Hindistan Ne yenir-Ne içilir; Öncelikle: bir-iki kelime ile, ülkenin genel durumunu özetlemek gerekirse: eğer hijyen konusunda aşırı takıntılarınız varsa, buraya giderken, mutlaka çantanıza: bisküvi, kraker vs. gibi yiyecek maddeleri doldurun. Çünkü: buradaki yöresel tatları, büyük olasılıkla tatmayacaksınız ve aç kalarak, Türkiye’ye dönerken, iyice kilo vermiş olacaksınız.
Yazının hemen başında yine önemli bir not: sakın ola, dışarıda açık su ve açıkta servis edilen yemeklerden yemeyin. Suyu mümkün olduğunca, şişe olarak satın alıp tüketin.
Ayrıca: değişik kokulara karşı da hazırlıklı olmanız şarttır. Çünkü: karpuz-kavunu bile, karabiber dökerek yiyorlar ve özellikle, çeşit çeşit etleri, değişik yağ ve baharatlarla pişiriyorlar. Özellikle: Hindistan cevizi yağı, muhteşem rezalet kokuyor. Zaten bu kokuyu aldıktan sonra, yemekleri tatmak mümkün değildir. Eğer olurda tatmak isterseniz, sakın tabağınızdaki yemeği sonuna kadar bitirmeyin, tabakta kalan yemek “tanrılar” için kabul edilir.
Ülke mutfak kültürü:
Genellikle bol baharatlı yemeklerden oluşuyor. Her yemekte, mercimek göreceksiniz. Et olarak ise, genellikle tavuk ağırlıktadır. Çünkü: inekler, kutsal kabul edilerek kesilmez ve yenilmezler. Nasıl biz domuz eti yemiyorsak, onlar da inek eti yemiyorlar ve bu yüzden, birçok Hintli vejetaryen yani et yemezdir.
Tavuk yemeklerinde: yoğun olarak “köri” sosu kullanılır. Dini inanışları nedeniyle; inek eti kullanmazlar. Ama yazının en başında şunu kesinlikle söyleyebilirim ki: bu ülkede mahalli yemekler, genellikle pilav tarzı ve pek hoş değil, yani tercihinize bağlı ama genellikle gerek lezzet ve gerekse hijyen yani temizlik açısından, pek iç açıcı değildir.
Tatlılarda ise, tarçın ağırlıklıdır.
KUZEY HİNT MUTFAĞI
Buralarda: Pencap ve Babür saray mutfak kültürü egemendir. Buna bağlı olarak: Chapati, Naan ve Roti gibi ana yemekler görülür.
Bunların yanında: Dahi (yoğurt), Panir (peynir), Ghee (tereyağı) ve süt ürünleri görülür.
Baharat olarak ise: kimyon, kişniş, tarçın ve kakule kullanılır.
KAHVALTI
Ülkedeki birçok otelin kahvaltı salonlarında bulabilecekleriniz: ananas, mango, papaya gibi meyveler, meyve suları, yumurta, jambon, tahıl gevreği.
Ülkenin kuzeyinde, genellikle içecek olarak, hazır kahve bulunur. Ayrıca, çay servisi de yapılmaktadır. Bunun dışında, kahvaltıda: sac da veya tavada pişmiş mayasız ekmek, kaymaklı yoğurtla sunulan ve içene baharatlı malzeme doldurulmuş bir tür gözleme bulunabilir. Güneyde ise, buharda pişirilen pirinç unu topları, kızarmış mercimek köftesi görülebilir.
ÖĞLE/AKŞAM YEMEKLERİ
Otellerde, genellikle açık büfe seçeneklerinde, tepeleme doldurulmuş pilav yanında, ana yemeklerden seçilebilir. Ancak, geleneksel Hint yemekleri: 10 kadar yemek çeşidinin bir arada sunulduğu, lezzetler şeklinde servis edilir. Bu tip servis şekline “thali” deniliyor. Ülkenin birçok yerindeki restoranlarda, bu “thali” sistemi servisi bulabilirsiniz ve genellikle on ayrı çeşit yemek servis edilen bu sistem, hesaplıdır ve her öğünde farklı yemekler sunulur. Yani, bu servis tipini tercih edebilirsiniz.
İçecek kültürü ise, yemekler öncesi veya sonrasında gerçekleşir. Yemek ile birlikte, bir şeyler içme alışkanlığı yoktur. Hint yemek kültürü yanında, Hintlilerin nasıl yemek yediğine gelince: elleriyle hatta parmak uçlarıyla yemek yiyorlar.
Aslına bakarsanız, her restoranda çatal-kaşık var, ama ne kadar hijyenik olduğu meçhul, sanırım Hintliler, kendi parmaklarının temizliğine daha çok güveniyorlar. Bu sizin seçiminiz için en büyük ipucu olmalıdır. Yani, bu ülkede yemek yemek biraz cesaret işidir. Peki, nasıl besleneceğiz derseniz, tercih sizin, ben şahsen dünyaca ünlü fast-food restoran zincirlerindeki hamburger menülerini tercih ettim.
PİLAV VE ÇAPATİ
Burası, pirincin çok üretildiği ve pilavın yoğun kullanıldığı bir yerdir. Ancak, en iyi pilav, patna olarak isimlendirilen basmati yöresine ait pirinçten yapılır. Bu pirinç, uzun taneli ve aromalıdır.
Ülkenin kuzey bölümlerinde, pirinç yoğun kullanılırken, güney bölümlerinde pek yoğun kullanılmaz. Kuzey bölümündeki Hintliler yemeklerini yerken: ince bir roti ( bu bir tür boş ekmektir) ile veya çapati denilen bir tür ekmekle (bu ekmeğin içi kıyma veya sebze ile doldurulur) veya nan ile (bu kabarık bir tür ekmektir) ile yerler.
CACHUMBAR
Bu yemeklerin yanında servis edilen bir tür aperatif yiyecektir. İçinde: soğan, domates ve limon suyu ve sirke bulunur.
RAİTAN
Bu yine yemeklerin yanında servis edilen bir tür aperatiftir. Cacık benzeridir. Salatalık, yoğurttan yapılır, içine ilaveten domates veya ananas katılır.
İÇEÇEKLER
Ülkenin ulusal içeceği “çay” dır. Çay: sade, sütlü ve şekerli olarak servis edilir. Bunun dışında, yerel lezzetlerden tatmak isterseniz: Keşmir bölgesinde elmadan yapılan meyve suyu denemelisiniz. Ayrıca, şekerle tatlandırılmış bir tür ayran olan “lassi” de düşünülebilir.
Alkollü içki derseniz,
Ülkenin her yöresinde alkollü içki bulmak mümkün değildir. En yoğun olarak ise Mumbay ve Delhi şehirlerinde bulunabilir. Mumbay ve Pune şehirleri yakınlarında, Hint şarapları üretilir. Hint şarabı olan sulayı mutlaka deneyin.
Bunların yanında, ithal şaraplar çok pahalıdır. Mahatma Gandhi’nin memleketi olan “Gucerat eyaleti” ise, alkollü içkinin hiç tüketilmediği, izin verilmediği bir yer olarak biliniyor. Tüm bunların yanında, bu ülkede alkollü içki içmek istediğinizde, bir restorana gittiğinizde, içki şişesi görülmeyecek şekilde sarıp-sarmalanıp masanıza gelebilir.
Hindistan ülkesini gezmek isteyip de, Raca dönemine ilgi duyanlar; gezilerine bu şehirden başlarlar. Çünkü: şehir, Hindistan kapısı olarak betimlenmektedir. Yollarını aşağıya yani güneye doğru sürdürmek isteyenler, buradan geçmek durumundadırlar.
Şehrin diğer bilinen isimleri: Mumbar ve Marathi’dir.
