Adanın en büyük özelliği: günümüzün internet kafeleriyle birlikte, eski gelenekleri ve eşsiz bir ruhaniliği aynı bünyede ve bir arada barındırmasıdır.
Bali: Endonezya ile birlikte anılır. Endonezya: Hint Okyanusunu, Pasifik’ten ve Güneydoğu Asya’yı Avustralya’dan ayıran binlerce adadan oluşmaktadır. Ancak, bu adalar içinde en küçük olanı “Bali” dir. Öte yandan “Bali” bu adalar içinde turizm özellikleri en öne çıkandır. Endonezya’nın büyük ölçüde Müslüman olan nüfusunun yanında, Bali, kendi başına bir dünya gibidir.
Bir zamanlar “Ubud”: patikalar, tapınaklar ve pirinç tarlalarından oluşuyordu. Günümüzde ise, adanın kültür merkezi haline gelmiştir. Kırsal bölgesi ise, dünyanın en güzel dinlenme yerleriyle doludur. Bali insanı, inandıkları tanrılara, günde 3 öğün yemek ve çiçek servisi yapar. Hatta: her evde bulunan tapınaklara, ev sahiplerinin: yemek ve çiçek yanında, para, sigara hatta acı sos verdikleri bile görülür.
Bali’nin her yerinde, pansiyonlarda ve binlerce Balili ailenin özenle inşa ettiği odalarda, çok az bir ücret karşılığı kalabilirsiniz. Ancak: Bali’de, etkileyici bir otel altyapısı da gelişmiştir. Bu otellerin birçoğu: Bali’nin manzarası, mimarisi, müziği ve danslarının özelliğini taşırlar. Birçok otel, Bali tapınak ve saraylarının mimarisini yansıtırlar.
Ülkemizden buraya gidenler, genellikle yeni evlenen çiftlerdir ve balayı seyahati için seçerler. Peki, bu uygun mu dur derseniz, niye olmasın, Bali adasında, insanların birlikte zaman geçirebilecekleri birçok sessiz, sakin ve doğal güzellikleri olan yerler var. Yani, bu adada yanınızda sevdiğiniz biri ile gayet güzel zaman geçirebilirsiniz.
Evet: giriş için son yazacaklarım: biraz önce söylediğim gibi, Bali adasında sessiz ve sakin çok yer var ve sevdiğiniz ile burada geçirebileceğiniz saatler, inanın muhteşem güzel olacaktır. Öte yandan: doğal güzellikleri, manzaraları, gün doğumunu, gün batımını izleyebileceğiniz ortamlar var.
VİZE-HAVAALANI
Başkent Jakarta şehrinden, uçakla 1.5 saat uzaklıktadır. İstanbul-Bali arası uçak yolculuğu 20 saattir.
Ülkeye giriş için, 25 Amerikan Doları vize ücreti alınır. Çıkışta ise, 150.000 Rupian, yurt dışı çıkış vergisi alıyorlar.
Giriş vizesi, pasaport sırasından önceki bir bölümde ödeniyor ve 1 aylık vize veriyorlar. Havaalanı pek karışık değil, yani öyle uzun süre beklemek gerekmiyor. Havaalanı çıkışında, gideceğiniz yere taksi tutmak isterseniz “Taksi tutma ofisine” gitmelisiniz.
COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ
Bali adasının yüzölçümü: 5623 km. karedir. Lombok adasının yüzölçümü: 4738 km. karedir. Endonezya’nın % 87’si Müslüman olmasına rağmen, bu adada yaşayanların % 90’lık bölümü Hindu’dur. Bu yüzden, adada muhteşem bir tapınak kültürü bulunmaktadır.
Endonezya ülkesinin toplamda 15 bin civarında adası bulunmasına rağmen, Bali, bunların en büyüklerinden ve en çok yatırım yapılanlarının başında gelmektedir. Burada: Maldiv adalarında olduğu gibi, küresel ısınma, kutupların erimesi gibi nedenlerle, adaların deniz suları tarafından işgal edilmesi gibi sorunlar yok. Çünkü: Bali adasının ortasında, iki büyük dağ var ve bunlar yanardağ olarak bilinmektedirler. Bunlardan biri, yakın zamanda, 1960’lı yıllarda püskürmüş ve külleri, taşları ve lavları, bölgenin büyük bölümünde etkili olmuş, birçok insan ölmüştür. Hatta, bu püskürmenin tarım alanlarında oluşturduğu olumsuz etkiler, günümüze kadar sürmüştür. Diğer dağ ise, ara sıra dumanlar püskürtmektedir. Tabii bunları söyleyince, bu adaya gidilir mi, hadi gittik, yanardağlar püskürürse filan gibi düşünceler olabilir. Ama unutmayın ki, burası aynı zamanda siklon bölgesi ve burada, ara sıra tayfun türü fırtınalar da çıkabiliyor, ama tüm bunların doğanın zamanı belli olmayan etkinlikleri olduğunu unutmamak gerekir, dağ patlayacak, tayfun çıkacak diye, bu güzellikleri görmekten kendimizi alıkoymayalım.
İKLİM
Tropik, sıcak ve nemlidir.
Yağmurlu mevsim: Aralık-Mart ayları arasındadır.
Kuru mevsim: Haziran-Eylül ayları arasındadır.
Arada kalan ayların iklimi ise, değişkendir. Buraya gitmek isteyenler için en uygun mevsim “Aralık” ayıdır.
DÖVİZ-PARA
Bali parası bizim paramız yanında çok değersizdir, ama öte yandan uluslar arası geçerliliği olan bir para birimi değildir, yani ülkeden ayrılırken yanınızda Bali parası bulundurmayın, yani dövizinizi az az bozdurun demek istiyorum ama öte yandan, havaalanında ve otellerde döviz bozdurulmuyor yani her istediğiniz an, döviz bozdurmak mümkün değil, bu yüzden, dövizinizi dengeli bozdurmanız gerekecektir.
TAKSİLER
Yalnızca “Blue Bird” denilen taksilere binebilirsiniz. Ayrıca, taksiciyle pazarlık yapamazsınız. Ama, taksimetreyi açmasını isteyin. Gezmek için düşünürseniz, İngilizce bilen bir taksiciyle anlaşın. Tüm gün gezi için pazarlık yapabilirsiniz. Blue Bird dışında, kaçak taksilere asla binmeyin.
DİNİ TÖRENLER
Bali adasında, dini törenler, ziyaretçiler tarafından ilgi çekse de, sanırım 15-20 dakika sonra, sizin de canınız sıkılıp, töreni izlemeyeceksiniz. Kılık-kıyafetleri ve hareketleri ilgi çekiyor ama dediğim gibi, belli bir zaman sonra sıkıyor.
YEMEKLER
Bali’nin yöresel yemekleri büyük olasılıkla ve özellikle hijyen nedeniyle hoşunuza gitmeyebilir. Bu durumda, adada bulunan “fast-food” zincir yerlerini tercih edebilirsiniz. Öte yandan, Bali’de, büyük bir ıstakoz tabağını, muhtemelen 30 dolara yiyebilirsiniz ki, bu fiyat gayet mükemmeldir. Bunun yanında, Balililer, yöresel yemeklerinde Hindistan cevizi yağı kullanıyorlar ve bu yağ: yemek yapılan yerlerde ağır bir koku bırakıyor, bu kokuyu mutlaka hissedecek ve rahatsız olacaksınız. Hatta: balık veya deniz ürünü seçerken de, zeytinyağında yapmaları konusunda onları uyarın yoksa muhteşem bir balık yemeğini, yağı nedeniyle ve kokusu nedeniyle yiyemezsiniz. Peki ya diğerleri, Balililer, muhteşem bir çekirgeyi, pişirirler ve afiyetle yerler.
