Malezya Kuala Lumpur

Malezya Kuala Lumpur

 

Kuala Lumpur: Güneydoğu Asya’nın en meşhur, en bilinen şehirlerinden birisidir. Burası hakkında İspanyol Futbol Kulüplerinden bazılarına verilen reklam “Visit to Malaysia” ile ve Güney Doğa Asya’da herhangi bir yere giderken, eğer “Malaysia Airlines” uçaklarına bindiyseniz; bilginiz olur ve mutlaka ilginizi çekecektir.

Kuala Lumpur şehri hakkında hiçbir bilginiz olmasa da, bu şehirdeki ünlü Petronas İkiz Kulelerini mutlaka duymuşsunuzdur. Ben de: Güneydoğu Asya’nın en önemli tatil yerlerinden biri olan Malezya ülkesini adım adım sizlere anlatacağım ve öncelikle Kuala Lumpur şehri.

Kuala Lumpur şehri hakkında: inanın aşağıdaki yazının benzerini dahi herhangi bir yerde bulmanız mümkün değildir. İnanıyorum ki: birçok kişi ve site, bu yazıdan alıntı yapacaktır, çünkü Malezya muhteşem turizm potansiyeli olan bir yer ve ülkemiz gezginleri için kısa zaman sonra popüler bir yer haline gelecektir.

Evet girişi fazla uzatmak istemiyorum, işte size mükemmel bir Kuala Lumpur gezi yazısı. Şimdiden iyi gezmeler diliyorum.

Malezya Kuala Lumpur

Kuala Lumpur

Malezya ülkesinin başkenti ve aynı zamanda en kalabalık şehridir ve birçok yerde “KL” olarak bilinir. Metropolün takma adı ise “Muddy Confluence” dir. Çünkü şehir, ilk olarak 1857 yılında, Klang ve Gombak ( hala sadece Merdeka Meydanı arkasında görülmektedir) kesiştiği yerin yakınında kurulmuştur. Ancak yıllar geçtikçe şehir önemli bir Asya kenti haline gelmiştir.

Deniz kıyısından yaklaşık 40 km uzaklıktadır. Şehrin limanı “Port Klang” Malezya ülkesinin en büyük limanıdır ve Klang nehri ağzındadır. Şehrin boyutu 243 km karedir ve yaklaşık merkezde 1.8 milyon insan yaşar. Ancak Klang vadisi de katıldığında şehir nüfusu 8 milyon kişiye çıkar.

Yarımadanın geniş ve modern ulaşım ağının merkezi konumundadır. Nüfusuna gelince, Malezya’nın birçok etnik gurubuna mensup bir buçuk milyondan fazla insan bu şehirde yaşamaktadırlar.

Şehrin son yıllarda yapılan gökdelenleri

İngiliz sömürgesinin geçmişini saklamaya yetmemiştir. Günümüzde, şehir gerçekten çok uzun boylu gökdelenler ve birçok büyük alışveriş merkezi ile donatılmıştır. Şehir dışındaki malikaneler hala o yılların göstergesidir.

Bu malikanelerde hala İngiliz çayı keyfi sürmektedir. Şehir merkezindeki geleneksel parklar, hayvanat bahçeleri ve akvaryum dışında, şehir dışındaki bu malikane mekanları sessiz ve sakinliğiyle dinlenme yerleridir. Özellikle: eski kalay madenlerinden yeni oluşturulan temalı parklar ilgi çekmektedir.

Şehri ziyaret edenler, öncelikle: şehrin simgelerinden biri olan 88 katlı “Petronas” ve “Twin Towers” kulelerini veya “Menara Kusi-Kumpir” kulesini göreceklerdir. Ama, şehirde geçmiş sömürge dönemlerini anımsatan, Neo-gotik mimari stilin hakim olduğu ve mükemmel korunarak günümüze gelmiş binalar ve yapılar da mevcuttur.

Şehirde: nüfus ağırlıklı olarak Çinlidir. Çinliler, özellikle modern iş hayatında etkindirler. Chinatown ve baharat dükkanları ve Hindu tapınakları ile bilinen “Little India” mahalleleri birbirine komşudur. Çinliler ve Hintliler yanında; Malaylar ise : hükümet ve bürokraside yer alırlar.

Şehir, tam bir alışveriş cenneti olarak bilinir. Özellikle şehir merkezinde birçok çeşitli alışveriş merkezi bulmak mümkündür. Çoğu alışveriş merkezi, Jalan Bukit Bintang boyunca Bintang Walk bölgesinde bulunmaktadır.

Çoğu alışveriş merkezleri, her gün saat 10.00-22.00 arasında açıktır. Bazı dükkanlar ve mağazalar,  birden çok alışveriş merkezinde bulunurlar. Bu alışveriş merkezlerindeki indirimli satış sezonları: Mayıs-Ağustos-Aralık aylarında düzenlenir.

Kuala Lumpur

Bol yağışlı, sıcak ve güneşli bir tropik iklime sahiptir. Ekim-Mart ayları arasında kuzeydoğuda muson yağmurları görülür. Haziran ve Temmuz ayları nispeten kurudur ve sıcaklık ortalamaları 31-33 arasındadır. Öte yandan şehirde hava kirliliği yoğundur.

Şehir içindeki ulaşım için: çeşitli yollar vardır. Ama en kolay yol taksidir. Eğer bir otelde kalıyorsanız büyük olasılıkla otel dışında bekleyen taksiler vardır. Başka bir seçenek “Monoray” olacaktır. Şehir genelinde otobüs seferleri de yaygındır. Otobüs en ucuz ulaşım yoludur.

TARİHİ MERKEZ

Malezya Kuala Lumpur Dataran Merdeka

Dataran Merdeka-Özgürlük Meydanı

Bu meydan: A. C. Norman tarafından Tudor tarzı ile tasarlanmış ve şehrin ortasında 1884 yılında yapılmıştır. Burada sömürge döneminde kriket oynanırmış. (eski Selangor Kulübü ) İngiliz sömürge döneminde, meydan “Parade Ground” olarak isimlendirilmiştir. İngiliz yönetiminin en önemli sömürge binalarının çoğu, meydanın çevresinde toplanmıştır.

1957 yılında Malezya’nın bağımsızlığının ilanının ardından ise, buradaki geniş çimenlik alanda günlerce şenlikler düzenlenmiştir. 31 Ağustos 1957 tarihinde “Union Jack” bayrağı indirildi ve yerine Malay bayrağı çekildi. Burada bulunan 100 metrelik bayrak direği, dünyadaki en büyük barak direklerinden birisidir.

Meydanın altındaki bölümde ise: Putra kapalı golf merkezi, Plaza Putra evleri, bir yer altı gıda-eğlence kompleksi bulunur. Zaten meydan günümüzde, Kuala Lumpur şehrinin ortasında bakımlı çim yemyeşil bir alan olarak görülür. Eski ve yeni havuzlar, farklı köşelerde meydanı süslemektedir.

Gelelim meydandaki yapılara

Malezya Kuala Lumpur Sultan Abdul Samad Binası
Sultan Abdul Samad Binası

Bina, pırıl pırıl bakır kubbesi ve 130 metrelik saat kulesi ile Dataran Merdeka meydanının en etkileyici mimari yapısıdır. Bu ayrıntılı yapı: Moğol-Mağribi-Arap-İngiliz Neoklasik mimarisinin ve daha çok etkileyici Malay kültürünün ve İngiliz sömürge döneminin fantastik bir karışımıdır.

Binanın parlak bakır kubbesi ile40 metre yükseklikteki saat kulesi ilgi çekmektedir. Bina: uzun süre Federal Mahkeme ve Yargıtay tarafından etkin olarak kullanılmıştır.

Mimarlar Norman ve Bidwell tarafından tasarlanan binanın yapımı 2 yıl sürmüş ve 1897 yılında tamamlanmıştır.

Günümüzde, yapının bir ucunda Yargı organları ve diğer ucunda Malezya el sanatları merkezi bulunur.

Malezya Kuala Lumpur Ulusal Tarih Müzesi
Ulusal Tarih Müzesi

Eski Hindistan Chatered Bank olarak kullanılmıştır. Günümüzde bu küçük müze, Malezya’nın önde gelen müzelerinden birisidir. Ülkenin zengin tarihi ve mirası için bir depo olarak hizmet vermektedir. Onun cephe tarzı ve çatısı etkileyicidir ve ayrıca ön duvar resimleri vardır.

Müzede: silahlar, geleneksel müzik aletleri, seramikler olmak üzere 4 ana galeri bulunmaktadır. Müzenin en popüler eserleri, Malay hançeri ve Ming hanedanı seramikleridir.

Müzenin bir kanadı, Asya’nın bu bölümünde keşfedilen Java adamına adanmıştır. Neolitik çağa ait eserler arasında kemik ve kafatası sergilenmektedir. Açık görüntülerde: eski otomobil, eski buharlı lokomotif ve eski Malay sarayının bir kopyası görülür.

Kuala Lumpur Şehir Galerisi ve Kütüphane

Eski Hükümet Matbaası olarak kullanılmıştır. Bu at nalı şeklindeki galeri ve kütüphanenin birinci katında galeri ve üst katlarda ise kütüphane şeklinde yerleşmiştir. Ayrıca mini oditoryum, konferans ve eğitim odaları ve çeşitli konularda sanat ve edebiyat koleksiyonu yanı sıra kiralama amaçlı bir salon bulunmaktadır.

Kütüphane ilk olarak 2004 yılında bugünkü binasında galeri ve tehcir  dahil genişlemeden önce 1989 yılında burada şehir kütüphanesi olarak faaliyete başlamıştır.

Malezya Kuala Lumpur Tekstil Müzesi
Tekstil Müzesi

Jalan Sultan Hishamuddin adresinde bulunan burası AC Norman tarafından tasarlanan şık bir Moğol-İslam binasıdır. 1896 yılında tamamlanmış ve sömürge döneminde burası Federe Malay Devletleri Demiryolu ofisi olarak kullanılmıştır.

Günümüzde ise müzedir. Müzenin karartılmış sergi alanlarındaki vitrinlerde, narin ve koruma altına alınmış tekstil parçaları ve onların nasıl yapıldığına dair açıklamalar vardır.

Pohon Budi Galerisi

Hayat Ağacı denilen bu galeride, büyük bir ağaç, sadece bir tohum ile büyür ve filizlenerek meyve verir. Bu galeride, tarih öncesi çağlardan beri tekstil kökenleri yanı sıra ticaret yoluyla büyümesi vitrinlerde betimlenmektedir.

Ayrıca, sergilenen araçlarla, malzeme ve tekstil yapma, dokuma, nakış, batik yapımı, altın nakış, örgü ve ülkenin  baskın tekstil üzerine özel bir odaklanma ile boncuk iş süreçleri gösterilmektedir.

Pelangi Galeri

Burada gökkuşağı gökyüzündeki görünür renk çeşitlilikleri betimlenmektedir. Geleneksel tekstil çeşitlerinin yumuşak renkleri, yeşil, pembe, sarı ve mavi içerir. Galeri tekstil hazineleri ile zengin Malezya’nın farklı etnik guruplarına bağlı olarak renkli gökkuşağı şeritleri simgelenir.

Teluk Berantai Galeri

Burada motifler sergilenir.

Ratna Seri Galeri

Burada altın ve diğer mücevherlerin bir ürün yelpazesi sunulur. Malay, Çin ve Hint sanatkar uzmanlığı yanı sıra Orang asli ve Sabah, Sarawak yerli gurupların yaratıcılıkları sergilenir.

Malezya Kuala Lumpur Royal Selangor Kulubü
Royal Selangor Kulübü

Meydanın bir köşesinde Sultan Abdul Samad binası karşısında, İngiliz sakinleri için sosyal merkez olarak hizmet veren bu kulüp binası bulunur. Kulüp, yaklaşık 100 yıllıktır. Tarihi kayıtlara göre, kulüp 1884 yılında kurulmuş ve 1942-1945 yılları arasındaki Japon işgali hariç, faaliyetlerini sürdürmüştür.

Özellikle İngiliz sömürge döneminde yüksek sınıftan eğitimli üyeleri için bir buluşma yeri olmuştur. Arthur Kutsama Hubback: kulübü yeniden tasarlamış ve 1910 yılında yenilemiştir. Yıllar geçtikçe kulüp üyeleri arasında Malezyalı memurlar artmıştır. 1900’lerin ardından kulüp bir tiyatro gösteri salonu olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Ancak, temelde özellikle spor etkinlikleri ve kriket önem kazanmıştır. Bu spor etkinlikleri, Long Bar denilen yerden izlenmiştir.

Kulübe üyelik, günümüz Malezya’nın olağanüstü çeşitliliğini yansıtmasına rağmen, binanın kendisi Tudor dönemi mimari stilindedir. Yapı 1884 yılında yapılmıştır. Kriket günümüzde bu meydanda oynanmamaktadır, ama kulüp hala spor tesisleri ve restoranları ile hizmet vermektedir.

Malezya Kuala Lumpur St Mary’s Cathedral

 

St Mary’s Cathedral

Merdeka meydanının kuzey ucundadır.

Burası yüz yaşındaki bir neo-gotik kilisedir. Malaya yöresindeki İngilizler, 1887 yılında bu Anglikan kilisesini ilk olarak yaptırmışlardır. Kilisenin temel taşı, 1894 yılında konulmuştur. Yapı mimar AC Norman tarafından tasarlanmıştır.

Şubat 1895 tarihinde kilise, piskopos Hortum tarafından kutsanmıştır. Yapının dışı payanda ile belirgin erken İngiliz gotik mimarisi tarzında inşa edilmiştir. Kilisenin orgu, ünlü org yapımcısı Grand Organ tarafından 1895 yılında yapılmıştır.

Dünya savaşında kilisenin vitray pencereleri, güvenlik için yerlerinden çıkarılmıştır. Ancak, savaştan sonra nerede oldukları bilinmediklerinden yerine katılamamıştır.

Son restorasyon ardından, 1983 yılında katedral yükselmiştir.

Çünkü buraya bir piskopos atanmıştır. Katedral şehirdeki Anglikan Hıristiyanlar tarafından kutsal olarak kabul edilir.

Malezya Kuala Lumpur Old City Hall
Old City Hall

Burası Panggung Bandaraya denilen yerde 1896 yılında yapılmaya başlanmış ve ancak 1904 yılında tamamlanmıştır.

Eski Belediye Binası; kendi ayrı girişi olan oditoryum ve belediye ofislerini içerir. Bir şehir meclisine benzer yetkilere sahip Sıhhi Kurul, burada kendi ofisinde çalışmaktadır.

Bu yapıyı da, şehirdeki diğer birçok sömürge dönemi yapısı gibi AB Hubback tasarlamıştır. Mimari: Babür tarzındadır. Mimar Hubback, onun tavan çizgisini İslam kemerlerinden farklı bir sürümle süslemiştir. Günümüzde, burada halen yargı sisteminin çeşitli mahkemeleri görev yapmaktadır.

Malezya Kuala Lumpur Masjid Jamek

 

Masjid Jamek

Masjid Jamek: Sungei Klang ve Sungei Gombak nehirlerinin buluştuğu yerdedir.

Jalan Perak adresindedir.

Cami 1907 yılında inşa edilmiştir ve Selangor Sultanı tarafından resmen 1909 yılında açılmıştır. 1850’li yıllarda erken dönem madencileri, kendi ekipmanları ile buraya yerleşmişlerdir. Ardından onlar kalay madeninde çalışmak üzere orman yoluna gitmişlerdir.

Günümüzde görülen Masjid Jamek ulusal camisi: tren istasyonunun yanında 1965 yılında inşa edilmiştir.

Hindistan-Moğol mimarisi özelliklerini yansıtmaktadır. Mimar Arthur Hubbock tarafından tasarlanmıştır. Yapıda merkezi kubbenin yüksekliği 21.3 metredir. İki alt kubbe bulunur.

Merkezdeki büyük kubbe 1990’larda yıkılmış ve daha sonra yeniden inşa edilmiştir. Köşelerde iki kırmızı ve beyaz minare bulunur. Bu minareler 26.8 metre yüksekliktedir.

Masjid India

Burası eskiden küçük Hindistan olarak bilinmektedir ama ağırlıklı olarak Müslümanlar toplumu vardır. Kalabalık ve renkli bir alandır. Burada ucuz Pazar ve mekanlar vardır, sesler ve kokular etkindir. Uygun fiyatlarda tekstil, aksesuarlar ve diğer bazı şeyler bulup satın alabilirsiniz.

Bir sari bluz isterseniz, 60RM verdiğinizde bir gün içinde dikiyorlar.

Malezya Kuala Lumpur Pandung Bandaraya City Hall Tiyatrosu
Pandung Bandaraya-City Hall Tiyatrosu

Meydanın Perak  köşesindeki bu eski konak, günümüzde tiyatro ve çeşitli kamu rezervasyonları için kullanılmaktadır. Yapının için 1992 yılında yenilenmiştir. Yapının içinde 350 kişi oturma kapasiteli bir salon bulunmaktadır.

Federal Sekreterlik Binası

Yapı: etkileyici “Mağribi” tarzında 1895-1897 yılları arasında yapılmıştır. Üstünü: soğan biçimli 3 bakır kubbe örter. Kubbelerden birinin üstünde 40 metre yükseklikte bir saat kulesi vardır ki, bu saat kulesinin Londra-Big Ben kulesine benzediği söylenir.

Çünkü: yapı İngiliz mimar Arthur Charles Norman tarafından tasarlanmıştır.

Yapıda günümüzde: Yüksek Mahkeme ve Yargıtay bulunmaktadır.

Malezya Kuala Lumpur Dayabumi Comlex

Dayabumi Complex

Dataran Merdeka’nın güney doğusunda Jalan Sultan Hishamuddin adresindeki bu yapı: 35 katlıdır ve bu beyaz kule 1981-1984 yılları arasında yapılmıştır.

Yapıda: geleneksel İslam temaları hakimdir. Karmaşık Mağribi mimarisi ve onu çevreleyen Bizans atmosferi gayet uyumludur.

Sitenin bulunduğu arazide, daha önce Malaya demiryolları atölyesi ve depoları bulunuyormuş. Malezyalıların mimariyle övündükleri ilk yapıdır.

Gökdelen 157 metre yüksekliktedir. Tamamlandığı zaman, Malezya’da yapılmış en pahalı bina olarak önem kazanmıştır. Mermer yapının dış cephesi pırıl pırıldır.

Çevresindeki Bizans ve Mağribi yapılarla uyumlu olması için modern ve yüksek katlı mimari içinde Arapça unsurlar görülmektedir. Binanın dışına kafesli hasır örtü geçirilmiştir.

Günümüzde burada: hükümet ofisleri, alışveriş merkezleri ve Genel Postane binası bulunmaktadır.

Malezya Kuala Lumpur Pejabat Pos Besar

Pejabat Pos Besar

Jalan Raja adresindedir.

Burası da İslami motiflerle süslenerek inşa edilmiştir ve merkez postanesi olarak kullanılmaktadır. Mimar AC Norman tarafından tasarlanmış ve 1896 yılında yapılmıştır.

Malezya Kuala Lumpur Carcosa-Seri Negara

Carcosa-Seri Negara

Şehrin merkezinde, Lake Gardens’a bakan bir tepenin üzerinde bulunan 16 hektarlık alanda yayılı Carcosa Seri Negara: 19.yüzyıl İngiliz sömürge konaklarının en güzel örneklerindendir. Burası, Malezya’nın gelişimi ve tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır.

1895 yılında Sultanlar tarafından yönetilen dört Malay devleti, İngiliz danışmanların yardımlarıyla tek Federasyon olarak birleştirilmesi teklif edildi.

Bu teklif İngiliz Dışişleri Bakanlığı ve Sultanlar tarafından kabul edildi. Bu konuda aracılık yapan Sir Frank da, Federe Malay devletlerinin ilk İngiliz valisi olarak atandı.

O dönemde Kuala Lumpur şehri: Çinli kalay madencilerinin ağırlıklı olarak yaşadıkları küçük bir köydü. Sir Frank şehrin batı eteklerinde burayı 1888 yılında ziyaret etti ve göl bahçelerinin bugünkü yerini gördü.

1896 yılında Sir Frank göl bahçelerinin yukarısında kendi resmi ikametgahı olan bu yapıyı yaptırdı. Yapının isminin kelime anlamı, muhtemelen İtalyancada “sevgili bir yer” demektir.

1904 yılında binan tamamlandı.

Takip eden süreçte, burası Boğazlar Yerleşim valisi ve Malay Federasyonunun diğer misafirlerine ev sahipliği yaptı. 1904 yılından, 1941 yılındaki Japon işgaline kadar burası yüksek İngiliz temsilcisinin resmi ikametgahı olarak kullanılmıştır.

Resepsiyonlar, resmi toplantılar, kutlamalar hep burada yapıldı. Yapının bahçesinde ise, 18.000 bin yerli bitki, ağaç ve çiçek bulunmaktadır.

Dünya savaşı sırasında, burası Japon kıdemli subaylarının ikametgahı olarak kullanıldı. Ardından Ağustos 1945 tarihinde buraya Genel Sekreter olarak bir İngiliz kıdemli memuru atandı.

Ardında, bu bina Malezya’nın önemli ziyaretçileri için resmi misafirhane olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1987 yılında Carcosa Malezya hükümetine teslim alınmıştır.

Günümüzde buraya “Seri Negara” deniliyor. Günümüzde tesis otel olarak kullanılmaktadır. 1 katlı binada, yalnızca 5 oda bulunmaktadır. Kraliçe Elizabeth II: 1989 yılında Malezya ziyareti sırasında burada konaklamıştır.

Malezya Kuala Lumpur Jalan Ampang-Parlamento Binası

Parlamento Binası-Jalan Ampang

Jalan Parlimen adresindedir. Lake Gardens panoramik manzarasına hakim ve yükseltilmiş zemin üzerinde duran modern bina, Parlamento Binası olarak kullanılmaktadır. Malezyalı siyasi liderler, devlet ve milletin önemli meselelerini tartışmak için burada bir araya gelirler.

Eylül 1963 tarihinde ise, Malezya Parlamentosu ilk toplantısını: şehir yakınlarında Perdana Gölü yakınlarındaki bu Parlamento binasında gerçekleştirmiştir. Bu binanın yapımına, Ağustos 1962 tarihinde Sultan Tuanku Syed Putra döneminde başlanmıştır. Bir yıllık sürecin ardından, 3 katlı blok ve 17 katlı kule bloğu tamamlanmıştır.

İnşaat projesi deniz seviyesinden 61 metre yüksektedir. Bir köprü: Kuala Lumpur şehir merkeziyle, Meclis kompleksini birbirine bağlamaktadır. Bina, ana blok, kule blok ve çok amaçlı salon olmak üzere üç bloktan oluşmaktadır. Kule blok 76.2 metre yüksekliktedir ve  17 katlıdır. Ana blok ve kule blok, 50 metrelik köprü ile birbirine bağlanmaktadır.

Daha önce Parlamentonun kullandığı bina yani “Jalan Ampang” yolu üzerindeki bina: 1935 yılında inşa edilmiştir. İlk yapılışında: Kuala Lumpur zengin ve ünlü bir madenci ve emlak sahibine ikametgah olarak düşünülmüştür.

Ardından, burası parlamento tarafından kullanılmaya başlanınca, Senato ve Temsilciler Meclisi için toplantı salonları yapılması için binada bazı dönüşümler yapılmıştır. Malaya Federasyonu Parlamentosu ilk kez olarak  Tunku Abdul Rahman Salonunda 11 Eylül 1959 günü toplanmıştır.

Ana bina ve bitişiğindeki kule blok: Meclis, bir ziyafet salonu, kütüphane, çeşitli ofisler ve komite odaları olarak kullanılmaktadır.

Ziyaretçiler protokol ve kıyafet bildirerek önceden randevu alırlarsa, Meclis oturumlarını izleyebilmektedirler.

Malezya Kuala LumpurThean Hou Temple

Thean Hou Temple

Jalan Syed Putra adresindedir.

Bu tapınak: tanrıça “Thean Hou” yu anmak için Hainanese tarafından inşa edilmiştir. Tapınak, Güneydoğu Asya’nın en büyük Çin tapınaklarından birisidir ve resmen Eylül 1989 tarihinde açılmıştır.

Tapınak, 1.67 dönümlük arazi üzerine inşa edilmiştir. Orijinal tapınak: Jalan Sultanlığı zamanında yapılmış ve 1987 yılında bugünkü yerine taşınmıştır. Tüm üst düzey kültürel ve dini faaliyetler, ana tapınak salonunda yapılır.

Tapınağın ikinci seviyesinde: Çin düğün yemekleri verilen bir ziyafet salonu, hediyelik eşya dükkanları ve yemek yeri bulunur. Üçüncü seviyede ise evlilik kayıtları ve idari ofisler bulunur. Tapınağın iki ana fonksiyonu: evlilik kayıtlarının tutulması ve aynı zamanda Çin yemeği törenlerinin yapılmasıdır.

Ana tapınak salonu: güzel Ejderli sütunlar ve tertemiz çatılarla süslüdür.

Malezya Kuala Lumpur Zoo Negara

Ulusal Hayvanat Bahçesi-Zoo Negara

Ulu Klang adresindedir.

Malezya Ulusal Hayvanat Bahçesi, şehir merkezine 5 dakika yürüme mesafesinde 110 dönümlük bir arazi üzerine kurulmuştur. Bahçe, resmen 14 Kasım 1963 tarihinde açılmıştır. Hayvanların % 90’lık bölümü, daha fazla doğal ortamlarında yaşamaya başlamışlardır.

Hayvanat Bahçesi, Malezya Zooloji toplumu tarafından yönetilmektedir. Bahçede tüm dünyadan 450 den fazla kuş, sürüngen, memeli, balık türü ve amfibiyenlerden oluşan toplam 5000 hayvan bulunur.

Buradaki hayvanların geneli yerel hayvanlardır. Yani Malezya’da ne tür hayvanlar bulunduğunu bilmek istiyorsanız, burayı mutlaka ziyaret etmeniz gerekir.

Hayvanat bahçesi içinde, ayrıca deniz ve tatlı su yaratıklarının 130 farklı türünün barındığı “Tunku Abdul Rahman Aquarium” bulunmaktadır.

