Hindistan Delhi

Hindistan Delhi

Hindistan ülkesinde, Delhi özerk bölgesinin en önemli şehri: Delhi’dir. Aynı zamanda, Hindistan ülkesinin federal başkentliğini de yapar.

Şehir, 17 milyon nüfus ile, ülkenin en kalabalık 2’nci şehridir.

Dünya çapında düşünüldüğünde ise, dünyanın en kalabalık 8’nci metropolüdür.

Toplam nüfusun, 22 milyon civarında bulunduğu söylenir.

Hindistan Delhi

ULAŞIM

Şehrin, birincil uluslararası havaalanıdır. Şehir merkezine 16 km. uzaklıktadır. Ülkenin en işlek havaalanı konumundadır. Yıllık, 45 milyon civarında yolcu kapasitesine sahiptir.

İndira Gandhi 3 numaralı terminali: dünyanın 8’nci en büyük yolcu terminalidir.

Ayrıca: 2008 yılında, burası, Aiprort Council İnternational tarafından; Asya-Pasifik bölgesinin en iyi ve dünyanın 4’ncü en iyi havaalanı ödülüne layık görülmüştür.

Hindistan Delhi

TARİHİ GEÇMİŞİ

Yapılan arkeolojik araştırmalara göre, bölgede, MÖ.6’ncı yüzyıldan günümüze kadar yaşamın sürdüğü anlaşılmıştır. Özellikle: Yamuna nehri kıyısında yaşam etkin olarak sürdürülmüştür.

Yamuna nehri kıyısındaki ilk yerleşimcilerin, MÖ.1000 yıllarında, buraya gelen Mahabbata kahramanı Yudhishthira ve halkı olduğu görülmektedir. İmparator Aşokadan, günümüze kalan kaya kitabesinde, şehrin, MÖ.3’ncü yüzyılda, ülkenin kuzeybatı sınırı ve başlıca merkezlerinden biri olduğu yazılıdır.

736 yılında: Tomara Racputları, Dhilika adını verdikleri şehri, başkent yaparlar. Ancak, bölgedeki kabile savaşları, 1200’lü yılların başlarına kadar sürer.

1205 yılında ise, bölge Müslümanlar tarafından ele geçirilir ve Kutbeddin Aybeg, burada Sultanlık kurar. Yine aynı dönemde, şehirde, yeni eserler yapılır, ancak 1398 yılındaki Timur işgali sırasında, bütün bu eserler yıkılarak yok edilir.

Timur, şehri ele geçirdikten sonra birçok taş ustası, yapı malzemesi ve kalifiye ustayı ve heykeltıraşı, kendi ülkesinin başkenti Semerkant şehrine götürür.

1526 yılına gelindiğinde ise, şehir, Gürkanlılar tarafından başkent yapılır. Aynı dönemde, her hükümdar, kendi zevkine göre, şehri çeşitli yapılarla donatmıştır.

Orta çağ döneminde ise,

Birçok Hint imparatorluğu, bu bölgede kurulmuştur. Hatta: Hindistan’ın en önemli ticaret yolları, buradan geçmiştir. 1639 yılında: Babür imparatoru Şah Cihan: burada, duvarlı bir kent yaptırır ve 1649-1857 yılları arasında, şehir, Babür imparatorluğunun başkenti olmuştur.

Daha sonra, ülke başkenti: Kalküta şehrine taşınır. 1911 yılında ise, Delhi, İngilizler tarafından yeniden başkent yapılır.

Sömürgeciler, şehri kendi mimari zevklerine göre yeniden imar ederler.

Yani, günümüzdeki Delhi şehri, genellikle, İngiliz tarzını yansıtmaktadır. 1947 yılında, Hintliler, İngilizlerden bağımsızlıklarını kazanınca, Delhi şehri, ülkenin başkenti olarak kalır.

Evet, sonuç olarak: Tarihi süreç içinde, şehir, birçok kez, kuzeyden gelen yabancılar tarafından istila edilmiştir.

Bu yüzden, her gelen yeni akım: kendisinden öncekilere ait izleri yok etmiştir. Ancak, yine de, şehir, Hindistan imparatorluğunun geçmişten gelen birikimlerini taşımaya devam etmiştir.

Hindistan Delhi

GENEL ÖZELLİKLERİ

Günümüzde, şehir, ülkenin birçok yerinden göç almaktadır. Bu yüzden, çok karışık ve kozmopolit bir şehir olmuştur.

Günümüzde, ülkenin en önemli kültürel, siyasi ve ticari merkezlerinden bir olmuştur.

Şehir: Yamuna (Cumna) nehri kıyısındadır. Yamuna nehri: Hinduizmim açısından, kutsal bir nehirdir.

Şehir: ülke genelindeki en yeşil ve ağaçlıklı, üçüncü şehirdir. Ancak, aynı zamanda, dünyanın en kirli 10 şehrinden birisidir.

Özellikle, araçların egzoz dumanları, şehrin havasını berbat hale getiriyor.

Yine de, 1998 yılından sonra, bu kirliliğin önlenmesi için, özellikle araçlarda, doğal gaz kullanılması yönünde önemli adımlar atılmıştır.

Hindistan Delhi

İklim durumuna gelince

Yörede, nemli subtropikal iklim egemendir ve buna bağlı olarak: Nisan-Ekim ayları arasındaki sezonda muson yağmurları görülür. Ayrıca, hava son derece sıcaktır.

Ocak-Kasım ayları arasında ise, hafif kış yaşanır. Kasım ayı sonlarında, havanın en büyük özelliği, yoğun sis yaşanmasıdır.

Şehir genel olarak, sıcak bir yer, bunu unutmamak gerekir, ama yine de akşamları tedbir almakta, yani ilave giysiler bulundurmakta yarar var.

Şehirde yaşayanların: % 82’si Hindu ve % 10’u ise Müslümandır. Halkın büyük bölümü, İngilizce bilir ve konuşur. Suçluluk oranı, ülkenin diğer şehirlerine nazaran daha yüksektir. Özellikle, kadınlara karşı olan suç oranı yüksektir.

Şehir: 780 km. karelik bir alana yapılmıştır. 3 bölüme ayrılmaktadır. Bunlar: şehir merkezi, Eski Delhi ve Yeni Delhi bölgeleridir.