Hindistan ülkesinin en büyük şehridir. Ülkenin mali ve ticari başkentidir. Dünyanın dördüncü, en kalabalık şehridir. Metropol alanındaki toplam nüfusun, 21 milyon kişi olduğu söyleniyor.
Şehirde: gıda, eğlence ve gece hayatı çok çeşitlidir. Ülkenin tüm telefon ve internet trafiğinin terminal noktası, bu şehirdedir. Ülkenin en zengin şehridir. Bollywood denilen Hint film ve televizyon endüstrisinin merkezidir.
Hint Deniz Kuvvetlerinin Batı Komutanlığı, şehirde konuşludur. Şehrin batısında, derin bir doğal liman bulunmaktadır.
Şehir iki bölgeden oluşmaktadır. Bunlar: Mumbai şehir merkezi ve Mumbai Suburban bölgesidir. Güney Bombay: toplamda 603 km. karelik bir alandan oluşmaktadır. Şehrin birçok yerinde, rakım: 10-15 metre arasındadır. Kuzey Mumbai bölgesi ise, nispeten engebelidir ve 450 metre yükseklik görülür.
Yörenin iklimi: bölgede tropikal iklim hakimdir. Buna bağlı olarak: yılın 7 ayı boyunca yağmur yağar. En kuru ay: Temmuz’dur. En serin aylar ise: Aralık-Şubat arasındaki dönemdir. Mart ayından itibaren, yaz sezonu başlar. Haziran-Eylül ayları arasındaki dönemde: muson yağmurları yağar. Yıllık ortalama sıcaklık: 27.2 derecedir.
TARİHİ
Burada bulunan bataklık adalar: 1534 yılında, Gucerat sultanı tarafından, Portekizlilere verilmiştir. Takip eden dönemde ise, bölge: II. Charles ile evlenen Braganzalı Catarinanın çeyizi olarak, 1661 yılında, İngilizlere geçer ve Doğu Hindistan kumpanyası tarafından, 62 yıl boyunca, yıllık, 10 sterlin karşılığında kiralanır.
Aynı dönemde, şehrin limanı hızla gelişir. Bataklık adalar kurutularak, dolgularla birbirine bağlanır. Böylece: tek bir ada haline getirilir. Modern limanlar yapılır ve ilk pamuk imalathaneleri kurulur. 1853 yılına gelindiğinde: yeni tesisler kurulur. Ayrıca: şehir, Hindistan’da bulunan İngiliz savaş gemilerinin üssü haline gelir. Günümüzde ise, Hint donanması, burada yerleşiktir.
Günümüzde şehir: Hindistan ülkesinin en hareketli endüstri ve ticaret merkezidir. Ayrıca: sinema ve ulusal sanat, şehirde canlanmıştır. Tüm bu zenginliklere ve gelişmişliklere rağmen, yine de şehirde, bir kısım bölgede, büyük gecekondu bölgeleri ve fakir insanları görebiliyorsunuz. Yani, zenginlik ve yoksulluk bir arada bulunuyor.
CHHATRAPATİ SHİVAJİ ULUSLARARASI HAVAALANI
Şehrin havaalanı, ülkenin en büyük ve en işlek ikinci havaalanıdır. 2010 yılında, 40 milyon yolcuya hizmet verilmiştir. Havaalanı, şehir merkezine, 28 km. uzaklıktadır. Bu uzaklık için, bir taksi tercih ederseniz, muhtemelen 450-600 Dh. Arasında ücret ödemeniz gerekir. Bagaj için ise, ilave ücret istiyorlar, şaşırmayın.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM, TAKSİLER
Şehir merkezindeki taksiler bol ve ucuzdur. Şehrin bir yanından, diğer yanına taksi ile gitmek isterseniz, ödemeniz gereken para, en fazla: 15-18 Amerikan dolarıdır. Taksiler: siyah-sarı boyalıdır.
ALIŞVERİŞ
Şehirde, alışveriş sırasında, birçok yerde fiyat etiketi göremezsiniz. Yabancı olduğunuzu anladıklarında, malın fiyatı bir anda 3-4 katına yükseltilerek size sunulur. Ancak, yukarıda da belirttiğim gibi, pazarlık yapmanız şart. Satıcının istediği fiyatın, dörtte birini teklif edin.
Bir de şu var: taksiciler, genellikle şehirdeki birçok mağaza ile anlaşıyorlar ve sizi bu mağazalara götürdükleri takdirde, komisyon alıyorlar.
Alışveriş için en güvenilir mağazalar, Dünya Ticaret Merkezinin bulunduğu yerdedir.
Şehirde alışveriş mekanları olarak öne çıkan yerler: Kalbadevi ve Bhuleshwar çarşılarıdır. Buralar, bir hayli kalabalıktır. Ayrıca: Mangaldas Market, Zaveri Çarşısı ve Choor Bazaar ve Crawford pazarı gibi yerlerde, alışveriş yapabilirsiniz.
Choor Bazaar
Bu Pazar yerinin ismi, çalıntı ürün satılan yer demektir. Burada, sokak satıcıları tarafından: araba aksesuarları, antika objeler ve çeşitli diğer eşyalar satılıyor. Burada, pazarlık yapmak şarttır. Hatta: kendi aralarında, takas bile yapıyorlar. Ancak, buradaki alışveriş sırasında, soyulabilirsiniz, dikkat.
Moda Street
Chrucgate Station bölgesindedir. Şehrin ucuz giysiler satılan bir alışveriş yeridir. Alışveriş yapmaya niyetlenirseniz, mutlaka pazarlık yapın. Hatta: size teklif edilen fiyatın, dörtte bir fiyatını önerin.
Colaba Causeway
Burası, bir hayli kalabalık bir yer. Turistler ve yerli halk ile doludur. Hindistan Gateway bölgesine çok yakındır. Bu Pazar yerinde: pek çok hediyelik eşya, antika, halı, avizeler bulmak mümkündür. Ama, burada da yabancı gördüklerinde fiyatları şişiriyorlar.
Teklif edilen fiyatın, dörtte birini önerin. Satıcı, teklif ettiğiniz fiyatı kabul etmese, yürüyerek hareket edin, o anda, satıcı teklif ettiğiniz fiyatı kabul edecektir.
Mangaldas
Burası, şehrin ipek kumaşların satıldığı bir alışveriş yeridir.
NE SATIN ALINIR
Khadi
Bu bir çeşit yöresel giysidir. Buradan hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Hatta: Hint bayrağı bile bulup satın alabilirsiniz. Ayrıca: saf pamuk ve ipek kumaşlar da satılıyor.
Bunların yanında: battaniye, kazak, gömlek, sandalet, ayakkabı gibi ürünler de var. El yapımı kağıtlar da satılıyor. Bunlardan satın alabilirsiniz.
Geleneksel Giyim ve El Sanatları
Bu ürünler arasında: işlemeli giysiler, oymalar, resimler, heykeller olabilir. Ayrıca: Fabindia, çeşitli kurtas tunikler, salwarslar, pijama, churidars, yatak örtüleri, yastık örtüleri, dekoratif yastıklar, yorgan, nevresim gibi objeler satın alabilirsiniz.
Burlingtons
Burası, yöresel Hint kıyafetleri konusunda uzmanlaşmış bir terzidir. Genellikle, birkaç günlük bir sürede, arzu ettiğiniz kumaştan, arzu ettiğiniz elbise hazırlanmaktadır.
Deri Ceketler
Dhravi yolu bölgesindedir. Yaklaşık 1 günlük sürede, arzu ettiğiniz deriden, arzu ettiğiniz model deri ceket dikilmektedir. Ücreti ise, 1000-2000 Rs. Arasındadır.
Sarees
bunlar bir tür kumaştır. Pazar günleri kapalı olan Pazar yeri, diğer günlerde muhteşem kalabalıktır. Burada, sıkı pazarlık yapmanız şart. Bir kadının ihtiyacı olabilecek her türlü objeyi bulup satın alabilirsiniz.
