Yunanistan gezi Planı

Yunanistan gezi Planı

Yunanistan gezi Planı; Otobüsle, Yunanistan gezisi hakkında gezdiklerin, gördüklerim ve yaşadıklarım aşağıdadır. Umarım: otobüs veya kendi aracı ile Yunanistan’a gezi yapmak isteyenler için yardımcı olur.

Yunanistan ülkesine otobüs turu ile gitmek isteyenler: turu satın alırken mutlaka: otobüsün kaç model olduğunu, otobüste mini televizyon ve priz bulunup bulunmadığını, tuvalet bulunup bulunmadığını sormalarını öneririm.

Çünkü: yapacağımız uzun yolculuklar süresince, rahatsız bir otobüs inanın canınızdan bezdirecek ve tatilinizi rezil edebilecektir. Her ne kadar otobüste çift şoför bulunması zorunlu olmasına ve çift şoför bulunmasına rağmen, otobüste ikram var diye yazılıyorsa, bu da sorunlu oluyor. Çünkü: otobüsler iki şoför dışında muavin almıyorlar ve bu yüzden, genellikle bavulların bagajdan indirilip çıkarılması ve çay-kahve gibi ikramlarda sorun çıkıyor.

Ayrıca: otobüsten yer satın alırken aslında “müracaat sırasına göre, koltuk tercihi yapılmasının” uygun olduğunu düşünüyorum. Aksi halde: otobüste, her seferinde tam bir yer kapmaca rezilliği oynanıyor.

Son bir not: tur satın alırken: özellikle Meteora ve Atina Akropol’de: yerel rehberler tutulup tutulmadığını öğrenin, yerel rehber (150 Euro) tutulmaz ise, kendi rehberiniz Meteora veya Akropol’de size rehberlik yapamıyor çünkü yasak ve siz: kalıntılar arasında sadece baka baka dolaşmak zorunda kalıyorsunuz.

Sınır geçişi

1-Yunanistan’a araçla (kendi aracı veya tur otobüsleriyle) çıkacak olanlar için, en önemli husus sınır geçişidir. Çünkü: sınır geçişleri bir hayli yoğun oluyor ve dolayısı ile uzunca bir süre beklemek gerekiyor.

Türkiye sınırından geçerken, önce pasaportlar ve güvenlik taraması ve ardından, gümrük kontrol yetkililerinin kontrolleri yapılıyor. Otobüs ile geçerken: otobüsten inerek pasaportlara çıkış damgası vurduruluyor. Daha sonra, gümrük elemanları, otobüslerin bagajlarında tesadüfi olarak birkaç bavul seçiyorlar ve bu bavulların sahipleri araçtan iniyor, bavullar açılıyor ve kontrol ediliyor.

Türkiye gümrük tarafından geçtikten sonra, hemen solda Türk Free Shop mağazası bulunuyor. Tek bir mağaza, ama aranan birçok şeyi bulmak mümkündür ve yolcular genellikle sigara almayı tercih ediyorlar.

Ardından: nehir üzerindeki ilginç köprü geçiliyor. Bu köprünün yarısı yani bizim tarafın korkuluk demirleri kırmızı-beyaz ve Yunan tarafı ise mavi-beyaz boyanmıştır. Tam orta noktada, Türk ve Yunan bayrakları ve askerleri görülüyor.

Yunanistan tarafında ise: girişte pek sorun yok. Sadece ve özellikle, sigara konusunda çok hassas oldukları gerek yazılı ve gerekse rehberler tarafından sözlü olarak uyarılar yapılıyor.

Yunanistan’a yanınızda sadece 2 paket sigara geçirme hakkınız var. Burada hassas olan, 2 paket yani 2 karton değil, eğer herhangi bir arama yapılır ve yanınızda 2 paketten fazla sigara bulunursa: para cezası ödemek zorunda kalıyorsunuz.

Ben geçerken arama yapılmadı ama elbette, arama yapılmaması, siz geçerken de arama yapılmayacağı anlamına gelmiyor, sonuçta arama konusu, görevli memurların tercihlerine göre değişebiliyor.

Bu konuda önlem almak isteyenler, aldıkları karton sigaraları, ikişer paket olarak, sigara almayanların çantalarına dağıtıyorlar. Bunun dışında, Yunanistan tarafında, polis giriş damgasını pasaportların rehber veya şoför tarafından toplanmasıyla, topluca basıyor ve ardından Yunan gümrük kontrolü ve ülkeye girişi sağlanıyor.

2-Yunanistan dönüşüne gelince: Yunan polisi, yine pasaportlara topluca çıkış damgası basıyor ve ardından gümrük ve ardından 2 tane Yunan Free Shop mağazası bulunuyor.

Dikkat çıkışta, Türk Free Shop mağazasına girilmiyor. Free Shop mağazasında alışverişin ardından, Türk gümrük görevlilerine geliniyor. Gümrük görevlisi: otobüse binerek kontrol yapıyor.

Çünkü: mevzuat gereği, 1 adet yüksek alkollü ve 1 adet düşük alkollü içecek alınması uygun kabul ediliyor. Gümrük görevlileri, özellikle otobüs içinde, görünür yerlerdeki Free Shop mağazası poşetlerini inceliyorlar. Aslında, bu inceleme, gümrük görevlisinin tercihine kalmış, yani ne inceleniyor ne de incelenmiyor demek mümkündür.

Ardından: Türk emniyet birimleri, pasaportları yine topluca alıyor ve topluca giriş damgası basılıyor ve ülkemize “Hoş geldiniz” levhası karşımızda, ülkemize giriyoruz.

3-Sınır geçişi hakkında dikkat edilmesi gereken husus: yukarıda sözünü ettiğim işlemler, sınır kapıları kalabalık olmadığında, yaklaşık 2 saat kadar sürüyor. Eğer sınır kapıları kalabalık yani yoğun ise, bu süre 3-4 saate kadar uzanıyor. Bu yüzden: önerim, eğer kendi aracınız ile gidecekseniz: sınır kapılarında geç saatlerde bulunmanızdır.

Özellikle: Yunanistan tarafına geçerken Cuma akşam saatleri ve Cumartesi ve Pazar günü erken saatleri tercih etmeyin. Türkiye tarafına geçerken ise: Pazar öğleden sonra ve akşam saatlerini tercih etmeyin, çünkü büyük bir yoğunlukla karşılaşır ve sınır kapısında uzun saatler beklemek zorunda kalabilirsiniz.

Kendi aracı ile Yunanistan’a gitmek isteyenler

Araç kendi üstünüze kayıtlı değil ise: araç sahibinin vekaleti yanınızda bulunmalıdır. Ayrıca: araç için “Yeşil Sigorta” yaptırmanız ve poliçeyi girişte ibraz etmeniz gerekiyor. Bunun dışında, herhangi bir formalite bulunmuyor. Yunanistan ülkesinde benzinin litresi 1 Euro civarındadır.

Yollar

1-Yunanistan ülkesinde şehirlerarası yollar gerçekten muhteşemdir. Olimpiyatlar öncesinde büyük paralar harcanarak ülkenin bütün yolları yenilenmiş ve muhteşem güzel otoyollar yapılmıştır.

Otoyollar genellikle (taksiler için 2 Euro civarında) pahalı değildir ve önemli husus: tüm otoyollarda bizimki gibi HGS-OGS gibi durumlar yok, görevli memurlar var ve ücret ödeyerek otoyolları kullanabiliyorsunuz ve bu durum özellikle yabancılar için çok iyi, çünkü paranızı verip geçiyorsunuz.

2-Otoyollar gerçekten çok güzel, dikkat çeken husus: otoyollar üzerinde hiç görüntü kirliliği olmamasıdır. Gerek yolların kenarında herhangi bir reklam tabelası bulunmaması ve gerekse yolların kenarındaki yerleşim yerleri, hiç görüntü kirliliği yaratmıyor.

3-Kendi aracı ile gidecekler için: yol tabelaları gayet uygun ve anlaşılırdır. Tabelalarda: gerek Yunanca ve gerekse İngilizce şehir isimleri yazılıdır. Ancak dikkatimi çeken: sürekli yakın yerlerin isimleri ve uzaklıkları yazılı, uzak yerler pek yazılmıyor, yani gideceğiniz istikametteki en yakın iki yerin ismi ve uzaklığı yazılıyor.

4-Yol üzerinde uygun konaklama yerleri bulunuyor. Ancak bu konaklama yerlerinde yemek yemeği düşünürseniz, yemeklerin üstünde birçok yerde fiyatları yazılı değildir, dolayısı ile kasaya gittiğinizde ne ödeyeceğinizi bilmiyorsunuz ve yüksek bir bedelle karşılaşma olasılığı fazladır, yani bence sıraya girdiğinizde her yemeğin önüne gelince almadan önce fiyatın sorun.

Hırsızlık

Yunanistan gezisine turla katılırsanız, rehber büyük olasılıkla hırsızlık konusunda kırmızı alarm şeklinde bir uyarıda bulunacaktır. Ben Yunanistan’da kaldığım sürede herhangi bir hırsızlık olayı  duymadım. Ama elbette hırsızlık, bütün turistik ülke ve şehirlerde olduğu gibi burada da olabilecek bir konudur.

Yani: Yunanistan ülkesinde de, özellikle turistik yerlerde, insanlar çevrenin fotoğrafını deliler gibi fazlaca çekebilmek uğruna, çanta ve cüzdanlarını pek umursamıyorlar ve doğal sonuç olarak hırsızlık la karşılaşma olasılığı fazla oluyor. Yani, hırsızlık sadece Yunanistan’a has bir özellik değil, hırsızlık bütün gidilen yerlerde olabilir.

Çünkü turistler genellikle çevrenin güzellik ve özelliklerine dalıp çanta ve cüzdanlarını unutuyorlar. Sizler de: “kırmızı alarm” sözüne gerek kalmadan, bence her gittiğiniz yerde, çanta ve cüzdanlarınıza sahip olun ve özellikle: akşam saatlerinde tenha ve güvenli olmayan yerlere, sokaklara girmeyin.

Uyuşturucu

Yunanistan’da özellikle halka açık parklarda, alenen uyuşturucu satışı yapıldığını görebilirsiniz. Gerçekten bu işin çok aleni yapılması ilgimi çekti. Bizim açımızdan, yani gezginler açısından bunun önemi: parklarda, üstü başı perişan, değişik insan tiplerinden uzak durmakta yarar var.

Biraz önce söylediğim gibi: güvenli olduğuna inanmadığınız, garip tiplerin bulunduğu yerlere, sokaklara girmeyin.

Dil

Yunanlıların birçoğu İngilizce biliyor ve anlıyor. Hatta, bir kısım satıcılar Türkçe de biliyor ve anlaşmak sorun olmuyor.

Yunanlılar

Ülkeye giderken, doğal olarak yılların verdiği tarihi bilinç nedeniyle, bir çekingenlik olmaması mümkün değildir. Ancak, Yunanlılar kendi halinde insanlar, ben kaldığım süre içinde Türk düşmanı Yunanlı görmedim, duymadım.

Taksiler

Selanik şehrindeki taksiler “lacivert” ve Atina şehrindeki taksiler ise “Sarı” renklidir. Taksilerin üzerinde, ışıklı dolu-boş yazıları bulunuyor. Taksilerde taksimetre var ve taksiye bindiğinizde taksimetreyi hemen açıyorlar. Taksi sürücüleri genellikle sorun çıkarmıyor.

Sadece: aynı turda bulunan bir kişiye, taksi sürücüsünün sahte 5 Euro (bayağı gerçekçi bir fotokopi) verdiğini öğrendim.

Hatta, bu konu yani sahte para verme bayağı yoğun yaşanıyormuş diye de duydum ve siz okurlarımı bu konuda uyarma gereğini hissettim, lütfen özellikle taksi sürücülerinden aldığınız para üstünün sahte olup olmadığını kontrol edin, aksi halde: sahte para almakla kalmaz, o sahte parayı bilmeden bir yere verdiğinizde daha sıkıntılı durumlarla karşılaşabilirsiniz.

Yemekler

Yunanistan ülkesinde yemeklerin porsiyonları çok büyük geliyor, bilginiz olsun, çoğu zaman bu porsiyonlar bir kişi için fazla oluyor, yani iki kişi bir restorana gittiğinizde, açlık durumunuza göre 1 porsiyon yemek ısmarlamayı düşünebilirsiniz.

Tuvalet

Genellikle umumi yani genel tuvaletler ücretsizdir ve pek kirli olmadığını gördüm. Ücretsiz olmaları da ilginç, çünkü bizim ülkeye girdiğiniz andan itibaren, tüm durak yerlerindeki tuvaletlerin önlerinde hemen para isteyen birini görüyorsunuz.

Umumi tuvalet bulamadığınızda ise, çekinmeden restoran ve kafelerin tuvaletlerini kullanmayı düşünün, genelde sorun çıkmıyor. Zincir hamburger mağazalarının tuvaletleri ise şifrelidir, şifreyi bilmiyorsanız, kapıda bekleyin çıkan olursa kapı kapanmadan, girmeyi deneyin.

Siesta

Yunanistan ülkesinde insanların siesta yani öğleden sonra uykusu alışkanlıkları bulunuyor. Özellikle Atina şehrinde birçok dükkanın zaten ekonomik kriz nedeniyle kapalı olduğunu göreceksiniz. Bunun dışında: özellikle öğleden sonra 14.00’de kapanan dükkanlar (Sadece Salı-Çarşamba günleri), Pazar günleri hiç açılmayan dükkanlar görebilirsiniz.

Alışveriş

Alışveriş için büyük marketler bulunuyor. Unutmayın, bu marketlerin gıda bölümleri genellikle alt katlarında açılmıştır. Buradan: her türlü gıdayı, meyveyi bulmak mümkündür. Hatta kızarmış tavuk ve balık da bulabilirsiniz, meyvenin her türlüsü, uygun fiyatla bulunuyor.

Küçük bir su: genellikle 0.5 Euro’ya satılıyor.

Alışverişte pek pazarlık kabul etmiyorlar. Ürünlerin birçoğunun üstünde fiyat etiketi bulunuyor. Vergi iadesi almak isteyenler için, sıkılmadan belge dolduruyorlar. Ben kredi kartı kullanmadım, genellikle peşin ödemeler yaptım ama kredi kartında da sorun çıktığını duymadım, yani ödemelerinizi peşin veya kredi kartı ile yapabilirsiniz.

Alışveriş için tercih edebileceğiniz yerlerin başında “Jumbo” marketler geliyor. Çok büyükler ve fiyatlar nispeten ucuzdur. Ayrıca: “Attica Mall” iyi bir alışveriş yeri tercihi olabilir.

İçki ve parfüm alışverişi yapmak isteyenlerin: Free Shop mağazasını düşünmektense, şehir içindeki marketleri tercih etmelerini düşünün.

Taverna

Turlarda genellikle Selanik ve Atina şehirlerinde, geceleri taverna ekstraları düzenleniyor. Tavernalar düşündüğünüz gibi: tabak kırmak, peçete atma gibi olayları çoktan kapatmışlar, birkaç çeşit meze, Yunan müzikleri ve sonuçta 45 Euro gibi inanılmaz fiyatları kabul edenler, gidebilirler. Ama unutmayın ki, bu fiyatlar fahiştir.

Yunanistan gezi Planı
Yunanistan gezi Planı

Selanik

İstanbul’dan yola çıktığınızda: ilk durak Selanik ise uzunca bir yolculuk sizi bekliyor.

Selanik şehrinde: bence ilk durak, sabahın erken saatlerinde nispeten boş yani ferah olan kaleye çıkmaktır. Çünkü, kalabalık olduğunda sıkıntı oluyor.

Kalenin hemen önünde, araç park edilir ve özellikle hemen park yerinin önündeki teras alanından, şehrin ve denizin muhteşem manzarası izlenebilir. Burada: ücretsiz tuvalet ve birkaç hediyelik eşya satış yeri ve kafe bulunuyor. Buradan, şehri ve denizi mutlaka izlemelisiniz.

Ardından: saat 10.00’da açılan, Türkiye Büyükelçiliğinin hemen avlusundaki “Atatürk’ün doğduğu ev” görülmelidir. Büyük önder, ülkemizin kurtarıcısı ve Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu evi görünce, ilk aklıma gelen: Büyükelçiliğin duvarlarının çok yüksek olması ve büyük koruma önlemlerinin alınması, ön ve arkada dolaşan Yunanlı polis ve askerlerdi.

Tabii ki akla gelen şu: bu kadar büyük koruma önlemleri alındığına göre, demek ki tehlike büyük, saldırılar olmuş ki, bu kadar büyük önlemler alınmış, sokaktaki Yunanlıları gördükçe, tanıdıkça, onların bu kadar büyük kin, nefret ve ardından saldırı yapabileceklerini pek aklım almıyor, ama sonuçta, gerçekten bayağı yoğun önlemler alındığını göreceksiniz.

Daha sonra: şehir merkezine geçilir, şehrin en ünlü kilisesi görülür ve ardından yine şehrin simgesi olan “Beyaz kule” gezilir.

Eğer şehirde zamanınız varsa: Beyaz kulenin hemen arkasından, tekne turlarına katılabilirsiniz. Yarım saatlik tekne turuna binerken ücret almıyorlar, tekne içinde bir şey içtiğinizde onun ücreti alınıyor. (alkollü veya alkolsüz içecekler genellikle en ucuz 5 Euro civarındadır) Bu tekne gezisini mutlaka yapmanızı öneririm, hatta ayrıntıya girelim, teknenin sol yanına oturmalısınız.

Kordon boyunda, denizin hemen yanında yürüyüş yapabilir (bir not: bu kordon boyunda, yaya yürüyüş yolunun yarısı bisiklet yolu olarak ayrılmış ve özellikle akşam üstü ve akşam saatlerinde yayalar, kendilerine ayrılan yürüyüş yoluna sığmıyorlar, bisiklet yolu biraz plansız gibi diye düşünüyorum) veya yine yürüyüş yolunun kıyısındaki kafelerde oturup bir şeyler içip zaman geçirebilirsiniz.

Dikkatimi çeken husus: deniz kıyısında hiç balık tutan olmamasıydı, bir de deniz kıyısındaki deniz kirliliği fazlaydı, mutlaka dikkatinizi çekecektir.

Şehirde gezilecek bir diğer yer: şehir merkezinde, Venizelos heykelinin bulunduğu alanın hemen önündeki caddeyi aşağıya yani denize doğru gezmektir. Bu caddenin sağ yanında, büyükçe bir Pazar var, buraya antika pazarı da diyorlar ama ne ararsanız bulunuyor, özellikle düşük fiyatlı tekstil ürünleri ve yine bir bölümde gıda maddeleri satılıyor.

Etlerin açıkta satılmasına şaşırdım. Tekstil ürünleri çok ucuz, ne ararsanız var. Buranın dış yanındaki caddede güzel bir restoran keşfettim, özellikle kebapları çok lezzetli, uğramanızı öneririm. Yine caddenin, deniz doğru giderken, denizdeki kordon boyu caddesine paralel bölümünde ise, tanınmış markaların satıldığı yani lüks mağazaların bulunduğu cadde var, fiyatlar aşırı yüksek değil ama aradığınız her şeyi, her markayı bulabiliyorsunuz.

Zaten, Selanik şehrindeki zamanınızın büyük bölümü, Venizelos heykelinin hemen önündeki alanda, denizle arada kalan cadde ve sokaklarda geçiyor.

İşte, Selanik gezi rotası bu şekilde olabilir. Selanik şehri ve gezilecek yerlerle ilgili ayrıntılı bilgiyi: yine bu sitede “Selanik” başlığı altında ayrıntılı olarak bulabilirsiniz.

Yunanistan gezi Planı

Meteora

Önce, şunu bilmek gerekir, tur gurupları burayı görmek için katılımcılardan 35 euro ücret istemektedirler ve hatta 250 Euro verilerek katılınan tur programlarında Meteora gezisinin zorunlu olduğu yazılıdır. Ancak, unutmayın Meteora’ya giriş sadece 3 Euro’dur.

Yani 35 Euro ücret alıp, ana yoldan sapılarak gidilen yani pek te uzak olmayan Meteora denen yere gitmek için 35 Euro almak ne mantıktır ben anlamadım. Alınan 35 Euro’luk ücretin 3 Euro’su giriş ücreti ve kalan 32 Euro’su eğer yolculuk için ise, bunun mantıklı izahı mümkün değil.

Yani: tura ilk katıldığınızda, elbette bu durumu süslemek için, özellikle rehberiniz tarafından, Meteora’nın çok muhteşem olduğu, yeryüzünde tek olduğu gibi cümleler sıkça edilecektir. Tamam kabul, gerçekten Meteora ilginç bir yer, ülkemizdeki Sümela Manastırı gibi ilginç bir yer, dünyada benzerinin nadir bulunabileceği bir tabiat harikası, ancak bu fiyat gerçekten aşırı, bunu sorgulamak gerekir.

Meteora denen yere ana yoldan sapılıp, birçok viraj geçilerek ulaşılıyor, yani yol tam bir felaket, inişli-yokuşlu ve virajlı bir yoldur. Oraya vardığınızda: otobüsler yoğunluk yani kalabalık nedeniyle belli bir yerde park ediyor ve başlıyorsunuz yürümeye, asfalt yolda uzunca bir süre yürüyorsunuz, bir de güneş ve sıcak varsa, hani derler ya “vay halinize”

Sonrasında, bir süre merdivenlerle aşağıya iniş ve ardından, uzunca bir süre merdivenlerle yukarı çıkış, merdivenlerin birçok bölümünde iki kişi yan yana zor geçiyor. Ama parayı ödemişsiniz, uzaktan gerçekten ilginç görünen bu yapının, manastırın içine girmeyi istiyorsunuz. Ben yine de: yaşlılar ve yürüme problemi olanlar için kesinlikle burayı önermiyorum.

Neyse devam edelim.

Uzunca bir uğraştan sonra kapıya varıyorsunuz. 3 Euro giriş ücreti ödeniyor ve yaklaşık 10-12 metrelik bir karanlık ve dar tünelden geçip manastır bölgesine ulaşıyorsunuz. Elbette, çevrede muhteşem bir manzara görülüyor.

Ayrıntılı yazıyı, yine bu sitede “Meteora” başlığı altında görebilirsiniz. Özetle: ücretinin fazla olması, yorucu ve zahmetli olması mutlaka dikkate alınmalıdır. Yoksa, elbette doğa olarak güzel ve değişik bir yer, ortam enteresan.

Özellikle, biz Türkler olarak, içeri girdiğiniz de, müzenin hemen önünde, duvardaki resimlere iyi bakın: hani bizim ülkemizde “Türk-Yunan düşmanlığı bitsin” gibisinden uygulamalar yapılıyor ve gerçekten Yunan düşmanlığı bitti gibi görünüyorsa da, Meteora’da bulunan ve “Meteora” yazısında belirttiğim bazı resimler, gerçekten Yunanlı dostlarımıza yakışmıyor, bu Türk düşmanlığı resimleri umarım bir gün kaldırılır.

Unutmadan: dönüş yolunda da yine dik ve uzun merdivenler, hatta yolun bir hayli aşağısında park etmiş otobüs için almanız gereken uzun yol ve sonucunda yorgunluğu unutmamak gerekir.

Yunanistan gezi Planı
Yunanistan gezi Planı

Atina

Atina’da şehir içi ulaşımı: burada troleybüs denen ve elektrikle işleyen toplu taşım otobüslerini görünce şaşıracaksınız. Çocukluğumda, yıllar önce, Ankara’da çalışan ve uzun süre önce kullanımdan kalkan bu tür araçlar gerçekten şehirde tam bir nostalji yaratıyor, tabii öte yandan bunların elektrik kabloları, caddelerin üstünde yoğun bir kirlilik oluşturuyor.

Atina’da gezi olarak: Yunanistan’da ilk akla gelen “Akropol” olacaktır. Ancak, Akropol’e kesinlikle sabah saatlerinde, sabahın erken saatlerinde gitmek şarttır, çünkü yukarı doğru tırmanıldığından ve açık alan olduğundan ve yerler mermer olduğundan ve güneşi yansıttığından, muhteşem bir sıcaklıkla karşılaşmak ve öte yandan aşırı kalabalık turist guruplarıyla karşılaşmak söz konusu oluyor. Bu yüzden, sabahın erken saatlerinde gitmelisiniz.

Ayrıntılı bilgiyi yine bu sitede “Yunanistan-Atina-Akropol” başlığı altında anlatıyorum. Burada, size kısa bilgiler vereceğim. Akropol: hemen önünde büyükçe bir otopark bulunuyor.

Otoparkın hemen yanında ise, kafeler vardır. Yani, Akropol’e çıkmak istemeyenler, bu kafelerde oturabiliyorlar. (ancak dikkat kafelerde fiyatlar yüksek ve oturduğumuzda bir şey içmeden durmak mümkün olmuyor, garson tepenizde dikiliyor)

Akropol’e çıkmak istediğinizde: önce bir bilet alma kuyruğuna giriyorsunuz (Bilet 20 Euro) ve ardından biletinizde birlikte başka bir kuyruk ve bileti gösterip içeriye giriyorsunuz. Başlıyorsunuz merdivenlerden yukarı doğru tırmanmaya, ancak fazla basamak yok, tahminim ce 60-70 basamak kadar merdiven tırmanılıyor, yani çok çok yorucu değil.

Ama, yukarıda belirttiğim gibi, güneş, sıcaklık ve kalabalık olmadan, sabahın erken saatleri olmak şartı ile. Ardından, yani merdivenler bittiğinde, tepeye ulaşıyorsunuz, çevrenizde muhteşem bir Atina şehir manzarası, uzaklarda deniz manzarası ve karşınızda, yıkıntılar.

Bizim gibi, ülkesinde birçok antik eser bulunanlar için (özellikle Efes, hatta Kütahya Aizonai şehrindeki Apollo Tapınağı gibi) burası pek ilginç gelmiyor.

Çünkü: Akropol’deki yapılar sitedeki ayrıntılı yazımda anlattığım üzere, bir zamanlar yıkılmış ve bu yapıları tek tek yeniden toparlamaya çalışıyorlar ki, duyduğuma göre bu toparlama 20-30 yıl sürecekmiş, yani görüntüde öyle çok muhteşem tarihi yapılar görmeyi hayal etmeyin.

Yunanlılar, burayı iyi satıyorlar, gerçekten muhteşem bir kalabalık, ama bence çok da muhteşem tarihi kalıntılar görmek mümkün olmuyor. Ama, işte Yunanistan, Atina denilince akla gelen ilk yer Akropol.

Akropol’ün bir diğer özelliği de: yanınızdaki rehberler, burada guruba bilgi veremiyor. Yani, burada, girişte 150 Euro ödeyerek yerel rehber kiralamanız gerekiyor. Bu yerel rehber kiralanmadığında, sizin rehberiniz de burayı anlatmadığında, içeride sadece taşları izlemek, şehrin ve denizin büyüleyici manzarasını görmekle kalıyorsunuz.

Turla gidiyorsanız, mutlaka gerek Meteora ve gerekse Akropol’de yerel rehber kiralanmasını isteyiniz. Aksi halde, yerel rehber kiralamış, Türk guruplarının arasına karışıp, rehberin anlattıklarını uzaktan da olsa duymaya çalışınız.

Akropol’den sonra: Atina şehir merkezi gezilmelidir. Plaka denen mahalle (Akropol tepesinin hemen yamaçlarında kurulu, dar sokakları ve tavernaları olan mahalle) gezilir. Devamında: Monastiraki semti, en ünlü cadde Ermou ve ardından Parlamento meydanı ve ardından Kolonaki semti gezilmelidir.

Parlamento meydanında, saat başlarında, askerlerin nöbet değişim töreni izlenmelidir. Meydanın önündeki park dinlenmek için uygundur. Ermou caddesinde, her türlü markanın satıldığı mağazalar görülebilir. Monastiraki semtinde ise, ara sokaklara dalın, alışveriş mekanları ve yemek yerleri göreceksiniz.

Eğer “Pire” ye gitmek isterseniz: Monastiraki denen yerden, tramvaya binebilirsiniz. Gayet rahat bir yolculuktan sonra Pire’ye ulaşır, Pire’de denize girebilir ve yemek yiyebilirsiniz.

Yunanistan gezi Planı
Yunanistan gezi Planı

Kavala

Kavala denince ilk akla gelen “Kavala kurabiyesi” olacaktır. Aman dikkat, Kavala kurabiyesi almak için sizi götürecekleri, şehir dışındaki yerleri kullanmayın, fiyatlar yüksek, kalite düşük, bunlar anlaşmalı yerler. Şehir içinde, çok güzel Kavala kurabiyesi satılan yerler (örnek: Marmela) vardır ve fiyatları daha uygundur, bence Kavala kurabiyesi almak için şehir içindeki yerleri deneyin.

İkinci konu: Kavala şehrinde yemek isterseniz, hemen meydandaki restoranları tercih edebilirsiniz, ama bence rehberin önerdiği yerleri değil, halkın veya turistlerin en yoğun olarak oturduğu ve yemek yediği yerleri tercih edin.

Son bir not: hesabı öderken, fişi iyi inceleyin diyeceğim ama Yunanca yazıyor, bir şey anlayamazsınız, menüyü görüp siparişi verirken, ödeyeceğiniz hesabı da belirleyin, çünkü hesapta yemedikleriniz de siz farkına varmadan ekleniyor.

Yoksa, yemek ücretleri aşırı yüksek değil, sadece yemediklerinizi ödemeyin. Ne yenir: bence kalamar ızgara, midyeli pilav, kabak kızartması, salata düşünebilirsiniz.

Gelelim, şehirle ilgili bilgi vermeye: Kesinlikle, Selanik ve Atina şehirlerinden sonra, buranın bir güzelliği, esprisi yok diye düşünürken, karşınıza muhteşem güzel ve denizle iç içe gezmiş bir şehir çıkıyor. Kavala, deniz kıyısında, denizle iç içe yerleşmiş, gerçekten güzel bir şehirdir.

Mutlaka uğramanızı öneririm. Ancak, şehrin en belirgin yerinde bulunan bir tabelada Kıbrıs haritası var, üst kısmı yani KKTC olduğu yer kırmızı-kan rengi boyanmış ve “Dont Remember” yani “Unutma” yazısı yine dostluğa hiç sığmıyor, umarım Yunanlılar, bir süre sonra bu tabelayı da dostluk adına kaldırırlar. Çünkü sokaktaki insan, böyle şeylerin peşinde değil, umurunda değil, onların her hangi bir düşmanlığını görmek mümkün değil.

Burada: önce şehrin en tepe noktası olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa evi ve anıtının bulunduğu yere çıkmalısınız. Burada, Kavala kalesi de bulunuyor ve 2 Euro ücret ödeyerek giriliyor ama bence kale gereksiz, zamanınız varsa çıkın derim.

Mehmet Ali Paşa heykelinin bulunduğu yeri gezin, arkadan denizi seyredin, kiliseyi gezin ve aşağıya yürüyerek inin, inişte günümüzde Otel olarak kullanılan Osmanlı yapısı İmaret binasını dıştan görebilirsiniz.

Hediyelik eşya satıcıları bulunuyor. Aşağıya indiniz, kıyı boyunda yürüyün, alışveriş yapmak isteseniz, kıyıya paralel caddeye girin, ama elbette bir Pazar günü buraya giderseniz her yerin kapalı olduğunu göreceksiniz.

Yani, burası pek alışveriş imkanları olan yer değil, genel olarak deniz kıyısında yürüyüp, kafelerde bir şeyler içebilirsiniz. Özellikle akşam saatleri de hareketli, ancak otelde yatarken, saat 03 ve hatta 04’e kadar, açık alanda yapılan ve çevreye yayılan müzik sesi uyumayı engelliyor, bunu göze almak gerekiyor.

Evet, Kavala hakkındaki ayrıntılı gezi yazılı, “Kavala” başlığı altında, yine bu sitede bulup okuyabilirsiniz.

Sonuç

Yunanistan gezi Planı; Temmuz 2023 tarihinde bulunduğum Yunanistan, mutlaka gezilip görülmesi gereken bir yer. Unutmamak gerekir ki, benim yaşadıklarım ve yazdıklarım; mutlaka herkes için yaşanacak standartlar değildir.

Sizler, Yunanistan’da gezip gördüğünüz yerler hakkında, benim yazdıklarımdan farklı şeyler gördüğümüzde, yorum olarak bunları mutlaka yazınız, bu satırları okuyan ve bizden sonra oralara gidecek olanlar yorumlardan yararlansınlar.

Ayrıntılı bilgiyi: yine bu sitede ilgili yazılar başlığı altında bulabilirsiniz. Burada: sizlere önemli ipuçları, açıklayıcı kısa hususlardan söz etmek istedim. Hepinize iyi geziler, iyi tatiller diliyorum.

Yunanistan Volos-Magnessıa

Yunanistan Volos-Magnessıa

Yunanistan Volos-Magnessıa; Ege denizinde Pagasetic körfezinin iç noktasında bir kıyı kentidir. Dilio dağının eteğinde kuruludur.

Yunanistan ülkesinin en kalabalık 5’ncı şehridir. Ayrıca Yunanistan ülkesinin 3’ncü büyük limanı bu şehirdedir.

Bölgede 1955 yılında büyük bir deprem olur ve depremin ardından şehirde çok sayıda modern bina inşa edilir. Bu özelliği nedeniyle Yunanistan ülkesindeki birçok şehirden farklıdır. Ayrıca: kesişen taş döşeli sokaklar yürüyüş için oldukça elverişlidir.

Evet, şehri ve tarihi-turistik yerlerini tanıtmaya başlamadan önce önemli bir not: şehir yaz aylarında bile oldukça fazla rüzgarlıdır bu yüzden özellikle akşamları yanınızda mutlaka kalın giyseler bulundurmalısınız.

Yunanistan Volos-Magnessıa

 

ULAŞIM

Volos-Atina arasındaki uzaklık 326 km dir. Volos-Selanik arasındaki uzaklık ise 215 km dir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Tarihi

 

TARİHİ

Volos şehri: Demetrias, Pagasae ve Lolcos antik kentlerinin bulunduğu yerde kurulmuştur.

Demetrias kenti: MÖ 293 yılında Makedonya Kralı Demetrius Poliorcetes tarafından kurulmuştur.

Şehirde Osmanlı hakimiyeti: 1393 yılında başlamıştır. Osmanlı döneminde, olası bir Venedik saldırısına karşı şehrin surları güçlendirilmiş ve şehre Anadolu’dan Müslümanlar yerleştirilmiştir. 1881 yılında ise, şehir Yunan hakimiyetine girdi.

1923 yılındaki karşılıklı mübadele sonucunda, Anadolu’dan gelen mülteci nüfusu, şehrin Nea İyonya semtini oluşturarak şehrin görünümünü değiştirmiştir.

 

BÖLGE HAKKINDAKİ EFSANE-ALTIN POST EFSANESİ

Magnesia, Yunan Mitolojisindeki en ilgi çeken masalların bazılarında yer alır.

Magnesia’nın: tuhaf bir ırkın (Nephele ve Ixion birlikteliğinden doğan kısmen at, yarı insan olan) yani Centaurların doğum yeri olduğuna inanılıyor. Asklepios ve Aşil: Centaur Chiron’un öğrencileriydi. Yunan mitolojik efsanelerinin en büyük destanlarından olan “Argonaut Seferi”: Pagasetic körfezinden yelken açarak yola başlamıştır.

 Athamas’ın ilk karısı Nephele (Bulut Tanrıçası) olan birlikteliğinden: Phrixus ve Helle isimli iki çocuğu olur. İkinci karısı Ino ise: Nephele’nin çocuklarına karşı kin beslemektedir. Ino: Athamas’ın kıtlığa karşı çözüm için Phrixus’u kurban etmek için ikna eder. Ancak hemen öncesinde: Phrixus’un annesi Nephele: Phriux’ altın postlu bir mahmuz getirir ve Phriux ile Helle: bunu kullanarak denizden kaçarlar.

Helle: boğazı geçerken suya düşer ve boğularak ölür. Bu boğaza “Hellespont” ismi verilir.

Phrixus ise boğazın karşı kıyısına geçmeyi başarır. Ardından Euxine yani Karadeniz’in en uzak noktasına ulaşır. Burada: Altın Postu: Ares’in koruluğuna asar. Post: burada, hiç uyumayan bir ejder tarafından korunur.

Amca Pelias: Aeson’un hakkı olan tahtı gasp eder. Pelias: Jason’a eğer Altın Postu getirirse, tahtı geri vereceğini söyler.

Jason bunun üzerine, bu görev için büyük bir gemi inşa eder ve Yunanistan’ın dört bir yanından Minyaları yani kahramanları çağırır.

Böylece: Argo adlı gemide: Aeson oğlu Jason liderliğinde 50 kahraman mürettebat vardır. Bunların amacı “Altın Postu” ele geçirmektir.

Evet efsane böylece devam ediyor. Günümüzdeki Volos şehri: Jason ve Argonautların efsanevi seyahatlerine başladıkları antik Lolkos şehridir. Yani burası olduğuna inanılıyor.

Yunanistan Volos-Magnessıa Tesalya Üniversitesi-University of Thessaly

 

TESALYA ÜNİVERSİTESİ-UNİVERSİTY OF THESSALY

1984 yılında kurulan üniversite, Yunanistan’ın en önemli eğitim merkezlerinden birisidir.

Üniversiteye bağlı 12 fakülte, şehrin çeşitli yerlerine dağılmıştır. Üniversite, belirli araştırma ve işletme alanlarında 105 lisans ve lisansüstü program ve müfredat dışı modüller sunmaktadır. Halen üniversitede 42 bin civarında lisans öğrencisi, 4300 lisansüstü öğrencisi ve yaklaşık 1500 doktora öğrencisi bulunmaktadır. Ayrıca 1000 öğretim görevlisi ve 450 idari personel vardır. Üniversitede 40’dan fazla ülkeden 600’den fazla Erasmus öğrencisi bulunmaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Tesalya Üniversitesi-University of Thessaly

Üniversite öğrencileri sayesinde şehrin kalbinin gece gündüz attığı şehir merkezi oldukça hareketlidir.

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

Volos: özellikle meze çeşitleriyle tanınır. Ayrıca: “tsipouro” isimli alkollü bir içkisi de meşhurdur. Ziyaretçileri burada Yunanistan’ın en iyi mezelerinin yapıldığını söylemektedirler.

1922 yılında zorunlu nüfus mübadelesinden sonra Anadolu’dan gelen balıkçılar, sahildeki çeşitli kurumların çevresinde oturur, tsipoura yudumlar ve mezeler yerlerdi.

Atıştırmalıkların her zamankinden daha yaratıcı varyasyonları ortaya çıktı ve en lezzetli mezelerin kimin yapabileceğini görmek için rekabet başladı.

Akla gelebilecek her tarzda pişirilmiş, her tür deniz mahsulünün ızgara porsiyonları, kızarmış istiridye, peynirli kırmızı sosla pişirilmiş midye (ismi media saganaki), aynı şekilde hazırlanan karides, şarap sosunda ızgara veya kaynatılmış ahtapot gibi mezeler oldukça meşhurdur.

Ayrıca: taze ekmeğe sürmek için tiro kafteri (bir tür acılı peynir), ızgara saldalya ve üzerine zeytinyağı beyaz peynir dilimleri serpilmiş ve kekikli ekmek tadılmalıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Tsipouradika

 

TSİPOURADİKA

Volos şehrinin her yerinde: adını Tesalya bölgesinin yerel içeceği olan ve Şarap Prenslerinden kalma bir brendi olan “Tsipouro” dan alan “Tsipouradika” göreceksiniz.

Bunlar bir tür restorandır.

Tsipouradika: sanayi işçilerinin evlerine gidemedikleri, öğle saatlerini geçirmek için bir yere ihtiyaç duydukları 19’ncu yüzyılın bir ürünüdür.

1920’lerin başında: Türk-Yunan savaşından sonra bu kuruluşlar, kendi mutfaklarını da beraberinde getiren Anadolu’dan gelen mülteciler tarafından düzenlenmiştir.

Yani, yüz yıldan fazla bir süre önce olduğu gibi: Tsipouradika, Tsipouro’nun çekimleriyle beslenen doğaçlama türkülerle neşeli bir atmosfere sahiptir.

Çoğu Tsipouradika balık ve deniz mahsulleri lokantaları: dolma, domates soslu ve beyaz peynirli kızarmış karides, buharda pişmiş midye, palamut, hamsi, sardalya, barbunya, turşu, kılıç balığı ve orfoz pişirilir, hepsi taze salata ile birlikte servis edilir.

Sonuç olarak, farklı mezelerin sunulduğu bu geleneksel tavernalar, Volos şehrinde oldukça önemlidir. Tsipouro restoranları, günümüzde öğle ve gece saatlerinde Volos fanatiklerinin buluşma yeridir. Masaya her sipariş verildiğinde, farklı onlarca meze gelir. Ancak unutmamak gerekir ki, orijinal tsipouro restoranı şehrin arkasındaki ara sokaklarda gizlidir ve plaj manzarası yoktur.

Yunanistan Volos-Magnessıa Camping Hellas

 

CAMPİNG HELLAS

Pelion dağının eteğinde, şehir merkezine 17 km uzaklıkta, balıkçı köyü Kato Gatzea’nın yanındadır. Burada 20 dönümlük bir zeytinlik uzanır ve yemyeşil bitki örtüsü, mavi denizin berrak sularıyla birleşir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Camping Hellas

Kamp alanı 1965 yılına açılmıştır. Burada karavanlar için her türlü olanak yaratılmıştır. Harika bir karavan kampıdır.

Zeytin ağaçlarının arasında, muhteşem lezzetlerin olduğu bir ortamdır. Ortak tuvalet ve banyolar nispeten temizdir. Restoranda öğle yemeği servisi sunulmaktadır.

 

Yunanistan Volos-Magnessıa

 

GEZİLECEK YERLER

Yunanistan Volos-Magnessıa Castle of Volos-Volos Kalesi-Castle of Palia

 

CASTLE OF VOLOS-VOLOS KALESİ-CASTLE OF PALİA

Şehrin batısında, günümüzdeki Palia semtindedir. Burada bir zamanlar güçlü bir kalenin kalıntısı vardır. Yaklaşık 60 bin metre karelik bir alanı kapsamaktadır.

Volos Kalesi: MS 6’ncı yüzyılın ortalarında İmparator Justinianus döneminde, Palaia Tepesinde inşa edilmiştir. O yıllarda yakınlardaki büyük Demetrias kentindeki insanlar, Slavların baskınlarından korunmak için bu kaleye taşınıyorlardı.

Yunanistan Volos-Magnessıa Castle of Volos-Volos Kalesi-Castle of Palia

Kalenin surları: 1889 yılında yakılmıştır.

Ancak doğu ve batı duvarlarının uzunlukları, hala 7 metre yüksekliğe kadar ayaktadır. Yani bir zamanların önemli bir yapısı olan kalenin bugün sadece birkaç kalıntısı kalmıştır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Palia Semti

 

PALİA SEMTİ

Palia semti, şehrin en heyecan verici bir parçasıdır.

Adından da anlaşılacağı üzere: bu bölge Volos şehrindeki en eski alanlardan biridir.

Akşamları: zevkli ve en kaliteli bar ve restoranlarında geç saatlere kadar kalmak mümkündür.

Ayrıca: burada yemek yiyebilir ve insanları izleyebilirsiniz. Sahil şeridinde gezinebilirsiniz. Yerel balıkçıların avlarını teknelerinin güvertelerinde satmalarını izleyebilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Marina

 

MARİNA

Marina: 1893 yılından bu yana faaliyet göstermektedir. Çünkü Volos şehri, Yunanistan ülkesinin en büyük limanlarından birine sahiptir ve bu yüzden ticari  ve nakliye gemileriyle birlikte eğlence yatları da şehri sık ziyaret ederler.

Günümüzde: Feribot limanından Tesalya Üniversitesine kadar uzanır. Bu kıyı şeridinde: balık tutmak, kürek çekmek ve yüzmek gibi aktiviteler uygundur. Marinanın yat kapasitesi: 133 yelkenli teknedir. 60 metre uzunluğunda yatlar buraya girebilmektedir. Yatlar genellikle: limanın kuzey kıyısında, doğudaki Üniversite binasındaki “soğan biçimli” kuleler ile genellikle gümrük devriye botunun yanaştığı mendirek arasındaki rıhtıma yanaşırlar.

Yunanistan Volos-Magnessıa Marina

Marina araç girişi yasak olduğu için, özellikle yayaların gece ve gündüz saatlerinde serbestçe gezebildikleri bir yerdir. Burada konserler de düzenlenir. Ayrıca: kıyıda birçok kafe, bar, restoran ve mezelerle uzo/tsipouro tadabileceğiniz Ouzeri/Tsipouradika doludur. Buralarda eşsiz deniz ürünleri eşliğinde geleneksel likör içeceği olan Tsipouro tadılabilir. Burada yerel tavernaların isimleri Tsipouradiko’dur.

Limanın batı kesiminde büyük bir süpermarket ve kuzey kıyısındaki iki paralel yol boyunca şehrin ana alışveriş caddeleri vardır. Biraz daha kuzeyde ise, sabahları açılan Pazar yeri ve batıda taze balık ve deniz ürünleri satın alınabilen balıkçı limanı bulunur. Ancak yerel halk, tazeliği sıkıntılı olduğundan yerel balık pazarına gitmezler ve doğrudan balıkçı limanındaki balıkçılardan balık satın almayı tercih ederler.

Yunanistan Volos-Magnessıa Argonauts Bulvarı

 

ARGONAUTS BULVARI

Deniz kıyısındaki bu asfalt yol, denizin muhteşem manzarasına sahiptir ve genellikle Volos yerlileri burada yürüyüş yapmayı çok severler. Argonauts Bulvarında, batı ucundaki limana, Sporades adalarına uzanan denize doğru bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Argonauts Bulvarı

Burada: eski deniz el yazmalarının rehberliğinde inşa edilen Argo gemisini tam bir kopyasını görebilirsiniz. Çünkü: Yunan mitolojisine göre, şehrin sembolü olan Kral Jason; ünlü Argonaut seferine buradan yelken açarak başlamıştır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Argonauts Bulvarı

Ardından yine kıyıda: Papastratos Binası, sahil parkı, St Contantine kilisesi, Yat kulüpleri, Xenia Otel Kompleksi, Ulusal Arkeoloji Müzesi ve diğer birçok turistik yeri görmek mümkündür.

Yunanistan Volos-Magnessıa Papastratos Tobacco Company Deposu

 

PAPASTRATOS TOBACCO COMPANY DEPOSU

Yunanistan’ın en büyük tütün ürünleri şirketidir. 1931 yılında Evaggelos Papastratos ve kardeşleri tarafından yönetilen bir Atina merkezli şirket olarak kurulmuştur. Yunanistan ülkesinde, ASSOS Papastratou Sigaraları: 70 ve 80’li yıllara kadar yani yabancı sigara ithalatı başlayana kadar oldukça fazla popülerdi.

En kaliteli marka sigaralar burada üretilmektedir. Fortuna Dergisi 2016 yılında burayı Yunanistan’ın en beğenilen şirketi seçmiştir.

Mimari açıdan bakıldığında oldukça mükemmel bir binadır. Depo: Volos şehrinde kıyıdadır ve iki depodan oluşan bir kompleksten oluşur. 1926 yılında yapılan birinci depo günümüzde yoktur. 1935 yılında inşa edilen ikinci depo ise günümüzde, sahilde, iki karakteristik kubbesiyle dikkat çeker. Ancak bu depo, II Dünya savaşından sonra işlevini yitirmiştir. Çünkü Amerikan tütün endüstrisi birçok yerde olduğu gibi Yunanistan’da da piyasayı ele geçirmiştir. Bu güzel bina, 1985 yılında Teselya Üniversitesi tarafından satın alınmıştır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Agios Konstantinos Park-Sahil Parkı

 

AGİOS KONSTANTİNOS PARK-SAHİL PARKI

Şehrin en güzel köşesinde, kıyı boyunca uzanmaktadır. Teselya Üniversitesinin hemen yanındadır. Limana kısa bir yürüyüş mesafesindedir.

Park, 1920 yılında mimar N. Kitsikis tarafından planlanmıştır. Yani Volos şehrinin en eski parklarından birisidir. Şehir merkezine ve Agios Konstantinos kilisesine yakın bir konumdadır. Volos sahilinin yanındaki konumu, Pagasitic Körfezinin pastoral bir manzarasını sunar. Manzaranın tadını çıkarabileceğiniz banklar bulunur.

Sonbahar, kış ve ilkbahar mevsimlerinde çimler ve çam ağaçları, palmiye ağaçları oldukça güzel bir serinlik ve huzur vahası yaratır.

Park oldukça geniş, düzenli ve oldukça temizdir. Önünde yayılan deniz, Agios Nikolaos kilisesi ve Teselya Üniversitesiyle birleşerek benzersiz bir ortam oluşturur. Parkın sahile doğru uzanan merdivenleri ve teraslar, aile yürüyüşleri, bisiklet ve paten için ideal bir yerdir. Her yerde bakımlı bahçeler ve hem gençler hem de yaşlılar için güzel alanlar ve yemek yerleri vardır.

Yunanistan Volos-Magnessıa The Church of Agıos Konstantınos and Helen-St Contantine Kilisesi

 

THE CHURCH OF AGIOS KONSTANTINOS AND HELEN-ST CONTANTİNE KİLİSESİ

Deniz kıyısındaki bu kilise 1936 yılında inşa edilmiştir. Bina Aristoteles Zachos tarafından tasarlanmıştır.

Daha önce burada ahşap bir kilise bulunduğu söyleniyor.

Yunanistan Volos-Magnessıa The Church of Agıos Konstantınos and Helen-St Contantine Kilisesi

Heybetli taş yapı, yüksek çan kulesiyle dikkat çeker. İç kısmı çok zengindir. Duvarlar: İncil sahnelerini tasvir eden muhteşem fresklerle boyanmıştır. Ayrıca: kilisenin etkileyici mimarisinin ötesinde, renkli çakıl taşlarıyla bezenmiş, azizlerin renkli görüntüleridir.

Yunanistan Volos-Magnessıa The Church of Agıos Konstantınos and Helen-St Contantine Kilisesi

Müzedeki ana kalıntılar: gümüş bir kasede saklanan Kutsal Haç parçacıkları ve Aziz Konstantin ve Helena kalıntılarının parçacıklarıdır.

Kilise, hala dini işlevini sürdürmektedir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Domotel Xenia Otel Kompleksi

 

DOMOTEL XENİA OTEL KOMPLEKSİ

Otel kompleksi: 1960’ların geleneksel mimarisi ile modern tesisler ve hizmetlerin birleşiminde oluşmaktadır. Otel deniz kıyısında olduğu için, özellikle muhteşem deniz manzarasıyla dikkat çeker.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Arkeoloji Müzesi-Athanasakeion Archaeological Museum of Volos

 

VOLOS ARKEOLOJİ MÜZESİ-ATHANASAKEİON ARCHAEOLOGİCAL MUSEUM OF VOLOS- ULUSAL ARKEOLOJİ MÜZESİ

Athanasaki Street adresindedir. Anavros Parkı içindedir.

Giriş ücreti 4 Euro’dur.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Arkeoloji Müzesi-Athanasakeion Archaeological Museum of Volos

Yunanistan’daki en küçük müzelerden birisidir. Ancak Yunanistan ülkesindeki en iyi 10 müze arasındadır.

Mükemmel müze, güzel bir gül bahçesinin arkasındadır.

Müze binası, Alexios Athanasakis’in bağışlarıyla 1909 yılında inşa edilmiştir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Arkeoloji Müzesi-Athanasakeion Archaeological Museum of Volos

Müze binası tek katlıdır. Toplam alanı 780 metre karedir ve içinde 6 salon bulunur. Bu salonlardan 1 tanesi geçici sergiler için ayrılmıştır.

Müzenin koleksiyonunda: Dimini ve Sesklo’dan bazı şaşırtıcı Neolitik kaplar ve figürinler, Dimitrias’ın yakın Helenistik bölgesinden etkileyici bir boyalı mezar stelleri bulunmaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Arkeoloji Müzesi-Athanasakeion Archaeological Museum of Volos

Ayrıca: Truva savaşı ve Jason ve Argonauts gibi efsanelerle ilişkili bir zaman olan MÖ 900-700 yılları arasındaki döneme ait bir süre obje de vardır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Arkeoloji Müzesi-Athanasakeion Archaeological Museum of Volos

Miken dönemine ait gömülerin tamamı da müzeye taşınarak iskelet ve etrafındaki adaklar sergilenmiştir.

Ayrıca: Pagasetic Körfezi çevresinde, Dimitriada’dan Helenistik mezar stelleri, hala parlak boya izlerinin yanı sıra erken Hıristiyanlık ve Bizans dönemlerinden kabartmalara sahiptir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Anavros Park

 

ANAVROS PARK

Arkeoloji Müzesinden çıkarken bu sahil parkında yürüyüş yapabilirsiniz.

1988 yılında Anavros Park’ta bir heykel sempozyumu vardı ve suyun yanında ağaçları andıran bir dizi tuhaf beton ve metal parça var.

Yunanistan Volos-Magnessıa Anavros Park
 

Burada ayrıca bir kaykay parkı var ve eğer gezinti yolunda kalırsanız ve doğuya giderseniz Anavros Plajına ulaşırsınız.

Bu kumsal “Mavi Bayraklıdır.”

Birbirine yakın, dört kafe ve restorana sahiptir. Bu yüzden güneşte birkaç huzurlu saat için ihtiyacınız olan her şeyi bulabilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Theofilos Museum of Anakasia-Kontos House

 

THEOFİLOS MUSEUM OF ANAKASİA-KONTOS HOUSE

Volos şehrinin 5 km uzağında, Anakasia köyünde Kontos Evi vardır.

Günümüzde Kontos’un evi ve Theophilos Müzesi olarak bilinen Chatzianastasis Konağı: merkez meydanın kuzeydoğusundaki Anakasia’da Theophilos Müze Caddesindedir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Theofilos Museum of Anakasia-Kontos House

Aslen konak: 1905 yılına kadar, Chatzianastasis ailesine aittir.

Daha sonra: Volos şehrinden değirmence John Kontos tarafından satın alınmıştır. Satın alındıktan kısa bir süre sonra, binanın orijinal mimari tasarımı önemli ölçüde değiştirilir. Dönemin mevcut mimari eğilimlerine uyum sağlamak için yeni konutta birkaç yerde modernizasyon çalışması yapılır.

1912 yılında, inşaat çalışmalarından sonra, popüler ressam Theofilos tarafından, en üst kattaki lobinin boyalı dekorasyonuna başlandı.

Ancak: 1955 yılındaki depremde konak, hem destekleyici yapıda hem de tek tek unsurlarda ve özellikle birçoğu parçalanıp yere düşen duvar resimlerinde büyük yıkıma uğradı.

1962 yılında Kültür Bakanlığı, bölgedeki bu eşsiz anıtı korumak için, burayı “Tarihi eser” olarak ilan etti ve 1965 yılında arkeolojik amaçla kullanılmak üzere satın aldı.

1966 yılında, 1967 yılında tamamlanan ve ardından Kültür Bakanlığına bağlı uzman ekipler tarafından duvar resimlerinin bakımı yapıldı. 1980 yılında binada yapılan restorasyonlar sonucunda, günümüzdeki görünüm ortaya çıktı.

Yapı: orijinal haliyle üç katlıdır. Üst katın büyük bölümleri hariç, çoğunlukla taştan yapılmıştır.

Binanın taş hatlarının dışında, her yöne doğru çıkıntı yapıyor.

1905 yılındaki onarımlarda, tüm molozlar ön bahçede biriktirildi ve böylece zemin katı yarı bodruma dönüştürüldü ve binanın ana cephesi, kale karakterini kaybetti.

Evet şimdi binanın en önemli özelliği olan boya dekorasyonlarından söz etmek istiyorum.

Ama önce bu dekorasyonu yaratan Theophilos:

Theophilos: fırçalarını kemerinde taşırdı. Midilli köylerinde dolaşır, Pelion köylerinde dolaşır ve resim yaparak hayatını kazanırdı. Ano Volos’ta Theophilos eliyle boyanmış kemerler, Midilli’de kafeler, çeşitli yerlerde bakkallar ve dükkanlar vardır.

Karton üzerine düz resimler yaptı. Ancak halk onunla dalga geçiyordu ve ona gülüyordu. Hayatı böyle geçti ve öldü. Bir gün Paris’ten bir gezgin bölgeye geldi, Theophilos’un 50 kadar resmini topladı ve Paris’e götürdü, böylece öldükten sonra meşhur oldu.

Evin dekorasyonu:

1912 yılında Theophilos ressamı tarafından evin ve özellikle ikinci kattaki lobinin boyanmasına bağlandı. Değirmenci Yannis Kontos’un misafirperver evinde, Theophilos, sahibinin koruması altında en önemli ve kapsamlı eserlerinden birini yarattı.

Theodore Kolokotronis, “1822 yılında Lemi Gölünde Dramalis’in galiplerini bir araya getiriyor” başlıklı duvarda imzasını ve üretim yılını yazmıştır. Bu resimden sonra başka resimler de yaptı ve eski sahiplerinin ifadesine göre bu resimleri kademeli olarak birkaç yılda tamamladı.

Theophiso: aşağı bölgede: çok çeşitli saksı çiçekleri ve kuşlar, çeşmeler, vahşi hayvanlar ve av sahneleri gibi çeşitli motifler boyadı.

Oda kapısının yanındaki merdivenlerin solunda, Yannis Kontos’u atının üstünde resmetti.

Üst bölgede: daha sonra 1821 Yunan Devriminden alınan temalara sahip. 14 büyük tablo bulunmaktadır.

Theophilos, dar lobinin koridorundaki dört sütun üzerine, dört Olimpos tanrısı olan Mars, Venüs, Merkür ve Minerva’yı resmetti.

 Gelelim günümüze:

Kontou evinin ahşap iç merdivenlerinden tırmanırken, ziyaretçilerin şaşkın ifadeleri görülür. Resimlere hayranlıkla bakarlar. C şeklindeki salon, renkli resimlerle doludur. Popüler ressam Theophilos, eserleri aracılığıyla dünyaya bakışını aktarmayı başardı.

Salonun ana bölümünün duvarı, Portaria’nın Karavos bölgesinden ve arka planda: Makrinitsa ve Anakasia’dan tek bir freskle süslenmiştir. Olympus’un dört tanrısı olan Mars, Hermes, Athena ve Aphrodite, odanın en dar bölümünün sütunları boyanmıştır.

Evin resimlerinin karakteristik özelliği, her resmin altındaki Theophilos’un el yazısı açıklamasıdır. Antik dönemde Ticaret Tanrısı olan Tanrı Hermes’in altındaki açıklama tipiktir. “Hırsızların Tanrısı”. Theophilos işaretleri.

Yunanistan Volos-Magnessıa Kitsos Makris Folklore Center

KİTSOS MAKRİS FOLKLORE CENTER- MÜZESİ

Büyük sanatçının 2 katlı ev şeklindeki müzesi: Yunanistan’ın en önemli halk sanatı koleksiyonlarından birini içermektedir. Müzenin bulunduğu ev, 1955 yılında inşa edilmiştir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Kitsos Makris Folklore Center

Kütüphane 4000 ciltten fazla nadir kitap içerir. Ayrıca 4000 fotoğraf, 2500 slayt vardır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Kitsos Makris Folklore Center

Müze 1989 yılından beri Teselya Üniversitesine aittir.

Müzedeki halk koleksiyonunda: Makri’nin, Theofilos’un 25 eseri, Pagonides’in 5 duvar resmi ve ressam N. Christopoulos’un eserleri de dahil olmak üzere kendi türünde benzersiz sergiler vardır.

ACHİLLEİO SİNEMASI

1925 yılında açılan sinema mimar K. Argyris tarafından planlanmıştır. Sinema günümüzde bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa St Nicholos Church

 

ST NİCHOLAS CHURCH-KİLİSESİ

Şehrin merkezindedir. Kilise: restoranlar, kafeteryalar ve mağazalarla çevrili bir plazadadır. Önünde geniş bir meydan bulunur. Kilise: 1898 yılında yanan bir kilisenin yerine, 1928-1934 yılları arasında inşa edilmiştir. Kubbeli bir Bizans stili yapıdır. Kilisenin içinde: güzel duvar resimleri bulunuyor. Ayrıca vitray pencereler ilgi çeker.

Yunanistan Volos-Magnessıa St Nicholos Church

Avluda bulunan 1884 yılı yapımı çan kulesi, İtalyan heykeltıraş I. Previsan tarafından yapılmıştır.

Burayı ziyaret ederseniz: aileler ve yaşlıların mum yaktıklarını görebilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Goritsa The Hill

 

GORİTSA THE HİLL-TEPESİ

Şehrin doğusunda, şehir merkezine oldukça yakındır. Tepe antik çağlardan bu yana, kutsal bir yer olarak kabul edilir.

Çünkü MÖ 4’ncü yüzyılın ilk yarısında, II Philip, Goritsa Tepesinde büyük ve stratejik konuma sahip bir şehir kurdu. Şehri çevreleyen su duvarları ise, muhtemelen MÖ 316-298 yılları arasında Cassander tarafından yapılmıştır ve uzunluğu 2850 metredir.

Bölgede 33 kule, eşit olmayan aralıklarla yerleştirilmiştir. İnsanların ve malların batıya geçişini kontrol etmek, denize ve güneye erişimi sağlamak için kuzey ve doğuya kapılar yapılmıştır. Yapılan arkeolojik araştırmalara göre: bu şehirde bir zamanlar 3000-3500 kişi yaşıyormuş.

Tepe: deniz seviyesinden yaklaşık 200 metre yüksektedir.

Çevresindeki alana hakim bir manzara sunmaktadır.

Tepe, uzun yıllar Volos şehrindeki inşaat patlamasını körükleyen ancak günümüzde terk edilmiş olarak bulunan bir taş ocağına sahiptir.

Tepenin zirvesinde Zoodochos Pigi kilisesi bulunur.

Eteğinde ise Meryem Ana’nın doğumuna adanmış küçük bir kilise olan “Panagia Tripa of Goritsa” vardır. Bu tapınak, 18’nci yüzyıl öncesinde burada bulunan bir tapınağın üzerine inşa edilmiştir.

En yüksek yerde: Akropol kalıntıları görülür. Zoodochos Pigi kilisesi yakınlarındaki bir mağarada: kayanın içinde Zeus’un şehirdeki saygısının kanıtı olan antik “Dios Milichiou” yazıtı görülebilir.

Yerel halk, burayı yürüyüş, koşu yapmak ve bisiklete binmek için kullanıyor. Asfalt yol, kiliseye kadar devam eder.

Buraya çıkarsanız: Volos’un tamamını, körfezi, Pagasetic körfezini ve Pelion dağını tek bir yerden görebilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Athanasios Koutroumpas Entomoloji Museum-Volos Entomoloji Müzesi

 

ATHANASİOS KOUTROUMPAS ENTOMOLOJİ MUSEUM-VOLOS ENTOMOLOJİ MÜZESİ

Müzede, 35 bin civarında böcekten oluşan bir koleksiyon bulunmaktadır. Bu koleksiyon, Doktor Athanasios Koutrompas tarafından toplanmıştır. Sadece birkaç oda büyüklüğünde olmasına rağmen, müzede zengin Koutroumpas koleksiyonu sergilenmektedir. Ancak daha çok kelebekler bulunmaktadır.

Müzede sergilenenler arasında öne çıkan örneklerden bir tanesi: kanat açıklığı 40 cm olan dünyanın bilinen en büyük kelebeği olarak kabul edilen ve sadece Güney Amerika’da bulunan “Thysania Agrippina” dır.

Yunanistan ve Avrupa’nın farklı bölgelerinden gelen ve dünyanın en uzak köşelerinden örneklerle desteklenen sergideki türler, Koutroumpas’ın kendisi tarafından yapılan geziler sırasında veya uluslararası kolleksiyonerlerin katsısıyla toplanmıştır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Antik Dimini Arkeoloji Alanı-Archeeological Site of Ancient Dimini

 

ANTİK DİMİNİ ARKEOLOJİ ALANI-ARCHAEOLOGİCAL SİTE OF ANCİENT DİMİNİ

Volos şehrinin 6 km batısındaki Dimini köyünün hemen kuzeyindeki alçak bir höyüğün üzerinde duruyor.

Dimini bölgesi: hem bir Miken yerleşim yeri hem de Neolitik bir yerleşim içermektedir.

Neolitik yerleşim: 19’ncu yüzyıl sonlarına doğru keşfedildi. İlk olarak arkeologlar Christos Tsountas ve Valerios Stais tarafından araştırılmıştır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Antik Dimini Arkeoloji Alanı-Archeeological Site of Ancient Dimini

Burada: taş temeller üzerine kerpiçten inşa edilmiş evlerin bulunduğu, ilk olarak MÖ 4800-4500 civarında işgal edilmiş Neolitik bir köyün kalıntıları vardır.

Yani: 7000 yıl önce belki 250 kişinin yaşadığı, duvarlı bir Neolitik yerleşim kalıntıları bulunmaktadır. Dimini sakinleri, normal olan yemek pişirmenin dışında, evlerinde alışmadık miktarda mahremiyete sahiptiler. Evlerin her biri ayrıca Orta Neolitik dönemden, diğer yerleşim yerlerinde nadir bulunan duvarlarla ayrılmıştır.

Harika bir Thohos (arı kovanı şeklindeki mezar) görmek ve girmek için burayı mutlaka ziyaret etmeniz öneririm.

Burada özellikle ilgi çekici bölümü: zemin altında yanmış bir çocuğun kalıntılarının bulunduğu iyi durumda korunmuş bir çömlek bulunmasıdır. House N’deki kazılar sırasında, tarih öncesi bir cenaze töreninden içinde bir çocuk kalıntılarının bulunduğu seramik bir kap bulunmuştur.

Harabelerin yanında ve bazı Miken dönemi harabeleri bulunmaktadır. Miken yerleşiminden bir tholos (arı kovanı) mezarı vardır.

Jason ve Argonautların efsanevi başlangıç noktası olan antik Lolkos olarak tanımlanan yerleşim yerinde hala kazı çalışmaları sürdürülmektedir ve ziyarete kapalıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Sesklo Arhaeological Site

 

SESKLO ARHAEOLOGİCAL SİTE

İlk olarak MÖ 6000’den önce yerleşim görmüştür. Dolayısıyla Yunanistan’ın en eski Akropolü olan bu Neolitik bölge, Volos şehrinin 14 km batısında, hafif eğimli bir yamaçta bulunmaktadır. Giriş ücreti 2 Eurodur.

Burada: Avrupa’nın ilk Neolitik Kültürü olan Sesklo Medeniyeti bulunmaktadır. Eski kültürün izlerinin MÖ 7510 ile 6190 yılları arasına uzandığı tespit edilmiştir. Alan: tarım ve hayvancılıkla geçinen ve ileri taş ve obsidiyen aletlere ve çömlekçilik becerilerine sahip olan insanların yaşamına ışık tutmaktadır.

Otoyolun dışında, iyi bir şekilde işaretlenmiş ve iki bölüme ayrılmıştır. Burada bir zamanlar 5 bin kadar insan barındığı tahmin edilmektedir. Alanın büyüklüğü 20 hektardır.

Sesklo A’da: sözde “Potter’s House” dahil olmak üzere münferit binalar tespit edilmiştir. Kısmen yeniden inşa edilmiştir.

Sesklo B: Biraz daha yüksektir, alçak yıkık duvarlardan oluşuyor.

Gelelim sonucu: Sesklo, MÖ 5 bin yılı civarında yandı, ardından sadece tepe veya akropol yerleşim gördü.

Yerin tarihi anlamı ötesinde, Sesklo: Kastraki Tepesinde kırsalın uzun mesafeli manzarasına sahip iki dere ile çevrili bir konumdadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Rooftile ve Tuğla Müzesi-Tsalapatas Brickworks Museum

 

ROOFTİLE VE TUĞLA MÜZESİ-TSALAPATAS BRİCKWORKS MUSEUM

Şehir merkezine çok uzak olmayan bir yerdedir. Adresi: Notia Pli’dedir.

1926-1975 yılları arasında, Eski Kent’in Güney Kapısındaki limanın 1.5 km batısındaki Tsalapatas Rooftile ve Brickworks, Volon şehrinin kültürel dokusunun bir parçası olmuştur.

Yunanistan Volos-Magnessıa Rooftile ve Tuğla Müzesi-Tsalapatas Brickworks Museum

Tuğla fabrikası, Spyridon ve Nikolaos Tsalapata kardeşler tarafından kurulmuş ve fabrikada çeşitli tiplerde tuğla ve kiremit üretilmiştir. En yoğun dönemde fabrikada 250 kişi çalışıyordu. Fabrika her yıl 9 milyona kadar kiremit ve farklı boyutlarda tuğla üretiyordu.

Yunanistan Volos-Magnessıa Rooftile ve Tuğla Müzesi-Tsalapatas Brickworks Museum

Fabrika: 2006 yılında şaşırtıcı derecede ilginç bir müze olarak yeniden açılmıştır. Giriş ücreti 4 Euro’dur.

Müze: bir eski çatı katı ve tuğla fabrikasından oluşuyor.

Tsalapatas Müzesi: Volos’un 20’nci yüzyıldaki endüstriyel gelişiminin bir göstergesidir.

Müzede: tuğla yapım makineleri, öğütme değirmenleri ve devasa fırınlar ile sık sık sanat sergileri düzenlenmektedir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Volos Şehir Müzesi-Volos Town Museum-Volos Museum of The City

 

VOLOS ŞEHİR MÜZESİ-VOLOS TOWN MUSEUM-VOLOS MUSEUM OF THE CİTY

Palaia bölgesindeki eski bir tütün deposunda bulunan bu akıllı modern müze, 1800’lerden günümüze kadar güzel siyah-beyaz fotoğraflarla Volos şehrinin hikayesini anlatıyor.

Müzenin bulunduğu eski tütün deposu: 1920 civarında inşa edilmiştir.

Müzenin avlusunda: Palaion kalesinin duvarının doğu tarafının bir bölümü bulunmaktadır.

Zemin katta: periyodik sergiler ve etkinlikler için alanlar, bir dükkan ve bir okuma odası bulunur.

Periyodik sergi salonunun altında: Bizans dönemine (MS 6-7’nci yüzyıllar) ait su dağıtım ve nakil boru hatlarının korunmuş bölümleri görülebilir.

Müzenin 2’nci katında 9 bölüm vardır. Merdiven koridorunda her kat gösterge niteliğinde kronolojik gelişim sunar. Bunların tarihi: 1423 yılında kaledeki Osmanlı dönemi ve 2014 yılına kadar olan şehrin tarihi gelişimidir.

Bir sürükleyici bölüm: 1923 yılında Yunanistan ile Türkiye arasında nüfus mübadelesini kapsıyor. Tesis bünyesinde güzel bir kafeterya bulunuyor.

Yunanistan Volos-Magnessıa

 

ŞEHİR YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER:

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion-Mount Pelion

PELİON- MOUNT PELİON

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Centaurs Path Trail

 

PELİON CENTAURS PATH TRAİL

Portaria köyündeki Centaur’s Path, Pelion’da kesinlikle görülmeye değer bir yerdir. Yunan mitolojisinde, Pelion dağı: Herakles, Aşil, Jason ve Theseus gibi kahramanlara öğretmenlik yapan: Centaur Chiron’un etki alanıydı.

Yunan Mitolojisine göre: Sentorlar, Pelion dağında yaşayan melez canavarlardı. Bunlar yarı insan ve yarı atlar olarak bilinir. Antik Yunan Edebiyatında, ani iklim değişiklikleri veya beklenmedik hava koşulları gibi tüm olumsuz doğa olaylarıyla ilgilidir. Çılgın, dürtüsel yaratıklar olarak tasvir edilirler ve genellikle insanlarda birçok yıkıma sebep olmakla suçlanırlar.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion

Ayrıca Pelion dağı: Centaur Chiron’un evi ve Thetis ile Peleus’un evlendiği yer olarak Yunan mitolojisiyle doludur. Truva savaşına yol açacak bir olaylar zinciri burada başlamıştır.

Günümüzde: Pelion köylerini birbirine bağlayan dolambaçlı yolların toplamı 500 kilometreyi bulur. Pelian evleri olan 24 köyde: yeşil, mavi veya gri arduvazdan yapılmış ve boyalı ahşap pencere çerçeveleri ve kapıları ilgi çeker.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Centaurs Path Trail

Bunlar insanların ve malların hareketlerini kolaylaştırmak için yapılmış eski yollardır ama hala kullanılmaktadır.

Centaur’s Path’i takip ederek, muhteşem bir doğayı görebilirsiniz. Bölgenin en etkileyici manzarası burada görülür. Bölgede iki tane yol vardır. İlk yol: köyün merkezine götürür. İkinci yol çıkışa yönlendirir. Yoldan sapmamak için, taşların üzerine kırmızı dairelerle işaretleme yapılmıştır.

Bu masalları aklınızda tutarak: kayın, çınar, meşe ve akağaçlarla örtülü yeşil yamaçlarda, küçük ahşap köprülerin kesiştiği dağ derelerinin üzerinden geçen, kısa bir yürüyüş olan Portaria köyünden yokuş yukarı Centaurs Yolu’na çıkabilirsiniz.

 

PELİON RAİLWAY-PELİON DEMİRYOLU

Volos-Pelion arasındaki tarihi demiryolu bağlantısı “moutzourilerin” ünlü rotasıdır. Hat 1903 yılında hizmete açılmıştır. Volos sanayi merkezini, tarımsal ürünler üreten batı Pelion’un verimli topraklarına bağlamak için açılmıştır. Pelion treni veya trenaki (küçük tren) 60 cm lik hatta sahiptir. Yani, dünyanın en dar hatlarından birisidir.

Hat: maliyet tasarrufları önlemi olarak kapatıldığı 1971 yılına kadar çalıştırıldı.

Günümüzde: bu hat 1996 yılında yeniden açılmıştır ve artık malların taşınması değil, sadece turistlerin gezdirilmesi için kullanılmaktadır. Hat, Volos şehrinin 10 km doğusundaki Ano Lechonia’dan Miles’e kadar olan bölgede çalışmaya başladı.

Nisan ortasından-Ekim sonuna kadar, hafta sonları ve Temmuz ile Ağustos aylarında her gün sefer vardır.

Saatte 20 km gibi yavaş bir hızla seyahat ederken, Pelion’un yemyeşil meşe ve zeytin ağaçlarından oluşan manzaralarını seyrederek, Pagsetic Körfezine bakarak tırmanacaksınız.

Yolculuk 90 dakika sürer ve Milies istasyonundan hemen önce dikkat çekici De Chirico Köprüsünden geçersiniz. Köprünün kendisi düz iken, raylar bir viraj üzerinden geçer. Ayrıca: Kalorema’nın beş kemerli taş köprüsünden geçilmektedir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Centaurs Path Trail De Chirico Köprüsü

 

De Chirico Köprüsü

Ünlü İtalyan sanatçı ve yazar Giorgio de Chirico: Volos doğumludur. Çünkü babası Evaristo, bu demiryolu yapımında başmühendis olarak çalışmıştır. Tren: Milies’deki istasyona varmadan önce, benzersiz bir özelliğe sahip bir köprüden geçiyor. Köprünün kendisi düz olmasına rağmen, üzerindeki demiryolu hatları aslında kavislidir. Bu De Chirico Köprüsü ve onu trende ya da yürüyerek geçmek çok ilgi çekmektedir.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Centaurs Path Trail De Chirico Köprüsü

Milies’te öğle yemeği yiyebilir ve öğleden sonra dönüş trenine binmeden önce köyün etrafında dolaşabilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Centaurs Path Trail The Olive Museum

Ayrıca: Ano Gatzea Köyündeki durakta: istasyonda bir kafe var ve hatta bir müze “The Olive Museum” yani yerlilerin sıvı altın dediği zeytin ile ilgili müze bulunuyor.

Pelion tren istasyonun yanında bir zeytinlik içinde bulunan müze, ziyaretçilere zeytin yetiştiriciliği tarihi ve Yunanistan’ın zeytin ağacının sembolik önemi ve ardından çalışan bir zeytin piresinin rehberli bir bakışı sunuluyor.

Daha sonra baharatlı ve yoğun olan ve süpermarketlerde satılan zeytinyağına çok az benzerlik gösteren Pelion yeşili ve organik sızma zeytinyağı tadın ve hatta satın alın. Bu arada, zeytin sıkma işlemi Ekim-Ocak ayı arasında yapılmaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Milies
Milies

Tren Milies’e vardığında: küçük ve süper sevimli bir istasyonla karşılaşırsınız. Ano Lechonia’ya geri dönüş yolculuğuna başlamak için, trenin lokomotifinin dairesel bir platforma dönmesine yardım etmek için her yaştan insanın yardım ettiğini göreceksiniz. Tren Millies’e saat 11.35’de varır ve saat: 15.00’de Ano Lechonia’ya hareket eder. Evet, büyüleyici Milies köyünü keşfetmek için 3 saat zaman bulunmaktadır.  

Milies köyü ile ilgili ayrıntılı bilgiyi: Pelion dağı köyleri bölümünde, aşağıda bulabilirsiniz.

 

PELİON DAĞINDAKİ KÖYLER

Şık Makrinitsa, kozmopolit Portaria, pitoresk Tsaggarada ve eklektik Vyzitsa ve Milies gibi bilinen köyler, doğal cazibeyle doludur. Eşsiz Pelion mimarisi, Ege’nin muhteşem manzarası, bozulmamış doğal bir manzara ile birleştiğinde gerçekten olağanüstü güzellikler ortaya koymaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Makrinitsa Köyü

 

MAKRİNİTSA KÖYÜ

Pelion dağındaki köyler arasında en popüler olanı Makrinitsa’dır. Her gün yüzlerce kişiyi ağırlamaktadır.

Sadece geleneksel yerel mimarinin güzel bir örneği olduğu için değil, aynı zamanda Volos şehir merkezine araba ile sadece 30 dakikalık mesafede olduğu içindir.

Evet: burası güzel bir yer ama özellikle hafta sonlarında aşırı kalabalık oluyor, bunu dikkate almanızı öneririm. Küçük otopark hızla doluyor.

Makrinitsa köyünde yapılabilecek şeyler: muhteşem Arnavut kaldırımlı yolları, akan dereleri ve tamamen pitoresk ana meydanı ile güzel ve geleneksel yerleşimde dolaşabilirsiniz.

Evet, burada geceyi geçirmek isterseniz: burası geleneksel pansiyonlarla doludur.

Cafe Theofilos: burası geleneksel bir kahve dükkanıdır. Ancak ünlü Yunan ressam Theofilos’un kendisi tarafından boyanmış bir freske ev sahipliği yapmaktadır. Ressamın en sevdiği kahraman Katsantonis, yoldaşlarıyla birlikte ziyafet çekerken, dans ederken ve müzik çalarken aynı zamanda savaşa hazır olarak tasvir ediliyor.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Makrinitsa Köyü

Köy: Sentorlar dağındaki diğer köylerin çoğu gibi, bir manastır etrafında gelişmiştir. Meryem Makrinitissa Manastırı ana meydanın kuzeydoğusunda duran heybetli bir yapıdır.

Köy meydanında: taştan yapılmış Vaftizci Yahya Kilisesi (1806), Agrafalı sanatçı Theodosios’un apotropaik sembolleri, çiçek ve Hıristiyan motifleriyle ve mermer kabartmalarla süslenmiş gerçek bir mücevherdir.

Meydanın kuzey ucunu belirleyen kilisenin yanındaki çeşme, eskiden köy kadınlarının buluşma yeriydi. Bu küçük köye, çoğu 18’nci yüzyıla tarihlenen toplam 50 çeşme yapılmıştır.

Evet, meydanı arkanızda bırakın ve köyün daha az turistik olan bölgelerine doğru Arnavut kaldırımlı sokaklarda yürüyün. Köyün en aşağıdaki evleri 300 metre rakımda ve en yüksekteki evler ise 850 metre rakımdadır. Tek bir köyde evler arasında 550 metrelik rakım farkı bulunuyor.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Portaria Köyü

 

PORTARİA

Volos şehrinin kuzeyinde kolay bir yoldan Pelion dağının eteklerindeki sevimli Portaria köyüne ulaşılır.

 650 metre yükseklikte Pagasetic Körfezine bakan Portaria, 1200’lerde Panagia Manastırı çevresinde kuruldu.

Köy: sokaklarında yaprak döken ağaçlar, meyve bahçeleri, bahçeler ve saksılarla dolu yeşilliklerle kaplıdır.

Yamaçlarda: hafif bir yağmurun ardından bir gösteri olan dağ dereleri ve şelaleler vardır.

16’ncu yüzyıldan kalma canlı fresklere sahip rüstik ahşap Manastır Kilisesi Panagia Portarea’yı arayın ve ziyaret edin.

Evet Portaria köyü konaklamak için harika bir seçenektir. Gerek Pelion kayak merkezine ve gerekse Pagasetic körfezine kolayca erişilecek konumdadır. Restoranlar ve tavernaların yanı sıra alışveriş için çok sayıda fırsat ve hem lüks hem de geleneksel oteller vardır.

Theoxenia Hotel: 20’nci yüzyılın erken dönemlerinde Balkanlardaki en lüks otel kabul edilmiştir. (1892-1944) Uzun yıllar: politikacılar, iş adamları ve ünlüler buranın enfes yemekleri ve unutulmak kokteyl partilerinin tadını çıkarmışlardır.

1944 yılında otel, Almanlar tarafından bombalanır. Şu anda Yunanlılar, otelin yakında tekrar faaliyete geçmesi umuduyla restorasyon çalışmaları sürdürüyorlar.

Portario köyü, iki tane 4 yıldızlı otele sahip tek Pelion köyüdür. Diğer köylerde yüzlerce eski geleneksel konaklama olanağı yaratan butik oteller vardır.)

Son bir not: Pelion kaşık tatlıları (meyve konserveleri) ile ünlüdür. Portaria köyünden bu kaşık tatlılarından satın alabilirsiniz. Bir ağaçta yetişen her şey burada konserveye dönüştürülüyor. Örneğin: kestane, ceviz, antep fıstığı ve hatta zeytin. Bu kaşık tatlılarına şeker eklenmiyor ve tamamen organik olarak yapılıyor.

Köyün batı ucunda bir yürüyüş parkuru var. Parkurun ismi Sentorların Yoludur.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Milies Köyü

 

MİLİES

Hafta sonları ve tatillerde, köyde bir avuç restoran, birkaç rafe, bar ve birkaç hediyelik eşya dükkanı açık bulunur. Bu yüzden Milies, içe dönük bir köy olarak tercih ediliyor. Yüzlerce günlük ziyaretçiye rağmen otantik ve nispeten değişmeyen küçük mütevazi bir köydür.

Köyün tarihi çalkantılıdır. Efsane kurucuları bazen erken Osmanlı döneminde 15’nci yüzyılda kaçarak buraya gelenlerdir. Pelion dağının erişilemeyen yamaçları, köylerinin adının yanı sıra hayatlarını da aktardıkları güvenli bir sığınak haline gelmiştir. Takip eden süreçte ise, Yunanistan’ın kurtuluşu hareketleri burada yoğunlaşmıştır.

Günümüzde Başmelekler Kilisesinde: nadir kitaplar ve el yazmaları da dahil olmak üzere o yıllara ait yüzlerce kitap tutulmaktadır. Bunların arasında: Milies’i Volos şehrine bağlayan demiryolu hattının açılışını kutlarken, tüm köylülerin (yaklaşık 2500 kişi) okulun önünde durduğu, 1903 yılından kalma bir fotoğraf bulunur.

1943 yılında Alman ordusu, köyü yakmış, sadece kilise ve diğer birkaç yapı kurtulmuştur.

Günümüzde: Milies köyü, kırsal kesimde sessiz ve yavaş bir yaşam temposu arayan zengin Atinalılar ve ünlüler için tercih edilen bir merkezdir. Köyün hem bir günlük ziyaretçileri ve hem de uzun süreli sakinlere sunacağı çok şey vardır.

Her şey sadece birkaç kilometre uzaklıkta olduğu için konumu mükemmeldir. Volos şehri, Doğu Pelion’un muhteşem plajları, Pagasitikos Körfezindeki pitoresk sahil köyleri, ana dağ köyleri, birkaç manastır ve çok sayıda yürüyüş parkuru.

Pelion’un küçük treni Moutzouris, yolculuğunu Milies istasyonunda sonlandırıyor ve güzergah gerçekten çok güzeldir. Hızlı manzara geçleri, taş köprüler, zeytinlikler, huzurlu kumsallar, yemyeşil geçitler, tarlalarda çalışan çiftçiler, karanlık tüneller, devasa istinat duvarları, mağaralar ve eski konaklar. Manuel olarak çalıştırılan döner tabla gibi tren istasyonunun kendisi de mükemmel bir görüntü sergiler.

18’nci yüzyıl ortalarından kalma Baş melekler Kilisesi, mimari sırları ve çoğu tek bir konu etrafında dönen duvar resimlerinin güzelliğiyle büyüleyicidir.

Köyün Arnavut kaldırımla sokaklarında ata binmek, raylar boyunca gezinmek, Evaristo De Chirico’nun metal köprüsünden iple inmek ve Centaur Chiron mağarasını gezmek, burada yaşanabilecek aktivitelerden birkaçıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Agios Georgios Köyü

 

AGİOS GEORGİOS

Yaz aylarında serin dağ meltemiyle sırt boyunca yavaşça uzanan ve kışın arkasında yükselen görkemli bir ayla taçlanan muhteşem bir köydür.

Köyün batı ucu: Kutsal Başmelekler’in görkemli Rahibe Manastırı ile belirlenmiştir. Burada rahibeler kibar ve şevkatli, sıcak bir şekilde ziyaretçileri karşılarlar. Onların misafirperverlikleri, ikramları (taze soğuk dağ suyu ile servis edilen kahve, kurabiyeler ve loukoumia) ve sergi salonunda satılan yüksek kaliteli el yapımı ürünler, yıl boyunca yerel halkı ve ziyaretçileri cezbeder.

Rahibe Manastırından birkaç yüz metre uzakta: eski bir harman yeri, 1990’larda taştan inşa edilmiş küçük bir açık tiyatroya dönüştürülmüştür. Burada yaz geceleri müzik dinlenirken dolunay manzarası izlenir.

Doğuda, köy, bir çam ormanı içindeki muazzam bir doğal balkon olan “Rachi” de biter.

