İsviçre’nin en büyük şehridir. Aynı zamanda, ekonomik ve kültürel başkenttir. Şehrin havaalanı: 10 km. kuzeydoğuda, Kloten bölgesindedir.
Havaalanından, şehir merkezine metro ile ulaşabilirsiniz.
Aynı isimle anılan gölün, kuzey ucundadır. Şehrin isimleri: Almanca: Zürich, İsviçre Almancasında: Züri.
Avrupa’nın yaşam kalitesi en yüksek şehridir. Business Week dergisinin, 2007 yılı değerlendirmelerinde “Dünyanın en yaşanılabilir şehri” seçilmiştir. Hatta, bu ününü, takip eden yıllarda da korumuştur.
İsviçre ülkesinin en büyük kentidir. Zürih kantonunun başkentidir. FIFA’nın merkezi, bu şehirde bulunuyor.
Dünyanın en pahalı şehri olduğu söyleniyor. Özellikle: caddelerde, muhteşem araba markalarını, hatta klasik arabaları görebilirsiniz. Bunun yanında, Avrupa’nın motor en çok bulunan şehri sanırım burası olabilir.
Burada, yaşamak ve alışveriş yapmak için çok fazla para olması gerekiyor. Lüks, güzel ve hastalık derecesinde temiz bir kent.
1877 yılında, Borsa bu şehirde kurulmuş ve günümüzde önemli bir finans merkezi konumundadır. Zaten şehirde gezerken, nereye baksanız bir banka şubesi göreceksiniz.
Avrupa’nın en iyi üniversiteleri
ETH (Eidgenössiche Technische Hochschule) ve Zürih Üniversitesi (Universitat Zürich) bu şehirdedir.
Sokaklarında sahipsiz kedi-köpek bulunmaz. Araçların düzgün park etmesi için, cadde-sokak yanlarına, özel işaretler yapılmıştır. Yani: aşırı düzenli bir şehir. Sabaha karşı, Belediye görevlilerinin, sokak ve caddeleri, deterjanlı sular ile yıkadığını görürseniz şaşırmayın.
TARİHİ
2000 yıl önce, Romalılar, bölgede “Turicum” tepesinde, bir gümrük noktası kurmuşlar. Günümüzde, burası “Lindenhof” olarak biliniyor ve şehrin coğrafi merkezi konumundadır.
Aradan 1000 yıl geçince: Zürih şehirleşmiş, ipek, yün ve pamuk dokumacılığında önemli bir merkez konumuna gelmiştir.
Zürih: 1351 yılında, Konfederasyona katılmıştır. Reform hareketleri, kentte yaygınlaşınca: ticari ve politik alanda, büyük gelişmeler görülür.
DİL
Şehirde konuşulan diller: İtalyanca, Almanca ve Fransızcadır.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIM
Şehirde gezmek için, “Nıne-Uhr Pass” denilen bir bilet satın alın. Bu bileti: gemiler hariç, tüm ulaşım araçlarında rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Nereden alacaksınız? Bindiğiniz herhangi bir vasıtadan satın alabilirsiniz. 7.5 Frank bir günlük tramvay bileti alıp, şehri bir güzel gezebilirsiniz. Hoş zaten kimse kontrol etmiyor, vatandaşa aşırı güven duyuluyor.
Toplu taşıma ağı: muhteşem şekilde düzenlenmiştir. Her 4 dakikada bir tren gelir, her 2 dakikada bir ise, istasyon bulunur.
İKLİM
Burada, ılıman iklim hakimdir. Aşırı sıcak, aşırı soğuk ve nem yok.
YEMEKLER
Geleneksel İsviçre mutfağı yemeklerinden tatmak isterseniz, şunları önerebilirim: Burgermaıster Schwert (süt danası etinden yapılan, özel soslu bir yemek) ve Bratwurst deneyebilirsiniz. Ayrıca: küflü peynir ile sunulan, patatesten yapılan “Gnocci” de güzel bir seçenek olabilir. Tercih sizin.
Bunun dışında: Zürih şehrinde, “kase fondue” yemenizi öneririm. Traditionnelle cinsinden yemelisiniz. Eritilmiş, iki çeşit peynirden yapılan, yöresel bir tat)
ÇİKOLATA
İsviçre çikolataları, elbette bu ülkede yenebilecek en güzel şey. Şehirde, çikolatanın: sütlüsü, karamellisi, çileklisi gibi birçok çeşidini bulabilirsiniz.
