaret için mutlaka günün erken saatlerini ya da günbatımını tercih etmelisiniz. Çünkü: tapınağın görüntüsü, hemen önde bulunan “Amrit Sarovar” yani “Ölümsüzlük Havuzu” na yansımaktadır.

Hindistan Pencap-Amritsar

Tapınak sitesi, ilk önce, 1574 yılında, bir orman içinde, küçük bir göl ile çevrili alanda inşa edilmiştir. Yani, ormanın ortasında küçük bir göl ve site, eski çağlardan beri göçebe bilgeler için bir meditasyon sığınağı olmuştur. Buraya, 1000 yıl önce, Buda’nın da uğradığı söyleniyor. Ancak: Sih dininin kurucusu Guru Nanak (1469-1539) dır. Guru Nanak’ın ölümünden sonra, onun ardılları, siteyi ayakta tutmaya devam ettiler ve yüzyıllar boyunca Sih’ler için, burası, birincil kutsal türbe oldu. Dördüncü Sih Guru (Ram Dass, 1574-1581) döneminde, göl genişledi.

Beşinci Guru (Arjan, 1581-1606) zamanında ise

Tam teşekküllü bir tapınak inşa edilmesine karar verildi. Tapınağın ilk taşı: 1588 yılı sonunda, Gurunun yakın arkadaşı, Müslüman Sufi Aziz Lahore tarafından konuldu ve 1604 yılında tapınak tamamlandı. 1600-1700 yılları arasında, tapınak, Altıncı Sih Guru tarafından, Müslüman ordularına karşı bir savunma yeri olarak kullanıldı. Bu dönemden sonra ise, tapınak, Müslüman orduları tarafından birkaç kez yıkıldı ve her seferinde Sihler tarafından daha güzel olarak yeniden inşa edildi. 1767 yılından itibaren ise, Sihler, askeri güçlerini oluşturdular ve tapınağa yapılan saldırıları püskürtmeye başladılar. Böylece: Tapınak bölgesinde, karşılıklı çatışmalar bitti ve barış geldi.

Evet, tapınağın çevresinde, büyük bir göl var. Aslında bir havuz da denilebilir. Bu havuzun merkezinde yükselen ana tapınağa, uzun bir geçit ile yaklaşılıyor. Bu geçidin uzunluğu 202 metre ve genişliği 21 metredir. Bu köprü, 13 metre genişliğinde, Pardakshna denilen bir yol ile tapınağa bağlanır.

Hindistan Pencap-Amritsar
Hindistan Pencap-Amritsar

Mimari de ise, Hindu ve Müslüman sanatsal stillerinin etkileri görülüyor. Özellikle: Maharaja Ranfit Singh (1780-1839) döneminde: tapınak, zengin mermer heykeller, altın yaldız ve büyük miktarda, değerli taşlarla süslendi.

Sığınak içinde, bir mücevher çivili platform üzerinde, Sihlerin kutsal kitabı olan “Adi Grantha” bulunuyor. Bu kutsal kitap içinde: Sih guruları, Müslüman ve Hindu azizleri tarafından bestelenmiş şiirler, dualar ve ilahilerden oluşan bir koleksiyon var.

Tapınakta

Sabahın erken saatlerinden başlanarak, güneşin batışına kadar olan sürede: bu ilahiler, zarif bir şekilde, flüt-davul-telli çalgılar eşliğinde okunuyor. Hatta: göl de yankılanıyor ve bu büyülü müzik, havuz ve tapınağı çevreleyen mermer bölümde, yavaş yavaş dolaşan hacılar içinde, transa girmelerine neden oluyor. Hacılar, tapınak kompleksi içindeki yurtlar ve yemekhanelerden, ırk-din-cinsiyet farkı gözetilmeden yararlanıyorlar.

Ana tapınak: 52 metre boyutlarındaki, kare bir platform üzerindedir. Teknik olarak 3 katlıdır. Birinci katın tavan yüksekliği: 26 metredir.

Hindistan Pencap-Amritsar

Alt kısımları mermer, üst kısımları ise tamamen altın yaldızlı bakır plakalar ile kaplanmıştır. Yani: tavan ve kubbeler, tamamen saf altın varaklarla süslenmiştir.

