Kanada Victoria

vic.genel.1
Kanada Victoria

Kanada Victoria; Kanada ülkesinin, Pasifik Okyanusu kıyısında, İngiliz Kolumbiyası eyaletinin başkentidir. Burası tipik bir İngiliz kentidir. Tek farkı: Kanada sınırları içinde yer almasıdır. Ayrıca: kentin kurulu bulunduğu bölgenin, oldukça ılıman iklimi ve sunduğu rahat yaşam tarzı, birçok emekliyi kente çekmiş ve kentin oldukça önemli bir turizm merkezi olmasını sağlamıştır.

Şehir, başka bir zamana ve başka bir dünyaya ait gibi durur. Belki de, bütün Kuzey Amerika kentleri içinde, en soylu olanıdır.

Şehri daha iyi anlamanız için: şehir hakkında yapılan yorumlardan söz etmek istiyorum. Bir bar komedyeni: yaşlıların, buraya rağbet etmesinin sebebi olarak “Victoria, Tanrı’nın bekleme odasıdır. Dünyada, sokak lambaları olan tek mezarlık burasıdır” der. Kanadalı bir ekonomist ve mizahçı olan Stephen Leacock: “Victoria’da, insanlar, sabahları, gazetelerdeki günlük ölüm ilanlarını okumak için uyanırlar. Listede, kendi isimlerini bulamayanlar, tekrar sırt üstü düşer ve uykuya dalarlar.”

vic.genel.2
Kanada Victoria

Vancouver adasının, güneydoğu ucundaki korunaklı bölgede: her yanı çiçekler sarmış gibidir. Alışveriş merkezlerinin bulunduğu caddelerin, sokak lambalarının asılı olduğu sepetlerde: sardunyalar, evlerin bahçelerinde ortancalar ve güller, parklarda fundalıklar ve seralarda egzotik çiçekler. Evet, her yan çiçek ve yeşillik.

Şubat ayında

Kanada’nın geri kalan bölgelerindeki insanlar, hala odun ateşine ve kalorifer radyatörlerine yaklaşarak ısınmaya çalışırken, Victoria’daki insanlar: park ve bahçelerdeki çiçekleriyle meşgul oluyorlar. Ancak: ilginç bir özellikleri daha varmış. Victorialılar, her gün çiçeklerini sayıyorlarmış.

Şehirdeki çiçekleri tek tek sayıyorlar ve sayı her defasında 5 milyonu aşıyormuş. Victoria’nın yumuşak iklimi: çiçekleri sulamak için yeterli yağmuru sağlıyormuş. Güneş ise: yılda, ortalama 2183 saat, bu şehirde parlak ışıklarını saçıyormuş. Bunun sonucunda: bu şehirde, her şeyin parladığı söylenir.

Kentte:  zengin bir emekli topluluğu var. Liman ise: çalışma hayatından ziyade, eğlence hayatına hizmet ediyor. Liman: yolcu gemileri, feribotlar ve deniz uçaklarıyla dolup taşıyor.

Parlamento Binası: şehrin saygın geçmişini ve İngiliz Kolumbiyasının yasama başkenti olduğunu hatırlatıyor. Ancak: bu saygın duruş, yine de, beş çayı törenlerinin yapılmasını engellememiş. İngiltere’nin mitlerine bir saygı duruşu olarak kabul edilen bu alışkanlık, hala sürüyormuş.

vic.buchard garden.1
Kanada Victoria Gezi Planı

GEZİ PLANI

Evet, Victoria şehri, yürüyerek gezilebilecek kadar küçük bir yer. Ama arzu ederseniz: faytona veya Londra’da olduğu gibi: iki katlı, kırmızı otobüslere de binebilirsiniz. Victoria şehrinin: insanda uyandırdığı oyuncak kent izlenimi: en çok Parlamento Binasında,  dikkatinizi çekecek.

Kanada Victoria Parlamento binası

PARLEMENTO BİNASI

1897 yılında inşa edilmiş. Gerçekten de, İngiltere anılarını canlı tutmak isteyen, oyuncu bir düşüncenin ürünü. Tepesindeki büyük merkez kubbede : kaptan George Vancouver’in yaldızlı heykeli bulunuyor. Kemerli giriş, küçük kubbeli kuleler: yine İngiltere’deki birçok benzeri yapıyı andırıyor. Geceleri ise, ışıklandırılıyor ve tam bir peri masalı yapısını andırıyor.