TURİZM
Şehirdeki: 4 katedral ve ünlü Zürih gölü dışında, turistler için tek ilgi çekici nokta, alışveriş merkezleridir. Şehri mutlaka yürüyerek gezin, zaten şehri baştan-aşağıya yürüyerek gezmeniz, toplasanız 3 saatinizi almayacaktır.
NE SATIN ALINIR
Bu şehirde, saat çok meşhur. Bunun dışında: çakı ve giyim eşyası satın alabilirsiniz. Özellikle: Zürih şehrine özel bir şeyler satın almak isterseniz: kaşmir ve ipek olabilir. Çünkü: Silk&Cashmere mağazası, bu konuda ön sırada.
İNSANLARI
Şehirde yaşayan nüfus içinde, Türkler, yoğundur. Bunun yanında: bol miktarda “gay” ve “eşcinsel çift” görebilirsiniz.
GECE HAYATI
Hayır, bu şehirde gece hayatı yok. Sanırım, ev partilerinde eğleniyorlar. Zaten, şehirde gezerken baktığınızda, gece saat 22.00 den sonra, evlerde yanık ışık göremezsiniz.
ETH (EİDGENÖSSİCHE TECHNİSCHE HOCHSCHULE) ZÜRİH ÜNİVERSİTESİ
Avrupa’nın en iyi üniversitelerindendir.
GEZİ PLANI
Şehrin: modern merkezi ve tarihi merkezi arasındaki sınırı: Limmat nehri oluşturur.
LİMNAT NEHRİNİN BATI YAKASI
BAHNHOF STRASSE
Burası, dünyanın en prestijli caddelerinin başındadır. Ihlamur ağaçları bulunan caddenin uzunluğu: 1.5 km. dir. Tren istasyonundan başlar ve göl kıyısına kadar uzanır. Trafiğe kapalıdır, yalnızca yayalara ayrılmıştır.
Bu cadde üzerindeki mağaza ve dükkanlarda: ayakkabı, kürk, aksesuar, porselen, mücevher, saat ve diğer her türlü lüks ürün türlerini bulabilirsiniz. Ayrıca: bankalar, pastaneler ve butikler bulunuyor.
Özellikle: buradan başlayıp, Zürih gölüne doğru giden ilginç bir sokak var. Langstrasse. Bu sokak: eskiden sanatçıların ve bohemlerin takıldığı bir mekan imiş. Günümüzde ise: burası, şehrin enteresan mekanlarından biri, tabiri lütfen hoş görün, it-kopuk mekanı.
Özellikle, hafta sonlarında: burada, her türlü uyuşturucu ve fahişe görmek mümkün ve bu arada, polis te ortalıkta yok.
Sizler, şehri gezerken, umarım bu söylediklerimi hatırlar ve bu sokağa girmemeye dikkat edersiniz.
Tren istasyonu yakınlarında bir bina var.
URANİA
Burası, 48 metre yüksekliğinde, bir gözlem kulesidir. Bu kulede: muhteşem büyük bir teleskop var. Bu ana teleskop: 600 kez büyütme özelliklerine sahiptir. Ayrıca, kulede, bir de bar var. Şehirde, en yüksekteki bar olarak öne çıkıyor.
Bahnhof Strasse boyunca ilerlediğinizde: hemen solunuzda, nehir tarafında bir yapı var. Münsterhof caddesi istikametine dönüyorsunuz. Köprüye varmadan hemen önce, sağınızda:
FRAUMÜNSTER KİLİSESİ
Kilise, ilk olarak 853 yılında, Güney Almanya aristokrasisinin kadın üyeleri tarafından iskan edilmiştir. Hemen nehrin kıyısındadır. Giriş ücretsizdir. 13.yüzyıla kadar da, Zürih şehrinde, kralların himayesinde olmuştur.
Reformasyon’dan sonra ise, kilisenin mülkiyeti, Zürih şehrine geçer. Yapı: 1911 yılında restore edilmiştir.
Kilisenin en ilgi çeken yerleri ise: vitray pencereleridir. Kuzeydekiler: 1945 yılında, Alberto Glacometti tarafından yapılmıştır. Koroda bulunanlar 1970 yılında ve güneydekiler ise, 1978 yılında, Rus-Fransız sanatçı Marc Chagall tarafından yapılmıştır. Şehrin en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biridir.
Hemen karşıda, başka bir bina var.
