Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

 

Hemingway: “Kilimanjaro’nun karları” evet bu öyküyü büyük bir çoğunluk mutlaka okumuştur ki, bir nesil bu öykü ile birlikte “Kilimanjaro” dağı hakkında bilgi sahibi olur, hatta bu öykünün filmi de çekilmiş ve ilk kez Kilimanjaro dağını o filmde görmüştük.

Öykünün aktarıldığı filmde: dünyayı keşfetmek ve büyük romanlar yazmak tutkusuyla yola çıkan bir yazar: bu bölgede çıktığı bir safari turunda yaralanır ve ardından ölüm ile yaşam arasındaki kısa dönemde: hayatını, mutluluklarını, tercihlerini, başarılarını ve yaşadığı ikilemleri sorgulamaktadır.

Elbette: bu duygusal sahneler yanında, filmde, Afrika’nın ve Kilimanjaro dağının muhteşem görüntüleri de izleyenleri büyülemiştir.

Günümüzde ise, hani bir deyim var ya “dünya küçüldü” artık Kilimanjaro dağı pek de uzak değil, İstanbul’dan uçağa binip Tanzanya ülkesine gittiğinizde, devamında birkaç saatlik yolculuk ardından, Kilimanjaro dağını da görebileceğiniz, Milli Park alanına ulaşabiliyorsunuz.

Kilimanjaro milli parkı içinde: Kibo (5.895 metre) , Mawenzi (5149 metre) ve Shira (3962 metre) isimli, 3 volkanik ( günümüzde uykuda oldukları söyleniyor) koni bulunmaktadır.

Buradaki son büyük patlama: 150000-200000 yıl önce olmuştur. Ancak, Kibo kraterinden sık sık gaz çıkışı ve toprak kaymaları izlenir.

Bunların oluşturduğu “Kilimanjaro” dağ sislileri: Afrika kıtasının en yüksek dağını oluşturuyorlar. En yüksek nokta: 5895 metredir.

Dünyanın en büyük volkanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Dağın en yüksek noktası ile, en düşük noktası arasında, beş ana bitki örtüsü bölgesi bulunmaktadır.

2013 yılında, burası, Afrika’nın 7 doğal harikasından biri olarak kabul edilmiştir.

Evet, şimdi “Kilimanjaro” isminin anlamına gelelim. Kelime anlamı tam olarak bilinmiyor. Ancak: 1860 yılında bölgeye gelen Avrupalı kaşifler, bölgede konuşulan “Kiswahili” dilinin etkisinde kalarak, buraya “Kilimanjaro” isminin verildiği düşünülüyor.

İsmin kelime anlamının diğer benzetmeleri ise şöyledir: büyük dağ, kervan dağı, kilima dağ, karavan dağ.

Şimdi de, milli park hakkında gezi anılarına geliyorum. Aslında: Kilimanjaro dağına tırmanış ile ilgili bilgiler verilebilirdi ama burayı ziyaret edenlerin büyük bölümü, milli park içinde kalıyorlar, yani dağcılık için buraya gidenlerin zaten çok çok ayrıntılı bilgi edinmeleri gerekiyor.

Bizim konumuz ise, Kilimanjaro Milli Parkı, UNESCO tarafından 1987 yılında, Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmış milli parkı incelemek, bilgi sahibi olmak, gezmek ve görmek.

Kilimanjaro Milli Parkı:

Tanzanya ülkesi içinde, ekvatordan yalnızca 200 km. güneydedir. Park, 1973 yılında kurulmuştur. Başlangıçta: dağ ve aşağı doğru uzanan ağaç hattı ve orman koridorlarından oluşurken, 1987 yılında bir tampon bölge olarak, diğer orman rezervleri de milli park alanına eklenmiştir. Bugün park alanının büyüklüğü: 641 kilometrekaredir.

Savannah isimli ve karlı tepesini çevreleyen ovalar üzerinde, gayet görkemli bir görüntü sunuyor. Park alanı içindeki dağ orman ile çevrilidir ve bu alanda, çok sayıda ve çoğu tehlike altında memeli hayvanlar yaşamaktadırlar.

Milli Park yakınlarında: “Moshi” isimli şehir bulunuyor. Öte yandan: dağ, Kenya sınırına yalnızca birkaç kilometre uzakta, ülkenin başkenti Nairobi’nin 200 km. güneydoğusundadır.

Parkın içinde ise: Kilimanjaro dağ silsilesi ve ormanlar bulunuyor. Bu ormanlarda: fil, leopar, buffalo, nesli tükenmekte olan abbot (bir tür fare) bulunmaktadır. 4000 metrenin üzerindeki yükseklikte ise, bir dağ çölü bulunuyor. Bu çölde: birkaç yosun ve liken dışında canlı yaşamı yoktur.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

Bulunduğu konum-yer

Milli park: Ekvator çizgisinin 340 km. güneyinde, Tanzanya-Darülselam şehrinin 500 km. kuzeybatısında, Victoria gölünün merkezinin 550 km. güneydoğusundadır. Park: her yıl, yaklaşık 35 bin dağcı ve 15 bin ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

Ulaşım-Arusha-Moshi şehirleri

Milli park: Arusha şehrinden 128 km. uzaklıktadır. Kilimanjaro havaalanının bulunduğu bu şehirden, milli park alanına 1 saatte ulaşılır. THY: İstanbul-Kilimanjaro arasında direkt uçuşları bulunuyor.

Ben burada biraz “Arusha” şehrinden söz etmek istiyorum. Arusha şehrinde gezme şansınız olursa: şehrin cadde ve sokaklarında, yaklaşık 20 metre yükseklikteki ağaçlarda, aynı anda, üç renk çiçek açtığını ve bunların mis gibi kokularının tüm bölgeyi kapladığına şahit olabilirsiniz.

Evet, Arusha şehri: bölgedeki şehirler içinde en gelişmişi, diplomatik temsilciliklerin ve nispeten konforlu otellerin bulunduğu bir yer olarak dikkati çekiyor. Nüfusu: 1.4 milyon kişidir. Şehir halkı, turistlere alışıktır. Şehirde, bir de müze var. Müzede: yerel hayvan zenginliği sergileniyor.

Şehirde, yaklaşık 500 civarında seyahat acentası bulunuyor ve İngilizce yaygın olarak konuşuluyor. Ancak, bu seyahat acentelerinin bir kısmının dolandırıcı olduğunu unutmamak gerekir.

Kilimanjaro milli parkına: Moshi şehri üzerinden de ulaşmak mümkündür. Moshi şehri, karayolu hatlarıyla, Tanga şehrine ve oradan da eski başkent Darüsselam’a bağlanmaktadır.

Kilimanjaro milli parkına, Moshi şehrinden gitmek isterseniz, şehirden çıktıktan sonra: oldukça bozuk bir yoldan, kıvrıla kıvrıla ilerlediğinizde uzaktan Kilimanjaro dağını gördüğünüzde bu heybet ziyaretçiyi hemen büyülüyor.

Bu yol üzerinde: Moshi şehir merkezindeki derme-çatma yapıdan uzak, sanırım batılı zenginlere ait muhteşem güzel malikaneler ve oteller görülüyor. Moshi şehir merkezi ise, geceleri sokağa çıkılmaması gereken, pek de güvenli olmayan bir yer olarak dikkati çekiyor. Moshi şehri halkı, pek turistlere alışık denilemez.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

Gitmeniz önerilen zaman

Kilimanjaro milli parkına gitmek için en uygun zaman: Temmuz-Eylül ayları arasındaki dönemdir. Bu dönem, sıcaktır.

