Hindistan Ne yenir-Ne içilir; Öncelikle: bir-iki kelime ile, ülkenin genel durumunu özetlemek gerekirse: eğer hijyen konusunda aşırı takıntılarınız varsa, buraya giderken, mutlaka çantanıza: bisküvi, kraker vs. gibi yiyecek maddeleri doldurun. Çünkü: buradaki yöresel tatları, büyük olasılıkla tatmayacaksınız ve aç kalarak, Türkiye’ye dönerken, iyice kilo vermiş olacaksınız.
Yazının hemen başında yine önemli bir not: sakın ola, dışarıda açık su ve açıkta servis edilen yemeklerden yemeyin. Suyu mümkün olduğunca, şişe olarak satın alıp tüketin.
Ayrıca: değişik kokulara karşı da hazırlıklı olmanız şarttır. Çünkü: karpuz-kavunu bile, karabiber dökerek yiyorlar ve özellikle, çeşit çeşit etleri, değişik yağ ve baharatlarla pişiriyorlar. Özellikle: Hindistan cevizi yağı, muhteşem rezalet kokuyor. Zaten bu kokuyu aldıktan sonra, yemekleri tatmak mümkün değildir. Eğer olurda tatmak isterseniz, sakın tabağınızdaki yemeği sonuna kadar bitirmeyin, tabakta kalan yemek “tanrılar” için kabul edilir.
Ülke mutfak kültürü:
Genellikle bol baharatlı yemeklerden oluşuyor. Her yemekte, mercimek göreceksiniz. Et olarak ise, genellikle tavuk ağırlıktadır. Çünkü: inekler, kutsal kabul edilerek kesilmez ve yenilmezler. Nasıl biz domuz eti yemiyorsak, onlar da inek eti yemiyorlar ve bu yüzden, birçok Hintli vejetaryen yani et yemezdir.
Tavuk yemeklerinde: yoğun olarak “köri” sosu kullanılır. Dini inanışları nedeniyle; inek eti kullanmazlar. Ama yazının en başında şunu kesinlikle söyleyebilirim ki: bu ülkede mahalli yemekler, genellikle pilav tarzı ve pek hoş değil, yani tercihinize bağlı ama genellikle gerek lezzet ve gerekse hijyen yani temizlik açısından, pek iç açıcı değildir.
Tatlılarda ise, tarçın ağırlıklıdır.
KUZEY HİNT MUTFAĞI
Buralarda: Pencap ve Babür saray mutfak kültürü egemendir. Buna bağlı olarak: Chapati, Naan ve Roti gibi ana yemekler görülür.
Bunların yanında: Dahi (yoğurt), Panir (peynir), Ghee (tereyağı) ve süt ürünleri görülür.
Baharat olarak ise: kimyon, kişniş, tarçın ve kakule kullanılır.
KAHVALTI
Ülkedeki birçok otelin kahvaltı salonlarında bulabilecekleriniz: ananas, mango, papaya gibi meyveler, meyve suları, yumurta, jambon, tahıl gevreği.
Ülkenin kuzeyinde, genellikle içecek olarak, hazır kahve bulunur. Ayrıca, çay servisi de yapılmaktadır. Bunun dışında, kahvaltıda: sac da veya tavada pişmiş mayasız ekmek, kaymaklı yoğurtla sunulan ve içene baharatlı malzeme doldurulmuş bir tür gözleme bulunabilir. Güneyde ise, buharda pişirilen pirinç unu topları, kızarmış mercimek köftesi görülebilir.
ÖĞLE/AKŞAM YEMEKLERİ
Otellerde, genellikle açık büfe seçeneklerinde, tepeleme doldurulmuş pilav yanında, ana yemeklerden seçilebilir. Ancak, geleneksel Hint yemekleri: 10 kadar yemek çeşidinin bir arada sunulduğu, lezzetler şeklinde servis edilir. Bu tip servis şekline “thali” deniliyor. Ülkenin birçok yerindeki restoranlarda, bu “thali” sistemi servisi bulabilirsiniz ve genellikle on ayrı çeşit yemek servis edilen bu sistem, hesaplıdır ve her öğünde farklı yemekler sunulur. Yani, bu servis tipini tercih edebilirsiniz.
İçecek kültürü ise, yemekler öncesi veya sonrasında gerçekleşir. Yemek ile birlikte, bir şeyler içme alışkanlığı yoktur. Hint yemek kültürü yanında, Hintlilerin nasıl yemek yediğine gelince: elleriyle hatta parmak uçlarıyla yemek yiyorlar.
Aslına bakarsanız, her restoranda çatal-kaşık var, ama ne kadar hijyenik olduğu meçhul, sanırım Hintliler, kendi parmaklarının temizliğine daha çok güveniyorlar. Bu sizin seçiminiz için en büyük ipucu olmalıdır. Yani, bu ülkede yemek yemek biraz cesaret işidir. Peki, nasıl besleneceğiz derseniz, tercih sizin, ben şahsen dünyaca ünlü fast-food restoran zincirlerindeki hamburger menülerini tercih ettim.
