Dünya sıralamasında, dünyanın en yaşanılır şehirleri sıralamasında, Avrupa 10 ve dünya 24 derecelerine sahiptir.
Bir anlamda: Kuzeyin Venedik’i olarak anılır ve bilinir, çünkü 4 ada üzerine kurulmuştur. Son bir giriş notu: Travelers Digest dergisinin yaptığı bir anket sonuçlarına göre: dünyanın en güzel kadınları, Stockholm şehrinde yaşamaktadırlar.
TARİHİ
Şehrin: Birgel Jarl tarafından, İsveç ülkesini yabancı donanmaların saldırılarından korumak için bir deniz üssü olarak kurduğu söyleniyor.
Şehrin ilk kurulduğu yer, günümüzde de Old Town olarak isimlendirilen “Gamla Stan” bölgesinin yanındaki merkez adadır. 13’ncü yüzyıl sonlarında, şehir, civardaki şehirlerle ticari ilişkilerini geliştirmiştir. Hatta aynı dönemde, kasabanın yarısında “Almanca” konuşulduğu bilinmektedir.
1600’lü yıllara gelindiğinde, şehrin nüfusunun 10 bin civarında olduğu bilinmektedir. 1610-1680 yılları arasında ise, şehrin nüfusu, yaklaşık altı misli arttı. 1634 yılında, şehir, İsveç imparatorluğunun resmi başkenti oldu.
1710 yılında, veba, şehir nüfusunun yarısını yok etti. Daha sonraki “Kuzey Savaşı” sonucunda, şehir nüfusu artışı durur ve ekonomik büyüme biter. Şehir, bir başkent olarak gücünü kaybeder.
19’ncu yüzyılın ikinci yarısında: şehir, ekonomik etkinliğini yeniden kazanır. Yeni sanayi kolları ortaya çıkar. Şehir, yine önemli bir ticaret ve hizmet merkezi konumuna gelir. Bunun üzerine, nüfus hızla artar. Yerleşim yeri sınırları genişlemeye başlar. 1897 yılında, Karolinska Enstitüsü ve Genel Sanat ve Sanayi Fuarları kurulur. Çok sayıda tarihi bina yıkılır ve yeni modern binalar yapılır. Ancak, yine de, birçok bölgedeki tarihi yapılar yıkılmaz.
GENEL
Stockholm şehrinin kelime anlamı: “Stock” kelimesi “sur” ve “holm” kelimesi ise “adacık” anlamına gelir.
Dünyanın en güzel başkentlerinden olan şehir, 14 ada üzerinde inşa edilmiştir ve bu adalar, 57 köprü ile birbirine bağlanmıştır. Yani, şehir bir anlamda, Baltık Denizi üzerinde bulunmaktadır da denilebilir.
Coğrafi şehir merkezi: Riddarfijarken koyunda bulunmaktadır. Kent alanının: % 35’lik bölümü, su yolları, % 30’luk bölümü parklar ve bahçeler ve yeşil alanlardan oluşmaktadır. Şehir merkezinden, yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuk ile, ormana ve derin doğaya ulaşmak mümkündür. Ama, öyle bir yeşillik ki, inanın bu yeşil alanlarda, geyikler, yavru ceylanlar özgür olarak dolaşıyorlar ve aniden karşınıza çıkarlarsa, şaşırmamalısınız.
Şehir: İsveç ülkesinin ve İskandinavya’nın en büyük ve kalabalık şehridir. Nüfusu, 1 milyona yaklaşmaktadır. İsveç ülkesinin nüfusunun, % 28’i şehirde yaşamaktadır. 2009 yılında, yaşanabilir şehirler sıralamasında, Avrupa’da 10 ve dünya üzerinde 24’ncü sırayı almıştır.
Stockholm şehrinde ağır sanayi yoktur ve bu nedenle, şehir dünyanın en temiz metropollerinden birisidir. Şehirde, genellikle ileri teknoloji şirketleri ve hizmet sektörü yaygındır. Şehirdeki başlıca büyük işveren kuruluşları: Erickson, IBM, Electrolux sayılabilir. Şehir ayrıca finans merkezidir. Son yıllarda ise, turizm, şehir ekonomisinde önemli bir yer tutmaya başlamıştır.
Şehir iklimi incelendiğinde.
Şehirde, nemli karasal ve okyanus bölgesi iklimlerinin egemen olduğu görülür. Buna bağlı olarak: yani, yüksek kuzey enlemi nedeniyle, her yıl, ARALIK ayı sonlarında, yaklaşık 6 saat gün ışığı görülür ki, bu durum yaz saatlerinde 18 saate kadar çıkar. İklim şartları gereği: yazlar sıcak ve keyifli yani ılıman geçer.
