Burası: Rio da Janeiro eyaletinin ikinci büyük şehridir. Rio da Janeiro şehrine 17 km uzaklıktadır. Her iki şehir arasındaki bağlantı “Rio-Niteroi” köprüsü ve feribotlar ile sağlanmaktadır. Feribot yolculuğu yaklaşık 20 dakika sürer ve yolculukta güzel Rio manzarası izlemek mümkündür. Kara yolunu tercih ederseniz, kendi türünde dünyanın en uzun köprüsü olan “Rio-Niteroi” köprüsü tercih edilir.
Şehir: Brezilyalı bir yerli tarafından 1570’li yılların başında kurulmuştur. Şehrin isminin kelime anlamı “Saklı Sular” demektir.
Günümüzde ise: şehir, Brezilya ülkesinin en zenginlerinin yaşadığı bir şehir olarak tanınmaktadır. Şehir önemli bir sanayi ve ticaret merkezidir. Birçok kişi burada yaşamakta ve Rio şehir merkezine gidip-dönmektedirler. Yani bir anlamda, Rio şehrinin “Kadıköyü denebilir. On binlerce insan, İstanbul’da olduğu gibi her gün karşı yakaya geçip şehir merkezindeki işlerine gitmekte ve akşam geri dönmektedirler.
Eğer askeri tarihe merakınız varsa, yakınlardaki “Fortaleza de Santa Cruz” denilen yere bir gezi yapabilirsiniz. Kale girişine yakın küçük koylara sıkışmış tenha plajlar da denize girmek için idealdir. Ayrıca deniz ürünleri servisi yapan restoranlar da caziptir.
Okyanus kıyısındaki plajlar
Niteroi alanı içinde birkaç plaj bulunmaktadır. Guanabara körfezi boyunca uzanan bu plajlar güzel görünse de bu sularda yüzmek çoğu kişi tarafından tavsiye edilmez. Sadece güneşlenmek için kullanılır.
Denize girmek için körfezin Rio tarafına İpanema veya Copacabana yönünde Atlantik kıyısında 30-40 dakika yolculuk yapmak gerekir. Buradaki plajlar temiz ve beyaz kumlu olsa da, su kirli ve siyahtır. Suyun her geçen yıl kirlendiği söyleniyor.
Çünkü şehrin kanalizasyonunun doğrudan suyun içine verildiği söyleniyor. Özellikle yağmur yağdıktan sonra kesinlikle denize girilmemesi isteniyor.
Bölgedeki bazı önemli plajlar şunlardır:
Boa Viagem
Bu plaj “Çağdaş Sanat Müzesi” yakınındadır. Plajın yakınlarında 18. yüzyıldan kalma bir şapel ve kale kalıntıları ilgi çekmektedir. Plaj bölgesi aileler için önerilir.
Niteroi Güncel Sanatlar Müzesi-Museu de Arte Comtemporanea
Uçurumun kenarında bir uzay gemisi görüntüsündedir ve 1996 yılında tamamlanmıştır. Burası Rio şehrinin en fantastik yapısıdır.
Müzenin bulunduğu binanın tasarımı mimar Oscar Niemeyer tarafından yapılmıştır. Bu ünlü mimar 1960’larda Rio şehrinden başkent ünvanını alan “Brasilia” şehrini sıfırdan yaratmıştır.
Yapının modern çizgileri dikkat çekmektedir. Dışarıdan bakıldığında sanki havada asılı imiş gibi durmaktadır. Niteroi’yi Rio şehrinden ayıran Guanabara körfezini görecek şekilde inşa edilmiştir.
Üstelik Sugar Loaf ve Corcovado manzarası da mükemmeldir.
Müzedeki sergilerde: çoğunlukla 1980’li yıllardan itibaren önemli Brezilyalı sanatçıların eserleri, Daniel Senise ve Joao Sattamini koleksiyonları bulunmaktadır. Müze: heykel, tekstil ve boyama üzerine odaklanmış, Brezilyalı çağdaş sanatın değişen seçkilerini sunmaktadır.
Santa Teresa mahallesi: sömürge dönemi cazibesini korumak amacıyla geliştirilmiş birkaç semtten birisidir ve bu büyüleyici mahalle: şehirde yaşayan orta ve üst sınıf aileleri barındırır. Buranın doğal manzarası hoş bir atmosfer yaratır. Çünkü mahalle Rio şehrinin merkezindeki tepelerden birisi olan Desterro Tepesinde kurulmuştur. Bu yüzden, şehirdeki birçok yerden sürekli olarak 5-6 derece daha serin olur ve bu yüzden şehrin zenginlerinin birçoğu burayı tercih ederler.
Öte yandan: şehir merkezine kolay erişim, bu mahalleyi cazip kılmaktadır. Mahalle şehir merkezine 5 dakika uzaklıktadır. Ipanema ve Copacabana ise 15 dakika uzaklıktadır.
Semtte: dolambaçlı ve dar sokaklar ve sanatsal topluluk önemlidir. Birçok sanatçının bulunduğu atölyeler dikkati çeker.
Semtte ayrıca: büyük restoranlar ve barlar bulunur. Barlar ve gece kulüpleri: hem yerliler ve hem de turistler için çok popülerdir. Mahallenin en büyük özelliklerinden birisi de: bu mahallede kalan tek tramvay hattıdır.
Mahalle: 18. yüzyıldan kalma bir manastırın çevresinde gelişmeye başlamıştır. Bu nedenle, mahallenin tarihi: bu manastır çevresinde döner. Manastır kurulduktan sonra, yöre sakinlerini çekmiştir. Mahalle gelişiminin hızlandığı 19. yüzyılda büyük bir kolere salgını ile etkilenir ve bu salgında 200.000 kişi ölür.
Ancak daha sonra, yıllar geçtikçe şehrin en güzel mahallelerinden biri haline gelir. Ama yine de birçok Riolu bu mahalleyi bilmez yani bir anlamda mahalle saklı kalmıştır ve bu yüzden mahalle 200 yıldır bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Sokaklarda gezerken, günümüze kadar ulaşmış muhteşem malikhaneler görebilirsiniz.
