Amerika Genel

Amerika Genel

COFRAFYA

Amerika Genel; Amerika: Alaska ve Hawai ile birlikte: 9.362.850 kilometre karelik bir alanı kapsamaktadır. Bu büyüklük ile, ülke, dünyanın en büyük 4’ncü ülkesidir.
Bu ölçüler, İngiltere’nin dört katı anlamına gelir.

Amerika: 48 Eyaletten oluşmaktadır. Alaska 49’ncu ve Hawai 50’nci eyaletlerdir.
Atlantik-Pasifik okyanusları arasındaki uzaklık: 4827 kilometre ve Kanada sınırından Meksika sınırına kadar olan uzaklık ise: 1930 kilometredir. Ülkenin başkenti: herkesin yanıldığı üzere New York değil; Washington şehridir.

Ülkenin en yüksek yeri: 6194 metre yükseklikteki “Mc Kinley” yani “Alaska” dağıdır.
Amerika’nın nüfusu: 268 milyon kişidir. Bunun: % 83 beyaz, % 12 Afro-Amerikalı, % 1 yerliler ve % 4 diğer ırklardan oluşur. Kilometre kareye: 70 kişi düşer. Nüfusun: % 75’i şehirlerde yaşamaktadır.

Ülkenin başlıca şehirleri şunlardır: New York, Los Angeles, Chicago, Philadelphia, Houston, San Diego, Detroit, Dallas.

Amerika’da yönetim: iki partili sisteme göre yürütülmektedir. Bu iki parti: Demokratlar ve Cumhuriyetçiler olarak ikiye ayrılır. Ülke genelde Federal Cumhuriyettir ve 50 eyalet ile 1 federal bölgeden oluşur.

Hükümet: 1787 Anayasasına dayanmaktadır. Başkan: 4 yıllık süre için seçilir. Kongre: Senato ve Temsilciler Meclisinden oluşur. Senato: her eyaletten seçilen 2 senatörden oluşur. Temsilciler meclisi ise, 435 üyeden oluşur. Her eyaletin başında, seçilmiş bir vali bulunur. Yani, kendi yarı özerk hükümet ve yerel yasalar da vardır.

Ülkede yaşayanların, % 55’lik bölümü: Protestan’dır. % 37 Katolik, % 4 Yahudi, % 3 Ortodoks ve % 1 diğer dinlere mensupturlar.

VİZE

Amerika Genel; Amerika’ya gitmek için vize almanız gerekiyor. Yeşil pasaport sahipleri de ülkeye girişte vize bulundurmak zorundalar. Vize, İstanbul veya Ankara’daki ABD resmi makamlarından alınıyor.
Vize almak isterseniz, bu resmi makamlara telefon ile ulaşın ve randevu talebinde bulunun. Daha sonra, vize ücretini, yine telefon ile size bildirilecek banka hesap numarasına yatırıyorsunuz ve sonra: randevu günü geldiğinde Konsolosluk veya Büyükelçiliğe gidiyorsunuz.

Ancak, buraya gitmeden önce, internetten, konsolosluk sayfasından ilgili belgeleri indirip, önceden yani randevuya gitmeden önce, doldurmanız gerekiyor ki, İngilizce bilmeyenler için bu sorun oluyor, İngilizce bilen birilerine veya bu işi para karşılığı yapan birilerine doldurtmanız gerekiyor.

Randevu geldiğinde, konsolosluk veya büyükelçiliğe gidiyorsunuz, kapıda: sizinle görüşecek ilgilinin Türkçe mi yoksa İngilizce mi görüşmesini size soruyorlar.
Vereceğiniz cevaba göre, içeride bir ilgili-yetkili sizi karşısına alıyor ve sorular sorarak, durumunuzu inceliyor ve o anda, sizinle ilgili kararını veriyor, yani onun “iki dudağı arasında”.

Sizin Amerika’ya ne için, neden gittiğiniz önemli değil, önemli olan o görevlinin size inanıp güvenmesi.

Amerikalılar, ülkelerine: öncelikle terörist ve kaçak işçi potansiyelindeki insanların girmesini istemiyorlar ki, bence bu gayet normal. Kaçak işçi potansiyeli: genç nüfus ama görüşmede, güven sağlanamaz ise, kim olursa olsun vize vermiyorlar.
Bence, görüşmeye giderken: ekonomik imkanlarınızı ve varlığınızı kanıtlayan belgeleri yanınızda götürmeyi ihmal etmeyin.

Ayrıca: Amerika’da kalacağınız yer, kalacağınız süre, kimi ziyarete gittiğiniz, otel de mi kalacağınız konusunda ve hatta gidiş-dönüş uçak bileti rezervasyonu yaptırdığınız konusunda, yanınızda belge bulundurmanızı öneririm.

Bunun dışında, eğer vizeyi alabilirseniz: yine aynı yerde bulunan kargo firmasına küçük bir ücret ödüyorsunuz ve evinize gidip, pasaportunuzun gelmesini bekliyorsunuz.
Sonuç olarak: daha önce vizesi olmayan birinin, pat diye Amerika’ya gitme şansı yok. Yani, en azından: görüşme yani randevu tarihi ve ardından, on günlük sürecin ardından, Amerika’ya gidebilecek şekilde hazırlıklarınızı yapmanız gerekir.

Amerika Genel

HAVAALANI

Amerika Genel; Amerika, malum özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra, girişi bir hayli zorlaştırılan bir ülkedir. Zaten: siz İstanbul’da uçağa binmeden önce, Amerika’ya gideceğiniz belli olunca, dünyanın diğer birçok yerine gidenler dışında özel güvenlik önlemlerine tabi oluyorsunuz.
Öncelikli önerim: Amerika’ya gitme durumunda, gerek oradaki veya gerek Türkiye’deki herhangi bir yakın veya arkadaşınız veya bir başka birinin, size sipariş verdiği ürünleri götürmeyin.

Örneğin: Amerika’da gözlükler pahalı iken, Türkiye’den ucuz Çin malı gözlüklerden, 100-150 tane alıp, çantanıza koyup götürmenizi isteyen bir arkadaşınız, kendisi para kazanmayı düşünürken, sizin yakalanmanız halinde başınıza gelecekleri bilse de size söylemez, yani böyle bir riski sakın almayın ve yanınızda, hiçbir mal veya malzemeden, 3-4 tane dışında bulundurmayın. Tabii, her türlü gıda maddesi sokmanın yasak olduğunu söylememe gerek yok, tamamen yasak.