PİLAV VE ÇAPATİ
Burası, pirincin çok üretildiği ve pilavın yoğun kullanıldığı bir yerdir. Ancak, en iyi pilav, patna olarak isimlendirilen basmati yöresine ait pirinçten yapılır. Bu pirinç, uzun taneli ve aromalıdır.
Ülkenin kuzey bölümlerinde, pirinç yoğun kullanılırken, güney bölümlerinde pek yoğun kullanılmaz. Kuzey bölümündeki Hintliler yemeklerini yerken: ince bir roti ( bu bir tür boş ekmektir) ile veya çapati denilen bir tür ekmekle (bu ekmeğin içi kıyma veya sebze ile doldurulur) veya nan ile (bu kabarık bir tür ekmektir) ile yerler.
CACHUMBAR
Bu yemeklerin yanında servis edilen bir tür aperatif yiyecektir. İçinde: soğan, domates ve limon suyu ve sirke bulunur.
RAİTAN
Bu yine yemeklerin yanında servis edilen bir tür aperatiftir. Cacık benzeridir. Salatalık, yoğurttan yapılır, içine ilaveten domates veya ananas katılır.
İÇEÇEKLER
Ülkenin ulusal içeceği “çay” dır. Çay: sade, sütlü ve şekerli olarak servis edilir. Bunun dışında, yerel lezzetlerden tatmak isterseniz: Keşmir bölgesinde elmadan yapılan meyve suyu denemelisiniz. Ayrıca, şekerle tatlandırılmış bir tür ayran olan “lassi” de düşünülebilir.
Alkollü içki derseniz,
Ülkenin her yöresinde alkollü içki bulmak mümkün değildir. En yoğun olarak ise Mumbay ve Delhi şehirlerinde bulunabilir. Mumbay ve Pune şehirleri yakınlarında, Hint şarapları üretilir. Hint şarabı olan sulayı mutlaka deneyin.
Bunların yanında, ithal şaraplar çok pahalıdır. Mahatma Gandhi’nin memleketi olan “Gucerat eyaleti” ise, alkollü içkinin hiç tüketilmediği, izin verilmediği bir yer olarak biliniyor. Tüm bunların yanında, bu ülkede alkollü içki içmek istediğinizde, bir restorana gittiğinizde, içki şişesi görülmeyecek şekilde sarıp-sarmalanıp masanıza gelebilir.
Hindistan Genel; Ülkenin kuzeyinde, Himalaya dağları var. Güneyde ise, Hint Okyanusu kıyısındaki “Kanyakumari” bölgesine kadar uzanıyor. Toplamda ise: 3000 km. karelik bir ülke, daha doğrusu bir yarımadadır.
Arazi şekilleri, büyük çeşitlilik sunmaktadır. Bu çeşitlilik içinde: Himalaya dağlarının karlı zirveleri, Racasthan bölgesindeki çöller ve Kerala bölgesinin verimli tropik arazileri bulunmaktadır.
Himalayalar; ülkede, en çok saygı duyulan Hindu tanrılarından olan Şivanın meskeni olarak kabul edilir.
Keşmir bölgesi: yeşil ormanları ve yüksek otlakları ve gölleriyle, doğal cennet görünümündedir.
Pencap bölgesi: ülkenin kuzey batısında, ülkenin buğday, arpa ve darı üretiminin temel yeridir.
Delhi bölgesi: ülkenin pirinç ihtiyacının büyük bölümünün karşılandığı bir yer olarak öne çıkar. Özellikle: Ganj nehri havzası önemlidir.
Ülkenin güneyi: engebeli yapısı ile dikkat çeker.
GENEL
Hindistan Genel; Hindistan, dünyanın 7’nci büyük ülkesidir. Nüfus yoğunluğu düşünülürse, dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip, 2’nci ülkesidir. Çin ile birlikte, dünya üzerinde, nüfusu 1 milyarı geçen ikinci ülkedir. Ülkenin nüfusu, yaklaşık 1.2 milyardır. Söylenenlere göre, bu ülkede, dakikada: 51 bebek doğuyormuş.
Ülkenin en büyük şehirleri: Bombay, Delhi ve Kalküta’dır. Cebinizde 1000 dolar ile, bu ülkede, bir süre krallar gibi yaşayabilirsiniz.
Bu ülkeye giderken, çok şeyler beklemeyin. Özellikle: Delhi şehrine gittiğinizde, şehrin Yeni Delhi denen bölümü, inanın, eski Delhi’den hiç te farklı değil.
Şehirde, lüks ve 5 yıldızlı otel yok mu? Elbette var, ama otelden adımınızı dışarı attığınız anda, pislikle karşılaşıyorsunuz ve bu pislik, Hintliler tarafından yaratılıyor.
Alışveriş merkezi var. Ama, ucuz mu? Hayır. Alışveriş merkezinde, bir ayakkabı beğendim ve ülkemizde, çok daha kalitelisini 150 TL. ye aldığım ayakkabının benzerini, orada 150 Amerikan dolarına satıldığını gördüm.
Bir de, taksiye bindiğimde, cep telefonumu elimde gören Hintlinin bir bakışı vardı, inanmak mümkün değil.
