Meksika Mexico City Tarihi Merkez

Meksika Mexico City Tarihi Merkez

1980 yılında Meksika hükümeti: 16. ve 19. yüzyıl mimarisinin örnekleri bulunan binaların bulunduğu 15 kilometre karelik alanı, Tarihi kent merkezi olarak ilan ederek koruma altına almıştır.

Önemli binaların bir kısmı, son yıllarda restore edilmiştir. Tarihi kent merkezine, 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası statüsü verilmiştir.

Çünkü: şehir eski Aztek başkenti olan Tenochtitlan isimli şehir kalıntıları üzerine, İspanyollar tarafından 16. yüzyılda kurulmuştur.

Bu kalıntılardan tespit edilenler: 5 Aztek tapınağı, 1 katedral (Amerika kıtasındaki en büyük katedraldir) ve Palacio de las Bellas gibi bazı 19. ve 20. yüzyıl kamu binalarıdır.

Meksika Mexico City Tarihi Merkez
Meksika Mexico City Tarihi Merkez

Aztekler: Meksika vadisinde, Texcoco gölünde küçük bir adada kendi imparatorluklarının başkentini kurmuşlardır. Tenochtitlan isimli bu şehir: Aztek imparatorluğunun başkentiyken: kuleleri, kaleleri ve pırıl pırıl kanalları ile tam bir ada şehirdi.

Ancak İspanyollar buraya geldiklerinde, Tenochtitlan ada şehrini ve onu çevreleyen gölü tahliye ettiler. Onlar: eski şehir kalıntıları üzerine, bir Avrupa modeli şehir yani “saraylar şehri” yaptılar.

Katedral ve Güzel Sanatlar Sarayı: sömürge döneminin yani 19. yüzyılın en önemli mimari eserleridir. Templo Mayar yani Ana Tapınak olarak bilinen anıtsal kompleks ise, soyu tükenmiş bir medeniyetin olağanüstü kültürüne tanıklık yapmaktadır.

Evet şehrin bu bölümünde bulunanlar şunlardır:

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Zocalo
Meksika Mexico City Tarihi Merkez Zocalo

 

ZOCALO-PLAZA DE LA CONSTİTUCİON

“Zocalo” Mexico City şehri kalbinde bulunan büyük bir meydandır. Meydanın resmi adı “Plaza de la Constitucion” olmasına rağmen, yaygın olarak “Zocalo” denmektedir. “Zocalo” kaide veya stant anlamına gelmektedir. 1800’lü yıllarda Meksika bağımsızlık anısına meydanın merkezine bir anıt konulmuştur. Günümüzde Meksika’da birçok kasaba meydanına bu yüzden “Zocalo” denilmektedir.

1813 yılında 830×500 feet ölçüleriyle dünyanın en büyük meydanlarından biri olarak ilan edilmiştir. 100.000 kişi alabilmektedir. (Dünyanın en büyük meydanı Moskova-Kızıl Meydan)

Mexico City şehri Aztek başkenti Tenochtitlan üstüne inşa edilmiştir. Zocalo güneydoğu köşesinde bulunan yerde İspanyollar şehri ele geçirince Hernan Cortes ve Aztek İmparatoru Moktezuma 1519 yılında bir araya gelmişlerdir.

Ardından: Hernan Cortes: İspanyol geleneklerine göre burada bir kasaba planı kurmuş ve şehrin kalbindeki bu meydan: sömürge güçlerini temsil eden binalarla çevrilmiştir. Yani, erken sömürge dönemlerinde, meydan çeşitli amaçlara hizmet vermiştir.

Özellikle boğa güreşi arenası ve bir Pazar olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise burası festivaller, geçit törenleri ve gösteriler için kullanılmaktadır. Her sabah, meydandaki direğe büyük bir bayrak çekilmektedir.

Majestik Otel çatı terasından meydanın görünümü muhteşemdir. Meydanda büyük bir Meksika bayrağı dikkat çekmektedir.

Zocalo Meydanında bulunan siteler şunlardır

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Ulusal Saray
Meksika Mexico City Tarihi Merkez Ulusal Saray

 

Ulusal Saray-National Palace-Palacio Nacional

Saray: Zocalo meydanının doğu tarafında uzanmaktadır.
Cephe uzunluğu 200 metredir. Yapı kırmızımsı taştan yapılmıştır. Burası Cumhurbaşkanı resmi ofisi ve çeşitli hükümet ofislerine ev sahipliği yapmaktadır. Saray Mexico City şehrinin en önemli yapılarından birisidir.

Başlangıçta burada İspanyol fatih Cortes tarafından sömürge döneminde yaptırılan bir yapı bulunuyormuş. Ancak; şehrin bu en eski ve en önemli yapısı: 1692 yılındaki ayaklanma sırasında tahrip olmuştur. Yapı: 1920’lerde yenilenmiştir.

Büyük merkez kapı: Meksikalı ceket ve silah ile örtülmüştür.

Yukarıda 15 Eylül 1810 tarihinde Dolores Miguel Hidalgo tarafından kullanılan “Özgürlük Çanı” askıda durmaktadır.

Her yıl: saat 23.00’de; Meksika bağımsızlığını kutlamak için, gece yarısı Meksika devlet başkanı tarafından Ulusal Sarayın merkez balkonundaki bu çan çalınır ve başkan “Viva Mexico” diye bağırır. Zocalo meydanında toplanan kalabalık bunun üzerine “Viva” diye bağırarak cevap verirler.

Evet: ulusal sarayın çok sayıdaki odasının bir kısmı ziyarete açıktır. Girişte büyük bir avlu bulunur. Avlunun en önemli özelliği: duvar ressamı Diego Rivera tarafından merdiven ve birinci katta yapılan fresktir.

Bu fresk, toplamda 450 metrekarelik alanı kapsar ve 1926-1645 yılları arasında boyanmıştır. Bu fresk: yerli zamanlarından devrim zamanına kadar olan Meksika tarihini göstermektedir. Tarihsel olaylar ve onların başlıca aktörleri, kapsamlı şekilde Rivera tarafından tasvir edilmiştir.

Bir zamanlar, kuzeydeki, iç avlunun kapalı bölümü: Benito Juarez tarafından kullanılmıştır ve günümüzde bu odalar müze olarak düzenlenmiş ve ziyarete açıktır. Onun 1857 Anayasasını hazırladığı büyük salonlar ve odalardaki mobilyalar ve bazı özel eşyalar burada sergilenmektedir.

Bir diğer odada ise 1917 Anayasası sergilenmektedir.
Ulusal Saray içinde bulunan “Biblioteca Miguel Lerdo de Tejada” ülkenin en büyük ve en önemli kütüphanelerinden birisidir.

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Metropolitan Katedrali
Meksika Mexico City Tarihi Merkez Metropolitan Katedrali
Meksika Mexico City Tarihi Merkez Metropolitan Katedrali

 

Metropolitan Katedrali-Cathedral Metropolitana

Ulusal Sarayın doğusunda, Zocalo meydanının kuzey tarafındadır. Burası: batı yarımkürede en eski ve en büyük kiliselerden birisidir. Bir zamanlar eski Aztec tapınağı: hemen güney-batı kısımda bulunmaktadır. Orijinal binanın yapımına 1525 yılında başlanmıştır.

Ancak daha sonra orijinal bina kısmen yıkılmış ve kısmen yeniden inşa edilmiştir. Dini yapı; 1563 yılında mimarlar Claudio de Arciniega, Juan Gomez de Mora ve Alonso Perez de Castaneda tarafından tasarlanmıştır.

Gri kumtaşından yapılan bina: 250 yıl içinde genişletilmiş ve binanın inşaatında çeşitli karışık stiller kullanılmıştır. Ancak yine de uyum hakimdir. Dış bölüm: ağırlıklı olarak Barok izlenim yaratmasına rağmen, kuleler neo-klasik stili sembolize etmektedir. Çan kuleleri 1793 yılında tamamlanmıştır. Guadalupe olarak bilinen çanlardan biri 5.5 ton ağırlığındadır.

Sonuç olarak, katedralin inşaatı ve dekorasyonu yaklaşık 300 yıl sürmüştür.

Gelelim katedralin içine: katedral bir ana nef ile iki tarafında iki yan koridordan oluşmaktadır. Uzunluk 118 metre ve genişlik 54 metredir. Yükseklik 55 metredir. Yanlarda 14 yan sunak bulunur. Dışı gibi yapının içi de sömürge dönemlerinin farklı mimari stillerini yansıtmaktadır.

Son bir not: Mexico City şehrindeki birçok bina gibi, bu yapı da yavaş yavaş toprağa batmaktadır. Bunun nedeni: şehrin yumuşak kil toprak altı ve katedralin önemli ağırlığıdır. 1990’larda başlatılan restorasyon çalışmalarında: batma tamamen durdurulmuş olamasa da kuleler düzeltilmiş ve katedral tamamen eşit batar şekilde düzenlenmiştir.

 

Nacional Monte de Piedad

Katedralin batı tarafındaki bina, sömürge döneminde birçok kez değişmiştir. Ama ilk olarak 1775 yılında Pedro Tomero de Terreros tarafından kurulmuştur.

 

Templo Mayor

Katedralin arkasında, Calles Arjantin ve Guatemala köşesindedir. Birkaç yıl önce keşfedilmiştir. Burada “Tenochtitlan” şehrinin tapınağının bulunduğu biliniyor.

1978 yılında Şubat ayında metro inşaatı sırasında bulunan bu taş obje: ay tanrıçası Coyolxauhqui’nin bir kabartma ve oyma heykelidir. Çapı 3.25 metredir ve ağırlığı 8.5 tondur. Bu anıt günümüzde Templo Mayor müzesinde sergilenmektedir.

Mexico city şehri, daha önce de belirttiğim gibi Azteklerin başkenti Tenochtitlan şehrinin üzerine kurulmuştur.

Bu buluntunun ardından kazılar devam ettirilmiştir. Çünkü o zamana kadar “Tenochtitlan” şehrinin ana piramidi: Zocalo altında gömülü kalmıştır. Son kazıların ardından: burada Aztek İmparatorluğunun dini ve siyasi merkezinin bulunduğu anlaşılmıştır.

Bu tapınak piramidi: kutsal bölgenin egemen yani hakim yapısı olmuştur. Piramidin güney bölümünde savaş tanrısı Huitzlipochtli ve kuzey bölümünde yağmur tanrısı Tlaloc kutsal alanları vardı. Bu durum: Azteklerde: savaş, ölüm, yaşam ve suyun ne derece önemli olduğunu temsil etmesi açısından önemlidir.

Kazılar devam ettiğinde yeni kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. Duvarların yüksekliği: burada Aztekler öncesinde de eski tapınaklar bulunduğunu ifade etmektedir. 1428 yılında Aneahuac vadinin kontrolünü sağlamadan önce, muhtemelen burada bir tapınak dikilmiş olmalıydı. Farklı yapı katları arasında toprakta: kurban ve adakların kafatasları bulunmuştur.

Ancak burada bulunan nesnelerin çoğu Aztek kökenliydi. Yani, ilginçtir ki, diğer yerli halklara ait herhangi bir nesne bulunmamıştır. Muhtemelen bu yeni piramidin tamamlanmasından önce, burada bulunan sunular, Aztekler tarafından imha edilmiştir.

 

Museo del Templo Mayor

Burada sayısız buluntu ele geçirilince, kazı alanı yakınlarında yeni müze kurulmasına karar verildi. Daha önce “Antropoloji National Musemu” müzesini tasarlamış olan Pedro Ramirez Vazquez tarafından planlar hazırlandı ve yeni müze 12 Ekim 1987 tarihinde Kolomb’un Amerika’yı keşfetmesinin yıldönümünde açıldı.

Müzenin ön bölümü: kazı sitesinin görünmesini sağlayacak şekilde tamamen camlı yapılmıştır. Merkezi bir avlu çevresindeki 4 katlı bina: 1700 metre karelik bir alanı kapsamaktadır.

