Amerika New York Manhattan

Amerika New York Manhattan

 

New York şehrinin, 5 ana bölgesinden birisidir.

Diğer 4 ilçe, genellikle yerleşim alanı olarak kullanılırken, burası gerek yerliler ve gerekse turistler için ‘New York” anlamına gelmektedir.

Manhattan ismi ise “Man-hata” dan gelir. Bu isme, ilk olarak “Robert Juet” isimli gezginin defterinde rastlanmıştır.

1610 yılında, bir haritada Mahhattan isminin kullanıldığı görülür.

Yerli dilinde, kelime anlamı “birçok tepeden oluşan ada” olarak bilinir.

Burası, şehrin simgesidir ve şehrin kalbi: buradaki gökdelenler ve insan kalabalıkları içinde atar. Şehrin günlük nüfusu: iş merkezleri ve turizm nedeniyle, günlük 1.5 milyondan, 3 milyon kişiye kadar çıkmaktadır. Özellikle, finans sektörü çok yaygın ve etkindir.

Bölge: 34. caddeden, 59 caddeye kadar uzanır. Bölgenin sınırları: doğuda “East Nehri” ve batıda “Hudson Nehri” ne kadar uzanır. Yani: 21 km. uzunluğunda ve 3 km. genişliğindeki bu ada: neredeyse şehirde görmek istediklerinizin tümünü içermektedir.

Burada: gökdelenler, çok fazla sayıda büyük otel ve kozmopolit mağazalar bulunur. Şehirdeki birçok turistik merkez, burada yürüyüş mesafesindedir. Şehrin: ticari, kültürel ve finans merkezidir. Amerika ülkesindeki en çok iş merkezi, burada bulunmaktadır.

Özellikle: “Noel” döneminde, tüm plazalar ışıklandırılır, sokak köşelerinde közlenmiş kestaneler satılır ve mağaza vitrinleri masallardaki gibi süslenir.

Ancak: trafik “Central Park” dan, “Empire State” binasına kadar tamamen sıkışıktır.

Peki iklim nasıldır? Bölge okyanus kıyısında bulunması nedeniyle, iç bölgelere nazaran kışlar nispeten daha ılık geçer. Ancak, Avrupa’daki aynı enlemdeki merkezlere göre, yine de burası daha serindir.

Evet, etkileyici “Manhattan” bölgesi, üç ana parçadan oluşmaktadır.

Bunlar

Uptown-Yukarı şehir
Midtown- Orta şehir
Downtown- Aşağı şehir

Adanın merkezi: “Fifty Avenue” dir.

EAST SİDE: Fifty Avenue ile East River arasındaki bölümü kapsar.
WEST SİDE: East Side bölümünün batısındaki bütün bölümler, Hudros’a kadar olan bölümdür.

Yollar: sağ köşelerde kesişirler ve sokaklar isim yerine numara taşırlar.

Caddeler: 1 den 12’ye kadar isimlendirilir ve kuzey-güney yönündedir. Bazı caddelerin isimleri bulunmaktadır. (Örnek: York, Lexington, Madison, Park gibi) Sokaklar : 1 den 220’ye kadar isimlendirilir ve doğu-batı yönündedirler.

Bu dikdörtgen blok sistemi: sokak numaralarıyla değil, sokak ve caddenin en yakın kesişme noktasına göre belirlenir.

MANHATTAN KÖPRÜLERİ

Manhattan adasını, diğer bölgelere bağlayan toplam 65 köprü bulunmaktadır.

Amerika New York Manhattan

George Washington Köprüsü

Manhattan ve New Jersey arasında: Hudson nehri üzerindedir. Köprü: İsveçli mühendis O.H. Amman tarafından tasarlanmıştır. Ancak, köprünün zarif çizgileri, en iyi gece ışıklandırıldığında görülür. Köprü inşaatına 1927 yılında başlanılmış ve 1931 yılında tamamlanmıştır. George Washington onuruna, bu isim verilmiştir.

Amerika New York Manhattan

UPTOWN

Burası: 59. caddenin kuzey bölümünü kapsamaktadır. Burada: aydınlar, sanatçılar ve her türlü esnaf ve otobüs şoförleri bir arada yaşamaktadırlar. Sokak yaşamı ise: hem hareketli hem de uyumludur.

Upper West-Side” yani “Central Park’ın doğusu” dur. Parkın iyi yanı boyunca ise, şehrin gözde binaları yükselir. Şehrin en önemli müzeleri ise, parka bakan caddede bulunmaktadır.

Parkın batı bölümü: “Yukarı Batı Yakası” ve doğu bölümü ise “Yukarı Doğu Yakası” olarak bilinmektedir.

Batı bölümünde: “Doğa Tarihi Müzesi” ve doğu yakasında ise “Metropolitan, Guggenheim, Yahudi, El Barrio, Latin ve Alman-Avusturya Sanatı Müzeleri” bulunur. Bu bölümde: “Lincoln Center” denilen yer var. Burada: şehrin opera, balesi ve tiyatrosu bulunuyor.

Doğu bölümünde: Amerikan sanatı ağırlıklı eserlerin sergilendiği “Whitney Müzesi” bulunur.

Parkın bittiği yerde “Harlem” başlıyor. Burası: şehrin zenci kökenleriyle özdeşmiştir.  Harlem bölgesinin doğu ve batı yakasında şunlar bulunuyor.

Batı yakasında: Burada “Columbia Üniversitesi” bulunan “Morningside tepesi” var.

Doğu yakasında: Burada Latin göçmenlerin barındığı “El Barrio” bölgesi yani “İspanyol Harlemi” bulunuyor.

Amerika New York Manhattan

LİNCOLN CENTER

Bu bölge: Columbus ve Amsterdam arasında, Batı 62 ile 66 Street arasında kalan bölgedir.
Metropolitan Opera’nın “Rockelfeller Center” a kurulması planı yürürlüğe konulamayınca: Opera, City Balet ve Juilliard School of Music toplulukları, burada konuşlandırılmıştır.

Sahne sanatları merkezi: Leonard bernstein’in müzikal oyunu “Batı Yakasının Hikayesi” ile ölümsüzleşen “Porto Rico Mahallesi” nin yerini alır.

Evet, Lincoln Center olarak isimlendirilen merkezde, 29 kapalı ve açık performans sergilenen mahal bulunmaktadır.

Colombus Avenue’deki Plaza

Merkezin adresi: 70 Lincoln Center Plaza. Broadway, W 64th Street.
Lincoln Center alanında: caz müziğinin “a” sından “c” sine kadar olan bütün özelliklerini ihtiva etmesiyle bilinir. Plazaya doğru merdivenleri çıktıkça: özellikle geceleri, fıskiyeler ışıklandırıldığı zaman, yaratılan etki son derece prestijlidir.

Evet: New Yorklular, sanatlarını ciddiye alırlar. Bunun sonucu olarak, plazanın çevresindeki binalar, son derece anıtsaldır. Parlak zincir perdeli, altın tavanlı fuayeye girerken: erkekler kravatlarını düzeltirler, kadınlar ise üst-başlarına çeki düzen verirler.

Bu merkezde bulunanlar şunlardır

Amerika New York Manhattan

Juilliard School Alice Tully Hall-yani Müzik Odası

1905 yılında kurulmuştur. Okulda: dans. Drama ve müzik dalında, yaklaşık 800 öğrenci lisans ve lisansüstü dalında eğitim görmektedirler. Akustik olarak emsali yoktur. Okulun zemin katındaki bu bölümde: oda müziği orkestralarını ve dünyaca ünlü konservatuar “Juilliard School” un en iyi öğrencilerinin konserlerini dinleyebilirsiniz.

Konser salonu, 1095 seyirci kapasitelidir. Buraya yolunuz düşerse: değerli müzik el yazmalarını görmek mümkündür. 2006 yılında milyarder kolleksiyoner Bruce Kovner tarafından buraya bağışlanan koleksiyonda: Beethoven’in “Dokuzuncu Senfonisi”, Mozart’ın 1824 tarihli “Figaro’nun Düğünü”, Schumann’ın “2 Numaralı Semfonisi” ve Brahms’ın “2 Numaralı Senfonisi ve Piyano Konçertosu” gibi eserlerin el yazması orijinal suretleri, koleksiyondaki diğer belgeler ile birlikte, online olarak izlenebilmektedir.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

Metropolitan Opera Evi

Plazanın arkasındadır. 1966 yılında Mimar Wallace K. Harrison tarafından yapılmıştır. Beyaz traverten mermer kemerli yüksek cam ön cephesi, göz kamaştırıcı kristal avizeli ve kırmızı halılı lobisiyle kısaca “Met” olarak bilinir. 3800 koltuk kapasitelidir.

Lobideki duvar resimleri, 11 metre ve 9.1 metredir. Buradaki resimlerin tahmini değerinin 20 milyon dolar olduğu söyleniyor.

Lobideki kristal avizelere özellikle dikkat etmelisiniz. Bu 21 avize, toplam 5.5 metrelik bir çap sunar. Bunlar: Avusturya Hükümetinin hediyesidir. Avizeler, 2008 yılında tek tek sökülüp, Viyana şehrinde, yapıldıkları yere onarıma gönderilirler ve işçiler parçaları tek tek kontrol ederek, 49.000 kristal eksik parça tamamlanır.

Lobide, ayrıca: çeşitli heykeller ve Met Şirketinin üyelerinin portre resimleri de bulunmaktadır.

New York City Balesi ve New York City Operası

Plazanın sol tarafında, mimar Philip Johnson tarafından tasarlanan “New York State Theater” da bulunmaktadırlar.

Amerika New York Manhattan

Avery Fisher Hall-New York Filarmoni Orkestrası

Burası, hemen sağ tarafta bulunan ve 1962 yılında tamamlanan “Avery Fisher Hall” denilen yerdedir. Yapıldıktan sonraki yıllarda, günümüzdeki mükemmel akustiğine ulaşmak için birçok kez yenileme çalışmaları yapılmıştır. Salonun seyirci kapasitesi; 2738 kişidir.

Amerika New York Manhattan

Vivian Beau-mont Theater-New York Eyalet Tiyatrosu

Filarmoninin ilerisinde, Henry Moore’un heykelini barındıran, havuzun arkasındaki binada “Vivian Beau-mont Theater” da bulunmaktadır. Eero Saarinen tarafından tasarımı yapılan binada: plaza seviyesinde çok yönlü hareketli sahnesi, geniş daire şeklindeki oditoryumu bulunmaktadır.

Walter Reade Tiyatrosu (Film camiasının merkezidir)

268 seyirci kapasiteli bu sinema salonunda, tartışmalar için kullanılan yükseltilmiş bir de kürsü bulunmaktadır.

Amerika New York Manhattan

Bir kütüphane: New York Public Library

Bir Müze: Performing Arts at Lincoln Center Museum.

Burada bir film arşivi ve aktör, artist ve yönetmenlerle ilgili bilgiler bulunmaktadır.

Kış döneminde “Big Apple Circus” yani “Büyük Elma Sirki” merkezin büyük plazasına çadır kurar. Yaz geldiğinde ise, plaza, ziyaretçileri eğlendirmek için müzikle dolan bir mekan haline gelir.

Amerika New York Manhattan

CENTRAL PARK

1840 yılında, Şair William Cullen Bryant: şehrin hızla artan nüfusu için, daha çok parka ihtiyaç olduğu hakkında bir kampanya başlatır. Bunun üzerine: şehir dışında derme-çatma evlerin bulunduğu boş bu araziye park yapılmasına karar verilir. Yani, park yapılmadan önce, burası bataklıkmış. Bahçıvan Frederick Law ve Calvert Vaux; 16 yıllık süreçte, 3000 işçinin katılımı ile parkı düzenlerler.

İngiliz tarzında tasarlanan parkın, insan eliyle yapıldığı asla belli olmamaktadır. Göl, ormanlar, patikalar ve çayırlar, sanki çok uzun zaman öncesinden beri burada imiş gibi görünürler. Bölgedeki toprak sıkıntısı ve kayaların çokluğuna rağmen, yine de sayısız sincaba ev sahipliği yapılan 75.000 ağaç yetiştirilmiştir. Sincap denilince: Amerika gezinizde, ülkenin her yöresinde, sokaklarda başıboş kedi-köpek göremezsiniz. Ama, sokaklarda, ülkemizdeki kedi-köpek gibi, başıboş sincaplar dolaşmaktadır.

Park: Manhattan’ın ortasında yemyeşil bir alan olarak bilinir. Büyüklüğü: 1 km. genişliğinde ve 4 km uzunluğundadır. 340 hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Birkaç girişi bulunmaktadır. Burası: on binlerce New Yorklu için bir spor, oyun ve dinlenme alanıdır. Ayrıca: burada piknik yapılmaktadır. İnsanlar: yemyeşil çimenlerin üzerinde, güneşleniyorlar, yatıyorlar, uyuyorlar.

Gün içinde parkta gezintiye çıkmak güvenlidir, ama yine de çevrenize dikkat etmeniz önerilir. Açık hava yaz tiyatrosuna gitmedikçe, özellikle hava karardıktan sonra, parkta gezmek önerilmez.

Ben gündüz burayı ziyarete gittiğimde: devasa gökdelenlerin arasında, yemyeşil çim alanların içinde, yine devasa ağaçların bulunduğu bu parkı görünce şaşırmadım değil. Parkta: yürüyüş yolları ve bu yollarda banklar var. Bu banklara oturup veya yerdeki yeşil çimlere oturup dinlenebilir, gelip-geçeni seyredebilirsiniz. Park alanında: seyyar tuvaletler ilgimi çekti.

Bunlar:

Sert plastikten yapılan, telefon kulübesi gibi yan yana duran tuvaletlerdi. Kapısını açıp içine girerek tuvalet ihtiyacı gideriliyor, ama çok kirli gördüğümü söylemem gerek. Sanırım park alanında, bu portatif tuvaletleri sonradan getirmişler.

Bunun dışında: park alanında gezerken, yanıma bir kişi geldi. Bu kişi: önde bisiklet ve arkasında bir çek çek arabası vardı. Bisiklet sürer gibi, pedallara basarak, arkasındaki çek-çek arabasına bindirdiği ziyaretçiyi, park alanı içinde kısa bir tur attırdığını söyleyerek müşteri arıyordu.

Ben “no” dediğimde, bu sürücü, hemen biraz ilerisindeki yine sürücü arkadaşına “bunlar da binmedi” diyerek Türkçe seslendi, bunun üzerine kendisine hitaben “sanırım Türk’sünüz, bizde Türk’üz” dedim ve orada ayaküstü 10 dakika sohbet ettik.

Şahıs: Denizlili ve yeşil kart piyangosunu kazanarak Amerika’ya gelmiş ve park alanı içinde, bisikletle ziyaretçilere 5 dolar karşılığında küçük bir tur attırıyormuş. Önce cazip gibi gelen bu olay, sonradan parkın içindeki inişli-çıkışlı patikaları görünce, iyi bacak kası gerektirdiğini düşünmemek elde değil. Evet, herkes bir şekilde hayatını kazanıyor.

Parkı gezmeye devam edelim. Çünkü, yıllık 25 milyon kişi, parkı ziyaret etmektedir.

Amerika New York Manhattan

Carriage Rides

Parkta faytonlu bir gezi yapabilirsiniz. Parkın güzelliğini yaşamak için bu iyi bir yoldur. Bu yolculuk, önceden anlaşmak koşulu ile, 45 dakika ile 1.5 saat arasında sürmektedir. 45 dakikalık bu yolculuk maliyeti ise, 110 dolardır. 1.5 saatlik yolculuğun maliyeti ise, 165 dolardır.

Parkın güneydoğu köşesinden başlayarak, küçük ve modern “Hayvanat Bahçesi” ne doğru, küçük gölün kıyısında oturabilirsiniz. Hatta: göl kıyısındaki “Loeb Boathouse” denilen yerde, öğle ve akşam yemeği yiyebilirsiniz.

Ancak, park alanında yüzmek yasalara aykırıdır. Loeb Boathouse: burada tekne ve bisiklet kiralama, gondol gezintileri ve nefis bir yemek yiyebileceğiniz restoranlara ev sahipliği yapmaktadır.

Göl bir kayıkhane ile birlikte, Calvert Vaux tarafından, 1954 yılında tasarlanmıştır. Göl kıyısında oturarak, balık yemenin tadını çıkarabilirsiniz. Burada, düğün gibi etkinlikler de düzenleniyor.

Hayvanat Bahçesi

“Vahşi Hayatı Koruma Cemiyeti” tarafından işletilmektedir. 64’ncü cadde üzerindedir. 1997 yılında yenilenmiştir. Bahçede: kutup ayıları, tropikal kuşlar ve Kaliforniya deniz aslanlarını görebilirsiniz. Hatta: deniz aslanlarını beslemek, bahçenin en popüler etkinliğidir. Toplam 130 farklı türden hayvan bulunmaktadır. Burada hayvanların doğal ortamlarında yaşamaları için tüm dikkat ve özen gösterilmiştir. Giriş ücretli olup, yetişkinler 12 dolar, çocuklar 7 dolar.

Amerika New York Manhattan

Sonra: üç çizgili alışveriş merkezinden başlayarak, süslemeli “Bethesda Fountain&Terrace denilen yere uğrayabilirsiniz. Burası, 72’nci caddede, Park gölünün nefes kesici manzaralarını sunan bir yer olarak önem kazanmaktadır. Bir mimari harikasıdır.

Park alanında inşa edilmiş ilk yapılardan birisidir. İnşaat 1859 yılında başlamış ve iç savaş süresince devam etmiş ve 1863 yılında tamamlanmıştır. Günümüzde: burası yetenekli sokak sanatçıları tarafından, muhteşem manzarası ve insanları izlemek için sıkça kullanılmaktadır.

Amerika New York Manhattan

Alice in Wonderland

Park alanında, 74’ncü cadde üzerindedir. Burada: Alice ve White Rabbis ve onun diğer arkadaşlarının, bronz ve 11 metre boyutundaki heykelleri görülmektedir. Lewis Carrol’un klasik hikayesinde sözü geçenlerin tasvirleri, 1959 yılında hayırsever George Delacorte tarafından yapılan bağışlar ile inşa edilmiştir.

Yazın

Gölde dolaşmak için tekne kiralayabilirsiniz. Doğuda: oval “Conservator Water” denilen yer var. Burada: Hans Christian Andersen ve Alice Harikalar Diyarı heykellerini görebilir ve gölde, minyatür tekne yüzdürenlerin teknelerini izleyebilirsiniz.

Amerika New York Manhattan

64’ncü caddedeki “Mid-Park” bölgesinde; “Carousel” yani “Atlı karınca” bulunmaktadır. Burada: 3.5 dakikalık bir yolculuk için, 2 dolar ödemeniz yeterlidir. Nisan-Kasım ayları arasındaki süreçte açıktır. Her yıl, 250.000 ziyaretçi, park alanında buna binmektedirler. Çünkü 1871 yılından bu yana kullanılmaktadır.

Önceleri, park komisyonu, park alanı içinde ticari işletmelere karşı olmasına rağmen, sonunda bunun potansiyel gelirinin önemini fark ettiler. Bunun üzerine, ilk “Carousel” 1924 yılına kadar faaliyette kalmış ve daha sonra yenilenmiştir. 1908 yılında Solomon Stein ve Harry Golstein tarafından tasarlanan Carousel’de 57 el oyması at ve iki dekoratif savaş arabası bulunmaktaydı.

Yokuşun yukarısında: “Metropolitan Museum of Art” ve 19’ncu yüzyıl sonlarında, Mısır ülkesinin hediyesi olan, 3000 yıllık dikilitaş “Cleopatra’s Needle” görebilirsiniz.

Obelisk

Bu anıt: MÖ.1500 yılında, Firavun III Thutmosis tarafından, Kleopatra’nın saltanatının 30’ncu yılını kutlamak için dikilmiştir. Aslında: Mısırda yapılan bunlar birbirinin benzeri iki tanedir ve İskenderiye şehrindedir. Ancak: 19’ncu yüzyılın sonlarında, Mısır ülkesinin modernizasyonuna yapılan yardım nedeniyle, Mısır Hidivi tarafından, bunların biri New York şehrine ve diğeri Londra şehrine gönderilmişlerdir.

New York şehrine gönderilen anıt: Central Park’ta bulunduğu yere, Hudson nehri üzerinden, 4 aylık bir süreçte taşınmıştır. Evet: anıt 71 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 200 ton ağırlığındadır. Park bölgesinde, en eski insan yapımı olarak bilinir. Dikilitaş: tabanının her köşesinde: başlangıçta İskenderiye şehrinde Romalılar tarafından oluşturulan bronz destekler tarafından desteklenmektedir.

Amerika New York Manhattan

The Metropolitan Museum of Art-Metropolitan Sanat Müzesi: (The MET)

Fifth Avenue. 82. Street’de dir. Müze: Amerikalılar tarafından “MET” olarak isimlendirilir.

Müzenin, dünyanın en büyük müzelerinden biri olduğu söylenir. Müzede: 4500’den fazla resim ve çizim, 1 milyon civarında baskı, 4000 müzik enstrümanı, sayısız mobilya ve heykel bulunmaktadır. Bu eserler, müzede bulunan 250 salonda sergilenmektedir.

Yani, bir anlamda, müzede: dünyanın her köşesinden ve her çağı temsil eden kalıcı koleksiyonlar bulunmaktadır. Ancak mevcut koleksiyonun, yalnızca dörtte biri sergilenmektedir. Siz: eğer bu müzeyi ziyaret etmeyi düşünürseniz, uzunca bir zaman ayırmanız gerekir. Ancak, müze bölümleri iyi organize edilmiştir. Sergilenen eserler: uygun bir ortamda ziyaretçilere sunulmaktadır.

Müzenin en ilgi çeken bölümleri şunlardır

Amerikan Kanadı: burası, Birleşik Devletlerin mimari, dekoratif sanatlar ve güzel sanatları hakkında kapsamlı ve güzel örnekler sunmaktadır. Müzenin en geniş ve çeşitli eserler bulunan koleksiyonudur.