Günümüzde Santa Terasa mahallesinin ziyaretçilere sunabileceği çok şey vardır. Buradaki buhar gücüyle çalışan ilk tramvay hattı 1892 yılında çalışmaya başlamıştır. Elektrikli tramvay sisteminin devreye girmesiyle, Kapa kemeri olarak bilinen Carioca kemeri: tranvay sistemi için bir viyadük olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Yukarıda sözünü ettiğim gibi, tek tramvay hattı: Largo da Carioca denilen yeri, bu mahalleye bağlar. Özellikle turistler, bu tramvay hattında gezintiye çıkarlar. Ancak tramvaylardan biri 2011 yılında raydan çıkıp 6 kişi ölünce, şu anda tramvay hatlarının onarımları sürdürülmektedir. Tepeye çıkışı kolaylaştıran bu tramvay günümüzde yok. Ancak, Santa Terasalılar: bu tramvayı özlemle hatırlıyorlar ve yeniden hizmete sokulması için büyük mücadele veriyorlar.
Evet, Santa Teresa bohem mahallesi: şehrin merkezine bakan bir tepe üzerindedir ve 100 yaşındaki tramvay ile, Rio şehrinde sanatçılar, şairler ve müzisyenlerin favori uğrak yeridir. Özellikle, sarmal, dar ve taşlı caddeleri ünlüdür.
Gece Hayatı
Santa Terasa mahallesinin dar ve küçük sokaklarında özellikle gece, yalnız başınıza dolaşmanız emniyet açısından çok risklidir. Barlar hepsi bir arada topluca “Largo Dos Gumares” denilen yerdedir. Santa Terasa, gece hayatı olarak, diğer mahalleler kadar canlı değildir.
Alışveriş
Mahallede Rua Almirante Alexandrino denilen yerde bazı yerel esnaflardan el sanatı ürünleri bulup satın alabilirsiniz. Bunlar arasında bulunanlar: el yapımı bebek, resim, sepet, porselen ve dokuma kilimlerdir.
Ne Yenir
Almirante Alexandrino caddesi: mahallenin ünlü restoranlarının bulunduğu yerdir. Buraya yolunuz düşerse “Minas Gerais” denilen ve lahana ve muz ile yapılmış, tavuk sosisli yemeği denemeniz önerilir.
Aprazivel restoran Rua Aprazivel adresindedir ve turistlerin yoğun tercih ettiği yerlerden birisidir. Burada Brezilya ve çağdaş mutfak ürünleri sunulmaktadır. Özellikle yemek yemek için ağaç evi tercih etmeniz önerilir.
GEZİLECEK YERLER
Santa Teresa Manastır-Monestery
Bu manastır, mahallenin tam merkezindedir. Manastır: 1750 yılında Jacinta ve Francisca Rodrigues kardeşler tarafından kurulmaya başlanmıştır. Manastırın bulunduğu yerde, daha önce 1629 yılında Antonio Gomez tarafından yapılmış bir şapel bulunduğu söyleniyor. Kardeşler yaptıkları manastırı Aziz Teresa’ya adamışlardır.
Largo dos Guimaraes
Burası birçok restoran, bar ve sanat stüdyosu ile Santa Teresa’nın en işlek alanıdır. Yakınlardaki “Largo das Neves” son tramvay durağıdır ve aynı zamanda burada popüler bir bar ve Senhoradas Neves kilisesi bulunmaktadır.
Evet, burası barlar, restoranlar ve el sanatları ve dekorasyon mağazaları ile doludur. Burada keyifli bir yürüyüş yapabilir ve bölgenin sanatçıları tarafından yapılan eşsiz parçaları satın alabilirsiniz. Birçok sanatçı ve müzisyenler ve mahalle ressamları burayı doldurmaktadırlar. Gece boyunca barlar ve restoranlar hareketlenir.
Museu da Chacara Ceu
18 bin metre karelik alanı kapsayan bu müze 1971 yılında açılmıştır. Müzenin isminin anlamı “gökyüzündeki ev ülke” demektir.
Müze: antika mobilyalar ve beğenilen bir sanat koleksiyonu bulunan 3 kattan oluşmaktadır. Matisse, Monet, Picasso, Dali, Seurat, Mori gibi Avrupalı ustaların resimleri ve Chacara Ceu isimli ünlü Brezilyalı sanatçının çizimleri ve gravürleri sergilenmektedir. Chacara Ceu: seyahat ve doğa bilimcisi olarak, 19. yüzyılın erken dönemlerinde 8.000 ciltten oluşan büyük bir kütüphane yaratmıştır.
Ayrıca: yine müzede Çin-Shung hanedanı dönemine ait heykeller görülür.
Müzenin bulunduğu konak, başlangıçta 1936 yılında Fransız asıllı sanayici ve tutkulu sanat koleksiyoncusu Raymundo Ottani de Castro Maya’nın evi olarak kullanılmıştır. Mevcut bina ise, 1954 yılında mimar Wladimir Alves de Souza tarafından tasarlanmıştır. Özellikle: antika bahçeleri, modernist yapısı ve mimari güzellikleriyle dikkat çeker.
Müze yamaçta bulunduğundan buradan: Guanabara körfezi ve Corvocado tepesinin muhteşem güzel manzarası izlenebilir. Müze binasının odalarındaki ahşap oryantal halılar ve mobilyalar: orijinal parçalardır ve Raymundo de Castro tarafından kullanılmışlardır.
Parque Das Ruinas-Park Harabeleri
Burası, başlangıçta Rio şehrinin sosyal tarihinde önemli rol oynamıştır. Yüksek bir tepede kurulmuş kültür merkezidir.
Yapı: Brezilyalı Laurinda Santos Lobo tarafından ikametgah olarak kullanılmıştır. Evin zemin katında bulunan küçük bir galeri: 1946 yılından ölümüne kadar uzun yıllar boyunca Riolu sanatçı ve aydınlar için bir buluşma noktası olmuştur.
Ancak Lobo’nun ölümünden sonra yapı yağmalanmış ve terk edilmiştir. Takip eden süreçte yapının mülkiyeti “Rio de Janeiro Kültür Sekreterliği” tarafından satın alınmış ve 1997 yılında ziyarete açılmıştır. Ancak: yapı yıkık durumdadır.