Tavanı

Nilüfer şeklindedir. Kubbe: ters lotus çiçeği şeklinde, metal motiflidir. Tapınağın 4 girişi vardır. Kapı bölmeleri, sanatsal şekilde dekore edilmiştir. Tapınak kompleksi içinde: Sih guruları, aziz ve şehitlerine ait birçok türbe bulunmaktadır. Tapınağın içinde: geçmişte, Sih tarihsel olayları, aziz şehitlerin anısına ve I ve II’nci Dünya Savaşlarında mücadele ederken ölen Sih askerlerinin hatıra yazıtlarını içeren birçok anıt plaka bulunmaktadır.

Birinci katta: Şiş Mahal (aynalı oda) denilen küçük bir köşk var. Buranın tavan ve duvarları, aynalar kakma parçalar ile süslenmiştir. Yukarıda, başka bir küçük köşk daha var. Pavyonlar, zarif duvar resimleriyle bezenmiştir. Bunun dışında, basitlik vurgulanmaktadır.

Tapınağın geçidinin diğer ucunda ise “Akal Takht” bulunmaktadır. Bu, kelimenin tam anlamıyla “sonsuz taht” demektir. Tapınağın karşısındaki binada bulunmaktadır. Tapınak manevi rehberlik için bulunuyor iken, Akal Takht; adalet dağıtmak için bulunmaktadır. Gün boyunca tapınakta kalan Guru’lar, geceleri “Akal Takht” bölümünde kalırlar. Geleneksel olarak, tüm Sih savaşçıları, savaşa gitmeden önce, burada kutsanırlar.

Tapınağın tarihi geçmişinde

Kanlı olaylar da var. 1980’li yıllarda, Sihler, bağımsızlık için mücadeleye giriştiklerinde, Sih militanlar ve Hint ordusu askerleri arasında burada kanlı çatışmalar yaşanır. İki kuşatmanın ardından çıkan çatışmalarda, binlerce kişi hayatını kaybeder. Hatta: Tapınağa saldırı emrini veren İndira Gandhi, daha sonraki dönemde Sihli bir koruması tarafından öldürülür. Ancak: bu kanlı çatışmalar, ilk değildir. 1919 yılında, İngiliz askerleri, Callianvalla Bağ bahçelerinde, göstericilerin üzerine ateş açarak, 1500 kişinin ölümüne neden olmuşlardır. Altın Mabedin hemen yanındaki anıt ve şehitler galerisi, bu vahşeti anımsatmak için yapılmıştır. Zaten Sihlerin bağımsızlık düşüncelerinin kaynağında da, bu olay yatmaktadır.

Tüm Sih tapınakları gibi, burası da, din-renk-inanç-cinsiyet ayırımı olmadan, tüm kişilere açıktır. Ancak, buraya girip gezmek isterseniz, yine de bazı kısıtlamalar var. Bu kısıtlamalar şunlardır: tesislere girdikten sonra, sağlanan su ile, küçük bir havuzda ayakları yıkamak, tapınakta iken: et yememek, alkol-sigara ve diğer ilaçlardan uzak durmak, saygının bir işareti olarak başın örtülmesi, ayakkabıların çıkarılması gerekir.

Evet, tapınak gerçekten muhteşem. Su içinde parıldayan altın kubbesi, harika bir görüntü sunuyor. Hatta: bir dua veya kutsal kitap önünde diz çökmüş, binlerce insan görebiliyorsunuz. Bu insanlar, aynı zamanda tapınağın çevresindeki havuzda bulunduğuna inandıkları “kutsal suya” dokunurlar ve hatta alınlarına sürerler. Ayrıca: bu insanların, ortak bir yemeği paylaştıkları, büyük bir salon görülüyor. Tüm bu faaliyetler sırasında, yukarıda sözünü ettiğim gibi, rahatlatıcı bir müzik duyuluyor.

Burayı ziyaret ettiğinizde

Altın tapınak çevresinde, kısa bir yürüyüş yapın ve diğer birçok Guru’nun takip ettiği ve yürüdüğü yolları ziyaret edin. Burada, bir çok Guru şehidinin türbesi de bulunuyor.

Burayı ilk kez ziyaret edenler için: ziyarete bilgi ofisinden başlamanız ve ardından, ana giriş ve saat kulesi yakınındaki, Sih Müzesini gezerek ilerlemeniz önerilir.

Burada, aynı zamanda, her yıl Nisan ayında, önemli bir festival düzenlenmektedir. Sihler, bu günü, çeşitli kutlamalar ile geçirirler.

JALİANWALA BAGH

Bu bir anıttır. Altın tapınağın, 400 metre kuzeyindedir.

