Ağrı Tutak

Ağrı Tutak

Ağrı Tutak;

ULAŞIM

İlçe merkezi Ağrı il merkezine 40 km, Hamur’a 28 km, Patnos’a 39 km, Karayazı’ya 66 km Eleşkirt’e 70 km uzaklıktadır.

Ağrı Tutak

 

TARİHİ

Yörenin tarihi Urartulara gider.

Tutak isminin kökeni konusunda üç iddia vardır. Bunlara göre: ismin Farsça’dan alındığı ve iki anlama geldiği ve sonradan bu deyimin Tutak olarak değiştirildiğidir. Diğer iddia: yöreye ilk gelen Türkler tarafından tutulan yer anlamında Tutak isminin verildiğidir. Üçüncü ise: yörenin adını Alparslan ordusu komutanlarından olup, bu yörede konaklayan Tutak Bey’inden aldığıdır.

Osmanlı imparatorluğu döneminde, Van eyaletinin Beyazıt sancağına bağlı iken, 1919 yılında ilçe statüsü kazanmış ve Ağrı iline bağlanmıştır. Osmanlı salnamelerinde, buranın ismi “Antab” (Entab, Ayintab) olarak geçer. Antab ismi, 1894 tarihinde Tutak olarak değiştirilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı sırasında, Rus işgaline uğrayan bölgede bölgesel mahalli direnmeler devam ederken, 14 Nisan 1918 yılında Ruslar geri çekilmiş ve işgal bitmiştir.

Ağrı Tutak

 

GENEL

İlçe il merkezinin batısındadır. Ağrı-Van karayolu üzerinde, Murat nehrinin batı kenarında kurulmuştur. Denizden yükseklik 1565 metredir. Kara iklimi hakimdir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçer. Kışın yağan kar, Mart ayı sonuna kadar yerde kalır. Yörenin toprakları yüksek yayla karakterinde ve oldukça yüksektir.

Fırat nehrinin iki önemli kolundan biri olan Murat nehri ilçe merkezinden geçer. Murat nehri üzerinde, ilçe merkezinde, İstanbul Boğaziçi Köprüsüne benzetilen bir köprü bulunuyor.

İlçe halkı tarım ve hayvancılık yaparak geçimini sağlar.

NE YENİR

Tereyağlı kete yenir.

Ağrı Tutak

 

GEZİLECEK YERLER

YAZIT

Tutak ilçesine ait bir tarlada MÖ 755-745 yılları arasında yaptırılan bir yazıt bulunmuştur.

Yazıtta yazılı olanlar “Haldi’nin büyük gücüyle, Rusa’nın oğlu Argişti söyler, ben Bianlı ülkesinden buraya kara yolu yaptım ve Arsiani nehri üzerine köprü inşa ederek, adını Argişti köprüsü koydum. Haldi’nin büyük gücüyle, ben Rusa oğlu Argişti, güçlü kral, karaların kralı, Bianlı ülkesinin kralı, Tuşpa şehrinin yöneticisiyim. Rusa oğlu Argişti söyler, her kim bu yazıtı kırarsa, kim ona zarar verirse ve her kim bunları yaparsa, ona söyleyin fırtına tanrısı Haldi onu güneşin altında yok etsin. Güneşin laneti onun üzerine olsun. Bu yazıt, Arsiani nehri üzerindeki Argişti köprüsüne onun anısına dikilsin” Bu yazıtta, Urartu kralı II. Argisti tarafından, tarihteki en eski kara yollarından birisi olarak bilinen Van-Ağrı karayolu ve Murat nehri üstünde yaptırılan köprüden söz edilmektedir. Yazıtta, Murat nehrinin ismi “Arsiani” olarak geçer. Ayrıca yine kral, yazıta zarar verenler hakkında lanet etmektedir.

ATABİNDİ KÖYÜ

Atabindi Kaya Mezarları ve Kaya Yerleşimi

İlçe merkezine bağlı Atabindi ve Dayıpınar köyleri arasında, oldukça yüksek bir dağın zirvesindedir.

