Güney Afrika’nın en çok ziyaret edilen yeri: V&A Waterfront’dur. Çünkü: alışveriş yapmak istiyorsanız, yerel bir gece eğlencesine katılmak istiyorsanız, en iyi restoranlarda yerel lezzetleri tatmak istiyorsanız ve müzeleri ziyaret etmek ve şehrin limanını araştırmak istiyorsanız: bunların hepsini burada bulabilirsiniz.
Burada 400 den fazla mağaza ve 45 farklı restoran ve bir sanat ve el sanatları merkezi de bunmaktadır. Bu mağazalar akşam saat 21.00 e kadar açık kalırlar.
Prens Alfred (İngiltere kraliçesi Victoria’nın ikinci oğlu) : dalgakıranın ilk taşlarını 1860 yılında yerleştirmiştir. İki liman havzasının inşaatı: 1860-1920 yılları arasında gerçekleşti. Bu dönemde, alan üzerine yapılan binalar dikkat çekicidir.
Victoria sanayi mimarisi ve yelken ve buharlı gemilerin ilk günleri için yapılmış liman büyüklüğünü korur, ancak 1970’li yıllarda konteynerleştirme, kargo taşımacılığı başlıca üzerine yapılaşma sağlandı.
Öte yandan: Süveyş kanalının açılmasıyla ve Güney Afrika üzerinde ırkçılık nedeniyle ekonomik tecrit başlayınca: liman tesislerinin kullanımında azalma oldu. Geçen 140 yıl boyunca: liman ve çevreleyen binaların yeniden geliştirilmesiyle çok sayıda değişiklik yaşandı.
ALFRED AND VİCTORİA WATERFRONT
Burası: Cape Town şehrinin en popüler ve canlı alanlarındandır ve şehir merkezine yürüme mesafesindedir.
Şehrin ilk Victoria dönemi limanı: günümüzde kargo gemileri ve dev tankerlerin “Duncan Dok” bölgesine yanaşmalarıyla son 20 yıldır terkedilmiş durumdadır. Ancak: bölge 1990 yılından sonra yeniden gelişmeye başlamıştır.
Kaderine terk edilen limandan, günümüzde: Robben Island adasına giden feribotlara binebilirsiniz. Ayrıca: liman çevresinde ve kıyı boyunda tekne turlarına katılabilirsiniz.
Tarihi depolar ve Dok binaları: restore edilerek şehirdeki en iyi restoranlardan bazıları ve yine en iyi dükkanlardan bir kısmı buraya taşınmıştır. Yine burada: çeşitli müzeler, sergiler, sokak eğlenceleri, bir akvaryum, el yapımı ürünlerin satıldığı bir açık hava pazarı, bir sinema kompleksi ve küçük bir birahane bulunmaktadır. Bunlar: Waterfront denilen yerin bir alışveriş cenneti olmasını sağlamıştır.
Saat Kulesi
Bu Victoria dönemi gotik saat kulesi, her zaman eski rıhtım için bir simge olmuş ve Waterfront bölgesindeki son kentsel tasarımın önemli bir odak noktasıdır. Saat kulesinin bulunduğu yapı, 1882 yılında liman kaptanının ofisi olarak tasarlanmıştır. İkinci katta: limanın tüm faaliyetleri görülebilir.
Alt katta: gel-git seviyelerini kontrol etmek için kullanılan bir gel-git gösterge mekanizması vardır. Saat kulesinin restorasyonu 1997 tarihinde tamamlanmıştır.
Birlik Kale Yapısı
Tırkaz, kare bina: 1919 yılında Sir Herbert Baker tarafından tasarlanmıştır. 19.yüzyılın sonlarında İngiltere ve Güney Afrika arasında aylık posta gemilerinin ulaşımını sağlamıştır. İngiltere’ye son posta gemisi 1977 yılında gitti.
