Brezilya Ouro Preto

Brezilya Ouro Preto

Kasaba: Rio de Jeneiro şehrine 395 km, Sao Paulo şehrine 682 km, Bresilia şehrine 824 km uzaklıktadır. Rio şehrinden yaklaşık 7 saatlik bir otobüs yolculuğu ardından buraya varılır.

Kasaba “Minas Gerais” bölgesinin en güzel kasabasıdır. UNESCO tarafından 1980 yılında Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü: Brezilya sömürge mimari döneminin tam bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir. Yani: “Siyah Altın” anlamına gelen “Ouro Preto”: Güney Amerika’nın sömürge dönemine ait en görülmeye değer yerlerden birisidir.

Brezilya Ouro Preto

 

1698 yılında “Antonio Dias de Oliveira” bu bölgede keşif yaparken: siyah bir metalin bulunduğu madenlere ulaşır ve bu metalin altın olduğunu anlayınca “El Dorado” efsanevi Kayıp Altın Şehrini bulduğunu düşünür.

Ardından ise yeni keşfedilen altın yatakları yüzünden, binlerce hazine avcısı buraya akın eder ve hatta madenlerde çalıştırılmak üzere Afrika’dan binlerce köle getirtilir. Çeşitli yerlerden gelenler, bölgenin çeşitli yerlerinde kendi şapellerini ve küçük kamplarını oluşturdular.

1711 yılına gelindiğinde ise bu dağınık yerleşimler bir araya gelerek “Villa Rica de Albuquerque” yani bugünkü “Ouro Preto” denen kasabayı oluşturdular.

18. yüzyıl ortalarına gelindiğinde, o döneme kadar hızla büyüyen kasabanın nüfusu Rio şehrinin tam beş katına ulaşmıştır. Ancak: insanlar altınları nereye harcayacaklarını bilmediklerinden, kiliselerde dekor olarak kullanmışlardır.

Öte yandan: altın aramak için buraya gelenlerle birlikte, Antonio Francisco Lisboa tarafından yaratılan “Assis kilisesi” ve diğer yerlerde, üstün kaliteli eserler üretmek üzere Sao Francisco (Aleijadinho) gibi diğer birçok sanatçı da buraya gelmiştir.

Barok heykeltıraş Aleijadinho burada birçok kilise, köprü ve çeşme yapmıştır. Bunlar: geçmişte yani o dönemdeki refahı temsil etmesi açısından son derece önemlidir. Çünkü: 19. yüzyılda altın madeni tükenince şehir olduğu gibi kalarak günümüze gelmiştir.

Brezilya Ouro Preto
Brezilya Ouro Preto

 

Çoğunlukla tek veya iki katlı evler: birbirini destekler gibi görünerek bir tepenin üzerine gurup şeklinde yerleşmiş ve düzensiz bir peyzaj hattı oluşturmuş olmalarına rağmen: bunlar arasında Aleijadinho ve diğerleri gibi seçkin ve yetenekli sanatçıların mimari ve sanatsal başyapıtları da bulunmaktadır.

Avrupa’da başarıyla uygulanan Barok ve Rokoko mimari stilleri: Brezilya’da 18. yüzyılın ikinci yarısında “Maden Barok” tipi tarzında ilk olarak burada gelişmiştir. Brezilya kıyı şehirlerinin aksine Barok Ouro Preto şehri: tipik Brezilyalı olarak kabul edilir. Özellikle Aleijadinho tarafından iç dekorasyonları yapılan “Sao Francisco de Assis” ve “Santa Efigenia dos Pretos” kiliseleri mükemmeldir.

Evet, kısa zaman sonra altın kaynakları ve madencilik rezervleri hızla düşünce, şehir ekonomisi bozulmuştur. 1823 yılında şehir “Ouro Preto” olarak yeni isim almıştır. 1897 yılında eyaletin başkenti “Belo Horizonte” şehri olmuştur. Böylece “Ouro Preto” şehrinde şaşalı günler sona ermiş, ancak kasaba yine de zengin mirasını korumayı başarmış ve muhteşem güzel mimari anıtlarıyla 1930’lardan bu yana Brezilya’nın en çok turist çeken yerlerinin başında gelmektedir.

Şehir dar bir vadiye kurulmuş olduğundan: bolca dik yokuş bulunmaktadır ve burayı gezmek biraz zahmetlidir. Bu yüzden: yanınızda rahat ve kaymaz tabanlı ayakkabı bulundurmanızı öneririm. Ancak: bu dik yokuşlar, taş yollara rağmen: çeşmeler, köprüler ve evler o kadar renklidir ki, her sokağa girmek ve görmek isteyebilirsiniz. Bunların yanında burada rakım yaklaşık 1100 metre olduğundan, diğer şehirlere nazaran hava daha serindir. Yani yanınızda kalın giysiler bulundurmanız önerilir.