Ekonomik değerlendirme
Hindistan Genel; Ülke, dünyanın en büyük 12’nci ekonomisine sahiptir. Yine de yoksulluk ve kötü beslenme oranları yüksektir. Okur-yazarlık oranı ise düşüktür.
Okuryazarlık oranı, kadınlarda: % 55 ve erkeklerde ise % 76’dır. Ancak, ülkenin ekonomisi hızla gelişmekte ve gelecek yüzyılda, ekonomik yönden önde gelen ülkelerden biri olmaya adaydır.
Hindistan, dünyanın en kalabalık demokrasisidir. Bir parlamenter cumhuriyet ve çok partili sistem bulunmaktadır. Bunun altında ise, 40’dan fazla bölgesel parti bulunmaktadır. Hindistan Anayasası: ülkenin en yüce yasal belgesi olarak kabul edilir ve 1950 yılında yürürlüğe girmiştir.
Hindistan Cumhurbaşkanı, devletin başıdır. Hindistan Başbakanı ise, 5 yıllık süreç için seçilir ve hükümetin başıdır.
Ülke, 28 tane eyalete ayrılmış olup, parlamenter sistem ile yönetilmektedir. Federal cumhuriyet yönetiminde, her eyalet: kendi seçilen hükümetlerine sahiptir. Eyaletler: konuşulan dillere göre oluşmaktadır.
Bu 28 eyalet dışında, 7 tane federasyon birlik toprakları bulunmaktadır. Bu birlik toprakları, doğrudan merkez tarafından atanan yöneticiler tarafından yönetilir. Bu yapılandırma sistemi: 1956 yılında hazırlanarak kabul edilmiştir. Her eyalet ya da birlik, kendi içinde ilçelere ayrılır.
İsim kökeni
Hindistan Genel; Ülkenin ismi, Farsça kökenli “İndus” kelimesinden türemiştir. Anlamı ise: İndus nehri ve çevresi için kullanıldığını ifade etmektedir. Bu arada, ülkenin ismi, birçok mahalli dilde ve Hindistan Anayasasında “Bharat” olarak geçmektedir. Bu isim: Hinduların efsanevi kutsal krallarından olan “Kral Bharata” dan türetilmiştir.
Ülke o kadar büyük ki, bunun doğal bir sonucu olarak, ülke genelinde çok çeşitli ve genellikle birbiriyle çatışma halinde bulunan etnik kültür gurupları bulunuyor.
Hindistan: hiç aklınıza gelmeyecek ölçüde: pis bir ülkedir. Sokak-cadde yani yol ortasına tuvaletlerini yapmaktan asla çekinmiyorlar. Elbette, sonuçta ortaya çıkan durum: idrar kokan koca bir şehir.
Temizlik ve hijyen kesinlikle yok.
Hindistan Genel; Şehirlerde, birçok yer, pislikten geçilmiyor. Ama her yeri gerçekten pislik götürüyor. Özellikle: Ganj nehri diye kutsal kabul ettikleri nehir var ki, inanılmaz.
Nehirde: ölüsünü yakıyor, küllerini oraya atıyor, hayvanlarına su içiriyor, kendisi giriyor yıkanıyor, çamaşırlarını yıkıyor, kanalizasyon atıklarını oraya atıyorlar, inanılır gibi değil.
Daha sonra bu konuda ayrıntılı bilgi vereceğim ama burada birazcık değinmek gerekirse, kendi söylediklerine göre: Ganj nehri kimyasal bir özellik taşıyormuş ve bu nedenle mikrop, mikroorganizma tutmuyormuş. İnanılır gibi değil. Tifo ve sarılık olmaması mümkün değil, ama nüfus o kadar yoğun ki, ölenin ardından kimse düşünmüyor.
Bu anlattıklarımda sizi ilgilendiren konu: eğer hijyen konusunda takıntılarınız varsa, sakın bu ülkeye gitmeyin. Bu konuda son bir not: Hindistan ülkesine giderken, yanınızda mutlaka “ishal” ilacı götürmeyi sakın ihmal etmeyin.
Trafik ise
Hindistan Genel; Bu konu başlığı altında ayrıntılı anlatacağım gibi, tamamen rezalet ve felaket. Korna sesinden geçilmiyor. Günün her saatinde, her yerde, her araç korna çalıyor.
Zaten, havaalanında uçaktan indiğiniz anda “rikşa” denilen özel bir ulaşım aracı ile karşılaşacaksınız.
Eğer bu araçlar olmasa zaten şehirlerde trafik hiç ilerlemezdi. Rikşalar, şehirlerdeki ulaşımın temel aracıdır.
Elle taşımalı olanlar, bisikletli olanlar ve motorlu olup, üç tekerlekliler, şehir trafiğini rahatlatıyor mu zorlaştırıyor mu belli değil, çünkü çok sayıdalar ve hiçbir kural tanımıyorlar.
Ayrıca, bu rikşalar çok ucuz ve uygun fiyatla sizi istediğiniz yere götürüyorlar, pardon, istediğiniz yer dedim, rişka sürücülerinin çoğu, sizi istediğiniz yere götürmeden önce, anlaştığı ve komisyon aldığı satış yerlerine götürüyorlar. Bu onların ek işi.
