Dubai’de konuklar: Arap tarzı baharatlı tavuk ya da kuzu etli sandviçleri: 10 dirhem’den daha ucuza satan kent merkezindeki kebapçılardan: 5 yıldızlı otellerin restoranlarına kadar, çok çeşitli bir mekan ve mutfak çeşitliliği bulabilirler.
Arap yemekleri genel olarak Türk mutfağına benziyor. Fakat: baharatlar ve yağları farklı. Yemek pişirme tarzları da değişik. Örneğin: Türk mutfağında, çok ta alışık olduğumuz patlıcan yemeği, Dubai’de fırında pişirilerek yapılıyor.
Bu arada, Dubai’de olur da, Arap yemeği yemek isterseniz bile: Lübnan, Fas ve Mısır yemekleri arasında tercih yapmanız gerekir. Göçmen Arap aileleri ve emirlik gençleriyle birlikte: ucuz bir yol üstü kafesinde yemek yiyebilir ya da lüks bir resort otelin restoranında, yemeğinizi seçebilirsiniz.
YEMEK SAATLERİ
Dubai’de: kahvaltı: 06.30-09.00 arası da yenir. Öğle yemeği: 12.00-15.00 arasında tercih edilir. Akşam yemeği ise: 20.00’den önce yenmez.
Oteller dışındaki birçok kafe ve restoran: kahvaltı saatlerinden, ertesi günün ilk saatlerine kadar açıktır.
Yerel hafta sonu olan: Cuma günleri: genellikle, açık büfe kahvaltı verilir. Bu hizmet: 11.00-12.30 gibi başlar ve 15.00-16.00 gibi biter.
Kafelerin ve restoranların açılış saatleri: Ramazan ayında değişiyor. Ramazan ayı boyunca: iftar saatlerine kadar, halka açık yerlerde, Müslüman olmayanların bile, yemek yemesi yasak. Bu nedenle; bazı restoranlar, paket servis için, mutfaklarını açık tutsalar da, oteller dışındaki tüm restoranlar iftara kadar kapalıdır.
NEREDE NE YENİR
Dubai sokaklarında, Arap yemeklerinin en hesaplılarını bulabilirsiniz. Sheik Zayed Road üzerinde: Automatic ve yine aynı cadde üzerinde: Al Safadi var.
Haliç kıyısındaki eşsiz bir kültürel miras bölgesinde bulunan: Bastakiah Night’ta: lezzetli Arap ve İran yemeklerinin tadına bakabilirsiniz.
Lübnan usulü balık yemek için: Beach Centre’daki: Sammach.
Sokaklarda, özellikle: Burjuman Centre karşısında bulunan Karama: Köri koridorunda; lezzetli ve ucuz körili yemekler bulabilirsiniz. Çok meşhur olan Ravi’s: Rydges Plaza Hotel’in hemen karşısında bulunuyor.
Kozmopolit Dubai’yi, canlı bir biçimde özetleyen yerel işletmeler arasında: Jumeira Mosque’un hemen yanındaki Yeni Zelandalı Lime Tree Cafe: Uzakdoğu yemekleri ve uluslar arası mutfaklardan, çeşitli örneklerin sunulduğu: Japengo sayılabilir.
Bunların dışında: Ravi Restoran var. At Satwa Roud üzerinde ve Bur Dubai yanındaki Mussala Tower’da şubeleri bulunuyor. Burada: Pakistan ve Hint yemekleri bulabilirsiniz. Bir kişinin yemek ücreti, yaklaşık 20-25 dinar civarında.
ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNDE: YEMEK
Bütün alışveriş merkezlerinde, uluslar arası restoranların ve fastfood zincirlerinin bulunduğu yemek katları var.
NE YENİR
Emirlik mutfağı: maçbus (pilavla birlikte, baharatlı kuzu eti), haris (kısık ateşte pişirilmiş, buğday ve kuzu eti) ve farid (pide üzerine, haşlanmış et ve sebze) gibi: pirinç, balık ve et yemeklerinden oluşuyor.
En yaygın Arap yemekleri: Lübnan mutfağından oluşuyor. Arap yemeklerini tamamlayan yemekler ise: kızarmış patates ya da pilavla birlikte servis edilen et ya da tavuk döner, karışık ızgara ve yerli balık gibi ana yemekleri, sıcak ve soğuk mezeler tamamlıyor. Meze tabakları, kendi başına birer yemek sayılabilir.
Dubai mutfağının ilgi çeken sıcak mezeleri arasında, şunlar sayılabilir:
Kuzu kıyması, domates ve peynirle doldurulmuş ekmek,
Soğuk meze çeşitleri ise, şunlardır
HUMMUS
Nohut ve tahin karışımı.
MUTABBAL
Tahinli ve limonlu, közlenmiş patlıcan ezmesi.
TABULE
Nane, taze domates, soğan ve bulgurun yanı sıra, ince doğranmış, zeytinyağlı ve limon soslu maydanozun çeşitlendirdiği bir meze.
FATTUŞ
Kızarmış ekmekle birlikte servis edilen yeşil salata.
Tatlılara gelince:
UMM ALİ
Bu, en gözde Arap tatlısıdır. İsminin anlamı: Ali’nin Annesi. Üstü fıstık, çam fıstığı ve bal kaplı kaşte kaymağı ve içine çekirdeksiz kuru üzüm, ceviz ve hindistancevizi katılan hamur tatlısı. Mutlaka deneyin, tadını beğeneceksiniz.
HURMA DOLMASI
tatlı ve peynirli karışımdan oluşuyor ve değişik bir lezzet.
Sandviçler
Garnitür salata ile birlikte servis edilir. Pide, döner ya da falafel (ezilmiş nohut ve baharat karışımının tavada kızartılması)gibi; çeşitli malzemeler ile hazırlanırlar. Bunlar: Arap ve Lübnan mutfaklarının, fastfood tarzı yiyecekleridir. Ayrıca: üstü susam ve zeytinyağı karışımı “zatar” ile kaplanmış: yuvarlak, pide benzeri bir ekmek olan “manakeş” de aklıma gelen bir yiyecek türü.
NE İÇİLİR
Çay ve kahve, körfezin başlıca içecekleridir. Geleneksel Arap ve Bedevi kahvesi: kulpsuz ve küçük fincanlarda sunulur. Kakule aromalıdır. Restoranlarda ise, genellikle, koyu Türk kahvesi ikram ediliyor. Kahveyi: şekerli sevmiyorsanız: orta şekerli (vasat) veya şekersiz (bidon sukkar) de isteyebilirsiniz.
