Sri Lanka Genel

Sri Lanka Genel

Birçoğumuz, buranın ismini “Seylan” olarak da hatırlayacaktır ve özellikle “Seylan çayı” gerek ülkemizde ve gerekse dünya üzerinde haklı bir üne sahiptir.

Ancak: 1972 yılına gelindiğinde, ülkenin ismi “Sri Lanka” olarak değiştirilmiştir. Ama, dünya üzerindeki çay endüstrisinde hala Seylan çayının ayrı bir yeri bulunmaktadır.

Evet, buraya Hindistan’ın “gözyaşı” da denilmektedir. Çünkü: coğrafi olarak incelenirse: kocaman bir yarımadanın hemen altında, küçücük ve şirin bir ada. Ama: adanın tüm şirinliği, Tamillerle olan çatışmalar nedeniyle kalmamış ta denilebilmektedir.

Ülkede açık alanlarda sigara içmek yasaktır. Yani, sokakta bile sigara içmemenizi öneririm.

Burada: sivrisineklere dikkat, ya gitmeden önce veya gittiğinizde, en kısa zamanda koruyucu losyonlar almanızı öneririm. Evet, bu ülkede “sıtma” büyük bir sıkıntı yaratıyor. Ülkenin tümünde, bu tehlike var ve yanınızda mutlaka sinek kovucu losyonlar bulundurun.

Sri Lanka Genel

TARİH:

Efsanelere göre: Hindistan dan gelen Prens Vijaya: yanında 700 adamı ile birlikte, Budhanın öldüğü gün, Sri Lanka kıyılarına çıkmış ve ülkenin ilk krallığını kurmuştur.

Evet: MÖ.800’lü yıllarda: Guceratlı Hindular, kitleler halinde buraya göçmüşlerdir.
1500 yılı aşkın süre: ülkenin başkenti ve Seylan Budhacılığının merkezi olan ANURADHAPURA: 11’nci yüzyılda Hindistan da ki Çola krallığından gelen tamiller tarafından işgal edilmiş ve başkent POLONNARUVA kurulmuştur.

12’nci yüzyılda, ülkede kurulan Pithi krallığı, adanın büyük bölümünü ele geçirmiş, hatta egemenliğini Birmanya’nın aşağı kesimi ile Hindistan ın güney kesimine de yaymış, bu arada birçok saray, tapınak, manastır ve Budhha heykeli yapılmıştır.

Ülke: 1505-1658 yılları arasında Portekiz, 1659-1796 yılları arasında Hollanda ve 1796-1948 yılları arasında İngiliz egemenliğinde kalmıştır. Bu dönemde Portekiz ve Hollandalılar, değerli tunç yataklarını işletmiş ve tarçın ticaretiyle yetinmişlerdir. Ancak İngilizler büyük tarım işletmeleri kurmuşlar ve çay, kauçuk ve baharat üretiminde uzmanlaşmışlardır. Ülkeyi, ayrıca Uzakdoğu ve Avustralya arasında bir nevi liman olarak kullanmışlardır.

1817-1848 yılları arasında yerli ayaklanmalarına karşı, 1948 yılına kadar bir İngiliz sömürgesi olarak kalan o tarihte bağımsızlık kazanarak COMMONWEALTH üyesi bir devlet olarak örgütlenen ülke, önce SENANAYAKE, sonra BANDANARAİKE ailelerinin üyeleri tarafından yönetilmiştir.

1972 yılında İngiltere ile bütün bağlarını kopartarak bir Cumhuriyet olarak yeniden örgütlendi ve Dudley Senanayake Cumhurbaşkanlığına seçilirken, ülkenin adı da Seylan dan Sri Lanka ya çevrildi.

1948 yılı: Seylan adası İngiltere’den bağımsızlığını kazanıyor.

1956 yılı: Hükümet, çoğunluğun dili olan Sinhala yı resmi dil kabul ediyor ve ülkenin yüksek mevkilerinde sıklıkla bulunan azınlık Tamiller, ikinci sınıf vatandaş statüsüne itildiklerini iddia ettiler.

1958 yılı: Tamiller ilk isyanlarını başlattılar. Çıkan çatışmalarda binlerce Tamil topraklarından oldular. Sinhala ve Tamiller arasında ayrılık tohumları atıldı.

1972 yılı: Ülke adını Sri Lanka olarak değiştirdi. Cumhuriyet rejimine geçildi. Budizm ana din olarak kabul edildi.

1976 yılı: Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları örgütü, velupillai prabhakaran tarafından resmen kuruldu.

1983 yılı: Örgüt ülkenin kuzeyinde orduya karşı düzenlediği saldırıda 13 asker öldürüldü. Başkent Colombo da protesto için büyük gösterilen düzenlendi. Yüzlerce kişi öldü, binlerce kişi kaçmak zorunda kaldı. Tamillerin ilk elam savaşı olarak adlandırdığı iç savaş böylece başlamış oldu.

1987 yılı: Hindistan olaya müdahale etti. Ateşkesi sağlamak için Sri Lanka ya asker gönderdi. Silahsızlanmayı kabul etmeyen Tamiller, ateşkes anlaşmasından vazgeçti. Yaklaşık 1000 Hintli askerin öldüğü 3 yıllık savaş başlamış oldu.

