Cadiz şehri, İspanya’nın güneybatısında, Endülüs otonom bölgesinde bulunmaktadır. Şehrin isimleri: Fenikece: Gadir, Yunanca: Gadeira, Latince: Gades, Arapça: Kadis’dir.
Şehir Fenikeliler tarafından kurulduğu için, şehrin “Gadir” isminin anlamı “surlar” veya “surlarla çevrili savunma mevkii” demektir.
Şehir: Avrupa’nın en eski şehirlerinden birisidir. Bu nedenle: eskiye dönük tarihe, kültüre ve yaşam tarzına sahiptir. Tarihi yerleri iyi korunmuştur. Bu nedenle, yörede turizm gelişmiştir.
Bir zamanlar: kötü bir liman kenti iken, tarihi süreç içinde gelişerek büyümüştür.
Atlantik Okyanusuna çıkıntı yapan bir burun üzerinde kurulmuştur.
Şehrin: eski kent merkezi: yıkık dökük yapıları ve anıtlarının bulunduğu sokakları, bir labirenti andırır. İspanya ülkesinin donanması, bu şehirde konuşlanmıştır.
Şehir merkezi boyunca kıvrılarak ilerleyen dar bir cadde: sahili çevreler ve birçok merkezi birbirine bağlar. Yani: şehir merkezini yürüyerek birkaç dakika içinde gezebilirsiniz.
Sonuç olarak, Atlantik kıyısındaki bu şehir, elbette, balık severlerin cennetidir. Efsanevi “El Fero” nun restoranı veya Tapas barını denemeden Cadiz şehrinden ayrılmamanızı öneririm.
ULAŞIM
Cadiz şehrinin, bölgenin diğer şehirlerinden olan uzaklığı: Cadiz-Madrit arasındaki uzaklık: 651 km. Cadiz-Sevilla arasındaki uzaklık: 125 km. Cadiz-Huelva arasındaki uzaklık: 219 km. dir.
HAVAALANI
Şehirdeki en yakın havaalanı: çoğu uçuşlar için uygun değildir. Jerez de la Fronte havaalanı, şehir merkezine araba veya taksi ile, yaklaşık 30 dakika uzaklıktadır. Taksi ile ulaşmak isterseniz. 45-50 Euro arasında ödemeniz gerekir.
Otobüs kullanmak isterseniz, yolculuk 1 saat sürer. Havaalanına, Madrid ve Barselona şehirlerinden yerel havayollarının uçuşları bulunmaktadır. Buraya en yakın, büyük havaalanı ise, Sevilla’dadır ve araba ile 1 saat, otobüs ile 2 saat uzaklıktadır. Malaga havaalanı ise, araba veya otobüs ile 2-3 saat uzaklıktadır.
TARİH
Cadiz şehrinin ilk olarak, Fenikeliler tarafından: MÖ.1104 yılında kurulduğu söylenir. Kurulduğu ilk dönemde, genellikle küçük ve mevsimlik bir ticaret sömürgesidir.
Takip eden tarihi süreçte ise, yörede: Romalılar, Vizigotlar, Kurtuba Emirliği, Endülüs Emevi Deelvte, Kastilya krallığı ve İspanya krallığı egemenlik kurmuştur.
711 yılına gelindiğinde, Müslümanların İber yarımadasında hakimiyet kurmasıyla, Cadiz şehri yakınlarındaki Guadalete şehrinde yapılan muharebede, Müslümanlar galibiyet kazanınca, burada Kurtuba Emirliği kurulmuştur.
KARNAVAL
Büyük Perhiz öncesindeki hafta, Endülüs bölgesinde nereye giderseniz gidin, küçüklü-büyüklü toplulukların Karnaval kutlamalarına tanık olursunuz.
Ancak: hiçbiri Cadiz’in coşkuna erişemez. Şehir, özellikle Şubat-Mart aylarında kutlanan “karnaval” şenlikleriyle tanınır. Bütün dünya tarafından tanınan bu karnaval hazırlıkları, provalar ve toplu gösteriler ile tüm yıl boyunca devam eder.