Küçük bir kafe ve açık hava konserleri düzenlenen teras bulunuyor.
Escadaria Selaron-Merdivenler
Burası mahallede bir merdiven kompleksidir. Ama her adım yani basamak: benzersiz güzellikteki seramik, fayans ve aynalarla 1983 yılında özel bir teknikle yapılmıştır. Proje: Brezilya’da yaşayan Şilili sanatçı Selaron tarafından yürütülmüştür.
Sanatçı gidon bıyık ve dostça tavırları ile Rio şehrinde tanınmış bir figür olmuştur. Sanatçı merdivenleri yaptıktan sonra 2005 yılında Rio şehrinin fahri vatandaşı olarak ilan edilmiştir.
215 adımlık bu merdivenler, Santa Teresa ile Lapa arasındaki fiziksel bağlantıyı sağlar ve Lapa kültürel mekanı arkasından başlar. Santa Teresa manastırının yanında yani ilçenin doğduğu yerde biter. Merdivenlerde sarı-kırmızı-yeşil renkler hakimdir.
Aldığım yeni bir habere göre, merdivenleri yapan Şilili sanatçı Jorge Selaron merdivenlerin üzerinde ölü bulunmuştur.
Largo Relantionship Do
Burası mahallenin tam merkezidir. Bu meydanda: restoranlar, barlar, el sanatları dükkanları doludur ve karnaval etkinlikleri merkezidir.
Museu Bonde-Tramvay Müzesi
Eşekler tarafından yokuş yukarı çekilen Santa Tresa tramvay’ının hikayesi burada anlatılmaktadır. Tramvay sevenler ve meraklıları bu müzeyi gezerek mahallenin sembolü hakkında bilgi sahibi olabilirler.
19. yüzyılda ilk 16 kişi kapasiteli tramvaylar eşekler tarafından çekilirmiş. 30 Ocak 1859 tarihinde Thomas Cochrane’ın girişimiyle Brezilya’da ilk tramvay kullanılmaya başlanmıştır. Ama düzenli tramvay hizmetleri, Mart 1859 tarihinde başlamıştır. 1878 yılında bir Amerikalı John Stepherson: ilk arabayı üretti.
Evet ülkede tramvay kullanımından kısaca söz ettikten sonra, Santa Terasa Mahallesindeki tramvay müzesinden söz etmek istiyorum. İlk tramvay müzesi, 1979 yılında “Rio Station” denilen yerde kurulmuş ve yaklaşık 20 yıl orada kalmıştır. Günümüzdeki müzede: tramvayların geçişini gösteren 300 den fazla nesne bulunmaktadır.
Müze aynı zamanda şehrin ulaşımında birincil araç olarak kullanılan tramvayların günlük yaşamından örnekler sunulmaktadır. Bu resimlerde: tramvayların orijinal saatleri ve çanları, korkuluk dikmeleri, tramvayların minyatür kopyaları, vatman üniformaları görülmektedir.
Bar do Gomes
Santa Terasa mahallesinde, özellikle yerlilerin buluşma yeridir. 1919 yılında kurulan bu mekan, İspanyol göçmeni bir bakkal tarafından kurulmuştur ve antik görünümlü zeytin kavanozları raflarda otantik bir görünüm sunmaktadır.
Ayrıca duvarlarda eski tarihli fotoğraflar dikkat çekmektedir ki bunlardan en eski olan 1923 tarihlidir. Yerliler burada özellikle cumartesi günleri “feijada” yemeyi çok severler. Bu yemek: etli ve salçalı bir tür kuru fasulyedir.
“Centro” veya “Downtown” olarak bilinen şehrin bu bölgesi, şehrin tarihi ve aynı zamanda finans merkezidir.
Şehrin iş dünyasının kalbi buradadır. Brezilya’nın en büyük şirketlerinden olan “Rio Doce” ve “Petrobras” ve “Companhia Vale” nin burada ofisleri bulunmaktadır.
Bölge aynı zamanda, şehirde zengin-fakir yaşamının kesiştiği yerdir.
Güneyde “Dünya Savaşı Anıtı” ve kuzeyde “Morro de Sao Bento” ile sınırlandırılmıştır. Doğu sınırında ise “Praça 15” bulunur. Batıda ise kıyı vardır.
Şehrin gelişimsel merkezi olarak kabul edilir. Burada birçok sanat galerisi bulunmaktadır. Ayrıca kafeler ve kaliteli restoranlarla doludur.
Burası: Rio şehrinde “Southside” bölgesine yaklaşık 20-25 dakika uzaklıktadır. Bölge: şehrin merkezi olması yanında, şehrin mali kalbidir de, çünkü birçok işletme barındırmaktadır. Rio şehrinin zengin tarihi: mahalle boyunca çeşitli binalar ve müzelerle tasvir edilir. Brezilya yöresel yemeklerini t atmak veya kahve içmek için buraya mutlaka zaman ayırmak gerekir.
Downtown bölgesi gece hayatı
Lapa denilen yerin gece hayatı bayağı hareketlidir ve bu yüzden büyük turist kalabalıkları buraya çekilir.
Geceleri sokaklar kalabalıktır ve çoğu restoran, kaldırımlarda oturma düzenleri kurarlar yani masa-sandalye yerleştirilir.
Zaten Cuma, cumartesi ve Pazar günleri: Lapa, trafiğe kapatılır.
Rio Scenarium
Bu 3 katlı yapı, bölgedeki en ünlü gece kulübüdür. Birinci katta: tipik canlı Brezilya müzikleri sunulur. İkinci ve üçüncü katlarda: restoran vardır.
GEZİLECEK YERLER
Aziz Benedict Manastırı-Sao Bento Manastırı
Buranın tarihi değeri vardır, ancak sanatsal bir özelliği yoktur. Barok tasarımlı yapının iç mekan: zengin 17. yüzyıl ahşap oymaları ve Frei Ricardo Mestre isimli ressamın tabloları ile dekora edilmiştir. Manastırın organı: 17. yüzyıl yapımıdır.