Brezilya Ouro Preto
Brezilya Ouro Preto

 

Bu güzellikleri korumak adına: günümüzde burada bir ev yapılmak istendiğinde, 18. yüzyıl mimarisine uygun olarak inşa edilmesi zorunluymuş.

Şehrin gezilecek yerlerine gelmeden önce, yine çok özel bir durumdan söz etmek istiyorum. Bu şehir: Brezilya tarihinde turistik yönü ötesinde ayrı bir önemi daha vardır. Burada altın bulunduğunda, ülkede Portekiz sömürge dönemi yaşanmaktadır.

Portekizliler: bu zenginlikten başları dönünce, altın satışından vergi almaya kalkarlar, ancak bunun üzerine Ouro Preto halkı ayaklanır. Bu ayaklanma hareketi, Brezilya’nın ilk devrimci bağımsızlık hareketi olarak tarih sayfalarına işlenir. Yani “İnconfidencia” nın temelleri burada atılmıştır.

Buradaki bu ayaklanma hareketinin kahramanı “Tridendes” yani “diş çeken” lakabı ile anılan “Jose de Silva Xavier” dir. Bu özgürlük savaşçısı: planlarının ayrıntılarını harekete geçiremeden hareket içinde yer alan biri tarafından yetkililere bildirildiğinde 1792 yılında yakalanır ve Rio şehrinde idam edilir. Bu yüzden, kasabanın en güzel meydanında bir heykeli vardır ve meydan onun ismiyle “Praça Tiradentes” olarak isimlendirilir. Kendisinin idam edildiği 21 Nisan tarihi ise, her yıl resmi tatil olarak belirlenmiştir ve kutlamalar yapılır.

Gelelim günümüze: bugün burası bir üniversite şehri olarak biliniyor. “Universidade Federal de Ouro Preto” üniversitesi, yaklaşık 10 bin öğrenci bulundurmaktadır.

Öte yandan: şehir “karnaval” eğlenceleriyle de çok ünlüdür. Özellikle gençler karnaval kutlamalarına Rio şehri yerine, burada katılmaktadırlar.

Brezilya Ouro Preto

 

GEZİLECEK YERLER

Brezilya Ouro Preto Sao Francisco de Assis Kilisesi

 

Sao Francisco de Assis Kilisesi

Burası Brezilya mimarisinin bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir. Brezilya’da Portekiz menşeli dünya harikası olarak 2009 yılında ilan edilmiştir.

Yapı: Aleijadinho tarafından tasarlanmış ve Antonio Francisco Lisboa tarafından dekore edilmiştir. Yapımı: 1766-1809 yılları arasındaki dönemdedir. Kilisenin içindeki dekorasyonda yer yer altın kaplama kullanılmıştır. Parça detay ve mükemmelliği ve zenginliği etkileyicidir. Özellikle cephe sömürge dönemi mimarisinin bir başyapıtıdır.

Özellikle “Manuel de Costa Athayde” tarafından yapılmış tavan paneli mükemmeldir. 10 yıllık çalışma sonucunda yapılan ve gökyüzünün taklidi olan bu panelde “melekler gökyüzüne doğru gider” şekilde gösterilmiştir. Panel: ilizyon yanında muhteşem bir perspektife sahiptir. Latince yazılarla süslenmiştir. Bu panelin yapımında kullanılan malzemeler, yani boyalar Portekiz’den getirilmiştir.

Brezilya Ouro Preto Santa Efigenia dos Pretos Kilisesi-Siyah kilise

 

Santa Efigenia dos Pretos Kilisesi-Siyah kilise

Bir tepenin üzerinde bulunan ve 18.yüzyıla tarihlenen kilise: altın madencileri tarafından finanse edilmiş ve köleler tarafından 1730-1790 yılları arasındaki 60 yıllık süreçte inşa edilmiştir. Bir tepenin üstünde bulunmasının nedeni, merkezden görülen şehrin panoramasında önemli yer kaplamasıdır. Ancak tepenin üstüne bu kiliseye ulaşana kadar yorulmamak mümkün değildir.

Projenin mimarı Manuel Francisco Lisboa’dır ama Francisco Xavier de Brito da katılmıştır.
Cephesindeki taş saat; şehrin en eski saatlerindendir. Sunak Francisco Xavier De Brito ve Aleijadinho tarafından oyulmuştur.