Burada 8 sergi salonu, oditoryum ve bir kütüphane vardır. Sergiler çoğunlukla camın arkasında çok açık standlarda görüntülenir. Farklı Aztek elyazmalarından sağlanan bilgiler: sadece İspanyolca yazılıdır.

 

Kurban Taşı

En etkileyici sergi “Kurbanlık Taş” tır. Bunda: Ay tanrıçası Coyolxauhqui’nin bir kabartma oyması bulunmaktadır. Bu baş: kollar ve bacaklar kopmuş, çıplak bir kadın formunu göstermektedir.

Efsaneye göre: Tula civarında Coatepec Serpents Tepesinde Savaş Tanrısı Huitzilopochli tarafından 400 insan kurban edilmiş ve tanrı öldürülenlerin kalbini yemiştir.

Müze ziyaretçileri: yukarıda tavandan bir delikten veya ana pencere önünde, düz uzandığı zemin katta: iki şekilde bu kurban taşını görebilirler. Taş: Huitzilopochtli tapınağının üstünde durmaktadır.

Esirler, piramidin yukarısında duran rahipler tarafından öldürülür ve kalpleri yerinden sökülür ve Coyolxauhqui taşına (kurbanlık taş) üzerine konur, cesetleri aşağıya atılırmış.

 

Güney Kanadı

Müze: piramit üzerinde bulunan iki tapınağı belirlemek için güney ve kuzey kanadı adı altında iki bölüme ayrılmıştır.

Güney kanat: Savaş tanrısı Huitzilopochli için ayrılmıştır. Burada 4 oda bulunmaktadır. Birinci oda: Aztek’lerin göçünü gösterir. İkinci oda: savaş ve tanrıları yatıştırmak için kurban odasıdır. Üçüncü oda: Aztek paralı sistemi ve ticaretle ilgilidir.

Dördüncü oda: sitede keşfedilen en büyük odadır. Piramidin üstüne çıkan merdiven: kartal kanatlı “kanatlı savaşçı” taş heykelleriyle çevrilidir. Yangın tanrısı Xiuhtecutli heykeli burada dikkati çekmektedir.

 

Kuzey Kanadı

Burada 4 oda bulunmaktadır. Burası yağmur tanrısı “Tlaloc”a adanmıştır. Birinci odada: timsah, kartal, puma, jaguar ve köpekbalıkları gibi kurban hayvanlarının iskeletleri görülür. Başka bir odada: doğum ve evrenin kendi vizyonuyla birlikte Aztek yaşam ve din kültürü çeşitli yönleriyle canlandırılmaktadır.

Son oda: İspanyolların gelişi ve Azteklerin ölümü üzerine yoğunlaşarak, fetihler ile ilgilidir.

 

Tzompantli

Museo del Templo Mayor girişinde bulunan bu duvar orijinal sitenin kuzey bölümünün bir parçasıdır ve avlunun ortasında durmaktadır. Duvar: Tenochtitlan Tapınağının İspanyol fatihler gelmeden önce neye benzediğini göstermektedir.

 

Kuzey Zocalo siteleri

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Santo Domingo

 

SANTO DOMİNGO-PLAZA DE SANTO DOMİNGO

Dominikliler buraya manastır inşa etmeden önce, Aztek imparatoru Cuauhtemoc Sarayı bulunuyormuş.

Evet, bu meydan: sömürge döneminde şehrin entelektüel merkezi olmuştur. Günümüzde ise, burada: Portal de los Evangelistas denilen bölge ilgi çekmektedir ki, bunlar eski moda daktilolar ile yazılar yazmaktadırlar. Dominik kilise eğlenceleri meydanda popülerdir.

Yıllar önce, burası daktilo yazan profesyonel yazarlarla doluymuş ve hala birkaç küçük matbaada çoğaltmalar yapılmaktadır. Uzun yıllar, biraz önce de söylediğim gibi profesyonel yazarlar tarafından işgal edilmiştir.

Örneğin: bir “aşk mektubu” yazdırmak isteyenler, ücreti karşılığında bunlara yazdırıyorlarmış. Ücreti karşılığında en iyi ve en romantik aşk mektubu, burada elektronik daktilo ile yazılıyormuş.

Evet: bu meydanda bulunanlar bir Dominik kilise ve bir heykeldir.

 

Kilise

Bu manastır: İspanyolların 1526 yılında buraya gelmelerinden kısa bir süre sonra kurulmuştur. Daha sonra yine burada yeni bir kilise kurulmuş ve bu yeni kilise 1590 yılında kutsanmıştır. Şehrin en eski kiliselerinden birisidir.

Kilise ve Santo Domingo manastırı: birkaç orijinal binadan oluşmaktadır. Mevcut kilisenin yani günümüzde görülen son kilisenin 1737 yılında tamamlandığı söyleniyor. Yapıda iki sütun arasında: St Augustine ve St Francis heykelleri ile iki büyük niş bulunuyor.

Özellikle: bir taş kabartma dikkat çekmektedir ki, bunda “St Peter; Aziz Dominic önünde diz çökmüş vaziyette cennet anahtarlarını almaktadır” Kilisenin içinde göze çarpan özellikler: barok kabartmalar ve neoklasik stildeki mihrap bölümüdür.

 

Memorial Josefa Ortiz de Dominguez heykeli

Bu kişi, Belediye Başkanının eşidir ve kendisi Miguel Hidalgo liderliğindeki bağımsızlık gurubuna yapılacak saldırıyı 1810 yılında gizlice haber vererek popüler bir bağımsızlık kahramanı olmuştur.

 

CENTRO CULTURAL DE ESPANA

Burası: 1990’lı yılların başına kadar Katedralin arkasında yıkık bir konak iken, hükümet tarafından burası İspanyol hükümetine devredilmiştir. Bu arazide: İspanyol fatih Cortes tarafından yaptırılan bir bina bulunuyordu.

Ancak mevcut bina 18. yüzyılda inşa edilmiştir.

Restorasyon çalışmalarının sonucunda 2002 yılında burası: İspanya Kralı ve Meksika Cumhurbaşkanı tarafından törenle hizmete açılmıştır. 2012 yılında ise tamamen yenilenmiştir.

Burada: İspanyol ve Meksikalı sanatçıların çalışmalarını içeren sergiler düzenlenmektedir. Ayrıca: yapının üst katında bir kafe ve alt katında bir hediyelik eşya dükkanı bulunmaktadır. Eğer, sanat sergilerine merakınız varsa, burayı gezebilirsiniz.

 

ANTİGUA ESCUELA DE ECONOMİA

Yapı: 1938-1954 yılları arasında İktisat okulu olarak kullanılmıştır.
Bina 1983-1988 yılları arasında Meksika İktisat Fakültesi Mezunları Derneği tarafından satın alınmıştır.

 

Güney Zocalo

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Saint Augustine Tapınağı
Saint Augustine Tapınağı

Manastır, cephesi üzerindeki bir madalyonda yazılı kitabesine göre 1699 yılında tamamlanmış ve 1722 yılında kutsanmıştır. Bu tapınak şehrin en geniş kilisesidir. Yapımına başlandığında, depremden zarar görmesini önlemek için kubbe ve çan kulelerinden yoksun kalmıştır.

Yapının iç zerafeti, cephe ve mihrabın ince ayrıntıları ilgi çekmektedir. 1860 yılında bina boşaltılmış ve “Oaxa Bilim ve Sanatlar Enstitüsü” tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Ancak 1893 yılında yeniden dini yapı olarak kullanılmaya başlanmıştır.

 

Tlaxcoaque ve Conception Chapel

Tarihi merkezdeki bu kilise 17. yüzyılda yapılmıştır. Kilise ve plaza: geri kalan bölgeden izole edilmiş ve geniş sokakların yapımı nedeniyle çevresindeki 20. yüzyıl binalarından ayrılmıştır. Kilise kumtaşından yapılmıştır.

Günümüzde kilisenin bulunduğu bu bölge, şehirde suç oranının en yüksek olduğu yerlerden birisidir. Hatta, bu meydanda bulunan kilise bile 2001 yılında üç kez soyulmuş ve eski ahşap kapılar ve San Caralampio heykeli dahil birçok dini eser kaybolmuştur.

Meksika Mexico City Tarihi Merkez San Bernardo Kilisesi
San Bernardo Kilisesi

Kilise ve eski manastır kompleksi eski bir Aztek tapınağı üzerine 16. yüzyılda sömürge döneminde inşa edilmiştir. Kilisenin içinde özellikle 16. yüzyıldan kalma nadir mihrap ilgi çekmektedir.

Batı Zocalo Siteleri

 

Palacio de Iturbide

Calle Madero adresindedir.
Yapı: 1780 yılında, Cordoba ailesi için inşa edilmiştir. Ama daha önce burada Don Gonzalo Juarez de Cordoba ve San Mateo de Valparaiso’ya ait konutlar bulunuyordu.

Mariana de Berrio: o dönemde bir yerel yöneticiyle evlenmiştir ve annesi onun için bu sarayı yaptırmıştır. Yani, kızı için bir düğün hediyesidir. Palermo şehrindeki bir kraliyet sarayının kopyası olarak yapılmıştır.

Sarayın ismi “Augustin de Iturbide” olarak kullanılmıştır. Çünkü: İspanya’dan bağımsızlığın kazanılmasının ardından Meksika imparatoru Augustin I; burada yaşamış ve taç giymiştir. Sarayın balkonunda, Meksika’nın ilk imparatoru Mayıs 1822 tarihinde Cumhuriyeti ilan etmiştir.

1821-1823 yılları arasında burada yaşamıştır. 19. yüzyılda bina “Madencilik Koleji” olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise, 100 yıl boyunca otel olmuştur. 1965 yılında bina, Meksika Ulusal Bankasına satılmıştır.

1972 yılında ise “Kültür Vakfı” olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde burada yetişkinler ve çocuklar için geçici sanat sergileri düzenleniyor, ayrıca çeşitli sanat atölyeleri bulunuyor. Burası ziyaret edilebiliyor.

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Latin Amerika Kulesi

Latin Amerika Kulesi-Torre Latinoamericana

Kule Pazar-Pazartesi günleri arasında saat 09.00-20.00 arasında açıktır. Giriş ücreti yetişkinler için 60 peso, çocuklar için 50 pesodur.

Şehrin gökdelenlerinden birisidir. Kule inşa edildiği 1956 yılında şehrin en yüksek binası olmuştur. 1972 yılında “Hotel Mexico” yapılınca 207 metre yükseklik ile burayı geçmiştir. Bu kulenin yüksekliği 138 metredir. İlaveten 44 metrelik anten bulunur.

Kule yapılırken birçok teknoloji kullanılmış ve birçok rekor kırılmıştır. Bu bina şehir sakinleri için bir gurur kaynağı olmuştur. Aynı zamanda güçlü depremlere direnmesiyle tanınır. 1957 ve 1985 depremlerinde bina herhangi bir hasar görmemiştir.

Günümüzde biraz önce de söylediğim gibi şehrin en yüksek binası olmasa da: şehir sakinleri arasında popüler bir konumdadır. Şehrin en önemli kentsel simgelerinden birisidir.

Evet: kulenin inşaatına 1949 yılında başlanmış ve 7 yıl sonra, yukarıda da belirttiğim gibi 1956 yılında 30 Nisan günü açılmıştır. Yapıda 3 bodrum ve 44 kat bulunmaktadır.

Cam ve alüminyum cepheli yapının 43. katında radyo ve televizyon sinyallerinin nakledildiği bir anten bulunmaktadır. Yapının son üç katında ise, şehrin mükemmel manzarası izlenebilen seyir terasları bulunmaktadır. 42.ve 43. katlarda camlı seyir terasları vardır.