Genellikle sıcaklık ortalaması 22-23 derece civarındadır. Sıcaklıklar, bazen 30 dereceye kadar çıkabilmektedir. Kışlar ise, soğuktur. Ortalama kış sıcaklıkları, eksi 5-6 derece civarındadır. Bazen ise, eksi 15 derecelere kadar inebilmektedir. İlkbahar ve sonbahar mevsimleri ise, hafif nemli ve serin geçer.
Gulf-Stream akıntısı nedeniyle, kendisiyle aynı enlemde olan birçok şehre nazaran, daha sıcak ve ılıman iklime sahiptir. Ancak, yine de özellikle kış aylarında, şehirde veya yakınlarda fırtınalar eksik olmaz ve fırtına olduğunda ilk ve acil etkisi, elektriklerin kesilmesidir.
Şehrin bir diğer özelliği: şehir sakinlerinin yaklaşık % 25 den fazla bölümünün göçmenlerden oluşmasıdır. Göçmen nüfus, bazı banliyölerde yaşamaktadırlar. Bu göçmen nüfus arasında, bizim vatandaşlarımızın yani Türklerin oranı, bir hayli fazladır. Bu şehrin insanları için, insan ırkının en güzelleri deniliyor.
Beyaz tenli ve sarışın bu insanların özellikle bayanlarının güzellikleri dillere destandır. İnsanları sıcak kanlıdır. Hepsi, kendi dilleri yanında, mutlaka İngilizce bilirler. Giyimlerine dikkat ederler. Evsiz, tinerci, dilenci gibi insan profillerini bu şehirde görmeniz mümkün olmaz.
TURİZM
Şehri yürüyerek gezebilirsiniz. Ayrıca: İskandinavya’nın bu en güzel şehrinde, mutlaka tekne gezintisi yapmalısınız.
Şehrin merkezini bir ucundan diğer ucuna, bisikletle 30 dakikada geçebilirsiniz. Yürüyerek ise, 1 saat yeterlidir. Şehir gezinizde, sizde, diğer şehirliler gibi, bisiklet kullanmayı deneyebilir ve bir bisiklet kiralayabilirsiniz.
STOCKHOLM CART
Kart: 1,2,3 ve 5 günlük olarak satılmaktadır. Kart ile, toplu taşıma araçlarında ücretsiz seyahat edilmektedir. Ayrıca: şehirde bulunan 80 müzeye ücretsiz giriş sağlamaktadır.
Yetişkinler için: 1 günlük kart: 450 kr, 2 günlük kart: 625 kr, 3 günlük kart: 750 kr ve 5 günlük kart: 950 kr.dur. Şehirdeki toplu taşıma: büyük oranda, gayet düzgün çalışmaktadır.
NOBEL ÖDÜLÜ
Ödül: ünlü İsveçli kimyager Alfred Nobel adına: 1895 yılından bu yana verilmektedir. Alfred Nobel: 1894 yılında: dumansız askeri patlayıcıları bulmasıyla tanınır. Dinamit olarak daha sonra isimlendirilen bu buluşu nedeniyle, Nobel, büyük bir servet edinir. 1888 yılında, bir Fransız gazetesi, ölümü üzerine “ölüm tüccarı öldü” şeklinde haber yapar.
Ancak, Nobel, 1896 yılında, yani bu haberden 7 yıl sonra, İtalya-San Remo kentinde, 63 yaşında, beyin kanamasından ölür. Bütün servetini: insanlığa en büyük yararı olan bir dizi buluşlar yaratanlara verilmesini vasiyet eder. Bunun üzerine, 1897 tarihinde, Nobel Komitesi kurulur.
Ödül kategorileri: Fizik, Kimya, Fizyoloji veya Tıp, Edebiyat’dır. 1901 yılından bu yana, ödül kategorileri arasına “Barış” da eklenmiştir. Fizik, Kimya ve Ekonomik Bilimler ödülleri: İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilmektedir.
Fizyoloji ve Tıp ödülleri ise: Karolinska Enstitüsü tarafından verilir. Edebiyat ödülü ise, İsveç Akademisi tarafından değerlendirilir. Barış ödülü ise, Norveç Nobel Komitesi tarafından tahsis edilir.
NE YENİR-NE İÇİLİR
İsveç ülkesinde: yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz, elbette öncelikle deniz ürünlerinin yoğun olduğu menüler tercih edilecektir. İsveç mutfağında: öğle veya akşam yemeği için “suşi” düşünebilirsiniz.
Bunun dışında: köfte olabilir. Ülkemizde de bulunan ünlü bir İsveç firmasının restoranlarında, İsveç usulü köfte yemek mümkündür. Evet, köfte dışında, bu ülkede yiyebileceğiniz yöresel lezzet: lahana olabilir. Bunun dışında, şehirdeki bir yemek kültürü yok. Daha çok dünya yemek kültürleri egemendir.
Yani: Çin, Hindistan, ev yapımı yemek kültürü var.