Zaman Topu Kulesi
Yüzbaşı Robert Wauchope tarafından icat edilen zaman topu: liman kullanılırken kronometrelerin hata ve oranını gemi kaptanlarına bildirmek için kullanılan bir sinyal cihazıdır. 1894 yılında inşa edilmiştir. Liman Mühendisinin eski ikametgahı yani Dock House yanındadır. Burası yeni teknolojiyle Kasım 1997 tarihinde restore edilmiştir. Bu zaman topu 40 yıl kullanımda kalmıştır.
Ejderha Ağacı
Bu ejderha ağacı (Dracaeno Draco) Kanarya Adaları kökenlidir ve buraya ekilmiştir. 100 yaşından fazla yaşlı olduğu biliniyor. Cape Town yöresinde kendi türünün en büyüğüdür. Bu ağacın özsuyunun “dizanteri ve ishal” tedavisinde ilaç olarak kullanıldığı söyleniyor. Ne yazık ki, bu ağaç 2001 yılındaki fırtınada zarar gördü, ağacın yaprakları tüm ağaç yeniden kendisini toparlasın diye kesilmiştir.
Robben Island Biniş Binası
Burası, Robben Adasına gönderilen mahkumların teknelere biniş yapısıdır.
Robben Island Fuar ve Bilgi Merkezi: Saat kulesi binasının yanında bulunan ve Robben adasının geçmişini ve ırkçılığı ortadan kaldırmak için yapılan siyasi mücadeleyi anlatan eşsiz bir müzedir. Robben adası günlük feribot turları: bu merkezin yanındaki iskeleden yapılır.
Robben adası rehberli turlarında: cezaevi, kireçtaşı ocağı, garnizon kilisesi, deniz feneri, cüzamlı kilisesi, deniz kuşları görülebilir. Biletler biniş binasından satın alınır.
Dalgakıran Cezaevi
Orjinal dalgakıran cezaevi, mendirek üzerinde 1860 yılında inşa edilmiştir. 1890 yılında burası otel yapılmıştır.
Victoria Wharf Shopping Centre
Burada: restoranlar, kafeler ve fast-food dükkanları ile mükemmel seçimler yapabileceğiniz ulusal perakendeciler ve butikler bulunur. “Red Shed” bitişiğindeki sanat atölyesinde: etnik hazineler, el yapımı biblolar ve köpek balığı dişleri ve değerli taşlar bulabilirsiniz. “Alfred Mall” tarihi Pierhead içindedir ve burada mücevher ve Afrika yerel lezzetleri bulabilirsiniz.
Victoria&Alfred Hotel
Bu otel: Waterfront canlı bölgesinde bulunur ve Masa dağı ile birlikte dünyanın eşsiz manzarasına sahiptir.
Waterfront Craft Market
Burası Güney Afrika’nın en büyük el işi pazarıdır. Burada, yerel sanatçılar tarafından yerel el sanatları ve özgün sanat eserlerinin en iyileri sunuluyor. Bu nedenle, ziyaretçiler burayı her ziyaret ettiklerinde büyüleyici yeni sanat eserlerini bulabiliyorlar.
Günümüzde: Waterfront aktif bir limandır. Liman çevresinde: yatlar, yolcu gemileri ve balıkçı tekneleri görülür.
Penny Ferry
Limandan Robben Adası çevresindeki kıyılara ve Clifton bölgesine kadar kiralama hizmeti veren 13 tekne turu bulunmaktadır. Penny Ferry: yüzyılı aşkın bir süredir yayılan gelenek doğrultusunda, ilk olarak 1880 yılında düzenlenen tekne turlarını sürdürüyor ve bu tura katılırsanız dalgaların keyfini çıkarırken, Old Clock Tower yanındaki doklarda güneşlenen kürklü fokları görebilirsiniz.
South African National Maritime Museum
Dock Road üzerinde bulunan bu müzede: Cape Town şehrinin denizcilik tarihi ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Müzede birkaç mükemmel maket de bulunmaktadır. Bunlar: Ssomerset gemisinin maketi ve 1886 yılında, Cape Town limanının görüntüsünün maketidir.