GECE HAYATI
Bali’de, barlar var. Bu barlarda, güzel zaman geçirebilirsiniz, bunun dışında öyle büyük boyutlu veya katılımlı eğlenceler yok. Buradaki festivaller ve törenler genellikle dini içerikli oluyor ve törenlere katılanların gerek giysileri ve gerekse yaptıkları danslar, ilgi çekiyor. Evet, Bali, danslarının özellikleriyle de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor, yerel danslar ilginçtir.
Bunun dışında gece hayatı düşünenler, köşe başlarında, her türlü esrar satan karanlık tipler görebilirler, bunların çoğunun polis olduğunu ve Endonezya hapishanelerinde bu nedenle birçok turist bulunduğunu sakın unutmayın ve bunlara asla yaklaşmayın.
ALIŞVERİŞ
Evet, Bali adasının, deniz ve mimari dışındaki en büyük özelliği alışveriştir. Adanın birçok yerinde, alışveriş yapılabilecek yerler bulunur, ancak bunlar asla öyle lüks alışveriş merkezleri değildir. Genellikle egzotik ve basit tezgahlar şeklindedir ki bazı şehirler ve köyler arasındaki yollarda, oranın insanının kendiliğinden açtığı küçük tezgahlarda kendi ürettiği ahşap oymaları satmaya çalıştığını görebilirsiniz.
Burada alışverişin en büyük özelliği: satıcıların yani işportacıların, hani derler ya “kene” gibi yapışmalarıdır, kolunuzdan-elinizden çekiştirip, size bir şeyler satmaya çalışırlar ki, bu durum bazen gerçekten sıkıntı verir, hatta isyan ettirir.
Alışverişin diğer özelliği ise “pazarlık” yapmaktır.
Burada, size önerilen bir malın fiyatının, en az on kat arttırıldığına inanın ki, bunu makul bir fiyata satın alabilirsiniz. Bir ahşap oyma biblo için sizden satıcı 50 dolar isteyecektir ki, inanın onu 5 dolara satın alabilirsiniz, inanın ve pazarlık yeteneğinizi gösterin. Özellikle: turist otobüslerinin yoğun bulunduğu yerlerden alışveriş yapmayın, fiyatlar yüksektir, düşüremezsiniz. Ana caddeler veya mahallerdeki dükkanlardan alışveriş yapmayın, ara sokaklara dalın, aynı ürünleri daha uygun fiyata bulabilirsiniz.
Peki ne satın alabilirsiniz? Bali adasında özellikle ahşap oymalar ünlüdür. Ayrıca, yine buraya has bir sanat ürünü olarak “Bali resmi” yani yağlı boya resimler satın alabilirsiniz.
Bali insanı fakir, sadece deniz ürünleri ve pirinç üretimine yoğunlaşmışlar ve bunun sonucunda, turizme bel bağlamışlar ve kendilerini sanata vermişler, muhteşem ahşap oymacılığı yapılıyor. Ayrıca: yerel para birimleri çok değersiz, bu yüzden alışveriş çok uygundur.
DENİZ-KUMSAL
Bali adasının birçok yerinde, plajlar ve deniz ilgi çekmektedir. Ancak; güneyde beyaz kumlar bulunur. Diğer yerlerdeki kumlar, genellikle volkan atıkları ve denizdeki mercan resiflerinin yok edilmesi sırasında, siyah ve gri renge bürünmüştür.
Deniz: gel-git yaşanması nedeniyle bazen değişik atmosferler yaratır, ancak git sırasındaki çekilme nedeniyle, iyice sığlaşır ve çocuklar için ideal olsa da büyükler için çekici olmaz. Bu durumda, otellerin büyük yüzme havuzları tercih edilir. Bunun dışında, denize girerken, bazı dip akıntılarına da dikkat etmek gerekir yani yüzerken, cankurtaran veya kurtarma önlemleri olmayan yerleri tercih etmemeniz önerilir.
Bali adasında, deniz altı da ilgi çeker. Ziyaretçiler, şnolker veya dalış takımları ile dalış yaparak, deniz altındaki güzellikleri görebilirler.
Son bir not, adanın çevresinde sürat motoru ile gezmeyi, su sporları yapmayı ve özellikle gayet uygun fiyatlı olan jet-ski lere binmeyi sakın ihmal etmeyin.
BALİ MASAJI
Özellikle: Kula plajlarında, kadın masajcılar, yerleşik bir gelenektir. Hatta, bazı kadınların, 20 yıllık bir süreçte, bu işi yaptıkları söylenir. Gündüz sıcağında, bir tentenin altında, bu kadınlardan birisiyle, önce ücret için pazarlık yapmanızı ve sonra da gerek uzanacağınız yerin ve gerekse masajcının elinin kumlu olmadığını öğrendikten veya belirttikten sonra, kendinize muhteşem bir masaj yaptırın. Kumlu ellerle yapılan masaj, zımpara ile ovuluyormuş gibi vücudunuzu hırpalayacaktır. Unutmayın ki, masajın: Bali geleneklerinde, tedavi edici özellikleri vardır. Otellerde de gelişmiş masajcılar olmasına rağmen, ben size, plajlarda, bu işin erbabı kadınlara yaptırmanızı öneririm. Ama dediğim gibi “kum” olayına dikkat edin.
Masajın 1 saati, en pahalı yerde 10 dolardır. Masaj yaptırmayı sakın unutmayın, Tayland masajından daha güzel olduğunu söyleyebilirim, hatta Bali masajı, adada geçirdiğiniz zamanın en unutulmaz anısı olarak hafızalarınızda kalacaktır.
SUBAK SULAMA SİSTEMİ
Bu sistem: çeltik tarlaları üzerindeki bir sulama sistemidir. Sulama: yalnızca bitki köklerine değil, darbeli yapay ekosistem oluşturmak için kullanılır. Aynı zamanda, Bali çeltik tarlaları, su tapınakları çevresinde inşa edilmiştir ve su tahsisi, bir rahip tarafından yapılmaktadır. Yani, su, tapınak rahiplerinin otoritesi altındadır.
Ancak, günümüzde, çeltik alanlarının büyük bölümü, turistik yatırımlar nedeniyle tehdit altındadır. Haziran 2012 tarihinde, “Subak Sulama Sistemi” UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilerek, koruma altına alınmıştır.
Şehri anlatmaya başlamadan önce, şunu söylemek gerekir. Burası: tarihi özellikleri veya doğası veya alışveriş olanakları ile gündeme gelen bir yer değil. Gündüz: bütün halk çalıştığı için sokak ve caddeler bomboş ama gece oldu mu, tüm eğlence merkezleri doluyor ve muhteşem bir gece hayatı, eğlence başlıyor. Burayı ziyaret edenlerin bunu kabullenerek, buraya gitmeleri önerilir. Belli saatten sonra, gece eğlence, bar ve kulüpler tamamen doluyor. Söylediğim gibi, şehri gezmek için 1 veya en fazla 2 gün yeterlidir.
Şehrin rakımı: 169 metredir. Azak denizi: 115 km. güneyde bulunmaktadır.
Şehrin içinden “Kalmius” ırmağı geçmektedir. Nehrin üst kısımları: tepeler, göller ve küçük ormanlarla çevrilidir. Rusya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi: burada da gelenek bozulmamış ve şehrin merkezini bir ana arter boydan boya kesmektedir. Bu meşhur caddenin ismi “Artyoma” caddesidir. Caddenin uzandığı geniş yol boyunca: birçok sanat ve kültür merkezi, alışveriş merkezleri, parklar, kafeler ve restoranlar bulunmaktadır. Artyoma caddesinin kesiştiği “Lenin Meydanı” şehrin en hareketli bölgesidir. Artyoma ve Lenin meydanına oldukça yakın olan Puşkin Bulvarı da şehrin önemli merkezlerinden birisidir.