Bunun dışında: yine hatırlatmakta yarar var, tanıdık veya tanımadık herhangi bir kişi: bagaj hakkının dolduğunu, sizin bagaj hakkınızın bulunduğunu, bu yüzden, kendisine ait bir küçük çanta veya bavulu kendi bagajınız gibi geçirmenizi isterse, sakın ola kabul etmeyin veya zor da kalırsanız o çanta veya bavulun içini iyice kontrol edin, sonra emniyet güçlerinin taramasında bir sürprizle karşılaşabilirsiniz.

Havaalanlarında, bavulunuz veya bagajınız, yürüyen sistemde ikinci veya üçüncü turda teslim alınmasa, bunu gözleyen hırsızlar tarafından çalınacaktır, bu yüzden, uçaktan inince, zaman kaybetmeden, bavul veya bagajınızı teslim almanızı öneririm.

Hoş bu durum, yalnız Amerika için geçerli değil, tüm uçak yolculuklarınızda bunu dikkate almanızı öneririm, yoksa çalınmış veya yanlışlıkla karıştırılarak başkası tarafından alınmış bavulunuzun peşinden koşmanız gerekir ki, bu konuda son bir not: bavulunuz içinde ne olduğunu önemsemeyen hava yolu şirketi, bavulunuz kaybolduğunda bavul başına yalnızca 100 dolar ücret ödemesi yapmaktadır, artık içindekilerin değeri size kalmış, onlar için önemli değil.

Son bir not: Amerikalılar nazik insanlar. Dönüşümde, şifreli bavulumun kapağının özel bir cihazla açıldığını ve içinin arandığını öğrendim.

Yalnız bavulumun hemen üstüne bir not bırakılmıştı. “Bavulunuz, emniyet birimleri tarafından açılmış, kontrol edilmiştir, içinden bir şey eksik olduğunu düşünüyorsanız, ………. Numarayı arayınız”
Evet: Amerika’dan, minik, tüfek şeklinde metal bir çakmak almıştım, onu cihazlarda görünce merak edip, bavulu açmışlar ve incelemişler, ancak: notun son bölümü ilgili çekti “içinden bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyorsanız, yani açıkçası, bir şeyinizin çalındığını düşünüyorsanız, bizi arayın” .Elbette böyle bir olasılık yok, hayır, hiçbir şey eksik değildi.

Amerika Genel

EYALETLER

Amerika Genel; En başından şunu bilmenizde yarar var. Amerika’da birçok federal uygulama yanında, her eyalette ayrı özel uygulamalar da görülmektedir.

Yani: siz veya bir yabancı: bir eyalette bir uygulama görüp, diğer bir eyalete geçtiğinde farklı bir uygulama görürseniz, asla şaşırmayın ki, her eyalette uygulamalar farklılıklar gösterebilmektedir. Bu farklılıklar: örneğin vergi uygulamalarında görülür.

Bir eyalette: bir malın satın alırken, % 11 vergi öderken, başka bir eyalette, aynı malı veya benzeri malı satın alırken ödeyeceğiniz vergi bir anda, % 18 olabilmektedir ve bu durum elbette fiyata ve sizin cebinize yansıyacaktır. Yani, aynı marka-model bir malı, komşu iki eyaletten, farklı fiyatlardan bulup satın alabiliyorsunuz.

Bir eyalette: yollarda polis radarı tespit eden algılayıcılar yasak iken, başka bir eyalette serbest olabilmektedir.

Bir eyalette: yollarda hız sınırı 65 mil iken, başka bir eyalette 75 mil olabilmektedir. Bir eyalette: ikametgahlardan alınan yıllık vergiler, yıllık: 11.000 dolar iken, başka bir eyalette bu vergilerin, yıllık: 20.000 Dolar olduğu rahatlıkla görülür.

(Biz: evimiz için, yıllık küçük meblağlarda Belediyelere vergi ödüyoruz. Bunu okuyunca, niye bu kadar fazla diye düşünebilirsiniz. Ancak: unutmamalısınız, Amerika’da yerel yönetimler bu kadar büyük miktarda vergi alırken, bunun karşılığını da vermektedirler.

Amerika’da: asla kirli-pis-çöpleri toplanmamış cadde-sokak göremezsiniz. Bu tür hizmetler tam zamanında ve aksaksız yapılır. Amerika’da: yerel yönetimlerin polis-emniyet teşkilatları, telefonla 911 aradığınızda, çevirip ihbar verdiğinizde “3 dakika” içinde bulunduğunuz yere ulaşmak, gelmek zorundadırlar. İtfaiye içinde böyledir.

Yani: yerel yönetimler vatandaşlardan aldıkları bu büyük vergilerin karşılıklarını, haddiyle ödemektedirler ama yine de birçok Amerikalı, bu vergilerin çok olduğunu söylemektedirler.
Öte yandan: Amerika’da, cinayete eş tutulan suçun, vergi kaçırmak, vergi ödememek olduğunu da bilmenizi isterim.

EHLİYET

Türk ehliyeti: Eyaletten eyalete değişmesine rağmen, bulunduğunuz ilk 6 aylık dönemde geçerli kabul edilmektedir.

Amerika Genel

POLİS

Amerika Genel; Yollarda, kesinlikle hız sınırını aşmamanız gerekmektedir. Her hangi bir şekilde: yanınıza veya arkanıza veya önünüze polis aracı geldiğinde ve sizi durdurduğunda: her iki elinizi sakın direksiyon simidi üzerinden ayırmayın ve elleriniz görünsün, aksi halde, polisin sürücüyü vurma hakkı var.

Çünkü: her yıl yaklaşık 350 civarında polis sürücüler tarafından vurulmaktadır. Bu yüzden: polis aracınızı durdurduğunda, ellerinizin her ikisini de direksiyon simidi üzerine koyun ve polis yanınıza gelip istediğinde evraklarınızı çıkarmak için hamle yapın. Ayrıca, aracınızda bulunan diğer kişilerinde gayet sakin bulunmasının şart olduğunu bilmeniz gerek.

Ayrıca, böyle bir durumda sakın aracınızdan inmeyin, elbette polis söyleyene kadar. Yoksa: polis söylemeden aracınızdan inmeye kalkarsanız, polis, kendisine saldıracağınızı düşünüp sizi vurabilirmiş.

Son bir not: Amerika’da park cezalarının en az 100 Dolardan başladığını bilmeniz gerekir. Çok fazla, bu yüzden saçma-sapan park cezası yememek gerekir. Bu arada ceza yerseniz, kredi kartı ile ödeyebilirsiniz.

Olur a, ceza aldınız, sonra ödeyeceğim dediniz ve ülkeyi terk ettiniz, unutmayın yıllarca sonra bile Amerika’ya giderseniz, o cezanın sizi bulacağını ve başınıza dert olacağını sakın unutmayın.

