Sanırım: bu satırların okurları olan sizler, bir şekilde: Ankara Esenboğa hava alanını kullanmışsınızdır ki, ben defalarca kullandım.
Esenboğa hava alanı: özellikle karlı günlerde ve yoğun mesai saati başlangıç ve bitiş saatlerinde ulaşım sıkıntısı ve hava alanının bulunduğu yerin sürekli esmesi, yoğun ve sürekli sis olması ve hatta bazen sanırım yakınlarında bulunan ahırlardan kötü kokuların gelmesi ile hatırlanmaktadır.
Peki: bu hava alanının isminin neden “Esenboğa” olduğunu hiç düşündünüz mü?
Çünkü “Esenboğa” kelimesi ilginç, ilginç çağrışımlar yapıyor. Evet: kelimenin kökenini ve niye buraya bu ismin verildiğini inceledim, buyurun hikayesi aşağıda.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, Ankara’nın yeniden planlanması gündeme geldiğinde, 1927 yılında yapılan uluslar arası yarışma sonucunda, yarışmayı kazanan Alman Hermann Jansen’in şehir planına göre, hava alanı bugünkü Tandoğan Meydanının olduğu yerdedir.
Esenboğa hava alanının inşaatına 1955 yılında başlandı. Halen kullanılmakta olan büyük uçak hangarı: 1954 yılında yapıldı. Kule ve yolcu hizmetlerinin verildiği müşterek terminal ise, 1958 yılında hizmete açıldı.
Artan yolcu trafiğini karşılamak için, 1984 yılında yeni bir iç hatlar terminali yapıldı. Ertesi yıl ise, yeni bir pist açıldı. 2006 yılında ise: hava alanı tamamen yenilendi ve 16 Ekim tarihinde hizmete girdi.
Gelelim alanın ismine yani “Esenboğa” kelimesine.
“Esenboğa” kelimesi düşünüldüğünde akla ilk gelen: sanki sürekli “esen” bir rüzgar veya “gürleyen bir boğa” düşünülmektedir.
Ancak, bu elbette böyle değildir, kelimenin kökeni; 1402 yılında yapılan “Ankara” savaşından gelmektedir. Hatta, yine neden olduğu anlaşılmayan bir sebeple: alana bu savaşta Osmanlı’yı yenen ve tarihte ender görülecek şekilde, bir Osmanlı padişahını esir alan Timur’un generallerinden birinin ismi: evet nedendir bilinmez, ülkemizin başkentinin hava alanına isim olarak verilmiştir.
Daha ayrıntıya girelim. 1402 yılındaki Ankara savaşında, Orta Asya’dan kalkıp Anadolu’nun içlerine kadar gelmiş aksak (bir ayağı kısadır) Timur: Osmanlı güçlerini perişan etmiştir.
Onun generallerinden birinin ismi ise “İsen Buga” yani “mutlu ve sağlıklı öküz” dür.
Kendisi: Asya’daki Türk imparatorluklarından biri olan Çağatay Devletinin hükümdarıydı, ama Timur: 1381 yılında kendi imparatorluğunu kurunca, onun hakimiyetini kabul eden hükümdar, sultanlar ve hakanlar: bağımsız devlet olmaktan çıkıp Timur’un birer generali durumuna geldiler.
İşte “İsen Buga” da bu durumda idi ve Timur’un generallerinden biri olarak emrindeki birliklerle savaşlara katılıyordu.
Kendisi, 1402 yılındaki Ankara savaşında, fil birliklerinin komutanıydı ve karargahını, bugünkü Esenboğa hava alanının bulunduğu yer yakınlarında kurmuştu.
Savaş sırasında, özellikle Timur’un iki oğlunun ön saflarda savaşan birliklerinin bozguna uğrama ihtimali söz konusu olduğunda fil birliklerini öne sürerek muhtemel Timur ordularının yenilgisine engel olması ile önem kazanmıştır.
Hatta, söylenenlere göre: savaşın geçtiği burada bir an gelmiş, sis basmış ve İsen Buga, fillerini siste saklamış ve birden sisin kalkması ile tank gibi filler ortaya çıkınca, Osmanlı süvarilerinin atları ürkmüş ve bozguna uğramışlardır.
Günümüzde de burada aniden sis bastırmakta ve sis aniden çekilmektedir. Hatta: hava alanının bu sürekli sis li bölgeye neden yapıldığı da meçhuldür.
Ankara savaşı: elbette Osmanlı için tam bir hüsran, yenilgi, Padişah Yıldırım Beyazıt’ın ölümü ve ardından Osmanlı devletinin parçalanması ile devam eden bir sürece neden oldu.
Savaşın ardından, Timur orduları bölgeden çekilmiş ancak burada bir kısım birlikleri kalmış ve bunlar, yörede Türkmen köyleri oluşturarak yaşamaya başlamışlardır.
Evet: Ankara savaşı günümüzde bu hüzün yanında: savaşın yapıldığı Çubuk ovasında: Timur zamanında yapılmış bir hamam kalıntısı ve günümüzde de toprağın altında bulunabilen ok ve savaş baltaları parçaları ile hatırlanmaktadır.
Öte yandan, Timur’un generallerinden birinin isminin, hava alanına verilmesi konusuna gelince: 1930’lu yıllarda Ankara’da Etimesgut hava alanı ihtiyaca cevap vermeyince, Esenboğa denilen küçük yerleşim yerinin bulunduğu burada yeni bir havaalanı yapılmasına karar verildi ve inşaat tamamlandığında, alana, bulunduğu yerin ismi verildi.
Yani: Timur’un generallerinden biri, hatta Osmanlının yenilgisinde baş rolü oynayan ve Osmanlının dağılmasına sebep olan bir kişinin ismi: ülkemizin başkentinin hava alanına isim olarak verildi.