Metropolitano Cathedral-De Sao Sebastiao Do Rıo De Janeıro
Brezilya’da “Lapa” mahallesindeki bu dini yapı: dünyanın en büyük katedrali olarak bilinir. Gayet görkemli bir binadır.
Katedral: 1964-1979 yılları arasında inşa edilmiş ve Temmuz 1980 tarihinde Papa John Paul II tarafından kutsanmıştır.
Yükseklik 75 metredir. İç yükseklik 64 metredir. Dış çapı 96 metre, iç çapı 106 metredir. 8000 m.karelik oturum alanında, 20.000 insan durarak ibadet edebilmektedir.
Tesisler içinde, bir “Kutsal Sanat Müzesi” ve bir de “Providence Bankası” bulunur.
Confeitaria Colombo
Rua Gonçalves Dias adresindedir.
Eğer gerçek bir eski dünya zarafetini yaşamak istiyorsanız, 1894 yılında açılan bu restoranı ziyaret etmeniz gerekir. Bu büyük pastane: Portekiz göçmeni Joaquim Borges de Meireles ve Manuel Jose tarafından kurulmuştur.
Kuruluşundan bu yana, mekan: yüksek vitray tavanı, üst galerisi ve muhteşem Belçika aynaları ile her zaman sanatçıların ve şehrin aydınlarının favori sığınağı olmuştur. Mekan: 1983 yılında “Tarihi ve Sanatsal Miras” listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Burada: cabral resoran, garden bar, cafe do forte ve christopher restoran bölümleri bulunmaktadır. Cafe Forte: Copacabana plajına bakmaktadır. Burada geleneksel ve lezzetli tatlılar ve özellikle “waffle” sunulmaktadır. Menüde ayrıca salata, sandviç ve makarna bulunuyor. Kahvaltı servisi, öğle yemeği ve ikindi çayı sunuluyor. Taze meyvelerden yapılan “brulee tart” ı mutlaka denemelisiniz. Kurabiyeler 1920 yılından bu yana aynı tariflerle yapılmaktadır.
Özellikle orijinal ve “Belle Epoque” isimli çayevi ilgi çekmektedir. Mekan zengin bir geçmişe sahiptir. Üst kattaki birinci sınıf restoran, Brezilya mutfağının seçkin yemeklerini sunar. Ama aynı zamanda Portekiz ve İspanyol mutfaklarından yemek örnekleri de bulunmaktadır. İkinci katta ise “Espaço Memorıa” isimli müze bulunur.
Burada: fotoğraflar, çay hizmetleri, Colombo ürünleri, Portekizce gümüş takımları ve diğer öğelerin kapları bu zarif odada sergilenmektedir.
Buranın en ünlü özelliği, zengin tatlı çeşitleridir. Aklınıza gelebilecek her türlü pasta bulunur. Evet burada kesinlikle bir “espresso” içmek için mola vermelisiniz.
Evet, bir yüzyıllık Colombo şekercisi, ülkenin en saygın işyerlerinden birisidir.
Paço Imperial
Rio Centre bölgesi “Praça XV” meydanındadır.
Paço Imperial veya Imperial Palace: Rio şehir merkezinde bulunan tarihi bir yapıdır. Yapı ilk olarak 1699 yılında inşa edilmiş, ardından 18. yüzyılda bitişik bölüme bir depo adapte edilerek genişletilmiş ve tasarım Jose Fernandes Alpoim tarafından yürütülmüştür.
Yapı: sömürge döneminde, Brezilya’daki Portekizli valiler için lüks bir konut olarak yapılmıştır. İlk vali burada 1743 yılında ikamet etmiş ve ardından 1763-1808 yılları arasında 7 vali burada oturmuştur.
1808 yılında burası Portekiz kralı John VI tarafından kullanılmıştır. Çünkü: Napolyon’un işgali sırasında Portekiz kraliyet ailesi buraya kaçmıştır. Bu dönemde yapıya daha fazla eklemeler yapılmış ve tamamen bir saray görünümü almıştır.
Takip eden dönemde ise, tahta çıkan Brezilya kralı Kral John tarafından kullanılmıştır.
1822 yılında Pedro I ve Petro II: hem burada yaşamış, hem de çalışmıştır. Yani: Brezilyalı imparatorların Rio şehrindeki evi olarak kullanılmıştır. Takip eden süreçte, yapı 1889 yılına kadar yaklaşık 150 yıl boyunca Brezilya’nın birincil siyasi merkezi olmuştur.
Kraliyet Rio şehrinde “Solar da Boa Vista” denilen yere taşındığında da burası resmi amaçlar için saklı tutulmuştur. Hatta bir süre posta hizmeti karargahına dönüştürülmüştür. Ayrıca: 1822 ve 1890 yılları arasında, Prenses Isabel: Brezilya’nın Portekiz’den bağımsızlığı anlaşmasını burada imzalamıştır. 1888 yılında ise Brezilya’da köleliğin sona erdirilmesi hukuksal düzenlemesi de burada kabul edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle yani gerek mimari ve gerekse tarihi önemi nedeniyle, bu imparatorluk sarayı önemli bir kültür merkezi olarak hizmet veren “Ulusal Sanat ve Tarihsel Miras Enstitüsü” (IPHAN) tarafından ulusal mimari hazine olarak listelenerek koruma altına alınmıştır.
1980 yılından sonra, Imperial Palace: geçici sanat sergilerine ev sahipliği yapmaya başlamıştır. 1984 yılında yapılan restorasyon ile, sarayın içi 1818 yılı civarındaki görüntüsüne döndürülmüş, iç dekorasyonda resim, heykel ve çeşitli müzikler kullanılmıştır.
Ayrıca: yine burada sanat, mimarlık ve mühendislik konusunda uzmanlaşmış, 16. ile 18. yüzyıllar arasındaki döneme ait kitapları içeren “Paulo Santos” kitaplığı bulunmaktadır.
Günümüzde müze olarak kullanılan yapıda: ülkenin ana koleksiyonu bulunmaktadır. Yaklaşık 300.000 belge araştırmacılar için burada muhafaza edilmektedir. Ayrıca sürekli etkinlik, sergiler ve eğitim projeleri düzenlenmektedir.