Nef boyunca yan koridorlarda bölgedeki madenciliğin evrimi anlatılmaktadır. Yapının içinde bazı detay ve boyamalarda Makao (Çin) etkisi görülmektedir. Bunlar iki resimde Çin kırmızısı kullanılmasıyla gündeme gelmektedir.

Yapının iç dekorasyonu da çok zengindir. Tavan boyamasında “siyah papa” görülür ve bu yüzden kiliseye “siyah kilise” ismi verilmiştir. Bu tavan boyaması Manuel Rabelo de Souza tarafından yapılmıştır.

Söylenenlere göre: burayı yapan ve Afrika’dan Kongo’dan getirilen köleler: saçları, tırnakları ve diş aralarına sakladıkları altın tozu kaçakçılığı ile kilise yapımına katkıda bulunmuşlardır. Kilisenin girişindeki taş lavaboda: siyah kadınlar kiliseye girmeden önce saçlarının arasına sakladıkları altın tozlarını yıkıyorlarmış.

Süzülmüş altın bir bağış olarak bırakılıyormuş.

Neden? Çünkü: bu dini yapı “Kral Chico” isimli popüler bir efsaneye bağlıdır. Şair Manuel Bandeira tarafından anlatılan bu efsaneye göre: “Afrika-Kongo kralı Chico Rei: savaşçı hükümdar ve tanrı Zambi Apungo’nun yüksek rahibidir. Ancak kendisi ve tüm kabilesi Portekizli tüccarlar tarafından yakalanır ve köle tacirlerine satılırlar.

O, 1740 yılında köle gemizi “Magdalena” ile Brezilya’ya gelir. Ancak aile üyeleri arasında Atlantiği geçerken yalnızca kendisi ve oğlu sağ kalır. Kraliçe Djalo ve kızı prenses Itulo: fırtına tanrılarının öfkesini yatıştırmak için köle gemisi “Magdalene”lı denizciler tarafından okyanusa atıldılar.

Daha sonra köleler Augusto isimli bir binbaşı tarafından satın alındılar ve Chico Rei, oğlu ile birlikte Vila Rica şehrine götürüldü. Ancak bir köle olarak çalışmalarına rağmen kendisi ve oğlu köleler tarafından “kral” olarak kabul edildi. Kral Chico’nun oğlu Manumission; daha sonra evlenir ve kendi kral, eşi kraliçe olur.

Onlar tarafından koruyucu olarak Aziz Iphigenia seçilir ve Vila Rica şehrindeki bu siyah gurup: siyahların ilk kardeşliği topluluğu olarak Santa Iphigenia kilisesini yaparlar ve 6 Ocak tarihi, her yıl sadık Afrikalılar tarafından, sokaklarda danslar edilerek kutlanır.

 

Padre Faria Chapel

St Iphigenia kilisesinden siyah insanlar tarafından atılan beyaz insanlar kardeşlik gurubu tarafından 1740 yılında kurulmuştur. Şapelin tarihi ayrıntıları hakkında pek bilgi yoktur. Sadece çanı 1750 ve avlusu 1756 yılına tarihlenmektedir. Dış alanda soğanlı bir piramit çatı ve aynı zamanda küçük çan kulesi vardır.

 

Aleijadinho Müzesi

1968 yılında kurulmuştur. Müzede: değerli kutsal koleksiyonları korumak amaçlanmıştır ve bunlar arasında kutsal sanat ve grafik belgeleri bulunmaktadır.

Brezilya Ouro Preto Museu de Ciencia e Tecnica-Mineral Müzesi

 

Museu de Ciencia e Tecnica-Mineral Müzesi

Mineraloji koleksiyonu 1875 yılında Fransız bilim adamı Claude Henri Gorceix tarafından getirilen numunelerle kurulmuştur. Kendisi Rio de Jenerio şehrinde kurulan Mineroloji ve Jeoloji Laboratuvarı kurucusudur.

Zamanla çeşitli bağışlar yolu ile müzenin koleksiyonu büyümüş ve dünyanın en büyüklerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Özellikle: elmas ve uranyum gibi minerallerin numuneleri ilgi çekmektedir.

Müzenin bulunduğu bina: 1741-1748 yılları arasında Jose Fernandes Pinto Lucknow tarafından tasarlanmış eski Guvernörler sarayıdır. Valiler, 1897 yılına kadar burada ikamet etmişlerdir. Binada 1752 yılından kalma bir çeşme bulunmaktadır. Daha sonra bu saray Ouro Preto Üniversitesinin “Madencilik Okulu” ve “Minaral Müzesi” tarafından işgal edilmiştir.