Evet, buranın ismi hakkında bir efsaneden daha söz etmek istiyorum. Gerçeklik payı az olsa da şöyle bir anlatım söz konusudur “bu hava alanı, Esenboğa isimli bir şefin idaresindeki Kızılderili kabilesi toplu mezarı üzerine yapılmıştır ve bu yüzden uçaklardaki rötarların ve havadaki sisin sebebi budur”
Gelelim sonuca: Türk Tarihi incelendiğinde, bir kısım yazarlar, bu kişinin yani İsen Buga’nın bir Türk generali olduğunu ileri sürmekte ve hava alanının isminin bu şekilde kalması yönünde fikir ortaya atmaktadırlar.
Bence: her ne kadar alışılmış bir isim olması ve bugüne dek insanlarımızın bu ismin kökenini bilmeme ve hatta merak etmemeleri nedeniyle, isim öylece kalmıştır. Ancak, yakın tarihimizde birçok ünlü ve bu ülkeye hizmeti geçmiş Türk insanı varken, hava alanına gidip te her ne kadar Türk kökenli olsa da, Timur’un generallerinden birinin ismini vermek, hatta Osmanlının parçalanmasının en büyük sebebi olarak kabul edilen bir kişinin ismini vermek ne kadar anlamlı?
Şehir: “Büyük Elma” ve “Uyumayan Şehir” olarak da tanımlanır. 24 saat açık olan metrosu ve yoğun trafiğiyle biraz önce söylediğim gibi, hiç uyumayan şehir lakabı buraya uygun görülmüştür.
Amerika’nın en kalabalık şehri ve dünyanın en kalabalık Metropolitan alanlarından birisidir.
New York: rahat bir şehirdir, çekicidir, kolaylıkla gezilir ve dünyanın en güvenli büyük şehirlerinden birisidir. Dünyanın “Kültür Başkenti” olarak tanınır ve bilinir. Ayrıca: önemli uluslar arası diplomasi merkezi olan “Birleşmiş Milletler Genel Merkezi” buradadır.
Evet, şehir hakkında bazı sayısal bilgiler vermek istiyorum.
Şehir: dünyanın en büyük doğal limanlarından birinin üzerine kurulmuştur.
Yönetim olarak, 5 ilçesi bulunmaktadır. Bunlar: Manhattan, Brooklyn, Queens, Bronx ve Staten Island’dır.
Şehir merkezindeki nüfus, yaklaşık 8 milyondur ve çevredeki banliyöler ile bu nüfus yoğunluğu, 12 milyona kadar çıkmaktadır. Bunun yanında, şehir önemli bir göçmen şehridir ve bu şehirde, 170 farklı dil konuşulmaktadır.
Şehrin yüzölçümü: 778 kilometrekaredir. Sahillerinin toplam uzunluğu: 29 km. dir. Şehirde 1100 park, bahçe ve oyun alanı bulunmaktadır. Müze sayısı ise, 120 dir. 400 galerinin bulunduğu şehirde, 30’dan fazla alışveriş merkezi ve 400 tiyatro bulunur. Gökdelenlerin sayısı 100 iken, kilise sayısı 3500 dir. 25.000 restoran şehirliler ve ziyaretçilere hizmet eder.
12.000 taksi ise, şehir içi ulaşımının can damarıdır. Her gün yaklaşık 4 milyon insan, şehir metrosunu kullanır. 2.5 milyon kadar insan ise, şehir içi ulaşımında otobüs kullanır. Evet: şehrin caddelerinde gezerken: İrlandalı, İtalyan, Çinli, Yahudi, Alman, Porto Rikolu ve Afro-Amerikalıları, beyaz Anglo-Sakson Protestanları görecek ve bunların arasında kaybolacaksınız.
Evet, gelelim ziyaretçilere, her yıl 17 milyon insan, New York şehrini ziyaret etmektedir.
Amerika New york Genel
ULAŞIM
Şehirde, üç büyük havaalanı bulunmaktadır. Ama, hangi havaalanını kullanırsanız kullanın, şehir trafiğine kapılmadan uçak kalkış saatine yetişmek için çok önceden hareket etmenizi öneririm, çünkü muhteşem bir trafik oluyor ve uçak kaçırmak mümkündür.
En büyük havaalanı “John F. Kennedy Airport, JFK” havaalanıdır.
Burası: “Queens” ilçesindedir ve “Midtown Manhattan”dan, 24 km. uzaklıktadır. Havaalanında, 9 terminal bulunmaktadır. Bu yüzden uçuşunuzun hangi terminalden olduğunu mutlaka bellemelisiniz. Burada, toplu taşıma için: “Ground Transportation” yazılı tabelaları takip etmeniz gerekir. JFK havaalanından, Manhattan’a yaklaştıkça, gökdelenlerin muhteşem etkileyiciliğini görürsünüz.
Taksi kullanmak isterseniz: bagaj teslim alanı dışındaki sarı taksileri kullanabilirsiniz. Bunlar ile, Manhattan merkezine yaklaşık 30-60 dakika arasında ulaşabilirsiniz. Ancak, taksi kullanacaklar için, üniformalı şöförlerin kullandıkları taksileri tercih etmelerini öneririm.
New York Airport Service noktasından hareket eden otobüsler, taksilerle aynı sürede yolculuk yaparlar. Her 15-30 dakikada bir hareket eden bu otobüsler, 15 Dolar karşılığında, Grand Central Terminal, Penn İstasyonu ve Port Authority Otobüs garajına kadar giderler.
Yoğun trafikten kaçınmak isterseniz, metroyu tercih etmenizi öneririm. Gerek trafikten uzak durması ve gerekse kara yolculuğuna göre çok daha ucuz olması tercih sebebidir. Ancak, metro, yorucu, külfetli ve zaman alıcıdır.
Şehirdeki diğer havaalanı “Newark Liberty Airport” havaalanıdır.
New Jersey bölgesindedir ve şehir merkezinden 26 km. uzaklıktadır.