Aralık-Şubat ayları arasındaki dönemde giderseniz, bu dönem kuru ve nispeten soğuktur. Nisan-Mayıs, yağmur ayları olarak biliniyor.

Özellikle: Nisan ayında bölge aşırı yağışlı geçiyor. Ancak, küresel iklim şartları nedeniyle, günümüzde yağışların yine de azaldığı söyleniyor ve yağışlar genellikle geceleri oluyor.

Sabah saatlerinde, gökyüzündeki bulut tabakaları ve serpintiyle devam eden yağmurlar öğle saatlerinde birden bitiyor ve güneş açıyor, akşam saatlerine doğru ise, dağların zirveleri bütün heybetiyle ziyaretçilere görünüyor.

Evet, burada sıcaklık yıl boyu aynıdır. Tek dikkat etmeniz gereken durum yağmurlar. Burada kış mevsimi olarak kabul edilen Haziran/Temmuz aylarında bile, ısı geceleri 15 derecenin altına düşmüyor.

Gündüzleri ise, 25 derece civarında oluyor. Sıcaklık çok yükseldiğinde, nem etkili olsa ziyaretçileri bunaltsa bile, yine de hava koşulları pek de rahatsız edici boyutlara ulaşmıyor.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

Konaklama-Arusha-Moshi

Milli park alanı içinde: dağ kulübeleri ve kamplar bulunmaktadır.

Ayrıca: park dışında, Arusha denilen yerde birkaç otel bulunuyor. Arusha: aynı adla anılan bölgenin en büyük yerleşim yeri, şehridir.

Burası aynı zamanda, Kilimanjaro uluslar arası havaalanı şehri olarak da bilinir. Arusha şehrinin bir diğer özelliği: bölgedeki diğer merkezlere ulaşımın, buradan otobüsler ile yapılabiliyor olması, bu nedenle, bence konaklama için Arusha şehrini tercih etmelisiniz.

Moshi şehri:

Kilimanjaro dağının güneyinde bulunuyor ve Kenya ülkesine çok yakındır. Bu kasaba: 150 bin kişilik bir nüfusa sahiptir ve aynı zamanda Tanzanya ülkesinin kahve üretiminin merkezidir.

Burada dolaşırsanız: caddelere dizilmiş satıcı tezgahlarını, açıkta çalışan berberleri, terzileri görebilirsiniz. Ama aynı zamanda şehirdeki yoğun kahve kokusunu da mutlaka hissedeceksiniz. Hatta: şehirde kaldığınız sürede, zaman bulursanız, kahve pazarına da gitmenizi öneririm.

Özellikle uluslar arası alıcılar: Moshi kahvesine aşırı talep gösteriyorlar. Moshi şehrinden bir şeyler satın almak isterseniz: genellikle merkezdeki dükkanlar ve tezgahlarda, birçok hediyelik eşya bulmak mümkündür. Ancak, genellikle yöre kadınları tarafından yapılan el sanatı ürünleri pazaryeri ve sokak aralarında satılmaktadır.

Şehir merkezinden birkaç kilometre ileride ise, yemyeşil tarlalar görülüyor ki, bu tarlalarda: mısır, muz, kahve yetiştirildiğini öğreniyorum. Ayrıca: şeker kamışı tarlaları da görülüyor.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı
Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

 

Ne yapılır

Önce: Milli park alanına giriş ücretlerinden söz etmek istiyorum. Park alanına günlük giriş için 70 dolar ücret ödeniyor. 5 gün süreli zirve tırmanışı yapacaklar ise, 650 dolar ödüyorlar. Bu bedelin içinde: giriş, konaklama, kurtarma bedeli bulunuyor.

Seyahat acentaları tarafından düzenlenen: rehber, aşçı, hamal gibi hizmetlilerin bulunduğu daha profesyonel ve konforlu turların ücreti ise, şehirde iki gece konaklama dahil, 1300-1500 dolar arasında değişiyor.

Ulaşım bölümünde dediğim gibi: Moshi şehrinden sonra, yaklaşık 1 saatlik yolculuk ardından: “Machame köyü” denen yere ulaşılıyor ve buradan Kilimanjaro Milli Parkı Machame Kapısı’ndan milli park alanına giriliyor.

Bu kapı: dikliği nedeniyle, zirve çıkışı için zor başlayan ama vücudu yüksek irtifaya alıştırarak çıkışı sağlaması nedeniyle zirveye daha rahat çıkışı sağlayan bir yer olarak biliniyor. Machame, diğer rotalar gibi gayet düzenli bir patika sisteminin parçasıdır.

Dağın zirvesine biraz dolaştırarak götürür ancak 6000 metre sınırına çıkılacağı için yüksekliğe uyumu sağlar. Bu nedenle de, zaten yoğun olarak burası tercih edilir.

Özellikle Temmuz ayında, buradan günde 200 civarında dağcının zirveye çıkış yaptığı söyleniyor. Bu sayı: biraz sonra anlatacağım Marangu rotasında ise, günlük 60 kişi civarında imiş.

Dağcılar ise:

Kapılardan en popüler olanı ve “Kibo” zirvesine en kolay ulaşımı sağlayan “Marangu” kapısını tercih ediyorlar. Bu kapı: Moshi şehrine 42 km. uzaklıktadır ve bu kapıdan zirveye yapılan tırmanışa “Coca Cola Rotası” ismi verilmiştir. Kibo zirvesine, çıkış-iniş yaklaşık 5 gün sürüyor. Çıkışta, sırt çantanızdaki malzemeler listeleniyor ve inişte bunlar kontrol ediliyor, çıkış-iniş sırasında hiçbir çöp bırakılmamasına dikkat ediyorlar.

Ciddi sağlık problemi olmayan ve düzenli spor yapan herkes, zirveye çıkabiliyor. Daha önce de söylediğim gibi, bu zirve, yüksek olmasına rağmen rota, pek yorucu olmaması ile tanınıp biliniyor. Zirveye çıkan, her ikisi de Amerikalı olan en genç kişi 7 yaşında, en yaşlı kişi ise 86 yaşında imiş.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı
Milli park alanında:

Dorukların eteklerinde muhteşem bir ekosistem izlenmektedir. Daha düşük düzlüklerde ise kahve ve muz üretimi yapılan yerler görülür. Topraklar o kadar verimli ki, burada 30 çeşit muz üretildiği söyleniyor. Çeltik tarlalarında ise, pirinç hasadı yapılıyor.

Daha alt kesimler ise, gür ve sık yağmur ormanları ile kaplıdır. Yükseklere çıkıldığında ise: zorlu bir doğa örtüsü ve kayaçlar hakimdir. Ancak: yüksek kesimlerde, çevrenin muhteşem manzaralarını görebileceğinizi unutmayınız.

Evet: Milli park alanındaki, altı yürüyüş alanında, yürüyüş yapabilirsiniz. Doğaseverler için: 1800-2800 metre yüksekliklerdeki tropik Montane Ormanlarına günübirlik yürüyüş turları düzenleniyor. Bu turlarda: üç farklı iklim kuşağına ait bitkiler, çiçekler, orkideler, maymunlar görülebiliyor.