38.katta: “Çağlar boyunca kent ve kulesi” isimli daimi bir fotoğraf sergisi bulunur. Burada kulenin yapım aşamaları gösterilmektedir. Ayrıca binanın temel kazısı sırasında bulunan tarihsel kent fotoğrafları ve arkeolojik parçalar da burada sergilenmektedir.

37.katta: hediyelik eşya dükkanı, 41. katta restoran, 43.katta geçici sergiler vardır. 44. katta açık ve bol rüzgarlı bir teras bulunmaktadır.

 

Museo Nacional de Arte-Munal

İtalyan mimar Silvio Katıda tarafından tasarlanan bu neoklasik bina: Ulusal Sanat Müzesinin 800 parçalık koleksiyonunun sergilenmesinde kullanılmaktadır. Bu çalışmalar 1810-1950 yılları arasında yapılmıştır. Meksika sanatının başyapıtlarını görmek isteyenler burayı ziyaret etmelidirler.

Müzede bu sanat eserleri yanında, büyük merdiven ve tavan freskleri de ilgi çekmektedir.
Müze: 1982 yılında kurulmuş ve 2000 yılında yenileme ve teknoloji yükseltme çalışmaları sonucunda yeniden kapılarını ziyaretçilere açmıştır.

Günümüzde müzenin önündeki plaza’da bulunan “El Cabillito” olarak bilinen “Carlos IV” ünlü heykeli çok popülerdir. Meydandaki bu heykel, 1979 yılında mimar ve heykeltıraş Manuel Tosa tarafından yapılmış ve buraya yerleştirilmiştir.

 

Plaza Tolsa-El Cabillito:

Manuel Tolsa isimli sanatçı, 1791 yılında Meksika’ya gelen ünlü bir İspanyol heykeltıraş ve mimardır. 1757-1816 yılları arasında yaşamıştır. Bu sanatçı özellikle: “Palacio de Mineria” isimli sokağın tasarımı, Büyükşehir katedrali tasarımı ve Charles IV bronz heykelinin yapımı ile tanınır.

Bu heykel: “El Caballito” olarak bilinen “küçük atlı” bir heykeldir. Başlangıçta “Zocalo” meydanına yerleştirilmiş ancak Meksika bağımsızlığını kazanınca, ülkenin ilk cumhurbaşkanı Guadallupe Victoria tarafından oradan çıkarılmıştır.

1979 yılında Plaza Tolso meydanına yani buraya yerleştirilmiştir. Yani, heykel buraya gelmeden önce farklı yerlerde ikamet etmiştir.

Heykelin arkasındaki etkileyici bina: 1911 yılında tamamlanmış ve 1982 yılından bu yana Meksika sanatına ait geniş bir resim koleksiyonu barındırmaktadır. (Museum Nacional de Arte buradadır)

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Meksika Posta Sarayı

Meksika Posta Sarayı-Postal Palace of Mexico City-Palacio de Correos de Mexico

Burası başlangıçtan itibaren postane merkezi olarak planlandı ve buna uygun olarak estetik ve teknolojiye sahip olarak 19. yüzyılda yapıldı. Yapı İtalyan mimar Adamo Boari ve Meksikalı mühendis Gonzalo Garita tarafından tasarlandı.

Özellikle Meksika’daki ilk asansörlerin burada kullanılması, buraya ayrı bir hava kattı. 1902-1907 yılları arasında sürdürülen inşaat faaliyetleri: tamamlandığında özellikle binanın iç unsurlarının güzelliği ortaya çıktı. Merkezi merdiven, tavan altın tonozları ve ince ayrıntılar iç güzelliği yansıtırken, dış cephede gotik unsurlar ve beyaz taş kullanıldı.

Yapı 4 Mayıs 1987 tarihinde ulusal sanat anıtı ilan edilerek koruma altına alındı. 4. katında “Deniz Tarih Müzesi” yerleştirildi. Cumartesi sabahları, burada oda müziği konserleri düzenleniyor, zamanı ve merakı olanlar gidebilirler.

 

Osmanlı Saati

Osmanlı saati olarak bilinen saat kulesi:1910 yılında tarihi merkezde Venustiano Carranza ve Bolivar sokaklarının kesiştiği yerde yapılmıştır. Çinilerle bezenmiş saat kulesinin üstündeki plakada, İsyanyolca “Osmanlı Cemaatinden Meksika’ya-Eylül 1910” yazmaktadır.

Saat kulesi, Meksika’nın bağımsızlığının 100. yılı anısına, Meksika’ya göç eden çoğu Osmanlı vatandaşı Lübnan ve Arap kökenli kişiler tarafından hediye edilmiştir. Kulenin açılışı 22 Eylül 1910 tarihinde dönemin Meksika Cumhurbaşkanı ve Osmanlı vatandaşı Antonio Letayf tarafından açılmıştır.

 

Casa de Azulejos-Fayans evi

Madero caddesi ve Mayo de Calle arasındaki bu yapı 18. yüzyılda yapılmış bir şehir sarayıdır. Erken Meksika mimarisinin en güzel örneklerinden birisidir. Eve “talavera” denir.

Bunun en ilgi çeken yanı: güzel binanın mavi ve beyaz çinilerle kaplı olmasıdır. 1737 yılında Kont Orizaba Countess: evin tadilatı sırasında fayans yerleştirilmesini istediler. Fayansların Çin’de üretildiği ve daha sonra Meksika’ya sevk edildiği belirtilmektedir.

Cephede demir balkonlar ile birlikte göz kamaştırıcı tasarım, burayı ülkedeki en iyi barok yapılardan birisi haline getirmiştir.

1881 yılında yapı: bir özel erkek kulübü ve Jokey kulübü olarak görev yaptı. 1917 yılında ise yapının içine Sanborn isimli bir restoran ve mağazalar zincirinin şubesi açıldı.
Evet: yapının içinde bir restoran bulunmaktadır.

Restoran ortalama fiyatları ve iyi gıdalarıyla ünlüdür. Yapının iç duvarları: Jean Palcologue tarafından boyanmıştır. Mağribi varenda, anıtsal merdiven ve boyalı duvarlar görülmeye değerdir. Yapı 9 Şubat 1931 tarihinde ulusal anıt ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

 

The Mexican Military’s Museum of Drugs-Meksika Ordu Müzesi

Müze ilk olarak 1985 yılında açılmış ve defalarca genişletilmiştir. Batı yarımkürede, dünyanın en kötü uyuşturucu ile ilgili şiddet konulu başlıca müzesidir.

Meksikalı karteller: Kolombiyalı yetiştiricilerin yetiştirdiği “kokain” trafiğini kontrol etmektedirler. Ülkedeki yaklaşık 500.000 kişinin bu uyuşturucu trafiğinde doğrudan rol aldıkları beyan edilmektedir.

Müze: memurlar için uyuşturucu kaçakçılarının yakalanmasında bir eğitim aracı olarak kullanılmaktadır. İlk odada: dünyanın en güçlü suç örgütleri ve Meksika’da uyuşturucu kültürü betimlenmektedir. Ayrıca kaçakçıların uyuşturucu taşınmasında kullandıkları teknoloji ve uydu haberleşmesi anlatılmaktadır.

Özellikle kokain ile doldurulmuş bir ceset dikkat çekmektedir.

Evet, Meksika gerçekten büyük uyuşturucu potansiyeline sahip ve hükümet, bunlarla savaşmak için büyük çaba sarf ediyormuş ve bu müze bunun izahının yapıldığı yermiş. Müzenin amacının: “uyuşturucu ticaretiyle mücadelede en etkili yolu daha iyi anlamak” denilmektedir.

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Üç Kültür Meydanı

 

Üç Kültür Meydanı-Plaza de las Tres Culturas-Plaza Santiago de Tlatelolco

Aztek, İspanyol ve modern yapıların bulunduğu bu meydan 1964 yılında oluşturulmuştur.
1473 yılına kadar Kolomb öncesi dönemde; Tenochtitlan şehri döneminde, bu meydan Tlatelolco şehrin ana meydanı olarak kullanılmıştır.

Söylenenlere göre, Aztek döneminde bu meydan her gün 60.000 kişi tarafından ziyaret edilen bölgenin en önemli pazarı yani ticaret alanı olmuştur. 1521 yılında İspanyollar tarafından Tenochtitlan şehri kuşatıldığında, bu meydan Aztekler tarafından son umutsuz standa sahne olmuştur.

Bu olay bir tablet anıt vasıtasıyla hatırlanır. Bu tablette şunlar yazılıdır “13 Ağustos 1521 tarihinde kahraman Cuauhtemoc tarafından savunulan şehir sonunda Hernan Cortes’in eline düşer, ancak bu ne bir zafer ne bir yenilgidir, bu bugünkü Meksika’nın melezlerden doğumudur”
Mario Pani tarafından tasarlanan meydan: üç farklı dönemlere ait binaların büyüleyici birlikteliğine hakimdir ve 1964 yılında tamamlanmıştır.

Meydanda: Aztek piramitleri ve tapınakları, bir İspanyol kilisesi ve modern bir kule blokları görülür. 1968 yılında polis, bu meydanda gösteri için toplanan kalabalığa ateş açmış ve yaklaşık 250 kişi ölmüştür. 1985 ve 1986 yıllarında depremde evsiz kalanlar için meydanda büyük bir çadır kurulmuştur.

Aztek piramitlerinin birinde, Aztek takvimine ait bazı işaretler görülen ince kabartmalar ilgi çekmektedir.

 

Camara de Senodores

Bunlar şehirde “ambulantes” olarak da bilinen sokak satıcılarıdır ve bunların geçmişi, İspanyol öncesi dönemlere kadar uzanır. 2007 yılında Meksika hükümeti bu sokak satıcıları ile mücadele etmeyi denedi ama başarılı olamadılar çünkü bu yasadışı kişilerin sayıları binlerce idi.

1003 yılında şehirde 200 bin civarında sokak satıcısı bulunduğu öğrenilmiştir. 1993 yılında tarihi şehir merkezinde sokak satıcılarının sayısının azaltılması için büyük mücadeleler verilmiştir.

Ancak yine de zamanla seyyar satıcıların sayısı büyümeye devam etmiştir. Son olarak 2007 yılı sonlarında, tarihi şehir merkezindeki birçok sokak satıcısı temizlenmiştir. Evet, tarihi şehir merkezinde 2013 yılında yaklaşık 25.000 sokak satıcısı bulunduğu söyleniyor yani tarihi şehir merkezini gezerken çok sayıda sokak satıcısı göreceksiniz.

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Museo del Estenquillo
Meksika Mexico City Tarihi Merkez Museo del Estenquillo

 

Museo del Estanquillo in Mexico City

Müze: Meksika halkı için, eğlenceli olma umuduyla inşa edilmiştir. Onun kurucusu Carlos Monsivais’tir.

Müzede: film, müzik, heykel ve popüler sergiler bulunmaktadır. Ama aslında Meksikalılar müzede bulunan günlük objelerin çoğunu, popüler kültürlerinin bir nesnesi olarak tanımaktadırlar.

Müzede sergilenen 12.000 civarında nesne: Carlos Monsivais tarafından üç yıl boyunca toplanmış olup bunlar arasında bulunanlar: modeller, albümler, takvimler, müzik puanları, reklam ve ders kitapları, kayıtlar, minyatürler ve fotoğraflardır.
Müzenin üst katında: geniş ve rahat bir teras bulunmaktadır. Buradaki kafede mola verebilirsiniz.

Meksika Mexico City Tarihi Merkez San Felibe Neri Temple

San Felibe Neri-Temple of San Felipe Neri “La Profesa”

Bu Katolik kilisesi 16. yüzyılda Cizvitler tarafından kurulmuştur. Yapı 17. ve 18. yüzyıllarda barok tarzında dekore edilmiştir. Kilisede önemli bir tarihi sanat koleksiyonu olduğu söyleniyor.