İçine girebilirsiniz. Muazzam bir salonu var. Burası da: İngiltere’deki Avam Kamarasına benziyor. Büyük kubbenin altındaki: rotonda’da: ressam George Southwell tarafından yapılmış ve İngiliz Kolumbiya’sının 4 erdemliliğini belirten duvar resimleri asılı. Bu erdemler: cesaret, girişimcilik ruhu, emek ve adalettir.

Parlementoda, Kraliçe Victorianın da bronz bir heykeli bulunuyor. Buraya: İngiliz Kolumbiyası’nın adını vermiş. Meydanda, her yıl Eylül ortalarında, Britanya Savaşının anısına düzenlenen törenin odak noktası olan bir: “anıt mezar” var.

Parlamentonun doğusunda: Provincial Museum var.

Kanada Victoria Provincial Museum

PROVİNCİAL MUSEUM

İngiliz Kolumbiya’sının fauna ve florası ile yerli sanatına ayrılmış. Yaklaşık 55.000 adet fosil örneği bulunuyor. Koleksiyonda: kaplumbağalar ve dinozor kemikleri, ayak izleri, 50 milyon yıllık bitki ve böcek fosilleri, kuş kemikleri, bizon kemikleri var. Ayrıca: bir kısım madenlerin temsilcileri olan kaya ve mineral türleri de bulunuyor. Kaya ve mineral koleksiyonları, çoğunlukla eğitim programları için kullanılıyor.

Müzenin önünde, 62 çanı ile, Netherlands Carillon Tower bulunuyor. Ülkenin, en uzun çan kulesi. Hollanda kökenli Kanadalılar hediye etmişler. İsmi de oradan geliyor zaten.

En doğuda, bir park var.

Kanada Victoria Thunder Bird Park

THUNDER BİRD PARK

Şehir merkezindeki bu parkta: büyük evler ve totemler: 60 yıldır turistler tarafından ziyaret ediliyor. Şehrin, en önemli yerli oyma koleksiyonu burada. Buradaki figürlerin çoğunda görülen, gök gürültüsü kuşu (Thunder bird): gözlerinin ışığı şimşeğe, kanat çırpışları gök gürültüsüne dönüşen, mitolojik bir yaratıktır.

Buradaki heykel atölyelerinde: pek çok yerliyi, bu eski sanatı modern aletler kullanarak sürdürürken izleyebileceksiniz. Parktaki tahta oymaların çoğu: 19.yüzyılın ilk yarısından kalmadır. Fakat, havanın kötü etkilerinden korunmaları amacıyla, yeri değiştirilmiş ve restore edilmişlerdir. Ücretsiz bu parkı gezin, totem direkleri ilginizi çekecektir.

Dallas Road ve Douglas Street’in köşesi: Kanada otoyolunun başlangıç noktasıdır. 7800 km. lik bu yol, Newfoundland’da biter.

Kanada Victoria Beacon Hill Park

BEACON HİLL PARK

1882 yılından günümüze kadar uzanmaktadır. Çiçeklerle sarılı sedir ve meşe korularının, tepeden aşağı inerek, Pasifik’e kavuştuğu bir yer. Victoria’nın en güzel yeşilliklerini, burada görebilirsiniz.

Dünyada var olduğu düşünülen totemlerin en uzunu buradadır. Uzunluk: 38 metredir. Şef Mungo Martin tarafından oyulmuş bu totem  direğini mutlaka görmelisiniz.

Beacon Hill’in kuzey ucunda: Crystal Garden Serası var.

Kanada Victoria Crystal Garden

CRYSTAL GARDEN

1925 yılında kurulmuş. Burada tuzlu su havuzu ve çay salonu var. Tavan: cam. Buradaki üst terasta: tropikal bitkiler, egzotik kuşlar ve sürüngenler var. Bu hayvanlar: palmiyeli salonda verilen danslı çay partilerinde, insanlardan uzakta tutuluyorlarmış.

Daha kuzeyde: bir otel var.

Kanada Victoria Empress Hotel

EMPRESS HOTEL

1908 yılında hizmete açılmış. Kanada-Pasifik Demiryolları tarafından inşa edilmiş. Büyüleyici bir konumu var. Her gün, öğleden sonra, üç ayrı oturumda, çay partileri düzenleniyor. Bu partiler ile ünlü bir yer.

