Ankara Çubuk

Ankara Çubuk

Çubuk denilince, uzun yıllara dayalı bir Ankaralı olarak benim aklıma ilk gelenler: turşu ve barajlardır. Çubuk turşusunun ünü, ülke çapında yayılmıştır ki, yolunuz düşerse mutlaka turşu tatmalısınız.

Bir de, burada bulunan barajlar, ülkemizin ilk barajları ve eski yılların büyük su kitlesi kıyısındaki piknik alanları olarak dikkat çekmektedir.

Burayı ziyaret ederseniz, ilçe merkezinde veya Karagöl yolu üzerindeki turşu satıcılarından mutlaka turşu satın almalısınız, çünkü bu turşular, aşırı tuz ile değil sirke ağırlıklı olarak yapılıyor ve yediğinizde ağızda tuz tadı olmuyor.

Bir de, meraklısı bilir “Çubuk şarabı” meşhurdur.

ULAŞIM


İlçe, Ankara şehir merkezine 39 km. uzaklıktadır. Yol asfalttır. Çubuk-Ankara arasında, çok sık otobüs seferleri düzenlenmektedir.

Çubuk-Pursaklar arasındaki uzaklık: 27 km. Çubuk-Akyurt arasındaki uzaklık: 15 km. Çubuk-Şabanözü arasındaki uzaklık: 46 km.

Ankara Çubuk

TARİH

Yöre: Malazgirt savaşının ardından, Anadolu bölgesine yayılan Selçuklu komutanlarından “Çubuk Bey” tarafından ele geçirilmiştir.

Çubuk kelimesi, Türklerde “erkek ismi, aşiret ismi, yer adı” olarak kullanılmıştır. Çubuk isminin de 11’nci yüzyılda, Selçukluların Sultan Melikşah döneminde Anadolu’daki fetih hareketlerine katılan Türk Beyi, yani Çubuk Bey’den almış olduğu biliniyor.

Başka bir söylentiye göre ise: Çubuk yöresinin bulunduğu ovanın suyu oldukça boldur. Bundan dolayı, yerleşim alanı çayırlık, çimenlik, kavak, söğüt ve bağ çubuklarıyla kaplıdır. Daha önce çayırlık olan bölgeye, çubuğu bol olmasından dolayı Çubuk adı verilmiştir.

Türkler, burayı ele geçirdikten sonra, yöre uzun süre Oğuz Türkleri tarafından iskan alanı olarak kullanılmıştır. Konar-göçer durumdaki birçok Türk aşireti, buraya gelerek yerleşik konuma geçmişler, ziraat, hayvancılık ve tarımla uğraşmaya başlamışlardır.

Aşiretler yerleşik hayata geçmelerine rağmen, yayla hayatını sürdürmeyi devam ettirmiştir. Bölge halkı, 16’ncı yüzyılda, Aydos dağındaki yaylalara çıkarmış. 16’ncı yüzyılda, Çubuk, Osmanlı Taşra Teşkilatında Ankara Sancağına bağlı bir kazaydı.

Ancak kazanın bir merkezi bulunmuyordu. 250 civarındaki köy, Çubuk adı altında bu kazayı oluşturuyordu. Bu dönemde, müstakil olarak Çubuk Pazarı ismini taşıyan bir köy de vardı.

İlçenin ismi, tarih sahnesinde ilk olarak, 1402 yılında, Çubuk ovasında yapılan, Ankara savaşı ile duyulmuştur. Ankara savaşı: Timur imparatorluğu ile Osmanlı devleti arasında; Ankara’nın kuzey doğusunda, Çubuk ovasında ve ilçenin köylerinde yapılmıştır.

Osmanlı devleti, Ankara savaşı ile, ilk yenilgisini almıştır. Yıldırım Beyazıt ise, Timur’un komutanı Mahmut Han tarafından: günümüzdeki Sarayköy çıkışında Yarma denilen yerde “esir” alınmıştır. Kafes içinde, Timur ve ordusu ile Anadolu’da gezdirilen padişah; bir süre sonra ölmüştür.

Bu arada: Anadolu’daki beylikler yeniden bağımsızlıklarını kazanırlar. Osmanlı devletinde, siyasi birlik bozulur. Bizans ve Avrupa devletleri, bir süre için, Osmanlı tehdidinden kurtulurlar. Timur, seferi sonunda bütün Anadolu’yu işgal eder, yakıp yıkar ve terk eder. Özellikle: bu yöredeki köylerin büyük kısmı, tamamen yok edilir.

O dönemden günümüze kalanlar ise: Melikşah köyünde Timur tarafından yaptırılan Açık Hava Hamamıdır. Ayrıca: halen kullanılmakta olan Esenboğa uluslar arası havaalanının ismi Timur’un komutanlarından “Esenboğa Han” dan gelmektedir.

Yine Timur’un komutanlarından Mahmut Han’ın ismi, günümüzdeki yerleşim yerlerinden Mahmutoğlan’ın ismi olmuştur.

1522 yılına gelindiğinde ise bölgedeki yerleşimin yoğunlaştığı anlaşılmıştır.

İlçenin eski adı “Çubukabad” dır. Abad: Farsça’da “yer, mekan, şen, şenlik ve imarlı tanrı malı” anlamına gelir. Kimi yerleşimlerin “Abad” ile anıldığı biliniyor. Çubukabad’da Çubuk’un mekanıdır. Çubuk’un yeri diye adlandırılmıştır.

Kasaba: 1902 yılında ilçe olmuştur.

Ankara Çubuk

GENEL


Yörenin denizden yüksekliği: 1100 metredir. Esenboğa Hava alanı, ilçe sınırları içindedir. Hava alanı ile ilçe merkezi arasında kara yolu bağlantısı bulunmaktadır. İlçenin çevresi, dağlarla çevrili, yalnızca güney yönü ovaya doğru açıklık göstermektedir. En yüksek dağ: 1985 metre yükseklik ile, İdris dağıdır.

İlçe topraklarının dağılımı: % 21 orman, % 17 çayırlık, % 3 tarıma elverişli olmayan alanlar ve geri kalan kısım: tarım alanıdır. Başlıca tarım etkinlikleri: patates, kuru fasulye, şeker pancarı, mısır, yonca olmak üzere sıralanır. Bunun dışında: dut, kayısı ve erik türlerine sık rastlanır.

İlçe merkezinden geçen Çubuk çayı, ilçeyi ikiye böler ve Çubuk-I barajına dökülür.

Yörenin iklimi: karasal iklim özellikleri göstermekte olup, buna bağlı olarak yazları kurak ve sıcak, kışları soğuk ve yağışlı geçer.

İlçeye bağlı köylerin bir çoğu, isimlerini, Ankara savaşında yaşanan olay ve savaşa katılan komutanlardan almışlardır.

