Fransa Cannes

Fransa Cannes

Ortaçağ döneminde: burada küçük bir balıkçı köyü bulunmaktadır.

1030’lu yıllara gelindiğinde, burada bir şato yapılır. Aynı dönemde, hemen karşıdaki adalarda ise rahipler yaşamaktadırlar.

Ancak, adanın güvensizliğinden sıkıntı çeken rahipler, ana karaya çıkarlar ve “Suquet” bölgesine yerleşirler ve zamanla, şehirde güçlü konuma gelirler.

Bu sırada: Cannes: 1500’lü yıllarda, deniz ticareti yoluyla hızla kalkınmaya başlar.

1838 yılına gelindiğinde, bu kez, denizden zarar gören kara parçası için, dalgakıran yaptırılır.

Dalgakıran yapımı ile, şehir hızla gelişmeye başlar, yeni evler ve dükkanlar yapılır.

Yine aynı dönemde: İngiliz Lord Brougham buraya gelir ve hasta kızının tedavisi için büyük bir şato yaptırır.

İklim ve manzaranın güzelliğinden etkilenen Lord, durumu İngiltere’de anlattığında, birçok İngiliz asilzadesi, buraya akın ederler ve kışları geçirmek üzere, malikane ve şatolar inşa edilmeye başlanır.

Hatta: Rus İmparatoriçesi de, buranın ikliminin kendisine iyi geleceğini düşünür ve “Villa des Dunes” isimli malikaneyi yaptırır.

Böylece: 19’ncu yüzyıla gelindiğinde, şehrin ünü, Avrupa’nın birçok yerinde yayılır.

II. Dünya savaşının ardından, İngiliz ve Almanlar yanında, bu kez Amerikalılar, buraya ilgi duymaya başlarlar ve 20 Eylül 1946 tarihinde, I. Uluslar arası Cannes Film Festivalinin açılışı ile, bu ilgi tüm dünya çapına yapılır ve şehir tanınır.

Fransa Cannes
Evet, gelelim günümüze

Şehir nüfusu, yalnızca 70 bin kişidir. Elbette, yaz döneminde, şehirde bu rakamın çok çok üstünde insan bulunuyor.

Küçük bir yer. En büyük özelliği: gerek Nice ve gerekse Monaco şehirlerine yakın olması. Yani: insanlar, bölgeye gittiklerinde “hadi bir de Cannes şehrini göreyim” gibisinden buraya geliyorlar. Ama dediğim gibi küçük bir yer, buraya ayıracağınız 1 gün yeterlidir.

Bölgenin en büyük özelliği: Film Festivali döneminde hareketli olmasıdır, ancak bu dönemde, fiyatların da çok uçuk olduğunu bilmek gerekir. Diğer özellik, deniz ve kumsal. Denize girmek için bizim gibi bir ülke insanının buralara kadar gitmesine gerek yok bence.
Yine de, dedim ya, yolunuz düşerse, bu küçük şehri ziyaret edebilirsiniz.

İKLİM

Şehirde tipik Akdeniz iklimi egemendir ve buna bağlı olarak: hava ılık geçer. Yazın, yaz sıcaklıkları 30 derece civarındadır. Ortalama sıcaklık ise, 25 derecedir. Sıcaklık: Haziran-Eylül ayları arasındaki dönemde yüksektir.

Ancak: bizim Ege kıyılarındaki gibi, yaz akşamlarında esen meltem, serinlik sağlar ve nemden korur. Yani, geceleri uyumak kolaydır. Aralık-Şubat ayları arasındaki dönemde ise, sıcaklık 10 derecenin altına düşebilmektedir. Sonuç olarak, burayı ziyaret için en uygun zaman: İlkbahar ve Sonbahar mevsimleridir.

 

Fransa Cannes

ULAŞIM

Buraya: Nice şehrinde, tren veya otobüs ile rahatlıkla ulaşılmaktadır. Tren tercih ederseniz, 30 dakikalık bir yolculuk yapmanız gerekiyor. Ancak, tren biletinizi önceden almakta yarar var, yani hadi gideyim deyip tren garına gittiğinizde büyük ihtimalle bilet bulunmadığını öğrenebilirsiniz. Bilet ücreti, 2.50 Euro’dur. Tren istasyonuna vardığınızda, hemen ücretsiz bir şehir haritası edinin.

Burada havaalanı yok. Nice Cote d’Azur havaalanına inebilir ve 24 kilometrelik bir yolculuktan sonra buraya ulaşabilirsiniz. Ancak: buraya ulaşım için 1 Euroluk otobüs yolculuğu önerilmiyor, çünkü yolculuk hem uzun (1.5 saat) sürüyor hem de sıkıntılı oluyormuş.

Fransa Cannes

TURİZM

Şehir, öncelikle “Film Festivali” ile tanınıyor. Bunun yanında, Akdeniz ikliminin güzelliği, akşamları esen meltem nedeniyle nem olmaması, Avrupa aristokrasinin ve zenginlerinin buraya akın etmesine neden olmuştur. Burada sokaklarda gezerken, lüks arabalar ve hatta belki bir ünlü sinema veya müzik yıldızı görebilirsiniz.