Otel: Kanada-Pasifik Demiryolunun, son durağına gelen yolcuların, feribotla karşıya geçtiklerinde konaklayabilmeleri için, 1905 yılında inşa edilmiş. Eski gar otellerinin tipik bir örneği.

Kanada Victoria Royal London Wax Museum

ROYAL LONDON WAX  MUSEUM

İç limanın yanında: Kanada-Pasifik Demiryollarının buharlı gemi terminalinde bulunuyor. Burada: Kraliçe Victoria’nın, balmumu bir heykeli bulunuyor. Kuzey Amerika’nın ilk balmumu müzesi sergisi. 1969 yılında kurulmuş.

Ayrıca: tarih öncesi eserler ve yerli sergilerine de ev sahipliği yapıyor.

Kanada Victoria İç Liman

İÇ LİMAN

Yatların ve deniz uçaklarının arasında dolaşıp, vakit geçirebilirsiniz. Hoş bir yer. Limandaki: Pasific Undersea Gardens: deniz seviyesinin altından izleyebileceğiniz, doğal bir akvaryum. Burada: enfes tropik örneklerin yanı sıra, devasa bir ahtapot da var.

Kanada Victoria Maritime Museum

MARİTİME MUSEUM

1954 yılında kurulmuştur. Burada: balina avcılarının kullandıkları gemiler, buharlı gemiler ve eskiden Hudson Körfezinde kullanılan, kürekli tekneler gibi, denizcilik malzemeleri sergileniyor.

Evet, burası: Bastion Square’deki eski mahkeme binasında bulunuyor. Sergilenen objelerin ilgi odağı: orijinal “Tilikum” dur. İçi oyulmuş kütükten yapılan, 3 yelkenli, 13. m. lik bu tekne, 1901 yılında, Kaptan J.C.Voss’un: 3 yıl süren, çılgın dünya turuna çıktığı teknedir.

Victoria şehrinden başlayan yolculuk: Avustralya, Yeni Zelanda, Brezilya, Ümit Burnu ve Azor Adaları yolu ile, İngiltere’de, bir sahil kasabası olan Margate’de son bulmuş.

Şehrin kuzeyine doğru, araba ile 22 km. gittiğinizde: bir masal dünyasına varırsınız.

Kanada Victoria Butchart Gardens

BUTCHART GARDENS

Burası, tam bir çiçekli masal dünyasıdır. Robert Pim Butchart: Portland çimentosu üretiminden büyük bir servet elde ettiğinde, tamamen boş büyük bir alan halindeki, bir kireçtaşı ocağı ile karşılaşır. Karısı, bu alanı, bir bahçeye dönüştürmesini ister.

Sonuçta ise: büyüleyici çeşmeleri, gülleri, ağaçları ve çiçekleriyle, hayranlık uyandıran bu bahçeler ortaya çıkmış.

Simetrik hayat ağaçları, jentiyanlar, taşkıran çiçekleri ve iberyalarıyla Sunken Garden var. Bol çiçekli güllere sahip olan ve en güzel zamanı Temmuz ayı olan: Rose Garden var.

Kanada tarihi hakkındaki yazım.

Malta Gozo adası

Malta Gozo adası

Malta Gozo adası; adasına ulaşmak için: Malta’nın en kuzey noktasından, 30 dakikalık bir feribot yolculuğu yapmak gerekiyor. Bu yolculuk sırasında: Comino’nun görkemli “Blue Lagon” unu göreceksiniz.

Malta adasının küçük bir kardeşidir. Daha doğrusu, Malta adasının üçte bir büyüklüğündedir. Ama, çok daha yeşildir. Hayat, balıkçılık ve çiftçilik çevresinde döner. Zamanın durduğu yer denebilir. Tam bir cennet adası.

Burada: yaşam, daha yavaş akar. Turizm: günlük yaşantıyı daha az etkiler. Çünkü: buraya çok az ziyaretçi geliyor. Büyük otellerin sayısı, 10’u geçmez. Toprakların çoğu: tarım arazisidir. Malta adasına oranla: daha tepelik ve daha yeşildir.

Buraya gelen ziyaretçiler için, ilginç olan: buradaki geleneksel yaşam tarzıdır. Bisikletle gezmek, uzun yürüyüşler yapmak için idealdir. Akdeniz bölgesinin, en iyi dalış alanlarından bir kısmı buradadır.

Gozoluların çoğu: II.Dünya savaşından sonra, adayı terk etmiştir.