Victoria Museum Ship
Pierhead bölgesindeki bu gemi: denizcilik hayatının başka yönlerini ziyaretçilerine sunmaktadır. 18. yüzyıl yapımı savaş gemisinin kopyasında: gerek Cape Town ve gerekse dünyanın çeşitli yerlerindeki gemi kazalarından kurtarılan eşyalar sergilenmektedir.
Yaya Köprüsü
Yayaların yürüdüğü bu köprü, sallanması ile bilinir.
Two Oceans Aquarium-İki Okyanus Akvaryumu
Portswood meydanındadır. Giriş ücretlidir. Yetişkinler 106R, 4 yaş altı çocuklar ücretsiz, 4-13 yaş arası çocuklar 52R, 14-17 yaş arası çocuklar 83R, Emekliler 83R.dir. Her gün 09.30-18.00 arasında açıktır.
5 katlı burada: camla çevrili özel bir orman; Cape yarımadası, Hint ve Atlantik okyanuslarında yaşayan: köpekbalıkları, kaplumbağalar ve başkaca bir çok türlü yırtıcı hayvanı barındıran, geniş ve büyüleyici bir akvaryum bulunmaktadır ve Güney Afrika’nın en büyük akvaryumudur. Burada: 3000’den fazla deniz canlısı bulunduğu söyleniyor.
Akvaryumda: özelikle fok ve penguen havuzları ilgi çekmektedir. “Fangs” (Dişler) bölümünde ise: deniz yılanları ve yılan balıkları görülmektedir. Dokunma havuzları: ziyaretçilere cana yakın olan deniz canlılarını yakından inceleme fırsatı sunar. Ayrıca: köpekbalıkları, penguenler ve kaplumbağaları: beslenirken izleyebilirsiniz.
Dalmaya merakınız varsa: görevli dalgıçlar nezaretinde; “Yırtıcı Sergisi” denilen bölümde “Raggie” köpekbalıkları arasında yüzerler veya “Varek” ormanlarına dalabilirsiniz.
Akvaryum bölümleri
Kontrast Oceans-Atlantik Okyanusu Galerisi
Burada: soğuk Atlantik Okyanusu su altı yaşamı görülür. Saydam denizanası ile yüz yüze gelebilirsiniz. Dev örümcek yengeçler de ilgi çekiyor.
Kontrast Oceans-Hint Okyanusu Galerisi
Sıcak Hint Okyanusu deniz yaşamı burada sergileniyor. Akvaryumlarda: mercan resiflerinde bulunan parlak renkli balık zenginliği görülüyor.
I&J.Predator Sergisi
Burada köpekbalıkları ve vatozlar görülüyor. Hatta: eğer yeterli cesaretiniz varsa, bu akvaryumda uzmanlar eşliğinde bir dalış yapabilirsiniz. Pazar öğleden sonra balıkların beslenme zamanıdır, burayı ziyaret için Pazar öğleden sonrayı düşünün.
Sappi River Menderes
Bu heyecan verici sergi: yüksek dağlardan akarak okyanusa karışan Western Cape nehrinin su altı hayatı görülmektedir. Burada, penguen kolonisi yakından görülebilir.
Kelp Ormanı Sergisi
Burada büyüleyici sualtı ormanı, güneş ışığında parıldayan gümüş balıkları sürülerini görebilirsiniz.
Afrisam Çocuk Merkezi
Burada: 4-10 yaş arası çocuklar için eğlenceli aktiviteler sunuluyor. Bunlar: kukla gösterileri, yüz boyama ve denetimli sanat ve el faaliyetleridir.