Şehrin büyüklüğüne gelince: kuzeyden-güneye 28 km. ve doğudan-batıya 55 km. dir. Şehrin sembolü “gül” dür. Bunu, şehirdeki parklarda, birçok gül bulunması ile anlamak mümkündür. Söylenenlere göre, şehirde kişi başına bir “gül” düşmektedir.
Şehir çevresindeki kömür madenleri nedeniyle, ülkenin en büyük metalurji merkezidir. Şehir bölgesinde 125 maden bulunmaktadır. Şehir ismini, bu kömür yataklarının bulunduğu “Donetsk” havzasından almıştır. Şehrin bu metalurji özelliği nedeniyle: büyük bir sanayi bulunmaktadır ve bu sanayi tesislerinde, birçok insan istihdam edilmektedir.
Şehir nüfusu: 1.132.000 kişidir. Bu şehir: dünyaca ünlü futbol takımı “Shakhtar Donetsk” ile tanınır.
TARİHİ
Şehirdeki ilk yerleşimcilerin: 17. yüzyıl sonlarına doğru “Kazaklar” oldukları bilinmektedir. 1869 yılında ise,şehirde ilk çelik tesisi kurulur. Ancak, şehrin bulunduğu yerdeki Uzivka isimli kasabanın ilk kuruluşunun, 1775 yılında, Kazakların yıkılmasının ardından Catherina II Zaporozhian döneminde olduğunu kabul edilmektedir. 1917 yılında, burada daha önce kurulan “Uzivka” isimli köy, şehir haline gelir. Çünkü: Rusya’nın diğer bölgeleri ve Ukrayna’dan çok sayıda göçmen gelir.
Sovyet devrimi öncesinde: Uzivka, iki bölüme ayrılır. Bu bölümler: fabrika ve çelik tesisleriyle İngiliz kolonisi yetkililerinin yaşadıkları bölümlerdir. Bu dönemde şehirdeki İngiliz varlığı: özellikle mimari ve şehir planlamasında etkisini göstermiştir.
1924 yılında, şehir “Stalin” ismini alır. 1941 yılında ise, şehrin nüfusu 500.000 kişiye ulaşır. 1970 yılına gelindiğinde: şehir dünyanın en çok sanayileşen şehri olarak görülür. 1978 yılına gelindiğinde şehrin nüfusu 1 milyon kişiye dayanır.
ULAŞIM
Şehirde “Sergei Prokofiev” isimli uluslar arası havaalanı bulunmaktadır. Burası: Ukrayna ülkesinde, büyüklük olarak, üçüncü havaalanıdır. Özellikle: Euro 2012 yani “Avrupa Futbol Şampiyonası” öncesi, havaalanı gerek kapasite olarak ve gerekse modernize olarak yenileştirilmiştir.
İstanbul-Donetsk arasındaki uçak yolculuğu yaklaşık 2 saat sürmektedir ve buraya giriş için vize gerekmemektedir. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki yolculuk, taksiyle 15 dakika sürer.
İKLİM
Şehirde, karasal iklim görülmektedir. Buna bağlı olarak: Ocak ayı sıcaklık ortalamaları: eksi 5 derece civarında, Temmuz ayı sıcaklık ortalamaları ise 23-24 derece civarındadır. Yani, bu şehri ziyaret etmek isterseniz: Haziran-Temmuz-Ağustos aylarını tercih etmeniz gerekir.
İNSANLAR
Şehrin nüfusu içinde, etnik kökenlileri incelemek gerekirse, bunlarda ağırlığın Ruslar ve Ukraynalılardan yana olduğu görülür. Ruslar ve Ukraynalılar: şehir nüfusunda % 47-48 lik ağırlığa sahiptirler. Bunun dışında: Belarus’lular, Yunanlılar, Ermeniler, Yahudiler ve Tatarlar az oranda bulunurlar. Ama, Ukrayna’nın en zenginlerinin bu şehirde yaşadığı söyleniyor.
İnsanlar, bu şehirde, genellikle parklarda boş zamanlarını geçiriyorlar. Yani, cadde ve sokaklarda aşırı bir kalabalık görmek mümkün değildir. Siz de: özellikle hafta sonlarında, şehir parklarına giderek, bir banka oturup gelip-geçeni seyredebilirsiniz. Ancak: ülkemizden burayı ziyarete gidenlerin büyük çoğunluğu, elbette Ukraynalı bayanların güzelliğini düşünerek gidiyorlar.
Ama şunu unutmamak gerekir, bu şehirde: yanınızda bir bu şehirli bayanla görüldüğünüzde, Ukraynalı erkekler tarafından taciz edilme olasılığı çok yüksektir, yani bu olasılık size saldırılmasına kadar gitmektedir, bu yüzden, şehirde her bayana güvenmemeli veya kalabalık ortamlarda bulunmamalısınız demek gerekir.
Aksi halde, söylediğim gibi, Ukraynalı erkeklerin saldırısına maruz kalabilirsiniz. Özellikle: gece kulüplerin çıkışlarında, Ukraynalı milliyetçi gençler: Türklerin büyük çoğunluğuna saldırıyorlar, hatta: dönüş uçaklarında burnu, kolu, ayağı sarılı veya morarmış Türk erkekleri görebilirsiniz.
Daha da ötesi: içkisine uyku ilacı katıp, bütün maddi varlığını bu dünya güzeli Ukraynalı hatunlara kaptıranlar da az değildir, tabii bunun sonucunda nereye gidersen git ki, buna polis dahil, derdini anlatacak kimse bulamasınız.
Bu yüzden: bayanlarla olan irtibatlarınızda, aşırı dikkat göstermeniz önerilir. Çünkü, onlar için önemli olan şehre gelen yabancıların cüzdanlarıdır. Gece hayatına karışan Ukraynalı kızların büyük çoğunluğunun çantasında, uyku ilacı ve bayıltıcı sprey olduğu söyleniyor.
PARA
Şehirde, Ukrayna Grivnası kullanılmaktadır. Döviz bozdurmak isterseniz, sokak bürolarından ziyade, döviz bürolarını tercih etmenizi öneririm. Birçok otel ve restoranda, kredi kartı kabul edilmektedir.
1 Euro = 10.6 grivnas.
1 Amerikan doları = 7.8 grivnas.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI
Şehirde, yaygın bir karayolu ağı bulunmaktadır. Ayrıca: 2 tramvay bulunur ve tramvay hatlarının uzunluğu 180 km. yi bulur. Şehirdeki karayollarının uzunluğu ise, 130 km.dir. Şehir içinde, toplu taşım için 4 ana tip bulunmaktadır ki, bunlar: tramvay, otobüs, trobeybüs ve minibüstür. Gündüzleri bunlar yoğun çalışır, ancak akşam saat 21.00’den sonra seyrekleşirler.
Minübüsler, bizde olduğu gibi, daha küçük olması nedeniyle hızlıdır. Ancak, sürücüye hangi durakta ineceğinizi söylemeniz gerekir. Minübüsler, her gün saat: 05.00-23.00/24.00 arasında çalışırlar.
Ancak, eski Sovyet şehirlerinden olup ta, örümcek ağı gibi metro hattına sahip olmayan tek şehirdir.
Gelelim taksilere: taksiler şehirde nispeten ucuzdur. Çoğu takside, taksimetre bulunmaktadır, ancak taksiye binerken taksimetrenin sıfırlandığını mutlaka kontrol edin.
Şehir genelinde şehir merkezindeki ulaşım için ödeyeceğiniz ücret ortalama 15 grn yani 1-2 dolardır. Şehrin uzak bölgelerine gitmek için ise, en fazla 30 grn yani 6 dolar ödemek yeterli olacaktır. Bunun dışında istenen ücretler, kazıklamak içindir. Hatta: bir taksiye bindiğinizde, şöförle konuşmanızı ve onun cep telefonunu almanız ve gerektikçe aynı şöförü ve taksiyi çağırmanız bence menfaatiniz gereğidir, bunu düşünün.