Cadiz karnavalının hem taşkın liman kenti kültüründen hem de devlet kontrolüne karşı geleneksel direnişinden gelen şanı Franco’nun, bir isyana sebep olur korkusuyla yasaklayamadığı tek karnaval oluşu nedeniyle daha da çok yankı uyandırmaktadır.
Karnaval büyük ölçüde halkın elinde olan, bir zamanlar İspanya’nın yoksulluk çeken bölgesindeki eğlence düşkünlerinin yüzyıllar içindeki patronlardan, politikacılardan ve küçümsenen latinfundista’ların nefret edilen cacique’lerinden (başkanlarından) en azından sembolik olarak öç alabilecekleri bir yol buldukları bir kutlamadır.
Bu dönemde: fırtınaya meyilli sahilde bile Şubat ayı, akşamları epey soğuk olsa da gündüzleri yumuşak ve güneşli olabilir.
Evet: genellikle zeki bir siyasi yapı ve sözcükler üzerine kurulu karnaval etkinliklerinde, komikliği sağlayan hiciv gurupları vardır. Tipik olarak bir şarkı eşliğinde 7-12 kişilik bir topluluk tarafından doğaçlama yapılır.
Müzik için ise gitar ve davul gibi aletler kullanılır.
Eğlenceyi seven çoğu kişi dumanı üstünde yiyecekler, alkol, sokaktaki kalabalık içerisindeki hareketlilik ve kat kat giyilen iç çamaşırları sayesinde ayakta kalmayı başarırlar.
Cadiz, Sevilla ve Granada’daki kutlamalara katılmak isteyen herkes, sonbaharda konaklamak için rezervasyon yaptırmış olmalıdırlar.
Cadiz’deki oteller Karnavaldan aylar önce dolmuş olabilir.
Alternatif olarak, Bahia de Cadiz in karşısındaki Puerto de Santa Maria da da kalabilirsiniz.
Buradan gündüzleri Cadiz in eski kent merkezine feribot bağlantıları vardır.
Daha uzaktaki Sevilla veya Jerez i tercih edebilirsiniz.
Gece geç ve sabah erken saatlerde, kendi karnavallarını da kutlayan her iki kente giden trenler genelde, Cadiz den evlerine dönen eğlence düşkünleriyle dolu olur.
Büyük şehirlerin hepsinde daha küçük yerel karnavallar hakkında bilgi edinebilirsiniz.
NE YENİR
Cadiz yöresine yolunuz düşer ve yerel lezzetlerden tatmak isterseniz: Pestinos önerebilirim. Pestinos, popüler bir Noel pastasıdır. Çok kızarmış hamur parçalarının zeytinyağlı, bal ve şekerle yenilmesidir.
Bir diğer önerim: Garum olabilir. Garum bir tür balık sosudur ve antik Yunan, Roma ve Bizans mutfaklarında da kullanılmıştır.
Son bir öneri: Atun olarak isimlendirilen orkinos balığıdır. Bir tür, mavi yüzgeçli orkinos balığı olarak da isimlendirilir.
Önerebileceğim restoranlardan bazıları şunlardır:
La Sidreria de El Populo
San Antonio bölgesinde, tarihi El Populo semtindedir. Şehrin gözde şarap evidir. Hatta, güzel Endülüs yemekleri de tadabilirsiniz.
Casa Hidalgo
Plaza de la Catedral bölgesindedir. Burada özellikle tadı çok lezzetli olan Empanada de Atun denemelisiniz. Zaten, bu restoranda genellikle hamur işleri var. Şehir yerlileri, burayı çok tercih etmektedirler.
El Gaucho
Calle de Murquia bölgesindedir. Şehir içindeki en iyi et restoranıdır. Buradaki bir biftek menüsü, yaklaşık 15 Euro civarındadır.
ALIŞVERİŞ
Cadiz şehrinde alışveriş yapmak ve hediyelik bir şeyler satın almak isterseniz gitmeniz gereken yerler: Calle Pelota, Calle Compania, Calle San Francisco, Plaza de Candelaria.