Brezilya Ouro Preto Komplo Müzesi-Museu da Inconfidencia

 

Komplo Müzesi-Museu da Inconfidencia

Müzenin bulunduğu binanın yapımına 1785 yılında başlanmıştır. Yapımda mahkum köleler, marangozlar ve bazı sanatçılar çalışmışlardır. Bunlar arasında: Aleijadinho ve Xavier de Brito gibi sanatçılar da vardır.

Bina: bir devlet hapishanesi olarak ve eski Town Hall olarak kullanıldıktan sonra 1938 yılında boşaltılmıştır. Ardından bu müze oluşturulmuştur.
Müze: 1789 yılındaki Brezilyanın bağımsızlığını ifade eden “Minas Komplosu” için düzenlenmiştir. Ayrıca: madenci toplumunun zengin kültürünü yansıtmaktadır. Koleksiyonda 4000 den fazla parça bulunduğu söyleniyor.

Müzede komplo ile ilgili el yazmaları ve eserlerin koleksiyonu bulunmaktadır. Ayrıca: mobilyalar, kostümler ve 18. ve 19. yüzyıldan kalma çeşitli nesneler görülebilmektedir.
Evet, adından da anlaşılacağı üzere, yukarıda sözünü ettiğim burada başlatılan bağımsızlık hareketi ile ilgili yani “Tridentes” e yapılan komplo ile ilgilidir. Burada hareketin önde gelen isimleri, Tridentes’in asıldığı darağacı parçaları ve yine onun tarafından yazılan “Marilia de Dirceu”nun ilk baskısı bulunuyor.

Brezilya Ouro Preto Masalların House-Casa dos Contos

 

Masalların House-Casa dos Contos

Rua Sao Jose adresindedir. Barok mimarinin önemli bir örneğidir.
Şehrin ana meydanında, beyaz parlak boyalı ve pencereleri olan burası: 1782-1787 yılları arasındaki beş yıllık süreçte, bir vergi yöneticisi konutu ve 18. yüzyıl sömürge döneminde Brezilyalı bir zengin evi olarak kullanılmıştır.

Macedo isimli bu zengin kişi: 1789 yılında “Minas Gerais” yer altı bağımsızlık hareketi (Inconfidencia) nın en seçkin destekçilerinden birisiydi. Ayrılıkçı hareketin bastırılması sırasında, ev, sadık askerler ve müttefik isyancılar için bir konaklama yeri olarak kullanılmıştır. Ancak Macedo: şüphelerden sıyrılmayı başardı, ancak parasını yönetemedi ve büyük borç içine düşünce 1803 yılında evini satmak zorunda kaldı ve ev “Kraliyet Hazinesi” tarafından ele geçirildi.

Daha sonra ise “Tales House” ismini almış ve kraliyet hazineleri ve Altın kurulu evi olarak kullanılmıştır. Portekiz döneminde vergiler buraya ödeniyordu.

Claudio Manuel de Costa: tutuklandığında burada hücresinde idam edilmiştir. Günümüzde müze olarak kullanılan yapıda sergilenenler: 18. ve 19. yüzyıla ait mobilyalar, belgeler, mektuplar, zengin kütüphane ve sikkelerdir.

Ev takip eden süreçte uzun yıllar boyunca: bir postane, bir banka ve belediye başkanının ofisi olarak kullanılmıştır. Brezilya Maliye Bakanlığı evi 1973 yılında teslim almış ve bugünkü görünümünü kazandırmıştır.

 

Oratory Müzesi-Museu do Oratorio

Şehir merkezinde, Mount Carmel Our Lady kilisesinin avlusundadır.
Burada dünya çapında benzersiz 162 oratories sergilenmektedir ve Ekim 1998 tarihinde Flavio Gutierres Kültür Enstitüsü bünyesinde açılmıştır. Burada sergilenen koleksiyon, koleksiyoncu Angela Gutierrez tarafından Brezilya hükümetine bağışlanmıştır.

 

Tasarrufların Müzesi-Museu das Reduçoes

Rua Sao Gonçalo-Amarantina ilçesi adresindedir.
Ouro Preto kasabasının tarihi merkezine yaklaşık 25 km uzaklıktadır. Burada madenci insanların yetenek ve sanatları hakkında nesneler sergilenmektedir. Burada: orijinal binalarda kullanılan aynı malzeme kullanılarak yapılmış tarihi evler ve tarihi anıtlar koleksiyonu sanatsal düşük ölçekte yeniden yapılarak sergilenmektedir. Zengin mimari: 500 yıllık asma bahçeleri ile bezenerek süslenmiştir. Ayrıca 15 devletten gelen 25 anıt kopyası da sergilenmektedir.