İlginç olan şu: birçok ülkede, orman örtüsü 1800-1900 metre civarına kadar ilerlerken, burada ormanlar, 2000 metre yükseklikte daha yeni başlıyor ve kendinizi muhteşem yeşil bir ortamda yürürken buluyorsunuz. Patikalar: yüksek ağaçların arasında uzanıp giden uçsuz bucaksız dehlizler halinde yol alıyor.

Kilimanjaro dağının zirvesi “Uhuru Peak” yani Özgürlük Zirvesidir.

Bu arada; çevreci bir uyarıda bulunmakta yarar var, söylenenlere göre: Kilimanjaro dağının karlı-buzlu zirvesindeki buz tabakasının hızla eridiği ve bu hızla erimeye devam ettiği takdirde, 20 yıl sonra Kilimanjaro dağının zirvesindeki kar-buz tabakasının tamamen eriyeceği söyleniyor.

Ekvator’a bu kadar yakın olup ta, zirvesi binlerce yıldır kar-buzla kaplı bu dağ, son yıllarda hızla eriyormuş.

Evet devam edelim, park alanı içindeki etkinliklerden bir diğeri de: göller ve ırmaklarda, alabalık avcılığı yapabilirsiniz.

Özellikle, dağın güneydoğu yamaçlarında bulunan “Chala” göletini mutlaka ziyaret etmelisiniz.

 

Arusha Milli Parkı

Tanzanya ülkesinin kuzeydeki beş milli parkından biri olan “Arusha Milli Parkı”: Afrika kıtasının en yüksek beşinci dağı olan “Moshi” dağının çevresinde, Arusha şehir merkezine 60 km. uzaklıktadır.

Park alanına giriş: günlük 45 dolardır. Silahlı koruma ve rehber için: 15 dolar ücret alınır. 4 saatlik yürüyüş turu yapmak isterseniz, bu sefer 20 dolar daha ödemeniz gerekir.

Park alanı: yılda 60-70 bin kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

Park alanında görebilecekleriniz: zebra, su aygırı, filler, zürafalar, maymunlar ve buffalolardır. Ancak: park alanı çevresinde tarım yapılan köyler: hayvanların geçişlerine izin vermiyorlar ve hayvanlar: park alanı içinde yani kapalı bir alan içinde yaşamak zorunda kalıyorlar.

Park alanındaki yaban hayatını izleme yürüyüşleri: silahlı korumalar eşliğindeki ziyaretçi konvoyları ile: yürüyüş, tırmanış, göllerde kano gezisi, cip safarileri ve köy gezileri şeklinde komplike düzenleniyor.

Kilimanjaro dağının en güzel fotoğraflarının buradan çekildiği söyleniyor.

Zanzibar

Genel

Serengeti Milli Parkı

Mısır Tarihi

mısır.tarih.5
Mısır Tarihi

Verimli Nil Vadisi: binlerce yıldan bu yana, insan yaşamını barındırıyor. Avcılıktan, tarıma geçen yerleşik “Taş Çağı” insanları: Mezopotamya kökenli arpa ve buğday yetiştiriyorlardı. Kopya edilen Mezopotamya yazısı: ilk Mısır yazı diline dönüştürülür. En baştan bu yana, Mısırlılar, etkinliklerini papirüslere kaydederler. Bu sayede: Antik Mısır İmparatorluğunun görkemli tarihine dair çok önemli olaylar, bir araya getirilebiliyor.

Antik Mısır’ın, tarihsel yıllıkları, kapsamlı yapım projeleri ve izleri binlerce yıl boyunca takip edilebilen önemli kişiliklerle doludur. Bazı Mısır sülalelerinin kesin kronolojisi hakkında: arkeologlar arasında devam eden tartışmalara karşın; Mısır tarihinin, her biri kendine özgü isimlerle kesin dönemlere ayrılabileceği konusunda, ortak bir fikir birliği var.

Sülaleler öncesi ve İlk Sülaleler döneminden sonra, aralarında geçiş dönemleri olmak üzere: Eski, Orta ve Yeni Krallık dönemleri geliyor. Bunları da, Mısır’ın MS.1’nci yüzyılda Roma İmparatorluğunun hakimiyetine girmesine kadar süren Geç Krallık, Makedon ve Prolemaios dönemleri izliyor.

SÜLELE ÖNCESİ VE İLK SÜLALELER : (MÖ.5000-2780)

Mısır Tarihi: Uzun yıllar boyunca, Mısır, tek bir krallık değildi. Güneyde, Yukarı Mısır, kuzeyde ise Aşağı Mısır olmak üzere, iki krallık vardı. MÖ.3170 yılında, Yukarı Mısır Kralı Narmer: Aşağı Mısır’ı ele geçirir. Ama: krallıklar tam olarak, ancak MÖ.3100 yılında, Kral Menes egemenliğinde birleşirler.

Kral Menes; tacı, her iki krallığında simgelerini taşıyan ilk kraldır. Menes: Aşağı Mısır’da, bugünkü Kahire yakınlarında bulunan “Memphis” i başkent yapar ve böylece İlk Sülale kurulur. Yaratıcı Tanrı Ptah kültürünü oluşturanın da, Kral Menes olduğu düşünülmektedir.

mısır.tarih.6

ESKİ VE ORTA KRALLIKLAR

Mısır Tarihi: Eski Krallık: MÖ.2780 yılı civarında kurulur. Varlığı: 500 yıldan uzun sürer. Bilim ve mimari alanlarında, ilk önemli gelişmeler, bu evrenin habercisi olur. Bu dönemde: hiyeroglif gelişir ve ilk büyük yapım projeleri yürütülür.

Yöneticiler: giderek güçlenmeye ve yaşarken olduğu gibi, ölümlerinden sonra da kudretlerini sürdürmek için, çeşitli yollar aramaya başlarlar. IV. Sülaleden Kral Coser; öldükten sonra, ölümlü bedeniyle sonraki yaşamı için, kendisiyle birlikte gömülecek servetinin korunması için, ilk büyük anıt mezarı yaptırır. (Sakkara’daki basamaklı piramit)

Diğer yöneticiler: bu fikri, daha da geliştirerek, aynı yolu izlerler. MÖ.2526 yılında, Gize’de: Keops (Kufu) için “Büyük Piramit” inşa edilir. Bundan kısa süre sonra: MÖ.2575 ve 2550 yılları arasında: Gize’de, Kral Kefren’in (Harfe) anısına “Sfenks” dikilir.

İlk mumyalamalar

Bu dönemde başlar. Keops’un oğlu Recedef, Güneş Tanrısı Ra’yı, bir başka deyişle, Re’yi Mısır dinine sokar. Böylece: Mısır dininde, köklü bir değişim yaratır. Ra’ya tapmak, takip eden 3000 yıl boyunca, Mısır kültürünün en önemli özelliklerinden biri haline gelir.

MÖ.2140 ve 2040 yılları arasında: Aşağı Mısır’daki “Heliopolis” ile Yukarı Mısır’daki “Teb (günümüzde Luksor) ”
arasındaki rekabet nedeniyle: krallık, tekrar ikiye bölünür. Bu dönem: ilk ara dönem olarak adlandırılır. Teb’in artan öneminin göstergesi olarak: Karnak Tapınağının yapımına, MÖ.2134 civarında başlanır.