OTOYOLLAR VE HIZ UYGULAMASI

Amerika’da çok güzel yol haritaları var. Hatta: birçok eyalet yollarını kapsayan, atlas şeklinde, kitap şeklinde haritalar var ki, bence birçok yeri gezecekseniz, mutlaka bu haritalardan bir tane satın almanızdır.

Amerika yolları ve özellikle kuzey bölgesi dümdüzdür. Bu yüzden: yollar genellikle kuzey-güney ve doğu-batı şeklinde ayrılırlar. Örneğin: D90-East denildiğinde, unutmayın ki, D90 –West de bulunmaktadır ve siz gideceğiniz yolun East veya West olmasını özellikle kontrol etmelisiniz, yoksa yanlış istikamete gidersiniz.

Yollarda: birçok yerde polis radar ile hız kontrolü yapmaktadır. Bu hız kontrollerinde, polis: elindeki bir tabanca benzeri alet ile aracınızın hızını tespit edebilmektedir. Yani, ülkemizdeki gibi, yol kıyısına park etmiş bir araç beklemeyin.

Yollarda, otoyollarda hız sınırı 65 mildir. Bu hızı aşmamanızı öneririm, ama söylediğim gibi bomboş yollarda saatlerce bu hızla gitmek insanı sıkıyor. Ama kesinlikle, otoyollarda “75 mil” sınırını aşmayın derim.

Yolların bir diğer özelliği de: yollar hep düzdür ve otoyollar canınızın sıkılmasına neden olabilir.

Canınız sıkılmaması için ve aceleniz yoksa, elinizdeki haritaları kontrol ederek, sık sık otoyoldan çıkıp, mahalli yerleri gezmenizi ve sonra yeniden otoyola girmenizi öneririm. Söylediğim gibi: bu otoyollar üzerinde boşluk nedeniyle canınız sıkılabilir ama unutmayın ki, sık sık mola yerleri göreceksiniz ve buralara girip küçük bir kahve molası verebilirsiniz. Mola yerlerinin bir özelliğinden söz etmek istiyorum.

Mola yerlerinde, tam orta yerde, tepede büyük bir televizyon bulunmaktadır ve sürekli yayın yapan bu televizyonda; bölgenin hava durumu, meteorolojik şartları sürekli verilmektedir. Amerikalılar, buna bakarak yollarına devam ederler, yolları üzerinde, kötü meteorolojik şartlar varsa, mola yerinde beklemeyi tercih ederler.

Eğer bunlara bakmaz ve yola devam ederseniz, benim gibi, bir süre sonra göz gözü görmeyen bir sis ve fırtına ortamının tam ortasına düşüp, adım atamayacak hale gelebilirsiniz. Aman, bu mola yerlerinde, gideceğiniz bölgenin meteorolojik şartlarını kontrol edin ve ona göre yola devam edin.

Yollarda “Detour” yazılı turuncu bir tabela görürseniz: bilmelisiniz ki, bu yol kapalıdır ve alternatif yola girmeniz gerekmektedir ki, bu alternatif yol “Detour” yazılı tabela ile size gösterilmektedir. Bunu takip etmez ve yola devam ederseniz, bir süre sonra geri dönmeniz gerekecektir.

Yolların bir diğer özelliği: yol üzerinde, bazı yerlerde: hayvan ve özellikle geyik işareti göreceksiniz.

Bu işaretler, yolun o bölümünden, kenardaki yeşillik-ormanlık-ağaçlık alanlardan hayvanların yolun karşı kıyısına geçebileceklerini göstermektedir. Hatta: bazı yerlerde: yolun kıyısındaki bu ormanlık-ağaçlık-yeşillik alanların ön bölümünde: herhangi bir hayvan yola doğru hareketlendiğinde bunu tespit eden ve ışıklar yakıp söndürerek yol üzerindeki sürücülere bunu haber veren: bir elektronik algılama sistemi bulunuyor.

Yani: siz otoyolda hızla ilerlerken; yola doğru herhangi bir hayvan hareketlendiğinde, bu durum, algılanıyor ve otoyol üzerindeki sinyal lambaları yanıp sönüyor, tabii sürücüler yavaşlayarak ve durumu kontrol ederek, yollarına devam ediyorlar.

Unutmayın ki: Amerika’da, gerek otoyollar ve gerekse şehir içindeki yollarda: asla korna sesi duymayacaksınız. Çünkü: sürücüler kornayı çok çok acil durumlar haricinde asla çalmıyorlar.

Amerikalı sürücüler: yollarda, şerit değiştirirken dahi, sinyal veriyorlar. Buna şaşırmayın, önünüzdeki sürücü: sol şeritten sağ şeride geçerken sağ sinyalini verecektir. Sinyal düzenini yalnızca sağa-sola dönerken değil, şerit değiştirirken de kullanıyorlar.

Amerikalı sürücüler: üzerinde ilerledikleri yola herhangi bir canlı yani insan veya hayvan ayak bastığında hemen yavaşlıyorlar ve hatta duruyorlar.

Asla ve asla: yolun kendilerine ait olduğunu düşünmüyorlar. Hatta: kendilerine yeşil ışığı yandığında veya yayalara kırmızı yanarken, bir yaya yola indiğinde bile, inanın gariptir, hemen yavaşlıyorlar ve duruyorlar, yayaya yol veriyorlar. Yani, öncelik insanlarda.

AFRO AMİREKALILAR – ZENCİLER

Amerika’da, Afro Amerikalılar (bunlar: bir zamanlar Amerika’ya Afrika’dan getirilen kölelerin kökenlerini ifade etmekte kullanılmaktadır) yani zenciler: birçok bölgede ve şehirde çoğunluktadırlar.
Ancak: bunların yine çoğunluğu: bizler gibi beyazlar ve özellikle yabancılar için; rahatsız edici olabilmektedirler. Hatta: bunlara yan bakılmaması, bunlarla tartışmaya veya çatışmaya girilmemesi özellikle önerilir. Akşam saatlerinde bunların yoğun bulunduğu yerlere gidilmemesi de özellikle önerilir.

Bunlar: bazı yerlerde, pantolonları düşük, donları görülür şekilde gezerler. Sizden, sigara veya para isterler ki, bu isteklerine uygun cevap vermeniz önerilir. Aksi halde sıkıntı yaşayabilirsiniz. Özellikle: bunların yoğun bulunduğu yerlere yalnız başınıza ve akşam saatlerinde gitmemeniz önerilir.

Hatta: metro bölgelerinde bile, bunların birkaçının bulunduğu anda, yalnız başınıza bulunmamanızda yarar olduğu söylenir.