Öte yandan: ucuz veya uygun fiyatlı taksi kullanmak isterseniz, otel lobisinden telefonla taksi çağırılmasını beklemelisiniz, en fazla 5-6 dakika bekliyorsunuz, ancak gideceğiniz yere, % 40-50 daha ucuza gidebiliyorsunuz.
ELEKTRİK
Şehirde 220 volt kullanılır. Elektrik prizleri, iki yuvarlak yuvalıdır ve ilave adaptör gerektirmez.
DİL
Ülkenin resmi dili Ukraynacadır. Fakat pratikte durum karışıktır, çünkü: şehrin birçok yerinde, halkın büyük bölümü Rusça konuşmaktadır.
NE YENİR-NE İÇİLİR
Şehirde, Rus yemek kültürünü denemek isterseniz: Legenda, Shato denilen restoranları tercih etmelisiniz. Ancak: buranın en ünlü yemeği, Ukrayna’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi “Borş” çorbasıdır. İçinde çeşitli sebzeler bulunan bu çorba, şehirde bolca tüketilir. Yine, buraya özgü bir şeyler tatmak isterseniz: vareniki denilen ve bizim ülkemizdeki mantıya benzeyen bir tür hamur işi yemeyi tercih edebilirsiniz.
Şehirde, mutlaka şişe suyu kullanınız, çeşmelerden akan suyu içmeyiniz.
GECE HAYATI
Şehirde birçok gece kulübü ve disko bulunuyor. Bunlar arasında öne çıkanlar: Atlıkarınca, Mystic, Chicago ve fort knoxx sayılabilir. Daha ilginç bir şov izlemek isterseniz, örneğin “striptiz”: bu kere “synoptica” bölgesindeki bir kulübe gitmeniz gerekir. “Seven Heavens” isimli bu kulüp, gerçekten içinde bulundurduğu muhteşem güzellikteki bayanları ile ilgi çekiyor. “art-liverpool hotel” in kulubü de ilgi çekiyor. Genellikle öğrenciler ve Avrupalılar, bu mekana takılıyorlar.
Şehre gelen turistlerin büyük bölümü, tüm gün boyunca ve hatta gece boyunca da açık olan “havana” barını tercih ederler. Şehre gelen turistlerin büyük bölümünü, burada görebilirsiniz.
Dans etmek isteyenler için “Virus” de iyi bir mekan olarak kabul edilmektedir.
Ama gece hayatına takılanların: özellikle Azeri ve Türklerle muhatap olmamaları önerilir. Hatta: yukarıda insanlar bölümünde söz ettiklerimi mutlaka dikkate alın, hani ava giderken avlanmak diye bir söz var ya, başınıza gelmesin.
ALIŞVERİŞ
Donetsk Şehir
Artyoma Street caddesinde bulunan burası birinci sınıf bir alışveriş merkezidir ve 100’den fazla farklı konseptteki mağazayı barındırır. Bu mağazalarda: kitap, çocuk malları, hediyelik eşyalar, giysiler, aksesuarlar, gıda, mücevher ve benzeri mallar satılır. Ayrıca: yine burada 4 kafeterya, 2 kahve evi ve çeşitli restoranlar ve sinema salonları bulunmaktadır.
Dekor Donbass
4 Generala Antonova Street adresinde bulunan bu alışveriş merkezi: butikler, farklı fast-food yiyecek mekanları, bowling, sinema, buz pateni alanı ile dikkati çekmektedir.
Kontinent
51 Pervomayskaya Street adresinde bulunan burası, daha çok orta kesim ziyaretçiler için tasarlanmıştır. Bu 5 katlı alışveriş merkezinde: süpermarket, fotoğraf ekipmanları, kitap, çiçek, ofis eşyaları, hediyelik eşyalar, kostümler, mücevherler, kozmetik, aksesuar, optik ürünleri satılmaktadır.
Kalininskiy Bazaar
Shakhtostroiteley Bulvarı üzerinde bulunan ve her gün saat: 08.00-17.00 arasında açık olan bu Pazar yerinde: meyve, sebze ve diğer gıda ürünleri satılmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
SHEFFİELD PARK
Nehrin güzel görünümüne sahip park alanında: güzel yürüyüşler yapmak mümkündür. Daha önce de söylediğim gibi, şehir halkı zaten boş zamanlarının tümünü parklarda geçiriyorlar. Parkta, çocuklar için büyük bir oyun alanı bulunuyor.
SHERBAKOVA PARKI
Park, şehrin merkezindedir ve iki ana giriş kapısı bulunmaktadır. Güney girişinde: Donetsk Avrupa Günü Festivali süresince kullanılan büyük bir geçit bulunmaktadır. Eğer köprü üzerinde yürümek ve bir tekne kiralayarak nehirde gezinmek isterseniz, buradan girmelisiniz. Hafta sonlarında: burada popüler müzikler çalan özel ordu orkestrası konserler veriyor. Bu park alanının en büyük özelliği: eğlence alanlarının bulunması, bu eğlence alanındaki cihazlara 5-25 grivna ödeyerek binmek mümkündür.
TSAR PUSHKA-ÇAR TOPU
Şehri baştan başa kesen ana arter olan Artyoma caddesi üzerindedir. Dünyanın en büyük dökme topu olarak kabul edilir. 16. yüzyılda yapılan ama hiçbir zaman kullanılmamış, sembolik olarak bulundurulmuş bu Rus topu ilgi çekmektedir. Bu top: Rusya’nın Donetsk şehrine bir hediyesidir ve Moskova-Kızıl meydan da bulunan topun aynısıdır.
Topun uzunluğu 5.94 metredir. Topun ağırlığı: 39.311 tondur. İç çapı: 890 mm.dir. Dış çapı ise 1200 mm.dir. Taşınması için, iki tekerlekli top arabasına monte edilmiştir. Bu top arabasının ağırlığı bile akıllara durgunluk verecek boyuttadır ve 20 ton ağırlığındadır. Topun ve top arabasının toplam ağırlığı: 44 tondur. Üstü: Çar Fyodor İvanoviç’in kabartma resimleriyle süslüdür.
Topun: 1586 yılında, Rus usta bronz dökümcüsü Andrey Chokhov tarafından yapıldığı biliniyor. Daha önce söylediğim gibi, sembolik olan, yani daha önce hiç kullanılmadığı bilinen top üzerinde, az oranda ateş izleri bulunmaktadır. Topun hemen önünde: küresel dökme demir mermiler görülmektedir.
Bunların her biri yaklaşık 1 ton ağırlığındadır ve 1834 yılında dekoratif olarak üretilmişler ve buraya konulmuşlardır. Söylenenlere göre: bu gülleler St.Petersburg şehrinde üretilmiş ve dostça rekabetin bir simgesi olarak buraya gönderilmişlerdir.
PUŞKİN BULVARI
Burası, özellikle hafta sonlarında, yerel sanatçıların kendi çalışmalarını sergileyebildikleri bir açık hava galerisine dönüşüyor.
Evet, burası şehir merkezindeki uzun ve yeşil bir bulvardır. Bölgesel konsey binasından başlar ve 6 uzun blok boyunca uzanır. Her bölümde: farklı bir stil ve model bulunur. İlk blok: Mertsalov ile Palm arasındadır ve burada güzel bir havuz bulunur. Ayrıca: yerel tasarımcılar tarafından yapılan, çeşitli modern heykeller görülür.