ZUNFTHAUS ZUR MEİSEN
Burası, 1757 yılında yaptırılmış, şehrin en güzel Barok binasıdır. Giriş ücretlidir. Günümüzde, burada: İsviçre Ulusal Müzesinin “Seramik Koleksiyonu” sergileniyor.
Bu binanın, hemen arkasındaki dar sokaklardan ilerleyin. Bu dar sokaklarda, butikler ve antika mağazaları sıralanıyor. Karşınıza bir kilise çıkıyor.
SANKT PETERSKİRCHE (AZİZ PETRUS KİLİSESİ)
Şehrin en eski kilisesidir. Barok nef: 1705-1706 yılında yapılmıştır. Zürih şehrinde inşa edilen ilk reform kilisesidir.
Kilisenin çan kulesinde: dünyanın en büyük saatlerinden biri bulunuyor. Bu saatin çapı: 8.7 metredir. Saat: 13.yüzyıldan kalmadır. Kule: uzun süre yangın gözlenmesi için de kullanılmıştır.
Yapıya: 18.yüzyılda eklenen pembe-turuncu mermer sütunlar, alçı işlemeler ve kristal avizeler mükemmel. Burayı görmeden geçmeyin.
Kiliseden çıktıktan sonra, yukarı doğru yürümeye devam edin. İstikamet: Lindenhof.
LİNDENHOF
Burası, yeşil bir alan. Buranın dik merdivenlerinden çıkın ve nehrin karşısındaki “Limmatquai” sahilinin muhteşem manzarasını izleyin.
Bu arada: meydanda bir çeşme göreceksiniz. Çeşme; 1292 yılında, Habsburg kuşatmasında, şehri kurtaran, Zürihli kadınların anısına yapılmıştır.
Zürihli kadınlar, savaşçı giysilerine bürünmüşler ve uzaktan bunları gören düşman güçleri, şehrin iyi korunduğuna inanarak, geri çekilmek zorunda kalmışlardır.
Bahnhof platz meydanı, yani Bahnhof street caddesinin başlangıç noktasındaki “Hauptbahnhof” hemen arkasında, Zolibr Museum str. caddesinde: güzel bir müze var.
SCHWEİZERİSCHES LANDES MUSEUM (İSVİÇRE ULUSAL MÜZESİ)
Yapı: 1898 yılında, Gustav Gull tarafından, Ana tren istasyonunun yanında inşa edilmiştir. 100 yıllık müze binasının üzerindeki kuleler, bir masal kalesini andırıyor.
Burada: İsviçre kültürüne ait eserler ve objeler sergileniyor. Giriş ücretli. Sergi salonlarında: Ortaçağdan kalma: heykel ve resimler, vitray ve fresk örnekleri sergileniyor. Üst kattaki salonda: silahlar, zırhlar, üniformalar ve diğer askeri gereçler sergileniyor.
Bölgedeki bir başka müze: Rietberg bölgesinde, “Park Villa” denilen bir parkta bulunuyor.
RİETBERG MUSEUM
Giriş ücretli. Burada: Baron Von der Heydt tarafından toplanmış: geleneksel Çin porselenleri, Ermeni kilimleri, Peru çömlekleri ve Afrika maskları sergileniyor. Büyük bir koleksiyon, mutlaka görmelisiniz.
LİMNAT NEHRİNİN DOĞU YAKASI
Nehrin doğu yakasında: eski lonca binaları sıralanıyor ki, bunlar gayet görkemli binalar. Fraumünster binasının hemen karşısında, nehrin öte yanında, köprüden geçiyorsunuz ve bir katedralle karşılaşıyorsunuz.
GROSSMÜNSTEK KATEDRALİ
Burada, bugün göreceğiniz binadan önce: 1100-1250 yılları arasında, 9.yüzyıldan kalma bir kilise bulunduğu biliniyor. Bu yapı ise: ülkede, Almanca konuşan halk için “Ana Kilise” statüsündedir.
Augusto Giacometti tarafından yapılan vitraylar mükemmel. Bunlar: 1900 yılında yapılmıştır. Kilise: İsviçre-Alman reformasyon başlangıç noktası olmuştur.
Şehrin en dikkat çekici anıtları olan, ikiz kuleler ise: 15.yüzyılda yapılmış, 18.yüzyılda ise, üzerleri kubbelerle örtülmüştür.
Limmatquai caddesinden yukarıya doğru yürüyorsunuz ve hemen solunuzda, nehir kıyısında bir yapı var.