Bu bölgelerde çeşitli hediyelik eşya satan dükkanlar bulunmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
Cadiz şehrinin büyük bölümü: surların içindeki kalıntılar şeklindedir. Burası: Old Town olarak isimlendirilir. Eski dar ve dolambaçlı sokakları, büyük plazaları buraya bağlar. Şehirdeki yeni alanlar, genellikle geniş bulvar ve daha modern binalar şeklinde gelişmiştir.
Buna ilaveten; şehirde çok sayıda egzotik bitkiler bulunan park vardır. Hatta: bu parklarda bulunan dev ağaçların, Yeni Dünya’dan yani Amerika’dan getirilerek dikildiği söylenir.
PLAZA DE MİNA
Eski şehrin merkezindedir ve 19’ncu yüzyılda geliştirilmiştir.
Plaza bölgesindeki ilk ağaçlar: 1861 yılında dikilmeye başlamıştır ve 1838 yılında burası, mimar Benjumeda ve Daura tarafından plazaya dönüştürülmüştür.
Plaza’da bulunan heykellerden öne çıkanı: Jose Macpherson heykelidir.
Plaza meydanının karşısındaki evlerin birçoğu ise, neo-klasik mimari tarzı yansıtmaktadır.
Plaza’da bulunan bir diğer yer ise: Cadiz Museum’dur.
MUSEO DE CADİZ
Bu bölgesel arkeoloji müzesi, 1970 yılında kurulmuştur. Katedralin yakınındadır.
Müze: Arkeoloji bölümü ve güzel sanatlar bölümü olmak üzere, iki bölümden oluşmaktadır.
Müzenin en önemli eserlerinin başında: 1887 yılında bulunan Fenike lahdidir.
Lahit: Cadiz tersanesi bölgesinde bulunmuştur. Bunun bulunması ile, müzenin oluşturulmasına karar verilmiştir.
Müzenin ikinci katında bulunan “Güzel sanatlar” bölümünde ise: 16’ncı yüzyıldan 20’nci yüzyılın ikinci yarısına kadar olan süreçteki İspanyol resminin evrimi görülmektedir. Bu bölümde kendi içinde, Flaman etkisi, Sevillalı ressamlar ve Luis Morales ile Zurbaran olarak ayrılmıştır.
Yani: burada, Murillo, Rubens ve Zurbaran’ın eserlerini görebilirsiniz.
Son olarak, müze içinde küçük bir Etnoğrafya bölümü var. Burada özellikle kuklalar ilginizi çekebilir.
PLAZA DE SAN FRANCİSCO VE S AN FRANCİSCO KİLİSESİ-MANASTIRI
1566 yılında inşa edilen manastır, restorasyonlar sonucu son şekline, 17’nci yüzyılda ulaşmıştır. Yan kapı ve pandifleri, bir kubbe ile örtülmüştür. İtalyan asıllı mimar Francisco Badaraco tarafından yapılmıştır. Mermer sütunları ve kemerleri ilgi çekmektedir.
PLAZA SAN ANTONİO
18’nci yüzyılda inşa edilen plaza: 19’ncu yüzyılda, Cadiz şehrinin ana meydanı olarak, burası kabul edilmiştir. Kare meydanın çevresi: bir dizi konut ile çevrilmiştir. Bunların mimari özellikleri ise: Neo-klasik ve İsabelline gotik tarzdadır. Dolayısı ile şehrin üst sınıfı, bu konutlarda ikamet etmektedirler.
1669 yılında, San Antonio kilisesi, burada inşa edilmiştir.
1954 yılında, şehir belediyesi tarafından, meydan, SİT alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
PLAZA DE CANDELARİA
Bu meydan: 1873 yılında yıkılan “Candelaria Manastırı”na atfen bu ismi almıştır. Meydanın merkezinde bir heykel görülmektedir. Bu heykel: meydana bakan bir evde doğan, İspanyol Cumhuriyetinin başkanı Emilio Castelar’a aittir.