Bulvarın tamamı ise: farklı formda banklar, çiçekler, ağaçlarla doludur. İkinci blok: Don kazakları tarafından kullanılan eski bir tekne kalıntısıyla dikkati çeker. Kalmius nehri: Don kazakları ile Zaporizhya kazaklarının toprakları arasında bir sınır oluşturmaktadır. Bu tekne altında öyle güzel bir düzen kurulmuş ki, sanki tekne hareket ediyor gibi görülür.
Üçüncü blok: güzel bir havuz ve muhteşem çocuk parkına sahiptir. Dördüncü blok: Drama tiyatrosu yanında yer almaktadır. Burada: Puşkin anıtı ve verilen konserler de kullanılan, ziyaretçiler için uzun oturma tezgahları bulunur.
Hafta sonlarında, başka şehirlerden buraya gelen yerel müzik gurupları konserler verirler. Beşinci blok: modern figürlerle doludur. Altıncı blok: Donetsk festivalinin kullanıldığı yerdir. Burada, çeşitli temalar kullanılar. Blok: Shaktar Donetsk futbol takımının fan mağazasının sonundadır.
Çeşitli heykeller bulunan bu blokta, yukarıda sözünü ettiğim gibi, yerel sanatçıların sergiledikleri eserleri satılmaktadır. Ancak, bunlardan bir şey satın almak isterseniz, mutlaka pazarlık yapmanızı öneririm, çünkü fiyatlar abartılıdır.
LENİN MEYDANI VE HEYKELİ
Artyoma caddesinin kesiştiği Lenin Meydanında: meydana adını veren “Lenin Heykeli” bulunuyor. Heykel: Donetsk tarihini sembolize ediyor. Heykelin asıl işlevi ise daha ilginçtir. Orta yaş ve üzeri yaş gurubu mensubu Donetskliler: yeni nesillere aktarmak istedikleri fikir ve beklentilerini içeren mektupları yazıp, buraya gömüyorlar.
Meydanın öbür yanında ise, “Müzik fiskiyesi” olarak bilinen fıskiye bulunuyor.
ARENA PARK
Burada bulunan stadyum; 2012 Euro Futbol Şampiyonası için hazırlanmış ve muhteşem güzel bir park alanı ile çevrilmiştir. Park alanında: her türlü çiçek, bitki ve ağaçlar bulunmaktadır. Hatta: bu bitkilerin yarısının nadir güllerden oluştuğunu söylemek, güzelliği anlatmanın en kolay yoludur.
DÖVME RAKAMLI PARK-PARK KOVANİH FİGÜR
Burası, şehirdeki diğer parklardan ayrı olarak: el işi ferforje işleriyle göze çarpmaktadır. Bu özelliği nedeniyle, dünya üzerinde benzeri yoktur. 2001 yılında yapımına başlanan park: başlangıçta Ukraynalı El İşi Ferforje ve Forge Şirketi Hefest Müdürü Viktor Burduk tarafından düşünülmüştür. Kent konseyi, kişinin fikrini destekleyince, gerekli araç ve iş gücü temin edilerek park ortaya çıkmıştır.
Park alanında yapılan ilk iş: gül ferforje buketi olmuştur. Çünkü: “gül” Donetsk şehrinin sembolüdür. Takip eden dönemde, park alanına birçok ferforje heykel ilave edilmiştir. 2004 yılında, bu park alanında yapılan Ferforje Festivaline birçok insan katılmıştır. Hatta: Ukrayna ülkesinin diğer birçok yerinden de, ferforje sanatçıları burayı ziyaret etmişler ve sonuçta, park alanında, ferforje eser sayısı hızla artmış ve eserler tematik sokaklara monte edilmişlerdir.
Evet, burayı ziyaret ederseniz: 100’ün üzerinde el yapımı figür, hayal gücünüzü canlandıracaktır. Burada masal kahramanlarıyla, hayvanlarla süslü metal kemerlerle, banklarla ve hatta 12 burç işaretiyle karşılaşabilirsiniz. Hatta: şehri sevdiğiniz biriyle ziyaret ediyorsanız, bu park alanında bulunan “Aşıklar Pavyonu” altında romantik anlar yaşayabilirsiniz.
PLATENARYUM
Burası: Ukrayna’da bir kültür merkezi gibi yapılmış, gerek Donetsk halkını ve gerekse ziyaretçileri eğitmek için kullanılmaktadır. Yapılan özel bir sistem ile, ziyaretçiler: uzay gezegenler sistemini ve takım yıldızların sanal manzarasını izleyebilmektedirler. Buraya giriş ücretli olup, ücret 30-50 hrn arasındadır ve çocuklar için ilave indirim bulunmaktadır.
SCHERBAKOV PARKI
Burası: Ukrayna ülkesinin en güzel şehir parklarından birisi olarak kabul edilmektedir. Park alanını ziyaret ederseniz, özellikle havuzun üzerinden geçen köprüden, gezinize başlamanızı öneririm. Bu köprü: şehirde, çiftlerin uğrak yerlerinin başında gelmektedir ve köprüye asma kilit takarak, anahtarını ömür boyu birliktelik için havuza atarlar.
Evet, bu aşk simgelerini görebilir, siz de kendiniz için düşünebilirsiniz.
DONETSK DEMİRYOLU TARİHİ VE KALKINMA MÜZESİ
Müzenin daimi sergisinde: Donbass bölgesindeki tarihi gelişim, üniformalar, farklı zamanlarda kullanılan: ofis saatleri, lambalar, aletler ve ekipmanlar sergilenmektedir. Bunların yani mevcut objelerin, 10 bin civarında bulunduğu söyleniyor.
Ayrıca: Lokomotif ve vagonlardan oluşan bir sergi bölümü de bulunuyor. Burada da: lokomotifler ve nadir vagonların örnekleri sergileniyor. Özellikle, 1929 yılı yapımı buharlı lokomotif türünün tek örneği olarak müzede saklanmaktadır.
DONETSK BÖLGE GÜZEL SANATLAR MÜZESİ
Puşkin Boulevard caddesinde bulunan burası: Ukrayna’nın en büyük sanat müzesidir. Müze: 1939 yılında kurulmuş ve 1941 yılındaki Alman-Sovyet savaşında kapatılmış, 1958 yılında “Stalin Doğal Tarih Müzesi” olarak yeniden açılmış ve 1965 yılında ise, Donetsk Sanat Müzesi ismini almıştır.
Günümüzde, müzenin koleksiyonunda 11 binden fazla eser bulunduğu söyleniyor. Bunlar arasında: heykeller, dekoratif sanat ürünleri, boyama eserler sayılabilir. Bu eserler: Rus, Ukraynalı ve çeşitli Avrupalı sanatçıların, 16 ile 20.yüzyıllar arasında ürettikleri eserlerdir. Daimi sergide, benim en çok dikkatimi çeken, ünlü Rus sanatçı Ayvazovksi’nin eserleri oldu.
DRAMA TİYATROSU
74 Artyoma Street adresindeki bu kültür mekanında: konser ve müzikaller düzenlenmektedir.
OPERA VE BALE BİNASI
82 Artyoma Street adresinde bulunan burada: Yıllık Dünya Bale Yıldızları Festivali düzenlenmektedir. Yerel ünlü balerinleri izlemek ve opera keyfini yaşamak isteyenler, burayı ziyaret etmelidirler.
BOTANİK BAHÇESİ
Donetsklilerin gurur kaynağı olan bu botanik bahçesi: Avrupa’da insan yapımı en büyük botanik ekosistemlerden birisi olarak biliniyor. Sanayinin çevresel etkilerinin analizini yapmak ve olumsuzluklara karşı önlem almak için: 1964 yılında kurulmuştur. İlk aşaması, 1977 yılında inşa edilmiş ve 31 Mayıs tarihinde halkın ziyaretine açılmıştır. 40 yıllık süre sonunda: burada yeşil bir hazine meydana gelmiştir. Çünkü: dünyanın çeşitli bölgelerinden getirilen bitkiler, açık ve korunan alanlarda zengin koleksiyonların birikmesine neden olmuştur. Burada: 6789 türden, 8000 üzerinde numune bitki bulunduğu söyleniyor.