Elbette: Amerika’da bulunan tüm Afro Amerikalılar için böyle şeyleri söylemek mümkün değildir ve birçok saygın insan da bulunmaktadır ki, malum Amerika’nın günümüzdeki başkanı da, bunlardan birisidir.

BENZİN

Amerika’da bazı eyaletlerde benzinliklerde aracınızı benzin pompasına yanaştırıyorsunuz, market içine gidiyorsunuz ve almak istediğiniz benzin ücretini ödüyorsunuz ve sonra: marketteki görevli, pompanın otomatını açıyor, siz gidip deponuzu açıp, benzin pompası ile benzin alıyorsunuz.

Yani: pompa görevlisi yok, kendi benzininizi kendiniz alıyorsunuz. Benzin istasyonların çoğunda, Amerikalıların en büyük beğenisi olan “kahve” bulunabiliyor. Yani, her Amerikalı, arabasına benzin alırken, kendisine de kahve almayı ihmal etmiyor.

Benzin “galon” olarak satılıyor. Yani: 1 galon = 3.5 litre benzin demektir. Düşünün: Amerika’da 1 galon benzinin fiyatı: ülkemizdeki 1 litre benzin fiyatından biraz daha ucuzdur. Amerikalının en beğenmediği zam; akaryakıta yapılan zamdır, çünkü her Amerikalı araç kullanmayı tercih eder ve her evde, aile bireyi sayısı kadar araç bulunmaktadır.

Ancak: son yıllarda hibrit yani elektrikli araçlar da revaçtadır ve Amerikalılar hızla elektrikli araçlara yönelmektedirler.

Bunlar: belli bir kilometrenin altında (genellikle 40 denilebilir) benzinli hareket ederken, bu hızın üzerine çıkınca elektrikli hareket etmektedirler. Amerikalıların birçoğunun evlerinde kapalı araba garajları bulunduğundan, araçlarını bu garajlarda şarj edebilmektedirler.

Son bir not: Amerika’da, dizel araçlar ve dizel yakıt, benzinli araçlara ve benzine göre daha pahalıdır. Çünkü: dizel yakıtların benzine nazaran çevreyi daha fazla kirlettiği anlaşılmıştır ve dizel yakıtların kullanımını kısıtlamak için, Amerikalılar dizel araçları daha pahalıya satarlar. Doğal olarak dizel yakıtları da, bizde olduğundan farklı olarak, benzinden daha pahalıdır.

Amerika Genel

AMERİKALILARİN İKAMET ETTİKLERİ EVLERİ

Amerika’da, şehir merkezleri: ikametgah için pek kullanılmaz. Şehir merkezlerinde: genellikle ofis yerleri, ticari yerler ve hükümet-yerel yönetim yerleri bulunmaktadır.
Amerikalılar: ikametgah için şehir merkezi yakınlarındaki banliyöleri tercih ederler.

Bu banliyölerde: apartman değil, müstakil evlerde oturmayı tercih ederler. Bu evler: genellikle bir bodrum, zemin kat, üzerinde bir kat olmak üzere konumlandırılır.

Evlerinin içinde: bodrum katta: büyük olasılıkla masa tenisi oynamak için bir masa bulundururlar ve burada spor yaparlar. Zemin katta: oturma odası olarak düzenlenen bir yer, mutfak ve yemek masası bulunur. Mutfaklarında: büyük bir buzdolabı ve sürekli açık kahve makinası görülür. Üst katta ise: yatak odası, banyo, tuvalet ve yine bir çalışma salonu görülür.

Bahçeleri bulunur, bahçelerinde kapalı araba garajları olur. Bahçelerinin bakımı:

küçük meblağlar ödedikleri, Kolombiyalılar veya Meksikalılar tarafından yapılır. Bahçeyi: genellikle mangal yakmak için kullanırlar. Bu mangallarda: en az 2 parmak kalınlığındaki et parçalarını, az pişmiş ve hatta kanlı kanlı yapıp servis ederek yemeyi tercih ederler.

Son bir not: Amerikalılar asla komşularını tanımazlar, belki bir kısmı tanıyabilir ama komşuluk ilişkileri çok sınırlıdır.

Son bir not: Amerika’daki evler genellikle paneller ile yapılır. Bizim gibi beton sık kullanılmaz, çünkü Amerika da çimento fabrikası bulunmaz. Çimento fabrikalarının çevreye ve doğaya en fazla zarar veren endüstriyel yatırım olduğunu kabul ederler ve ülkelerinde çimento fabrikası bulundurmazlar. Dolayısı ile çimentoyu ülke dışından ithal ederler ve bu durumda fiyat yükseldiği için, ülkede çimentodan üretilmiş ev azdır, evler genellikle paneller şeklinde yapılır.

ARABA KİRALAMA

Amerika’da kiralık arabalar: o yılın modeli olması gerekiyor. Yani; 2012 yılında bir araba kiralamak istediğinizde, size 2012 model araç vermek zorundadırlar.
Araç kiralama ücretlerine gelince: bunlar muhtemelen 20-30 dolar arasındadır. İstediğiniz aracın büyüklüğüne göre bu ücret değişir.

Bir de ücreti etkileyen şu husus vardır ki: sigortadır. Kiraladığınız aracı, tam sigorta yaptırırsanız, bir kaza halinde, aracı bırakıp gidebilirsiniz, aksi takdirde aracı bırakmayıp, polisin gelmesini ve gerekli belgelerin-evrakların-raporların hazırlanmasını beklemek zorundasınız. Bence, sigortalı araç kiralayın ve hiçbir formalite ile uğraşmayın.

Aracı size verirken, bir rapor tutarlar ve bu raporda, aracın üzerindeki çizikler, vuruklar ve hatta benzin deposundaki benzin miktarı yazılıdır.

Siz de aracı geri teslim ederken, o benzin miktarını geri iade etmek zorundasınız. Hani, çeyrek depo benzinli araç aldınız, çeyrek depo benzinli araç bırakmanız gerekir.

Şunu da unutmamak gerekir ki, Amerika’nın birçok büyük ve ünlü şehrinde, otopark büyük problemdir, yani araba kiralayayım rahat edeyim derken, yüzlerce dolar otopark ücreti ödemek veya otopark bulamayıp, saatlerce otopark aramak veya araba ile gezineyim derken şehir sokaklarında kaybolmak da mümkün. Bu yüzden, büyük şehirlerde kesinlikle araç kiralamayın veya kiralar iseniz, metro hattına bakın ve bir metro istasyonu parkına aracınızı park ederek, öyle gezin.

SOKAK HAYVANLARI

Amerika’da sokaklarda başı boş köpek veya kedi göremezsiniz. Çünkü yoktur. Amerika’da sokaklarda başı boş olarak dolaşan yalnızca “sincap” görebilirsiniz.