Malta Gozo adası Mgrar

MGRAR

Burası: Adadaki bir liman şehridir. Gozo adasının feribot limanını barındıran, küçük bir balıkçı kasabası. Şehirde: büyük bir feribot limanı var. Limanda: banka, birkaç büfe ve kafe bulunuyor. Ayrıca: mükemmel balık restoranları bulunuyor. Limandan kalkan otobüslerin tümü: Gozo adasının başkenti Victoria şehrine gider.

Malta Gozo adası

Otobüs ile, ilerlerken: limandan hemen sonra: “Ghanjnsielem” kasabasına geliyorsunuz. Kasabanın ana meydanında: Anglu Grech anıtı var. İnanışa göre: kutsal Bakire, çiftçiye görünerek, buraya bir kilise inşa edilmesini ister. Böylece yapımına başlanan kilise: 1820 yılında tamamlanır.

Kilisenin adı:  Loreto Meryem Ana Kilisesi. Burada: ayrıca bir müze var. Gozo Heritage müzesi. Müzede: heykeller, özel olarak aydınlatılmıştır. Ayrıca: görsel ve işitsel araçlarla, ada tarihinde bir yolculuğa çıkmak mümkün.

Malta Gozo adası Victoria

VİCTORİA (RABAT)

Gozo adasının tam kalbindedir. Yani: başkent. Adanın: yönetim, çalışma ve sosyal yaşam merkezidir. Şehrin ismi: 1897 yılında, İngilizler tarafından, kraliçenin tahta çıkışının, 25. yılı şerefine verilmiştir. Ama: Gozolular, şehre daha çok eski adıyla, yani “Rabat” olarak söz ederler.

Şehirde: Triq Ir-Rehpubblika caddesi var. Birbaştan, diğerine şehri geçiyor. Burada: çeşitli kafeler ve gündüzleri kurulan bir pazarın bulunduğu bir meydan var. Misrah It-Tokk meydanı. Meydanın batısında: Banco Guiratale olarak bilinen, 1733 yılı yapımlı bir bina göreceksiniz. Az ileride: tarihi şehir merkezi, kapı önlerinde dantel işleyen kadınlar ve labirenti andıran dar sokaklar bulunuyor.

Civarda: el sanatları ve antika dükkanlarının yanı sıra, metal mutfak eşyaları ile koleksiyon malzemelerinin satıldığı bir semt var.

Surların çevresinde kurulan şehir meydanında: her gün Pazar kuruluyor ve burada birçok çeşitli hediyelik eşya satın alabilirsiniz. Alışveriş meraklılarına duyururum. Surların tepesinde ise, bütün Gozo adasını panaromik olarak izlemeniz mümkün.

Meydanın hemen yanında: Aziz George Bazilikasının bulunduğu: Misrah San Gorg var.

Malta Gozo adası Bazilika

Bu bazilika:

1672-1678 yılları arasında yapılmış. 1693 yılındaki depremde: büyük zarar görmüştür. Bazilika: zengin bir biçimde dekore edilmiştir. Tavan resimleri: İtalyan ressam Battista Conti’nin eseri. Koruyucu azizin ahşap heykeli ise: 1841 yılında yapılmış. Heykel: azize adanmış olan, Temmuz ayının üçüncü Pazar günü, sokaklarda dolaştırılıyor.

Malta Gozo adası Hisar

HİSAR

Şehrin kurulduğu tepede: Hisar bulunuyor. Burası: 8.yüzyılda yapılmıştır. Burası: 1551 yılındaki Osmanlı akınlarında ve 1693 yılındaki depremde büyük hasar görmüştür. İdari binaların çoğu ve kilise, sonradan yeniden inşa edilmiştir. Yine de; Hisar’ın büyük bölümü, harabe durumda. Depremden hemen sonra inşa edilen ve çevredeki en büyük yapı olan “Meryem Ana Katedrali”; Lorenzo Gafa’nın eseri.

Katedralin inşası için gereken para sağlanamadığından: yapılması düşünülen kubbe, hiçbir zaman tamamlanamamış. Ancak: 1739 yılında: İtalyan Ressam Antonio Manuele: görsel yanılsama yaratan, güzel bir resim yapmış. Kilisenin orta bölümünden bakıldığında, son derece gerçekçi bir kubbe etkisi yaratıyor.