 

Guignard Evi Müzesi-Museu Casa Guignard

Bobadela Earl Street caddesindedir.
Alberto da Veiga Guignard: yüzyılın en başarılı Brezilyalı sanatçısıdır. Kendisi “Minas Gerais” tarihi kentlerinin manzaralarını yansıtan çalışmaları ile tanınır.
Guignard Evi Müzesi: 1987 yılında Ouro Preto merkezinde tarihi bir binada açılmıştır. Burada onun eserleri görülmektedir.

 

Madenler

Şehrin eski altın madenlerine turistler için tur düzenleniyor. Bunların en popüler olanları “Chico Rei” dir ve Mina Senhora da Conceiçao kutsal alanına yakındır.

 

Carnaval

Şehir sokakları her yıl Şubat ya da Mart ayında; karnaval nedeniyle binlerce ziyaretçi çekmektedir. Bu karnaval etkinliklerinde birçok kişi özel kostümler giyerler ve Samba okulları ile birlikte kasaba sokaklarında geçit törenleri düzenlenir.

Brezilya Rio de Janeiro yakınları

Brezilya Rio de Janeiro yakınları

Burası: Rio da Janeiro eyaletinin ikinci büyük şehridir. Rio da Janeiro şehrine 17 km uzaklıktadır. Her iki şehir arasındaki bağlantı “Rio-Niteroi” köprüsü ve feribotlar ile sağlanmaktadır. Feribot yolculuğu yaklaşık 20 dakika sürer ve yolculukta güzel Rio manzarası izlemek mümkündür. Kara yolunu tercih ederseniz, kendi türünde dünyanın en uzun köprüsü olan “Rio-Niteroi” köprüsü tercih edilir.
Şehir: Brezilyalı bir yerli tarafından 1570’li yılların başında kurulmuştur. Şehrin isminin kelime anlamı “Saklı Sular” demektir.

Brezilya Rio de Janeiro yakınları
Brezilya Rio de Janeiro yakınları

Günümüzde ise: şehir, Brezilya ülkesinin en zenginlerinin yaşadığı bir şehir olarak tanınmaktadır. Şehir önemli bir sanayi ve ticaret merkezidir. Birçok kişi burada yaşamakta ve Rio şehir merkezine gidip-dönmektedirler. Yani bir anlamda, Rio şehrinin “Kadıköyü denebilir. On binlerce insan, İstanbul’da olduğu gibi her gün karşı yakaya geçip şehir merkezindeki işlerine gitmekte ve akşam geri dönmektedirler.

Eğer askeri tarihe merakınız varsa, yakınlardaki “Fortaleza de Santa Cruz” denilen yere bir gezi yapabilirsiniz. Kale girişine yakın küçük koylara sıkışmış tenha plajlar da denize girmek için idealdir. Ayrıca deniz ürünleri servisi yapan restoranlar da caziptir.

Brezilya Rio de Janeiro yakınları

Okyanus kıyısındaki plajlar

Niteroi alanı içinde birkaç plaj bulunmaktadır. Guanabara körfezi boyunca uzanan bu plajlar güzel görünse de bu sularda yüzmek çoğu kişi tarafından tavsiye edilmez. Sadece güneşlenmek için kullanılır.

Denize girmek için körfezin Rio tarafına İpanema veya Copacabana yönünde Atlantik kıyısında 30-40 dakika yolculuk yapmak gerekir. Buradaki plajlar temiz ve beyaz kumlu olsa da, su kirli ve siyahtır. Suyun her geçen yıl kirlendiği söyleniyor.

Çünkü şehrin kanalizasyonunun doğrudan suyun içine verildiği söyleniyor. Özellikle yağmur yağdıktan sonra kesinlikle denize girilmemesi isteniyor.
Bölgedeki bazı önemli plajlar şunlardır:

 

Boa Viagem

Bu plaj “Çağdaş Sanat Müzesi” yakınındadır. Plajın yakınlarında 18. yüzyıldan kalma bir şapel ve kale kalıntıları ilgi çekmektedir. Plaj bölgesi aileler için önerilir.