Hindistan Delhi

ESKİ DELHİ ŞEHRİ

Buraya: Sancihanabad ismi verilmektedir.
Eski Delhi şehrinin sınırları: Ret Ford kalesinin batısından başlar ve devam eder. Eski Delhi bölgesinde gezebileceğiniz yerler, şunlardır:
1. Red Ford,
2. Chandi Chowk,
3. Jama Mascit Mescidi,
4. Raj Ghat anıtı,
5. Rashtrapati Bhavan,
6. Kutup Minar,
7. Kuvvet-ül İslam Camisi,
8. Lotus Temple,
9. Hümayun Kabri,
10. Purana Qila,

Hindistan Delhi

RED FORT-LAL KİLA-KIRMIZI KALE

Bu kompleks: 17’nci yüzyılda, Babür imparatoru Şah Cihan zamanında, bir kale olarak inşa edilmiş ve Babür imparatorları burada ikamet etmişlerdir.

Kalenin yapımına: Şah Cihan zamanında, 1638 yılında başlanmıştır. 10 yıllık bir süreç sonunda, 1648 yılında tamamlanmıştır.

Mimarının, Taj Mahalı da yapan mimar olduğu söylenmektedir. Başlangıçta: Qila-i Mübarek yani Mübarek kale olarak isimlendirilmiştir. Çünkü, biraz önce de söylediğim gibi, imparator ve ailesi burada barınıyordu.

Sonraki dönemde: kale, bölgede kurulan ortaçağ kentinin önemli bir odak noktası haline gelmiştir. Özellikle, kalenin ve bölgenin planlanmasında ki estetik: Babür imparatorluğu ve Şah Cihan döneminin yaratıcılığının en büyük simgesidir.

1857 yılına gelindiğinde: Hint ayaklanmasından sonra, sitede, ekleme-çıkarma şeklinde, birçok değişiklikler yapıldığı görülür. İngiliz döneminde, askeri birliklerin konuşlandırıldığı kale, bağımsızlık sonrasında da bu kez Hint ordusu kontrolüne girmiş ve 2003 yılında, turizme terk edilmiştir.

Ancak, özellikle İngiliz döneminde, bölgede, zarif oymalarla süslü yapıların çoğu İngilizler tarafından tahrip edilmiş ve bunların yerine, tuğla kışlalar yapılmıştır.

2007 yılında ise , UNESCO Dünya Miras Listesine dahil edilerek, koruma altına alınmıştır.

Günümüzde: kale içinde, özellikle Babür İmparatoru Şah Cihan’ın sarayı ilgi çekmektedir. Kale boyunca uzanan Yamuna nehri, duvarları çevreleyen hendeklerin içindeki suları beslemektedir. Kalenin sanat eseri formu: ifade ve renk açısından çok zengindir.

Avrupa-Hint sanatı örneğidir. Kalenin duvarları, gayet düzgündür. Bunların iki kapısı bulunmaktadır. Bu kapılar: Delhi ve Lahor kapılarıdır. Lahor kapısının ana girişinde: hediyelik eşyaların satıldığı mağazalar ve tezgahlar göreceksiniz. Yani: kale duvarları boyunca uzanan bir çarşı.

Kalenin güneyinde, Delhi şehri kapısının dışında, 2 fil heykeli göreceksiniz. Bu devasa fil heykellerinin orijinal tasarımlarının bir kısmı: putperestliği kabul etmeyen İmparator Evrengzib tarafından yıktırılmıştır.

Bunların yerine, 1903 yılında, şehrin valisi Lord Curzon tarafından, replikaları yani benzerleri diktirilmiştir. Kaleye: Lahor kapısındaki, batı yakası bölümünden girişte ise, kapalı çarşı var. Burası: Şah Cihan’ın, Bağdat’tan aldığı bir fikir ile yapılmıştır.

Evet, kale, her yıl binlerce yabancı ziyaretçi çekmektedir. Eski Delhi bölgesinin en popüler turistik merkezlerinden birisidir. Özellikle: burada, akşamları düzenlenen ses ve ışık gösterisini kaçırmayın. Bu gösteride, Babür geçmişi anlatılıyor.

Kale içindeki önemli yapılar

Kila-i Kahna Camisi

Şehirdeki, en eski Gürkanlı yapısıdır. Gürkanlıların, Türk-Afgan yapı tarzlarının, İran etkisinde kaldığı döneme aittir. Bunun ifadesi ise, zarif kemerlerdir. Cami: 1540 yılında, Şir Şah tarafından yaptırılmıştır.

Naubat Hane-Davul Evi

Hükümdar ve prensler, imparatorluk bandosunun burada çaldığı müzik eşliğinde, filler üzerinde geçit törenine katılıyorlarmış.

Hindistan Delhi

Divan-ı Aam-Halktan Seyirciler Salonu

Burası, büyük bir köşktür. Davul evinden sonra, soylular ve avam sınıfının törenleri izlemeleri için kullandıkları seyirciler salonu bölümüdür. İmparator burada: Tanrının gölgesindeki süslü tahtına otururmuş.

Bu sırada, soylular tarafından çevresi sarılır ve dilek ve şikayetlerin iletildiği toplantılar yapılırmış. Ancak, imparator ile toplantıya katılanları ayıran altın ve gümüş korkuluklar bulunuyormuş.

Salonun arka bölümlerinde, taş duvar pano içindeki çiçek ve kuş figürlerini görmeden buradan sakın ayrılmayın.

Hindistan Delhi

Divan-ı Has

Burası: saray ve devlet konukları için, özel olarak tasarlanan bir yerdir. Aynı zamanda: Özel seyirciler salonu da denilmektedir. Dikdörtgen merkez odanın çevresinde, yükselen kemerler görülüyor. Çatı: dört köşe sütunlu bölme ile çevrilidir.

Merkezde, salonun ortasında: mermer kaide içinde, 1739 yılında, İran Şahı Nadir tarafından sökülerek, İran’a götürülen bir taht dururmuş.

Bu tahtın ismi “Tavus kuşu Süslü Taht” dır. Tek parça ve altından yapılmış tahtı süsleyen, tavus kuşu deseni: inci, zümrüt, safir gibi değerli taşlar kullanılarak işlenmiştir.

Ayrıca, tamamen tek parça zümrütten işlenen bir papağan deseni bulunmaktadır. Taht: günümüzde, birçok parçası eksik olarak, İran-Tahran’da sergilenmektedir.

1761 yılında ise, bu kez, Marathan kralı, salonun gümüş tavanını sökerek götürmüştür. Salondaki kemerler üzerinde, bir yazı ilgi çekmektedir. Bu yazının anlamı “Eğer, dünyada cennet varsa, o burasıdır”

Kraliyet Hamamı

Salondan sonra, kraliyet hamamına geçilmektedir. Burada da: 3 geniş salon ve bir yanda akan çeşme, günümüze kadar ulaşmıştır.