Binanın yan tarafındaki kapıdan: katedralin müzesine giriliyor. Bu müzedeki sergide: katedral hazinesinde bulunan altın ve gümüş nesnelerle, cüppeler, dua kitapları ve diğer eşyalar görülüyor. Meryem’in göğe yükseldiği kabul edilen gündü: (15 Ağustos), Hisar’ın kalabalık sokaklarında: Meryem Ana heykeli dolaştırılıyor.

Katedralin önündeki meydanda, iki önemli yönetim binası var. Solda, Valilik binasının bitişiğinde: 1687 yılında yapılmış, Adliye Sarayı var. Binanın açıldığı dönemde, tarikatın lideri olan, Büyük Üstat Wignacourt’un kalkanı; binanın hemen önünde yer alıyor. Bunu mutlaka görün.

Solunuzda bir kemer kalıyor.

Buradan; Gozo yerel yönetim konseyinin toplantı merkezi olan:  Bando Malikanesine gidebilirsiniz. Bu yapı: bugün, Goto Arkeoloji Müzesi olarak kullanılıyor. Müzede: Neolitik çağa tarihlenen kadın heykelcikleri ve ada tarihinin farklı  dönemlerinde kullanılan eşyalar sergileniyor. Müzenin sağındaki taş merdivenlerden, kale burçlarına çıkabilirsiniz. Sol yanda ise, Hisarın orijinal ana giriş kapısı görülüyor.

Evet, Hisar sınırları içindeki pek çok ev, daha sonradan restore edilmiş. Bunların en güzeli, günümüzde, Etnoğrafya Müzesi olarak kullanılan, Milite Bernardo Sokağındaki ev. Katedralin hemen sağında. Burada sergilenenler: orijinal tarım makinaları, dokuma tezgahları ve dantel işlemekte kullanılan gereçler.

Bu bölümde bir de “Doğa Tarihi Müzesi” var. Burada sergilenenler: kayaç örnekleri ve fosiller. Bir zamanlar, Hisarın tahıl ambarı olan, Silah Odasında ise, eski savaş araçları sergileniyor.

Gozo adasının kırsal yöreleri de görülmeye değer doğal güzellikleri sunuyor.

DWERJRA

Anayol: başkent Victoria şehrinden sonra, sahile doğru ilerliyor. Yol üzerinde son durak, 3 doğal güzelliği ile öne çıkan, Dwerjra.

Malta Gozo adası Azure Wındow

AZURE WINDOW

Burada: asırlar önce, bir dizi jeolojik kayma oluşmuş ve bunun sonucunda: etkileyici bir manzara ortaya çıkmış. Taş kemerler var. Bunların: bir ayağı, derin, koyu-mavi deniz suları içinde. Buraya: Tieqa Zerqa (Azure Window) deniliyor. Burası son derece ilginç bir kaya oluşumudur.

Bu devasa kemerin tek ayağı, denizde. Kıyıdan bakılınca, Azure Wındow: gerçekten maviye açılan bir pencere gibi görülüyor. Hemen iç tarafında ise “Inner Sea” olarak adlandırılan, kayaların arasından gelen deniz sularıyla oluşmuş, bir tuzlu su göleti var. Bu gölet, aynı zamanda, balıkçı barınağı olarak kullanılıyor. Buradan, kayıkları kullanarak, kayaların arasındaki yarıktan denize ulaşmak mümkündür.

Bunun hemen yanında: Island Sea (İç deniz) olarak anılan ve kayalık yamaçtaki gizli bir yarıktan akıp gelen deniz sularının doldurduğu bir krater var. Burada: demir atmış sandallar, kayıkhaneler ve bir kafe var.

Burada: yüzmekten ziyade, sandallarla, dar tünelden geçip, mavi sulara açılmayı deneyin. Kıyı boyunca yükselen kayalıkları görün. Elbette, bu güzellikleri görmek için sandal gerek. Sandal kiralarken: sandalcı ile pazarlık etmeyi sakın unutmayın.

GENERAL KIYILARI

Diğer ismi: Fungus Rock. Koyun en solunda: kıyı şeridini korumak için, şövalyeler tarafından yaptırılan, 1561 tarihli, gözetleme kulesi var. Hemen kulenin altında: Dwejra Koyu var. Bu koydaki : Gebla tal-General (General kayaları) var. Bu kaya: şövalyeler zamanında, tepesinde yetişen, az rastlanır şifalı mantarlarla ünlenmiş. Burada, korsanlar, şifalı olduğuna inandıkları mantarları toplarlarmış. Buraya: izinsiz girebilecek yabancıları engellemek için, bir gözetleme kulesi yapılmış. Günümüzde: bu bölgede yetişen mantarların, herhangi bir şifai özelliklerinin olmadığı saptanmış.