Ankara Çubuk Turşusu

TURŞU-ÇUBUK TURŞUSU


İlçede, yazının en başında belirttiğim gibi “turşuculuk” ünlüdür ve özellikle ilçe merkezine 2 km. uzaklıktaki “Aşağı Çavundur” köyünde, turşuculuk yapılmaktadır. Tarihçesine bakarsak: Ankara-Kızılay’da balıkçılık yapan Feyzullah Gül: komşusu Rum dükkan sahibi tarafından kendisine tavsiye edilen salatalık üretimine ve ardından turşu yapmaya başlaması ile, turşuculuk gündeme gelir.

Çengelköy bademi denilen salatalıklar yetiştirildikten sonra, turşu yapılarak bütün çevrede satışa sunulmuş ve sağlanan lezzetin ünü bütün ülke çapına yayılmıştır. Kaya tuzu ile kurulur, biraz da şeker atılır. Tadı, asla zehir gibi tuzlu değildir.

Yediğinizde ağzınızda tuz tadı değil, harika bir turşu tadı kalır özellikle hafif acılı olanı makbuldür, acılı olanı tercih ediniz. Ne kadar yerseniz yiyin, asla rahatsız etmez.

Duyduğuma göre, son yıllarda, yıllık turşu üretiminin yılda 10 bin ton olduğu söyleniyor.

ULUSLAR ARASI ÇUBUK TURŞU VE KÜLTÜR FESTİVALİ


Çubuk Belediyesi tarafından 2005 yılından bu yana, her, yıl düzenlenmektedir.
Festivalin düzenlenme zamanı: turşunun hazırlandığı dönem olan “Eylül” ayı içindedir. Festivale, yurt içi ve yurt dışından konuklar davet edilmekte ve 4 gün sürmektedir.

Bu sürede: ekonomik ve sosyal etkinlikler ve gösteriler düzenlenmektedir. İlçe merkezinde, yerel ürünlerin satışının yapıldığı, çok sayıda stant kurulmaktadır.

Bu stantlarda, özellikle: turşu, piliç pastırması, et, gözleme, bazlama ve süt ürünleri, el sanatı ürünleri, hediyelik eşyalar sergilenmekte ve satışı yapılmaktadır.

Yurt içi ve dışından katılanlar tarafından da, tanıtım stantları açılmaktadır.

NE YENİR-NE İÇİLİR


Çubuk’ta, mutlaka turşu tatmalısınız.

NE SATIN ALINIR


Çubuk ilçesinde, her hafta, Perşembe günleri yerel “Pazar” kurulmaktadır ve bu pazarda: bazlama, gözleme, peynir, tereyağı, elma, armut, vişne, ayva gibi yerel ürünler satılmaktadır ki, yolunuz düşerse, mutlaka uğramanızı öneririm.

Bunun dışında, Çubuk yöresinde turşu satın alabilirsiniz ki mutlaka satın almalısınız. Özellikle kornişon turşusu meşhurdur ve kornişonların büyüklüğüne göre fiyatı değişir. Küçük kornişonlar makbuldür, bence tadına bakarak satın almalısınız.

Ankara Çubuk

GEZİLECEK YERLER


İlçe merkezinde, Sit ilan edilerek koruma altına alınmış, 5 tarihi ev bulunmaktadır. Öte yandan, buraya bağlı Karagöl tam bir doğa cenneti olarak gezmeyi sevenler tarafından yoğun tercih edilmektedir.

KARADANA KÖYÜ


İlçe merkezine 11 km. uzaklıktaki Karadana köyünde, Hitit döneminden kaldığı düşünülen, “Oyulu” isimli kaya mezarı bulunmaktadır. Bu mezar: geçmişte, burada “Hititler” in yaşadığının kanıtı olması açısından önemlidir.

ÇUBUK-I BARAJI


İlçenin 4 km. uzağında; Çubuk çayı üzerindedir. Çubuk barajı denilince genellikle birincisi anlaşılsa da Çubuk çayı üzerinde iki baraj bulunuyor.

Ankara’nın 12 km kuzeyinde bulunan Çubuk 1: aynı zamanda Cumhuriyet tarihimizin ilk beton barajı olma özelliğini taşıyor. 40 metre yükseklikteki baraj bendinin betonu, iki tepe arasına çekilmiş teleferikle dökülmüştür. Tepelerin birine, nedense “Alman Tepesi” denmektedir.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla, 1930 yılında yapımına başlanmış ve tamamen Türk mühendis, yüklenici ve işçilerle yapılan baraj, 1936 yılında tamamlanmış ve bizzat Atatürk tarafından Cumhuriyet eseri olarak açılışı yapılmıştır. 

Baraj duvarındaki kitabede şöyle yazar “Bu Çubuk bendi, Türk ulusunun İlk Cumhur Reisi Kemal Atatürk devrine, Devlet Merkezi Ankara’nın su ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuştur. 1929-1936”

Evlerdeki çeşmelere ilk su 1936 yılında geldi. Ankara’ya 1929-1946 yılları arasında hem Belediye Başkanı hem de Vali olarak çok büyük hizmetlerde bulunmuş olan Nevzat Tandoğan, Çubuk barajından borularla şehre su gelmesini sağlamış, bir damla suya muhtaç Ankaralılar, suya kavuşmuştur.

Ancak zaman içinde “millenme” tabir edilen taban seviyesinin yükselmesi sonucu kullanılamaz duruma gelmiştir. Yıllarca tek başına Ankara’nın su ihtiyacını karşılayan Çubuk 1: daha sonra Başkentte önemli bir rekreasyon alanı olarak hizmet vermeye başlamıştır.

1930’lu yıllardan kalan anıtlara ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle, baraj setinin tam ortasında, antik mezar odası gibi görülen “Atatürk Anıtı” ilginçtir. Burası hakkında, ilginç bir nottan söz etmek istiyorum: Baraj yapıldığında “durgun suda abdest alınmaz” diye, bu projeye karşı çıkanların bulunduğunu söylesem, sanırım şaşacaksınız.

Yüksekliği 25 metredir. Beton dolgu-kemer baraj tipidir. Ancak, aşırı kirlilik nedeniyle: işlevini yitirmiş ve 1994 yılından itibaren kullanılmamaya başlanmış ve DSİ tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesine devredilmiştir. Ardından baraj sahası 25 yıl atıl kalmış ve çürümüştür.

Kullanıldığı dönemde, buranın suyu: günümüzdeki “Dışkapı” semtinde bulunan ve kapısında “Su Süzgeci” yazan yapıda arıtılarak, şehre dağıtılıyormuş.

Çam ve akasya ağaçlarıyla yeşillendirilen baraj çevresinde bulunan bazı binalar, dönemin estetik anlayışını yansıtır. Bunlardan bir tanesi de baraj gölünün çevresinde bulunan ve bugün kapalı olan restoran, bir diğeri ise eski müdürlük binasıdır.