Lehman’ın erken İtalyan ve Fransız Empresyonist resimler Koleksiyonu: Burada: Avrupalı ustalardan El Greco’nun “Toledo Manzarası” ve Titian’ın “Venüs ve Kopuz Çalan” isimli resimleri görülebilir. Ayrıca: Pablo Picasso’dan, Jackson Pollack’a kadar oldukça sağlıklı bir koleksiyon da bulunmaktadır.

Michael C. Rockefeller kanadı: bu bölümde, rimitif sanat örnekleri sunulmaktadır.
Avrupa Resimleri kanadı: 15. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan bölüme ait Avrupa resimleri sunulmaktadır.
Mısır sanatı koleksiyonu.

American Museum of Natural History-Amerikan Doğa Tarihi Müzesi

Müzenin adresi: Central Park West. 79 th. Street.

Bu müzede: yaratılışla ilgili birçok şey ele alınmış ve sergilenmektedir. Kubbeli odada: 152 metrelik, Dinozor ve arka ayakları üzerinde duran “barosaurus” iskeletleri bulunmaktadır.

Aslında, müzede daha birçok dinozor ve pterodactyl bulunmaktadır. Ayrıca: yine burada kapsamlı “mineral” ve “cevher” koleksiyonları bulunmaktadır ki bu koleksiyonların dünya üzerindeki en büyük doğa koleksiyonları olduğu söylenir.

Evet, zamanla nesli tükenmiş olan bu hayvanların yanı sıra: Asyalı, Afrikalı ve Güney Amerikalı insanları inceleyen, üç boyutlu görüntüler, ilgi çekmektedir. Okyanus hayatına ait salonda, 28.5 metre uzunluğunda bir mavi balina sergilenmektedir.

Büyük bir meteor parçası ve Santiago Calatrava’nın paslanmaz çelik “Zaman kapsülü” de sergilenmektedir. Dünya ve uzay ile ilgili olan, ultra modern “Rose Center”de, gezegen kürelerini ve “Kozmik Çarpışma” uzay gösterisini izleyebilirsiniz. Çünkü, burada bir “İmax” tiyatro bulunmaktadır.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

 

Cloisters-Manastır

Burası: Hudson nehrinin ötesindeki tepede bulunan bir manastırdır. Adres olarak: Fort Tyron Park gösterilir.

Ancak, burayı ziyaret ederseniz, ortaçağ dönemine ait geri adım atarsınız. Pembe mermer kolonları bulunan Fransız manastırını, 12’nci yüzyıldan kalma “Cuxa Cloister” çiçek bahçesi çevreler.

Metropolitan Resim Müzesinin bir parçası olan koleksiyon: Ortaçağ dönemindeki resim ve mimariyi gözler önüne sermektedir. Vitray camlar, mine işleri, ikonlar ve ünlü Belçika tek boynuzlu at kilimleri burada sergilenen ürünlerden bazılarıdır. Müzede: 9 ile 16’ncı yüzyıl arasını kapsayan döneme ait yaklaşık 3000 eser sergilenmektedir.

Son bir not: müze gezinizde kaçırmamanız gereken bir yer: zarif kum taşı rölyeflerle dekore edilmiş, Dundor’un MÖ.15’nci yüzyıla ait Mısırlı Nubian Tapınağının önünde, yansıma yapan havuzu görün.

Evet, park alanına son eklenen yapıt: 1980 yılında, Dakota Apartmanı önünde öldürülen John Lennon’un anısına yaptırılmış “Strawberry Fields” anıtıdır.

Amerika New York Manhattan

Strawberry Fields

Bahçenin ismi: ünlü müzik topluluğu “Beatles” in bir şarkısının ismine atfen verilmiştir. Çünkü: Beatles topluluğunun üyesi “John Lennon”, akli dengesi bozuk ve fanatik bir hayranı tarafından, bu bölgedeki bir apartmanda yaşarken 8 Aralık 1980 tarihinde öldürülmüştür.

26 Mart 1981 tarihinde: kendisinin hayatını ve yeteneklerini anmak için, şehir konseyi tarafından, bu alan belirlenmiştir.

John’un karısı Yoko Ono tarafından seçilen, bu “gözyaşı” şeklindeki park John Lennon’un en sevdiği yerlerden biriymiş. Karısı Yoko Ono’nun 1 milyon dolarlık bağışı ile, burası yeniden peyzajlanmıştır.

Napolili İtalyan sanatçılar tarafından Pompei’den getirilen sade bir siyah-beyaz mozaik tabanda: Lennon’un başka bir şarkısının ismi “Hayal Et” yazılıdır. Bu barış bahçesini ziyaret ederseniz, dolambaçlı bir yolda, ağaçların gölgesinde yürüyebilirsiniz.

Resorvier çevresindeki 2.5 km. lik yol; yürüyüş severler arasında popülerdir. Spor aktiviteleri, park alanında her gün sürdürülmektedir ancak özellikle yazın, Pazar günlerinde park alanı birçok spor yapan tarafından doldurulur. Spor alanlarında: tenis alanları, buz pateni sahası, çocuklar için oyun bahçeleri ve kışın kayak yarışlarının yapıldığı, bisiklet ve yürüyüş yolları bulunmaktadır.

Amerika New York Manhattan

Yaz aylarında “Great Lawn” denilen yerde, ücretsiz açık hava konserleri düzenlenmektedir. Bu konserlere katılan guruplar ve sanatçılardan bazıları şunlardır: Bon Jovi, Diana Ross, Garth Brooks, New York Filarmoni, Metropolitan Operası.

Burası park alanının merkezinde “Büyük çimen” olarak bilinir. Dünyanın en ünlü çim alanı olarak tanınan 55 dönümlük bir yeşil meradır. Bir bahar günü, öğleden sonra piknik veya yaz güneşini yakalamak için harika bir yerdir. Nisan ortasından, Kasım ayı ortasına kadar yararlanılabilir.

Amerika New York Manhattan

Belvedere Castle” denilen yerde ise, sergiler ve etkinlikler düzenlenir.

Yapının iki balkonundan, park alanının en güzel ve en ünlü yerlerinin muhteşem panoramik manzarasını görebilirsiniz. Yapı 1865 yılında Calvert Vaux tarafından tasarlanmıştır. Güçlü taş cephe, büyük bir bayrak ile, park alanında ilginç bir görünüm sunuyor. Kalenin kulesinde: ulusal hava servisi rüzgarın hızı ve yönünü belirlemek için bilimsel aletler yerleştirmiştir.

1919 yılından bu yana, burada, rüzgarın hızı ve yağış gibi meteorolojik veriler değerlendirilmektedir. Bu faaliyet günümüzde de sürüyor. Ancak: 1983 yılında yapı yenilenmiştir.

Günümüzde, burada “Henry Luce Doğa Gözlemevi” bulunuyor. Burayı ziyaret ederseniz: kuşlar ve çeşitli hayvanlara ait iskeletler ve kartonpiyerden yapılmış örneklerini görebilirsiniz. Buraya giriş ücretsizdir. Kuş gözlemlemek isteyenler: kalenin dürbün ve teleskopları ile, bölgedeki yani park alanındaki “şahin, kerkenez” gibi kuşları görebilmektedirler.

Amerika New York Manhattan

Turtle Pond:

Belvedere kalesi dibinde: kuşlar, balıklar, kurbağalar ve kaplumbağaların bulunduğu bu göl görülmektedir. Bu kaplumbağalar, 1980 yılında sahipleri tarafından buraya bırakılmışlardır. O zamandan günümüze kadar, çoğalarak artmışlardır. Burası, 1998 yılında restore edilmiştir. Parkın gürültülü bölümlerinden kaçmak isterseniz, burası iyi bir tercih olacaktır.

Amerika New York Manhattan

Park alanının batısında, 81. Street üzerindeki “Delacorte Theater” denile yerde ise; Park Festivali döneminde, Shakespeare gösterimleri düzenlenir. Yani, 8 haftalık bir süreçte, günde 2 oyun sergilenir.

Ancak, bu gösteriler için kuyruğa girip bilet almanız gerekmektedir. Yani erken gitmenizi öneririm. Tiyatro, 1962 yılında kurulmuştur. Park alanının kalbindedir. 1872 seyirci kapasiteli, bir açık hava tiyatrosudur. Tiyatronun arka planında: Belvedere Castle ve kaplumbağalı gölet bulunur.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

 

HARLEM

Harlem: sanırım bu kelime gündeme gelince, buraya gitmenin ve girmenin sıkıntı yaratacağı, güvenli olmayacağı hemen akla gelmektedir. Ama, bölgenin büyük kısmı sorunlu olabileceği için, buraya gitmeyi düşünürseniz, rehberli turları tercih etmenizi öneririm.

Harlem

Central Park’ın kuzeyinden, 178. Street’e kadar uzanır. Burası: 1950’li yıllarda: Güney Eyaletlerinden ve Karayipler’den gelen 1 milyon Afro-Amerikalının yaşam alanı olmuştur. Günümüzde ise, bunların ancak dörtte biri kalmıştır.

Çünkü insanlar: şehirdeki konut programları ve yaşam standartlarındaki iyileşmeye bağlı olarak başka bölgelere gidiyorlar. Diğer bir söylentiye göre ise: baskılar sonucu, bir başka Harlem olan “Güney Bronx” denilen yere gitmek zorunda kalıyorlar. Afro-Amerikalılar: 1920’li yıllarda, Caz devriminin başlaması ile, başka yerlere taşınmaya da başlamışlardır.

Evet: Harlem, Hollandalılar tarafından kurulmuştur. 19’ncu yüzyılın sonuna kadar, Manhattan’dan ayrı bir yer olarak kalmıştır. Çünkü: buraya göçenlerin, orta sınıf Amerikalılardan uzakta yaşamaları istenmektedir.

O dönemlerden kalma bazı evlerin ön cepheleri halen görülebilmektedir.1919-1929 yılları arasında, bölgeye gelen zenciler, buraya canlılık getirmişlerdir. Bu süreçte; bölgede müzik çalınıyor ve caz sesleri yankılanıyordu. Bunun dışında, siyah Amerikalılar, dinlerini de getirip, buraya birçok kilise inşa ettiler. Kendi yemek kültürlerini getirdiler ve hareketli bir toplum oluşturdular.

Harlem bölgesindeki “Cotton Club” ve “Apollo”: birçok sanatçının çıkışına şahitlik yapmıştır. Cotton Club: caz müziği gece kulübüdür.

Amerika New York Manhattan

Apollo Theater

253 Batı, 125. Street üzerindedir. Şehrin, eski ve en ünlü müzikhollerindendir.

Frederick Douglass ve Adam Clayton Powell Jr bulvarları arasındaki, batı 125’nci Street’dedir.

Özellikle: animasyonlu gece şovlarıyla, sinema ve konser salonu olarak hizmet vermektedir. Bir zamanlar: Duke Ellington ve Cab Calloway gibi sanatçılar burada sanatlarını icra etmişlerdir. 1960-1970’li yıllarda düşüşe geçen yapı, 1975 yılında sinema haline dönüştürülmüştür.

1983 yılında ise, binanın sahibinin el değiştirmesiyle, yeniden canlanır ve 1985 yılında açılır. 1991 yılında devlet tarafından satın alınan yapı: kar amacı gütmeden, Apollo Theater Foundation Inc tarafından işletilmekte ve yılda, yaklaşık 1.4 milyon ziyaretçi çekmektedir.

Günümüzde, müzik ve eğlence isteyenler için burası idealdir. Biraz önce de sözünü ettiğim gibi “Yıldızların doğduğu, Efsanelerin oluştuğu yer” olarak bilinir. Aynı zamanda, siyahların müziğinin Amerika’da popüler olmasına yardım etmiştir. Genç yeteneklerin yarıştığı “Çarşamba” günleri yapılan “Amatörler Gecesi” oldukça gürültülüdür.

Harlem bölgesindeki gezimize devam ediyoruz. “Edgecombe Avenue” çevresindeki bazı sokaklar, günümüze kadar güzelliklerini koruyarak gelmişlerdir. Şehrin “George” mimari döneminden günümüze kalan bir örnek, bahçe içindeki gösterişli ev, yani “Morris-Jumel Mansion” dur.

Amerika New York Manhattan

Jumel Terrace Historic District

Aslında burada 49 tane ev bulunmaktadır. Bu yapılar: 1882-1909 yılları arasında inşa edilmiştir ve ahşap ve tuğla yapılıdırlar. Morris Jumel Mansion ise, 1765 yılında inşa edilmiş olup, bölgenin en eski yapısıdır.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

Morris-Jumel Mansion

Yapı: 1765 yılında yapılmıştır. Bağımsızlık savaşının başlangıcında George Washington tarafından karargah olarak kullanılmıştır.

1810 yılında ise, bina: Fransız şarap tüccarı Stephen Jumel tarafından satın alınmıştır. Daha sonra ise, Jummel’in dul eşi Eliza: ikinci kocası ve aynı zamanda Amerika’nın üçüncü Başkan Yardımcısı Aaron Burr ile evlenmiş ve burada oturmuştur.

Günümüzde, bu ev: 18’nci yüzyıldan 19’ncu yüzyıla uzanan döneme ait Amerikan dekoratif sanatının örneklerini sunan güzel bir müze olarak ziyarete açıktır. Evde, bolca dönem mobilyaları, dönem halıları ve duvar kağıtları bulunmaktadır.

Harlem bölgesinin doğu yakası: Porto Rico’lulara aittir. Bu bölgede “Spanish Harlem” ve “El Museo del Barrio” yu ziyaret edebilirsiniz.

Amerika New York Manhattan

El Museo del Barrio

Harlem bölgesinin doğusundadır. 1969 yılında kurulan müzede: Latin Amerika ve Karayip eserleriyle, Porto Rico ve New York şehrinde yaşayan Porto Ricolular’a ait sanat eserleri sergilenmektedir. Müzede: 6500 parçalık geniş bir koleksiyon bulunmaktadır. Özellikle: Kolomb öncesi ve geleneksel eserler ilgi çekmektedir. Ayrıca, 20’nci yüzyıla ait sanat ve el sanatı ürünleri de sergilenmektedir.

Amerika New York Manhattan

Striver’s Row

Burada, Sandford White tarafından tasarlanmış, zarif kasaba evleri görülür. Bu evler, New York şehrinin mimari mücevherleri olarak kabul edilirler. 1891-1893 yılları arasında, üst ve orta sınıf beyazlar için tasarlanmışlardır. Sıra evlerin arka bahçeleri bulunmamaktadır.

1940’lı yıllara gelindiğinde, evlerin çoğu çürüdü ve genellikle dışları değişmeden, içindeki orijinal dekoratif dekorasyon tamamen değiştirilmiştir. 1995 yılından sonra ise, bu binaların çoğu, orijinal hallerine benzeyen şekilde restore edilmeye başlanmışlardır.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

 

Sokaklarda, şu cümleyi görürsünüz “Devam edin, SoHo, işte Harlem”

Amerika New York Manhattan

Studio Museum

125 th. Street’de, Malcolm X Corner bölgesindedir. Burada: Afrikalı Amerikalıların ve daha önceki Afrikalıların sanat sergileri bulunmaktadır.

Müze, Amerika’da, bu sanata adanmış ilk müze olarak 1968 yılında kurulmuştur. 19 ve 20’nci yüzyıldaki Afrikalı Amerika kökenli sanatçıların çalışmaları bulunmaktadır. Müzenin daimi koleksiyonunda: çizimler, pastel, baskı, fotoğraf ve karışık çalışmalar ve sistemler de dahil olmak üzere, 1600’den fazla eser sergilenmektedir.

Özellikle: 1906-1893 yılları arasındaki “Harlem Toplumu” tarihçesini ortaya koyan fotoğraf çalışmalarının da olduğu arşiv ilgi çekmektedir.

Amerika New York Manhattan

La Marqueta

Burası, 112 ve 116’ncı Street’ler arasında kalan bir alışveriş merkezidir. Mutlaka gitmenizi öneririm.

New York Times gazetesi tarafından, Harlem bölgesinin en görülmesi gereken simge mahallesi olarak seçilmiştir. 1936 yılından bu yana: satıcılar burada kendi tezgahlarını kiralayabilmektedirler.

Bu tezgahlarda: takılar, gıdalar, geleneksel ilaçlar, Latin müzik kayıtları ve malzemeleri bulup satın almak mümkündür. Mahalle aynı zamanda büyük ölçekli konutlar için de bir buluşma yeri olmuştur. Bölgedeki beş binanın üçü yanmış, yalnızca dördünce bina günümüze kadar ulaşmıştır.

Malcom Shabazz

116’ncı cadde üzerindedir.
Burası bir alışveriş yeridir ve mutlaka pazarlık yapmanız önerilir. Burada: Afrika el sanatları ve tekstil doludur. Erkek, kadın ve çocuklar için saç örgü butikleri, oyma ahşap figürler ve el yapımı Afrika tarzı giysiler satılmaktadır.

Hamilton Height

Burası “Sugar Hill” olarak da bilinir. Bir zamanlar, Başyargıç Thurgood Marshall ve Sugar Ray Robinson’un yaşamış olduğu, sevimli sıra evler görülür. Yani burası Harlem bölgesinin batısındaki bir mahalledir. Bu mahallede: New York City College, Harlem Dans Tiyatrosu, Harlem Sanat Okulu bulunmaktadır.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

CATHEDRAL OF ST JOHN THE DİVİNE-GÜZEL AZİZ JOHN KATEDRALİ

1047 Amsterdam Avenue bölgesindedir. New York şehrinin resmi katedralidir.

Bu yapı: dünyanın en büyük “Gotik” katedralidir. 1888 yılında tasarlanan yapının inşaatına 1892 yılında başlanmış ve dünya savaşları sırasında duraksamasına rağmen, 1909 yılında tamamlanmıştır.

Yapının uzunluğu 183 metre, yüksekliği 71 metre ve nefin iç yüksekliği 67.8 metredir. Toplam kapsadığı alan: 11.200 metrekaredir. 2001 yılında büyük bir yangın sonucu kapatılan yapı, onarılarak 2008 yılında yeniden hizmete açılmıştır.

Ayrıca, modern yapısıyla, dini ve kültürel bir merkezdir. Vitray camlı pencereler: sporları, Amerikan tarihini, tıbbı, dini konuları tasvir eder.

Oymalı mihrabı ise, azizlerin heykeller süsler. Burada: Christof Colombus ve Abraham Lincoln portreleri de bulunmaktadır. Özellikle: Amsterdam Avenue üzerindeki büyük bronz batı kapıları, dikkat çekmektedir. Bu kapılar, 1927-1931 yılları arasında dizayn edilmiştir.

Bunlar “Altın kapılar” olarak bilinmektedirler. Kapıların üzerinde bulunan kabartma paneller dizisinde: Eski ve Yeni Ahit ve Kıyamet sahneleri tasvir edilmektedir.

Katedral, günümüzde New York şehrinde müzik-konser performanslarının sunulması için önemli bir merkezdir. Burada, org resitalleri düzenlenir. Ücretsiz ve halka açık bu resitallerde, yerel müzisyenler ve piyanistler sahne alırlar.

Amerika New York Manhattan

COLOMBUS CİRCLE

Crossroads of Broadway, Central Park West ve Central Park South arasındadır. New York şehrine gelen tüm resmi mesafeler, buradan ölçülür. Mahalle: her yöne çember şeklinde dolanan birkaç bloktan oluşmaktadır. Yani, çevre tamamen gökdelenlerle sarılı, karmaşık bir trafik gibidir.

Donalt’s Trump otel, tam ortada yükselir. Ama, bölgede kalabalıkları çeken yer “Time Warner Center” dır.

Burada “The Shops” alışveriş merkezi, Carier, William-Sonoma ve Thomas Pinki de dahil olmak üzere, iyi modacıların ve ünlü markaların bulunduğu 40 mağaza görülür. Ayrıca, yine son moda ancak çok pahalı restoranlar da vardır.

Burayı ziyaret etmek isterseniz, trafik olmayan “Pazar” gününü tercih etmelisiniz. Bu gezinizde, özellikle “Colomb” heykelini görmenizi öneririm. Heykel: İtalyan heykeltıraş Gaetano Russo tarafından yapılmıştır. 1892 yılında, Amerika’nın Colomb tarafından keşfinin 400’ncü yılı anısına dikilmiştir. Mermerdir ve 21 metre yüksekliktedir.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

MİDTOWN

Şehrin ortasındadır. Şehrin en yüksek ve en ünlü binalarının bir kısmı buradadır. Bunların en ünlüleri: Empire State Building ve Chrysler binasıdır. Ayrıca: Rockefeller Center, Broadway ve Times Meydanı, yine buranın önde gelen yerleridir.

Bölgenin batı bölümü: Chelsea, doğu bölümü ise: Gramercy ve Stuyvesant olarak bilinir. Her iki bölgenin ortasında ise “Flatiron” mahallesi bulunur. Bölgenin doğusu: East River’a kadar “Hastaneler” ile doludur.

Gramercy

Gramercy parkını çevreleyen bölüm, mesken ağırlıklıdır.

Flatiron

Burası, adını 1910 yılında yapıan, dünyanın en yüksek binası olan “Flatiron binası”ndan almaktadır.

23 ile 42’nci sokaklar arasında kalan bölümün batısı: “Clinton”, doğusu ise “Murray Hall” olarak bilinir. 42. Sokak, bölgenin merkezidir.
42 ile 59 sokaklar arası: yoğun ve yüksek yapılaşmaya sahiptir ve burada önemli iş merkezleri bulunmaktadır.

Bunlar

1. Rockefeller Merkezi.
2. Chrysler
3. Sony
4. Metlife
5. Citibank

Midtown bölgesi: her zaman için şehirdeki gezinin başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir. Oteliniz bu bölgede ise şanslısınız, yoksa bir şekilde bu bölgeye gelmelisiniz.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

ROCKEFELLER CENTER

1928 yılında: John Rockefeller: bu bölgeyi gizli içki satılan yerlerden kurtarmak için “Columbia Üniversitesi” nden kiralamıştır.