Hindistan bağımsızlık çatışmalarında, Amritsar şehri önemli bir rol oynamıştır. Hindistan ülkesinin en kanlı çatışmaları burada yaşanmıştır.
İngiliz general Dyer: 1919 yılında il valisi olur. 13 Nisan 1919 tarihinde ise, ekonomik sıkıntılara karşı Hintlilerin, her türlü toplantı ve gösteri yapmaları yasaklanır.

Bu sırada, Sih hacılar: Baisakhi festivalini kutlamak üzere, Amritsar şehrine gelirler. Festivalin yapıldığı yere erişim için: her tarafı yüksek duvarlarla çevrili, dar bir sokak geçmek gerekmektedir. General Dyer: Sih hacılar tam bu sokaktan geçerken, kendi adamlarına, tamamen kendi kişisel görüşü nedeniyle, herhangi bir uyarı olmadan, ateş açmaları emrini verir. Dolayısı ile, tamamen savunmasız ve silahsız yüzlerce insanın üzerine gelişigüzel açılan bu ateş sonucu, 379 ölüm ve 1200’den fazla yaralanma olur. Mermilerden kaçmaya çalışan insanların büyük bölümü de boğularak ölmüştür.

Bu katliam: bütün ülke genelinde, büyük bir infiale yol açmış ve özgürlük hareketleri ülke genelinde yaygınlaşmıştır. Gandhi, büyük bir grev çağrısında bulunur ve bu olay, Hindistan bağımsızlık mücadelesinin önemli bir kilometre taşı olarak tarihte yerini alır.
Günümüzde, bu olayın yaşandığı yerde, küçük ve keyifli bir park ve bahçe bulunuyor. Parkın içinde, dar bir yol yok. Girişte, tarihi olayı anlatan bir levha görülüyor. Kuzey taraftaki duvar, kurşun deliklerinin gösterilmesi için günümüze kadar muhafaza edilmiştir. İnsanların büyük kısmının öldüğü doğu ucunda, olanların anısına yapılmış bir anıt görülüyor.

RAM BAGH

Şehrin yeni bölümünde bulunan burası, bir bahçedir. Şehrin kurucusu Guru Ram Das onuruna yapılmıştır.
Burada: Sih Maharaja Ranjit Singh (1780-1839) tarafından yaptırılmış: 1 yazlık saray ve 1 müze bulunuyor.
Müze; Çarşamba günleri kapalıdır ve içinde, Babür ve Pencap kültür eserleri ve yönetici evlerinden toplanmış portreler, silahlar, minyatürler, sikkeler sergileniyor. Park içinde, ayrıca: Maharaja Ranjit’in, at üzerinde bir heykeli bulunuyor.
Saray yani yazlık ev ise: güzel bahçesin ortasındadır.

KHALSA KOLLEJİ VE GURU NANAK ÜNİVERSİTESİ

Khalsa kolejli: 1892 yılında kurulmuştur. Yapı: tipik Sih mimarisini yansıtmaktadır. Buradan mezun olan seçkinler arasında: önemli sporcular, askerler, yöneticiler bulunmaktadır. Bu bölgenin topraklarının bir kısmında ise, Guru Nanak Üniversitesi kurulmuştur.

Hindistan Pencap-Amritsar

DURGİANA TAPINAĞI

Lohgarh kapısı dışındadır.
Burası, Altın tapınaktan sonra inşa edilmiştir. Buranın özelliği: tüm ülkenin Hindu kutsal bilgeleri ve akademisyenleri burayı ziyaret ederler.

ŞEHİR DIŞINDAKİ GEZİLECEK YERLER

Amitsar şehrine birkaç saat uzaklığındaki yerlerde: Sih dini sitelerini ziyaret edebilirsiniz. Bu ziyaretiniz sırasında, yemyeşil çeltik tarlalarını, küçük köyleri ve bölgenin çiftçilerini görebilirsiniz.

Hindistan Bihar-Patna

Hindistan Bihar-Patna

Doğu Hindistan bölgesindedir. Ülkenin en kalabalık, üçüncü eyaletidir. Ancak, nüfusun % 85’lik kısmı, kırsal kesimde yaşamaktadır.

Bihar ovası: nehir tarafından ikiye bölünmüştür. Ganj nehri: batıdan doğuya doğru akar. Bölgenin ormanlık alanı toplamı ise: 6 milyon metre karedir. Resmi dil: Hintçe ve Urduca’dır. Tüm bunlara rağmen, günümüzde, Bihar eyaleti: diğer eyaletler yanında, ekonomik kalkınma açısından geride kalmaktadır.