Mısır Tarihi: Orta Krallık (MÖ.2040-1801) dönemi: 11’nci sülaleye mensup Teb yöneticilerinin hakimiyetlerini genişletme istekleri sonucunda ortaya çıkar. Böylece: Mısır; II. Mentuhotep liderliğinde yeniden birleşir. Ardılları: Teb’de, bir güç merkezi inşa ederek, Mısır sanatında ve arkeolojisinde büyük bir etki yaratan kültürel canlanma başlatırlar. Bu: Antik Mısır’ın en huzurlu ve güçlü dönemlerinden biriydi.

İnançlar söz konusu olduğunda

Teb tanrısı Amon, Ra ile birleşerek “Amon Ra “ haline gelir. MS.1800 civarında: “Osiris” ilahlaştırılır.

Teb; 12’nci sülalenin ilk kralı, MÖ. 1980-1951 yılları arasında hüküm süren I. Amenemher’in Memphis yakınlarında, başkent kurmasına kadar hakimiyeti elinde tutar. Ama firavun, Teb tanrısı Amon’a saygı göstermeyi sürdürür ve böylece Amon kültürünün, bütün krallıkta kabul görmesi sağlanır.

Mısır’ın zenginliğinde, rakiplerinin gözü vardır. MÖ.1600 yılı civarında, Hyksoslar Libya’dan Aşağı Mısır’a girip, güneye doğru akın ederler. Krallığı yeniden ikiye bölerler. Böylece: İkinci Ara dönem başlamış olur.

YENİ KRALLIK (MÖ.1540-1100)

Mısır Tarihi: Hakimiyeti, 100 yıldan kısa süren Hyksoslar: 18’nci Sülaleyi kuran ve tek bir çatı altında, bütün Mısır’ı başkent Teb’den yöneten; I. Ahmose tarafından, Aşağı Mısır’dan sürüldüler. 18’nci sülale firavunları: pek çok önemli reformlara önayak olurlar. Orduyu yeniden düzenlerler ve feodal liderlerin gücünü azaltarak, iktidarı aile üyelerinin elinde toplarlar.

Mısır: Yeni Krallık Döneminde: sanatsal ve kültürel açıdan, en parlak günlerini yaşar. Pek çok ünlü firavun, bu dönemde hüküm sürer. I. Tutmosis (MÖ.1504-1492)’in; Karnak Tapınağına göre, nehrin karşı kıyısında bulunan dar bir vadiye gömülmesinden sonra; firavunlar için, yeni defin alanı olarak “Krallar Vadisi” seçilir.

Mısır Tarihi: MÖ.1400’ler boyunca, Karnak’daki ve Luksor’daki tapınaklar ve mezarlar, giderek çoğalır. Nil’in batısındaki büyük yapılan inşa edilir. Ancak: MÖ.1356-1339 yılları arasında, yeni bir firavun, IV. Amenofis, karısı Nefertiti ile birlikte, Teb’i terk etmeye ve kuzeyde yeni bir başkent kurmaya karar verir. Ahenaton (günümüzdeki Tel el-Amarna).

Tek gerçek tanrı Aton’a dayalı, tek tanrılı bir kült gelişir ve adını “Ahenaton” (Aton’u memnun eden) olarak değiştirir.

Bu ani ve köklü değişiklik karmaşaya yol açar. Sonucunda ise, Mısır, uluslar arası nüfusunu kısmen kaybeder. Bu durum: Aheneton’un ardılı olan, oğlu Tutankhamon’un, Teb’deki “Amon Ra” nın ve diğer tanrıların rahiplerini yeniden kazanmasına kadar sürer.

Tutankhamon, ardında varis bırakmadan, esrarengiz bir biçimde ölür. Savaşçı ardılı I. Ramses, 19’ncu Sülaleyi başlatır. Onun ardılı, I. Seti (MÖ.1291-1279) Ahenaton döneminde kaybedilen toprakların büyük bölümünü geri alır.

II. Ramses’in uzun süren hakimiyeti (MÖ.1279-1212), Yeni Krallık döneminin sonu için, muhteşem bir final olur. Firavun; 60 yıl boyunca Luksor’da ve Karnak’ta, muhteşem yapı projelerine girişir. “Abu Simbel Tapınağı” nı yaptırır.

Gününüzde

Mısır Tarihi: Kitab-ı Mukaddes’de adı geçen ve Yahudiler’e İsrail’i kurmaları için ülkesinden ayrılma izni veren Mısır firavununun, II. Ramses olduğu düşünülmektedir.

III. Ramses; Mediner Habu’da, büyük bir cenaze kompleksi inşa ederek, II. Ramses’i izlemeye çalışır. Ama; iktidar kraliyetin elinden “Amon-Ra” nın hizmetkarı olarak bilinen rahiplerin eline geçmeye başlamıştır. Ülke; MÖ. 1070 yılında, yabancıların istilasına yüzünden, bir kez daha bölünür. MÖ.715 yılında, Mısır’ı yönetmeye başlayan Asurlular; büyüyen Roma İmparatorluğu ile diplomatik ve ticari ilişkiler geliştirilir.

PTOLEMAİOS DÖNEMİ

Mısır Tarihi: Büyük İskender; MÖ.332 yılında, Mısır’ı işgal eder. Yunan kökenli Makedon generali Naukratis’li Kleomenes’i yönetici olarak atar.

İskender’in MÖ.323 yılında ölümü üzerine, Kleomenes, I. Prolemaios adını alarak, ülkenin kontrolünü ele geçirir. Akdeniz kıyısındaki, yeni İskenderiye şehri, I. Ptolemaios’un karargahı olmanın yanı sıra, bölgenin de kültürel başkenti olur.

Böylece: Teb, nüfusunu kaybeder. Buna karşın, takip eden Prolemaioslar, Yukarı Mısır’ın Dendera, Philai ve İdfu gibi kentlerinde, önemli tapınaklar inşa ettiler. Mısır tanrılarını, kendi tanrıları imiş gibi kabul ettiler. Basit bir şekilde, Yunan kültürüne dönüştürmek yerine, Mısır kültürünün gelişmesini desteklediler.

Ptolemaios dönemi: Kraliçe Cleopatra ile sona erer. Cleopatra, yaşamı boyunca (MÖ.69-30): başta bir çocuk sahibi olduğu İulius Caesar olmak üzere, Roma hükümdarları ile ilişkisini kullanarak, ülkesini Roma ile birleştirmeye çalışır.

Caesar’ın öldürülmesi ve Marcus Antonius’un; Actium Savaşında bozguna uğraması üzerine, talihi dönen Cleopatra; MÖ.30 yılında, İskenderiye’de intihar eder. Mısır: önce Roma’dan, daha sonra Konstantinopolis (İstanbul)’den yönetilen Roma İmparatorluğuna bağlı, bir eyalet haline gelir.

ARAP İMPARATORLUĞU

Güçlü, Müslüman Arap hakimiyetinin ilk dalgası: Mısır’a, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra gelir. Kuran’ın öğretileri: o zamana kadar, birbirinden bağımsız olarak varlıklarını sürdüren ve barış içinde yaşayan Arap kabilelerini; Allah adına dünyaya yayılmak üzere harekete geçirir.