Doğu Zocalo Siteleri

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Museo de la Secreteria

Museo de la Secretaria de Hacienda Credito Publico-SHCP

1547 yılında, ilk İspanyol piskopos Fray Juan de Zumarraga: ikametgah için burayı seçti ve yapılan yapı, koloni boyunca, mütevazi ve orijinal yapısını korudu. Aslında: burada Aztek kültürünün savaşçı yer altı ve koruyucu tanrısının tapınağı yani piramidi bulunuyordu.

Saray, bugünkü görünümüne 18. yüzyılda ulaştı. Özellikle sütunları, taş oyma havuzları ve iki güzel avlusu popülerdir. Üst katta bir balkon görülmektedir.

Yapı 1994 yılında müze olarak açıldı. Burada iki sergi salonu bulunmaktadır. Müzede: aylık programlar ile müzik, tiyatro, dans, konferans, kitap sunumu, sergiler ve sanat atölyeleri etkinlikleri düzenlenmektedir.

 

La Santisima Church

La Santisima Trinidad kilisesinin olağanüstü cephesindeki Holy Trinity temsili resmi altındaki, kıvırcık bitki motifleri ve 12 havari dekorasyonu ilgi çekmektedir. Bu ilginç cephe 1755-1789 yılları arasında inşa edilmiştir ve şehir içindeki en iyilerin başındadır.

Yapımında Sagrario Metropolitano mimarı Lorenzo Rodriguez görev yapmıştır. Yapının diğer bir özelliği de papalık taçı şeklindeki çan kulesidir.

 

Jose Luis Cuevas Müzesi-Museo Jose Luis Cuevas

Cuevas 1934 yılında Mexico City şehrinde doğdu. Kendisi sayısız dergi ve kitapları resimlemesiyle tanınmaktadır. 1953 yılında Meksika duvar resimlerini kınayan makalesi yayınlandı. Çünkü sanatsal özgürlüğü savunuyordu.

Evet bu ünlü Meksikalı ressam: dünyanın çeşitli ülkelerindeki müze ve galerilerde kişisel sergiler açtı ve birçok ödül kazandı.

Müze: şehrin tarihi merkezinde bulunan Santa Ines manastırında 1992 yılında açıldı. Müzenin ilk müdürü, ölümüne kadar ilk eşi olan Bertha idi. 2000-2005 yılları arasında müzenin yönetimini ikinci karısı Beatriz del Carmen aldı.

Müzenin koleksiyonunda genellikle Latin Amerikalı sanatçılara ait 2000 civarında eser bulunmaktadır. Ana parçalardan biri ve en popüler obje: orta avluda bulunan “La Giganta” heykelidir. Bu bronz heykel 8 ton ağırlıktadır.

Kadın-erkek ikiliğini temsil eden yani çift cinsiyetli heykel, Charles Baudelaire’nin bir şiirden esinlenilerek 1991 yılında yapılmıştır. Müzenin “Erotik Oda” bölümünde, sanatçının gerçek ve kendi çizimleri bulunur.

 

House of the First Print Shop in the Americas

Burası Amerika’nın yani yeni dünyanın ilk matbaasıdır. Juan Pablos: 1539 yılında bu matbaada 35 kitap baskısına nezaret etmiş ve 1560 yılında burada Amerika’nın ilk katabı basılmıştır.
Matbaanın bulunduğu yapı: Templo Mayor kutsal alanının dış kenarında 1524 yılında Geronimo de Aguilar tarafından inşa edilmiştir.

1539 yılında Avrupa’dan getirilen ilk matbaa burada kuruldu. İlk olarak kilise ile ilgili belgeler yayınlanmaya başladı. Bu belgelerden birisi başpiskopos tarafından bizzat yazılmış “Meksika Dilde Kısa ve En kısa Hıristiyan Doktrini” başlıklı belgedir.

1847 yılında ABD askerleri, binayı işgal ettiklerinde içinde bulunan arşivleri de yok ettiler. Ardından bina 1989 yılına kadar siviller arasında birçok kez el değiştirdi. 1989 yılında ise UAM isimli kağıt ve baskı hizmetleri yapan bir kuruluş evi satın aldı ve restore etti.

Yapılan restorasyon çalışmalarında zemin yüzeyinde, 82 cm boyunda bir Aztek baş şeklindeki taş keşfedildi.

Günümüzde yapı konferanslar ve kurslar, çeşitli sergiler ve UAM için sürekli eğitim merkezi olarak hizmet vermektedir. 2008 yılında Meksika Kitap Müzesi, burada açılmıştır.

Cathedral Nuestra Senora de Balvanera ve San Charbey Sanctuary

Kilise ilk olarak 1573 yılında kurulmuştur. Daha sonra 1668 yılında bir manastır olmuştur. Ancak: rahibeler Reform Yasalarına karşı çıkınca, manastır ve kilise yıkılmış, diğer binalar boşaltılmıştır. Ana sunak 19. yüzyıldaki siyasi mücadeleler sırasında tahrip edilmiştir. Daha sonra yenilenen kilise: Meksika’da barok tarzdaki manastırların ortak özelliklerini gösterir. Çan kulesi karo kaplıdır.

Meksika Mexico City Tarihi Merkez Palacio de la Autonomia

Palacio de la Autonomia de UNAM

Yeni İspanyol darphanesinin ilk temsilcisi olan Luis Rivera: başlangıçta burada bir çiftlik evi inşa ettirdi, ardından burası Santa Teresa Manastırı ve ardından 19. yüzyılda Ulusal Öğretmenler birliği binası olarak yeniden inşa edildi.

1910-1924 yılları arasında burası Meksika Ulusal Üniversitesi Rektörlüğü olarak kullanılmıştır. 1929-2004 yılları arasında ise burası üniversitenin bağımsızlık sarayı olarak kullanılmıştır.

 

Sagrario Metropolitano

Bu kilise katedralden bağımsızdır ve meydanın doğu bölümündedir. Yapı 1768 yılında Lorenzo Rodriguez tarafından tasarlanmıştır. Cephede geometrik süslemeler hakimdir. Yüksek sunak, 1829 yılında bir yerli öğrenci Manuel Tolsa tarafından yapılmıştır.

Ancak iç kısım 18. yüzyılda yangın ve deprem sonucunda tahrip olmuştur. Son bir not: yapı toprakaltındaki göl yerleşkesi sonucu olarak bir taraftan batmaktadır.

Meksika Mexico City Chapultepec

Meksika Mexico City Chapultepec

 

Burası şehrin en büyük ve başlıca park alanıdır. Göletler ve küçük ormanlarla kaplıdır.

Burası bir zamanlar, yerli toplumlarından Tolteklerin kalesi olmuş ve 1177 yılında son Toltek kralı Huemec, burada kendisini asmıştır.

1200 yılında Aztekler, uzun uğraşılar sonucunda tepede yerleşmişler, ancak ardından komşu kabileler tarafından 20 yıllık sürecin ardından tekrar uzağa sürülmüşlerdir.

Bu dönemde Aztek hükümdarlarının portreleri, tepenin yamaçlarında kayalara oyulmuştur ve bu kalıntılar günümüzde de doğu yamacında görülebilmektedir.

 

Park günümüzde de özellikle bataklıkların kurutulması için kullanılan sedir ağaçları ile çevrilidir.

Ayrıca yine park alanı içinde: göller, spor tesisleri, botanik bahçe, hayvanat bahçesi, müze ve kale bulunmaktadır. İnsanlar burada piknik ve yürüyüş yapıyorlar, tiyatro ve çocuk eğlence programları düzenleniyor. Özellikle hafta sonlarında çok kalabalıktır.

Evet 1600 dönümlük bu park alanı 3 bölüme ayrılmaktadır. Paseo de la Reforma ana caddesi yakınında bulunan ilk bölüm tamamen ormanlar, göller ve birçok önemli ilgi çekici yerlere ev sahipliği yapmaktadır.

Parka ana girişe yakın, uzun yolun sonunda bulunan “Monumento a los Ninos Heroes” yani “Genç Heroes Anıtı” şehrin en önemli eserlerinden birisidir. Chapultepec Parkı ziyaret ettikten sonra, Paseo de la Reforma boyunca keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Ana bulvar üzerinde çok sayıda yüksek katlı binalar, lüks oteller, alışveriş merkezleri ve ABD Büyükelçiliği bulunmaktadır. Pazar sabahları Paseo de la Reforma, şehrin bisikletçileri için araç trafiğine kapatılmaktadır.

Meksika Mexico City Chapultepec Kahraman Çocuklar Anıtı

Monumento a los Ninos Heroes Anıtı-Kahraman Çocuklar Anıtı

Anıt 1952 yılında inşa edilmiştir. 13 Eylül 1847 tarihinde Chapultepec Savaşı sırasında Amerikan askerlerine teslim olmayı kabul etmeyen 6 genç Harbiyeli onuruna yapılmıştır. Anıt heykeltıraş Ernesto Tamariz ve mimar Enrique Aragon tarafından yapılmış ve Başkan Miguel Aleman tarafından açılmıştır.

Savaşarak ölen bu gençler 13-19 yaşları arasındadırlar. Anıt Meksika vatandaşları ve yabancı gezginler tarafından ziyaret edilmektedir. Bu 6 genç Harbiyelinin ismi, Meksika’da yaşatılmaktadır.

Okullar, kamu meydanları ve sokaklara onların isimleri verilmiştir. Meksika para biriminde resimleri görülür ve hatta Mexico City şehrinde toplu taşıma metro hattının ismi “Metro Ninos Heroes” dir.

Meksika Mexico City Chapultepec Chapultepek Kalesi
Meksika Mexico City Chapultepec Chapultepek Kalesi

 

Chapultepec Castle-Kalesi

Kale: Viceroy Bernardo de Galvez emriyle 1725 yılında inşa edilmiştir. Parkın güneydoğu köşesinde bir tepenin üzerindedir. Burada bir zamanlar Aztek binaları ve daha sonra İspanyol işgalciler tarafından Viceroy Conde de Galvez tarafından bir yazlık site yaptırılmıştır.

Günümüzdeki yapının yapılış nedeni ise biraz önce söylediğim gibi İspanyol başkomutan için büyük bir malikane olmasıdır.

Meksika kurtuluş savaşı sırasında kale terk edilmiştir ve yıllarca terkedilmiş olarak kalmıştır. Sonunda yenilenmiş ve askeri akademiye dönüştürülmüştür. Kale 1847 yılında Meksika-Amerika savaşı sırasında Chapultepec savaşının yapıldığı yer olarak bilinir.

1864 yılında 2. Meksika İmparatorluk döneminde İmparator Maximilian I ve eşi İmparatoriçe Carlota tarafından resmi ikametgah olarak kullanılmıştır. Maximilian etnik Meksikalı değildir ve Habsburg hanedanından bir Avusturyalı prenstir. Kendisi imparator olunca kale de popüler olmuş, neo klasik tarzda yeniden tasarlanarak kat planı ilaveleri yapılmıştır.

1867 yılında Meksikalı Cumhuriyetin kurulması aşamasında kalenin en büyük savunucusu Maximilian, idam mangası tarafından vurulur. Ardından kale tekrar kullanılmaz ve bakıma muhtaç hale düşer.

Kale günümüzde Ulusal Tarih Müzesini barındırmaktadır. Müze 1939 yılında Lazaro Cardenas tarafından kurulmuştur. Çünkü bu yıla kadar kalede Meksika Cumhurbaşkanı ikamet etmiştir.

Müzenin dışından Mexico City şehrinin muhteşem panoramik manzarasını izleyebilirsiniz.

Meksika Mexico City Chapultepec Ulusal Tarih Müzesi

Ulusal Tarih Müzesi

1944 yılında ise Chapultepec kalesi, ulusal tarih müzesi olmuştur. Müzede bulunan 19 oda: Kolomb öncesi malzemeler, eski el yazmaları, İspanyol fethinden bu yana Meksika tarihini gösteren sergiler içermektedir.