Çay: şekerli servis edilir. Sütsüz ve genellikle kakule ya da nane aromalıdır. Arap restoranlarında ve meyve suyu tezgahlarında: birçok çeşit, taze meyve suyu sunulur.
Dubai; Arap Yarımadasındaki, 7 tane BAE Emirliğinden biri olan emirliktir. Dubai şehri: Birleşik Arap Emirliklerini oluşturan, ikinci büyük Emirliğin başkentidir. Arap Emirliklerinin en büyüğü, en lüksü ve en çağdaş olanıdır.
1960’lı yıllarda, yalnızca balıkçı kenti olan Dubai, 1990’lar sonrasında uygulanan politikalar sonucu, bölgenin ticaret merkezi olma durumuna gelmiştir.
Şehrin zenginliği: Dubai’de petrol üretiminin başladığı 1969 yılından sonra gelişmiş. 1991 yılında: günde 410.000 varile ulaşan petrol üretimi, bu tarihten sonra azalarak devam etmiş. Ancak, uzmanlar, ülkenin petrol kaynaklarının 2010’lu yıllarda kuruyacağını tahmin ediyorlar. Zaten ülke yönetimi de, bunu düşünerek, ülkenin geleceğini farklı yönlere kaydırmış.
Özellikle: turizm olmak üzere, finans ve ticaret. Büyük küresel şirketler, bölgesel bürolarını Dubai’ye taşımışlar. Bunun sonunda ise, kentte: 200’den fazla milletin temsil edildiği ve göçmen sayısının hızla arttığı bir durum ortaya çıkmış.
Turizm atılımlarına öncelik verilerek, ekonomiyi yeniden yapılandırma hamleleri sonucu: 2006 yılında, petrol dışı sektörler, gayri safi milli hasılanın (GSMH): % 94’nü karşılamış, muhteşem bir rakam.
Şehir
Kalabalık turist guruplarını kendine çekmek için yeni tesisler yapmak ve yeni yerler bulmak için pek uygun değil. Bu yüzden: kıyı şeridinde palmiye biçimli, üç yapay ada gurubu oluşturulmuş. Bu insan yapımı adalar gurubu: çarpıcı bir biçimde, sürekli olarak genişleyip büyütülüyor.
Çünkü: 2010 yılında, şehir yönetimi turist hedef sayısını: 15 milyon kişi olarak belirlemiş. Turist guruplarını şehre çeken, yalnızca turizm olanakları değil. İklim koşulları nedeniyle, tüm yıl boyunca, burada tatil yapmak mümkün. Çünkü, her dönem, burada güneş var.
Eskiden: trafik sıkışıklığı yaşandığı zamanlarda bile, kentin bir ucundan öbür ucuna 15 dakikada gidilirken bu gün bu yolculuk yaklaşık 1 saatten fazla sürebiliyor. Ancak: kent, hızlı büyümenin getirdiği sorunlarla da bir yandan boğuşuyormuş.
Şehrin kıyı şeridi
72 km. uzunluğundadır. Güneyde Jumeira bölgesi var. Bu bölgede: lüks oteller, güzel kumsallar bulunuyor. Bu tesisler: şehri, Mısır’dan sonra, Orta Doğu’nun ikinci büyük ve önemli turizm merkezi haline getiriyor.
Cebel Ali sahilindeki, Jebel Ali Port isimli büyük liman: dünyada, insan eliyle yapılmış en büyük liman olma özelliğine sahip. Bu liman: 71 kurulu iskele, 125 taşıma hattı ve 7 milyon konteynır kapasitesi ile öne çıkıyor.
Burada bulunan:
Gümrüksüz devasa alışveriş merkezleri, Dubai’yi tam bir alışveriş cenneti haline getirmiştir.
Burada: herhangi bir tarihi kalıntı bulamazsınız. Buranın size sağlayacağı tek şey: alışveriş. Ama: gerek çeşitlilik gerek teknoloji ve gerekse fiyatların uygunluğu büyük avantaj.
Bunun dışında: kentin, günübirlik geziler için, ilgi çekici yerleri var. Buralarda: koruma altına alınan, Afrika antilop sürülerini görebilirsiniz. Kumda golf oynayabilirsiniz. Şaryah Emirliği: Dubai’den araba ile 1 saat uzaklıkta. Burada: fiyatlar nispeten daha uygun, özellikle otel fiyatları.
Burada: mavi çarşı, sanat galerileri bulunuyor. Ayrıca: bir de uçak müzesi var. Daha kuzeydeki: Amcan, Ümmü’l Kayvan Resu’l Hayme gibi emirlikler, nispeten Dubai’ye göre daha az gelişmişler. Ancak: Dubai’nin eski halini merak edenleriniz varsa, bu emirliklere de gitmek mümkün.
Evet: güzel bir şehir.
Caddeleri yeşil tutmak için, deniz suyunu arındırıyorlar. Bu temiz suyu üretmek için, milyonlarca dolarlık tesisler yapmışlar. Bu arıtılan temiz suyu, yeşil alanlara aktarıyorlar. Suyun arıtımında ortaya çıkan buhar ise, elektrik üretiminde kullanılıyor.
Tabii üretilen elektrik o kadar fazla ki, şehir, sabahlara kadar ışıl ışıl aydınlatılıyor. Gece boyunca, bir ışıltı. Zaten uçak ile, Dubai üzerine geldiğinizde, aşağıda karanlıklar içinde, pırıl pırıl parlayan bir şehir görüyorsunuz.
Son olarak: 2007 yılında, Dubai’in aldığı turizm ödüllerinden söz etmek istiyorum.
Dünyanın en iyi plajı: Le Royal Meridian Resort&Spa.
Dünyanın en iyi kongre merkezi: Dubai World Trade Center.
Dünyanın, ailelere yönelik en iyi oteli: Madinat Jumeria Oteli.
Dünyanın en iyi oteli: Burj Al Arap Oteli.
Dünyanın en iyi apart oteli: Grosvenor House
VİZE
Dikkat, Dubai’ye gitmek isterseniz: yeşil yani hususi pasaporta vize istemiyorlar ve harçsız giriş yapabiliyorsunuz. Bu durumda, yani yeşil pasaport ile, ülkede 90 gün kalma hakkına sahipsiniz. Tekrar giriş yapabilmek için ise, ülkeden son çıkış tarihinizin üstünden en az 30 gün geçmesi gerekiyor.