Yerel lezzet değil, kendi lezzetlerimizden tatmak isterseniz, Gamla Stan bölgesinde, yani eski şehir bölgesindeki, Turkish Kebap House denilen restoranı tercih etmenizi öneririm, inanın burada yiyeceğiniz döneri, kendi ülkemizin birçok yerinde tadamazsınız.
NE SATIN ALINIR
Burası, dünyanın en pahalı şehirlerindendir. Dolayısı ile, buradan alışveriş yapmanız önerilmiyor. Özellikle: meyve-sebze dışında, her şeyin çok aşırı pahalı olduğu bir şehirdir. Yine de, şehirden hediyelik eşya satın almak isterseniz, Drotninggaten bölgesinden, Gamla Stan yani eski şehre geçmeden önce, köşedeki “Art” isimli mağazayı düşünebilirsiniz. Çünkü: Gamla Stan bölgesinde, her şey aşırı pahalıdır. Orada, alışveriş değil, yalnızca kafelerin ve barların tadına varmalısınız.
GECE HAYATI
Şehirde, kültürel yönden gayet canlı bir yaşam var. Özellikle:
1. Kungliga Dramatiska Teatern- Kraliyet Dramatik Tiyatrosu,
2. Operan-İsveç Kraliyet Balesi,
3. Kungliga Operan-İsveç Kraliyet Operası,
4. Dansens Hus-House of Dance
5. Konserthuset-Stockholm Konser Salonu gibi yerler, dünyaca üne sahiptir. Bunun dışında, özellikle, hafta sonlarında: gece hayatı iyice canlanmaktadır. Öne çıkan yerler ise: Kungstradgarden, Berzelli Park, Sturepland ve şehir merkezi çevresindeki birkaç alan daha bulunmaktadır.
Hatta: Cafe Opera, Riche, Sture Compagniet bir, White Room, Plaza Laroy, Spy Bar ve Solidarited gibi yerler, şehirdeki büyük kulüplerin yalnızca birkaçıdır. Özellikle, şehirde, canlı müzik yaygındır. Canlı müzik kulüpleri: Berns, Nalen, Fasching, Mosebacke, Debaser.
TEKNE GEZİLERİ
Stockholm şehri denilince, elbette yazının başında belirttiğim gibi, çeşitli adalar üzerinde kurulmuş bir şehir akla gelmektedir ve bunun doğal sonucu olarak, çeşitli kanal turları, şehri ziyaret edenler için ilginç olabilmektedir.
Şehir kraliyet kanal turu: yaklaşık 3 saate yakın sürmektedir.
Takımadaları görmek ve daha fazla zaman geçirmek, dalış yapmak isterseniz, 2 saatlik bir yolculuk sonrasında, bu takımadalara ulaşmak mümkündür.
GEZİ PLANI
Evet, şehirdeki gezimizin birinci turunda: bulunduğumuz yerden bir şekilde, Eski Şehir, Old Town yani Gamla Stan bölgesine ulaşıyoruz. Gezimizin ilk durağı burası ve zaten şehrin turistik açıdan en ilgi çeken bölümüdür. İlk önce: Kraliyet Opera binasının bulunduğu “Norrbro/Strömgatan” bölgesine ulaşıyoruz.
Burada bir meydan var ve meydanın ortasında, heykel bloku ilgi çekiyor. Bu heykel blokunda, büyük bir kaide üzerinde, at üstünde, Kral Gustav Adolfs görülüyor.
Meydanın kıyısında ise “Royal Swedish Opera” binası görülüyor.
KUNGLİGA OPERAN-KRALİYET OPERA BİNASI
Kraliyet operası: Kral III. Gustav tarafından kurulmuştur. 1773 yılında, İsveç ülkesinde ilk opera “Thetis ve Phelee” tarafından sahnelenmiştir.
Ancak, ilk opera binası, 1782 yılında açılmıştır. Bina: dört katmanlı oditoryumu, mükemmel akustiği, görkemli fuayesi, Neoklasik madalyonları ile önem kazanmaktadır. Opera binasının tarihindeki en büyük olay: 16 Mart 1792 tarihindeki bir maskeli baloda: kralın öldürülmesi ile yaşanmıştır.
Suikastın ardından, opera evi, 1 Kasım 1972 tarihinde yeniden açılmıştır. Ancak, kralın yerine geçen oğlu tarafından, opera evi yeniden kapatıldı ve bu durum, 1809 yılına kadar sürdürülmüştür.
1892 yılında ise, eski opera binası, yenisi yapılması için yıktırılır. Yeni, opera binası, 1200 seyirci kapasiteli olarak, yeniden yapılır.
Opera binasını gördükten sonra, hemen yanındaki “Gustav Adolfs Torg” caddesinden yürüyerek ilerliyoruz ve biraz sonra, solumuzda, kırmızı renkli boyası ile dikkati çeken bir kilise “St. Jacob’s Chirch” yapısı var. Bunun hemen arkasında ise: “Kungstra garden” görülüyor.