Bölgenin iklim durumu: kış aylarında, sıcaklık 4-10 derece arasındadır. En sıcak ay: Haziran, Temmuz ve Ağustos’tur. Ancak, bu aylarda ,yoğun muson yağmurları görülür. Ekim-Kasım ve Şubat-Mart ayları: bölgenin iklim bakımından en güzel zamanlarıdır.

Eyaletin en önemli şehirleri: Patna, Gaya, Bhagalpur, Muzaffarpur, Biharsarif şehirleridir.

VALMİKİ MİLLİ PARKI

Champaran şehrindedir. Burada, ülkenin birkaç kaplan cinsi barınmaktadır. Son yılların rakamlarına göre, park alanında 10 kaplan bulunuyormuş. Ayrıca: misk ve vahşi köpekler barınıyor. Sonuç olarak, eğer kaplanları görmek isterseniz, bu parkı ziyaret etmelisiniz.

PATNA ŞEHRİ

Doğu Hindistan bölgesinin ikinci büyük kentidir. Ayrıca, “Antik Patna şehri” dünyanın en eski, sürekli yaşanan şehridir. Şehrin varlığı, 3000’den fazla yıl boyunca çeşitli isimler kullanılarak günümüze kadar ulaşmıştır. Şehirle ilgili ilk referanslar, yaklaşık 2500 yıl önceye ait Budist kaynaklarında görülmüştür.

Buda ve Mahavira öğretilerinde bölgenin 2500 yıldır yerleşime açık olduğu görülür. Şehir: MÖ.3’ncü yüzyılda, Maurya imparatorluğunun başkentliğini yapmıştır. Ama, yine aynı dönemde, şehir 3 km. eninde ve 12 km. uzunluğundadır ve bu ölçüler, burada, o dönemde, ne kadar muhteşem büyük bir şehir olduğunun en büyük kanıtıdır. İngilizler: 19’ncu yüzyılda, Çinlilerin ihtiyacını karşılamak için, şehirde, bir afyon üretim ve dağıtım merkezi kurarlar.

Hindistan Bihar-Patna

Modern Patna şehri ise

Ganj nehrinin güney kıyısındadır. Şehir, dünyanın en hızla büyüyen şehirleri sıralamasında 21’nci sıradadır. Aynı kategoride, Hindistan’da ise, 5’nci sıradadır. Şehir, her yıl, yaklaşık 2.5 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Özellikle: Çin ve Japonya’dan, Budist turistler, şehri ziyaret etmektedirler. Bodh Gaya, Racgir ve Nalanda mabetlerine yapılacak ziyaretler ideal bir yerdir. Bu şehirde, en az 1 gün ayırmanız gerekir. Bu 1 günde: birinci sınıf bir heykel müzesi, büyük bir Sih tapınağı, Ganj nehri ve ilgi çekici çarşılar görebilirsiniz.

Evet, şehir: Sihler için kutsaldır. Çünkü, Sih Guru Gobind Singh, burada doğmuştur. Budist ve Hindular için de, şehir kutsal bir hac yeridir.

İklim düşünülürse: bölgede, nemli subtropikal iklim egemendir. Mart-Haziran ayları arasında sıcak yaz günleri yaşanır.

Hindistan Bihar-Patna

Yerel lezzetlerden tatmak isterseniz: burada “khichdi” denemelisiniz. Pirinç, mercimek suyu, baharatlar ile tatlandırılmış ve lor, turşu gibi malzemelerle servis edilen bir tür yemektir. Ayrıca: yanında ince kesilmiş soğan, haşlanmış patates, yeşil biber servis ediliyor. Bu yörede yemekler, genellikle pirinç ve sebze ağırlıklıdır.

Hindistan Bihar-Patna

KUMHRAR

Burası, Pataiputra bölgesinde bir antik kent kalıntısıdır. Şehir merkezine 5 km uzaklıktadır. Buradaki arkeolojik kalıntılar: bölgedeki ilk yerleşimin, MÖ.322-185 yılları arasında, Mauryan döneminden olduğunu kanıtlamaktadır. Bu kalıntılardan en öne çıkanı: 80 sütunlu bir salondur.
Kazı çalışmaları sırasında: 80 sütun ayaklı bir meclis salonu kalıntısı bulunmuştur. Salonun, Mauryan döneminden kaldığı sanılıyor. Yine aynı bölgede: Anand Bihar denilen bir Budist Manastır kalıntıları var. Manastırın ahşap kiriş ve kil figürleri manastırı çevreleyen parkta sergileniyor.

