Yozgat Akdağmadeni

Yozgat Akdağmadeni

Akdağmadeni: Ankara-Yozgat-Sivas kara yolu üzerindedir. Akdağmadeni-Yozgat arası uzaklık: 90 kilometredir.

Yozgat Akdağmadeni Muşali Kalesi

MUŞALİ (BEHRAMŞAH) KALESİ

İlçe merkezine, 12 km. uzaklıkta, Muşalikalesi köyünde, köyün kuzeyinde bulunan yüksek bir tepe üzerindedir. Ufak bir kaledir. Kalenin: 13.yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Yüksek kale duvarları: moloz taşlar üzerine, kesme taşlar örülerek yapılmış. Batı ve kuzey dış duvarlarda: 3 ufak burç bulunuyor. Halen büyük bölümü ayakta olan kale, ziyaretçiler tarafından gezilebiliyor.

Bu arada: Akdağmadeni ilçesinin merkezi, önceleri burada kurulmuş. 1871 yılında ise, yer ve isim değiştirerek, Akdağmadeni ismini almıştır. Hatta, ilçe merkezi, bir süre, yanlızca “Maden” adıyla anılmıştır. Daha sonra ise, Akdağların eteğinde kurulması ve ilçe topraklarından çıkarılan madene izafeten, “Akdağmadeni” ismi kullanılmaya başlanmıştır.

Akdağmadeni Kilisesi

AKDAĞMADENİ KİLİSESİ

İlçe merkezinde, Yeşildere mahallesindedir. Kilisenin 1862 yılında yapıldığı sanılıyor. Yapının ön cephesi: kesme taş, diğer cepheleri ise, mermer taşlardan yapılmış. Giriş kapısı üzerinde: Rumca yazılar var. Kilisenin iç kısmı: dikdörtgen planlı. Tabanı taş döşeli. Kilisenin iç kısmındaki duvar sıvaları üzerinde: haç ve geometrik süslemeler görülebiliyor. Dış cephede: yağlı boya ile yazılmış bolca yazı görürseniz, kızmamanız gerekiyor.

Söz konusu kilise: 1983 yılında, koruma altına alınmıştır.

Yozgat Akdağmadeni Kilise Camisi

KİLİSE CAMİSİ

Yapı: 1907 yılında kilise olarak yapılmış ve mübadele sonucu Rumlar bölgeyi terk ettikten sonra, bir süre ofis olarak kullanılmış ve 1962 yılından sonra; yanına taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli bir minare eklenerek cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. Halen cami olarak kullanılmaktadır.

Yozgat Sorgun hakkındaki gezi yazım için  Sorgun

Yozgat Yerköy hakkındaki gezi yazım için  Yerköy

Hakkari Çukurca

Hakkari Çukurca

Çukurca, Hakkari arası uzaklık: 79 km. Çukurca, Şırnak arası uzaklık: 189 km.

TARİHİ

Yerleşim yeri, Urartuların ilk yerleşim yerlerinden birisi olarak bilinmektedir. Abbasiler, bu bölgeye “Mir” ismi vermişlerdir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin ardından, 1’nci Dünya savaşı sırasında bölgede Rus işgali görülür. Bu dönemde, Rusların kışkırtması sonucu bölgede yerleşik Nasturiler ayaklanmıştır.

Ancak bu ayaklanma bastırılmış ve daha sonra Nasturiler, bölgeyi terk etmişlerdir. 1926 yılında Ankara Antlaşması ile, Çukurca, Türkiye toprakları içerisinde kalmıştır. 1953 yılında ilçe olur. Bölgenin eski ismi Çaldır.

GENEL

Yerleşim yeri, Zap suyunun bölgeyi aşındırdığı engebeli bir arazide kuruludur. İlçe yerleşim merkezi, yüksek dağlarla çevrili olup, düz olmayan bir alanda kuruludur. Bu yüzden bölgeye “Çukurca” ismi verilmiştir. Rakımı ortalama 1286 metredir. Bölgede yaşayanların temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.  

