Malezya; Güneydoğu Asya’da: bir federasyon yönetimidir ve federasyona bağlı 11 eyalet ve 2 federal bölge bulunmaktadır. Malezya Federasyonu: Malezya yarımadası ile Borneo adasında: Sabah ve Sarawak ülkelerini kapsamaktadır.
Coğrafi yönden: Batı Malezya ve Doğu Malezya olmak üzere ikiye ayrılır. Federal bölgeler: Kuala Lumpur ve Putrajaya’dır. Başkent olarak da Kuala Lumpur bilinir.
Doğu Malezya: Endonezya adasının kuzeyindeki Sarawak ve Sabah eyaletlerinden oluşur. Batı Malezya ise: Tayland ülkesinin güneyinde, yarımada uzantısı üzerinde bulunan eyaletlerden oluşmaktadır.
Başkent Kuala Lumpur buradadır. Başkent Kuala Lumpur nüfusu 1.493.000 kişidir. Ülkenin genel nüfus sayısı ise 30 milyon kişi civarındadır. Ülkenin diğer büyük şehirleri: Kelang, Johor Bharu’dur.
Malezya ekonomisinin en büyük etkinliği: turizm, petrol, palmiye yağı, doğal kauçuk ve ahşaptır.
Özellikle, ülkenin merkezinde son yıllardaki refah dikkat çekicidir. Bunun en büyük göstergesi: yeni uluslar arası havaalanı, geniş otobanlar ve hatta ülkemizde de tanınan Malezya yapımı “Proton” marka arabalardır.
Yine de başkentin geçmişini saklamak mümkün olmamıştır. Ticaret ve endüstri: kıyıdaki liman şehri “Klang”da yoğunlaşır. Kalay ticareti daha çok “Perak” eyaletinde gelişmiştir. Kuala Kangsar ise kraliyet eyaletinin başkentidir ve son derece sakindir. “Taman Negara” ise ulusal park olarak bilinir ve dünyanın en iyi korunmuş yağmur ormanları buradadır.
Ülke: turizm açısından ilgi çekmektedir. Çünkü: beş yıldızlı bir otelin hemen yanında, birkaç metre ötesinde antik resifler üzerinde yükselen ve kazıklar üzerinde inşa edilmiş ahşap evler görebilirsiniz.
Ayrıca: biraz önce sözünü ettiğim gibi yağmur ormanları ile kaplı yamaçlarda, orman yaşamı gündeme gelmektedir. Serin yaylalar, kumlu ve sıcak plajlar, zengin ve nemli mangrov alanları bir aradadır.
Giriş kısmını bitirmeden önce, birkaç Malezya geleneğinden söz etmek istiyorum. Bir Malezya evine girerken ayakkabı çıkarmak gerekir. Size bir içecek ikram edildiğinde, bunu kabul etmeniz beklenir, kabul etmek kibarlıktır. Kişi eli ile yemek yerken veya bir şey verirken, genellikle sağ el kullanılır.
Sağ el işaret parmağı: kişileri ve nesneleri göstermek için kullanılmaz. Bunun yerine: altından katlanmış dört parmak ile sağ elin baş parmağı tercih edilmelidir. Cami ve tapınak gibi yerlere ayakkabı ile girilmez.
Bazı camilerde, bayan ziyaretçiler için, örtünmeleri için eşarp ve etek verilir. İbaret yerlerinde izinsiz fotoğraf çekilmez. Ülkenin büyük bölümü Müslüman olduğundan alkol kullanılmaz.
ULAŞIM
Malezya ülkesinin ana kapısı: Kuala Lumpur şehrinin yaklaşık 50 km güneyinde bulunan uluslar arası havaalanıdır. Hava alanı “Subang Sultan Abdul Aziz Shah” havaalanı olarak isimlendirilir. Ayrıca, ülkenin havaalanı bulunan diğer şehirleri şunlardır: Penang, Kuching, Kota Kinabalu ve Langkawi.
SAAT
Malezya ülkesi zaman olarak; ülkemizden 5 saat ileridedir.
DİN
Malezya: İslam devletidir. Ancak ibadet özgürlüğü uygulanmaktadır. Nüfusun yaklaşık % 60.4 lık bölümü Müslüman, % 19.2’lik bölümü Budist, % 9.1’luk bölümü Hıristiyan, % 6.3’lık bölümü Hinduizm dinine sahiptir.
Ülkede, aynı alan içinde: tapınaklar, camiler ve kiliseler görmek mümkündür.
DİL
Bahasa Malaysia, yani Malayca ulusal dildir. Malezya’da bir Hint lehçesi olan Tamilce’nin yanı sıra, Mandarin ve diğer Çin lehçeleri de konuşulur. Ülkede İngilizce bilenlerin sayısı fazladır. Ücra bir köşede olmadığınız sürece iletişim sorunu yaşamazsınız. Tabelaların çoğu Latin harfleriyle Malayca’dır.
İngilizce tüm okullarda zorunlu olarak öğretilir.
İNSANLAR
Malezya’da 25 milyon insan yaşamaktadır. Malezya: tarihi süreç içinde Hint Okyanusu ve Güney Çin Denizi arasında, geleneksel tüccarlar ve Doğu’da hem de Batı’da seyahat edenler için bir buluşma noktası olduğundan çok sayıda yerli halklardan oluşan, çok kültürlü ve çok ırklı bir nüfusa sahiptir.
Ülkede yaşayan etnik kökenlilerin: % 50.4 Malay % 23.7 Çinli; % 11 yerli; % 7.1 Hintli ve diğerleridir. Yani: Malaylar, Hintliler, Çinliler ve diğer birçok etnik gurup, barış ve uyum içinde yaşamaktadırlar. Bu çok kültürlülük, Malezya’da renkli festivallere sebep olmaktadır.
Sonuç olarak, Malezyalılar sıcak, samimi ve rahat insanlar olarak bilinirler.
EKONOMİ
Malezya yarımadası: kauçuk, palmiye yağı, kakao, pirinç üretimiyle önem kazanır. Ayrıca: kereste ve hindistancevizi endüstrisi gelişmiştir. Yarımada: kauçuk ve petrol, palmiye işleme ve üretimi, hafif imalat sanayi, elektronik, kalay madenciliği ve kereste işleme üzerine yoğunlaşmıştır.
ELEKTRİK
Bütün Malezya’da voltaj 220 voltdur. Uzak bölgelerin ve jeneratör kullanılan bazı adaların dışında hemen her yerde elektrik vardır.
Not: Bazı eski oteller iki girişli piriz kullansalar da, üç girişli kare ya da yuvarlak pirizleri farklı işletmelerde bulabilirsiniz. Genelde bir adaptör el altında olmalıdır.
GİYİM
İklim sıcak, nemli ve yağmurlu olduğu için, tercihan ince, açık renk, bol pamuklu giysiler kullanılmalıdır. Yayla yerleşimlerinde üşümemek için bir süveter yeterlidir.
Malezyalılar, en lüks restoranlarda bile rahat giyinirler.
Resmi bir toplantıda bir takım elbise ve gravat ya da uzun kollu batik bir gömlek uygundur. Buna karşın, sandalet ya da terlikler, restoranlar ve diskolar için fazla günlüktür. Plajlarda: üssüz ve çıplak güneşlenmek hoş karşılanmaz.
Yürüyüş yapmak için kauçuk tabanlı bir ayakkabı ya da iyi bir yürüyüş botu giyin ve kaçınılmaz olarak terleyeceğiniz için pamuklu veya yün çorapları tercih edin.
Bir dinsel yapıya girmeden önce, ayakkabılarınızı çıkarmayı unutmayın. Malezyalılar, evlerine ve bazen işyerlerine girerken de ayakkabılarını çıkarırlar. Camileri ve özellikle doğu sahilindeki kırsal bölgeleri gezerken şort ya da mini etek giymekten kaçının. Malezya’da çok uygun fiyatlara giysi satın alınabilirse de büyük bedenleri bulmak zor olabilir.
İKLİM
Tropik iklimin görüldüğü Malezya’da sıcaklık ve nem oranlarının rahatsız edici olacağından kuşkunuz olmasın. Malezya’nın iklimi, genelde, sıcak, nemli ve yağmurludur. Alçak bölgelerde günlük sıcaklık, 21 ile 32 derece arasındadır. Yıllık ortalama yağış 250 cm. dir. Geceler çoğunlukla serin olsa da, gündüzleri genelde sıcaktır.
Musonlar, ağır yağış getirir. Kuzey musonu, Kasımdan-Şubata kadar sürer ve en çok Kelantan, Terengganu ve Pahang eyaletleri ile Sabah’ın bazı kısımlarını etkiler. Batı Malezya’daki Taman Negara olumsuz hava koşullarından dolayı Kasım başından Ocak ortasına kadar kapalıdır. Temmuzdan, Eylüle kadar süren güneybatı musonu, Endonezya adası Sumatra’nın sağladığı koruma sayesinde, diğerleri kadar yağış bırakmaz.