Güvenlik derseniz
Hindistan Genel; Sokaklar, sümüklü çocuklarla doludur. Ayrıca, elbette bunlar tarafından çarpılmamak için gerekli önlemleri almanız şart.
Ha oldu da, polise yolunuz veya işiniz düşerse, önce elinizi cebinize sokmanız gerektiğini sakın ola unutmayın. Ayrıca, dilenciler ile sakın göz göze gelmeyin, yoksa kesinlikle peşinizden ayrılmazlar.
DİL
Hindistan Genel; Ülke genelinde, toplam 22 resmi dil konuşuluyor dediğimde, kesinlikle çok şaşıracaksınız. Dikkat: resmi dil olarak 22, bunların lehçe olarak değişiklikleri gündeme geldiğinde, ülke genelinde, toplam 800 farklı dil konuşulduğu söyleniyor.
Ama, daha önce de söylediğim gibi, ülke o kadar büyük ki, birçok farklı topluluk barınıyor. Konuşulan dillerden bazıları: Nepali, Keşmir, Hintçe, Urduca, Marathi, Bengali, Malayam, Konkani, Tamil, Telugu gibi.
Bu arada: ulusal resmi dil olarak “Hintçe” kullanılıyor. Hintçe, resmi işlerde kullanılmasına rağmen: uzun yıllar İngiliz sömürgesi olmanın yarattığı bir sonuç olarak, bazı yerlerde “İngilizce” konuşuluyor. Ancak, ülke genelinde, nüfusun yalnızca % 5’lik kısmının İngilizce konuştuğu söyleniyor.
VİZE
Hindistan Genel; Nepal ve Bhutan ülkesi vatandaşları hariç, ülke dışından burayı ziyaret edecek herkesin vize alması gerekiyor. Bizim için “yeşil pasaport” dahil vize almamız isteniyor. Vize bedeli: 43 Amerikan doları.
Vize alırken: 2 fotoğraf, banka hesap defteri istiyorlar. Alınan 43 dolarlık vize bedeli, sanırım elçilik giderlerinin karşılanmasına yönelik, çünkü böyle bir şey anlamsız.
ULAŞIM
THY’nin, İstanbul ile Hindistan ülkesindeki: Delhi ve Mumbay şehirleri arasında ulaşım sağlanmaktadır. Air İndia havayolları da, Delhi-İstanbul seferleri düzenlemektedir. İstanbul-Delhi arasındaki uçak yolculuğu, yaklaşık 6-6.5 saat sürer.
Ancak, saat farkı bulunduğunu unutmamak gerekir. Yani: saat: 06.00’da İstanbul’dan uçağa bindiğinizde: Türkiye saati ile, 12.00’de Delhi şehrinde oluyorsunuz. Ancak, oranın saati ile: 09.30’de ulaşmış oluyorsunuz. Yani: yaklaşık 3.5 saatlik bir farklılık var.
HAVAALANI
Hindistan Genel; Bombay veya Delhi havaalanlarına ayak bastığınızda, ilk dikkatinizi çekecek olan: Hint halkının çeşitliliğidir. Bu çeşitlilik fiziksel özelliklere de yansır. Keşmirliler: mavi gözlü ve kızıl saçlı iken, Tibetliler, ülkenin kuzey ve orta kısımlarında yaşayanlar: daha siyah derilidirler. Bunlar: tipik Hintli olarak da kabul edilirler.
Havaalanına vardığınızda, iniş formunu doldurmanız gerekir. Ama, siz bu formu, uçakta temin edin ve uçakta doldurun, indiğinizde, o koşuşturmaca da bu formu doldurmanız sorun olabilir. Yanınızda, gümrüğe beyan edeceğiniz herhangi bir şey varsa: kırmızı hatta, yoksa yeşil hatta yönelin.
Bundan anlatmak istediğim şu: yanınızda çok değerli fotoğraf makinesi, video kamera veya not book varsa, bunları pasaportunuza kaydettirmelisiniz. Pasaportunuza kaydedilen eşyalar, ülke içinde satılamaz ve çıkışta, gümrük görevlilerine bunları göstermek zorundasınız.
Havaalanları ile şehir merkezleri arasında düzenli otobüs seferleri vardır. Taksi bulmak ta kolaydır. Ancak, havaalanı içindeki ofislerden, ön ödemeli taksi fişi satın alın ve kapının önündeki taksilere binip, gitmek istediğiniz yere gidin ve böylece kazıklanma riski almasınız. Şehir merkezindeki birçok yerin ismi ve taksi ücreti yazılı olan tabelalar havaalanlarında görülmektedir.
Burada, birkaç havaalanından söz etmek istiyorum
Çatrapati Şivacı Uluslararası Havaalanı
Mumbay şehir merkezinin 29 km. kuzeyindedir. Ülkenin en işlek havaalanıdır. Modern bir havaalanında bulunması gereken tüm alt yapı bulunmaktadır. Ancak, trafiğin yoğun olduğu saatlerde, havaalanı ile şehir merkezi arasındaki yolculuğunuz, 3 saate kadar uzayabilir.