Bu sincaplar, başıboş olarak dolaşıyorlar ama elbette insanlara hiçbir zarar vermiyorlar, hatta yaklaşmıyorlar. Peki, bu kadar kedi-köpek nerede derseniz: bilmiyorum, büyük olasılıkla kedi-köpekleri evlerinde besliyorlar.

ALIŞVERİŞ

Amerika’da bir şey satın aldığınızda: bunu beğenmeseniz veya almaktan vazgeçerseniz, birkaç gün içinde faturası ve ambalaj malzemesi ile birlikte geri götürdüğünüzde, hiç bir şey sormadan sizden teslim alırlar ve açılmış ve bir süre kullanılmış olsa da o ürünü geri alarak ödediğiniz ücreti size geri öderler.

Alışverişte: Amerika’da, bir Amerikalıya “kaç taksit yaparsın” veya “pazarlık var mı” gibi sorular sorarsanız, garip garip suratınıza bakarlar çünkü o cümleleri bilmiyorlar, tanımıyorlar. Amerikalılar: alışveriş için ya peşin para öderler ya da kredi kartlarından tek çekim yaparlar. Pazarlık kelimesini tanımaz ve bilmezler. Fiyatlar etiket üzerinde sabittir ve tek geçerlidir.

Zaten: Amerika’daki ekonomik krizin nedeni de budur. Yani: Amerikalı cebinde para varsa harcar, yoksa harcamaz. Bizler ise, malum cebimizde para olmasa da, öyle bir alıştırılmışız ki, kredi kartları ile, milyonları bir çırpıda harcarız ve daha sonra aylarca onu ödemeye çalışırız.

Amerikalı harcamadığı için ekonomisi durgunluğa girdi, bizler ise, kredi kartları ile harcamaya devam ettik ve ekonomimiz sıkıntıya girmedi ve hala, yani günümüzde bile, büyük ekonomik şirketler: Türk insanının bu kredi kartı ile harcama çılgınlığına inanıp güvenerek, ülkemizde pazarlama yapmaktadırlar.

Evet: Amerika’da pazarlık yapmayın, düşünmeyin bile. Ödemenizi peşin veya kredi kartı ile tek çekim olarak yapabilirsiniz. Aldığınız ürünü beğenmeseniz, birkaç gün içinde faturası ve ambalajı ile birlikte aldığınız yere rahatlıkla iade edip paranızı geri alabilirsiniz.

Amerika’da gireceğiniz her mağazada: görevli sizi “hi” diyerek karşılamaktadır.

Peki, Amerika’dan ne alınır? Amerika’da, şehir merkezlerinde bir şeyler almak isterseniz, alamazsınız, çünkü fiyatlar çok pahalıdır. Amerika’da alışveriş yapmak istiyorsanız, genellikle şehir yakınlarında, şehir dışında bulunan “Out city” alışveriş merkezlerine bir şekilde ulaşmanız gerekiyor.

Buralarda yapacağınız alışverişler, uygun fiyatlı olacaktır. Özellikle: spor malzemeleri ve Nike marka spor malzemeleri ucuzdur, çünkü bu ülkede üretilmektedir. Bunun dışında, saat almak isterseniz. Yine Fosil yani bu ülkede üretilen saat markası düşünülebilir.

Bunun dışında, yine bu ülkede üretilen triko ürünleri, yani tişört, gömlek gibi ürünleri uygun fiyatla satın alabilirsiniz. Dediğim gibi, satın alacağınız ürünün, bu ülkede üretilmesi şart, yoksa dışarıdan gelen ürünlere vergi uygulaması nedeniyle fiyatlar düşüyor. Bu arada, Çin malları da bulunuyor, ama Çin mallarının kalitesizliği söz konusu. Bunun haricinde, Amerika içinde veya dışında üretilen moda tasarım ürünleri, çok yüksek fiyatlarla satılıyor.

Yalnızca: bir kısım elektronik ürünlerinde (özellikle notebook vs.) uygun fiyat bulabilirsiniz, ama bunların nakit veya kredi kartı ile tek çekim olduğunu unutmayın. Yani, Sony marka bir notbook, ülkemizde 1000 dolar iken, orada 600-700 dolar fiyatla bulabilirsiniz, ancak burada taksitli, orada nakit olduğunu unutmamak gerek.

Amerika Genel

YEMEK KÜLTÜRÜ

Amerika’nın kendi öz yemek kültürü yok. Onların yemek kültürünün temelinde: iki parmak kalınlığındaki sığır etinin, barbeküde yani ızgarada pişirilmesidir, hatta az pişirilmiş, yani kanlı kanlı tercih ederler.

Amerika’da: diğer en çok tercih edilen yemek kültürü “Meksika” yemek kültürüdür. Bolca, Meksika yemekleri yapan restoranlar görebilirsiniz. Bunun dışında, ikinci sırada İtalyan restoranları ve takiben diğer ülkelere ait yemek kültürlerinin bulunduğu restoranlar (Hindistan, Çin, Yunan vs.) bulabilirsiniz.

Bunun dışında: açık büfe şeklinde hizmet veren yerler de var. Buralarda, bir kişinin açık büfe yemek yemesi: yerine ve kalitesine göre: 15-20 dolar arasında değişiyor. Restoranlardaki yemek ücretleri ise, genellikle yüksek.

Ama, Amerika’nın diğer yüzü, fast-foot restoranlarıdır. Yani, dünyaca ünlü fast-food markalarının bu ülkede, yaygın olduğunu kesin. Bu fast-food restoranlarında, 1 hamburger’in 1 dolar olduğunu ve içecek olarak kolanın sınırsız olduğunu bilmelisiniz. Yani: parası olmayan için, her öğünde bir hamburger.

Bir de, şunu belirtmek isterim ki: ülkemiz de dahil, Amerika’ya çalışmaya giden üniversite öğrencilerinin (Work and Travel) birçoğu, ülkedeki restoranlarda ve özellikle fast-food restoranlarında çalışıyorlar. Ayrıca: ülkenin üniversite öğrencilerinin de birçoğu yine restoranlarda garsonluk yapıyorlar. Bir otelde, kahvaltı servisi yapan elemanın, tıp fakültesi öğrencisi olduğunu duyunca, şaşırmıştım.

AMERİKALILAR

Amerikalılar yardımsever insanlar. Yolda, herhangi bir soru sorduğunuzda: size gayet içten bir şekilde yardım ediyorlar ve gitmek istediğiniz yeri, tarif etmekten sıkıntı duymuyorlar.