Mısır; özellikle, 9’ncu yüzyılın ortasında, batıdan gelen güçlü Fatımiler tarafından istila edildikten sonra, en nüfuslu Arap ülkelerinden biri haline gelir. Başkent olarak; Batılıların daha çok Kahire olarak bildikleri “El-Kahire” (muzaffer) seçilir.

Kahire: takip eden, 200 yıl içinde, İslam dünyasında önemli bir kültür ve öğrenim merkezi haline gelir. El Ezher Üniversitesi ve camisi, bu dönemde kurulur. Fatımiler; 1169 yılında, Selahattin Eyyübi’nin ordusuna yenilirler. Eyyübi: Filistin ve Suriye’de elde ettiği zaferlerle kendi hanedanını ilan eder ve Kahire’yi savunmak amacı ile kale inşa ettirir.

Zayıf iktidarı nedeniyle, idare, Türk kölelere muhafız atadığı Memlükler’ in eline geçer. 1251 yılından, 1517 yılına kadar süren süren Memlük hakimiyeti boyunca: saraylar ve camiler inşa edilir ve hareketli “Hanü-l Halili” pazarı sayesinde, Mısır’ın ticari etkinliği artar.

mısır.tarihi.osmanlı.1

OSMANLI YÖNETİMİ

Memlükler,1517 yılında, Osmanlılar tarafından devrilirler. Ama, bunun günlük hayata etkisi, çok az olur. Osmanlılar, idareyi, Memlükler’in de yardımıyla, ülkeyi yönetecek yerel bir yöneticiye bırakırlar. Bunu sonucunda: Mısır, gerilemeye başlar. Özellikle: 18’nci yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğunun gücünü kaybetmeye başlamasından etkilenir.

Osmanlı gücünün zayıflamasıyla; Mısır, daha büyük bir oyunun piyonu haline gelir. Artan İngiliz gücünün önünü kesmek isteyen genç Napolyon Bonaparte; 1798 yılında Mısır’a gelir. Kısa süren, etkili bir savaşla, ülkeyi ele geçirir. Napolyon; idari bir yapı oluşturmaya girişir.

Bilginleri ve sanatçıları, ülkenin antik hazinelerini keşfedip kaydetmekle görevlendirir. Bunun üzerine, Fransa’da ve Batı Avrupa’da; Mısır bilimine büyük bir ilgi duyulmaya başlanır.

Napolyon

Mısır’da, kısa süre kalır. İngiliz donanması, onun peşindedir ve aynı yıl içinde, Abukir savaşında, Fransız donanmasını bozguna uğratırlar. Napolyon; zaferini ilan etmek üzere ülkesine döner ama ordusunu arkasında bırakmak zorunda kalır.

Bu sırada; Osmanlı kuvvetleri, Fransa’ya karşı İstanbul’dan yola çıkmışlardır. Ordunun başında: Fransızların geri çekilmesi halinde, Mısır’a Paşa olarak atandırılması teklif edilen ve zeki bir entelektüel olan Mehmet Ali vardır. Osmanlı Sultanı; bu teklifi kabul eder.

Kahire’ye yerleşen Mehmet Ali Paşa; 1811 yılında büyük bir ziyafet düzenler ve etkili bütün Memlükleri davet ederek, hepsini öldürtür. Liderlerinin öldürülmesiyle birlikte, Mısır üzerindeki Memlük etkisi de bir anda sona ermiş olur.

Avrupalıların askeri stratejilerinden etkilenen Mehmet Ali Paşa, orduyu modernize eder.

Tarım ve ticarette, yenilikler yapar ve ticari bir ürün olarak pamuğu piyasaya sürer. Kahire’de inşa edilen yeni yapılar, şehrin sınırlarını genişletir.

Mısır’ın yeni yöneticisi, padişaha, ikinci kez savaş açar ve Osmanlı ordusunu, neredeyse yenerek, servetini ve gücünü artırır. İstanbul tebaasının gücünü kabul etmek zorunda kalır ve Mısır’a özerklik tanınmasının yanı sıra, Mısır Paşalığına, babadan oğula geçme statüsünü verdirir. Bundan sonra, unvanı (Farsça’da “kral”, valiliğe denk): Hidivliğe yükseltilir.

Ancak: Mehmet Ali Paşa’nın ardından gelenler, atalarının yeteneğine sahip değildiler. Sorumsuzluk yüzünden güç kaybedilir. 1869 yılında, açıldığında bir mühendislik harikası olarak kabul edilen Süveyş Kanalının yapım projesini “Hidiv İsmail” başlatır.

Ama; bu kapsamlı girişim, vicdansız bankacılar tarafından finanse ediliyordu. Hidiv, borçları ödeme konusunda sıkıntıya düşünce, projenin yürütülmesi Avrupalı danışmanların denetimine bırakılır. Bir süre sonra: Mısır siyaseti ve ticareti şüphe götürmez bir biçimde, İngilizlerin eline geçer.

20’NCİ YÜZYIL

Mısır; I. Dünya Savaşında, İngilizler için stratejik önemini korur. Bunda: İngilizlerin düşmanı Osmanlılara yakın olmasının da payı vardır. Süveyş Kanalı, aynı zamanda, İngiliz dominyonlarının Hindistan, Uzakdoğu ve Avustralya ile Yeni Zellanda’ya gitmesini kolaylaştırıyordu.

Savaşın ardından, Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması üzerine, Mısır, bağımsızlığını ilan eder. Ama, buna karşın, idare hala Londra’nın elindeydi. 1920’lerde milliyetçi parti çoğunluğu kazanır ve takip eden yıllar içinde, ağırlığını arttırır.

II. Dünya Savaşı: Mısır’ın stratejik önemini yeniden öne çıkarır ve Kuzey Afrika, önemli bir savaş cephesi olur. İtilaf kuvvetleri, Kahire’ye çok yaklaşmışken, Müttefik askerleri, onları 1942 yılında, El-Alameyn’de durdururlar. Mısır, savaşın sonuna kadar, İngiliz egemenliğinde kalır.

Savaş sonrası; siyasetler yeni sorunlar doğurur. Müslüman Filistin topraklarında Yahudi devleti İsrail’in kurulması, Arap dünyasını altüst eder. Mısır; 1948 yılında, kendisini, yeni komşusuna karşı kanlı bir savaşın içinde bulur.

1936 yılında:

tahta çıkan Kral Faruk, zevk peşinde koşan biri olarak görülür. Süveyş Kanalının kontrolünü İngilizlerden alarak ülkesinin ulusal onurunu geri kazanmaya yeltenince, yurtdışında diplomatik yenilgiye uğrar ve ülke içindeki huzursuzluk muhalefete dönüşür.

Temmuz 1952 yılında, Albay Cemal Nasır önderliğinde, yüksek rütbeli bir gurup asker, Faruk’u tahttan indirir ve Süveyş Kanalını ulusallaştırır. Nasır, 17 yıl boyunca ülkeyi yönetir. SSCB’nin de yardımlarıyla, büyük bir modernizasyon programı başlatır. Önemli yapı projelerinden biri, hidroelektrik üreten ve Nil Deltasını sel taşkınlarından koruyan, Yüksek Assuan Barajı’dır.

Nasır’ın yerine, 1970 yılında Enver Sedat geçer.

Salefi kadar karizmatik ve ılımlı olmayan Sedat döneminde, İsrail ile kısa süren savaşlar yaşanır. Bu durum, ülkenin gücünü azaltır ve Sina bölgesinin İsrail’e bırakılmasına yol açar. Sina 1973 yılında geri alınır.