Meydana bakan bir diğer ev ise: Şili’de yaşamış maceraperest eski bir diktatör olan Bernardo Higiins’e aittir.
DE LA CATEDRAL NUEVA
Giriş ücretlidir. Yetişkinler için 5 Euro, öğrenciler için 3 Euro’dur.
Cadiz şehrinin en ünlü yerlerindendir. Roma Katolik kilisesidir.
Yapı: 1260 yılında tamamlanmıştır. Ancak: 1596 yılında yanmıştır. Bu eski ve yanan yapının yerine, 1722-1838 yılları arasında yeni katedral yapılmıştır. Eskinin yerine yapıldığı için “yeni” olarak adlandırılmıştır.
İlk başlangıç, mimar Çelik tarafından sağlanmış olsa da, işlerin sürekli duraklaması nedeniyle, farklı mimarlar tarafından inşaat sürdürülmüştür.
116 yıllık süreçte tamamlanan yapı: aslında barok olarak planlanmışsa da, içerdiği rokoko elemanlar yüzünden Neoklasik tarzı hakim kılmıştır. Şapel bölümünde, birçok resim bulunuyor. Burada ayrıca eski katedral ve manastırın kalıntıları bulunmaktadır.
Sarı turunculu çinilerle kaplı kubbesi ve kuleleri, şehrin neresinde olursanız olun görülür ve birer uyarı ışığı görevi görür.
Ünlü besteci Manuel de Falla ve şair ve oyun yazarı Jose Maria Peman, katedralde gömülüdür.
Katedrali ziyaret ederseniz, mutlaka “Batı Kulesi” ne çıkmalısınız. Burası, şehrin en yüksek noktasıdır ve panoramik şehir manzarasını izleyebilirsiniz. Kulenin yüksekliği 74 metredir. Her 30 dakikada bir, burada rehberli turlar düzenleniyor.
BELEDİYE BİNASI
Plaza de San Juan de Dios bölgesindedir. Cadiz şehrindeki mevcut belediye binası, 1861 yılında, Garcia del Alamo tarafından yapılmıştır. Yapının başlama tarihi ise, 1799 yılındadır.
Burayı ziyaret etmek isterseniz, giriş ücretsizdir.
PLAZA DE SAN JUAN DE DİOS VE OLD TOWN HALL
Bu plaza: denizden kazanılan topraklar üzerine, 15’nci yüzyılda yapılmıştır. Meydan, iki aşamalı olarak inşa edilmiştir. İlk aşama mimar Benjumeda öncülüğünde 1799 yılında tamamlanmıştır. İkinci aşama ise, mimar Alamo başkanlığında, 1861 yılında tamamlanmıştır.
1906 yılına gelindiğinde ise, şehir surlarının bir kısmının yıkılması ile, meydanın büyüklüğü artmıştır.
PLAZA DE ESPANA VE 1812 ANAYASA ANITI
Plaza Espana bölgesindedir.
Bölge: Cadiz tarihinin büyük bölümü, monarşi tarafından ezilmeden önce, 1810’larda, kısa bir süre için Cadiz’de kurulan İspanya’nın ilk liberal hükümetine atfen yapılan “Monumento a las Cortes Liberales” yani “1812 Anayasa Anıtının” bulunduğu meydandır. Hemen ilerisinde, Puerto Comercial sahili bulunmaktadır.
Eski şehir surlarının bir kısmının yıkılması sonucu açılan yerde : 1812 Anayasası anıtı ortaya çıkmıştır. 1812 yılında, liberal anayasanın yüzüncü yıldönümü nedeniyle, uygun bir anıt yeri sağlamak amacıyla, burası hazırlanmıştır. Heykeltıraş Modesto Lopez Otero tarafından yapılan çalışmalar, 1911 yılında başlamış ve 1929 yılında tamamlanmıştır.
Anıtın zemininde bir oda ve odada boş bir koltuk, Cumhurbaşkanlığını temsil eder. Üst katta ise, çeşitli yazıtlar bulunmaktadır. Anıtın genelinde ise, barış ve savaşı temsil eden bronz figürler görülür. Anıtın merkezinde, İspanya’yı temsil eden bir kadın figürü ve her iki tarafında ise, tarım ve vatandaşlık temsil eden gruplaşmalar görülmektedir.