Sonuç olarak
Waterfront denilen yerde, mutlaka bir akşam geçirmelisiniz. Çünkü özellikle akşamları: burada cıvıl cıvıl barlar, kulüpler ve restoranlar bulunmaktadır. Her ay: yaklaşık 1 milyonu aşkın kişi, burayı gece-gündüz doldururlar. “Agfa Amphithetar” denilen yerde ise: her gün caz ve rock konserleri düzenlenmektedir. Ayrıca yine burada sık sık “Cape Town Senfoni Orkestrası” ücretsiz konserler vermektedirler. IMAX Sinemasının, 5 kat yüksekliğindeki devasa ekranında ise, her gün doğa belgeselleri gösterilir. Burada görüntülerin boyutları emsalsizdir ve uzun süre hatırlanır.
ROBEN ISLAND
Robben Adası turlarına katılmak isterseniz biletler V&A.Waterfront’dan satın alınabilir. Bilet ücretleri yetişkinler için 150R ve çocuklar için 75R dir. Tur: feribot yolculuğu ve adadaki etkinlikleri içerir.
Adada: adanın çevresinde 1 saatlik otobüs turu ve daha sonra cezaevi bölümündeki 1.5 saatlik tur yapılır. Feribot yolculuğu 30 dakika sürer. Bu yolculuk sırasında Cape Town şehir ve Masa dağının muhteşem manzarası izlenir. Feribotun üst açık güvertesini tercih etmelisiniz. Rüzgarlar çok güçlü ise, feribot seferleri iptal edilir. Feribot ile adaya vardığınızda, eski bir mahkum sizi bilgilendirir ve adanın tarihi ve ekolojisini yaklaşık 1 saat boyunca gezersiniz.
Özellikle kireçtaşı ocağı ilgi çekmektedir. Ocağın güneş ışıkları ve tozlu ortamı: Nelson Mandela ve diğer birçok eski mahkumun, yaşam boyu görme ve solunum problemleri yaşamalarına sebep olmuştur.
Evet, gelelim ada hakkında ayrıntılı bilgiler vermeye
Bu ada: Cape Town şehrinin kuzey bölümünde, kıyıdan 10 km açıkta bulunmaktadır. Hollandalı yerleşimciler Cape açıklarındaki sularda yaşayan foklar kelimesinden esinlenerek adaya “robbe” ismini vermişlerdir. Ada: 1999 tarihinde UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Ada: özellikle “Nelson Mandela” ve “Walter Sisulu” gibi ünlü ırk ayrımcılığı karşıtlarının uzun süre tutuklu tutulmasıyla hatırlanmaktadır.
Bu nedenle, ülke tarihinin ayrılmaz bir parçası olan ada: günümüzde ulusal bir müze olarak kullanılmaktadır. Ada aynı zamanda: yabani hayatı koruma bölgesi olarak seçilmiştir.
Mandela: 19 yıl geçirdiği ( bu sürenin 18 yılı hücrede geçmiştir) burayı “Güney Afrika’nın ceza sisteminin en acımasız demir yumruklu karakolu” olarak nitelendirmiştir.
Kendisinin yıllarını geçirdiği küçük hücresi: günümüzde adayı ziyaret eden on binlerce turist tarafından gezilmektedir. Burayı gördüğünüzde: gerçekten kendisinin olağanüstü bir insan olduğuna inanmamak mümkün değildir. Serbest bırakıldıktan sonra: Millenium kutlamaları sırasında, bu hücreye geri dönüp, gelecek için umut simgeleyen bir mum yaktığı söylenmektedir.
1964 yılında: Nelson Mandela: bu adaya getirildiğinde, ada geçmişindeki 300 yıllık vahşiliğiyle anılmaktaydı. İlk siyasi mahkumlar adaya 1960 yılında getirilmişlerdir. Bunların hepsi siyah olduğu için, bunlar adaya getirilmeye başlayınca adanın siyahi bekçileri işten çıkarılmıştır.
Adada: ilk hapishane 1660’lı yıllarda kurulmuştur.
İlk politik mahkum: Hollandalılar tarafından buraya sürülen, yerli Koikoi lideri “Autshumato” olmuştur. Takip eden süreçte ise, bunu: Müslümanların kutsal saydıkları kişiler de dahil, bir dizi politik tutuklu izlemiştir.