Brezilya Rio de Janeiro yakınları Niteroi Güncel Sanatlar Müzesi-Museu de Arte Comtemporanea
Brezilya Rio de Janeiro yakınları Niteroi Güncel Sanatlar Müzesi-Museu de Arte Comtemporanea

 

Niteroi Güncel Sanatlar Müzesi-Museu de Arte Comtemporanea

Uçurumun kenarında bir uzay gemisi görüntüsündedir ve 1996 yılında tamamlanmıştır. Burası Rio şehrinin en fantastik yapısıdır.
Müzenin bulunduğu binanın tasarımı mimar Oscar Niemeyer tarafından yapılmıştır. Bu ünlü mimar 1960’larda Rio şehrinden başkent ünvanını alan “Brasilia” şehrini sıfırdan yaratmıştır.
Yapının modern çizgileri dikkat çekmektedir. Dışarıdan bakıldığında sanki havada asılı imiş gibi durmaktadır. Niteroi’yi Rio şehrinden ayıran Guanabara körfezini görecek şekilde inşa edilmiştir.

Üstelik Sugar Loaf ve Corcovado manzarası da mükemmeldir.
Müzedeki sergilerde: çoğunlukla 1980’li yıllardan itibaren önemli Brezilyalı sanatçıların eserleri, Daniel Senise ve Joao Sattamini koleksiyonları bulunmaktadır. Müze: heykel, tekstil ve boyama üzerine odaklanmış, Brezilyalı çağdaş sanatın değişen seçkilerini sunmaktadır.

Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa

Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa

Santa Teresa mahallesi: sömürge dönemi cazibesini korumak amacıyla geliştirilmiş birkaç semtten birisidir ve bu büyüleyici mahalle: şehirde yaşayan orta ve üst sınıf aileleri barındırır. Buranın doğal manzarası hoş bir atmosfer yaratır. Çünkü mahalle Rio şehrinin merkezindeki tepelerden birisi olan Desterro Tepesinde kurulmuştur. Bu yüzden, şehirdeki birçok yerden sürekli olarak 5-6 derece daha serin olur ve bu yüzden şehrin zenginlerinin birçoğu burayı tercih ederler.

Öte yandan: şehir merkezine kolay erişim, bu mahalleyi cazip kılmaktadır. Mahalle şehir merkezine 5 dakika uzaklıktadır. Ipanema ve Copacabana ise 15 dakika uzaklıktadır.

Semtte: dolambaçlı ve dar sokaklar ve sanatsal topluluk önemlidir. Birçok sanatçının bulunduğu atölyeler dikkati çeker.

Semtte ayrıca: büyük restoranlar ve barlar bulunur. Barlar ve gece kulüpleri: hem yerliler ve hem de turistler için çok popülerdir. Mahallenin en büyük özelliklerinden birisi de: bu mahallede kalan tek tramvay hattıdır.

Mahalle: 18. yüzyıldan kalma bir manastırın çevresinde gelişmeye başlamıştır. Bu nedenle, mahallenin tarihi: bu manastır çevresinde döner. Manastır kurulduktan sonra, yöre sakinlerini çekmiştir. Mahalle gelişiminin hızlandığı 19. yüzyılda büyük bir kolere salgını ile etkilenir ve bu salgında 200.000 kişi ölür.

Ancak daha sonra, yıllar geçtikçe şehrin en güzel mahallelerinden biri haline gelir. Ama yine de birçok Riolu bu mahalleyi bilmez yani bir anlamda mahalle saklı kalmıştır ve bu yüzden mahalle 200 yıldır bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Sokaklarda gezerken, günümüze kadar ulaşmış muhteşem malikhaneler görebilirsiniz.

Günümüzde Santa Terasa mahallesinin ziyaretçilere sunabileceği çok şey vardır. Buradaki buhar gücüyle çalışan ilk tramvay hattı 1892 yılında çalışmaya başlamıştır. Elektrikli tramvay sisteminin devreye girmesiyle, Kapa kemeri olarak bilinen Carioca kemeri: tranvay sistemi için bir viyadük olarak hizmet vermeye başlamıştır.

Yukarıda sözünü ettiğim gibi, tek tramvay hattı: Largo da Carioca denilen yeri, bu mahalleye bağlar. Özellikle turistler, bu tramvay hattında gezintiye çıkarlar. Ancak tramvaylardan biri 2011 yılında raydan çıkıp 6 kişi ölünce, şu anda tramvay hatlarının onarımları sürdürülmektedir. Tepeye çıkışı kolaylaştıran bu tramvay günümüzde yok. Ancak, Santa Terasalılar: bu tramvayı özlemle hatırlıyorlar ve yeniden hizmete sokulması için büyük mücadele veriyorlar.

Evet, Santa Teresa bohem mahallesi: şehrin merkezine bakan bir tepe üzerindedir ve 100 yaşındaki tramvay ile, Rio şehrinde sanatçılar, şairler ve müzisyenlerin favori uğrak yeridir. Özellikle, sarmal, dar ve taşlı caddeleri ünlüdür.