Botanik bahçesinin, dünya çapında 32 ülkeden 78 botanik kurumuyla tohumlar, bitkiler ve bilimsel literatür için düzenli alışveriş yürütüldüğü söyleniyor.
Bu özel park, günümüzde bilimsel amaçların yanı sıra, ziyaretçilerine özellikle güllerden olmak üzere, birçok farklı bitkiden oluşan bir hayal dünyası sunuyor. Garden turları: Pazartesi günü hariç her gün saat: 11.00-14.00 arasında düzenlenmektedir. 08.30-18.00 arasında kendi başınıza yürüyüş yapabilirsiniz, biraz önce belirttiğim saatlerde 10 kişilik turlar düzenleniyor.
Kaktüs t urları: Cuma ve Pazartesi günleri arasında, saat: 09.00-14.00 arasında düzenleniyor. Sera turları ise, Pazartesi hariç her gün saat: 10.00-13.00 arasında düzenlenmektedir. Bu turlarda, ziyaretçilerin sadece asfalt ve çakıl yüzeylerden oluşan yürüyüş yollarında yürümelerine izin verilmektedir.
Bitkilere herhangi bir zarar vermek, bitki, çiçek, meyve toplamak, çimler üzerinde yürümek, sularda yüzmek, balıkçılık yapmak, ses yükseltici cihazlar kullanmak, havuzlara ve çimler üzerine çöp atmak yasaktır.
SİRK
Leninskiy Prospect adresinde bulunan bu mekanda: her ay farklı performanslar sergilenmekte ve bu gösterilerde: eğitimli hayvanlar ve çeşitli gösteriler sunan palyaçolar bulunmaktadır.
Özellikle çocuklar için burası muhteşem ilgi çekici bir yer olarak biliniyor.
ARTEMOVSK ŞEHRİ
Burası: Avrupa’nın en büyük köpüklü şarap üretimi yapılan fabrikalarından birisi olarak bilinir. Artemivsky Raion denilen bu bölge, şehir merkezinden 89 km uzaktadır ve Bahmutka nehri üzerindedir. Şehir: Donets havzasının en eski şehirlerinden birisi olarak bilinir. Buradaki ilk yerleşimin 1571 yılında kurulduğu düşünülmektedir.
1876 yılında: Bakhmut havzasında, kaya tuzu kaynakları keşfedildi ve bütün Rusya’nın tuz üretiminin % 12 lik bölümü uzun yıllar buradan karşılandı. 1900’lere gelindiğinde: kasabada, 4 tuz madeni ve burada çalışan 874 işçi bulunuyordu.
Winery köpüklü şarap fabrikası
Lumumba Street adresinde bulunan burada: köpüklü şarap üretilen yerel bir fabrika bulunmaktadır. Şarap üretimine 18.yüzyılda başlanmış olup, 1850 yılında: 5 milyon şişe kapasiteli şarap depolama tesisi de bulunan, Artemivsky Şaraphanesi yapılmıştır.
Bu özel mahzenler, yerin 72 metre altındadır ve alçı galerilerle ulaşılmaktadır.
2005 yılında, buradaki şarap üretiminin 300 milyon şişeye ulaştığı söyleniyor. Ayrıca: 30 milyon şişe şarap, 3 yıl boyunca, biraz önce söylediğim gibi, yerin 72 metre altındaki yer altı tünellerinde bekletiliyor.
Tarih sahnesinde, buranın bir özelliği daha var. Almanlar, Ekim 1914 yılında, buraya geldiklerinde, şehirde ve çevrede yaşayan 3000 Yahudi’ye, o dönemde alçı madeni olarak kullanılan buraya kilitlediler. Onların büyük bölümü, burada boğularak öldüler ve kalanlar ise, Eylül 1943 tarihinde Kızıl Ordu tarafından kurtarıldılar. Daha sonra, toplu cinayetin işlendiği bu yerde, bir duvar anıtı yapıldı.
Duvar: “ağlayan duvar” olarak bilinir, çünkü, su sadece buradan gelmektedir. Su damlalarının, kurbanların gözyaşlarını simgelediği söylenir.
Burayı ziyaret ederseniz: kaymaktaşı galerilerde gezerek, köpüklü şarabın 5-7 türlerini tatma ve satın alma imkanı bulabilirsiniz. Tesis, Cumartesi ve Pazar günleri, saat: 10.00-14.00 arasında ziyarete açıktır.
Soledar tuz madenleri
Oktyabrskaya Street adresinde bulunan burası: dünyanın en büyük kaya tuzu madenlerinden birisidir. Burası: Donetsk şehir merkezine 100 km (otobüs ile 2 saat) ve Artemivsk şehir merkezine 13 km. (otobüs ile yaklaşık 20 dakika) uzaklıktadır. Bu şehirlere, taksi ve otobüs ulaşımı bulunmaktadır.
Söylenenlere göre: buranın oluşumu, 270 milyon yıl önce burada deniz varmış ve zamanla, deniz güneş nedeniyle kurumuş ve sulardaki tuz yavaş yavaş toprağın kalın tabakaları altında kaybolmuştur. Yerde biriken büyük beyaz katmanlardaki ilk tuz madeni: 1881 yılında açılmıştır. Yer altı çalışmalarında yüz yıl boyunca tünellerle benzersiz bir sistem kurulmuştur. Tüm tünellerin toplam uzunluğunun 200 km. olduğu söyleniyor.
Tünellerin yüksekliğinin ise, yer yer 30 metreye ulaştığı görülüyor. Yerin altında bulunması nedeniyle kirlilik ihtimali bulunmayan madende, 2000 yıllık tuz rezervi bulunduğu söyleniyor.
Yerin 300 metre altındaki bu madenlerde, pek çok odacık ve labirent bulunuyor. Bunlar: yetenekli ustalar ve profesyonel heykeltıraşlar tarafından dekore edilmiş, tuz kristallerinin arasında süslü kabartmalar, resim ve figürler yapılmıştır. Parlayan kristaller, yansıyan renkli aydınlatma muhteşem güzel görüntüler oluşturmaktadır.
Burada: ayrıca dünyanın en büyük yer altı odası bulunuyor. Tuz madeninin ana salonu olarak bilinen burası: o kadar büyüktür ki, aynı anda iki profesyonel futbol maçı düzenlenecek büyüklüktedir. Zeminde yumuşak tuz, çim görevi görmektedir. Buranın büyüklüğü: 2003 yılında, Guinnes rekorları tarafından tescil edilmiştir.
Burada: çeşitli etkinlikler ve konserler düzenleniyor. Senfonik orkestra konserleri dinlemek mümkündür. Çünkü: mükemmel bir akustik bulunmaktadır. Avusturyalı şef Kurt Schmid başkanlığındaki Donets Havzası Senfoni Orkestrası, burada yılda iki kez sahne almaktadır. Söylediğim gibi, mükemmel akustik, dünya üzerinde burayı sayılı salonlardan biri haline getirmektedir.
Hatta: yeni yıl kutlamaları burada yapılmaktadır. Bu kutlamalar için: 6 metre yüksekliğinde, dekoratif bir çam ağacı yerleştirilmiştir. Özellikle, yılda bir kez düzenlenen: bölgesel bir fuar olan “Bakhmut Shlyakh” büyük ilgi çekmektedir. Hatta: sıcak hava balonu ile, ilk yer altı uçuşunun burada yapıldığı da söylenmektedir.