İndira Gandhi Uluslararası Havaalanı
Delhi şehir merkezinin 20 km. güneyindedir. Terminalde bulunanlar: döviz bozdurma büroları, yemek alanı, bagaj emanet servisi, otel rezervasyon bürosu, araba kiralama ofisi, gümrüksüz eşya satış mağazaları. Özellikle, Delhi havaalanı çok güzel görünüyor.
PARA
Hindistan Genel; Hint ülkesinde kullanılan para birimi: Rupi’dir. Madeni paralar: Paise ve kağıt paralar ise, Rupi olarak isimlendirilir. Özellikle, kağıt paralarda: paranın üzerinde yırtık, kopuk bulunmamasına dikkat etmelisiniz.
Çünkü, Hintli bir dükkan sahibi, alışveriş yaptığınızda, yırtık, ucu kopuk veya yanık kağıt parayı almayı kabul etmeyebilir. Bu yüzden, alışverişlerinizde: kirli, yırtık, kopuk, yanık gibi sorunları olan kağıt paraları kabul etmeyin, yoksa elinizde kalır. Hatta, bu tür paraları şeffaf bantlar onarmaya kalkmayın, çünkü kesinlikle kabul etmezler.
Bunun yanında, biraz önce söylediğim gibi, madeni para da kullanılıyor. Ancak, ülkede büyük ölçüde, bozuk para sıkıntısı yaşandığı kesin ve buna istinaden, genellikle paranızın üstünü: sakız, şeker gibi saçma sapan şeylerle ödemeyi tercih ediyorlar. Hatta ve özellikle, taksi ve motor sürücüleri, kesinlikle para üstü vermezler.
Bu yüzden, döviz bozdururken, bir kısım paranın, madeni para olarak verilmesini istemelisiniz. Yoksa, her türlü ödeme de, bir kısım fazla para ödemeniz kaçınılmazdır. Para bozdurduğunuzda, dekontları saklayın, çünkü sahte para verdiler se, bunu ispatlamak için dekont ibraz etmeniz gerekebilir.
Gelelim paranın değişim değerlerine. Hindistan ülkesinde
1 Amerikan doları = 47.5 Rupi
1 Rupi= 0.35 TL.
İKLİM
Ülkenin ikliminde, güçlü muson yağmurları etkindir. Himalayalar: Orta Asya bölgesindeki soğuk rüzgarların, Hint yarımadasına girmesini engeller. Buna bağlı olarak ülkenin genelinde sıcak havalar egemendir. Özellikle: Thar Çölü: Haziran-Ekim ayları arasında, nem yüklü, yaz muson rüzgarlarını çekmekte, önemli rol oynar.
Bunun dışında, bu büyük ülkenin iklimi hakkında söylenecek şu olabilir: ülke genelinde, 4 iklim gurubu hakimdir. Bunlar: tropikal nemli, tropikal kuru, subtropikal nemli ve dağlarda etkili olan iklim şartlarıdır.
İNSANLAR
Şehirlerin yoksul kesimlerinde: kadınlar, başlarının üstünde tuğla öbekleri taşırlar. Kadınları genellikle güzeldir, erkekler ise genellikle kafası hoş dolaşırlar. Ancak, buranın insanı hakkında, ilginç bir söylenti var.
Şöyle ki: bu ülkede, kız tarafı, erkek tarafına başlık parası veya evlilik halinde yapacakları veya alacakları konusunda, bazı sözler verirlermiş. Ancak, bu verilen sözler tutulmadığında, erkek ve ailesi tarafından, geline büyük işkenceler yapılırmış ve hatta, bu yüzden Hindistan ülkesinde her yıl 10 bin civarında kadın öldürülüyormuş.
Koklata ve Mumbay bölgelerinde yaşayan insanların günlük yaşamları: şehir hikayelerine konu olmuştur. Cadde ve sokaklarda: hani bizdeki bir deyim gibi “iğne atsan yere düşmez” misali, insan kalabalığı göreceksiniz.
Hatta: insanlar, dışarı sarkarak çekçek arabalarına binerler. Tren ve otobüslerin üstü, insan kalabalığından görünmez hale gelir. Çünkü, araç üstünde yolculuk edenler bilet almazlar ve bu yüzden, araç üstünde yolculuğu tercih ederler.
Ülkedeki hacılar
Küçük bir ayna ile, ülke genelindeki mabetlerinde, alınlarına “tilak” ya da “tika” denilen boyalardan sürerler. Bunların renkleri: sarı, beyaz, kırmızı olabilir. Bu renkler: kişinin bağlı olduğu mezhebi ifade etmektedir. Diğer anlamda, üçüncü gözdür.
Budha’nın gözü olarak betimlenen ve alnın ortasına sürülen bir benek veya alnın ortasına takılan ve bindi ismi verilen boncuk. Hoş, siz de ülkeyi ziyaret ettiğinizde, mutlaka size de bu boyadan süreceklerdir.
Anlamı, üçüncü göz, yani Buda’nın gözüdür. Bunun dışında, bir de bileklerine taktıkları ip var. Bu ip, kutsal tapınaklardan alınıyor ve dilek tutularak bileğe bağlanıyor, eğer koparsa, akan suya, denize veya ırmağa atmak gerekiyor. İp: erkeklerde sağ, kadınlarda ise sol bilektedir.