GOLGHAR

Burası, bir tahıl ambarıdır. Şehrin batı kıyısındadır. Şehirde, İngilizlerin faaliyetlerinin Hintliler yararına olan kısmının kanıtıdır.
1770 yılındaki kıtlık sırasında kaygıya kapılan İngiliz yüzbaşı John Garstin: 1786 yılında, bu büyük tahıl ambarını inşa ettirmiştir. Yapının duvarları, 29 metre yüksekliğindedir. Tek kubbeli yapısı ile, benzersiz bir mimari harikadır. Taban genişliği 125 metredir. Duvarlarının kalınlığı: 3.6 metredir. Binanın üstüne çıkmak için, merdivenler var. Bu merdivenlerden binanın üstüne çıkıldığında ise, çevrenin muhteşem bir manzarası ile karşılaşılıyor. Evet, burada, mutlaka kubbenin tepesine çıkmalısınız.

HAR MANDİR TAKHT

Eski Patna bölgesindedir. Burası, ziyaretçilere Sih toplumu hakkında bilgi vermektedir.
Gobind Singh: yani Sihlerin 10’ncu gurusu, 1660 yılında Patna şehrinde doğmuştur. Gobin Singh: Sihlere, dinlerini silahla korumaya çağırması ile tanınıyor. 1666-1708 yılları arasında yaşamıştır.
Burası, Sihlerin dört kutsal tapınağından biridir. Orijinal tapınak: Maharaja Ranjit Singh tarafından inşa edilmiştir ve Guru ve Sih kutsal eşyalarını barındırmaktadır. Gobind Singh’in evindeki su kuyusu, dindarlık ve militanlığı örnekleyen, mermer bir kaideye dönüştürülmüştür. Burayı ziyaret ederseniz, bir rahip, önce ziyaretçilere dini açıklar ve gurudan kalma eşyalar arasında, onun beşiğini, ayakkabılarını ve silahlarını gösterecektir. Müzenin üst katındaki salonda, rahipler “Adi Granth Sahih” den dualar okuyorlar. Bu manastırın hemen yakınlarındaki “çarşı” dan, bambu ve deri eşyalar satın alabilirsiniz.

Hindistan Bihar-Patna

DİDARGANJ YAKSHİ

Bu bir heykeldir ve Mauryan sanatının en güzel örneğidir. Heykel günümüzde Patna Müzesinde sergileniyor. Heykel: tek parça taştan oyulmuştur. Heykelin, MÖ.3’ncü yüzyılda yapıldığı sanılıyor. 1917 yılında, Ganj nehri kıyısında, Didarganj kazısında bulunmuştur. Heykelin burnu: gezici bir sergi sırasında, hasar görmüştür. Evet, bu heykel, Hindistan’ın en ünlü sanat eseridir.

Hindistan Bihar-Patna

AGAM KUAN

Maurya imparatoru Ashoka zamanında yapılmıştır. Yapının çapı: 20 metredir. Dairesel planlıdır ve bu derin kuyunun üstü tuğla kaplıdır. Yüzeyinde, sekiz kemerli pencereleri bulunmaktadır. Sonuç olarak, burası bir tapınaktır. İnsanlar, dileklerinin gerçekleşmesi için, bu tapınağı ziyaret ederler. 1879-1880 yılları arasında, burada birçok heykel bulunduğu söylense de, daha sonra bu heykellerin akıbeti meçhuldür, yani şu an nerede oldukları bilinmiyor.

Hindistan Bihar-Patna

KARGİL CHOWK

Bu bir savaş anıtıdır. 2000 yılında kurulmuştur. 1999 yılında, Bihar ve Jharkhand bölgelerinde yapılan savaşlarda hayatını kaybeden askerlerin anısına yapılmıştır.

Hindistan Bihar-Patna

ŞEHİT MEMORİAL PATNA

Ağustos 1942 tarihinde, Bihar ulusal bağımsızlık hareketi sırasında hayatını kaybeden 7 genç cesur erkek anısına yapılmıştır. Heykeltıraş Deviprasad Roychoudhry. Bronz heykel, İtalya’da döktürülmüş ve daha sonra buraya yerleştirilmiştir.