Cinelandia Meydanı
Meydan genellikle “Sugar Loaf” ve “İsa heykeli” gibi şehrin önemli turistik yerlerini ziyaret etmek isteyenler tarafından kullanılmaktadır ve Rio şehrinin en güzel ve en önemli meydanlarından birisidir.
Meydanda bulunanlar şunlardır
1.Teatro Municipal-Opera Binası.
2.Museu de Belas Artes-Güzel Sanatlar Müzesi.
3.Biblioteca Nacional-Milli Kütüphane.
4.Rio de Janeiro Şehir Parlamentosu.
5.Restoran Amarelinho-Amarelinho Restoran.
6.Belediya Park.
7.Museu da Gloria.
Biblioteca Nacional-Milli Kütüphane
Pazartesi ve Cuma arasındaki günlerde, saat 10.00-17.00 arasında açıktır. Bina: Avenida Rio Branco’nun doğu tarafında neo-klasik binadır ve 1910 yılı yapımıdır. Brezilya ülkesinin büyük ve en önemli kütüphanesidir. En büyük hazineleri arasında bulunanlar: 1808 yılında Portekiz kraliyet ailesi tarafından Brezilya’ya getirilen 1462 yılına tarihlenen “Mainz İncil” ve Portekiz milli destanının ilk baskısı olan “Os Lusiadas” dır.
Museu Nacional de Artes Belas-Güzel Sanatlar Ulusal Müzesi-MNBA
Centro-Cinelandia Rio Branco Av. Bölgesindedir. Müzenin ilk eserleri: 1808 yılında buraya sürgüne gelen Portekiz kralı John VI’nın getirdiği eserlerdir. Takip eden süreçte Joachim Lebreton tarafından toplanan koleksiyon zamanla genişletilmiş ve ülkenin en önemli sanat galerisi ortaya çıkmıştır. Bu orijinal çekirdek: 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başlarındaki önemli gelişmeler ile zenginleşmiştir.
Müzenin bulunduğu bina: 1906-1908 yılları arasında mimar Moralles de los Rios tarafından “Güzel Sanatlar Okulu” olarak tasarlanmış ve ardından koleksiyon buraya taşınmıştır ve müze resmen 13 Ocak 1937 tarihinde açılmıştır. Fransız Misyon ve Brezilyalı sanatçıların portreleri “Henrique Bernardelli” tarafından boyanmıştır.
Özellikle: sütunlar ve antik büyük medeniyetlere ait pişmiş kabartmalar ve madalyonlar dikkat çekmektedir. Müzenin koleksiyonunda şu anda: 70.000 civarında öğe bulunduğu söyleniyor. Bunlar arasında bulunanlar: resim, heykel, çizim, baskı resim, dekoratif sanatlar, mobilya, madalyalar, halk sanatları ve Afrika sanatları parçalarıdır.
Theatro Municipal-Belediye Tiyatrosu
Palacio Gustavo Capanema
Burası bir dünya kültür anıtı olarak UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. Modern mimarinin örnek yerlerinden birisi olarak kabul edilir. Bina 1937-1945 yılları arasında Lucio Costa ve Oscar Niemeyer gibi önde gelen Brezilyalı mimarlar tarafından tasarlanmıştır. Duvar resimleri ise Candido Portinari ve Burle Marx tarafından yapılmıştır.
Camara Municipal do Rio de Janeiro-Rio de Janeiro Şehir Belediye Meclisi
Burası şehrin en işlek caddelerinin biri olan Avenida Rio Branco’nun sonundadır. Yapı: Rio şehrinin güzel bir kültürel ve mimari kompleksinin bir parçasıdır.
Restaurante Amarelinho
Praça Floriano meydanındadır.
Amerelinho, 1921 tarihinde kurulmuştur. 1920’lerin başlarında buraya “Cafe Rivera” deniliyordu.
Belediye Park-Passeio Publico
Cinelandia ve Lapa ilçeleri arasında, 33 bin metre karelik çekici bir park alanıdır. Park: ressam Leandro Joaquim ve diğer bazı sanatçılar tarafından tasarlanmıştır. Parkın önemli özellikleri: Barok girişte, taş merdiven, çeşmeler ve Joaquim tarafından yapılan heykeller, iki piramit, Diana ve Jüpiter bronz heykelleridir.
Museu da Gloria
Kiliseye bağlı bu müzede: değerli gümüşler, mücevherler ve kutsal görüntüler olmak üzere yaklaşık 2000 öğe bulunduğu söyleniyor. Kilisenin yanında, Rua da Gloria içinde 1772 yılına tarihlenen çeşme ilgi çekmektedir.
Passeio Publico
Walking Street caddesindedir.
Brezilya’daki ilk peyzaj parkıdır ve Lapa ile Cinelandia arasındadır. Park alanı, sömürge döneminin en büyük sanatçılarından Mestre Valentim tarafından tasarlanmıştır. Lagün üzerinde bir çöp alanı üzerine yapıldığı söyleniyor. Büyük Lapa Su kemeri önündeki delik ile deniz bağlantısı bulunuyor.
Park 1779-1783 yılları arasında Fransız tarzından esinlenilerek inşa edilmiş ve 18. ile 19. yüzyıllarda şehirlilerin büyük bölümünün buluşma noktası olmuştur. Park: 1864 yılında İmparator Dom Pedro II’nin talebi ile, romantik bir İngiliz havasında yeniden düzenlenmiştir.
Özellikle rokoko oymalarla süslü kapısı (bunun üstünde Portekiz kraliçesi Queen Mary I ve kocası Pedro’nun resimleri bulunan bir madalyon ve timsahlar çeşmesi ilgi çekmektedir. Uzun yıllar ihmal edilen park alanı, 2001 yılında Parklar ve Bahçeler Vakfı tarafından üretilen proje ile yeniden canlandırılmıştır. Döşeme, aydınlanma ve diğer hasarlı bölümler onarılmıştır.
Park alanında: ulusal flora türleri, çeşmeler ve heykeller bulunmaktadır.