Hapishanenin yakınındaki cami: Cape şehrinde İslamiyet’in kurucusu olan bu insanlar için bir türbe olarak kullanılmıştır. Takip eden süreçte ise: Güney Afrika tarihinde hangi rejim iktidarda ise, kendisine muhalif olanları, suçluları, delileri ve cüzamlıları buraya gönderiyorlardı.
Katiller ve tecavüzcüler kıyafet dikmeme gönderilirken, siyasi mahkumlar kayaları kırmaya gönderiliyorlardı. Mahkumlara: taş işçiliği, elektrik işçiliği ve kendilerine yararlı olacak işler öğretilirken, siyasi tutuklular el emeği görevlerinde görevlendirildiler.
Bu siyasi mahkumların hepsi: siyah renkli veya Hint kökenli idiler. Beyaz siyasi tutuklu bulunmuyordu. Siyasi tutuklular: çocuklarını göremiyorlardı, çünkü 16 yaşından küçüklerin adaya ziyareti yasaktı.
1800’lü yılların ortalarından itibaren: ada bir hastane olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak, burada hastalar korkunç koşullarda yaşamışlar ve kronik hastalar, suçlular ve politik tutuklularla birlikte yaşamışlardır. 1844-1900 yılları arasında adanın bir cüzamlı kolonisi olduğu görülür. Cüzamlı mezarlığında 1500 kişinin gömülü olduğu bilinmektedir.
Adanın bu vahşi cezalandırma sistemi yanında, bitki örtüsü ve yaban hayvan bolluğu da dikkat çeker. Burada: özellikle Cape gözlüklü penguenleri ve soyu tükenme tehlikesi altındaki Afrika deniz saksağanları ve 74 kuş türü sayılmıştır.
Penguenler: 1983 yılında adada yeniden yaşamaya başlamışlar ve yaklaşık 60.000 sağlıklı nüfus edinmişlerdir. Bunlar adada tavşan sürüleriyle birlikte yaşamaktadırlar. İlk baharda: burada rengareng çiçekler açarken, çevredeki sular deniz canlılarıyla dolar.
Adada: müdürler ve ailelerinin kullanımı için yapılmış ve artık bir mezhebe bağlı olmayan küçük bir Anglikan kilisesi de görülür. Adada yaşayan insanların çocukları için bir ilköğretim okulu da bulunuyor. Müze çalışanları arasında, eski bir kısım siyasi tutuklular bulunmaktadır.
2004 yılında Hindistan’dan gelen bir genç: Cape Town ile Robben Island arasındaki 12 km lik mesafeyi yüzmek istedi ama başarılı olamadı. Çünkü: Atlantik okyanusu çok soğuktur ve donma tehlikesi bulunur. Ayrıca: okyanusta köpek balıkları vardır. Özgürlüğe yüzmek için ilk mahkum 1640 yılında hamle yapan, Hollandalı Jan Rykman olmuştur.
Adadaki Tesislerin Ayrıntıları
Robben Adası Cezaevi Müzesi-Nelson Mandela Geçidi
Burası: Waterfront bölgesinden, Robben Adası feribotunun ayrılış noktasıdır. Resmen 1 Aralık 2001 tarihinde Nelson Mandela tarafından açılmıştır.
Zaman zaman kötü hava koşulları ve dalgalı deniz nedeniyle turlar iptal edilmektedir. Normal zamanlarda ise feribot geçişleri 30 dakika sürer. Yolculuk oldukça inişli çıkışlı geçecektir. Güverte alanı: güzel manzara sunmaktadır. Yoksa kilimalı kabin de yolculuk yapabilirsiniz.
Robben Adası Cezaevi Müzesi Girişi
Burası: adanın MAlmesbury taş ocağındaki taşlar kullanılarak, siyasi mahkumlar tarafından inşa edilmiştir. Robben Island amblemi: soldaki Güney Afrika Cezaevi Hizmeti, sağdaki ise bir zambaktır.