PATNA HAYVANAT BAHÇESİ

Bailey yolu yakınlarındadır. 1973 yılında açılmıştır. Ülkedeki 16 büyük hayvanat bahçesinden biridir. Hayvanat bahçesi yanında, park bölgesinde, bir de botanik bahçesi bulunuyor. 1983 yılında, bölge, Eyalet Hükümeti tarafından “Korumalı Orman” olarak kabul edilmiştir. Hayvanat bahçesinde: 800 civarında hayvan bulunmaktadır. Bunlar arasında: kaplan, leopar, bulutlu leopar, su aygırı, timsah, filler, Himalaya siyah ayı, çakal, tavus, Hint gergedanı, zürafa, zebra, beyaz tavus kuşu bulunmaktadır. Botanik parkında ise, 300’den fazla bitki türü görülüyor. Park alanında: bir gül bahçesi, bir cam ev, bir orkide evi ve şifalı bitkiler evi bulunuyor.

Hindistan Bihar-Patna

PATNA MÜZESİ

Müze binası: 1917 yılında inşa edilmiştir. Müzede: arkeolojik objeler, sikkeler, sanat eserleri, tablolar, tekstil ve resimler sergileniyor. Bunlar: Hindu ve Budist sanatçılar tarafından yapılmıştır.
Müzede, bir ağaç fosili sergileniyor ve bunun yaklaşık 200 milyon yaşında olduğu söyleniyor. Yine, 1917 yılında, Ganj nehri kıyısındaki bir arkeolojik araştırmada bulunan, dünyaca ünlü “Didarganj Yakshi” heykeli, müzenin en değerli eseridir. Bu heykel: müze girişinin hemen solundadır. Parlaklığı ve yuvarlak vücut hatlarıyla dikkat çeken, ten renkli bir kumtaşı kadın heykelidir. Önemli yanı, bu heykelin, Hint heykel sanatının gelmiş geçmiş en güzel örneklerinden biri olmasıdır.
Evet, Müzede, pek çok etkileyici eser ile birlikte, Maurya önemi heykellerinden oluşan, muhteşem bir koleksiyon sergileniyor.

Hindistan Bihar-Patna

MAHATMA GANDHİ SETU

Bu bir köprüdür. Ganj nehri üzerindedir. Patna şehrinin güneyindedir. Hindistan ülkesinin en uzun nehir köprüsüdür. Mayıs 1982 tarihinde açılmıştır. Uzunluğu: 5575 metredir. Bu uzunluk ile, dünyanın en uzun köprülerinden biri olarak da öne çıkmaktadır. 121 metre aralıklı, 48 tane kemer bulunmaktadır. Genişlik 7.5 metre olup, her iki yanda yürüyüş yolları bulunmaktadır. Köprünün bulunduğu yerde, Ganj nehrinin uzunluğu, 3 km. ulaşmaktadır.

GANJ NEHRİ TEKNE GEZİNTİSİ

Ganj nehri üzerinde, klimalı yüzer restoranlar, günde iki kez, akşam yemeği sunulan geziler düzenliyorlar. Yaklaşık 4 saat süren bu gezintilere, mutlaka katılmalısınız. Bunun dışında, nehirde gezinti için, motorlu tekneler de tutulabiliyor. Ganj nehrindeki yunus balıkları, turistler tarafından ilgiyle izleniyor. Bu arada, yukarıda sözünü ettiğim, dünyanın en uzun köprüsünü de görebiliyorsunuz.

SHERSHAN MESCİDİ

Burası, Sher Shan Suri isimli bir Afgan kabile reisi tarafından inşa edilmiştir. Cami, Patna bölgesinin en eski camisidir ve 1545 yılında inşa edilmiştir.

BODH GAYA

Burası: Patna şehrinin güneyinde, Gaya’nın hemen dışındadır.
Prens Gautama: Siddharta’nın altında otururken “Aydınlanmış kişi” yani “Budha” olur. Bu olayın olduğu pipal ağacının bulunduğu yer: Budistler tarafından hac yeri olarak ziyaret edilmektedir. Hatta: Budistlerin, dünya üzerindeki 4 büyük hac yerinden biridir. Diğerleri ise: Budanın doğduğu yer olan Lumbini (Nepal ülkesindedir), ilk vaazını verdiği yer Sarnath ve öldüğü Kuşinagar’dadır.
Burada, Prens Gautama Siddharta’nın: aydınlanma olayı hakkında bilinenlerden de söz etmek istiyorum.