Buradan: şehir metrosuna ulaşan servisler bulunmaktadır. Ayrıca: buradan taksi kullanmak isterseniz, muhtemelen şehir merkezine ulaşmak için, 40-60 Dolar arasında ücret ödemeniz gerekir. Otobüs kullanırsanız, bu kez: 15-20 Dolar ödemeniz gerekir.
“Fiorello La Guardia Airport” havaalanı, genellikle iç hatlara hizmet vermektedir. Ayrıca, Kanada ve Karayipler için uçuşlar buradan yapılır. Burası, Manhattan şehir merkezine, 14 km. uzaklıktadır. Buradan şehir merkezine taksi ile ulaşmak isterseniz, 20 dakikalık bir yolculuk için, muhtemelen 20-30 Dolar ödemeniz gerekir.
Amerika New york Genel
ELEKTRİK
Amerika’nın birçok şehrinde olduğu gibi New York şehrinde de elektrik akımı: 110-120 Volttur. Yani, siz yanınızda götürdüğünüz elektrikli cihazları kullanmak isterseniz, mutlaka “3 fişli” bir adaptör almanız gerekir.
Ayrıca, bu ülkeden alacağınız elektronik cihazları ülkemizde kullanmak için de, bu tür bir adaptör gerektiğini unutmayın. Özellikle cep telefonunuz için veya traş makinanız için, mutlaka bu adaptörü ya Türkiye’den gitmeden alın, ya da gittiğiniz gibi arayıp bulmalısınız.
Amerika New york GenelAmerika New york Genel
ŞEHİR İÇİ ULAŞIMINDA METRO
Şehirde metro ağı çok yaygındır. Eğer, başka bir şehirden karayolu ile buraya gelecekseniz yani araç kiraladı iseniz, metronun en dış hatlarından birinin istasyonundaki otoparka aracınızı bırakmanızı ve gezinizi metro kullanarak yapmanızı öneririm, çünkü şehir merkezine yaklaştıkça araç kullanımı yani trafik ve araç parkı mümkün olmamakta, park yerleri muhteşem yüksek ücret ödeyerek kullanılmaktadır.
Benim size önerim, şehri gezmek için mutlaka metroyu kullanın. İlk metro istasyonundan bir metro haritası alın ve gideceğiniz yerleri belirleyerek, renklerine göre metro kullanın.
Metro kullanımı için, istasyonlarda para attığınızda alabileceğiniz tek seferlik biletler olduğu gibi çok kullanımlı “Metro Cart” da edinebilirsiniz.
“Tek Ride Metro Card”: Satın alındıktan sonra, 2 saat için sınırsız kullanım sunar. Ücreti: 2.5 dolardır.
“Pay-Per Ride Metro Card”: Yerel otobüs veya metroya bindiğinizde, kartınızdan 2.25 dolar düşer. Ekspres otobüs gezisinde ise 5.5 dolar düşer. Ama, karta her zaman para yükleyebilirsiniz. Kart maliyeti: 4.5 dolardır. 10 dolar ve daha yukarı para yüklemelerinde: % 7’lik bir ikramiye elde edilir.
Yani 10 dolar ödediğinizde , kartınıza 10.70 dolar yüklenir. Şehirde birkaç gün kalmayı düşünüyorsanız, bunu almanızı ve kullanmanızı öneririm. Son bir not: bu kart alırsanız, metro ve yerel otobüs transferlerinizde (2 saatlik bir süreçte) iki yerine tek biletle seyahat edebiliyorsunuz.
“Sınırsız Ride Metro Card”: 7 günlük 29 dolar karşılığında ve 30 günlük 104 dolar karşılığında alınan bu kart: şehirde uzun süre kalacaklar için idealdir.
Metro hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Metrolar kirlidir ancak 24 saat çalışan metrolar, şehirde bir yerden bir yere ulaşmak için en iyi vasıtadır. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, mesafe bakılmaksızın bir biniş 2.25 dolardır ve bu bilet ile metro hatları arasında transfer yapabilirsiniz.
Geçmişte metrolarda birçok kanun dışı uygulama olmasına rağmen günümüzde gerekli önlemlerin alındığı görülüyor.
Amerika New york Genel
TAKSİLER
Şehirdeki taksiler genellikle “Manhattan” ve hava alanlarında bulunmaktadırlar. Diğer 4 ilçede, pek taksi bulmak mümkün olmamaktadır.
Şehirdeki resmi taksiler “sarı” renklidir. Aracın kaputu üzerinde “madalyon” ve çatısında ise “taksi numarası” ve “ışık” bulunmaktadır. İlk hareket 2.5 dolar ile başlamaktadır ve her km için 0.5 cent işler ve gece ücreti farklıdır, taksimetreler bulunmaktadır.
Bazı taksiler kredi kartı kabul etmektedirler, ancak kredi kartı kabul etmeyen taksi şoförleri, binmeden önce sizi uyarırlar.
Taksinin tepesindeki ışık yanmıyorsa: o taksi meşguldür. Taksiler hakkındaki son ve önemli uyarım: taksiler öne 1 kişi ve arkaya 2 kişi haricinde kesinlikle yolcu almazlar.
Yani: 4 veya daha fazla kişi iseniz, birden fazla taksi tutmanız gerekir, bir taksiye binmek için asla ısrar etmeyin. Manhattan bölgesinde taksi bulmanın çok zor olduğunu ve özellikle iş çıkış saatlerinde asla taksi bulamayacağınızı da belirtmek isterim.
Amerika New york Genel
İKLİM
Sonbaharın son dönemi, oldukça güzeldir. Hava sıcaklığı: Haziran ayında 25 derece civarına ulaşır. Daha sonra yaz sıcakları başlar. Temmuz ve Ağustos aylarında, rutubet yükselir ve sıcaklık ortalama 28 derece civarına yükselir. Kasım ayına doğru, hava şartları yumuşar ve rüzgarlı-fırtına mevsiminin gelmesiyle, kar beklentisi başlar. Kışın ortalama sıcaklık 2 derece civarına inmektedir.