Fifty ve Sixth Avenue arasında, 48 ve 51. Street’e kadar yükselen bölgede: devasa kule kümeleri göreceksiniz ki, bunlar New York şehrinin karşı konulmaz cazibesini yaratırlar. Bu kulelerin her biri, mimari birer başyapıttır. Gün boyunca binlerce büro çalışanı, alışverişe çıkanlar, sokak satıcıları, müşterileri ve ağır işçiler bu bölgede koşuşturup dururlar. 1987 yılında, bu bölge “National Historic Landmark” yani “Ulusal Tarih Hazinesi” ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Amerika New York Manhattan

Evet: burası gerçekten zenginlik ve görkemin gerçek bir göstergesidir. Yükselen iş dünyasının ilk gökdelenleri: bir yer altı yaya yolu ile birbirlerine bağlanmışlardır. Bu yer altı yolunda: 200’den fazla mağaza ve restoran bulunmaktadır. “Concourse” olarak isimlendirilen bu alışveriş bölgesine iniş için, binalarda merdivenler, kuzey ve güney bölümlerde ise asansörler bulunmaktadır. Batı Concourse bölgesine girişler, 47 ve 50 caddelerdeki metro istasyonlarından yapılabilir.

Amerika New York Manhattan

Channel Gardens’in: 50. Street’in güneyindeki Fifth Avenue’den, alçak plazaya kadar uzanan bölümde: fıskiyeli ve çiçekleri görmemek mümkün değildir. Yani: buradaki bahçeler her zaman süslüdür. Özellikle: Noel zamanı; devasa “Norveç Çam” ağacı muhteşem bir şekilde ışıklandırılır. Bahçeler: Maison Française ve British Empire Building’i birbirinden ayırır.

Ağaç: Kasım-Aralık aylarında ışıklandırılır. Biraz önce sözünü ettiğim gibi “Norveç Ladini” olarak bilinen bu ağaç: 21-30 metre boyutlarındadır. 1933 yılından bu yana, her yıl başında süslenmektedir. 2011 yılı etkinliklerinde: 23 metre boyutundaki ağaç süslenmiş, 30 Kasım ile 6 Ocak tarihleri arasında ise ışıklandırılmıştır.

En sonda ise: Rockefeller Plaza bulunuyor. Burası: yazın şemsiyeli bahçe kafeleri ve kışın ise buz pateni sahası ile önem kazanmaktadır. Plaza“Prometheus” heykeliyle korunuyor. Buz pateni yapanları seyretmek isteyenler için “Rock Center Cafe” yi önerebilirim.

Amerika New York Manhattan

Bölgedeki “Radio City Music Hall” binası,

1932 yılında yapılmıştır. O yıllarda, dünyanın en büyük ve en zengin tiyatrosu olarak bilinmektedir. 6000 seyirci kapasitelidir. Yapı, 1978 yılında, New York şehrinin simgesel yapısı olarak ilan edilmiştir. 1999 yılında büyük bir restorasyon faaliyeti yaşanmış ve yapının “Deco” tasarımı, dünyanın en büyük örneklerinden biri olmuştur. Günümüze kadar olan süreçte, burada yapılan gösterilere 300 milyon ziyaretçinin katıldığı söyleniyor.

Merkezin en yüksek kulesi ise: NBC Televizyonunun evi olan “GE building (General Elektrik) ” dir. Yapının yüksekliği 266 metre ve toplam 70 katlıdır. Kulenin 65’nci katında bulunan ve 2005 yılında tamamlanan “Rainbow Room” yani “Gözlem Terası” ndan Manhattan yöresinin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.

Bir transatlantik güvertesini anımsatacak şekilde inşa edilmiş burada: 6 metre genişliğinde görüntüleme alanı, ziyaretçilere hizmet etmektedir. Ayrıca: ünlü “Rainbow Room Club” yine, 65’nci katta bulunmaktadır. Rockefeller ailesinin ofisi ise: 54-56 katlar arasındadır. Multimedya sergisi: 67-70’nci katlar arasındadır. Burada, merkezin tarihini keşfedebilirsiniz.

Amerika New York Manhattan

Gözlem terasına çıkmak için gereken bilet: 5’nci katta satılıyor. Yine: 65’nci kattaki “Gökkuşağı Odası” nda: bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Burayı gece ziyaret ederseniz, Manhattan bölgesinin gece ışıklandırılmış halini de görebilirsiniz ki muhteşemdir.

Evet, burada gezeceğimiz son yer “Metropolitan Opera House” binasıdır.

Bir zamanlar, merkezin, bu opera evinin çevresinde inşa edilmesi düşünülmüştür. Günümüzde burada “Radio City Music Hall” bulunuyor. Kral XIV. Louis: lobinin titrek ışıklı avizelerine ve aynalarına hayran kalırmış. 6000 seyirci kapasiteli “Oditoryum” yarım daire ışık düzenlemeleriyle aydınlatılmıştır. 1970 yılında: buranın tamamı yıkıldı ve daha sonra yeniden yapıldı.

Burayı ziyaret ederseniz: Amerika’nın ünlü dansçı kızlarından oluşan “Rockettes” gurubunun şovlarını izleyebilirsiniz.

Amerika New York Manhattan

CHELSEA

Burası, günümüzde şehrin “Gay” kültürünün merkezidir. Ayrıca, şehrin yeni sanat merkezi olarak da bilinir. Bölge: 1970 ve 1981 yıllarında genişletilmiştir. Özellikle: 1977 yılından k alma, bitişik bloklar dönemi mimarisinin özel örneklerini burada görmek mümkündür.

Mahallede: apartman şeklinde konutlar, apartman blokları ve birçok parakende işletme bulunmaktadır. Bunun sonucunda: etnik ve sosyal nüfus yoğunluğu görülür. Mahallenin batı kesiminde yeni binalar ve depolar ve birçok sanat galerisi bulunmaktadır ki, bu sanat galerileri New York şehrinin bir sanat merkezi haline gelmesinin en büyük etkenidir.

Evet, günümüzde burada: çok sayıda: etnik restoranlar ve giyim butikleri bulunmaktadır. Ama yazının başında belirttiğim gibi, burada büyük bir eşcinsel nüfus barınmaktadır ve bunlara “Chelsea çocukları” denmektedir.

Amerika New York Manhattan

GRAMERCY PARK

Burası, Manhattan bölgesinde, çitlerle çevrili özel bir parktır. Park: Gramercy mahallesinde bulunduğu için, mahallenin ismini almıştır. New York şehrindeki, iki özel parktan birisi olarak önem kazanmaktadır.

Yaklaşık 2 dönüm büyüklüğündedir. Söylediğim gibi, bu özel parka girmek için, park çevresinde yaşayan insanlarda, parkın anahtarı bulunuyor, yani ziyaret mümkün değil, bu yüzden fazla ayrıntıya girmeden konuyu geçiyorum.

Amerika New York Manhattan

FİFTH AVENUE

Burası adanın merkezidir. Greenwich Village’deki Washington Square’den başlar. Özellikle: 34’ncü Street ve Central Park arasındaki bölüm, tamamen lükstür. Yani, bir anlamda, dünyanın en pahalı caddesidir de denilebilir. 2008 yılında “Forbes Dergisi” burayı “Dünyanın en pahalı caddesi” olarak seçmiş ve ilan etmiştir.

Burada: Tiffany’nin mücevher mağazasının, Cartier’in veya Van Cleef&Arpels’in elmaslarla süslü vitrinlerini görebilirsiniz. Ya da; “Saks Fifth Avenue, Bergdorf Goodman ve Henri Bendel” gibi alışveriş merkezlerini gezebilirsiniz.

Trump Tower

Evet, burada görmenizi önereceğim diğer bir yer: 56’ncı Street’deki “Trump Tower” dır. Kulenin avlusunu görmenizi öneririm. Bu avlu: serin, havadar, 6 katlı, bordo renkli mermer ve pırıltılı pirinçle donatılmıştır. Avlunun çevresinde ise, eşi-benzeri bulunmayan mağazalar dizilmiştir.

Diamond Row

West 47. Street caddesine giderseniz: karşınıza “Diamond Row” çıkar. Burada, siyah paltolu, üniformalı, sivil polislerin koruması altında, ellerinde pırıltılı poşetlerle oraya-buraya koşturan Doğu Avrupalı bir Yahudi tarikatının üyelerini görebilirsiniz. Evet, burası mücevher ve elmaslara ayrılmış bir sokaktır. Toptan satış fiyatına: burada muhteşem mücevherler bulabilirsiniz.

Amerika New York Manhattan

Atlas Heykeli

1937 yılında yapılan bu bronz heykel, Rockefeller Center bölgesinde, Fifth Avenue, St Patric Katedrali önünde bulunmaktadır. Heykel: antik Yunan dönemi tanrısını ifade etmektedir. Heykelde: Atlas; gökleri tutar. Boyu 15 metredir. Halkalı küre: kuzey-güney yönündedir ve omuz noktalarında “Kuzey Yıldızı” görülmektedir.

Apple Store

Burası: bilgisayar ve tüketici elektroniği üzerine yoğunlaşmış bir alışveriş merkezidir. Mağazada: kişisel bilgisayarlar, yazılım, ipod, ipat, iphone gibi ürünler, aksesuarlar ve diğer birçok elektronik ürün satılmaktadır. Burası: bölgede en çok fotoğraflanan yapı olarak da önem kazanmaktadır.

Amerika New York Manhattan

St.Patrick’s Katedrali

Katedral: 50. ve 51. Street arasındadır. Atlas heykelinin hemen karşısındadır.
Almanya-Köln şehrindeki katedralin aynısı yapılmaya çalışılmış olsa da, katedral: hemen yanındaki “Rockefeller Center” ve “Olympic Tower” ın gökdelenleri arasında kaybolmuş sayılabilir.

Katedral inşaatına: 1858 yılında başlanmış ve 1879 tarihinde tamamlanmıştır. 17 Mart “Aziz Patrik” gününde: İrlandalı Katoliklerin geçit töreninde, Kardinal, yürüyenleri selamlamak için, dışarı çıkmaktadır.

Katedralin gotik çan kulesi: Fifty Avenue üzerinde, gökyüzüne yükselir. Yapının içine girerseniz: dev org ve mozaikli pencerelerini görebilirsiniz. Burada, aynı anda 2200 kişi ibadet edebilmektedir. Kule: 100 metre yüksekliktedir. Yapının uzunluğu 332 metre, genişliği 174 metredir.

Katedral, özellikle yukarıdan bakıldığında, son derece etkileyicidir. Ancak, dış yüzeyinin kirliliği-kurumu da dikkatinizi çekecektir ki, şu sıralar büyük bir restorasyon çalışması sürdürülmektedir.

Cooper-Hewitt Ulusal Tasarım Müzesi-Cooper Hewitt National Design Museum

Fifth Avenue. 91. Street üzerindedir.

Müze: Andrew Carnegie’ye ait bir konakta bulunmaktadır. Adres olarak, 2E 91 Street denilmektedir. Müzenin kalıcı koleksiyonunda bulunanlar: büyük tekstil ürünleri, duvar kağıdı sergileri ve kısacası grafikten dekorasyona kadar hem çağdaş hem de tarihi tasarımlardır. Bazı değişken sergiler, ciddi ve moderndir.

Jewish Museum-Yahudi Müzesi

Fifth Avenue. 92.Street’dedir.
Müzede: Yahudi törensel eşyaları, İsrail’den kalan arkeolojik parçalar ve mükemmel avangart sanat eserleri bulunmaktadır. Yani, bir anlamda: Musevi kültür ve sanatına adanmış bir müzedir.

Frick Collection

70.Street ve Fifth Avenue’dedir.

Müzede: sanayici Henry Clay Frick’in klasik Avrupa resimleri, eşyaları ve diğer değerli eserleri sergilenmektedir. Sergi mekanı, sanayicinin kendi evidir.

Çünkü: Frick, burada yaşamıştır.
Müzenin en büyük özelliği: bir günde görebileceğiniz kadar küçük olması ve koleksiyonun son derece değerli olmasıdır. Müzede sergilenenlerin başında gelenler şunlardır: porselenler, nadide halılar, beaux ev sanatı ürünleri, mineler.

Müzeyi ziyaret ederseniz: bir süre arka avluda dinlenebilirsiniz. Sonra ise, dünyanın en ünlü resimlerinden bir kısmını barındıran 18 galeriyi gezebilirsiniz.

Renoir’in “Anne ve çocuk”, Romney’in “Tabiat”, Lady Hamilton’un ya da El Greco’nun nefis, kırmızı giysili “St. Jerome” isimli resimleri, görebilecekleriniz arasındadır.

Ayrıca, yine: Rembrant, Titian, Gainsborough, Vermeer gibi sanatçıların eserleri de sergilenmektedir.

Museum of The City of New York-New York Kent Müzesi

Fifth Avenue. 104. Street’dedir.
Müze: şehir tarihi açısından önemlidir. Şehrin geçmişi burada görülebilir. Büyük eski oyuncaklar burada görülebilir.

İnternational Center of Photography-Uluslar arası Fotoğraf Sanatı Merkezi

Fifth Avenue. 94. Street’dedir.
Müzede: kütüphane, sergi galerileri ve laboratuarlar bulunmaktadır.

Solomon R. Guggenheim Museum

Fifth Avenue. 89. Street üzerindedir.

Müzenin mimari yapısı, içindeki eserler kadar ilgi çekmektedir. Yapı: Frank Lloyd Wright tarafından tasarlanmıştır. Müzede: 19 ve 20. yüzyıl koleksiyonları yanında: Paul Klee, Kandinsky ve Chagall isimli sanatçıların eserleri bulunmaktadır. Ek binada ise: Van Gogh, Gauguin, Modigliani ve Picasso’nun eserleri bulunmaktadır.
Evet, gelelim müze gezimize.

Bu kıvrımlı binaya girdiğinizde, ilk göze çarpacak olan: ressam Frank Lloyd Wright’tır. Kendisi: New York şehrinin: aşırı nüfuslu olduğunu, gereğinden fazla binaya sahip olduğunu ve mimari değerlerden yoksun olduğunu savunuyordu.

Yüksek cam bir kubbenin altında, sürekli dolanan eğimler “Solomon R. Guggenheim” in çeşitli koleksiyonlarından geçerek, aşağı doğru kıvrılır. Buradaki sürekli sergilerde eserleri bulunan sanatçılar şunlardır: Picasso, Klee, Chagall, Kandinsky.

Koleksiyonda: Pollock’un soyutçuluğundan, Matisseve Van Gogh’un empresyonizmine kadar çeşitli resim tarzları bulunmaktadır. Müzedeki fotoğrafçılık sergileri: Robert Mapplethorpe’nin gözlerinden izlenir.

Moma-Museum of Art- Modern Sanatlar Müzesi

Fifth ve Sixth Avenue arasında, Batı, 53 Street üzerindedir.

Bu müze: kısaca “MoMa” olarak bilinir. Bu müze: 1800 yılından bu güne kadar, 100.000’den fazla sanat eserine sahip, Rockefeller ailesi tarafından desteklenmektedir.
Ancak, mevcut koleksiyonun yalnızca bir kısmı sürekli olarak sergilenmektedir.

Evet, bu müzeyi ziyaret ederseniz: 20. yüzyılın modern sanatının resimli tarihinde gezinebilirsiniz. Çünkü, günlük yaşamda kitap ve dergilerde görülen resimlerin, burada orijinallerini görmek mümkündür. Birbiri ardına sıralanan sergi odalarında: Cezanne’nin “Yıkanan” ve Van Gogh’un “Yıldızlı gece” gibi değerli resimleri bulunmaktadır.

Ayrıca: Picasso’nun “Kübist” dönem çalışmaları, Monet’in “Zambak çiçekleri” isimli tabloları da sergileniyor. Müzede: ayrıca büyük bir heykel koleksiyonu ve bir de fotoğraf koleksiyonu bulunmaktadır. Giriş ücretlidir, ama şehri ziyaret ederseniz, özellikle ve öncelikle bu müzeyi ziyaret etmenizi öneririm.

Amerika New York Manhattan

42. STREET

Manhattan yöresinin en iyi bilinen tiyatroları ve özellikle Broadway ve Times Square buradadır. Cadde: 20’nci yüzyılın başından bu yana, New Yorklular için özel bir yer tutar. Şehrin en ünlü yapıları buradadır ki, bunların başlıcaları: BM Binası, Chrysler Building, Grand Central Terminal, Times Square, Port Arthority Otobüs Terminali.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

Birleşmiş Milletler 

Birleşmiş Milletler Genel Merkezi: First Avenue bölgesinde, 42. ve 48. Street arasındadır. Turtle Bay mahallesinde, East River’a bakan bir alandadır.

Kuruluş aşamasında: Birleşmiş Milletlere üye ülkeleri, merkezin burada yapılabilmesine ikna olmaları için; John D. Rockefeller tarafından, 17 dönümlük bu alan hediye edilmiştir. Arazinin 8.5 milyon dolarlık bedeli, John D. Rockefeller tarafından karşılanmıştır.

Bu alana: 1950’lerin başlarında, aralarında büyük usta “Le Corbusier” in de bulunduğu mimarlar topluluğu tarafından, bir bütünlük ve uyum taşıyan binalar inşa edilmiştir. Kompleks 1952 yılında tamamlanmıştır.

Burada: Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi dahil olmak üzere, Birleşmiş Milletlerin ana organları bulunmaktadır. Genel Merkezin toprakları: Eyalet ve Federal Yasalara bağlı olmakla birlikte, uluslar arası toprak olarak kabul edilir.

Üye devletler: kompleksin bazı bölümlerine katkıda bulunmuşlardır. Örneğin: 3 konsey odası: İsveç, Norveç ve Danimarka’nın hediyesidir. Amerikalı öğrencilerin hediyesi olan havuzdaki “Barbara Hepworth” heykeli ise, İngiltere’nin hediyesidir.

Yapıda: Sekreterlik kuleye, Genel Kurul ve Konseyler ise: konkav çatılı, aşağıdaki bloğa yerleştirilmişlerdir.

Evet, Genel Kurulu toplantı sırasında görmek mümkündür. Genel Kurul Salonu: 50 metre uzunluğunda, 35 metre genişliğinde, 1800 kişi oturma kapasitelidir. Panelli duvarların önünde, misafirler için oturma alanları ve duvar içinde çevirmenler için izleme pencereleri bulunmaktadır.

Salonun tavanı 23 metre yüksekliktedir ve gömme ışıklar ile çevrili sığ bir kubbe ile örtülmüştür. Salonda her bir heyet için (yani 192) bir masa, önde 6 koltuk ve arkada 3 yedek koltuk bulunmaktadır.

Bunun için: lobideki danışma masasından, rehberli bir tur için bilet almanız gerekir. Burada bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Birleşmiş Milletlerin hediyelik eşya dükkanından, dünyanın her yöresinden gelen çeşitli el işlerinin güzel örneklerini bulup satın alabilirsiniz. Buradaki postanede ise: yalnızca kompleks içinde postalanan kartlar için kullanılan “BM pulları” satılmaktadır.

Yapının dışında ise, Birleşmiş Milletler üyesi, tüm milletlerin bayrakları dalgalanmaktadır. Ülkemizden çok uzakta, Türk bayrağını görmek insanı duygulandırıyor. 193 üye ülkeye ait bayraklar, İngilizce isimlerinin alfabetik sırasına göre dizilmektedirler.

Son olarak: kompleksin bahçelerindeki açıkta sergilenen heykeller ilginizi çekebilir. “Düğümlü tabanca” heykeli şiddete karşı koymayı ifade etmektedir. Lüksemburg hükümeti tarafından hediye edilen heykel, sanatçı Colt Python tarafından yapılmıştır. Berlin Duvarının bir parçası da, kompleksin bahçesinde bulunmaktadır.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

Chrysler Building

Art Deco tarzındaki bu gökdelen: Manhattan bölgesinde, 42’nci cadde üzerindedir. 1928 yılında başlanılan inşaat: 400 bin perçin ve 4 milyona yakın tuğla kullanılarak, 20 Mayıs 1930 tarihinde tamamlanmıştır.

Evet, 42’nci caddeye yolunuz düşerse; “Chrysler Building”in: paslanmaz çelikten kulesini görebilirsiniz. İç bölüm çelik olmasına rağmen, yapı tuğladır.

Bina: 319 metre yüksekliktedir ve bu yükseklik ile, 1931 yılında yapılan, 311 metre yükseklikteki Empire State Binasından daha yüksektir. Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin yıkılmasından sonra, New York şehrinin en yüksek ikinci binası olmuştur.

Parlak-beyaz tuğlalı kulenin en iyi silueti: uzaktan görülebilir. Arabaya benzeyen binanın; “Chrsler” otomobillerinin radyatör kapağından esinlenilen garip oluk ağızları, yakındaki otellerin üst katlarından görülebilmektedir. Binanın en üstünde, tepesinde ise “jant” tarzı bir heykelcik bulunmaktadır.

Yapının lobisindeki duvar resmi: “Fred Astaire” ve “Ginger Rogers” tarafından yapılmıştır.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

Grand Central Station (GCT)

Caddenin doğusunda: Park Avenue sonunda “Vanderbilt” demiryolu imparatorluğunun son durağı olan “Grand Central Station”u görebilirsiniz.

Burası büyük bir istasyondur. Yapı: 1920’lerde tamamlanmıştır. Terminal, toplam olarak 48 dönümlük bir alana yayılmıştır.
Ön cephedeki büyük saatin üzerinde, pek çok Roma tanrısı uzanmış, ayakta durmaktadır. Bunlar arasında bulunan “Kartal heykeli”; Amerika’nın tanrılarla ilişkisini betimler.

İstasyon içinde: aşağıda ve yukarıda olmak üzere: yani 2 katlı, birçok demiryolu hattı bulunmaktadır. Yukarıda 66 ve aşağıda 57 tane olmak üzere, toplamda 123 tane olan demiryolu hatları: her gün, çoğunlukla banliyölerde yaşayan ve işiyle evi arasında gidip gelen, 500 bin yolcuyu taşımaktadır.

Ana salon: 84 metre uzunluğunda, 37 metre genişliğinde ve 38 metre yüksekliktedir. Genellikle kalabalıklarla doludur. Bilet satış makinaları çıkması üzerine, artık kullanılmayan birçok bilet satış gişesi bulunmaktadır.