Bu bina, o dönemde Atatürk için dinlenme köşkü olarak yapılmıştır. Köşk ile beraber, Atatürk’ün barajda gezmesi için bir de tekne alınmıştır. İstanbul Halit Tersanesinde yapılan ve 1938 yılında Atatürk tarafından sadece bir defa kullanılan bu tekne, günümüzde Anıtkabir’de 23 Nisan kulesinde, Atatürk’ün bir otomobiliyle birlikte sergileniyor.

Atatürk köşkünde ise, bir zamanlar Yugoslavya Devlet Başkanı Tito, İran Şahı Rıza Pehlevi ve Irak Kralı Faysal başta olmak üzere bir çok devlet başkanı konuk edilmişti.

Evlerdeki çeşmelere ilk su, 1936 yılında geldi.

2010 yılından sonra ise, Ankara Büyükşehir Belediyesinin çabaları ile temizlenmesi faaliyetlerine başlanmıştır. Temizlik için ihaleyi alan mütahitlik firması: 2011 yılında, baraj gölünün suyunu tamamen boşaltır ve yıllardır su dolu olan alan boşaltıldığında yıllarca birikmiş olan çamur tabakası içinde: para, araba, çeşitli dokümanlar ve hatta insan kemiklerinin çıktığı, ayrıca pek çok ıvır-zıvır eşyanın çıktığı görülür.

Zaten: Solfasol köyü üzerinden ulaşılan bu baraj sahasında: o dönemlerde piknik yapmamış Ankaralı veya yakın çevre insanı bulmak mümkün değildi, yani Ankaralıların ve yakın çevre insanının en yoğun tercih ettikleri bir yerdi ve Belediye otobüsleri buraya sefer yaparlardı.

Bölgede, bir de küçük hayvanat bahçesi bulunurdu. Son bir not: Ankara çevre yolu, Çubuk-I barajı üzerine yapılan devasa viyadükler üzerinden geçmektedir.

Gelelim günümüze: Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı tarafından, barajda mesire yerinin tekrar kullanılabilmesi için temizlik çalışmaları başlatılmıştır. Ayrıca: Atatürk evinin de müze olarak düzenlenmesi için hazırlıklar yapılıyor.

Belediyenin ekipleri, baraj gölünde kötü koku ve haşere oluşumunun önüne geçmek için is makinalarıyla kapsamlı bir dip çamur temizliği yapıyorlarmış. Baraj ve çevresinde 25 yıldır biriken çöp ve moloz yığını 2000 kamyonla atılmıştır.

Çünkü oluşan kötü koku ve haşere nedeniyle insanlar mesire alanını uzun yıllardır kullanmıyorlardı. Evet baraj mesire alanı, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından temizlendi, pırıl pırıl ve tertemiz bir hale getirildi. 

Ankara Çubuk II Barajı

ÇUBUK-II. BARAJI


Ankara merkeze 54 km ve Çubuk ilçe merkezine yaklaşık 6 km. kuzeyindedir.

Ankara’nın su ihtiyacını karşılayan, Çubuk-I barajının kirlenmesi üzerine, 1961 yılında yapımına başlanmış ve 1964 yılında tamamlanmıştır.

Barajın yüksekliği: 64 metredir. Toprak dolgu tipindedir. Göl sahası: 125 hektardır. Baraj gölünü: birçok dere beslemektedir.

Ankara’nın su ihtiyacı buradan karşılanmaktadır. Ankara’ya verilen su: Pursaklar beldesinde yapılan su arıtma tesislerinde arıtılmakta ve şehre dağıtılmaktadır.

Baraj ve göleti çevresindeki ormanlık alan, günübirlik piknik yapmak için uygundur. Çünkü: baraj girişi ve göl çevresi ağaçlandırılarak ziyaretçilerin kullanımına sunulmuştur. Ankara Büyük Şehir Belediyesi görevlileri tarafından, bu piknik alanının bakım ve güvenliği sağlanmaktadır, rahatlıkla gidip piknik yapabilirsiniz.

Ankara Çubuk Hacılar Köyü Şelalesi

HACILAR KÖYÜ ŞELALESİ


İlçe merkezine bağlı Hacılar köyünün, 2 km. kuzeyindedir.
Şelale: Avcıova köyünden gelen dere üzerindedir. Bu dere, buraya, yani Sıçanderesi bölgesine geldiğinde, kendiliğinden şelale şeklinde dökülür.

Şelalenin yüksekliği, yaklaşık 5 metredir. Bölgenin bilinen tek şelalesidir, ilgi çekmektedir.

MELİKŞAH HAMAMI


İlçe merkezine bağlı, güneydeki Melikşah köyündedir. Yani: Ankara-Çubuk kara yolu üzerinde, Esenboğa beldesine, 4 km uzaklıktadır. Yaz-kış sürekli açıktır, sularının sıcak olması ilgi çeker.

Burada, 1402 yılında, Timur tarafından, kızı Melikşah adına, bu açık hava hamamı yaptırılmıştır. Hamamın suyunun özellikle “deri” hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.

Ancak, 1979 yılında yapılan çalışmalarda, kaynağın suyunun bittiği ve kuruduğu görülmüştür.

Ancak sıcak suyun bulunduğu yerde, sondaj yapılmış ve daha önce doğal yollarla çıkan su, günümüzde sondaj ile çıkarılarak, yine burada bulunan ve olimpik ölçülerdeki havuza aktarılmaktadır.

Havuz ve çevresindeki sosyal tesisler: Ankara İl Özel İdaresi tarafından yaptırılmış ve günümüzde, özel bir firmaya işletim hakkı devredilmiştir.

SELE KÖYÜ


İlçe merkezine bağlı köy, Çubuk-II barajına, 10 km uzaklıktadır.
Çubuk-I ve Çubuk-II barajlarını besleyen Çubuk çayı, köyü ikiye bölmektedir. Köy içinde, kutsallığına inanılan iki türbe bulunmaktadır. Bunlar: Kalender Veli ve Siyami Dede türbeleridir.
Kalender Veli türbesinin yanında, Cemevi bulunmaktadır.

Ankara Çubuk Karagöl

KARAGÖL


İlçe merkezine 29 km. uzaklıktadır. Ankara şehrine ise, 68 km. uzaklıktadır.
Yıldırım dağları üzerinde, krater gölü şeklindedir. Buradan çıkan sular, Mürtet ovasını sulayan “Ova çayı” da dökülmektedir.

Çevresi ormanlarla çevrili bu günübirlik piknik alanı olarak kullanılan göl hakkında daha ayrıntılı bilgi isterseniz: yine bu sitede “Karagöl” adı altında ayrıntılı bir yazı ve fotoğraflar bulabilirsiniz. 