Bunlar arasında: 300 yıllık mobilyalar, seramik, giyim, takı ve sikke, Meksika tarihinin önde gelenlerinin portreleri, devlet arabaları ve bir dizi fresk bulunmaktadır.

Meksika Mexico City Chapultepec Antropoloji Ulusal Müzesi
Meksika Mexico City Chapultepec Antropoloji Ulusal Müzesi

 

Antropoloji Ulusal Müzesi

Chapultepec Park kuzey bölümünde; çağdaş bir binada bulunan müze, Meksika’nın en iyi ve en çok ziyaret edilen müzelerinden birisidir. Müze her yıl 2 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. İspanyol fethinden önce Maya uygarlığından önce Meksika hikayesi anlatılmaktadır.

Aynı zamanda bu alanda dünyanın en iyilerinden birisi olarak kabul edilir. Müze binası: Pedro Ramirez Vazquez tarafından tasarlanmış ve 1963-1964 yılları arasında inşa edilmiştir. Bu çağdaş mimaride, eski yerli sanat hazineleri muhteşem bir ahenk ortaya koymaktadır ve harika eserler 23 salonda sergilenmektedir.

Müzede soyu tükenmiş ve çağdaş yerli kültürü üzerinde durulmaktadır. Hatta: antik Maya oyun alanında kullanılan lastik topun bir insan kafatası olup olmadığını öğrenebilirsiniz. Daha sonra ölü sırlarını ortaya çıkarmak için kristal kafatası gücünü araştırmak mümkündür.

Aztek kanallarında kullanılan bir eski kano, dünyanın en keskin kılıçlarıyla silahlanmış bir Aztek savaşçısı, Modern Mexico City şehrinin toprağa batmasının nedeni, nihayet Meksika tarihinin en kötü şöhretli kadını tarafından giyilen bir elbisenin tarihi nasıl değiştirdiği ve katliama yol açtığı anlaşılabilir.

Müze ile ilgili ayrıntılı bilgelere girmeden önce, bazı ön bilgiler vermek istiyorum.

Meksika Mexico City Chapultepec Antropoloji Müzesi Kristal Kafatası

Kristal Kafatası

Müzede kaya kristallerinden oyulmuş bir insan kafatası bulunmaktadır. Tarihçiler bu kristal kafatasının Meksika’da yapıldığını düşünüyorlar, ancak kesin yaşı bilinmiyor. Büyük olasılıklar bir dini işaret ve sembol olarak kullanıldığı düşünülmektedir.

Aynı zamanda bir gizemdir. Çünkü birçok kişi kristal kafatasının mistik güçleri olduğuna inanmaktadırlar. Bu fikir: 19. yüzyılda Mezoamerikada birkaç büyülü kristal kafatası bulunduğu için yerleşmiştir.

Meksika Mexico City Chapultepec La Esperanza

La Esperanza

Eski Mayalar: her iki taraf, sadece kendi kalçalarını (el ve ayak yasaktır) kullanarak, bir çember üzerinden büyük bir lastik topu itmek için uğraşan bir takım sporu yapmışlardır. Kaybeden takım sadece kaybetmekle kalmadı aynı zamanda onlar kafalarını kaybettiler.

Tezahürat yapan kalabalıklar, onların kopmuş kafalarını mızraklar üzerinde izlediler. Müzede bu oyunun oynandığı bir insan kafatası benzeri taş oyma vardır. Tarihçiler gerçekten Mayaların topların içine insan kafatası koyup koymadıklarını merak etmektedirler. Bu sorunun cevabı bulunamamıştır.

Meksika Mexico City Chapultepec Malinche Huipil

Malinche Huipil

Cortes ve onun küçük ordusu bölgeyi ele geçirdiklerinde her iki Meksikalıdan biri öldürüldü veya çiçek nedeniyle öldü. Ama eski çizimler Cortes’in tek başına hareket etmediğini ortaya koymaktadır. Onun yanında bir yerli kadın vardır. Fatihler ile işbirliği içinde hareket eden ve onun insanları tarafından hain olarak değerlendirilen bu kadın, Meksika tarihinin en kötü şöhretli kadını olarak kabul edilmektedir.

Onun adı “Malinche” dir. O: dinsiz olarak bilinir ve 18 Ekim 1519 tarihinde giydiği basit elbise bilinmektedir. O gün farklı bir elbise giyse idi, Amerikan tarihi tamamen farklı olabilirdi.

Neden elbisesi bu kadar önemlidir ve Malinche gerçekten bir hain midir? Müzede bu sırlar ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.

Meksika Mexico City Chapultepec Gladyatör Taşı

Gladyatör Taşı

Aztekler döneminde, savaşta amaç düşman savaşçılarını öldürmek değil onları ritüel kurban törenleri için canlı yakalamaktı. Savaş sonunda birçok esir katledildi. Onların kalpleri kesilip Güneş Tanrısına sunuldu.

Ama önemli mahkumlara kendilerini savunmak için bir şans verildi. Bu elit esirler, kalabalıklar önünde büyük bir taş diske bağlandılar ve kendilerini savunmaları için onlara kuş tüyleri ile süslenmiş ahşap bir parça verildi.

Sonra ise savaş kılıçları ile silahlanmış elit Aztek savaşçıları bunların üzerine sürüldü ve en hızlı şekilde öldürüldüler. Ama bir mahkum (ismi Tlahuicole) savaştı ve ölmeden önce 20 Aztek savaşçısını öldürdü. Bunu nasıl yaptığının sırrı da müzede bulunmaktadır.

 

Aztek Kanosu

Mexico City şehrinde 1956 yılında yeni bir otoban için temel kazan mütahitler, yeraltın mükemmel şekilde korunmuş antik bir kanoyu gün ışığına çıkardılar.

Bu, Aztek döneminde bir gölün ortasında bulunan ve insan yapımı adalardan oluşan şehir için şaşırtıcı değildi. Orada yollar yerine su kanalları vardı. İnsanlar ve mallar bu kanolarla taşınıyordu. Ama orijinal göl, uzun zaman önce boşaltıldı, çünkü günümüzdeki şehir zemine batmaktadır.

Meksika Mexico City Chapultepec Kutsal Kafatası

Kutsal Kafatası

Güney Meksika boyunca, birçok doğal tatlı su obruğu (Cenotes denilmektedir) bulunmaktadır. İspanyol gezginlere göre: Cenotes Aztek rahipleri kurbanlarını kesmeden önce onların paralarını ve kalıntılarını/cesetlerini atmışlardır.

Müzenin bilim adamları arkeolog Guillermo De Anda ile birlikte bir Cenote’i ziyaret etmişler ve altında yüzlerce insan kemikleriyle karşılaşmışlardır. Ancak: Cenote bir sulu çöp çukuru değildir. Eski Meksikalılara göre Cenote sadece bir yer değildi.

Meksika Mexico City Chapultepec Güney Taşı Aztek Takvimi
Meksika Mexico City Chapultepec Güney Taşı Aztek Takvimi

 

Güneş Taşı veya Aztek Takvimi

Müzenin 7’nolu odasında bulunmaktadır. 25 tonluk ve 11 metre çapındaki grift oyma taş, Aztek hayatını anlatmaktadır ve Meksika’nın en ünlü sembollerinden birisidir. Güneş taşında 20 sembol bulunuyor.

Nobel ödüllü şair ve denemeci Octavia Paz: onun “Piedra del Sol” isimli epik şiirinde taşı ölümsüzleştirmiştir. Taş 1400’lü yılların sonunda oyulmuştur. Başlangıçta kısa bir süre için bir takvim olduğu düşünülmüştür.

1790 yılında Zocalo denilen yerde, bur kurban sunağının altında yüzeyin 3 metre altında gömülü bulunmuştur. Görünüşe göre: İspanyol sömürge ve Katolik kilisesi yetkilileri, Zocalo katedrali önünde kilise cemaatinin ayaklarını çamurdan korumak ve aynı zamanda pagan inanışına karşı Hıristiyanlığın bir zaferinin sembolü olması açısından bu Aztek dini sembolünü hemen katedralin önüne bilerek yerleştirmişlerdir.

1882 yılında heykel, ulusal sarayın kuzey tarafında, Calle Moneda üzerinde yeni Museo Nacional için inşa edilen yere, yani birkaç blok öteye taşındı. 1885 yılında ise Antropoloji Müzesine taşındı ve 1964 yılına kadar orada kaldı.

Taşın yüzü geometrik amaçlı çeşitli mitolojik ve astrolojik rakamlar ve işaretler içermektedir. Dış bölümde, Aztek tanrılarını temsil ettiğine inanılan iki yılan bulunur. Onların kuyrukları üstte birleşir.

Bu sınırlar içinde “Tonatiuh” denilen Güneş tanrısını temsil eden temel figür bulunur. Onun yayılan ışınları görülür. Onun pençeye benzeyen elinde bir insan kalbi kavradığı, onun bared dişleri arasındaki çıkıntı: bir kurban için çakmaktaşı bıçak biçimindedir. Merkezi güneş figürünü çevreleyen değişik boyutlarda 7 halka vardır.

Güneş tanrısının karşısında, yukarıda rüzgarı simgeleyen bir ok ucu bulunur. Tanrının çevresinde dört element (hava, ateş, su, toprak) simgeleyen glifler görülür. Meksika inancına göre: yeryüzünün en eski sakinleri jaguar tarafından yenilip yok edildi. İkinci güneşin ölümü büyük rüzgarlar tarafından yıkım getirdi.

Üçüncü güneş büyük seller ve dördüncü güneş ateşli yağmurlar getirdi. Bizim şu anda beşinci güneş çağında yaşadığımız düşünülüyor. Bugünkü çağda, yeryüzündeki canlıların tanrılar tarafından sürekli sıkıntı ve testte tabi tutuldukları belirtiliyor.

Bu testlerde başarısız olunduğunda, herhangi bir tür yok edilecek ve güneşe dönmeye mahkum olacaklardır.

Evet bu taş aynı zamanda güneş tutulmalarının ne zaman gerçekleşeceğini tahmin etmeye yarıyor. Tabi bu güneş taşını incelerken Azteklerin takvim bilgilerinden de söz etmek gerekir. Aztekler iki farklı takvime sahiptirler.

Birincisi: tanrılara hangi günlerde danışabileceğinizi gösteren dini takvimdir. Bir dini yılda tanrılara paylaştırılmış 260 gün vardır. O günün tanrısı insanı kutsayabilir ya da cezalandırabilir. İkinci takvimse: güneş takvimidir. Bir yılda 365 gün ve 18 ay vardır.

Meksika Mexico City Chapultepec Kaya Mezarı
Meksika Mexico City Chapultepec Kaya Mezarı

 

Maya Mezarı-Pakalın Mezarı

8. yüzyıldan kalmadır ve mükemmel korunmuş iskelet, Aztek hükümdarı Moctezuma tüylü sikkesi ve masif olmek başkanlarının bir kopyasını içermektedir. Bu mezar: Kral Pakal içindir. Pakalın: 603-683 yılları arasında Kolomb öncesi Mezoamerika kronolojisinde, geç klasik dönemde Palenque Maya siyasi hükümdarı oldu.

Yaklaşık 68 yıllık uzun bir dönemde Pakalın Palenque en önemli yazıtlar ve anıtsal mimari ile sorumlu oldu. Kendisi 615 yılında 12 yaşında tahta çıktı, Pakalın ismi Maya dilinde “kalkan” anlamındadır ve 80 yaşına kadar yaşadı.

Pakalın ölümünden sonra Yazıtlar Tapınağında toprağa verildi. Onun mezarı arkeologlar tarafından 1948 yılında bulunmuştur. Mezara inen molozlar 4 yıllık sürecin sonunda temizlendi ve 1952 yılında mezara ulaşıldı.

