İzmir ilinin en çağdaş ve modern görünümlü ilçelerinden birisidir. Adı üstünde, burada “kiraz” üretimi yaygındır. Buraya yolunuz düşerse: Bozdağ ve Çavuşdağı’na sırtını dayamış bir yerleşim yeri göreceksiniz. Zaten dağlık bir arazi olması nedeniyle, ulaşım ve sosyal olanaklar son derece sınırlıdır.
ULAŞIM
Kiraz ilçesinin, bağlı bulunduğu İzmir il merkezine olan uzaklığı: 140 km. dir. Kiraz-Ödemiş arasındaki uzaklık: 29 km. Kiraz-Alaşehir arasındaki uzaklık: 67 km.
TARİH
Bölgenin tarihi süreç içindeki isimlerinden söz etmek gerekirse: MÖ.8’nci yüzyılda, İonlar tarafından buraya “Klaos-Kleos” ismi verilmiştir ki kelime anlamı “kışın sert soğuktan koruyan kışlık barınak” demektir. Bizans döneminde, yöreye: “Kilas-Kilos” ismi verilmiş olup, kelime anlamı “Çanak ova” demektir.
Daha sonraki dönemlerde ise: Kilbis, Koloe-Kolose isimleririn kullanıldığı görülür. Osmanlı döneminde ise, Keles-Kelas-Kilas isimleri kullanılır. Keles kelimesinin anlamı “bir tür kertenkele” olarak geçmektedir. Ayrıca, Oğuzların “Keles” isimli bir oymağının olduğu da bilinmektedir. Cumhuriyet ile birlikte, yöreye, 1948 yılından itibaren “Kiraz” ismi verilir ve ilçe olur.
GENEL
Kiraz, Ege bölgesinde, nispeten iç kesimlerde kalan bir yöredir. Denizden yükseklik, 311 metredir. Yüz ölçümü: 585 km. karedir. Bozdağ yakınlarında, ovaya bakan düzlükte kurulmuştur. İlçe merkezi ve birkaç köy dışında, bütün köyler Bozdağ ve diğer dağlık alanların etekleri üzerinde kurulmuştur. Yöre insanının başlıca ekonomik etkinliği, hayvancılık ve tarımdır.
Tarım olarak: patates, pamuk, karpuz, tütün ve buğday yetiştirilmektedir. Ancak, yörenin en büyük üretimi: incir, zeytin, kestane, elma ve kirazdır. Yörede, Akdeniz iklimi hüküm sürmekte olup, buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçer. İklim, ova kısmında ılıman, yüksek kesimlerde ise serttir.
KONAKLAMA
Öğretmenevi … 232-5724353
GEZİLECEK YERLER
İSA BEY CAMİSİ
İlçe merkezinde; Cumhuriyet mahallesindedir ve Ulu cami olarak da bilinir.
Aydınoğulları Beyi İsa Bey tarafından yaptırılmıştır. Ancak, kesin yapılış tarihi bilinmemektedir. Muhtemelen: 1360-1390 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Aydınoğlu İsa Bey, bölgede başkaca 2 cami daha yaptırmıştır ki, bunlar: Tire ve Selçuk ilçelerindedir.
KALEKÖY ANTİK KENT KALINTILARI
Maalesef, buradaki kalıntıların üzerinde de, günümüzde “Kaleköy” denilen köy yerleşimi bulunmaktadır. Bu nedenle, kalıntıların büyük kısmı tahrip olmuştur.
Antik yerleşim yeri; Gymnasium ve çevresi ile, doğudaki eğimli tepeler ve ova arasındaki eğimli arazi üzerinde yoğunlaştığı görülür. Bu alanda: Gymnasium ve tonozlu yapılar ile temel kalıntılarına rastlanmaktadır.
Kale Antik Kenti-Gymnasium
Buradaki kale kalıntılarında: yarım kavisli, tonoz yapı tekniği kullanılmıştır. Buna bakılarak, kale yapısının yapılışı: Roma dönemine tarihlenir.
Gymnasium ise: günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiş tek yapıdır.