Karagöl tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

 

 

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

 

Ülkenin güneydoğu bölgesindedir. Adını: burada yaşayan ve kendilerine özgü “Telugu” dilini konuşan “Andhra” halkından almaktadır. Yerleşim alanı olarak ülkenin 4’ncü büyük eyaletidir. Nüfus bakımından ise, ülkenin en kalabalık 5’nci eyaletidir.

Budacılık, bu bölgeden doğmuştur. Eyalet: 1956 yılında kurulmuştur. Coğrafi bakımdan, 3 bölgeye ayrılır. Bunlar: doğuda “Kıyı ovası”, doğu Gatlar denilen dağlar ve bu dağların batısındaki platodur. Kıyı kesiminin uzunluğu: 972 kilometredir.

Bölgenin iklimi: coğrafi bölgelere göre önemli ölçüde değişir. Muson yağmurları, bölgedeki iklimin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

Mart-Haziran ayları arasında yaz: Temmuz-Eylül ayları arasında: tropik yağmur mevsimidir. Bu aylar boyunca: bölge, yoğun muson yağışı alır.

Kasım-Aralık-Ocak ve Şubat aylarında: kış yaşanır. Kış aylarındaki ortalama sıcaklıklar: 12-30 derece arasında değişmektedir, yani don-buz yok. Ama, unutmayın ki, muson yağmurları çok etkili oluyor. Bu yağmurlar yağdığında, hani derler ya iliklerinize kadar ıslanıyorsunuz, şemsiye filan fayda etmiyor, kapalı yerde bulunmanız şart. O yüzden gezginler, mevsim şartlarına dikkat etmelidirler.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

Eyalet ekonomisinin temelinde: pirinç, tütün, şeker kamışı ve acı biber üretimi yaygındır. Ayrıca: bioteknoloji yönünden, büyük ilerleme görülmektedir. Forbes dergisinin yaptığı araştırmaya göre, dünya üzerinde, 2010 yılında en zengin ilk 100 arasında, bu eyaletten, 7 kişi bulunmaktadır.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

Yönetim merkezi ve en büyük şehri: Haydarabat.
Diğer şehirleri: Visakhapatnam, Vijayawada, Guntur, Warangal, Tirupati, Rajahmundry, Kakinada, Nellore, Srikakulam, Kurnool, Kadapa.

 

YEMEKLER

Eyalet mutfağı: Hint mutfağının bütün spesiyallerini barındırır. Mutfakta, ana malzeme pirinçtir. Bunun dışında, turşu ve reçeller de bulunur. Andre Pradesh turşusu çok ünlüdür. Domates, patlıcan, mango turşusu, özellikle tatmanız önerilir. Pirinç ise, haşlanmış veya körili olarak yenilir.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

TİRUMALA VENKATESWARA-TİRUPATİ TEMPLE-TAPINAĞI

Tirumula kenti yakınlarında, bir Hindu tapınağıdır. Tapınağın bulunduğu yer: Madras şehrine: 150 km. Haydarabat şehrine: 500 km. ve Bangalore şehrine: 250 km. uzaklıktadır.
Tapınağın bulunduğu yer: deniz seviyesinden 850 m. yüksektedir ve 7 zirveden oluşur. Bu tapınak: Venkatadri denilen yedinci tepe üzerindedir. Bu yüzden: Seven Hill Tapınağı da denir. Tapınağın bulunduğu, Tapınak kompleksinde: tapınak ve geleneksel hacı konaklama siteleri bulunmaktadır.

Vimanam Tapınağı: burası altın çatılı ve anıtsal bir kule şeklindedir. Tapınak: ana tanrı Lord Sri Venkateswara’ya ev sahipliği yapmaktadır. Tanrı Vimana: yaldızlı bir kubbe altında duruyor. Onun kulaklarında, altın küpeler var. Sağ eli, yumruk şeklinde duruyor ve bir mücevher seti ile dekore edilmiştir. Sol eli, belindedir. Üzerinde, sarı giysiler var.

Ramanuja Tapınağı

Burası, ilk yapıldığında çiçek bahçesi olarak tasarlanmıştır. Kapı: yaldızlı plakalarla kaplıdır.

Buranın en büyük özelliği: dünyanın en çok ziyaret edilen yeri olmasıdır. Burayı: günlük 50-100 bin civarında ve yıllık: 30-40 milyon kişi ziyaret etmektedir. Özel günler ve festivaller sırasında, günlük ziyaretçi akımı: 500 bin kişiye ulaşmaktadır. Tapınak yönetiminin emrinde, 16 bin görevli var. Bunlar: buraya gelen ziyaretçilerle ilgileniyorlar. Birçok hacı: günahlarının bağışlanması ve tanrıya şükretmek için saçlarını kazıtıyorlar. Kazıtılan bu saçlar: şehirde satılan ve yurt dışına ihraç edilen peruk yapımında kullanılıyor.

Evet, bu Hindu tapınağı, Hindu olmayanlara da açıktır. Ancak, ziyaretçiler buraya girerken, kendilerine bir form imzalatılıyor. Bu formda “Tapınağın kurallarına uyulacağı ve tanrıya inandıkları” yazılıdır. Tepeye çıkan yol diğer yandan, birçok keskin viraj bulundurması nedeniyle, yükseklik korkusu olanlar için önerilmiyor. Çıkmayı düşünürseniz, bunu göze almanız gerek.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

VİSAKHAPATNAM ŞEHRİ

Eyaletin ikinci büyük şehridir. Nüfusu yaklaşık 2.5 milyondur. Hindistan ülkesinin, doğu kıyısındaki üçüncü büyük şehridir. (Kalküta ve Chennai’den sonra) Şehir: tepelerin doğu yüzlerinde, Bengal körfezinin doğusunda kurulmuştur.

Şehrin, eyalet başkenti olan Haydarabat şehrine uzaklığı: 625 km. dir.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada
Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada
Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

20’nci yüzyılda, küçük bir balıkçı köyü olan bölge, günümüzde bir sanayi merkezi haline gelmiştir. Özellikle: İngilizler, Hindistan ülkesinin zengin madenlerinin taşınabilmesi için uygun bir liman gerektiğinden, buraya doğal Yunus burnu tepesi ve aynı zamanda denize dökülen Meghadri nehri halicinin bulunduğu yere, korunaklı ve doğal limanı oluşturmuşlardır. 1927 yılında yapılan liman, 1933 yılında hizmete açılmıştır.

Evet, günümüzde burada

Andra Pradeş bölgesinin ana limanı bulunmaktadır. Bu liman: aynı zamanda, Hint Donanmasının Doğu Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ev sahipliği yapmaktadır. Liman yanında, burada büyük bir tersane var. Tersane, 1940 yılında yapılmıştır. Şehirde, ayrıca: petrol rafinerisi, çelik tesisleri ve gübre tesislerinin başta bulunduğu, sanayi tesisleri var. Tüm bu gelişim sonucu, şehir, Birleşmiş Milletler tarafından, dünyanın en hızlı büyüyen şehirlerinden biri olarak ilan edilmiştir.