ÖLÇÜ BİRİMLERİ
Malezya’da metrik sistem kullanılır.
PARA
Malezya para biriminin resmi adı “Malezya Riggiti” dir. (RM). 100 sen= 1 RM eder. Madeni paralar: 1, 5, 19, 20 sen. Banknotlar: 1 RM, 5 RM, 10 RM, 50 RM, 100 RM.dir.
Döviz bankalarda yada bankaların çalışma saatleri dışında da açık olan ruhsatlı döviz bürolarında bozdurulur. (bunların çoğu saat 20.00 de kapanır)
Kurlar değiştiğinden, döviz bozdurmadan önce araştırma yapmanızı öneririm.
1 Amerikan Doları = 2.91 RM
RESMİ TATİLLER
Çok kültürlü ve ayrı dinlere mensup nüfusundan dolayı Malezya’da çok sayıda resmi tatil vardır. Aşağıda, bir kısmının tarihi her yıl değişen bu tatillerden bazılarıdır.
1 Ocak Yeni yıl
Ocak-Şubat Çin Yeni Yılı (iki gün)
Mart/Nisan Kutsal Cuma (Sabah ve Sarawak eyaletlerinde)
1 Mayıs İşçi Bayramı
6 Mayıs Budacıların Vesak Günü.
10-31 Mayıs Sabah’ta Kaamatan Hasat Bayramı
1-2 Haziran Sarawak’ta Gawai Hasat Bayramı
6 Haziran Kralın doğum günü
Haziran/Temmuz Hari Raya Haji (günleri değişir) Muharrem ayının ilk günü
31 Ağustos Ulusal Bayram
Ağustos/Eylül Mevlit kandili
Kasım Hindu Bayramı Divali.
25 Aralık Noel
Malezya’da yaşam: MÖ.230.000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Çünkü: yüzyıllar boyunca bol yiyecek kaynaklarının bulunması: Cava insanını buraya çekmiştir.
MÖ.2000 yıllarında, yelkenli kanolarıyla buraya gelen göçmenler: yerli “Negrito” halkını buradan uzaklaştırdılar. Çin, Filipinler ve Endonezya adalarından gelen ve “Malay halkları” olarak isimlendirilen bu göçmenler: nehir kıyılarına yerleştiler. Güney Çin denizinden gelip kıyı boyuna yerleşen topluluklara ise “Orang Laut” yani “Deniz halkı” deniliyordu.
Bölgede ilk olarak “Hint” etkisi görüldü. Hindiçin Mekont vadisindeki Hintlileştirilmiş koloniler: bölgeye ilk ilgi gösterenlerin başında oldular. Bu koloniler, buraya gelirken beraberlerinde: Hint kültürü ve Budacılık felsefesini getirdiler.
Bu ilk sömürgeleştirme sürecinden dokumacılık ve metal işçiliği doğdu. Bölgedeki bu Hintleştirilmiş kolonilerin en güçlüsü: Srivija oldu. Bunlar: Sumatra adasındaki bölgelerinde bir deniz imparatorluğu kurdu ve Malakka boğazını denetim altına aldılar. Bu imparatorluk 14.yüzyılda çökerken: Malay yarımadası: Siyam ve Kamboçya imparatorluğu arasında paylaşıldı.
Bu Hint etkisi yanında, yukarı da sözünü ettiğim gibi, bölge Çinlilerin de ilgisini çekti. 1409 yılında: bir Çin filosu, Malakka’ya yaklaştı. Çinliler: burada yaşayanlara yaptıkları teklifte: Malakka’ya yağmacılara karşı destek vereceklerini ama karşılığında liman olanaklarından yararlanmak istediklerini ilettiler. 1411 yılında: Malakka halkı: Çinlilere istedikleri liman hakkı ve haraç ödemeyi kabul ettiler.
Ancak, bir süre sonra Çin: deniz ticaretinden çekildi. Bunun üzerine, Malakka’nın yeni hükümdarı: Müslüman ticaret birliğiyle ittifak kurdu. Bengalli gezgin tüccarlar: İslam inancını önce doğu kıyısına getirdiler ve İslam kısa sürede, bütün Malakka yarımadasında yayıldı.
1446-1459 yılları arasında hükümdar olan Malakka Sultanı Muzaffer Şah döneminde: İslam resmi bir dil kimliği kazandı.
1500’lü yıllara gelindiğinde: Sumatra’da bulunan Pasai limanı: Güneydoğu Asya’nın en önemli limanı haline geldi. Sultanlık: bütün Malay yarımadası ve Malakka Boğazından Sumatra’ya kadar olan bölgede hakim oldu.
16.yüzyılda: 1509 yılında bir Portekiz gemisi Malakka’yı ziyaret etti ve tüccarlar bölgeye yerleştiler. 1511 yılında ise Portekiz donanması Malakka’yı ele geçirmek üzere hareket etti. Bunun üzerine, saray halkı güneye kaçarak Johar bölgesinde yeni bir Müslüman Malay iktidarı kurdular.
130 yıl süren Portekiz yönetimi genelde istikrarsız geçti. Malay güçlerinin saldırıları ve sıtma, Portekizlileri yıprattı. İlk koloniyi oluşturan 600 erkek Portekizli: lüks bir yaşam sürerken büyük bir Avrasya topluluğu oluşturmak için yerli kadınlarla evlendiler.
1633 yılına gelindiğinde bu kez: baharat ticaretinden pay almak isteyen Hollandalılar: Malakka’yı 8 yıllık ticari ablukaya aldılar. 1641 yılında Portekizliler teslim oldular. Hollandalılar, Portekizlilerden farklı olarak: Malaylarla alışveriş yapmaya karar verdiler. Bu sırada Malaylar: Singapur ve Riau adalarına hakimdiler.
Johor şehri: bölgedeki en güçlü Asya yönetim merkezi oldu. Hollandalılar: Perak ve Kedah bölgelerine saldırdılar ve ele geçirdikleri yerlerde, kendi adamlarını şef ilan ettiler ve böylece Johor yönetiminin arkasında, Hollandalıların gizli iktidarı başladı.
18.yüzyılın sonlarına doğru: İngilizler, Malaya ile ilgilenmeye başladılar. Portekiz ve Hollanda ticaret merkezlerinden farklı olarak: Penang gümrüksüz bölge ilan edildi ve böylece göçmenler ve tüccarlar buraya akın ettiler. 1801 yılında Thomas Stamford: 24 yaşında Penang şehrine geldi.
Kendisi: Malay diline ve geleneklerine hakim bir konum ortaya koyunca: İngiltere-Malay ilişkilerinde hızla gelişme görüldü ve bölgede İngilizlerin 150 yıl süren iktidarı başladı. İngiltere ve Hollanda arasında 1814 yılında imzalanan Londra andlaşması sonucunda: Malakka boğazı bölündü. Yüzyıllar boyunca: ortak dil, din, siyasi, kültürel ve toplumsal gelenekleri paylaşan Sumatra ile yarımada ikiye bölündü.
Sumatra, Cava ve Singapur’un güneyindeki adalar: Hollandalıların oldu. İngilizler ise: yarımada ve Borneo bölgelerini aldılar. 1826 yılına gelindiğinde bölgede İngiliz yasaları yürürlükte olmasına rağmen, çok az İngiliz yaşadığı görülür. Nüfusun büyük bölümü, iç kısımlarda nehirlerin arasındaki düzlüklerde yaşıyordu.
1896 yılında: Malay Eyaletleri Federasyonu ilan edildi. (Buna üye olanlar: Perak, Selangor, Negeri Sembilan, Palang) General Frank Swettenham: başkenti Kuala Lumpur olan federasyonun ilk yöneticisi oldu.
19.yüzyılda: Borneo’nun gelişmemiş olduğu görülüyor. Bölgenin başlıca gelir kaynağı: Sarawak nehri kıyısından Çinliler tarafından çıkarılan “altın” ve “antimon” du.
1839 yılında: Singapur valisi: Brunei Sultanlığı ile ticari ilişkileri geliştirmek için hamle yaptı. İngiltere-Birmanya savaşlarında gösterdiği cesaretle öne çıkan Brooken: 1841 yılında Sarawak’ın racası ilan edildi. Çinlilerle çatıştı ve Çinlileri Sarawak sınırına sürdü. Bunun ardından, cesareti kırılan Çinliler yarımadadaki ticari üstünlüklerini kaybettiler.
1877 yılında İngiliz işadamı Alfred Dent: kuzeydoğu Borneo bölgesini “Brunei” sultanlığından kiraladı ve 1888 yılında Sarawak ve Brunei birleşti ve bölgeye “Kuzey Borneo” ismi verildi.