Nekropol Alanı
Köy mezarlığının güney yönündedir. Özellikle: Kaleköy-Haliller köyü arasındaki yolun iki yanında, geniş bir alanda yapılmış mezar odaları görülmektedir, ancak bunların büyük bölümü tahrip edilmiştir. Zaten, günümüzdeki köy yerleşimi ile mezarlık alanı iç içe geçmiş durumdadır.
Tonozlu Yapılar
Tonoz yapı tekniği, Doğu’dan ve Türklerden batıya geçmiştir. Burada: eskiden yüzlerce tonozlu yapı bulunuyor iken, günümüzde, bunlardan yalnızca 20 tanesi görülebilmektedir. Ancak, bunların da, köylüler tarafından, samanlık ve hayvan barınağı olarak kullanıldığı görülüyor. Bunlar: zamanla toprak kaymağı, yağışlar ve insan tahribatları nedeniyle, tamamen yok olmaya adaydır.
HİSAR KÖYÜ-ASAR KALESİ
İlçe merkezine bağlı, Hisar köyü köyiçi mevkindedir. Ancak, burada da, günümüzde bir köy yerleşimi görülmektedir. Hatta, bu köy yerleşiminin evleri, sur duvarlarına yaslanmış durumdadır.
Selçuklular döneminde yapıldığı düşünülen kalenin sur ve burçlarının büyük bölümü yıkılmıştır. Ayakta kalabilenler ise, güneybatı bölümündedir. Bu surlar: kaba ve moloz taşlardan, harç kullanılarak yapılmıştır. Ancak: Aydınoğulları Beyliği ve Osmanlı döneminde, kalenin onarım gördüğü bilinmektedir.
ERENLER TEPESİ TÜMÜLÜSÜ-KAYA MEZARLIĞI
İlçe merkezine bağlı, Başaran köyünde, Erenler mevkindedir.
Buradaki yükselti çevresinde, düzensiz taşlardan yapılmış mezarlar görülmekte olup, bunların Geç Roma döneminde yapıldıkları düşünülmektedir. Ancak, mezarlık alanda, kaçak kazıların yaptığı tahribatı gördüğünüzde şaşırmamanız gerekiyor.
ÇAYAĞZI KÖYÜ KALINTILARI
İlçe merkezine bağlı Çayağzı köyünde, bir yapı kalıntısı var. Bu yapı kalıntısı: moloz taştan, yığma tekniğiyle yapılmış ve kare planlıdır. Üst örtüsü yıkılmıştır. Muhtemelen, duvarlardaki pandiflerden anlaşıldığına göre, bir kubbe ile örtülü olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak, bunanın bir dini yapı olduğu tahmin ediliyor.
BARETTA ANTİK KENTİ
İlçe merkezine bağlı, Çayağzı köyünde, Elbi Mahallesindeki antik dönem yerleşim yeri kalıntılarıdır. Baretta kelimesinin anlamı “Büyük Ata” demektir. Ancak, bu isim takip eden süreçte, Elbi olarak değiştirilmiştir. Barata ve Kilbianon ovasındaki bir diğer şehir Keaia: birlikte sikke bastırarak kullanmışlardır. Burası hakkında, yazılı kayıtlarda bilinen bir durum: 451 yılında, Bizans imparatoru Marcianus tarafından, İstanbul’da toplanan IV. Ruhban Meclisine: Barata-Elbi şehrinden bir papazın katılmış olmasıdır.
HALİLLER ÇEŞMESİ
İlçe merkezine bağlı, 9 km uzaklıktaki Haliller köyündedir. Çeşme: Dumanoğulları Hüseyin ve İsmail ve Mehmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. Çeşmenin kitabesinde yapılış yılı olarak: 1780 tarihi yazılıdır. Çeşme: dört yüzlü ve kare planlıdır ve yüksek bir kaide üzerinde inşa edilmiştir. Moloz taştan yapılmıştır. Büyük ebatlarda olması nedeniyle, anıtsal bir görünüm sunmaktadır.