Şehrin önem kazanan özellikleri: güzel bakir plajları ve çarpıcı manzarasıdır. Ayrıca: bölgede, sağlık turizmi hızla gelişmektedir.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

ULAŞIM

Şehrin en işlek havaalanı: Andra havaalanıdır. Uluslararası uçuşlar mümkündür. Yeni terminal, 2009 yılında hizmete girmiştir.

 

DİL

Şehirde, İngilizce konuşan, eğitimli bir işgücü bulunması, ekonomik büyümenin en büyük etkenidir. İngilizce, şehrin pek çok yerinde, yükseköğrenimde kullanılan ilk dil olarak öne çıkmaktadır. Bu durum ekonomik büyümeyi etkilediği kadar, gezginlerin şehir içindeki dil sıkıntılarını da gidermektedir. Bunun yanında, yörede kullanılan ağırlıklı dil: Telugu’dur. Bu dil: şehirde yaşayan orta sınıflar tarafından konuşulmaktadır.

 

İKLİM

Şehirde, genel olarak “savan tropikal iklim” görülmektedir. Buna bağlı olarak: sıcaklık, yıl boyunca çok az değişmektedir. Ocak ayında, sıcaklık ortalama 23 derece olurken, Mayıs ayında 32 derece ile en sıcak dönemine ulaşmaktadır. Bunun yanında, Bengal körfezi nedeniyle, nem sürekli yüksektir. Ekim ayı yağış ortalaması, yılın en yüksek düzeyine ulaşmaktadır. Kasım ve Şubat ayları arasındaki dönem, bu bölgeyi ziyaret için kabul edilen en güzel dönemdir. Çünkü, bu dönemde, sıcaklıklar orta dereceye iner ve yağışlar azalır.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

KONAKLAMA

Şehir, 2000 yılından sonra birçok beş yıldızlı otele ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Bunlardan başlıcaları: Four Points by Sheraton, Park Otelleri, Taj Grup, ITC-Welcomgroup.

 

ALIŞVERİŞ

Şehirde, son yıllarda alışveriş sektöründe hızlı büyüme görülmüştür. Şehir merkezindeki bazı alışveriş merkezleri şunlardır: CMR Alışveriş merkezi, V Meydanı alışveriş merkezi, CMR Merkez, Kalanjali, Kalaniketan Alışveriş merkezi.

 

BUDİZM

Hindu dini metinlerinde, MÖ.5’nci yüzyılda, Visakhapatnam bölgesinin çok büyük olduğunu belirtmektedir. Bölgenin topraklarının: Godavari nehrine kadar uzandığı belirtilir. Ayrıca, bölgede bulunan dini emareler, burada bir zamanlar büyük bir Budist imparatorluğunun kurulu bulunduğunun kanıtıdır.
Tüm bunlara bağlı olarak: Andra Pradeş eyaletinin en ünlü Budist siteleri, bu şehir merkezine 41 km. uzaklıktaki “Sankaram” bölgesinde bulunmaktadır.

 

SANKARAM

Buradaki ilk yerleşimin, MS.1’nci yüzyıla kadar uzandığı düşünülmektedir. Buradaki kalıntılar arasında: kaya mağaraları, tuğla yapı kalıntıları, erken döneme tarihlenen çanak-çömlek kalıntıları, madeni paralar bulunmaktadır. Bölgedeki ana stupa yani tapınak, önce kayaya oyulmuş ve daha sonra ise, tuğla ile kaplanmıştır. Hemen yakınlardaki, Bojjannakonda bölgesinde bulunan mağaralarda ise, kaya yüzeylere oyulmuş, Buda figürlerini görebilirsiniz.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

 

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

BOJJANNAKONDA MAĞARALARI

Sankaram yakınlarında: Bojjannakonda ve Lingalakonda denilen ve birbirine bitişik, iki Budist sitesi bulunmaktadır. Bunlar: Sankaram merkezine, 45 km. uzaklıktadır. Burada, Budizm’in 3 faz geliştiği belirtiliyor.

Sitelerde: kaya mağaraları ve diğer yapı kalıntıları görülüyor.
En büyük mağara: 4 tapınaklar olarak kabul ediliyor. Mağaraya bir kapı ile giriliyor ve dikdörtgen şeklindeki mağara odası ile karşılaşılıyor. Burası: çarpraz kayalar tarafından, 21 bölüme ayrılmıştır. Merkezde: kare bir platform üzerinde: kaya stupa görülüyor. Mağaranın içinde, meditasyon durumundaki: görkemli Buda figürü görülüyor. Hemen tepede: rahipler için tuğladan yapılmış hücreler bulunuyor.

Lingalakonda bölgesinde bulunan çok sayıda kaya stupas’ta: Budizm’in yayıldığı düşünülüyor. Burada da, rahipler için birçok öğrenme yerleri kurulmuştur.

1907 yılında, bu bölgede yapılan arkeolojik kazılarda: çok miktarda sikke ve oturan Buda heykelleri bulunmuştur. Çünkü: bir zamanlar, bu bölge, çevredeki birçok Budist hacıyı buraya çekiyormuş.

 

INDİRA GANDHİ ZOOLOJİ PARKI

Kıyı tepeler üzerinde, şehrin kuzeyindedir ve 1977 yılında kurulmuştur. 625 dönümlük bir alanı kaplamaktadır. Park: şehir tren istasyonundan 4 km. uzaklıkta, Ulusal Otoyol 5 üzerinde, Mathurawada yakınlarındadır. Pazartesi hariç, haftanın tüm günleri ziyarete açıktır.
Park içinde bulunan hayvanat bahçesi ve park içindeki yeşillik alanda, nadir hayvan ve bitki türleri görülebilmektedir.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

INS KURSURA

Bu bir denizaltıdır. 2001 yılında, Donanmadaki görevi bitince: müze olarak ziyarete açılmıştır. Ramaskrishna Mission Beach bölgesindedir.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

BORRA MAĞARALARI

İlk kez: 1807 yılında, İngiliz Jeolog William King George tarafından keşfedilmiştir.
Şehir yakınlarında: Anatagiri Hills bölgesindedir. Mağaralar: 800-1300 metre rakımdadırlar. İçlerinde milyonlarca yıllık sarkıt ve dikitler oluşmuştur. Bu oluşumları, insan beynine benzetenler de var.

 

KAİLASAGİRİ PARKI

Burası, denize bitişik bir tepe üzerinde, Vuda tarafından geliştirilen bir parktır. Park bölgesinden: Bengal körfezi, şehir ve Doğu Ghats bölgesinin muhteşem manzarasını görebilirsiniz. Parka çıkmak için, tepenin hemen altında bir teleferik bulunuyor.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

RUSHİKONDA BEACH

Şehir merkezine 6 km. uzaklıktadır.