İstasyonun hemen üzerinde “Met Life Building” isimli bir gökdelen bulunmaktadır.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

Tımes Square ve Broadway

Times Meydanı: Broadway ve Seventh Avenue arasında, 42. Street kuzeyindedir. 47. Street’e kadar uzanan alanı kapsamaktadır. Yani: iki büyük cadde, Times Meydanı olarak bilinen üçgeni oluşturmak üzere birleşirler.

1904 yılında “New York Times” bu meydandaki yeni binalarına taşınınca, yılbaşı akşamı, havai fişeklerle kutlama yapılmış ve bu kutlamalar her yıl geleneksel hale getirilmiş ve günümüzde de sürdürülmektedir. Malum; “The New York Times” dünyanın en saygın gazetelerinden birisidir.

Meydan: pek çok sinema ve tiyatroyu barındırır. Buralarda: filmlerin ve tiyatro oyunlarının ilk gösterimleri yapılır. Burada, aynı zamanda: gece kulüpleri ve seks dükkanları da bulunmaktadır. Tüm bunların yanında, elbette mükemmel restoranlar ve barlar da görülür. Sokağın aşağısında: sokak göstericileri, fahişeler, uyuşturucu satıcıları ve sarhoşları görmek mümkündü.

Ama, günümüzde: “Times Square”nin çehresi oldukça yenilenmiştir. Bu yenilenmenin dayanak noktası “Disney” dir. Önceki yıllarda: korku ve porno filmlerinin gösterildiği salonlar, orijinal güzelliklerine ve asıl işlevlerine uygun olarak restore edilmişlerdir. Uyuşturucu ve pornonun yerini “Virgin” ve diğer şık mağazalar almıştır.

Zaten, New York şehrinin son dönemlerdeki turistik potansiyelinin artmasının en büyük sebebi, alınan güvenlik önlemlerinin yoğunluğudur. Özellikle, akşamları yani hava kararmaya başladıktan sonra, inanın, sanki her 100 metrede bir lacivert üniformalı bir polis memuru görmek mümkündür. Elbette bu durum, ziyaretçilere büyük güven veriyor.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

Gelelim Broadway hakkında bilgiler vermeye.

Broadway ismi

New Amsterdam” olarak bilinen bu bölgenin eski adından, Hollandaca olarak kullanılan “Brede weg” isminden türetilmiştir.

Meydanın batısındaki sokaklarda: tiyatrolar sıralanır. Bu tiyatro bölümü “Great White Way” yani “Büyük Beyaz Yol” yani “Broadway” olarak bilinmektedir ve gayet şaşaalıdır. Biraz önce sözünü ettiğim gibi, buradaki eski tiyatrolar restore edilmiştir. Yeni tiyatrolar ise “MTV” ve “Toysrus” ile aynı sokaktadır. Bu bölge, Amerikan tiyatro endüstrisinin dünya çapında bilinen ve tanınan merkezidir.

Özellikle, hava karardığında: tiyatro panolarının kenarlarından kayan ışıklar ve dev ilan panoları, görkemli ışıklandırma sistemiyle, bölgenin güzelliğini oluşturur. Burada neonlar hiç sönmez, özellikle akşam saatlerinde, buranın güzelliğini mutlaka görmelisiniz. Özellikle: ilan panoları, yeni gösterimdeki filmlerin büyük devasa afişleri ilgi çeker. Ben burayı gezerken: özellikle dikkatimi çeken üç husus oldu.

Amerika New York Manhattan

Bunlardan bir tanesi: meydanın bir köşesinde, üzerinde bikiniyle gitar çalan ve önünde, yere koyduğu kovboy şapkasında para toplayan bir bayan: onun hemen biraz ilerisinde, bu kez, üzerinde yalnızca bir iç çamaşırı bulunan ve yine gitar çalan, önünde yerdeki kovboy şapkasına para toplayan bir erkek.

Son olarak şunu da hatırlamadan geçemeyeceğim: tam “Hard Rock Cafe” önünde karşıdan karşıya geçerken, yanımdaki arkadaşım ile konuşurken, konuşmamızı duyan bir bayan, kendisinin de Türk olduğunu söyledi ve resmini çekmemizi rica etmişti. Dünyanın bir ucu da olsa, New York da da Türklerle karşılaşmamak olası değil.

Evet, Times Square ve Broadway bölgesinde güzel bir yürüyüş yaptıktan sonra: Manhattan bölgesinin 1920’lerden günümüze kalan en büyük anıtlarından olan “Algonquin Hotel” in lobisindeki koltuklarda oturarak dinlenebilirsiniz. Hatta “Blue Bar” da bir şeyler içebilirsiniz.

Amerika New York Manhattan

Times Meydanı denilince,

özellikle “Yeni Yıl Kutlamaları” nda, yüzbinlerce kişinin “top düşüşünü” seyretmek üzere buraya geldiklerini, televizyonlarda görmüşsünüzdür, çünkü bu kutlamalar, televizyon başında milyarlarca kişi tarafından izlenir.

Amerika New York Manhattan

Port Arthoritiy Otobüs Terminali

Yapı: 1949 tarihinde inşa edilmeye başlanmış ve iki yıllık inşa sürecinde, 9000 ton çelik ve 2 milyondan fazla tuğla kullanılarak 15 Aralık 1950 tarihinde tamamlanmıştır. 1960 yılında terminal genişletilmiş ve 3 katlı, 1000 araçlık otopark yapılmıştır.

Terminal, şehrin en hareketli yeri olan Times meydanına yakındır ve taksiler, terminal önünde bulunmaktadırlar. Metro hatları, otobüs terminaline yürüme mesafesindedir. A, C ve E tren hatları, otobüs terminalinin alt katında yer almaktadır.

Terminal: dünyanın en işlek ve Amerika’nın en büyük otobüs terminalidir. 2008 yılında, bir yıllık süreçte, terminalden 58 milyon yolcu hizmet almıştır. Terminalde: bilet plazaları, bilgi kabinleri ve pencereleri, bekleme alanları, ATM ler, tuvaletler, restoranlar ve diğer tüketici hizmet alanları bulunmaktadır. Otobüs terminali, bagaj depolama tesisi sağlamaz.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

New York Public Library

40. ve 42 Street arasında bulunan burası, harika bir mimari tasarıma sahip yapıdır. Yapı: 1911 yılında yapılmış, Beaux-Arts’ın muhteşem yapıtıdır. Geniş bir merdivenin sonundaki ön cephede, 3 kemer görülür. Girişin çevresinde ise, korint sütunları bulunmaktadır. Ayrıca: bu merdivenler, E.C. Potter’in kocaman aslanları tarafından korunmaktadır.

Evet, burası bir halk kütüphanesidir. Muhteşem okuma salonuna girebilirsiniz. Gottesman Salonunda sürekli olarak düzenlenen sergileri gezebilirsiniz.

Günümüzde, kütüphanede 90 lokasyonda, 4 araştırma merkezi bulunmaktadır. Sistem gereğince: her yaştan insan için, fiziksel ve elektronik koleksiyonlar ve bunların yanı sıra, kendi hizmetlerine ücretsiz ve açık erişim sağlanmaktadır. Toplamda 50 milyondan fazla ürün bulunmaktadır.

Binaya girmeseniz: girişteki merdivenlerde oturup gelip geçenleri izleyebilirsiniz.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

PARK AVENUE

Burada: 43 metre genişliğinde bir bulvar bulunmaktadır. Bulvar: çiçek ve yeşilliklerle dekore edilmiştir.

Amerika New York Manhattan

Citigroup Center

53. ve 54. Street’ler arasında bulunan bu merkezin çarpıcı bir eğime sahip gümüş çatısı; ufuk çizgisinde hemen göze çarpar. Çünkü: 45 derece açılı üst bölüm: New York şehrinin silüetinde, en belirgin yapıdır.

Yani, en üstteki bu eğimli bölüm, yapıya eşsiz bir stil vermektedir. Peki niye üst bölüm bu şekilde yapılmıştır? Bunun amacı: güneş panellerine enerji sağlamak içindir. Açılı güneş panelleri, doğrudan güneş ışıklarını almaktadırlar.

Bina: 59 katlı ve 915 metre yüksekliktedir. 1977 yılında tamamlanmış ve mimar Hugh Stubbins tarafından tasarlanmıştır. Şiddetli rüzgara karşı, mimari de, amortisör sistemi kullanılmıştır.

Yapının zemin katında: merkezi bir avlu çevresinde, birçok mağaza ve restoran görebilirsiniz. Yine burada, 3 katlı bir market ve “St Peter’s Lutheran Church” kilisesi ilgi çekmektedir. Gökdelenlerin arasında kaybolmayan bu kilisede, ünlü heykel sanatçısı Louise Nevelson tarafından dekore edilmiş şapel görülmeye değerdir.

Amerika New York Manhattan

Seagram Building

Park Avenue bölgesindeki ofis bloklarının en güzeli burasıdır. 52. ve 53. Street arasındadır.
Gökdelen: Mies van der Rohe ve Philip Johnson tarafından tasarlanmıştır. 1958 yılında tamamlanmıştır.

Modernizmin kurumsal bir başyapıtı olarak görülmektedir. 38 katlı yapı: çelik ve betonarme özellikler gösterir. Beton çekirdek perdeler, 17’nci kata kadar uzanır.
Evet, bronz renkli bu gökdelen kusursuzdur ve zarafet yansıtmaktadır. Lobi ise: Picasso’nun “Le Tricorne” isimli eseriyle dekore edilmiştir.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

EMPİRE STATE BUİLDİNG

Fifty Avenue ile 34. Street köşesindedir. “Empire State” kelimesi “New York” şehrinin lakabıdır.

1931 yılında inşa edilen binanın büroları: “Ekonomik kriz” yıllarında boş kalmıştır. Bu dönemde, binanın vergi giderleri, manzara seyretmek için gelenlerin ödedikleri bilet ücretlerinden karşılanmıştır. Günümüze kadar olan süreçte, binanın 117 milyon kişi tarafından ziyaret edildiği bilinmektedir.

Yapı, ilk yapıldığında, (inşaat: 1929-1931 yılları arasında sürmüştür) dünyanın en yüksek binası unvanını: Chrysler Building binasından almıştır. 1972 yılında Dünya Ticaret Merkezi bitirilene kadar, yaklaşık 40 yıl boyunca, bu unvanını korumuştur. Ancak, bu binalar terör saldırısı sonucu yıkılınca, şehrin en yüksek binası olma unvanını geri almıştır.

Günümüzde, Chicago şehrindeki “Sears kulesi” binasından sonra, Amerika’nın en yüksek ikinci binasıdır. Dünya üzerinde, tek başına yükselen en yüksek üçüncü yapıdır. Hatta söylenenlere göre, kışın binanın alt katlarında yağmur görülürken, üst katlarında kar yağdığı görülür. Binanın tepesinde: bir paratoner ve yayın antenleri bulunmaktadır.

Bina: 102 katlıdır. 1576 basamak merdiven bulunmaktadır. Yüksekliği 381 metredir. Anten ile birlikte yükseklik: 443 metredir. Yapıda: 54.420 ton ağırlığında çelik, 5.675 km uzunluğunda telefon kablosu, 97 km. uzunluğunda boru, 10 milyon kiremit kullanılmıştır. 6550 tane pencere vardır. Toplam ağırlık: 331.000 tondur. 1100 tane tuvalet vardır.

1960 yılında binanın tepesine yerleştirilen bir fenerin ışığının, 160 km. uzaktan görüldüğü anlaşılmıştır.

Amerika New York Manhattan

“King Kong” binanın tepesine çıkabilmek için, 449 metre tırmanmak zorunda kalmıştır. 1933 tarihinde çekilen bu film: binanın en ünlü kültürel temsilciliğini yapmıştır. Dev bir maymun, esaretten kaçmak için binanın üstüne tırmanır ama uçaklar tarafından saldırıya uğradıktan sonra ölür.

Observation Deck-Gözlem Terası

Buraya çıkmak için bilet almanız gerekiyor. Bilet almak için: önce zemin kata inmelisiniz. Bilet gişesinin hemen yanında “Guiness Dünya Rekorları Sergisi” ni görebilirsiniz. Bu müze/sergide: dünya rekoru sahiplerinin hayat hikayeleri, eşsiz spor, videolar, uzay, bilim ve müzik bilgi bankasının yanı sıra, belli-başlı New York şehir sembollerinin 3 metrelik dev heykellerini de görebilirsiniz.

Bilet aldıktan sonra bineceğiniz asansör, sizi bir dakikadan daha kısa bir sürede: 80. kata çıkaracaktır. Binada, toplam 74 asansör bulunmaktadır. Daha sonra ise, 86. kata çıkan diğer asansöre binmeniz gerekir. Siz, burada gözlem terasına ulaşıyorsunuz. Ama, üçüncü bir asansör: televizyon ve FM radyo istasyonlarının yayın yaptıkları ve 62 metre yükseklikteki iletişim kulesine ve 102. kattaki antenin; gözlem kulesine çıkmaktadır.

Evet, ziyaretçiler için bulunan gözlem terası bölümünde, dış teras: denizde 65 km. uzaklıktaki gemileri dahi görebileceğiniz muhteşem bir manzaraya sahiptir. Kışın buraya çıkarsanız, kötü hava koşullarından korunmak için: ısıtmalı barınak bölümünü tercih edebilirsiniz. Hava rüzgarlı olduğunda, gözlem terasında, binanın dalgalandığını hissedebilirsiniz.

Son bir not: 1947 yılında manzara izlenen bu bölüme, 3 metre yüksekliğinde korkuluk yapılmıştır. Ancak, yine de günümüze kadar olan süreçte, 35 kişi buradan atlayarak intihar etmiştir.
1945 yılında, yoğun sis nedeniyle, bir bombardıman uçağı binaya çarpmış ve bu kazada 14 kişi ölmüştür. Çıkan yangın ise 40 dakikada söndürülmüştür.
1997 yılında ise: silahlı bir kişi, gözlem güvertesinde 7 kişiyi öldürmüş ve ardından intihar etmiştir.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

DOWNTOWN

Burası, diğer şehirlerde olduğu gibi, şehrin merkezi değil, aksine şehrin güney yani aşağı kısımlarıdır.

Adanın en güney ucu: Financial Districk yani Finans Merkezi olarak bilinir ve burada birçok işyeri bulunmaktadır. Bunlar arasında: büyük bankalar ve finans kuruluşları, mimarlık büroları, dükkanlar, oteller, New York borsası, avukatlık büroları sayılabilir. Hükümet binaları da, burada bulunmaktadır.

Bölgenin batısında: Tribeca semti bulunur. Semt: kanal caddesine kadar uzanır.

Bölgenin doğusunda: Financial Districk üzerinde: Belediye binası ve bunların bittiği yerde: Çin mahallesi bulunur.

Kanal caddesinin yukarısında: batıda: “Soho”, doğuda “Little İtaly” yani “Küçük İtayla” mahallesi ve “East Side” yani “Aşağı Doğu Yakası” mahalleleri var.

Soho: eskiden küçük iş merkezleri ve çeşitli atölyelerin bulunduğu bir yer olarak önem kazanmışsa da, 1970’li yıllardan sonra şehrin en önemli sanat merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Little İtaly: burada eski İtalyan kültürü, İtalyan restoranları ile sürdürülmektedir. Özellikle, bu bölgede kutlanan “San Gennaro Festivali” gibi etkinlikler, kültürün devamlılığının sağlanması açısından ilgi çekmektedir.

Lower Est Side: burası, özellikle 20’nci yüzyıl başlarında, şehre yeni gelen göçmenlerin, Almanların, Yahudilerin ve Doğu Avrupalıların yerleştikleri yer olarak öne çıkmıştır.

Village: Houston Caddesi ve 14. Cadde arasında kalan bölümdür. Burası: bölgenin en kuzeyidir.

Greenwich Village: Village bölgesinin batısında kalan bölümdür. Burası: 1960-1970 yılları arasında: şehrin bohem yaşantısına ev sahipliği yapmıştır.

East Village: Village bölgesinin doğusunda kalan bölümdür. Burası: 1980’li yıllarda, alternatif sanat merkezi olmuş ve pek çok müzisyen ve sanatçıya ev sahipliği yapmıştır.

Washington Meydanı Parkı: bölgenin tam ortasındadır. Burası, New York Üniversitesi binaları tarafından çevrilmiştir.

Amerika New York Manhattan

WALL STREET CİVARI

Federal Hall bölgesinde bulunan bu alan, ismini: 1653 yılında: adayı Hollandalılara 60 gulden (24 dolar) e satan yerlilerden korunmak için yapılmış bir toprak duvardan almaktadır. Buranın, Hollandalılar zamanındaki ismi “Waal Straat” dır ve bu isim günümüze “Wall Street” olarak gelmiştir.

Buradaki gökdelenler: kapitalizmin “Wall Street” i olarak bilinen merkezi kapatmak için bir siper oluşturacak şekilde, birbirlerine yaklaşırlar.

Günümüzdeki en prestijli adreslerden birisidir. Ülkenin önde gelen bazı finans kuruluşları, bu sokakta toplanmışlardır. Özellikle: 1929 yılında Amerikan Menkul Kıymetler piyasası çökünce, vurguncular burada toplanmışlardır.

Aynı zamanda, dünyanın en büyük borsası olan “New York Borsası” buradadır. Ayrıca: Nasdaq, New York Ticaret Borsası, New York Ticaret Kurulu, eski Amerikan Menkul Kıymetler Borsası.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

New York Stock Exchange-New York Borsası

Finans sektörünün kalbi: Roma tapınağı şeklinde tasarlanmış bu binada atmaktadır. Binanın dış yüzü Korint kolonlarıyla süslenmiştir.

Binanın girişi: 20. Broad Street üzerindedir. Bu giriş kapısı: ziyaretçi koridoruna açılmaktadır. Oradaki bütün işlemleri, seans katından izleyebilirsiniz.

Hatta: rehberli bir tura katıldığınızda, borsa hakkında bir film ve daimi bir sergide, borsanın tarihi ve yaptığı işleri görebilirsiniz. Fiyatların kaydedildiği, ünlü kağıt şerit burada sergilenmektedir ki, günümüzde bunun yerine elektronik ekranlar almıştır.

Trinity Church

1846 yılında yapılan bu kilise: Wall Street’in Broadway çıkışındadır. Kilisenin bahçesi: yorgun ofis çalışanları ve yine yorgun ziyaretçilere, kısa süreli huzur vermektedir. Hatta: Amerika’nın ilk hazine bakanı, bu kilisenin mezarlık bahçesinde gömülüdür.

Kilisenin kulesinde bulunan 23 çan: 27 ton ağırlığındadır.

Kilisenin etkileyici bronz kapıları Richart Morris Hunt tarafından tasarlanmıştır. Doğu kapısı, 1893 tarihinde yapılmıştır. Kuzey ve doğu kapısı geçmişi ve İncil’den sahneler, güney kapısı ise New York şehrinin hikayesini betimlemektedir.

World Trade Center-Tribute Ziyaretçi Merkezi

Trinity Churc’ün kuzeyinde, Liberty ve Vesey arasında bulunan, ikiz kuleler: 11 Eylül 2001 tarihinde yapılan bir terör saldırısında, milyonlarca insanın gözleri önünde yerle bir olmuşlardır. Bu sırada, buradaki komplekste, 28 ülkeden, 430 şirketin ofisi bulunuyordu. Toplam 6.5 hektarlık alanı kapsayan komplekste, kulelerin yüksekliği 411 metre idi.

Bu saldırı sonucunda, burada ölenlerin sayısı: 2.823 kişidir. Saldırı sonrasında: Dünya Ticaret Merkezinin ikiz kulelerinin enkazını seyretmek için buraya akın eden topluluklar için: şehir belediyesi, her biri aynı anda 300 kişiye seyir imkanı sağlayan 4 platform inşa etti.

“Sıfır noktası” olarak isimlendirilen bölgeyi, saldırının ardından 1 yıllık süreçte, 3.6 milyon insan ziyaret etmiştir. Evet, burası 2012 yılında bitirilmesi planlanan “11 Eylül Hatırası ve Müzesi” tamamlanıncaya kadar kullanılacaktır.

Merkezde, 5 galeri bulunmaktadır. Bu galerilerde: felaketzedeler, kurtarılanlar, aşağı Manhattan’da yaşayanlar ve kurbanların aile bireyleri tarafından idare edilen yürüyüşler düzenlenmektedir.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

Federal Hall

Wall ve Nassau Street köşesinde bulunurken, 1812 yılında yıkılıp, 1842 yılında yeniden yapılan bina: New York’un, Birleşik Devletlerin ilk başkenti olduğu kısa sürede: Kongrenin ev sahibi olmuştur.

30 Nisan 1789 tarihinde, George Washington: başkanlık yeminini burada etmiştir. Bu durumu belirlemek için konulan bronz heykeli burada görülebilmektedir.

Kongreye ev sahipliği yapmadan önce, mevcut bina “Gümrük Dairesi” olarak kullanılmış ve daha sonra ise “Hazine Dairesi” olmuştur.

Burada: önce “Federal Hall” hakkında kısa bir video gösterisi izlenir ve daha sonra gezip görebileceğiniz yerler şunlardır: Washington’un İncil ile birlikte yemin ederek Başkanlık görevine başladığı “Yemin Ofisi”, Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi tarafından tanzim edilen sergisi.

Frauncers Tavern

Pearl ve Broad Street köşesinde bulunan, burası: Cumhuriyetin ilanından kalan bir diğer önemli semboldür.

George Washington’un: resmen işe başlamadan 6 yıl önce, Bağımsızlık Savaşının sonunda, kölelerini bıraktığı yer burasıdır. Buranın Afro-Amerikalı sahibi Samuel Fraunces: daha sonra, Washington’un “Beyaz Saray” da yardımcılığını yapmıştır.