Bu aydınlanmanın pek kolay olmadığı söyleniyor. Çünkü: Pipal ağacının altında otururken, iblisler, kendini sürekli rahatsız ederek dikkatini dağıtmaya çalışırlar. Kendisini: tayfun, fırtına ve sel ile vururlar ama Siddharta, öylece oturmaya devam eder. Bir ara, iblis Mara: şarkı, dans ve okşamalarla, baştan çıkartmaları için kızları: Arzu, Zevk ve Tutku’yu gönderir. Hatta, kendisine, onu dünya kralı yapmayı teklif ederler. Siddharta, iblisler usanıp uzaklaşana kadar oturmaya devam eder ki, bu durum 49 gün sürer. Buda’nın iblislere karşı verdiği bu çetin sınav, Hint sanatı için vazgeçilmez temalar olmuştur. Buda’yı, insan şeklinde resmetmenin yasak olduğu ilk yıllarda, onun çektiği eziyetler ve ayartılmaya çalışılması, heykeltıraşlara zengin kaynaklar sunmuştur.

MAHABODHİ TAPINAĞI

6’ncı yüzyılda inşa edilmiştir. Eski Budacı öğretilere uygun olarak, burada, Buda’nın figürleri yoktur. Ancak, yapı içinde, daha sonraki dönemlerde yapılan, büyük, yaldızlı bir heykel bulunmaktadır. Tapınağın arkasında, 2500 yıl önce, Buda’nın altında aydınlandığı ağaçtan geliştiğine inanılan, kutsal, Bodhi Ağacının çevreye yayılmış dalları ve gövdeleri görülüyor.
Tapınağı ziyaret eden hacılar, ağacın dallarına, saygılı bir şekilde, beyaz ve safran rengi kumaşlar asarlar. Bir platform, burada, Buda’nın oturduğu yeri gösterir. Taş kaseler, dolaştığı yerleri işaretlerken, birkaç büyük ayak izi, onun varlığını simgelemektedir.
Hindular ve Budistler, onun yıkandığı yerde yıkanırlar. Tapınağın bulunduğu yerde, bir de müze var. Bu müzede: 9’ncu yüzyıldan kalma, granit Buda heykelleri görülüyor.

RACGİR

Body Gaya’nın doğusunda, eski bir şehirdir. Nalanda’ya giden yolun dışındadır. Bu şehir, MÖ.6’ncı yüzyıldan bu yana, gerek Budistler ve gerekse Caynacılar tarafından kutsal kabul edilmektedir. Çünkü: Magadha krallığının başkenti olan Racgir şehri: Buda ve Cayna dininin kurucusu Vardhamana Mahavira tarafından sık sık ziyaret edilmiştir.
Yörede, çevredeki yeşil tepeler üzerinde, çok sayıda, her iki dine ait tapınaklar bulunmaktadır. En öne çıkan tapınak: Buda’nın, şiddet yanlısı olan Mauryalı savaşçı kral Bimbisara’yı, barışçıl öğretisine döndürdüğüne inanılan Gridhakuta tapnağıdır. Japonlar: Racgir bölgesinin ana tepesine, engebeli araziyi de seyredebilmek için, teleferikle ulaşılan bir “stupa” yapmışlardır.

NALANDA

Burası, şehir merkezine 95 km. uzaklıkta, eski Patna şehrinin kalıntılarının bulunduğu bir yerdir. Antik dünya hakkında, ayrıntılı bilgi edinebilmek için ideal bir yer olduğu söyleniyor. Hatta: Buda ve Mahavira gibi önde gelen dini liderlerin, bir zamanlar burada yaşadığı da belirtiliyor.

Racgir bölgesindeki ilk manastır: Buda zamanında kurulmuş ve yaklaşık 900 yıl sonra, Gupta krallığının hakimiyeti altında, bir öğrenim merkezi olmuştur. Çinli bilge Tsang: 7’nci yüzyılda buraya geldiğinde, kent: mantık, felsefe, tıp ve Budacı öğretimde çok ilerlemiş bir üniversite idi. Nalanda Üniversitesi: Budacılık dinini, Tibet’te yaymak için, misyonerler göndermiştir. Bunun yanında: Çin, Burma, Tayland ve Kamboçya bölgelerinden bilginleri, kendisine çekmiştir. Üniversite, 12’nci yüzyılda, bölgede egemen olan Müslümanlar tarafından yıkılmış ve buradaki keşişler, Nepal ve Tibet bölgelerine kaçmışlardır.

Bölgede bir müze bulunuyor

Müzede: 9 ve 12’nci yüzyıllardan kalma, bronz heykel koleksiyonu var. Üniversitenin kazı alanında ise: banyolar, toplantı salonları, yatakhaneler, yemekhaneler, kütüphaneler ve tapınakların kalıntılarını görmek mümkündür. Çinli gezgin Hiuen Tsang’ın yazdıklarına göre: Nalanda Üniversitesinde, 1500 öğretmen bulunuyormuş.