Diğer egzotik sergilerde: orangutanlar, gibbonslar, Sumatra kaplamları görülür. Orangutanlar, deniz aslanları ve filler gösteriler yaparlar. Çocuklar hayvanat bahçesinde: deve, at ve fil sürme zevkini tadabilirler.

Malezya Kuala Lumpur İstana Budaya

Ulusal Tiyatro-İstana Budaya

Jalan Tun Razak adresindedir. Ulusal Sanat Galerisinin yanındadır.

Burası yerel ve uluslar arası sanatçıların hem klasik konser, opera, müzikal ve tiyatro gibi tiyatronun her türlü için ülkenin ana mekanıdır ve Eylül 1999 tarihinde açılmıştır.

Ulusal tiyatronun yapımına 1995 yılında başlanmış ve üç yıl sonra tamamlanmıştır. Tiyatronun tasarımı, uçan bir geleneksel ay uçurtmasına benzemektedir.

Binanın ilginç özellikleri, fuayenin karmaşık tasarımıdır ve turkuaz çatı üzerindeki kıvrımlardır. Üçüncü katta tiyatro lobisi Malay kültürünün etkisini yansıtır.

Oditoryumda 1412 kişiyi karşılamak mümkündür.

Malezya Kuala Lumpur Istana Negara-Royal Place
Malezya Kuala Lumpur Istana Negara-Royal Place

 

Istana Negara-Royal Place

Jalan Conlay adresinde Istana’nın bir tepecik üzerinde bulunan Yang Di-Pertuan Agong yani kralın resmi ikametgahıdır. Saray: 11 hektarlık alanda, yeşil çimenler, gölet ve ağaçlarla çevrilidir. Törenler, saray çevresinde yapılır.

Bu bölgedeki saray, ilk olarak Çinli bir yerel milyoner tarafından 1928 yılında inşa edilmiştir. Sarayın tasarımı Çin ve Avrupa mimarisinin karışımıdır. Ancak, sarayın içinin ziyaret edilmesine izin verilmiyor. Saray 1942-1945 yılları arasında Japon işgali sırasında Japon subay yemekhanesi olarak kullanılmıştır.

Japonların teslim olmasından sonra, bina Selangor Eyalet Hükümeti tarafından satın alınır ve daha sonra 1957 yılına kadar Selangor Sultanı Sarayı olarak kullanılır.

Ardından: yapı, Malezya kralı için saray yapılmak üzere Federal Hükümet tarafından satın alınır.

Saray halka açık değildir ve kapıda kraliyet bekçileri bulunmaktadırlar. Ulusal Saray önünde küçük dikdörtgen kulübelerdeki bu bekçiler, İngiliz tarzı üniformaları ile ilgi çekerler. Bu koruyucular geleneksel “beyaz sarongs” giyerler.

Bu geleneksel sarongs: bel çevresine sarılmış kumaştan bir uzun sargıdır ve Malezyalı erkekler çeşitli modellerde dokunmuş sarongs giyerler. Her gün saat 12.00 de nöbet değişimi yapılır.

Malezya Kuala Lumpur Malezya Turiz Merkezi-MaTİC

Malezya Turizm Merkezi-MaTiC

Jalan Ampang adresindedir.

Bu orijinal sömürge binası: zengin kalay madenci ve kauçuk tüccarı ailenin konutu olarak 1930 yılında inşa edilmiştir. Daha sonra, ev bir İngiliz askeri üssüne dönüştürülmüştür. Daha sonra II. Dünya savaşı sırasında Japon ordusunun karargahı olmuştur.

O zamandan beri, yapı Malezya Parlamentosu ve Malezyalı sayısız kralların törenleri ve önemli olaylar için kullanılmıştır.

Günümüzde bu eski rezidans turizm Enfermasyon merkezi haline gelmiştir. Ziyaretçiler, şehir çevresinde üç tekerlekli çek-çek turlarına katılmak, internette otel rezervasyonları yaptırmak, erişim yapmak, para değiştirmek, bir tur rezervasyonu yapmak, uluslar arası telefon görüşmeleri yapmak ve Malezya’daki bazı destinasyonlar için uçak veya otobüs bileti almak için burayı ziyaret ederler.

Burada bir de hediyelik eşya dükkanı ve bir turizm polis merkezi de bulunur. İsteyen ziyaretçiler, merkezin sağ kanadında bulunan Theatre restoranında Malezya mutfak lezzetlerini tadabilirler. Konuklar oditoryum denilen yerde kültürel performansları da izleyebilirler.

Malezya Kuala Lumpur Park Ali House

Park Ali House

Bukit Bintang bölgesinde Jalan Pudu adresinde Jalan Gombak boyunca 10. km. de bulunur. Sultan Abdul Aziz Shar havaalanı, otele 14 km uzaklıktadır.

Sumatra ve Persk mimarisinin eşsiz bir karışımıdır. Evin erken Hacı Abbas bin Hacı Abu Bakar yani Gombak köyünün muhtarı döneminde inşa edildiği bilinmektedir.

Evin köy halkı geleneksel yaşam tarzına göre beş bölüme ayrıldığı görülür. Günümüzde “Hotel Alibaba” olarak kullanılmaktadır.

Malezya Kuala Lumpur Jalan Tuanku Abdul Rahman

Jalan Tuanku Abdul Rahman

Bandara istasyonu yakınlarındadır.

Şehrin yerlileri tarafından “Jalan Tar” olarak isimlendirilir ve ilk Malezya kralının ismini almıştır. Burada yerel ürünleri rahatlıkla bulabilirsiniz.

Buradaki gece pazarı, her cumartesi saat 10.00 ile 17.00 arasında açıktır. Bu alanda ilaveten geleneksel mimari tasarımlı yapıları görebilirsiniz. Pazar açık olduğunda bölge trafiğe kapatılır.

Buradaki mağazalarda satılanlar: kumaşlar, tekstil ürünleri, deri ithal mallar, çanta ve bavul, halı, spor malzemeleri ve kış giyim eşyalarıdır. Dar sokaklardaki dükkanlarda alışveriş yaparken, pazarlık yapmayı unutmayın. Cadde boyunca Sogo alışveriş kompleksi ve Maju kavşağı alışveriş merkezleri bulunur.

Malezya Kuala Lumpur Keratapi Tanah Melayu
Malezya Kuala Lumpur Keratapi Tanah Melayu

Tren İstasyonu-Keratapi Tanah Melayu-Malezya Demiryolları

Jalan Sultan Hishamuddin denilen yerde yer alan buranın mimarı: şehirdeki diğer mimar Arthur Charles’in rakibi olarak görülen Arthur Benison Hubbock’tur. Bu eski tren istasyonunun inşaatına 1886 yılında başlanmış ve 1911 yılında tamamlanmıştır ve görkemli bir sarayı andırır.

Yapı: Mağribi mimari stilinde yapılmıştır. 13. ve 14. yüzyıl Osmanlı ve Moğol görkemini yansıtır.

Caddenin hemen karşısında kasvetli genel müdürlük binası bulunur.

Ayrıca, günümüzde burada: klimalı bekleme salonu, hediyelik eşya dükkanları, restoranlar, turistik bilgi ofisleri bulunmaktadır.

İstasyonun hemen karşısındaki “Malaya Demiryolları Yönetim Binası” Mağribi mimarisinin İngiliz sömürge adaptasyonunun güzel bir örneğidir. Burası bir yer altı tüneli ile işlet istasyona bağlıdır.

Masjid Jamek

Jalan Perak adresindedir.

Sungei Klang ve Sungei Gombak nehirleri, burada buluşurlar. Buradaki bu cami: 1907 yılında inşa edilmişti ve resmen 1909 yılında Selangor Sultanı tarafından açılmıştır. Günümüzde görülen cami ise: 1965 yılında inşa edilmiştir. Bu cami: Moğol mimarisi özelliklerini yansıtmaktadır. Bu yeni caminin mimarı, Arthur Hubbock dur.

Birazda tarihi geçmişe bakalım. 1850’li yıllarda erken dönem madencileri, burada kendi ekipmanlarını yerleştiriyorlardı. Ardından ise, onlar kalay madeni kazmak için orman yolunu tutuyorlardı. Öte yandan, batıya gönderilecek kalay madeni de buradan teknelere yükleniyordu.

Günümüzde palmiye ağaçları ve Klang ile Gombak nehirlerinin kıyısındaki bu cami: nefis kubbesiyle güzel ortamı tamamlamaktadır. Merkez kubbe 21.3 metredir ve altta iki kubbe ile çevrilidir.

Merkezdeki büyük kubbe 1990 yılında yıkılmış ve daha sonra yeniden yapılmıştır. Köşelerde iki kırmızı ve beyaz çizgili minareler bulunur. Bu çizgili minareler 26.8 metre yüksekliktedir.

Evet bu çarpıcı kırmızı tuğla ve mermer kaplı yapı: kuzey Hint İslam mimarisinden esinlenilerek yapılmıştır. Cami halk arasında yaygın olarak “Cuma camisi” diye bilinir.

MÜZELER

Malezya Kuala Lumpur İslam Sanatları Müzesi
Malezya Kuala Lumpur İslam Sanatları Müzesi

İslam Sanatları Müzesi

Jalan Lembah Perdana adresindedir.

Bu olağanüstü müze, dünya üzerinde İslam süsleme sanatının en iyi koleksiyonuna sahiptir. Müzede muhteşem tekstil, halı, takı ve hat yazılı çömlek dahil yazı sergisi görülür.

Müzedeki galerilerde ayrıca; İslami el yazmaları, metal ve tekstil nesneler, seramik ve cam, silah, zırh ve sikke gibi özel sergiler bulunur.

Sergideki İslam mimarisi galerisinde: Mekke’de, Hindistan’da Taç Mahal, Özbekistan Emir Tulu Türbesi ve Mescid-i Haram Camisi gibi ünlü binaların kopyaları bulunur.

Müzenin binası ise, güzel dekore edilmiş kubbesiyle dikkat çeker.

Malezya Kuala Lumpur Jade Museum

Yeşim Müzesi-Jade Museum

Jalan Imba adresindedir.

Bu yeni açılan müze, dünyanın en nadir yeşim parçalarını sergilemektedir. Sergilenen parçaların manevi önemi yanında, antik sembolik anlamlara da sahiptir. Karmaşık tasarımlı mücevher setleri, alet, silah, süs oymalar ve heykeller bulunur.

Erkanda görülen yeşim objeler dışında, ayrıca hediyelik eşya satın almak isteyenler ziyaretçiler için satılan parçalar da bulunmaktadır.

Ayrıca ziyaretçiler yeşim kesim atölyesinde sertifika verilen kurslara katılabilmektedirler.

Malezya Kuala Lumpur Bank Negara Malezya Müzesi ve Sanat Galerisi

Bank Negara Malezya Müzesi ve Sanat Galerisi

Sasana Kijang, Jalan Dato Onn adresindedir.

Burası ulusal bankanın seçilmiş ve çekici sanat koleksiyonunu ziyaretçilere sunmaktadır. Yapı, Malezyalı mimar Hijjas Kasturi tarafından tasarlanmıştır. Müzede, ayrıca bölgenin para birimi ve Malezya ülkesinin ekonomik tarihine ait sergiler bulunur.

Müze daimi sergilerden öte, aktif bir sergi alanı olarak kullanılmaktadır. Burada mali sergiler ağırlıklıdır. Ancak üçüncü katta, sanat galerisini görmenizi öneririm. Bankanın sanat koleksiyonunda 1700 eser bulunduğu söyleniyor.

Malezya Kuala Lumpur Natural History Museum-Muzium Alam Semulajadi

Natural History Museum-Muzium Alam Semulajadi

Putrajaya semtinde Jalan Diplomatik adresindedir.

Nexus International School yakınlarındadır. Bilgi, İletişim ve Kültür Bakanlığına bağlıdır. Şubat 2010 tarihinde ziyarete açılmıştır.

Yapı: gayet modern tesisler içerir ve 2 katlıdır. Zemin katta Malezya memelileri sergi alanı bulunur. Birinci katta ise, kelebekler, böcekler ve yarasalar görülür. Burada hayvanları detaylı incelemek isterseniz, ziyaret zamanınızı uzun tutmanız gerekir.

Burada özellikle görmek gereken hayvanlar şunlardır:

Malay Sun Bear: Diğer ayıların aksine kış uykusuna yatmazlar. Onlar iyi koku alma duyusuna ama kötü gözlere sahiptirler. Onların pençelerinin uzunluğu 10 cm civarındadır.

Asya Filleri: Bahasa Melayu içinde: bunlar Elephas Maximus veya Gajah Asya olarak bilinirler. Onun atasının, Buzul çağında nesli tükenmiş olan “mamut” olduğuna inanılıyor. Burada en büyük fildişi; 41 kg ağırlığında ve 1.75 metre uzunluğundadır.

Bu dünyanın en uzun fildişi olarak tanınır. Burada ilginç bir gerçek daha ortaya çıkıyor. Bir filin kafatası, filin toplam vücut ağırlığının % 15 kadardır. Ayrıca Asya filleri gayet iyi yüzmektedirler.

Kaplan Türleri: Burada gösterilen kaplan türleri de kaplanlar hakkında bilgilerimizi geliştirmektedir.

Malezya kaplanları, ikinci en küçük kaplan türüdür ve suda oynamayı severler. Bunların ağırlıkları120 kg ve uzunlukları 2.4 metreye kadar ulaşmaktadır. Bulutlu leopar cinsi, geceleri avlanır ve gün boyu uyurlar.

Primat ve Orangutan Türleri: Oran Utan “Orman adamı” anlamına gelir ve onların yaşam alanlarına tecavüz edilmesi nedeniyle nüfusları gittikçe azalmaktadır. Şu anda, bunların çoğu Sabah ve Sarawak rezerv ormanlarında barınmaktadırlar. Küçük primatlar ise, Borneo, Sumatra ve Filipinlerde yaşarlar.

Balina: Balaenoptera denilen büyük bir balina iskeleti, müzenin ana girişine yakın görülür. Bu dev balina 2 Şubat 2005 tarihinde Labuan Rosa Ria Köyü’nde karaya vurmuş olarak bulunmuştur ve şimdi burada muhafaza edilmektedir.

Müzeye giriş ücretlidir, giriş ücreti 5RM dir.

ALIŞVERİŞ MEKANLARI

Malezya Kuala Lumpur Pavilion KL

Pavilion KL

Selangor-Jin Bukit Bintang, Bukit Bintang adresindedir.

Burada birçok tanıdık uluslar arası lüks marka mallar bulup satın almak mümkündür. Yerel halk lüks alışveriş tarzını burada yansıtır. Bu alışveriş merkezi, 2009 yılında Malezya Turizm Ödülü kazanmıştır.

Evet bu 7 katlı alışveriş merkezinde, 450 den fazla mağaza yer almaktadır. Uluslar arası markaların yanı sıra birçok popüler yerel marka da burada bulmak mümkündür. Kompleksin 7’nci katı tamamen kadınlar için ayrılmıştır.

Burada: manikür-pedikür yerleri, güzellik salonları ve bir dizi dükkan bulunur. 5. ve 6. katlarda: sinemalar vardır.

Bu sinemaların koltuklarının aşırı konforlu olduğu söyleniyor. Birçok konfor özelliği bulunan bu sinemalarda bir film izlemek için 50 RM ücret ödemek gerekir. Pavilion içindeki diğer etkinlikler: bowling salonu, kapalı eğlence parkı, eğlence merkezi ve okçuluk merkezidir. 3.katta ise batı tarzı restoranlar bulunur.

Ama yemek yemek için birçok seçenek bulunur. Eğer yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, 1.kattaki “Gourmet Emporium” önerilir. Burada güzel bir yemek için 15RM gözden çıkarmalısınız.

Malezya Kuala Lumpur Berjaya Times Meydanı

Berjaya Times Meydanı

Jalan İmbi adresindedir.

Burası yoğun şehir merkezindedir. Alışveriş yanında çeşitli eğlence hizmetleri de vardır. Özel bir tema parkı ve hatta bir bowling salonu da bulunur.

Evet, burası dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden birisidir. Bu yüzden turistler ve yöre halkı arasında yerel gençler tarafından popülerdir.

Burada 1000 dükkan bulunduğu söyleniyor. Bu dükkanlarda, her ay 2.5 milyondan fazla insanın alışveriş yaptığı belirtiliyor. Bu yüzden burayı ziyaret edecek olanların, özellikle hafta sonları ve tatil günlerini tercih etmemelerini öneririm.

Malezya Kuala Lumpur Mid Valley Megamall

Mid Valley Megamall

Linkaran Syed Putra adresindedir. 1999 yılında açılmıştır. 430 tane dükkan vardır. Özellikle düşük fiyatlı ve markalı giyimler ilgi çekmektedir. Bunlar alışveriş merkezinin köşelerindeki “Jusco” ve “Metrojaya” mağazalarıdır. Zemin katta büyük bir “Couffeure” süpermarketi bulunur.

Malezya’da bulabileceğiniz büyük alışveriş merkezlerinden birisidir. Burası komşu Mid Valley City bahçelerinin bir parçasıdır. Mid Valley City içinde: ofis blokları, kongre merkezi, konut blokları ve birkaç otel bulunur. Alışveriş merkezi ve bu merkez, birbirine bir köprü ve yeraltı koridoru ile bağlanır.

Malezya Kuala Lumpur Lot 10

Lot 10

Jalan Sultan İsmail adresindedir. Bukit Bintang alanı içindeki en popüler merkezlerden birisidir.

Burada sadece çeşitli alışveriş merkezlerini görmek dışında, aynı zamanda profesyonel ve klasik temalı mağazalar bulabilirsiniz.

Binanın çarpıcı yeşil renk ve modern iç mimarisi ilgi çekmektedir. Burada orta ve üst sınıf için 100 mağaza bulunur. Burada şehirde iyi bilinen “İsetan” mağazası bulunmaktadır.

Malezya Kuala Lumpur Sunway Piramit Mall

Sunway Piramit Mall

Jalan Putra Chow Kit adresindedir. Piramit şeklinde bir alışveriş merkezidir. Merkezin teması Mısır’dan esinlenilerek hazırlanmıştır. 1997 yılında açılan alışveriş merkezinin önünde, büyük bir aslan heykeli bulunur.

Ayrıca, yine burada büyük bir tema parkı, yüzme havuzu, bowling salonu, bir okçuluk atış poligonu ve 800 civarında dükkan bulunmaktadır. Buranın buz pisti de çok ünlüdür. Malezya’nın en büyük ve tek buz pateni pistidir.

Burada Malezyalıların buz pateni keyfini izlemek çok keyiflidir. Buz pateni pisti üzerinde pek çok kişi görebilirsiniz. Buz pateni yapmak isterseniz, kendi ayakkabı ve pateninizi getirmeniz gerekiyor.

Burası aynı zamanda üst seviye işadamı için geleneksel bir alışveriş merkezidir. Canlı tasarım ve modern bir atmosfere sahiptir.

Malezya Kuala Lumpur Chinatown

CHİNATOWN

Burada: porselen kavanozlar içinde Çinli eczacılar sergiledikleri ilaçlarını satarlar. Ayrıca: Nepalli tüccarlar egzotik mücevherler satarlar, falcılar ve evcil hayvan satılan dükkanlar da görülür.

Akşamları: Jalan Petaling caddesi trafiğe kapatılır ve bölge daha da canlanır, kalabalık olur. İşportacılar: taklit saatler, kaçak Cd ler, giysiler, mücevherler ve aksesuarlar satarlar. Yan sokaklarda ise: açık hava restoranları doludur ve burada deniz ürünleri, ızgara et ürünleri, erişte, pilav sunulur.

Bölgenin güney sınırında: “Chan See Shu Yuen” tapınağı bulunur ve bu dini yapı: 1906 yılında inşa edilmiştir.

Bölgenin batısında ise: 1855 yılında inşa edilen “Sri Mahamariamman Hindu Temple” bulunur. Tapınak: Güney Hindistan tarzıdır ve Hindu tanrılarının renkli heykelleriyle süslüdür. Tapınak: takip eden dönemde, 1873 yılında tren istasyonuna yer açmak için bugünkü yerine taşınmıştır.

Malezya Kuala LumpurSri Maha Sakthi Mohambigaı Amman Temple

 

Sri Maha Sakthi Mohambigaı Amman Temple

Willayah Persekutuan adresindedir. Ancak burayı bulmakta zorlanabilirsiniz. Burası bir mega yapı olan “Midvalley City” parçası, küçük bir tapınaktır.

Tapınak 1873 yılında Tamil Nadu Hindistan devletinden gelen göçmen işçiler tarafından kurulmuştur. Bu Hindu tapınağı 12 yıllık boyama sürecinin ardından 2010 yılında yine açılmıştır. Malezya ülkesinin tamamında en saygın Hindu tapınağı olarak bilinir. Ancak çevresindeki tüm devasa binalar ortasında mütevazi bir tapınaktır.

Tapınak içinde: Hindu tanrılarının ve manevi ustaların kendi karmaşık heykelleri vardır ve ziyaretçiler bunları görmek için tapınağı ziyaret ederler. Tapınağın iç sanat ve dış sanat görüntüleri ziyarete değerdir.

Tapınak: “Mohambigai” tanrıçasına adanmıştır. Bu yüzden Mohambigai tanrıçasına ibadet için gelenler:  buraya rengarenk çiçekler getirirler ve kalabalıklar hiç bitmez. Bu tapınak Hint toplumu için aynı zamanda düğün için ünlü bir mekandır. Tapınağı gezdikten sonra yakınlarda bir yer ararsanız “Midvalley Megamall” olabilir. Burada yüzlerce dükkan ve departman mağaza ve yemek yeri vardır.

Malezya Kuala Lumpur Petaling Street

Petaling Street

Kuala Lumpur şehrinde burası orijinal Chinatown merkezidir. Burada satıcılar sokakta mallarını yerlere yayarlar ve özellikle geceleri muhteşem bir atmosfer ortaya çıkar. Gece pazarlarını mutlaka dolaşmanızı öneririm. Buradan taşlar ve oyuncaklar, t-shirtler, tütsü gibi şeyler bulup satın alabilirsiniz.

Burada kalabalıklar asla bitmez. Gündüz ya da gece: ziyaretçiler burada da ünlü sokak gıdaları yemek ve burada satılan bazı şeyleri pazarlık yaparak almak için uğraşı verirler. Bu caddede alışveriş yaparken pazarlık yapmayı sakın unutmayın.

Bu caddede: giysi, kumaş, elektronik öğeleri, hediyelik eşya ve ne isterseniz bulup satın alabilirsiniz. Ucuz şeyler dışında, caddede: Adidas, Lois Vuitton, Calvin Klein, Nike ve benzeri markalar çanta, cüzdan, saat ve ayakkabı gibi taklit mal satan dükkanlar ve tezgahlar da bulunur.

Buraya yolunuz düşerse ki şehir ziyaretçilerinin mutlaka gitmesini öneriyorum, duran bir motosiklet üzerine yapılmış mobil stantlarda satışa sunulan tuzlu rosto ördek mutlaka yemelisiniz. Bu kızartma ördek, öğle zamanında dışarıda satılmaktadır.

Malezya Kuala Lumpur Central Market-Pasar Seni-Merkez Çarşı

 

Central Market-Pasar Seni-Merkez Çarşı

Jalan Dayan Kasturi adresindedir ve Chinatown’a yakındır. Kısa bir yürüyüş mesafesindedir.

Merkez Market, kaçırılmaması gereken bir yerdir. “Pasar Seni” olarak isimlendirilen nehir kıyısında büyük Art-deko bir binadadır. Zemin soluk sarı renklidir ve bu zemini cam bir çatı örter. Pastel pembe ve mavi renkler hakimdir.

Pasar Seni

Çok uzun geçmişi olan bir yerdir. Burada ilk “Central Market” 1888 yılında kurulmuştur.

Ama günümüzdeki market: 1940 yılında şehir merkezinin kalbinde mütevazi bir Pazar olarak başladı. O zamandan bu yana büyük evrim geçirdi ve şimdi,  Malezya ülkesinin tüm kültür ve çok ırklı mirasını simgeleyen bir dönüm noktası olarak dimdik ayakta durmaktadır. Burada mağazalar ırkların guruplarına göre ayrılır. Bunlar: Boğazlar, Çin, Lorong, Melayu ve Lorong Hindistandır.

Malacca eyaletinde “Baba” ve “Nyonya” topluluklarını temsil eden bir sokak vardır.

Evet, Central Market: tüm yerel yapılan el sanatları satılan tezgahlar doludur. Burada: batik,  songket, ahşap oymalar, hediyelik eşya, aksesuar ve çok daha fazla şey bulup satın alabilirsiniz. Yorulduğunuzda veya acıktığınızda ise, burada birçok yemek yerine oturabilirsiniz.

Pazar sanat ve kültürel gösterilere de yer vermektedir. Pazara son eklenen yerel sanatçıların çağdaş eserlerini sergileyen “Annexe Galeri” dir. Hatta, burada konaklamak için de birçok otel bulunur. Yakınlarda güzel oteller olduğunu görebilirsiniz.

ALTIN ÜÇGEN

Şehrin tarihi merkezinin: kuzey ve doğu bölümleri: “Altın Üçgen” olarak isimlendirilir.

Bu bölüm: şehrin finans, alışveriş ve eğlence bölgesidir. Şehrin en yüksek binalarından iki tanesi, bu bölgededir.

Malezya Kuala Lumpur Petronas Twin Tower

 

PETRONAS TWİN TOWER

Altın üçgen denilen alanın kuzeyindedir. City Centre adresindedir. Bu parıltılı ve paslanmaz çelik kulelerde ulusal petrol ve gaz şirketi “Petronas” karargahı bulunur.

Petronas ikiz kuleleri: Kuala Lumpur’un en yüksek gökdelenleridir. Malezya kültür merkezi olarak isimlendirilen kuleler: 88 katlıdır. Dünyanın en yüksek ikiz kulesi olarak bilinir. Kuleler sokak seviyesinden 451.9 metre yüksekliğe kadar yükselir. Kuala Lumpur şehrinin tacıdır. Geceleri göz kamaştırırlar.