Ama, Sedat, Mısır’ın uzun bir karmaşa dönemine dayanmasından çekinir ve bunun üzerine, Mısır, 1979 yılında, İsrail’i ilk tanıyan Arap ülkesi olur. Ancak, ülke içindeki muhalefet, Sedat’a karşı harekete geçer ve Sedat, 1981 yılında, bir suikastde öldürülür.

mısır.bayrak.1

GÜNÜMÜZDE

Hüsnü Mübarek, uluslar arası müzakerelerde, Mısır’a sağlam bir zemin kazandırmaya çalışır. Mübarek’in faydacı yaklaşımı, kendisine pek çok hayran yanı sıra, aşırı görüşlü Mısırlılar arasında düşmanlar da kazandırmıştır. 1990’larda rejime, hatta ekonomisinin temel dayanağı olan turizme karşı saldırılar düzenlenir. 1997’de Luksor’da 58 turist ve 3 polis memuru öldürülür.

Kışkırtıcılar, hapse atılır, güvenlik tedbirleri arttırılır. Ekim 2004’te, Sina yarımadasındaki Taba’da; terörist bombalamalar olur. Temmuz 2005’de, Şarmuş Şeyh’te; 100 kişi öldürülür. Bütün bunların ardından; turizm sektörü toparlanmaya çalışılmaktadır. Ama Mısırlılar, her zaman olduğu gibi, turistleri sıcak ilgiyle karşılamaya devam ediyorlar.

Mısır ülkesi hakkında genel hususlara ait bir gezi yazısı için.

 

Tanzanya Dar-es Salaam

Tanzanya Dar-es Salaam

 

Tanzanya ülkesinin en büyük şehridir. Uzun yıllar: Arap hükümdarları, kendi ülkelerini bırakıp, Tanzanya’ya hükümdarlık yaptılar. Bugün, Tanzanya ve Dar-es Salaam şehri denilince ilk akla gelenler: tozlu giysiler, tavuklar, keçiler, safari cipleri, iyi giyimli ve takım elbiseli ofis çalışanları, sabahları yol kenarlarına oturmuş ellerindeki kahveyi yudumlayanlar, yerel giysiler giymiş sokak satıcıları, okyanustan esen tatlı rüzgarlar, mükemmel kumsallar.

İşte: Dar-el Salaam şehri denilince ilk akla gelen bunlar. Öte yandan: şehir, daima Tanzanya ve Afrika’nın yakın çevresinin doğa güzelliklerini ve yaban hayatını izlemeye gelenler, Zanzibar’ı gezmeye gelenler tarafından pas geçilmektedir ki, ben şahsen buralara yolunuz düşerse, birkaç gün, Dar-es Salaam şehrine ayırmanızı öneriyorum.

Şehrin isminin kelime anlamı “barış yurdu” anlamına gelmektedir. Eski ismi ise “Mzizima” dır. Burada beyazlara beyaz adam anlamında “Mzungu” diyorlar.

Müslüman ve Türk olduğunuzu rahatlıkla ifade edebilirsiniz, bizlere karşı yaklaşımları olumlu.

Şehirde, yaklaşık 3 milyon insan yaşamaktadır ve bu yüzden sakin değildir. Bu nüfus yoğunluğu içinde: Müslümanlar, Hıristiyanlar, Araplar, Afrikalılar, Hintliler ve Asya kökenliler bulunmaktadırlar. Bu nüfusun yarısı Müslümandır.

Öte yandan, Tanzanya ülkesinin ekonomik kalbidir ve çok katlı iş merkezleri şehirde birçok yerde görülür. Her ne kadar ülkenin siyasi başkenti olma özelliğini Dodoma şehrine kaptırmış olsa da: Tanzanya hükümet üyeleri bile, zamanlarının büyük çoğunluğunu burada geçiriyorlar.

Tanzanya Dar-es Salaam

TARİHİ SÜREÇ

19’ncu yüzyılda, Mzizima ( bu kelimenin Swahili dilindeki anlamı “sağlıklı şehir” dir) : Hint Okyanusu ticaret yolları üzerinde, bir balıkçı köyü olarak görülmektedir.

1865 yılında: Sultan Mecid bin Zanzibar Dedi: buranın çok yakınlarına yeni bir şehir inşa etmeye başlar ve günümüzdeki Der-es Salaam şehrinin ilk temelleri böyle atılır.

1870 yılına gelindiğinde: Sultan’ın ölümünün ardından, şehir düşüşe geçer ve 1887 yılında, Alman Doğu Afrika Şirketinin buraya kurulması ile yeniden hızlı bir kalkınma sürecine girer. 1900’lü yılların başında ise, merkezi tren hattının yapılması ile, gelişim hızlanır.

Takip eden İngiliz döneminde de, şehir, idari ve ticari bir merkez olarak kullanılır. Dünya Savaşından sonra ise, gelişim iyice hızlanır.

Tanzanya Dar-es Salaam

İKLİM

Şehirde ve yakın çevresinde: tropikal iklim koşulları egemendir. Ekvator’a ve Hint Okyanusuna yakın olması, bunların da yörenin iklimi üzerinde yoğun etkilerinin hissedilmesine neden olur. Bölgede iki mevsim görülür ki bunlar: tropikal ıslak ve kuru mevsimlerdir.

Ekim ve Kasım ayları yağışlıdır. En sıcak ay: Aralık-Ocak-Şubat-Mart-Nisan aylarıdır ve bu aylarda sıcaklık ortalaması 30 derecenin üstündedir. Buraya gitmek isterseniz en iyi tarih “Haziran” ayı yani kuru mevsimdir.

Tanzanya Dar-es Salaam

HAVAALANI

Şehirde “Julius Nyerere Uluslar arası Havaalanı” (JNIA) bulunmaktadır. Alanın ismi, ülkenin başkanlarından birine aittir. Oldukça küçük ve düzensizdir. Vize alınmayan ülkeye giriş için, uçakta verilen formları doldurmanız gerekiyor. Formu doldurup, pasaport ile birlikte görevliye teslim ediyor ve daha sonra ülkeye giriyorsunuz.

Alan, şehir merkezine 12 km. uzaklıkta ve bu uzaklık yaklaşık 30-40 dakika sürüyor. 2 terminallidir. Yıllık 2 milyon yolcuya hizmet verilmektedir. Yakında III numaralı terminalin açılacağı ve yolcu kapasitesinin yıllık 3.5 milyon olacağı söyleniyor.
Evet, İstanbul’dan uçağa bindiğinizde 7 saat sonra buraya, havaalanına iniyorsunuz.

Tanzanya Dar-es Salaam

PARA

Şehirde, Tanzanya Şilini kullanılıyor ama Amerikan doları da her yerde geçerlidir.

 

NE YENİR

Tanzanya’nın en büyük ihraç ürünü olan, bir tür meyve “ cashew” denemelisiniz. Bunun hem suyu içiliyor, hem de reçel ve marmelat yapılarak satılıyor. Dünyaya ihraç ediyorlar, mutlaka denemenizi öneririm.

Burada ayrıca muzlu çorba denemenizi öneririm. Bu çorba: muz, havuç ve patates ile yapılıyor.
Evet: şehirde dünya yemek kültürlerine ait her türlü restoranı bulabilirsiniz.