B-Blok
Eğer yönetim bloğuna doğru yürürseniz, sol tarafta, siyasi tutuklular B bölümü için: duş, yemek odası ve dinlenme alanını görebilirsiniz. Nelson Mandela burada kalmıştır. Bölüm yolundaki halatlar: II. Dünya savaşından kalmadır.
Yönetim Binası
Cezaevi idare binası: mahkumların mektuplarının sansür edildiği çeşitli indiksiyon adalarının bulunduğu ve bir hastane kliniğinin olduğu yerdir.
Tur Rehberi
Robben adası turunun en iyi yönlerinden biri: cezaevi kılavuzlarının eski mahkumlar olmasıdır. Rehber tarafından gösterilen bu resim: 1991 yılında serbest bırakılan bir takım siyasi mahkumun gurup fotoğrafıdır.
F-Bölümü
Burada adi suçlular kalıyordu. Bunlar bir büyük odada, 50 veya 60 kişi bir arada ortak hücreyi paylaşıyorlardı. Bunun dışında Nelson Mandela gibi yüksek düzeyli siyasi mahkumlar B-Bölümde tutuluyorlardı.
Mahkum Kimlik Kartı
Mahkumlar cezaevine geldiklerinde kimlik kartları tutuluyordu. Resimde görülen kimlik kartında, mahkum Billy Nair’in sabotajdan 20 yıl hapse mahkum edildiği yazılıdır.
Mahkumlar: dört farklı seviyeye ayrılarak sınıflandırılırlardı. (A,B,C,D)
Kategori A mahkumları: en ayrıcalıklı olarak radyo ve gazetelere ulaşırlar ve cezaevi dükkanından kendi gıdalarını (örneğin kahve, fıstık ezmesi, margarin ve reçel gibi) satın alırlardı.
Kategori D mahkumlarının radyo, gazete ve dükkana erişimlerine izin verilmiyordu. Onlar yalnızca yılda iki kez, altı ayda bir: 500 kelimeyi geçmeyecek şekilde yazışmaya ve bir yarım saatlik ziyarete tabi tutuluyorlardı. Buna ilave olarak D kategorisi mahkumları: kireç ocağında ağır işçi olarak çalıştırılıyorlardı.
Irk ve din mahkumları standart cezaevi kıyafeti, sandalet, kısa pantolon ve ceket giyerlerdi. Siyah veya Hintli mahkumlar, ancak ayakkabı, çorap, uzun pantolon ve mayo giyerlerdi.
Tutuklu Yatağı
Mahkumların üzerinde uyumaları için, bu yataklar verilirdi.
Sonuç
Robben Island: günümüzde artık resmi turları düzenleyen “Sanat-Kültür-Bilim ve Teknoloji Bakanlığı” tarafından idare edilmektedir. Ayrıca: 1999 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Bunlar tarafından “Robben Island” gezisi olarak düzenlenen turlar: yalnızca ada çevresinde tekne gezisi şeklindedir ve adaya yolcu indirme izinleri yoktur.
Bu yüzden: burayı ziyaret etmek isterseniz, iyi bir tercih yapmanız gerekir. Waterfront denilen yerden her gün 2 saatte bir feribot buraya hareket etmektedir. Tekne yolculuğu dahil, tur yaklaşık 3-4 saat sürmektedir.
Adayı ziyaret etmek unutulmaz bir deneyim olacaktır. Ada ziyaretçileri: birçok mahkumun zor koşullara dayandığı koğuşları, kireç ocağını ve Pan-African Kongresi Lideri Robert Sobukwe’nin hücre hapsinde kaldığı evi, cüzamlılar mezarlığı ve kiliseyi görebiliyorlar.
Tur rehberleri (bunların birçoğu eski mahkumlardan oluşmaktadırlar): hapishane içindeki yaşama ait çarpıcı bir ışık tutarlar. Eski gardiyanlar ile eski mahkumlar, günümüzde artık birlikte çalışmaktadırlar.
Güney Afrika Cape Town Masa Dağı Ulusal Parkı