PLAZA DE FALLA VE GRAN TEATRO FALLA
Burası, 1871 yılında mimar Garica del Alamo tarafından yapılmış ve daha sonra, 1881 yılında yangında yanmıştır. Yeni tiyatro, yanan bu eski tiyatro yapısı üzerine, 1884-1905 yılları arasında, mimar Adolfo Morales de los Rios tarafından yapılmıştır.
Yapının dışı, kırmızı tuğla kaplıdır. Çatısı: Philip Abarzuza’nın resim çalışmalarıyla süslüdür. Mimari olarak: Neo-Mudejar ve Mağribi mimari özelliklerini taşımaktadır. 1920 yılında yapılan tadilat sonucunda, tiyatronun ismi, besteci Manuel Falla onuruna “Gran Teatro Falla” olarak değiştirilmiştir.
Daha sonraki süreçte bir süre terk edilen tiyatro yapısı, 1980’lerde yenileme çalışmalarına tabi tutulmuştur. Evet, zengin Mudejar süslemeleri olan burayı mutlaka görmelisiniz. Günümüzde burada: çeşitli kültürel etkinlikler yapılmaktadır.
TORRE TAVİRA- KULE
Marques del Real Tesoro bölgesindedir. Giriş ücretlidir, 5 euro.
18’nci yüzyılda, Cadiz şehrinde, gelen tüccarları gözlemlemek için 160 kule bulunuyordu. Bu kuleler, şehirdeki tüccarların evlerinin bir parçası şeklindeydi.
Ancak: 1778 yılında, şehrin en yüksek noktası olan Watchtower bölgesinde yapılan bu kule: ilk bekçisi Antonio Tavira’ya atfen Tavira kulesi olarak bilinmektedir. Kulede, bir sistem var.
Camera Obscura isimli bu sistem: beyaz bir ekran, bir ayna ve bir büyüteçten oluşuyor. Bununla, kulenin dışında, o anda neler olduğu; canlı ve hareketli görüntülerle ekrana yansıyor. Bu: Leonardo Vinci zamanında yaşanmış, nispeten basit bir optik ilkedir.
Günümüzde, kulede iki sergi salonu bulunuyor. Camera Obscura da halen faal ve ziyaretçiler tarafından görülebilmektedir.
FLAMENKO SANAT MERKEZİ-MERCEDE
Old Market, Plaza de la Merced bölgesindedir.
Merkez: Flamenko konserleri, sergileri ve bu konudaki çeşitli faaliyetlere ev sahipliği yapmaktadır. Toplam 740 metrekarelik bir alana sahiptir. Ana salon 200 koltukludur. Burada küçük guruplar halinde: gitar, şarkı ve dans eğitimleri verilmektedir.
AMİRAL EVİ
1690 yılında, Americas ticaret gelirleriyle “Casa del Almirante” yaptırılmıştır.
Plaza San Martin’e bitişik, bir saray tarzı evdir. İspanyol hazinesi filosunun büyük amiral ailesi tarafından inşa ettirilmiştir.
Dış cephede: nefis kırmızı ve beyaz Genoan mermerleri kullanılmıştır. Ana katta ise, kubbe altında, genel merdiven ve salonda büyük bir asalet ve güzellik göze çarpmaktadır.
ESKİ GÜMRÜK EVİ
Gümrük, kiralama ve Konsolosluk evi olarak kullanılan yapı: 1765 yılında, Cadiz şehrinin liman kanadında yapılmıştır.
PALACİO DE CONGRESOS – KONGRE MERKEZİ
Cadiz şehrinin bu eski “Tütün Fabrikası” yenilenerek, mükemmel bir uluslar arası konferans ve ticaret merkezi haline getirilmiştir. Hemen yanındaki tarihi merkezin hemen kalbinde, kentin en simgesel yapılarından birisidir.