Yaz aylarında, hava sıcaklıklarının yükselmesiyle; aileler kumsallara yönelir ve şehir sakinleştiği için: mağazalar ve restoranlar daha uygun ücret sunarlar.
Şehri kışın ziyaret etmek isterseniz: sıkıca giyinmeniz gerekir, fakat şehirdeki etkinlikler sizi yeterince hareketlendirecektir.
Evet ben bu şehri Temmuz ayında ziyaret ettim ve maalesef muhteşem bir yağmur ile karşılaştım. Yani, Temmuz ayı, tam yazın ortası derken, günümüzün yarısı, şiddetli yağmurdan korunmak için kapalı yerlerde beklemekle geçti. Bu yüzden: bu şehri ziyaret etmek isterseniz, bence yazın gitmelisiniz. Yani: Haziran-Temmuz-Ağustos ayları bu şehri ziyaret için en uygun dönemlerdir. Ama, hani olur a, nadir de olsa yağmura yakalanırsanız, kısa süreli beklemeler yapmanız gerekebilir.
Amerika New york Genel
ŞEHİRDEKİ ETKİNLİKLER
OCAK-ŞUBAT AYLARINDA
“Yılbaşı Gecesi”; “Times Meydanı”nda, gece yarısı olması ile birlikte, devasa bir top yuvarlanır ve yaklaşık meydanda biriken 1 milyon kişi, yeni yılın gelişini kutlar.
“Çin Yeni Yıl Kutlamaları” ise: Çin mahallesinde: aslan giysili dansçılardan oluşan geçit töreninde, ziller, gonglar ve davullar çalar.
MART-NİSAN AYLARINDA
“St Patrik Günü” alayı: 17 Mart gününde düzenlenir. Bu alayda: gaydacılar çalgılarını çalarken, bandolar “Fifth Avenue” den yürüyüşe geçerler.
“Cherry Blossom Festivali”: Broooklyn bölgesinde, Botanik Bahçesinde, kiraz çiçeği mevsiminin en canlı döneminde gerçekleşir.
“Paskalya Geçiti”: Nisan ayı başında yapılır. Geçit törenine katılanlar: çoğu zaman gösterişli ve çoğu zaman da dehşet verici başlıklar giyerler.
MAYIS AYINDA
“Fleet Week” yani “Mayıs Sonu” kutlamaları: askeri gemiler “Hudson nehri” ne dizilirler ve bir tak oluştururlar.
“Ninth Avenue İnternational Food Festivali”: Mayıs ayı sonunda kutlanan bu festivalde, Ninth Avenue bölgesinde, 37 ve 57’nci caddeler boyunca uzanan yiyecek tezgahları kurulur.
HAZİRAN-TEMMUZ AYLARINDA
“New York Film Festivali”: on gün boyunca süren sinema festivali düzenlenir.
“Museum Mile Festivali”: Fith Av. Bölgesinde, 82 ve 105’nci caddelerdeki dokuz müzeye giriş ücretsizdir.
“Macy’s 4 Temmuz Havai Fişek Gösterisi”: East River üzerinde, gökyüzünde gösteriler düzenlenir.
“Midsummer Night Swing”: Lincoln Centrer’daki Fountain Plaza’da büyük bandolar sokakta dans partileri düzenlerler.
AĞUSTOS AYINDA
“Lincoln Centre Out of Doors”: Bu, 1 ay süren bir müzik ve dans festivalidir.
“How.Festival”: Bu festivalde; günlerce müzik ve tiyatro gösterileri düzenlenir. Ayrıca: “Wigstock” isimli “zenne” yarışması da düzenlenir.
EYLÜL-EKİM AYLARINDA
“San Gennaro Şenliği”: Küçük İtalya bayramında, Napoli Azizi kutlanır.
“Harlem Haftası”: 1 ay süren bu etkinliklerde, İspanyol ve zenci kültürüne ait yiyecek, müzik ve film festivalleri düzenlenir.
“New York Film Festivali”: Her yıl, Eylül ayının son “Cuma” günü başlayıp 17 gün sürer. Festivalde, Lincoln Merkezinde, yeni yükselen yeteneklere yer verilir.
“Greenwich Willage Hallloween Geçiti”: Bu etkinlik gece gerçekleştirilen eğlenceli bir geçittir. Siwth Av. de başlar ve Spring St. den 23. St. Kadar sürer.
KASIM-ARALIK AYLARINDA
“New York şehir maratonu”: Bu 42 km. lik koşu, beş ayrı ilçeyi kapsar ve Staten İsland’dan başlayarak, Central Park’ta biter.
“Macy’s Şükrün Günü Geçidi”: Kasım ayının, dördüncü “Perşembe” günü saat 09.00’da başlayan etkinliklerde: helyum gazı doldurulmuş, devasa balonlar “Central Park West” üzerinde yüzdürülürler.
“Christmas Ağaç Işıklandırma Töreni”: Rockkefeller Center’de kurulan bir ağaçta, 30.000 ampül aynı anda yakılır.
“Chrismas Vitrinleri”: Fifth Avenue’deki mağazalarda, tatil dönemine ait süslü vitrinler hazırlanır.
Amerika New york Genel
TATİL GÜNLERİ
1 Ocak Yeni yıl günü.
19 Ocak Martin Luther King günü.
16 Şubat Başkan günü.
12 Nisan Paskalya günü.
25 Mayıs Anma günü.
4 Temmuz Bağımsızlık günü.
7 Eylül İşçi günü
12 Ekim Columbus günü.
11 Kasım Kıdemliler günü
26 Kasım Şükran günü
11 Aralık Hanukah
25 Aralık Christmas günü.
Amerika New york Genel
AMERİKA’YA GİRİŞLE İLGİLİ BİRKAÇ ÖNEMLİ HUSUS
Amerika’ya gelen yetişkinlerin, gümrüksüz 100 dolar değerinde hediye taşıma hakları vardır. 10 bin doların üzerindeki nakit para ya da parasal değere sahip olan eşyalar: girdiği-çıktığı anda kaydedilmek üzere serbesttir. Havaalanında bunlar için gümrük formu doldurmanız gerekir.