20.yüzyıl başlarında İngiltere yarımada üzerindeki denetimini genişletti. Kuzey Borneo, Brunei ve Miri bölgelerinde petrol bulundu. İngiliz ve Hollanda şirketleri: Singapur’u petrol ikmali ve ihracı için bölgenin deposu olarak kullanmaya başladılar. Ancak: Malay ekonomisi, asıl atılımını: Henry Ridley’in “kauçuğu” buraya getirmesiyle yaptı.
Otomobil ve elektrik sanayinde kauçuğun kullanılıyor olması: özellikle I. Dünya Savaşı sırasında kauçuğa olan talebi zirveye ulaştırdı. 1930’lu yıllarda Malay yarımadası dünya kauçuk üretiminin büyük kısmını karşılıyordu.
Ancak kauçuk ve kalay üretiminde denetim İngilizlerin elindeydi. İngilizler, siyasi yönetimi iyice baskı altına aldılar ve yalnızca kendi refahlarını ve güvenliklerini sağlayacak sultanları iktidara getirdiler.
1934 yılındaki Nüfus Sayımında: kauçuk ve kalay talebinin artması sonucu üretimi karşılamak için bölgeye çok sayıda Malay olmayan göçmenlerin geldiği anlaşıldı. 1939 yılında: dünya ekonomik bunalımı ve küçülen piyasalar nedeniyle: iş piyasasındaki etnik rekabet arttı ve Çinliler ve Hintlilere karşı: bölgede Malay milliyetçiliği ortaya çıktı.
1939 yılında: tutucu Müslüman liderler: Kuala Lumpur şehrinde düzenlenen kongrede bir araya geldiler. 19. yüzyılda İngiltere ve Hollanda tarafından parçalanan bölge: Malay-Endonezya bilincini yeniden canlandırmak için yoğun çaba harcadılar, ancak bu sırada bölgede savaş rüzgarları esiyordu.
Japon işgal birlikleri, 8 Aralık 1941 tarihide Malezya’nın doğu kıyısında Sabak şehrine girdiler. Çünkü: Japonlar tarafından Malezya’nın: kauçuk, petrol ve kalay yatakları ilgi çekiyordu. Yarımadadaki İngiliz birlikleri bir kara saldırısına karşı hazırlıksız olduklarından; özellikle Hintli askerler büyük kayıplar verdiler.
Japonlar: Kedah ve Kelantan ardından, Tayland’a saldırdılar. Singapur deniz üssü İngilizler tarafından boşaltıldı. 1942 yılında başkent Kuala Lumpur Japonların eline geçti ve ardından Japonlar Singapur’u ele geçirdiler.
Japonlar bütün bölgeyi ele geçirirken, Miri ve Brunei’deki petrol yatakları, geri çekilen İngiliz ve Hollandalılar tarafından tahrip edildi. Japonlar: müttefik askerlerine karşı acımasız davranırken, yerli Malay halkına ve hükümdarlarına karşı farklı davranıyorlardı. Maaşa bağlanan hükümdarlar, Malay geleneklerini ve İslam dinini korudular.
Japonya’nın teslim olmasının ardından: Malezya topraklarında Çinli komünistlerin yönettiği güçlü bir direniş ordusu kaldı. Çinliler ve Hintliler: uzun vadeli çıkarlarını korumak için Malaylarla siyasi eşitlik istediler. 1948 yılında İngiltere tarafından “Malay Federasyonu” kuruldu.
Çünkü: İngiltere, Malayları: Çinliler ve Hintlilere karşı korumak istiyordu. Bir İngiliz vali tarafından oluşturulan merkezi idare: Eyaletlerin Malay hükümdarlarına büyük yetkiler verdi. Kuzey Borneo ve Singapur’a kraliyet statüsü verildi. Tüm bu faaliyetlerde Çinliler enterne edildiler.
1950’li yılların başında: komünist isyancılar, orman içlerinde başlattıkları gerilla savaşında: İngilizlere büyük kayıplar verdirdiler ve bölgede İngilizler tarafından “olağanüstü durum” ilan edildi. Çinlilerin yurttaşlık hakları genişletildi ve Çin kökenlilerin devlet dairelerinde çalışmalarına izin verildi.
İngiltere’de eğitim görmüş Malay Çinlileri ve Malay Hint kongresi: ittifak kurdular ve 1953 seçimlerinde parlamentoda büyük çoğunluk kazandılar.
1957 yılında bağımsızlık ilan edildi ve olağanüstü durum sona erdi. 1963 yılına gelindiğinde, federasyonun adı: Malezya oldu. Ancak: Singapur: Malay ayrıcalıkları konusunda Kuala Lumpur ile çatıştı. Singapur siyasi partileri: etnik değil toplumsal ve ekonomik temeller üzerine yeniden örgütlenme istiyorlardı ve bu durum Malay kitleleri kızdırdı. 1964 yılında ayaklanmalar başladı ve Singapur federasyonda çıkarıldı.
1967 yılında Penang şehrinde yine bir ayaklanma oldu. 1969 yılında ise bu kez Kuala Lumpur şehrinde dört gün süren bir ayaklanma yaşandı ve Anayasa askıya alındı, olağanüstü durum ilan edildi. 1979 yılında yeni Malay yönetimi: Malayların ve öteki yerli halkların konumlarının güçlendirilmesine önem verdi. Malay dili resmen benimsendi. Malezya’nın ihracatı arttı ve güçlendi.
21. yüzyıla girildiğinde, Malezya ekonomisinin istikrar kazandığı görüldü. Ülke tarihinde, 2004 yılında meydana gelen Tsunami felaketi de önemlidir. Malezya, bu yıkımdan yalnızca güneyde yer alan Sumatra sayesinde kurtuldu.
Saravak eyaleti: Malezya ülkesini meydana getiren 14 federe devletten birisidir ve Borneo adasının kuzeybatısında bulunur. Eyaletin başkenti “Kuçing” şehridir. Kuala Lumpur şehrinden, Kuching şehrine uçakla 90 dakikada ulaşılır.
Endonezya sınırındaki dağlardan Güney Çin Denizi’ne kadar563 kmyol kat eden ülkenin en uzun nehri, Rejang; Saravak eyaleti sınırları içindedir. Ormanlık bölgedeki zengin nehir sistemleri sizi, yağmur ormanı kabilelerine ulaştıracak önemli bir bağlantı sağlar.
Bako National Park’ta yapılan nehir gezileri ve yürüyüşü arasında Kuching’den yalnızca 40 dakika uzaklıkta bulunan Santubon ve Damai’deki plajlarda güzel zaman geçirilir. Doğu Sarawak’taki Niah ya da Mulu mağara sistemleri yorucu ama keyifli geziler sunar.
Sizlere: burada önce Kuching şehri ve şehrin gezilecek yerlerinden söz etmek istiyorum. Ardından yine eyaletin ikinci büyük şehri Miri ve takiben eyaletin turizm destinasyonlarından, gezilecek yerlerin özelliklerinden söz edeceğim.
Eyaletin turizm destinasyonları şunlardır
Bako National Park
Gunung Mulu National Park
Niah National Park
Mount Santubong
Bakun Dam
KUCHİNG ŞEHRİ
Kedilerin şehri olarak bilinir. Zaten şehri gezerken, hemen merkezdeki büyük kediler heykelini gördüğünüzde bunu anlayacaksınız.
Sarawak eyaletinin başkenti, Doğu Malezya’nın diğer büyük şehirlerinden (Miri, Kota Kinabalu ve Sandakan) farklı olarak II. Dünya Savaşının yıkımından kurtulan sömürge dönemi albenisini korumuştur. Malezya devletinin dördüncü büyük şehridir. Romantik geçmişiyle, biraz önce söylediğim gibi eski dünyanın cazibesini korur.
Kuching, Sarawak Nehri’nin denizden 32 km uzaklıktaki bir kıvrımında kurulmuştur. Nehir şehrin odak noktasıdır. Nehir yakınlarında: kalabalık sokaklar, yerel el sanatları satan süslü tapınaklar, pazarlar, tarihi binalar ve geleneksel Çin dükkanları ve evler doludur. Şehirde: birbirine yürüme mesafesinde, 9 müze bulunur.
Şehrin büyük bölümü, Çinli ve Hintli tüccarların, büyük otellerin ve geçmişin kalıcı izlerinin görüldüğü sömürge dönemi yapılarının bulunduğu güney kıyısındayken, Beyaz Racalar’ın yaptırdığı konut ve kale, kuzey kıyısındadır.
Malezya’nın başka hiçbir şehrinde olmayan şekilde: Kuching şehrinde: yapılar zarafet ve çekiciliğini gösterir. 1839 yılından bu yana: şehir silüetinde minareli ve kubbeli, süslü tapınak çatıları, kilise kuleleri ve modern ve sömürge dönemi karışımı binalar görülür.
