Rajasthani eyaletinin başkentidir. Günümüzde, 3 milyon nüfus barındırmaktadır. 2008 yılında yapılan bir ankette: bu şehir, Asya kıtasında ziyaret edilmek için en iyi şehirler sıralamasında 7’nci olmuştur. Hint şehirleri arasında ise, 3’ncü olmuştur. Çünkü, diğer Hint şehirlerine nazaran, daha derli-toplu ve düzenlidir.
Astroloji hakkındaki tarihi metinlere dayanarak inşa edilmiştir. 1727 yılında, yıldızların alimi Mihrace Jai Singh: astrolojik hesaplamalar sonucunda, burayı uygun bulmuş ve başkentini, Amber şehrinden, buraya taşımıştır. Daha sonra ise, şehri: yıldızlar ve gezegenlerin konumuna göre, düzenletmiştir.
Şehir: Doğuda Suraj Pol (Güneş kapısı) bölgesinden, batıda Chand Pol (Ay kapısı) caddesine kadar uzanan doğru bir eksen üzerinde kurulmuştur.
Şehrin deniz seviyesinden yüksekliği: 431 metredir.
Şehrin tam merkezinde ise: 7 avlulu, Şehir sarayı bulunmaktadır. Bu saray, günümüzde bir müze olarak ziyarete açıktır. İçinde: gümüş kakmalı kılıçlar, parlak mücevherler, silahlar, giysiler sergileniyor. Bunlar: mihracelerin yaşamları ve altın çağları hakkında ziyaretçilere bilgiler yansıtmaktadır.
Kent merkezindeki binaların cepheleri: mevsime ve günün saatlerine göre değişen renklerin hakim olduğu muhteşem bir güzellik sunuyor. Binaların renkleri, gül pembesinden, parlak turuncu ve donuk sarı renge dönüşüyor. Ancak, şehir genel olarak “Pembe şehir” olarak biliniyor. Şehrin sokakları ise, 34 metre genişliğiyle dikkat çekmektedir. Cadde ve sokakları geniş, ilginç bir Hint şehridir.
Aynı zamanda, dünyanın sayılı büyük elmas ve değerli taş işleme merkezlerinden biridir. Altın ve elmas işçiliği burada ön sıradadır. Ancak, burada bir ayrıntıdan söz etmek istiyorum. Olur da, bu şehre giderseniz, bu şehirde, kesinlikle yanınıza bir-birkaç genç yaklaşıp, sizinle tanışmak, konuşmak istediklerini söyleyecekler ve bu tanışma faslının ardından size yanlarındaki değerli taşları satmak isteyeceklerdir. Elbette, bu değerli taşlar “sahte”, kesinlikle bu tür yaklaşımlara izin vermemenizi öneririm.
Son bir not: şehirde, maymunlar serbest olarak dolaşıyorlar. Malum: filler ve maymunlar, bu ülkede kutsal kabul ediliyorlar.
GEZİLECEK YERLER
KAPALIÇARŞI
Burada: parlak renkli çiçekler, fil, öküz arabaları ve çeşitli mallar görmek mümkündür. Ancak, herkes, sizi yabancı gördüğünde, bir şeyler satmak için büyük bir gayret içine girecek ve kolunuzdan çekiştirenler, size bir şeyler söylemeye çalışanlarla çevreniz dolacaktır. Yani, tam bir gürültü ve pis koku merkezi denebilir. Burada, özellikle hasır sepetler içindeki kobra yılanlarının danslarını seyredin. Yılan ve oynatıcıların fotoğraflarını çekmek isterseniz, sakın para vermeyi unutmayın. Özellikle, yılan oynatıcıların, kobra yılanları ile yaptıkları kesinlikle ilginizi çekecektir.
CHANDRA MAHAL-MÜBAREK MAHAL
İngiliz mimar Sir Swinton tarafından tasarlanmıştır. Burada: bir dokuma-tekstil müzesi var. Müzede: Gürkanlı ve Racput dönemlerine ait: giysiler, şallar, perdeler, kostümler sergileniyor. Burada özellikle, I. Madho Sigh’in kocasının kaftanını görmenizi öneririm. Divan-ı Has Salonunda: Guiness rekorlar kitabına da giren, dünyanın en büyük gümüş 2 kabı bulunuyor. Burada: dört mevsimi resmeden motiflerle dekore edilmiş, 4 küçük kapı “Ridhi Sidhi Pol” bölümünü de görmelisiniz. Sarayın diğer bir bölümü olan “Hawa Mahal”, ayrıntılı olarak aşağıda anlatılmıştır. Saraya giriş: 300 Rp.