Burayı da gezdikten sonra, Opera binasının bulunduğu alana geliyoruz, Opera binasının deniz kıyısındaki caddeden, 11 Södra Blasieholmshammen caddesi istikametinde, deniz kıyısında yürüyoruz. Hedefimizde, iki müze var. Deniz kıyısında “Södra Blasieholmskajen” caddesinde ilerlediğimizde, bir süre sonra: solumuzda, National Museum-Müzesi çıkıyor.
NATİONAL MUSEUM
Giriş ücretlidir, ücret 120 kr. Müzede bulunan eserler, kral III. Gustav ve Carl Gustaf Tessin tarafından toplanmıştır.
Müze: 1792 yılında, kraliyet müzesi olarak kurulmuştur. Mevcut müze binası ise, 1866 yılı yapımıdır. 1961 yılında ise genişletilmiştir. 1996 yılında ise, büyük bir restorasyon yapılmıştır.
İsveç ülkesinde, sanat ve tasarım yanında, büyük tablolar ve heykel koleksiyonları içeren bir müzedir.
Eserleri sergilenen sanatçılardan bir kısmı: Rubens, Rembrandt, Goya, Renoir, Degas, Carl Larsson, Hana Pauli. Mevcut eserler arasında, 16 bin resim ve 30 bin nesne bulunmaktadır. Bu müzeyi ziyaret ederseniz, müzenin önünde, denizin kıyısındaki basamaklarda, mutlaka bir süre oturun ve denizin ve manzaranın güzelliğinin tadını çıkarın.
Bu müzeyi gezdikten sonra, Skeppsholmsbron/Södra Blasieholmskajen caddesi istikametinde ilerliyoruz, küçük bir köprüden karşıdaki adaya geçiyoruz. Burada, yine güzel bir müze bulunuyor. İlginç ve güzel köprüyü geçtikten sonra, ada üzerinde, kubbesiyle ilk göreceğimiz yapı: Budynek. Daha sonra, bunun hemen yanında yine güzel bir müze görüyoruz.
MODERNA MUSEET STOCKHOLM-STOCKHOLM MODERN MÜZESİ
Burada, gerek İsveç ve gerekse İskandinav ülkeleri sanatçılarına ait: çizimler, baskılar, fotoğraflar, filmler ve videolar bulunmaktadır.
Bunun yanında: Pablo Picasso’nun “Bahar” ve Salvador Dali’nin “ve söyle” ve Wilhelm Enigma Vera Nilson’un “Sabun köpüğü” isimli eserler bulunmaktadır.
Müzedeki eserler: 1900-1939, 1940-1969 ve 1970 ve sonrası dönemlere ait olmak üzere, 3 bölümde sergilenmektedir. Müze binası içinde: büyük bir restoran, kafeterya, kitap-poster satış yeri ve İskandinav tasarım ögelerinin satıldığı bir satış yeri bulunuyor.
Burayı da gezdikten sonra, aynı yoldan geri dönüyoruz ve Opera binasının hemen arka yanındaki, Gamla Stan bölgesine geçişi sağlayan köprüye kadar geri dönüyoruz.
Opera binasının hemen arka yan bölümünde bulunan köprüden “Strömbon/Strömgaten” bölümünden, karşı taraftaki ada bölümüne geçiyoruz. Bu köprü büyük ve üzerinden taşıtlar da geçiyor.
GAMLA STAN-OLD TOWN
Burası: Riddarholmen adasındadır. Dünyanın en iyi korunmuş, Ortaçağ şehir merkezidir. 1252 yılında kurulmuştur.
Gamla Stan: özellikle, hediyelik eşya, el sanatları, biblo meraklıları için çekicidir. Dar ve dolambaçlı Arnavut kaldırımlı sokakları ve tarihi binaları ile, kendine özgü bir yapı ortaya koymaktadır. Özellikle: Gamla Stan bölgesinde, 90 cm. genişliğindeki dar sokak çok ilgi çekmektedir.
Burada bulunan yapılar:
1. Kraliyet Sarayı.
2. Livrustkammaren-Royal Armoury
3. Skattkammaren-Roya Hazine
4. Stockholm Katedrali
5. Nobel Müzesi
6. Riddarholmen kilisesi
7. Kiliseler-Müzeler
Adaya geçtikten sonra, yol ikiye ayrılıyor, Skeppsbron isimli, soldan ilerleyen caddeye giren ve burada karşımıza çıkan ilk yapıyı, Kraliyet sarayını görün.
KUNGLİGA SLOTTET-KRALİYET SARAYI
Saray: 600 odadan oluşmaktadır ve mimar Nicodemus tarafından, Roma tarzında inşa edilmiştir. İsveç kral ve kraliçesi: gerek çalışma ofisi ve gerekse gezinti-yürüyüş yeri olarak burayı kullanırlar.