 GEZİLECEK YERLER

Hakkari Çukurca Kasrı Hevtgan Kalesi

KASRI HEVTGAN KALESİ

İlçe merkezinin kuzeyinde, Sidan vadisindedir.  Vadinin güney yamacında, ortaya yakın bir kesimde kayalık üzerine kuruludur. Muhtemelen Çukurca’da bulunan Beyler tarafından savunma amaçlı olarak yaptırılmıştır. Kitabesi olmadığından yapım yılı ve yaptıran belli değildir.

“Mir Evi” olarak da tanınmaktadır. Vadiden gelebilecek tehlikelere karşı, küçük bir gözetleme yapısıdır. Kayalık bir platform üzerinde, iki burçlu bir yapıdır. Ortadaki bölüm, içten 7 x 5.5 metre ölçülerindedir. Doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır.

Yapıda iki burç vardır. Burçlar güney köşelere kaydırılmıştır. Doğudaki burç, içten 3 metre genişliğinde, yarım daire planlıdır. Burcun duvarı üzerinde, iki mazgal pencere görülür. Yine aynı yerde bulunan diğer batıdaki burç 4 metre genişliğinde, yarım daire planlıdır.

Moloz taş örgülü duvarlar, 1 metre kalınlıktadır. Duvarlar günümüzde büyük ölçüde yıkılmış durumdadır. Kaleye ulaşmak için, günümüzde herhangi bir yol bulunmamaktadır. Bu yüzden ulaşım oldukça zordur.

EMİR ŞABAN CAMİİ

İlçe merkezindedir. Hükümet konağının kuzeydoğusundadır. Osmanlı döneminde, 16’ncı yüzyılda cami: ilk yapıldığında medrese ile birlikte burada bulunmaktadır. Cami, medrese üniteleriyle birlikte bir kompleks yapıdır. Cami yapısı kareye yakın dikdörtgen planlıdır. 2012 yılında onarım görmüş ve günümüzdeki şeklini almıştır. Caminin doğusunda gasilhane bulunmaktadır.

Camide, tarihlendirmeye yarayacak herhangi bir yazıt ve belge bulunmuyor. Muhtemelen 18’nci yüzyıldan sonra yapılmış olmalıdır. Camiye adını veren Emir Şaban’ın da kim olduğu bilinmiyor. Doğu taraftaki mezarlığa yakın bölümde, camiye adını veren Emir Şaban’ın türbesi bulunuyor.

TARİHİ TAŞ EVLER

Çukurca kalesinin bulunduğu tepenin yamacında bulunan bu tarihi taş evler, kesme taştan yapılmıştır. Çok katlı bu taş evler, kaleye yaslanmış şekilde inşa edilmiştir. İl Kültür Müdürlüğü tarafından 1’nci Derece Sit alanı olarak tescil edilen 21 taş evden bir kısmı restore edilmiştir. Bu taş evler, yörede sivil mimarinin en güzel örnekleridir.

DERVİŞOĞLU KONAĞI

İlçe merkezinde, tarihi taş evlerin arasında kalır. Yapı, çok katlıdır. Kule tipinde inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlıdır. Doğu-batı yönünde yerleştirilmiştir. Zemin kat üzerine 3 katlıdır. Zemin kata, batı cephenin kuzeyindeki bir kapıdan girilir. Ancak günümüzde ara katların bölümleri yıkılmıştır.

MEHMET TURAN EVİ

İlçe merkezinde, tarihi taş evlerin arasındadır. Eve ulaşım, basamaklı bir yoldan sağlanır. Kayalık yamaca uygun olarak inşa edilmiştir. 2 katlıdır. Düzgün kesme taştan yapılmıştır. Kuzeyde, ana kayaya yaslanır. Güneyde odalar sıralanır. Yapının üstü, ahşap hatıllı düz toprak damla örtülüdür. Burada kayaya oyulmuş bir dibek görülmeye değerdir.

PİROZBEYOĞLU KONAĞI

Kale mahallesindedir. Dervişoğlu konağının doğu bitişiğindedir. Çok katlı konak, kule tipinde inşa edilmiştir. Kare planlıdır. Zemin kat üzerinde bir ve ikinci katlar bulunur. Bütün katlar aynı büyüklüktedir. Günümüzde, yapının sadece birinci ve ikinci katları ile batı ve güney duvarları sağlamdır. Kuzey batı köşeye, dıştan ahır yapılmıştır. Yapı Çukurca ilçesindeki önemli sivil mimari örneklerinden birisidir.