Kuleler: Malezya ülkesinin isminin baş harfi “M” yi andırmaktadır. Pürüzlü anahat, kurnazca Malezya’nın ünlü geleneksel el sanatlarından biri olan sepet dokumayı betimlemektedir.

Skybrıdge ile sembolize edilen üçgen: Malezya’nın geçmiş ve gelecek, yerel değerler ve küresel bakış, çok kültürlü geçmiş ve birleşik Malezya kavramını dengeleyen bir kaldıraç gibi davranır. Büyüme ve ilerleme tasviri yukarı işaretlenen ok ile, üçgen de Kuala Lumpur altın üçgeninin kalbindeki ikiz kulelerin ideal konumunu simgeler.  Ayrıca: Petronas Twin Towers’un ulusal petrol şirketi Petronas tarafından inşa edildiğini vurgulamak için “PETRONAS Green” cümlesi yazılıdır.

Kulelerin tasarımı: seçkin mimar Cesar Pelli tarafından yönetilen bir ekipçe Ocak 1992 tarihinde başlamıştır. Mart 1993 tarihinde sitenin yüzeyinin altında 30 metrelik temel çukuru kazılmıştır. Bir sonraki aşamada, Malezya tarihinin en büyük ve en uzun beton bloğu dökülmüştür. Üst yapının inşaat tasarımı, titiz testler ve rüzgar simülasyonları ve yapısal yükler hesaplanarak, Nisan 1994 yılında başlamıştır.

Petronas kuleleri

Nihayet çelik ve cam kaplı olarak Haziran 1996 tarihinde tamamlanmış ve resmi açılış 31 Ağustos 1999 tarihinde Malezyanın 4.Başbakanı Dr Mahathir Mohammad tarafından yapılmıştır.

Kuleler 33.000 paslanmaz çelik ve 55.000 cam panelden oluşan duvarlara sahiptirler. Cam paneller: ışık filtreleme, gürültü azaltma ve rahat bir iç ortam yaratma özelliklerine sahiptirler. Cam paneller: tropikal güneşten kişileri korumak için paslanmaz çelik şemsiyelerle kaplıdır.

Asansörlere gelince: kulelerde 29 tane yüksek hızlı yolcu asansörü, 6 tane ağır hizmet asansörü ve 4 yönetici asansörü bulunmaktadır. Asansörler, belli katlar arasında çalışırlar, daha yukarı çıkmak isteyenler, belli katlarda başka asansöre binerler.

Mekanın içinde yürüme asansörleri bulunmaktadır ki, her kulede 10 tane bulunan bunlar 90 saniye içinde kulenin bodrum otoparkından üstüne kadar hizmet vermektedir. Kulelerdeki merdiven basamakları sayısı ise 1765 basamaktır. Otopark 5’nci kattadır ve 5400 araçlık otopark vardır.

Evet Petronas kulelerinin ziyareti hakkında kısa bilgi vermek istiyorum.

Pazartesi günleri ziyaret bulunmadığını bilmelisiniz. Ziyaret saatleri, 09.00-21.00 arasındadır. Bilet sayaçları, saat 08.30 da açılır. Bilet sayaçları önünde sıraya girilmesi esastır. Ziyaret yaklaşık 45 dakika ile 1 saat arasında sürer. Grup rezervasyonları için 40 kişi olması gerekir.

Evet, Petronas kulelerini ziyaret etmeniz durumunda: yolculuk interaktif ekranlardaki sunum ile başlar. Bir asansör ile170 metre yükseğe çıkılır. Burada: kuleler ve dünyanın en yüksek iki katlı köprüsü olan Skybridge görülür.

Daha sonra Kuala Lumpur şehrinin nefes kesen manzarası eşliğinde Malezya’nın hikayesi anlatılır ve ardından 86.kata çıkılır. Sonra hediyelik eşya dükkanından, mutlaka ilginizi çekecek hediyelik eşyalar satın alınır.

Skybrıdge

İkiz kuleler üzerinde yerden yani sokak seviyesinden 170 metre yüksekte yürümek tam bir heyecan fırtınası yaratıyor. Evet burası dünyanın en yüksek çift katlı köprüsüdür ve şehre çarpıcı bir bakış açısı sağlar.

Köprü: 41 ve 42’nci katlardan kuleleri birbirine bağlar ve acil durumlarda bir kaçış yolu olarak kullanılması için yapılmıştır.

Köprünün taban ve bacaklarda uzunluğu 58,4 metredir. Bir çift dev yuvarlak yataklardan oluşmakta ve üç menteşeli kemer tarafından desteklenmektedir. Silindirik bacaklar, köprünün merkezinde bir kutu kirişe bağlanır ve kemerin bu bölümleri yani ana binaya bağlanan ayakları, her bir kulenin 29.katında bulunur. Köprü, kuvvetli rüzgarda kulelere destek sağlamaya çalışır. Köprü kompleksinde: bir konser salonu, bir alışveriş merkezi ve interaktif bilim merkezi bulunur.

Köprüye giriş ücretsizdir, ancak her gün sınırlı sayıda ziyaretçinin girmesine izin verilir. Bu yüzden buraya gittiğinizde sabah saat 07.00 de bile sıra görürseniz şaşırmamalısınız.

Malezya Kuala Lumpur Suria KLCC Kulesi

Suria KLCC Kulesi

Burası tüm dünyadan malların geniş bir yelpazesine sahiptir. Yaklaşık1.500.000 metre karelik bir alışveriş cennetidir. Yorulana kadar alışveriş yapabilirsiniz veya gezebilirsiniz. Bu yüzden, bayanlar için topuklu ayakkabı giymemeleri önerilir. Lüks mallar satan binlerce dükkan yanında, bol miktarda restoranlar bulunur.

Penang doğumlu Jimmy Choo isimli yerel ve uluslar arası markanın ürünlerini burada bulmak mümkündür. Petronas Tower dibindeki bu alışveriş kompleksi mutlaka ilginizi çekecektir. Ancak burayı dolaşmak için bir gün yeterli olmayacaktır.

Malezya Kuala Lumpur Petrosains

Petrosains

Burası: dünyanın en yüksek binalarından “Petronas İkiz Kuleleri” içinde yer alır. 4.ve 5. katta bulunan merkez, 70 bin metre karelik alanı kaplamaktadır. Petrosains girişi, Suria KLCC alışveriş merkezi 4.kapısındandır.

Burası, çocuklar için bir bilim keşif merkezi ve eğitim alanıdır. Müzede, bilimsel alanlarda ödül alanlara da yer ayrılmıştır. Genellikle petrol endüstrisinin bilim ve teknolojisinin hikayesinin anlatılması için eğlenceli ve interaktif bir yaklaşım kullanılan bilim ve keşif merkezidir.

Petrol ve ilgili ürünlerin gelişimi hakkında bir bilgi penceresi açarak ziyaretçileri bilgilendirir. Evet buranın bölümleri hakkında kısa bilgiler vermek istiyorum.

Dark Ride

Petrosains içinde, benzersiz bir yolculuğun başlangıcıdır. Bir yağ damlası şekline binerek, denize dalmadan önce, bir dağın zirvesinde, Malezya yağmur ormanlarının karanlık ve huzurlu bir atmosferine yolculuk yapılır ve nihayet Malezya’nın dönüşümü ve onu gösteren bir video ekranı karşınızdadır ve bu sırada yeni bin yıl içinde ilerlersiniz.

Petrojaya

Burası dinamik ileri teknoloji gölge oyunu veya bir tür Malezya sanatı olan Wayang Kulit ile harmanlanmış bir karikatür köydür. Bu alanda, ziyaretçiler günlük hayatımızdaki petrokimya ürünlerinin zararlarını görebilirler.

Geotime Diorama

Burası ziyaretçileri 200 milyon yıl öncesine götürür. Depremler, fosiller ve petrol hakkında bilgiler verilir. Sizi burada şarkı söyleyen bir dinozor karşılayacaktır.

Keşif

Burada petrol arama için kullanılan ileri teknoloji araçları ve teknikleri görülür.

Hız: Burası Formula-1 sporlarının ateşli taraftarlarını heyecanlandıran bölümdür. F1 araçlarının arkasındaki teknoloji burada sergilenir.

Teater Ungku Ömer

Burada 32 koltuklu bir mini tiyatro bulunur ve burada 3D teknoloji filmleri izlenir.

KLCC Park Kulesi

Burada koşu ve yürüyüş yolları, sığ havuzlar, çocuk oyun alanları ve ayrıca ışık gösterisi bulunan bir havuz vardır. Burada, Suria kulesinden çok daha fazla ziyaret edilecek yer vardır. Burada bir sanat galerisi vardır. Bir de Aquaria yani sualtı dünyası bulunuyor. Ayrıca bir filarmoni tiyatrosu ve Petrosains Merkezi bulunuyor.

Malezya Kuala Lumpur Aquarium KLCC

Aquarium KLCC

Bu su parkında: tüm dünyadan 20.000’den fazla su ve kara hayvanı bulunmaktadır. Burada her akvaryumda: hayvanlar doğal ortamlarında güzelce sergilenmektedir. Ziyaretçiler burada kaplan köpekbalıkları ve starfishes denilen suda yaşayan bazı hayvanlara dokunabilirler.

Akvaryum alanı, yaklaşık 60 bin metre karelik büyük bir alana yayılmıştır. Aynı zamanda 90 metrelik bir uzun su  tüneli vardır. Tünelde özellikle katil köpekbalıkları dikkati çeker ve onları yakından görebilirsiniz.

Petronas Filarmoni Salonu

Salon Petronas tarafından inşa edilmiştir. Malezya’nın ilk konser salonudur. Salon Malezya Filarmoni orkestrasına ve çeşitli sanatçıların performanslarına ev sahipliği yapar.

Mücevher kutusu şeklindeki salon, 885 seyirci kapasitelidir. Profesyonel kayıt için donanımlıdır. Salonun akustik ses düzeni mükemmeldir. Bu benzersiz akustik düzen, danışman Kirkegaard Associates eseridir.

Malezya Kuala Lumpur Menara KL-Bukit Nenas

 

MENARA KL-BUKİT NENAS

Jalan Puncak adresindedir. Buraya ulaşmak için bir tepe tırmanmanız gerekiyor ki, bir taksi ile gitmenizi öneririm. Ancak yürüyerek gitmek isterseniz, Bukit Nanas tepesini çevreleyen ormanın yemyeşil görüntüsü, asırlık ağaçlar ve bitki örtüsü ve tropik iklimin yerli faunası ilginizi çekecektir. Bence taksi ile gidin, yürüyerek inin.

Kule 421 metre yüksekliktedir ve iletişim ve yayın kulesi olarak kullanılır. Petronas kulelerinden daha yüksek görünür çünkü bu kule, deniz seviyesinden 94 metre yükseklikteki bir tepe üzerindedir.

Kule “Bukit Nanas” yani “Ananas Hill” tepesi üzerindedir. Dünyanın en yüksek dördüncü telekomünikasyon kulesidir. Deniz  seviyesinden olan yükseklik 515 metredir.

Kule: Mayıs 1996 ayında tamamlanmıştır. Mimari stil olarak: Arap Script, İslam fayans, klasik İslam floral ve soyut motifler ve yatıştırıcı kombinasyonları detaylandıran bir İslam mimarisidir. Ana ortak alan, girişin üst katındadır.

Bu düzeyde 9 dükkan ve bir açık hava amfi tiyatrosu (222 koltuklu) bulunur ve ayrıca bir fast-food restoran ve mini tiyatro ile tuvaletler görülür. Bu alt katta, ayrıca çeşitli hediyelik eşya dükkanları bulunur.

Gözlem güvertesine çıkmadan önce,

Buradan bilet satın almak gerekir. Giriş ücreti 8 RM dir. Ardından hızlı asansöre binerek gözlem güvertesine çıkılır. Hızlı asansör gözlem terasına 55 saniyede ulaşır. Şehrin manzarası, burada, Petronas kulelerinden daha güzel izlenir.

Kulede, bir de döner restoran bulunuyor. Berputar Seri Angkasa isimli bu restoran 250 kişi kapasitelidir ve gözlem güvertesinin yukarısındadır. Zemin seviyesinden 282 metre yükseklikte, yemek yemek gerçek bir keyiftir.

Döner restoranda, giriş ücreti yetişkinler için 38 RM ve çocuklar için 28 RM dir. Öğle yemeği 60RM ve akşam yemeği 135RM dir. Öte yandan dünyanın en yüksekteki McDonalts restoranı da bu kulede bulunmaktadır.

Evet kule hakkında son bir not: kule, aynı zamanda: Müslümanlar için ramazan başlangıcı ve sonunda ayın hilal durumunu gözlemlemek için bir gözlem güvertesi olarak da hizmet vermektedir.

Kulenin gözlem güvertesine çıkmak isterseniz, 8RM ücret ödeyerek asansör kullanmanız gerekir. Asansör gözlem terasına 55 saniyede ulaşır. Tepe noktasındaki “Seri Angkasa” isimli restoran, aynı zamanda döner restorandır ve yemek yerken muhteşem manzara izlenir.

Malezya Kuala Lumpur Göl Bahçeleri

 

GÖL BAHÇELERİ

Jalan Lembah, Tamam Tasik Perdana adresindedir.

Kuala Lumpur göl bahçeleri, gür yeşillik ve koşu parkurları ile 1888 yılından bu yana uzun bir geçmişe sahiptir. Genellikle burası şehirden uzak zaman geçirmek isteyenlerin yoğunlaştığı yerdir. Jalan Lembah boyunca iki suni göl ve birçok park bulunur.

Göl bahçelerinin açılışı: Mayıs 1975 tarihinde Malezya’nın ikinci Başbakanı Tun Haji Abdul Razak Hüseyin tarafından yapılmıştır. 92 hektarlık arazi üzerinde, çeşitli parklar ve bahçeler bulunur.

Bugün itibarıyla, burada beş bahçe ve halka açık parklar vardır. Göl bahçelerini gezmek için çek-çek arabaları kullanabilirsiniz.

Göl bahçelerinde bulunan park alanları şunlardır

Malezya Kuala Lumpur Orchid Garden-Taman Orkid

 

Orchid Garden-Taman Orkid

1 hektarlık bahçede, 800 türden 6000 orkide bulunur. Burası göl bahçelerinin en yüksek noktasındadır. Bu bahçenin ana amacı, bu bölgede yetiştirilen orkide türlerini korumak için bir merkez olmasıdır.

Orkideler iki çeşittir. Bunlar: Epifitik ve karasal orkidelerdir. Epifitik orkide: kömür, tuğla ve ağaç gövdesinde yaşar. Karasal orkide ise, genellikle yerden büyürken dallarında yetişir.

Orkide bahçelerinin hemen yanında “hibiscus” bahçesi bulunur. Eğer bitki fanatiği iseniz, Hibiscus Garden tarafını da gezmeyi ihmal etmeyin.

Malezya Kuala Lumpur Bird Park

 

Kuala Lumpur Bird Park

Jalan Cenderawash, Tamam Tasik Perdana adresindedir. Yani şehir merkezine 10 dakika uzaklıktadır.

21 dönümlük park alanında 200 kuş türünden 3000 kuş bulunduğu söyleniyor. Bunların yaklaşık % 10’u Malezya dışından getirilmiştir ve kalanların hepsi yerel kuşlardır.

Göl bahçeleri kurulduğunda, Kuş parkın geçmişi 1888 yılına kadar uzanıyordu. Kuş parkı sonradan göl bahçelerinin bir parçası olmuştur.

Evet burası dünyanın en büyük ve ücretsiz kuş parkıdır ve mutlaka gezmenizi-görmenizi öneririm.

Çeşitli renk ve boyutlardaki kuşları izleyerek, parkın geçitlerinde uzun yürüyüşler yapabilirsiniz. Park alanında günlük aktiviteleri de görebilirsiniz ki bunlar: kuş gösterileri, kartal besleme ve çok daha fazlası olacaktır.

Malezya Kuala Lumpur Ulusal Planetarium

 

Ulusal Planetarium

Planetaryum, ilk olarak 1993 yılında halka açılmıştır. Zekice tasarlanmış ve mavi kubbeli bir cami şeklinde yapılmıştır. Göl bahçelerinde: Kuş parkı ve Ulusal Müze arasındadır.

Burada çok sayıda sergi vardır. Ayrıca ilk Malezya astronotunun uzay giysileri görülebilir. Zemin katında, eskiden Çin ve Hintliler tarafından kullanılan gözlemevi kopyaları vardır. Ana sergi alanı ise, çatının iç kısmındadır.

Burada bulunan Omnimax sinema salonunda ziyaretçiler ekrandaki filmi izlemek için rahat koltukları kullanırlar. Büyük ekran, ziyaretçilere keyifli bir izleme ortamı yaratır. Eğer zamanınız varsa, birçok film vardır ve onları izleyebilirsiniz, ancak her film için ayrı ücret alınıyor. Yetişkin ve çocuklar için film başına 3RM ücret alınıyor.

Malezya Kuala Lumpur Muzium Negara-Ulusal Müze

 

Ulusal Müze-Muzıum Negara

Jalan Damansara Tasik Perdana adresindedir.

Müze: ulusal kimlik inşasını temsil eden bir tür Taiping müzeleri olan Perak (1883), Sarawak (1888) ve Selangor (1889) müzeleri gibi ülkenin ilk müzelerinden biridir. Selangor Müzesi, II. Dünya Savaşı sırasında Mart 1945 tarihinde tahrip olunca bu müzenin yapılması fikri oluşturulmuştur.

Yapı, inşaat tarihinin doruk noktası olan 1963 yılında yapılmıştır ve geleneksel Malay ve modern mimari stilleri birlikte yansıtır. Malezya’nın ilk Başbakanı tarafından bağımsızlık sonrasında 31 Ağustos 1963 tarihinde açılmıştır.

Müzenin hemen yanındaki: mozaik duvar resimleri: kültürel ve tarihi temaları betimlemektedir.

Müzede: 5 salon bulunmakta olup bunlar; ulusal sporlar, tarih ve doğa gibi konulara ayrılmıştır. Müzede 4 galeri bulunmaktadır. Bunlar: A Galerisi Erken Tarihi, B Galerisi Malay Krallıklarını, C Galerisi  Sömürge dönemini, D Galerisi Malezya’nın bugününe ayrılmıştır.

Müze binası; Malezya yaşamını betimleyen İtalyan mozaik camları ve Minankkabau tarzı çatısı ile tanınır. Ön duvarında güzel resimler bulunur. Müzenin en popüler eseri: 40.000 yıllık bir “sapaien” iskeletidir. Bunun dünya üzerindeki ilk insan olduğu düşünülüyor. Ayrıca 520 milyon yıl öncesinden kalma kumtaşı parçaları sergileniyor.

Müze giriş ücreti, Malezya’nın diğer yerlerinde olduğu gibi vatandaş olmayanlar için iki katı yani 5RM dir.

Malezya Kuala Lumpur Butterfly Park-Kelebek Parkı

 

Butterfly Park-Kelebek Parkı

Kelebek parkında, 120’den fazla türden 6000 kelebek bulunur. Ayrıca, kelebek larvalarını kendi kozalarında çıkarken görebileceğiniz bir üreme alanı da vardır.

Bu kelebekler yanında, park alanındaki ekranlarda çeşitli böcekler de görülür. Ayrıca, bazı korunmuş kelebekleri satın alabileceğiniz hediyelik eşya bölümü de bulunuyor.

Malezya Kuala Lumpur Deer Park

 

Deer Park

Burada ziyaretçilerin görmesi için geyikler bulunur. 2 hektarlık bu park alanında birçok geyik çeşidi vardır. Giriş ücretsizdir. Parkın en cazip hayvanı “Mousedeer” dir. Bu hayvan, dünyanın en küçük toynaklı hayvanıdır ve Endonezya ve Malezya bölgelerinde tanınır.

Diğer geyik türleri arasında: Hollanda’dan getirilen alageyik, eksen geyiği ve Sambar geyik cinsleri de bulunur.

Malezya Kuala Lumpur Tugu Negara-National Monument
Malezya Kuala Lumpur Tugu Negara-National Monument

 

Tugu Negara-National Monument

Jalan Parlimen-Jalan Tugu adresinde, Parlamento evine yakın bu bronz savaş anıtı, 1966 yılında yapılmıştır. Göl bahçelerinden yürüme mesafesindedir. Ulusal anıt, Malezya ülkesinin bağımsızlığı için mücadele ederken ölen cesur askerlerin anısına inşa edilmiş bir heykeldir.

Anıt 5 ana bileşenden oluşur ve 48 bin metre karelik alanı kaplar. Bunlar: anıt, pavyon, çevresindeki bahçeler, havuzlar ve savaş anıtıdır. Anıt: Iwo Jima tarafından tasarlanmış ve Felix de Weldon isimli bir Amerikalı mimar tarafından yapılmıştır.

Her yıl 31 Temmuz tarihinde: ülkenin Başbakanı, askeri ve polis başkanları: yabancı işgaline karşı ülkesini kurtarmak için çok zor şartlarda savaşan ve ölen bu kahramanlar anısına saygı duruşunda bulunurlar.

Göl bahçelerinin çevresindeki gezilecek yerler

Malezya Kuala Lumpur İslamic Arts Museum Malaysia-İslam Eserleri Müzesi

İslamic Arts Museum Malaysia-İslam Eserleri Müzesi

Jalan Lembah Perdana adresindedir.

Burası ünlü göl bahçelerinin yakınındadır. Müze genellikle İslam sanatının karmaşık ayrıntılarını sunmaktadır ve  insanlar tarafından yoğun olarak ziyaret edilmektedir. Amaç İslam dünyasının gerçek temsilcisi olan bir koleksiyon oluşturmaktadır.

Özellikle İran ve Ortadoğu’dan gelen eserler üzerinde yoğunlaşmıştır. Hindistan, Çin ve Malay eserleri olağanüstü kategoridedir. Tüm eserler 12 galeride sergilenir.

Tüm sergiler 30 bin metre karelik beyaz binadadır. Bu binada tavan kubbesinin güzelliğine dikkat etmelisiniz.

Müzede ayrıca, Medine-Mekke’deki Mescid-i Haram yani Peygamber camisi olarak bilinen dünyanın en önemli camisinin küçük çaplı maketi de bulunmaktadır. Giriş ücreti 14RM dir.

Malezya Kuala Lumpur Ulusal Cami

 

Ulusal Cami

Jalan Perdana adresinde, eski demiryolu istasyonunun hemen batısındaki bu modern cami: 13 dönümlük büyük bir alanı kapsamaktadır. 1965 yılında bir kilisenin yerine inşa edilmiştir. Göl bahçelerinin yalnızca 1 km uzağındadır.

Bu dev cami, Malay Müslüman nüfusu için ana ibadet mekanıdır. Cami Mekke şehrindeki ulu camiden esinlenilerek yapılmıştır. Minare katlanmış şemsiye gibi iken ana çatının tasarımı açık bir şemsiye fikrinden ilham kaynağı olmuştur.

Beton ana çatı, ana toplama salonunda daha büyük bir boşluk elde edilmesi amacıyla katlama levha kavramını kullanmaktadır.

Bileşiğin çevresinde birçok yansıtan havuzlar ve ayrıca çeşmeler vardır.

Camide aynı anda 15.000 kişi ibadet edebilmektedir. Caminin mavi kiremit çatısı: Malezya ülkesinin 13 eyaleti ve İslam’ın 5 şartını ifade etmektedirler ve 18 tanedirler. Caminin minaresi 73 metre yüksekliktedir.

Cami kompleksinde: kütüphane, toplantı salonu, tören odaları, ulusal kahramanlar için bir anıt mezar bulunur. Özellikle: ana salonun mavi vitraylı süs havuzu ve mermer salonu ilgi çekmektedir.

ŞEHİR MERKEZİNDEKİ DİĞER GEZİLECEK YERLER

Malezya Kuala Lumpur Royal Malaysian Police Museum

 

Royal Malaysian Police Museum

Jalan Semarak üzerindedir. Müzeye giriş ücretsizdir.

Müze, kuruluşundan buyana RMP rolünü ve tarihini ayrıntılı eserler ve sergilerle göstermektedir. Müze 1907 yılından bu yana, Polis Subay Mess olarak kullanılan bir binada bulunmaktadır.

Sergiler 3 galeride düzenlenmiştir.

A Galerisi

Müzeye girerken ilk galeri, Temenggung bölümüdür. Burada polis şefi ve cezaevi görevlilerinin rolü betimlenmektedir. (örneğin: erken Malay Sultanlık döneminde polisliğin nasıl yürütüldüğü anlatılır)

Günümüz RMP kökeni: İngiliz dönemi ve öncesindeki Portekiz ve Hollanda sömürge dönemlerinde polislik hakkında bilgiler verilir. 1820 yıllarında Penang Boğazlar yöresine yerleştirilen polis memurları tarafından kullanılan: seramik çorba kaseleri ve bir dizi polis üniforması sergilenir.

B Galeri

Burada: Boğazlardaki polis güçleri, Sabah ve Sarawak dahil üzere Federe Malay devletleri ve Malaya tarihi boyunca çeşitli devletlerde polis ve polis hizmetleri hakkında ayrıntılar sunulmaktadır.

Burada bu eski polis güçleri tarafından kullanılan günlük eşyalar, eski bir daktilo, bir kask, notebook, bir içme suyu filtresi, yangın söndürücü, bir revolver, düğmeler ve çeşitli nesneler bulunur.

Ayrıca: polis araçları, motosiklet modelleri sergilenir. Öte yandan kötü adamlar tarafından kullanılan: ateşli silahlar, cephanelikler, muşta, bıçak, sopa, kılıç ve daha fazlası görülür.

C Galeri

Burada polisin özel şubesine ait nesneler sergilenir.

Açık Sergiler

Burada: zırhlı wickham arabası, sankey AT-105 zırhlı aracı, GMC Zırhlı personel taşıyıcı, Ford Lynx gibi arabalar sergilenmektedir.

Malezya Kuala Lumpur Asian Art Museum

Asian Art Museum

Malaya Üniversitesi içindeki bu müzede: heykeller ve dokumalar sergilenir. Müzede sergilenen eserler, yaklaşık 50 yıldır toplanmıştır.

Müzenin en prestijli eseri: 1954 yılında Kun Krassri Nimanamhasminda tarafından müzeye bağışlanan Chiengsen dönemi (1400-1550 yılları arası döneme ait) Tayland menşeli bir bronz Budha heykelidir.

Heykel: Singapur Üniversitesi kampüsünden alınarak buraya verilmiştir.

Müzenin kendi alanı: 1980 yılında İktisat ve Hukuk Fakültesi arasındaki doğal alanda yapılmıştır. Sergi alanı: 3 kat içindedir ve 3 uygarlık temsil edilir. (Hint, Çin ve Malay İslam kültürü)

Müzede bulunan bazı nesneler şunlardır: 14.yada 15.yüzyıldan kalan, Tayland Sawankhalok yöresi menşeli: bir su kabı, fil heykelcikleri ve taş oymalar, bakır öğeler, Malay silahlarıdır. Ayrıca: Çin seramikleri, Hindu heykelleri, Malay takımadalarından gelen tekstil, kutsal maskeler.

Üniversite bünyesindeki bu müze, çok kültürlü Malezyalılar arasında Asya sanatını tanıtmayı amaçlamaktadır.

Giriş ücretsizdir, ama cumartesi ve Pazar günleri ile resmi tatil günlerinde kapalıdır.

Naturel Rubber Museum

Jalan Sungai Buloh adresindedir. Burası Selangor denilen yerde Kauçuk Araştırma Enstitüsü Deneme İstasyonudur.

Girişin ücretsiz olduğu müzede: Malezya ülkesinde kauçuk endüstrisinin tarihçesi ve gelişimi anlatılır. Bungalovdan dönüştürülen müze yapısında: ekranda dikim ekipmanları, toplama ve lateks işlemleri görülür.

Ayrıca özellikle sektörün önemli olayları tasvir edilmiştir. Dışarıda: işçi evleri, kreşler ve kauçuk işleme merkezlerinin modelleri görülür.

Ziyaretçiler ayrıca kauçuk endüstrisi ile ilgili çeşitli eylemlere katılabilirler. Bir lastik üretimi için ilk elden harika bir deneyim görülebilir.

ŞEHİR MERKEZİNİN YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER

Kuala Lumpur şehrinde, şehir merkezinin dışında kalay patronlarının malikanelerini görmek gerekir. Bunları görmek için: şehrin 10 km kadar kuzeybatısına gidilmesi gerekir.

19. ve 20. yüzyıllardan kalma ve ormanların içinde bulunan bu konutların küçük bir bölümü günümüze gelmiştir.

Dewan Tunku Abdul Rahman

En iyi korunarak günümüze ulaşmış konutlardan birisidir.

Konut: 1935 yılında Çinli kalay ve kauçuk üreticisi Eu Tonk Sen tarafından yaptırılmıştır.

Günümüzde: burada bir alışveriş pasajı, kültürel etkinliklerin düzenlendiği 400 kişilik salon ve bir polis merkezi bulunur.

Malezya Kuala Lumpur Stadium National

 

Stadium National

Şehir merkezi dışında, Bukit Jalil denilen yerde bulunan bu stadyum: 1998 yılında İngiliz Uluslar Topluluğu Oyanlarının yapıldığı tesislerin merkezindedir.

1998 yılında Malezya Başbakanı Tun Dr Mahathir bin Mohamad tarafından açılmıştır. 2001 Güneydoğu Asya oyunlarında da kullanılmıştır. Dünya üzerinde ikinci büyük futbol stadyumu olarak bilinir.

Stadyum 100.000 kişi kapasitelidir ve bunun yanında 4.000 seyirci kapasiteli bir su sporları merkezi bulunur. Komplekste bulunan diğer tesisler: hokey sahası, squas merkezi, kapalı bir stadyum ve bir park alanıdır.

Malezya Kuala Lumpur Chow Kit

 

Chow Kit

Jalang Dang Wangi ve Batu Road kesişimindedir. Jalan Tunku Abdul Rahman’ın kuzey ucundadır. Burası aynı  zamanda Kuala Lumpur’un kırmızı ışık bölgesi olarak da bilinir.

İsmini bir kalay madencisi ve belediye meclisi üyesi olan Loke Chow Kit’den almıştır. Her gün saat 09.00-17.00 arasında açıktır.

Bölgede: yerel atmosferi ve renkleri gözlemlemek için en ideal ve ucuz açık Pazar yeri burasıdır. 100 civarında satıcı vardır ve bunlar derme-çatma stantlarda satış yaparlar. Islak Pazar olarak bilinir.

Çünkü: balık ve diğer gıdaları taze tutmak için sürekli su sıçratırlar ve buz koyarlar. Bu yüzden burayı ziyaret etmek isterseniz özellikle ayakkabınıza dikkat etmenizi öneririm.

Çarşı bazen büyük boy ve bez, renkli şemsiyelerle gölgelendirilir.

Aynı zamanda gece pazarı olarak da bilinir. Giysi ve aksesuar satışı öndedir. Ayrıca egzotik meyveler, tofu, muhteşem börek ve baharat torbası, yumurta yığınları, garip ve muhteşem yemekler görebilirsiniz.

Bunların yanında, hayvansal ürünler, deniz ürünleri ve et tezgahları bulunur. Ayakkabı, giyim ve ipek ve kumaş satan tezgahlarda bulunur.

Malezya Kuala Lumpur Kampung Baru

 

 

Kampung Baru

Şehrin küçük bir yöresinde, bir dilim köy yaşamı arayanlar burayı tercih etmektedirler.

Yeni köy: 1880 yılından beri, günümüzdeki 100 hektarlık alanda, yedi köyün birleşmesiyle oluşmuştur. Günümüzde, Kampung Baru: gelişen gıda etkinliği ile tam bir cennettir ve Kuala Lumpur şehrinde köy hayatı yeniden dikkat çekmeye başlamıştır. Bir öğleden sonra gezintisi için, Petronas ikiz kulelerinden kısa bir yürüyüş ile buraya ulaşabilirsiniz.

Mahallenin arka planında: gökdelenler ve kazıklar üzerine inşa edilmiş ahşap evler görmek mümkündür. Ayrıca bir sürü hindistancevizi ve muz ağacı bulunur.

Burada: bir sürü Çin ve Tay restoranı olmasına rağmen, buranın en gözde yiyecekleri Malay yiyecekleridir. Bir tatlı meyve-sebze salatası, taze kızarmış aromalı tavuk,  sığır eti ve ızgara balık meşhurdur. Özellikle biber soslu ızgara uskumru yemenizi öneririm.

20 metre uzunluğundaki hizmet masalarında: sebze, salata, çeşitli köri ve ızgara etler, deniz ürünleri bulunur. Bu yarı açık büfede istediğinizi seçebilirsiniz.

Bu yiyecek tezgahları dışında, Pasar Malam bölgesinde sayısız Dvd ler, kitaplar, giyim ve moda aksesuarları da bulup satın alabilirsiniz.

Cumartesi gecesi, saat 18.00-01.00 arasındaki gece pazarında takı, giysi, kumaş, Malay yemekleri ve el sanatları satılır.

ŞEHİR MERKEZİ DIŞINDA, GÜNÜBİRLİK GEZİLECEK YERLER

Kuala Lumpur şehrinin yakınlarında: kalay üretiminde zenginleşen ve günümüz Malezya’sının en zengin ve en gelişmiş eyaleti olan “Selangor” bulunmaktadır.

Selangor bölgesinde: genellikle sanayi ağırlıklı tesisler olmasına rağmen, yine de görmenizi önerebileceğim birkaç yer bulunmaktadır.

Modern Malezya’nın kalbi olarak nitelendirilen bu eyalet: kalay madeni, palmiye yağı ve lastik plantasyonlarının merkezidir.

Malezya Kuala Lumpur Selangor Eyaleti-Shah Alam Şehri

 

SELANGOR EYALETİ-SHAH ALAM ŞEHRİ

Kuala Lumpur şehrine yaklaşık 25 km uzaklıkta, batıdadır. Kuala Lumpur ile Port Klang şehirleri arasında ortadadır ve Changi uluslar arası havaalanına, yalnızca 15 dakika uzaklıktadır.

Burası Malezya’nın en iyi planlanmış şehirlerinden birisidir ve 1970’li yılların başında kurulmuştur.

Şehir: geniş ve ağaçlıklı bulvarları ve büyük evleriyle dikkati çeker ve Selangor Eyaletinin başkentidir.

Masjid Sultan Abdulaziz Shan-Camisi

Şehrin simgesidir ve Londra şehrindeki St Paul’s Katedralinden daha büyük olacak şekilde tasarlanmıştır. Kubbesi mavi ve gümüş olduğu için, aynı zamanda “Mavi Cami” olarak da tanınır. Kubbe çapı 51 metredir ve İslam dünyasındaki en büyük kubbedir. Zeminden yükseklik 107 metredir.

Caminin köşelerinde 4 minaresi vardır ve minarelerin her birinin boyu 143 metredir.

Ana salon: 16.000 kişinin aynı anda ibadet edebileceği büyüklüktedir. Güneydoğu Asya’nın en büyük camilerinden birisidir.

Burayı ziyaret etmek isterseniz: kıyafetinizin uygun olmasına dikkat etmelisiniz ve namaz zamanlarında ziyaretçi kabul edilmez. Caminin büyük arazisi içinde: bir suni göl ve güzel bahçeler bulunur. Çünkü şehir dikkatli bir planlama ile yapılmıştır.

Malezya Kuala Lumpur Sultan Alam Shah Muziam-Selangor Devlet Müzesi

 

Sultan Alam Shah Muziam-Selangor Devlet Müzesi

Selangor eyalet müzesi, 1887 yılında kurulmuştur ve Malezya’da kurulan Perak Taiping müzesinin ardından ikinci müzedir. Müze Pazartesi günü hariç her gün açıktır ve giriş ücretsizdir.

Müzede

Daimi sergilerin bulunduğu birkaç galeri vardır.

Tarihçe Galerisi

Burada uzun zaman önce insanların nasıl yaşadıkları gösterilir. Kullanılan aletlerin yanı sıra giydikleri kıyafetler görülür. Bu sergiler, yeni nesillere zengin mirasa sahip olmayı öğretir. Selangor adının, 18 yüzyılda sungai selangor denilen nehir adından geldiğine inanılıyor.

Kültürel Galeri

Burada Malay gelenekleri gösterilmektedir. Bunlar: doğam, evlilik ve insanların ölümünde uygulanan ritüeller şeklindedir. Ekranda müzik aletlerinden, buraya özgü “Gendang Sembilan” ve “Cempuling” görülür.

İslam Galeri

Selangor’daki İslam tarihi görülür. Kur’an ve diğer edebiyat eserleri sergileniyor. Ayrıca ünlü camilerin modelleri görülüyor.

Doğal Tarih Galerisi

Burada diorama şeklinde Selangor doğal mirası gösteriliyor. Diorama: doğal ya da doldurulmuş yaban hayatı, balmumu figürler ya da gerçek nesneler kullanılarak tarihsel olayların temsil edilmesidir.

Sergide diorama arasında Malezya yarımadasında bulunan büyük timsah meşhurdur. Ayrıca ülkede bulunan çeşitli kelebekler, balıklar, yılanlar ve diğer hayvanlar da burada gösterilir.

Müzenin hemen bitişiğinde “Selangor Devlet Kütüphanesi” bulunur.

Malezya Kuala Lumpur Sunway Lagoon

 

 

Sunway Lagoon

Shah Alam şehri yakınlarındaki bu park alanı: özellikle su etkinlikleriyle ünlüdür ve Malezyalı çocuklar arasında çok popülerdir, burayı gezmeye giden çocuklu ailelerin buraya uğramaları önemle ikaz edilir.

Park: Bandar Sunway-Selangor Darul Ehsan adresindedir.

Parka giriş ücretlidir. Yetişkinler için 120RM, çocuklar için 90RM ve 60 yaş üstü vatandaşlar için 90RM ücret ödemek gerekir. Boyu 90 cm altında olan çocuklar ücretsiz kabul edilir.

Burada bulunan alanlar şunlardır

Su parkı, lunapark, doğal yaşam parkı, aşırı park, çığlık parkı.

Su parkı

Burada harika sörf için mükemmel dalgalar yaratılmaktadır. 13 bin metre karelik alanda yayılmıştır. Dünyanın en büyük “Su Ride” buradadır. Dalga havuzu da ilgi çekiyor.

Lunapark

Her kesimden ziyaretçi buraya gelmektedirler. Malezya’nın 360 derece dönen ilk korsan gemisi buradadır. 428 metrelik Malezya’nın en uzun asma yaya köprüsü üzerinden yürüyebilirsiniz. Temalı oyun alanlarında çocuklara hayal gücünü ve yaratıcılıklarını keşfetme imkanı sunulur.

Doğal Yaşam Parkı

Malezya’nın ilk tam interaktif ve eğitici Wildlife Parkı, 82 tür özel sergisi ve 140 dan fazla egzotik hayvan türleriyle buradadır. Bunlar arasında bulunanlar: kuşlar, balıklar, sürüngenler, memeliler ve egzotik, küçük ve samimi hayvanlardır.

Aşırı Park

Burası eğlenceli adrenalin depolama için yapılan bir alandır. Burada: tüm arazi araçları, Go kart, okçuluk hedef atışları, G-Force alanı bulunur. Malezya’nın en uzun uçak fox: 206 metre yükseklikte park üzerinde uçmaktadır.

Çığlık Parkı

Burada hazırlanan temalı alanda, zombiler ve kurtarılmaya bekleyen insanlar bulunuyor. Yani, burada korku hakimdir.

Malezya Kuala Lumpur Kanching Falls
Malezya Kuala Lumpur Kanching Falls

Kanching Falls

Selangor eyaletinde, Selayang ve Rawand arasındadır. Yani, Kuala Lumpur şehrinin21 kmkuzeyindedir. Bu bakımlı rekreasyon alanı “Hutan Lipur Kanching” olarak isimlendirilir.

Burada ferahlatıcı şelaleler ve kelebekler ve bitki yaşamı görülebilir. 7 tane şelale bulunur. Şelalelerin toplam düştükleri yükseklik200 metrekadardır. Bölge sonbaharda romantik ve tenhadır. Ama bu tarihte banyo için uygun değildir.

Kapor Güz: Burada: soyunma odaları, tuvaletler, barınaklar vardır. Burada eşyalarınızı bırakarak yüzmeye gidebilirsiniz, ancak çevrenizde meraklı maymunlar olacaktır, dikkat etmeniz önerilir. Çünkü herhangi bir fırsatta mutlaka bir şeyler çalacaklardır.

Advenure: Buraya ulaşmak için dik yokuşları tırmanmak gerekir. Bu yolculuk için derenin her iki yanında yollar vardır. Buralar yüzmek için uygun değildir.

6. Numaralı şelalenin üzerinde, peyzaj aniden değişir. Burada son bir şelale vardır. Sessiz ve tertemiz alan, dinlenmek için çok uygundur.

İsterseniz burada kamp yapmakta mümkündür. Tesislerde: banyolar, tuvaletler, kantin ve seyyar havuzlar bulunur.

Malezya Tarım Parkı

Shah Alam şehrine 10 dakika uzaklıktadır. Burası dünyanın en büyük tarım-ormancılık parkıdır. Parkın içinde: hindistancevizi ağaçları, pirinç tarlaları, meyve ağaçları, kauçuk ağaçları bulunur.

Yani bir yağmur ormanı ortasında tüm tarımsal kaynak ürünleri bulunmaktadır. Ayrıca: iki baraj, bir göl, bir asma köprü, bir kuş evi ve bir safari parkı bulunur. Park içinde bisiklet kiralamak mümkündür.

Sayısız su sergileri, canlı gösteriler, doğal yollar ve eğitim programları yapılır. Burada Malezya’nın zengin doğal özellikleri hakkında ziyaretçilere bilgiler sunulur.

İsterseniz, gece burada konaklamak mümkündür, ücret 30RM dir. Park alanı giriş ücreti ise 2RM dir.

Malezya Kuala Lumpur Mines Wonderland Parkı

 

MİNES WONDERLAND PARKI

Burası: Kuala Lumpur şehrinin hemen dışında: eski bir kalay madeninin çukurları üzerine inşa edilmiş temalı park alanıdır.

Ama: dünyanın en büyük açık ocak işletmesi üzerine kurulması ile önem kazanır. Kuala Lumpur şehrinden buraya ulaşım için Seremban otoyolunu takip etmek gerekiyor.

Yani başkente yalnızca 20 dakika uzaklıkta bulunması büyük avantajdır. Park alanı saat 11.00-18.00 arasında açıktır. Yetişkinler için 35 RM ve çocuklar için 2 1RM ödemek gerekir.

Jalan Sungai Besi boyunca uzanan park alanında: özellikle tropikal iklimin hakim olduğu bu bölgede, kış etkisi yaratmak için “suni kar” yağdırılması ilgi çeker. Öte yandan, yine burada: su sporları, eğlenceleri ve çeşitli restoranlar ve diğer tesisler bulunuyor.

Geceleri, pırıl pırıl göl üzerinde muhteşem lazer ve multimedya gösterileri yapılır.

Gölün yanında “Mines Alışveriş Merkezi” bulunmaktadır. Göldeki en popüler etkinlik, 45 dakika süren “Wa Wa Splash” gölündeki eğlenceli ve heyecan verici gezintidir.

Park alanında bulunan bazı yerlerden söz etmek istiyorum

Buz Fabrikası

Burada sıcaklık -15 ile -10 derece arasındadır. Burada Malezya’da ilk kez kar yağdırılmaktadır.

Musical Fountation

Açık hava musical fountain: 4000 seyirci kapasiteli bir tiyatrodur. Burada ışık, müzikal su içeren, su dans gösterileri düzenlenmektedir.

Kültürel Performanslar: Burada: dansçılar tarafından özel performanslar düzenlenir. Ayrıca Doğu Malezya tiyatrosu gösterileri yapılır ve bir Malezya Traveller isimli gıda  köyü mevcuttur.

Beyaz Krallık

Parkta dağınık hayvan çeşitleri vardır. Burası yani Beyaz Krallık: kaplanlar, tavus kuşları ve papağan gibi nadir albino türlerinin evi konumundadır.

Işık Fantezi

Burada çok sayıda renkli ışıklarla süslenmiş dev animasyonlu su hayvanları, mesire yeri olan gölde yüzerler.

Zheng He Treasure Ship Lantern

600 yıl önce Batı denizlerinde onun önderliğinde 200 gemilik filosu ile Amira Cheng Ho burada betimlenmiştir. Yazılı, görsel ve ses efektleriyle geliştirilen alanda, ziyaretçilere geçmiş anımsatılır.

Tiger

Burada kaplanlar hakkında her türlü bilgi keşfedilir ve kaplanlar hakkında gizli bir şey kalmaz.

Vintafe Car

En sevdiğiniz vintage arabalar ile burada sokaktan aşağıya bir sürüş yapabilirsiniz.

Bahçe Teknesi

Bu kuş kafesi gibi tekneyle, 200 metrelik kanal boyunca bir yolculuk yapılır. Aynı zamanda rahatlatıcı bir atmosfer ile dikkatlice oluşturulmuş peyzajın tadı çıkarılır.

Malezya Kuala Lumpur Batu Caves

BATU CAVES

Burası, Kuala Lumpur şehrinin13 kmkuzeyindedir. Yani Kuala Lumpur şehir merkezinden Ipoh Road takip edildiğinde yaklaşık 45 dakikada ulaşılır.

Bunlar: yüzyıllar önce yerel sakinler tarafından kullanılmış mağaralardır. Yani ormanın derinliklerinde saklı, kireçtaşı falezleri bulunan mağaralardır.

Ancak, mağaralar 19. yüzyıldan sonra bir gezi ve hac yeri olarak önem kazanmıştır. Amerikalı William Hornaday bunları keşfetmiştir. II. Dünya savaşında burayı işgal eden Japonlara karşı korunmak isteyenler, bu mağaraları kullanmışlardır.

Savaşın bitmesinin ardından ise, mağaralardan bir tanesi “Hindu Tapınağı”na dönüştürülmüştür. Bu mağaranın tavanı 100 metreye kadar ulaşır ve mağara “Tapınak Cathedral Mağarası” olarak bilinir.

Günümüzde

Her yıl Ocak veya Şubat aylarında: Hintlilerin günahlarından arınmak için kutladıkları “Thaipusam Bayramı” şenlikleri burada yapılır ve mağara binlerce ziyaretçinin akınına uğrar. Uzun giriş merdivenini kullanan ziyaretçiler, muhteşem mağarada toplanırlar.

Hint inanışına göre, tanrı Murugan, kötülüğün kaynaklarını ortadan kaldırmak için kullandığı kutsal mızrağını buradan almıştır ve bu olay, binlerce Hintli tarafından ( söylenenlere göre 500.000 kişi toplanmaktadır) “Thaipusam” bayramı olarak kutlanır. Yalnız bu kutlamalar ilginçtir.

Çünkü kutlamalara katılan Hintlilerin  bazıları, yanaklarına ve dillerine kızgın şiş saplarlar veya bedenlerini kancalara asarak kendilerini cezalandırırlar.

Kutlamalar 272 basamaklık merdiven çıkılarak mağaranın girişinde yapılır.

Ama her ne kadar nemli ve sıcak havada buraya çıkmak zahmetli de olsa “Cathedral Cave” olarak isimlendirilen bu mağara, yüksek sarkıt ve dikitleriyle görülmeye değerdir.

Bölgedeki bir düzine diğer mağaralardan ise yalnızca 3 tanesi ziyarete açıktır.

Tapınak mağarasının biraz altında “Karanlık Mağara” bulunur. Mağara faunası benzersiz türleri barındırmaktadır. Ancak ekolojiyi korumak için mağaraya ulaşım kısıtlıdır. Karanlık mağarayı ziyaret etmek isteyenler, Malezya Doğa Derneğinde izin almak zorundadırlar.

Üçüncü mağara: heykeller ve Hindu mitoloji sahneleri ve figürleri bulunan duvar resimleriyle ünlüdür.

Art Gallery ve Poets Cave

Tepenin eteğinde bulunan bir köprü: küçük bir gölün üzerinden buraya ulaşmayı sağlar. Burada: Hindu tanrılarının gösterişli heykelleri bulunur. Ayrıca: Tamilli şair Thiruvalluvar’ın taşlar üzerine oyulmuş beyitleri görülür. Bu beyitlerde: bilgelik, aşk, ahlak ve mali  durum gibi temel konular işlenmiştir.

Templer Park

Burası Batu Caves denilen yerin9 km uzağındadır. Burası: Malezya’nın ünlü yağmur ormanlarından görüntüler sunar. Park alanı ismini: 1950 yılında İngiltere’nin bölgedeki son valisi Sir Gerald Templer’den almıştır.

Bu büyük yağmur ormanı alanında: akarsular, çağlayanlar, şelaleler, küçük göller ve kireçtaşı falezlerinden oluşan mağaralar görülür.

Mağaraları görmek isteyenler, parkın kuzeyinden geçen ve nehrin batısında kalan 740 metrelik “Bukit Takun” yürüyüş parkurunu takip etmelidirler.

Malezya Kuala Lumpur Tanah Tinggi Genting-Genting Highlands

 

TANAH TİNGGİ GENTİNG-GENTİNG HİGHLANDS

Bu yayla: şehir merkezine 51 km uzaklıktadır. Araba ile 45 dakikada ulaşılır.

Burası Malezya yarımadasının ünlü bir tatil beldesidir.

Burada deniz seviyesinden 2000 metre yükseğe ulaşılır.

Günümüzde burada

Dinlenme tesisleri ve oteller yoğundur. Bir anlamda, Amerika’daki Las Vegas benzeri denilebilir.

1964 yılında Tan Sri Lim Goh Tong isimli biri tepede tatil yaparken havanın güzelliğini hisseder ve tpopikal ısıdan korunmak isteyen İngiliz sömürgeciler için bu tatil beldesini hazırlar.

Çünkü o tarihlerde Malezyalılar dağlık alanlarda tatil yapmaktadırlar.

Getting Highlands bölgesinde ilk otel 1971 yılında (Theme Park Hotel) kurulur. Günümüzde ise: Geting Hotel, Highlands Hotel, Resort Hotel, Tema Park Hotel ve First World Hotel olmak üzere beş ünlü otel vardır ve yatak kapasitesi toplamı 6000 civarındadır.

Bilgisayar yardımı ile hangi otelde boş yer bulunduğu görülür ve ziyaretçiler ona yönlendirilir. Ayrıca: Malezya ülkesinin tek yasal “Casino” yani “Kumarhanesi” buradadır.

Casino’nun bulunduğu Resort World Geting: ana konumlardan birisidir. Burada ana temalar: Hollwood, Monte Carlo, Latte, Sirk Sarayı, Maxim Kulubü ve Elite olarak düzenlenmiştir.

Öte yandan bölgede

sinemalar, restoranlar, bowling salonu, konser salonu, golf sahası ve temalı park alanları bulunmaktadır.

Yani, bölge aslında bütün aile için uygun bir yerdir. Buranın “Theme Park” denilen bölümü de çok uygundur. Burada yetişkinler ve çocuklar için sağlanan iç ve dış oyun alanları vardır. Ayrıca, konserler, performanslar, sinema, karaoke gibi eğlenceler düzenlenir.

Chin Swee Mağaraları Tapınağı

bölgenin en güzel yerinde bulunmaktadır. Tapınağın içinde Chin Swee isimli bir siyah yaşlı kişiye ait heykel bulunur. Heykel: yağmur çağırır ve kötü ruhları kovmak için Fujian eyaletinde tanrı olarak tanınır.

Tapınak: Singapur, Tayvan, Endonezya, Tayland ve Çin gibi ülkelerden gelen çok sayıda yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker.

Chin Swee Mağaraları Tapınağı

Geting Gurubu kurucusu, Tan Sri Dato tarafından bağışlanan 28 dönümlük bir arazi üzerindedir. Tapınak zirvesinden yaklaşık 5-10 dakika sürer.

Malezya Kuala Lumpur Bukit Fraser-Fraser Tepesi

 

BUKİT FRASER-FRASER TEPESİ

Kuala Lumpur şehir merkezine yaklaşık 2 saat uzaklıkta, şehir merkezinin 100 km kuzeybatısındaki bu alan: eski bir yerleşim yeridir ve yüksekliği 1500 metreye ulaşan yedi tepe üzerine kurulmuştur.

Dolayısı ile, dağların arasına yuvalanmış buraya ulaşım zordur. Buraya ulaşmak için özellikle son 8 km son derece virajlıdır ve İngiliz Yüksek Komiseri Sir Henry Gurney: komünist isyan döneminde 1951 yılında burada yani doruk noktasına ulaştığında öldürülmüştür. Bu nokta, bir levha ile işaretlenmiştir.

Günümüzde, özellikle Singapur olmak üzere diğer yakın çevreden, ısıdan kaçan yerliler buraya ziyarete gelirler. Burası ayrıca İngiliz sömürge dönemi insanları için, son tepe istasyonlarından birisi olarak bilinir.

Fraser Tepesi, ilk olarak 1890’larda kalay cevheri ticareti sırasında gündeme gelmiştir. İskoç fırsatçı Louis Jamer Fraser: Avustralya’daki başarısız altın madenciliği girişiminin sonrasında, buraya, Titiwangsa dağlarını keşfetmeye geldi.

Bir gün, kendisi, ormanda yosunlu kalın bir örtü ile gizlenmiş zengin kalay madeni yataklarını buldu. Fraser, bir maden açılması ve aşağıya kalay cevherinin taşınması için Çinli işçiler ve katırlar kiraladı.

Sonunda, tepede madenciler için işten sonra eğlence, kumar ve afyon içilmesi için açtığı işletmeye taşındı.  1915 yılına gelindiğinde bölgede kalay yatakları kurudu ve herkes bölgeden uzaklaştı ve aynı dönemde Fraser esrarengiz şekilde kayboldu.

Onun gizemli kayboluşu, günümüze kadar çözülmüş değildir.

Ancak zamanla Frazer tepesi büyüdü

1917 yılında Singapur piskopos yetkilileri tarafından bir tepe istasyonu haline getirildi. Takip eden süreçte, burası Malezya’nın en popüler doğa ve yayla tatil yerlerinden birisi haline geldi.

Evet Fraser Tepesi, Penang eyaletinde Malezya yarımadası merkezi bölgesindedir. Singapur yaklaşık 400 km uzaklıktadır. Ziyaretçiler ve turistler yıl boyunca Fraser tepesini ziyaret edebilirler. Ancak ağır sis ve yağış çoğu zaman ziyareti olumsuz etkileyebilir.

Yüksek dağlar, nemli ve serin iklim özellikleri gösterirler. Eylül-Nisan ayları arasında, muson sezonunda yağış artar.

Ayrıca, bölgede küçük kalabalıklar için ucuz konaklama tesislerinin keyfini çıkarmak için okulların kapalı olduğu ve büyük kamu tatillerinin olmadığı dönemlerde buraya gitmenizi öneririm. Burada sıcaklık, gece ve gündüz 16-20 dereceler arasındadır.

Burayı ziyaret etmek isteyenlerin, mutlaka yanlarına kalın giysiler almaları önerilir.

Burada, orman boyunca levhalarla işaretlenmiş doğal yürüyüş parkurları bulunmaktadır. Orman yürüyüşlerinde zengin doğal yaşamı görebilirsiniz. Kuş gözlemlemek isteyenler, burada birçok kuş türü görebilirler.

Malezya Kuala Lumpur Tanah Tinggi Cemeron

 

TANAH TİNGGİ CAMERON-CAMERON YAYLALARI

Burası: Kuala Lumpur şehir merkezinden 240 km uzaklıktadır. Buradaki yerleşime ulaşmanın en iyi yolu Kuala Lumpur şehrinden kalkan treni kullanmaktır. Tapah Road Station denilen istasyona ulaştıktan sonra, yüksek düzlüklere çıkmak için taksi kullanmalısınız.

Cameron Highlands: 1829 metre rakımda ve Pahang’ın kuzeybatı köşesinde tatil köyleriyle meşhur bir yerdir. Burada yetiştirilen: lahana, domates, havuç, yeşilbiber ve marul: çevreye ve özellikle Singapur’a gönderilir.

Ayrıca, yine bölgede çay ve çilek tarımı yapılır ve gül bahçeleri bulunur. Özellikle bölgenin çilekleri çok ünlüdür. Kasimanis Strawbery Farm: Resort yol girişinde bulunan Brinchang bölgesindedir.

Burada: Banjaran Ttiwagnsa dağ sıraları uzanmakta olup, zirvelerin en yükseği, 2032 metrelik “Brinchan” dağıdır.

Cameron yaylasının bulunduğu düzlük ise

Deniz seviyesinden 1520 metre yüksektedir. Yayla: sabah sisli havası ve daha sonra sürekli esen serin esintileriyle ülkenin diğer yerlerine nazaran büyük ferahlık sunar. Bambular ve palmiyeler yerini yağmur ormanlarına bıraktıktan sonra, sıcaklıklar düşer ve serin dağ havası başlar.

Yaylalar ismini: 1885 yılında burayı keşfeden İngiliz William Cameron’dan almıştır. Bu keşif, kısa zaman sonra çay plantasyonu işletmecileri ve Çinli meyve-sebze yetiştiricilerinin akınına uğramıştır.

Bukit Fraiser tepesinde kaybolan turist gibi: burada da 1967 yılında bölgede tatil yaparken, gece gezmek için dışarıya çıkan Amerikalı Jim Thomson: yine gizemli şekilde ortadan kaybolmuş ve sır hala çözülememiştir.

Bölge: üç bölüme ayrılmıştır.

Ringlet

İlk varış noktası burasıdır. Ancak, burası: birkaç çay plantasyonu ve çiçekler dışında pek özellik göstermez.

Tanah Rata

Ringlet’den 13 km ilerlediğinizde buraya varılır. Burada: Bertam nehrinin önüne set çekilerek oluşturulmuş yapay göl “Sultan Abu Bakar” ilgi çeker. Burada: pek çok otel ve Çin ve Hint restoranı ve İngiliz tarzı çayevleri bulunmaktadır. Bu çayevlerinde: özellikle “Cameron” çayı içmelisiniz. Mağazalarda ise, her türlü hediyelik eşya bulabilirsiniz, ama özellikle cam çerçeve içine yerleştirilmiş kelebekler ve akrepler ilgi çekmektedir.

Çay plantasyonlarını gezmek isterseniz: çiftliklere giden otobüs servislerini kullanarak: Boh, Blue Valley ve Sungei Palas çay ekim çiftliklerini gezebilirsiniz. Özellikle Sungei Palas: mükemmel manzarası ile ilgi çeker ve burada “Tea Center” denilen bir merkez bulunur ki, bu merkezde: çay üretimi hakkında bilgi alabilirsiniz.

Tanah Rata  denilen bu bölgede: bütçenize uygun olarak konaklama seçenekleri de bulunur. Makul fiyatlı Cameronnian Holiday Inn tercih edilir. Golf sahası yanında bulunan “Olde Smokehouse” isimli tesis 1930’lu yıllarda kalmadır ve sarmaşıklarla kaplıdır. Burada geleneksel akşamüstü kremalı çayı denemelisiniz.

Bunun dışında: Tanah Rata: yürüyüş parkurlarıyla dikkat çeker. Orman yürüyüşlerinde: serin iklim, şelaleler ve kelebekler görürsünüz. Bu yürüyüş güzergahlarının çoğu; Malezya Tarım Araştırma ve Geliştirme Kurumu yakınlarından geçer. Bölgenin en iyi işaretlenmiş ve aileler için uygun yürüyüş yolu: Parit Şelaleleri ve Robinson Şelaleleri turudur. Bu turlarda: piknik yapılır ve yüzülebilir.

Brinchang

Tanah Rata’nın birkaç kilometre ötesindedir. Burada: meyve bahçeleri ve çay plantasyonları ünlüdür.

Ukrayna Kırım Bahçesaray

Ukrayna Kırım Bahçesaray

 

Kırım özerk cumhuriyetinin güneyinde, Kırım Hanlığının başkentidir. Ruslar tarafından ismi değiştirilmeyen nadir şehirlerden birisidir.

Çünkü: aşağıda ayrıntılı olarak anlatacağım gibi: ünlü Rus şair ve yazar Aleksandr Puşkin: dünyaca bilinen ve tanınan bir şiirinde: Bahçesaray Çeşmesinden söz etmiş ve bu nedenle şehrin adı, sonraki süreçte değiştirilmemiştir.

Şehir: Simperefol şehrinin 32 km. güneybatısındadır. Nüfus, 30 bin kişidir. 1920 yılında buradan sürülen Kırım Tatarları; 1989 yılından itibaren yine buraya göç etmeye başlamışlardır. Burası: 15-18’nci yüzyıllar arasında, Kırım Hanlığının başkenti olmuştur.

Yani, bir anlamda Kırım Tatarlarının tarihi başkentidir. Şehrin ismi, Kırım Tatarlarınca “Bağçasaray” olarak isimlendirilir. Kırım Hanları: Giray ailesi, 1420-1783 yılları arasında, yaklaşık 350 yıl boyunca bu topraklarda hüküm sürmüşlerdir. Şehrin en büyük gelir kaynağı turizmdir.

Özellikle, yaz aylarında, çevrede bulunan birçok tarihi yapı nedeniyle: binlerce turist burayı ziyaret etmektedirler. Çünkü: Hıristiyan Ukrayna bölgesi yakınlarındaki bu Müslüman ve doğu kökenli şehir: tamamen farklı mimarisiyle ilgi çekmektedir.

Modern Bahçesaray: eski şehir, yeni şehir ve yeni bölgeler olmak üzere, 3 bölüm halindedir.

Eskişehir: Çürüksu nehrinin vadisinde, ortaçağ özelliği taşıyan dar sokakları ve geleneksel Tatar evleriyle önem kazanır. Yenişehir: Bu bölge, II. Dünya Savaşından sonra inşa edilmiştir. Burada: 5 katlı Kurusçev siteleri bulunmaktadır.

Bölge: Sivastopol-Simferepol karayolu ve demiryolu boyunca uzanır. Yeni bölge: Burası: yurtlarından sınır dışı edilerek sürülen ve daha sonra buraya geri dönen Tatarlar tarafından, 1990 yıllarının başında kurulmuştur.

Şehrin: Simferepol tarafındaki girişindedir. Burada: düzenli sokaklar ve caddeler ile küçük bahçeli evler bulunmaktadır.

Ukrayna Kırım Bahçesaray

ULAŞIM

Buraya ulaşmak için genellikle tercih edilen yol: Simferepol şehrinden buraya uzanan, 30 km. uzunluğundaki karayoludur ve bu yol: bozkırlar ve dağlardan geçerek şehre ulaşır.

İKLİM

Denize yakın olması nedeniyle, şehirde ılıman iklim hakimdir. Kışlar serin ve yazlar ılık geçer. Kar yağışına sık rastlanmaz.

PARA BİRİMİ

Kırım’da: grivni denilen bir para birimi kullanılıyor. 1 Amerikan Doları= 5 Grivni 1 TL= 2.5 Grivni

 

NE YENİR

Kırım bölgesinde; yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, özellikle “şaşlık” denilen ve ülkemizdeki kuzu şişe benzeyen ızgarayı tatmanızı öneririm. Ayrıca, elbette “Tatar böreği” yani diğer ismi ile “Çiğbörek” denemelisiniz.

Ukrayna Kırım Bahçesaray
Ukrayna Kırım Bahçesaray

 

Bu şehri ziyaret ettiğinizde görmenizi önereceğim yerler ise:

 

HANSARAY

Yazının hemen en başında belirtmek durumundayım ki, burayı gezmek için 2 saat ayırmanızı öneririm. Kırım ülkesindeki müzelerin, her gün saat: 17.00’de kapandığını da unutmayınız.

Bu saray: Bahçesaray’da Kırım Hanlığı döneminde, 16’ncı yüzyılda, Giray Hanedanı döneminde, Kırım Hanı I. Mengli Giray Han tarafından yaptırılmış, zamanla takip eden Hanlar tarafından yeni eklemeler ve ilavelerle genişletilmiş, birbirine bağlı binalardan meydana gelen bir komplekstir.

Yapının yapımında: Anadolu, İran ve İtalya’dan ustalar ve Rus ve Ukraynalı esirler çalıştırılmıştır. Bahçesaray’ın en önemli yeridir. İstanbul-Topkapı sarayının küçük ama zarif bir örneği şeklindedir. “Tatar El Hamrası” olarak da bilinmektedir.

Çünkü: Kırım Hanları İstanbul’da yetiştirilmektedirler ve ülkelerine geri döndüklerinde, İstanbul’da gördüklerini Hansaray’da uygulamak istemişlerdir. Uzun yıllar, Hanlığın yönetim merkezi olarak kullanılmıştır.

Takip eden süreçte ise: 1736, 1737 ve 1771 yıllarında yabancı ordular tarafından tahrip edilmiştir. Özellikle: I. Selim Giray Han tarafından yaptırılan ve paha biçilmez binlerce el yazması bulunan meşhur kütüphanesinin yakılması ve yok edilmesi büyük bir kayıp olarak değerlendirilmektedir.

Tüm bu yıkımlar ve tahribatların ardından her seferinde saray yeniden onarılmış ve gitgide tam bir Osmanlı sarayı haline gelmiştir. 1783 yılındaki Rus işgali döneminde ise: yeniden yapılan restorasyonlar sonucu, saray özgün mimarisini tamamen kaybetmiştir.

Özellikle: 1854-1855 yılları arasındaki Osmanlı-Rus savaşı döneminde, saray hastane olarak kullanılınca, büyük ölçüde hasar görmüştür.

Evet: Hansaray’ı ziyaret etmek isterseniz:

Çürüksu deresi üzerindeki taş köprüden geçmeniz gerekiyor. Buradan geçince: ana kapıdan avluya giriyorsunuz. Bir zamanlar atlı süvarilerin bulunduğu ağaçların gölgelediği geniş avluda: günümüzde büyük turist gurupları sıraya girmektedirler.

Avlunun sağ tarafında müzenin girişi, sol tarafında ise bilet gişeleri, Han camisi, mezarlık, hamam ve diğer ek binalar görülür.

Günümüzde: saray içinde bulunan gezmenizi ve görmenizi önereceğim yerler şunlardır:

1. Tarih ve Arkeoloji Müzesi

2. Demir kapı

3. Çeşmeli avlu

4. Göz yaşı çeşmesi

5. Divan salonu

6. Mescit

7. Harem

8. Enderun odaları

9. Han Camii

10. Hazire-Mezarlık

11. Altın oda

12. Yaz çardağı

13. Sarıgüzel Hamamları

 

Tarih ve Arkeoloji Müzesi

Müze: Salı ve Çarşamba günleri hariç her gün açıktır ve saat: 09.00-17.00 arasında ziyaret edilmektedir. Giriş ücretlidir ve ücret 14 Hrivna (3 Dolar) dır.

Müze, 1917 yılında ünlü sanatçı, tarihçi ve arkeolog Üsein Bodaninskiy tarafından kurulmuştur. 1944 yılında Kırım Tatarları sürgüne gönderilince, müze kapanmış ve müzede bulunan Kırım Tatarlarına ait pek çok kıymetli eser ortadan yok olmuştur.

1950 yılında müze yeniden açılmış ve depolarda bulunan Kırım Tatarlarına ait eserler yeniden sergilenmeye başlamıştır.

Ukrayna Kırım Bahçesaray
Ukrayna Kırım Bahçesaray

 

Demir kapı

Sarayın ana girişindedir.

Bu kapı: ikinci avluya açılmaktadır. İtalyan mimar Alevizio Novi tarafından yapılmıştır. Ancak: burada da ilginç bir husus var. İtalyan mimar: döneminde Rus Çarı tarafından Kırım üzerinden Moskova şehrine davet edilir ve Kırım’da bulunduğu sürede, alıkonulunca: sarayın inşaatında görevlendirilir ve bu kapının bulunduğu yeri yapar.

Demir kapı ise: 1503 yılında, I Mengli Giray Han tarafından: Salacak bölgesindeki eski saraydan getirilerek buraya günümüzdeki yerine konulmuştur. Kapının bulunduğu yerde: ince işlenmiş kabartma Rönesans süslemeleri dikkat çekmektedir. Özellikle: alınlık kısmında, Kırım Hanlığının simgesi “Tarak Tamga” dikkati çekmektedir.

Evet: Demirkapı: ihtişamlı görüntüsü nedeniyle, Kırım Tatarlarının tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle: 20’nci yüzyıl başlarında, Kırım Cumhuriyetinin kuruluşunda ve benzeri pek çok olayda, kapı önemli rol oynamış ve olaylar, kapının önünde çektirilen fotoğraflarla pekiştirilmiştir.

 

Çeşmeli Avlu

Buradaki altın çeşme görülmeye değerdir.

Çeşme: Rönesans tarzı süslemeleriyle dikkati çeker ve 1733 yılında, Kaplan Giray Han tarafından yaptırılmıştır. İşlemeleri altın tozu ile yapılan çeşmenin özellikle üst alınlığı ve üstündeki sülüs yazısı ilgi çeker.

Ukrayna Kırım Bahçesaray
Ukrayna Kırım Bahçesaray
Ukrayna Kırım Bahçesaray

 

Gözyaşı Çeşmesi

Adına şiirler yazılmıştır. Ünlü şair Puşkin: 1824 yılında: sürgün yıllarında burada yaşarken, Tatarlara ait bu çeşmeden etkilenerek bir şiir yazmış ve bu şiiri ile, gerek Çarlık Rusyası’nda ve gerekse Avrupa’da büyük ün kazanmıştır.

Şiir: Giray Han’a övgü ve çeşmenin hüznünü yansıtmaktadır. Hatta: takip eden dönemde: bu şiirdeki hikayeden etkilenilerek, bir de “bale” yazılmıştır. Bu bale de: Polonyalı Prenses Maria: Kırım Hanı Giray Han’ın hareminde bulunmaktadır.

Giray Han: Prenses Maria’ya aşık olur ve gözdesi Zarema’yı göz ardı eder. Bunun üzerine: Zarema: Prenses Maria’yı öldürür. Bunun üzerine, Giray Han’da, Zarema’yı öldürür ve Prenses Maria adına: bu çeşmeyi yaptırır.

Daha sonraki süreçte: Rus orduları burayı ele geçirdiklerinde, Puşkin’in bu şiirine duyulan saygı nedeniyle, çeşme tahrip edilmemiştir. Bu yüzden, günümüzde çeşmenin hemen yanında “Puşkin” in bir büstü bulunmaktadır.

Peki, çeşme kim tarafından yaptırılmıştır? Evet: bu dünyaca ünlü çeşme: Kırım Hanı Giray Han tarafından: çok sevdiği ve genç yaşta ölen karısı “Dilara Bikeç” anısına 1763 yılında, İranlı Ömer Usta denen şahsa yaptırılmıştır. Hatta: yaptırırken “Dünya durdukça bu çeşme de benim gibi ağlasın” dediği söylenir.

Dilara Bikeç’in türbesi: Hansaray’ın duvarına bitişiktir. Hatta: Gözyaşı çeşmesinin eski yerinin, türbe duvarına bitişik olduğu da söylenir.

Çeşme: ilk yapıldığında yani asıl yerinde iken: her su damlasının çıkardığı ses: akustiğinde yardımı ile: insana ağlama-hıçkırma sesi gibi gelir ve dinleyeni derinden etkilermiş.

Ancak: takip eden süreçte, Rus Çariçesi II Yekaterine’nın emriyle, çeşme günümüzde bulunduğu yere konulmuş, ancak bu özelliğini yitirmiştir.

Gelelim çeşmenin üzerindeki şekillerin anlamına: yaklaşık 2 metre yüksekliğindeki mermerden yapılmış çeşmede: lotus çiçeği simgesi olan motifin içinden damla damla su akıyor. Bu çiçek: gözyaşlarıyla dolu bir gözü ifade etmektedir. Suyun ilk düştüğü yer ise “kalbi” ifade ediyor.

Bu damla damla akan su yani gözyaşı: kalbi ifade eden kurneyi kederle dolduruyor. Yani: acının, kalbe balyoz gibi indiği betimleniyor. Suyun bu ilk damladığı lotus simgesinin üzerinde “gül” koyulacak bir yer bulunuyor.

Ünlü şair Puşkin: oraya: iki aşığı simgelemesi için 2 gül koymuş ve bu gelenek haline gelmiştir. Bu bölümün altındaki iki küçük bölüm ise: acının zamanla hafiflediğini betimliyor.

En alttaki büyük bölüm ise: acı hafiflese de, kalpten hiçbir zaman çıkmadığını betimliyor.

Bu arada: çeşmenin suyunun nereden geldiği bilinmiyor.

 

Divan Salonu

Çeşmeli avlunun dış köşesinde bulunan buranın üç tarafı açıktır. Ancak; Ruslar tarafından, odanın bahçeye açılan üç cephesi: renkli camlarla kapatılmıştır.

Bir zamanlar, Kırım Hanlığının günlük meselelerinin görüşülüp karara bağlandığı buranın ortasında: küçük bir fiskiye bulunur ve günümüzde, burada: orijinal halinden kalma yalnızca üç sedir minderi sergilenmektedir.

 

Mescit

Divan salonunun hemen yanındadır. 1741 yılında yapılmıştır. Taş zeminli bu yapıda, günümüzde, el yazması kur-anlar ve dini motifli eşyalar sergilenmekte ve İslamiyet hakkında bilgiler verilmektedir.

 

Harem

Zamanında, burası yani Harem dairesi, 4 büyük binadan oluşuyormuş. Ancak, Rus işgali sırasında, bu binalardan üç tanesi yıkılmış ve günümüze yalnızca bir bina gelebilmiştir. Harem dairesine: birkaç basamaklı merdivenle çıkılmaktadır.

Girişteki duvarlarda ise, Kırım Hanlarının evlerine ait cumba tarzı tahta kafesler, odalarında ise Kırım Hanlarının aileleriyle birlikte günlük yaşamlarını sürdürdükleri yerlerde çeşitli kıyafetleri ve eşyaları sergilenmektedir.

Harem dairesinin hemen arkasında bir bahçe bulunmaktadır ki, zamanında bu bahçede Hanların eşleri ve çocukları zaman geçirirlermiş. Bahçede bulunan Ay Neni Çeşmesinden mutlaka su için, çünkü buradan su içenlerin gençleştiğine inanılıyor.

 

Enderun Odaları

Hanlık döneminde, burada sarayın hizmetlileri kalırlarmış. Günümüzde, burada Kırım Tatarlarına ait Etnografik objeler (elbiseler, mobilyalar, fotoğraflar, mutfak gereçleri ve günlük yaşama ait diğer objeler) sergilenmektedir.

Burada bulunan odalardan birinde de; İsmail Bey Gaspıralı’ya ait çeşitli eşyalar ve tarihi belgeler sergileniyor.

Burada bulunan ve 1944 yılındaki Kırım Tatarlarının sürgünü ile ilgili resim ve belgelerin bulunduğu oda ise, günümüzde kapalı bulunduruluyor.

Han Camisi: Cami, Hansaray’ın genel görünümü ile mükemmel bir uyum içindedir. 1740-1743 yılları arasında yapılmıştır. İlk yapıldığında kubbeli olmasına rağmen, 1736 yılında Rus askerleri tarafından tahrip edilmiş ve daha sonra Selamet Giray Han tarafından onartılmıştır.

 

Cami

Zengin süslemeleri, taş oymalı mihrabı, minberi ve iki ince minaresiyle ilgi çekmektedir. Duvarlarda Türk çinileri görülür. Yalnızca Cuma günleri ibadete açıktır.

Ukrayna Kırım Bahçesaray

Hazire-Mezarlık

Han camisinin hemen yanındadır. Bu bölüm: Çarlık Rusya’sı ve Komünist yönetim zamanında büyük hasara uğramıştır. Özellikle: 1944 yılında, sürgün döneminin ardından, mezarlık, mezar taşları dahil olmak üzere tamamen talan edilmiştir.

Mezar taşlarının bir çoğu inşaatlarda yapı malzemesi olarak kullanılmıştır. Pek azı ise, çeşitli yerlerden toplanarak, buraya getirilmiştir. Evet, bu mezarlıkta: 1592 yılından sonra, Tatar hanları ve eşleri gömülmüştür.

Kubbeleri kurşun ile örtülü iki türbede ise: Kırım Hanlarından I. Mengli Devlet Giray Han ve II. Gazi Giray Han, III. İslam Giray Han ve IV. Mehmet Giray han gömülüdür. İki türbenin yanındaki açık türbede ise, II. Mengi Giray han gömülüdür.

Mezarlığın bitişiğindeki bahçenin sonundaki zarif türbede ise, Kırım Giray Han’ın genç yaşta ölen eşi Dilara Bikeç’in kabri bulunmaktadır.

 

Altın Oda

Burası, konumu itibarıyla sarayın en hakim noktasındadır. Bu bölüm: 1764 yılında yapılmıştır. Odada, süslü tavanda, birbirine geçen parçalar, kabartma olarak işlenmiştir.

Zemindeki sedirler ise: koyu kırmızı kadife üzerine altın sırma işlemeli kumaşlarla döşelidir. Duvar süslemelerinde ise: mavi renk hakimdir.

Duvarlarda: o dönemin bir şairinin dilinden, güzellikleri öven beyitler yazılıdır.

 

Yaz Çardağı

Burası ilk olarak 17’nci yüzyılda yapılmış ve bilahare 18’nci yüzyılda yenilenmiştir. Çardağın ortasında: Türk barok stilinde, mermerden küçük bir fiskiye bulunmaktadır.

Bu odada yapılan divan toplantılarında: temiz hava, ışık ve fiskiyenin dinlendirici sesi, muhteşem bir ortam sağlamaktadır.

Han ve idareciler, burada sohbet ederler, müzik dinlerler ve yemek yerlermiş. Sarıgüzel Hamamları: Demir kapısın batısında, 1533 yılında yapılan bu hamamlar bulunur.

 

Hamam

Alttan ısıtma sistemiyle ısıtılır. Soyunma yeri, soğukluk, sıcaklık olarak üç bölüm halinde düzenlenmiştir. Tahtalı Camii: Hansaray bölümünden, Zincirli Medrese istikametine giderken, hemen yolun kıyısındadır.

 

Cami

Selim Giray Han tarafından 1707 yılında yaptırılmıştır. Takip eden süreçte ise, bölgenin Komünist yönetim altında bulunduğu dönemde diğer birçok dini yapıda olduğu gibi yıkılmadan günümüze kadar gelebilmiş olmasıyla önem kazanmaktadır.

Evet, burayı ziyaret ettiğinizde, özellikle 16 köşeli minareye dikkat etmenizi öneririm.

 

SALACIK MEVKİİ

Bu mahallede: tarihi kabristan bölümünde: Kırım Hanlarından I. Mengli Giray ve I. Hacı Giray hanların türbeleri bulunmaktadır. Aynı kabristanda, Kırım Milli liderlerinden İsmail Gaspıralı’nın da mezarı bulunmaktadır.

Bu türbeler: Sovyet döneminde tahrip edilmiş ve daha sonra ise ülkemizin yardımlarıyla yeniden restore edilmiştir.

Bu mahallede, ayrıca: Zincirli Medrese ve Kırım Müftülüğü de bulunmaktadır.

 

Haci Giray Türbesi

Zincirli Medresenin giriş kapısının tam karşısında bulunan türbe: Han’ın 1466 yılında vefat etmesinin ardından, 1501 yılında, I. Mengli Giray Han tarafından yaptırılmıştır.

Titiz bir işçilik ile yapılan, kesme taş duvarlar üzerinde yükselen, sekizgen kasnaklı ve kiremit kaplamalı basık bir kubbe ile örtülü türbe: 14’ncü yüzyıl Anadolu mimarisinin özelliklerini taşımaktadır.

Dış görünüşte sadelik hakim olmasına rağmen, kapının yan nişleri ve zengin süslemeler, türbenin güzelliğini perçinlemektedir.

Evet: bu türbede, bölgedeki diğer yapılar gibi, Komünist döneminde, bir süre domuz ahırı ve daha sonra da depo olarak kullanılmıştır.

Ukrayna Kırım Bahçesaray

Zincirli Medrese

Burası, Bahçesaray’da Kırım Tatarlarının önemli mimari eserlerinden birisidir. Şehir merkezinden yaklaşık 3 km uzaklıktadır. Aynı zamanda: Doğu Avrupa bölgesindeki en eski eğitim kurumlarından birisi olarak bilinmektedir.

Kitabesine göre: 1500 yılında, I Mengli Giray Han tarafından yaptırılmıştır. Kırım Hanı I. Mengli Giray Han: medresenin inşasında, bizzat kum taşımak suretiyle çalışmış ve inşaat bittikten sonra da “ ilmin önünde her kim olursa olsun eğilmek gerekir” diyerek ,medresenin tek giriş yerine zincir çektirmiştir.

Kırım Hanlarının: ilme verdikleri önem ve saygının göstergesi olan bu zincir: medresenin ismi olarak kalmış ve büyük bir İslam Üniversitesi olarak: Kırım sınırları içinde ve Müslüman ülkelerinde büyük ün kazanmıştır. Evet: medresenin kapısında asılı bu zincir, günümüzde de ilmin önünde eğilmek gerektiğini hatırlatmak için aynı yerde durmaktadır.

Zincirin sırrı: Medreseye girenlerin eğilmelerinin sağlanmasıdır. Çünkü: medreseye girenlerin “bilimin önünde saygıyla eğilirim” düşüncesinin yerleşmesinin sağlanmasıdır. Evet: eğilmeden kapıdan içeriye girmek mümkün değildir.

Zincirli Medrese:; 1917 yılındaki Bolşevik ihtilali sonrasında Tıp Okulu olarak kullanılmış ve 1939 yılında ise Komünist yönetim sırasında, akıl hastanesi yapılmıştır. Medreseye ait binalar ise depo olarak kullanılmıştır.

Evet: Zincirli Medrese: eğitim işlevinin yanı sıra, günümüzde Kırım Tatarlarının Kırım’da var olma mücadelesinin bir simgesi olarak önem kazanmaktadır.

Günümüzde: medresenin içinde o dönemin eğitim araçları bulunuyor. Başka bir bölümde ise, medresenin önünde yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan objeler sergileniyor. Bunlar arasında: özellikle 2’nci yüzyıldan kalma “toprak kap” özel ilgi çekmektedir.

 

Larişes Müzesi

Bu müze: Zincirli Medresenin tam karşısındadır. Müzede sergilenen objeler: Güliver Altan denilen bir şahıs tarafından: dünyanın dört bir yanından, 7 yıllık gezileri sırasında kendi imkanları ile toplanmış olmasından kaynaklanmaktadır. Öte yandan: Müze, Kırım Tatarlarının tarihi hakkında da önemli ipuçları vermektedir.

 

Antik Türbe

Bu türbe: Eskiyurt köyünde, burada Kırım Hanlığı kurulmadan öncesi dönemde, yani 14’ncü yüzyıldan kalmadır. Türbe: kesme taş duvarlar ve ilk yapıldığında üzerinde sekizgen piramit bir külah bulunduğu tahmin edilmektedir ki, bu piramit külah daha sonra yıkılmış ve altından çıplak kubbe ortaya çıkmıştır.

Mimari olarak: aynı dönemde Anadolu’da yapılan kümbetlerle benzerlik göstermektedir. Ancak: kitabesi bulunmadığından, kim tarafından yaptırıldığı ve kime ait olduğu bilinmemektedir.

 

Eski Türbe

Bahçesaray merkezi dışındaki bu türbenin 15’nci yüzyılda yapıldığı bilinmektedir. Özellikle: Kırım Türk mimarisinin en güzel örneklerinden biri olmasıyla önem kazanır. Türbe: sekizgen piramit bir külah ile örtülüdür.

Piramit külah: yapıldığı dönemde, kale duvarları ve basık sekizgen kasnak üzerinde yükseliyordu.

Ancak: takip eden süreçte yıkılmış ve günümüzde, altta çıplak kubbe görülmektedir.

Türbenin duvarları, 1,40 metre kalınlığında kesme taşlardan yapılmıştır. Türbenin kitabesi bulunmadığından, kim tarafından yaptırıldığı ve kime ait olduğu bilinmemektedir.

 

Gazi Mansur Türbesi

Bu türbe: Çufutkale eteklerinde, kaleyi çıkış yolu üzerindedir. Gazi Mansur hakkında anlatılan bir efsane dikkat çekmektedir.

Şöyle ki: “ Ruslarla yapılan savaşta kafası kopan Gazi Mansur isimli kahraman: başını Ruslara bırakmamak için, koltuğunun altına almış ve Bahçesaray’a kadar yürüyerek gelmiş ve burada, mescidinin bulunduğu yerde ruhunu teslim etmiş ve hemen oraya yani günümüzde türbesinin bulunduğu yere defnedilmiştir.

Ancak: Komünist yönetim döneminde, türbe Ruslar tarafından tamamen tahrip edilerek, adeta yok edilmiştir.

Ukrayna Kırım Bahçesaray
Ukrayna Kırım Bahçesaray
Ukrayna Kırım Bahçesaray

 

İsmail Bey Gaspıralı Okulu ve Mezarı

Fikir adamı, eğitimci ve yazar olarak tanınan İsmail Gaspıralı: Hacı Giray Han Türbesinin hemen yanında, 2 katlı bu okulu yaptırmıştır. Burada: batı tarzı eğitim verilmiş ve böylece Kırım ve Türk dünyasının aydınlatılması sağlanmıştır.

Okul: yakın geçmişte; Akıl Hastanesi olarak kullanılıyor iken; Kırım Tatarlarının 1989 yılında bölgeye geri dönmeleri sonucunda boşaltılmış ve restore edilerek İsmail Gaspıralı’nın 150’nci doğum yılı etkinliklerinde, Kırım Tatarlarının Milli Mektebi olarak yeniden faaliyet sokulmuştur.

Türbe ve Mektebin hemen karşısında: İsmail Gaspıralı’nın mezarı bulunmaktadır. 1914 yılında ölen Gaspıralı, buraya defnedilmiş, mezar: Komünist dönemde; 1944 yılından sonra tahrip edilmiş ve 1970’li yıllarda tamamen yok edilmiştir.

Evet, mezar 2001 yılında restore edilerek yeniden düzenlenmiştir.

Ukrayna Kırım Bahçesaray

Minyatür Kırım Parkı

2.5 hektarlık bir alana yapılan bu park alanında: Kırım ve dünya tarihinin kültürel ve mimari bazı anıtlarının, 25 kat küçültülmüş kopyaları bulunmaktadır. Bunlar arasında: Akmescid tren garı, Hansaray, Masandra, Vorontsov ve Livadya sarayları, Kırlangıç yuvası gibi 55 civasında anıtın minyatür benzeri bulunmaktadır.

Bu minyatürler: 3 yıllık bir süreçte; Akmescid’de bulunan fabrikada, yaklaşık 150 kişilik bir gurup tarafından hazırlanmıştır. Park alanında, ayrıca: ünlü çizgi film kahramanlarının figürlerinin bulunduğu ve çocukların ilgisini çeken bir alan da bulunmaktadır.

El Sanatları Merkezi

Kırım bölgesinde unutulan el sanatlarının yeniden canlandırılması için başlatılan bir projenin uygulanması için burası düzenlenmiştir. Burada: Ayder Usta tarafından, gümüş kakmacılık çalışmaları sürdürülmektedir. Ayrıca: çeşitli amatör tiyatro toplulukları burada faaliyetlerini sürdürüyorlar.

Bahçesaray ilçesinin ziyaret ettiğinizde, gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için hediyelik bir şeyler satın almak isterseniz: başta gümüş işlemeler olmak üzere, Kırım Tatarlarının milli giysileri giydirilmiş bebeklerden satın alabilirsiniz. Bunları alabileceğiniz yer ise: Reçnaya sokağındaki Marama Teşkilatı satış merkezidir.

 

ÇUFUTKALE

Burası: Bahçesaray merkezine 3.5 km. uzaklıktadır. Kale ve mağara şehir: 8’nci yüzyılda yapılmış ve 1299 yılında, Tatarlar tarafından ele geçirilmiş ve 16’ncı yüzyıla kadar burada yaşamışlardır.

Bu tarihten sonra ise, vadinin aşağısına göçmüşler ve günümüzdeki Bahçesaray merkezinde yaşamaya başlamışlardır. Ancak: Tatar döneminde buraya yerleşen Karay Türkleri: Tatarlar buradan ayrıldıktan sonrada, burada yaşamaya devam etmişlerdir.

Musevi dinini sahiplenen Karay Türkleri: dini ibadetleri engellenince, 14’ncü yüzyılda, bu korunaklı ve sarp bölgeye yerleşmişlerdir. Bu nedenle: Karay Türklerinin kültürlerinin tanınmasında önemli bir kaynaktır. Büyük bir kaya kütlesinin üzerindedir. Kalenin doğu yamacındaki surlar: günümüze kadar sağlam olarak gelmiştir.

Kale içinde: günümüze uzanan önemli eserleriyle birlikte tam bir kültür hazinesi olarak tanımlanır. Kalenin bulunduğu bölgede; kireçtaşı bölümde doğal aşındırmalar sonucu oyulan mağaralarda ise, Neolitik çağdan bu yana insanların yaşadıkları belirlenmiştir. Bu mağaralar: her yere çıkışlarının bulunmasıyla önem kazanırlar. Savaş zamanında gizlenmek amacıyla kullanılmışlar, bunun dışında ise, yiyecek maddelerinin depolanması için kullanılmışlardır.

Mağaralar içinde: yer altı mezarları, keşişlerin yaşadıkları odalar, tapınaklar ve zirai amaçla kullanılan bölümler bulunmaktadır. Ayrıca: yine kayalar oyularak merdivenler, yağmur suyu olukları, su kanalları, gıdaların saklandığı depolar, ibadet hücreleri ve taştan binalar yapılmıştır.

Kalenin altındaki mağaralar ise, uzunca bir dönem zindan olarak kullanılmış ve Han’a karşı gelen muhalifler, buralara atılarak cezalandırılmışlardır.

Burada bulunan “Canike Hanım Türbesi” ziyaret edilmektedir. Canike Hanım: Altınordu Hanı Toktamış Han’ın kızıdır ve Kırım bölgesinde tanınmaktadır. 1437 yılında vefat ettiğinde, bu türbe yaptırılmıştır.

 

Sviato Uspensky Mağara Manastırı

Burası: Çufutkale yolu üzerinde, 8’nci yüzyıldan kalma, önemli bir Ortodoks dini yapısıdır. Manastır: Rumlar tarafından, vadi üzerinde kireçtaşı duvarlar oyularak yapılmıştır.

Manastır: söylenenlere göre: Trabzon’daki Sümela Manastırına bağlı olarak faaliyet gösteriyormuş. Bu özelliği ortaya çıkınca: 2000 yılından sonraki süreçte, Rusya’da bulunan birçok Ortodoks zengin: buraya milyonlarca dolar yardımda bulunmuşlar ve manastır ve çevresi tamamen yeniden düzenlenmiştir.

Çünkü: Rusya’da, Ortodokslar, kendileri tarafından yapılmayan bu tür yapıları yeniden düzenleterek, kendileri tarafından yaptırılmış gibi bir izlenim yaratmaya çalışmaktadırlar.

Burayı ziyaret ederseniz, burası hakkında anlatılan bir efsaneden de söz etmek istiyorum. Şöyle ki: anlatılanlara göre “bir zamanlar, bu kayalıklarda dolaşan bir çoban: kayalıkların tepesinde, bir mum tarafından aydınlatılan bir “Meryem Ana İkonu” görür.

Bunu çevresinde anlattığında ise, bölgenin Prensi: bu ikonun, sarayına getirilmesini emreder ve ikon: yerinden alınarak Prensin sarayına getirilir. Ancak: ertesi gün, ikonun sarayda konulduğu yerde olmadığı ve eski yerine, yani kayalıkların tepesine gittiği anlaşılır.

Daha sonra, ikon, birkaç kez daha yerinden alınır ve farklı yerlere götürülür ancak her seferinde, kayalıkların tepesindeki eski yerine geri döner. Sonunda: insanlar, ikonun kayalıkların tepesinde bulunduğu yerde kalmasına karar verirler.

Böylece: 15’nci yüzyılda, kayalıkların 20 metre yukarısında, bir mağara içine, küçük bir şapel yaparlar ve ikon bu şapelin içine yerleştirilir. Evet, bu vadiyi ziyaret ettiğinizde: burada 6’ncı yüzyıldan kalma mezarlar bulunduğunu görebilirsiniz. Tarihi süreç içinde, buraya önce Rumlar ve ardından Cenevizliler yerleşmiştir.

Ancak: Tatarların bölgeye hakim oldukları dönemde de manastır din işlevini sürdürmüştür. Hatta: yine aynı dönemde, Tatarlar tarafından tutulan bazı Rus mahkumların: burada hizmet verdikleri söylenir. Ancak: Komünist dönemde, manastır işlevini yitirmiş ve 1917 yılında, hükümet tarafından 7 yıllık bir süreç için kapatılmıştır.

1990’ların başlarında ise, keşişler yeniden manastıra dönmüşler ve yapılan restorasyon faaliyetleri sonucunda: özellikle orijinal ikonların restore edilmesiyle manastır yeniden dini işlevini sürdürmeye başlamıştır.

Burayı ziyaret ederseniz: özellikle, manastırın girişinde bulunan “Aziz George” duvar boyamalarını görmenizi öneririm. Bu resimlerde bulunan “St George Kalkanı”: 15’nci yüzyıldan sonraki süreçte: Moskova şehrinin yani Rusya imparatorluğunun başkentinin armasıdır.

 

Keçi Kanyon

Burası: Bahçesaray merkezine bağlı Koşdeğirmen ve Pıçki köyleri çevresindeki büyük bir dağ kütlesidir. Burada: 9’ncu yüzyılda inşa edilen ve daha sonraki dönemde Tatarlar tarafından tahrip edildiği düşünülen bir manastır kalıntısı bulunmaktadır. “Aziz Anastasia Manastırı” olarak isimlendirilen yapı: 1850 yılında, Keçi Kanyonunda inşa edilmiştir ve 1921 yılında kapatılmıştır.

Yapı bulunmasa da, burada bulunan su kaynağı, günümüzde Ortodoks hacılar için bir ziyaret yeri haline gelmiştir. Bu kaynakta bulunan suyun: şifa dağıttığına inanılmaktadır. Bunun dışında, Keçi Kanyonunda, halen ibadete açık bir kilise bulunmaktadır.

Büyük Süren köyü ve Süren Kalesi: Bahçesarar merkezine bağlı Büyük Süren köyünde bulunan tren istasyonunun: Tatarlar arasında büyük önemi bulunmaktadır. Çünkü: sürgün döneminde, bölgede bulunan birçok Kırım Tatarı: buradaki istasyondan tren vagonlarına bindirilerek, Orta Asya çöllerine, Ural dağlarına ve Sibirya’ya sürülmüşlerdir.

Özbekistan Buhara

Özbekistan Buhara

Buhara şehrinin birçok yüzü bulunmaktadır ve bu nedenle şehre değişik isimler verilmiştir. Bunlar “Kutsal Buhara”, “Akil Buhara”, “Mübarek Buhara” dır ama en doğru isim “Noble Buhara”dır.

Şehrin ismi: Buhara olmadan önce “Vikhara” dır ve bunun kelime anlamı “Budist Manastırı” dır. “Buhara” isminin kökeni ise “Bukhar” demektir ve bunun kelime anlamı, büyücüler dilinde “bilgi kaynağı” demektir. Bukhar aynı zamanda, putlar için kullanılan bir depo anlamında kullanılır.

Şehri ziyaret ettiğinizde: eski sokakları, mimarisi, uzun boylu minareleri ve asırlık anıtları hemen göze çarpacaktır. Bilim adamları tarafından incelenen bu sayısız ortaçağ eserleri nedeniyle, şehrin üzerinde antik bir atmosfer yükselir.

Arkeologlar tarafından, toprak zemin yaklaşık 20 metre kadar kazılmış ve bu bölümde: çeşitli konutlar, kamu binaları ve sur kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda şehrin ilk olarak 2500 yıl önce kurulduğu da ortaya çıkmıştır.

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

Antik dönemlerde: Buhara çeşitli dinlerin merkezi olmuştur. Zerdüştler, müşrikler, Hıristiyanlar ve Budistler burada yaşamışlardır. Ancak 19. yüzyılın sonunda, şehir Müslüman dünyasının önemli bir kültürel ve dini merkezi haline gelmiştir.

O dönemden günümüze, birçok cami, mezar ve medrese kalmıştır. Genel olarak 4000 üzerindeki bu anıtlar, Buhara şehrini, Orta Asya’da tam bir açık hava müzesi haline getirmiştir.

Şehir: Orta Asya’daki en romantik geçmişe sahip şehirlerden birisidir. MÖ.500 yılında kurulan şehir, zamanla Büyük İskender tarafından ele geçirilmiş, Cengiz Han burayı ele geçirip yakıp yıktıktan sonra, Timur burayı yeniden imar etmiştir.

Aslında: Cengiz Han ordusu ile birlikte şehri kuşatınca, şehir halkı: hayatlarının bağışlanması ve şehrin yok edilmemesi karşılığında bir anlaşma yaparak, şehri Cengiz Han’a teslim etmiştir. Ancak Cengiz Han: bunu kabul etmesine rağmen, şehri teslim alınca sanatçıları ve genç kızları ve genç erkekleri ayırıp, herkesi öldürtmüş ve şehri ateşe verdirtmiştir.

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

Şehre hayran kalan ünlü gezgin “Marco Polo” nun yazıtları, burayı İpek Yolu’nun entelektüel ve kültürel bir merkezi haline getirmiştir. Öte yandan: buradan dünyanın büyük tarihçileri, bilim adamları, yazarları ve düşünürleri yetişmiştir.

Tasavvuf anlayışı, Anadolu’ya kadar etkili olan Ahmet Yesevi burada yetişen ünlü kişilerin başında gelir. Buharalı mutasavvıflar arasında Bahaeddin Nakşibendi de bulunmaktadır.

19. yüzyılda Rusya ve İngiltere arasındaki “Büyük Oyun” sırasında iki İngiliz subayı olan Stoddart ve Connoly burada bulunan Erk Hisarı’nın önünde infaz edilmiştir.

Şehirdeki en eski anıtların başında: şehrin kapısı vardır. Orta Asya döneminden kalma kalenin bir duvar kalıntısı, savunma sisteminin eşsiz anıtı olarak görülmektedir. Bu duvar kalıntısı, sonsuz savaşlar sırasında, şehrin savunması için amaçlanan zapt edilmez istihkam inşasını göstermektedir.

Şehrin kapısı: duvarın dış tarafından yanmış tuğla ile yapılmıştır. Mevcut duvarın uzunluğu 11 metreye ulaşmaktadır. Bu duvarların ilk olarak Arap Naip Takhirid zamanında yapıldığı bilinmektedir. Şehir gelişip büyüdükçe, ortaçağ döneminde yapılan duvarlar arttırılmıştır.

Sonrasında 12.yüzyıla kadar yıpranan bu duvarlar, Karahanlı hükümdarı Arslan han zamanında (1102-1130) takviye edilmiştir. Takip eden süreçte 1207-1208 yılları arasında restore edilen duvarlar, 1220 yılında Cengiz Han orduları tarafından Moğol istilasında yeniden yıkılmıştır.

1540-1549 yılları arasında Abdal-Aziz Han döneminde duvarlar şehrin banliyöleriyle çevrilmiştir. Günümüzde, şehrin güneybatı kısmında, rekreasyon parkında bu ortaçağ surlarının bir kısmını görmek mümkündür.

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

Evet: Buhara Orta Asya’nın en kutsal şehirlerinden birisi ve aynı zamanda Orta Asya Türk kültürünün merkezidir. Öte yandan Özbekistan ülkesinin beşinci büyük şehridir.

Tarihi İpek yolu üzerinde özel bir yere gitmek düşünürseniz, burası mutlaka gidilmesi gereken bir yer olarak öne çıkar. Kalan Minar ve mavi kubbelerin arasından, bu şaşırtıcı şehri izlemek gerçekten çok otantiktir.

Şehrin dolambaçlı ve topraklı sokakları hem içme hem temizlik amaçlarıyla kullanılan su kaynaklarının çevresine inşa edilmiştir. Bu havuzlar sağlıksız oldukları için Sovyetler döneminde doldurulmuşlardır.

Dut ağaçlarıyla çevrili, içinde bir hankah ve medreseler olan Leb-i Havuz hala durmaktadır. Yakınlarda, Orta Asya’daki yüksek İslami eğitimin merkezi olan 14.yüzyıldan kalma Kukeldaş Medresesi bulunmaktadır.

Kahverengilerin ve mavilerin şehri olan Buhara, göz alıcı pazarları, muhteşem çini mozaikleriyle insanın bambaşka bir ortamı yaşamasını sağlar. Tarihteki yerinin sağlam olduğunu bilen şehir, çok rahat bir havaya sahiptir.

Buhara şehrinde 269.000 kişi yaşamaktadır. Şehir Özbekistan ülkesindeki 12 şehirden birisidir ve ülkenin güneyindedir.

Şehrin tarihi merkezi, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Buna göre: İpek Yolu üzerinde bulunan şehir, 2000 yıldan daha eskidir.

Kent dokusu büyük ölçüde sağlam kalmıştır. Orta Asya’da, bir ortaçağ kenti olarak eksiksiz örnektir. Özellikle: 10. yüzyıl Müslüman mimarisinin başyapıtı olan İsmail Samani mezarı ve çok sayıda 17.yüzyıl medresesi ilgi çekmektedir.

Burayı ziyaret etmek için en uygun dönem: Mart-Nisan ve Eylül-Ekim ayları arasındaki dönemdir. Buraya ulaşmak için İstanbul-Taşkent arasında havayolu ve Taşkent-Buhara arasında yerel havayolu kullanmak gerekir.

İstanbul-Taşkent arasındaki uçuş, yaklaşık 4 saat 20 dakika sürmektedir. Buhara şehrine trenle gitmek isterseniz, Semerkant-Buhara arasındaki tren yolculuğu yaklaşık 3 saat sürüyor.

Buhara tren istasyonu, şehir merkezine 12 km uzaklıktadır. Bunun sebebi: o zamandaki Buhara Emirinin politikasıdır. 1889 yılında tren hattı kurulduğunda, medeniyetle arasındaki bağların en aza indirgenmesi amacıyla tren hattı şehre bu kadar uzak kurdurulmuştur. Çünkü o dönemde, şehir bir yandan “Yasak Şehir” yani “en kapalı toplum” olarak bilinmektedir.

Yüzyıllar boyunca şehre hiçbir yabancı girememiştir. Çünkü Buhara Emirlerinin 17.yüzyıldan itibaren dünya ile ilişkilerini kestikleri söyleniyor. Gizlice girmeyi başaranlar ise, çok iyi Türkçe ve Farsça bilip, molla kılığında bölgeyi ziyaret eden seyyahlardır. Bölgeyi ziyaret eden seyyahlardan birçoğunun öldürüldüğü söyleniyor.

İpek Yolu aracılığı ile buradan geçen Müslüman tüccarlar haricinde kimse buraya giremiyormuş. Öte yandan, Buhara Emirliğinin bu kadar dış dünyadan izole olmasının en büyük nedenlerinden birisi de, coğrafi konumdur. Buhara şehrinin kuzey, batı ve güney bölümü bozkırlar ve çöllerle çevrilidir.

Doğuda ise dağlar bulunur. Buraya gelecek ordular, çölü geçme yollarını ve su kaynaklarını bilmedikleri takdirde, buraya ulaşmaları mümkün değildir. Bu nedenle de, ister seyyah, ister gezgin, ister elçi kim olursa olsun, bu bilgileri dışarı çıkarmamaları için öldürülmüşlerdir.

Hatta: şehri bir Rus sefir geldiğinde, onun bu bilgilere sızmasını engellemek için şehrin en uzak yerlerinde konaklattıkları söylenmektedir. Şehrin bu döneme ait anıları arasında idam edilerek öldürülen iki İngiliz dikkat çekmektedir.

İngiltere kraliçesi Victoria’nın temsilcisi olarak buraya gelen Teğmen Stocdart: yanında getirdiği hediyeleri Hindistan valisi adına Emire takdim edince, Emir Nasrullah Han, bunu kendisine hakaret sayar ve kendisini hapsettirir. Daha sonra onu kurtarmak için gelen İngiliz elçi de hapsedilir ve ardından ikisi de idam edilerek öldürülür.

Buhara ismiyle bilinen ünlü İran halı deseninin şehirle bir ilgisi yoktur. Gezginler ilk olarak buradaki Pazar yerinde bu halıları görmüş ve halıların burada yapıldığını düşünmüşler ve bu isim verilmiştir.

 

Şehrin popüler kafe ve restoranları

Buhara şehrinin yerel lezzetleri arasında öne çıkanlar: Buhara pilavı, baracha (soğan ile haşlanmış kuzu eti yemeği), Buhara somsa (etli domates dolması) dır. Bu ana yemekler yanında mayonez ile tatlandırılmış sebze salataları öne çıkar.

Ayrıca: şehirde Avrupa mutfağı yemekleri, diyet salata ve vajeteryan yemekleri ve restoran ve kafelerde İngilizce bilen personel bulmak mümkündür.

Kamp

M.İkbol str adresindedir. Her gün saat 10.00-23.00 arasında açıktır. Kamp isimli restoran: açık bahçe, iki salon, odalar ve çocuk odasından oluşan büyük bir komplekstir. Burada Özbek, Avrupa ve Uygur yemek kültürü tadılabilir. Özellikle: Uygur tarzı kızarmış sığır eti, çeşitli çorbalar ve tatlılar önerilir.

Bela İtalia

B.Nakshbandi str adresindedir. Burası ölçülü İtalyan tasarımı ile dikkati çeker. Şehrin eski ve yeni parçaları arasında yer almaktadır. Burada: Avrupa ve doğu mutfak kültürü tadılabilir. Özellikle: pizza, spagetti, Arap et yemeği ve Gürcü et yemeği önerilir.

Minzifa

Khujarushnoy str adresindedir. Burası Lyabi-Khauz yakınlarında, eski şehrin merkezindedir. İki hol ve bir terastan oluşmaktadır. Burada: Özbek, Avrupa ve vejateryan yemekleri bulunmaktadır. En popüler yemek ise pilavdır.

Rüsten-aka Ulusal Evi

Sarofon str adresindedir. Buhara şehrinin eski kesiminde yer almaktadır.
Burada: Özbek, Avrupa ve Vejeteryan tarzı yemekler sunulmaktadır. Popüler yemekler: dolma, mısır çorbası, elmalı turtadır.

Dolon

Khakhikat str adresindedir. Şehrin eski kısmında yer almaktadır. Burada: Avrupa ve Özbek yemekleri sunulmaktadır. Popüler yemek: shashlik ve shourpadır.

Doston Evi

K.Kalon str adresindedir. Burası ulusal geleneklere göre pişmiş Özbek yemekleri tatmak için şehirdeki en uygun mekandır. Burada Özbek yemek kültürü sunulur. Popüler yemekler: Buhara pilavı, shourpa, köfte çorbası, dolma, haşlanmış sebze salataları, somsa’

Özbekistan Buhara
Özbekistan Buhara

 

ŞEHİR MERKEZİNDE GEZİLECEK YERLER:

Özbekistan Buhara Buhara Kalesi-Arch
Özbekistan Buhara Buhara Kalesi-Arch

 

Buhara Kalesi-Arch

Ark kalesi, Buhara hanları tarafından konut olarak kullanılmıştır. Son kazılara göre: 4. yüzyılda yapıldığı görülür. 20 metre yükseklikte suni bir tepe oluşturulmuştur. Yani duvar yükseklikleri 18 metreye ulaşır.

Üst tabakalar, en son Bokharan Emiri döneminde inşa edilmiştir. Yapının ahşap kısmı ise, 1920 yılındaki genel yangın sırasında yanarak yok olmuştur. Ark içinde: Emirin konaklama odası, polis bölümü, ahırlar, giysi, halı, mutfak eşyaları, hazine, tophane, hapishane, kuyum ve diğer atölyeler ve cami görülebilir.

İlk olarak ise, Ark’ın devasa kapıları ilginizi çekecektir. Kapılar; iki katlı kule ile portal, kemer açıklığı ve üstünde kafesli mimari galeri görülür. Arkada da galeri ile çevrili bir müzik odası bulunur. Yan tarafta, mahkumların atıldığı nemli zindan bulunur.

Buhara Emirinin taht odası, tören ve festivaller için ayrılan oda: güneydeki girişin hemen ardındadır. Burası ahşap sütunlar üzerine tuğla döşeli olarak inşa edilmiştir. Uzun eksen bahçede, Emir tahtı bulunur. Bu mermer taht: mermer sütunlar üzerinde, boyalı, ahşap gölgelik altında, 1669 yılı Nuratian ustaları tarafından yapılmıştır.

Evet burası Buhara’nın en eski anıt gemisidir ve şehrin saldırı ve kuşatmaları sırasında kullanılmıştır. Ancak: tarih boyunca buraya gelen gerek Rus ve gerekse İngiliz elçiler dahi buranın cezalarından etkilenmişlerdir.

Böyle olunca, Rus Kızıl Ordusu şehri ele geçirince Emirin bu sarayını neredeyse tamamen yok olacak şekilde bombalamıştır. Emir bunun üzerine Afganistan’a kaçar ve burada Buhara Halk Cumhuriyeti kurulur ve zamanla Özbekistan ülkesinin bir parçası haline gelir.

 

Djami Camii

Arch içine girişten önce, saray camisini görebilirsiniz. Djami camisi: 18. yüzyılda inşa edilmiştir. Son onarımı ise, 1919-1920 yılları arasında, ünlü Özbek usta Shirin Muradov tarafından yapılmıştır.

Özbekistan Buhara Buhara Tren İstasyonu

Buhara Tren İstasyonu

Trans-Hazar demiryolu Orta Asya’ya inşa edildiğinde, buraya da 19. yüzyılda bu tren istasyonu yapılmıştır. İlk olarak 1888 yılında Kağan köyü yakınlarına yapılan tren istasyonu, ardından şehir genişletilince ve demiryolu standart geniş demiryolu olarak değiştirilince, buraya bu istasyon inşa edilmiştir.

Buhara demiryolları, eski Buhara Emirliği dönemindeki devrim ve Sovyet iktidarının kurulması sırasında önemli rol oynamıştır.

Günümüzde, biraz önce söylediğim gibi Buhara şehrinde iki tren istasyonu vardır. Tüm trenler Kagan istasyonuna ulaşır. Buhara-2 istasyonu yalnızca yük taşımacılığı için kullanılır. Şehre uzaklığı yaklaşık 15 km olduğu için, Buhara-1 tren istasyonu ile şehir arasında taksi kullanmak gerekir.

 

Devlet Mimarlık Sanat Müzesi

Afrosiab str adresindedir. Çarşamba hariç hergün açıktır ve saat: 09.00-16.00 arasında ziyaret edilebilir.
Buhara Devlet Mimarlık Sanat Müzesi: Ark kalesindedir ve 1922 yılında kurulmuştur.

Müzede: Özbek halkının entelektüel mirasına ait 100.000 öğe bulunmaktadır. Bunlar arasında öne çıkanlar: altın nakış, bakır, ganch oyma, mimari dekor, sikkeler, ev eşyaları, grafik eserler, resim, heykel, eski haritalar, kitaplar ve tarihi değeri olan diğer belgelerdir.

Özbekistan Buhara Samanids Mozolesi

Samanids Mozolesi

Maveraünnehir Halifeliği yerel hanedanının yöneticilerinden Sanctuary ailesine aittir ve Orta Asya mimarisinin bir incisi gibidir. Bu anıt, Arap fethinden sonra Orta Asya mimarisinin gelişim döneminin önemli bir başlangıcıdır.

Türbe: Samani hanedanının mimari stilini belirtecek şekilde, yarım kule ile örtülü bir küp bina şeklindedir.

Küp: istikrarı sembolize eder ve kubbe ise dünya için bir simgedir. (gök kubbe benzerliği) Böylece bina evrenin bir sembolüne dönüşür. Güneş ve gezegenlerin sembolleri: figürlü duvar içinde, türbenin girişindeki kemerler üzerinde dairesel diskler şeklindedir.

Evet bu Samani Türbesi: Orta Asya mimarisinin bir başyapıtı olarak kabul edilir. Yapıda, mimari ve sanatsal tasarımlar birlik içindedir.

Özbekistan Buhara Chasma-i Ayup

Chasma-i Ayup

Yüzyıllar öncesinde, Orta Asya’da azizler tarafından ziyaret edilen birçok yer bulunmaktadır. Bunlardan birisi de: Saint Eyüp kaynağı olarak tercüme edilen: Chashma-Ayub denilen burasıdır.

Bir efsaneye göre: bir peygamber bu toprakları ziyaret ettiğinde, çölde su sıkıntısı çeken insanlara yardım etmeye karar verir. Onun sopası ile vurduğu yerden, kristal berraklığında su kaynağı ortaya çıkar. İnsanlar bu suyun şifalı olduğuna inanmaktadırlar.

Zamanla kaynağın üzerine bir türbe inşa edilir. Türbe, dikdörtgen prizma şeklindedir. Farklı bir kubbe ile taçlandırılmıştır. Su kaynağı ve ana bina üzerinde konik bir kap bulunur yani özel çift kubbe görülür.

Bu yapının: 14-19. yüzyıllar arasında yapıldığı düşünülmektedir. Yapı: Khanaka döneminde, burayı ziyaret edenler için yapılmış bir konut ve yemekhane tesisi olarak kullanılmıştır. Aynı alanda “Kosh-Medresesi” de bulunur.

Buradaki ilk medrese: Modar-ı Khon: Abdullakhan II tarafından, annesi için inşa ettirilmiştir. Üzerindeki çini kitabeye göre yapılış tarihi: 1566-1567 yıllarıdır. Bir portaldan girilen binanın giriş kısmında: avlu çevresinde öğrenciler ve eğitmenler için yapılmış toplantı odaları ve bir cami görülmektedir.

Buradaki ikinci medrese ise “Abdallakh Han” medresesidir. 1588-1590 yılları arasında inşa edilmiştir. Orta Asya mimarisinin seçkin eserlerinden birisidir.

Yapıda alışılmış kompozisyonlar dışında çizgiler, simetrik devre düzenleri görülmektedir. Avlunun orta ekseni boyunca iki sıra penceresi olan geniş bir salon bulunur.

Özbekistan Buhara Chor-Minor Medresesi-Dört Minareler
Özbekistan Buhara Chor-Minor Medresesi-Dört Minareler

Chor-Minor Medresesi-Dört Minareler

Tacik diline göre “Chor-Minor” dört minare demektir. Burası, Buhara şehrinin sıra dışı anıtlarından birisidir. Ancak Buhara mimarisinden farklıdır. Hint etkisi ağırlıklıdır.
Açık alanda, sağ tarafta “Lyabi-Khauz” arkasında yer almaktadır.

Chor Minor: 4 minare ile çevrilidir. Kare şeklindeki medrese binasının üstü mavi kubbe ile taçlandırılmıştır, köşelerinde ise birbirinden farklı dekorlardaki dört küçük minare bulunur. Bu dört minaresin her biri farklı şekle sahiptir.

Kulelerin dekor elemanları, dünyanın dört dinin felsefi anlayışını yansıtmaktadır. Çünkü, minareler üzerindeki bazı unsurlarda bulunan haç Hıristiyanlık, balık ve Budist dua görülmektedir.

Medrese binası önünde, küçük bir lavabo ve veranda bulunur.

Evet; medrese zengin Türkmen halife Niyazkul zamanında yapılan ve günümüze iyi korunarak gelmiş bir yapıdır. Medresesinin yapım tarihi olarak 1807 görülmektedir. Günümüzde burada hediyelik eşya satan bir dükkan bulunuyor. Yukarı çıkmak isterseniz ücret ödemek gerekiyor.

Özbekistan Buhara Hoca-Gaukushon Ensemble
Özbekistan Buhara Hoca-Gaukushon Ensemble
Özbekistan Buhara Hoca-Gaukushon Ensemble

 

Hoca-Gaukushon Ensemble

Burası şehrin en büyük komplekslerinden birisidir ve içinde cami, minare ve medrese bulunmaktadır. Geçmişte, burası şehrin en büyük ticaret meydanlarından birisidir. Kelime anlamı boğaların öldürülmesidir.

Çünkü, burada geçmişte bir mezbaha bulunmaktadır.
16.yüzyılda buradaki meydana: büyük bir medrese ve büyük minareli cami inşa edilmiştir. Gerek cami ve gerekse diğer yapıların parası ise, Djuibar Şeyhi Hoca Saad tarafından verilmiştir.

Özbekistan Buhara

Fayzabad Khanqah-Tekke

Ünlü tasavvufçu Malvono Poyand-Mukhammad Fayzobodi tarafından 1598-1599 yılları arasında yaptırılmıştır ve kendisi 1601 yılında ölmüştür. Yapılış amacı, günlük namaz ve Cuma namazı için bir cami olmasıdır. Ayrıca sufi ayinleri ve dervişlerin geçici ikametgahı içinde kullanılması düşünülmüştür.

3 katlı yapıda: saray gibi büyük ve yüksek ışıklı bir salon bulunur. Bütün mimaride: arıtma, zarafet ve asalet hakimdir. Merkezi salonda: kubbe ve kemerli galeriler aracılığı ile iki kanat bulunur. Mekke yönünü gösteren Mihrad Behind, dervişlerin ikametgahı için yapılan khudjras (hücreler) kanatlardadır. İç kubbe: etkileyici kartonpiyerlerle süslüdür.

 

Fayzulla Khodjaev Müzesi

Tukay str adresindedir. Pazar günü hariç her gün açıktır ve saat: 09.00-17.00 arasında gezilebilir.
Fayzulla Khodjaev: 20. yüzyıl başlarında siyasi arenada en çarpıcı kişilerden birisiydi. Kendisi siyasi bir figür, bir sanat hamisi, eşit haklar ve demokrasi için savaşçı liderdi.

Zengin bir tüccar ailesinin oğlu olarak doğdu ve uzun bir süre Rusya’da okudu, çünkü babası ona laik eğitim vermek istiyordu. 1913 yılında Buhara şehrindeki evine geri döndüğünde, Buhara Cadidistlere katıldı. (bu bir partidir) Bunlar: insanların yaşamını iyileştirmeyi amaçlayan anayasa ve reformların benimsenmesi için bir gösteri düzenlediler.

Gösteride genç Bukharans kaçmak zorunda kaldı. Orta Asya: SSCB bünyesine girdiğinde Fayzullah Khodjaev, bölgesel yönetime katıldı ama büyük baskılar altında 1937 yılında idam edilerek öldürüldü.

Ancak, Buhara’da insanlar Fayzulla Khodjaev’i sevmektedirler ve ailesinin evi kendi adına bir müze haline getirildi. Müze ev: Buhara mahallesinde Goziyon denilen yerdedir. Soyluluğun temsilcileri ve zengin tüccarlar bir zamanlar burada yaşamıştır.

Müzenin odaları lüks ve zarif bir ayırt edici özellik göstermektedir. Tüm odalar ustaca ahşap oyma ve ganch ile dekore edilmiştir. Bir zamanlar Khojaev ailesine ait bütün sofra günümüze kadar gelmiştir. Evin altında yer altı tünel ağı bulunmaktadır. Bunlar tehlike durumunda khanın hoşnutsuzluğunu gizlemek için inşa edilmiştir.

Günümüzde müze ziyarete açıktır. Müzede sofra setleri, doğu mobilyaları ve 19.yüzyılda Bukharans yaşamının diğer niteliklerine ait nesneler sergilenmektedir. Ayrıca müze ziyaretçileri, Fayzulla Khodjaev’in biyografisini ve 1938 yılında ölene kadar onun faaliyetlerini öğrenebilirler.

Özbekistan Buhara Poi-Kalyan Esamble
Özbekistan Buhara Poi-Kalyan Esamble

 

Poi-Kalyan Esamble

Bunun kelime anlamı “Büyük kaide” demektir. Esamble 4 anıttan oluşmaktadır. Kalyan camisi, Miri-Arap Medresesinin cepheleri birbirine karşıdır. Aralarında ise Kalyan minaresi bulunur. Miri-Arap medresesinin güneyinde küçük Amir-Allimkhan medresesi vardır.

Özbekistan Buhara Kalyan-Kollon Minaresi
Özbekistan Buhara Kalyan-Kollon Minaresi

 

Kalyan-Kollon Minaresi

İslam’ın başlangıcından itibaren camiler üç tür olarak tasarlanmıştır. Bunlar: kırsal camiler, günlük camiler ve Cuma camileridir. 13. yüzyılda inşa edilen Djuma camisi hakkında ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Ancak, tahminlere göre, galerilerle çevrili geniş bir avlusu olduğu düşünülmektedir. Ancak 1127 yılında inşa edilen büyük minare bilinmektedir.

Onun muhteşem ve kusursuz görüntüsü, Buhara şehri manzarasında görenleri hayrete düşürecek düzeydedir. Normalde her caminin kendi minaresi olmasına rağmen, bu ana minare Djuma camisi yakınında yer almaktadır. Çünkü minarenin tepesinden, müezzinin sesi, müminleri namaza çağırmaktadır.

Buhara şehrinin bu en görkemli yapısı, Ortaçağ Buharalı tarihçi yazar Muhammed Narshakki’ye göre 12. yüzyılın ilk dönemlerinde Buhara hükümdarı Arslanhan tarafından yaptırılmıştır. Minare inşa edildiği 12.yüzyılda, Orta Asya’nın en yüksek minaresiymiş. Ancak, sitede bir minare inşa ettirmek için yapılan ilk girişim başarısız olmuş, şehrin altındaki birçok kültürel katmanlara ve yumuşak zemine dikkat edilmemesi nedeniyle, minare cami üzerine çökmüştür.

Yerine daha dayanıklısı 1127-1129 yılları arasında inşa edilmiştir. Bu 45.6 metre yükseklikteki minare: mühendislik ve mimari harikası olarak kusursuz bir örnek kabul edilir. Pişmiş tuğla ve onun üstünde kalın tabandan, daralarak yükselen yekpare dairesel bir kule şeklindedir.

Turkuaz çinili yazıtta “Arslan Han” ismi okunmaktadır. Yukarıya doğru daralan yuvarlak gövde şeklindeki tuğla kule, karakteristik bir minaredir ve alt çapı 9 metre, üst çapı 6 metredir.
Minare, kuşatma ve savaş zamanlarında aynı zamanda bir gözetleme kulesi olarak da kullanılmıştır.

İlk yapıldığında yukarısında kubbeli başka bir bölüm olduğu düşünülmesine rağmen, günümüzde üst bölüm sadece koni şeklinde görülür. Minarenin gövdesi tuğladan yapılmış ve dar süs dizeleriyle çevrilmiştir. Bunlar düz ya da çapraz olarak, bir satranç tahtası gibi düzenlenmiştir.

Korniş üzerinde yazıtlı bir mukarnas gider. Friz, o zamanlar Buhara mimari dekorlarında yaygın olarak kullanılan mavi sır ile kaplıdır. Gövde ortasının çevresinde bir yıkık yazıt görülür. Bu 1920 yılında Mikhail Frunze komutasındaki askerler tarafından Buhara şehrinin alınması sırasındaki bombardımanda oluşmuştur.

1923 yılındaki restorasyon sırasında, burası, geometrik mozaiklerle süslenmiştir. 1976 yılındaki depremden sonra, korniş kısmı çökmüş ve eski fotoğrafları değerlendirilerek, 1980 yılında yeniden inşa edilmiştir.

Son bir not: küçük bir ücret ödeyerek minareye çıkmak mümkündür. Minareye çıkarsanız: bir zamanlar Buhara Emirinin yaşadığı ve Arck olarak adlandırılan kalenin harabe halini net şekilde görebilirsiniz.

Özbekistan Buhara Kalyan Camii
Özbekistan Buhara Kalyan Camii
Özbekistan Buhara Kalyan Camii

 

Kalyan Camii

Arkeolojik araştırmalara göre, burada Arap komutanı Kutebbiye Bin Müslüm tarafından 713 yılında, bir pagan tapınağı yerine şehrin ilk Cuma camisi yapılmıştır.

Cuma camisi yapıldıktan sonra minare yapımına geçilmiş, ancak yukarıda da sözünü ettiğim gibi minare caminin üzerine yıkılmış ve camiyi tahrip etmiştir. Bunun üzerine 1121 yılında Karahanlılar tarafından buraya yeniden bir cami yapılmış, ancak bu da Moğol istilası sırasında tahrip edilmiştir.

Günümüzde görülen cami ise, 15. yüzyılda yapılmıştır. Arkeolojik araştırmalar da günümüzdeki caminin altında iki cami kalıntısını göstermektedir. 20. yüzyıl başlarında Buharalı usta Shirin Muradov, caminin onarım çalışmalarına katılmıştır. Evet, camiye giriş ücretli, ancak Türk ve Müslüman olduğunuzu öğrenince ücret almıyorlar.

Caminin boyutları 80 x 130 metredir. Bunun düzeni, geleneksel uzun boylu ve büyük dikdörtgen avluludur. Günümüzde Buhara şehri manzarasına hakim olan bu yapı, 1514 yılında tamamlanmıştır. Caminin dekorunda öncelikle sırlı çini kullanılmıştır ve bunlar ağırlıklı olarak ana cephe ve mihrap üzerine yoğunlaşmıştır.

Cephede, yapılan arkeolojik araştırmalarda bir önceki cephenin fayans ve mozaiklerle süslendiğini ortaya koymuştur. Cami Semerkant’taki “Bibi Hanım Camisi” ile aynı ölçektedir.
Cami 12.000 kişi kapasitelidir.

Özbekistan Buhara Miri Arap Medresesi
Özbekistan Buhara Miri Arap Medresesi

 

Miri Arap Medresesi

Burası 16. yüzyıldan kalma ve Buhara şehrinin mimari anıtlarından birisidir. Yemen kökenli (atalarının Yemenden geldiği söylenir) Şeyh Abdullah Yamani’ye atfedilir. Kendisi Sheybanıdlerin manevi lideridir. Ubeydullah han (1512-1539) medresenin yapımı için bağışta bulunmuştur.

Dikdörtgen bahçesi 288 kubbe oluşturan galerilerle çevrilidir. Onlar 208 sütun üzerinde yükselir. Avlunun üzerinde mozaik bir tambur üzerinde mavi büyük kubbe yükselir. Kolon minare medresenin güneybatısındadır.

Birkaç kez restore edilmiş yapının mimarisi ve dekoru muhteşemdir. Medresenin hemen yanındaki Amir-Alimkhan medresesi ise 19.yüzyılda inşa edilmiştir.

Yapı 1924 yılına kadar şehir kütüphanesi olarak kullanılmış ve 1945 yılından itibaren dini medrese olarak faaliyetini sürdürmektedir. 1997 yılında Buhara şehrinin 2500 yıl dönümü arifesinde, ana cephe, çatı ve kubbeler tamamen yenilenmiştir.

Özbekistan Buhara Magoki-Attori Camii
Özbekistan Buhara Magoki-Attori Camii

 

Magoki-Attori Camii

Şehir merkezindeki bu cami, kentsel caminin bir örneğidir. Cami; İslamiyet öncesi pagan “Moh” tapınağı yerine inşa edilmiştir. Ancak, arkeolojik kazılarda, tapınağın üzerinde Samaniler döneminde yapılan bir de kubbeli cami kalıntısı ortaya çıkarılmıştır.

Ancak 12.yüzyılda zemin seviyesi yükseltilmiş ve ana cephe çok az hasar ile yeniden tasarlanmıştır. 16.yüzyıla gelindiğinde ise, alttaki kültür tabakaları ve yumuşak zemin nedeniyle cami toprağın derinliklerine batar gibi olmuş ve onun cephesi 1930 yılında yürütülen kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

Caminin dış cephesi asimetriktir. Sağa dikdörtgen şeritler ile saçaklı bir gömme tonoz ve bir portal vardır. Mimari dekor, geometrik şekiller ve oyma terra-cotta taşıyan bitki desenli fayanslar ile kapalı tuğladan oluşturulmuştur.

Evet burası Karahanlılar döneminde yapılmış, Orta Asya mimarisinin mükemmel örneklerinden birisidir.

Özbekistan Buhara Kosh Medresesi
Özbekistan Buhara Kosh Medresesi
Özbekistan Buhara Kosh Medresesi

 

Kosh Medresesi

“Kosh” çifte anlamına gelir. Çünkü burada “Modari-han” ve “Abdullah-han” medreseleri bulunmaktadır, yani iki bina vardır. Binalar, dar sokak tarafında birbirlerine karşı karşıya dururlar. Girişin üzerinde çini resimlerle yapılış tarihi olarak 1517 yazılıdır.

Modari-han medresesi 974 ya da 1566 yılında inşa edilmiştir. Medresenin ana cephesi muhteşemdir. Abdullah-han medresesi ise, 1558 veya 1590 yıllarında inşa edilmiştir.
Her iki medrese de olağanüstü Orta Asya mimari eseridir. Abdullah-han medresesi, gök ışık olarak bilinen ve 12 taraflı ışıklı tanbur kubbe ve bahçe ve geniş salonla ortaya çıkar. Salon iki katmanlıdır.

Özbekistan Buhara Kukeldash Medresesi

Kukeldash Medresesi

Kukeldash medresesi: batı ve kuzeyde Khanaka ve Nodir Divan-Begi ve doğuda: Architectual ensemble Lyabi-Khauz gibi üç büyük anıtsal binalar ile oluşturulmuştur. Güneydeki kare bir meydan bulunur.
Lyabi Khauz topluluğunun şehirde 16. yüzyıldan kalma ilk yapısıdır. Medresenin boyutları 80 x 60 metredir. Şehirdeki en büyük medresedir. Burada 320 den fazla öğrenci yaşamış ve okumuş, 130 öğretim elemanı bulunmuştur. Bu durum Abdullah-han liderliğin altındaki devletin gücünü temsil etmektedir.
İki katlı binanın, girişi yarı saydam, yeşil oniks zarif sütunlarla süslenmiştir. İç dekorasyonda, beyaz kullanılmıştır.

Özbekistan Buhara Lyabi-Khauz Ensemble
Özbekistan Buhara Lyabi-Khauz Ensemble

 

Lyabi-Khauz Ensemble

Lyabi-Khauz kelimesi “rezervuar” anlamına gelir. Bölgede anlatılan bir efsaneye göre: Nadir Divan-Begi: yalnız bir kadının evi olarak inşa edilmiştir. Kadın, güçlü vezire evin altına bir su kanalı inşa ettirmesini söyledi ve bu su kanalları yapıldı.

Nadir Divan-Begi medresesi: 1619-1620 yılları arasında yapılmış, merkezi kubbe salonlu büyük bir binadır. Bina önce bir kervansaray olarak inşa edilmiştir. Daha sonra ise medrese olarak kullanılmıştır.

Khauz kanalları: dikdörtgen şeklinde, batı-doğu yönünde 36 ve 46 metre uzanan kanallardır. Kıyıları sarı kireçtaşı bloklarla yapılmıştır.

Burada: Nasreddin hocanın bir heykeli görülüyor, Özbekler onun Özbek olduğunu iddia ediyorlar. Havuz kıyısında lokantalar bulunuyor. Buralarda masalar yerden 30 cm yükseklikte ve yerdeki minderlere oturuluyor.

Burada Özbek pilavı yemenizi öneririm.

Özbekistan Buhara Nadir Divan-begi Medresesi
Özbekistan Buhara Nadir Divan-begi Medresesi

 

Nadir Divan-begi Medresesi

Burası: Lyabi-hauz mimari kompleksinin bir parçasıdır. Medrese binası kimin tarafından inşa ettirildiği bilinmemesine rağmen, vezir Nadir tarafından isimlendirilmiştir. Vezir Nadir, 1611-1642 yılları arasında, Buhara şehrinde hüküm süren Ashtarkhanid hanedanı hükümdarı İmamkuli-Han; emrinde çalışmış güçlü temsilcilerden biridir.

Bu hükümdarlar ve vezirler, sürekli savaşlarla meşgul olmalarına rağmen aynı zamanda şehir planlamasına da zaman ayırdılar.

Nadir Divan-begi medresesi, Orta Asya’nın tüm Müslüman anıtları içinde en tipik tarzda dekore edilenidir. Dekorasyonda İslamda pek alışık olunmayan şekilde, kuşlar, hayvanlar ve insan imgeleri ve güneş kullanılmıştır. Efsanevi kuşlar ile, mutluluk betimlenmiştir.
İkinci katta: yaşam için odalar bulunur.

Ana girişte, genişletilmiş forum dikkati çeker. Medreseye yakın bir havuz da inşa edilmiştir. Bu yapay rezervuar, daha sonra “Lyabi Hauz” olarak isimlendirilir ve Buhara şehrinin en bilinen yerlerinden biri haline gelir.

Şehir merkezindeki bu dikdörtgen havuz: 46 x 36 metre ebatlarındadır ve asırlık çınar ağaçlarının gölgesindedir. Kıyıları sarımsı kalker masif bloklarla yapılmış ve su basmanları taşlarla dekore edilmiştir.

Eski dönemde, burada Pazar kuruluyormuş. Günümüzde bu havuz kenarında, Buhara yöresel lezzetlerini tadabileceğiniz lokantalar bulunuyor.

Özbekistan Buhara Seyfettin ad-Din Boharzi-Buyan Kuli Han Mozolesi

Seyfettin ad-Din Boharzi-Buyan Kuli Han Mozolesi

Seyfettin ad-Din al-Bokharzi (1190-1261) sufi düzeni tesis eden Nadjmid ad-Din Kubro’nun takipçisidir. Kendisi: ünlü bir şair ve ilahiyatçı olduktan sonra “dünyanın şeyhi” unvanını almıştır. Ölümünden sonra mezarı üzerine, bu Boharzi anıtı dikilmiştir.

Ama burada aynı zamanda derviş ayinleri de düzenlenmiştir. Kendisinin takipçilerinden Buyan Kuli Han: Boharzi mezar yerinde ters gömülmüştür. Daha sonra onun kabri üzerine de türbe inşa edilmiştir.

Türbe: olağanüstü basitlik ve mimari fikir berraklığı, şekillerin ihtişamı ve ölçeğiyle dikkat çekiyor. Türbenin içinde hiç dekorasyon yoktur ve ancak muhteşem süslemeler dikkati çeker. Evet bu mezar yeri, ortaçağ ahşap oyma sanatı açısından tam bir başyapıttır.

Özbekistan Buhara Seramik Müzesi
Özbekistan Buhara Seramik Müzesi

 

Seramik Müzesi

Gijduvan str adresindedir.
Çömlekçilik Orta Asya halklarının temel el sanatlarından birisidir. Özbekistan topraklarında, seramik antik çağlardan beri büyük popülerlik kazanmıştır. Birçok Orta Asya ülkesi içinde beceri ürünü seramik güzel parçalar yaratılmaktadır.

Özellikle Özbekistan ülkesinde ise seramik her bölgenin kültürünü yansıtan, pek çok öykü, resim ve diğer pek çok şey tasvir edilmektedir.

Buhara ve Semerkant gibi şehirlerde seramik ünlüdür. Çünkü büyük ustalar bu şehirlerde yaşamışlardır. En önemli seramikler Gijduvan seramik okulu sanatçılarına aittir. Çünkü Gijduan seramik okulunun derin kökleri vardır.

Beceri nesilden nesile, babadan oğla geçer. Gijduan ustalarının eserleri, çömlekçi atölyelerinde değil, Seramik Gijduan Müzesinde görülebilir. Müze, modern ustaların geniş bir koleksiyonunu sergilemektedir. Onlar zengin renkler ve süslemelerle betimlenmiştir. Gijduan seramik okulu: geometrik desenler ile ayırt edilebilir. Yeşil ve mavi renkler dekorasyonda hakimdir.

 

Registan Meydanı

Ark’ın batı bölümünde, Arap döneminde Registan meydanı inşa edilmiştir. Burada 13.yüzyıldan itibaren çeşitli idari binalar ve saraylar bulunmuştur. 16.yüzyılda ise ticari mekanlar yer almıştır. Bu ticari mekanlarda pamuklu kumaşlar satılmış, ayrıca: et, tahıl, fantezi mal, kağıt, mürekkep, sığır, karpuz, kavun, ahşap mutfak eşyaları ve diğer şeylerin satışı sürdürülmüştür.
Registan meydanında günümüze ulaşan tek anıt 18. yüzyıl yapımı Bolo-Khauz’dur.

 

Bolo-Khauz Kompleksi

Burası: Registan Meydanında tek korunmuş anıttır. Emirin kalesi (Arch) bu anıtın karşısında bulunur. Bu karmaşık kompleks: Cuma camisi ve minaresinden oluşur. Kompleksin en eski kısmı “Bolo-Khauz” olarak isimlendirilen gölettir.

Burası günümüze ulaşmış, Buhara şehrindeki çeşitli göletlerden birisidir. Geçmişte bu rezervuarlar, şehir halkı için su kaynağı olarak kullanılmıştır. Ancak ne yazık ki, aynı zamanda birçok hastalık kaynağı olmuştur. Bu nedenle, göletlerin çoğu kapatılmıştır.

Bolo-Khauz Camii: Emir’in eşi emriyle 1712 yılında inşa edilmiştir. Diğer bir efsaneye göre ise: Emir Shakhmurat (1785-1800) tarafından, eşinin ölümü üzerine sevgi ifadesi olarak inşa edilmiştir.

Yapı: rafine bir sütun üzerinde, ahşap tavan, geleneksel varenda, bol kartonpiyer ile dekore ve çiçek-geometrik süs desenleri ile süslüdür. Kısa minare: Buharalı ünlü usta Shirin Muradov tarafından 1917 yılında inşa edilmiştir.

Özbekistan Buhara Samaniler Türbesi
Özbekistan Buhara Samaniler Türbesi
Özbekistan Buhara Samaniler Türbesi

 

Samaniler Türbesi

Buhara şehrindeki tüm ortaçağ yapıları arasında, Samaniler türbesi özel bir yer işgal etmektedir. Bu dünyaca ünlü mimari yapı: 9. yüzyılın bitiminde inşa edilmiştir. Yapılış amacı ise: İsmail Samani’nin: babasının ölümü ardından bir aile mezarlığı olarak yapılmış olmasıdır.

Daha sonra: İsmail Samani’nin kendisi ve torunu da buraya gömülmüştür. Aslında: İslam geleneklerine göre, Müslümanların mezarları üzerine herhangi bir heykel ve anıt dikmek günah olmasına rağmen, buradaki kakmalı kriptler ilginçtir.

Samaniler türbesi, düz bir tasarım dehası olarak gösterilmektedir. Buradaki kompozisyonda: cephe ve iç bölümler dengeli olarak tasarlanmıştır. Tepede yarı küresel kubbe bulunur. Bütün cepheler aynı ve köşelerde üç çeyrek kubbeli sütunlar bulunur.

Evet: bu bina küçük boyutlarda yeni bir mimari tarzı ortaya çıkarırken, öte yandan İslam mimarisi ile de bağlantı kurmaktadır.

Özbekistan Buhara Sitorai Mokhi-Khosa Sarayı

Sitorai Mokhi-Khosa Sarayı

19.yüzyılda Buhara emiri Nasrullah Han: kendisi için yeni bir konut inşa etmeye karar verdi. Ancak yaz dönemi sıcaklarından kurtulmak için havadar bir yer seçti ve mimarlar eski bir yönteme başvurarak yani giydirilmiş sistemle bu inşaatı yaptılar.

Ancak, Buhara şehrinin banliyölerinde yapılan bu şık saray günümüzde hayatta değildir.

Takip eden süreçte: Buhara emiri Mir Sayyd Muhammed Alim Han: yeni bir saray yapımını başlattı. Hatta efsaneye göre, emir bu yeni sarayı eşi Sıtora için yaptırmıştır. Birkaç yıl süren inşaat çalışmaları sonucunda, görülmemiş güzellikle bir yapı ortaya çıktı.

Rusya’da eğitilmiş olan Buharalı mimarlar, doğu ve batı tarzlarını başarıyla birleştirerek güzel bir yapı ortaya çıkardılar. Bir süre sonra emirin karısı öldü ve onun adı saraya verildi ve bu isim günümüze kadar korundu.

Ancak ne yazık ki, Sitorai Mokhi-Khosa isimli bu sarayda, ilk sarayın kaderini paylaşmış ve imha edilmiştir.

Kaybolmamış Sitorai Mokhi-Khosa Sarayı: Buhara’nın son emiri Mir Sayyd Muhammed Alim Han’ın emriyle 1912-1918 yılları arasında yapılmıştır. İnşaat iki Rus mühendis Margulis ve Kakovitch ile birlikte zamanın en iyi Buhaharı ustaları tarafından yürütülmüştür.

Saray: ana bina ve birkaç resepsiyon salonu ve emir için özel odalardan oluşmaktadır. Ünlü usta Shirin Muradov tarafından dekore edilen “White Hall” özellikle dikkat çekmektedir. Burada duvarlar aynalarla kaplanarak dekore edilmiştir.

Çünkü bu sarayda aynalar fazlaca kullanılmıştır ve orada bir yansıma oluşur. Özellikle Venedik ve Japon aynaları kullanılmıştır. Saray, ayrıca çay salonu, küçük minare ve misafirhane içerir. Sarayın her bölümünün kendi hikayesi ve efsanesi bulunmaktadır.

1927 yılında Buhara Emirliğinin yıkılmasından kısa süre sonra, saray müze haline dönüştürülmüştür ve bugün burası “Sanat ve El Sanatları Müzesi”ni barındırmaktadır.

Müzenin sergilerinde: 19-20.yüzyıllara ait mobilyalar, takılar ve Buharalı ustaların el sanatları, 14-20. yüzyıl Rus ve Japon porselenleri görülmektedir.

Özbekistan Buhara Ulugbek Medresesi

Ulugbek Medresesi

Ulugbek Medresesinin ismi geçen: bir bronz kapı plakası üzerinde bulunan yazıt, 1417 yılında bulunmuştur. Yazıtta: burayı yapan usta olarak “İsmail İbn Tahir İbn Makhmud Ispfargoni ismi geçmektedir. Bu usta: İran’da Timur tarafından yakalanmış ve Semerkant’ta Gur-Emir kompleksini yapmış ustalardan birinin torunudur.

Burası: şehirde Ulugbek tarafından inşa edilmiş ilk medresedir. Bu nispeten küçük olmasına rağmen büyük forumları ile dikkat çeker. Giriş holü, kubbe salonları, cami ve kare bahçe ilgi çekmektedir.

Özbekistan Buhara Abdulaziz-Khan Medresesi

Abdulaziz-Khan Medresesi

1651 yılında, Abdulaziz-han İbn Nadr-Muhammed tarafından yaptırılmıştır. Ön cephesinden bakıldığında ilk anda Ulugbek medresesine benzer. Ama bu medresenin boyutları (50 x 67 metre) ondan daha büyüktür. Özellikle iç dekorasyonu muhteşem güzeldir.

Mimar: peyzajı düzenlerken tuhaf ağaçlar arasında hafif pavyonlar, stilize bulutlar ve su akışını içeren beyaz zemin üzerine mavi çini porselen tarzında duvar resimleri kullanmıştır. Caminin bu güzelliğini sağlayanlar ise, son derece gelişmiş ve farklı sanat okullarının temsilcileridir.

Özbekistan Buhara İsmail Samani Türbesi

İsmail Samani Türbesi

Burası, dünya mimarisinin seçkin örneklerinden birisidir. Yazılı kaynaklara göre: türbe Samani hanedanı (10.yüzyıl) zamanında bir aile mezarlığı olarak 902-907 yılları arasında yaptırılmıştır. Hatta, yapının, babasının mezarı üzerine oğlu İsmail Samani tarafından yaptırıldığı bilinir ve kendisi de daha sonra buraya gömülmüştür. Yapının giriş kapısı, doğu tarafındadır.

Özbekistan Buhara Mirzo Ulugbek Medresesi
Özbekistan Buhara Mirzo Ulugbek Medresesi

 

Mirzo Ulugbek Medresesi

Mirzo Ulugbek emriyle üç medrese inşa ettirildiği bilinmektedir. Gijduvan 1422 yılında tamamlanmış, Semerkand ve Buhara’da ise 1420 yılında tamamlanmıştır. Bunların hepsi bazı benzerlikler gösterir, ancak cephe planı, büyüklük ve tasarım değişmektedir.

Karmaşık cami, yaklaşık 120 yıl Buhara Ubeydullah-Han’ın hükümdarı döneminde (1539-1550) yenilenmiştir. Daha sonra kompleks kapsamlı onarım çalışmalarından geçirilmiş ve Buhara Abdullah-han (1583-1598) döneminde yeniden yapılmıştır.

Burası yapılan üç medreseden en erken döneme ait olanıdır. Mirzo Ulugbek tarafından (1394-1449) yaptırılmıştır. Medresesin 1417 yılında tamamlandığı düşünülmektedir. Ulugbek, tarihçi Abdurazzak Samarkandi’ye göre, Buhara gezisi sırasında, Kasım 1419 yılında burayı ziyaret etmiştir. 1586 yılında medresenin onarıldığı yazılıdır.

Ancak, renk ve kaliteli orijinal dekoru farklılık gösterir ve duvar kaplamalarının çoğunun zamanla yıprandığı ve yok olduğu görülür. 19. yüzyıl sonlarında 20.yüzyıl başlarında, pencere çerçeveleri Usto Ahmed tarafından boyanmış ve hafif onarım yapılmıştır.

1994 yılındaki onarımda ise, ilk galeriler ve ikinci katlar, avlu ve avlunun çevresindeki bölümler restore edilmiş, ana portal önündeki zemin yüzeyi düzenlenmiştir.

Özbekistan Buhara

ŞEHİR YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER

Özbekistan Buhara Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar
Özbekistan Buhara Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar
Özbekistan Buhara Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar

 

Chor-Bekir Nekropol-Juibar antik mezarlar

Buhara şehir merkezine 5 km uzaklıkta, dut ağaçlarının gölgesinde bölgenin en sıra dışı yerlerinden birisidir. Chor Bekir nekropol’e ayrıca “ölüler şehri” de denilmektedir. Burada ilk mezarlar: bin yıl önce ortaya çıkarılmıştır. Ama günümüzde binlerce kişi tarafından ziyaret edilen bu mekandaki binalar: 16. yüzyılda inşa edilmiştir.

Buhara Samani hanedanı döneminde: 10. yüzyılda Peygamber soyundan gelen Djuybar Seyit ve ailesinin burada yaşadığı söyleniyor ve öldüğünde kendisi de bu mezarlığa gömülmüştür. 1560 yılında Shaybanid hanedanı hükümdarı Abdullakhan II: burada bir cami ve medrese yapılmasını emretti.

Aynı yıl bu komplek tamamlandı ve hocası Djuybar Seyit için bir hediye oldu. 1593 yılında Muhammed İslam olarak isimlendirilen Djuybar Seyit’in oğlu Khodja Bekir Sadi öldüğünde: yine burada babasının yanına gömüldü. Takip eden süreçte, yine önemli aile üyeleri, burada toprağa verildi.

Evet: Chor-Bekir Nekropolü içinde yapılan “Khazira” güzel dekore edilmiş tek bir girişten girilen, duvarlarla çevrili avluda bulunan bir mezar yapısıdır. Buraya tuğla duvarları olan uzun bir koridordan ulaşılır.

Kadınlar da dahil tüm hanedan üyeleri, burada toprağa verilmiştir.
Günümüzde Chor-Bekr toprakları: 30 mimari yapıyı barındırmaktadır. Burada başta söğüt ve meyve olmak üzere birçok ağaç dikilmiştir.

Chor-Bekir: gerçekten sıra dışı ve gizemli bir yerdir. Burayı ziyaret ederseniz, insan hayatının faniliği düşüncesi sizde hakim olacak ve ölüler dünyasını hissedeceksiniz.

Özbekistan Buhara Nakşibendi Ensemble-Memorial Kompleksi

Nakşibendi Ensemble-Memorial Kompleksi

Hoca Bakhouddin Nakşibendi anıt kompleksi: Müslümanlar için kutsal kabul edilen yerlerden birisidir. 16.yüzyılın büyük ilahiyatçısı, sufi Nakşibendi tarikatı kurucusu memleketi olan ve şehir merkezine 12 km uzaklıktaki köyü Kasri Orifon’da gömülmüştür. Bu mezar yerinde, öncesinde bir pagan tapınağı olduğu söyleniyor.

Nakşibende: aynı zamanda Amir Temur’un manevi öğretmenidir. Kendisinin 32 kez Mekke’ye hacca gittiği söylenir. İnsanları mütevazi olmaya çağırır ve lüksü kabul etmez. Onun felsefesinin başlıca ilkesine göre “işte eller, Tanrı ile kalp” dir.

Kompleksin ana binasında cami, minare ve küçük medrese bulunur. Batıda ayrı bir avluda, Nakşibendi’nin gömülü olduğu büyük mezarlık vardır. Annesi ve öğretmeni de, çok uzakta olmayan mezarlarda gömülüdürler.

Saint Bakhouddin Nakşibende türbesi: Orta Asya’da bir hac yeri olarak kutsal kabul edilmiştir ve farklı Müslüman ülkelerden gelen inananlar tarafından ziyaret edilir. Komplekste bir de tasavvuf hakkında kitap ve yazılı kaynaklar bulunan müze vardır.

 

Bahouddin Naqshband Memorial Kompleksi

Burası şehir merkezinin kuzeydoğusundaki bir sufi köyünün yakınlarındaki mezar kompleksidir. Yapı 500 yıl boyunca şekillendirilmiştir ama onun erken tarihi, kim tarafından ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. İlk binalar muhtemelen, buranın yakınlarındaki sufi ölümü üzerine ortaya çıkmaya başlamıştır.

Ardından buraya müritleri, takipçileri ve Nakşibendi tarikatı üyeleri gömülmüştür ve kompleksin en prestijli bölümü “Dakhma-yi Şahan” ortaya çıkmıştır. Shaybanid Abdulaziz-han (1540-1550) emriyle, buraya 16.yüzyılda ilaveler yapılmış, kuzeybatı köşeye khanaka inşa ettirilmiştir.

Karmaşık yapılaşma, sonraki yüzyılda da sürdürülmüştür. Sovyet döneminde, burası hac yeri olarak kullanılmıştır. Şu anda, kompleks aktif olarak hala hac yeri olarak kullanılmaktadır. Büyük restorasyon çalışmaları: 1993-2003-2010 yıllarında sürdürülmüştür.

Evet, burası Nakşibende tarikatı üyeleri tarafından kutsal kabul edilmektedir. Çünkü: Burhaneddin Muhammed Buhari (1318-1389) bir Nakşibendi şeyhi olarak 14. yüzyılda Orta Asya’da tasavvufun en büyük temsilcisi olarak bilinmektedir.

Bahauddin mimari kompleksinin popüler mistik müzesi ziyarete açıktır. Ayrıca, tasavvuf çalışmaları için burada bir merkez bulunur.

Özbekistan Buhara Chashma-İl Eyüp

Chashma-İl Eyüp

Şehir merkezinin kuzeybatı banliyölerindeki Müslüman mezarı/türbesidir. Arkeolojik çalışmalar ve mimari özellikler incelendiğinde, buranın 1383 yılında inşasına başlandığı ve Shaybanid Abdallah-han II döneminde (1583-1598) tamamlandığı anlaşılmaktadır.

16.yüzyılda inşa edilen kırk günlük inziva odası bulunur. Hemen yanındaki kutsal kuyunun tatlı suyu içilir. Yerel efsaneye göre: su içildiğinde deri hastalıklarına iyi gelmektedir. Kompleks zamanla büyük bir mezarlığa dönüşmüştür.

Eyüp hayali mezarı üzerinde bir Kur-an suresi bulunur. Evet burası günümüzde Buhara şehrinin en saygın yerlerinden birisidir. Tüm Orta Asya’dan buraya gelen insanlar: Eyyüpün mezarı çevresinde yuvarlak tavaf yaparlar ve pirinç taneleri, buğday sapları, fesleğen atarlar. Yani, burası ibadet ve ayin yeridir.

Özbekistan Buhara Jeyran Ecocentre
Özbekistan Buhara Jeyran Ecocentre

 

Jeyran Ecocentre

1997 yılında nadir ve nesli tehlike altındaki hayvanların türlerinin korunması ve ıslahı için kurulmuştur. Yetiştirme merkezi: Kızıl kum çölünün güney batısında, Buhara şehir merkezine 42 km uzaklıkta, korunan doğal alan statüsündedir.

Burası, nadir tırnaklı memelilerin en etkili yetiştirme merkezlerinden birisi olarak tanınır. Nesli tükenmekte olan Asya yaban eşeği ve Przewalski atı da buranın koruma altındaki canlıları arasındadır.

Ayrıca yine Özbekistan kökenli yaygın ve nadir hayvan ve bitki türleri de burada bulunur. Burada: 29 tür memeli, 260 tür kuş, 21 tür sürüngen, 15 tür omurgasız hayvan bulunmaktadır.

Evet: buraya düzenlenen gezilere katılırsanız, burada nadir görülen hayvanları görebilir, bazı hayvanları bizzat besleyebilirsiniz. Ama özellikle, çöl yakınındaki bu merkeze, günün sabah saatlerinde gitmenizi öneririm, çünkü aşırı sıcak oluyor.

Özbekistan Buhara Khoja Abdalkhalik Al-Gijduvani Kompleksi

Khoja Abdalkhalik Al-Gijduvani Kompleksi

Buhara şehir merkezinin yaklaşık 50 km kuzeyindedir.
Yapının 1180 veya 1220 yılında ölen, ünlü sufi şeyhi, Orta Asya tasavvuf bağımsız okulun kurucusu Abdalkhalik ibn Al-Gijduvani’nin mezarının üstüne yapıldığı bilinmektedir.

Yazılı geleneğe göre, Abdalkhalik kendi okulunu kurdu ve ardından ünlü mistik Ebu Yakub Yusuf el-Ahmet Yesevi (1048-1140) ile çalıştı ve mistik okul daha sonraki dönemlerde “Khodjagan” denilen ve Nakshband (1318-1389) tarafından bilinen Bahaeddin Muhammed tarafından kabul edildi.

Al-Gijduvoni Müslümanlık şeriat gereksinimleriyle ilgili yaklaşık 60 düzenlemede bulunmuştur.
Bölgedeki Müslümanlar arasında, bu mezar son derece popülerdir.

Özbekistan Buhara Seyyid Amir Kulal Shrine

Seyyid Amir Kulal Shrine

Şehir merkezinin 25 km kuzeyinde Suhar köyündedir. Burası bir sufi okulu olarak kullanılmıştır ve ünlü bilim adamı-mistik Amir Kulal ve halefleri tarafından kullanılmıştır. Amir Kulal Bahaeddin: Nakşbendi olan birçok öğrenci yetiştirmiştir.

Ardından, Sovyet döneminde burası terk edilmiş ve 19. yüzyıl başlarında cami tamamen yıkılmıştır. Ancak, kendisinin bazı takipçilerinin girişimleriyle bağımsızlığın ilk yıllarında yeniden inşa edilmiştir. Ancak kendisinin mezar yeri net olarak tespit edilememiştir.

Ancak 2008 yılında yapılan çalışmalar sonucu mezar yeri tespit edilmiş ve bilginin mezarı üzerine, çift kubbeli türbe inşa edilmiştir. Ana mezar odası kufi yazılarla süslenmiş ve duvarlar yazılarla dekore edilmiştir.

Burada bunun yanında, ziyaretçiler için tesisler, cami, sekizgen bir gölet ve 10.5 metre yüksekliğinde bir minare bulunur. Bahçe cilalı tuğla ve mermer merdiven ile bölünmüştür. Kapıların ahşap yaprakları, Buharalı ustalar tarafından oyulmuştur.