Şal
İşte, şehrin en büyük alışveriş objesidir. Her renk ve tonda şalları, şehrin birçok yerinde bulup satın alabilirsiniz. Ancak, sıra dışı renkler ve benzersiz tasarımlar arıyorsanız, Colaba Causeway bölgesinde satılan “pişminalar” dan satın almalısınız.
YEMEK MEKANLARI
Chowpatty bölgesinde Bhelpuri denilen yerde: fast food restoranlar ve pizza restoranları bulunuyor. Yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz, Hint mutfağının aşırı baharatlı olduğunu bilmeniz gerekir.
Yemeklerde, sebze ağırlıklı olarak kullanılır. Kıyı bölgelerinde ise, balık ve Hindistan cevizi yoğun kullanılır.
NE YENİR
Deniz Mahsulleri
Yöresel deniz ürünleri tatmak isterseniz: Bharat Excellesnea bölgesini ziyaret etmelisiniz. Horminal Circle ve Hindistan Bankası yanındadır. Oldukça pahalıdır.
Bunun yanında, Trisha ve Mahesh Lunch Home restoranlarını tercih edebilirsiniz. Ancak, söylediğim gibi, deniz mahsulleri bir hayli pahalıdır.
Peshawari
Buradaki “Buhara restoran”, dünya çapında, en iyi Hint restoranı olarak seçilmiştir. Burada: tandır jhinga, kebap tabağı, sikandari raan yani kuzu bacağı eti, mango ve buz krem yemeği deneyebilirsiniz.
EĞLENCE-GECE HAYATI
Şehirde, gece eğlenceleri için güzel mekanlar var. Juhu ve Bandra gibi zengin banliyölerde bunları bulabilirsiniz. Perşembe ve Pazar geceleri, barlar: genellikle gece yarısına kadar açık kalmaktadırlar. Birçok kulüp ve barlarda, damsız girilmesine izin verilmediğini bilmeniz gerek. Bazı eğlence mekanları şunlardır:
Athena
Deniz kenarında, güzel bir eğlence mekanıdır.
Enigma
Şehir merkezindeki en güzel diskolardan biridir. Her yaştan insanı, burada eğlenirken görebilirsiniz. Hatta: Bollywood yıldızları, modeller ve sosyete ünlülerini burada görmek mümkündür.
İndigo
Burası, dünyanın en iyi 60 restoranı arasındadır. Şık ve daha cool tarzı müşterilere hizmet verilmektedir. Burada, bol baharatlı Tayland yemekleri tadabilirsiniz.
Koyla
Şehrin en gözde bar ve restoranlarının başında gelmektedir. Burada, nargile içmenizi öneririm. Özellikle, meyve aromalı nargileleri çok meşhurdur.
GEZİLECEK YERLER
Şehir: kuzey-güney doğrultusunda, 20 km. uzunluğunda, bir hilal şeklinde uzanmaktadır. Şehir gezinize başladığınızda, önce: Apollo Bunder sonundaki burundan başlayın. Burada, dünyaca ünlü “Hindistan kapısı” bulunuyor.
HİNDİSTAN KAPISI
Bu anıtın mimari özelliklerinden ziyade, simgelediği anlam önem kazanıyor. Çünkü: Rudyard Kipling (Mumbay doğumlu, Racanın ozanı ve bir yerel sanat okulu öğretmeninin oğlu olan İngiliz yazar) : “Doğu ile Batı asla buluşamayacaklar” demesine rağmen, İngilizler, Roma dönemi yapılarını anımsatan bu zafer takının üzerine; 4 kubbe yapmışlardır.
Takip eden dönemde ise, İngiliz askerleri, buradan geçerek, gemilerine binmişler ve ülkeden ayrılmışlardır.
Anıtın yani kapının hemen önünde: Şivacının atlı heykeli görülüyor. Bu heykel: 1961 yılında, Gürkanlı sultanlarına karşı bağımsızlık mücadelesi veren Maratha kahramanı onuruna dikilmiştir.
TAJ MAHAL HOTEL
Heykelin hemen yanındadır. Dönemin en iyi oteli Watson’a girmesine izin verilmeyen Farsi Tata ailesinin bir üyesi tarafından yaptırılmıştır.
Yapı: doğu ve batı mimarisinin güzel bir sentezini sunar. Otel: 2008 yılında, köktendinci Müslümanlar tarafından saldırılara hedef olmuştur. Bu trajik olayda hayatını kaybeden 31 kişinin anısına, küçük bir de anıt bulunuyor.
RACA BÖLGESİ
İngiliz Mumbay bölgesinin kalbi olan Taj Mahal Hotelin kuzey bölümünde: Raca bölgesi bulunuyor. Bu bölgede: güzel yapılar bulunuyor. Bunlar arasında: Üniversite kütüphanesi, Telgraf ofisi, Sekreterya binası, Yüksek Mahkeme ve Aziz Tommaso katedrali görülüyor. Bunların yapımında: İngiliz mimarlarla birlikte, Hintli ustalar birlikte çalışmışlardır.
MUMBAİ ÜNİVERSİTESİ RAJABAİ SAAT KULESİ
Rajabai saat kulesi, Fort Mumbai Üniversitesi kampüsü içindedir. Burada, üniversite kütüphanesi bulunmaktadır. İngiliz mimar Sir George Gilbert Scott tarafından tasarlanan kule, 1870 yılında yapılmıştır. Londra’daki Big Ben saat kulesine benzemektedir. Yapı: 5 katlı ve 30 metre yüksekliktedir. Üzerinde, Hint kastları temsilen, 8 heykel bulunmaktadır.
AZİZ TOMMASO KATEDRALİ
Burada: ülkelerine hizmet sırasında, çok uzaklarda ölen İngilizler’in, mezar kitabeleri görülüyor.
CHHATRAPATİ SHİVAJİ TERMİNUS
Burası, bir demiryolları merkez istasyonudur. Ancak: UNESCO tarafından, Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Gotik mimarinin en güzel örneklerinden birisidir. Aynı zamanda, Victoria tren istasyonu olarak da bilinir.
Yapı: 1887 yılında, Kraliçe Victoria Golden tarafından açılışı yapılmıştır. Çünkü: Kraliçe Victoria’nın, tahta çıkışının 50’nci yıldönümü anısına açılmıştır.
İnşaatına ise: 1878 yılında başlanılmıştır. Mimar İngiliz Frederick William Stevens. İnşaat, yaklaşık 10 yıl sürmüştür. Gotik tarzdadır. Yapının silüeti, kuleler, kemerler sivri görünümlüdür. Zemin planı ise, geleneksel Hint saray mimarlığı biçimine yakındır. Dışarıdan bakıldığında: ahşap oymacılığı, çini, demir ve pirinç parmaklık süslemeleri görülür.
1929 yılında, yeni bir istasyon bölümü ilave edilmiştir. Orijinal bina, günümüzde, günlük 3 milyon kişi tarafından kullanılmaktadır. Hindistan ülkesindeki demiryolu hattının başlangıç noktasıdır. Ayrıca, Hint yarımadasında, İngiliz varlığının bir simgesidir.
1996 yılında ise, Maratha Savaşçısı onuruna, bugünkü ismi “Shivaji” seçilmiştir. Ülkenin en işlek tren istasyonudur. Bu tren istasyonunun geçmişinde bir terör saldırısı var. 26 Kasım 2008 tarihinde, 2 terörist, yolcu salonuna girerek yolcuların üzerine ateş açıp, bomba atarlar ve sonuçta, 58 kişi ölür ve 104 kişi yaralanır.