Avrupalılar gibi değiller, malum Avrupa’da özellikle bizlere yani Türklere yaklaşımları belli, ama Amerika’da böyle bir durum yok, Amerikalılar gerçekten dışarıdan gelenlere yardımseverce yaklaşıyorlar.

Amerikalılar ile ilgili size en büyük önerim: sakın ola, bir Amerikalı çocuk gördüğünüzde, sevgi duygularınız egemen olup, onu sevmeye, saçlarına, yüzüne veya koluna dokunmaya kalkmayın, sakın.

Tanımadığınız bir Amerikalı çocuğu sevmeye kalktığınızda, başınıza sıkıntılı durumlar gelebilir, böyle bir davranışta bulunmayın. Çocuklu aileler, Amerika’ya gittiğinizde, elbette İngilizce bilmeyen ve derdini anlatamayacak çocuğunuzun, kolay bulunur bir cebine: çocuğu bulan emniyet birimlerinin sizinle temasa geçebileceği bir adres, cep telefon numarası yazılı kağıt bırakmayı unutmayın.

Amerika Genel

TURİZM

Amerika Genel; Amerika’da; bir şehre gittiğinizde, bence yapmanız gereken ilk iş: oranın bir şehir haritasını temin etmenizdir. Bu şehir haritası ile, şehri rahatlıkla gezebilirsiniz. Ayrıca: yine bir öneri: o şehrin metro hatları planını, metro hatlarının istasyonlarının gösterildiği bir metro haritası edinin. Bu metro haritası üzerinde kısa bir süre çalışınca, inanın şehri gezmeniz çok kolay olacaktır.

Amerika Chicago şehri gezi yazım için Chicago Gezilecek yerler

Amerika Los Angeles şehri gezi yazım için  Los Angeles

Amerika Houston şehri gezi yazım için Houston

Amerika Yellowstone parkı gezi yazım için Yellowstone Parkı

Diyarbakır Dicle

Diyarbakır Dicle


Ana yol güzergahında bulunmaması nedeniyle, kısmen sosyal ve kültürel faaliyetlerden uzak kalmış, ülkemizin bir yöresidir.

ULAŞIM

Dicle ilçesinin Diyarbakır il merkezine olan uzaklığı, 90 km. dir. Ergani üzerinden geçilerek ulaşılır.

TARİHİ

Yörenin tarihine ait ilk bilgiler, 1515 yılına aittir ve bu dönemde, yörenin yerli beylerce idare edildiği görülür. 1951 tarihinde ise, Diyarbakır iline bağlı “Eğil” ilçesinin isminin “Dicle” olarak değiştirildiği görülür.

Diyarbakır Dicle

GENEL

Maden ve Dicle nehirleri arasındaki bir yerleşim yeridir ve denizden yüksekliği: 970 metredir. Yerleşim yeri, 1’nci derece deprem kuşağında olması ile önem kazanır.
İlçe topraklarının, yaklaşık yüzde 30’luk bölümü tarıma elverişli, kalan kısım ise çayır-mera şeklinde ve tarıma elverişsizdir. Yer yer bağcılık yaygındır.

GEZİLECEK YERLER

KRAL KIZI TAŞI

İlçe merkezinin 8 km batısında, Diyarbakır kara yolu üzerindedir. Ancak, kral kızı taşının yanına çıkmak mümkün değildir ve yalnızca, uzaktan görülebilir.

Zaten uzaktan bakıldığında, burası, bir evi andırır. Kayanın doğu yanında bir obelisk, biraz daha aşağı bölümünde ise, tek pencereli bir taş mezar bulunmaktadır.

Ayrıca, yine yakınlarda, bir Ermeni kilisesi yıkıntıları görülmektedir.

Söylentilere göre: “bir zamanlar, bölgede egemen olan kral, kızına bir çoban aşık olması üzerine, kızını, buraya hapseder.

Ancak, bir süre sonra: kızın hapsedildiği yerin penceresinden, iki güvercin uçup gider ve bunun üzerine, yapıya giren muhafızlar, kızın, artık orada olmadığını görürler.

YUKARI CAMİ

Burası, ilçe merkezindedir. Yörenin en eski camisidir, ancak: 1925 yılında, yörede başlayan ve sıkıntılar yaratan Şeyh Sait isyanının başlangıç yeridir.

Diyarbakır şehir merkezi tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Prag Karlovy Vary

Prag Karlovy Vary

Karlovy Vary Prag arası 130 km uzaklıkta. Prag şehirler arası otobüs terminali olan Florenc’e tramvayla gidin ve tur fiyatının beşte birine aldığınız biletlerle yola çıkın. Yol yaklaşık 2-2.5 saat sürüyor.

Yolda, Çek Cumhuriyetinin diğer köy ve kasabalarını da görebiliyorsunuz. Daha sonra, Çek cumhuriyetinin hatta eski doğu blokunun en ünlü kaplıcalarının bulunduğu Karlovy Vary’a varıyorsunuz. Vardığınızda, hemen dönüş biletini alın, yoksa dönüşte, bilet bulamama durumu oluyor.

20160807_105129
Prag Karlovy Vary

Şehrin efsanesine göre,

Kral bir geyik vurmuş ve geyik yaralı olarak kaçmayı başarmış. Geyiğin şifalı sulardan içerek iyileştiğini gören kral, burada bir yazlık saray kurmuştur. Alman kralı Carl, sıcak ve şifalı suların bulunduğu bu köye adını vermiş ve köşkler yaptırmış.

Derken, bunu duyan diğerleri de koşarak buraya gelince, o devrin en güzel konak ve otelleri, buraya inşa edilmiş.

Şehir adını, Charls’tan, yani Karl’dan almış. Şehirde sıcaklıkları 30-70 derece arasında değişen 12 termal kaynak bulunuyor. Bunlar: her türlü hastalığa şifa olmaktaymış.

1918 yılında, Atatürk’ün tedavi amacıyla gittiği, Sigmund Freud, Karl Marx, Beethoven ve Mozart gibi birçok ünlünün de dinlenmek için tercih ettiği bir şehir, daha sonra koruma altına alınmış. Bu kasabanın havası o kadar temiz ki, sokakta bile sigara içilmesine izin verilmiyor.

Bu yüzden, sigara içenlerin bu kurala dikkat etmelerini öneririm. Sigara, sadece izin verilen kafelerde içilebiliyor.

20160807_112018
Prag Karlovy Vary

20160807_111257
Prag Karlovy Vary

Karlovy Vary Gezilecek Yerler

Karlovy Vary şehri, bir vadide kurulmuştur. Yani, ortadan bir nehir geçiyor ve nehrin iki yanında, sıra sıra evler var ve hemen arkalarında yükselen tepeler var. Bu evler 1700-1800’lü yıllarda yapılmıştır.