Kongre merkezinin bulunduğu eski tütün fabrikası, aslında, antik dönemde kentin tahıl ambarı sitesinin bulunduğu yere yapılmıştır. 3 katlı Tütün fabrikası: 1741 yılında, kral Felibe V döneminde yapılmış ve 1870 yılında kapanmıştır. Yapının tuğla cephesi ve sırlı seramik kaplı bölümleri ilgi çeker.
CADİZ ŞARAP VE BOĞA MÜZESİ
Feduchi Steet bölgesindedir. Pazar günleri haricinde diğer günler gezilebilmektedir.
Şarap bölümü: Burada, binden fazla şarap koleksiyonu bulunmaktadır. 1893 yılında, Chicago Expo sergisinde, muhteşem Sherry koleksiyonu ödüllendirilmiştir. Burayı ziyaret ederseniz, şarap tatmayı unutmayın.
Bir boğa güreşi şehri olan Cadiz, geçmişte var olan arenalarda yapılan mücadeleleri, bazı fotoğraflar ile, işte burada görüntülemektedir. Yani, burada birçok fotoğraf, afiş-posterler görülmektedir.
ORATORİO DE SAN FELİPA NERİ
Bu barok tarzı kilise, Cadiz’in sembollerinden biridir.
Burası Cortes’in (Parlamento) bir araya gelip İspanya’nın tarihi 1812 Anayasasını oluşturduğu yerdir.
1755 yılında bir depremde yıkılan bina, 1764 yılında yeniden inşa edilmiştir.
Sunağın üzerinde Murillo’nun en iyi eserlerinden biri olarak kabul edilen Lekesiz Doğum tablosu asılıdır.
ROMA TİYATROSU
1980 yılında, bir yangın sonucu, bazı ortaçağ binaları ve eski depolar yanıp yok olunca, El Populo ilçesindeki bu Roma tiyatrosu ortaya çıkmıştır. Zaten, bu binaların temellerinin, antik taşlarla inşa edildiği görülmüştür. Daha sonraki dönemde, sistematik kazılar sonucu: Roma tiyatrosu ortaya çıkarılmıştır.
Tiyatronun, MÖ.1’nci yüzyılda, Lucius Cornelius Balbus tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Dünyanın ikinci büyük Roma tiyatrosudur.
Cavea bölümü 120 metre çapındadır ve 20 bin seyirci kapasitelidir. Bölgede yapılan kazılarda: tiyatro kalıntılarına ilaveten, Muvahhidlere ait ev kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.
MS.4’ncü yüzyılda tiyatro kullanım dışı kalmıştır. 13’ncü yüzyılda ise, kralın emriyle tiyatronun kalıntılarının üzerine, Alfonso Kastilya kalesi inşa edilmiştir.
PYLONS
Bu bir tür sıra dışı elektrik direğidir ve Cadiz körfezindeki büyük elektrik güç kablolarını desteklemek için kullanılmaktadır.
Kulenin uzunluğu: 158 metredir. Çelik izoletörlerden yapılmıştır. Yapımı: 1957-1960 yılları arasındaki üç yıllık süreçte gerçekleşmiştir.
JOSE LEON DE CARRANZA KÖPRÜSÜ
Cadiz şehri ve anakarayı birbirine bağlayan bir köprüdür. Köprü: Cadiz körfezi üzerindedir. Cadiz şehrinin iki girişinden biridir. Aynı zamanda, Avrupa’nın en uzun baskül köprülerinden birisidir.
Köprü: 1969 yılında yapılmıştır. Toplam uzunluğu: 1400 metre, ana açıklığı: 90 metre, genişlik: 13 metre ve yükseklik; 18 metredir.
LA PEPA KÖPRÜSÜ
Bu köprü: Cadiz körfezi ile Cadiz Puerto Real anakarasını bağlamak üzere yapılmıştır. Tamamlandığında, İspanya’nın en uzun köprüsü olacaktır.
Açılışı, 2013 yılına planlanmaktadır.