Centro Cultural Banco do Brasil-CCBB
Burası: müze, kütüphane, tiyatro ve sinema salonları ile yaklaşık 17 bin metre karelik bir alanı kapsayan kültür merkezidir. Rio şehir merkezinde, Firs Street Mart adresinde, Presidente Vargas köşesindedir. Brasilia şehri başkent olana kadar burası banka merkezi olarak kullanılmıştır.
Daha sonra ise yenilenmiş ve 1980’lerden beri kültür merkezi, şehrin sanatsal bir merkezi olmuştur. Sergiler ve güzel sanatlarla ilgilenenlerin burayı gezmesi önerilir. Çünkü ülkenin en iyi sergilerinden bazıları burada bulunmaktadır.
Müze
1955 yılında açılan müze: sikke, madalya, banknotlar ve diğer yerli ve yabancı basılı değerleri sergilemektedir ve koleksiyonda bunların toplamının 38 bin civarında olduğu söylenmektedir. Koleksiyondaki en önemli hazineler içinde bulunanlar: 17.yüzyılda Kral Pedro I’in taç giyme töreni anısına 1822 yılında basılan altın sikkedir. Bu sikke Hollandalılar tarafından basılmış nadir obsidionais sikkelerden biri olması ile önem kazanmaktadır.
Müze koleksiyonunda ayrıca: telefonlar, daktilolar, hesap makineleri, pul ve çeşitli nesneler ve bankada kullanılan mobilya parçaları gibi eski ofis ekipmanları da sergilenmektedir. Ayrıca bankanın tarihiyle ilgili resim, baskı resim ve heykel gibi eserler de ziyaretçilere sunulmaktadır.
Video Library
Burada, Brezilya ülkesinin sinema programı profiline göre seçilen yaklaşık 3.700 başlık altında toplanan koleksiyonda: klasik ve sessiz filmler, sanat ve edebiyat uyarlamaları, kısa ve orta uzunlukta animasyon, belgesel ve sanatsal performans filmleri ve müzikaller bulunmaktadır.
Kütüphane
Brezilya Bankasının bu kütüphanesi 1931 yılında kurulmuştur. Burada bulunan koleksiyonda, günümüzde 120.000 bilgi kaynağı bulunduğu söyleniyor.
Mağazalar
Mağazalar, fuaye ve kubbeli bölümler olmak üzere, 2 katlı alanda, 1430 metrekarelik bölüme yayılmıştır. Büyük cam kubbeli bölüm 1906 yılı yapımıdır. Buranın mermer zeminleri ve Portekiz türü taş oyma duvarları ve sütunları dikkat çekmektedir.
Evet: yine bu kompleks içinde: 110 koltuklu bir sinema salonu ve 3 tiyatro salonu bulunmaktadır.
Casa França-Brasil
Burası önemli bir tarihsel anıttır.
Bina: John VI emriyle, 1816 yılında Fransız misyonu resmi mimarı Grandjean de Montigny tarafından tasarlanmış ve gümrük binası olarak yapılmış ve ardından 1820 yılında halka açılmıştır.
Ticaret meydanındaki bu bina: İmparator Dom Pedro’yu protesto eden kalabalığı dağıtmak amacıyla askeri birliklerin meydanı basması ve birçok insanın ölmesi ile sonuçlanan “Brangança’nın kasabı olarak” nitelendirilen olay ile hazırlanmaktadır. Bu olayın ardından bina 1821-1824 yılları arasında kapalı kalmıştır.
1938 yılında, bina “Milli Tarih ve Sanat Varlıkları” listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Ancak yine de depo olarak kullanılan bina hızla bozulmaya başlamıştır. 1956-1978 yılları arasında ise bina büyük bir onarıma sokulmuştur ve çevresinde büyüyen şehrin modernizasyonuna ayak uydurmuştur.
Evin tasarımı: 1984 yılında Rio de Janeiro Eyalet Hükümeti ve Fransa Kültür Bakanlığı arasında yapılan bir antlaşma sonucunda belirlenmiştir. Ardından Kültür Merkezi, 29 Mart 1990 tarihinde büyük restorasyon çalışmalarının ardından Fransa-Brezilya Evi olarak törenle açılmıştır.
Yapının içi büyük bir kubbe ile örtülür ve çarpraz şekilli bir tasarıma sahiptir. 1990 yılında kurulan kültür merkezi Fransız misyonu: bu binadadır. Bina günümüzde; çağdaş sanat kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. Açılışından bu yana: sergiler, performanslar ve müzik sunumları düzenlenmektedir. Ayrıca buranın restoranı da ünlüdür. Burada kahvaltı, öğle yemeği ve ikindi çayı servis edilmektedir.
Museu Historico Nacional-MHN
Marechal Ancora meydanındadır.
Ulusal Tarih Müzesi, 1922 yılında kurulmuştur. Bu yıl “Brezilya Bağımsızlık Antlaşmasını Anma Uluslar arası Sergisi” kurulmuştur ve müze bu sergi ile birlikte hizmete açılmıştır. Yine aynı dönemde: tüm bölge kamulaştırılmış, birçok bina yıkılmış ve sokaklar tadil edilmiştir. Nerdeyse yıkılmış olan, kalenin bazı bölümleri ise, yine 1922 yılında restorasyon faaliyetlerine alınarak onarılmıştır.
Rio şehrinin kültürünü ve tarihi tanımak isteyenlerin burayı ziyaret etmesi gerekir.
Çünkü burası Brezilya’nın en önemli müzelerinden birisidir.
Müzenin bulunduğu bina 1853 yılında inşa edilmiştir. Müze: şehrin savunmasında stratejik önemi olan “Fort Santiago” da kuruludur. Burası: Portekiz kolonizasyon döneminde Guanabara körfezinin savunması için inşa edilmiştir.
Burada Latin Amerika’nın en büyük “Nümismatik” koleksiyonu bulunmaktadır ve bu koleksiyon 28.000 öğeden oluşmaktadır.
Müzede: zemin katta Francisco Manoel Chaves Pinheiro tarafından yapılan “Kral Pedro II” ve atı heykeli görülmektedir. Zemin katta ayrıca: dükkan, kafeterya ve oditoryum bulunur ve geçici sergiler burada düzenlenir.