 

TENNETİ BEACH PARK

Burası: Kailasagiri denilen bir uçurumun üzerinde inşa edilmiştir. Hemen aşağıdaki kayalık plaj görülüyor. Birçok Hint filmi, bu park bölgesinde çekilmiştir.

 

SİMHACHALAM

Burası, şehir merkezinin 16 km. kuzeyinde bir tepe üzerinde bulunan türbedir. Gajapthi King tarafından inşa edilmiştir. 1500’lü yıllarda yapıldığı sanılıyor.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

ARAKU VADİSİ

Burası, şehrin en önemli turizm merkezlerinden biridir. Şehir merkezine 112 km. uzaklıktadır. Bölgede: 1000 metre yükseklikteki bir istasyon üzerinde: bahçeler, vadiler, şelaleler ve akarsular bulunmaktadır.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada
Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada
Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

 

VİJAYAWADA ŞEHRİ

Eyaletin, en büyük üçüncü şehridir. Eyalet başkenti olan Haydarabat şehrine, 275 km. uzaklıktadır. Eyaletin iş başkenti olarak öne çıkmaktadır.

Şehir: doğu, batı ve kuzeyde: Budameru ve Krishna nehirleriyle çevrilidir. Bu nehirlere bağlı bulunan su kanalları: şehir çevresindeki verimli alanlarda üst düzey tarım yapılmasını sağlamıştır.

Şehirde, tropikal iklim egemendir. Buna bağlı olarak: yazlar ve kışlar sıcak geçer. En yüksek sıcaklık, 47 derece olarak, Mayıs-Haziran aylarında görülür. Kış aylarındaki sıcaklık ise, 20-27 derece civarındadır. Yani, şehirde özelikle yaz aylarında, kavurucu sıcaklıklar var.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

KONDAPALLİ ORMANI

Şehrin batı eteklerindedir. 121 km. karelik bir alanı kapsayan orman, şehrin “yeşil bir akciğeri” sayılır. Bu bakir ormanda bulunan canlılar: vahşi köpek, leopar, yaban domuzu, kurt vs. Buradan temin edilen ağaçlardan, ahşap kondopalli oyuncakları yapılıyor. Bu şehre yolunuz düşerse, mutlaka bunlardan satın almalısınız.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

KANAKA DURGA TAPINAĞI

Eyalet bölgesindeki, en popüler tapınaklardan birisidir. 12’nci yüzyılda inşa edilmiştir.

Hindistan Andra Pradesh-Visakhapotnam-Vijayawada

MOGALARAJAPURAM MAĞARALARI

Bunların, MS.5’nci yüzyıldan kaldığı sanılmaktadır. Güney Hindistan bölgesinde kendi türünün en önemli yerleridir.

 

VİCTORİA MÜZESİ

Burası, şehirde arkeoloji sevenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer olarak önem kazanmaktadır. Müzede: antik döneme ait heykeller, kitabeler, silahlar, tablolar ve idoller sergileniyor.

 

RAJİV GANDİ PARKI

Park, etkileyici bahçecilik ağı ile, şehir girişinde ziyaretçileri ağırlamaktadır. Park içinde, mini bir hayvanat bahçesi ve müzikal gösterilerin sunulduğu su fiskiyesi bulunuyor.

  Delhi

 Genel

 

Bursa Orhangazi

Bursa Orhangazi

Orhangazi, Bursa arası uzaklık: 45 km. Orhangazi, Gemlik arası uzaklık: 19 km. Orhangazi, İznik arası uzaklık: 41 km. Orhangazi, Gebze arası uzaklık: 58 km. Orhangazi, Yalova arası uzaklık: 29 km. Orhangazi, İstanbul arası uzaklık: 124 km.

Bursa Orhangazi

 

TARİHİ

Yörenin en eski bilinen sahipleri Bitinyalılardır. MÖ 74 yılında ise bölgede Romalılar hakimdir. 365 yılında, Orhangazi büyüyerek kent olur. 395 yılında ise, Bizans hakimiyeti vardır. Bu dönemde kentin ismi “Basilinapolis” dir ve bu kent, günümüzde şehrin bulunduğu alanda kurulmuştur. 1085-1097 yılları arasında Anadolu Selçuklu devleti ve 1024-1261 yılları arasında ise İznik Bizans İmparatorluğu egemenliği görülür. Eski Orhangazi yerleşimi, göle daha yakın bir yerdedir.

1332 yılında bölge Orhan Bey tarafından fetih edilir. 1362 yılında, 2’nci Osmanlı Padişahı Orhan Bey tarafından burada yerleşim yeri kurulur. Orhan Bey: bu yerleşim yerinde kendi adına bir cami ve hamam yaptırır, civardaki Türk aşiretlerini buraya toplar. Pazarköy adını alan bu yerleşim, o sıralarda İznik’e bağlıdır. 1879 yılında Pazarköy, bucak olur. 1880’lerde Kafkasya ve Rumeli’den gelen muhacirler buraya yerleşirler.

1893 yılında ise Bursa iline bağlı bir ilçe merkezi olur. Pazarköy’ün ismi, 1913 yılında kurucusu Orhanbey’e istinaden “Orhangazi” yapılır. 20 Eylül 1919 tarihinde, Yunanlılar tarafından yapılan işgal sırasında, Orhangazi tamamen yakılır. Çünkü Yunan işgalinde halkının yurtseverliği nedeniyle düşmanın içeri sokulmasına bir hayli engel olmuşlardır. 10 Eylül 1922 tarihinde ise Orhangazi düşmandan kurtarılır. Ancak kasaba tamamen yakıldığı için, ilçe merkezi bir süre Gürleye taşınır.

1951-1974 yılları arasında, eski Yugoslavya, Arnavutluk, Bulgaristan ve Makedonya’dan gelen Pomaklar, ilçe merkezinde Hürriyet mahallesini oluştururlar. Trabzon başta olmak üzere, Doğu Karadeniz bölgesinden de göçler gelir. Takip eden süreçte, özellikle Bursa-Yalova karayolunun öneminin artmasıyla, ilçe son yıllarda hızla gelişim gösterir ve kenarındaki ovanın verimliliği de bu gelişimi hızlandırır.

Bursa Orhangazi

 

GENEL

İlçede ekonominin bir kolu tarıma dayalıdır. İlçede önemli oranda zeytin üretilmektedir. Ayrıca ilçede 50 adet ruhsatlı balık teknesi vardır ve ruhsatlı su ürünleri avcılığı yapılmaktadır.

ORHANGAZİ MESLEK YÜKSEK OKULU

Bursa Uludağ Üniversitesine bağlıdır. Belediyeye ait binada faaliyet sürdürmektedir. İlçede 2 öğrenci yurdu (kız-erkek) vardır. Yeniköy semtinde, okul için yeni bir bina yapılmaktadır.