Onun iskelet kalıntıları, yüzünde yeşim bir maske ve boncuk kolye ile tabut içinde yatıyordu. Yazıtlar Tapınağında bulunan büyük yontulmuş taş lahit kapağı, Maya sanatının eşsiz bir örneğidir. Pakalın mezarındaki buluntularla ilgili 1968 yılında Erich von Daniken isimli yazar tarafından yazılan “Tanrıların Arabaları” kitabında ilginç konulardan söz edilmiştir.

Daniken lahit kapağındaki bazı çizimlerin astronotlar ve roketler olarak çizildiği görüşündedir. Karenin merkezinde, öne eğilen oturan bir adam bulunduğu, adamın burnunda bir maske bulunduğu, bazı denetimler amacıyla iki elini kullandığı ve onun sol ayak topuğunda farklı ayarlamalar için bir pedal bulunduğunu iddia etmiştir.

O, karmaşık bir sandalyede oturur ve bütün bu çerçevenin dışında bir egzoz gibi küçük bir alev görülmektedir.

Meksika Mexico City Chapultepec Jade Maskesi

Oaxaca Sergi Salonunda-Zapotec Bat Tanrısının Jade Maskesi

Bu muhteşem yeşim mask: mezarda ölünün yüzüne konulmuş olarak bulunmuştur.

Evet şimdi gelelim müzenin ayrıntılı gezi planına

Girişinde büyük bir yeşim kaya bulunmaktadır. Bunun: yağmur tanrısı Tlaloc’un büyük olasılıkla kız kardeşi su tanrıçası Chalchiuhtlicue’ye ait olduğu düşünülmektedir. Taş 167 ton ağırlığındadır ve bitmemiştir. San Miguel Coatlinchan yanında bulunmuştur ve büyük zorluklarla bugün bulunduğu yere getirilmiştir.

Merkez Patio üzeri: 11 metre yüksekliğinde Jose Chavez Morado tarafından tasarlanan dev taş bir şemsiye ile kapatılmıştır. Üstten devamlı bir su perdesi yaratılır ve bu durum hayatın sonsuz döngüsünü simgelemektedir. Sular aşağıdaki havza içine düşüyor.

Müze: 2 bölüme ayrılmıştır.

Üst katta: Meksika’nın yerli sakinlerinin yaşam tarzları belgeleri bulunur. Burada özellikle Maya ve Oaxaca salonları oldukça popülerdir.

Zemin kattaki 12 odada: antropoloji ve soyu tükenmiş yerli kültürlerine ait arkeolojik buluntuları sergilemektedir. Her oda ayrı kültürlere ayrılmıştır.

1985 yılında Noel günü müzeye hırsızlar girmiştir. Palenque mezar nesneleri dahil olmak üzere 173 tane çok değerli nesneyi çalmışlardır. Haziran 1989 yılında, bir uyuşturucu baskını sırasında bu parçaların çoğu bulunmuş ve müzeye geri konulmuştur.

Giriş salonunda soldaki müze dükkanında kitaplar, klavuzlar, kataloglar ve Kolomb öncesi nesnelerin reprodüksiyonları satılmaktadır.

Evet şimdi müzeyi bölüm bölüm tanıtalım:

Antropoloji müzesini gezmek çok yorucudur. Aklınızda olsun, bu müzeye sabah erkenden gidin, çünkü bazen giriş kuyruklarının sonu görünmüyor.

 

Antropoloji

Bu odada: modeller, dioramalar, haritalar ve çizimler vasıtası ile insanlık hakkında kısa bir giriş verilmiştir. Ayrıca yine bu odada: avcılık, silah, avlanan hayvanlar, tarımsal kakınma, nüfus durumu, müzik ve kültürel gelenekler (ölü gömme, festivaller gibi), törenler dahil Mezo-Amerika halklarının temel hayatını kapsayan olaylar, takvim, yazı, tıp, mimari ve boyama ile ilgili nesneler sergilenmektedir.

Sala de Prehistorya

Amerika’da insan yerleşiminin erken tarihi, Bering Boğazı yolu ile Asya kabilelerinin gelişiyle başlar. Plato üzerinde tarıma ilk girişimler, fosiller, avcılık ve toplama kültürleri burada betimlenir.

Sala del Periodo Preclasico

MÖ.1400-300 yıllarına ait seramik ve kadın figürlerinden oluşan Tlatilc heykellerinin iyi örnekleri, burada sergilenmektedir. Özellikle “Akrobat Vazo” ve Cuicuilco de piramidinin modeli ilgi çekmektedir. Vazo üzerinde bir adamın gülünç bir biçimde çarptırılmış pozu dikkat çekmektedir.

Sala Mexica

Bu bölümde Aztek kültürleri anlatılmaktadır. Bu odada bulunan takvim taşı koleksiyonunda: özellikle “Beşinci Güneş Taşı” ilgi çekmektedir. Diğer önemli sergiler: el yazmaları, haritalar, aşk-dans ve şiir tanrısı heykelleri ve özellikle çiçek efendisi “Nahuatl” heykeli bulunmaktadır.

Miguel Covarrubia tarafından yapılan bir duvar resmi: tapınak arazilerinin bir modelini ve Tlatelolco pazarının büyüklüğünü ve ihtişamını göstermesi açısından ilgi çekmektedir.

1524 yılında, kardeşi Ferdinand tarafından yapılarak İmparator Charles V’e hediye edilen tüylü bir kalkan ilgi çekmektedir. Bu kalkan, İmparator Ferdinand II tarafından, 1806 yılında Viyana’ya gönderildi ve halen Viyana etnolojik müzesinde bulunmaktadır.

Sala de Teotihuacan

Teotihuacan platosundaki kültürün dört safhası (MÖ.200-MS.700) ve özellikle seramik alanında, çeşitli sanatsal teknikler burada örnekler ile gösterilmektedir. Burada özellikle çeşitli tanrı heykellerini görmeyi unutmayın. Yine aynı platodan gelen Quetzalcoatl Tapınağının bir bölümü, restore edilerek burada sergilenmektedir. Freskte: savaşçı ruhlar gösterilmektedir.

Sala de Tula

Burada yerli toplumlarından Tolteklerin kültürünün çarpıcı örneği olan 4 metre yüksekliğindeki Atlas heykeli, yüksek şahsiyetlerden birisidir. Toltek dönemine (MS.700-1200) ait diğer nesneler: inci mozaik set stelleri, Chac-Moon heykeller ve bir savaşçının başı görülmektedir.

Sala Maya

1985 yılında Noel zamanında müzeye giren hırsızlar: burayı talan ettiler. Chichen Itza kurbanlık kuyusunda bulunan bir yeşim mozaik maske ve çeşitli altın nesneler, inci, turkuaz ve mercan dahil olmak üzere Palenque mezar nesnelerinin büyük kısmı 1989 yılında bir uyuşturucu baskını sırasında tesadüfen bulundu ve müzeye geri getirildi.

Burada ayrıca: Palenque mezar taşı, ünlü duvar resimleri, steller ve ayrıca Jaina adasında ve Chicken Itza merkezinde bazı ince taş işçiliğinin güzel örnekleri, seramikler bulunmaktadır.

Sala de Oaxaca

Burada Zapotec-Mixtec kültürüne ait seramik ve altın nesneler sergilenmektedir ve bunlar Monte Alban denilen yerden gelmiştir. Yeşil taştan oyulmuş yarasa tanrısı maskesi, altın ve turkuaz göğüslük 1985 yılında Noel günü yapılan hırsızlıkta çalınmıştır.

Üst Kat

Üst katta etnolojik koleksiyonlar ve çeşitli soyu tükenmiş halkların kültürleri ürünleri sergilenmektedir. Koleksiyonlarda; kostümler, mutfak eşyaları ve yerlilerin bir evi örneği bulunmaktadır.

Antropoloji Milli Kütüphanesi

Müzede: 1831 yılında Lucas Alamean tarafından kurulan ve geliştirilen ulusal kütüphanede 300.000 den fazla kitap bulunmaktadır.

Meksika Mexico City Chapultepec Hayvanat Bahçesi
Meksika Mexico City Chapultepec Hayvanat Bahçesi

 

Hayvanat Bahçesi-Chapultepec Zoo

Eski dönemlere ait büyük hayvan türlerinin korunması Meksika geleneğinin bir parçasıdır. Meksika imparatorları, Aztek zamanlarından beri hepsi mezoamerikanın en uzak yerlerinden gelen egzotik hayvan türlerinin bulunduğu bahçelere sahip olmuşlardır.

6 Temmuz 1923 tarihinde, ünlü Meksikalı biyolog Alfonso L. Herrera, dünyanın diğer bölgelerindeki hayvanat bahçelerini ziyaret ettikten sonra Chapultepec Zoo hayvanat bahçesinin ilk taşını yerleştirmiştir.

O; Amerika, Fransa, Hindistan, Peru ve Brezilya gibi ülkelerden alınan hayvanlar için yeterli alan inşa edilecek şekilde proje yapmıştır. İnşaat bir yılda tamamlanmış ve hayvanat bahçesi 1924 yılında açılmış ve dünyada zamanla en çok ziyaret edilen ve en önemli hayvanat bahçelerinden biri haline gelmiştir.

Bu hayvanat bahçesi: özellikle Çin dışında panda ayılarının üretimi için ilk programa alınan yerdir. Bu pandalar hayvanat bahçesinin ana cazibesi ve kent sakinlerinin en çok sevdikleri hayvanlardır.

1994 yılında burada restorasyon çalışmaları yapılmış ve hayvanat bahçesi özel iklim ve bitki koşullarına göre 7 alana ayrılmıştır. Bu alanlar: çöl, meralar, kıyı şeridi, tundra, kuşhane, temperli orman, tropikal orman.

Burada yakın zamanda açılan bir sürüngen ve kelebek evi de ilgi çekmektedir.
Bugün burada 280 türden yaklaşık 2000 hayvan bulunmaktadır. Biraz önce de söylediğim gibi pandalar burada doğmuştur. Doğal yaşam alanı 17 hektarlık bir alanı kapsar.

Meksika Mexico City Chapultepec Frida Kahlo Müzesi
Meksika Mexico City Chapultepec Frida Kahlo Müzesi

 

Frida Kahlo Müzesi

Meksikalı sanatçı Frida Kahlo “Blue House” olarak isimlendirilen bu evde yaşamıştır.
Burada sanatçının hayatı ve çalışmaları örnekleri bulunmaktadır.

Ev: Frida’nın babası Guillermo Kahlo tarafından 1904 yılında inşa edilmiştir. Yani onun doğumundan 3 yıl önce yapılmıştır. Frida ve kocası Diego Rivera, burada sık sık solcu entelektüelleri ağırlamış ve çalkantılı bir ilişki yaşamışlardır.

Ev Frida’nın ölümünden 4 yıl sonra, 1958 yılında müze haline dönüştürülmüştür.
Burada günümüzde Frida ve Diego’nun kişisel eşyaları sergilenmektedir.

Bunlar arasında bulunanlar: mutfak aletleri, takı, giysiler, fotoğraflar, sanatçının gündelik hayatının diğer nesneleri, sanat ve özellikle İspanyol dönemi öncesine ait Meksika sanatına ait birkaç parça sergilenmektedir.

Koleksiyon 2007 yılında evin tavan arasında bulunan parçalarla genişletilmiştir. Özellikle yatağının çevresindeki Lenin ve Mao portreleri ilgi çekmektedir.
Burayı ziyaret etmek isterseniz, özellikle hafta sonlarında çok kalabalık olduğunu bilmelisiniz.

Meksika Mexico City, Görülecek yerler, Parque Alameda

Meksika Mexico City Parque Alameda

 

Mexico City şehrinin en önemli parklarından biri olan burası: çok sayıda havuz, heykel parçaları ve gölgelikli bankları ile ve Avenida Juarez tarafından yapılan Hidalgo heykeliyle bilinir.