Çünkü daha öncesindeki yapılanma, buradaki büyük bir yangın nedeniyle yok olup gitmiş ve ardından, günümüzde görülen düzenli ve renkli, bu cıvıl cıvıl yeni yapılar, evler oteller yapılmıştır. Hatta, her evin önündeki bir plakada, evin yapıldığı tarih yazılıdır.

20160807_135435
Prag Karlovy Vary

20160807_135443
Prag Karlovy Vary

Mustafa Kemal Atatürk’ün şehirdeki hatırası

Hemen şehrin dışındaki bir otoparkta duruyor ve buradan, şehrin başlangıç noktasına ücretsiz belediye otobüsü ile 2-3 dakikada gidiliyor. Şehrin başlangıç noktasındaki büyük bir otelin önünde otobüsten indikten sonra, ilk görülmesi gereken, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de bir zamanlar tedavi (böbrek rahatsızlığı varmış, çünkü buraya gelmeden önce bulunduğu yerde iki kere sıtmaya yakalanmış ve bundan kurtulmak için yoğun kinin aldığında böbrekler rahatsızlanmış) için buraya gelip 38 gün kaldığı oteli görüyoruz.

Aslında daha fazla kalması gerekiyormuş ama şehzade Vahdettin Padişah olunca tedaviyi kesip erken yurda dönmek zorunda kalmıştır. Diğer ilginç bir olay ise, Atatürk’ün burada kaldığı sürede tuttuğu günlüklerdir ve bu günlükleri, yurda döndüğünde Afet İnan’a vermiş ve öldüğünde basılmasını istemiştir. Bu günlüklerde, büyük önder, Karlovy Vary’de geçirdiği günleri yazmıştır.

Kendisi, sadece 3 kere yurt dışına çıkmıştır.

Bu yüzden, Karlovy Vary günlükleri özellik arz etmektedir. Bu günlüklere internet ortamında ulaşıp okumak mümkündür. Benim ilgimi çeken, o dönemde savaş olduğundan buraya tedaviye gelenler, yanlarında bazı gıdalar getirirlermiş. Doktoru, Atatürk’e ne getirdin diye sorduğunda, Atatürk bundan haberi olmadığını, bu yüzden bir şey getirmediğini söyler, bunun üzerine doktoru, senin yerine ben bunu karşılayacağım şeklinde bir yardımda bulunur.

Evet: Atatürk’ün o zamanlar kaldığı küçük otel, hemen birinci katında, bir pencere yanında, Çekler güzel bir plaket asmışlar. Aslında burada hep bir plaket varmış ama 1981 yılında yani UNESCO’nun o yılı Atatürk yılı olarak kabul ettiği yılda, Çekler buraya gayet güzel ve mermer bir plaket asmışlar. Plaket üstünde “Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Kemal Atatürk, burada kalmıştır” yazılıdır.

Öğrendiğime göre, otel idaresi, Atatürk’ün kaldığı bu odayı müşteriye açmıyor, öylece muhafaza ediyormuş. Odada, Atatürk ile ilgili fotoğraflar varmış, sadece bazı özel durumlarda, para karşılığı bu odayı özel guruplara açıyormuş yani genel ziyarete açık değildir. Atatürk’ün kaldığı otelin hemen yanındaki otelde ünlü Sigmond Fireud kalmış ve bu da plaket le belgelendirilmiştir.

20160807_140620
Prag Karlovy Vary

20160807_122806-1
Prag Karlovy Vary

Sonra, nehir kıyısından yürümeye devam ediyoruz.

Hemen solda, hediyelik eşya satış mağazaları, restoranlar, kafeler, oteller görülüyor. Hediyelik eşya satış mağazaları arasında, porselen ve kristal eşyaların satıldığı yerler de görülüyor, ama fiyatlarının pahalı olduğu bellidir. Yürüyerek ilerlediğimizde: bir süre sonra, yani yaklaşık 15 dakika sonra, ilk su termal kaynaklarına ulaşıyoruz. Burada, açıkta bir havuz var ve fıskiyesi ile ortama güzel bir hava katıyor. Hemen yanında, kapalı bir alan var ve camlarla kaplı bu alanın içinde, 3 tane asıl su kaynağı yani çeşme bulunuyor.

20160807_114116
Prag Karlovy Vary

20160807_113524
Prag Karlovy Vary

20160807_114316
Prag Karlovy Vary

Buradaki kaynaklar yani çeşmelerin hepsinin üstünde numara ve suyun sıcaklığı yazılıdır. Çünkü, suyu görünce pat diye elini süren birçok kişi, suyun aşırı sıcak olması nedeniyle bir an yangı hissi yaşıyorlar halbuki suyun sıcaklığı, çeşmenin üzerinde açıkça yazılıdır. Hatta çeşmeler numaralandırılmış, size … numaralı çeşme nerde gördünüz mü şeklinde soru soran bile olacaktır.

Bu kapalı alan, suyun yeryüzüne çıktığı yer olarak önem kazanıyormuş. Burada, 3 çeşme dışında, yine hediyeliklerin satıldığı dükkanlar ve tuvaletler var. Tuvaletler elbette paralıdır.

20160807_114807
Prag Karlovy Vary

20160807_114225-1
Prag Karlovy Vary

Buradan çıkıp, hemen sol yana baktığımızda, yine bir tören alanı görülüyor.

Yunan tapınak mimarisi tarzında yapılan bu alanda törenler düzenleniyormuş, yine buranın hemen kapısında, bulunduğum döneme has, bir sanatçı tarafından yapılan kum heykel görülüyor.

İçeride sol yanda yazının hemen başında belirttiğim ve buranın efsanesini anlatan bir pano görülüyor, panonun hemen altında ise yine bir çeşme, numarası ve suyunun sıcaklığı yazılıdır.

Ardından yürümeye devam ettiğimizde, sağ yanda hediyelik eşyaların satıldığı büfeler ve sağ yanda dükkanlar görülüyor. Zaten, bir süre sonra yani yaklaşık 20-25 dakikalık yürüyüşten sonra, cadde bitiyor.

Cadde bitiyor ama hani iç caddeler ve sokaklara gireyim ne var diye düşünmeyin, bu ana caddenin dışındaki cadde ve sokaklar, gerek meyilli olması yani yokuş yukarı olması ve gerekse size yani turistlere hitap edecek bir şeyler bulunmaması ile önem kazanıyor yani ana caddeden ayrılmayınız.