Günümüzde görülen bina, orİjinalinin benzeri olarak, daha sonra yeniden inşa edilmiştir. 1978 yılında ise, New York şehrinin Simgesel Koruma Komisyonu tarafından koruma altına alınmıştır.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

STATUE OF LİBERTY-ÖZGÜRLÜK HEYKELİ

“Liberty” yani “Özgürlük” adasında bulunan “Özgürlük Heykeli” ne ulaşmak için, Battery Park bölgesinden feribota binmeniz ve yaklaşık 15-20 dakikalık bir yolculuk yapmanız gerekmektedir.

Ancak: Battery Park bölgesindeki feribot iskelesinde önce bilet almalı ve daha sonra ise, feribota binmek için sıraya girmelisiniz ki, bu sıra bazen bir hayli uzun olabilmektedir. Parkın içinde: “Kore Savaşı anıtı” bulunuyor.

Bu anıtın önünde, şehri ziyaret ettiğimde, sanırım anma etkinlikleri nedeniyle olsa gerek, Türk Büyükelçiliği tarafından konulmuş, kırmızı-beyaz karanfiller ihtiva eden bir çelenk vardı.

Bir anım daha var: feribota binmek için sıra beklerken, sıranın hemen yanında, hırpani kılıklı ama gayet güzel keman çalan bir dilenci vardı, yanına yaklaştığımızda önündeki kutuya 1 dolar attık ve “Türk” dedik, adam bunun üzerine, kemanı ile “İstiklal Marşı” mızı çalmaya başladı ve hem şaşırdık, hem duygulandık.

Bu feribot iskelesinin hemen yanında, yine bir iskele daha var. Söylenenlere göre: Amerika’ya göç eden göçmenler, ilk olarak burada karantinaya alınırlarmış. Bu karantina bölümünde, hemen denizden bir heykel parçası uzanıyor, bu parça “bir kol” şeklindedir.

Söylenenlere göre, göçmenler buraya akın ettiğinde, Amerika karasına tutunabilenler, kıtaya girmeye hak kazanıyorlarmış ki, bu heykel kolu da, denizden karaya tutunmak üzere uzanmış durumda betimlenmiştir.

Battery Park

Green States Street üzerindedir. Bu park alanı içinde: birkaç anıt ve heykel bulunmaktadır. Biraz önce sözünü ettiğim gibi “Kora Savaşı Anıtı” bulunuyor.

Ayrıca: WTC Plaza (Dünya Ticaret Merkezi) dan kurtarılan bir kısım heykelin parçaları da burada sergileniyor. Bunlardan en göze batanı ise “The Sphere” yani “Küre” olarak isimlendirilen heykeldir.

Burada: bir de “Hisar” bulunuyor. Hisar “Ulusal Clinton Kalesi Anıtı” olarak isimlendiriliyor. Burası, birçok yenileme geçirdikten sonra, önce restoran daha sonra ise opera mekanı olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise, göçmenlere bir geçit ve bir akvaryum olarak da kullanılmıştır.

Evet, neyse, feribotlar sürekli çalışıyor ve feribota binmeden hemen önce, muhteşem bir üst-baş ve çanta kontrolü yapılıyor.

Sanırım Amerikalılar, Özgürlük heykeline yapılabilecek bir saldırıdan aşırı ölçüde çekiniyorlar ve buraya gitmek üzere gelen ziyaretçileri, feribot iskelesinde, birkaç noktada, birkaç kez arıyorlar. Sırt çantaları, büyük çantalar ve çocuk arabalarını feribota almıyorlar.

Biraz önce sözünü ettiğim gibi, 15-20 dakikalık bir feribot yolculuğundan sonra: Özgürlük heykelinin bulunduğu “Liberyt Island” denilen adaya ulaşıyoruz. Özgürlük heykelinin bu “hanımefendisi”: 19’ncu yüzyılın sonlarında, Yeni Dünyaya açılan göçmenlere, bir sembol olarak, muhteşem dokunaklı bir gelecek sunmaktaydı.

Heykel Amerika’nın simgesidir ve dünyanın en iyi tanınan abidelerinden birisidir. Aynı zamanda, UNESCO, 1984 yılında heykeli “Dünya Kültür Mirası Listesine” dahil ederek koruma altına almıştır.

Evet, heykelin ilginç bir tarihçesi var. 1860 yılında, Osmanlı yönetimi, Süveyş Kanalının yapım anlaşmasına atfen, Fransızlara Süveyş Kanalı Port Sait limanı girişine dikilmek üzere bir heykel yapılması siparişini verirler ve heykelin parası: dönemin Osmanlı Sultanı Abdülaziz tarafından ödenir.

Fransız heykeltıraş “Frederic Auguste Bartholdi”: bakır ve çelik kullanarak heykeli yapar. 1864-1866 yılları arasında tamamlanan heykelin çelik konsrüksiyonu, Paris Eiffel kulesinin de mimarı olan Gustave Eiffel tarafından tasarlanır.

Bir kadın şeklinde tasarlanan heykelin üzerinde: firavunlar zamanında kullanılan giysi ve elinde “Asya’nın ışığının Mısır’dan geldiğini” sembolize eden bir “meşale” bulunmaktadır.

Kadın dedim de: heykele modellik eden kadın “Singer dikiş makinaları” kurucusu olan “İsaac Singer” in dul eşi “İsabelle Eugenie Boyer” dir.

Evet:

Heykel biter ama, bu kez Mısır Hidivi İsmail paşa, böyle bir heykelin dikilmesinin, yerel halkın huzurunu bozacağını iddia eder ve heykel planlandığı şekilde, Port Sait limanı girişine dikilemez ve Paris şehrinde bir depoya kaldırılır.

1885 yılına gelindiğinde. Fransa Hükümeti: Amerika ile olan iyi ilişkilerinin bir göstergesi olarak, büyük bir heykel yapılması istenildiğinde, heykeltıraş Bartholdi’nin kapısını çalarlar. Heykeltıraş, hazır durumda bulunan ve depoda bekleyen heykeli önerir.

Heykel: depodan çıkarılır, bazı değişiklikler yapılarak yenilenir ve 214 sandık içinde 350 parça halinde, gemiyle New York şehrine taşınır. Parçalar: 4 ay içinde, kaide üzerinde yeniden birleştirilir ve 28 Ekim 1886 tarihinde; Amerika’nın bağımsızlığının 100’ncü yılı anısına, Amerika Başkanı Grover Cleveland tarafından açılmıştır.

Öte yandan: heykelin, Fransız halkının bir hediyesi olarak gönderildiği ve parasının yani 250.000 doların, Fransız-Amerikan halkı tarafından ödendiği söylense de, öte yandan, daha önce heykelin parasının Osmanlı yönetimi tarafından ödendiği de bir gerçektir.

Özgürlük adasına dikilen heykel: takip eden süreçte, dünyanın dört bir yanında yaşayan ve Amerika’ya akın eden göçmenler için: daima bir umut ışığı olmuştur. Heykelin tam ismi: “Dünyayı Aydınlatan Özgürlük” tür. Anlamı: Fransız ve Amerikan devrimlerini birbirine bağlayan bir bütünleyicidir.

Gelelim heykel hakkında sayısal bilgiler vermeye:

Heykel, kaide üzerinden elinde tuttuğu meşalenin tepesine kadar 93 metre yüksekliktedir. Kaide haricindeki yükseklik ise, 46 metredir.

Kadın figürü: sağ elinde: bir “meşale” tutmaktadır. Sol elinde: bir “tablet” bulunur. Tabletin üstünde: “4 Temmuz 1776” tarihi yazılıdır. Bu tarih “Bağımsızlık Bildirgesi” tarihidir.

Heykelin başındaki taç: 7 sivri uçludur ve bunlar 7 kıtayı ve 7 denizi simgeler. Başının genişliği 2 metre, yüksekliği ise, taç ile birlikte 5 metredir.

Anıtın kaidesinde, şair Emma Lazarus’un yazdığı “The New Colossu” yani “Yeni Dev Heykel” isimli bir şiir bulunmaktadır. Şiir “Bana özgür nefes almak için özlem duyan yorgun, zavallı, karışık kalabalıkları ver….”Bu şiirin temelinde yatan şudur: Rusların 1880’lerdeki katliamlarından kaçan pek çok Yahudi’nin Atlantik Okyanusunu geçmek zorunda kaldığı olaylardır. Aslında, bu satırlar, dünya üzerindeki tüm ezilenler için evrensel öneme sahiptir.

İsterseniz asansörü kullanabilir veya isterseniz heykelin tepesindeki “meşale” ye kadar merdivenlerden yürüyerek çıkabilirsiniz. Merdiven tercih ederseniz, 168 basamak tırmanmanız gerekir. Heykelin meşaleyi tutan sağ elinin yüksekliği 13 metredir. Meşalenin çevresindeki boşlukta, 15 kişi bir arada dolaşabilir.

Evet, Liberty Island adasında geziniz bittikten sonra, unutmamanız gereken çok özel bir şey var. Son feribot: saat: 15.30’da adadan ayrılmaktadır. Olur da, gezmeye dalarsanız bu son feribotu kaçırabilirsiniz. Son feribotun çok kalabalık olduğunu da unutmamak gerekir. Bence, sondan bir veya iki önceki feribotu kullanmanız uygun olacaktır.

Son bir not: bu heykelin daha küçük boyutlu bir kopyası, günümüzde “Paris” şehrindedir. Atlas Okyanusuna doğru bakar.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

Ellis Island

New York körfezinde, Liberty adasının batısında bulunmaktadır. Özgürlük adasına giderken feribottan burayı uzaktan görebilirsiniz.

Bu adaya: 1892-1924 yılları arasında, 22 milyonun üzerinde, düzensiz kalabalıklar şeklinde göçmen getirilmiştir. Ancak, ada: 17 Aralık 1900 tarihinde açılmış ve günde 5000 göçmenin işlemleri yapılacak şekilde düzenlenmiştir. Açılıştan sonra, adada birçok ek yapılar inşa edildi. Ancak, 1954 yılında ada kapatıldı. Bu tarihe kadar olan süreçte ise 12 milyon göçmen bu adadan geçti.

Gelen göçmenlere: 2-5 saat arasında, burada kaldıkları süreçte, 29 soru soruluyordu. Bu sorular arasında: gelenlerin adı, meslekleri ve yanlarında taşıdıkları para miktarı gibi sorular vardı. Görünen sağlık sorunları ve hastalıkları olanlar, adada bulunan hastane tesislerine gönderiliyorlardı.

Aynı anda: 3000 den fazla göçmen hastanede tedavi edilebiliyordu. Kronik bulaşıcı hastalıkları olanlar, sabıkalılar ve deliler ise, geldikleri yerlere geri gönderiliyorlardı. Bu kabul görmeyenlerin oranı, gelenlere nazaran yalnızca % 2 civarında kalmıştır.

Göçmenler, burada yapılan sağlık kontrollerinde, mevcut hastalıklarına göre çeşitli harfler verilerek işaretleniyorlardı. Adanın güney tarafındaki ev “Ellis Adası Göçmen Hastanesi” olarak kullanılmaktadır.

II. Dünya Savaşında, ada, hasta ve yaralı Amerikan askerleri için bir merkez olarak kullanılmıştır. Ayrıca, Sahil Güvenlik üssü olarak değerlendirilmiştir. Savaş döneminde, çok daha fazla sayıda göçmen buraya gelir. Ayrıca, savaş nedeniyle gözaltına alınanlar, burada tutuluyorlardı.

Evet:

Günümüzde, bu “Gözyaşı Adası” ulusal anıt ilan edilerek, restore edilmiş ve müzeye dönüştürülmüştür. Gözyaşı adası denilmesinin nedeni: uzun deniz yolculukları sonunda, burada buluşan göçmenlerin birbirlerine sarılmaları, öpüşmeleri ve gözyaşı dökmelerinden gelmektedir. Yeni gelenler, kendi akrabaları ve arkadaşları tarafından karşılanıyorlar ve bu sahneler sürekli yaşanıyordu.

American Museum of İmmigration-Amerikan Göçmen Müzesi

Müze, Ellis adasındadır. 1900 yılında açılan bina: mimarlık yarışmasında, Paris şehrinde, tasarım ödülü kazanmıştır.

Müzede: yalnızca Amerika’ya göçmen olarak gelen yabancıların değil, aynı zamanda Amerikalıların ve Afro-Amerikalıların hikayeleri de görsel ve işitsel şekilde ziyaretçilere sunulmaktadır. Sunuda; fotoğraflar, el işleri ve dokunaklı kişisel raportajlar ile göç süreleri gözler önüne serilmektedir.

Amerika New York Manhattan

LOWER EAST SİDE

Burası: Canal Street’in kuzeyinden Houston bölgesine kadar uzanır. Burası: şehre gelen göçmenlerin ilk yerleşim bölgesidir.

Daha sonraki süreçte: bunların çoğu, şehrin yukarısına ve batıda “Houston” nehrinin ötesine yerleştirilmişlerdir. Hatta: Çinliler, İtalyanlar ve Yahudiler: kendi yerleşim yerlerini oluşturarak, burada kalmayı tercih etmişlerdir.

Evet “Chinatown” bölgesine gitmek isterseniz, East Side metrosuna binmelisiniz. Canal Street Station’da inmeniz gerekir.

Amerika New York Manhattan
Amerika New York Manhattan

ÇİN MAHALLESİ

Mott St. ve Canal St. bölgesindedir.

Çinli göçmenler “Mott Street” yerleşim bölgesinde barınmaktadırlar. Burada: telefon kulübelerinin “pagoda” çatıları vardır.

Küçük dükkanlarda: fildişi ve yeşimtaşı mücevherler satılır. Manavlarda ise: kış bezelyesi, Çin lahanası ve kış kavunu sergilenir. Birçok restoranda ise: Şanghay, Kanton ve Szcehuan spesiyal yemekleri müşterilere servis edilir.

Evet, burada 100 binden fazla Çinli barınmaktadır. Bunlar: bu bölgeye, ilk olarak, 19’ncu yüzyılda, California’daki “Altına Hücum” sırasında gelmişlerdir. Günümüzde ise, genellikle “Honk Hong” bölgesinden göçmenler gelmektedir.

New York şehrinin çeşitli yerlerinde yaşayan Çinliler ise, özellikle hafta sonlarında alışveriş yapmak ve yemek yemek için yine buraya gelmeyi tercih ederler.

Canal Street’deki süpermarketlerde, kaliteli Çin çayı ve güzel porselen objeler satılmaktadır.
Eğer uygun zamanda giderseniz, 2 hafta boyunca burada renkli Çin Yeni Yıl Festival etkinliklerini gözlemleyebilirsiniz. Çok renkli kumaşlarla kaplı, aslan dansçıları, büyük ziller eşliğinde hünerlerini sergilerler.

Kalabalık sokaklarda, büyük ve gürültülü “ejder” kafalarıyla yola koyulurlar. Kostümlü kişiler, davul ve zil seslerinin yarattığı tempoya ayak uydurarak, dans ederler. Kötü kişileri uzaklaştırmak için “kestane fişekleri” patlatılır. Binlerce kişi, dar sokaklardaki kalabalığa karışarak, bayrama ve etkinliklere katılırlar.

Çin Mahallesi

Çince işaretlerle, kırmızı pagoda tarzı mağaza önleriyle ve ucuz mağazalarla dolu Arnavut kaldırımlı sokakları ile, aynı zamanda bir labirent gibidir. Burada: bitkisel ilaçlar, egzotik sebzeler ve taze balıklar bulup satın alabilirsiniz. Kalabalık restoranlarda, her türlü Çin yemeği bulup tadabilirsiniz. Bu lokantalarda, şehrin birçok restoranından daha uygun fiyata yemek yiyebilirsiniz.

Buraya yolunuz düşerse: 65 Bayard Street üzerinde bulunan ve Çinli bir aile tarafından işletilen “dondurma fabrikası” nı ziyaret etmelisiniz. Sıcak bir günde, buzlu “Wasabi” yemenizi öneririm.
Tüm bunların yanında, Çin mahallesinde gezmenizi önereceğim iki yer daha var. Bunlar: Chinese Museum ve Budist Tapınağı’dır.

YAHUDİ MAHALLESİ

Burası, Chinatown bölgesinin kuzeyindedir. Delancey ve Orchard Street boyunca yürürseniz, buraya ulaşabilirsiniz. Bölgenin dükkanlarında: Polonya ve Ukrayna Yahudi köylerinin aksanları ile konuşulur. Buraya yolunuz düşerse: mevsimlik tütsülenmiş et ile yapılan sandviç yemeli ve yanında bir fincan limonlu çay içmelisiniz.

Amerika New York Manhattan

LİTTLE İTALY

Chinatown’un güneyindedir. Prince Street’dedir.

Mulbery Street’in kuzeybatısında uzanır. Burada görebilecekleriniz: restoranlar, espresso barları, hediyelik eşya dükkanları ve birinci sınıf yemek yerleridir. Ayrıca: ev yapımı ve ithal İtalyan yemekleri de, uzmanlaşmış şarküterilerde bulunabilir.

Burada “pizza” dan söz etmek istiyorum. Malum: Pizza aslen Amerikan menşeli olsa da, Amerika’ya İtalyanlar tarafından getirilmiştir. İtalya ülkesinde, pizza, zengin kuzey bölgelerde ince hamurlu ve bol malzemeli yapılır.

Fakir güney İtalyada ise, kalın hamurlu ve az malzemeli yapılır. Amerika’ya göçen İtalyanlar genellikle güney İtalya’dan ve hatta Sicilya’dan gittiklerinde beraberlerinde, kalın hamurlu az malzemeli pizza kültürünü götürmüşlerdir.

Dolayısı ile, Amerika’dan dünyaya yayılan pizza kültürü de, kalın hamur, üzeri az malzemeli pizza türüdür. Ama, madem bu konulara daldık, pizza kültürünün temelinde “Osmanlı” nın bulunduğunu unutmamak gerekir.

Osmanlı İtalya’ya ayak bastığı kısa sürede, pizza kültürünün temelini oraya yanında getirmiştir. Osmanlı, bölgede hamur üzerine kıyma ile yapılan ve günümüzde “lahmacun” olarak adlandırılan yiyecek kültürünü tanıttığında, İtalyanlar fakir olduklarından, hamur üzerine kıyma veya et bulamamanın verdiği sıkıntı ile, domates ve peynir rendesi koymuşlar ve ilk pizza, yani domates ve peynir ile yapılan pizza: dönemin kraliçesi “Margaret” tarafından çok beğenilince, “Margaretta” ismi ile, servis edilmeye başlanmıştır.

Fırınları ve hamur işlerinin kokuları, her yıl Eylül ayında “San Gennaro” şenliğinin yapıldığı caddede kendini hissettirmektedir.

Amerika New York Manhattan

FEDERAL REZERV BANKASI

33 Liberty St. üzerindedir.

Banka: para politikası uygular, denetler ve finans kurumlarını düzenler ve ülkenin ödeme sistemlerini korumaya yardımcı olur.

Bu harika binanın kasa dairesinde, milyarlarca dolar değerinde, altın külçeler bulunmaktadır. Kasa dairesi, deniz seviyesinden 15 metre aşağıdadır. Her yarım saatte yapılan rehberli turlarda, bu gizli yeri görmek mümkündür.

Amerika New York Manhattan

ST. PAULUS ŞAPELİ DUA ODASI

209 Broadway bölgesindedir.

Manhattan bölgesindeki en eski kilisedir. 1766 yılında, Kraliçe tarafından verilen arazi üzerine inşa edilmiştir.

George Washington’un ilk başkanlık töreninde “Waterford” cam avizenin altında, dua ettiği yerdir. Şapel içinde: zarif salonda, çağdaş soluk renkler kullanılmış olup, düz tavanda, kesme cam avizeler bulunmaktadır.

Burasının diğer bir özelliği: Dünya Ticaret Merkezinin tam karşısında bulunmasıdır. Bu yüzden 11 Eylül 2001 saldırılarında, burası, bir gönüllü merkezi olarak kullanılmıştır. Gönüllüler burayı, dinlenme ve sığınma için kullanmışlardır.

8 ay boyunca, yüzlerce gönüllü, burada yemek yemiş, yatmış ve danışmanlık yaparak, 12 saatlik mesailer halinde çalışmışlardır.
Burayı ziyaret ederseniz: zeminde bulunan “Sarsılmaz Ruh” sergisini görmenizi öneririm.

SOUTH STREET SEAPORT-LİMANI

19 Fulton St. üzerindedir.
Burası: Peking South Street limanı boyunca olan yelkenli limanlarından yalnızca bir tanesidir. Tarihi bölge, 11 blokluk bir alanı kapsamaktadır.

Burası: mağazalar, kafelerle doludur ve bir de balık pazarı bulunmaktadır. Burada bulunan ve yenilenmiş orijinal ticari binalar, yenilenen gemiler, manzara, yemek, alışveriş ve gece hayatı sunan modern turistik merkezler ve Brooklyn köprüsü, ziyaretçilerin ilgisini çeker. Limanın girişinde ise “Titanic Memorial” isimli bir deniz feneri görülmektedir.

GREENWİCH VİLLAGE

1820’lere gelindiğinde, zengin şehirliler, ahlaksız kent merkezinden kaçarak, buraya sığınırlar. Village bölgesi gelişince: şehir dışına doğru kayma hızlanır.

Ancak, yüz yıl kadar sonra, burada zıt kültüre sahip olarak yaşayanlar, şehir merkezine geri dönerler. Günümüzde: burada yaşayanlar, Çingeneler, özgürlükçüler, sanatçılar, şairlerdir.

Aslında: Greenwich; bir zamanlar “Sanat Merkezi” olarak kullanılmış ve birçok Amerikalı sanatçıya (Mark Twain, Edith Wharton, O’Henrry, Ben Shahn, Franz Kline) ev sahipliği yapmıştır.

Günümüzde ise, geceleri: caz mekanı bodrumlardan müzik sesleri yükselir. Ekose masa örtülü ve mum ışıklı gece kulüplerinde hala modası geçmiş te olsa bir çekicilik bulmak mümkündür.

Greenwich bölgesinin ticarileşmesinden sonra; kiralara gücü yetmeyen sanatçılar, güneye, endüstri bölgesinin depolarına ve çatı katlarına taşınırlar.