Kadınlar
Medeni durumlarını göstermek için, saçlarının bir bölümüne “kına” yakarlar. Bunun dışında ise, kadınlar ister evli ister bekar olsunlar: alınlarının ortasına “bindi” denilen, genellikle süslü bir figür işlerler. Bunlar, herhangi bir renkte olabilir ve yalnızca aksesuar olarak yapılır.
Evet: aslında, bağımsızlıktan sonra, ülkede her ne kadar engellenmeye çalışılsa da, günümüzde de ülkedeki halk arasında, çeşitli kast sistemleri kullanılmaktadır. Bu durum, özellikle: iş, eş ve siyasi parti seçimlerinde büyük rol oynar. Ruhban sınıfı Hintliler, üniversiteler ve devlet yönetiminde, üst düzey pozisyonlarda görev alırlar.
Hindistan silahlı kuvvetlerinde bile, bu sınıf ayırımı öne çıkmaktadır. Şudralar: tarımla uğraşan, en alt kast sınıfıdır. Dalit denilen kast sınıfı insanları ise, endüstri dünyasında üst düzeylere kadar çıkabilmişler ve hatta, bazıları kamu yönetiminde, Başbakan bile olmuşlardır.
Bunun yanında, ülkede uzun süre sömürge yönetimi gösteren İngiltere, kendi kültürüne ait “hokey” ve “kriket” oyunlarını burada yaygınlaştırmıştır. Burada oynanan “polo” oyunu ise, İngilizler tarafından kendi kültürlerine aktarılmıştır.
Son bir not: ülkede, sevmek amaçlı dahi olsa, sakın çocukların kafalarına dokunmayın.
KUTSAL İNEKLER
Hindu inancında, kutsal olarak kabul edilen “ineklere” her türlü ortamda öncelik ve yol verilir. İster şehir merkezinde, ister otoyol boyunca uzanmış olsun, inekler daima önceliğe sahiptirler. Siz de, ülkenin şehirlerinde gezerken, yollarda bir şekilde çevresini süzen inekleri gördüğünüzde, sanki onların kutsallığına inanır hale geliyorsunuz.
Bu durumu: kendi ülkemizde, Siirt şehrinde yaşarken görmüştüm. Orada da, şehir içinde yaşayan insanlar, evlerinin yanındaki ahırlarda inek beslediklerinden, sabah ve akşam saatlerinde, inekler, caddeleri-sokakları aşarak, yaşam yerlerine gelirler ve bu durum, şehrin ana cadde ve sokaklarında gezinen inekler ile, değişik bir görünüm sunardı.
Unutmayın ki, bu inekler üzerinize dahi gelseler, asla kovalamayın, kaba davranmayın, yoksa birçok sorunla karşılaşırsınız.
HİNDUİZM
Ülke nüfusunun, büyük bölümü, Hinduizm dinini benimsemiştir. Hatta, birçok batılı, bu dinin özelliklerini merak eder ve bu merak sonucu da, ülkeyi ziyaret etmeyi tercih eder. Bu dini günlük yaşamında benimseyenler: iş, sağlık, doğum, ölüm gibi insan yaşamının dönüm noktası olan etkinlikleri, düzenli olarak yıldızbilimcilere yani falcılara yorumlatırlar.
Dinin genel yapısı: dünyevi zevklerden yoksun bir yaşam sürmek, sükunet ve kendinden geçmenin egemen olduğu ayinler yapmaktır.
Hindu inancında: 330 milyon tanrı bulunduğu söylenir. Ancak, bu büyük ve muhteşem rakam: aynı zamanda, tek bin tanrının 330 milyon özelliği olarak da kabul edilebilir.
Tanrının bir diğer en önemli özelliği ise: Vişnu, Brahma ve Şiva’dır.
Vişnu
Evrenin koruyucusudur, 4 kolludur ve her bir elinde: deniz kabuğu, sopa, tekerlek ve nilüfer tutar. Görünümü: fülüt çalan bir aşık veya yaramaz bir çocuk şeklindedir. Gayet sakindir. Karısı Lakshmi: bereket tanrıçasıdır.
Brahma: Evrenin yaradılışında, Vişnunun göbeğindeki bir nilüferden, annesiz doğmuştur. Yani: dünyanın yaratıcısıdır.
Şiva: hem boynunda ve hem de kollarında: kafatası ve yılanlardan oluşan bir çelenk bulunmaktadır. Kendisi: dans eden, yok edici bir tanrıdır. Zaman ile, dünyanın kaderini belirler. Çok hiddetlidir.
Hindu dilinin temelinde
Doğruluk, dürüstlük ve zevk bulunmaktadır. Nihai amaç: yeniden doğum döngüsünden kurtulmak anlamındaki ruhsal kurtuluşa (yani: moksha) ulaşmaktır. Bu ülkeyi ziyaretinizde, bazı Hintlilerin kafalarının üzerinde, bir başlık göreceksiniz.