Uçak yolculuğunuz sırasında: havayolu şirketi veya yolculuk sırasında size verilecek olan “I-94” denilen bir formu doldurmanız gerekir. Bu formda: posta kodu dahil olmak üzere, kalacağınız yerin adresini yazmanız şarttır. Bu formu mutlaka uçakta doldurun, çünkü havaalanına indikten sonra gerek pasaport kontrolü ve gerekse valizlerin teslim alınması tam bir karmaşa yaratıyor.
Ülkeye giriş için, süresi en az 6 ay daha olan ve vize alınmış ve işlenmiş bir pasaport gerekir. Elbette: bizler için, uygun bir “vize” alınması da gerekli. Pasaportunuz “yeşil” de olsa, vize almanın zorunlu olduğunu bilmek gerek.
Yanınızda reçeteli ilaç bulundurabilirsiniz. Ancak, tüm ilaçlar, tam okunabilir kutularda olmalıdır.
New York polisi: lacivert üniforma giyerler. Ziyaretçilere çok yardımcı olurlar. Ancak, her zaman güvenlik kontrolü için, yanınızda resimli bir kimlik yani pasaport taşımanızda yarar vardır. Hırsızlık gibi polisi ilgilendiren bir işlem yapıldığında, mutlaka tutanak istemeyi unutmayın.
New York şehrinin çeşmelerinden akan su temizdir, ancak siz yine de şişe suyu tercih edin.
Amerika’da, hastanelerde tıbbı tedavi oldukça pahalıdır. Bu yüzden: seyahat ve sağlık sigortası yaptırmanız ve sigorta poliçesini yanınızda bulundurmanız gereklidir.
New York şehri, gerçekten çok büyüktür. Ama şehrin merkezi yerlerini yürüyerek gezebilirsiniz. Ancak, böyle bir tercih yaptığınızda, yanınızda çocuğunuz varsa, bence, onun dış ceplerinden birisine, üzerine telefon numaranız yazılı bir kağıt-not bırakmanızı öneririm.
Şehir alışveriş için pek de uygun sayılmaz, yani fiyatlar ucuz değil. Alışveriş mekanları çok ama fiyatlar yüksek, bu durum sizi şaşırtmasın.
Amerika’nın genel özellikleri hakkındaki yazım için Genel
Bergen şehri: 14 ve 16’ncı yüzyıllar arasındaki dönemde: Hansa ticaret imparatorluğunun en önemli ticaret limanlarından birisi olarak önem kazanmaktadır.
Bu nedenle, Bergen, Norveç ülkesinin önemli turistik merkezlerinden birisidir ve 2011 yılında, yaklaşık 900 bin turist, şehri ziyaret etmiştir.
Şehirdeki: küçük butikler, ofisler, restoranlar, sanat stüdyoları ve hatta esnaf atölyeleri, ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Siz de şehri ziyaret ederseniz: eski dar geçitler boyunca yürüyüşler yapabilir, ilginç tasarım ürünü hediyelik eşyalardan satın alabilir, ahşap mimari örnekleri yapıları görebilirsiniz.
Evet, Bergen, Norveç’in güneybatısında: Hordaland eyaletine bağlı ülkenin en büyük ikinci şehridir. 2010 yılı sayımlarına göre, şehrin nüfusu 300 bin kişidir.
Bergen: sıcak kanlı ve güler yüzlü Bergenlilerle dolu, bu insanlarda hiç telaş yok, trafik ve gürültü de yok.
Temmuz ve Ağustos aylarında buraya yolunuz düşerse: güneşin gece yarısına doğru yani saat 24.00 civarında battığını ve havanın kararmaya başladığını göreceksiniz ki, zamanın yavaş ilerlediğine tanık olabilirsiniz.
Zaten güneş batsa da, hava tam kararmıyor, gökyüzü alacakaranlık oluyor. Özellikle, güneşin bu durumuna kanıp, akşam yemeğini kaçırmak mümkündür.
Norveç Bergen
TARİH
1360 yılında bir Alman tüccar: Brggen denilen burada, bir liman merkezi kurmuştur. Buradan: takip eden 400 yıllık süreçte; bölgenin içlerine ithalat ve ihracat sürdürülmüştür.
Daha önce de sözünü ettiğim gibi, Bergen şehri, tarih boyunca büyük yangınlar geçirmiştir. En son olarak, 1955 yılından sonra, karakteristik ahşap evler yapılmış ve günümüze kadar korunarak gelmişlerdir.
Norveç Bergen
ULAŞIM
Bergen “Flesland” havaalanı, şehir merkezinden20 km. uzaklıkta, batıdadır. Havaalanı ile şehir merkezi arasında: otobüs, taksi, tekne bulunmaktadır.
Otobüs ile şehir merkezine ulaşmak isterseniz: 90 NOK ücret ödemeniz gerekir. Birkaç otobüs firması var, gideceğiniz yere göre, bu otobüslerden birini seçebilirsiniz. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki otobüs yolculuğu, yaklaşık 40 dakika sürmektedir. Otobüsler, her 15 dakikada bir hareket ederler.
Taksi kullanmak isterseniz: taksi durağı ana girişin tersindedir. Trafiğe bağlı olarak, yaklaşık 30-40 dakika içinde, şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Yine, birkaç taksi şirketi var, seçim yapabilirsiniz.
Burada sizlere iletmek istediğim ulaşım ile ilgili önemli bir diğer konu: Oslo-Bergen arasındaki ulaşımdır. Bergen-Oslo arası yaklaşık 500 kilometredir.