 

Gece Hayatı

Santa Terasa mahallesinin dar ve küçük sokaklarında özellikle gece, yalnız başınıza dolaşmanız emniyet açısından çok risklidir. Barlar hepsi bir arada topluca “Largo Dos Gumares” denilen yerdedir. Santa Terasa, gece hayatı olarak, diğer mahalleler kadar canlı değildir.

 

Alışveriş

Mahallede Rua Almirante Alexandrino denilen yerde bazı yerel esnaflardan el sanatı ürünleri bulup satın alabilirsiniz. Bunlar arasında bulunanlar: el yapımı bebek, resim, sepet, porselen ve dokuma kilimlerdir.

 

Ne Yenir

Almirante Alexandrino caddesi: mahallenin ünlü restoranlarının bulunduğu yerdir. Buraya yolunuz düşerse “Minas Gerais” denilen ve lahana ve muz ile yapılmış, tavuk sosisli yemeği denemeniz önerilir.
Aprazivel restoran Rua Aprazivel adresindedir ve turistlerin yoğun tercih ettiği yerlerden birisidir. Burada Brezilya ve çağdaş mutfak ürünleri sunulmaktadır. Özellikle yemek yemek için ağaç evi tercih etmeniz önerilir.

Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa

 

GEZİLECEK YERLER

Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa Santa Teresa Manastır-Monestery

Santa Teresa Manastır-Monestery

Bu manastır, mahallenin tam merkezindedir. Manastır: 1750 yılında Jacinta ve Francisca Rodrigues kardeşler tarafından kurulmaya başlanmıştır. Manastırın bulunduğu yerde, daha önce 1629 yılında Antonio Gomez tarafından yapılmış bir şapel bulunduğu söyleniyor. Kardeşler yaptıkları manastırı Aziz Teresa’ya adamışlardır.

 

Largo dos Guimaraes

Burası birçok restoran, bar ve sanat stüdyosu ile Santa Teresa’nın en işlek alanıdır. Yakınlardaki “Largo das Neves” son tramvay durağıdır ve aynı zamanda burada popüler bir bar ve Senhoradas Neves kilisesi bulunmaktadır.
Evet, burası barlar, restoranlar ve el sanatları ve dekorasyon mağazaları ile doludur. Burada keyifli bir yürüyüş yapabilir ve bölgenin sanatçıları tarafından yapılan eşsiz parçaları satın alabilirsiniz. Birçok sanatçı ve müzisyenler ve mahalle ressamları burayı doldurmaktadırlar. Gece boyunca barlar ve restoranlar hareketlenir.

Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa Museu da Chacara Ceu

Museu da Chacara Ceu

18 bin metre karelik alanı kapsayan bu müze 1971 yılında açılmıştır. Müzenin isminin anlamı “gökyüzündeki ev ülke” demektir.

Müze: antika mobilyalar ve beğenilen bir sanat koleksiyonu bulunan 3 kattan oluşmaktadır. Matisse, Monet, Picasso, Dali, Seurat, Mori gibi Avrupalı ustaların resimleri ve Chacara Ceu isimli ünlü Brezilyalı sanatçının çizimleri ve gravürleri sergilenmektedir. Chacara Ceu: seyahat ve doğa bilimcisi olarak, 19. yüzyılın erken dönemlerinde 8.000 ciltten oluşan büyük bir kütüphane yaratmıştır.

Ayrıca: yine müzede Çin-Shung hanedanı dönemine ait heykeller görülür.
Müzenin bulunduğu konak, başlangıçta 1936 yılında Fransız asıllı sanayici ve tutkulu sanat koleksiyoncusu Raymundo Ottani de Castro Maya’nın evi olarak kullanılmıştır. Mevcut bina ise, 1954 yılında mimar Wladimir Alves de Souza tarafından tasarlanmıştır. Özellikle: antika bahçeleri, modernist yapısı ve mimari güzellikleriyle dikkat çeker.

Müze yamaçta bulunduğundan buradan: Guanabara körfezi ve Corvocado tepesinin muhteşem güzel manzarası izlenebilir. Müze binasının odalarındaki ahşap oryantal halılar ve mobilyalar: orijinal parçalardır ve Raymundo de Castro tarafından kullanılmışlardır.

Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa Parque Das Ruinas-Park Harabeleri
Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa Parque Das Ruinas-Park Harabeleri

 

Parque Das Ruinas-Park Harabeleri

Burası, başlangıçta Rio şehrinin sosyal tarihinde önemli rol oynamıştır. Yüksek bir tepede kurulmuş kültür merkezidir.
Yapı: Brezilyalı Laurinda Santos Lobo tarafından ikametgah olarak kullanılmıştır. Evin zemin katında bulunan küçük bir galeri: 1946 yılından ölümüne kadar uzun yıllar boyunca Riolu sanatçı ve aydınlar için bir buluşma noktası olmuştur.