Şehrin fonunda ise: mürekkep mavisi Santubong ve Matang dağlarının dramatik fonu, bol yeşillik içinde dikkati çeker.
Şehirdeki Gezilecek Yerler
Square Tower,
Astana ve Court House,
Sarawak Müzesi.
Brooke Legacy
Çin Tapınağı
Eski Devlet Camisi
Kuching Waterfront Esplanade
Kedi Anıtı
Tua Pek Kong
Evet, şimdi şehirdeki gezimize başlıyoruz. Şehirde: daha önce sözünü ettiğim gibi sömürge döneminden kalan yapılar bulunmaktadır.
Bunlar arasında öne çıkanlar: 1930’ların neo-klasik tasarımı ve sütunlarıyla “Pejabat Pas Besar” yani “Merkez Postanesi” ve Adliye Sarayıdır.
Adliye Sarayı
1858 yılında Charles Brooke tarafından, bir Alman Lutherci misyonunun eski binasından dönüştürülmüştür. Aslında yeni bir bina yapılması isteniyordu ama bu yol tercih edilmiştir. Bina: 1973 yılına kadar Eyalet Meclisine ev sahipliği yapmıştır. Burada ayrıca “Sarawak Tourism Compex” i bulunmaktadır. Binanın saat kulesi 1883 yılında eklenmiştir. Çanlar: her saat başı çalarak zamanı belirtirler. Binanın hemen önünde ise 6 metre yükseklikteki “Charles Brooke Memorial” anıtı; bu ikinci beyaz raca anısına 1924 yılında dikilmiştir.
Square Tower
Astana karşısında, Sarawak nehri üzerinde, Waterfront batı ucundadır. Zemin katta bir danışma merkezi ve çok ortamlı sinema bulunur. Zemin katta bulunan multimedya merkezinde: Sarawak’ın turistik yerleri hakkında bilgi ve belgeler sağlanmaktadır ve video gösterileri düzenlenir. Üst katta ise: antik Kuching şehri ve kulenin kısa tarihine ait bazı görseller barındırılmaktadır.
Yapı: beyaz bir küp benzeridir. 1879 yılında Victoria döneminde inşa edilmiştir. Nehrin karşı kıyısında aynı yıl Fort Margherita dikilmiştir. Burası: başlangıçta bir hapishane olarak kullanılmış ve bu yüzden zindanları bulunmaktadır. Sonra ise, bir kale haline getirilmiş ve hatta bir dans salonu olarak da kullanılmıştır.
Evet, kule çok küçük olduğu için 15 dakikada gezilebilmektedir.
Jalan İndia
Batıda bulunan alışveriş merkezi (Jalan India), şehrin merkezini işaret eder. Buradaki alışveriş merkezi, 1992 yılında açılmış olup, sokak “İndia Street” olarak bilinir. O zamanlar Çinliler tarafından çalıştırılan Hint dükkanları: günümüzde de sokakta faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Bu cadde: aynı zamanda Kuching şehrinin en işlek caddelerinden birisidir. Burada, özellikle dünya çapındaki markaların giysilerini bulmak mümkündür. Bunun dışında: tekstil, giyim, çanak-çömlek, baharat, hediyelik eşya ve her türlü başka nesne satılmaktadır. Caddenin her iki tarafında satılan mevcut malların çeşitliliğine şaşıracaksınız. Burada: ucuz restoranlar da bulunuyor.
Gezimize devam ettiğimizde; bu bölgede 1850 yılı yapımı Sarawak eyaletinin en eski Hint camisi “Masjid India” ile karşılaşıyoruz. 1968 yılında inşa edilen “Kuching Mosque” camisi ise biraz daha batıda, Pazar yerinin yanındadır. Nehrin kuzey yakasına da yeni bir cami inşa edilmiştir.
Şehrin büyük pazarı yani “Pasar Besar” nehir kıyısındaki Jalan Gambier caddesi üzerindedir. Bu pazarda: kümes hayvanları, taze balık, sebzeler ve ayrıca giysiler, gazeteler ve korsan Cd ve Dvd ler satılmaktadır. Pazarın hemen yanında ise şehrin otobüs terminali ve taksi durağı bulunur.
Jalan Padung caddesi: kauçuk sanayinin altın döneminin yaşandığı 1920-1930’lu yıllar arasında inşa edilmiş, Çinli işletmeler, kafeler, restoranlar ve el sanatları dükkanları ile doludur. Şehirdeki modern binalar arasındaki bu geleneksel Çin ve Hint mağazaları; şehrin geçmişini gözler önüne sermesi açısından önemlidir.
Jalan Palm caddesindeki “Pazar Mingy” aslında daha renklidir ama cumartesi günleri geç saatte açılır ve Pazar günü sabahı kapanır. Bu Pazar şaşırtıcı bir ürün çeşitliliği sunar ve burada: taze sebze ve meyveler, el işi ürünler, ormandan tutulan kertenkeleler, yarasa, maymun ve kaplumbağalar gibi egzotik hayvanlar da satılmaktadır.
Adliye Sarayının doğusunda ise: nehir kıyısı boyunca sıralanmış beş yıldızlı otellerin yanında bir tapınak ve müze bulunmaktadır.
Tua Pek Kong Temple
Kuching Tunku Abdul Rahman caddesinde bulunan bu tapınak: şehrin en eski yapısıdır ve bir yüz yılı aşkın yaştadır. Bazı Budist festivallerde: tapınak tam bir faaliyet kovanı olur. Tapınak: “Siew San Teng Temple” olarak da bilinir ve Kuching şehrinin en eski tapınağı olmasına rağmen günümüzde de ibadete açıktır.
Chinese History Museum
Waterfront adresindedir. Müze: Tua Pek Kong tapınağının karşısındaki kıyıda; eski Çin Ticaret Odası merkezindedir.
Burada: ikinci beyaz raca James Brooke’ın iktidara gelişinden önce; Çin Sarawak topluluğunun tarihi süreçteki izleri sergilenmektedir. 1993 yılında ziyarete açılmıştır. Müzede: 1900’lü yıllar öncesinden kalan: Çinlilerin yaşamını yansıtan müzik aletleri, yeşim parçaları, Ming Hanedanlığı seramikleri ve daha birçok eser bulunmaktadır.
Astana
Astana ve Ford Margherita’yı ziyaret etmek için feribot ile Sarawak nehrini geçmek gerekir.
Astana; Malaycada Saray anlamına gelir. 1870 yılında Raca Charles Brooke tarafından inşa ettirilmiş ve Brooke ailesinin konutu olarak kullanılmıştır.
Burası, tek bir çatının örttüğü üç bungalovdan oluşur. Tuğla sütunlarla desteklenen konutta, bir kütüphane ve Brooke ailesinin eşyalarından oluşan bir koleksiyon bulunur. Zemin kat bir zamanlar Beyaz Racalar’ın ev sahipliği yaptığı bahçe partilerinin mekanıydı. (Aynı zamanda II. Dünya savaşında Japon savaş esirlerinin gözaltı merkezi olarak da kullanılmıştır) Yapı: günümüzde valinin resmi konutu olarak kullanılmaktadır. Astana’nın eserler ile dekore edilmiş, güzel peyzajlı bahçelerde dolaşabilmektedirler. Saray: Hari Raya festivali süresince ziyarete açıktır.
Bina günümüzde Kuching Yang Di-Pertua Negeri’sinin (vali) ikametgahıdır. Etkileyici bahçelerin arasındaki konut, ne yazık ki halka açık değildir.
Fort Margherita
Astana’nın sağından tepeye doğru çıkan yol, Muzium Polisin bulunduğu Fort Margherita’ya varır. Charles Brooke, beyaz kuleli gösterişli kaleyi bir Ortaçağ İngiliz kalesi tarzında inşa ettirmiş ve yapıya karısı Margaret’in adını vermiştir. Kale: Sarawak nehrini korumak için 1879 yılında inşa ettirilmiştir.
Nehirden şehre doğru uzanan mükemmel bir manzaranın gözler önüne serildiği kale, 1971 yılında bir polis müzesine dönüştürüldüyse de, 2004 yılında kapatılmıştır.
Nehirde Tekne Gezisi
Küçük ve rengarenk bir tambang ile nehir boyunca yapılan bir seyahat, Güneydoğu Asya’daki en büyük nehir yolculuklarından biri olacaktır. Tekneler rıhtımdan hareket ederler.
Nehrin güney tarafından bulunan “Round Tower” diğer bir sömürge dönemi binasıdır. Jalan Tun Abang Haji Openg üzerinde yer alan yapı, 1880’lerde inşa edildiğinde dispanser olarak hizmet vermesi düşünülmüştür.