Bursa Orhangazi Zeytin Festivali

 

ZEYTİN FESTİVALİ

Her yıl geleneksel olarak Kasım ayının ilk günlerinde İlçe merkezinde zeytin festivali düzenlenir.

Bursa Orhangazi Gedelek Turşu Festivali

 

ORHANGAZİ GEDELEK TURŞU FESTİVALİ

Geleneksel festival her yıl Ağustos ayı sonunda yapılır.

NE YENİR-NE SATIN ALINIR

Buraya yolunuz düşerse mutlaka İnegöl köfte yiyin, yol kenarındaki zeytincilerden kuru sele zeytin satın alın, Gedelekten ise turşu satın alın.

Bursa Orhangazi

 

GEZİLECEK YERLER

Bursa Orhangazi Tarihi Hamam

 

ORHANGAZİ TARİHİ HAMAM

Orhangazi ilçesinde 1330 yılında Osmanlı Sultanı Orhan Bey tarafından yaptırılan cami ve hamamdan, hamam günümüze ulaşmış, ancak camiden bir eser yoktur. Cami, 1922 yılındaki işgalde Yunanlılar tarafından yakılarak yok edilmiştir. Caminin minaresi, 1935 yılına kadar sağlam kalmış iken, o dönemin belediyesi tarafından yıkılarak açık alan (Cumhuriyet alanı) yaptırılmıştır.

1993 yılında Cumhuriyet alanının düzenlemesi sırasında, anılan caminin temelleri bulunmuştur. Buna göre, cami 17.50 x 22.50 metre boyutlarında, üzeri kubbeli bir yapıdır. Yok olan caminin yanında bulunan tarihi hamam, Selçuklu ve Osmanlı mimarisi izlerini taşır. Hamam: Orhangazi tarafından yaptırılan külliyeye ait bir yapıdır.

Ancak son derece küçük bir örnektir. İşgal yıllarında cami gibi hamam da tahrip edilmiştir. Hamamın halen içinde bulunan karşılıklı iki kurna, Orhan Bey dönemine aittir. Hatta 1975 yılına kadar faaliyetini sürdürmüştür. Bugün ise, anıt olarak tescil edilerek komuta altına alınmıştır.

Bursa Orhangazi Nadir Piknik Alanı

 

NADİR PİKNİK ALANI

Hamzalı yolu üzerinde çam ve meşe ağaçlarıyla kaplı, doğal su kaynağı bulunan bir mesire alanıdır. 2005 yılında hizmete kazandırılmıştır aynı zamanda Orhangazi ilçesinin suyu buradan karşılanır. Orhangazi Belediyesi tarafından düzenlenmiştir. Yaz aylarında oldukça kalabalık olur.

Bursa Orhangazi Karsak Deresi Köprüsü

 

KARSAK DERESİ KÖPRÜSÜ

En az 2000 yıllık olduğu tahmin edilen bu köprü, Karsak Mahallesi altında bulunmuştur. Köprü, Orhangazi ilçesinden gelip Gemlik’te denize dökülen Karsak deresi üzerindedir. Köprü şu anda yoğun bir orman tabakası içinde bulunmaktadır, yani ulaşım oldukça zordur, sanırım bir zaman sonra burayı turizme açarlar ve ziyaretçilerin gidip görme şansı olur.

Bursa Orhangazi Gürle Köyü (Eski Köy)

 

GÜRLE KÖYÜ (ESKİ KÖY)

Gürle köyü, İznik gölü kıyısında dağlara doğru bir yamaçta kurulmuştur. Karadeniz’i aratmayacak ölçüde yoğun yeşillikler içindedir. Cenevizlilerden itibaren bilinen bu köy, adını o dönemde İtalyanca “mercan” anlamına gelen “Corolla” dan almıştır. Bizans döneminde, burada “Krollo kalesi” varmış. Orhan Gazi, bu kaleyi fetih ettikten sonra, Osmanlıların kuruluş yıllarında Gürle kazası, Bursa-İznik yolu üzerinde önemli bir konaklama yeri olarak kullanılmıştır.

Ayrıca, yine burada Orhan Gazi tarafından, cami, hamam ve handan oluşan bir külliye yaptırılmıştır. Ancak: zaman içinde burası yani Eski köy, önemini kaybeder ve 2 km uzaklıkta “Yeni Gürle Köyü” kurulur. Yeni Gürle köyü, ticaretin geliştiği bir merkez olur ve Eski Gürle köyü: dut ağaçları, enginar tarlaları, zeytinlikler, sokakları ve mimarisi ile görsel bir şölen havasına kavuşur.

Köyde eski bir kilise kalıntısı vardır. Kilise 1882 yılında Yunanistan’dan gelip Gürle köyü yakınında iskan edilen Gayrimüslim Gürle köyünü kuran Ermeniler tarafından yapılmıştır. Kilisenin örtüsü, günümüzde tamamen yıkılmış durumdadır, sadece duvarları görülür.

Temellerine göre kilisenin 31.50 x 13 metre ebatlarında olduğu anlaşılır. Yapının duvarları tuğla ve moloz taşla örülmüş, içinde bir sütun kaidesi vardır. Günümüzde yapının içi: evsizler tarafından işgal edilmiş, ikamet için kullanılmaktadır. Yine Gürle köyünde, eski bir manastır günümüzde hamam olarak kullanılmaktadır.

Bursa Orhangazi Akharem (Eski Köy)

 

AKHAREM (ESKİ KÖY)

Akharem köyü, ilçe merkezine 10 km uzaklıktadır. Köyün bu ismi almasının sebebi, bir Osmanlı saray ağasının mülkü olmasıdır. 8’nci yüzyılda Bursa şehir sicillerinde köy İznik’e bağlı olarak gösterilmektedir. Köyde ana geçim kaynağı zeytinciliktir. Köyün turistik yönü, tarihi Osmanlı evleri bulunmasıdır.

Bursa Orhangazi Sölöz Mahallesi

 

SÖLÖZ MAHALLESİ

İlçe merkezine bağlı belde, İznik gölünün güney kıyısında, göle 1.5 km uzaklıkta, ilçe merkezine ise 16 km uzaklıktadır. Kasabanın antik coğrafyadaki ismi “Pthapolis” dir. Eski Yunan kaynaklarına göre, Argonotlar’dan Thassos tarafından kurulmuştur. Argonotlar, bu bölgeye geldiklerinde bir mola sırasında, Thassos’un yakın dostu olan Soleis, ümitsiz bir aşk sonucu, kendini Kocadereye atmış ve yaşamına son vermiştir.