Büyük olasılıkla Norveç geziniz, Oslo şehrinden başlayacaktır. Oslo-Bergen arasındaki ulaşım: uçak düşünürseniz, yaklaşık 50 dakika sürmektedir. Tren düşünürseniz: Oslo-Bergen arasında, muhteşem bir tren yolculuğu yapabilirsiniz ki, bence bunu tercih edin. Seyahat yaklaşık 7 saat sürmektedir.
Norveç Bergen
ALIŞVERİŞ
Bergen şehrini ziyaret ederseniz: burada bulabilecekleriniz: ahşap oyuncaklar, şişeler, süs eşyaları, banyo oyuncakları, küçük mobilyalar, lambalar, bardak ve tabaklar olabilir.
Şehir merkezindeki en büyük alışveriş merkezleri yakınlarında: otobüs ve tren istasyonları bulunmaktadır. Özellikle: Torgallmeningen, Bergen Storsenter üzerindeki Strandgaten, Galleriet ve Kloverhuset alışveriş merkezleri, ilgi çekmektedir.
Ayrıca: yine tüm şehir merkezinde, küçük dükkanlarda hediyelik ürünler satılmaktadır. En iyi alışveriş caddeleri olarak: Ovregaten ve Lille Ovregate, Vetrlidsallmening, Torget ve Vagsallmeningen, Strandkaien ve Torgalimenningen meydanı çevresini düşünebilirsiniz.
BERGEN KART
Bergen şehrinde: şehir sınırları içinde, kültürel ve turistik mekanları ziyaret etmek, restoranlar ve otoparklardan yararlanmak, çeşitli müzeleri gezmek ve indirimlerden yararlanmak, ücretsiz otobüslere binmek ve Bybane yani hafif raylı sistemi kullanmak isterseniz “Bergen Kart” almanızı öneririm.
Bergen kart: 24 ve 48 saatlik olmak üzere, iki çeşit satılıyor. Bergen Turizm Danışma Bürosundan satın alabiliyorsunuz.
Norveç Bergen
SKYSS-HAFİF RAYLI SİSTEM
Skyss denilen sistem ile: otobüs ve hafif raylı sistem ile: Hordaland bölgesinde ulaşım sağlanmaktadır. Şehre gelen turistler: bu hafif raylı sistemi mutlaka kullanıyorlar, ilginç bir yolculuk oluyor.
Norveç Bergen
NE YENİR
Enhjorningsgarden bölgesinde bulunan “Enhjorningen Fiskerestaurant” şehrin yemek yenebilecek en güzel yeri olarak bilinir ve tanınır. Burada, ahşap zemin üzerinde ve boyalı duvarlar yanında: en iyi deniz ürünlerini tadabilirsiniz.
Bunun dışında, bir de “Tracteursted” denen restoran bulunuyor ki, burada deniz ürünleri dışında, yerel yemekler de servis ediliyor.
Yerel yemeklerde öne çıkan ise “Sumo” olabilir. Bu bir tür çorba ve şehriyeli yemek cinsidir. Ayrıca: taze mevsim sebzeleriyle birlikte servis edilir. Bunu tatmak isterseniz, Vaskerelven bölgesinde, Sinco restoranının düşünebilirsiniz.
Norveç Bergen
TURİZM
Norveç Bergen
Şehir ve Panorama Turu
Bu tur, bir orijinal tren ile: Torget denilen yerden hareket edilerek yapılıyor. Tur: ahşap binalar, renkli liman Bryggen boyunca devam ediyor, balık pazarı geçiliyor, Bergen merkezi sokaklarında devam ediyor.
Tur boyunca: Bergen şehrinin karakteristik ahşap evlerini görebilirsiniz.
Tur: yaklaşık 55 dakika sürüyor. Bergen Kart sahipleri, turdan % 10 indirimli olarak yararlanıyorlar.
Norveç Bergen
Bergen City Sightseeing
Üstü açık orijinal tur otobüsü: Ringnesveien denilen yerden hareket ediyor.
Otobüste: rahat koltuklara oturup, Bergen şehrinin tarihini keşfedebilirsiniz. Belli başlı yerlerde otobüs duruyor ve yolcular, buraları gezebiliyorlar. Ayrıca: yine tur boyunca, 8 dilde (elbette ve maalesef Türkçe yok) rehberlik hizmeti veriliyor.
Norveç Bergen White Lady fiyort turuNorveç Bergen White Lady fiyort turu
White Lady ile Fiyort Turu
Turistinformasjonen denilen yerden hareket ediyor.
Tur yarım gün yani yaklaşık 4 saat sürüyor. Dar fiyortların ve görkemli dağların arasında, muhteşem bir yolculuk, kesinlikle katılmanızı öneririm.
Zamanınız sınırlı ise, 1 saat süren turlar da var. Bu tur sırasında, denizden bakıldığında Bergen şehrinin en güzel görüntüsünü görebiliyorsunuz.
GEZİLECEK YERLER
Bryggens Museum-Bergen Şehir Müzesi
Dreggsalmenning bölgesinde, modern bir binadadır.
Müzede: 1955 yılında, Bryggen bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda bulunan buluntular sergilenmektedir.
Bunlar arasında: Avrupa seramik sanatı örnekleri, runik yazıtlar, ticaret-nakliye ve kültürel etkinliklere ait örnek objeler ve Ortaçağ’da bölgedeki günlük yaşamı gösteren objeler bulunmaktadır.
Sürekli koleksiyon yanında, müzede geçici sergilerde düzenlenmektedir.
Bergen Akvaryum
1960 yılında açılan deniz altı dünyası bölümü: Bergen şehrinde turistler için önemli bir cazibe merkezidir ki, özellikle çocuklu ziyaretçilerin, buraya mutlaka uğramalarını öneririm. Penguenler, ilgi çekiyor.
Morinalar da var. Hatta: tropikal bölümde: timsah, yılan, kertenkele gibi çeşitli hayvanları da izlemek mümkündür.