Saray: yıl boyunca açıktır. Özellikle: kraliyet koruma askerlerinin nöbet değişim törenlerini ve geçit törenlerini izlemenizi öneririm.
Saray yapısı içinde gezebileceğiniz salonlar şunlardır
1. Rikssalen-Devlet Salonu.
2. Kraliçe Kristina Gümüş Taht Salonu.
3. Ordenssalarna-Şövalyeler Salonu.
Saray bölgesinde, ayrıca 5 müze bulunmaktadır.
Sarayı gördükten sonra, saray yapısının bittiği yerden sola dönüp ilerliyoruz. Caddede, sol yanda, karşımıza ilk çıkan yapı:
KUNGLİGA MYNTAKABİNETTET-KRALİYET SİKKE MÜZESİ
Gamla Stan merkezindedir. Burada, İsveç ülkesinin para tarihi görülebilir. Müze sergileri içinde: madeni paralar ve banknotlar sergilenmektedir. Özellikle: 1661 yılında yayınlanan, dünyanın ilk banknotu olan “Stockholm Banco” mutlaka görülmelidir.
Ayrıca: bakır İsveç sikkesi ve 1937 yılında bulunan “Lohe hazine” si görülmelidir.
Hemen sonra, yine sol yanda başka bir yapı var.
TRE KRONU-THREE CROWNS-KALE
Burası bir kale yapısıdır, ancak günümüze kadar sağlam gelememiştir. 13’ncü yüzyılın ortasında, kraliyet ikametgahı için inşa edilmiş bir kale olduğu sanılıyor. Ülkenin tarihi arşivlerinde, buraya ait herhangi bir bilgi bulunamamıştır. Çünkü: 1697 yılında tamamen yanmıştır.
Kale yapısı: 1397 yılında, İsveç-Norveç-Danimarka birlikteliğinin bitmesinin ardından, İsveç bağımsız olunca, kral Gustav Vasa’nın en önemli kraliyet mekanı olmuştur. Oğlu Gustav Vasa, kendi döneminde, kalenin savunma önlemlerini genişletir. Kral III. John döneminde ise, kale yeniden inşa edilir ve estetik açıdan geliştirilir.
Yukarıda sözünü ettiğim gibi, Mayıs 1697 tarihinde, büyük bir yangın, 400 yıllık kaleyi tamamen yok eder. Kraliyet ailesi, kaleyi terk etmek zorunda kalırlar. Bu yangın sırasında: İsveç ülkesinin kraliyet kütüphanesi ve kraliyet arşivleri de yanarak yok olur.
Kale içindeki kraliyet sarayı, 1754 yılında, eski saray kalıntıları üzerine yeniden yapılmıştır.
Daha sonra, aynı yolda ilerlediğimizde: karşımıza önce “Slottsbackens Obelisk” çıkıyor ve sonra onun hemen arkasında, Katedral yapısı var. Ancak, bu cadde üzerinde, katedrala giderken bir yapı ile karşılaşıyoruz.
STORKYRKAN-STOCKHOLM CATHEDRAL-BÜYÜK KİLİSE
Şehrin tarihi bölgesinin en eski kilisesidir. Yapı: Gotik tarzda, tuğladan yapılmıştır. Hemen kraliyet sarayının yanındadır.
Güneyinde ise, şehrin Borsa binası bulunmaktadır. Yapı: ilk olarak, 1279 yılında kentin kurucusu tarafından yaptırılmıştır. 1527 yılında, kilise, Lutheran Protestan kilisesi olarak kullanılmaya başlanır. 1942 yılında ise, Uppsala Başpiskoposluğu olarak önem kazanır. Kraliyet sarayının hemen yanında bulunması nedeniyle, uzun yıllar boyunca: taç giyme, kraliyet düğünleri ve kraliyet cenaze törenleri burada yapılmıştır. 1873 yılında, II. Oscar, burada taç giyen, son İsveç kralı olmuştur. 19 Haziran 2010 tarihide, yine burada kraliyet düğünü yapılmıştır.
Yapının içinde: dramatik ahşap heykeller görülmektedir. Ayrıca: şehrin azizi olan, St. George ve diğer iki azize ait kutsal emanetlerin saklandığı bir kutsal sandık bulunmaktadır. Kilisede, 1535 yılı yapımı, şehrin panoramasını gösteren bir resim ilgi çekmektedir.
Katedralin hemen yanında “Livrustkammaren Royal Armoury” görülüyor. Bu yapının güneyinde, uzaklardan kulesinin sivri ucu görülen kilise “Tyska Krkan kilisesi” dir.
Kilisenin iki blok ötesinde, deniz kıyısında güzel bir restoran var.