Evet: Greenwich Village:

Washington Meydanı kemerinden başlar ve New York Üniversitesini dolanır. İnsanlar buraya gelip dolaşırlar, çünkü tarihi mekan korunmuştur. Ama, öte yandan konforlu restoranlar da bulunmaktadır.

Akşam olduğunda ise, yine bölgede, iyi tiyatrolar görmek mümkündür ve gün aydınlanıncaya kadar, Tekno müzik dinlenecek mekanlar da bulunur.

Village bölgesi

Resim galerileri ve buralarda sergilenen küçük koleksiyonlarla doludur. Ancak her ne kadar küçük olsa da, bu koleksiyonlar kalitelidir.

Soho

Soho: Aşağı Manhattan bölgesinde bir mahalledir. Houston Street’in güneyindedir.

SoHo olarak isim almasının nedeni: “SoHo-Dökme Demir Historic District” den gelmektedir. “SoHo” ismi “Houston South-sokak” cümlesinin kısaltılmışıdır.

Burada: 1800’lerin sonlarından kalma: Arnavut kaldırımlı sokaklar boyunca dizili çok sağlam binalar bulunmaktadır.

Bölgede bulunan 26 blok ve yaklaşık 500 bina: 2010 yılında, New York şehrinin Simgesel Koruma Komisyonu tarafından koruma altına alınmıştır. Özellikle: dökme demir mimari elemanlar kullanılan binalar ilgi çekmektedir.

Burada: New York şehrinin birçok sanatçısı, buradaki evlerin çatı katlarında, sanat galerilerinde yaşarlar.

Günümüzde burada: çok çeşitli moda butikleri, mağazalar, dükkanlar ve uluslar arası zincir mağazalarının şubeleri bulunmaktadır.

Washington Meydanı

Tasarımını “Stanford White” ın yapmış olduğu “Washington Meydanı Kemeri”: Paris şehrindeki “Arc de Triomphe” den model alınmıştır. Washington şehrinin 100’ncü yıl dönümü töreni için buraya dikilmiştir.

Meydan parkının, sanatsal tarihte önemli bir payı bulunmaktadır. “Edward Hupe”; sıra evlerden 3 numaralı evde yaşamıştır. “Henry James” büyükannesini orada ziyaret etmiş ve ardından “Washington Meydanı” isimli romanı yazmıştır.

Park: bir zamanlar uyuşturucu satıcılarının mekanı iken, günümüzde: doğaçlama yapan müzisyenler, birkaç satranç ustası ve kaykaycı barındırmaktadır.

Bunun dışında, meydanda bulunan diğer yapılar şunlardır:

Jefferson Market Adalet Sarayı

1876 yılında yapılan, kuleli ve gotik mimari üsluplu yapı: günümüzde bir halk kütüphanesi olarak kullanılmaktadır. Çevresinde: hediyelik eşya dükkanları, kafeler ve kuaförler bulunmaktadır.

“Lady’s Mile” isimli bir tren: cadde boyunca çalışır. 11’nci caddenin köşesindeki üçgen bölgede, İspanyol ve Portekiz Sinegogu mezarlıkları bulunur. Ancak, yalnızca birkaç mezar taşı kalmıştır.

Church of Ascension

Fifth Avenue bölgesinde W 10 th. Street köşesindedir. Miraç kilisesi olarak da bilinen yapı “Richard Upjohn” tarafından tasarlanmıştır.

Kilisenin vitray camları ilgi çekmektedir. Kilisenin hemen yanında, 77 Bedfort Street , Village bölgesindeki en eski evdir. Yanındaki ise, New York şehrinin en dar evidir. Çünkü, genişliği 3 metreden azdır.

Village’nin doğu yönünde de, önem kazanan mimari eserler bulunmaktadır. Bunların birçoğu “John Astor” ailesiyle ilgilidir. Bir zamanlar “Astor”ların ve “Vanderbilt”lerin oturdukları bitişik nizam evler; Lafayette Street üzerindedir.

Forbes Dergisinin Galerileri

Müze: 62 Fifth Avenue’dedir.

Bu küçük müzedeki koleksiyon: Dergiciler kralı Malcolm Forbes’in şahsi koleksiyonundan oluşur. Sergilenenler arasında: savaşta yürüyüş yapan 10 bin asker, başbakanlıkla ilgili dökumanlar, Abraham Lincoln’ün silindir şapkası, Monopoly oyununun eski bir versiyonu bulunmaktadır.

Ayrıca, ünlü insanların mücevher koleksiyonları da bulunmakta olup, bunlar arasında önem kazanan “Prenses Grace” a ait olan “Akrep kolye” dir.

Tüccarın Müze Evi-Merchant’s House Museum

Adres: 29 E, 4th Street üzerindedir.

Yapı: 1832 yılında, Seabury Tredwell için yapılmıştır. Yapıda tek bir ailenin kalmasının avantajı sayesinde: New York şehrinin içi ve dışı sağlam kalan tek bitişik binasıdır.

Ev: tüccarın zengin sekizinci çocuğu tarafından, Belediyeye bırakılmış ve içinde: ailenin birçok orijinal mobilyası, hatıraları ve o döneme ait kıyafetleri ve hatta iğne işlemelerini ve aile fotoğraflarını barındırmaktadır.

Flatiron Binası

175 Fifty Avenue. Broadway.
Şehrin ilk gökdeleni olarak önem kazanmış olan 22 katlı, üçgen bina, New York şehrinin sevimli bir simgesidir. Aynı zamanda, turistik fotoğraflar için en popüler yerdir.
Gelelim bina hakkında kısa bilgiler vermeye: ilk yapıldığında 20 katlı olan bina, üç yıl sonra, 1905 yılında eklenen 2 katla büyütülmüştür. 2005 yılındaki restorasyon sırasında, 15 katlı dikey reklam afişi, binanın cephesini kapatmıştır. Ancak, bu reklam afişi, kısa zaman sonra bina sahipleri tarafından kaldırılmak zorunda kalınmıştır.

Amerika Atlanta

Amerika Atlanta

Georgia Eyaletinin tarihi başkenti ve kalabalık şehridir.

Şehir: Appalachian dağlarının eteklerinde kurulmuş olup, deniz seviyesinden 320 metre yüksektedir.

Şehir nüfusunun, büyük bölümü (% 55) siyahlardan oluşmaktadır. Bu yüzden, Amerika’nın en büyük dördüncü siyah şehri olarak bilinir.

1864 yılında, iç savaş sırasında, tamamen harap olmuş ve daha sonra kendi küllerinden yeniden doğmuştur.

Zaten, bu yüzden “Anka” kuşunu simgeleri olarak kabul ediyorlar.

Evet: 1860 yılında, iç savaş sırasında: burası, demiryolu hattı nedeniyle, askeri malzeme dağıtımı için bir merkez olarak kullanılmıştır.

1864 yılında, şehir, dört aylık bir kuşatmanın ardından: Birlik ordusu tarafından teslim alınmış ve şehrin kilise ve hastanesi korunarak, geri kalan yapıların hepsi yakılmıştır.

1865 yılında iç savaş bitince, şehir tecritten kurtulmuştur.

Yirminci yüzyılın, ilk on yıllık sürecinde, şehir muhteşem bir büyüme dönemi yaşar.

Ancak: yine aynı dönemlerde, ırkçılık çatışmaları yaşanır.

1917 yılında, şehirde çıkan bir yangın sonucu; 2000 civarında bina yakılıp-yıkılır ve 10.000 kişi evsiz kalır. Sonuç olarak: şehrin tarihi mimarisi, yok olmuştur.

Şehrin simgesi 2 heykeldir.

Bunlar: Broad Street üzerinde bulunan “First National Bank” ve diğeri “Martin Luther King Drive” da bulunan, efsanevi ve küllerinden yeniden doğan “Anka kuşu” heykelidir. Şehrin bir diğer simgesi ise bir meyve şeftalidir. Çünkü, burada üretimi fazladır.

Tarihi süreç içinde, şehrin bir diğer özelliği ise: insan hakları konusunda liderlik yapan, Martin Luther Kingin bu şehirden olmasıdır.

Şehrin diğer bir özelliği: 1996 yılında, Olimpiyat oyunlarının burada yapılmış olmasıdır.

Amerika Atlanta

İKLİM

Şehir, ılıman bir iklime sahiptir. Buna bağlı olarak: yazlar çok sıcak ve nemli, kışlar ise ılık geçer. Temmuz ayındaki ortalama sıcaklık: 32 derece civarındadır. Ocak ayı ortalama sıcaklıkları ise, 6 derece civarındadır.

Amerika Atlanta

GEORGİA STATE UNİVERCİTY

1913 yılında kurulan üniversitede, günümüzde 30.000 den fazla öğrenci bulunduğu söyleniyor. Kampus içinde, öğrencilerin güvenliği için her türlü tedbir alınmaktadır. 1996 yılındaki olimpiyatlarda konut olarak kullanılan 2000 yataklı bölüm, günümüzde üniversiteye tahsis edilmiştir.

TURİZM

Şehir: seçkin mağazaları, şık restoranları ve renkli diskoları ile dikkat çekmektedir. Şehirde: MARTA ismi verilen toplu taşıma sistemi, özel bir turistik tur sunmakta ve bu turda, görülmesi gereken yerleri gezdirmektedir.

Evet, bu şehir, Amerika’nın en çok ziyaret edilen 7’nci şehridir. Yıllık ziyaretçi sayısı, 35 milyon civarındadır. Bu şehrin turistik özellikleri hakkında, kısa bilgiler vermek gerekirse: gece hayatı açısından oldukça hareketlidir.

Şehir merkezinde, özellikle hafta sonu yani Cuma ve cumartesi akşamları gece kulüpleri dolup taşmaktadır. Ancak: şehirde genellikle gece yalnız başınıza veya arka sokaklarda yalnız olmasanız da bulunmanızı önermem, çünkü kesinlikle emniyet ve güvenlik sıkıntısı var.

Birkaç başlık altında gezilecek yerler derseniz: öncelikle şehirdeki akvaryumu öneririm, çünkü gerçekten muhteşem güzel deniz canlıları, özellikle köpekbalıkları var.

Ayrıca: ünlü Titanik batığından çıkarılan bir kısım obje de sergileniyor.

Bunun yanında: CNN merkezini görebilirsiniz, burada Irak savaşında kullanılan bir haber yayın aracı; jeep var, ilginizi çekecektir. Mimariye ilginiz varsa, dünyanın 25’nci en büyük gökdeleni olan “The Bank of America Plaza” yapısını görebilirsiniz.

Şehirdeki hayvanat bahçesi ise, yine bir özelliği ile öne çıkıyor, evet burada “panda” lar var. Hatta, Çin hediyesi olan bu pandalardan, yavru bile alınmış ve görebilirsiniz.

Son bir not: sivil haklar savunucusu Martin Luther King; bu şehirde doğmuş ve yaşamış ve halen mezarı yine bu şehirde bulunmaktadır.

Unutmadan, pek ilginç olmasa da, Coca Cola’nın doğduğu yer ve genel merkezi, yine bu şehirde, hatta bir Coca Cola Müzesi bile bulunuyor.

Amerika Atlanta
Amerika Atlanta

BANK OF AMERİCA PLAZA

Şehrin silüetini etkileyen bu gökdelen: 317 metre yüksekliktedir ve dünyanın en yüksek 61’nci binasıdır. 1992 yılında tamamlandığında ise, dünyanın en yüksek 9’ncu binası imiş. Yapının bir diğer özelliği: 14 ay gibi kısa bir sürede yapılmış olmasıdır. Evet, bu binanın en tepe bölümü, özellikle geceleri çok güzel bir şekilde ışıklandırılıyor.

PEACHTREE PLAZA HOTEL

Buranın, özellikle 70’nci katındaki dönen restoranı, şehrin muhteşem manzarasını izlemek için idealdir. Buraya giderseniz, binanın dışından cam tüpler içinde yükselen asansörler ile, tepeye çıkabilir ve Blue Ridge dağlarına kadar uzanan manzarayı izleyebilirsiniz.

Binanın yüksekliği derseniz, 220 metredir. Dünyanın en yüksek 17’nci otel binasıdır. 1977 yılında hizmete girmiştir.

PEACHTREE CENTER

Şehir merkezinin kalbidir. Bu alışveriş ve iş merkezi: şehrin gökdelenleri arasında: sarmaşıklar ve tropikal bitkileri, yansıma havuzları ve fıskiyeleriyle dikkati çeker. Peachtree merkezinde, üç katlı alışveriş merkezi bulunmaktadır. Buradan kişisel alışverişinizi yapabilir, restoranlardan yararlanabilir ve 60’dan fazla özel mağazada aradıklarınızı bulabilirsiniz.

Buradaki perakende satış mağazaları: Pazar günleri hariç, her gün saat: 10.00-18.00 arasında açıktır.

Amerika Atlanta

MARTİN LUTER KİNG ANITI

Auburn Avenue’dedir.

Bilindiği gibi, Luter King; büyük bir insan hakları savunucusudur ve 1968 yılında bir suikastte öldürülmüştür. Anıt: onun mezarının yerini belirlemektedir. Mezar ve anıt: kendisi ve babasının, şiddet karşıtı vaazlar verdikleri, Ebenezer Baptist Kilisesinin arkasındadır.

Hemen yandaki araştırma enstitüsü: Kingin hayatı ve eserlerine ayrılmış bir merkez olarak görev yapmaktadır.

OMNİ İNTERNATİONAL COMPLEX

Burası: 14 hektar büyüklüğünde: göz kamaştırıcı, mega bir yapıdır. Bu yapı içinde: basketbol, sirk ve konserler için bir stadyum, buz hokeyi alanı, sinema, mağazalar, diskotek ve paten sahası ve restoranlar bulunmaktadır.

Burada, geceleri lazer gösterileri düzenlenir. Gündüz ise, güneş ışınları, çatı penceresinde, etkileyici görüntüler sunacak şekilde düzenlenmiştir.

Amerika Atlanta

HİGH MUSEUM OF ART

Amerika’nın en çok ziyaret edilen sanat müzesidir. Atalanta Sanat Derneği tarafından, 1905 yılında kurulmuştur.

Bu sanat müzesi: Amerikan Dekoratif Sanatının: 19 ve 20’nci yüzyıldan kalan örneklerini barındırır. Bunlar: fotoğraf sanatı, Afrika sanatı ve bazı güncel modern sanatlara ait koleksiyonları kapsamaktadır.

Bu koleksiyonlardaki eserlerin toplam sayısı: 11.000 civarındadır. Bu objelerin büyük bölümünün satın alma yoluyla elde edildiği söyleniyor.

DESİGN ATLANTA MUSEUM-MODA

Burası bir moda tasarım müzesidir. Burası: tasarım sergileri aracılığı ile, insanların günlük yaşamlarının nasıl etkilendiğini göstermektedir.

MİCHAEL C. CARLOS MUSEUM

Şehirde, Emory Üniversitesi içindeki bir müzedir. Burada: antik sanat koleksiyonları sergilenmektedir. Bunlar: Eski Mısır, Yunan, Roma, Yakın Doğu ve eski Amerika kültürlerine aittir. Koleksiyonda bulunan eserlerin toplamının: 16.000 olduğu söyleniyor.

DECATUR MEYDANI

Burası: şehir merkezinin 6 km. doğusundadır. Burada: 200’den fazla butik, restoranlar ve galeriler bulunmaktadır. Bu meydanda yıl boyunca çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bunlar arasında öne çıkanlar: Mayıs ayında Sanat Festivali, Haziran ayında Plaj Partisi, İşçi Bayramı ve Kitap Festivali.

Amerika Atlanta

ATLANTA ZOO-HAYVANAT BAHÇESİ

Burada, 220 den fazla hayvan türü ve 1.500 civarında hayvan bulunduğu söyleniyor. Yani, Amerika’nın en büyük hayvan çeşitliliği bulunuyor. Hatta: burada “dev pandalar” var ki, Amerika’da yalnızca dört hayvanat bahçesinde panda bulunuyor.

Buradaki pandalar: 1999 yılında, Çin’den gönderilmiştir. Biri dişi, diğeri erkek olan pandaların ismi: L un ve Yang Yang.

2006 yılında, Amerika’da ilk panda yavrusu burada doğmuştur. 2008 yılında ikinci panda yavrusu doğar. 2011 yılında ise, üçüncü panda yavrusu alındı.

Amerika Atlanta
Amerika Atlanta

CENTENNİAL OLİMPİYAT PARK

Olimpiyat oyunları için, Atlanta Komitesi tarafından yapılmıştır. Olimpiyat oyunları döneminde milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilen park, günümüzde çeşitli popüler müzik konserlerinde kullanılmaktadır. Bağımsızlık günü havai fişek kutlamaları da burada düzenlenmektedir.

1996 yılında, 27 Temmuz günü parkta bir bombalama olayı oldu ve 2 kişi öldü. Bundan sonra, parkın girişinde çanta araması ve metal dedektörlerle kontroller yapılmaya başlanmıştır. Yine, bir felaket: 14 Mart 2008 tarihinde, tornado kasırgası, parkta büyük hasar vermiştir.

Günümüzde park çevresinde bulunan yapılar şunlardır:

Georgia World Congress Center

Şehirdeki güzel bir kongre merkezidir. Aynı zamanda, Amerika’nın en büyük dördüncü kongre merkezidir. Her yıl, 1 milyon ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir.

3 binalı yapıda, 12 sergi salonu, 105 toplantı salonu, 2 balo salonu bulunur. Oditoryum bölümünde ise, 1740 koltuk kapasitesi bulunmaktadır.
2008 yılındaki tornado kasırga felaketinde, yapının çatısı büyük hasar görmüştür.

Amerika Atlanta

Georgia Dome

Burası, kubbeli bir stadyumdur. 1992 yılında tamamlanmıştır. 72.000 koltuk kapasitelidir. Kubbe yüksekliği: 271 metredir. Yapının uzunluğu: 746 metredir. Amerika’daki en büyük kapalı spor tesisi olarak önem kazanmaktadır.

1996 Atlanta Olimpiyat oyunlarının birçok sportif etkinliği burada düzenlenmiştir.

Philips Arena

1999 yılında açılmıştır. Burası, büyük bir kapalı spor salonudur. Burada: 19.000 seyirci kapasiteli basketbol, 18.000 seyirci kapasiteli buz hokeyi maçları düzenlenmektedir.

Konserler ve diğer eğlence etkinliklerinde ise, 21.000 koltuk kapasitesi mümkündür. 2011 yılında, Amerika’nın en işlek arenası seçilmiştir.

Amerika Atlanta
Amerika Atlanta

CNN Center

Cable News Network olarak isimlendirilen (CNN) kurumun merkezi buradaki stüdyolardadır. Merkez, 1987 tarihinde burada açılmıştır. Burayı ziyaret etmek mümkündür. Ziyaret sırasında: stüdyolar gezilir ve teknolojiler izlenir.

Bu ziyaret sırasında kullanılan “yürüyen merdiven”; dünyanın en uzun yürüyen merdivenidir. Ayrıca, yine CNN Center ile, Kubbe-Philips Arena arasındaki bağlantıda, demiryolu ile sağlanır.

Amerika Atlanta
Amerika Atlanta
Amerika Atlanta

Georgia Aquarium

Evet, burası dünyanın en büyük kapalı akvaryumudur ve 32.000 m. küplük su bulunan havuzlarda: 500 farklı türden, 12.000 den fazla deniz canlısı yaşamaktadır. Bu canlılar arasında en çok ilgi çekenler: balina köpekbalıklarıdır.

Ayrıca: şişe burunlu yunuslar da bulunmaktadır.
Asya dışında, balina köpekbalıklarının bulunduğu tek yer olarak burası önem kazanmaktadır. Deniz canlılarının her biri, farklı ortamlarda sergileniyorlar.

Amerika Atlanta

Coca-Cola

Burası, 24 Mart 2007 tarihinde hizmete açılmıştır. Müze: şehrin en çok ziyaret edilen yerlerinden birisidir. 3 katlıdır ve girişinde: büyük bir “Coca Cola” neon işareti bulunmaktadır. Bunun yüksekliği 30 metre ve 25 metre genişliğindedir.

Ziyaretçilerin gezi turu: üst kattan başlar ve interaktif sergilerden devam eder. Bu tur sırasında: 1930’larda üretilen ilk cola, yıllarca süren cola reklamları örnekleri ve 10 dakikalık bir video filmi ile cola hakkında bilgiler verilir.

Ayrıca: yine ziyaret sırasında, ziyaretçiler, cola ürünlerini denemek için mevcut bir çeşmeyi kullanabilirler. Bu bölümde, çeşitli ülkelerde kullanılan değişik ve alkolsüz içecek markaları ve tatlarını da denemek mümkündür. Burada: Coca Cola tarafından üretilen çeşitli markalar görebilirsiniz. Ayrıca: bir de hediyelik eşya dükkanı bulunuyor.

Evet: yukarıda söz ettiğim, Coca Cola’nın eski müzesidir.

Günümüzde: Coca Cola, yeni yerinde “Coca Cola Dünya” olarak hizmet vermektedir. Burayı da ziyaret etmek mümkündür. Buraya giderseniz: önce bir güvenlik kontrol noktasından geçiriyorlar.

Sonra: dünyanın her yerinde, farklı malzemelerle yapılmış coca cola ürünlerinin şişelerini görebileceğiniz bir lobi kısmı var.

Ziyaretçiler daha sonra, 1896 yılından bu yana yapılan Coca Cola reklamlarının tanıtıldığı bölüme geçiyorlar.

Burada: yani Mutluluk Fabrikası Tiyatrosunda, ziyaretçilere tanıtıcı bir video filmi sunuluyor.

Evet, sonra yine Coca Cola’nın tarihi süreç içindeki yolculuğunun sunulduğu bölgelere devam eden, tur, en sonunda hediyelik eşyaların satıldığı yerde noktalanıyor.

Bence, Atlanta şehrine yolunuz düşerse, burayı ziyaret etmeyi sakın unutmayın.

