Sarız denilince, ilk akla gelenler “kilim” ve doğal kaynak sularıdır. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, Sarız her ne kadar, özellikle bir zamanlar buradan göçerek, İngiltere’ye yerleşmiş insanlar tarafından sık sık ziyaret edilmekte ise de, yaptığım tüm araştırmalara rağmen, burasının tarihi ve turistik özelliklerine ait, herhangi bir kaynağa rastlayamadım.
Bu konuda, resmi makamların internet yayınlarını incelediğimde bırakın ilçenin tarihi ve turistik yönlerinin tanıtılmasını, inanın, ilçenin bir fotoğrafını bile bulmak mümkün olmadı.
Yine de, Sarız Anadolu’muzun tam ortalarında bir yerlerde ve mutlaka bir gün buradan yolunuz geçebilir, umarım, sizler burayı gördüğünüzde, bu satırlara ilave edebilecek yorumlar bırakırsınız ve bu yorumlarınızı hep birlikte paylaşırız.
Yoksa, Sarız, yalnızca kahvehaneleri, kilimleri ve doğal suları ile gündeme gelebilecek bir yer değil, hatta, bu dünyaca ünlü kilimler bile, tam olarak tanıtılmamış, halbuki internet dünyasında, gerek Sarız ve gerekse dünyaca ünlü kilimlerinin mutlaka tanıtılması gerektiğini düşünüyorum.
ULAŞIM
Sarız ilçesi, Kayseri-Kahraman Maraş-Adana devlet kara yolunun, 4 km. kıyısındadır. İlçenin diğer yönünde ise, Afşin ve devamında Elbistan bulunuyor. Sarız-Afşin arası, 74 km. uzaklıktadır.
Sarız-Kayseri arasındaki uzaklık: 128 km. dir. Sarız-Pınarbaşı arasındaki uzaklık: 43 km.
TARİHİ
Yöre: Yavuz Sultan Selim döneminde, Osmanlı egemenliğine girmiştir.
Sarız yöresindeki ilk yerleşimcilerin, 1840’lı yıllarda, Adana yöresinden buraya gelerek yerleşen Avşar göçerleri oldukları bilinmektedir. Hatta, yörenin isminin de (Sarız) yine, bunlarla ilgili olduğu sanılıyor.
Şöyle ki, ilçenin içinden “Sarız” çayı geçmekte ve Avşarlar, bu çay çevresindeki, ilkbaharda açan sarı güzel çiçeklere “Sarıöz” ismini vermişlerdir. Bu Sarıöz ismi, zamanla değişerek, yörenin “Köyyeri” olan ismi, günümüze “Sarız” olarak ulaşmıştır.
Yöre, 1946 yılında, İlçe statüsüne kavuşmuştur.
GENEL
İlçe: Akdeniz, Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgelerinin kesişim noktasında bulunmaktadır. Merkez bölümü, genellikle düzlükte bulunmasına rağmen, bazı yerler engebeli ve dağlıktır. Seyhan nehrinin kolu olan Sarız çayı, ilçenin ortasından geçer.
Yörede egemen iklime bağlı olarak, kışları sert ve soğuk, yazları ise kurak ve serin geçer.
Yöre insanının ekonomik etkinliklerinin başında tarım ve hayvancılık gelir. Bunun dışında: kilim ve halı dokumacılığı da etkindir. Merkezde kurulu bulunan, Sarız Hanımeli Kooperatifi tarafından üretilen halı ve kilimler, il merkezinde pazarlanmaktadır.
NE SATIN ALINIR
Sarız ilçe merkezinde, el dokuma kök boyalı Sarız kilimleri, bir kısım evde dokunmaktadır ki, bu konuda merakınız varsa, sorarak, bunların dokunduğu yerleri bulup, satın alabilirsiniz.
Sarız yöresinde, özellikle üretilen düz dokumaların kullanım alanları: duvar yaygısı, yük perdesi, yüklük örtüsü, sedir/kanepe örtüsü, yastık, çuval, heybe gibidir. Duvar ve yer yaygıları, genellikle iki kanat olarak ve ayrı ayrı dokunur ve daha sonra birleştirilir.
Dokumalar, sarma tezgahlarda dokunduğundan, boyları uzundur.
Bunun dışında, Sarız bölgesinde, kaliteli bal üretimi de yapılıyor.
GEZİLECEK YERLER
Sarız yöresi ile ilgili yaptığım araştırmalarda, burada, arkeolojik Sit alanı olarak belirlenen ve koruma altına alınan, üç yer bulunduğunu öğrendim. Bunlar: Kuşçu köyündeki: Yunaktaşı yerleşim alanı ve Nekropol alanıdır.
Bunların dışında, bir de ilçe merkezine 13 km. uzaklıktaki Tavla köyünde bulunan “Tavla höyük” biliniyor. Ancak, yazının başında belirttiğim gibi, bu tarihi varlıklar hakkında, hiçbir resmi ve özel kayıtlı bilgi yok, umarım bu satırları, konu ile ilgili birileri okur ve arkeolojik bilgileri bizimle paylaşırlar.
Siz; Sarız yöresine yolunuz düşerse, burada özellikle, Sarız kilimleri görmeye çalışın, çünkü bu yörenin kilimleri, her ne kadar günümüzde yeteri kadar değer verilmese de, inanın dünyaca ünlü, belki de, Sarız yöresinden yurt dışına çalışmaya giderek, daha sonra yerleşenler tarafından, bu güzellikler dünyaya tanıtılmış olabilir.