Akvaryum: Nordnesbakken adresindedir. Bergen şehir merkezine, yürüyerek 15 dakika uzaklıktadır. 60’dan fazla büyük ve küçük akvaryum bulunuyor.
Sinema bölümünde ise: 3D olarak, yani üç boyutlu olarak çeşitli ama yine denizle ve okyanusla ilgili filmleri izlemek mümkündür.
Norveç Bergen Denizcilik Müzesi
Bergen Denizcilik Müzesi
Haakon Sheteligs Plass adresindedir. Bergen Kart sahipleri, bu müzeye ücretsiz olarak girebilmektedirler.
Evet, Bergen Denizcilik Müzesi: Bergen Üniversitesi Kampüsü içindedir. Müzede: deniz arkeolojisi bulguları, denizcilik ve gemide yaşam objeleri ve en önemlisi Viking gemileri bulunmaktadır.
Hansa Müzesi
Kıyıda, eski Hansa binalarının birinde bulunmaktadır. Burada: 18’nci yüzyıldan kalma, bir tüccarın yaşamında kullandığı objeler sergilenmektedir.
Norveç Bergen Haakon HallNorveç Bergen Haakon Hall
Haakon Hall-Bergen Şehir Müzesi
Bergenhus Festning bölgesindedir. Bina: yaklaşık 750 yıllık bir kraliyet ikametgahı ve ziyafet salonudur.
Kral Hakon Hakonsson tarafından 1247-1261 yılları arasında yaptırılmıştır. 1261 yılında, kralın oğlu Magnus Hakonsos Lagabote’nin Danimarka prensesi İngeborg ile olan düğün töreni burada yapılmış ve 2000 kişi katılmıştır.
Zaten, o dönemde, Bergen, Norveç ülkesinin en büyük şehri olarak bilinmektedir.
Evet, burayı ziyaret ederseniz, kalın taş duvarlar arasında, ortaçağ döneminin ciddi törenlerinin ve kutlamalarının yapıldığı bir yeri görebilirsiniz.
Norveç Bergen Rosenkrantz Tower
Rosenkrantz Tower-Bergen Şehir Müzesi
Bergenhus bölgesindedir. Hakon Hall yakınındadır.
Yapı: Norveç ülkesinin en önemli Rönesans eserlerinden birisi olarak kabul edilmektedir.
Kulenin parçaları: 1270 yılından sonra, Hansa tüccarları tarafından bir güç göstergesi olarak sürekli olarak yükseltilmiştir.
1560 yılından sonra ise: Bergen kalesi valisi Erik Rosenkrantz tarafından: bir ikamet ve gözetleme kulesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Çatı bölümünde, etkileyici bir manzara bulunur ki, çatıya ulaşmak için gereken: dar ve karanlık merdivenleri tırmanmaya değer.
Norveç Bergen Alvoen Evleri
Alvoen Evleri-Bergen Şehir Müzesi
Godvik-Alvoen bölgesindedir.
Burada: Norveç’in en eski sanayi topluluklarından biri olan Fasmer ailesinin ve işçilerin evleri ve üretim binaları bulunmaktadır. 1921 yılında, Kong Haakon, Alvoen bölgesini ziyaret ettikten sonra: burada Fasmer aile işçileri için bir okul, banka, kütüphane ve toplum salonu yaptırmış ve küçük ve başarılı bir endüstriyel toplum yaratmıştır.
Burayı ziyaret ederseniz, geçmişte Norveç sosyal yaşantısına ait örnekleri görebilirsiniz.
Norveç Bergen Stave Fantoft Kilisesi
Stave Fantoft Kilisesi
Fana ilçesinde, Fantoftveien bölgesindedir.
Kilise ilk olarak, 1150 yılında, Fortun bölgesinde inşa edilmiştir. Ancak, 19’ncu yüzyıla gelindiğinde yıkılma tehlikesi altında iken, 1883 yılında, Frederick Georg Gade tarafından satın alınmış ve Bergen yakınlarında, Fantoft denilen yere parçalar halinde taşınarak yeniden inşa ettirilmiş ve kurtarılmıştır.
Kilisenin başından geçen ilginç bir öykü var. Kilisede, 6 Haziran 1992 tarihinde bir yangın çıkar ve tahrip olur. Önceleri yıldırım ya da elektrik arızasından çıktığı sanılan yangının: yapılan araştırmalar sonucunda kundaklama ile çıktığı tespit edilmiştir.
Kiliseyi kundaklayan ise “Norveç Black Metal” gurubu üyelerinden birisidir ve 1994 yılında yakalanmıştır.
Yangından sonra onarılan kilise, 1997 yılında yeniden ziyarete açılmıştır.
Norveç Bergen Floibanen Füniküler
Floibanen Füniküler ve Balık Pazarı
Füniküler ile kısa bir yolculuk yaparak, Floien dağı (deniz seviyesinden320 metre yüksekliktedir) en üstüne çıkar ve şehir merkezinin muhteşem bir manzarasını izleyebilirsiniz.
Feniküler: 26 derecelik bir eğimle tepeye çıkıyor. Gidilen yol ise, 830 metredir. Yolculuk yaklaşık 4 dakika sürüyor. Kabinin her tarafı camlı olduğundan, çevrenizi izleyerek yolculuk yapıyorsunuz.
Bu feniküler yolculuğu, şehir ziyaretçileri tarafından mutlaka tercih ediliyor ve özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında şehri ziyaret ederseniz, özellikle güneşin batışını izlemek için, geç saatlerde buraya çıkmanızı öneririm.
Geç saat demişken, net saat vereyim, burada güneş bu aylarda, saat 23.40-23.50 civarında batıyor, hatta batmıyor, batar gibi yapıyor, gökyüzü hala alacakaranlık görünüm veriyor yani tam bir karanlık hali yok, yine de güneşin bulutların arasından kayıp yok olduğunu izlemek ve fotoğraflamak mümkündür.