Tuz madeni: çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Çünkü: tuz ile doyurulmuş hava, terapotik bir etkiye sahiptir. Solunum yolu hastalıklarının tedavisi, madende bulunan “Speleo-Senatoryumlarında sürdürülmektedir. Yerin 300 metre derinliğindeki “Speleokameralar Senatoryumunda: 110 kişi aynı anda tedavi görebilmektedir. Özellikle: astım, alerji ve tiroid bezi rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.
Burayı ziyaret ederseniz: tuz kilisesi ve halk sanatçıları tarafından yapılan tuz heykelleri görebilirsiniz. Hatta: bu 1-1.5 saatlik tur esnasında bile, siz de kendinizde soluk alırken olumlu bir farklılık hissedeceksiniz.
Ancak, ziyaret için önceden randevu alınması gerektiğini unutmayınız. Ayrıca: tuz madenleri içinde, sıcaklık sürekli olarak 14-15 derece olmaktadır, yani yanınıza kalın giysiler almanız ve rahat ayakkabı kullanmanızı öneririm.
Pazartesi-Salı haricinde her gün saat: 10.00-16.00 arasında ziyarete açıktır.
DONETSK KÜLTÜR VE EĞLENCE KOMPLEKSİ-NEMO PARKI
Stadionnaya Street caddesinde, Shcherbakov parkı ana girişinde bulunan burası; “Yunus parkı” olarak da bilinir. Buraya: uzmanlar gözetiminde Ukrayna’da doğan ilk yunus yavrusunun ismi verilmiştir. Donetsk Dolphinarium “Nemo” denilen bu merkezde: Karadeniz’e özgü şişe burunlu yunuslar yaşıyorlar.
Yunusların performansları sırasında: deniz hayvanların fizyolojisi, onların davranış özellikleri ve doğanın şartları sözlü olarak anlatılıyor.
Donetsk Kültür ve Eğlence Kompleksinde: Dolphinarium, Yunus Terapi Merkezi ve hemen yakınında: SeaWorld yani Akvaryum bulunuyor.
Burada: her gün, 50 dakika süreli şovlar sergileniyor. Ücretin 80 uah olduğu bu şovlar, saat: 15.00-18.00 arasında düzenleniyor. 2 yunus ile birlikte yüzmek te mümkün, bunun ücreti 120 uah.
SVYATOGORSK LARVA MANASTIRI
Burası, Ukrayna ülkesinin ikinci büyük manastır kompleksidir ve buranın içinde: kiliseler ve mağaralar bulunmaktadır.
Evet, şehrin en önemli turistik yerlerinden biri olan bu manastır kompleksini de gezmenizi öneririm. Manastırın ince işçiliği ve görkemini mutlaka görmelisiniz.
1980’li yıllarda, yalnızca 6 tatil köyünün bulunduğu atolde, günümüzde, 30 tatil köyü bulunmaktadır.
Atoller: fiziksel ve iklimsel olarak kuzeydekilere benzerlik gösterse de, buradaki ada sakinleri, kuzeydekilere nazaran daha utangaçtırlar ve ziyaretçilerle fazla iletişim kurmazlar.
RASDHOO ATOLÜ
Güney atollerinin en üst bölgesindedir ve Male Atolünün batısındadır. Adanın kıyıları uzundur ve bu kıyılarda, tropikal bitki örtüsü görülmektedir.
Burada bulunan “Kuramathi adası”; 1977 yılında tatil köyü olarak hizmete girmiştir. Bu adada: günümüzde, 3 tatil köyü bulunmaktadır. Bunlar: Village, Blue Lagoon ve Cottage tatil köyleridir.
Ziyaretçiler, adaya safari tekneleriyle ulaştırılırlar.
THODDOO ADASI
Rasdhoo atolünün kuzeyinde bir adadır. Burada, 1958 yılında yapılan arkeolojik incelemelerde, bir Roma sikkesi bulunmuştur. Ayrıca, Budacı bir tapınak kalıntıları içinde: büyük bir Buda heykeli bulunmuştur. Adanın lezzetli karpuzları da, Maldivler ülkesi çapında bilinmektedir.
ARİ ATOLÜ
Rasdhoo atolünün hemen altındadır. Bu atolün ölçüleri: kuzey-güney istikametinde: 77 km. ve doğu-batı istikametinde ise, 28 km. dir. Bu atolde, yalnızca 18 yerleşim yeri bulunmaktadır. Adaya, Male uluslararası havaalanından, sürat teknesiyle, 1.5 saatlik bir yolculuk ile ulaşılmaktadır.
Burada, su altı dalışlarda “çekiç başlı köpekbalıkları” görülebilmektedir. Ayrıca, yine atolün kuzeyindeki özel alanlarda: balina köpekbalıkları görülebilmektedir. Kısacası, dalış tutkunları burayı ziyaret etmektedirler.
Atolün ortasında bulunan: Fesdu adasında “Retreat&Spa” tatil köyü bulunmaktadır. Burası, bayağı ünlüdür. Tatil köyünde bulunan odalar, gayet lüks şekilde dekore edilmiştir. Yani, ziyaretçilere her türlü konfor sunulmaktadır.
Ari atolünün en göze batan adaları: Mahibadhoo ve Dhangethi adalarıdır. Mahibadhoo adası: bölgenin başkentidir ve 2000 kişinin yaşadığı adada, parlak renklere boyanmış köy evleri dikkat çeker. Bu adada: bir hastane ve eğitim kurumları bulunuyor. Ada yerlileri, turizm dışında balıkçılıkla geçinmektedirler.
FAAFU ATOLÜ
Hemen Ari atolünün altındadır. Burada, yalnızca 5 yerleşim yeri bulunmaktadır. Yalnızca 1 tatil köyü kurulmuştur. Atolün güneyindeki “Nilandhoo” adası: Hint yarımadasının başlıca dinlerinin buluşma yeridir. Burada: bir Hindu tapınağının taşlarından yapılmış, 800 yıllık bir cami görülür. Caminin: taş oymaları ve kıvrımlı ahşap süslemeleri dikkati çeker.
DHAALU ATOLÜ
Faafu atolünün hemen altındadır. Burada: altın ve gümüş işlemeciliği geleneği sürdürülmektedir. Çünkü, bir zamanlar, saray kuyumcusunun buraya sürgün edildiği söylenmektedir. Atol merkezindeki: Ribudhoo ve batı kıyısındaki Hulhudheli adalarında: mücevher ustaları, harika eserler ortaya çıkarırlar.
Bu atolde, 8 yerleşim yeri bulunmakta olup, başkent: Kudahubadhoo’dur. Atolün güneyinde bulunan Meedhoo adasında, 2 tatil köyü bulunmaktadır. Bunlar: Velaru Island ve Vilu Reef tatil köyleridir. Male havaalanından, bu tatil köylerine, deniz uçağı ile 45 dakikada ulaşılır.
VAAVU ATOLÜ
Burada, yalnızca 5 yerleşim yeri bulunmaktadır ve bölgenin en sakin atolüdür. 1975 yılından bu yana, turizme açılmış olmasına rağmen, diğer bölgeler kadar tutulmamıştır.
Ayrıca: 2 tatil köyü bulunmaktadır. Tatil köylerine, dalış ve diğer su sporları için özellikle İtalyanlar gelmektedirler.
Özellikle, dalış bölgesi olarak, safari tekneleri tarafından sık ziyaret edilen bir yer olarak önem kazanmaktadır.
MEEMU ATOLÜ
Vaavu atolünün hemen altındadır. Atolde, 9 yerleşim yeri bulunmakta olup, başkent: Muli’dir. Burası: Male şehri ve güney atolleri arasında sefer yapan teknelerin ara limanıdır. Tekneler, genellikle geceyi bu limanda geçirirler.
Bölgede 2 tatil köyü bulunmaktadır.
THAA ATOLÜ
Meemu ve Dhaalu Atollerinin hemen altındadır.