Sarawak Museum
Güneydoğu Asya’nın en iyi halk sanatları ile bitki örtüsü ve hayvan toplulukları koleksiyonlarından birini barındıran “Sarawak Museum” nehrin güneyinde, Jalan Tun Haji Openg üzerindedir.
Müze, yoldan geçen bir tüp geçitle bağlanan eski ve yeni kanatlar arasında bölünmüştür. 1891’de Normandiya kent evi tarzında inşa edilen ilk kanat, Sarawak’ın zengin tarihine ve çeşitli kültürlerine ayrılmıştır. 1983 yılında tamamlanan yeni kanat Niah mağaralarındaki ilk insan yerleşimcilerinin rekonstrüksiyonu gibi arkeolojik sergiyle ilgi çeker.
Zemin katta: yaban hayatı örnekleriyle Sarawak faunasına adanmış bir galeri bulunur. Batı kanadında: Sarawak petrol endüstrisinin tarihi hakkında bilgiler verilir. Birinci katta: çeşitli etnoğrafik eserler, geleneksel longhouses, müzik aletleri, balık ve hayvan tuzakları, el sanatları, tekneler ve diğer nesneler sergilenmektedir.
Ayrıca, müzede bir kitapevi ve hediyelik eşya dükkanı bulunur.
Müzenin arazisinde “Aquarium” ve “Botanic Gardens”in yanı sıra, II. Dünya Savaşında hayatını kaybedenlerin, Komünist Olağanüstü Durum’un ve Endonezya ile yapılan savaşın anısına dikilen “Heroes Memorial” bulunmaktadır.
Muzium İslam-İslam Müzesi
“Muzium İslam” (İslam Müzesi) Sarawak Müzesi’nin yeni kanadının yanındadır. 1992 yılında açılan müze: aslında bir Malay Üniversitesidir ama günümüzde İslam kültür ve din unsurlarını gösteren 7 galeriden ibaret müze olarak kullanılmaktadır.
Bu galeriler: Sarawak İslam Tarihi, İslam Mimarisi, Bilim-Teknoloji-Ekonomi-Eğitim ve Edebiyat, Müzik, Kostüm ve Kişisel Süsler, Silahlar, Dekoratif Sanatlar ve Kuran-ı Kerim koleksiyonundan oluşmaktadır.
Bir totem direği, reislerin boynuz gaga tüylü tüylü başlıkları ve kafatası avı kurbanlarının kafatasları ile tamamlanan, yeniden inşa edilmiş bir “İban Uzunevi”, Long Nawang’daki uzun evlerden birindeki örneğe dayanılarak yeniden yapılan “Kenyah Yaşam Ağacı duvar resmi”, hastalıklara karşı nazarlık işlevi gören ve hayvanları tuzağa düşürmekte kullanılan “Melanau bez bebekleri, Kelabit “ kabilesinin boncukları ve Alfred Russel Wallace’in kapsamlı böcek koleksiyonundan örnekler eski kanadın dikkat çekici sergileri arasındadır.
Yeni kanatta: Hindu ve Budacı heykellerin: Çin-Tayland-Japonya ve Avrupa ürünü seramik ve pirinç eşyaları, kuşları, yarasaları ve barındırdığı diğer hayvanlarla etkileyici “Niah Caves” in bir replikasının, Taş çağından insan yapımı aletlerin ve MS.8. yüzyıl defin kayıklarının bulunduğu salonlar yer alır. Ayrıca, Kuching tarihinin fotoğraflarla anlatımı ziyaretçilerin ilgisini çekecektir.
Kedi Anıtı
Kuching şehrinin isminin kelime anlamı, Malay dilinde “kedi” demektir. Bu yüzden şehir “kedi şehri” olarak bilinir. Ancak: kedinin şehir tarihindeki rolü hakkında aydınlatıcı bilgiler mevcut değildir. Ancak: şehir merkezinde Jalan Tunku Abdul Rahman ve Jalan Abell caddeleri üzerinde, Riverside Majestic Hotel karşısında: “kedi heykeli” bulunmaktadır. Heykel: Ağustos 1988 tarihinde “Hari Bandaraya” yani “Şehir Günü Kutlamaları” için yapılmıştır.
Bu özel kedi heykeli: her festival sezonu için ayarlanmış olan farklı temalar için ünlü olmaktadır. Örneğin: “Ben Hari Raya Festivali” sırasında: kedi heykeline geleneksel Malay giysileri giydirilir.
Kedi Müzesi-Muzium Kucing Kuching
Kedi Müzesi: şehirde, Petra Jaja denilen yerde, Kuzey City Hall merkez binasının zemin katında yer almaktadır. Müze deniz seviyesinden, 60 metre yüksekte, Bukit Siol tepesi üzerindedir.
Şehri ziyaret ederseniz, bu müzeyi mutlaka görmeniz önerilir. Kedilerle ilgili gerçek görüntüler ve eserler, ilk olarak 1987 yılında Kuala Lumpur şehrinde açılmış ve daha sonra ise bütün görüntüler Kuching şehrindeki buraya aktarılmıştır.
Müzede sergilenenler arasında: tablolar, posterler, oyuncaklar ve kedi figürleri bulunmaktadır ve bunlar 1988 yılında ziyarete açılmıştır. Tüm bunların yanında, müzede Mısırlı bir mumyalanmış kedi de bulunmaktadır.
Kuching Şehri Çevresine Yapılacak Geziler
Sarawak’taki iki büyük merkez, orangutanların bakımıyla ilgilenir.
Semenggoh Orangutan Sanctuary
Bu doğal yaşam merkezi: ormanda yaralanan veya öksüz bulunan vahşi hayvanların bakımı için 1975 yılında kurulmuştur. Merkez: şehir merkezine 24 km uzaklıktadır.
Merkezde farklı türlerden ve tehlikede 1000 memeli, kuş ve sürüngen bakımı yapılmıştır. Ancak, merkezi ünlü yapan orangutanların rehabilitasyon programıdır. Burada birçok orangutan başarıyla orman rezervi içine doğal hayatlarına salınmıştır. Bunun sonucunda: Semenggoh’un rolü değişmiş ve günümüzde orangutan biyoloji ve davranış çalışmaları yanı sıra birçok yabani orangutan burada rehabilitasyon programına tabii tutulmuştur. Burayı ziyaret ederseniz: olgun ve bebek yarı vahşi orangutanları görme şansına sahip olabilirsiniz.
Matang Wildlife Centre
Burada ana cazibe orangutanlardır ve genç orangutanlara vahşi hayatta nasıl kalabilecekleri öğretilir. Ayrıca yine burada: sambar geyik, timsah, güneş ayıları, misk kedisi ve kediler, kartallar, leylekler ve üç büyük kuşhane bulunur.
Merkezde, bunların yanında: keyifli nehir piknikleri ve orman yürüyüşü yapılabilecek yerler de bulunur. Bu orman yürüyüşleri yaklaşık 2 saat sürer.
Santubong Fishing Village-Balıkçı Köyü
Santubong yarımadasındaki bu küçük balıkçı köyü: başkent Kuching şehrinden 45 dakika uzaklıktadır. (aradaki mesafe 32 km. dir)
Burada: orman yürüyüşü ve binicilik yapmak için ideal yollar ve golf sahalarının yanı sıra, plajlar ve kültürel çeşitli mekanlar bulunur. Ayrıca: Santubong nehri deltası çevresinde: eski Hindu ve Budist kaya oymaları tespit edilmiştir.
Damai Beach
Santubong dağı: plajlarıyla öne çıkan “Damai” denilen yere hakimdir.
Burası: Sarawak bölgesinin en popüler ve doğal plajıdır. Santubong yarımadası üzerinde bulunan bölge, başkent Kuching şehrine yaklaşık 35 dakika uzaklıktadır. Bölgede: üç plaj ve bir orman tesisi bulunur.
Güzel kumlu plajlarda: dinlenmenin yanı sıra jet-ski ve rüzgar sörfü gibi su sporları yapılmaktadır. “Holiday İnn” zinciri tarafından işletilen “Teluk Penyu Beach” teki tesislere: Cultural Village’den kolayca ulaşılır. Köyün dışında: Bako National Park’a, yerel balıkçı köylerine ve yakın adalara geziler düzenlenir.
Plajların arka planda ise: zengin orman, ayrıcalıklı trekking ve tırmanış için uygundur. Kuş gözlemcileri: burada çeşitli kuşları görme şansına sahiptirler.
Sarawak Kültür Köyü
Kültür Köyü: Santubong Dağı yanındaki 7 hektarlık alana yayılmıştır.
Sarawak kabilelerinden birinin ormandaki evlerini ziyaret etme fırsatı kaçırılmaması gereken bir ayrıcalıktır. Ancak: bazı kabile evlerine yapılan turlar: suni bir “kabile temalı park” gezisine dönüşmüştür.