Park alanının ilk olarak 1592 yılında kurulduğu biliniyor. Uzun süre İspanyol engizisyonu burada faaliyet sürdürmüştür.

Başlangıçta park daha küçük iken 1904-1934 yılları arasında “Palacio de Bellas Artes” yapılınca büyümüştür. Park alanında 1500’lü yıllarda çok sayıda kavak ağacı (alamos) dikildiğinden parka bu isim verilmiştir. Kolomb döneminde burası Pazar olarak değerlendirilmiştir. Günümüzde park her zaman kalabalıktır.

Ziyaretçiler ve satıcılar parkta hareket yaratırlar. Özellikle Noel öncesinde park ışıklarla dekore edilir.

Park özellikle hediyelik eşya satın almak isteyenlerin akınına uğramaktadır çünkü bayağı ucuzdur. Hatta pazarlık yapmanız önerilir. Buradan satın alacağınız yöresel objeleri, örneğin havaalanında 20 katı daha yüksek ücret ödeyerek satın alabilirsiniz.

Burada özellikle: gıda, seramik, Dvd, müzik, tişört ve diğer giyim, poster vb. şeyler bulabilirsiniz. Öte yandan, park alanında atlı polisleri görebilirsiniz.

Meksika Mexico City Parque Alameda

 

Güzel Sanatlar Sarayı-Palacio de Bellas Artes (Palace of Fina Arts)

Meksika devrimi zamanında inşasına başlanan ve ancak 1934 yılında bitirilen saray, günümüzde dans gösterilerine, konserlere ve sergilere ev sahipliği yapmaktadır.

Evet, Başkan Porfirio Diaz, 1900’lerin başlarında bu binanın yapımını emretti. Kendisi, Meksika’nın bağımsızlığının 100. yıl kutlamaları kapsamında temel atma töreni planlamıştı. 1904 yılında inşaat başladı ancak devrim nedeniyle inşaatta 1910 yılında kesinti oldu ve yapı ancak 1934 yılında tamamlanabildi.

Yapı: İtalyan mimar Adamo Boari tarafından tasarlandı. Ancak biraz önce de belirttiğim gibi devrim sırasında inşaat kesintiye uğradı ve devrimin ardından inşaat Meksikalı mimar Francisco Mariscal tarafından bitirildi ve 1934 yılında tamamlandı ve açıldı.

Bu güzel bina: bahçelerle çevrili, yeşil bir alanın merkezinde yükselen zarif sütunlar ve kubbesi ile belirgindir.

Bina ağır carrara mermerinden yapıldığı için yapılışını takiben 4.6 metre zemine batmış durumdadır.

Saray: sergiler ve tiyatro gösterilerine ev sahipliği yapmaktadır. Tiyatronun ötesinde: görsel sanatlar, dans, müzik etkinlikleri de tertip edilir. Yani birçok kişi, buranın bir tiyatro olduğunun farkında değildir.

Binanın içinde 2 müze bulunmaktadır. Bunlar: “Museo del Palacio de Bellas Artes (Bellas Artes Sarayı Müzesi) ve binanın üst katında bulunan “Museo Nacional de Arquitectura” (Ulusal Mimarlık Müzesi) bulunmaktadır ve bunlar geçici sergilere ev sahipliği yapmaktadır.

Diego Rivera, Jose Clemente Orozco, David Alfaro Siqueiros ve Rufino Tamayo gibi Meksika’nın en büyük sanatçılarının bazılarının birinci ve ikinci katlarda iç duvarlarda epik duvar resimleri görülmektedir.

Zemin katta bir restoran ve kitapçı bulunur.

Sarayın tiyatrosunun ana cam perdesi ilgi çekmektedir. Meksikalı sanatçı Gerardo Murillo tarafından tasarlanan ve New York şehrinde Tiffany tarafından inşa edilen bu etkileyici sahne perdesi: iki büyük volkan ve İztacchihuatl ve Meksika vadisi manzarasını temsil eden vitray katlanabilir panel şeklindedir.

1993-1994 yılları arasında inşaat çalışmaları devam ederken: sarayın önünde Aztek dönemine ait 700 parçalık seramik örnekleri ve yine İspanyol öncesi döneme ait 2000 parça obje ve sömürge dönemine ait 17. yüzyıldan kalma 200 parça mezar ortaya çıkarılmıştır.

Meksika Mexico City Parque Alameda Bale Folkrorico de Mexico

 

Bale Folklorico de Mexico

Yaklaşık 60 yıldır sanat yönetmeni Amalia Hernandez tarafından kurulan Meksika Bale Foklorico: dünya çapında 22 milyon kişi tarafından izlenen 15.000 gösteri yapmıştır. Halk dansları gurubu: Meksika’nın çeşitli bölgelerinden kostümler giyerek, Meksika’nın geleneksel sanatlarını yaşatmaktadırlar.

Dünyaca ünlü Mexico city foklorik balesi (Bale Folklorico): haftada iki kez Palacio de Bellas Artes sarayında yapılmaktadır. Bu gösteride: mariachiler, marimba oyuncuları, şarkıcılar ve dansçılar sahne almaktadırlar.

3 saat süren tipik programda: Aztek dini tansları, Jalisco, Veracruz fiesta ve bir düğün kutlaması gerçekleştirilmektedir. Onların muhteşem kostümleri ve sahnedeki enerjileri ilgi çekmektedir.

Meksika Mexico City Parque Alameda Franz Mayer Müzesi

Franz Mayer Müzesi

Parkın kuzey tarafında, Plaza de la Santa Veracruz üzerindeki 18. yüzyıldan kalma bir binadadır. Bu bina: İmparator Maximilian’ın kısa hükümdarlığı döneminde fahişeler için bir ev olmuştur. San Juan de Dios döneminde ise eski bir darülaceze olarak kullanılmıştır.

Müze: Almanya doğumlu Meksika vatandaşı Franz Mayer’in çabalarının sonucu oluşturulmuştur.

Kendisi: Meksika’da bir finansör olarak zenginleşmiş, gümüş, seramik ve mobilya toplayarak koleksiyon oluşturmuştur. Bu koleksiyonda: antikalar, dekoratif mobilyalar, kilim, resim, seramik ve gümüş objeler sergilenmektedir.

Franz Mayer, 1975 yılında ölünce, bu koleksiyonu devlete miras bırakmıştır. Özellikle: Talavera seramiklerinin eşsiz örnekleri ilgi çekmektedir. Don Kişot kitabının yaklaşık 1000 kopyası ve eşsiz çizimler ve el yazmaları da bulunmaktadır.

Sergi salonları, görkemli bir sömürge varendasında kurulu Manastır Cafesine açılmaktadır ki, burada mutlaka küçük bir mola vermeniz önerilir.

Meksika Mexico City Parque Alameda Mural Diego Murelle Museum

Museo Mural Diego Rivera

Alameda Park yakınında Historical Center Balderas ve Colon’un köşesindedir.
Diego Rivera’nın en ünlü eserlerinden biri olan “Sueno de una tarde Hıristiyan en la Alameda Central” (Central Alamedada bir Pazar öğleden sonra rüyası); 1947 yılında, 45 metre uzunluğunda ve 12 metre yüksekliğindeki bir duvar üzerine işlenmiştir.

Çok sayıda tarihi karakteri içermektedir. Resimde sömürge zamanlarında Hernan Cortes, Benito Juarez Porfirio Diaz ve Francisco Madero gibi şehrin ileri gelenleri betimlenmiştir. Bunlar devrimci kadın kıyafetleri içindeki bir iskelet olan “Catrina” çevresinde toplanmışlardır.

Frida Kahlo iskeletin yanında arkada durmaktadır. Grafikler tüm karakterleri tanımlamaktadır. Duvar resmi: 1947-1948 yılları arasında yapılmıştır. Özetlemek gerekirse, bu duvar resminde, sanatçı kendisini halk düşmanı olarak ilan eden Meksikalı tarihsel bazı figürleri karikatürize etmiştir. Cortes: kırmızı kanla lekelenmiş elleriyle tasvir edilmiştir. Jose Guadalupe Posada: iskelet “La Catrina” yanında 9 yaşında bir çocuk olarak tasvir edilmiştir.

Ayrıca, yine bu resimde sanatçı “Dios no existe” yani “Tanrı yok” temasını işlemiştir. Ancak bu durum skandal yaratmıştır. Ardından: resimdeki kusurlu kelimelerin üzeri boyanmış ve 1958 yılında bu boyalı kısımlar temizlenerek resim sergilenmeye başlamıştır.

Bu resimli duvarın olduğu yere, bu müze 1986 yılında inşa edilmiştir. Aslında bu resim “Hotel del Prado” denilen yerde bulunuyormuş ama burası 1985 depreminde harap olmuştur.

Meksika Mexico City Parque Alameda Museo de Artes

Museo de Artes e Industrias Popolares

Aztek şeflerinin soylu kızlarından olan Maria Teresa de los ReyesValerian tarafından yaptırılan bir antik tapınak: 1720 yılında buraya yerleşen Viceroy de Zuniga ile Marques de Valero tarafından yaptırılacak bir manastır için yıktırılmıştır ve manastır yaptırılmıştır.

1942 yılında ise, burası müze olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Müzede: Avrupalılar tarafından Meksika’da başlatılan ilkel üretim teknikleri, tezgahlar, pedallar ile yapılan tekstil koleksiyonu sergilenmektedir. Alt katta: el sanatları satılan bir müze bulunmaktadır.

Ayrıca: yine müzede: Halk Sanatları ve El Sanatları Müzesi; Meksika’da farklı bölgelere ait yerli kültürü ürünlerini sergilemektedir. Sergilenenler arasında bulunanlar: Meksika maskeleri, fiber, cam, seramik, tekstil, boya, müzik aletleri, maden ve dini görüntülerdir.

Meksika Mexico City Parque Alameda Benito Juarez Anıtı

 

Benito Juarez Anıtı

Parkın güney sınırında; reformist Başkan Benito Juarez için yapılmış bir anıt görülmektedir.
Bu anıt parkın en etkileyici unsurudur. “Hemiciclo” yani “yarım daire” şeklinde ve beyaz yapılmıştır.

Anıt: Guillermo Heredia tarafından tasarlanmıştır ve başının üzerinde bir defne tacı bulunan bir melek tasvir edilmiştir.

Benito Juarez: 21 Mart 1806 tarihinde San Pablo Guelatao şehrinde doğmuştur. Daha sonra: yasa koyucu, sivil yargıç, hükümet sekreteri ve vali gibi görevlerde bulunmuştur. 1853 yılında siyasi çatışma sonucunda ABD’ye sürgüne gönderilmiştir.

Ertesi yıl yeni bir Anayasa kongresi toplanır ve siyasi lider Antonio Lopez de Santa Anna diktatörlüğü sona erer. 1857 yılında Juarez başkan olur ve 1872 yılında ölümüne kadar o reform savaşı, Fransız müdahalesi, İkinci imparatorluk ve cumhuriyetin restorasyonu da dahil olmak üzere tarihsel önemli olayları yaşamıştır.

Carrara mermerinden yapılan heykel: kurtuluşun 100. yılı kutlamaları kapsamında 18 Eylül 1910 tarihinde Porfirio Diaz tarafından açılmıştır. Mimar Guillermo Heredia tarafından tasarlanan heykel; 7 metre yükseklikte ve 70 ton ağırlığındadır. Heykeller: İtalyan heykeltıraş Lanzaroni tarafından süslenmiştir.

Her iki tarafta, 4 Dor sütunu ile çevrili anıtın orta kısmında merkezde bir madalyon bulunur. Bunun içindeki yazı “Muhteşem Benito Juarez için. Vatan” yazılıdır. Mezar: alt kanatları açık cumhuriyet kartalı ile taçlandırılmıştır.