Zamanınız varsa, dönüş yolunu nehrin karşı kıyısından yaparak değişik bir yerler veya nesneler görebilirsiniz demek isterim ama orada da çeşitli dükkanlar var ve pek de ilginç değildir. Çünkü, buranın zaten en büyük özelliği, insanların buraya tedavi için gelmeleri, yani burası bir alışveriş mekanı veya tarihi bir mekan değildir.

20160807_111559
Prag Karlovy Vary

20160807_130405
Prag Karlovy Vary

Eğer zamanınız varsa

Nehrin sağ kıyısından giderken, küçük bir meydanlık alanda, büyükçe bir otelin önündeki alanda, yerdeki plakalara bakın, bu plakalarda, buraya gelen ünlülerin ismi ve geliş tarihleri yazılıdır.

Hemen burada, sol yanda bulunan kafe, Atatürk’ün günlüklerinde yazdığı üzere sık sık gittiği bir kafedir ve bu kafede, bence mutlaka oturup bir kahve için, bir pasta yiyin, mutlaka keyif alacaksınız, fiyatları makuldür ve hatta bu esnada tuvaletini ücretsiz kullanabilirsiniz.

20160807_111416
Prag Karlovy Vary

Bu arada, bir Rus zengini tarafından, tepeye nefis görünümlü bir kilise yaptırıldığını göreceksiniz. Yine tepede bir İsa heykeli, şehri koruması için dikilmiştir.

Tüm bunları yazınca, belki okurlar merak edeceklerdir, burayı ziyaret ettik, peki kaplıcalara girebilirmiyiz diye.

Burası kaplıca yeri değil, burası içmeler diye tabir edilen bir tür tedavi yeridir. Yani, buraya tedaviye gelenler kaplıca türü yıkanma veya suya girme değil, mevcut suları içerek tedavi oluyorlarmış. Suların içilmesine gelince, kükürtlü ve bol mineralli bu suların içilmesi için doktor önerisi gerekiyor.

Her türlü hastalık için, ayrı reçete yazan doktorlar, hangi çeşmeden, hangi saatte, hangi gün, ne kadar su içilmesini, hastalara reçete ediyorlarmış. Buna uymak gerekiyormuş, aksi halde tedavi gerçekleşmiyormuş. Sırf bu yüzden, insanlar, ellerinde bardak, kupa veya şişelerle çeşme çeşme geziyorlar.

Turistik ziyaret için buraya gelenler de, sulardan az oranda içmelidir çünkü aşırı içildiğinde ishal olma durumu söz konusudur. Zaten suyun tadını alınca, buruk tat, fazla içmenizi önleyecektir, yine de birazcık ta olsa tadına bakmalısınız.

20160807_122720
Prag Karlovy Vary

20160807_140620
Prag Karlovy Vary

20160807_112009
Prag Karlovy Vary

Alışveriş

Becherovka

Karovy Vary denince, bu içki akla geliyor. Yeşil renkli şişesiyle gerek Prag ve gerekse burada buna bolca rastlayacaksınız. Söylenenlere göre, bir doktor ilaç yapımı ile uğraşırken 40 çeşit bitkiyi karıştırarak bu likörü bulmuş ve yine söylenenlere göre sindirim sistemine iyi geliyormuş. Size bunun fiyatı hakkında bilgi vermek istiyorum.

Çünkü, gerek Prag ve gerekse burada birçok değişik fiyat alternatifiyle karşılaşacaksınız. Genelde 50 cc lik şişesi 8 Euro, 70 cc lik şişesi 15 Euro ve 1 litrelik şişesi 17-18 Euro civarında satılıyor. İlaveten, yanında 2 kadeh ile satılan hediyelik şişeleri, 2-3 Euro daha fazla satılıyor.

Bu söylediğim rakamları destekleyecek fiyat bulduğunuzda gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için hediyelik olarak satın alabilirsiniz. Hediyelik olarak düşünenler, söylediğim gibi, yanında 2 kadeh bulunan hediyelik paketi tercih edebilir. Bunun en ucuz satıldığı yer olarak, Karlovy Vary şehrinde, nehir kıyısında, yine bunun yeşil şişesi benzeri bir küçük yerde satıldığını gördüm.

Yani bu yüzden, Prag şehrinden değil, eğer Karlovy Vary’i ziyaret edecekseniz, buradan satın almanızı öneririm, çünkü daha ucuzdur. Evet burada yani paragrafın sonunda bir şey söylemek istiyorum, bunun tadına baktım, rezalet bir tadı var, sakın almayın, aynen Mesir Macunu gibi bir tat var, yani bitki ağırlıklı bir tat, yani berbat bir tat var, almayın.

Kağıt Helva

Karlovy Vary şehrinde: bir tür kağıt helva satılıyor. Ama gerçekten çok ince ve içinde çikolata, limon, fındık ve benzeri şeyler bulunuyor. Fındıklısı, ısıtılarak yeniyor. Diğerleri olduğu gibi yani soğuk yenebiliyor.

Tanesi 0.40 cent, paket olarak satın alırsanız 1.40 cent. Zaten eğer tur ile buraya gittiyseniz, rehber tüm hediyelik eşyaları satın alabileceğiz bir yere sizi götürüyor ve orada, bu kağıt helvadan birazcık tatma şansınız oluyor, bence satın alın, çünkü değişik bir lezzet, ama çikolatalısını tercih etmenizi öneririm.

Bardak-Kupa

Yukarıda bolca sözünü ettiğim çeşmelerden şifalı olduğu söylenen suları içmek için, insanlar ellerinde bir tür bardak-kupa ile dolaşıyorlar. Bu kupanın özelliği, hemen kulp bölümünde bir orijinal pipet olması, yani bardağınızı çeşmeden doldurduğunuzda, bu pipet yardımı ile suyu rahatlıkla içebiliyorsunuz.

Çünkü: bu suların bazıları çok sıcak ve bu sıcak suları yudum yudum içmek gerekiyor, bu yüzden sadece ve sadece burada bulunan bu orijinal pipetli ve yüzlerce değişik tip ve resmi bulunan bardak-kupalardan gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için hatıra veya hediyelik satın alabilirsiniz. Fiyatları, 5-6 Euro civarında, çeşit o kadar çok ki, fiyatları beğeninize göre değişecektir.

Şehirdeki diğer başlıca hediyelik, gözüme çarptığı kadarı ile, bayanlar için tırnak törpüsü, ama bu törpü, metal değil, seramikten yapılmış, gayet süslü ve gösterişlidir.

Evet, gezi bittiğinde, en başta belirttiğim gibi, şehrin girişindeki büyük otel önünden, belediye otobüsüne binerek, 2-3 dakikalık bir yolculuktan sonra, Prag otobüslerinin park ettiği otopark bölümüne gidebilirsiniz.