1990 yılı. Büyük kayıplar veren Hindistan geri çekildi Örgüt CAFNA kentini kontrolünü ele geçirdi. İkinci elam savaşı başladı.

1991 yılı: Tamil olduğu anlaşılan bir saldırgan, eski Hindistan başbakanı Rajiv Gandi yi, Hindistan’ın güneyinde düzenlediği intihar saldırısıyla öldürdü.

1993 yılı: Tamil gerillaları ile ateşkes yapmak isteyen Sri Lanka devlet başkanı Ranasinghe Premadasa, intihar saldırısında öldürüldü, saldırıdan gerillalar sorumlu tutuldu.

1995 yılı: Devlet Başkanı Çandrika Kumaratunga, ayrılıkçılarla ateşkes anlaşması yapmayı kabul etti. Donanmaya ait gemi Tamil gerillaları tarafından batırıldı ve üçüncü elam savaşı başladı. Cafna kenti hükümetin kontrolüne geçti.

1995-2001 yılları: Savaş, ülkenin kuzeyi ile doğusuna da sıçradı. Başkent Colomboda düzenlenen intihar saldırısında 100 kişi öldü. Bir başka saldırıda ise devlet başkanı Kumaratunga yaralandı.

2002 yılı: Norveç in arabuluculuğunda taraflar ateşkes anlaşması imzaladı.

2003 yılı: Örgüt, barış görüşmelerinden çekildi, ateşkes anlamını kaybetti.

2004 yılı: Tamil gerillaları, ülkenin doğusunda kontrolü ele geçirdi.

2005 yılı: Sri Lanka Dışişleri Bakanı, Tamil gerillaları tarafından öldürüldü. Örgüte karşı sert önlemler alınması taraftarı Mahinda Rajapaksa devlet başkanlığı seçimini kazandı.

2006 yılı: Nisan-Temmuz ayları arasında artan çatışmaların dördüncü elam savaşı nın başlangıcı olmasından endişe duyuldu. Cenevre de bir araya gelen taraflar bir sonuç elde edemediler.

2007 yılı: Tamillerin ülkenin doğusundaki kalesi olarak bilinen Vakara iyi ele geçiren ordu, doğudaki bölgelerin Tamillerden arındırıldığını açıkladı.

2008 yılı: Ocak ayında Norveç in arabuluculuğu ile imzalanan ateşkese son veren hükümet, aynı yılın Ağustos ayında gerillaların kuzeydeki 4 cephesine doğru ilerlemeye başladı.

2009 yılı: Ocak ayında, gerillaların sözde başkenti Kilinoçi şehrine giren ordu, bölgedeki helikopter ve jetlerle bombalamaya başladı.
7 Ocak tarihinde, Bakanlar kurulu Tamil elam kurtuluş kaplanları örgütünü yeniden terörist gurup olarak adlandırdı. Hükümet sivil Tamil vatandaşlarını savaş bölgesinde bırakmayacağını duyurdu.
9 Ocak tarihinde, ordu Cafna yarımadası giriş kapısı ve eski askeri üs olan fil yolunu ele geçirdi. Hükümet böylece 23 yıl sonra ilk defa kuzeyi güneye bağlayan a-9 yolunu tekrar ulaşıma açmayı başardı.
25 Ocak tarihinde: Ordu adanın kuzeydoğusunda bulunan Tamil gerillarının elindeki son önemli kasaba olan Mullaittivu yi ele geçirdi hükümet savaş bitmek üzere mesajı verdi.

26 Aralık 2004 tarihinde, Güney Asya depreminde, Türkiye, buraya binlerce ev yapmıştır. Bu yüzden Sri Lankalılar, Türk insanına karşı duygusal yaklaşıyorlar.

Son bir not

Dünyanın ilk kadın Başbakanı, bu ülkeden çıkmıştır. Başbakan olan kocası Solomon Bandaranaike: 1959 yılında bir Budist rahip tarafından öldürülünce, Sirimavo Bandaranaike, Başbakan olmuş ve tarihe geçmiştir.
Üç dönem başbakanlık yapan bu bayan: son döneminde kızı ile birlikte çalışmıştır. Zira kızı Chandrika Bandaranaike Kumaratunga devlet başkanı, kendisi Başbakan idi.

Sri Lanka Genel

COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ

Bu ada ülkesi: Hindistan’ın güneyinde, ana karaya 31 km. uzaklıkta, Hint Okyanusundadır. Hindistan ile arasında “Palk boğazı” bulunmaktadır.

Adanın sahil şeridi: 1340 km. dir. Adanın uzunluğu: 432 km. genişliği ise 224 km.dir. Toplam alan: 86.610 km. karedir.

En yüksek yeri: 2522 metre yükseklikteki “Pidurutalagala” dağıdır.

Adada: yaklaşık 19.3 milyon kişi yaşamaktadır. Nüfus yoğunluğu, km. kare başına 296 kişi düşmektedir. Okuryazarlık oranı: % 92.7’dir. Nüfusun % 14.3 lük bölümü kentlerde, % 85.7’lik bölümü ise kırsal alanda yaşamaktadır. Kırsal kesimlerde yaşayan halkın büyük bölümü yoksuldur ve tarım ile geçinmektedirler. Nüfusun dağılımı şu şekildedir. % 74.5 Sinhala, % 11.9 Tamils, % 4.6 Hintli Tamiller, % 8.3 Moors, % 03. Malaylardır. Nüfusun yaklaşık üçte biri, 15 yaşın altındadır.