Öğrenci sayısının ise, 10.000 olduğu ve bunların tüm masraflarının çevredeki 100 köy tarafından karşılandığı belirtiliyor. Okula kabul edilmek için, Üniversitenin girişinde bulunan bir muhafız tarafından, felsefeyle ilgili zor bir sözlü sınavdan geçmek gerekiyormuş. Öğrenci adayının, yalnızca % 10 kadarı bu soruları doğru cevaplayarak üniversiteye kabul ediliyorlarmış.

Hindistan Pencap

Hindistan Pencap Eyaleti

Diğer ismi: Punjabi. Kuzeybatı Hindistan bölgesindedir. Yani: Pakistan ülkesinin Pencap bölümünü burada anlatmıyorum.

Himalayalar, İndus, Yukarı Ganj ovası ve Thar çölü arasında kalan bir bölgedir. Yani, bir anlamda “beş ırmak ülkesi” de denilmektedir. Bu 5 ırmak: Cilam, Şinap, Ravi, Satleç, Beas’tır. Ülke tarımının en gelişmiş olduğu bölge olarak önem kazanmaktadır.

1947 yılında, Pencap eyaleti

Hindistan ve Pakistan arasında ikiye bölünmüştür. Bölgenin toplam büyüklüğü: 325 bin km. karedir. Bunun 202 bin km. karelik bölümü, Pakistan ve 123 bin km. karelik bölümü Hindistan topraklarındadır. Bölgenin nüfusu 50 milyon kişidir ve bunun 36 milyonluk bölümü Pakistan, 14 milyonluk bölümü Hindistan Pencap bölgesindedir. Hint Pencap bölgesinin başkenti: Amritsar, Pakistan Pencap bölgesinin başkenti: Lahur şehridir.

Hint Pencabı, 1966 yılında eyalet olarak gündeme gelmiştir. Sih nüfus çoğunluğuna sahiptir. Sihizm: 15’nci yüzyılın başında doğmuştur ve daha sonra yükselerek gelişmiştir. Özellikle, Moğol döneminde, müthiş bir askeri güç olarak ortaya çıkmıştır. Daha sonra, Ahmet Şah Durrani ve onun soyundan gelenler, Sih Pencap bölgesini ele geçirirler.

Sih İmparatorluğunun başkenti: Lahor olur. 1707 yılına gelindiğinde, Sih imparatorluğunun temelleri sarsılır. 1839 yılında, Maharaja Ranjit Singh’in ölümünden sonra, imparatorluk ciddi iç bölünmeler ve siyasi kötü yönetim sonucu zayıflar. Bunun üzerine, İngiliz-Sih çatışmaları başlar ve 1849 yılında, Sih imparatorluğu çözülür.

Pencap bölgesinin, kuzey ve batı kesimleri dağlıktır. Kuzeydeki dağlar: Himalayalar’ın etekleridir. Bölgenin batısında ise, yine dağlık bölümler bulunmaktadır. Bu dağlık bölgenin güneyi ve doğusunda ise, muhteşem verimli Pencap ovası bulunmaktadır.

Bölgenin en büyük ekonomik etkinliği: tarımdır.

Hindistan ülkesinin en büyük buğday üreticisidir. Çünkü: bölge, en uzun nehirler ile verimli bir ova halindedir. Düz ve geniş bir sulama kanalı bulunmaktadır.

Yörenin iklimi: aşırı sıcak ve soğuk hava koşulları ile karakterize olmuştur. Yıllık sıcaklık ortalaması: -2 ile -40 arasında değişmektedir. Yaz aylarında dahi, sıcaklık -2 derece civarındadır. Güney ve batı bölümleri, daha az yağış alır ve Himalaya eteklerinden başlayarak, daha yoğun yağış alır. Ekim ve Kasım ayları, muson sezonudur.

Eyaletin başkenti: Chandigarh’dır.
Eyaletin diğer önemli bir şehri: Amitsar.

Hindistan Pencap Eyaleti Ranjit Singh
Hindistan Pencap Eyaleti

 

RANJİT SİNGH

Bu şahıs, ilk Maharaja yani Sih imparatorudur. Bunun altın tahtı muhteşemdir ve müzede görülmektedir.

Hindistan Pencap Eyaleti Patiala

PATİALA

Eyaletin güneydoğusundadır. Qila mübarek isimli bir kalenin çevresindedir. Kale, 1763 yılında, Baba Ala Singh tarafından inşa edilmiştir.