İkinci katta: özellikle dekore tavan ilgi çeker. Sergiler Cumhuriyet döneminde Brezilya Prehistoryasını kapsar. Bu katta: sikke koleksiyonu ilgi çekmektedir.
Sambadrome
Burası “Praça Quinze” meydanı civarında, şehrin güney bölgesinden birkaç dakika uzaklıkta, şehrin tam ortasında yer almaktadır.
Adından da anlaşılacağı üzere Rio Karnavalının yapıldığı “Samba Prade” lerden birisidir. Yani karnaval sırasında kullanılan dev bir kalıcı geçit standıdır.
“Samba Parade” ve “Rio Karnavalı” için özel olarak tasarlanmış, geçit pistinin her iki tarafına koltuklar konulmuştur. Her karnaval tasarımcısının hayali, burada kendi temasını sergilemektir. Zaten: karnaval geceleri, Sambadrome de atmosfer muhteşemdir. Burası samba efektleri ritimleri duyulurken, özel efektlerle ışıklandırılır ve seyircilerin alkışları yankılanır. Gösteri 12 saat civarında sürmektedir. Ancak, bazı ziyaretçiler yalnızca bir veya birkaç samba okulunu izleyip alanı terk ederler.
1984 yılında ünlü mimar Oscar Niemeyer tarafından tasarlanmıştır. Resmi adı “Passarela” olan bu stadyum: 650 metre uzunluğundadır ve 110 günlük bir rekor sürede tamamlanmıştır. Burası yapılmadan önce karnaval geçitleri “Avenida Presidente Vargas” denilen şehrin en büyük caddelerinden birisinde yapılıyormuş.
Stadyum 50.000 seyirci kapasitelidir. Oturma düzenleri farklı sektörlere tahsis edilmiştir. En pahalı ve “Camarotes” olarak isimlendirilen yerler: uluslar arası ve yerel ünlüler için ayrılmıştır ve bunların fiyatları 2000 Doların üzerindedir. Gösterinin büyük bölümünü görmek için ise “Arquibancadas” olarak bilinen tribün seçilmelidir.
Burada numaralı koltuk yoktur ve fiyat düşüktür. Ancak, gece boyunca dans etmeyi düşünenler, burayı tercih etmelidirler. Siz yanınızda sadece bir yastık ve yağmurluk götürmelisiniz. Çünkü: yastık koltukta rahat oturmanızı sağlar.
Burası: Akademik yıl boyunca, bir okul olarak kullanılıyor ve prova günleri ve saatlerinde de buraya girebilirsiniz. Öte yandan, yine burada küçük bir müze bulunuyor. Gezilebilen bu müzede: karnaval ve samba hikayesini anlatan çeşitli sergiler düzenleniyor. Çeşitli kostümler de müzede sergileniyor. Geçici sergiler 6 ayda bir değiştiriliyor.
Ayrıca: bu yoğun atmosferde bulunanlar için bar, restoran, dondurma standları ve gıda yerleri ve tuvaletler bulunmaktadır. Buraya gelirken: ziyaretçilerin yanlarında az miktarda yiyecek ve su getirmesine izin veriliyor.
Çünkü burada restoran bol ve yiyecek-içecek sıkıntısı yaşanmıyor. Ayrıca: geçit saatlerce sürdüğünden ziyaretçiler yanlarında minder, yastık getirmelidirler. Hatta: yağmur yağma olasılığına karşı şemsiye veya yağmurluk bulundurmanızda yarar olacaktır.
Öte yandan, burayı ziyaret ederseniz, hediyelik eşya mağazalarını da mutlaka görünüz.
Katılımcılar: geçit sonrasında pistin sonundaki “Praça da Apoteose” meydanında toplanırlar.
Evet her şey iyi-hoş ama bir yandan da, burada büyük bir güvenlik problemi olduğunu hatırlatmam gerekiyor. Sambadrome nedeniyle tüm stadyum çevresinde birçok güvenlik personeli bulunduğu söylense de bazı sıkıntılar olduğu ve özellikle turistlerin dikkatli olması konusunda sık sık uyarılar geliyor.
Özellikle hırsızlık ve yankesicilik üst düzeyde, yani gerek cüzdanınıza ve gerekse fotoğraf makinesi, kamera gibi değerli cihazlarınıza sahip çıkmalısınız.
Lapa Arches
Aynı zamanda “Carioca Kemeri” olarak da adlandırılan bu etkileyici Roma tarzı su kemeri: sömürge döneminde 1723 yılında inşa edilmiştir. Çünkü: Rio şehrinde su kaynağı bulunmaması büyük sorundu.
İndios ve Afrikalı köleler: 270 metre uzunluğunda ve yaklaşık 40 metre yüksekliğindeki ve toplam 42 kemerden oluşan bu su kemerini oluşturmak için çalıştırıldılar. Sonuçta sömürge mimarisi ve mühendisliğinin etkileyici bir örneği ortaya çıktı. Rio şehrine su sağlamak için yapılan bu su kemeri 19.yüzyılın sonunda devre dışı bırakıldı.
1896 yılından sonra ise, yokuş yukarı bulunan Santa Teresa mahallesiyle şehir merkezini birbirine bağlayan Santa Teresa’nın meşhur Sarı Tramway’ı bir köprü vazifesi gören kemerler üzerinden geçmeye başladı. Santa Teresa-Bondinho Rio de Janeiro arasındaki bu tramvay hattı hala kullanımdadır ancak sadece turistler arasında popülerdir. Öte yandan, 2011 yılında burada meydana gelen trajik bir kazada 6 kişi ölmüştür.
Kemerlerin altında bulunan meydan ise: sirk, tiyatro ve müzik konserleri gibi çeşitli performanslara ev sahipliği yapmaktadır.
Centro Cultural dos Correios
Centro-Rua Visconde de Itaborai adresindedir. Hemen yanındaki kapı ile Cento Cultural Banco ve Casa Brazilya Fransa bir kültür koridoru oluşturmaktadır.