Söylenenlere göre: Müslümanlar bölgeyi ele geçirdiklerinde, Hindular, dağlara kaçmışlar ve günler-aylar-yıllarca saç ve sakallarını kesememişler.
Günümüzdeki Hintlilerin bir kısmı: bu duruma istinaden yani atalarının yaşadıklarını yaşamak için: saçlarını ve sakallarını kesmemeyi yeğliyorlar.
Özellikle: saçlar o kadar uzuyor ki, bu saçları, başlarına taktıkları o giysinin içine sara-sara muhafaza ediyorlar, zaten birçok Hintlinin de sakallı olduğunu göreceksiniz. Ama, en ilginç olan ne biliyor musunuz?
Hintlilerin bu tür fanatikleri, atalarının Müslümanlar tarafından topraklarından sürülmelerini hala hazmedememişler ve Müslüman düşmanlığını sürdürüyorlarmış.
İSLAM
Ülkedeki Müslüman nüfus: kuzeydeki büyük şehirler ve özellikle Delhi ve güneydeki Haydarabat şehrinde yaşamaktadırlar. Ülke: Endonezya ve Pakistan’dan sonra, dünya üzerinde, en çok Müslüman nüfusa sahip ülkedir.
Mezhep olarak ise: Sünni ve Şiilik yaygındır. Ancak: her ne kadar Müslümanlık putperestliğe karşı çıksa da, uzun yıllarca, putperest Hindularla birlikte, barış içinde yaşamışlardır.
Birçok yerde, Hinduların Müslüman evliya türbelerini ziyaret etmeleri yadırganmaz. Birçok yerde ise, Müslümanlar, Hindu festivallerine katılırlar. Ancak, yine de günümüzde birçok kez, karşılıklı eylemler görülmektedir.
Bu arada, bu ülkede, günümüzde 300 binden fazla aktif cami bulunduğu söyleniyor.
SİHLER
Bunlar ülke nüfusunun % 2’sini oluştururlar. Kelime anlamı: mürit. Bunlar: Hindu ve İslam prensiplerini birleştirenlerdir. Bunların lideri yani gurusu Nanak: 1469 yılında, Hindu olarak doğmuş ve İslam prensipleriyle yetiştirilmiştir.
Temelinde: putperestliğe karşı gelirler. Ayrıca, insanların sınıflara ayrılmasına yani kast sistemine de karşıdırlar. Ancak, her ne kadar İslam dinindeki tek tanrı prensibini almış olsa da “Allah” kavramını kabul etmezler.
Hinduizm deki gibi, tanrının: yarattığı dünyanın her yerinde ve farklı görünümlerde var olduğuna inanırlar. Bunlar aynı zamanda savaşçıdırlar, kendilerini koruma ihtiyacından gelen bir geleneğe sahiptirler ve Hint ordusunun askeri kanadının birçoğu bunlardan oluşur.
Hindular bölümünün son paragrafında yazdıklarım, Sihler içinde geçerlidir. Yani, Sihler de, ülkedeki Müslüman çoğunluğa karşı düşmanca hisler ve duygular besliyorlar ve zaman zaman bu konuda terör saldırıları gerçekleştiriliyor.
BUDACILIK
Bu dini görüş: halen ülkenin dinsel ve sanatsal yaşamında etkilidir. Ülke içinde, Himalaya sakinleri ve Tibetli mülteciler tarafından kabul görmektedir.
ARABA KİRALAMA
Ülkenin karayolları, dünyanın belki de en zorlu ve tehlikeli karayolları arasındadır. Çünkü: bu ülkede, gerçekten trafik kuralları yok denilebilir. Arabaların hepsinin direksiyonları sağda ve trafik sağdan ilerliyor, çünkü uzun süreli İngiliz egemenliği, trafik düzenini etkilemiştir.
Araba sürücüleri asla kural dinlemezler. Sürekli “korna” çalınan bir ülkede bulunduğunuzu, kısa sürede hissedeceksiniz, çünkü sürekli korna çalıyorlar.
Hatta: bazı arabaların arkasında şu yazıyı görürseniz şaşırmamalısınız “korna çal” çünkü, öndeki sürücü, siz korna çaldığınızda, gerekli tedbiri alacaktır. Öte yandan, birçok arabada dikiz aynası yok, düşünün artık ne şekilde döndüklerini ve birçok göreceğiniz arabanın kazalı-hasarlı olduğu da kesin.
Sonuçta, bu ülkede sakın araba kiralamayın. Arabayı, şoförü ile birlikte kiralayın çünkü ucuz, evet bir yere gitmek isterseniz, arabayı, sürücüsü ile birlikte kiralayın.
Taksi kiralama ücreti, günlük:; 6500 Rupi. Yani: 150 Amerikan doları. 400 kilometrelik Yeni Delhi-Agra arasındaki yolculuk için: taksi kiralama ücreti, sürücü dahil: 6500 Rupi yani 150 Amerikan doları ki, kesinlikle çok uygun, mutlaka bu yöntemi deneyin. Yani, sürücüsüz araba kiralamayın.
BAHŞİŞ
Bu ülkede, memur statüsündekilere sakın bahşiş vermeye kalkmayın, çünkü yasaktır. Restoranlarda ise, hesabın % 10 kadarı, garsona bahşiş olarak bırakılabilir.