Köprü: 6 kulvarlıdır. Her yöne 2 şeritli karayolu ve 2 tramvay yolu bulunmaktadır. Toplam uzunluğu: 3092 metredir. En uzun açıklığı: 540 metredir. Genişlik ise 24 metredir.
PUERTAS DE TİERRA
Bu abidevi duvarlar, Endülüs ün dünya ticaret merkezi Rio Guadalquivir in balçıklanması sonucu Sevilla dan Cadiz e taşınınca, şehir 18 yüzyıldaki savunmalarının bir parçası olmuştur.
Sahilde, Puertas de Tierra yakınında eski hapishane Carcel Vieja bulunmaktadır.
ŞEHİR KAPILARI
16’ncı yüzyılda: Las Puertas de Tierra ortaya çıkmıştır.
Duvar, birkaç tabakadan oluşur ve bu tabakalardan yalnızca bir tanesi günümüze kadar ulaşabilmiştir.
20’nci yüzyıla gelindiğinde ise; modern trafik düzenlemesine uygun olarak, Old City girişinde yapılan tadilat sonucu, duvara oyulmuş iki yan kemer, şehrin ana girişlerinden biri haline getirilmiştir.
1300 yıllarında inşa edilen “El Arco de los Blancos” kapısı, Populo semtinin kapısıdır. Bu kapı, ortaçağ döneminde şehrin ana kapısı olarak kullanılmıştır. Kapı üzerinde: Felipe Blanco ailesi tarafından yaptırılan bir şapel kalıntısı bulunmaktadır.
Katedral yanında, ortaçağ duvarlarına oyulmuş olarak görülen kapı ise “El Arco de la Rosa” ismiyle bilinir. Kapı ismini, 18’nci yüzyılda şehirde yaşamış kaptan Gaspar de la Rosa’dan almaktadır. Kapı; 1973 yılında yenilenmiştir.
SAN SEBASTİAN KALESİ
Kale yapısı, 1993 yılında “Bien de İnteres Kültür Mirası” olarak kabul edilerek koruma altına alınmıştır. Caleta plajına giden yolun sonundadır. 1706 yılında inşa edilmiştir. Bugün kale olarak kullanılmaktadır.
CASTİLLO DE SANTA CATALİNA
Giriş ücretsizdir.
Koyun güney ucunda, koyun karşısındaki Sebastian sahil bölümüne denk gelecek şekilde yapılmış, Caleta plajı sonundadır. Yani, Cadiz’in solundaki, en popüler plajlardan biri olan “Playa de la Caleta” ya bakar.
Sağda ise, Parque del Genoves’in zarifçe şekillendirilmiş, çalılarla süslü yürüyüş yollarından birisi vardır ve buranın görüntüsü, bir Chirico tablosu fonunu andırır.
1598 yılında kral Philip II döneminde yapılmıştır. Parkın: bir kafesi ve açık hava tiyatrosu bulunmaktadır.
Yakın zamanda yenilenmiş olan kale, günümüzde geçici sergiler ve konserler için kullanılmaktadır.
FORTES
Arazinin doğal bir yükseltisinden yararlanılarak, 1672 yılında surlar üzerine yapılan bir bölümdür. Günümüzde bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. İleriki zamanda ise, kalıcı bir fuar alanı olarak kullanılması düşünülmektedir.
PLAJLAR
Cadiz şehrinin en beğenilen plajı: La Playe de la Caleta’dır. Buranın güzelliği ve Barrio bölgesine yakınlığı her zaman tercih edilmesinin nedeni olmuştur.
San Sebastian ve Santa Catalina arasındaki eski şehirde de bir plaj bulunuyor. Bu plaj, 400 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindedir. Burada: gel-git yaşanıyor.
Şehrin yeni bölümünde: La Playa de la Victoria plajı bulunuyor. Burası, özellikle turistler ve şehir yerlileri tarafından yoğun olarak tercih edilmektedir.
Plaj: yaklaşık 3 km. uzunluğunda ve 50 metre genişliğindedir. Plaj bölümü bir cadde ile karadan ayrılır. Caddenin kara tarafından, birçok dükkan ve restoran bulunuyor.