DEN GYLDENE FREDEN RESTORANI
Burası, Gamla Stan bölgesinde, eski bir restorandır. Kelime anlamı: Altın barış restoranıdır. İsveç ülkesinin en tanınmış restoranlarından birisidir. Guiness Rekorlar Kitabına göre, dünyanın en eski restoranı seçilmiştir. 1722 yılından bu yana, restoranın çevresi değişmeden günümüze ulaşmıştır. Yani, 18’nci yüzyıldan kalma, eşsiz bir örnektir.
Restoran, uzun yıllar boyunca, birçok İsveçli ünlü yazar, ressam ve şarkı sözü yazarına ev sahipliği yapmıştır. Ancak, 1919 yılında kapatılıyor iken, Anders Zorn tarafından satın alınmış ve günümüze taşınmıştır. Günümüzde, restoran, İsveç Akademisi tarafından koruma altına alınmıştır. Haftanın her Perşembe günü akşamı, Akademi personeli burada geleneksel yemek düzenlemektedirler.
Buradan, adanın güneyine doğru ilerliyoruz. Katedralin denize bakan sol yanından ilerlediğimizde, bu kez karşımıza başka bir saray yapısı çıkıyor.
BONDE SARAYI
Gamla Stan bölgesinde, Riddarhuset ile Kanslihuset arasındadır. 1611 yılında yapıldığı düşünülen yapı, 1662-1667 yılları arasında, özel ikametgah olarak kullanılmıştır. 18’nci yüzyıldan itibaren ise, İsveç Yüksek Mahkemesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
1915 yılında Belediye ofisleri olarak kullanılan yapı, 1920 yılından itibaren çürümeye başlamıştır. Ancak, 1925 yılında, bina cephesi beyaz renk kullanılarak yenilenmiş, büyük bir restorasyon yapılmıştır.
2003-2004 yılları arasında restore edilen yapı; günümüzde İsveç Milli EmlakKurulu tarafından koruma altına alınmıştır.
İSVEÇ HOUSE NOBİLİTY
Gamla Stan bölgesinin kuzeybatı ucundadır.
İsveç “soyluluk ve asalet” sarayıdır. Ortaçağ döneminde, bir İsveç geleneği nedeniyle: 1660 yılında yapılmıştır. Burada: İsveç Kamlar Birliği üyesi Sten Sture isimli bir şövalye kalmıştır. 18’nci yüzyılda, bina halk konserleri için kullanılmıştır.
Burada, 2003 yılından bu yana: eski gelenekler ve kültürler korunmaktadır.
Buradan sonra, küçük köprünün üzerinden geçerek adanın kalan kısmına yürüyoruz. Burada karşımıza çıkan ilk yapı bir kilise:
RİDDARHOLMEN KİLİSESİ
Burası, daha çok bir mezarlık kilisesidir. İsveç kraliyet ailesinin birçok ferdi, birkaç istisna haricinde, burada gömülüdür. Günümüzde görülen yapı: öncekinin bir yıldırım çarpması sonucu yok olması üzerine, 1835 tarihinde yeniden yapılmıştır.
Evet, gezimizin bu bölümü, burada bitiyor. Eski şehir bölümünde, sokaklarda gezinerek, değişik yerler keşfedebilirsiniz.
Gezimizin II. Bölümünde
şehirdeki en ünlü müzelerden ki, mutlaka görmenizi öneririm, Vasa Müzesi bölgesine gidiyoruz. Djurgarden bölgesine, adasına geçiyoruz.
VASA MUSEUM
Vasa isimli bir gemi çevresinde inşa edilmiş bir müzedir. Gemi: Stockholm seferini yaparken, 17’nci yüzyılda bir savaş sırasında batırılır. Malaren Gölü’nün kasvetli derinliklerinde batırılan gemi: büyük uğraşılar sonucu kurtarılır ve gelecek nesiller için koruma altına alınır.
Gemi, benzersiz bir sanat harikasıdır.
Özellikle, geminin yüzde 95’lik bölümünün, özgün ve yüzlerce oyma heykel ile süslü olması, büyük ilgi çekmektedir. Uzunluğu: 69 metredir. İlk seferinde batmıştır. 333 yıl sonra, yani 1961 yılında ise kurtarılmıştır.
Müze: yılda, 1 milyondan fazla kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Gemideki yaşamın anlatılması için, hemen çevresinde: 9 farklı sergi görülmektedir. Müzede, ayrıca bir hediyelik eşya satış dükkanı ve hoş bir restoran var. Şehri ziyaret edenler için, mutlaka gidip görmelerini önereceğim bir yer.
Bu ilginç müzeyi gördükten sonra: yine aynı bölgedeki: “Nordiska Museet/müzesini” görebilirsiniz. Daha sonra ise: “Royal Djurgarden”parkını ve hemen yanındaki “Skansen Açık Hava Müzesi” ni görebilirsiniz.
ROYAL DJUR GARDEN
Bu adada: büyük bir park ve orman alanı bulunmaktadır. Özellikle: yaz aylarında, bu park alanında, güzel yürüyüşler yapmak mümkündür.