Özellikle: lüks Hint yemekleri servis edilen “Dar Addis” veya “Nawabi Khana” tercih edilebilir. Tay/Japon yemek kültürünü denemek isterseniz, bu kez “Oriental” iyi bir seçim olacaktır.

 

ALIŞVERİŞ

Şehirdeki her türlü alışverişinizde, mutlaka pazarlık etmenizi ve bir şeyi satın almadan önce birkaç yere bakmanızı öneririm. Şehir ziyaretinizde, buraya özgü bir şeyler almak isterseniz, abanoz ağacının oyulmasıyla yapılan bir tür el sanatı olan “Makonde” alabilirsiniz.

Bunun dışında, kumaş ve tişört satın alabilirsiniz. Bunları alabileceğiniz alışveriş caddesi “Samora Avenue” dir. Ayrıca: yine el sanatı ürünleri satan, Nyumba ve Sanaa bölgesindeki dükkanları (Mwalimu Nyerere Kültür Merkezi olabilir) gezebilirsiniz.

Bazı orijinal “Tingatinga” tabloları bulmak isterseniz: Haile Selessie yolu üzerinde bulunan Tingatinga Merkezine gitmelisiniz. Eğer ahşap oymalar isterseniz: Mwenge Carver pazarı nı tercih etmelisiniz.

Mwenge Carvers Market

Burası: Köy müzesi karşısında, Sam Nujoma caddesindedir. Her gün saat: 08.00-18.00 arasında açıktır.
Burada: tezgahlar üzerinde satış yapan satıcılarda: oymacılık ürünleri bulup satın alabilirsiniz. Burası, büyükçe bir alışveriş merkezidir. El işleri, resimler, çanak-çömlek, Afrika yerel kıyafetleri bulup satın alabilirsiniz. Fiyatlar da uygun.

Msasani Slipway Weekend Craft Market

Burası, yalnızca Cumartesi ve Pazar günleri açıktır. Buranın fiyatları daha yüksek olmasına rağmen, şehirdeki diğer alışveriş mekanlarına göre daha kaliteli mallar satılır ve atmosfer daha iyidir. Burada: el sanatları ve bazı resimler bulup satın alabilirsiniz.

Mnazi Mmoja

Burası: Bibi Titi Mohammed caddesi üzerindedir. Burada, birçok Tanzanyalı kadın tarafından giyilen “Kangas” isimli tekstil ürünlerinin satıldığı bir yerdir.

Kariakoo

Msimbazi&Mkunguni caddesi üzerinde bulunan bu Pazar yeri: Tanzanya’nın en büyük açık pazarıdır. Buradaki saat kulesi de ilgi çekmektedir. Burada yankesicilere dikkat etmenizi öneririm.

KONAKLAMA

Şehir merkezinde birçok otel bulunuyor. Ama, sakin bir yerde kalmak isterseniz: hemen şehir merkezinin güneyindeki Ras Kutanı kıyısında veya Amani Beach bölgesinde bir otel seçebilirsiniz. Ayrıca, şehir merkezinin hemen kuzeyinde, Retreat sahilinde de çok güzel butik oteller var.

ETKİNLİKLER

Şehre, eğer Mayıs ayında gidiyorsanız, burada düzenlenen “keçi yarışları” nı mutlaka izleyin, ilginç bu yarışlarda elde edilen gelirler, sosyal kurumlara veriliyormuş ki, keçilerin bu kadar hırslı ve hızlı koştuğunu bilmiyordum.

Bunun yanında: Haziran ayında, el sanatı ürünlerinin satıldığı “Tanz Hands” fuarına uğramalısınız. Ekim ayında burada olursanız bu kere “Avrupa Film Festivali” ilginizi çekebilir. Aralık ayında “Art in Tanzanya” denilen ve Afrika sanatı ürünlerinin sergilendiği bir sergi gezilebilir.

Bunun dışında: burada, yeni yıl ve dini bayram günleri dışında, 12 OCAK tarihi, “Devrim Günü” olarak kutlanıyor ve bu günde alışveriş merkezleri kapatılıyor. Her yıl, 8 AĞUSTOS tarihinde Çiftçiler günü, 1 MAYIS tarihinde Nyere günü, 9 ARALIK tarihinde ise, Bağımsızlık günü kutlanıyor. Bu tarihlerde resmi tatil uygulandığını bilmelisiniz.

Tanzanya Dar-es Salaam

Tanzanya Dar-es Salaam

Tanzanya Dar-es Salaam

Tanzanya Dar-es Salaam

 

GEZİLECEK YERLER

Tanzanya Dar-es Salaam

TANZANYA ULUSAL MÜZESİ

Müze: 1934 yılında kurulmuş ve 1940 yılında ziyarete açılmıştır. Giriş ücretlidir, giriş ücreti yetişkin için 5 dolar, öğrenci için 2 dolardır. Her gün saat: 09.30-18.00 arasında açıktır.
Burada: Tanzanya tarihine ait kalıntılar ve objeler sergilenmektedir.

Bunların en önemlisi: Olduvai bölgesinde Loui Leakey tarafından bulunan; “Paranthropus boisei” olarak isimlendirilen, binlerce yıl öncesinden günümüze kalan insan kafatası kemikleridir.

Ayrıca: yine bu müzede: otomobil meraklıları için, önce İngiliz sömürge hükümeti tarafından kullanılan ve daha sonra yerel kral King George V tarafından kullanılan “rolls royce” marka otomobil sergilenmektedir. Ayrıca: Doğu Afrika Alman topluluğu tarafından kullanılan “Mercedes” marka otomobil görülüyor. Burada: ilgi çeken bir diğer obje: ahşap bisiklettir ve hiç metal kullanılmadan yapılmıştır.

Müzenin bir bölümü ise: Tanzanya’nın en büyük arkeoloji sitelerinden biri olan “Kilwa” yöresinden çıkarılan eserlere ayrılmıştır. Yine: müzede Çin seramikleri sergilenmektedir. Tanzanya kültürüne ait koleksiyonlar ise, müzenin Etnoğrafya bölümünde sergilenmektedir.
Evet, sonuç olarak bu müze elbette ülkemizdeki müzelere benzemiyor, küçük, yarım saatte müzeyi gezebiliyorsunuz.

 

BOTANİK BAHÇELERİ

Ulusal müzenin hemen yanındadır. Burada: tropik bitki ve ağaç örnekleri bulunmaktadır.

 

ST JOSEPH KATEDRALİ

Sivri külah şeklinde kulesi bulunan katedral: günümüz de de ibadete açıktır ve bir Pazar sabahı buraya uğranıldığında, içeriden şarkı sesleri duyulacaktır. Burası: Alman misyonerlerin, Lutheran kilisesi ile birlikte inşa edilmiş ve Katolik kilisesidir.

Ana sunak arkasındaki vitray pencerelerin güzelliği dikkat çekmektedir. Ana sunak üzerindeki oyma kabartmalar ve orijinal Alman yazıtlar da sanatsal içerik taşımaktadırlar.

Tanzanya Dar-es Salaam

Tanzanya Dar-es Salaam

 

BALIK PAZARI

Burası: şehrin en hareketli Pazar yerlerinden birisidir ama burayı ziyaret edecekseniz, sabah saatlerinde gitmeniz gerekir. Öte yandan, kötü kokuya, pis ve düşmanca bakışlara ve pisliğe razı iseniz buraya girmelisiniz.