HAWA MAHAL-RÜZGAR SARAYI
Yapı: 1799 yılında yapılmıştır. Eşsiz dış cephesinde, 953 küçük pencere ile tam bir arı kovanı peteğine benzemektedir. Bu kafes yapısı: peçe kullanan kraliyet bayanlarının, günlük sokak yaşamını gözetlemeleri için bu şekilde tasarlanmıştır. Yapının yüksekliği: 15 metredir. 5 katlı, piramit şeklinde bir anıttır.
Saray: kırmızı ve pembe kumtaşından yapılmış olup, Jaipur şehrinin merkezindedir, ana cadde üzerindedir. Özellikle, sabahın erken saatlerinde yani gün doğumunda bakıldığında, altın rengi parlaklığı görülür.
Zikzaklı merdivenlerle çıkılan tepede, muhteşem bir manzara görülüyor.
JAL MAHAL
Burası, Rani bahçeleri yolundadır. Gölün ortasındaki bir saraydır. Göl: kış aylarında genellikle kuru olmasına rağmen, yaz aylarında, özellikle muson sezonunda, yağmurlarla dolar ve özellikle sümbüller, buraya bambaşka bir hava verir.
JANTAR MANTAR-JAİPUR
Kent sarayının hemen yanındadır. UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek, koruma altına alınmıştır. Kelime anlamı “hesaplama aracı” dır.
Mihraca Jai Singh tarafından: 1927-1934 yılları arasında yaptırılmış bir gözlemevidir. Ama, mihrace tarafından daha önce yaptırılan gözlemevlerinin en görkemlisidir. Özellikle, burada bulunan güneş saatinin: yaklaşık 2 saniye doğruluk oranına yaklaştığı söyleniyor. Dünyanın en büyük güneş saati: 27 metrelik boyutu ile, günümüze kadar sağlam olarak gelmiştir. Onun gölgesi: saniyede 1 mm.lik bir derinlik, dakikada ise bir el genişliği yani 6 cm. lik derinlik göstermektedir.
ALBERT HALL MUSEUM
Müze binası, 1887 yılında, Sir Samuel Swinton Jacobs tarafından dizayn edilmiştir. Müzede: resimlerin yanında, halı, fildişi, taş, metal heykellerden oluşan zengin bir koleksiyon sergileniyor. Müze adını: Prince of Wales Albert Erward’ın şehri ziyareti sırasında almıştır.
AMBER KALESİ
Şehrin, 11km. kuzeyindedir. Kelime anlamı “kaplanlar”. Kale: bir kayalık üzerinde: 1734 yılında kurulmuştur. Muhteşem bir şehir manzarasına sahiptir. Ancak, iç kale bölgesi, şehir olarak genişlemeye müsait olmadığından, Mihrace Jai Singh tarafından tercih edilmemiştir. 1857 isyanı sırasında ise, kale, Avrupalılar için bir sığınak olarak kullanılmıştır.
Amber bölgesine giden yol: Maota gölünü çevreleyen tepelerden geçerek ilerliyor ve Racasthan kırsalına ulaşıyor. Burada: bir fil rampası var. Fil üzerinde, Suraj Pol yani Güneş kapısından geçerek, çevresi fil ağıllarıyla dolu bulunan Jaleb Çovk bölgesine gelebilirsiniz.
Burada: Sri Sila Devi Tapınağı var. Tapınağa: bir merdivenle çıkılıyor ve Silaya adanmıştır. Yapının gümüş kapılarında: çeşitli tasvirler görülüyor. Tanrıçanın heykeli: Bengal bölgesinden getirilmiştir.
Daha sonra: Şiş Mahal denilen Aynalar Sarayı olarak bilinen yere geliniyor. Kale içinde, mutlaka görmenizi önereceğim burası: ayna fayans duvarlar ve tavanda binlerce süsleme görülüyor.
Sarayın ilgi çeken bölümü: Sukh Nivas yani Zevk Salonu denilen yerdir. Burada: fildişi ve sandal ağacı kakmalı kapılar var. İç mekanda ise, beyaz mermer bir olukla çatıdan aşağıya akan serin sular ve temiz havanın girdiği, taş kafes panolar görülüyor. Her akşam, saat 7-8 arasında, ses ve ışık gösterileri düzenleniyor. Bilet ücreti: 200 Rp. Ancak, sivrisineklere karşı önlem almadan sakın gitmeyin.
RANTHAMBORE ULUSAL PARKI
Şehrin güneyindedir. Bu dünyaca ünlü park bölgesinde: doğal ortamlarında kaplanlar görülebiliyor. Park bölgesindeki yaklaşık 50 civarındaki kaplan: insanlara çok alışkındır. Ayrıca: park alanında, Hint antilopları ve çeşitli geyik türleri bulunuyor. Güzel manzara ise, parkı ziyaret etmek için başka bir çekici unsurdur.