Dubai normal giriş vizesi almak için: en az 7 iş günü önceden müracaat etmeniz ve istenen belgeleri tamamlamanız gerekiyor. Belgelerin en önemlisi de, Dubai’de bir otelden rezervasyon yaptırmış olmanızı istiyorlar. İnternet üzerinden veya tur ile gidecekseniz, zaten böyle bir sıkıntınız olmayacak.
Kısa süreli ziyaretler için, giriş yapılana kadar, geçerlilik süresi 2 ay olan bir pasaport gerekiyor. Ülkede kalış süreniz 30 günü aşmayacak ise, bu durumdaki vize ücretiniz 250 TL. oluyor.
Emirates havayolları ile uçuşlarda bu vize konusunda bir kısım kolaylıkların bulunduğu söyleniyor ama yine de benim size önerim, Türkiye’den gitmeden önce vize işleminizi yaptırın ve rahat edin. Son anda çıkabilecek aksilikler, tatilinizi zehir edebilir.
Yoksa
Sonuçta karşınızda muhatap olacağınız insanlar, sizden farklı bir kültüre sahip ve yabancı bir ülkede, asla ve asla yaşanmaması gereken olayların yaşanması olası. Özellikle, hava alanında kaba davranıyorlar.
Bunların yanında: THY, Türkiye çıkışlı Dubai’ye uçan yolcuları için “E-Vize uygulaması” denilen yeni bir hizmet başlatmış. Yolcular: on-line vize için, yani Dubai konsolosluğuna gitmeden vize almak için, THY satış ofislerine veya yetkili bilet acentalarına şahsen başvuru yapıyorlar ve istenen birkaç evrak tamamlandığında, gerçekten muhteşem bir hizmet olan, bu vize hizmetinden yararlanıyorlar. Ancak: bu hizmet, Dubai’ye THY ile uçuş yapmanız durumunda geçerli.
HAVAALANI
Evet: İstanbul’dan çıkışınızdan itibaren, Dubai’ye ulaşmak için: 4 saatlik bir uçuş yapmanız gerekiyor.
Dubai havaalanının ismi: Dubai İnternational Airport. Bu havaalanı: 2005 Dünya Turizm Ödüllerinde, dünyanın en iyi havaalanı seçilmiş. Havaalanı: halicin, Deira yakasında, Garhoud ve Qusais semtleri arasında bulunuyor.
Hava kontrol kulesi ve 2000 yılında açılan: Sheikh Rashid Terminal (1.Nolu Terminal) Dubai’nin simgeleri arasında. Uçakların geneli, buraya geliyorlar. 2. terminal daha çok, İran, CIS havayolları ve Carter uçuşları için kullanılıyor.
Dubai uluslar arası hava alanının transit geçiş bölümü: meşhur Duty Free mağazalarından dolayı dünyanın en çok aranan transit havaalanı olmuş durumda.
Burası: Avrupa ülkeleri ve Amerika başta olmak üzere: dünyanın dört bir yanındaki, 55 ülke ve 85 kente bağlantı sağlar. Özellikle: ev sahibi olarak, Emirates ön plana çıkar.
Gerçekten
Muhteşem bir havaalanı. Havaalanı içinde: özellikle dikkatinizi hemen çekecek olan “Palmiye Ağaçları” var. Kapalı bir alanda, canlı ağaçlar, elbette bunların burada yetişmesi ilgi çekici bir olay. Bu arada: havaalanında, çok miktarda, muhteşem güzel satış mağazaları var. Özellikle: elektronik eşya satış mağazaları dikkati çekiyor.
Buradaki fiyatlar uygun. Düşünün ki: ülke içindeki satışlarda, ayrıca devlet tarafından herhangi bir verginin alınmaması, satın almak istediğiniz bir malın, ülke içinde havaalanında olduğundan, en az % 20 civarında daha ucuza almanızı sağlıyor.
Yani: siz havaalanında, ucuz bulup heyecanlandığınız bir malı, ülke içinde daha da ucuza bulacaksınız. Bunu niye söylüyorum, bazen herhangi bir yere geçerken de, Dubai havaalanında, bir süre bekleme durumunda kalınıyor, bu durumda havaalanında alışveriş yapabilirsiniz. Ama: Dubai’ye geldi iseniz, havaalanından herhangi bir şey almanızı önermem, ülke içinden alın.
Bu arada
Havaalanı yapı olarak çok güzel ve hareketli. Gümrük çıkış noktasında: bir paket gayet güzel çikolata elimize tutuşturdular, güzel bir jestti. Bir de, mağazaların ortasında, gayet güzel ve son model bir araba var.
Bu araba: alışveriş yapanlara verilen kura numarası ile yapılan çekiliş ile, bir talihliye verilecekmiş, güzel bir uygulama, bizim ülke aklıma geldi, hani her alışveriş merkezindeki çekilişler. İnsanları alışverişe teşvik etmek açısından güzel bir uygulama. Evet: Dubai havaalanı gerçekten ilginç ve güzel.
Ama: tek bir kötü yanı var, özellikle gece burada iseniz, sağda-solda bir sürü, bulduğu yere kıvılmış yatmış insan göreceksiniz. Bu hoş bir görüntü değil, o güzelim görüntüyü bozmuş. Çünkü: yerler halı ve yerlerde yatıyorlar. Uzun süreli aktarma uçak bekleme durumunda, yerlere yatan bu insanların görüntüsü dışında, gerçekten modern ve güzel bir havaalanı. Bir de şunu hatırlıyorum. Terminal ile yani mağazaların bulunduğu bölüm ile: pasaport kontrol noktası arası çok uzak. Mağazaların büyüsüne kanıp, sakın uçağınızın kalkış saatini kaçırmayın, aradaki mesafe bayağı uzak.
Bu arada: 4 milyar dolar harcanarak genişletme çalışmaları yapılan, 3. Terminal Binası; 2008 yılında açılmış. Evet, Dubai havaalanının yıllık yolcu kapasitesi: 70 milyon.
SAAT FARKI
Dubai, yıl boyunca, evrensel zaman koordinatından 4 saat ileridedir. Yani: Dubai’de, saatlerinizi 4 saat ileri alacaksınız.
İKLİM
Dubai: kışları ılık ve yazları ise çok sıcak ve nemli iklime sahip bir çöl ülkesi. Güneşin altında uzun süre kalamazsınız. Bu yüzden Dubaililer, kuzey yarımkürenin çoğu yerinin aksine, yaz mevsiminde, klimalı kapalı alanlarda, daha fazla zaman geçirirler. Özellikle, sıcaklığın, gün içinde 48 dereceyi bulduğu ve nemin % 90 gibi, dayanılmaz bir orana yükseldiği Haziran-Eylül dönemi çok sıcak.
Buna karşılık: aylık ortalama sıcaklığın 22-32 dereceler arasında değiştiği ve 10 dereceye kadar düştüğü Ekim-Mayıs ayları arasında hava koşulları güzel, ancak bu dönemde de geceleri dikkat, serin oluyor. Nem oranlarının düştüğü bu dönem: hava durumuna göre hareket edenler için, ziyaret en uygun zamandır.
Ama sıcaklığın düşmesi, konaklama ücretlerinin yükselmesi anlamına geliyor.
Dubai’de: Ekim-Mart ayları arasındaki dönemde, yoğun sabah sisi görülür. Bu dönem: yağışlı geçer. Ancak, yağış oranı elbette çok düşük. Tüm yıl boyunca, yağışlı olan gün sayısı 1-2 oluyor.
Evet: sonuç olarak: Dubai’ye ya fiyatların düşük olduğu Haziran-Eylül döneminde gidip, gün boyu otelde klimalı odada bekleyip, akşam üstü sokaklara çıkacaksınız, ya da, hava şartlarının uygun ancak konaklama fiyatlarının yüksek olduğu Ekim-Mayıs döneminde gideceksiniz. Tercih sizin.
Bu arada: sıcak çarpmasına karşı, yanınızda sürekli olarak, şişe suyu bulundurmaya ve sürekli olarak su içmeyi sakın unutmayın.
GİYİM
Dubai emirliği vatandaşları: işyerleri, evleri ve sokaklarda: geleneksel giysiler içinde geziyorlar. Erkeklerin: yere kadar uzanan, beyaz giysileri “kandura” ya da “dişdaş” olarak biliniyor. Bedevi atalarının, develerinin ayaklarına bağladıkları “agal” adlı, sağlam siyah iple tutturulan, beyaz ya da kırmızı-beyaz çizgili, kumaş başlıklar: “gutro” olarak isimlendiriliyor. Genç erkekler arasında: gutro ve agal’ın yerini: beyzbol şapkaları alıyor.
Günlük kadın kıyafetleri ise: yere kadar uzanan siyah pardesü. Giderek azalsa da; kent sokaklarında, buro (koyu altın ve lake peçeli) giyen yaşlı kadınlara rastlamak mümkün. Çocuklar ve gençler: genellikle batı tarzı kıyafetler giyiyorlar.
Turistler: plajlarda: mayo ve bikini giyilebiliyor. Ancak; şehrin diğer yerlerinde, kısa ve dekolte giysiler, pek hoş karşılanmıyor. Kol ve bacakların görünmesi sorun yaratmasa da, giysilerin çok kısa olmamasına dikkat gösterilmelidir. Öte yandan, kadınlar için, omuzlarını açıkta bırakan giysi giymemelerini öneririm.
Dubai’de yazlar sıcak, kışlar ılık geçer. Bu yüzden: hafif pamuklu ve keten giysiler tercih etmelisiniz. Kış akşamları; beklenmedik ölçüde soğuk olabilmektedir. Açık havada, akşam yemeği yemek yada bir açık hava etkinliğine katılmayı düşünüyorsanız, bavulunuza mutlaka bir hırka veya kazak koymayı sakın unutmayın.
Bunun yanında: güneş yanığı ve sıcak çarpmasına karşı tedbir olarak: güneş gözlüğü, şapka ve yüksek faktörlü güneş kremleri almayı unutmayın. Özellikle: yanınızda çocuğunuz ile gidecekseniz, bu söylediklerim daha da önem taşıyor.
PARA BİRİMİ
Dubai’nin para birimi: AED olarak isimlendirilen, Dirhem.
Kahverengi 1000 dirhem, 200 dirheme çok benzetilmektedir, buna dikkat edin.
Günlük harcamalar için: 100 dirhemler ya da küçük banknotlar yanınızda bulundurun. En çok kullanılan bozukluklar, gümüş 1 AED, 50 fils ve 25 fils.
DİL
Ülkede resmi dil: Arapçadır. Dubai’de, İngilizce yaygın olarak kullanılır. İngilizce konuşanlar: özellikle otellerde sorun yaşamazlar. Çoğunlukla: Doğu Akdenizli ve Kuzey Afrikalı görevliler: yalnızca, Arapça konuşmalarına karşın, ne istediğiniz anlayabilirler. Yani: insanlara yardım etme yönünde çaba sarf ediyorlar.
KONAKLAMA
Dubai’de: 400 den fazla: 1,2 ve 3 yıldızlı otel var. Ama ziyaretçiler genelde: 4 ve 5 yıldızlı otelleri tercih ediyorlarmış. Beş yıldızlı bir otelde, standart bir odanın gecelik fiyatı: 1300 dirhem civarında dolaşıyor. Dört yıldızlı oteller arasında: Ibs World Trade Centre var. Burada: iki kişilik standart bir oda için, gecelik: 775 dirhem civarında ödemeniz gerekir.
Tüm bunların yanında: unutmayın ki, Dubai’ye 1 saat uzaklıktaki, komşu Şaryah’ta otel fiyatları çok daha ucuz.
Dubai’nin turizm sezonu olan: Aralık-Nisan ayları arasında: fiyatlar en üst noktaya ulaşıyor. Kavurucu sıcakların yaşandığı yaz sezonu ise: en ölü dönem. Dünyadaki çoğu büyük şehrin aksine, Dubai kıyılarındaki Resort otellerin oda fiyatları, kent merkezindeki otellerden daha yüksek. Kente olan ilginin artması sonucu, otellerin fiyatları da artış eğilimi göstermiş. Öyle ki, 2006-2007 yılları arasındaki oda fiyatları, % 20 oranında yükselmiş.
Evet, Dubai tam bir oteller cenneti. Dünyanın en çok 5 yıldızlı otelinin, Dubai de olduğu söyleniyor. Otel deyip geçmeyin. Dubai’de deniz üzerine kurulu bir otele yerleştiğiniz takdirde, resepsiyon bölümünden odanıza gitmek için, gondola biniyorsunuz. Aynı Venedik misali su kanalları yapılmış. Koca bir tatil köyü düşünün. Odalar arasındaki bu su kanallarında, gondol benzeri teknelere binerek ilerliyorsunuz.
Dubai’de kalmanız için otel önermemi isterseniz, kendi kaldığım: Regent Place Otelini önerebilirim. Konum olarak, çok güzel yerde, merkezi. Gerek alışveriş ve gerekse yemek mekanlarına çok yakın olması büyük avantaj. Bunun dışında: World Trade Center Otelinin de, uygun fiyatları nedeniyle, tercih edildiğini öğrendim. Orayı da düşünebilirsiniz. Bu otellere, internet üzerinden ulaşmanız ve rezervasyon yaptırmanız mümkün. Ama unutmayın, rezervasyonunuzu iptal ederseniz, hizmet ücreti adı altında, küçük bir meblağı, kredi kartınızdan çekiyorlar.
ELEKTRİK
Dubai’nin elektrik şebekesi her ne kadar bize uygun olsa da, prizler üçlü priz şeklinde düzenlenmiştir. İkili fiş adaptörlerini, süpermarketlerde bulabilirsiniz veya yanınızda götürün.
BAHŞİŞ
Dubai’de, bahşiş vermek hoşlarına gidiyor ama şart değil. Hesap içine, bahşiş ücreti eklenmez. Bu yüzden: hesabın % 10’u kadar bahşiş vermek uygundur. Otel restoranlarında, servis ücreti, genellikle hesaba ekleniyor.
KENT İÇİ ULAŞIM
Dubai’de: ulaşımda genellikle taksi kullanılır. Çünkü; benzin fiyatları ucuz, ayrıca taksiler son derece lüks. Klimalı, temiz ve konforlu taksiler, en pratik ulaşım şeklidir.
Taksileri: taksi kuyruklarından veya yolda el sallayarak bulabilirsiniz. Ama yoğun saatlerde, yoldan boş taksi bulmanız zor. Biraz önce de söylediğim gibi, benzin ucuz olduğundan taksi ücretleri yüksek değil. Gideceğiniz yerin uzaklığına göre, km. başına 1.60 dirhem hesaplanıyor.
Taksilerin, taksimetreleri: Dubai havaalanında: 25 dirhemden açılır. Kent merkezindeki taksimetreler ise: 3.30 dirhemden açılır. Havaalanı ile; Deira ve Bur Dubai arasındaki yolculuk: yaklaşık, 30-40 dirhem arasında tutar. Ama: Jumeira kıyısındaki bir otel için 90 dirhem ve hatta daha fazlasını gözden çıkarmanız gerekir.
Konakladığınız otelin, havaalanı servisinden yararlanabilirsiniz. Resort otellerin ve kent merkezi arasında çalışan taksilerin, tek yön için normal ücreti, yaklaşık 80 dirhemdir.
Dubai’de elbette otobüsler de var. Dubai Municipality Transport’un işlettiği Dubai Otobüs işletmesi: kentin göçmen nüfusu tarafından pek tercih edilmiyor. Klimalı otobüs durakları hizmete sokulmuş olmasına rağmen, sıcak bir günde, otobüs durağında beklemek, bir yerden bir yere gitmek tam bir ızdırap.
Ancak, yine de seyahat için, otobüsler en ucuz yöntem. Ancak: ulaşım hatları çok kapsamlı değil. Otobüs için bir gün boyunca geçerli bilet: 14 dirhem. Sınırsız kullanım bileti ise: 20 dirhem.
Biletler otobüs duraklarında satılıyor. Hatta, otobüs şoföründen de bilet temin edebilirsiniz. Hayır, tek kerelik bilet kullanmak isterseniz, 1-3 dirhem arasında.
Şehirde, metro hattı, Eylül 2009 tarihinde açılmış. Fakat, yalnızca 10 istasyon var. Şubat ve Haziran 2010 tarihlerinde, yeni hatlar açılacakmış. Her 10 dakikada bir, tren geliyor. Cuma dışında, gece saat: 02.00 kadar çalışıyor. Tüm istasyonlar klimalı. Biletleri: metro istasyonlarından bulabilirsiniz. Otobüs biletleriyle birlikte, ortak kullanılıyor.
Dubai creek (haliç) yolunu
Abra denilen teknelerle geçebilirsiniz. Abra istasyonları, Creek boyunca sıralanır. Ücret: 1 dirhem. Abra ile özel bir tur yapmak isterseniz, tekne kaptanı ile anlaşmanız gerekiyor. Özellikle, gün batımında, Creek üzerinde, bir tekne turu gerçekten muhteşem. Tekne kaptanı ile, sıkı bir pazarlık yaparak, bu güzelliği yaşayabilirsiniz.
Sonuç olarak: bu şehirdeki gezinizde, metro ve otobüs yanında, biraz yürümeyi ve genellikle taksi kullanmayı tercih etmek zorundasınız. Yürüyerek bir yere ulaşmak isterseniz, çok sayıda tabela ile karşılaşacaksınız. Bu da sizin yollarda kaybolmanızı engelliyor. Araplar, herhalde eski yıllarda çöllerde çok fazla kayboldukları için, şehir içindeki tabelalara bu yüzden çok önem veriyorlar.
ARABA KİRALAMA
Havaalanına indiğinizde, hemen Türk ehliyeti ile araç kiralamaya kalkarsanız, sıkıntı yaşarsınız. Cebinizdeki Türk ehliyetini kabul etmiyorlar. Türkler için, uluslar arası sürücü belgesi istiyorlar. Onun dışında, Amerikan veya Avrupa ülkelerinden alınmış bir ehliyetiniz varsa, hemen kabul ediyorlar. Türkler için, Turing’den uluslar arası ehliyet almak gerekiyor.
Araba kiralamak için bunun yanında: pasaportunuz, ehliyetiniz ve 2 fotoğrafınız gerekiyor.
Ehliyetinizi orada onaylatmak isterseniz ki bu zorunlu; bunun için Dubai Polis Merkezine gidip, Trafik Polisi Merkezine, orijinal ehliyetiniz ve pasaportunuz ile başvurmanız gerekiyor.
ÇALIŞMA SAATLERİ VE RESMİ TATİL
Dubai’de, hafta sonu tatili: Cuma ve Cumartesi günleridir. Cuma: Batının Pazar gününe karşılık gelir. Bankalar ve birçok özel şirket: Cumartesi günleri, mesai saatlerinde açıktır.
Devlet organları, resmi daireler ve yabancı temsilciliklerin birçoğu: saat: 07.30 ile 14.30 arasında çalışır. Birçok yerde ise: öğlen, 13.00-16.00 arasında, uzun öğlen molaları verilir.
İNSANLARI
Dubai’de bir topluluk içinde aynı adı taşıyan insan sayısı bakımından ilginç bir rekor söz konusu. (Guines rekoru) Şöyle ki: Dubai’de, Muhammed adını taşıyan, yaklaşık 1500 kişi varmış.
Ülkede yaşayanların yalnızca% 20’si Dubai vatandaşı. Bunun dışındakiler yabancı.
Özellikle, Hindistanlı sayısı: % 55 civarında. Bir de turistler var. Yani: Dubai’de çok fazla Arap göremeyeceksiniz.
Konuk işçiler için burası tam bir cennet, çünkü yönetim herhangi bir gelir vergisi almıyor. Özellikle: 2-3 yıl çalışıp para biriktiriyorlar.
Ülkede o kadar çok Hint kökenli insan varmış ki, Dubaililer artık Hint kökenlilere, oturum izni vermiyorlarmış. Ev, sokak temizleyenler, en büyük şirketlere varana kadar, her yerde Hintliler var. Öylesine büyük bir rakama ulaşmışlar ki, onlara hizmet veren her türlü alt sektör de oluşmuş.
Belki de, dünyanın en iyi Hint lokantaları burada, Hint elbiseleri satan yerler burada. Hint baharatları, yiyecekleri, aklınıza gelebilecek her türlü şey.
Taksi şoförlerinin de hepsi Hintli. Eskiden taksi şoförlüğü için, Dubaili yetkililer zorla adam bulurken, günümüzde, taksi şoförü olabilmek için, para verip, sıraya giriyorlarmış. Taksi deyip te geçmeyin. Bu taksiler son derece lüks otomobiller. Taksilerin çoğunluğu: Toyoto Carmry. Yani: ülkemizdeki satış fiyatı: 80 milyar TL. olan araçlar bunlar.
Söylenenlere göre; bir Emirin, 5000 ve diğer bir Emirin ise 7000 taksisi varmış. Tüm bu taksiler, Hintli ve Afganlı şoförlere teslim edilmiş, akşam olunca, paraları topluyorlarmış. Ülkede benzin fiyatları ucuz, taksi fiyatları uygun olunca, herkes taksi kullanıyor. Yollarda, yürüyen insan göremezsiniz.
Dubai’de insanlar yabancılara karşı: olumlu davranışlar sergiliyorlar. Ancak: özellikle havaalanındaki görevliler çok kaba.
DİNİ HOŞGÖRÜ
Dubai ve genelde BAE, yabancıların kendi dinsel uygulamalarını ve yaşam tarzlarını özgürce sürdürmelerine olanak sağlayan liberal bir anlayışa sahip.
Emirliklerin Müslüman olmasına, yerel halk ve yabancılar için eşit şekilde geçerli olan hukuk sisteminin de, şeriat hükümlerine dayanmasına rağmen: Dubai’de, misyonerlik faaliyetlerinde bulunmadıkları taktirde, diğer inançların insanlarının ibadet etmelerine izin veriliyor.
Son dönemlerde, halicin Bur Dubai bölgesinde, çok sayıda kilise inşa edilmiş. Yerel hafta sonunun, Cuma olması nedeniyle, çoğu kilise, başlıca hizmetlerini o gün veriyor.
Dubai’de Pazar günü iş günüdür.
FOTOĞRAF
Dubai’de bulunduğunuz sürede: insanların fotoğrafını çekmek isterseniz, mutlaka iznini istemelisiniz. Emirlikte yaşayan kadınlar, asla fotoğraflarının çekilmesinden hoşlanmazlar. Dubai havaalanı ve askeri üslerde, fotoğraf çekmek kesinlikle yasak.
SAĞLIK DURUMU VE TIPBİ YARDIM
Dubai’de, en büyük ilk yardım hastanesi: acil durumlarda ücretsiz müdahalede bulunan: Rashid Hospital’dır. Bir kamu kuruluşu olan hastane: Bur Dubai’deki Maktoum Bridge’nin hemen yanında bulunuyor. Acil durum söz konusu değilse: muayene ücreti: 100 AED.
SİGARA
Dubai’de: alışveriş merkezleri ve restoranlar gibi, kamuya açık alanlarda sigara içmek yasak. Ancak, bazı restoranlarda, sigara kullanan müşterilerin yararlanabilmesi için, ayrı alanlar oluşturulmuş. Sigara karşısındaki tutumları, Batılı ülkelerde olduğu gibi. Yani: her yerde sigara içmek mümkün değil.
POLİS-SUÇ-GÜVENLİK
Polis ekipleri, kentte baskın bir unsur değil. Ancak: yeşil-beyaz BMW ve Mercedes devriye arabalarını, anayollar ve yerleşim bölgelerinde sık sık göreceksiniz. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde: trafik akışı, genellikle motosikletli polisler tarafından yönetiliyor. Acil durumlarda, polise ulaşmak için: 999 numaralı telefon aranır.
Dubai’de suç oranlı düşük. Genellikle, turistler: güvenliklerini tehlikeye sokacak eylemlere karışmazlar. Kişisel eşyalarınızın güvenliği konusunda, çok fazla kaygı duymanız gerekmiyor. Yine de, tedbirli davranmakta yarar var.
Ama, uluslar arası seyahat enstitüsü tarafından, Dubai’nin iki kez, dünyanın en güvenli tatil yeri olarak seçildiğini belirtmek isterim.
EN İYİ PLAJLAR
Jumeira kıyısı boyunca: halka açık plajlar var. Ancak: sıcaktan denize girmek pek mümkün değil. Sahilde, bembeyaz kumsal, insanın içini açıyor ama denize girmek yılın büyük bölümünde problemli.
Çünkü: deniz suyu, çok sıcak. Öyle ki: bu sıcaklık zaman zaman 35 dereceye kadar çıkıyor. Ama: tek iyi yanı, yaz-kış yüzülebiliyor olması. Deniz suyu çok tuzlu.
Evet, plajların arasında, en güzelleri olarak, iki plajı öne çıkarmak mümkün. Bunlar:
OPEN BEACH
Geniş olanaklar sunuluyor. Dubai Marine Beach Resort&Spa’nın yanında. Burada: şemsiye, tuvalet, duş ve dinlenme yerleri bulunuyor. Ancak: yüzmeyi düşünürseniz, deniz sakin gibi görünse de: yüzenleri içine çekebilecek, güçlü girdaplar var. Burada: plajda, mayo-elbise değiştirme yerleri de var.
Ama biraz önce söylediğim gibi, deniz içinde her an ortaya çıkabilen, girdaplar tehlikeli. Kısa bir tatil, huzme dönüşmesin diyorsanız, bence denize girmeyin. Tercih sizin. Bu arada: plajda, mayo-bikini ile bulunabilirsiniz. Ama: Jumeira Road üzerinde sıralanan: kafe ve alışveriş merkezlerine giderken, mutlaka günlük giysilerinizi giymeniz gerek.