Müze gezilerinde, rehberler de gezi sonunda bahşiş isterler ama verip vermemek size kalmıştır. Ancak, tapınak gezilerinde, içeriye ayakkabısız girildiği için, ayakkabılarınızı kapıda teslim ettiğiniz şahsa, küçük bir bahşiş vermeniz gerekir.
ELEKTRİK
Ülkedeki elektrik akımı: 220 volttur. Priz olarak ise: ikili-üçlü yassı prizler kullanılır. Özellikle, sıcak yaz günlerinde klimalar sürekli çalıştığı için, elektrik akımı, alçalıp yükselmektedir.
TURİZM
Hindistan ülkesinde turizmin en yoğun olarak yaşandığı yer: “Altın Üçgen” denilen: Delhi, Agra ve Khajuraho şehirleri ve kutsal Ganj nehrinin bulunduğu Varanasi şehridir. Buraları gezmek için, 15 günlük bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır.
Yüzme
Hindistan ülkesi, sonuçta, üç bir yanı denizlerle çevrili bir yer ve buranın birçok beldesinde yüzmek mümkündür.
Özellikle: başlıca liman şehirlerindeki ünlü plajları tercih etmenizi öneririm. Örneğin: Mumbay şehrindeki “Çovpati” ve “Cuhu” plajları, yüzmek isteyenler için çok uygun şartlar sağlamaktadır. Ancak, yine de bazı özel durumlara ( yer altı akıntıları, dalgalar, girdaplar gibi) dikkat etmek gerekir.
En iyi kumsallar: ülkenin batı bölümündeki “Goa” ve “Kerala” bölgelerinde görülebiliyor. Ülkenin doğusunda ise, denize girilebilecek yerler: Koklata bölgesinin güneyindeki “Puri” veya “Pondiçeri” olabilir.
Ayrıca: büyük şehirlerin birçoğunda, yüzme havuzu bulunuyor. Bunun yanında: gölet, nehir, göl ve baraj gölleri gibi yerlerde yüzmenizi kesin olarak önermem, çünkü kirlidir.
Su Sporları
Sörf yapmak isterseniz: Goa düşünülebilir. Şnorkelle yüzme ve dalış düşünürseniz: Kerala bölgesindeki “Lakshadvip” adaları olabilir.
Doğal Yaşam
Bu ülkede, yaklaşık 75-80 civarında, ulusal park ve 350 civarında, doğa koruma alanı bulunuyor. En önem kazanan yani ünlü doğal yaşam alanları ise: Jim Corbett, Ranthambore ve Kanha’dır. Bu doğal yaşam alanlarında: nesli tükenme tehlikesi altında olan bir kısım vahşi hayvanları, Asya aslanlarını, filleri görebilirsiniz.
Kriket
Evet, bizim kültürümüze çok yabancı bir spor dalıdır. Ancak, bu ülkedeki gezinizde, birçok yerde “kriket stadyumları” ve sokaklarda “kriket” oynayan gençler göreceksiniz. Bu yüzden, bu ülkede çok sevilen bu spor hakkında, kısacık bir bilgi vermek istiyorum.
Ülkedeki ilk kriket kulübü: 1792 yılında kurulmuştur. Mücadelenin yüksek olduğu, gürültülü karşılaşmalar, büyük çekişmelere sahne olur. İster atıcı, ister vurucu olsun, gençler tarafından muhteşem ve yoğun ilgi görür.
Özellikle: Hindistan-Pakistan arasındaki kriket karşılaşmaları, büyük seyirci potansiyeli çeker.
Hindistan Eğlence-Gece hayatı; Güney Asya bölgesinin geleneksel müziği: genellikle Batı müziğine benzer özellikler taşımaktadır. Güney Hindistan bölümünde icra edilen yerel müziğin ismi Karnatakdır. Bu müzik türü, genel olarak, büyük ölçüde, dinsel müzik temasına dayanmaktadır.
“Khayal” türü müzik, konser salonlarında sık olarak duyulabilen Hint türü bir vokal müziğidir. Ölüm, doğum, düğün gibi toplu etkinliklerde, şarkı söyleyen kadınlara, müzikle eşlik edilir. Düğün alaylarında ise, geleneksel olarak “davul” ve “obua” eşlik eder.
SİNEMA
Ülkenin Çennay, Koklata ve Mumbay şehirlerinde, Hint sinema endüstrisi yoğun olarak yerleşmiştir. Hint filmlerinde işlenen genel tema: Hint kültürü ve tarihi, romantik maceralar olmaktadır. Bu filmleri izlediğinizde, bu büyük ülkenin, yoğun nüfusunu yani insanlarını, nelerin güldürdüğünü, nelerin ağlattığını görebilirsiniz.
GECE HAYATI
Hindistan ülkesinde, gece hayatı denilince, özellikle “alkol” tüketiminin normal kabul edildiği “Mumbay” öne çıkmaktadır. Delhi şehrinde de, birçok bar görülmektedir. Goa bölgesinde ise, plaj partileri yapılmaktadır.