Burada, cephesi doğuya bakan, sarp bir kayalığın içine oyularak yapılmış kaya yerleşimi: giriş holü ve üç odadan meydana gelmektedir. Ön cephesi tamamen ulaşılması güç kayalardan meydana geldiği için, girişi batı yönünde üsttendir. Ancak dar giriş, üstteki kaya bloklarının çatlaması ve zamanla kayması ile kapanacak kadar küçülmüştür. Yani bir insan ancak sürünerek girebilir. Girişten sonra, kaya bloğu aşağıya doğru oyulmuş 12 basamaklı bir merdivenle ön odaya inilir. Ön oda yaklaşık 4 x 2 metre ebadındadır. Doğu duvarı ortasında bir pencere bulunur. Bu odanın duvarları oldukça düzgün bir biçimde yontulmuştur. Odanın batı duvarı ortasında, içe doğru oyulan bir haç motifi bulunan dikdörtgen kapı vardır. Bu kapı ile geniş bir alana geçilir. Yaklaşık 6 x 8 metre ebatlarındaki bu odanın doğu duvarı giriş kapısının kuzeyinde dışa doğru oyulmuştur. Odanın duvarlarının tavana yakın kısmında, boydan boya yuvarlak kemerli küçük nişler bulunur. Kaya mezarlarının üst kısmında, Urartu dönemlerinde kalelerde sıkça rastlanan kutsal işaretler olarak adlandırılan kaya işaretleri bulunur. Bu kaya işaretleri, son zamanlarda çevresine çeşitli yazılar yazılarak tahrip edilmiştir. Evet, burası tamamen korumasız durumdadır, kazak kazılar ve doğal tahribatlar yoğundur.

Atabindi Köprüsü

İlçe merkezine 19 km uzaklıkta, Atabindi köyünün içinden geçen çayın üzerine kurulmuştur. Ancak günümüzde tamamen yıkılmış, sadece ayakları kalmıştır. Köyün yaşlılarının verdiği bilgiye göre, köprü tek gözlü bir açıklığa sahip iken köprünün yan taraflarında da iki adet boşaltma gözleri varmış. Siyah bazalt taşı kullanılarak yapılan köprünün, doğu ayağının yanına DSA tarafından beton dökülerek zarar verilmiştir.

DAMLAKAYA KÖYÜ ŞEHİTLİĞİ

İlçe merkezine bağlı Damlakaya köyündedir.

Köyün batısında köy mezarlığı içindedir. Çevresi, 1 metre yükseklikte, köy sakinleri tarafından dere taşlarıyla örülmüştür. Girişi, doğudan demir bir kapı ile sağlanır. Şehitlikte 2 mezar bulunur. Bu mezarlarda, son Rus işgali sırasında yani 1914yılında Rus ordularına karşı kahramanca savaşan Hamidiye Alay Komutanı Abdülmecid Bey ve Rus ordularına karşı savaşan ve Şeyh Abdülaziz Bey yatmaktadır. Savaş esnasında ikisi de burada şehit düşmüşlerdir. Ayrıca: yine Rus işgali sırasında, bu köy civarında cereyan eden çatışmalarda, bu civarlara kadar savaşmak için gelip soğuktan ve çeşitli hastalıklardan dolayı şehit düşen ve Arap olduğu söylenen 7 şehit de, şehit oldukları yerden getirilip buraya gömülmüşlerdir.

ÇIRPILI KÖYÜ KALESİ

İlçe merkezine 14 km uzaklıkta bulunan Çırpılı köyünün kuzeydoğusundadır.

Yüksek ve oldukça sarp bir tepenin üzerine kurulu kalenin üç tarafı uçurumlarla çevrilidir. Arazinin doğal yapısına uygun olarak doğu-batı doğrultusunda uzanan kalenin, kuzeydoğu ve güneydoğu tarafları dik uçurumlarla çevrilidir ve bu bölümlere savunma duvarı yapılmamıştır. Kuzeybatı yönü, hafif eğimli olduğundan savunma duvarı yapılmıştır. Ancak bu bölümdeki savunma duvarının taşları, bulundukları yerden çıkıp aşağıya doğru kaymıştır. Kalenin güneybatı bölümünde andezit taşından yapılan savunma duvarının iki sırası günümüze ulaşmıştır. Kalenin doğu yönünde, bir su yolu ile ulaşılan bir su sarnıcı vardır. Sarnıç oldukça derindir, sarnıca kayaya oyulmuş dik merdivenle inilir. Sarnıcın doğuya açılan bir penceresi vardır. Kaçak kazılar ve doğal tahribat yapıya çok zarar vermiştir. Kalenin üst platformu sonradan kaçak kazılarla tahrip edilmiştir. Kaçak kazılar sırasında bulunan çanak-çömlekler parçalanarak atılmıştır.