JUMEİRAH BEACH PARK
Burj Al Arap otelinin; kent tarafında kalan kısmında uzanıyor. Plajda: dünyanın en yüksek otelinin manzarası ve de özellikle günbatımını izlemek muhteşem. Burada: cankurtaran, yeşil alan ve dinlenme tesisleri var. Diğer birçok yer gibi, burasıda haftanın bir günü yalnızca kadın ve çocuklara ayrılmış durumda. (Cumartesi) Plajı sembolik bir giriş ücreti var. Plajda: mangal keyfi yapmak mümkün.
TURİZM
Dubai, turistler için cazibeli bir alışveriş merkezi konumunda. Aynı zamanda: 2007 yılı verilerine göre, dünyanın en çok ziyaret edilen 8’nci şehri. Yılda, yaklaşık 15 milyon turist geliyor.
Dubai’de, her gün: kent merkezi ve sahil yönünde hareket eden, üstü açık, 2 katlı otobüsler işleten “Big Bus Company”nin otobüsleri ile kenti gezebilirsiniz. Bu otobüsler, Wafi Center alışveriş merkezinin hemen yanından hareket ediyor. Dubai’yi boydan boya gezebilirsiniz. İngiliz bir rehber, yolculuğunuza eşlik ediyor ve şehri anlatıyor.
Turlar: saat: 15.00 gibi başlıyor. İsterseniz belli duraklarda inebilir, 1 saat sonra gelecek olan bir sonraki otobüse, aynı biletle binebilirsiniz. Biletin size sağlayacağı diğer avantajlar ise: güzergah boyunca girilen müzelere giriş ücreti verilmemesi, iki gün geçerli olması ve Wafi Center Alışveriş merkezinin yemek katındaki restoranlarda, % 20 indirim sağlaması.
Dubai’yi hem haliçten ve hem de anayoldan seyretmek isterseniz; amfibik Wonder Bus’a binebilirsiniz. Wonder Bus Tours’a bağlı olan otobüsler: Burjuman Centre’den, günde 3 kez hareket ediyorlar.
DHOW GEZİSİ
Dhow, bir tür tekne. Halici gezmek istiyorsanız, buna binmeniz gerek. Deira Limanından: günlük tekne gezintileri düzenleniyor. Kendi haliç turunuz için: bir deniz taksiyle anlaşmak daha ucuz ve esnek bir seçenek. Yarım saatlik turun bedeli: 30-50 dirhem arasında ödemeniz gerekecektir.
Özellikle: akşam, ay ışığında, en güzel yerel ve uluslar arası yemeklerle, dalgaların çırpıntısını duyarak, şehrin gece ışıklı manzarasını izleyerek, muhteşem bir tekne gezintisi, mutlaka katılın. Yemekli gezinti, yaklaşık 2 saat sürüyor.
DOĞANLAR
Dünyanın en hızlı yaratıkları, Arap yarımadasında, yüzyıllardır avcılık için yetiştirilmişler. Ama günümüzde, spor için eğitiliyorlar. Ateşli silahlardan önce, dalış sırasında: 320 km/h. hıza ulaşan alaca doğanlar: Bedeviler tarafından avcılık için kullanılırmış.
Av sezonunun başlamasıyla vahşi doğanlar yakalanır ve 2-3 hafta eğitilirlermiş. En popüler av: bir ailenin yaşamını sürdürmesi için önemli olan çöl kuşu yakalı: toy muş. Mart ayında, av sezonu sona erdiğinde, doğanlar serbest bırakılıyormuş.
Bugün ise, doğan yakalamak yerine, beslemek tercih ediliyor. Böyle olsa bile, bu evcil hayvanlarla, her gün ilgilenmek gerekiyor. Aksi halde, vahşileşip, güvenilmez hale geliyorlarmış. Av gezileri için: Pakistan’a giden avcılar, doğanları için özel pasaport çıkarttırıyorlarmış.
Doğanlar: pratik nedenlerle de kullanılıyorlar. Örneğin: Burj El Arap Oteli, güvercinleri ve onlardan kaynaklanan kirliliği, bu simgesel binalardan uzak tutmak için, doğanlarla avlanan bir avcı çalıştırıyormuş.
İNCİ AVCILIĞI
Petrol bulunmadan önce, inci avcılığı, Dubai’nin ekonomisinin temeliydi. Haliç kıyısındaki yerleşimlerde yaşayan erkekler: Haziran-Eylül ayları arasındaki 4 ay süresince, denizde kalır ve bir inci istiridyesi yatağından öbürüne yol alarak ve fırtınalı havalarda körfezdeki adacıklara sığınarak yaşarlardı.
Bunların inci avcılığında donanımları ise: yalnızca, burun klipi, kulak tıkacı ve parmak koruyucusu. İnci avcıları: ağırlık bağlanmış iplerle: yaklaşık 15 metre derinliğe, günde 50 kez dalıyorlarmış. Suyun altında kaldıkları 2 yada 3 dakika içinde: bir düzine inci istiridyesi toplayabiliyorlarmış.
Toplanan inciler: büyüklük, renk ve biçimlerine göre sınıflandırılıyor. 20. yüzyılın başlarında, en değerli inciler: 1500 rupi değerindeydi. Ancak: Dubai’de, inci tacirleri zenginleşirken, bir dalgıcın sezonluk kazancı: yalnızca, 30-60 rupi civarında kalıyormuş.
Gül rengi ile ünlü, Dubai incileri, önce Hindistan’a satılıyor, oradan da işlenmek üzere Paris’e gönderiliyormuş. 1930’lara gelindiğinde: Japon kültür incisine olan talebin artması: körfezin, bu gelir kapısını, kısa sürede yıkıma uğratmış. Sonraki yıllarda verilen uğraşıların ardından, son büyük inci seferi, 1949 yılında, Dubai kıyılarında yapılmış.
Hindistan Ne yenir-Ne içilir; Öncelikle: bir-iki kelime ile, ülkenin genel durumunu özetlemek gerekirse: eğer hijyen konusunda aşırı takıntılarınız varsa, buraya giderken, mutlaka çantanıza: bisküvi, kraker vs. gibi yiyecek maddeleri doldurun. Çünkü: buradaki yöresel tatları, büyük olasılıkla tatmayacaksınız ve aç kalarak, Türkiye’ye dönerken, iyice kilo vermiş olacaksınız.
Yazının hemen başında yine önemli bir not: sakın ola, dışarıda açık su ve açıkta servis edilen yemeklerden yemeyin. Suyu mümkün olduğunca, şişe olarak satın alıp tüketin.