Bu bölgede bulunanlar:
1. Vasa Featuring-Vasa Museum
2. Açık hava müzesi-Vasamuseet.
Ayrıca, burada yaz döneminde açılan bir lunapark bulunuyor. Bu ada üzerinde, yalnızca lunapark değil, aynı zamanda, tarihi binalar, anıtlar, müzeler, açık hava müzesi, yat limanları ve orman-mera alanları bulunmaktadır. Sonuç olarak, bu ada, yılda yaklaşık 5 ile 10 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Yani, şehrin en önemli turizm alanlarından birisidir. 1995 yılında, buraya, lunapark kurulmuştur.
SKANSEN STOCKHOLM AÇIK HAVA MÜZESİ
Dünyanın ilk açık hava müzesidir. Burada: bir çiftlik binası, değirmenler, dükkanlar ve bir ahşap kilise yapısı bulunmaktadır. Ülkenin çeşitli yerlerinden getirilen 160 yapı örneği de burada sergilenmektedir. Bunların büyük bölümü: 1900’lü yıllarda yapılmıştır.
Bunların dışında, burada: kalaycı atölyeleri, fırın, altın renkli bir Malikane, Skogaholm Malikanesi, ahşap kilise ve geleneksel el sanatları ile hediyelik eşyaların satıldığı bir mağaza bulunmaktadır.
Açık hava müzesinde, bir de hayvanat bahçesi bulunuyor. Bu hayvanat bahçesinde: Skansen geyikleri, kurt, vaşak ve boz ayı gibi hayvanlar bulunmaktadır. Ayrıca, bir çocuk hayvanat bahçesi de bulunuyor.
ŞEHİRDE GEZİLECEK DİĞER YERLER
CİTY HALL
Şehrin en ünlü silüetlerinden birisidir. Mimar Ragnar Östberg tarafından, 1911-1923 yılları arasında yapılmıştır. Yapı, tuğla kullanılarak yapılmıştır. Koyu kırmızı renkli tuğlalar, yakınlardaki Lina Tuğla Fabrikasından sağlanmıştır.
Tuğladan yapılan kulesinin yüksekliği: 106 metredir. Nobel kutlamaları da, burada yapılmaktadır. 18 milyon altın mozaik çini ile süslü “Mavi Salon” da, Nobel ödülleri verilmektedir. Ayrıca, bir hediyelik eşya satış yeri de bulunuyor.
Fantastik bir şehir manzarası görmek isterseniz, buranın kulesine 365 basamak merdiveni tırmanmanız gerekir. Asansör de kullanılıyor.
GAMLA STAN NOBEL MUSEET-NOBEL MÜZESİ
Södermalm semtindedir. Burada: Fafangan denilen ve tarihsel özellikler taşıyan kafede, mutlaka küçük bir kahve molası vermelisiniz.
NATURHİSTORİSKA MUSEET
Şehirdeki müzelerin anası olarak değerlendirilmektedir. Doğa ve insanın çevresi hakkında bilgilerin sunulduğu müze: Stockholm Üniversitesine ait bir binada bulunmaktadır. Müzede: 8 kalıcı sergi bulunmaktadır ve zaman zaman geçici sergiler düzenlenmektedir.
Ayrıca: dev kubbeye yansıtılan film ile bilgilerin verildiği bir salon da bulunuyor. Bu filmlerde: Mumyalar, Dinazorlar ve Kozmik Yolculuk gösterileri izlenebilmektedir.
SKOGSKYRKO GARDEN-WOODLAND MEZARLIĞI
Şehirde, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmış, 2 bölgeden birisidir.
Şehir merkezinin güneyindedir. 1915 yılında, uluslar arası bir yarışma sonucunda kazanan proje değerlendirilerek yapılmıştır. 1920 yılında tamamlanmıştır. Burada gömülü bulunan ünlüler arasında: Greta Garbo var.
ROYAL NATİONAL CİTY PARK-KRALİYET ULUSAL ŞEHİR PARKI
Dünyanın ilk National City Parkıdır. Şehir boyunca, 6 km. uzunluğunda bir yay oluşturur. Parkın hemen bitişiğindeki orman bölgesinde: geyik, yaban tavşanları, tilkiler, kuşlar, kelebekler ve çeşitli böcekler, serbestçe dolaşmaktadırlar.
FALUN MADEN MUSEUM
Burası, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Aslında, 1687 yılından kalma bir mağaradır. Burada, uzun yıllar boyunca maden çıkarılmıştır.
DROTTNİNGHOLM PALACE-KRALİYET SARAYI
Burası, şehir merkezinin dışında kalıyor. Buraya ulaşmak için: araba veya otobüs kullanmanız gerekir. Ayrıca: Stockholm City Hall yani Stadshuset bölgesinden: tekne ile de ulaşmak mümkündür. Sarayı ismi, yani “Drottningholm” kelimesinin anlamı “kraliçe adası” dır.