Balık pazarı girişindeki tezgahlarda: Tanzanya ülkesine ait geleneksel oymalar var. Bu oymalara “Makonde” oymaları diyor ve aynı zamanda bir kabile ismi olarak kullanılıyor.

Bu geleneksel oymalar: özellikle koyu renkli ve sert olarak, abanoz ağacından oyularak yapılıyorlar. Yine balık pazarının bu bölümünde: kurutulmuş çeşitli deniz kabukluları hediyelik eşya gibi satılıyor.

Pazarın iç bölümlerine doğru yürürseniz, bu kez balık kokuları egemen olmaya başlıyor. Hatta: pazarın bazı yerlerinde balıkları pişirip hemen servis ediyorlar.

KİKİTU MEYVE PAZARI

Burada: tropik meyvelerden birçok çeşidini bulup satın alabilirsiniz. Burada: karşılaşacağınız meyveler: Hindistan cevizi, ananas, papaya, muz çeşitleri, avokado, mango, karpuz.

Tanzanya Dar-es Salaam

Tanzanya Dar-es Salaam

THE VİLLAGE MUSEUM-KÖY MÜZESİ

Bu müze: 1996 yılında kurulmuştur.

Müze: şehir merkezi dışındadır ve burada geleneksel ve 16 farklı etnik gurubun kullandığı kulübeler bulunmakta ki bunların içi onların yaşadığı şekilde döşenmiştir. Bu görüntüler, ziyaretçiler için ilginç ve ilkel geliyor. Ama rehberin söylediğine göre: günümüzdeki ülke yöneticileri de, hangi düzeyde olursa olsun, kendi köylerine gittiklerinde aynı ortamlarda yaşıyorlarmış.

Ayrıca: yine her gün, ziyaretçiler için geleneksel müzikler ve dans gösterileri sunulmaktadır. Elbette, bahşiş vermeyi unutmayın.

Tanzanya Dar-es Salaam

Tanzanya Dar-es Salaam

Tanzanya Dar-es Salaam

BAGAMOYO

Şehir merkezinin 75 km kuzeyinde, Zanzibar adasına yakın ve Hint Okyanusu kıyısındaki burası: 18’nci yüzyılda kurulmuştur. Doğu Afrika kıyılarındaki en önemli ticari limanlardan birisidir. Kurulduğu dönemlerde, Afrika’nın doğu kıyısında, Alman sömürgesi ve Hıristiyan misyonerler, Hintli ve Arap tüccarlar için bir merkez görevi görmüştür.

Evet: 18’nci yüzyılın sonlarında, burada, Müslüman aileler yerleşiktir. Burası, ticaret için önemli bir liman haline gelince: fildişi ve köle ticareti, tamamen buradan yapılmaya başlandı. Özellikle: Afrika içlerinde ticaret yapan tüccarların, taşıyıcı yani hamal olarak köleleri kullanmaları, zaman zaman şehirde, binlerce kölenin bulunmasına neden oluyordu.

Köle ticareti, Doğu Afrika’da, 1873 yılında yasaklanmasına rağmen, 19’ncu yüzyılın sonuna kadar gizlice devam ettirilmiştir.

1868 yılına gelindiğinde, burada, misyonerlerin etkisiyle Katoliklik yayılmaya başlanmıştır. Doğu Afrika’daki ilk Katolikler buraya yerleşmişlerdir. Şehrin bir bölümünde tahsis edilen arazide: bir kilise, okul ve bazı atölye çalışmaları yapılan yerler kurulmuştur.

Zamanla: Bagamoyo: fildişi ticaretinin yanında hindistancevizi ticaretinin de merkezi durumuna gelmiştir. Aynı zamanda, ünlü Avrupalı kaşifler, buradan Afrika içlerine girmişlerdir. Hatta: Nil nehrinin kaynağını bulmak için, birçok kaşif buraya gelmiştir.

1905 yılına gelindiğinde, Almanlar Dar-es Salaam bölgesine bir demiryolu inşa etmeye başlayınca, buranın önemi azalmaya başlamıştır.

Günümüzde, buradaki nüfus 30 bin civarındadır. Şehrin otantik yapısı: dünya mirası listesine aday gösterilmesine neden olmuştur.

 

KARİMJEE HALL

Burası: Dodoma şehrine taşınmadan önce Tanzanya Parlamentosu tarafından kullanılan bir yerdir ve günümüzde halka kapalıdır. Burası: meclis komitesi ve siyasi işlevler için kullanılır.

Tanzanya Dar-es Salaam

ASKARİ MONUMANENT-ANIT

I. Dünya savaşında ölen Afrikalılara adanmış, bronz bir heykeldir. Öyle pek ilgi çekecek bir şey değil, ama yine de gidip görülüyor.

Tanzanya Dar-es Salaam

KUNDUCHİ HARABELERİ-KAOLE KALINTILARI

Şehir merkezine, araba ile 1 saatlik uzaklıktadır. Burası küçük bir kasabadır. Bagamoyo şehrinin çok yakınında ve Hint okyanusu kıyısındadır. 13-16’ncı yüzyıllar arasında, burada, Müslüman Şirazi’ler yerleşmiştir. Bu nedenle: 15’nci yüzyıldan kalma iki cami kalıntısı ve 30 mezar bulunmaktadır.

Camilerden birisi, Doğu Afrika’nın bilinen en eski camisidir. Mezarlar ise: özel olarak inşa edilmiştir. Sütunları ve mercan işlemeleri ilgi çekmektedir. Bu mezarlarda: yerel sultanların torunları gömülüdür. Buraya gitmeye niyetlenirseniz, sakın yalnız gitmeyin, gasp olayları oluyor, yanınıza mutlaka yerel rehber alın.

Evet: burada bulunan bazı kalıntıların sergilenmesi ve muhafazası için, bölgede küçük bir müze bulunmaktadır. Müzede sergilenen kalıntılar-buluntular arasında: özellikle Çin malları ve özellikle Uzak doğu ile ticari ilişkileri yansıtan bazı belgeler ve objeler bulunmaktadır.

 

COCO BEACH

Oyster Bay bölgesindedir. Özellikle hafta sonlarında çok yoğundur. Buranın adının coco olmasının nedeni sahil boyunca burada çok sayıda “coconat” ağacının bulunmasına bağlıyorlar. Buradaki kumsalda: tahta tezgahlar üzerinde satılan yerel yiyecekleri (kasava kızartması) tadabilirsiniz.

Ayrıca, yine burada yaygın olarak Tanzanya’nın en büyük ihraç ürünü olan ve bir tür meyve olan “Cashew” satılıyor. Şehir çevresinde: çok sayıda cashew fabrikası var. Buralarda: bu meyvenin gerek suyunu içiyorlar ve gerekse reçel ve marmelatını yapıyorlar.

MSASANİ

Burası, şehrin plajlarının bulunduğu yöredir.

KİGAMBONİ

Şehir merkezinin plaj bölgesi olan burası, gerek şehirliler ve gerekse turistler tarafından yoğun olarak ziyaret edilir.

Tanzanya Dar-es Salaam

BONGOYO ADASI

Burası: tekne ile gidilen bir yerdir ve burada: yüzme, güneşlenme ve dalış etkinlikleri yapılır.