CRAWFORD ÇARŞISI
Şehir merkezinin kuzeybatısındadır. Tuğla ön cephenin arkasında, pirinç frizlerle süslü tezgahlar, orijinalliğini günümüze kadar koruyarak gelmiştir. Çarşı içinde: sebze, meyve, çiçekler ve balık, koyun, kümes hayvanları satılıyor. Ayrıca: gıda, kozmetik, ev ve hediyelik eşyalar satılmaktadır. Satılan ürünlerin birçoğu, yurt dışı menşelidir.
ŞEHİR MERKEZİ
DONANMA CADDESİ-NERİMAN POİNT
Neriman burnundan, Malabar Tepesine doğru, Arka körfezinin kıyısında uzanır. Kentin simgesidir. Ayrıca, şehrin önde gelen iş bölgesi ve ülkenin ilk merkezi ticaret bölgesidir. Alan, denizden kazanılan arazi üzerinde kurulmuştur. Dünyanın en yüksek ticari gayrimenkul kiraları, burada uygulanmaktadır.
ZAVERİ ÇARŞISI
Şehir merkezinde, Hindu tapınakları ve zarif camiler arasında, bir tür kapalı çarşıdır.
Burada: tüccarlar altın satarlar. Diğer ara sokaklarda ise, gümüş, pirinç, bakır işleri yada deri ürünleri ve dantel satanlar bulabilirsiniz. Yani, şehrin en bilinen mücevher marketleri buradadır.
ÇHOVPATİ PLAJI
Burada: ateş üzerinde yürüyen Hint fakirlerini görebilirsiniz. Ayrıca: çiviler üzerinde yürüyen, kafalarını kuma gömen insanlar ilginizi çekebilir. Ayrıca: kulfi dondurması tatmalısınız.
Bunun yanında: betel cevizi ve baharatlı bir spesiyal olan “bhelpuri” deneyebilirsiniz. Ayrıca: elbette, güneşlenmek ve denize girmek mümkündür. Ama, dediğim gibi, çeşitli Hint kültür ve insanlarını da görebilirsiniz.
MÜZELER
ÇATRAPATİ ŞİVACİ MÜZESİ
Mahatma Gandhi caddesinin güney ucundadır. 1871 yılında inşa edilmiştir. Müzede: minyatür koleksiyonları sergileniyor. Ayrıca: Elephanta mağaralarında bulunmuş, 7’nci yüzyıla tarihlenen heykeller sergileniyor.
CİHANGİR SANAT GALERİSİ
Burası, hemen müzenin bitişiğindedir. Burada: modern Hint ressamlarının eserleri sergileniyor.
ELEPHANTA CAVES
Burası, bir adadır. Umman denizi üzerinde bulunmaktadır. Kralların kutsal şehri olarak bilinmekte olmasına rağmen, Portekizliler tarafından “Elephanta caves” olarak isimlendirilmiştir.
Şehir merkezinin 10 km. doğusunda, Mumbai Limanı bölgesine yakındır. Adaya ulaşmak için, tekne ile, yaklaşık 1.5 saatlik bir yolculuk yapmak gerekmektedir.
Şehir merkezinde, Apollo Bunder denilen yerden, teknelere binilerek, Elephanta Adası ve burada bulunan 7’nci yüzyıldan kalma mağaralara ilginç bir gezi yapabilirsiniz.
Adada: iki gurup mağara bulunuyor. Adanın merkezindeki kayalık dağda oyulmuş bu mağaralarda, ilginizi çekebilecek eserler bulunuyor. Bu eserler arasında: Hint heykelciliğinin en güzel örnekleri sergileniyor. Bunlar arasında öne çıkanlar ise, üç başlı “Şiva Trimurti” heykelidir.
İlk beşli mağara gurubu: Hindu mağaralarıdır. İkinci beşli mağara gurubu ise: Budist mağaralardır. Mağaraların 5 ile 8’nci yüzyıllar arasında yapıldığı düşünülmektedir. Mağaralar, katı bazalt kayalara oyulmuştur. Tüm mağaralar geçmişte boyanmış olmasına rağmen, günümüzde yalnızca izleri kalmıştır.
Hindu mağaraları içindeki taş heykeller ve resimler: Hindu tanrısı Shaivaya adanmıştır. Hindu mağaralarının büyük gurubu iyi durumdadır.
Burada: 1.Nolu Mağara:
Denize bakan yamaçta, yaklaşık 1.6 km. mesafededir. 60 bin m. karelik bir alanı kapsamaktadır. Arka taraf, ön taraftan 39 metre daha derindedir. Adanın doğu kısmında, Budist anıtlar bulunan mağaralar görülüyor. Bu mağaranın arka duvarında: Maheshmurti paneli bulunuyor.
Bu muhteşem rölyefin ne zaman yapıldığı belli değildir. Ancak, uzmanlar, eserin, Hint heykelciliğinin ilk örneklerinden olduğu konusunda hemfikirdirler. Rölyefin iki kıyısında, mitolojik sahnelerin betimlendiği kabartmalar var. Ana girişte ise, çok kolu ve bacağı bulunan muhafız tanrı betimlenmiştir.
Bir zamanlar, adanın hemen girişinde bulunan, kocaman “Fil” heykeli: Bhau Daji Lad müzesinin bahçesinde: Victoria Garden bölgesinde sergilenmektedir.
Burada bulunan mağara: 1970’li yıllarda restore edilmiş ve mağara, 1987 yılında, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
SANJAY GANDHİ ULUSAL PARK
Şehrin kuzey bölümünde, korunan büyük bir alandadır. Toplam 104 km. karelik bir alanı kapsar. Şehrin, üç tarafı bu park ile çevrilidir. Dünyanın en büyük milli parkıdır.
Asya ve dünya üzerinde en çok ziyaret edilen park olarak öne çıkmaktadır. Her yıl, 2 milyondan fazla insan, parkı ziyaret ederler. Özellikle: 2400 yıllık Kanheri Mağaraları, ilgi çekmektedir.
Ayrıca: yine park alanı içinde: 30 ile 480 metre arasındaki engebeli arazide: iki göl bulunmaktadır. Bunlar: Vihar Lake ve Tulsi Lake. Şehrin su ihtiyacı, bu iki gölden karşılanmaktadır. Ayrıca, park sahip olduğu yeşil alan ile, Bombay şehrinin akciğeri de denilebilmektedir.
Park içinde: 800 bitki türü, 280 kuş türü, 5000 böcek türü, 36 memeli türü, 60 sürüngen türü ve 150 kelebek türü bulunmaktadır.
Parka ismi verilen, Hindistan eski Başbakanı İndira Gandhinin oğlu: Sanjay Gandhi, 1980 yılında bir uçak kazasında ölmüştür.
KANHERİ MAĞARALARI
Mağaralar, milli park ana giriş kapısının 7 km. uzağındadır. Mağaralar: Budist sanat ve kültürünün izlerini taşımaktadırlar. Bölgede: MÖ.1 ve 10’ncu yüzyıl arasına tarihlenen, toplam 110 mağara bulunduğu söyleniyor. Her mağarada, bir taş kaide ve yatak bulunmaktadır.
Mağaraların çoğu: Budist yaşam, çalışma ve meditasyon faaliyetlerine yönelik olarak oyulmuştur. Büyük mağaralarda: ibadet salonları, Budist heykeller, kabartmalar ve sütunlar görülmektedir.
Mağaraların bulunduğu bölge: özellikle yağışlı sezonlarda, gezginler için iyi bir kaçamak yeri olarak değerlendiriliyor. Mağaraların engebeli arazisinde, çok sayıda büyüklü küçüklü şelaleler oluşuyor.
Parkın diğer özelliği: dalgalı yeşil alanlarda, sessizlik ve bunun sonucunda yaşanan meditasyon için uygun ortamlar bulunmasıdır. Ormanlar, tepeler, vadiler, göller ve açık geniş alanlar, ziyaretçiler için beden ve ruhu teskin edici bir ortam yaratmaktadır. Ormanlık alanda, yani orman parkında: yaklaşık 800 tür bitki, 280 tür kuş ve 5000 tür böcek ve 36 tür memeli hayvan barınıyor.