Hindistan Delhi

Moti Mescidi

Hamamın batısında bulunan bir camidir. 1659 yılında, Aurangzeb tarafından yaptırılmıştır. Beyaz mermerden oyulmuş, küçük, 3 kubbeli bir camidir.

Rang Mahal-Renk Salonu-Ana Harem

Burası, günümüze kadar ulaşabilen harem bölümüdür. Ancak, buranın duvarlarındaki resimler, günümüzde bulunmuyor. Ayrıca, iç mekanda bulunan ve “Nahr-i Bihişt” isimli “cennetin nehri” isimli su, günümüzde akmamaktadır, yok olmuştur.

Tavan ve 6 yatak odasının duvarları, mozaiklerle süslenmiştir. Ancak, duvarlarındaki resimlerin çoğu, günümüze gelemeden kaybolmuştur.

Mümtaz Mahal

Burası güneydedir ve imparatorluk hareminin bir parçasıdır. Günümüzde ise, Gürkanlı sanatını yansıtan eserlerin sergilendiği küçük bir müzeye dönüştürülmüştür.

Moti Camisi-İnci Camisi

Burası, özel seyirciler salonunun batısındadır. Evrengzib tarafından yaptırılmıştır.

Cuma Camisi

Ret Ford’un güneybatısında, kayalık bölümdedir. Şah Cihan tarafından yaptırılmıştır. Özellikle: piramit şeklindeki üç merdiven bloğu: camiye girişi bayağı zor hale getirmektedir.

Özellikle: günün sıcak saatlerinde değil de, sabah erken veya akşam saatlerinde burayı ziyaret etmek önerilir. Caminin avlusu: 100 m. kare genişliktedir. Uzun sütunlarla çevrilidir.

JAİN TAPINAĞI

Caddenin tam köşesindedir. Burası: bir Sih tapınağıdır. Tapınak içine girebilirsiniz. Amritsar yöresindeki ünlü Sih Altın Tapınağını görmeyenler, burayı mutlaka ziyaret etmelidirler.

CHANDİ CHOWK

Burada, günün her saatinde, büyük bir kalabalık görebilirsiniz. Yeni Delhi bölümündeki caddelere pek benzemez. Bu caddenin bir ucunda, Red Fort ve diğer ucunda ise Jama Masjid bulunmaktadır.

Bir zamanlar, burada büyük geçit törenleri yapılıyormuş. Günümüzde, cadde üzerinde çok miktarda: giysi, mücevherat ve geleneksel ürünlerin satıldığı tarihi çarşılar ve dar sokaklar bulunuyor.

Hindistan Delhi
Hindistan Delhi

JAMA MASJİD

Eski Delhi bölgesindedir.
Şehrin en büyük camisidir. İsminin kelime anlamı: Dünya-yansıtıcı camidir. Babür İmparatoru Şah Cihan tarafından, 1644-1658 yılları arasındaki dönemde yaptırılmıştır.

Bu sürede, caminin yapımında, 5000 işçi çalışmıştır. Şah Cihan bilindiği gibi, aynı zamanda: Taj Mahal ve Red Ford gibi yapıları da yaptırmıştır.

Ülkenin en büyük ve en iyi bilinen camisidir. Yapının: 3 büyük kapısı, 4 kulesi ve 2 adet minaresi vardır. 1656 yılında, kumtaşı ve beyaz mermerden yapılan minareler: 41 metre yüksekliktedir ve kırmızı-boyuna çizgili şeritler halinde gökyüzüne uzanmaktadır.

Çatıdan aşağıdaki parçalar, mor ve beyaz renkli mermerlerden tekrarlanan şeritlerle kaplıdır. Tepede, 8 kubbe bulunmaktadır. Caminin arka tarafında, ön tarafında olduğu gibi, 4 küçük minare bulunmaktadır.

Cami avlusunda, 25 bin kişi, aynı anda ibadet edebilmektedir. Avlunun ölçüleri: 75 x 65 metre, dikdörtgen şeklinde ve zemini asfalttır. Avlunun doğu giriş bölümünde, Sultan Ahmet Şah’ın türbesi görülmektedir. Kubbe altında ise, salon kısmı, mermer kaplamalı olarak görülmektedir.

Caminin zemini ise: seccade taklidi, süslü siyah ve beyaz mermerler ile kaplıdır. Bu mermer zeminde, kişisel ibadet bölümleri: ince siyah bir mermerle belirlenmiş olup, 3×1.5 metre ebatlarındadır.

Bu şekilde işaretlenmiş, toplam: 900 bölüm bulunmaktadır. Ancak, burası, kapalı alandaki ibadet mekanıdır. Yani, kapalı alanda, 900 kişi aynı anda ibadet edebilmektedir.

Kuzey kapısı bölümünde

Geyik derisi üzerine yazılmış, Kuran-ı Kerim var, görmenizi öneririm. Ayrıca: caminin çevresinde bulunan: yiyecek stantları ve dükkanlardan oluşan tezgahların bulunduğu Pazar yerlerini gezebilirsiniz.

Ülkenin diğer yerlerinde olduğu gibi, burada da, terörist saldırılar söz konusu oluyor. En son, 2006 yılında, burada, iki patlama meydana gelmiştir.

Bu patlamalar sonucu, camide herhangi bir zarar söz konusu olmamıştır. Yine, 2010 yılında küçük çaplı bir saldırı gerçekleşmiştir. Yani: sonuç olarak, burayı ziyaretinizde dikkatli olmakta yarar var.

Hindistan Delhi

RAJ GHAT ANITI

Eski Delhi bölgesinde, Yamuna nehrine yukarıdan bakar konumdadır. Gürkanlı dönemiyle pek ilgisi olmasa da Eski Delhi bölgesinin en çok ziyaret edilen yerlerinden birisidir.

Mahatma Gandhi için yaptırılmıştır. Burası bir duvar şeklinde anıttır. Mahatma Gandhi, 1948 yılında öldürüldükten sonra, burada yakılmıştır.

Anıt: Vanu Bhuta tarafından dizayn edilmiştir. Ancak: Mahatma Gandhi’nin sade yaşantısının ifadesi olarak, tasarlanmıştır.

Ancak, burada yalnızca Gandhi anıtı yok. Bölgede: Mahatma Gandhi için siyah mermer bir platform bulunmaktadır. Jawaharlal Nehru için: çimle kaplı büyük bir kaide var. 1965 Hint-Pakistan savaşında büyük yararlılıkları görülen Lal Bahadur Shastri için: bir zafer platformu var.

Hindistan Başbakanı İndira Gandhi için, büyük bir grimsi yekpare taş var. Burada, Gandhinin naşı yakılmıştır. Bu platform üzerinde: Gandhi’nin son sözleri olan “He Ram” yani “Ey Tanrım” yazılıdır.

Ayrıca, yine Gandhi’ye ait bir söz daha yazılıdır: “Görmüş olabileceğiniz en fakir, en çaresiz insanı hatırlayın ve atmayı düşündüğünüz adımın, ona bir faydası olacak mı diye kendinize sorun”.

Başkaca simge anıtlar daha bulunuyor. Parktaki birçok ağacın üzerinde, o ağacı diken yabancı ve yöreye ziyarette bulunan yabancı devlet başkanının ismi yazılıdır.

Şehri ziyaret eden konuklar ve yabancı devlet adamları: burayı ziyaret ederler. Ancak, ziyaret öncesinde, ayakkabı çıkarmak gerekir.

Günümüzde, burası, günde yaklaşık 10 bin ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir. Ayrıca, her Cuma günü, anıtta anma töreni düzenlenmektedir. Gandhi’nin doğum ve ölüm yıldönümleri de burada kutlanmaktadır.

RASHTRAPATİ BHAVAN

1929 yılında yapılan burası, Hindistan Cumhurbaşkanının resmi konutu olarak kullanılmaktadır. Konut: saraya benzer bir görüntü sergilemektedir. Bahçeleri ise, 130 hektarlık bir alanı kapsamaktadır.

Hindistan Delhi
Hindistan Delhi
Hindistan Delhi

KUTB MİNARE

Delhi metro istasyonu yanında, şehrin güney bölümündedir. Kutub Minarın inşa edildiği bu alanda, daha önce bir Hindu tapınağının bulunduğu söyleniyor.

Eski tapınak kulesinden arta kalan taşlar, Kutp Minarın yapımında kullanılmıştır. Çünkü: orijinal taşların bir kısmında, Hindu süslemeleri görülmektedir.

1199 yılında; Delhi bölgesinin ilk Müslüman hükümdarı olan “Kutub-üd-din Aibak” tarafından; kırmızı kum taşı ve mermerden yaptırılmıştır. Aslında, buradaki bir kısım yıkıntı üzerine inşa edildiği söylenmektedir.

Minarenin inşa nedeni ise: hemen yan tarafta bulunan cami için, ezan okunması gerektiğinde, caminin minaresinin kısa kaldığı görülmüş ve bunun üzerine bu büyük minare inşa edilmiştir.

Dünyanın en uzun, serbest duran taş kulesidir. Yüksekliği: 72.5 metredir. Taban çapı: 15 metre, tepe çapı: 2.5 metredir. Yani, silindir şeklindeki minare, ucuna gittikçe sivrileşen bir yapı gösterir. Şerefelerle, 5 kata ayrılır.

Bal peteği tasarımı ile dekore edilmiş, taş tabanlık tarafından desteklenmektedir. Minare üstü ise: girift oymalar ve Kuran’dan ayetlerle kaplıdır. Ayrıca: gerek Arapça ve gerekse Nagari dilindeki çeşitli yazıtlar ile, Kutub kulesinin tarihi, anlatılmaktadır.

Üst bölüme çıkmak için

380 basamak merdiven tırmanmak gerekir. Yani, tepe noktasında muhteşem bir şehir manzarası izlemek mümkündür. Ancak, bu kısım, günümüzde ziyarete kapalıdır.

Hint-İslam mimarisinin en eski ve önemli örneklerinden birisidir. Minarenin bulunduğu yörede, çevrede de birçok antik ve ortaçağ kalıntısı bulunmaktadır. Özellikle: Alai Minaresini görmelisiniz. Alaiddin, hükümdarlığı döneminde, buraya çeşitli eklentiler yaptırmıştır.

Hatta, büyük bir ihtirasa kapılarak, Kutup Minaresinin, iki katı büyüklüğünde ve yüksekliğinde, ikinci bir minare yaptırma hevesine kapılmıştır.

Bunun sonucunda, yapıyı başlatmış, ancak minarenin yüksekliği 28 metreye ulaştığında ölmüş ve minare yarım kalmıştır. Günümüzde, yarım kalan bu minare de görülebilmektedir.

UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Geçmiş dönemde, çeşitli depremler ve yıldırım çarpmaları sonucu biraz hasar almış olmasına rağmen, ilgili yöneticiler tarafından hemen restore edilerek, günümüze kadar ayakta gelmesi sağlanmıştır.

KUVVET-ÜL İSLAM CAMİSİ

Minarenin hemen kuzeydoğusundadır.
Burası da: 1198 yılında, Delhi bölgesinin ilk Müslüman hükümdarı olan “Kutub-ül-din Aibak” tarafından yaptırılmıştır. Hatta, Delhi Sultanları tarafından yaptırılan ilk cami olduğu söylenir.

Ancak, usta Müslüman işçiler olmadığından, cami, Hintli ustalar tarafından yapılmıştır. Yapımında ise, filler tarafından yıktırıldığı söylenen, 27 Hindu ve Cayna tapınağının malzemesi kullanılmıştır. Çünkü, yapıda, birbiri üzerine konulmuş tapınak sütunları görülüyor.

Yapı: dehlizleri ve ortada, kapalı bir dikdörtgen avludan oluşuyor.

Avluda: demir bir sütun ayak bulunuyor. 7 metre yüksekliktedir. MS.5’nci yüzyılda, Hint kralı Chandra Varman tarafından buraya yerleştirilmiştir.

Bu sütun her ne kadar demirden yapılmış olmasına rağmen, aradan geçen yüzlerce yıl süresince ve muson yağmurlarına rağmen paslanmaması ilginçtir. Sütunun yapıldığı demir kalitesinin çok iyi olduğu söyleniyor.

Sanırım yalnız demir değil, farklı metallerin karışımı bir sütun bu. Yani, sonuç olarak, 1600 yıllık bir süreçte paslanmayan demir bir sütun. Sütun: Hindu tanrısı “Vişnu”nun, Vahana denilen “binek kuşu Garuda” ya adanmıştır.

Sütun üzerinde: 4’ncü yüzyılda yazılmış bir yazıt bulunuyor. Sütunun çevresinde, günümüzde bir çit inşa edilmiştir.

Ama dikkat, bu sütunu gördüğünüzde, mutlaka denemenizi önereceğim bir alışkanlık var. Söylenenlere göre: “sütunun arkasına doğru, ayak ve kollarını birleştirebilen ziyaretçilerin, o sıradaki tuttukları dilekleri, mutlaka gerçekleşecektir”.

Bu bir inanış, ama inanarak yapmayı denerseniz, niye olmasın? Evet, söylenenlere bakılırsa, sütunun esrarengiz özellikleri bulunmaktadır.

Hindistan Delhi
Hindistan Delhi
Hindistan Delhi

LOTUS TEMPLE

Yeni Delhi bölgesinde; bir tapınaktır. 26 dönümlük bir alana kurulmuş ve çevresinde gölet ve bahçeler bulunmaktadır. Dünya üzerinde bulunan 7 Bahai tapınağından biridir.

Bunların en büyük özellikleri, bulundukları yerin kültürel özelliklerinin mimari yapılarına yansıtılmasıdır. Bu yüzden, buradaki tapınak, lotus çiçeği şeklinde yapılmıştır.

Diğer ismi Bahai İbadet Evidir. Aynı zamanda, Delhi şehrindeki en önemli cazibe merkezlerinden birisidir.

Yapı: 1986 yılında tamamlanmıştır. Mimarı, İranlı Fariborz Sahba’dır.

Mali yardımda bulunan ise, Haydarabat şehrinden: Ardishir Rustanpür tarafından yapılan bağışlardır.

Hint yarımadasında, “Anne Tapınağı” olarak bilinir ve mimari özellikleri nedeniyle, sayısız mimari ödül kazanmış ve birçok yayına konu olmuştur.

Yapının tabanı: 35 metre ve yüksekliği ise 70 metredir. Tapınağın çevresindeki 9 havuzda bulunan su, doğal bir klima etkisi yaratmaktadır.

Bahai dini

Her ne olursa olsun, başka herhangi bir ayırım yapmadan, tüm dinlerden insanların, ibadet için aynı yerde buluşmasını öngörmektedir. Mevlana felsefesini mi düşündüler acaba? Neyse, biz devam edelim.

Bahai dini kanunlarında, tek şart, kutsal Bahai inancına sahip olmaktır. Bunun için, Bahai yazıtlarını okumak ve korolar halinde, müzik eşliğinde, duaları etmek gerekir. Başkaca bir vaaz veya dinsel-törensel uygulamadan söz edilmez.

Lotus tapınağının mimari elemanları, Bahai kutsal düşünceleri tarafından belirlenmiştir. Dinin kurucusunun oğlu Abdül-Baha tarafından belirlendiği üzere, tüm Bahai evleri: dokuz taraflı ve yuvarlak şekilde yapılır. Evlerde, bir kubbe bulunur. İçinde ise, herhangi bir heykel, resim veya görüntü bulunmaz.

Buradaki Bahai evinde: tasarım olarak “Lotus Çiçeği” kullanılmıştır. Bunlar: 9 taraf oluşturmak için, üçlü kümeler halinde düzenlenmiştir. 27 adet yaprak bölümü, serbest duran mermerlerden oluşturulmuştur.

Bunlar, öyle bir yerleştirilmiştir ki, havada asılı duruyormuş izlemini vermektedir. Bu durumun nasıl yaratıldığı ise, bir mühendislik sırrı olarak gündeme getirilmektedir.

Yapının içine: 9 kapıdan girilir. Yapının içinde: 40 metre yüksekliğindeki bir salon bulunur. Burada; 2500 kişinin aynı anda ibadet etme imkanı bulunmaktadır.

Yapının dış yüzeyi ise, beyaz mermerden yapılmıştır. Hatta, bu mermerlerin, Yunanistan’ın Pentelli dağında bulunan ve birçok dini yapının yapılmasında kullanılan mermerlerden olduğu söylenmektedir.

Evet, yapı

1986 yılında yapıldığından bu yana, yaklaşık 50 milyon ziyaretçi çekmiştir. Bu rakam ile, dünyanın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olduğu kabul edilmektedir.

Çünkü: bu dönemde, gerek Taj Mahal ve gerekse Paris şehrinde bulunan Eiffel kulesinden daha fazla ziyaretçi çekmiştir. Hatta: Hindu kutsal gününde, yapının 150 bin kişi tarafından ziyaret edildiği söylenmektedir.

Ancak, tapınağın içinin son derece sakin olduğunu gördüğünüzde şaşıracaksınız. Yapının içinin çok geniş olması ve tapınakta konuşmanın, yüksek sesle konuşmanın yasak olması, bu sakinliği yaratmaktadır.

1987 yılına gelindiğinde, buranın İranlı mimarına, İngiltere merkezli bir örgüt tarafından: sanat ve mimari mükemmellik ödülü verilmiştir. 1988 yılında bu kez, yapıya, Kuzey Amerika’dan bir ödül daha sunulmuştur.

Bu tür ödüller, takip eden dönemde de devam etmiş ve bu muhteşem yapı: birçok mimari ödüle sahip olmuştur.

Hindistan Delhi
Hindistan Delhi
Hindistan Delhi

HUMAYUN KABRİ

Babür İmparatoru Hümayun için: Hümayunun eşi Hacı Begüm tarafından, İranlı mimara yaptırılmıştır. İmparator Hümayun; 1556 yılında ölünce, bu kabir sitesi yapılana kadar, kendi sarayına gömülür.

1565 yılında ise, yani ölümünden 9 yıl sonra, imparatorun dul eşi, buranın yapımını başlatır ve site: 1571 yılında tamamlanır.

Ülkedeki, ilk bahçe mezarıdır. Hatta: Agra yöresinde bulunan ünlü “Taj Mahal” için, ilham kaynağı olduğu söylenir. Çünkü: Taj Mahal’de, Babür mimarisi örneğidir.

Evet, Hümayun kabri, ayrıca: mimari açıdan, bu ölçekte, kırmızı kum taşı kullanılan ilk yapıdır. Türbenin yüksekliği: 47 metredir. Aslında bina 42.5 metre iken, tepede 6 metrelik bir pirinç bölüm vardır.

Burada: yarım ay yani hilal ile biten “alem” bulunmaktadır. Genişlik ise, 91 metredir. Kubbe: beyaz mermerdir. Binanın geri kalan kısmı ise, kırmızı kumtaşıdır. Aralarda ise, siyah ve beyaz mermer ve sarı kumtaşı kullanılmıştır.

Görkemli kubbe: Gürkanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Burada: ana kemerlerin destek yerlerinde, altı köşeli yıldızlar göreceksiniz.

Bu yıldızları, Yahudilerin “Davut yıldızı” ile karıştırmamak gerekir. Çünkü, bunlar, Hindistan’ın, birçok yerinde karşılaşılan gizemli simgelerdir.

Mezar kompleksi içinde: Hümayunun mezarı yanında, birkaç küçük anıt ve hatta birkaç kişiye ait mezar da bulunmaktadır. Hümayunun sandukası, ana odada tek başına durmaktadır.

Gerçek mezarı ise, mezarın altındaki bodrum katındadır. İmparatorun eşi, mezarı yaptıran Hamida Begüm’ün mezarı da buradadır.

Hatta, imparatorun oğlu Şah Cihan’ın mezarı da yine buradadır.

Mezar sitesi

Yamuna nehri kıyısında; Nizamuddin Dergahı yakınında yapılmıştır.

Çünkü: Nizamuddin: ünlü bir Sufi’dir ve Delhi yöneticileri tarafından çok sevilmekte ve saygı duyulmaktadır.

1611 yılında, burayı ziyaret eden bir İngiliz tüccarın, burası hakkında yazdıkları şöyledir: “ iç dekorasyon çok zengindir.

Merkezdeki odanın zemini: zengin halı ve saf beyaz bir levha ile kaplıdır. Sanduka üzerinde, küçük bir çadır bulunmaktadır. Ayrıca: Kuran-ı Kerim, kılıcı, türbanı ve ayakkabıları bulunmaktadır.”

Yapı: UNESCO tarafından, 1993 yılında, Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Takip eden süreçte: bakımsız bahçe yeniden düzenlenmiş, tarihi çeşmeler temizlenmiştir.

Ancak, yine de, günümüzde, bu muhteşem yapı birçok tehdidin gölgesinde varlığını sürdürmektedir. Bu tehditlerin başında ise, terörist saldırılar gelmektedir.

Hindistan Delhi
Hindistan Delhi

CHARBAGH BAHÇESİ

Hümayunun mezarının ana yapısı: 30 hektarlık bir bahçe içine yerleştirilmiştir. Charbagh: İran tarzı bahçe düzeni demektir. Dörtgen bir bahçe, yürüme yolları, su akan küçük kanallar görülür. Bu yapı tarzı: İslam inanışına göre, cennet bahçesi tasvirini anımsatmaktadır.

Buna göre: dört nehrin akışını simgeleyen, döşeli, yürüyüş yolları ve iki merkezli su kanalları, dört bölüm ortaya çıkarmaktadır. Her 4 kare, daha sonra 36 kareye dönüştürülerek, tipik bir tasarım ortaya konulmuştur.

Küçük meydanlar, yollar ile birbirinden ayrılır. Merkezi su kanalları, mezar yapısı altında yok olur ve diğer taraftan, düz bir çizgide yeniden ortaya çıkar. Bununla: Cennet Bahçesi altında ırmaklar akar denilen ayetler, düşünülmüştür.

Hindistan Delhi

PURANA QİLA

Burası, bir kaledir.

Babür imparatoru Hümayun tarafından, 1533 yılında, şehrin iç kalesi olarak yaptırılmıştır. Ancak, 1540 yılında, Sher Shah Suri: Hümayunu yenince, kale yani burası: Shergarh olarak değiştirilmiş ve 1545 yılındaki ölümüne kadar olan süreçte, karmaşık birkaç yapı eklenmiştir.

Evet, kalenin surlarının yüksekliği: 18 metredir. Surların uzunluğu ise, yaklaşık 1.5 kilometredir. Bu surlar üzerinde, kemerli geçitler var. Kalenin kapıları ise: Batı yönündeki “Bara Darwaza” yani “Büyük kapı” ve güney yönündeki: Hümayun duvarları kapısıdır.

Bu kapıya bu ismin verilmesinin anlamı: Hümayun Mezarının, bu kapıdan görülebilmesidir. Son olarak ise, “Talaqi kapısı” yani “Yasak kapı” vardır.

Günümüzde, özellikle akşamları: burada ses ve ışık gösterileri düzenleniyor.

Kale içindeki diğer yapılar şunlardır:

Hindistan Delhi
Qila-i Kuhna Camisi

Şah Sher tarafından, 1541 yılında yaptırılmıştır. Tek kubbelidir. Babür mimarisinin en güzel örneklerinden birisidir. Cami; Sultan ve saray ahalisi için, Cuma camisi olarak düzenlenmiştir. Boyutları: 15×51 metredir. Batı duvarında, dua nişleri ve mihraplar görülür.

Sol duvarda ise, süslü ve çerçeveli bir kapı var. Dikdörtgen salon boyunca uzanan dar bir geçit ise, ikinci kattaki kadınlar bölümüne ulaşıyor.

Burada, kraliyet üyesi saray kadınları dua ediyorlarmış. Caminin içinde bir yazı var, ilginizi çekebilir, bu yazının anlamı: “ Yeryüzünde, insanlar var olduğu sürece, bu yapıtın uğrak yeri olması ve insanların mutlu ve neşeli olmasıdır.

Sher Mandal

Caminin hemen güneyindedir. Firuz Şah tarafından, 14’ncü yüzyılda inşa edilmiştir.
Kale içinde, bir rasathane yani gözlemevi olarak yapılmıştır.

Daha sonraki dönemde, yani Hümayun döneminde ise, kütüphane olarak kullanılmıştır. Buna dair, yapının içindeki dekoratif sıva çalışmaları üzerinde, kitapların yerleştirildiği rafların izleri görülmektedir. Ancak, şehrin ilk gözlemevi olduğu kesindir.

İki katlı, sekizgen bir kuledir. Dik merdivenleri, çatıya kadar uzanmaktadır. Yapı: kırmızı kumtaşından yapılmıştır. Aslında, Şah Sher zamanında; yüksekliğinin arttırılması planlanmışsa da, Şah Sher’in zamansız ölünce, daha yükseğe ulaşmadan yapı tamamlanmıştır.

Buranın en büyük özelliği: İmparator Hümayunun, 24 Ocak 1556 tarihinde, bu yapının, 2’nci katından düşerek ölmesidir. Hümayun: yıldız ve gezegenleri seyrettikten sonra, merdivenlerden inerken, caminin müezzini ezan okumaya başlar. İmparator bunun üzerine merdivenlerde tökezler ve aşağı yuvarlanarak, başını merdivenlere çarpar ve ölür.

Bu olay: Gürkanlı tarihçiler tarafından, Hümayun için, şöyle denilmektedir: “yaşamında tökezlediği gibi, sonu da tökezleyerek geldi”.

Hindistan Delhi

YENİ DELHİ ŞEHRİ

Bölge: Janpath olarak isimlendirilmektedir. Şehrin, İngiliz yönetimi döneminde büyük değişikliklere uğratılan bu yeni bölümündeki caddelerin isimleri, İngiliz d önemindeki isimlerinden soyutlanarak, günümüzde, Hintçe isimlerle anılmaktadır.

Ayrıca, İngiliz liderlerin heykelleri kaldırılmıştır. Ancak, gerçek şu ki: şehirdeki İngiliz etkilerinin kaldırılması, tam anlamıyla mümkün olmamıştır.

Hatta: Delhi şehrinin eski ve yeni kent bölümleri: İngilizler tarafından yapılan bir demiryolu hattı ile birbirinden ayrılmıştır. İngiliz Neo-klasik mimari unsurları, şehir içinde, Hindu, Budacı ve Gürkanlı mimarı tarzları ile bir arada bulunmaktadır.

Yeni Delhi bölgesinde gezilecek yerler:

1. Connaught-Indıra Çovk Meydanı,
2. Jantar Mantar,
3. Hanuman Mandir,
4. Sansad Bhavan,
5. Rashtrapati Bhavan,
6. Rajpath Caddesi,
7. İndia Gate,
8. Ulusal Müze,
9. Indıra Gandhi Müzesi,
10. Nehru Müzesi,
11. Laxminarayan Tapınağı,
12. Akshardam Tapınağı,
13. Pitampura Tv.kulesi,
14. Dilli Haat,
15. Tibet Evi,
16. Raj Path,

CONNAUGHT-INDIRA ÇOVK MEYDANI

Burası, şehrin ticari merkezidir. Meydanın çevresindeki dairesel kemerlerde, şehrin sinemaları, bankalar, restoranlar, mağazalar ve seyahat acenteleri bulunmaktadır. Meydan, aynı zamanda, eski şehirdeki Mescit-i Cumayı, Hint Parlamentosuna bağlayan “Sansad Bhavan” ekseni üzerindedir.

Meydanın güneyinde bir anıt bulunuyor.

Hindistan Delhi

JANTAR MANTAR

Bu anıt: şehrin en sıra dışı anıtıdır. Bir gözlem evidir. Bahçesinde: 1724 yılından itibaren, 5’nci Babür İmparatoru Muhammed Şah tarafından yaptırılmış: takvim ve astronomik tablolar görülmektedir.

Bunlar: tuhaf şekiller, merdivenler, cephesinde odasız pencereler olarak dikkati çekmektedir. Burası, aslında, Racput Prensi II. Jai Sing tarafından kullanılan bir gözlemevidir.

Anıtın tam ortasında: dik açılı, üçgen şeklinde, Samrat Yantra görülmektedir.

Bir merdivenle çıkılan üst kubbe bölümünde ise, bir güneş saati var.

Bu güneş saati, söylenenlere göre, yarım saniye hassasiyetle gün saatini belirliyormuş. Jai Singh isimli Prens, bu anıt ile birlikte, 4 anıt daha yaptırmıştır.

HANUMAN MANDİR-MAYMUN TANRININ TAPINAĞI

Hanuman: bir tanrıdır. Hatta, klasik Hinduizm öncesinden kalan bir tanrıdır ve aynı zamanda çok cömerttir. Bu yüzden, insanlar, burada çevrelerinde dolaşan küçük maymunlara zarar vermeyi düşünmezler.

SANSAD BHAVAN

Burası, Hint Parlamento binasıdır. Herbert Baker tarafından tasarlanmıştır. Özellikle, kubbe binası, geceleri aydınlatıldığında, güzel bir görüntü ortaya çıkmaktadır.

RASHTRAPATİ BHAVAN

Bu yapı günümüzde, Başkanlık sarayı olarak kullanılmaktadır. Ancak, bir zamanlar, Genel Vali konutu olarak kullanılmıştır.

Zaten, sırf bu yüzden, İngiliz imparatorluğunun altın çağını yansıtmaktadır. Merkez blok: gri renkli kubbesiyle, bahçesindeki havuzları ve yeşil alanları muhteşem bir görüntü sunmaktadır.

RAJPATH CADDESİ-KRAL YOLU

Hindistan kapısının hemen ilerisindedir.

Hindistan Cumhuriyetinin tören bulvarı ve aynı zamanda kral yoludur. Ülkenin en önemli yollarından birisidir. İngiliz mimar Edwin Lutyens tarafından tasarlanmıştır.

Cadde: ağaçlar, göletler ve her iki tarafında çimlerle kaplıdır. Cumhuriyet Bayramı geçit törenleri, her yıl 26 Ocak tarihinde burada yapılmaktadır.

Hindistan Delhi
Hindistan Delhi
Hindistan Delhi

İNDİA GATE

Ülkenin ulusal anıtıdır. Şehrin merkezinde bulunmaktadır.
Paris şehrinde bulunan: Arc de Triomphe anıtından esinlenilmiştir. Kırmızı ve soluk kum taşı ve granitten: 1931 yılında yapılmıştır.

Anıtın önünde ve 1947 yılında yapılan boş gölgelik altında: İngiltere kralı V. George’un bir heykeli bulunuyormuş.

Bu gölgelik: kumtaşından yapılmış ve Lutyens tarafından tasarlanmıştır. Ancak, bu heykel özgürlük sonrasında kaldırılmıştır. Buraya, İndira Gandhinin heykelinin konulması düşünülmüşse de, sonradan kabul edilmemiştir.

Evet, anıtın yüksekliği: 42 metredir. Anıtın kapladığı alan ise: 3 dönümdür. Anıt kemerinin hemen altında: 1971 yılında yapılan bir “yanan ateş” bulunuyor. Buna: “ölümsüz askerin alevi” deniliyor.

Meçhul Asker Mezarı olarak betimlenen burada: siyah mermer bir sanduka, bir tüfek, bir asker miğferi var. Ayrıca: “Amar Jawan” yani “Ölümsüz Savaşçılar” yazısı görülüyor. Burada: dört köşede, sürekli ateş yanan, 4 meşale bulunuyor.

Ayrıca, 3 bayrak var. Bunlar: Ordu, Donanma ve Hava Kuvvetlerini temsil ediyor. Bu güçlerden, birer asker, 24 saat boyunca, kapı ve mezar anıtını korumak üzere nöbet tutuyorlar.

Günümüzde: ülkeyi ziyaret eden yabancı devlet konukları da, burayı ziyaret ediyorlar ve burada devlet törenleri düzenleniyor.

Ülkenin başlıca savaş anıtı olarak bilinmektedir. Hint imparatorluğunun dünyanın çeşitli yerlerinde mücadele ederken ölen 90 bin askeri için yaptırılmıştır.

Yani, bir anlamda: Hint ordusu “Meçhul Asker Mezarı” olarak değerlendiriliyor.

Anıtın çevresindeki yollar: terörist saldırı ihtimali nedeniyle, trafiğe kapatılmıştır. Zaten, anıtın çevresindeki yeşillik alan da: özellikle akşam saatlerinde: Delhililer tarafından dolduruluyor ve sokak satıcılarının da bulunduğu alan, gezinti ve piknik alanı olarak kullanılıyor.

Ülkenin “Cumhuriyet Bayramı” kutlama törenlerindeki kortejler de, buradan geçmektedirler.

ULUSAL MÜZE

Yeni Delhi bölgesindedir.

Müzenin galerilerinde: Mauryan döneminden günümüze kadar olan döneme ait objeler sergilenmektedir.

Bu sergilenen objeler arasında: pişmiş toprak oyuncaklar, resimler, çömlekler, takılar, mühürler, bronz ve bakır uygulamalar, heykeller, müzik aletleri, goblen, kabile maskesi, kılıç ve duvar resimleri bulunmaktadır.

Müzenin en değerli eserleri: Dunhuang galerisinde sergilenmektedir. Burada: Sir Aurel Stein tarafından, 1900-1916 yılları arasında toplanmış objeler ve Avrupa ile Çin arasında uzanan tarihi ipek yolu boyunca toplanan eserler sergilenmektedir.

İNDİRA GANDHİ MÜZESİ

Bir zamanlar, İndira Gandhinin yaşadığı ve ofis olarak kullandığı ev, günümüzde müze haline getirilerek ziyarete açılmıştır.

Gandhi, Sih koruması tarafından, suikast sonucu bu evde öldürülmüştür. Müzede: kendisinin kişisel eşyaları, vurulduğu yerdeki ayak izleri de görülebiliyor.

NEHRU MÜZESİ

Ülkenin ilk Başbakanı olan Nehrunun: kullandığı kişisel eşyaları, yaşamı ve mücadelesi ile ilgili basılmış kitaplar, fotoğraflar ve çeşitli yayınların sergilendiği bir müzedir.

Hindistan Delhi

LAXMİNARAYAN TAPINAĞI

Yeni Delhi bölgesindedir.

Burası, bir Hindu tapınağıdır. Hindu dininde, zenginlik tanrıçası olan Lakshi onuruna inşa edilmiştir. 1933-1939 yılları arasında, Mahatma Gandhi tarafından yaptırılmıştır.

3 katlıdır. Hindu tapınak mimarisi “Nagara” stilinde inşa edilmiştir. Tapınakta, Hindu Mitolojisinden gelen sahneleri betimleyen oymalar görülmektedir.

7.5 dönümlük alan üzerinde kurulu buluna tapınak alanında: çeşmeler, geniş bir bahçe, birçok mezar anıtı bulunmaktadır. Özellikle: Hindu festivallerinde, bu tapınak alanı, Hindular tarafından ziyaret edilmektedir.

Hindistan Delhi
Hindistan Delhi

AKSHARDAM TAPINAĞI

Hindulara ait bir tapınak kompleksidir. Yamuna nehri kıyısındadır.
Yapının mimarisinde: geleneksel Hint ve Hindu kültürü karışımı görülür.

Çok ilginç bir durum var. Bu tapınak: 2007 yılında, Guinnes Dünya Rekorları Kitabına girmiştir. Özelliği Dünyanın en kapsamlı Hindu Tapınağıdır.

Kompleksin merkezinde: tamamen taş olarak hazırlanmış, geniş bir merkezi anıt bulunmaktadır. Bu ana anıt: 43 metre yüksekliktedir.

Genişlik ise, 96 metredir. Uzunluk: 110 metredir. Yapı, yukarıdan aşağıya: ayrıntıları ile oyulmuş: dansçılar, müzisyenler, tanrılar ve çiçeklerle süslüdür.

Pembe kumtaşından ve İtalyan Carrara mermerlerinden yapılmıştır. Herhangi bir destek ve çelik veya beton kullanılmamıştır.

Anıtta: ayrıca, 150 tane fil heykeli bulunmakta ve yalnızca bunların ağırlığının 3000 ton olduğu söylenilmektedir.

Anıtın içinde ise, merkezi kubbe altında: 3.4 metre yükseklikteki Murti bölümünde, Swamimarayan heykeli bulunuyor. Çevresinde de yine heykeller var.

Burada: geceleri, müzikal su fiskiye gösterileri düzenlenen bir çeşme bulunuyor. Çeşme, ismini kurucu olan “Shastriji Maharaj” dan almıştır. Lotus çiçeği şeklinde yapılmış olması çok ilginçtir.

Yapılan restorasyon çalışmaları sonucu, 2005 yılında ziyarete açılmıştır.

Hindistan Delhi

PİTAMPURA TV. KULESİ

Yeni Delhi bölgesindedir.

Şehir merkezinin kuzeybatısındaki bu kule, 1988 yılında yapılmış olup, 235 metre yüksekliktedir. 7.2 hektarlık bir alana yayılmıştır. Hemen yan tarafında, Pitampura Spor Kompleksi bulunmaktadır.

Hindistan Delhi
Hindistan Delhi

DİLLİ HAAT

Burası, bir Açıkhava pazarıdır. 1994 yılında kurulmuştur. Her gün, saat: 10.30 ile 21.00 arasında açıktır.

Burada: el sanatları ürünleri satılıyor. Ancak, daha yoğun olarak, yiyecek stantları var. Bunların dışında: sandal ağacı ve gül ağacı oymalar, süslü ayakkabılar, elbiselik ve perdelik kumaşlar, taşlar, boncuklar, pirinçten yapılmış metal el sanatı ürünleri, ipekli ve yünlü kumaşlar bulup satın alabilirsiniz.

Buradaki 60 civarında tezgah, yerel yönetim tarafından, 15 er günlük süreçler halinde, el sanatları ustalarına tahsis ediliyormuş.

TİBET EVİ

Burası, Çin saldırıları sırasında, Tibet’ten kaçan, Dalay Lama tarafından kullanılmıştır ve kendisinin kişisel koleksiyonu sergilenmektedir.

Tibetliler ve Budistler için, bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.

Burada görebilecekleriniz: ahşap bir heykel, resimler, halılar ve ritüel nesnelerin görüntüleridir.

Bunların büyük kısmı: ülke genelinde yayılmış Tibet köylerindeki Tibet manastırlarından buraya getirilmiştir.

Tibet evi bünyesinde: bir kütüphane bulunmaktadır. Ayrıca: çeşitli eski ve nadir Tibet sanat eserleri, tablolar da olmak üzere, toplam 2000 civarında nesne, bronz, bakır, pirinç, siyah taş ve sandal ağacından yapılmış heykeller, dini eserler, ritüel uygulamalar bulunmaktadır.

Delhi

Maharashta-Pune