Burası: baba-oğul mimarlar Nicodemus Tessin Elder tarafından tasarlanmış ve 16’ncı yüzyıl sonlarında inşa edilmiştir. Sarayın tam inşasına, 1662 yılında başlanmış ve mimar Nicodemus Tesis ölünce, yerine oğlu Nicodemis Tessis geçerek, yapıyı ve iç tasarımları tamamlamıştır.
Uzun yıllar, kraliyet ailesi tarafından kullanılan saray, çürümeye başlaması üzerine, 1818 yılında terk edilmiştir. Kraliyet eski hanedanının bir sembolü olarak koruma altına alınmıştır. Ancak, doğa, saray yapısındaki çürümeyi artarak ilerletmiş ve bunun üzerine, binalar ciddi hasar görmüş ve 1819 yılından itibaren, halkın ziyaretine açılmıştır.
Avrupa’nın en iyi korunmuş: 17’nci yüzyıl sarayıdır. Bu nedenle: UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Ancak, saray 400 yıllık süreçte bir çok defa yenilenmiş ve çeşitli ilaveler yapılmıştır.
Evet, aradan geçen uzun yıllar ve 1907 yılında, saray, 4 yıllık uzun süreli bir restorasyona alınmıştır. 1977 yılında ise, sarayın bazı önemli bölümleri yeniden restore edilmiş ve yeniden inşa edilmiştir. Yangından korunması için tedbirler alınmıştır.
Daha sonra, İsveç kraliyet ailesi,
1981 yılından sonra, burayı, birincil ikametgahı olarak kullanmaya başlamıştır. O dönemden bu yana, saray, İsveç askerleri tarafından korunmaktadır. 1997 yılında ise, dış duvarlar temizlenmiş ve yeniden inşa edilmiştir. Bu son onarım çalışmaları da, 2002 yılında tamamlanmıştır.
Sarayın bahçeleri: Paris-Versay Sarayı bahçeleri kadar güzeldir. Bu bahçelerin büyük bölümü: 17’nci yüzyılın sonlarında: baba-oğul Tessinler tarafından oluşturulmuştur. Özellikle, ağaç caddeler ilgi çekicidir. Ayrıca, alana dağılmış pek çok heykel görülür. Bahçelerde, ayrıca: 1766 yılında kurulan “Tiyatrosu” ve “Çin Pavyonu” bulunmaktadır.
Bunun dışında, 1746 yılında, Nicodemus Tessin Elder tarafından tamamlanan bir “Saray kilisesi” bulunmaktadır. Her ayın son Pazar günü, kilisede ibadet düzenlenmektedir. Kilise de, İsveç kralı Gustaf V tarafından yapılan bir “goblen” ve 1730 yılından kalma, Cahman “org” ilgi çekmektedir.
Saray bölgesinde bir de “Saray Tiyatrosu” bulunmaktadır. Yaz opera festivalleri, burada düzenlenmektedir.
Son olarak: Kraliyet Sarayı Tiyatrosu ve Çin Pavyonu: 1991 yılında, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
ÖLAND-SOLLİDEN PALACE-YAZLIK KRALİYET SARAYI
İsveç ülkesinin doğu kıyılarındadır. 1906 yılında tamamlanmış sarayın geniş bahçeleri ve parkları, muhteşem güzelliktedir. Bu park ve bahçelerde: köşk evler, hediyelik eşya satan dükkanlar ve yiyecek-içecek reyonları bulunmaktadır.
İsveç kraliyet ailesi: her yıl, yaz dönemini burada geçirmektedirler. Özellikle: 14 Temmuz tarihinde, veliaht Prenses Victoria’nın doğum günü kutlamaları, burada yapılmaktadır.
Merhabalar,
Günümüzde mutluluğa dair pek çok yaşam felsefesi popüler olmuş durumda. Daha sade ve düzenli bir yaşam için popüler hale gelen Konmari, Ikigai, Hygge derken ‘’Lagom’’ kavramını da sıkça duyuyoruz. İsveç’ten dünyaya yayılan dengeli yaşam felsefesi Lagom, minimalizmle iç içe bir kavram. Özünde, hayatı sadeleştirerek mutlu olma fikri yatıyor. Minimalizm de öncelikle sanatta ve mimaride ortaya çıkmış bir akımken şimdi bir yaşam tarzı oldu. Eşyadan kıyafete her alanda minimalizmin etkilerini benimsemek mümkün. Lagom da bu noktada bir dekorasyon akımı olarak bilinse de yaşam tarzı haline gelmiş durumdadır. Kelime anlamı olarak; ne çok fazla ne çok az, tam kararında manasına geliyor. Anneannelerimizin azı karar, çoğu zarar sözünü de andırmaktadır. Lagom üzerine yazdığım yazımı izniniz olursa ben de sizinle paylaşmayı isterim: