Yunanistan Patmos adası: Kuzeydeki on iki adalar arasında bulunuyor. Holy İsland, yani kutsal ada diye anılıyor.
Güllük Körfezi açıklarında, kayalık bir ada.
Diğer Ege adaları gibi, kurak, çorak ve yeşilsiz bir yer.
Kullanma suyu: Pire’den tankerlerle geliyor. Tüm nüfusu 2500 kişi.
ULAŞIM
Havaalanı yok. Deniz ulaşımı var ve ziyaretçiler adada limana geliyorlar. Rıhtımı yok.
Gemiler
Grikos koyuna demirliyor ve limanına ancak küçük tekneler yanaşabiliyor. Büyük gemi ile buraya gittiğinizde, küçük tekneler ile kıyıya çıkıyorsunuz. Buraya rıhtım yapılmayacağı söyleniyor. Çünkü: adalıların bir başka gelir kaynağı da, teknelerle taşınan yolculardan imiş.
Yalnız: burada bir konuda dikkatinizi çekmek istiyorum. Gemi merdiveni, sizi almaya gelen teknenin su kesiminin yüksekliğine göre ayarlanıyor. Eğer bineceğiniz tekne suya yakınsa, merdiven iyice dikleştiriliyor. Bu durumda ise, dizlerinden sorunu olanlar için problem oluşuyor.
GENEL ÖZELLİKLERİ
Küçük, kıraç bir ada. MS.1’nci yüzyılda: siyasi ve dini muhalifler için bir ceza kolonisi olarak kullanılmış. MS.95 yılında, ada sakinlerinden biri; limanın üzerindeki küçük mağarasında; kıyamete dair görüntülerin ilahi vahyini almış.
Bu kişi olan Aziz Yuhanna’nın kaydettiği kelimler; Kitab-ı Mukaddes’in son bölümü olan: Vahiy Kitabı şeklini almış.
1088 yılında: Bizans imparatoru, adada bir arazi parçasını: Aziz Yuhanna’nın onuruna manastır kuran Khristodoulos adındaki bir keşişe devreder. Böylece: 6’ncı yüzyıldan 11’nci yüzyıla kadar üzerinde yaşam olmayan adada, yeniden yaşam başlar.
Zamanla, burası bir öğrenme ve haç yeri haline gelir. Manastırın bu niteliği, günümüzde de binlerce insanın buraya gelmesine neden oluyor.
Adanın nüfusu yıllardır artmıyormuş. Tek gelirleri balıkçılık ve turizm. Yeşillik çok az olan bir ada. Adanın merkezini gezerken, bazı evlerin bahçelerinde Akdeniz iklimine uygun ağaçlar ve çiçeklere rastlayınca, şaşırıyorsunuz.
Bu adada görülecek tek tarihi yer: St. John Manastırı ve mağarası. Yalnız buraya girişte kıyafet zorunluluğu var. Kıyafetini uygun değilse, manastır bölgesine hiç çıkmayın.
Ada: tam bir motosiklet cehennemi. Motosiklet kiralayanlar, çevredeki plajlara koşuyorlar. O sessiz ve sakin ada, motosiklet sesleriyle, tam bir gürültü cehennemine dönüşmüş.
ADANIN GEZİLECEK YERLERİ
Ziyaretçiler; adada havaalanı bulunmadığı için, rıhtıma; otellerin çoğunun bulunduğu ve bütün ticari etkinliğin olduğu “Skala” ya geliyorlar. Ada: idari yönden zaten üçe ayrılmış. Merkez Skala olmak üzere, Orta Khora ve Kambos diğer yerleşkeler.
Skala; gelip geçen pek çok turiste rağmen, küçük meydanın çevresindeki caddede dizilmiş, geleneksel tavernalarıyla, hala, tam bir Yunan köyü görüntüsünü yansıtıyor.
Adanın doğusunda, yeni yat limanı var. Bağımsız gezginler; bu korunaklı limanda barınıyorlar.
Rıhtıma gelen ziyaretçiler: önce yukarıda bir tepe üzerinde kurulmuş olan “Khora kasabası” tarafından sarılmış; Aziz Yuhanna Manastırını görmek istiyorlar. Çünkü: Hıristiyanlarca, Efes’ten sonra görülmesi gereken haç mekanlarından birisi.
Manastır: Hıristiyan tarihinin kargaşalı döneminde inşa edilmiş ve bu nedenle, hem ibadete hem de inancı ve manastır hazinelerini korumaya yönelik bir kale gibi tasarlanmış.
Yunanistan’ın zengin manastırlarından biri olan yapı, kuleleri ve payandalarıyla peri masallarını çağrıştırıyor.
Khora’ya ulaşınca
Manastıra varmak için yürümeniz gerekiyor. Taş döşeli dar bir yolda yürüyerek ya da eşek üstünde, manastıra gidiliyor. Tabelalar, sizi manastırın girişini belirleyen, taş kemer altına yönlendiriyor.
Yazın: bu küçük sokaklar, neredeyse ürkütücü bir şekilde sessiz. Yürümeyi ve eşek ile gitmeyi tercih etmeyenler ise; çok sık gelen Setra markalı Belediye Otobüsleri veya taksileri tercih edebilirler. (otobüsler 1.5 Euro’ya manastıra gidiyorlar)
Dar ve beyaza bulanmış taş bir yoldan kıvrıla kıvrıla yukarı çıkılıyor. Bu arada, güvenlik önlemleri son derece yüksek. Her yerde, son model ciplerle dolaşan polisler var.
Bu yokuş yolda: lüks butikler ve bin bir çeşit ikona benzeri hediyelik biblo satan dükkanlar var. Tam bir turizm yokuşu.
Evet: yukarı giden yolun ortalarında; Aziz Yuhanna’nın ilahi vahiy aldığı mağaranın bulunduğu alanda: “Kıyamet Manastırı” var. Bu manastır: çocuk sahibi olmak isteyen kadınların, adak adayarak, dizleri üzerinde zorlu bir yürüyüş gerçekleştirdikleri bir yermiş.
Küçük, Azize Anne Mağarasında: Aziz Yuhanna’nın, her gece başını koyduğu söylenen yer; gümüş bir halka ile belirlenmiş. Masası olduğu söylenen basit bir düz taş çıkıntı var. Burası ise: iki şapel ile taçlandırılmış.
Evet: yokuşun sonunda, Meryem Manastırına varıyorsunuz. Burada: yüksek sesle konuşmak ve açık kıyafetlerle içeri girmek yasak. Büyüleyici fresklerle süslenmiş bu mekan, insana adeta huzur veriyor.
Çevrede ise: simsiyah kıyafetler içinde dolaşan, sakallı din adamları ise biraz ürkütücü gözüküyor. Günümüzde rahibelerin yaşadığı manastır, kutsal bir yer olarak kabul ediliyor.
Manastır girişinde hazırlanmış mum demeti var. Çevrenize baktığınızda: onlarca farklı ülkeden turistler, Yunan denizcileri ve din adamları göreceksiniz.
Böyle küçük bir adanın, bu kadar ilgi görmesinin, ancak tanıtımla olabileceği kesin. Neyse, gezimize devam edelim.
Taşlık ana avluya girer girmez, sol yanınızda antik Artemis Tapınağının bulunduğu yerde inşa edilmiş küçük bir kilise göreceksiniz.
İçeride: manastırın kurucusu Khristodoulos’un lahdini ve 1190’lara kadar uzanan eskilikteki ikonları görebilirsiniz.
Şapelin arkasında: bu manastırda yaşayan keşişlerin, gündelik hayatından bir bölüm görebilirsiniz. 11’nci yüzyıl tarihli manastırın yemekhanesi de burada.
Ortak kullanılan masalar ve yalın dekorasyon, keşişlerin sürdürdükleri basit yaşantıyı anlatıyor.
Manastır tarafından toplanan zenginliğin, yalnızca küçük bir parçasının bulunduğu hazineyi görmek için, avlunun doğu köşesindeki merdivenlerden yukarı çıkın. Güzel bir şekilde düzenlenmiş bir sergi bölümü var.
Burada: 12’nci yüzyıldan kalma, çeşit çeşit ikon, gümüş altar parçaları ve mücevherli cüppeler görülmeye değer güzellikte.
Manastır: Ortodoks dünyasının asillerinden bağışlar alıyor ve ticaretten, özellikle de denizcilikten para kazanmaya karşı değil. Bu şekilde: hala kilit altında saklanan büyük bir servet toplamışlar.
Kütüphane, bir zamanlar, Bizans dünyasının en büyük kitaplıklarından biriymiş.
Süslenmiş, eski Hıristiyan el yazmaları ve İncillerden oluşan çok sayıda kitap, İstanbul’un düşüşünden önce kaçırılmış. Ne var ki, halen faaliyetlerini sürdüren kütüphane, yalnızca bilim adamlarına açık ve burada araştırma yapabilmek için önceden yazılı izin almak gerekiyormuş.
Manastır; dini açıdan büyük önem taşıyor.
Manastır turunuzun kısa süreceğinizi düşünmeyin. Çünkü: manastır çevresindeki sokaklar, binalar ve insanlar ilginizi çekebilir. Bu ortamın içinde: şık tasarım dükkanları ve takı satan yerler var.
Tüm adaya hakim: Balcony Cafe’de oturup, limana bakarak, serin bir ortamda frappe yudumlamalısınız.
Ancak; gündelik hayat, Patmos çevresinde, her zamanki gibi devam ediyor. Çok sayıda arazi parçasının bulunduğu adada, geleneksel evler ağaçsız bayırlara yerleştirilmiş.
Manastıra gitmek istemeseniz veya manastır ziyaretinden sonra: Limanda gezebilirsiniz. Limana çıktıktan sonra, sağa doğru yürüyün. Sizi: küçük ama tertemiz bir plaj karşılayacak. Denizde, en ufak bir çöp görmek mümkün değil.
Evet: adanın çarşısı da var. Diğer adalardaki gibi, aynı tarz mallarla dolu. İncik-boncuk, aramadığınız kadar çok. Ada: diğer adalara nazaran, biraz daha ucuz. 2 Euro’ya uzo almak sizi şaşırtacak.
Posta kartı koleksiyonunuza yeni kartlar ve buzdolabı süslemelerine yeni eserler katabilirsiniz. Ciddi anlamda, farklı çeşitte ürün satıyorlar. İnsan, her birinden almadan edemiyor.
Liman: adanın tam ortasında. Küçük iskeleler, diğer adalarla ulaşımı sağlayan hızlı teknelerle dolu. Güzel, şık lokantaları, pastaneler ve turistik eşya satan dükkanlar var. Limanda bekleyen yüzlerce motosikletin tamamı kiralanıyor.
Genelde, Patmos turları, akşam gemilerin ayrılması ile son buluyor. Ama, eğer burada akşam yemeği yeme durumunuz söz konusu olursa: Benetos Restoran’ı önerebilirim.
Burası: Patmoslu Benetos ve İngiliz Susan Matthaion’un şık restoranı. Gerçekten romantik bir yer ve her yerde mum ışıkları ile aydınlatılmış, nefes kesen bir manzara var.
KAMBOS KÖYÜ
Kambos köyünün ilerisinde, adanın kuzey kıyısındaki plajlar güzel. Kolayca ulaşılabilen plaj, birkaç güzel tavernasıyla “Lampis Koyu”nda bulunuyor. Skala’nın güneyinde, küçük “Grikos Koyu”nda güzel bir tatil beldesi var.
Yunan adalarının genel özellikleri hakkındaki yazım.
Yunan adalarında gezi planı hakkındaki yazım.