İnteraktif Havuz

Bu havuz: bilgisayar kontrollü ve ışıklarla süslenmiştir. Ayrıca: hoparlörlerden müzik sesi duyulur. Yani: müzik eşliğinde, senkronize su fıskiyeleri, muhteşem bir seyir keyfi.
251 fıskiye bulunduğu söyleniyor.

Bunlar, havaya doğru: 12 ile 35 metre arasında suyu yükseltiyorlar. Yaz olimpiyatları sırasında: havuz çevresi, bayraklarla süslenmiştir. Parkın güney kıyısında ise, küçük bir amfi tiyatro bulunmaktadır. Havuzdaki su-ışık-müzik gösterilerini izlemek isterseniz, gösteriler günde 4 kez yapılıyor, bunu takip etmeniz gerekir.

Amerika Atlanta

ATLANTA BOTANİC GARDEN

Midtown denilen bir kasabadadır.

Burada: ünlü bitki koleksiyonları, güzel görüntüler ve muhteşem sergiler görebilirsiniz. Her mevsim ziyaret mümkündür. Bahçede: Faqua Orkide Merkezi bulunmaktadır ki, bu merkez Amerika’daki en önemli orkide koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Bahçede: zarif toplantılar ve kutlamalar yapılabilecek, kapalı ve açık alanlar bulunmaktadır.

DOĞA TARİHİ MÜZESİ-FERNBANK

Müzede: yeryüzündeki yaşamın gelişimini keşfedebilir, dünyanın en büyük dinazorları ile yüz yüze gelebilirsiniz.

SİX FLAGS OVER

Burası bir eğlence parkıdır. Park alanında, 40’dan fazla eğlence ünitesi bulunuyor. Yaz aylarında: parkın büyük interaktif su oyun alanında, su elemanları ile eğlenceler sürdürülmektedir.

Özellikle “Kafatası adası” çevresi ilgi çeker. Ekim ayında ise, park alanı, perili bir tema parkı haline dönüştürülür. Cadılar bayramı gösterileri, gezici zombi ve korkunç yolculuklar, cadılar bayramını heyecanlı hale getirmektedir.

Amerika Chicago şehri gezi yazılarım için  Chicago Gezilecek yerler

Amerika Los Angeles Disneyland gezisi yazım için Los Angeles Disneyland

Amerika Miami şehri gezi yazım için Miami

Amerika San Francisco

Amerika San Francisco

 

Şehir: Californiya Eyaletinin başkentidir. Amerika Birleşik Devletlerinin, New York şehrinden sonraki en yoğun nüfuslu şehridir.

Öte yandan: şehir, Amerikan şehirleri arasında, en yüksek “gay, lezbiyen ve biseksüel” nüfusa sahip olmasıyla da bilinir.

Bunun yanında: şehir, Asya ve Latin Amerika’dan gelen göçmenler nedeniyle, uluslar arası bir karakter taşımaktadır.

Şehir sakinlerinin % 40 civarındaki bir bölümü, yurt dışı doğumludur.

Özellikle, 1970’li yılların başında, Çinli yoğun bir göç dalgası şehre gelir.

Özellikle Chinatown bölgesinde yaşayan 30 bin Çinli, İngilizce bilmelerine rağmen kendi anadillerini konuşurlar.

Evet, bu şehir aynı zamanda evsizleri bol olan bir şehirdir. Şehirde gezerken, bu evsizlere mutlaka rastlayacaksınız, birçoğunun akli dengesinin yerinde olmadığı söyleniyor ama öte yandan, zararsızlar.

Yine de, bu şehri ziyaret ettiğinizde, adım başı bu evsizleri görünce mutlaka şaşıracaksınız ve taciz edileceksiniz. Özellikle, gece geç saatlerde, evsizler, travestiler, zenciler, sokakları işgal ediyorlar, yani gece geç saatlerde sokaklarda bulunmamanızı öneririm.

San Francisco şehrindeki diğer insan manzaralarının başında ise, erkeklere bakan erkekler denilebilir. Şehir: cinsel tercih çeşitliliklerinin en yoğun yaşandığı yerlerin başında gelmektedir.

Hatta, bir ara, kamuya açık alanlarda çıplak bulunmak yasaklanınca, bir kısım şehirli bu durumu protesto etmişler. Özellikle, bu şehirde eşcinsel mekanları önünden geçerken, sakın dikkatli ve tacizkar bir şekilde bakmayın, bu durum onları kızdırabiliyor.

Hatta, bu şehirde, sizden sık sık sigara isteyen hippileri, ellerinde şırıngalarla gezen eroinmanları göreceksiniz, şaşırmayın.

Şehir: 7 tepeli olarak adlandırılan İstanbul gibi, tepeler üzerine kurulmuştur. Ama, burada 50 tane tepe var. Yani: şehrin her yanı, inişli-çıkışlı-yokuşludur. En yüksek tepe: 282 metre yükseklikteki “Mount Davidson” tepesidir.

Burada, bir süre yaşayacak olanlar için şu söylenebilir. Şehir, pahalıdır. Özellikle kiralar yüksektir. Küçük boyuttaki bir evin, aylık kirası 1500 dolardan fazladır. Semtine göre, bu kira daha da uçuk olabilir. Evet, bu şehirde ev kiraları, bırakın evi, oda kiraları muhteşem yüksektir.

Evet, şehrin genel özelliklerini tanımlayan özet şu olabilir: kuzeyi boğaz, batısı okyanus, güneyi silikon vadisi, doğusu körfez. Çeşit çeşit insanları bulunan, kültürel yoğunluğun fazla olduğu, sokakları rengarenk ve havası, hem sıcak hem serin bir şehir. Bunların yanında, köprülerini, eşcinsellerini, nemli havasını ve son bir not pahalılığını unutmamak gerekir.

HAVAALANI

Şehrin uluslar arası havaalanı: şehir merkezinden 13 km. güneyde, San Mateo Country denilen yerdedir. 2011 yılında, bu havaalanının yolcu kapasitesi, 41 milyon kişidir. Amerika’nın en işlek 8 ve dünyanın en işlek 22’nci havaalanıdır.

TURİZM

Şehir, bugün dünyanın en turistik yerlerinden biridir. Dünya üzerinde en fazla ziyaret edilen şehirler sıralamasında: 100 şehir arasında, 35’nci sıradadır.
Turizmde önem kazanan yönleri arasında: dik tepeleri ve ünlü mimarisi, gece ışıklandırılan görüntüsü, Golden Gate Köprü, teleferikleri, Alcatzar adası ve eski hapishane ve Chinatown sayılabilir.
Evet, bu şehri sakın ola, araçla gezmeyin ve yürümeyi deneyin, inanın uzun saatler boyunca yürüdüğünüzde, yorulduğunuzu hissetmeyeceğiniz ilginçliklerle karşılaşacaksınız. Özellikle, sahil şeridi çok hareketlidir. Spor yapanlar, turistler, yerli satıcılar, hepsine sahil şeridinde rastlamak mümkündür. Burada: Okyanusa bakmak bile, inanın bir başka keyf veriyor.

İKLİM

Şehir: yazları serin ve sisli görüntülerin egemenliğine girer. Üç tarafı denizlerle çevrili olduğundan; şehirdeki hava durumu, Pasifik Okyanusundaki serin akıntılardan etkilenir. Ortalama sıcaklıklar şöyle özetlenebilir: Ocak ayı için: 14, Şubat ayı için: 16, Haziran ayı için: 20, Temmuz ayı için: 20, Ağustos ayı için: 21, Eylül ayı için: 22, Aralık ayı için: 14 derecedir.

Yani, burası havası serin olan bir yer denilebilir. Şehirde öyle ilginç bir hava vardır ki, bazen sokaklar arasında bile, hava sıcaklığı on derece kadar değişebilir, yani sabah çıkarken güneş görüp ince giysilerle çıkarsanız, kısa süre sonra, rüzgar ve soğuk nedeniyle, buna pişman olursunuz.
Ağustos ayında bu şehri ziyarete giderseniz, her yanında tıklım tıklım turist görebilirsiniz, bu yüzden imkanınız varsa, bu şehri görmek için Ağustos ayı dışında bir tarih seçmenizi öneririm. Gündüz ve gece sıcaklıklarının farklı olduğunu ve özellikle akşamlarının serin olacağını unutmayın.

TARİHÇE

1906 yılında meydana gelen bir deprem ve ardından çıkan yangın sonucu: şehrin büyük bölümü yok olmuştur.

Amerika San Francisco

SİLİKON VADİSİ

Burası, dünyanın en büyük teknoloji şirketleri başta olmak üzere, birçok şirkete ev sahipliği yapmaktadır. Diğer ismi “Santa Clara Vadisi” dir. Burada, birçok tanıdık öve önemli şirketin merkezi bulunuyor. Bunlar arasında sayılabilecekler şunlardır: Apple Inc, Cisco Systems, eBay, Google, Intel, SanDisk, Western Dijital, Yahoo. Evet fazla ayrıntıya girmiyorum. Burası: birçok şirket merkezine, üniversitelere sahip şehirlerin bulunduğu büyük bir vadi, ama dünya üzerinde, teknolojinin kalbi olarak biliniyor, yani esas ününü bu teknolojik durumu ile sağlıyor.

CALİFORNİA ŞARAPLARI

California: şaraplarıyla gurur duyar. Burada konuşlu üzüm üreticileri: zaman içinde teknikleriyle yavaş yavaş olgunlaşmışlar ve pazarlama stratejilerini de önemli ölçüde geliştirmişlerdir.
Şaraplar, genellikle yapıldıkları Avrupa üzüm çeşitlerine göre sınıflandırılırlar.

Kırmızı şaraplar: Fransız Medoc’tan-Cabernet Sauvignon, Burgundy’den-Pinot Noir ve kökeni uzmanların kafasını karıştıran ve İtalyan kökenli olduğu düşünülen “Zinfandel”i kapsamaktadır.


Belli başlı beyaz şaraplar

Burgundy’den Chardonnay, Bordeaux’dan Sauvignon Blanc, Alsace’tan Gewürztraminer ve Riesling ile Alman Mosel ve rhineland’dır.

Şişelerin etiketlerinde bulunan bağ bozumu tarihi: şarap şişesi içinde bulunan miktarın en az % 95’inin, hakiki yılını gösterir.

Bunların yanı sıra, bazı Fransız Şampanya üreticileri de günümüzde California’da, köpüren şaraplar üretmektedirler.

Amerika San Francisco

NE YENİR

Dungeness Yengeç

Bu yengeç türü: Kuzey Amerika kıyılarında, su dibinde yaşamaktadır. Genellikle: 20 cm. büyüklüğe kadar ulaşır.

Ağırlığının dörtte biri ettir. Eti: hafif tatlı ve lezzetlidir. Yengeç: genellikle canlı olarak kaynayan suya atılır ve piştikten sonra, soğuması için soğuk su içine yerleştirilir ve daha sonra temizlenerek servis edilir. Küçük çekiç kullanılarak, kabuklu kısmı kırılır ve yenilir.

ALIŞVERİŞ

Şehirde güzel bir alışveriş turu yapmak istiyorsanız: “Market Street” ten aşağıya doğru yürüyün ve “Powell” den dönün.

Union Square: Burada: son moda butikler, özel mağazalar, çiçek büfeleri ve büyük alışveriş merkezleri bulunur.

Amerika San Francisco
Amerika San Francisco
Amerika San Francisco

TELEFERİK SİSTEMİ

Hani, teleferik denilince, bunun farklı bir şey olduğunu söylemem gerek. Bu: şehir içi ulaşımda kullanılan ve dünyanın en son elle işletilen teleferik, yani bir tür şehir içi ulaşım aracıdır. Şehirliler tarafından bilinen ismi ise “Muni”dir.

Sistem: ilk olarak: 1873-1890 yılları arasında kurulmuştur. Günümüzde, sistem 3 hat üzerinde, şehir içindeki ulaşıma yardımcı olmaktadır. Turistik bir gezi için ideal, binmeyi sakın unutmayın.

Amerika San Francisco
Amerika San Francisco

GOLDEN GATE BRİDGE

Pasifik Okyanusunda, San Francisco körfezi üzerinde bir asma köprüdür. Şehrin, en tanınmış sembollerinden birisidir. Hatta: “Amerikan İnşaat Mühendisleri Derneği” tarafından “Dünya Harikası” olarak ilan edilmiştir. Öte yandan “Dünyanın en çok fotoğraflanan köprüsü” olarak da bilinir.

Köprü: mühendis Joseph Strauss tarafından yapılmıştır. 1937 yılında tamamlanan köprünün yapımı, toplam 4 yıl sürmüştür. İnşaat: 5 Ocak 1933 tarihinde başlamıştır. Köprünün açılış törenleri: bir hafta sürmüştür. Mayıs 1987 tarihinde, köprünün yapılışının 50. yılında da, köprü araç trafiğine kapatılarak, yayalara açılmıştır. Aynı gün, köprü üzerinde, 300.000 kişi toplanmıştır.

Her iki ayak arasındaki uzunluğu: 1280 metredir. Ayakların ötesinde, köprünün başlangıç noktaları arasındaki uzunluk ise: 1970 metredir. Ayakların, en üst noktasının deniz seviyesinden yüksekliği: 230 metredir. Köprünün deniz seviyesinden yüksekliği 211 metredir.

Dünyanın en güzel asma köprüsüdür denilmektedir.

Köprünün en büyük özelliği: ışığa göre renk değiştirmesidir ve buna bağlı olarak köprü “kızıl-kahve” renk alabilmektedir. Köprü: 4 yıllık bir süreçte boyanmaktadır. Boyama işlemi bitince, 4 yıllık süreç bittiğinden yeniden
boyanmaya başlanmaktadır. Boya rengine gelince: köprünün rengi resmen “uluslar arası turuncu” yani bir tür “portakal” rengidir. Çünkü: özellikle sis olduğunda, bu renk köprünün görünürlüğünü arttırmaktadır.

Her köprüde olduğu gibi, burada da intiharlar söz konusu olmuştur. Çünkü: su yüzeyine 75 metre yükseklikteki, seyir güvertesinden intihar edenler, su yüzeyine yaklaşık 120 km. hızla çarparlar ve travma, boğulma veya soğuk suya temas ile oluşan Hipotermi nedeniyle ölüm olur. İntihar etmek üzere atlayanların büyük kısmının cesetleri bulunmadığından, intihar sayısı hakkında net bilgiler bulunmamaktadır.

Çünkü: köprünün altında çok güçlü akıntılar bulunmaktadır. Bu keyifsiz konuda son bir not: köprüden atlayan 26 kişi kurtarılmıştır. Hatta: Sarah Rutledge isimli bir kadın, köprüden ilk atladığında ölmemiş, ikinci kez atlamış ve bu kez ölmüştür. 1979 yılında ise, köprüden atlayan bir genç, yüzerek kıyıya çıkmış ve hastaneye gönderilmiştir.

Köprü ziyaret edilebiliyor. Bence, buraya yolunuz düşerse, köprüyü mutlaka ziyaret edin. Köprünün her iki tarafından: yürüyüş yolları var. Ana geçit: gün içinde, yaya ve bisikletliler için açıktır. Yayalar, yalnızca gündüz saatlerinde köprüden geçebilirler. Bu yürüyüş sırasında: köprünün sallandığını hissedeceksiniz, ayrıca rüzgar estikçe, köprü üzerinde bulunan lambaların sallandığını görecek ve heyecanlanacaksınız.

OAKLAND BAY BRİDGE

Köprü: Oakland’ın karşı tarafında: Yerba Buena Adası üzerindedir. 1936 tarihinde hizmete açılmıştır.

Köprünün uzunluğu: toplam 13.5 km. dir ve bu uzunluk ile, dünyanın en uzun köprüsü sayılır. Eşit uzunlukta, iki ana açıklık bulunmaktadır.

Amerika San Francisco
Amerika San Francisco

PRESİDİO

Golden Gate köprüsünün güneyinde; bir garnizondur. 6’ncı Ordu burada konuşlanmıştır.
Garnizon: 1776 yılında, İspanyollar tarafından, yerleşimlerini korumak için inşa edilmiştir.

Burayı ziyaret ederseniz görebilecekleriniz: ormanlar, plajlar, tarihi bir havaalanı ve muhteşem manzaralar, burada yürürseniz, bunları görebilirsiniz. Ayrıca: burada görebileceğiniz tarihi mekanlar şunlardır:

Golden Gate Pavilion

Burası, Golden Gate köprüsünün 75.yıl törenleri için 2012 yılında açılmıştır. Köprünün güney ucunda bulunan mekan, ziyaretçi merkezidir.

Pil Chamberlin

Beach bölgesindedir ve eskiden burada topçu birliği bulunuyormuş. 1904 yılında inşa edilen mekanda, günümüzde sahil savunma müzesi var.

Fort Point

1861 yılında inşa edilen bu askeri bölge: Golden Gate köprüsünün altındadır. Rehberler eşliğinde burası gezilebiliyor.

Amerika San Francisco

PALACE OF FİNE ARTS-MUSEUM-SFMOMA

Yat Limanına giden yol üzerindedir.

Burası: 1915 Panama-Pasifik Uluslar arası Sergisi kalıntılarından oluşturulmuştur. 1995 yılında bugünkü yerine taşınan müze: yıllık 600.000 civarında ziyaretçi ağırlamaktadır.

Burada: uluslar arası kabul görmüş, modern ve çağdaş sanatın koleksiyonu bulunmaktadır. Bu mevcut koleksiyonda, 27.000 eser bulunur ki, bunlar arasında, heykeller, fotoğraflar, mimari, tasarım ve medya sanatlarına ait örnekler vardır.

Müze bünyesinde, bir restoran ve kafe de bulunuyor. Ankara Cer Modern Müzesini gezenler, yine, bu müze içindeki restoran ve kafeteryayı görebilirler. Son yıllarda, bu alışkanlık, ülkemizdeki müzelerde de yaygınlaşıyor.

Amerika San Francisco

EXPLORATORİUM MUSEUM

Yapının betonarme dış cephesi: karışık klasik mimari ve “Roma kalıntısı” şeklindedir. 1969 yılında, Frank Oppenheimer tarafından kurulmuştur.

Burada: sergiler düzenlenmektedir. Yani, klasik bir müzecilik anlayışı ötesinde, katılanların eğitilmesine yönelik sergiler düzenleniyor. Bu sergiler: orta ve lise düzeyindeki öğrencilerin fen bilgisini arttırmaya yönelik, eğitsel ve deneysel düzeydedir.

Amerika San Francisco

FİSHERMAN’S WHARF-BALIKÇI İSKELESİ

Buraya ulaşmak için Batıdaki Yat Limanından; Marina Boulevard’a doğru yürürken, güzel rıhtım evlerini geçerek buraya ulaşmak mümkündür. Şehrin, kuzey kıyılarını kaplamaktadır. Buraya ilk olarak: İtalyan göçmen balıkçılar yerleşmiş ve yengeç avlamışlardır. Takip eden süreçte, burası, balıkçı filolarına ev sahipliği yapmıştır.

1970-1980 yılları arasında ise, bölge turistik anlamda gelişmeye başlasa da, aktif balıkçılar ve balıkçı filoları hala burada varlıklarını sürdürmektedirler. Öte yandan, biraz önce sözünü ettiğim gibi, Amerika Birleşik Devletlerinin en işlek ve iyi bilinen, balıkçı iskelesidir.

Burada: teknelere bakabilir, rıhtım çevresindeki deniz ürünleri satan büfelerden karides ve yengeç satın alabilirsiniz. Restoranlardan birine oturup: yengeç veya midye çorbası tatmanızı öneririm. Her yıl 4 TEMMUZ kutlamaları, yani havai fişek gösterileri, burada yapılmaktadır.

Amerika San Francisco

GHİRARDELLİ SQUAR

900 North Point Street üzerindedir.

Başlangıçta: bir çikolata fabrikası olarak kurulmuştur. Ancak: 1960 yılında, çikolata fabrikası, başka yere taşınmıştır.

Bu eski fabrika binasının içinde: yapılan restorasyon çalışmaları sonucunda, 1964 yılında: gayet güzel dükkanlar ve restoranlar açılmıştır. Evet, buranın özellikle restoranları çok meşhurdur.

Amerika San Francisco
Amerika San Francisco

CANNERY

Burası, bir zamanlar meyve işleme ünitesi olarak kullanılmıştır. 1907 yılında açılan bölge: 1930 yılından sonra bu işlevini yitirmiş ve kapalı ve açık yürüyüş yolları, avlular ve ticari alanlar birleştirilerek, 1960 yılından sonra yeniden tasarlanmıştır.

Özellikle: 1909 ve takip eden yıllarda, burada muhteşem büyük bir konserve fabrikası bulunduğu ve burada 2.500 kişinin çalıştığı söyleniyor. Halen: Martin ailesinin malı olan bölge: 1970 yılında, Amerikan Mimarlar Enstitüsünün Onur Ödülüne layık görülmüştür. Çünkü: Ghiradelli meydanı ve eski binalar, gayet güzel korunmaktadır.

Amerika San Francisco

PİER 39

Balıkçı iskelesinin tam doğusundadır ve bünyesinde: alışveriş merkezi, restoran ve eğlence kompleksi barındırır. Burada, marinanın rıhtımı üzerine “Kaliforniya deniz aslanları” çıkarlar.

Bunlar: her yıl Şubat-Mayıs ayları arasında burada konaklıyorlar ve bu zaman dışında, buradan ayrılıyorlar. Ayrıldıklarında ise, nereye gittikleri bilinmiyor.

Özellikle, çocuklu aileler için, eğlence imkanları ile burası yoğun ziyaret edilen yerlerden biridir. Atlı karınca var.

Evet, buraya mutlaka gidin, yanınızda buraya giderken sağlam giysiler bulundurun, çünkü mutlaka hava esintili oluyor. Ayrıca: bubba gump denilen yerde yemek yemenizi öneririm, muhteşem lezzetler tadabilirsiniz.

Amerika San Francisco
Amerika San Francisco

MARİTİME NATİONAL HİSTORİCAL PARK

Burası bir parktır ve parkta: tarihi gemiler, denizcilik müzesi ve kütüphane-araştırma merkezi bulunmaktadır.