SÜLEYMAN PEYGAMBER CAMİİ

Cevizli vadisinde, Kayalık (Zavite) köyüne bağlı Meşeli (Hişet) mezrasındadır. Cami halk tarafından kutsal kabul edilmektedir.

Meşeli mezrası, dağlarla çevrili bir yerleşimdir. Günümüzde, buraya araç yolu yoktur. Köye, patika bir yolla yapılacak 30 dakikalık yürüyüşle ulaşılır.

Geçmişte vadide Nasturi Hıristiyanları bulunuyormuş. Cami, köyün girişinde, güneydoğu kesimindedir. Kuzeyden güneye eğimli bir arazi üzerinde kuruludur.

Camide “Süleyman Peygamber Makamı” denen bir bölüm vardır. Bu mekan: bu camiden ayrı, alt katta kalan, dışa kapalı bir mekandır. Asıl cami, bunun üzerine inşa edilmiştir. Ancak inşa edilirken Süleyman Peygamber makamına zarar verilmemiştir.

Makamın günümüzde sadece dıştan cami güney duvarı ile bütünleşmiş kısmı görülebilir. Bugün buraya girmek isterseniz, dehliz şeklinde bir yoldan geçmek gerekir. Altta kalan bu yapı, dikdörtgen planlıdır. Ölçüleri 5.15 x 3.95 metre ölçülerindedir. Doğu duvarının, kuzey köşesine kaydırılmış bir kapıdan girilir.

SİDAN VADİSİ SU BENDİ

İlçe merkezinde Bey Mahallesinde Sidan vadisindedir. Haskel kayalıklarının alt kesimindedir. Meskun alan dışındadır. Sidan deresinin kuzey bölümünde, sırtta, kayalıklara yaslanmış olarak yapılmıştır. Dereden alınan suyu, Narlıdaki bahçelere aktaran, 5 km uzunluğunda bir kanal vardır. Bu kanal, günümüzde oldukça fazla tahrip olmuş durumdadır.

 Hakkari Yüksekova hakkındaki gezi yazım için  Yüksekova

Kars Susuz

Kars Susuz

Susuz, il merkezi Kars şehrine 24 km uzaklıktadır. Susuz, Ardahan arası uzaklık: 65 km.

TARİHİ

Bölgenin tarihi geçmişinde, birçok devletin yörede egemenlik savaşı verdiği görülür. Yakın geçmişte, ülke işgal altında iken Mustafa Kemal Atatürk tarafından görevlendirilen Kazım Karabekir Paşa, 3 Kasım 1920 tarihinde Susuzu işgalden kurtarmıştır. 1921 yılında ise, sınırın Rusya tarafında kalan Ahılkelek bölgesindeki Türkler, sınırı geçerek Kars’ın birçok bölgesine olduğu gibi, buraya da gelmişler ve o tarihte nahiye olan “Susuz”a yerleşmişlerdir.

Bunlar Susuza geldiklerinde, burada Malakanlar yaşamaktaydılar ve yaklaşık 2 yıl birlikte yaşadıktan sonra, Malakanlar, kendi istekleriyle Susuzu terk edip Sovyet Rusya’ya gitmişlerdir. Susuzda bu tarihten sonra tamamen bir Türk beldesi olma özelliğine kavuşmuştur. Ahılkelek’ten gelenlerden sonra, yine değişik bölgelerden özellikle Ahıska’dan gelen bazı aileler de Susuza zaman içerisinde yerleşmişlerdir.

Son olarak bir tabii afetten dolayı Digor’dan, önemli sayıda kişi, Susuza gelmiş ve Susuzun bugünkü yapısı böylece oluşmuştur. 1933 tarihinde, Susuz nahiyesi, aynı nahiye hududu içinde buluna “Cilavuz” mevkiine nakledilmiştir. Susuz nahiyesi 1959 yılında ilçe yapılmıştır.

Kars Susuz

GENEL

Susuz ilçesi, bugün tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlamaktadır. Okuma-yazma oranı yüksektir, nüfusun önemli bölümü, büyük şehirlere göç etmektedir. Geride kalanlar ise tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Ancak herhangi bir birlik ve işletme yoktur. Bu yüzden kişiler kendi ürettiklerini kendilerini tüketmektedir.