Köyün ortasında geleneksel tavernalar ve çınar ağaçlarının bulunduğu yayla vardır. Hemen karışışında: heykeltıraş Nicolas’ın Belediye Müzesi bulunur. Sanatçı Agios Georgios köyünde doğmuştur ve bu yüzden çeşitli şekillerde köyü desteklemiştir.

Kule evler, tipik Pelion konakları ve Neoklasik binalar: ana caddenin her iki yanına dağılmış durumdadır. Bazıları, her biri benzersiz bir tarz ve karaktere sahip konuk evlerine dönüştürülmüştür.

20’nci yüzyılın ilk dönemlerinde, birkaç köylü yurt dışına kendi işinde başarılı (çoğunlukla tekstil ve tütün ticareti) olmuş ve ardından Agios Georgios köyüne geri dönmüştür. Yeni evlerini Neoklasik mimari tarzda inşa etmişlerdir. O zaman köy “Pelion’un Paris” i olarak kabul edildi.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Agria

 

AGRİA

Volos şehrinin sadece 7 km doğusundadır.

Agria, deniz kenarında bir köy olmasına rağmen, dört dağ manzarasına sahiptir. Körfez boyunca Kantiragas dağı, batıda Goritsa tepesi, güneyde Othrys dağı (Titanların dağı= ve kuzeyde Pelion dağı. Bölgedeki en büyük zeytinliklerden birisi buradadır.

20’nci yüzyılın ilk yarısında: Agria önemli bir ulaşım merkezidir. Rıhtımlarında Pelion zeytini ve zeytinyağı yüklü tekneler: Volos, Selanik ve İstanbul Limanlarına doğru yola çıkıyordu. Eski taştan yapılmış zeytin depoları hala denizin ön kısmında vardır ve simetrik ve sadelik ile karakterize edilen mimari tasarımları dikkat çeker.

Son 20 yıl içinde, Agria, sadece yerel içki endüstrisiyle tanınmakla kalmadı, aynı zamanda küçük bir balıkçı köyünden popüler bir turizm merkezine dönüştü.

Evet sonuç olarak köy, özellikle ülkenin her yerinden Yunanlılar olmak üzere tüm yıl boyunca ziyaretçi çeker. Atinalılar ve Selanikliler hafta sonu için gelirler ve Pelion’a günübirlik geziler düzenlenir. Bunun aksine, yabancı turistler, doğu Pelion’daki tenha plajlara giderler.

Yunanistan Volos-Magnessıa Pelion Lafkos

 

LAFKOS

Temiz, aydınlık ve sessiz, alışılmadık derecede büyük bir meydanı ve garip bir adı olan küçük köydür.

Güney Pelion’un alçak sırtı boyunca uzanır.

Arnavut kaldırımlı sokaklar dar ve sessizdir. Köyde arabalara izin verilmiyor. Buradaki sesler yumuşak ve doğaldır. Kocaman çınar ağaçlarında yaprakların hışırtısı, kuşların cıvıltısı, mutfaklardaki tabak ve tencere sesleri ve köy çocuklarının neşeli sesleri.

Pagasitikos Körfezinin bir görünümü, Pelion tarzı konakların, küçük yerel geleneksel evlerin ve Lafkos’un mahallerini süsleyen Neoklasik binalar göze çarpıyor. Bunların birkaçı kuzey Avrupalılar tarafından satın alınmış ve restore edilmiştir.

Köyün ilk sakinleri, 15’nci yüzyılda burada toplanmıştır. Bunlar: Osmanlı ve korsanların Ege denizindeki baskısından kaçanlardır. Köyün yetenekli tüccarları, zanaatkar ve denizcileri: tüm Akdeniz’i dolaştılar ve köy mimarisinde görülebilecek yeni fikirleri evlerine geri getirdiler.

Dışarıdan gelen ziyaretçiler, köyde: köyün geçmişini ve Pelion kültürünü görürler. Aslında Lafkos küçük bir köydür ancak iki müze barındırır. Bunlar: Radyofon Müzesi ve Tarih Müzesidir. Müze: Evaristo De Chirico tarafından tasarlanmıştır ve bir dükkandan çok tren istasyonunu andıran binadadır. Ayrıca: burada tüm yıl boyunca yerel halk ve yabancı misafirlere: arıcılık, Pelion bitkileri ve geleneksel yemek pişirme dersleri veriliyor.

Bu yüzden Lafkos, Pelion bölgesinin gerçek mücevherlerinden biridir.

PLAJLAR

Bölgede, yaz aylarında çoğu Mavi Bayrakla ödüllendirilmiş güzel plajlar bulunmaktadır.

ALYKES BELEDİYE PLAJI-ALİKES BEACH

Volos merkezinin güneybatısında, karayolu ile birkaç dakika uzaklıktadır.

Alykes semtinde: kafe ve barlarda bulunan bir plajdır.

Gün boyu plaja giriş ücreti 1 Euro’dur.

Sahil: dalgakıran ile bölünmüştür. Şeffaf sığ alanlar vardır. Çocuklar ve yüzme bilmeyenler için idealdir.

Oldukça dar olmasına rağmen: plaj şezlong ve şemsiyelerle dolu ve arkadaki barların bir kısmında garson servisi vardır.

Plajda: cankurtaran, duş, soyunma kabinleri ve bir sahil barı bulunmaktadır.

Ayrıca: Pagasetic Körfezi boyunca Pelion Dağının fotoğrafını çekmek için dalgakıranlardan birinin sonuna kadar yürüyebilirsiniz.

Yunanistan Volos-Magnessıa Skiathos Adası

 

SKİATHOS ADASI

Buraya: Volos limanından feribot veya yüksek hızlı gemiyle ulaşabilirsiniz.

Adanın en büyük yerleşim yeri olan Skiathos, mükemmel turistik tesislere sahip modern bir tatil beldesidir. Ada küçük boyutlarına rağmen, çok sayıda plajı ve ormanlık arazisi ile yerli ve yabancı gezginler için popüler bir turizm merkezidir. Turizm sezonu 5.5 aylık dönemle (Mayıs başından Eylül sonuna kadar) sınırlıdır. En yoğun ziyaretçi Ağustos ayında gelir.

Skiathos kasabasının en önemli özelliği, şehrin kaderini yüzyıllardır belirleyen doğal limanıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Skiathos Adası

Bu yüzden bütün ada popüler bir yat ve yelkenli tekne cennetidir.

Burası: yemyeşil çam ormanları ve berrak masmavi sularıyla tanınır. Son yıllarda turizmde hızla büyümesine rağmen, ada hala pitoresk ve bozulmamış 60’dan fazla kumsal bulundurmaktadır.

En ünlü kumsalı: Akdeniz’in 3’ncü en güzel plajı ilan edilen “Koukounaries” dir.

Ada, hareketli gece hayatı da eklendiğinde, her yıl binlerce genç ziyaretçiyi çekmesiyle tanınır. Eski limanın yanında, trafiğe kapalı cadde, eğlence için en etkili yerdir. Burada birçok bar ve kulüp bulunmaktadır.

Adada ayrıca: Meryem Ana kilisesi, 17’ncü yüzyıl sakinleri tarafından korsan baskınlarına karşı koymak için kullanılan doğal bir kale olan “Kastro” da bulunmaktadır. Kastro, nefes kesen doğal güzelliği sayesinde mutlaka ziyaret edilmesi önerilen bir yerdir.

Adanın plajları

Adada: 44 kilometrelik kıyı şeridi boyunca özellikle güneybatı kesiminde olmak üzere 60 plaj vardır. Bunlardan: Koukounaries ve Altın Kum öne çıkar. Koukounaries plajı: aynı zamanda suya kadar inen yemyeşil çam ormanlarına sahiptir. Burada: Strofilia: özel koruma alanı ilan edilmiş, çam ormanlarının ortasında kalan ender bir alandır.

Koukounaries bölgesinde bir kamp alanı vardır. Ayrıca: çok sayıda taverna, kafe ve bar bulunur.

Krassa Koyu-Muz

Su sporları tesisleri ve tüm gece ve gündüz, kafe ve barlarda yapılan çılgın partiler ile ilgi çeker. Çam ağaçlarıyla çevrili harika bir plajdır.

Alexandros Papadiamantis

En büyük modern Yunan romancılarından biridir. 1954 yılında adada doğmuş, yaşamış ve öldüğü evi, devlet tarafından satın alınmış ve korunmuş, bir anıt olarak seçilmiştir. Bir müzeye dönüştürülmüştür.

Eski Venedik Kalesi

Skiathos Limanındadır. Burada Skiathos’un denizcilik tarihinin uzun geleneğini onurlandıran bir deniz müzesi bulunur.

Çam ormanı

Skiathos adası, olağanüstü bir çam ormanına ev sahipliği yapmaktadır. Orman: Koukounaries bölgesindedir ve nefes kesici bir manzara yaratan turkuaz sularla çevrili iken, Natura 2000 tarafından korunmaktadır. Adanan üçte ikisi çam ormanı ile kaplıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Skopelos Adası

 

SKOPELOS ADASI

Yunanistan ülkesinin en yeşil adalarından birisidir. Volos şehrinden buraya feribot veya hızlı tekne ile ulaşabilirsiniz.

Adada 3 ana liman vardır. Bunlar: Skopelos, Agnontas ve Glossa’dır.

Adanın merkezi şehri, kuzey kıyısındaki “Hora” şehridir. Antik adı: Tanrı Dionysos’un oğlu ve adanın ilk sakini olan Ariadne’den sonra Peperithos’tur.

Hora şehri: bir tepede, kalenin çevresinde yayılmıştır. Ortaçağ kalesi: mükemmel avluları, taş döşeli dar sokakları ve Bizans kiliseleri, bir dizi taş evleriyle ilgi çeker.

Önceki yüzyılda inşa edilmiş tarihi bir konakta bulunan Folklor Müzesini ziyaret ederek, adanın zengin tarihi görülebilir.

Adanın en büyük ikinci yerleşim yeri: Glasso’dur ve Hora’nın 25 km kuzeyindedir.

Evangelistria Manastırı

Hora şehrinin doğusundadır. 1712 yılında yenilenmiştir. Port ve Hora’nın güzel manzaralarını izlemek mümkündür.

Dragon Yarığı

800 yıl önce bir ejderha ada sakinlerini öldürür ve adayı yok eder. Adanın koruyucu azizi Ayios Riyinos onu takip eder.

Kovalamaca sırasında, dağın yamacında bir yarık açılır. Ejderha bu yarıktan uçuruma düşer ve ölür. Bu uçurum: Dragon yarığı anlamına gelen “Drakonstosxisma” olarak adlandırılır. Bu noktada, toprak gerçekten batar ve derin bir yarık oluşturur.

Plajlar

Adanın çamlarla kaplı kıyı şeridi boyunca uzanan harika plajlar vardır.

Milia: Hora’nın 25 km güneybatısında, çakıl taşla ve çevresi çam ağaçlarıyla kaplı bir plajdır. Ama adanın en iyi plajı olarak kabul edilir.

Panormos: Hora’nın 15 km batısındadır.

Stafylos: Hora’nın 4 km uzağındadır. Çakıllıdır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Alonnisos Adası

 

ALONNİSOS ADASI

Çevresine dağılmış küçük adalar vardır. Kuzey Sporades ada gurubunun en uzak olanıdır ve nadir deniz kuşları, yunuslar ve Akdeniz foku için sığınak olan “Ulusal Deniz Parkına” ev sahipliği yapmaktadır.

Efsaneye göre: Aşil’in babası Pileas: Alonissos adasında gömülüdür. Bu yüzden adanın ikinci ismi “Achilliodromia” dır.  Yine efsanelere göre: ada, büyük deniz yollarının kavşağındaydı. Jason ve Argonauts’un Altın Post’u almak için Kolhida’ya yerken açtıkları ve Achaens gemilerinin Truva’ya gittikleri yer buradan geçer.

Bugün, denizin dibinde yatan çok sayıda klasik ve Bizans dönemine ait gemi enkazı, adanın yıllar boyunca sahip olduğu deniz gücünü doğrulamaktadır.

Yunanistan Volos-Magnessıa Alonnisos Adası

Adanın merkezindeki şehir “Patitiri” dir. Burası adını: yerel halkın kullandığı ve şarap yapımıyla uğraşan şarap prenslerinden alır. Burada güzel taş döşeli sahil bulunmaktadır.

Yioura mağarası

Burası Homeros’un tepegözlerini barındıran bir yerdir. Nadir bir yaban keçisi türü vardır. Bulgulara göre, Mezolitik çağdan (MÖ 9-7’nci yüzyıllar) beri iskan edilmektedir.

Yunanistan gezi planı hakkındaki yazım için.