Denizcilik Müzesi

Müze binası, 1936 yılında inşa edilmiştir. Müzenin ikinci katında: şehre ait rıhtımlar, rıhtım taşları, silahlar ve denizcilik gücünün teknolojik evriminin gösterildiği bir yer bulunuyor. Üçüncü katta ise: “Spark” isimli bir gemiye ait: radyo ve telsiz teknolojilerine ait kullanılan objeler sergileniyor.

Müze koleksiyonunda, 35.000 ürün bulunuyor.

Tarihi Gemi Filosu

Burada: en eskisi 1886 yılından günümüze gelen ve en yenisi: 1914 yılına ait çarklı bir romörkör olan gemiler bulunuyor.

Amerika San Francisco

HİLLS

Burada, tam 40 tane tepe bulunmaktadır ve bunlar şehrin gururudur. Bu tepeleri gezmenin en güzel yolu: yazının başlık bölümünde de belirttiğim gibi, ünlü teleferiklere binmektir. Özellikle: “Powel Street” teleferiği; Nob Hill tepesine giderken, ziyaretçilerine büyük keyif vermektedir.

Evet: bu teleferikler 1873 yılında yerleştirilmişlerdir ve bu orijinallerinden birisi: Washington ve Mason Street bölgelerinde bulunan, sistemin çalışma merkezindeki müzede görülebilir. El yapımı teleferikler: düzenli olarak yenilenmektedirler.

NOB HİLL

Burada: şehrin zengin ve itibarlı kişileri yaşamaktadır. Bunlar, buradaki muhteşem Victoria evlerinde yaşarlarken, bu evler: 1906 yılı depreminde yok olmuştur. Bu evlerden günümüze ulaşan yalnızca: James Flood’un; günümüzde “Pasifik Union Club” olan, kahverengi taşlı evidir.

Bunların dışında, bölgede çok yoğun yapılı bir mahalle olmasına rağmen, çeşitli parklar bulunmaktadır.

Amerika San Francisco

Grace Cathedral

Burada: ilk dini yapı, bir şapel olarak 1849 yılında yapılmıştır. Ardından yapılan görkemli kilise: 1906 depremi-yangını sonrasında yok olmuştur. Daha sonra, 1928 yılında yapılına başlanılan, günümüz yapısı, 1964 yılında tamamlanmıştır.

Katedral yapısı: mozaikleriyle ünlüdür ve ziyarete açıktır. Ayrıca: vitray pencereler ilgi çeker. 44 çan bulunmaktadır. Buraya yolunuz düşerse, özellikle yapının kapılarına dikkatinizi çekerim. Katedralin giriş kapıları: İtalya-Floransa bulunan ve Lorenzo Ghiberti tarafından yapılan “Cennetin kapıları” olarak isimlendirilen kapıların kopyalarıdır.

Amerika San Francisco

PASİFİC HEİGTS

Buradan da, şehrin birçok yerinin muhteşem panoramik manzarasını izlemek mümkündür. Tepe, birdenbire yükselir ve doğu-batı yönünde bir sırt üzerinde yer alır. İlk yerleşim ise, 1870 yıllarına rastlar. Günümüzde görülen evlerin bir çoğu ise, 1906 yılı depreminin ardından yapılmıştır. Burada, ayrıca bazı ülkelerin konsoloslukları bulunmaktadır.

TELEGRAPH HİLL

Buraya tırmanırsanız: Coit Tower’ın tepesinden muhteşem bir manzara görebilirsiniz. Burada göreceğiniz kule: 1934 yılında şehrin itfaiyesi onuruna inşa edilmiştir. Zaten, kule itfaiye hortumunun başına benzemektedir.

Evet, tepenin yüksekliği 84 metredir. Tepe: adını üzerine kurulan, yel değirmeni gibi, kıyıya yanaşan gemilere sinyal gönderen ve 1849 yılında yapılan bir “semafor” dur. Vapur ve yelkenli tekneler, tepe üzerinde inşa edilen bir evin tepesindeki bu “semafor” dan işaret alırlarmış. Gemiler ise, taşıdıkları kargoları, yine aynı işaret yöntemiyle, buraya iletirler ve limana gelecek mallar nedeniyle, şehirdeki bu malların fiyatları belirlenebilmekte imiş.

Burayı ziyaret ederseniz: kırmızı başlıklı, yabani papağanları görebilirsiniz. Bunlar: şehirdeki bakıcılarından kaçan veya bilinçli olarak bırakılan papağanlardır. Kökenleri “Peru” ve “Ekvator” dur.

Amerika San Francisco

RUSSİAN HİLL-RUS TEPESİ

Bu tepe: bahçeleri ve kusursuz evleriyle çok şirindir. Yılan gibi kıvrılan, inanılmaz inişi, avluların içinden ve dışından dolanmanın ve yedi ani virajın üstesinden gelirseniz “dünyanın en dolambaçlı caddesi” iddiasını haklı bulacaksınız. Evet bu cadde “ Lombard Street” dir.

Bu arada, bu tepele bu ismin verilmesinin nedeni: merak edenler için: Rus donanması ve ticaret gemileri: 19’ncu yüzyılın başlarında, burayı sık sık ziyaret etmişlerdir.

Hatta: Tepenin mezarlığında bir kısım Rus gemi mürettebatının gömülü olduğu bilinmektedir. (ancak bu mezarlık günümüzde yoktur) Ancak, şehrin bu bölümünde, hala Rus varlığı bulunmaktadır ki, Ruslara ait bir “Ortodoks kilisesi” de var.


DOWNTOWN

Amerika San Francisco

NORT BEACH

Broadway ve Columsu kavşağının kuzeyinde bulunan burası; aslında bir plaj değildir. Burası: hem İtalyan toplumunun merkezi hem de şehrin sanatsal ve kültürel yaşamının odak noktasıdır.
Aynı zamanda: şehrin entelektüel ve yenilikçi fikirlerinin merkezidir.

Çin’den yeni gelenler: Asya ve İtalyan mahallelerine akın ederek: Columbus, Stockton, Vallejo ve Green caddeleri civarında toplanmışlardır. Burada: Asya ve İtalyan manavları, pasta salonları, barlar, kafe ve restoranlar bulunur.

Barbary Coast

Bu bölüm: bir zamanlar denizcilerin geneleve geldikleri yer olarak bilinir. Ayrıca: yine kaptanlar: burada sarhoş ve kendinde olmayan sivilleri, kaçırarak gemilerinde tayfa olarak kullanmışlardır. Yani: kötü şöhretli bir yer olarak bilinir. 1914 yılında çıkarılan bir yasa nedeniyle, 1917 yılında mahalle polis tarafından abluka altına alınmış ve fahişeler tahliye edilmiştir.

Amerika San Francisco
Amerika San Francisco

CHİNATOWN-ÇİN MAHALLESİ

19’ncu yüzyılda: şehre gelen yabancılar bu getto bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Takip eden süreçte ise: bunlar yer altı dünyasında esrar pazarlarını ele geçirme çatışmaları içine girmişlerdir.

Günümüzde: 100.000’den fazla Çinli şehirde yaşamaktadırlar. Yani: Asya dışında yaşayan en büyük Çinli topluluk buradadır. Bölgede: 2 hastane, çok sayıda park-bahçe, dükkanlar, tapınaklar, sosyal kulüpler bulunmaktadır. Şehirde: Golden Gate köprüsünden sonra, en çok ziyaretçi çeken yerdir.

Buraya mutlaka gitmenizi öneririm, Çin kültürüne ait güzel bir şeyler görmek yanında, dükkan ve mağazalardan Çin ürünleri de satın alabilir, hatta restoranlarda Çin yemekleri tadabilirsiniz. Evet, buraya yolu düşenlere, Çin mutfağının en güzel ürünlerini tatmalarını öneriyorum.

Amerika San Francisco

JAPON TOWN-JAPON MAHALLESİ

Burası: Çin mahallesinden daha küçük ölçekli, ama aynı kültürü taşıyan bir yerdir. Japon mahallesinde bulunanlar şunlardır: aşçılık merkezi, Japon çiçek düzenleme okulları, bir Japon tiyatrosu, bir Japon oteli bulunmaktadır. Özellikle: Japon otelinde: gömme banyolar, tatami hasırları üzerindeki yataklar ve kimonolu bayan hizmetliler ilgi çekmektedirler. Ayrıca: yine otel içinde, dinlendirici bahçeler bulunmaktadır.

1960 yılında inşa edilen: Japon malları satılan “Kintetsu” isimli büyük bir alışveriş merkezi de bulunmaktadır. Burada: her yıl Nisan ayı içinde “Kiraz Festivali” kutlanmaktadır. İki haftalık bu festival boyunca: çeşitli tiyatro gösterileri ve yarışmaların bulunduğu etkinlikler düzenlenmektedir.

Amerika San Francisco

CİVİC CENTER

Şehrin en işlek caddesi olan “Market Street” ve “Van Ness Street” in oluşturduğu bu bölgede; belediye ve eyalet ofisleri bulunmaktadır.

Merkez 1906 yılı depreminden sonra, büyük ölçüde yenilenmiştir. İlk yapılar “Rönesans” tarzındadır. Ayrıca: “Veterans Building”; 1945 yılında, Birleşmiş Milletler Beyannamesinin imzalandığı “Opera House” ve “Symphony Hall” bölümlerine ev sahipliği yapmaktadır.

Bunun dışında burada bulunan binalar: San Francisco City Hall, Earl Warren Buildg, Asian Art Museum, San Francisco Halk Kütüphanesi, War Memorial Opera Hause, James Lick anıtı.

Amerika San Francisco

TRANSAMERİCA PYRAMİD

Burası: “Montgomery” ve “Washington” Street’in köşesinde bulunan, 260 metre yüksekliğinde bir yapıdır. Şehrin silüetini etkileyen bir gökdelendir. 1972 yılında tamamlanmıştır. Aslında, yapıldığı yıl dünyanın en yüksek ikinci binası olarak bilinmesine rağmen, mimar, yapının 350 metre olarak yapılmasını teklif etti, ancak, söylenenlere göre şehir planlama komisyonu bu öneriyi kabul etmedi.

Amerika San Francisco
Amerika San Francisco
Amerika San Francisco

GOLDEN GATE PARK

Burası: şehir merkezinde, gökdelenlerden uzak bir park alanıdır. Amerika Birleşik Devletlerinin, yıllık 13 milyon ziyaretçi ile, en çok ziyaret edilen parklarından birisidir. Aynı zamanda, dünyanın en büyük şehir parklarından birisidir. Bu park alanında, uzun yıllar boyunca, Amerikan ordusunun “Nike” füze sistemleri bulunmaktadır.

Burası: kum tepeleriyle kaplı bir boş arazi iken, 19’ncu yüzyıl içinde, kent planlayıcısı John McLaren tarafından: yemyeşil bir parka dönüştürülmüştür. 1988 yılında, UNESCO, burayı “Biyosfer Rezervi” ilan ederek koruma altına almıştır.

Günümüzde, bu park alanında şunlar bulunmaktadır: küçük göller ve tepeler, bir botanik bahçesi, oyun alanları, ahırlar, popüler bir açık hava satranç evidir.

Parkın doğu çıkışında ise, muhteşem bir çocuk oyun parkı bulunmaktadır.

Evet: açık hava meraklısı iseniz, bir tam gün boyunca: çayırlar, göller, gül bahçeleri, arboretum bulunan, bu büyük vahayı gezebilirsiniz. Amerika’nın en büyük yapay şelalesini görebilirsiniz.

Park alanında: “Music Concourse” çevresinde toplanmış, belli başlı 3 müze bulunmaktadır. Bunlar:

Amerika San Francisco

M.H. de Young Memorial Museum

Burada: muhteşem Amerikan ve İngiliz resimleri, dekoratif sanat eserleri ve önemli gezici sergiler bulunmaktadır. Müze ismini: San Franciscolu bir gazeteciden almıştır.

Müzenin koleksiyonları içinde bulunanlar: Amerika’nın 21’nci yüzyıl uluslar arası çağdaş sanat, tekstil ve kostümleri ve 17’nci yüzyıla ait Amerika, Pasifik ve Afrika sanatı eserleridir.

Amerikan sanat koleksiyonunda, 1000’den fazla resim bulunmaktadır. Ayrıca: 800 heykel ve 3000 dekoratif sanatsal nesne görülür.

Müzenin tekstil koleksiyonunda ise, 12.000 den fazla ve dünyanın dört bir yanından gelen kostümler sergilenmektedir. Bu koleksiyon, Amerika’da, kendi türünün en büyük ve en kapsamlı koleksiyonudur.

Burada: özellikle Türkmen halıları ilgi çeker. Ayrıca: 12 ve 15’nci yüzyıllara ait Kuzey Hint ipek halıları, ülkemizden götürülen Anadolu kilimleri, Avrupa duvar halıları da görülmektedir.

Amerika San Francisco

Asian Art Museum

Burası: zengin ve göz alıcı “Avery Brundage” koleksiyonu sergilenmektedir. Yani: tahminen 6000 yıla yayılan bir koleksiyon, Asya sanatına ait dünyanın en büyük koleksiyonu.
Müzeye giriş ücretlidir. Ücret, yetişkinler için 12 dolar, 12 yaş altı çocuklar ücretsizdir.

California Academy of Sciences

Burası, bir zooloji müzesidir. Müzede: akvaryum ve planetaryum bulunmaktadır. Yani, bütün bunlar tek bir çatı altındadır.

Japanese Tea Garden

Müzeleri gezdikten sonra, bu güzel bahçede bir mola verebilirsiniz. Burası: 1894 yılında Dünya Fuarının bir parçası olarak inşa edilmiştir. Burada: yürüyüş yolları, havuzlar ve bir çay evi ile Japon-Çin bitkileri bulunmaktadır. 5 dönümlük bahçe alanında, ayrıca: birçok heykel ve küçük köprü bulunur. Buradaki güzel çiçek görüntüleri ilginizi çekebilir.

Amerika San Francisco
Amerika San Francisco

ALCATZAR

Burası: San Francisco körfezinde bir adadır ve üzerinde “Alcatzar Hapishanesi” bulunmaktadır.

Günümüzde terk edilmiştir. “Alcatzar” kelime anlamı, İspanyolcada “Pelikanlar Adası” demektir. Ekilebilir hiçbir toprağı bulunmayan, yaklaşık 5 dönümlük bir kayalıktır. Bu nedenle, bölgede, buranın ismi “kaya” olarak bilinir.

Ada, San Francisco sahillerine 2.5 km. uzaklıktadır. Ama, bu bölge: köpekbalıkları ve lağım dolu ve buz gibi soğuk bir alandır.

Ada üzerindeki ilk yapılaşma: 1868 yılında: bir fener, askeri tahkimat ve askeri cezaevi olarak gündeme gelir. 1933-1963 yılları arasında ise, burası “Federal Hapishane” haline gelir. Kasım 1969 tarihinde ise, ada, 19 aylık bir süreç boyunca, bir gurup tarafından işgal edilir.

Evet: yukarıda sözünü ettiğim gibi; yapıldığında, buranın Amerika için en kötü üne sahip Federal bir hapishane olduğu söylenir. Ancak: hapishanenin masrafları çok yüksekti ve her tutuklu için, yıllık 40.000 Dolar para harcanması gerekiyordu. Bunun üzerine, 1962 yılında hapishane kapatılmıştır.

Buraya yapılan bir geziye katılırsanız, sanırım ilginizi çekecek bir ortam görebilirsiniz. Bugün ada tesisleri “Ulusal Park Hizmetleri” birimi tarafından turistik geziler için ziyarete açıktır. Ziyaretçiler: feribotlar ile adaya ulaşabilirler.

Burada: Amerikalı korucular: aydınlatıcı bilgiler verirler. Al Capone gibi ünlü mahkumların: eski ikametgahını görebilirsiniz. Günümüzde: burada görebileceğiniz tüm çalılık ve ağaçların büyümesi için: 1934 yılında, Amerikan ordusu tarafından büyük uğraşlar sonucu su getirilmiştir.

Bunların dışında, adada görebilecekleriniz şunlardır: ana hapishane binası, yemekhane, kütüphane, deniz feneri, su kulesi, birçok bina. Burası: yıllık olarak 1.5 civarında ziyaretçi çekmektedir.

Amerika San Francisco

SAN FRANCİSCO SAVAŞ ANITI VE SAHNE SANATLARI MERKEZİ: SFWMPAC

Amerika’daki sahne sanatları merkezlerinin en büyüklerinden birisidir. Yaklaşık 7.500 koltuk kapasitelidir. Burada: her türlü sahne sanatı icra edilmektedir. Yapı: iki blok olarak, 1920’lerde yapılmaya başlanmış ve tüm insanların anısına, I. Dünya Savaşının ardından “Savaş Anıtı” olarak isimlendirilmiştir.

Sonuçta, 1932 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır. 1951 yılında, Amerika-Japonya arasında imzalanan ve savaşı sonlandıran “San Francisco Anlaşması” burada imzalanmıştır.

Amerika San Francisco

ONUR LEGİON OF CALİFORNİA PALACE-FAMSF

Burası: Legion of Honor olarak da bilinir. Şehrin, Güzel Sanatlar Müzesidir. Müze binası: 1924 yılında tamamlanmıştır. Müzede: özellikle Avrupa sanatının temsilcisi koleksiyon bulunmakta olup, ağırlık Fransız sanatçılarının eserlerindedir.

Özellikle: ünlü heykeltıraş Auguste Rodin’e ait seçkin bir koleksiyon bulunur. Ayrıca: yine birçok sanatçının seçkin eserleri de sergilenmektedir.

Müze içinde: en çok ilgi çeken objelerden birisi de bir org dur. Bu org: 1924 yılı yapımıdır. Gerek çıkardığı müzik çeşitliliği ve gerekse yapım yılı olarak, ziyaretçilerin ilgisini çeker.

Amerika San Francisco

SANTA CRUZ BEACH BOARDWALK

Burası, muhteşem bir eğlence yeridir. Santa Cruz plajında, ailecek eğlenilebilecek güzel bir yer, şehirde zamanınız varsa, mutlaka gitmenizi öneririm.

ÇEVREYE YAPILACAK GEZİLER

KÖRFEZ BÖLGESİ

Sausalito ve Tiburon Kasabaları

Şehrin hemen kuzeyinde: Marin Country’in güney ucunda: Golden Gate Bridge’den: araba veya feribot ile ulaşabileceğiniz, 2 sevimli liman kasabasıdır.

Her iki kasabada: körfezin ortasından şehre bakan tahta yoldaki barları ve kafeleriyle, renkli bir Akdeniz atmosferine sahiptir.

ŞARAP BÖLGESİ

Napa Valley

Burası: üzüm bağlarının bolca bulunduğu bir yer olarak şarap severler tarafında tercih edilmektedir. Vadi: şehrin 81 km. kuzeydoğusunda, Mayacama ve Howell dağlarının arasındadır.

Highway 29; vadinin içinden geçen ana yoldur. Bu yola paralel olarak uzanan “Silverado Tarail” ise, daha yavaş, daha sakin ve daha manzaralı bir yoldur.

Şarap üreticilerinin düzenlediği tadım turları ve üzüm bağlarında yapılacak piknikler de, ziyaretçiler tarafından yoğun olarak tercih edilmektedir.
Bağbozumu, genel olarak “Ağustos” ortasında başlar.

PASİFİK KIYISI

Monterey

Burası: California’nın, eski İspanyol ve Meksika başkentidir. 1770 yılında: Peder Serra, burada bir misyon kurmuştur. Misyon: Portola’nın “presidio” garnizonu tarafından korunmuştur.

Ancak: şehir soğuk ve hastalıklı bir yerdi. Portola: buranın bir ceza olarak “Ruslara verilmesini” önermişti. Fakat: Peder Serra: zorlukları kabul etti ve şehrin çorak topraklarını işledi.

Gelelim günümüze; günümüzde kasaba: geçmişiyle büyük gurur duymaktadır. Eski kasabanın, 19’ncu yüzyıl Meksika yönetimi ve erken Amerikan dönemine ait tarihi binalarını gezebilirsiniz.

Mimari: İspanyol kerpiç evleriyle, Amerikan koloni dönemine ait bir balkonu olan, iki katlı, ahşap evlerin garip bir karışımıdır.

Burayı gezerseniz görebilecekleriniz şunlardır;

Larkin House

1840’lardaki ilk ve tek, Birleşik Devletler Konsolosunun evidir.

Robert Louis Stevenson House

Burası: yazarın eseri “Hazine Adası” üzerinde çalıştığı sırada yaşadığı yerdir.

Royal Presidio Şapeli

Church Street üzerinde bulunan burada: Peder Serra’nın, 1795 yılında yeniden inşa edilen ve günümüzde “San Carlos de Borromeo Katedrali” olarak isimlendirilen yerdir. Yapı: orijinal, pişmiş topraktan yapılmıştır. Atların solunda: İspanyol Meksika’sından kalan, 18’nci yüzyıla tarihlenen: “Bakire Meryem” i görebilirsiniz.

Gümrük Binası

1827 yılı yapımı bu bina: Pasifik kıyısındaki ilk Birleşik Devletler Federal Binasıdır.

California’s First Theater

Burası: California’nın ilk tiyatrosudur. 1847 yılında, burası ilk olarak içki salonu olarak inşa edilmiştir. Pansiyon artık işletilmemektedir.

Monterey Bay Aquarium

Burası, ilgi çekici bir akvaryumdur. Burada, görebilecekleriniz şunlardır: ıskarmoz ve leopar köpekbalıkları, sardalya ve son derece şirin deniz analarıdır.

Carmel

Monterey’in güneyinde, kıyı boyunca uzanan Seventeen-Mile Drive: ziyaretçileri 27.5 km. güneyde bulunan buraya götürür.

Burası: harika bir tatil beldesidir. Aynı zamanda: burada alışveriş merkezleri de bulunur.

Amerika Chicago şehri hakkındaki gezi yazım için Chicago Gezilecek yerler

Amerika Los Angeles Disneyland hakkındaki gezi yazım için Los Angeles Disneyland

 Amerika Los Angeles şehri hakkındaki gezi yazım için Los Angeles