Kalelerinin çokluğu ile önem kazanın bir yöremizdir.
ULAŞIM
Pek hareketli bir yol üzerinde olmamasına rağmen, yine de buraya ulaşım sorunlu değil. Andırın-Kahramanmaraş arasındaki uzaklık: 81 km. Andırın-Adana arası uzaklık: 138 km. Andırın-Osmaniye arasındaki uzaklık: 69 km. Andırın-Kadirli arasındaki uzaklık: 38 km. Andırın-Ankara arasındaki uzaklık: 550 km.
TARİH
Andırın yöresinde, büyük Bizans yerleşim eserleri, yani kaleler görünmektedir.
Andırın belediyesi, 1925 yılında kurulmuştur.
Andırın isminin ortaya çıkışı: Yavuz Sultan Selim, 1514 yılındaki Çaldıran savaşını kazandıktan sonra, savaşa katılmayı kabul etmeyen Dulkadir Beyi Alaüddev üzerine yürür ve onun peşinden bu yöreye kadar gelir.
Yöreye geldiğinde: yörenin gençleri kendisini karşılar ve bunun üzerine, bu gençlerin “Mektep-i Enderuna” alınmalarını söyler. Bu gençler, Saray Üniversitesine öğrenci olarak alınırlar ve memleketlerine geri gelişlerinde, bunlara “Enderunlu” denilir. Bu kelime, zamanla değişime uğrayarak, günümüze “Andırın” olarak gelir.
GENEL
İlçe rakımı: 220-2250 metre arasında değişmektedir. Akdeniz ikliminin etkisiyle, yöreye çok yağış düşüyor. Bu yüzden, birçok meyve-sebzenin yetiştirilmesi için uygun ortam oluşuyor. En çok: kayısı, elma ve kiraz yetiştiriliyor.
Andırın ilçesinde yaşayanların esas geçim kaynağı: tarım faaliyetlerine dayanıyor. Zaten, ilçe halkının yüzde 85’lik bölümü, köylerde oturuyor ve bunların çoğunluğu tarım ile uğraşıyor. Ancak, tarım yanında, ilçedeki orman varlığını da unutmamak gerek. Çünkü orman ürünleri çevre illere naklediliyor.
Bölgede, turizm yönünden özel bir durum var. Bizans döneminden k alma çok sayıda kalenin bulunması, bölgenin, ülkemizin en sık kale bulunan alanlarından biri olduğunu söylemeyi mümkün kılıyor. Bizanslılardan kalan bu çok sayıda kale, daha sonra, Selçuklular tarafından onarılmıştır.
NE YENİR
Andırın yöresine yolunuz düşerse, buraya has bir lezzet olarak “ekşili patates” yemenizi öneririm.
GEZİLECEK YERLER
GEBEN-MERYEMÇİL KALESİ
İlçe merkezine bağlı, Geben beldesinde, belde merkezine 3 km. uzaklıkta, Geben-Göksun kara yolu üzerindedir. Hemen yanında: Meryemçil yaylası var. Yüksek bir tepede bulunan kalenin, hangi yıl ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, Roma-Bizans dönemlerinde yapıldığı tahmin edilmektedir.
Kale yapısı: iç ve dış olmak üzere, iki bölümden oluşmaktadır. Moloz taş, kesme taş ve kireç taşı kullanılarak yapılmıştır.
Kale hakkında bilgi verdikten sonra, yörede kale hakkında anlatılan bir efsaneden de söz etmek istiyorum. Geben kalesi komutanının Meryem isimli güzel bir kızı vardır. Çevredeki Göksun Kızılkale komutanı oğlu ve Azgıt kale komutanının oğlu, birbirlerinden habersiz olarak, Meryem’e aşık olurlar.
Bunun üzerine, her iki kale komutanı, oğullarına Meryem’i istemek için, Geben kalesine giderler. Ancak, Geben kalesi komutanı, her iki kale komutanını da çok sevmektedir ve karar veremez. Bunun üzerine: Kızılkale komutanı, Geben kalesinin yollarını düzgün taşlarla ördürür.
Bunu duyan, Azgıt kalesi komutanının oğlu ise, atının ayaklarına deri parçaları bağlayarak, yapılan bu yeni yoldan sessizce Geben kalesine gelir ve Meryem’i kaçırır. Bunun üzerine, Kızılkale komutanı oğlu “Meryem de çil idi” der ve Geben kalesinin adı “Meryemçil” kalesi olarak anılmaya başlanır.
Burayı ziyaret ederseniz: birkaç kapalı mekan kalıntısı ve su sarnıçları görebilirsiniz. Dış surların büyük kısmı tahrip olmuş olmasına rağmen, sadece 6 burç günümüze ulaşabilmiştir. Daha önce söylediğim gibi, Roma-Bizans dönemine ait bu burç taşları üzerinde: haç motifleri görülüyor.
AZGIT-YENİKÖY KALESİ
İlçe merkezinin 5 km. kuzeyinde, Alameşe köyü yakınında, sarp bir kaya bloku üzerindedir.
Kalenin bulunduğu yer itibarıyla, yapıldığı dönemde: Kapadokya-Kilikya yolunu kontrol amacı güttüğü tahmin edilmektedir. Ancak, herhangi bir kitabesi bulunmadığından, yapılış dönemi ve yaptıran hakkında, açık bilgi bulunmamaktadır. Tahminen, Roma döneminde yapılmıştır ve Bizans döneminde onarılarak kullanılmıştır. Kale yapısı, tamamen bakımsız ve harap durumdadır.
HASTIRIN KALESİ
Kadirli-Andırın yolu üzerinde, Torun köyünde, oldukça sarp bir kaya bloku üzerindedir. Ne zaman yapıldığı bilinmemekle birlikte, ilk olarak Hititler tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Daha sonraki dönemlerde ise, Roma ve Bizanslılar tarafından kullanılmıştır. Moloz taştan yapılan kale, çok küçüktür. İki burcu ve iki kapısı, günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiştir.
Şu anda Andırından ďönuyorum.Yurdumun her yeri gibi burası da doğa harikası.Ama biraz daha bakım gerekiyor.Insanlar çöplerini orta yere atmış dereden çöp topladım.Atacak çöp kutusu yoktu dere kenarına bırakmak zorunda kaldım.