Atolün ölçüleri: uzunluğu 38 km. ve genişliği 47 km.dir. Atoldeki yerleşimcilerin temel geçim kaynağı: balıkçılıktır.
Atolde: 15 yerleşim yeri bulunmaktadır.
Kuzeydeki Buruni adasında, kadınlar: hasır örgüleri yaparlar. Güney batıdaki Kadoodhoo adasında ise: erkekler marangozluk işleriyle uğraşırlar. Doğu kıyısındaki Dhiyamigili adasında ise: 18’nci yüzyılda burada hüküm sürmüş, Dhiyamigili hanedanının kurucusunun yaşadığı evin kalıntıları bulunmaktadır.
LAAMU ATOLÜ
Thaa atolünün hemen altındadır.
Burası: bir zamanlar, önemli bir dinsel merkez olarak gündeme gelmiştir. Atolde, 70 ıssız ada ve 12 yerleşim bulunan ada vardır. Gamu ve Fonadhoo adaları, atolün en büyük adaları olarak önem kazanır.
En kuzeyde bulunan Isdhood adasında: yaklaşık 300 yıllık bir cami bulunmaktadır. Bu caminin, elle oyulmuş kirişleri, taş oymaları ve lakelenmiş kolonları dikkat çekmektedir.
Atolün güney ucundaki Hithadhoo’da ise, bir zamanlar dev Buda stupa’sının (yani tapınağının) parçası olduğu sanılan kalıntılar görülmektedir.
HUVADHOO ATOLÜ
Lauma atolünün güneyindedir ama aralarındaki mesafe fazladır.
Atol: yüzölçümü bakımından, dünyanın en büyük atolüdür.
Burası 2 bölüme ayrılır. Bunlar:
1. Gaaf Alif
2. Gaaf Dhaal.
GAAF ALİF
Burada, 80 civarında ıssız ada ve 10 yerleşim adası vardır. Başkent olarak bilinen Viligili yerleşimcileri, hasır işleriyle uğraşırlar. Atol merkezindeki Dhevvadhoo yerleşimcileri ise, dokumacılık ve Hindistan cevizi lifi üretimiyle uğraşırlar. Bu liften, özellikle gemi halatları yapılmaktadır.
GAAF DHAAL
Burada: 7 yerleşim adası ve 150 civarında ıssız ada bulunmaktadır. Yerleşimcilerin nüfusu, 1000 civarındadır. Bölgenin başkenti: Kaadedhdhoo’dur ve buranın nüfusu, yaklaşık 6000 kişidir ve ayrıca yine burada iç hatlar uçuşları yapılan bir havaalanı bulunmaktadır.
Buranın güneyinde: Gan ve Gandhoo adalarında: Budacı uygarlık izleri kalıntıları görülmektedir. Ayrıca, 17’nci yüzyıldan kalma bir cami bulunmaktadır.
GNAVİYANİ ATOLÜ
Dhalu atolünün hemen güneyindedir ve bu iki atol arasından, Ekvator çizgisi geçmektedir. Buraya, bir sonraki yani güneydeki atolde bulunan Gan havaalanından, sürat teknesiyle 1 saat ve dhoni ile 4 saatte ulaşılmaktadır.
Foammulah ismi de verilen ada: Maldivler ülkesinin en büyük adasıdır. Adanın uzunluğu 4 km. ve genişliği 3 km. dir. Yani, burada birçok ada değil, yalnızca bir ada bulunmaktadır. Ada açık denizde bulunduğundan, ada halkının balıkçılık yapma imkanları, denizin sakinliğine bağlı bulunmaktadır. Bu yüzden ada halkı, tarım ile uğraşmaktadır. Ülkenin başkenti Male pazarlarında satılan: mango, portakal, tatlı patates, tahıl, muz ve sebzeler: burada yetiştirilmektedir. Adada, 2 tatlı su gölü bulunmakta ve bunlar, ekili alanların sulanmasında kullanılmaktadır. Ayrıca, adanın büyük kısmı ağaçlıklıdır. Ada nüfusu, yaklaşık 10.000 kişidir.
Burası: Male şehrine 500 km. uzaklıktadır ve adada havaalanı yoktur. Ancak, uzun yıllar boyunca liman olmaması nedeniyle sıkıntı çekilen bölgede: son yıllarda büyük bir liman ve dalgakıranlar inşa edilmiştir. Yeni yapılan ve 3 metre derinliğe sahip liman, günümüzde her türlü teknenin yanaşmasına izin vermektedir. Dalgakıranlar ise, yine 3 metrelik yükseklikleriyle, açık denizin devasa dalgalarının kıyıya ulaşımını engellemektedirler.
Adanın geçmişi incelendiğinde: 1922 yılında yapılan arkeolojik incelemelerde burada Budacı kalıntılara rastlanmıştır. Ayrıca, tarihi camilerde bulunmaktadır. Arap gezgini İbn-i Battuta: 1344 yılında, burayı ziyaret etmiş ve gördüklerini yazmıştır.
SEENU-ADDU ATOLÜ
Maldivler ülkesinin en güney ucundaki, atoldür. Diğer ismi: Seenu atolüdür. Male adasından sonra, Maldivlerin en büyük ikinci yerleşim yeridir. Buraya yolunuz düşerse, bisiklet kiralayarak çevreyi gezmenizi öneririm.
Burası: hilal şeklinde dizilmiş, 6 yerleşim adasından oluşmaktadır. Bölge: Male şehrinden sonra, ülkenin en yoğun nüfusuna sahip yeridir. Yörede yaşayan 17 000 civarında nüfus, bu yerleşime açık 4 adada yaşamaktadırlar. Yöre halkı: Seylan ve Hindistan halkı ile doğrudan ticaret yapmıştır. Zaten bu yüzden, 1922 yılında yapılan araştırmalarda, bu yörede, Budacı izlere rastlanmıştır.
Başkent: Hithadhoo’dur. Burada, yaklaşık 10 000 kişi yaşamaktadır. Başkentte: 1 hastane, 1 bölge ortaöğrenim okulu, işlek bir balıkçı ve kargo limanı, çayevleri ve çarşılar bulunmaktadır. Yerleşim adaları: güneyde bulunan “Gan” havaalanından bağlanan otoyol ile, 12 km. lik bir uzaklığa sahiptir. Bu yol boyunca: gelip geçenlerin ihtiyaçlarının karşılanması için, yeni binalar ve kafeler yapılmıştır.
Gan bölgesinde bulunan ve eski bir İngiliz deniz üssü olan yer: günümüzde otel olarak kullanılmakta olup “Equator Village” ismiyle bilinmektedir. 1941 yılında İngilizler burada karaya çıkınca, bölge önem kazanmıştır. Kraliyet hava kuvvetlerinin uzun uçak pisti, İngilizler tarafından burada kurulmuştur. Bu yıllarda, burada 600 İngiliz personel bulunduğu söyleniyor. Hatta etkinlik günlerinde, personel sayısının 3000 civarına ulaştığı belirtiliyor.
Adada, ayrıca, II. Dünya savaşında hayatını kaybeden askerlerin anısına, bir anıt bulunmaktadır. 1972 yılında bu anıtın yanına konulan iki büyük top, atolün savunmasında önemli rol oynamıştır. Savaş bittiğinde, İngilizler adayı terk ederler, ancak 1956 yılında yeniden geri dönerler ve yaptıkları üssü, 1976 yılına kadar kullanmaya devam ederler. Elbette, bu uzun İngiliz sömürge dönemi, yerel halkın üzerinde de etkisini göstermiş, İngiliz görgü kuralları ve dili büyük etki bırakmıştır. Özellikle dil konusundaki bu gelişme, bölgede yeni açılan tatil köylerinin İngilizce bilir personel eksikliğini gidermiştir.