RATHAUS
Burası, 1694-1698 yılları arasında yapılmış ve günümüzde Belediye ve Kanton Meclislerinin toplantılarının yapıldığı bir yapı.
Grossmünster yapısının hemen arkasında, Kuchgasse caddesi takip edildiğinde, güzel bir müze ile karşılaşacaksınız.
KUNSTHAUS (GÜZEL SANATLAR MÜZESİ)
Giriş ücretli. Burada: Ortaçağ döneminden, 20.yüzyıla kadar olan dönemdeki Avrupa resim sanatının pek çok örneğini görmek mümkün. Özellikle: İsviçreli sanatçıların eserleri, kapsamlı ve ayrıntılı olarak sergileniyor.
Bunların dışında: Monet, Cezanne, Van Gogh ve Picasso’nun başyapıtları sergileniyor. Müze, aynı zamanda: Man Ray isimli sanatçının fotoğrafları ile dikkat çekiyor. İsviçre Fotoğraf Vakfının, önemli koleksiyonları burada sergileniyor.
DOĞU YAKASINDA DİĞER GEZİLECEK YERLER
ÇİN BAHÇESİ
Zürih’e kardeş şehir: Kunming şehrinin hediyesi olan bu bahçe, gerçekten görülmeye değer. Zamanınız varsa, mutlaka gidin. Göl kıyısında. Giriş ücretli. Parkta: kuşlar, çiçekler, balıklar, dereler ve köprüler gibi tüm ayrıntılar: Uzakdoğu’dan esintiler taşıyor. Özellikle: çam, bambu ve kış kirazı ilginç.
LİMMAT NEHRİ TEKNE GEZİSİ
Limmat nehrinde, güzel tekne turları yapılıyor. Bu tekne turlarına katılmak için: nehrin batı bölgesindeki, Landesmuseum denilen yerin önünden, her yarım saatte bir kalkan teknelere binmeniz gerekiyor. Tekne turu, kısa tur gezileri 1.5 saat, uzun tur seyahatleri, 4 saat sürüyor.
Ayrıca: batı bölümünün, göl kıyısında bulunan “Bukli platz” rıhtımından başlayan tekne turlarına da katılabilirsiniz. Bu tekne turları: yemekli ve yemeksiz olmak üzere, 1 ve 7 saatlik turlar şeklinde düzenleniyor. Bu turlarda: meyve-sebze bahçeleri, üzüm bağları ve hoş otellerle çevrili kasabalar görülüyor.
RHEİNFALL ŞELALESİ
Zürih yakınlarında, Avrupa’nın en büyük şelalesidir. Şelale: Schaffhausen ve Zürih kantonları arasında bulunuyor. Şelalenin düştüğü yükseklik: 23 metre, genişlik ise: 150 metredir. Debisi ise, saniyede 700 metre küp. Şelaleyi izlemek için 280 basamaklık bir merdivenden iniliyor ve sonra yine bu basamaklar geri çıkılıyor.
ALPAMERA
Avrupa’nın en büyük kapalı su parkıdır. Park alanında: dalga havuzu, spa, termal banyolar var. 4 havuz bulunuyor. Dalga havuzunda:1 metre yüksekliğinde, muhteşem dalgalarla eğlenebiliyorsunuz. Suyun sıcaklığı ise: 30 derece. Termal havuz (spa) bölümü ise: her yaş gurubuna hitap ediyor.
Açık yüzme havuzunda: su altı müzik, şelale, mağara var. Nehir imajı verilmiş, açık yüzme havuzunda ise, suyun akım hızı, düzenli aralıklarla, hızlı ve yavaş olarak ayarlanıyor ve burada akıntıya karşı veya akıntı ile yüzebiliyorsunuz.
Evet, burası kesinlikle bir su cenneti. Zamanınız varsa, mutlaka gidin. Her ne kadar bizim ülkemizde, bu tür tesisler bulunsa da (özellikle Kuşadası’nda), burayı da görmek, değişiklik olabilir.
BEYER SAAT MÜZESİ
Müzede, sergilenenler: 16. ve 17.yüzyıldan kalma bilimsel ölçme aletleri, petrol saatleri, mekanik saatler, demir saatler, İsviçre ahşap vites saatleri var. 1750-1850 yılları arasından kalma, Neuchatel masa saatleri de, süper bir koleksiyon olarak sergileniyor. Ayrıca: deniz saatleri ve navigasyon aletleri koleksiyonları da muhteşem.