Bazı kabile evlerinde, televizyon-radyo gibi nesnelerin bulunması, ziyaretçileri soğutmaktadır. Ancak yine de: bu tür bir gezinin yapılabileceği en iyi yer “Sarawak Kültür Köyü” gezisidir.
Sarawak Kültür Köyü: efsanevi Santubong dağı eteklerinde, Sarawak kültür ve mirasını muhafaza etmektedir. Köy: Kuching şehrine 35 km uzaklıktadır ve Sarawak yöresinin önemli ırksal guruplarının mirasını tasvir eden yaşayan bir müzedir. Köy: 14 dönümlük tropikal bitki örtüsü içinde, farklı etnik gurupların kendi yaşam tarzlarını canlandırmasıyla gündeme gelmektedir.
Burada yapılacak 45 dakikalık turda: kültürel performanslar, şarkılar ve dans gösterileri şeklinde yerliler tarafından ziyaretçilere sunulur. Tur gurupları, genellikle gulutenli pirinçten yapılan tatlı bir şarap olan “tuak” ile karşılanırlar.
El sanatları gururla gösterilir ve otantik longhouses true yerli kabilesi: günlük hayatın içinde ziyaretçilere cazip bir bakış açısı sunarlar.
Yerli Evleri
Sarawak Kültür köyünün 17 dönümlük arazisi içinde, her etnik gurubun günlük yaşamlarını sürdürdükleri 7 benzersiz ev bulunmaktadır. Her ev dairesel bir plan içinde yapılmıştır ve birbirine bağlıdır.
Köyün ana girişi yanında: ilk longhouse Bidayuh görülür. Bu evde: şeker kamışı, çeltik ezme, pirinç ayıklama ve bambu oymacılığı faaliyetlerini izleyebilirsiniz. Bir sonraki bölümde ise: bir İban savaşçısı: geleneksel savaş dansı yapar ve bu sırada: davul ve gongların sesini duyabilirsiniz. Kadınlar ise: mat bir dokuma cinsi olan pua örerken görülürler.
Plank yürüyüşü boyunca: Rainforest Stage (yani Dünya Müzik Festivali yapılan site) görülür. Bu site: Penan Hut yanındadır. Burada: avcı-toplayıcı kabile üyelerine ait son evler bulunur. Orang Ulu Longhouse denilen evde yürürken: nemli-tropikal orman ortamında, serin dağ esintisini hissedeceksiniz.
Melanau Tall House: yanındaki kapıda, şaman masalları betimlenmektedir. Geleneksel sago-hurma işlemesi görülür. Ayrıca: geleneksel Malay oyunlarını oynayabilirsiniz.
Malay Town House: gerçekten geleneksel Malay deneyimi yaşatır.
Sonunda ise Çin Farm House: gerçek ve geleneksel çiftlik hayatı örnekleri sunar, sebze bahçeleri ziyaret edilir ve kırsal manzaranın keyfi çıkarılır. Ayrıca: geleneksel Çin bitkisel çayı tadabilirsiniz.
Evet: Sarawak Kültür Köyü dışında: Kuching şehri çevresindeki “İban” ve tepelik bölgelerdeki “Bidayuh” yerli kabile evlerine turlar düzenlenir. Skrang ve Batang Ai nehirleri çevresinde de İban köyleri bulunur.
Doğudaki “Kenyah” ve “Kayan” kabilelerinin köylerini de ziyaret etmek mümkündür. Bunları ziyaret etmek isterseniz: Kuala Baram’dan hareket eden teknelere binerek Miri üzerinden “Baram Nehri” boyunca yol almak gerekir.
Bir diğer seçenek ise “Kapit” veya “Belaga”dan başlayıp Sibu üzerinden “Rejang Nehri” nin yukarısına doğru gitmektir. Yaklaşık 560 km lik uzunluğu ile Malezya’nın en büyük nehri olan Rejang’daki gezi dünyanın en maceralı nehir yolculuklarından sayılır.
MİRİ ŞEHRİ
Miri: Malezya’nın petrol endüstrisinin doğum yeridir. Sarawak Eyaletinin ikinci büyük şehridir ve kuzey bölgesinde, Borneo’nun ortasında, Brunei Sultanlığı sınırına çok yakındır.
Miri bu özelliği dışında, Sarawak bölgesinin en popüler turistik yerlerinden birisidir. Burada: birçok ulusal park, nehirler ve Borneo adasının en iyi dalış yerleri bulunmaktadır. Borneo insanları, genelde buraya alışveriş ve gezi için gelirler.
Dalış meraklıları, burada teknelerle dalış yerlerine götürülürler ve dalış yaptıklarında: kelebek balıkları, vatozlar, papağan balıkları ve güzel mercanlar ve resifler görürler.
Miri bölgesinde: ünlü bir timsah çiftliği bulunmaktadır. Çiftlik: şehir merkezinden 20 dakika uzaklıktadır. Çiftlikte: binlerce yılan, timsahlar ve küçük bir hayvanat bahçesi bulunmaktadır.
El Sanatları Kültür Merkezi
Miri El Sanatları Kültür Merkezi: hediyelik eşya ve Sarawak el sanatlarını bölgeyi ziyaret eden ve hediyelik eşya satın almak isteyenlere sunmaktadır. Merkez: Miri şehrinde, Jalan Brooke yolu üzerindedir.
Merkezde, çeşitli tezgahlarda: boncuk işleri ve her türlü el sanatı ürünleri satışa sunulmuştur. Tezgahlar, bireyler tarafından işletilmektedir. Ahşap bağlı bilezik ve kolyeler ilgi görmektedir. Buradan alışveriş yaparken, pazarlık yapmayı sakın unutmayın. Özellikle, birden fazla ürün satın aldığınızda, mutlaka pazarlık yapmanızı öneririm. Öte yandan zaten fiyatların da uygun olduğunu unutmamak gerekir.
Grand Old Lady
Kanada Hill-Tepesi üzerindedir. Burası yerli halk tarafından “Bukit Telaga Minyak” olarak bilinir ve ilk petrol buradaki kuyudan çıkarılmıştır. Shell Company tarafından 1910 yılında ilk delinen petrol kuyusu buradadır.30 metre yüksekliğindeki kule: modernizasyonun başlangıcıdır. Çünkü, bundan önce Miri yalnızca bir gelişmemiş balıkçı köyü olarak bilinmektedir. Buradaki petrol kulesi anıtı: 1910-1972 yılları arasındaki 62 yıllık süreçte, binlerce varil petrol üretiminde kullanılmıştır.
Grand Old Lady’nin hemen yanında: bir Petrol Müzesi bulunur.
Petrol Müzesi
Müze: 2005 yılında açılmıştır. Müzede: çeşitli sergilerde, Sarawak ve tüm Malezya’da petrol endüstrisinin tarihini gösterir görüntüler sergilenmektedir. Ayrıca: ölçekli bir petrol platformu ve kullanılan araçlar, ürünler sergilenmektedir.
SARAWAK EYALETİNİN TURİZM DESTİNASYONLARI
Bako National Park
Kuching’den “Bato National Park” ve “Kubah National Park”a kolayca ulaşılır. Park alanı: Kuching şehrinden 1 saatlik uzaklıkta olduğu için, ziyaretçiler günübirlik geziler veya konaklamalı gezilere katılabilirler, tercih kendilerine bırakılır. Park alanında: konaklamak için yurtlar ve dağ kulübeleri bulunur.
Sarawak’ın en eski ulusal parkı olan ve27 km. karelik alanı kaplayan Bako, parkların en küçüklerindendir ve 1957 yılından bu yana, Sarawak ormanları ve yaban hayatı için mükemmel bir ortam sunmaktadır. Park: Muara Tebas yarımadasının kuzey ucundadır.
Bataklık orman, çalı gibi padang bitki örtüsü, mangrov ormanı, narin uçurum bitki örtüsü ve daha fazlası, görünüştü küçük olmasına rağmen, Bako bitki örtüsü geniş bir yelpaze içerir. Zaten, Bako’da, en azından Borneo’da bulunan bitki türlerinin hemen hemen hepsini görmek mümkündür.
Bako aynı zamanda: yaban hayatı zengin bir çeşitlilik gösterir. Zaten: Bako yaban hayatını görmek için garanti verilen bir yer olarak önem kazanır. Özellikle: uzun kuyruklu makam maymunları ve gümüş renkli yaprak maymunları, genellikle park etrafında bolca bulunurlar.
Ayrıca, yine yaban hayatının diğer üyeleri olan yaban domuzları, sincaplar, cüce geyikler, çeşitli kuşlar ve dev kertenkeleler yaygındır. Hatta: göbekli ve uzun burunlu maymunlar başlıca ilgi odağı olarak dikkati çekmektedirler.
Küçük koylar ve plajlarla kaplı kıyı şeridi de bulunur. Biraz sonra ayrıntılı anlatacağım gibi: kısa ve hoş yürüyüşler yapılabilecek ilginç ve iyi işaretlenmiş ve numaralandırılmış yollar da bulunur.
Bunlar: bitki örtüsünü ve yaban yaşamını izlemeye uygun noktalara giden, iyi düzenlenmiş ve renklerle kodlanmış, bataklıklar üzerinde köprüleri olan 16 patikadan oluşmaktadır. Bunlardan 12 tanesi: park yönetim merkezinin sağında, varış iskelesinin karşısından başlar. Bu patikalar hakkında kısa bilgiler vermek istiyorum, tercih sizindir.
Jalan Tanjong Sapi güzergahını takip ederek, 30 dakikalık bir dik tırmanışın ardından merkezin önündeki koya nazır kayalık tepelere ulaşılır.
Jalan Lintang üzerinde bulunan “Lintang Salt Lake” teki küçük gözlem yerinde: su içindeki hayvanları çok yakından izlemek mümkündür. Ormana yukarıdan bakan ve güzel zirve manzaraları sunan “Bukit Tambi Trail” güzergahında ise, etobur bitkilerden çeşitli örnekler görebilirsiniz.
“Telok Delima” ve “Telok Paku”: uzun burunlu maymunları sahilde bir ağaçta uyurken görebileceğiniz en iyi yürüyüş yollarıdır. Ancak, genellikle siz onları fark etmeden onlar sizi fark ederler ve rahatsız olduklarında yüksek sesle haykırarak gözden kaybolurlar.
Ayrıca, yine bu patikalarda, kıyı boyunca kıllı burunlu su samurlarını görebilirsiniz. Bu orman yürüyüşleri arasında, mükemmel dinlenme noktaları sağlayan bazı iyi ve beyaz kumlu plajlar da bulunur. “Telok Pandan Kecil” Bako parkının en iyi plajıdır. Yürüyüş sırasında yorulduğunuzda, bu tenha koyda serin sularda yüzmek mümkündür.
Tüm plajlar: kireçtaşı ve kumtaşı kayalıklarla sınırlanmıştır ve denizde bazı dikkat çekici kaya oluşumları vardır. Eğer: akşam günbatımına yakın yürüyüşe çıkarsanız, bu kez plajın uzak ucundaki kayalıklarda yüzlerce kırlangıç görebilirsiniz.
Güneş “Santubong” dağı arkasında kaybolduğunda da: gökyüzünün renklerinin dramatik muhteşemliği mutlaka ilginizi çekecektir.
Sonuç olarak: park alanı, geniş bir hayvan ve bitki çeşitliliği görmek için büyük fırsatlar sunar.
Bintulu
Bintulu: Miri şehrine yaklaşık 205 km uzaklıktadır ve başkent Kuching şehrine ise 624 km uzaklıktadır.
Bintulu: Sarawak bölgesinde dinlenmek için en iyi yerdir. Ayrıca: önemli bir sanayi merkezidir. Burada: çeşitli alışveriş merkezleri, süpermarketler ve marketler barındırmaktadır.
Bölgenin turistik destinasyonları
Similajau Milli Parkı, Sarawak Tarım Parkı ve Temaysa Plajıdır.
Similajau Milli Parkı-Taman Negara Simalajau
Bintulu şehrine yaklaşık 30 km uzaklıkta bulunan burası: Malezya’nın en güzel plajlarından birine sahiptir. 1976 yılında açılmıştır. Milli Park alanı çevresinde yaban hayatı, bitki örtüsü ve ağaçlar doğal yaşamı zenginleştirmektedir.
Park alanı içindeki birçok yere yürüyerek gitmek mümkündür. Ancak Batu Madi denilen yere ulaşmak için sahilden tekne yolculuğu yapmak gerekir. Eylül-Mart ayları arasında, sahilde kaplumbağa yumurtalarını koruma etkinlikleri yürütülür.
Denizden esen serin rüzgar eşliğinde: altın kumsalda gezmek mümkündür. Apart plaj bölgesinde: parkta flora ve faunanın ilginç türleri görülür. Burada: ormanda trekking yürüyüş, kuş gözlemi, şnolkerle dalış ve daha fazla etkinlikler yapılabilir. Park alanında: 185 kuş türü bulunmaktadır. Milli park alanı içinde konaklama olanakları da mevcuttur.
Sarawak Tarım Parkı
Burası: orkide ve meyvelerle birlikte, yabani bitkilerden yaklaşık 20 çeşide sahiptir. Parkta: asılı bir yaya köprüsü ve heyecanlı aktiviteler sürdürülmektedir. Ayrıca: binicilik, balıkçılık yapılmaktadır.
Borneo Highlands
Burası: Sarawak’ın ünlü turistik yerlerinden birisidir. Kuching şehrinden 60 km uzaklıktadır. Deniz seviyesinden yaklaşık 1000 metre yüksekliktedir ve tropikal yağmur ormanlarıyla sınırlandırılmıştır.
Evet: Borneo Highlands çevre dostu eşsiz bir tepe beldesidir. Kuching şehrindeki yaşam tarzının koşuşturmacasından kaçmak isteyenler burayı tercih etmektedirler. Burada: serin esinti ve temiz hava solunur. Ayrıca: nemli ve sıcak bölgede, buranın 18-28 derece arasındaki sıcaklığı, insanları ferahlatır. Buranın en ünlü tesisi: Bidayuh Spa merkezidir. Ayrıca: popüler Annah Rais Cafe ve organik maddeler kullanılan, geniş lezzetli mutfakları olan restoranlar bulunur.
Bu restoranlarda: organik çiftliklerden elde edilen ürünlerle özel yemekler hazırlanır. Bölgede bulunan “Kalimantan Lookout” denilen mekan ise özel bir öneme haizdir. Burada: çiçek bahçesi, tavşan parkı, bahçe bitkileri fidanlığı, organik çiftlik, simangas şelaleleri ve Çin çay evi bulunmaktadır. Bu bölgede: dağ bisikleti, masaj, ormanda trekking, gece yürüyüşü, longhouse ziyareti, kuş gözlemciliği yapılmaktadır.
Niah National Park
Sarawak’ın en iyi bilinen milli parklarından birisidir. Burada: 40.000 yaşında bir insan kafatası bulunmuştur ve bu yüzden arkeolojik yönden önem göstermektedir. Tarih öncesi mağaralardaki resimler ilgi çekmektedir. Ayrıca, yine bu mağaralarda: büyük yarasa kolonileri bulunmaktadır.
Ziyaretçiler Niah Caves’te bölgede 40.000 yıl önce yaşamış homo sapiens’in ilk izlerini görebilirler. Eskiden mezarlık olarak kullanılan mağaralar, günümüzde mağara tavanındaki kuş yuvalarını toplayanların gözdesidir. Mağaralar ve çevresindeki 3149 hektarlık park, Kuching sahilinde 480 km yukarıda, Miri ormanlarının içine gizlenmiştir.
Maceraperest A.Hart Everett, mağaraları 1870’lerde keşfetmişse de, yerli kaşif ve Sarawak Museum’un küratörü Tom Harrison, 1958’de 1200 yıllık kırmızı kantaşı kaya resimlerini ve 37.000 yıl öncesinden kalma bir insan kafatasını bulana kadar buraya önem verilmedi.
“Derin Kafatasının (eski bir yarasa dışkısı yığınının altında bulunduğu için böyle adlandırıldı) parçaları çeşitli aletler, toprak çömlekler, küpler ve yakınlarda bulunan daha yeni bronz mücevherlerle birlikte Kuching Museum’da sergilenmektedir.
Park, Batu Niah kentinin yakınında “Bintulu” ile petrol arama ve çıkarmadan dolayı hızla gelişen “Miri” kentlerinin arasındadır. Mağaralara arabayla Miri’den en az 2 saatte, Bintulu’dan sa 3 saatte gidilir. Parkın merkezi “Pengkalan Batu”dadır. Mağaralara gitmek için Sungei Niah’ı sampan’la geçip 3 km lik ahşap geçidi izlerseniz.
Mağarada yürüyüş yapmak isteyenlerin yanlarına güçlü bir el feneri, zemini iyi tutan sağlam yürüyüş ayakkabıları ve yedek giysiler (mağaradaki nem oranı oldukça yüksektir) almaları gerekir.
İlk olarak, kuş yuvası toplayıcılarının ve tüccarların toplanma yeri olduğu için “Traders Cave” olarak adlandırılan mağarayı görebilirsiniz. Ana mağara “Great Cave” kumtaşı Subis yaylasının 400 metre kadar yukarısında bulunan büyük bir oyuktur. Mağara, dev cırcırböcekleri ve iç kısımlara doğru uzanan ahşap yolun sizi koruduğu akreplerin yanı sıra, milyonlarca yarasa ve dağ kırlangıcına ev sahipliği yapar. Derin Kafatası ve diğer kalıntılar bu mağarada bulunmuştur.
Yarasalar günde bir ton kadar çok değerli guaro gübresi bırakır. Ama, dağ kırlangıçlarının yenilebilir yuvaları (kuş yuvası çorbası yapımında kullanılır) yarasa gübresinden daha karlıdır. Çinli tüccarlar, binlerce dolara sattıkları bu yuvaların kilosuna (yaklaşık 100 yuvaya) yüzlerce dolar vermeye hazırdır.
Park yetkilileri, süregelen bu hasadın dağ kırlangıçlarının yaşamı üzerindeki etkileri konusunda giderek daha çok kaygılanıyorlar. Gece yarasaları akşam karanlığına hızla dalarken dağ kırlangıçlarının günün sonunda mağaraya aynı hızla girmeleri muhteşem bir görüntü oluşturmaktadır.
Ahşap yol, Great Cave’den bir rehber olmaksızın da gidilebilen, aşağıdaki “Painted Cave” e doğru devam eder. 1958’de Derin Kafatasıyla birlikte keşfedilen mağaranın, kolları açık bir şekilde dans eden çöp adam benzeri ilkel figürlerden oluşan duvar resimleri, MS.700 civarında tembul suyu ve kireç karışımıyla yapılmıştır. Bu mağara, büyük olasılıkla bir defin alanı olarak kullanılmıştır.
Yakında, her ikisi de iyi işaretlenmiş “Bukit Kasut” ve “Madu patikaları”nnın da aralarında bulunduğu birçok orman patikası uzanır. Uzun kuyruklu makaklar ve bülbül, terzi kuşu, tepeli ağaç sülünü, tragon ve boynuz gaga gibi geniş bir kuş topluluğunu görebilirsiniz.
Gunung Mulu National Park
Dünyadaki en büyük kireçtaşı mağara sistemlerinden biri olan; Mulu dağı mağara sistemleri; UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan “Gunung Mulu National Park” (53.000 hektar), Sarawak’ın en önemli turistik yerlerinden birisidir.
2377 metrelik Gunung Mulu kumtaşı tepe ve 1750 metrelik kireçtaşı Gunung Api arasında, kayalık dağlar, hızlı akan nehirler ve yaban hayatı habitatları eşsizdir. Çevredeki tropik yağmur ormanlarında 20.000 fazla hayvan ve 3500 bitki türlerinin bir egzotik koleksiyonu bulunmaktadır. Ayrıca, yine park alanı: Royal Mulu Resort kamp alanlarında konaklama seçeneklerine de sahiptir.
Park: zengin birincil yağmur ormanlarıyla kaplıdır ve mükemmel orman yürüyüşleri ve dağ yürüyüş parkurları bulunur. Ayrıca: derin ormanlık tepelerin yüzeylerinin altında, gizli ve Mulu’nun en bilinen turistik yer altı mağaraları bulunur. Bu bölgedeki ilk keşifler 1976 ile 1984 yılları arasında yapılmış ve150 km. karelik mağara sisteminin tam hakkını vermek için bölgede en az bir gece/iki gün konaklamak gerekir. Öte yandan: Mulu bölgesinde henüz yer altı geçişleri ve mağaralarının % 30-40’lık bölümleri keşfedilmiştir.
Ancak, bu mağaraları görmek için yapılacak yolculuk, büyük çaba ve dikkat ister. Özellikle “Gunung Api” deki (Ateş Dağı) sivri uçlu aşınmış kireçtaşı kayalara tırmanmayı göze almak gibi bir niyetiniz varsa, formda olmanız gerekir.
Ulaşım
Parkın hemen yanında yer alan havaalanına “Miri”den 35 dakikalık uçak seyahatiyle varılır. Bir diğer seçenek de karayolu ya da tekneyle Miri’den başlayan üç aşamalı yolculuktur. Seyahatin ilk ayağında, otobüs ya da taksiyle Batang Baram”ın ağzındaki Kuala Baram’a gidilir.
Buradan, “Long Terawan” teknesini yakalamak için “Marudi”ye giden ekspres tekneyle, ardından da Sengei Tutoh ve Sungei Nielinau boyunca park merkezine sefer yapan uzun kanoya binilir. Hava yolculuğunun tek alternatifi olan bu seyahat, otobüs ve tekneyle bir gününüzü alır.
Miri’den kalkan bir F50 uçağıyla yağmur ormanının üzerinde uçmak Mulu ziyaretinin en güzel yolu olabilir. Dönüş yolculuğu için de aynı seçeneği tercih etmeniz önerilir.
Mağaralar
Mulu’da, özel izin gerektiren, narin bir ekolojik dengeye sahip olan ve güvenliğiniz için nitelikli rehberlerle ziyaret edilmesi tavsiye edilen çok sayıda doğal mağaranın yanı sıra, dört ana “gösteri mağarası” vardır.
Sarawak Chamber Mağarası
Dünyanın en büyük mağarası olarak bilinen “Sarawaek Chamber”a 40 Boing 747 jumbo jetin sığabileceğinin söyleniyor olması mağaraların olağanüstü büyüklüğü konusunda fikir verebilir. (Mağaranın: 16 futbol sahası büyüklüğünde olduğu söyleniyor)
Mağara düzenli turlar 1998 yılında başladıysa da, girişler sezonla sınırlıdır. Bu göz alıcı mağarayı görmek istiyorsanız, yerinizi ayırtırken detaylı bilgi alın.
Deer Cave-Geyik Mağarası
“Deer Cave” ile Lang’s Cave park merkezinin hemen yanında yer alır. Dünyanın en büyük geçit mağarasıdır.
Çok büyük bir girişi ve 2 km uzunluğunda, 174 metre yüksekliğinde bir koridoru olan Deer Cave, eskiden geyiklerin barınağıydı. Burayı gezmek yaklaşık 1 saat sürer.
Bu mağaranın da bir mezarlık olarak kullanılıp kullanılmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Diğer büyük mağaralar gibi burası da, günbatımı yiyecek bulmak için mağaradan dışarıya çıkan; mağaranın tavanına yapışık yaşayan milyonlarca yarasaya ev sahipliği yapar.
Mağaranın tavanında, yani 120 metre yükseklikten dökülen “Adem ile Havva çağlayanı” görülmeye değerdir. Mağaranın derinlerinde, 1 saatlik yürüyüşün ardından varılan “Garden of Eden” (Cennet Bahçesi) olarak bilinen gizli bir yeşil vadi vardır.
Mağaranın benzersiz özelliklerinden birisi de “Abraham Lincoln”ün profilini andıran bir oluşum görülmektedir.
Hemen yakında, eskiden yaban domuzlarının yaşam alanı olan “Lang’s Cave”, daha küçük olmasına karşın, sarkıt ve dikit çeşitliliği ve göz alıcı kaya panolarıyla ilgi çeker.
Clearwater Mağarası
Güneydoğu Asya’nın en uzun mağarası olan “Clearwater” mağarasına; park merkezinden uzun kanolarla gidilir. Clearwater Cave’in koridor uzunluğu 50 km dir.
Girişteki yosun kaplı sarkıtları geçtikten sonra kireçtaşı oluşumlarını görmek için iyi bir el fenerine ihtiyacınız olacaktır. Gözüpek mağaracılar Wind Cave’e, Clearwater’ın yanından geçebilirler, ama diğer ziyaretçilerin girişlerini nehir kıyısından yapmaları önerilir.
Api Dağı’nda, deniz seviyesinden yaklaşık 900 metre yüksekte bulunan “sivri uçlu kayaları keşfetmek turunuzu birkaç uzatsa da, ormanın koyu yeşil örtüsünün yukarısında taş kesmiş kukuletalı hayaletler gibi yükselen bu devasa kayalarla karşılaştırılabilecek çok az manzara vardır. Zirvesine 19. yüzyıldaki başarısız girişimlerden sonra, ilk kez Lord Shackelton tarafından çıkılan “Mulu Dağı”na (2376 metre) tırmanmaya kalkışmak da fazladan zaman gerektirir. Deneyimli dağcılar tırmanışı iki günden daha kısa sürede tamamlasalar da, sadece dağa çıkış bile beş gününüzü alabilir.
1500 çiçekli bitki türünün ve 40.000 mantar çeşidinin türünü barındıran, 75 memeli, 265 kuş, 50 sürüngen ve 281 kelebek türünü barındıran parkın bitki örtüsü ve hayvan varlığı zenginliği, birçok bilimsel araştırmaya konu olmuştur. Kuş nüfusu arasında, leylek gagalı yalıçapkınları ve sarıbaşlı bülbüller bulunur.