TA’PİNU

Anayoldan, Victoria şehrine geri dönerken: solda, Ta’Pinu tapınağını göreceksiniz. Burası: yeni bir yapı. 16. yüzyılda yapılan bir şapelin yerine, 1931 yılında yapılmıştır. Ama: ilginç bir hikayesi var. 1883 yılında: yörede yaşayan bir kadın: Carmen Grima, eski şapele geldiğinde, içeride yalnız olmasına rağmen, dua etmesini isteyen bir ses duyar. Daha sonra: bir arkadaşının da, aynı sesi duyduğunu öğrenir.

Beraberce, arkadaşının hasta annesi için dua ederler. Sonunda: arkadaşının annesi iyileşir. Kilisede: başka insanlara da, iyileşme umudu ile dua edilmeye gelenler yüzünden, burası bir hac merkezine dönüşür. Ziyaretçi sayısının, giderek artması üzerine: 1920 yılında: daha büyük bir kilise yapılmasına karar verilir.

Orijinal şapel: bugün, ana atların arkasındadır. Dar koridordaki : koltuk değnekleri, ateller ve bebek elbiseleri, duaya gelenler tarafından bırakılmıştır.

MARSALFORN

Victoria şehrinin kuzeyinde, deniz kenarında, adanın en gelişmiş ve güzel bölgesidir. Dar bir koydadır. Burada: küçük oteller, bar ve diskolar var. Yaz aylarında, son derece hareketlidir.

Malta Gozo adası Xlendi

XLENDİ

Victoria şehrinin güneyindeki tek sahil şehridir. Küçük bir kasabadır. Korunaklı bir limanı var, burada balıkçı tekneleri görülüyor. Buranın en büyük özelliği: restoranları. Bu restoranlarda, muhteşem yemekler yiyebilirsiniz. Bunun dışında, yörede: antik  dolmenler, Tümülüsler ve el arabalarının antik tekerlek izlerini de görebilirsiniz.

Koyun manzarası gerçekten muhteşem. Bölgede herhangi bir tarihi doku yok. Daha ziyade, turizm amaçlı kullanılan küçük bir kasabadır.

Malta Gozo adası Ggantija

GGANTİJA

Victoria şehrinin kuzeydoğusunda, bir tepe üzerine kurulmuştur. Buradan, güzel manzaralar görmek mümkün. Burası: Neolitik çağda, bölgenin tapınak alanı olarak seçilmiştir. Malta’da ortaya çıkarılmış, dört büyük tapınak kompleksinden, en eskisi olan “Ggantija”.

Malta Gozo adası Ggantija

Sözcük: dev kadın anlamına geliyor. Tapınaktaki dev taşların, MÖ.3500 yıllarında, bu dev kadın tarafından yerlerine konulduğuna inanılıyor. Bölgede, 1820 yıllarında yapılan kazılarda: bugün müzelerde sergilenen, birçok çeşitli heykeller ve çömlekler bulunmuş. Tapınak yapısının: iç duvarı kireç taşından, dış duvarıysa daha sert bir taştan yapılmıştır. Her iki tapınak ta, 2 apsisten oluşuyor. İç apsiste: taş bir sunağı bulunan bir niş var. Tapınakların, ortak avlusu, toplu ibadet için tasarlanmıştır. Bu tapınağın, dev bir kadın tarafından yapıldığına inanılıyor.

Malta Gozo adası Ramla koyu

RAMLA KOYU

Xaghra şehrinin ilerisinde bulunan kuzeydoğu sahili: Gozo’nun tek geniş kumsalı bulunan Ramla koyudur. Sahilin biraz ötesinde: küçük bir Roma yapısına ait kalıntılar, civardaki tepelerde ise, yürüyüş güzergahları bulunuyor.

Gozonun bu yüksek bölümünde: hızla büyüyen “Nadur” şehri var. Burada: insanlar, grotesk maskeler takıp eğleniyorlar. Yeni evlerin çoğu, dünyanın çeşitli yerlerinden gelip, buraya yerleşmek isteyen insanlar için inşa edilmiştir. Evlerin süslü balkonları ve sütunları, geleneksel Gozo evlerini andırıyor.