Ağrı Tutak Karagöz Kilisesi

 

KARAGÖZ KİLİSESİ

İlçe merkezinin 26 km batısında, Dayıpınarı köyü yakınında, kayalık arazidedir. Kilise kayalara oyularak yapılmıştır. Kiliseye giriş, kayalara oyularak yapılmış merdivenle sağlanır. Ortada geniş bir alan, yanlarda odalar, raflar ve pencereler vardır.

KAN KALESİ-KALE-İ HUM

İlçe merkezinin 15 km batısında, Dönertaş köyü yakınlarındadır. Ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmez. Zencir kale ile aynı tarihte yapıldığı düşünülmektedir. Kaleden günümüze sadece temelleri kalmıştır.

ZENCİR KALE

İlçenin güneyinde, Katavin dağındadır. Yapılış tarihi ve yaptıranlar bilinmemektedir. Kalenin köşelerinde zencir sallandığı için, bu ad verilmiştir. Kale, günümüzde yıkık durumdadır. Kale hakkında birçok efsane ve söylenti vardır.

Ağrı Tutak İsaabat Köyü Kilisesi

 

İSAABAT KÖYÜ KİLİSESİ

İlçe merkezinin 11 km uzağında, İsaabat köyündedir. Köyün kuzeydoğusunda yerleşim alanları arasında kalmıştır. Ancak günümüzde oldukça harap durumdadır.

Kilisenin sadece kuzey duvarı ve kuzeydoğu köşede bulunan apsis kemerinin küçük bir bölümü günümüze ulaşmıştır. Kaplama taşları, siyah bazalt taştandır ancak köylüler tarafından sökülerek köyün okulu ve evlerinin inşaatında kullanılmıştır. Moloz taşlarla örülen dolgu duvarında Horasan harcı kullanılmıştır. Batı duvarında iki pencere bulunur. Kilisenin orta kısmında, bir kütle halinde duran ve çevredeki kaplama taşları sökülen bir mimari parça bulunur. İçerisine çanakların gömülü bulunduğu bu mimari parça, muhtemelen üst örtüye ait olmalıdır. İçinde gömülen çanaklar ise, ses akustiği sağlamak amacıyla konulmuştur.

MÜNEVVER VE HÜNKAR ŞEHİTLİĞİ

İlçe merkezinde, Kaymakamlık binasının kuzeyinde, Murat Mahallesinde Maksut Irgat evinin arkasındadır.

Burada 1877-1878 yılları arasında yapılan Osmanlı-Rus harbinde şehit olan bir kadın ve bir erkek yatmaktadır. Şehidin biri bahçe dışındadır. Bugün 124 yaşında olan ve 93 Harbini gören Maksut Irgat’ın anlattıklarına göre, 93 Harbinde, Tutak’a giren Rus kuvvetlerinin top ateşi sırasında parçalanarak şehit olan Münevver adlı kadın ve kocası Hünkar burada yatmaktadır. Komşusu olan bu şehitleri, kendi elleriyle şehit oldukları bu yere defnetmiştir. Şehitlerin çevresi, Maksut Irgat tarafından 75-80 cm yükseklikte dere taşlarıyla çevrilmiştir. Şehitlikte Münevver isimli kadınla, kadının yanında ziyaret olduğu belirtilen bir mezar daha vardır. Hünkar isimli şehidin mezarı ise, etrafı çevrilen şehitliğin dışında kalmıştır. Şehitlik içinde ayrıca bir ziyaretgah daha vardır. Bakım durumu iyi değildir.

Ağrı şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.