Evet, bu şehrin en iyi manzarası, Floyen tepesinden izleniyor, ama bu tepede uzun kalışlarda, rüzgarın sizi rahatsız edeceğini düşünün ve yanınıza yedek kıyafetler alın.
Güneş batımı dışında, biraz tepeden söz etmek istiyorum. Tepede, çocuklar için bir park alanı bulunuyor. Parkın içinde ise, ülkenin sembolü orman perileri “Troyller” heykelleri var.
Fisketorget-Balık Pazarı
Balık Pazarı: Vagen koyunun bittiği yerde bulunuyor. Pazarın bir yanında tarihi Bryggen bölgesi, diğer yanında ise Torgalmeningen meydanı bulunuyor.
Burada: birçok çeşit balık ve deniz ürünü bulup satın alabilirsiniz. Ayrıca: seçeceğiniz ürünleri anında pişirip servis eden yerler de var. Sabah 07.00 de kurulan Pazar yeri, akşam saat 19.00 da kapanıyor. Şemsiyelerin altında, tahta masa ve oturma yerlerinde oturup, sipariş vereceğiniz deniz ürünlerini yiyebiliyorsunuz.
Özellikle “karides” yemenizi öneririm. Değişik bir şey yemek isteyenler için “balina eti” öneririm.
Görünüm olarak ciğere benziyor ve kahverengidir. Tadı ise ekşimsidir. Ancak: söylenenlere göre, balina etinin insan sağlığı için zararlı olduğu da söyleniyor. Çünkü: denizlerde uzun yıllar yaşayan balinaların, denizlerin zararlı maddelerini bünyelerinde depoladıkları düşünülüyormuş.
Ancak, fiyatların ucuz olmadığını bilmeniz gerekiyor. Bu muhteşem lezzetleri tatmak için, biraz yüksek bedel ödemek şart.
Bu sırada, karşınızdaki “Vagen koyu” manzarasını da izleyebiliyorsunuz. Bu koyda, tarihi limanda demirleyen büyük gemiler var. Balık pazarında benim en çok ilgimi çeken, ren geyiği postu oldu, ilginizi çekerse bundan satın alabilirsiniz.
Torgalmeningen Meydanı
Bu meydan, Balık Pazarının biraz ilerisinde, trafiğe kapalı bir alandır. Bu meydan ve yanlardaki cadde ve sokaklarda, her türlü eşyanın satıldığı dükkanları bulabilirsiniz.
Meydanda bir de alışveriş merkezi var. Ama, bu alışveriş merkezinin içi son derece güzel düzenlenmiş olsa da, dış görünümü aynı bırakılarak, mimari bütünlük bozulmamıştır.
Evet, meydanın tam ortasında bir anıt ve hemen yanında bir havuz bulunuyor. Havuzun kıyısında oturan insanları ve hatta müzik yapan müzisyenleri görmek mümkündür.
Norveç Bergen Edvard Grieg MuseumNorveç Bergen Edvard Grieg Museum
Edvard Grieg Museum
Edvard Grieg Museum: Norveç ülkesinin en ünlü bestecisi Edvard Grieg (1843-1907) in evinde kurulmuştur.
Ünlü besteci, bu evde 22 yıl yaşamıştır. Nordas gölü kıyısındaki bu küçük evinde ünlü eserlerini bestelemiştir. Uçurumun kıyısındaki mezarda: ünlü besteci ve eşi gömülüdür.
Evi ise, bestecinin hayatı ve hatıraları ile doludur. 1995 yılında müze olarak düzenlenerek ziyarete açılmıştır. Burada, özel konserler de düzenleniyor.
Bergen şehrinin tarihi limanı ve kıyısındaki evlerden oluşan bu bölüm “Bryggen” olarak isimlendirilir ve 1979 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Burası: Bergen şehrinin eski iskelesidir. 1070 yılında: Kral Olav Kyree: Bergen limanında ilk balık ticaretini başlatmış ve bölge, Norveç aristokrasisinin merkezi olmuştur.
14 ve 16’ncı yüzyıllar arasındaki dönemde ise : Hansa bölgesi ticaret imparatorluğunun önemli bir parçası olarak kullanılmıştır.
Çünkü: Alman tüccarlar, burayı kuzey limanlarını kendi etkileri altına almak üzere kurdukları “Hansa Birliği”ne dahil etmişlerdir. Tarihi liman yanında: kendi yaşam alanlarını da kurmuşlardır ve bu yüzden, buradaki evlere “Hansa evleri” deniliyor.
Ancak, birçok yangın, özellikle de 1702 yılındaki büyük yangın: şehirden günümüze pek bir şey bırakmamış olmasına rağmen, yine de orijinaline uygun olarak yeniden inşa edilmişler ve son olarak, günümüzde görülenler, 1955 yılından kalmadır.
Bu evler, Kuzey Avrupa bölgesinde, eski ahşap kentsel yapılaşmanın örneği olarak günümüze kadar gelebilmiş en sağlam örneklerdir. Zaten şimdi: bu ahşap evler haricinde yangın tehlikesine karşı Bergen şehrinde ahşap ev yapmak yasaklanmıştır.
Evet, günümüzde, burada 62 tane koruma altındaki ev bulunuyor. Evlerin mimari yapısı: üçgen cepheli, yan duvarları zona ile kaplı, çatılar birkaç seviyelidir.
İç düzen ise, ortak bir avlu çevresinde döner şekilde yapılmıştır. Arka tarafta: yangına karşı korunaklı küçük bir taş depo-kiler bulunur.
Hansa evlerinin arasından girdiğinizde, arka tarafta yine ahşap evlerin ve yapıların sıralandığını göreceksiniz. Hansa tüccarlarının yaşam alanları olan bu bölge: gayet ilgi çekiyor, sokakların hepsi, geniş meydanlara açılıyor.
Hansa evlerinin alt katlarında ise, turistik ve hediyelik eşyalar satan dükkanlar bulunuyor. Evlerin bazılarının ikinci katlarında ise, kafeteryalar var.