Başkent: Sri Jayewardenepura-Kotte ( eski Colombo) şehridir.

Sri Lanka Genel

İKLİM

Adada: tropikal iklim şartları egemendir. Ama özellikle: Aralık-Mart ile Haziran-Ekim ayları arasındaki dönemde, yoğun muson yağmurları görülür ki, bu yağmurlar: inanın ne şemsiye ne yağmurluk fayda etmez, dışarı çıkmak mümkün değildir. Yani: muson yağmurları sezonunda buraya gitmeyi düşünmeyin. Bunun dışında: ülkede sık sık doğal afetler, kasırgalar ve hortumlar, fırtınalar gerçekleşmektedir.
Gündüzleri denizin ortasında yağmur yağmaya başlar ve akşam olunca yağmur karaya ulaşır. Yani, bu yoğun nem, burada geçireceğiniz günlerde, hayatınızı hep etkileyecektir. Her şeyiniz nemlenir, gömleğiniz, ceketiniz, otel odasında bıraktığınız her şey, kağıtlar, defterler hem nemlenir ve hamurlaşır.
Sonuç olarak: Sri Lanka, yıl boyunca tatil yapılabilecek iklim şartlarına sahiptir.

Sri Lanka Genel

HAVAALANI

Ülkeye giriş için, uluslar arası tek havaalanı olan “Negombo” havaalanına ineceksiniz. Ülkeye girişte vize istenilmiyor, gayet güzel bir şekilde, giriş işlemleri de fazla uzamıyor. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki uzaklık 30 km. Ama havaalanından “Kandy” şehir merkezine gitmek isterseniz, bu kez yol daha uzun, 110-120 km. arasındadır.
Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için, öncelikle taksi tercih edebilirsiniz. Ancak, elbette uygun fiyatı bulmak gerekir. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım: 10000-18000 Sr arasında değişebiliyor. Taksi düşünmez iseniz, bu kez otobüs olabilir. Bu otobüsler havaalanı ile şehir merkezi arasında 50 Rs ücret ile gidiyorlar. Ama, yine ilginçtir ki, yanınızdaki bagaj içinde ilave ücret istiyorlar.

Sri Lanka Genel

EKONOMİ

Sri Lanka ülkesinde nüfusun yarısından fazlası “tarım” ile geçinmektedirler. Temel besin maddesi ise, işlenen toprakların büyük kısmında bulunan “pirinç” tir.
Ticarete yönelik tarım ürünlerinin başlıcaları ise: çay, kauçuk ve hindistancevizidir. Tüm bunların yanında, son yıllarda, terör olaylarının bitmesi ile turizm yeniden canlanmış ve ülkenin ekonomik getirilerinin başına geçmiş durumdadır.

Sri Lanka Genel

ÇAY

Dünya üzerinde en büyük çay üreticisi: Hindistan, sonra Sri Lanka, Çin ve Kenya geliyor. Yani, Sri Lanka, çay ile ünlüdür. Sri Lankalılar: genellikle, sabah yataklarından kalktıkları gibi, tatlı ve sütlü bir fincan çay içerek güne başlamayı tercih ederler. Siz de çay sipariş ettiğinizde: çay sıcak süt ve şeker ile birlikte gelecektir. Ama gelen çay: genellikle kokulu ve taze olacaktır. Veya haşlanmış siyah çay da olabilir.
Seylan çayları içindeki çeşitler: portakallı, naneli, limonlu, ıhlamurlu, çilekli vs. gibi olabilir. Bu çeşitli lezzetlerin ince karışımları, mutlaka ilginizi çekecektir.

Sri Lanka Genel

KONAKLAMA

Okyanus manzaralı bir otel odasında, tenha sezonda, 30-40 dolara gecelik konaklama yapabilirsiniz. Ama daha önce de birkaç yerde belirttiğim gibi, mutlaka pazarlık yapmanız gerekiyor. Herhangi bir taksiye binip otel ararsanız, bu kez taksici komisyon alabileceği otellere sizi yönlendirecektir, bunu unutmamak gerekir.

Sri Lanka Genel

 

TOPLU TAŞIMA-ŞEHİR İÇİ TAŞIMA

Sri Lanka ülkesinde, toplu taşımada otobüsler ve trenler kullanılır. Her ikisi de ucuzdur ancak aşırı kalabalıktır. Trenler, otobüslerden biraz daha yavaştır, ama trende oturarak seyahat, otobüste ayakta seyahatten iyidir. Toplu taşıma araçlarının tümü, özellikle “poya” günü ve hafta sonlarında aşırı kalabalık olmaktadırlar.

Otobüs

Ana şehirler arasında, otobüs seferleri sıktır. Bu otobüsler: iki kanallı çalışmaktadır ki, bir kanal: Sri Lanka Ulaştırma Kurulu tarafından çalıştırılan otobüsler, diğer kanal ise özel otobüs şirketlerinin çalıştırdıkları otobüslerdir. Otobüslerin çoğunda klima bulunmaktadır.

Trenler

Sri Lanka hükümeti Demiryolları işletmesi, adanın tümünde hizmet vermektedir. Colombo şehrinden, adanın birçok yerine tren seferleri düzenlenmektedir.
Çünkü: Sri Lanka’da trenle seyahat oldukça iyidir. Trenler, bazı yerlerde oldukça yavaş ve özellikle hafta sonları ve resmi tatil günlerinde oldukça kalabalık olmalarına rağmen, genellikle bir tren yolculuğu otobüs yolculuğundan daha iyidir.
Trenlerde, üç sınıf bulunmaktadır. Üçüncü sınıf, inanılmaz ucuzdur ancak her zaman kalabalıktır ve oturma yerleri rahat değildir. Ama, bu tren yolculuklarında muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz.

Sri Lanka Genel

DİL

Ülkede: Sinhala ve Tamilce konuşulmaktadır. Tamil konuşanlar: ülkenin % 12 sini oluşturan Tamilledir. Yani, ülkenin beşte biri Tamilce konuşurken, geri kalanların büyük kısmı “Sinhala” dili konuşurlar. Tamilce konuşanların oranı yüksek olmasına rağmen, yine de Sinhala dili kadar değer görmemiştir. Çünkü: ilk olarak, 1956 yılında ülkenin resmi dili olarak Sinhala seçilmiştir. Ancak: Tamillerin buna itirazı üzerine, 1978 Anayasasında bir diğer resmi dil olarak Tamilce eklenmiştir. Ancak, bu durum pratiğe konulmamıştır.
Ancak: İngilizce, yaygın olarak ülkenin her yerinde konuşulan bir dildir. Yer isimleri ve tabelalar: genellikle ulusal dil ve İngilizce yazılıdır.

 

TATİLLER

Sri Lanka ülkesinde, cumartesi ve Pazar günü tatildir. Ancak, bunlara ilaveten, her ay “dolunay” yani “poya” günü de tatil edilir. Bu poya gününde: tüm eğlence mekanları ve barlar kapalıdır. Hatta: oteller, müşterileri için kullanacakları malzemeleri, poya gününden bir gün önce temin ederler.

Sri Lanka Genel

İNSANLAR-DİN

Ülkede yaşayan insanların etnik gurupları şu şekildedir.
% 74.9: Sihalese
% 15.4: Tamiller
% 9.2 : Müslümanlar

Sri Lanka ülkesi insanları: güler yüzlü ve yardımseverdir. Öte yandan, bir hayli garibandırlar. Yani, tam bir üçüncü dünya ülkesi insanıdır.

Sri Lanka Genel

YEME İÇME

Sri Lanka’da: sakın her yerde, bir şeyler yemeyi düşünmeyin çünkü hijyen konusunda gerekli özeni göstermiyorlar. Ancak, yine de yerel lezzetlerden tatmak istiyorum derseniz: birkaç önerim olacaktır. Buradaki yemek kültürünün temelinde, baharatlar yer almaktadır. Çoğu otel ise: batı mutfağıyla ilgili geniş yelpazeler sunmaktadırlar.

Ülkedeki kahvaltılarda: genellikle pirinç unu ve Hindistan cevizi sütü karışımından yapılan bir tür yiyecek yenir. Sri Lanka’ya özgü lezzetleri tatmak isterseniz, bu kez: pirinç ve köri denemelisiniz. Haşlanmış pirinç ve baharatlı köriler: Sri Lankalıların temel besinleridir. Ancak: bir yabancı olarak “körilere” dikkat etmeniz önerilir. Et, balık ya da sebzeler: genellikle Hindistan cevizi sütü ile pişirilir ki, muhteşem berbat bir koku yapılıyor. Yine yöresel yemeklerde baharat olarak: biber, soğan, çeşitli baharatlar, tarçın, karanfil, küçük Hindistan cevizi, zerdeçal vs. kullanılıyor.
Konu yemekten, yiyecekten açıldı ya, bu adaya yolunuz düştüğünde, muhteşem ve egzotik meyveleri tatmayı sakın ihmal etmeyin. Burada: papaya, muz, ananas, mango gibi birçok çeşit meyveyi tadabilirsiniz. Veya, mor kabuğu ve inci beyazı içi olan “mangosten” deneyebilirsiniz.

Sri Lanka Genel

PARA

Sri Lanka’da ondalık para sistemi bulunmaktadır. 1 Sri Lanka Rupisi: 100 Sri Lanka sent ayrılmıştır. Yerel para: Rs olarak ifade edilir.
1 dolar, yaklaşık 100 Sri Lanka Rupisine denk gelmektedir. (net olarak 106 Rs diyebilirim)
Bir büyük su: 50 Rupi, standart öğle yemeği: 100 rupi, şehiriçi otobüsler ortalama: 9 rupi, gözleme tarzı rottiler: 12 rupi.
Şunu unutmamanız gerekir ki: Sri Lanka parası, yani Rupisi, uluslar arası geçerliliği olan bir para birimi değildir. Yani, ülkede kaldığınız sürede, yanınızdaki dolar veya euro cinsinden paranızı, yerel para olan Rupi ile değiştirirken, dikkat etmenizi öneririm, çünkü: daha sonra elinizde kalan rupileri harcayacak yer bulamasınız. Aslında: rupilerin havaalanında dolar-euro cinsinden paralara dönüştürüldüğü söyleniyor ancak, bu anda, elinizde bulunan rupileri değiştirdiğinize dair makbuz istiyorlar. Bence, siz en iyisi, dolar ve eurolarınızı, az az bozdurun ki, elinizde fazla rupi kalmasın.
Para demişken, elbette kredi kartlarından da söz etmek gerekir. Ülkedeki birçok otel ve mağazada, kredi kartı kabul edilmektedir. Master Card ve Visa kart, en çok kullanılan kartlardır.

 

ALIŞVERİŞ

Bu ülkede: pazarlık olmasa olmaz. Her türlü maddi işlemde, mutlaka pazarlık yapmanızı öneriyorum. Bunun dışında alışveriş ve ülkeden alınabilecekler konusundaki ayrıntılı bilgiyi: şehirleri anlatırken yazdım.

 

SRİ LANKA ULUSAL AĞACI

Nar ağacı: 26 Şubat 1986 tarihinde, Sri Lanka ulusal ağacı olarak seçilmiştir. Çünkü: bunun Sri Lanka kökenli olduğuna inanılır. Dik duruşu, geniş dağıtımı, renk ve doğası nedeniyle de, bu seçimin yapıldığı söyleniyor. Sri Lanka yağmur ormanlarında, nar ağaçlarının 30 metre kadar büyüdüğü söyleniyor. Özellikle parlak kırmızı yaprakları beğeniliyor. Dini nedenlerle, ahşap olarak kullanılmasına izin verilmemektedir. Çünkü: Budhanın Miyanganaya’yı ilk ziyaret ettiğinde, nar ağacı tarafından korunduğuna ve bir sonraki Buddhanın da bir Nar ağacı altında aydınlığa kavuşacağına inanılmaktadır. Çiçekleri: kozmetik, sabun ve parfüm sanayinde kullanılmaktadır.

 

ÇATIŞMALAR

Ada ülkesinde: özgürlük için savaştıklarını söyleyen “Tamil Özgürlük Kaplanları” isimli bir örgüt: 1983 yılından bu yana hükümet güçleriyle çatışmalarını sürdürmektedirler. Bunlar: adanın kuzeyinde ve doğusunda “Tamil” adında bir bağımsız devlet kurmayı düşünmektedirler.
2002 yılında, Norveç ülkesinin araya girmesiyle Oslo şehrinde barış andlaşması imzalanmış ve terör olayları bitmiştir. Günümüzde nispeten sakin bir ortam bulunmaktadır.

 

TURİZM

Sri Lanka adasındaki antik kentler şunlardır:

1. Glory
2. Anuradhapura.
3. Mihintale.
4. Polonnaruwa
5. Sigiriya
6. Dambulla
7. Kurunegala

Sri Lanka adasındaki milli parklar şunlardır:

1. Yala National Park.
2. Wasgamuwa Milli Park.
3. Minneriya Milli Park
4. Udawalawe Milli Park.
5. Wilpattu Milli Park.
6. Burdala kuş cenneti.

G.Kore Seul Jamsil

G.Kore Seul Jamsil

Jamsil, Asya’nın önde gelen açık ve kapalı eğlence parkıdır.
1988 yılında Seul Olimpiyatları anısına oluşturulan Olimpiyat parkı civarında bulunan Hanseong Baekje: bugünkü Seul çevresinde gelişti, burada eski bir Koreli krallığın kalıntıları bulunmaktadır.

 

Burada Bulunanlar

Jamsil-dong
Songpa

G.Kore Seul Jamsil Jamsil-dong
G.Kore Seul Jamsil Jamsil-dong
G.Kore Seul Jamsil Jamsil-dong

 

Jamsil-dong

Bu mahalle, Seul şehrinde doğu bölümünde; Joseon Hanedanlığı döneminde ipekböceği yetiştiriciliğinden almıştır.

 

Songpa-gu

Seul şehrinin güneybatı bölümünde bir ilçedir, ama kalabalık nüfusu ile şehrin en büyük ilçesidir. 1988 yılında düzenlenen Yaz Olimpiyatlarının birçok tesisi buradadır.

 

BU BÖLGEDE GEZİLEBİLECEK YERLER

G.Kore Seul Jamsil K-Pop Müzik Sergi Salonu-Olimpiyat Salonu

 

K-Pop Müzik Sergi Salonu-Olimpiyat Salonu

Burası: Kore popüler müzik tarihin arşivlenmesine adanmış bir kalıcı yerdir. Ziyaretçiler: müzik kültürünün tarihi eğilimleri hakkında bilgi edinebilirler. Olimpiyat salonunda, Kore popüler müzik tarihine adanmış bir sergi: salonunun birinci katında ziyarete açılmıştır. Burada kalıcı sergiler yanında, özel sergiler de bulunmaktadır.

G.Kore Seul Jamsil Seul Olimpiyat Müzesi
G.Kore Seul Jamsil Seul Olimpiyat Müzesi

 

Seul Olimpiyat Müzesi

Seul Olimpiyat Müzesi, 1988 Yaz Olimpiyatları anısına 1990 yılında kurulmuştur. Müzenin 5 ana bölümü, Olimpiyatların farklı yönlerine adanmıştır. İkinci katta bir kafeterya ve hediyelik eşya dükkanı bulunmaktadır.
Müzenin bölümleri şunlardır:

 

Harmony Yeri

Burada ziyaretçiler, Japonya’nın Nagoya şehrinde yapılan oylamada seçilen Seul şehrinin oylama aşaması görülmektedir. Seçimin ardından duygusal ve coşkulu anlar ve açılış ile kapanış törenleri canlandırılmaktadır.

G.Kore Seul Jamsil Refah Yeri

Refah Yeri

Bu bölümde ziyaretçiler Kore ve oyunlara katılan ülkelerin hatıraları bulunmaktadır. Yani burada özellikle maskotlar ilgi çekmektedir.

 

Hope Yeri

Burada, modern spor tanıtılması ve 1980’lerdeki gelişimi, modern toplumda sporun pozitif etkisi izlenmektedir. Ayrıca bu bölümde, Seul Olimpiyat Oyunları Stadyumu ve Olimpiyat Parkının minyatür kopyaları ve olimpiyat madalyası kazananların kapsamlı listesi bulunur.

 

Glory Yeri

Burada 70 metre genişliğindeki ekrandaki simülatörde, 1988 Seul Olimpiyat Oyunları manzaraları ve görüntüleri, sesleri paylaşılmaktadır.

 

Barış Yeri

Müzenin bu bölümünde, Olimpiyat oyunları kökeni ve antik tarihi, modern zamanlarda olimpiyat oyunları ruhu ve olimpiyatlarla ilgili çeşitli bilgiler ayrıntılı olarak sunulmaktadır.

G.Kore Seul Jamsil Hanseong Baekje Krallık

Hanseong Baekje Krallık

Seul şehrinde, en güzel yerlerde yürüyüş yapmak isterseniz, Pungnaptoseong kalesi ve Songpa-gu Mongchontoseong kalelerinde yürüyüşler yapabilirsiniz. Onlar: Hangang nehrine çok yakındır. Açık otsu alanlar ve yeşillikler, piknik için idealdir.

 

Hanseong Baekje Palace Road

Mongchontoseong kalesi: MS.3 ve 4. yüzyılda farklı dönemlerde inşa edilmiştir ama özellikle Baekje hanedanlığının erken dönemlerine ait olduğu düşünülmektedir. Mongchontoseong Fortress, iyi cilalanmanış bir park duvarı ile çevrilidir. Çünkü günümüzde sessiz bir yerleşim alanını çevreleyen küçük bir höyüktür.

 

Chiljido Structure

Songpa futbol sahası önünde, Seongdonggyo köprüsü altındadır. Chilljido yedi kollu bıçak demektir. Baekje hanedanının demir yapım teknolojisin ifade etmektedir. Bir zamanlar kutsal olduğu düşünülen Chiljido, 4. yüzyılda Japonya’ya Baekje hanedanlığının bir hediyesi olarak sunulmuştur. Günümüzde Japonya’nın ulusal hazinelerinden birisidir. Ancak bu nesnenin dekoratif görüntüsünden öte, onu ilginç kılan hikayesidir.

Kore ve Japon tarihçileri, kılıcın Japonya’ya haraç yani hediye olarak gönderildiği konusunda hemfikirdirler. Tarihçiler: Baekje hanedanı ile Japonya’nın geçmişteki ilişkileri ve kraliyet belgelerine dayanarak bu yorumda bulunmaktadırlar. Kılıç Baekje hanedanlığı veliaht prensi tarafından, Japonya’da krala sunulmuştur. Evet günümüzde, bu kılıcın benzeri Hanseong Baekje Palace Road yolunda dikilmiş olarak görülebilir. Kılıç: Baekje hanedanı insanlarının teknolojisin göstermesi açısından ilgi çekmektedir.

 

Mongchon Museum of History

Olimpiyat-ro, Songpa-gu adresindedir.
Burası Seul şehrinin eski tarihi ve kültürüne adanmıştır. Burası aynı zamanda çocuklar için bir eğitim tesisidir. Mongchontoseong Fortress duvarları içinde bulunan müze: Tunç çağından itibaren tarihi emanetleri sergilemektedir ve Ocak 1992 yılında açılmıştır.
Pungnaptoseong kalesi ve Mongchontoseong kalesi ve diğer önemli yerlerden kurtarılan parçalar yani Baekje hanedanlığından kalanlar, burada sergilenmektedir.

 

Dugout Hut Gallery

Olimpiyat-ro, Songpa-gu adresidedir.
Dugout Hut Gallery, kale duvarının güney kısmına yakın, doğu kapısındadır. Dört sığınak kulübesi ve depolama delikleri/yerleri: Olimpiyat parkı inşası sırasındaki kazı çalışmalarında bulunmuştur. Bunlar Baekje hanedanlığı bir köylü evinin tipik örneğidir. Kulubenin kuzeydoğu köşesinde, bir mangal bulunur. Baekje hanedanlığı döneminde halktan birinin yaşadığı yeri görmek açısından ilgi çekmektedir.

 

Seoul Baekje Museum

Uiseong-daero, Songpa-gu adresindedir.
Müze, Baekje dönemine tarihlenen diğer birçok eser yanında, Pungnaptoseong kalesi kazılarında bulunan eserlerin sergilenmesi için kurulmuştur. Bina zemin altında iki bodrum katı ve zemin üstünde iki kattan oluşmaktadır. Ziyaretçiler: Pungnaptoseong kalesi ve tarih öncesi çağlardan beri Hanseong Baekje’de değişen eserleri görebilmektedirler.

Japonya Tokyo Tarih

Japonya Tokyo Tarih

12’nci yüzyıl öncesinde: Tokyo şehri: Sumida nehrinin ağız kısmında önemsiz ve “Edo” (kelime anlamı: nehrin ağzı ) olarak bilinen bir balıkçı köyüdür. O dönemde, Japonya ülkesinin kültürel ve siyasi başkenti “Kyoto” şehridir ve günümüzde, hanedan burada oturmaktadır.

1185 yılında İmparatorluk bitince: yerel feodal yöneticiler, günümüzde Tokyo şehrinin güneyindeki “Kamakura” da, askeri bir yönetim merkezi kurdular.

1457 yılında: yerel yönetici “Ota Dokan”: Edo bölgesinde, ilk kaleyi yaptırdı ve bölgeyi kendi hakimiyeti altına aldı. Böylece: bölgenin önemi artmaya başladı.

16’ncı yüzyıla gelindiğinde: ülkedeki eyaletler, kendi aralarında savaşa başlarlar ve daha önce kurulan feodal sistem çöker. 1590 yılında: Edo ve çevresindeki bir kısım şehir: Tokugava isimli feodal bey tarafından ele geçirilir. Bu dönemde: Takogava isimli bu feodal beyin: yalnızca tımar sistemi nedeniyle, bölgeden elde ettiği gelir, 2.5 milyon kişinin yıllık gelirine denk gelecek şekilde yüksektir. Öte yandan: Tokugava’nın başka bir tutkusu daha vardır “bütün ülkeyi ele geçirmek”.

1600 yılında: Japonya’nın güneyindeki “Sekigahara” savaşında tüm rakiplerini yenen Tokugava: kendisini hükümdar ilan eder.

1457 yılında, Ota tarafından yaptırılan kale yerine: çok daha büyük ve güçlü olan kendi kalesini yaptırır. 1603 yılına gelindiğinde ise “Edo” şehrini, resmi başkenti yapar. Ancak: Tokugava: yaşamında özellikle iki hususa önem verir ki, bunlar “ihanet” ve nefsi müdafaadır.

Nefsi müdafaa için: kuleler, hendekler ve yüksek taş duvarlar yaptırır. Ancak: bunlarla yetinmez, bütün şehrin savunmasını etkinleştirmek için: dar ve dolambaçlı sokaklar yaptırarak, şehri tam bir labirent haline getirir. Bu yüzden: günümüzde de; şehrin kale şehir olduğu o dönemlerden kalma izler görülür ve şehir merkezine bugün bile ulaşmak çok zordur.

1606 yılında öldüğünde, yönetim, oğluna geçer.

Evet: takip eden 250 yıllık süreçte: Tokugava hanedanına karşı, herhangi bir askeri tehdit görülmez. 1720 yılında, Edo şehrinin nüfusu, 1 milyonu geçer. Aynı dönemde: şehir, tüm Avrupa başkentlerinden daha büyük, daha iyi yönetilen bir şehir olarak önem kazanır.

Ancak: tüm gücüne rağmen, Tokugava bürokrasisi, Edo şehrinde bir azınlık olarak hüküm sürüyordu. Biraz önce de sözünü ettiğim gibi: şehir şaşırtıcı bir hızla gelişti. Bu savaşçı sınıfın: giyim, beslenme ve eğlence ihtiyaçları, ülkenin birçok yerindeki insanları, buraya çekiyordu. Özellikle: şehrin doğu yakasındaki dar sokaklarda: Edo kültürü yaygın olarak yaşanıyordu.

İnsanlar: akşamüstüne kadar kazanıp ceplerine koydukları paraları, buradaki havai fişek gösterirli, geyşa partilerinde ve giydikleri baskılı desenli ipek giysilerle harcayıp bitiriyorlardı. Özellikle: 17’nci yüzyılda ortaya çıkan ve 100 yıl içinde “halkın” tiyatrosu haline gelen “kabuki”; insanların paralarını harcadıkları başlıca yerlerden biriydi. Edo şehrinden başka hiçbir yerde: bu kadar harika tiyatro oyunları, coşkulu seyirci ve ilgi gören tiyatro sanatçıları bulunmuyordu.

Şogunluk dönemi: uzun süre başarılı oldu, çünkü huzuru bozacak hiçbir dış etki yoktu. 1639 yılında, 3’ncü Şoğun İemitsu: ülkenin dışa kapanma sürecini ilan etti. Böylece: yabancıların Japonya’ya girmesi ve Japonların ülke dışına çıkması yasaklandı.

1853 yılında: Tuğamiral Matthew komutasındaki bir kısım Amerikan savaş gemisi: ülke kıyılarına geldi ve limanların uluslar arası ticarete açılması için baskı yaptılar. Şogunluk: bu duruma direnç gösterecek kadar güçlü değildi. Ancak: ülkenin güneyinde bulunan aşiretler, bu dış baskıya karşı isyan ettiler ve “Kyoto” şehrinde bulunan imparatorluk sarayını ele geçirdiler. Hatta: Tokugava hanedanının istifa etmesini ve İmparatorun yeniden görev başına gelmesini talep ettiler.