Onun temel seviyesindeki ön bölümü süslenmiş ve yatan bir aslanla desteklenmiştir. Sağ bölümde defne ile taçlandırılmış bölümde, iki alegori arasında oturmuş şekilde Benito Juarez temsil edilmektedir. Juarez elinde 1857 Anayasasını tutmaktadır.

Her yıl: Mart ayının üçüncü Pazartesi günü: Meksika’da bayram olarak kutlanmaktadır. Bugün Meksika’da federal resmi tatildir. Bankalar, okullar, devlet daireleri ve birçok işletmeler kapanır.

Meksika Mexico City Parque Alameda Beethoven Anıtı

Beethoven Anıtı

Parkın doğu tarafında, Palacio de Bellas Artes karşısında, ülkedeki yerel Alman toplumu tarafından bağışlanan besteci Beethoven anıtı bulunmaktadır.
Anıt: 1921 yılında heykeltıraş Goldenbech tarafından yapılmıştır. Anıtta kanatlı bir genius yüksek bir kaide üzerine yerleştirildi. Kaideye bağlı Beethoven maskesi vardır.

Meksika Mexico City Parque Alameda Paseo de la Reforma
Meksika Mexico City Parque Alameda Paseo de la Reforma

 

PASEO DE LA REFORMA

Bu meydan: Mexico City şehri doğu-batı hattında uzanır ve şehrin batı sınırında Las Lomas yerleşim bölgesinde toplam 15 km boyunca uzanır. Şehrin en önemli ve en güzel caddesidir. Cadde: Chapultepec kalesi ve Ulusal Saray arasındaki mesafeyi kısaltmak için İmparator Maximiliano tarafından planlanmıştır. Paris şehrindeki “Champs-Elysees” gibi bazı Avrupa şehirlerinin modellerinden ilham alınarak yapılmıştır.

Daha sonra: hükümet caddeye ağaçlar diktirmiş ve ayrıca 16 devletin en seçkin yurtseverlerinin heykellerini caddeye yerleştirmiştir. Ancak caddenin en önemli anıtı: Meksika’nın bağımsızlığının 100. yılı kutlamalarında şehirdeki diğer yapılan binalar gibi burada kurulan ve şehrin sembolü haline gelen “Paseo de la Reforma” anıtıdır.

Aynı zamanda şehrin en zengin aileleri zamanla buradan arazi almışlar ve lüks küçük saraylar inşa ettirmişlerdir.

Ana bölüm: Chapultepec Park Avenue Benito Juarez ile kesişim bölgesindedir. Bu bulvar 60 metre genişliğindedir, 6-8 trafik şeritlidir ve ortasında yeşil bir bölüm bulunur. Yanlarda büyük dönel kavşaklar boyunca ünlü kahramanların büstleri bulunur.

Aslında bu muhteşem bulvarın temeli, İmparator Maximilian döneminde atılmıştır. 1861 yılında Maximilian tarafından yayınlanan reform yasaları nedeniyle bulvara bu isim verilmiştir.

Meksika Mexico City Parque Alameda Bağımsızlık Anıtı
Meksika Mexico City Parque Alameda Bağımsızlık Anıtı
Parque Alameda Bağımsızlık Anıtı

 

Bağımsızlık Anıtı-Angel of the Independence

Paseo de la Reforma ve Florencia adresindedir. Mexico City şehrinin ve tüm ülkenin en bilinen sembollerinden birisidir.

Uzun boylu yani 36 metrelik bir sütunun üzerinde durmaktadır.

Anıtın üstünde: elinde bir defne çelengi olan “Melek” olarak bilinen kanatlı zafer tanrıçası figürü bulunmaktadır. Çünkü “Kanatlı Zafer” yani “Nike” figürü eski Yunanlılar arasında bir zafer sembolü olarak kullanılmıştır.

Anıt: 1910 yılında Meksika’nın bağımsızlığının 100. yılı vesilesiyle diktatör Diaz tarafından yaptırılmıştır. İlk temel taşı 2 Ocak 1902 günü Diaz tarafından yerleştirilmiştir. Proje: mimar Antonio Rivas Mercado tarafından yönetilmiştir.

Anıt: Meksika’nın bağımsızlık kahramanlarını anmak için Antonio Lopez de Santa Anna hükümeti döneminde bir proje olarak ortaya çıkmıştır. Projedeki anıt: Anayasa meydanının ortasında, bir korint sütun üzerinde bir taçlandırılmış melek şeklinde düşünülmüştür.

Ancak mimar Mercado: Roma şehrindeki Tarajano, Paris şehrindeki Vendome Plaza gibi dünyaca ünlü sütunlardan ilham alarak projeyi şekillendirdi. Çünkü, tüm bu sütunlar kendi ülkelerinde ideallerin zaferini anmak için inşa edilmişti.

Mimar: köşelerde: Barış, Hukuk, Adalet ve Savaşı temsil eden dört heykel yerleştirdi. Anıtın tabanında: Miguel Hidalgo, Vicente Guerrero ve Ignacio Allende gibi Meksika’nın bağımsızlık hareketinin en önemli liderlerinden bazılarının kalıntıları: söz konusu direnişçilerin heykelleri, bir aslan ve bir çocuk heykelinden oluşmaktadır.

Taştan yapılmış korint sütunu 36 metre yüksekliktedir ve üstünde “Nike” figürü bulunmaktadır. Bu melek; 24 ayar altın kaplı, bronz ve 6.7 metre boyunda ve 7 ton ağırlığındadır.
1957 yılındaki depremde bu melek devrilmiş ve omurgası kırılmıştır.

Ardından teknisyen bir gurup ve heykeltıraş Jose Fernandez Urbina tarafından restore edilerek yerine takılmıştır.

1998 yılından bu yana: anıtın hemen girişindeki türbe/mezarlıkta: özgürlük kahramanları Hidalgo, Aldama, Allende ve Jimenez’in mezar yerleri bulunmaktadır ve ziyarete açıktır.
Sütunun temelleri: bataklık toprakaltına batmaması için çok derinlere yerleştirilmiştir.

Çevresindeki arazi battığı için, anıt her yıl 20 cm daha büyümektedir.

Kolonun için kısmında: melek bölümündeki seyir terasına ulaşmak için 200 basamaklı bir sarmal merdiven bulunmaktadır.

Günümüzde: havai fişek gösterileri, her türlü toplantılar, futbol başarı kutlamaları, geçitler ve törenler ve Meksika’nın bağımsızlık günü kutlamaları festivalleri burada yapılmaktadır.

 

Monumento a Cuauhtemoc

Paseo de la Reforma ve Insurgentes adresindedir.
Son Aztek imparatorunun uzun boylu bronz heykeli “Paseo de la Reforma” boyunca durmaktadır.

Cuauhtemoc: 13 Ağustos 1521 tarihinde Hernan Cortes ve onun müttefiklerine karşı şehri savunmuştur. Savaşın kaybedilmesinin ardından genç lider ve diğer soylular hapsedilmiş ve işkenceye tabi tutulmuşlardır.

5 Mart 1525 yılında ise hapsedilen bu son lider asılarak öldürülmüştür. Anıt: bu cesur insanların kahramanlıklarını ve Meksika tarihinin ilk dönüm noktasını ve Avrupalılar tarafından kontrol edilmesini göstermektedir.

Anıt: Francisco Jimenez tarafından tasarlanmış ve 1877 yılında yapımına başlanmıştır. İlk taş 5 Mayıs 1878 tarihinde konulmuştur ve anıt 9 yıl sonra açılmıştır.

Ancak sanatçı 1884 yılında ölmüş ve bunun üzerine anıt Yaşıa Ramon tarafından tamamlanmıştır. Heykelde: Cuauhtemoc, havaya bir ok atarken betimlenmiştir.

Anıtın tüylü başlıkları ve mezarları ile 8 bronz leopar dahil anıtı oluşturan tüm heykel elemanları, heykeltıraş Miguel Norena tarafından yapılmıştır.

 

Plaza de la Republuca-Cumhuriyet Meydanı

Bu meydan 1910 Devminini anmak için oluşturulmuş bir sitedir. Başlangıçta burada Porfirio Diaz tarafından yaptırılan bitmemiş bir bina bulunmaktaydı.

Kubbe şeklindeki binanın sütunları, devrimci liderlerin Francisco Madero, Venustiano Carranza, Francisco Pancho Villa, Lazaro Cardenas ve Plutarco Elias Calles kalıntılarını yani mezarlarını içermektedir. Zemin katta “Mesuo de la Revolucion” bulunur.

Mexico City Parque Alameda Colombus Anıtı

Christopher Colombus anıtı

Paseo de la Reforma ve Moroles adresindedir.
Heykel: Hukuk babası Belçika kralı Leopold tarafından: Paris şehrinde yaptırılmış ve buraya bağışlanmıştır.

Projenin mimarı Ramon Rodriguez Aragoity’dir. Ancak: proje ülkedeki sorunlar ve liberallerin zaferinden sonra imparatorun ölümü üzerine iptal edildi.

Daha sonra: Antonio Escandon: projenin tamamlanması için Fransız heykeltıraş Henri Joseph Cardier ile anlaştı.

Anıtta: Kristof Kolomb: ayakta durmaktadır. Ayrıca: 4 keşiş heykeli bulunmakta olup, onlar Amerika kıtasının ilk misyonerlerini temsil için konulmuşlardır. Anıt: 1877 yılında bulunduğu yerde açılmıştır.

 

Huntress Diana Havuzu

Reforma caddesi ve Ren nehrinin bulunduğu yerdedir.
Bu anıt havuz Meksika sanatının en temsili heykellerinden birisidir ve ilginç geçmişi vardır. Mexico City şehrinin en değerli kentsel simgelerinden birisi olarak benimsenmiş anıtta: siyasi, sosyal ve kültürel değişiklikler yansıtılmaktadır.

Gerçek adı “Nothem Star Shooter” olan “Avcı Diana” heykeli: Javier Rojo Gomez tarafından şehri güzelleştirme programı çerçevesinde 1942 yılında yaptırılmıştır. Bu program: önemli sokak köşelerinde anıtsal havuzlar oluşturulmasını içermekteydi.

Burası için seçilen havuza mimar Vicente Mendiola görevlendirildi, seçilen tema ise: avcılık tanrıçası Diana idi. Ancak: bu tanrıça yerine: yani onun yay ile ormanlarda hayvanları avlaması yanında, bu heykelde betimlenen tema kuzey göklerin yıldızlarını avlaması olmuştur.

Heykel için: model olarak 16 yaşındaki Helvia Martinez Verdayes (bir ofis sekreteridir) öğleden sonraları çalışmıştır. Kendisi, şehrin en güzel caddelerinden birinde ölümsüzleşeceğini bildiği için, makyaj dışında herhangi bir ücret almadan heykeltıraş için günlerce çıplak poz vermiştir.

Heykelin bronz dökümü: 1942 yılının Eylül ayında yapıldı.

Northern Star Shooter Havuzu: 10 Ekim 1942 tarihinde açıldı ve halkın sevgisini kazandı. Ancak Meksika toplumundaki muhafazakar sektörlerden eleştiri aldı. Bir yıl sonra heykele kumaş iç çamaşırı konuldu. Ancak protestocular, heykelin üzerine bronz iç çamaşırı konulması için ısrar ettiler.

Sanatçı protestoları engellemek için heykelin üzerine bir iç çamaşırını kaynakla tutturdu.
Meksika 68 Olimpiyat oyunları öncesinde, bu bronz iç çamaşırının kaldırılmasına karar verildi, ancak heykel hasarlı idi ve yeni bir heykelin orjinalinin yerini alması için döküm yapılmasına karar verildi.

1974 yılında Diana Huntress Havuzu: Torre Mayor konumundan Ariel Parktaki orijinal konumuna taşındı.

Toplam ağırlık 1 tondan fazladır, yükseklik ise 3 metredir. Toplam 6 parça bronz heykel vardır.

Meksika Guanajuato