Ancak Lobo’nun ölümünden sonra yapı yağmalanmış ve terk edilmiştir. Takip eden süreçte yapının mülkiyeti “Rio de Janeiro Kültür Sekreterliği” tarafından satın alınmış ve 1997 yılında ziyarete açılmıştır. Ancak: yapı yıkık durumdadır.
Küçük bir kafe ve açık hava konserleri düzenlenen teras bulunuyor.

Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa Escadaria Selaron-Merdivenler
Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa Escadaria Selaron-Merdivenler

 

Escadaria Selaron-Merdivenler

Burası mahallede bir merdiven kompleksidir. Ama her adım yani basamak: benzersiz güzellikteki seramik, fayans ve aynalarla 1983 yılında özel bir teknikle yapılmıştır. Proje: Brezilya’da yaşayan Şilili sanatçı Selaron tarafından yürütülmüştür.

Sanatçı gidon bıyık ve dostça tavırları ile Rio şehrinde tanınmış bir figür olmuştur. Sanatçı merdivenleri yaptıktan sonra 2005 yılında Rio şehrinin fahri vatandaşı olarak ilan edilmiştir.

215 adımlık bu merdivenler, Santa Teresa ile Lapa arasındaki fiziksel bağlantıyı sağlar ve Lapa kültürel mekanı arkasından başlar. Santa Teresa manastırının yanında yani ilçenin doğduğu yerde biter. Merdivenlerde sarı-kırmızı-yeşil renkler hakimdir.

Aldığım yeni bir habere göre, merdivenleri yapan Şilili sanatçı Jorge Selaron merdivenlerin üzerinde ölü bulunmuştur.

Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa Largo Relantionship Do

Largo Relantionship Do

Burası mahallenin tam merkezidir. Bu meydanda: restoranlar, barlar, el sanatları dükkanları doludur ve karnaval etkinlikleri merkezidir.

Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa Museu Bonde-Tramvay Müzesi

 

Museu Bonde-Tramvay Müzesi

Eşekler tarafından yokuş yukarı çekilen Santa Tresa tramvay’ının hikayesi burada anlatılmaktadır. Tramvay sevenler ve meraklıları bu müzeyi gezerek mahallenin sembolü hakkında bilgi sahibi olabilirler.

19. yüzyılda ilk 16 kişi kapasiteli tramvaylar eşekler tarafından çekilirmiş. 30 Ocak 1859 tarihinde Thomas Cochrane’ın girişimiyle Brezilya’da ilk tramvay kullanılmaya başlanmıştır. Ama düzenli tramvay hizmetleri, Mart 1859 tarihinde başlamıştır. 1878 yılında bir Amerikalı John Stepherson: ilk arabayı üretti.

Evet ülkede tramvay kullanımından kısaca söz ettikten sonra, Santa Terasa Mahallesindeki tramvay müzesinden söz etmek istiyorum. İlk tramvay müzesi, 1979 yılında “Rio Station” denilen yerde kurulmuş ve yaklaşık 20 yıl orada kalmıştır. Günümüzdeki müzede: tramvayların geçişini gösteren 300 den fazla nesne bulunmaktadır.

Müze aynı zamanda şehrin ulaşımında birincil araç olarak kullanılan tramvayların günlük yaşamından örnekler sunulmaktadır. Bu resimlerde: tramvayların orijinal saatleri ve çanları, korkuluk dikmeleri, tramvayların minyatür kopyaları, vatman üniformaları görülmektedir.

Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa Bar do Gomes
Brezilya Rio de Janeiro Santa Teresa Bar do Gomes

 

Bar do Gomes

Santa Terasa mahallesinde, özellikle yerlilerin buluşma yeridir. 1919 yılında kurulan bu mekan, İspanyol göçmeni bir bakkal tarafından kurulmuştur ve antik görünümlü zeytin kavanozları raflarda otantik bir görünüm sunmaktadır.

Ayrıca duvarlarda eski tarihli fotoğraflar dikkat çekmektedir ki bunlardan en eski olan 1923 tarihlidir. Yerliler burada özellikle cumartesi günleri “feijada” yemeyi çok severler. Bu yemek: etli ve salçalı bir tür kuru fasulyedir.

Brezilya Rio de Janeiro yakınları

Brezilya Rio de Janeiro gezilecek yerler