1922 yılında Brezilyalı Lloyd; bir okul inşa etti. Ancak bina okul olarak kullanılmamış ve bir idare binası olarak 50 yıldan fazla kullanılmıştır. 80’li yıllarda mülkiyet reformları çerçevesinde burası da kamulaştırılmış, restore edilerek 2 Haziran 1992 tarihinde yeniden açılmıştır.
Açıldıktan sonra ilk olarak: kültür merkezinde “Dünya Filateli Sergisi” açılmıştır. Ayrıca: video, müzik, görsel sanatlar, sinema ve sanatsal etkinlikler düzenlenmeye başlamıştır.
Böylece farklı programlar uygulanan tesis, toplamda 2380 metre karelik bir alanı kapsamaktadır. Alt kattaki tiyatro 200 seyirci kapasitelidir. Ayrıca alt katta bir sanat galerisi bulunur. İkinci ve üçüncü katlarda ise sergi odaları vardır.
Evet, buranın yıllık 40 bin ziyaretçisi bulunduğu söyleniyor.
Caixa Curtural
Burası da bir kültür kompleksidir ve iki ayrı birimden oluşur. 2006 yılında kurulmuştur. Şehir merkezinde büyük kamu kurumlarına yakın yer almaktadır.
Yeni çağdaş sanat yeteneklerinden ve aynı zamanda ulusal ve uluslar arası sanatçıların eserlerine halkın erişimini sağlamak amaçlanmıştır.
Kompleks bünyesinde: 1 tiyatro salonu, provalar için 2 tiyatro salonu daha, 3 sanat galerisi, kütüphane ve odalar bulunmaktadır.
Özellikle “Arena” olarak isimlendirilen tiyatro salonu yoğun ilgi çeker. Burası 226 koltuk kapasitelidir. Sahnesi arena tipi karedir.
Eğer burayı ziyaret etmek isterseniz: 40 kişilik guruplar rehberler tarafından yönlendiriliyor. Ancak önceden randevu almak gereklidir.
Espaco Kültürel da Marinha
Alfred Agache Av. Adresindedir.
Eski gümrük rıhtımında bulunan burası şehir merkezinde “Brezilya Donanması Kültür Alanı” dır. 1996 yılında ziyarete açılmıştır.
Buradaki arşivde 30 bin fotoğraf ve 17 binden fazla öğe bulunduğu söyleniyor.
Müzenin kalıcı sergilerinde ise yaklaşık 2.500 öğe sergileniyormuş.
Ayrıca: Brezilya İmparatorları tarafından 1808 yılında Guanabara körfezinde kullanılan “Sandeel” görülebilir. Riachuelo denizaltısı, bir helikopter ve modern süper tankerler, 15. ve 16. yüzyıllardaki dönemleri kapsayan gemi modellerinin muhteşem koleksiyonunu mutlaka görmelisiniz.
Santana Park-Campo de Santana
Santana Park: “Downtown” bölgesinin tam kalbinde yer almaktadır. Burası şehrin geleneksel açık alanlarından birisidir.
Campo de Santana bölgesinde: 1753 yılında ilk çiftlik ortaya çıkmış ve Santana Our Lady isimli bir kilise inşa edilmiştir. 1790 yılında buradaki çöp ve moloz bulunan bataklık ishal edilmiş ve şehrin gelişimi buradan devam etmiştir. 1808 yılında Portekiz kraliyet ailesinin gelmesiyle birlikte, alanın çevresi yoğun çiftlikler tarafından işgal edilmeye başlanmıştır.
Kral John tarafında burada bir askeri kışla yapılmıştır. 1815 yılında ise, ipekböceği kozası yetiştirmek için, buraya Paulo Fernandes tarafından dut ağaçları bulunan küçük bir bahçe yapılmıştır. Sabit ahşap korkuluk ile çevrili bu bahçe, daha sonra imparatorluğun birçok olayına sahne olmuştur.
1873 yılına gelindiğinde: park alanı demir parmaklıklar ile çevriliydi. Parkın ince kumlu sayısız yolları, çimler, güzel ağaçlar, çalılar ve küçük göller bulunuyordu. Üzerinde köprü bulunan kanallar, kayalar ve egzotik bitkilerle örtülü adalar ve bronz çeşmeler buraya ayrı bir güzellik katıyordu.
1880 yılında Fransız manzara sanatçısı Auguste Glaziou: Campo de Santana parkının projesini hazırlayarak burada kentsel peyzaj yaptı.
15 Kasım 1889 tarihinde, Mareşal Deodoro da Fonseca: Santana merkezinde konuşlu kışladaki askerler ile cumhuriyeti kurmuş ve burası “Cumhuriyet Meydanı” adını almıştır. 1906-1910 yılları arasında, Campo de Santana bahçesi: avcılık, balıkçılık faaliyetlerinin ana merkezi olmuştur. Şehirdeki ilk bebek okulu: 1909 yılında burada inşa edilmiştir.
1938 yılında çitler kaldırılır ve diğer parklara transfer edilir. 1964 yılında park alanı: askeri darbe ve buna karşı gelen Hukuk Fakültesi öğrencileri arasındaki 9 günlük çatışmalar nedeniyle, ulusal tarihin kanlı ve hüzünlü anlarına sahne olmuştur.
1968 yılında Ulusal Miras Kurumu tarafından koruma listesine alınan park alanı, 1983 yılından itibaren “Özel Kültür Bölgesi Koridoru” ilan edilmiştir. Günümüzde park alanında, yaklaşık 60 bin bitki çeşidi bulunmaktadır ve bunlar “que quinta da Boa Vista Tijuca” ormanlarından hasat edilmişlerdir.
Kraliyet Portekizce Okuma Odası
Burası “Manuelino” tarzında inşa edilmiş ve Brezilya Edebiyat Akademisi tarafından 1837 yılında kurulmuştur.
Burası kitapseverler için tam bir cennettir ve birçok el yazması ve nadir sürümler bulunur.
16.17 ve 18. yüzyıllara ait yaklaşık 350 bin kitap bulunduğu söyleniyor.
Burada özellikle “Rodolfo Bernardelli” ve diğer birkaç ustanın el yazmaları ve heykel koleksiyonunu mutlaka görmelisiniz.