Gelelim ilçenin isminin kaynağına:

İlçe, ilk olarak sel baskını korkusu nedeniyle, Çığrıklı köyünün altında bulunan sivri tepenin üzerine kurulmuştur ve içme suyu uzaktan temin edilmiştir. Susuz isminin bu yüzden verildiği düşünülüyor. İlçe, günümüzde tamamen vadi tabanı ve dere kenarına taşınarak, yeniden tesis edilmiş, ancak Susuz ismi değiştirilmemiştir.

SUSUZ MESLEK YÜKSEK OKULU

2012 tarihinde Kars Kafkas Üniversitesine bağlı olarak kurulmuştur. 2013-2014 eğitim yılında, 5 programda öğrenci alım işleri başlamıştır.

Kars Susuz

GEZİLECEK YERLER

Kars Susuz

SUSUZ ŞELALESİ

Kars-Ardahan yolu üzerindedir. Şelale 75 metre yükseklikten akar. Bölgenin en yüksek düşüşü sağlayan suyudur. Şelalenin yanında bulunan vadi, 24 farklı kuş türüne ve çeşitli yabani hayvanlara doğal yaşam alanı oluşturmaktadır.

Kars Susuz

Şelale çevresinde herhangi bir kullanım yoktur. Yöre halkı şelaleye “Su uçan” olarak isim verir. Kışın şelale kısmen donuyor ve oldukça güzel görüntüler ortaya çıkıyor. Şelalenin döküldüğü yerde piknik alanı oluşturulmuştur.  

Kars Susuz

SUSUZ KAPLICALARI

Kaplıcalar ilçe merkezine 2 km uzaklıktadır. Derenin içine yerleşmiş ve üstü açık bir havuz gibidir. Kaplıcanın suyu, şehre göre çok sıcaktır. Susuz kaplıcası suyunun: romatizma, sinir ve deri hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor.

KIR ÇİÇEĞİ KÖYÜ CAMİSİ

Kırçiçek köyünde bulunan cami, 1769 yılında yapılmıştır. Kare planlı ve bazalt taşından yapılmıştır. Caminin asıl giriş kapısı, kuzey cephededir. Güney cephesinde 3, doğu cephesinde 2 penceresi vardır. Toprak damlı caminin, iç mekanında mihrap ve müezzin mahfili orijinaldir. Mihrap üzerinde 1180 tarihi ve Osmanlıca “Emin Muhammet” yazısı okunmaktadır.

Kars Susuz

AYGIR GÖLÜ

İlçe sınırları içinde, Kars-Göle yolu üzerindedir. İlçe merkezine 10 km ve Kars il merkezine 13 km uzaklıktadır. Volkanik bir set gölüdür. Denizden yüksekliği 2300 metredir. Kar sularından ve göl çanağındaki kaynaklardan beslenir. Suyu tatlıdır. Yaz mevsiminde çevre halkı tarafından mesire yeri olarak kullanılır.

CİLAVUZ KÖY ENSTİTÜSÜ

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından, Türkiye’de 3 eğitmen okul açılmıştır. Bunlardan birisi de Kars-Cilavus Eğitmen Okuludur. Okul 1937 tarihinde kurulmuştur. Burada 3 aylık eğitimden sonra mezun olan öğrenciler, köylere öğretmen olarak gönderilir. Amaç: halkı bilinçlendirmek, yenilik ve çağdaşlık sağlama, uygar bir medeniyet yaratma ve özellikle köylerin geri kalmamasını sağlamaktır.

1940 yılında 3 aylık eğitim veren okullar kaldırılmış, yerine 5 yıllık eğitim veren Köy Enstitüleri kurulmuştur. Evet tarihi süreç içinde çok önemli bir görev üstlenen okul, 1976 yılında Kazım Karabekir Öğretmen Lisesi, 2014 yılında ise Kazım Karabekir Anadolu Lisesi olmuştur. Enstitü döneminde okuldan birçok sanatçı, eğitimci, yazar ve bilim adamı yetiştirilmiştir.

Kars Sarıkamış hakkındaki gezi yazım için Sarıkamış

Kars Kağızman hakkındaki gezi yazım için Kağızman