Bu iç savaş: 1869 yılında: Şogunluğun yenilmesine kadar devam etti. İmparator Meici işbaşına geçti. İmparator: başkenti Kyoto şehrinden, Edo şehrine taşıdı ve şehre “doğunun başkenti” anlamındaki “Tokyo” ismini verdi.

Takip eden süreçte, şehir:

19-20’nci yüzyıllarda hızla büyüdü ve gelişti. Yeni mahalleler ve ticaret merkezleri oluştu. Tokyo körfezinde: dolgu yoluyla toprak kazanılıyordu. Ancak: tüm bu hızlı gelişme ve büyüme devam ederken, 1 Eylül 1923 tarihinde, saat: 11.58’de 8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ve şehir yerle bir oldu.

Depremin ardından meydana gelen korkunç yangın, fırtınanın da etkisiyle, 48 saat sürdü ve ardında 140 bin ölü-kayıp ile, mevcut yapılarda % 70’lık tahrip ortaya çıkardı. Yani: şehrin yarısından büyük kısmı, yok oldu.

Evet: ardından, Tokyo yeniden inşa edildi. Ancak: bu yeni kuşakta, II. Dünya Savaşının ardından, Amerikan savaş uçaklarından atılan bombalarla, yine moloz-kül yığını halindeki bir Tokyo şehriyle baş başa kaldı.

Bu deprem ve bombalanma felaketlerine karşın: Tokyo şehri: yine de, biçimini değiştirme, büyük bulvarlar-yollar oluşturma, geometrik sokaklar tanzim etme şansını kullanmadı. Şehir: yine, eskiden olduğu gibi, dar ve dolambaçlı sokaklarla, düzensiz olarak büyümeye devam etti. Savaşın ardından yapılan binalar: yalnızca, mümkün olduğunca çok insanın yaşayabileceği şekilde düzenlendi. Bunun dışında, imar planı gibi düşünceler, hiç akla gelmedi.

1952 yılına gelindiğinde, Tokyo şehrinin müttefikler tarafından işgaline son verildi. Ancak: takip eden 10 yıllık süreçte, şehir yine hızla büyüdü, kalkındı ve gelişti. Bu büyüme: merkezi hükümetin bürokratları tarafından planlanıp uygulandı. Siyasi gücün yakınında bulunmak isteyen: inşaat firmaları, ulusal bankalar ve birçok uluslar arası şirket, Tokyo şehrine akın ettiler.

1964 yılında “Olimpiyat” oyunları düzenlenince, şehir iyice popüler hale geldi. Bu organizasyon nedeniyle: şehirde birçok inşaat yatırımı gerçekleşti, Haneda havaalanı genişletildi, ülkenin ilk ve tek raylı taşıma sistemi şehre bağlandı, Tokyo-Osaka şehirleri arasındaki, yüksek hızlı “Tokyo Metropoliten Ekspres” sistemi saatte 270 km. ye ulaşan hızı ile faaliyete başladı.

İlk paralı otoyol açıldı ve böylece şehrin kalabalık caddelerinin yükü azaldı. Olimpiyatlar nedeniyle şehre gelen ziyaretçiler, gerçek anlamda bir mega kent gördüler.

1960’lı yıllar boyunca: Tokyo şehri, Japon ekonomik mucizesinin odak noktası oldu. Yıllık ekonomik büyüme oranı % 10 civarında ve milli gelir iki kat artmıştı. İç piyasada, otomobil üretimi, dört kart arttı.

1984-1990 yılları arasındaki dönemde: “Balon Ekonomisi” olarak isimlendirilen dönem: Tokyo şehri ve çevresini, 1960’lardakinden daha fazla etkiledi. Şehirde: bir konut furyası başladı. Japon Yeni ve hisse senedi fiyatları fırladı. Japonlar: alışveriş için, dünyanın dört bir yanına koşuşturuyorlardı.

1992 yılına gelindiğinde ise, bu balon patladı. Emlak fiyatları düşmeye başladı ve bu takip eden 10 yıllık süreçte, bütün ekonomik faaliyetler, öncekinin aksine geri geri ilerlemeye başladı. Borsa da bunu izledi ve ekonomik kesimler, büyük borç yükü altına girdiler. İflaslar ve mali borçlar nedeniyle, ekonomi çöktü, evsizlerin sayısı arttı ve bu insanlar şehrin çevresindeki karton evlerde yaşamaya başladılar.

Heisei Durgunluğu denilen bu dönem: bir süre devam etti ve 2000’lerin başlarında, yeniden olumlu hareketlenmeler başladı ve inşaat faaliyetleri arttı. Durumu iyi Japonlar: yine yarını düşünmeden para harcamaya devam ettiler. Alışveriş merkezleri tıka basa dolmaya ve yeni restoranlar açılmaya başladı ve bu hareketlilik günümüze kadar sürmektedir.

11 Mart 2011 tarihinde: Töhoku bölgesinde meydana gelen deprem ve ardından gelen tsunami: ülkenin genelini etkiledi. Bu 9 büyüklüğündeki deprem: Japonya’da o ana kadar yaşanan en büyük, dünya üzerinde ise beşinci büyük deprem olarak kayıtlara geçti.