PLAYA DE LA CALETA
Şehrin tarihi merkezinde bulunmaktadır. Fenikeliler, Kartacalılar ve Romalılar döneminde burası doğal bir liman olarak kullanılmıştır.
Plajın ana cazibesi: İsaac Albeniz, Jose Maria Peman, Paco Alba gibi müzisyenler ve şairlerin ilham almasından doğmuştur. Plajın hemen arkasında, Cadiz üniversitesinin bir fakültesi görülüyor.
Bu plaj bölgesinde: çeşitli filimler çekildiği söyleniyor. (007 James Bond. Die Another Day)
Evet, burası kentin sembol alanlarından birisidir. Özellikle, İspanya’da, en güzel gün batımının buradan seyredildiği söylenir ki, siz de bunu mutlaka izlemelisiniz.
PARQUE NACİONAL DONANA
İspanya’daki en büyük doğa koruma alanı ve Avrupa nın en büyüklerinden biri olan Donana, Sacular de Barrameda sahili boyunca Sevilla ya giden yolun yarısından kuzeyde El Rocio ve Costa de la Luz boyunca, Huelva ya giden yolun yarısına kadar uzanır.
Yerel vahşi yaşamın yanı sıra yaklaşık 6 milyon göçmen kuşun da yılda iki kez ilkbahar ve sonbaharda kat ettikleri kuzey ve güney rotaları üzerindeki mola noktasıdır.
Arazi
Parque Nacional de Donana, 1969 yılında, tarım ile kalkınmanın bu eşsiz sulak araziyi tehdit etmesi riskine karşı sit alanı ilan edilmiştir.
Aslında bilim insanları bölgenin insan eliyle yapıldığını savunmaktadırlar, zira yüzyıllardır süren tarım, balıkçılık, avcılık ve diğer aktiviteler arazinin şeklini ve flora ile faunayı değiştirmiştir.
Park Guadalquivir ve Guadiamar nehirlerinin bataklık bölgelerini de içine almaktadır.
Guadiamar nehri, kuzey Endülüs te yer alan kaynağı Sierra de Cazorla dan çıkıp 700 km. devam ettikten sonra Atlantik e akmaktadır.
Vahşi Yaşam
Kışın karideslerle beslenen flamingo sürülerinin de dahil olduğu göçmen ziyaretçilerinin yanı sıra park, alageyik, vaşak, yabandomuzu, kuyruksüren ve şah kartallarının da dahil olduğu birkaç nadir yırtıcının evidir.
Parkı Gezmek
Donana yı ziyaret edenlerin sayısı oldukça sınırlıdır.
Eğer çok meraklı değilseniz veya zamanınız kısıtlıysa, parkı az da olsa tanımanın en iyi yolu, yasak bölgenin sınırında yer alan beş ziyaretçi merkezinden birisine gitmektir.
Bunlardan en kolay ulaşabileceklerinizden ikisi El Rocio kasabasına yakın olan La Rocino ile Palacio del Acebron dur.
Ancak Donana nın vahşi yaşamına göz atmak isterseniz en ideali El Rocio dan sahile doğru güneye giderek ulaşabileceğiniz El Acebuche dir.
Donananın bütünüyle keyfini çıkarmak için zaman ayırmalı ve dört çeker bir araçla, rehberli tura katılmalısınız. Bu tur, dört saat sürer ve parkı oluşturan bütün ekosistemleri azar azar görebileceğiniz 70 km. lik bir alanı kapsar.
Donanayı gezmenin alternatif bir yolu ise (Sanlucar de Barrameda sınırındaki) Bajo de Guida da bulunan Fabrica Hielo ziyaretçi merkezinden bir tekneye binmektir.
Tabii tanık olacağınız veya olamayacağınız vahşi yaşam, biraz şansa biraz da yılın hangi zamanında gittiğinize göre değişecektir.
Memelileri görmek bilhassa zordur. Ancak kuşlar, özellikle de ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde daha görünür olurlar.