Park içinde: küçük bir hayvanat bahçesi bulunuyor. Burada, hayvanları yakından görebilirsiniz. Ayrıca, bir timsah parkı bulunuyor. Rehberler eşliğinde, aslan ve kaplanların yaşadıkları yerlere, safari turları da düzenleniyor.
Bu turlarda, 5 metre yüksekliğinde ve 2200 metre uzunluğunda çitlerle çevrili orman alanında, yaklaşık 25 aslanın özgürce dolaştığı bölgede: kafesli otobüsler içinde, safari turu düzenleniyor.
Küçük bir tren: turizm bölgesinin çevresinde dolaşıyor. Bu oyuncak tren: yaklaşık 25 yıldır çalışıyormuş. Dolambaçlı, yaklaşık 2.5 kilometrelik bir parkurda geziliyor. Park alanındaki eğlenceli tren yolculuğu, yaklaşık 15 dakika sürmektedir.
İki gözetleme kulesinden, parkı panoramik olarak izleyebiliyorsunuz. Ayrıca: özellikle Ağustos ayı içinde, Kanheri mağaraları gezilebiliyor. Bunun dışında, kaya tırmanış meraklıları için de, uygun parkurlar var.
KARNALA BİRD SANCTUARY
Burası, korunan bir vahşi yaşam parkıdır. Konkan Sahil Manastırından, yaklaşık 50 km. güneydedir. Burada: kuşlar ve yabani hayvanları izleyebilir, piknik ve trekking yapmak mümkündür.
Çünkü: bölge birçok tepelerle çevrilidir ve yürüyüşçüler için cennettir.
4.8 km. karelik park alanında: 150’den fazla yerleşik kuş turu ve yaklaşık 40 civarında göçmen kuş türü görülebilmektedir.
TANSA WILDLİFE SANCTUARY
Tansa gölü su toplama alanındadır. Çevresi ormanlarla çevrilidir. Şehir merkezine 90 km. uzaklıktadır. 216 km. karelik bir alanı kapsamaktadır. Bu alanda: kaplan, panter, geyik, yaban domuzu, çakal, makak görülebilmektedir.
JİJAMATA UDYAAN
Burası, bir parktır. 1861 yılında yapılmıştır.
Park bölümünde bir hayvanat bahçesi var. İsmi: Mumbai Hayvanat Bahçesidir.
Ancak, ülkenin en eski hayvanat bahçesidir. Burada: kuşlar ve diğer canlı türlerinin örneklerini görebilirsiniz. Özellikle, varlığı tehlike altında olan canlılar barındırılmaktadır. Özellikle: Teasing maymunları görülür.
Ayrıca, yine burada: eski bir sanayi ve tarım müzesi bulunuyor. (Bhau Daji Lad Müzesi) Müzenin doğu cephesinde, büyük bir fil heykeli var. Heykel: 1864 yılında yapılmıştır. Müze: Hint mimarisinin en değerli koleksiyonlarından biri olarak kabul edilir.
Tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar olan sürece ait, önemli ve ilham verici parçalar ile birlikte, Hint sanat ve kültürünün çarpıcı koleksiyonlarına ev sahipliği yapmaktadır.
Ayrıca: günümüzde de halen faal olan bir saat kulesi var. Bu kule: Victoria döneminde yapılmıştır.
GİRGAUM CHOWPATTY
Burası, şehrin plajlar bölgesidir. Ganapati kutlamaları da burada yapılır. Ancak, şehir plajlarının bulunduğu yerlerde deniz çok kirlidir. Yani, denize girmek pek mümkün değildir. Bence, hiç denemeyin.
JUHU
Burası, şehrin bir banliyö mahallesidir. Ancak, plajları ile ünlüdür. Şehrin en zengin bölgelerindendir. Juhu plajları, uzun süredir, şehir nüfusunun ilgisini çekmektedir. Plaja, 3 ana giriş bulunmaktadır.
Bunlar: Vile Parle, Santacruz ve Andheri tarafındandır. Şehri ziyaret eden birçok turist: özellikle akşamları ve hafta sonlarında, kalabalık olmasına rağmen, şehrin bu bölgesini ziyaret ederler.
Ancak, plaj genellikle kirlidir ve denize girilmemesi önerilir. Yani, burayı yalnızca bir gezinti yeri olarak kullanmak mümkündür.
Bölgenin güney ucunda ise, birçok lüks otel bulunuyor. Chhatrapati Shivaji uluslararası havaalanı uçak iniş-kalkış bölgesi doğrudan plajın üzerinden geçmektedir ve bu nedenle, bölgede uçaklar yoğun olarak izlenmektedir.
ESSEL PARKI
Burası bir eğlence parkıdır. 64 dönümlük bir araziye yayılmıştır. Her gün, yaklaşık 100 bin ziyaretçiye hizmet verilmektedir.
Tesis, 1986 yılında yapılmış ve su krallığı bölümü, 1998 yılında eklenmiştir. Bu su krallığı bölümü, Asya kıtasının en büyük su parkıdır.
Burası aynı zamanda ülkenin ilk eğlence parkıdır. Biraz önce de söylediğim gibi, park iki alandan oluşuyor. Her iki alanda da, muhteşem eğlenceli aktiviteler var. Oyuncaklar ve araçlar, jetonla çalışıyor.
ŞEHİR YAKINLARINDA, DİĞER GEZİLECEK YERLER
PUNE
Şehir merkezine, 170 km. uzaklıktadır. Burası, bir zamanlar Maratha imparatorluğunun başkenti olarak kullanılmıştır. İngilizler, 1818 yılında ele geçirmişler ve eski kent merkezi boyunca, bir askeri üs kurmuşlardır. Şehrin görülmeye değer yerleri arasında bulunanlar:
RACA KALKER MÜZESİ
Hint sanatına adanmış eserler görülebilmektedir.
AGHA HAN SARAYI
19’ncu yüzyıldan kalmadır. Mahatma Gandhi ve karısı Kasturba buraya hapsedilmiştir.
PATALESVAR TAPINAĞI
8’nci yüzyıldan kalmadır. Yekpare yani tek parça bir kaya blokuna oyulmuştur.
KOREAGON
Burası: Guru Bagvan Racniş’in yaşadığı yer olarak önem kazanmaktadır. Guru: 1931-1990 yılları arasında burada yaşamıştır.
JANJİRA KALESİ
Eyaletin, Raigad ilçesindedir. Şehir merkezinin 165 km. güneyinde, Umman denizi kıyısında, oval şekilli bir kaya üzerinde bulunmaktadır. Ülkenin en güçlü deniz kalelerinden biridir. Kalede bulunan 19 burç, bozulmadan günümüze kadar gelebilmiştir.
Hindistan Haydarabat; Şehrin en az 500 yıl önce kurulduğu düşünülse de, aslında arkeolojik araştırmalarda, Demir çağı yani MÖ.500yıllarında, burada yerleşimciler bulunduğu anlaşılmıştır.
MS.1310 yılında: Bahmani Sultanı tarafından, burada bağımsız bir devlet kurulmuştur. Delhi Sultanlığı, 1518 yılına kadar devam eder.
1724 yılına gelindiğinde ise, Babür imparatoru Nizam-ül Mülk tarafından, Haydarabat ve çevresi, yeniden adlandırılarak, Golconde krallığı kurulur.
Golkonda şehri, yeni kurulan devletin başkenti olur.
Evet: Haydarabat şehri, 650 km. karelik kapladığı alan ile, ülkenin en büyük metropol şehirlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Metropol nüfusu dikkate alındığında, Hindistan ülkesinin en kalabalık şehridir. Şehrin lakabı: inciler şehridir. Çünkü: şehirde, dünya çapında yürütülen inci ve elmas ticareti etkindir. Ayrıca: Hindistan film sanayinin yani “Tollywood” un merkezidir.
ALIŞVERİŞ
Şehir, inciler şehri olarak bilinir. Burada, doğal inci ve pırlanta ticareti üst düzeydedir. Kentin çevresinde, birçok geleneksel çarşılar var. Özellikle “Laad Çarşısı” yakınlarında: Charminar bölgesinde: inci ve mücevher satılan dükkanlar yoğunluktadır.
Rajiv Gandhi Uluslararası Havaalanı (HYD)
Şehir merkezine, yaklaşık 22 km. uzaklıktadır. Dünya çapında, üst klasman havaalanları arasındadır. Yıllık yolcu kapasitesi: 5-15 milyon arasındadır. 2005 yılında başlayan inşaat çalışmaları, 3 yıl sonunda tamamlanmış ve havaalanı, 2008 yılında hizmete açılmıştır. Eski havaalanı “Begumpet” kapalıdır.
Havaalanından şehir merkezine ulaşmak için: araba kiralama veya taksi hizmetinden yararlanabilirsiniz. Ayrıca: “Aero Expres” denilen, havaalanı servisi de bulunuyor. Bu otobüsler: saat: 03.30-23.30 arasında, her yarım saatte bir çalışmaktadırlar. Otoban üzerinden, havaalanı ile şehir merkezi arasındaki uzaklık, 20 dakikadır.
PARA
Şehirdeki otellerin çoğunda, ön büro bölümünde para değişimi yapabilirsiniz.
TURİZM
Haydarabat ekonomisinde, turizmin önemli bir rolü bulunmaktadır. Çünkü, şehirde turizm ile ilgili fuarlar düzenleniyor. Hindistan ülkesi içindeki en yüksek turist akımı, 157 milyon kişiyle, bu şehre yönelmektedir.
Şehirde: parke taşlı, dar sokaklarda bulunan dükkanlarda dolaşın. Bu dükkanlarda: baharatlar, tütün, hububat, parfüm, esans ve şehre özgü objeler satılıyor. Özellikle ve mutlaka İnci Pazarına gidin.
Tüm bunların yanında unutulmaması gereken bir şey daha var. Özellikle: 2007 ve 2008 yıllarında, şehir çok sayıda terörist bombalama eylemlerine uğramıştır.
Bu patlamalar, özellikle Mekke Mescidi, Lumbini parkı ve Kothi denen, gezginlerin uğrak yerlerinde olmuştur.
Yani, her ne kadar tehlike riski düşük olsa da, yine de tedbirli olmanızda yarar var. Özellikle: şehirdeki birçok yere girerken, gerek üzeriniz ve gerekse çantalarınız, görevliler tarafından sık sık aranılacaktır.
Özellikle
Şehrin “Eski şehir” bölümü hassastır. Burası: Hindular ve Müslümanlar arasında, dini isyanlar için bir buluşma yeri olarak bilinmektedir. Şehrin geri kalanında, herhangi bir sorun yaşanmaz, zaten oralarda polisiye tedbirler üst düzeydedir.
Yani, şehirde özellikle eski şehir bölümü tehlikelidir. Bu alanda, terör dışında, hava kararmaya başladığında, kesinlikle bulunmamanızı öneririm. Şehirdeki tek suç: hırsızlıktır. Bunun dışında özellikle eski şehir bölgesinde, bol bol dilenci görmeye de hazır olmanız gerekiyor.
GEZİLECEK YERLER
MUSİ IRMAĞI
Deccan yaylasından çıkan nehir: Haydarabat şehrini, yeni şehir ve eski tarihi şehir olarak ikiye böler. Eskiden: Muchukunda nehri olarak bilinmektedir. Musi ırmağının bir kolu üzerinde baraj inşa edilmiştir.
Kentin su ve sulama ihtiyacı, şehir merkezine 24 km. uzaklıktaki bu baraj göledinden sağlanmaktadır. Nehir: 20’nci yüzyılın ilk dönemlerine kadar, birçok kez, sel ile şehirde büyük yıkım ve felaketlere neden olmuştur. Bu nedenle, yapılan bu barajlar ve baraj gölü büyük önem kazanmaktadır.
Şehir merkezinde, nehir boyunca, birçok köprü görülüyor. En eski köprü “Purana Pul” köprüsüdür. Yüksek Mahkeme yakınındadır. Bu köprü: 16’ncı yüzyılda, Shahi Sultanları tarafından inşa edilmiştir.
DEVLET MÜZESİ
Yeni şehir bölgesindedir.
Burada: 1’nci yüzyıldan, 20’nci yüzyıla kadar olan döneme ait eserler sergilenmektedir.
BİRLA MANDİR
Yeni şehir bölgesindedir.
Burası: ülkenin birçok yerinde görülen, mermer bir tapınaktır. Ancak, bu en iyilerinden biridir. Venkateshwara için adanmıştır. Bu pırıl pırıl, beyaz mermer tapınak üzerinden, şehrin manzarası çok güzel görünüyor. Ancak: buraya video kamera ve kameralı cep telefonu sokulmuyor, dikkat. Hatta, çantalar girişte kontrol ediliyor. Ücretsiz bir dolap veriyorlar, oraya bırakabilirsiniz.
PLANETARYUM VE BİLİM-TEKNOLOJİ MÜZESİ
Yeni şehir bölgesinde, Adarshnagar semtindedir. Burada: Hintçe ve Telugu dilinde gösteriler düzenleniyor. Planetaryum gösterisi, yaklaşık 35-40 dakika kadar sürüyor ve ilginizi çekebilir. Teknoloji müzesi bölümü ise, pek güzel diyemem. Müzenin tek ilgi çeken objesi, şehir yakınlarında bir köyde bulunan Dinozor iskeletidir. Buraya giriş, çocuklar 15 Rs. Büyükler 17 Rs. Kombine bilet 35 Rs..
HUSSAİN SAGAR GÖLÜ-TANK BUND
Burası, bir suni göldür. Musi ırmağının önüne set çekilerek oluşturulmuştur. Hatta: ilk yapılışının, 1562 yılı ve İbrahim Quli Kutub Şah zamanında olduğu söyleniyor. Burası: Haydarabat merkez ve banliyöleri arasında sınır oluşturur.
Gölün çevresinde: çeşitli parklar, tapınaklar, heykeller ve tarihi binalar bulunmaktadır. Burada, güzel yürüyüşler yapabilirsiniz. Gölün hemen merkezinde, 1992 yılında yapılıp buraya dikilen bir Buda heykeli görülüyor. Tekne gezintilerinde, bu heykeli yakından görebilirsiniz.
ANDRA PRADEŞ YÜKSEK MAHKEME BİNASI
Andra Pradeş, Eyaleti, 5 Temmuz 1954 tarihinde kurulmuştur. Yüksek Mahkeme binası: Musi nehri güney kıyısındadır. Şehrin en güzel yapılarından biridir. Kırmızı ve beyaz taşlarla inşa edilmiştir.
Mimari tarzı: Saracenic tarzıdır. Yerel mühendis: Jaipur Shankar Lal tarafından tasarlanmıştır. İnşaat çalışmaları, 1915 yılında başlamış ve yapı: 1919 yılında tamamlanmıştır. 20 Nisan 1920 tarihinde, Nizam Mir Osman Ali Han tarafından, Yüksek Mahkeme binası hizmete açılmıştır.
SALARJUNG MÜZESİ
Naya Pul bölgesinde, Musi ırmağının kıyısındadır. Saat: 10.00-17.00 arasında açıktır. Giriş ücretli olup, 150 Rs.dir.
Hint Parlamentosu tarafından: müze, Ulusal önemli kurum olarak ilan edilmiştir. Cuma günleri hariç, her gün saat: 10.00-17.00 arasında açıktır.
Burası, bir sanat müzesidir. Müze koleksiyonu: Salar Jung ailesine aittir. Bu özelliği nedeniyle, dünyanın en büyük tek kişilik koleksiyonu denilebilmektedir.
Bu aile: 1720-1948 yılları arasında, burada yaşamış olup, aile üyeleri, 5 kez, Haydarabat eyaleti Başbakanı olarak görev yapmıştır. Aile bireyleri: Dewan Devdi sarayında ikamet etmektedirler.
Müzede: Hint, Japon, Çin, Myanmar, Nepal kültürlerine ait: resimler, heykeller, oymalar, tekstil, el yazmaları, halı, saat, seramikler, mobilyalar sergileniyor. Ayrıca: Pers, Mısır, Avrupa ve Kuzey Amerika kültürlerine ait te bir kısım obje var. Sergilenen eserler arasında öne çıkanlar: ünlü Hintli ressam Raja Ravi Varma’nın resimleridir.
Ayrıca: 6’ncı Hindistan Babür İmparatoru Aurangzeb’in kılıcı görülebilir. Yine Babür imparatorlarından Cihangir’in hançeri ve altın-elmaslar ile süslenmiş, bir Tiffin kutusu görülmektedir. Ayrıca: 14 ve 17’nci yüzyıllar arasındaki döneme ait, mobilya koleksiyonu bulunmaktadır. En önemli objeler ise, dünyanın dört bir yanından gelen, ünlü Kuran-ı Kerim koleksiyonudur. Bunların bir kısmı: altın ve gümüş ile yazılmıştır.
Müze binası
Yarım daire şeklinde, 2 katlıdır ve eserler, 38 galeride sergilenmektedir. Zemin katta: 20 galeri ve birinci katta: 18 galeri bulunmaktadır. Farklı konulardaki sergiler, farklı galerilerde sergilenmektedir. Zaten, galeriler çok büyük.
Galeriler yanında, binada: kütüphane, okuma odası, yayın ve eğitim bölümü, kimyasal koruma laboratuvarı, satış yeri ve kafeterya bulunuyor.
Müzeyi ziyaret ederseniz: özellikle 1876 yılında, Giovanni Benzoni isimli bir İtalyan heykeltıraş tarafından yapılmış: Rebecca heykelini mutlaka görmelisiniz.
Bu heykelde, şeffaf bir peçe ve olağanüstü bir sanatsal görünüm var. Masumiyet ve saflık temsil ediliyor.
Son olarak: saat galerisini gezmenizi öneririm. Burada: şaşırtıcı çeşitlilikte birçok saat bulunuyor. 20’nci yüzyılın en büyük ve modern saatlerini görebiliyorsunuz.
DEVLET MERKEZ KÜTÜPHANESİ
Şehirde, halk kütüphanesi olarak kullanılan bina, 1891 yılında inşa edilmiştir. Şehrin en görkemli yapılarından birisidir. Hint parlamentosu tarafından, 1998 yılında, ulusal miras statüsü verilerek, koruma altına alınmıştır. Musi nehri kıyısındaki kütüphane: 500 binden fazla, kitap ve dergiye ev sahipliği yapmaktadır. Bunlar arasında: bazı nadir el yazmaları da bulunmaktadır.
Kütüphanede: İngilizce, Hintçe, Tamil, Marathi, Urduca vs. gibi dillerde olmak üzere, 19’ncu yüzyılın başından itibaren yayınlanan, 4 milyon üzerinde mükemmel bir kitap koleksiyonu bulunmaktadır. Ayrıca: 5 ve 6’ncı yüzyıllara ait, yaklaşık 17 bin el yazması eser var.
OSMANİA GENEL HASTANESİ
Ülkenin en eski hastanelerinden birisidir. Son Nizam Osman Ali Khan zamanında inşa edilmiştir. Günümüzde, hastanede 1170 yatak kapasitesi bulunmaktadır.
MAHATMA GANDHİ OTOGAR
Musi nehri kıyısındaki bir adada bulunan bu otogar: Andra Pradeş Devlet Karayolu Taşımacılığı Kurumu tarafından işletilmektedir. Otogarın bulunduğu adaya: 2 büyük ve 2 küçük köprü ile ulaşılır. Otogar alanında: gelen ve giden otobüsler için bekleme salonu, özel park yeri ve alışveriş kompleksi bulunmaktadır.
MAHALLA SARAYI
Motigalli bölgesindedir. Milli bayramlarda kapalıdır. Bunun dışında, saat: 10.00-05.00 arasında açıktır. Saraya giriş: çocuklar: 25 Rs, Büyükler: 150 Rs. Video kamera, ilaveten: 50 Rs. Dir.
Saray: Asaf Jahi hanedanı ve Nizam tarafından, resmi konut olarak kullanılmıştır. İsmimin kelime anlamı “dört saraylar” anlamına gelmektedir.
Yapının; ilk olarak, 1750 yılında inşaatına başlanmıştır. 1857-1869 yılları arasında tamamlanmıştır. Tahran’daki İran Şahının sarayı örnek alınarak yapılmıştır. İki avlusu bulunmaktadır. Ayrıca: çeşmeler, bahçeler ile dekore edilmiştir.
Sarayın ana giriş kapısı üzerinde: Khilwat saati bulunmaktadır. Bu saat, yaklaşık 250 yıldır burada bulunmaktadır. Mekanik saatin tamiri ve bakımı: uzman bir ekip tarafından haftalık olarak yapılmaktadır.
Sarayın meclis salonunda: paha biçilmez el yazması kitaplar bulunmaktadır. Ayrıca, yine bu salonda geçici sergiler düzenlenmektedir. Saray, son olarak, 2005 yılında, mevcut Nizam Barkat Ali ve ailesi tarafından, halkın ziyaretine açılmıştır.
2010 yılında, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek, koruma altına alınmıştır.
LAAD ÇARŞISI
Şehir merkezinde, çok eski bir Pazar olarak öne çıkmaktadır. Laad kelimesinin anlamı, cila demektir. Elmas çivili bilezik yapmak için kullanılır.
Çarşının bulunduğu cadde, yaklaşık 1 km. uzunluğundadır. Dükkanların çoğunda: bilezik satılmaktadır. Bu bilezikler: yarı kıymetle taşlarla, incilerle bezenmiştir. Bunların dışında, çarşıdan: kadife ve altın işlemeli kumaşlar satın alabilirsiniz.
Bir de, parfüm almanız önerilir. Ancak, burada pazarlık yapmanız şart, çünkü fiyatlar değişkenlik gösteriyor.
Dükkanların içi de ilginç gelecektir. Çünkü: birçok mağazada, tüm katı kaplayan, temiz ve yumuşak bir pamuk yatak bulunmaktadır. Müşteriler, ayakkabıları olmadan dükkana girerler ve duvara, arkalarına yastık alarak yaslanırlar ve çalışanların kendilerine gösterecekleri ürünleri izlerler.
OLD CİTY
Haydarabat şehrinin tarihsel bölgesidir. Tarihi ve turistik birçok yer, burada bulunmaktadır.
Şehrin, surlarla/duvarlarla çevrili bölgesidir. Burada: muhteşem antika yapılar, kubbeli cami ve anıtlar bulunmaktadır. Burada bir zamanlar, kullanılarak geliştirilen “Urduca” dili, Haydarabat devletinin resmi dili olmuştur. Urduca, büyük bir Müslüman nüfus tarafından bilinip konuşulmaktadır.
CHARMİNAR SARAYI
Şehrin simgesidir.
Buranın kelime anlamı “dört minareli” demektir. Yapı: Quli Kutup Şah döneminde inşa edilmiştir. Yapılma amacı ise, şehirdeki “veba” salgının bitmesine olan kutlama düşüncesidir.
Yapı: Mekke Mescidinin güneybatısındadır. İnşaatına: 1617 yılında, Muhammed Quli Qutub tarafından başlanılmış ve 1694 yılında, Babür İmparatoru Aurangzeb zamanında bitirilmiştir.
Caminin ibadete ayrılan ana salonunun boyutları: yükseklik: 23 metre, genişlik: 67 metre ve uzunluk: 55 metredir. Giriş kemerleri: tek granit plaka şeklindedir. Kuleler yerden 48.5 metre yüksekliğe kadar yükselir. Aslında, yapı, muhteşem işlek bir trafik akışının tam ortasında kalmış, sanırım burayı yayalara tahsisli bir yer haline getirmeyi düşünürler.
Hemen yakınlarda, Mekke Camisi var.
MEKKE MESCİDİ-CAMİSİ-CHAR MİNAR
Şehrin en eski camilerindendir. Hatta: tüm ülkenin bile, en eski camilerinden biri olduğu söylenmektedir.
Yapının ana kemerinde kullanılan tuğlaların, Mekke’den gelen kilden yapıldığı söyleniyor.
Mescit yapısı: Muhammed Quli Kutup Şah zamanında yapılmıştır. Yani, inşaatına 1617 yılında başlanmış ve 1694 yılında tamamlanmıştır. Üç kemerli cepler, hayranlık uyandıracak şekilde, granit taşından yapılmış ve 5 yıllık bir süreç sonunda bitirilmiştir. İnşaat sırasında: 8 binden fazla işçinin çalıştığı söyleniyor. Cami inşaatı: Babür imparatoru Aurangzebin şehri fethinden sonra tamamlanmıştır.
Caminin ana salonunda, aynı anda: 10 bin kişi ibadet edebilmektedir. Bu salonun uzunluğu: 220 metre ve genişliği: 180 metredir. Yükseklik ise, 75 metredir. Ana yapısı: tek parça granitten yapılan, 2 büyük sekizgen sütun arasına sıkıştırılmıştır. Yapının dış yüzeyinde ve kemerler üzerindeki çiçek motifleri ve pervazlar üzerindeki mimari detaylar, ziyaretçilerin büyük ilgisin çekmektedir.
Caminin giriş avlusunda: dikdörtgen, kemerli ve kabinli bir bina bulunmakta olup, burası, Asaf Jani hükümdarlar mermer mezarlığıdır. Burada: Nizam ve ailesinin mezarları bulunmaktadır.
Minare
Hemen caminin yanında görülüyor. Minare üzerinde, küçük ve sivri bir kubbe görülüyor.
Son olarak: caminin havuzunun kenarında, iki taş levha bulunmaktadır. Bunların üzerine oturanların, buraya tekrar geri dönecekleri rivayet edilmektedir. Ayrıca: avlunun içindeki bir odada, Peygamberimizin olduğuna inanılan bir “saç teli” muhafaza edilmektedir.
FALAKNUMA SARAYI
1872 yılında, Nizam Vigar al-Umre tarafından yaptırılmıştır. Şehirdeki Nizam saraylarının en görkemlisidir. Özellikle, iç bölümleri, etkileyicidir ve Floransalı heykeltıraşların eserleri bulunmaktadır. Ayrıca, 100 koltuklu bir yemek masası görülmeye değerdir. Saray yapısı, günümüzde otel olarak kullanılıyor.
GOLKONDA KALESİ-GOLCONDE FORT
Şehir merkezinin 11 km batısındadır. Buraya: otobüsler veya yerel motorlu çekçeklerle gidebilirsiniz ki, mutlaka gitmenizi öneriyorum, birçok bölümü ayakta, günümüze ulaşmış bir kale yapısıdır. Burayı ziyaret etmek için, en az 3 saat ayırmanız şart.
1512 yılında, Golkonda kralları, burada hüküm sürmüştür. Gürkanlılara karşı bir savunma üssü olarak kullanılmıştır.
Yapı: 91 metre yükseklikteki bir granit tepe üzerine kurulmuştur. Kalenin mazgallı surlarının yüksekliği ise, yer yer 120 metreye kadar ulaşmaktadır. Kale: sarp bir tepe üzerinde kurulmuştur. Surlar: yaklaşık 10 km. uzanmakta, üzerlerinde 88 burç bulunmaktadır. Ayrıca, fillerin geçmesini engelleyecek sivri parmaklıklar bulunan, 8 kapı var.
Kale içindeki saraylar ve bahçelerden geriye kalanlar, her ne kadar tahrip olmuş olsa da, yapıldığı zamanların ihtişamını yansıtmaktadırlar. Hatta, bir zamanlar, kraliçe sarayının duvarlarını elmasların ve yakutların süslediği söyleniyor. Bakır bir çeşmeden gülsuyu akıyormuş. Elmas demişken, buranın bir özelliğinden söz etmeden geçmek olmaz.
Golkonda bölgesi, bir zamanlar
Büyük ve dünyanın bilinen tek elmas madeni yataklarının bulunduğu yer olarak öne çıkıyormuş. Kalede bulunan “Vault” odasında: elmaslar muhafaza edilirmiş. Avrupalılar, elmasın yalnızca buradan çıktığına inanırlarmış. Bu yüzden, Golkonda, elmas ticaretinin başkenti olmuş ve madenlerden çıkarılan elmas taşları, burada satılır olmuş, kale duvarları içinde kentin ünlü elmas ticareti zamanla çok gelişmiştir.
Buradan çıkarılan en muhteşem elmas: 185 karat yani 37 gr. ağırlığında “Darya-e Nur” yani “ışık denizi” elmasıdır. Renk: soluk pembedir ve bu nedenle nadir bulunur. Günümüzde, bu elmasın ikiye bölünmüş haldeki bir parçası: İran-Tahran Merkez Bankasında saklanmaktadır.
Buraya ait, bir diğer elmas ise: Umut elması olarak bilinmektedir. Günümüzde: Washington Doğa Tarihi Müzesinde sergilenen bu elmas: 45.52 karat yani 9.10 gr. ağırlığındadır, derin mavi renklidir. Çıplak gözle bakıldığında ise: mavi bor kristal yapısı dikkat çekmektedir. Dünyanın en ünlü elması olarak tarif edilmektedir. Dünya üzerinde, Paris’te bulunan “Mona Lisa” dan sonra, en çok ziyaret edilen sanat eseri olduğu söylenir.
Biz yine kaleye dönelim.
Gün batımından sonra, burada ışık ve ses gösterileri düzenleniyor. Bu gösteriler, yabancılar için 50/100 Rs. dir. Bu gösterilerde, kale hikayesi anlatılıyor. İngilizcedir. Kale içindeki küçük sokaklar ve kale çevresindeki mağazaları da dolaşabilirsiniz. Eski dükkanlar ve evlerde, özellikle buraya özgü “bilezik” bulup satın alabilirsiniz. Evlerin renkli boyalı kapıları da ilginizi çekebilir.
QUTB SHAHİ MEZARLARI
Golkonde kalesinin, yaklaşık 1 km. kuzeyindedir. Qutubshahi hanedanlığı tarafından inşa edilmiştir. Aynı zamanda: Qutubshahi camisi olarak da bilinmektedir. Kendi söylediklerine göre, 2010 yılında burada bir restorasyon yapılmış. Ancak, vasıfsız personel tarafından yapılan bu restorasyon sonucu, bu güzel yapı, büyük zarar görmüş. Giriş ücretli ve 10 Rs. Video kamerası için, ilaveten: 20 Rs.
BHONGİR
Burası bir kaledir. Şehir merkezinden 50 km. uzaklıktadır. Uppal karayolu üzerindedir. Yumuşak bir kaya bloku üzerine kurulmuştur. Tepenin eteğinde, otobüs durağı bulunuyor. Yalnız, otobüsten indikten sonra tepe üzerinde bulunan kaleye tırmanmak için biraz maharet, beceri ve denge gerekiyor.