Bu nedenle, Kocadere’ye “Soleis” ismi verilmiştir. Thassos’da, derenin kenarında “Pthapolis” ismiyle bir kent kurmuştur. Pthapolis ismi “Apollon yurdu” demektir. Köyde: kuruluşun ardından Soleis’in kardeşleri bırakılmıştır. Günümüzdeki beldenin isminin, Soloeis çayının hemen kıyısında kurulu olması nedeniyle buradan geldiği düşünülmektedir. Osmanlı döneminde kasabanın ismi “Müslüman Sölüz” dür. Sultan Orhangazi, kasabada bir mescit yaptırmıştır. Kurtuluş savaşı sırasında, kasaba kısmen yakılmıştır.

1945 yılında bölgede arkeolojik yüzey araştırmaları yapılmış ve yerleşmenin Kalkaolitik çağa kadar uzandığı anlaşılmıştır. Araştırmada, çok eski yerleşim yeri kalıntısı ve köyün bulunduğu alanda bir höyüğe rastlanmıştır. Köyün içinden geçen derenin civarındaki höyüğün tarihi, taş devrine kadar iner.

Bursa Orhangazi Gedelek Köyü

 

GEDELEK KÖYÜ

Gedelek köyü, yeşillikler içinde şirin bir yerdir. İlçe merkezine 6 km uzaklıktadır.

Gedelek köyünün en önemli özelliği turşuculuktur. Burada turşuculuk sektör haline gelmiş, iç piyasa dışında yurt dışına ihracat da yapılmaktadır. Diğer önemli geçim kaynağı zeytinciliktir.

Köyde, üst kesimde çıkan Pınarbaşı suyu önemlidir. Bu su ile, turşu üretimi yapılır, kalan kısmı ile bahçeler sulanır ve suyun kaynağı çevresindeki yeşil alan, piknik yeri olarak kullanılır. Suyun başında tarihi büyük çınar ağaçları bulunur. Bölgede bulunan Dede Bayırı ve Karşı Bayır denen iki tepede ise, iki ermiş dedenin yattığı rivayet edilir.

Bursa Orhangazi Katırlı Dağı-Gürle Dağı

 

KATIRLI DAĞI-GÜRLE DAĞI

Katırlı dağının en yüksek tepesi Gürle tepesidir ve 1283 metre yüksekliktedir. İznik gölü kıyısında yükselir. İznik gölünün tüm kıyıları, bir bütün olarak görülebilir. Ayrıca, Gürle dağı, trakking ve dağ sporları için elverişlidir. Ayrıca yine burada yamaç paraşütü yapılır.

Bursa Orhangazi Ilıpınar Höyüğü

 

ILIPINAR HÖYÜĞÜ

İlçe merkezine bağlı Topselvi köyünde, ilçe merkezine 1.5-2 km uzaklıktadır. İznik gölünün 2 km batısındadır.

Yerleşim alanının çapı 250 metre, yüksekliği 3 ile 10 metre arasında değişmektedir. Alanın toplam büyüklüğü ise 2.5 hektardır. Burada ilk kazılar 1948 yılında yapılmıştır. Burada yapılan kazılarda; geçmişi MÖ 5400 yıllarına dayanan; dünyanın en eski eşyaları ve mezarları tespit edilmiştir. 1987-1995 yılları arasında yapılan ikinci dönem kazılarında da : ilk yerleşim düzeni ve kullanılan aletler ve eşyalar bulunmuştur. Höyükte yapılan kazılarda: tepenin en üstünden ama toprağa kadar 10 tabaka tespit edilmiştir.

1’nci tabaka: MS 6’nci yüzyıl sonu ile MS 7’nci yüzyıl başına tarihlenen ve höyüğün her tarafına kaplayan mezarlık tabakasıdır. Bu mezarlığın, Orhangazi’deki Bizans dönemi yerleşkesine ait olduğu düşünülmektedir. Burada yaklaşık 200 mezar çıkarılmıştır. 3’ncü tabaka: Tunç çağı sonuna tarihlenir, silo ve çöp çukurları bulunur. Aynı dönemde burada bulunan mimari yapılar, Bizans mezarlığı nedeniyle yok edilmiştir.

4’ncü tabaka, yine eski bir mezarlık tabakasıdır. Burada 40 mezar bulunmuş ve mezarlarda hocker biçiminde yatırılmış ölülerin yanında, mezar hediyesi olarak konmuş kap ve bakır nesneler bulunmuştur. Bu mezarlar, MÖ 4 bin yılı sonlarına tarihlenmektedir. 5’nci tabaka, büyük çöp çukurları, çanak çömlek parçaları bulunur. 6’ncı tabaka, MÖ 5 bin yılının ikinci yarısına tarihlenir. 6’ncı tabaka, yangın geçirmiş kerpiç tabakadır. MÖ 5 bin yılının ilk yarısına denk gelir. 10’ncu tabaka: Hacılar ve Fikirtepe kültürünün olduğu son Neolitik çağ tabakasıdır. MÖ 6 binli dönemin sonuna tarihlenir.

Bursa Orhangazi İznik Gölü

 

İZNİK GÖLÜ

İznik gölünün yüzde 51’lik bölümü, ilçe sınırları içindedir. Yani gölün batısı Orhangazi ilçesi ve doğusu ise İznik ilçesiyle çevrilidir. Göl: doğu batı yönünde 32 km uzunluktadır. Genişliği ise 20 km dir. Gölün en derin yeri 65 metredir. Suyu tatlıdır. Denizden 85 metre yükseklikte olan gölün batısından bir kanal ile Gemlik körfezine akan bir dere bulunur.

Gölde: yayın, kerevit ve sazan avcılığı yapılır. Göl suyu ile, İznik ve Orhangazi ovaları sulanır. Göl çevresinde: doğal güzellikler mesire/piknik yeri olarak kullanılır. Çünkü yoğun yapılaşma yoktur.

Bursa Orhangazi Keramet Köyü

 

KERAMET KÖYÜ

Yalova istikametinden Ilıca’ya Bursa kara yolu kullanılarak gidilir. Orhangazi’ye gelindiğinde şehir merkezindeki ışıklardan sola doğru İznik istikametine dönülür, bu güzergah takip edilerek yol üzerindeki Keramet köyü geçildikten sonra Ilıca’ya ulaşılır. İlçe merkezine 18 km uzaklıktaki Keramet köyünde, doğal ılıca vardır. Doğal bir havuz görüntüsündeki Ilıcada kayaların arasından devamlı kaynayan su bulunur.

Sodalı olarak bilinen bu suyun içinde bulunan mineraller, cilt ve deri hastalıklarına iyi gelir. Ilıca, doğal Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü: İznik gölü ve Ilıca arasında sadece 200 metre uzaklık vardır ve bu özelliği nedeniyle, Ilıca koruma altına alınmıştır. Buraya giderseniz, gerek kaynak suyunu kullanabilir ve gerekse İznik gölü manzarasını izleyebilirsiniz.

Bursa tanıtımı.

Gemlik tanıtımı.

İznik tanıtımı.

Yalova tanıtımı.