Ayrıca: değişik kokulara karşı da hazırlıklı olmanız şarttır. Çünkü: karpuz-kavunu bile, karabiber dökerek yiyorlar ve özellikle, çeşit çeşit etleri, değişik yağ ve baharatlarla pişiriyorlar. Özellikle: Hindistan cevizi yağı, muhteşem rezalet kokuyor. Zaten bu kokuyu aldıktan sonra, yemekleri tatmak mümkün değildir. Eğer olurda tatmak isterseniz, sakın tabağınızdaki yemeği sonuna kadar bitirmeyin, tabakta kalan yemek “tanrılar” için kabul edilir.
Ülke mutfak kültürü:
Genellikle bol baharatlı yemeklerden oluşuyor. Her yemekte, mercimek göreceksiniz. Et olarak ise, genellikle tavuk ağırlıktadır. Çünkü: inekler, kutsal kabul edilerek kesilmez ve yenilmezler. Nasıl biz domuz eti yemiyorsak, onlar da inek eti yemiyorlar ve bu yüzden, birçok Hintli vejetaryen yani et yemezdir.
Tavuk yemeklerinde: yoğun olarak “köri” sosu kullanılır. Dini inanışları nedeniyle; inek eti kullanmazlar. Ama yazının en başında şunu kesinlikle söyleyebilirim ki: bu ülkede mahalli yemekler, genellikle pilav tarzı ve pek hoş değil, yani tercihinize bağlı ama genellikle gerek lezzet ve gerekse hijyen yani temizlik açısından, pek iç açıcı değildir.
Tatlılarda ise, tarçın ağırlıklıdır.
KUZEY HİNT MUTFAĞI
Buralarda: Pencap ve Babür saray mutfak kültürü egemendir. Buna bağlı olarak: Chapati, Naan ve Roti gibi ana yemekler görülür.
Bunların yanında: Dahi (yoğurt), Panir (peynir), Ghee (tereyağı) ve süt ürünleri görülür.
Baharat olarak ise: kimyon, kişniş, tarçın ve kakule kullanılır.
KAHVALTI
Ülkedeki birçok otelin kahvaltı salonlarında bulabilecekleriniz: ananas, mango, papaya gibi meyveler, meyve suları, yumurta, jambon, tahıl gevreği.
Ülkenin kuzeyinde, genellikle içecek olarak, hazır kahve bulunur. Ayrıca, çay servisi de yapılmaktadır. Bunun dışında, kahvaltıda: sac da veya tavada pişmiş mayasız ekmek, kaymaklı yoğurtla sunulan ve içene baharatlı malzeme doldurulmuş bir tür gözleme bulunabilir. Güneyde ise, buharda pişirilen pirinç unu topları, kızarmış mercimek köftesi görülebilir.
ÖĞLE/AKŞAM YEMEKLERİ
Otellerde, genellikle açık büfe seçeneklerinde, tepeleme doldurulmuş pilav yanında, ana yemeklerden seçilebilir. Ancak, geleneksel Hint yemekleri: 10 kadar yemek çeşidinin bir arada sunulduğu, lezzetler şeklinde servis edilir. Bu tip servis şekline “thali” deniliyor. Ülkenin birçok yerindeki restoranlarda, bu “thali” sistemi servisi bulabilirsiniz ve genellikle on ayrı çeşit yemek servis edilen bu sistem, hesaplıdır ve her öğünde farklı yemekler sunulur. Yani, bu servis tipini tercih edebilirsiniz.
İçecek kültürü ise, yemekler öncesi veya sonrasında gerçekleşir. Yemek ile birlikte, bir şeyler içme alışkanlığı yoktur. Hint yemek kültürü yanında, Hintlilerin nasıl yemek yediğine gelince: elleriyle hatta parmak uçlarıyla yemek yiyorlar.
Aslına bakarsanız, her restoranda çatal-kaşık var, ama ne kadar hijyenik olduğu meçhul, sanırım Hintliler, kendi parmaklarının temizliğine daha çok güveniyorlar. Bu sizin seçiminiz için en büyük ipucu olmalıdır. Yani, bu ülkede yemek yemek biraz cesaret işidir. Peki, nasıl besleneceğiz derseniz, tercih sizin, ben şahsen dünyaca ünlü fast-food restoran zincirlerindeki hamburger menülerini tercih ettim.
PİLAV VE ÇAPATİ
Burası, pirincin çok üretildiği ve pilavın yoğun kullanıldığı bir yerdir. Ancak, en iyi pilav, patna olarak isimlendirilen basmati yöresine ait pirinçten yapılır. Bu pirinç, uzun taneli ve aromalıdır.
Ülkenin kuzey bölümlerinde, pirinç yoğun kullanılırken, güney bölümlerinde pek yoğun kullanılmaz. Kuzey bölümündeki Hintliler yemeklerini yerken: ince bir roti ( bu bir tür boş ekmektir) ile veya çapati denilen bir tür ekmekle (bu ekmeğin içi kıyma veya sebze ile doldurulur) veya nan ile (bu kabarık bir tür ekmektir) ile yerler.
CACHUMBAR
Bu yemeklerin yanında servis edilen bir tür aperatif yiyecektir. İçinde: soğan, domates ve limon suyu ve sirke bulunur.
RAİTAN
Bu yine yemeklerin yanında servis edilen bir tür aperatiftir. Cacık benzeridir. Salatalık, yoğurttan yapılır, içine ilaveten domates veya ananas katılır.
İÇEÇEKLER
Ülkenin ulusal içeceği “çay” dır. Çay: sade, sütlü ve şekerli olarak servis edilir. Bunun dışında, yerel lezzetlerden tatmak isterseniz: Keşmir bölgesinde elmadan yapılan meyve suyu denemelisiniz. Ayrıca, şekerle tatlandırılmış bir tür ayran olan “lassi” de düşünülebilir.
Alkollü içki derseniz,
Ülkenin her yöresinde alkollü içki bulmak mümkün değildir. En yoğun olarak ise Mumbay ve Delhi şehirlerinde bulunabilir. Mumbay ve Pune şehirleri yakınlarında, Hint şarapları üretilir. Hint şarabı olan sulayı mutlaka deneyin.
Bunların yanında, ithal şaraplar çok pahalıdır. Mahatma Gandhi’nin memleketi olan “Gucerat eyaleti” ise, alkollü içkinin hiç tüketilmediği, izin verilmediği bir yer olarak biliniyor. Tüm bunların yanında, bu ülkede alkollü içki içmek istediğinizde, bir restorana gittiğinizde, içki şişesi görülmeyecek şekilde sarıp-sarmalanıp masanıza gelebilir.