Öte yandan deniz ve kum da, buranın özelliklerinin başındadır. Film festivalinin yapıldığı gösteri merkezinin hemen yanında halk plajı bulunmaktadır. Bunun dışındaki birçok özel plajda ise, giriş ücreti olarak 20 Euro alınmaktadır.

Bu yüzden, ülkemizdeki halk plajlarından çok çok farklı olan halk plajını denize girmek için tercih edebilirsiniz. Bu halk plajı özellikle sabah saatlerinde, yani 08. gibi çok sakin oluyor.

CANNES FİLM FESTİVALİ

Her yıl “Mayıs” ayı ortalarında yapılır. Festival etkinliklerine yalnızca davetliler katılıyor, ancak festivalin yapıldığı mekanın kapısında beklenildiğinde, birçok ünlü yıldızı görme şansı oluyor.
“La Festival International du Film de Cannes” olarak isimlendirilen festival: 1946 yılından bu yana düzenlenmektedir.

Bu ilk yapılan festivale: 16 ülkeden filimler katılır. 1948-1950 yılları arasında bütçe nedeniyle düzenlenemedi. 1951 yılında ise, Venedik Film Festivaliyle rekabet havasında yeniden düzenlenmeye başladı.

Evet, sonuç olarak festival: Avrupa filmleri için bir vitrin olarak görülür. Her yıl yaklaşık 20 filmin yarıştığı festival 12 gün sürer ve başarı kazanan filmlere ve oyunculara “Altın Palmiye” ödülü verilir.

Festival: Palais des Festivales et des Congres de Cannes denilen festivaller sarayında yapılıyor, bu saray hakkında ayrıntılı bilgiyi aşağıda vereceğim. Ancak: bu araya sıkıştırmam ve bilmeniz gereken bir husus daha var.

Film festivali öncesi burada olursanız, filmleri izlemek için kesinlikle bilet aramayın, çünkü filmler sadece davetliler tarafından izlenebiliyorlar ve bir de filmlerin izlendiği salonun hemen yanındaki parkta, kaldırım üzerine, ünlü yıldızların “el izleri” çıkarılmıştır ve bunları görebilirsiniz.

Ama öte yandan, bu yıldızların birçoğunu tanıyamayıp hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.

MARCHE INTERNATİONAL DU DİSQUE ET DE I’SURUMU MUSİCALE-MİDEM

Her yıl “Ocak” ayı içinde düzenlenen bu fuar etkinliği: Fransa müzik endüstrisi için önemlidir ve 1967 yılından bu yana düzenlenmektedir.

Bu fuarda: çeşitli yapımcılar, müzisyenler, yöneticiler ve dünyanın dört bir yanından gelen basın mensupları bulunur. Bunların katılımı ile, bir “forum” yapılır. Festival bünyesinde, bir de ödül verilmektedir ki “NRJ MÜZİK ÖDÜLLERİ” olarak isimlendirilir.

LE MARCHE INTERNATİONAL DES PROFESSİONNELS DE I’IMMOBİLİER-MIPIM

Her yıl “Mart” ayında, şehirde, 4 gün süre ile yapılan bir tür sergidir. Serginin ana teması: gayrimenkul sektörüdür. Yani, bu fuarda yapı araçları, yapı gereçleri sergileniyor ve gayrimenkul sektöründeki geniş bir insan kitlesini, buraya çekiyor.

Fransa Cannes

ALIŞVERİŞ YERLERİ

Alışveriş meraklıları: şehir ziyaretinde, mutlaka “Antibes” ve “Hoche” sokaklarına uğramalıdırlar. Bu sokaklarda, hemen her markanın bulunduğu “Galerie Lafayette” ve “Monoprix” gibi mağazalar bulunuyor.

Promenade de la Croisette caddesi boyunca yürürseniz, bu kez: Patricia Pepe, Miu miu, Louis Vuitton, Gucci, D&G ve benzeri ünlü mağazaların şubelerini görebilirsiniz. Ancak fiyatların çok pahalı olduğunu sakın unutmayın.

Flea Market

A Marche Brocante: her cumartesi günü, ağaçların altında, eski liman karşısında açılır.

Forville

Rue Felix Faure üzerinde, Hotel Ville’nin iki blok kuzeyindedir. Burası: bir kapalı çarşıdır. Batı ucunda, bir çiçek pazarı bulunur. Pazartesi günleri ise, burada “Forville Marche Brocante” isimli “bit pazarı” açılır.

Place Gambetta

Bir meydanın merkezindeki kapalı alanda kurulan küçük bir Pazar yeridir. Her gün kurulur.

GEZİLECEK YERLER

Her zaman olduğu gibi: ben Cannes şehrinde görülebilecek yerler hakkında aşağıda ayrıntılı bilgiler veriyorum.

Siz: buraya ulaştığınızda, kaldığınız otel resepsiyonundan veya turizm ofislerinden bir şehir haritası ediniyorsunuz ve şehirde kalacağınız süreyi ve ilginizi çeken yerleri düşünerek, harita üzerinde bir gezi rotası yapıyorsunuz.

Evet: şehir yürüyerek gezilebilecek durumda, hoş biraz yorulabilirsiniz. Özellikle: belirtmek istediğim: şehrin pahalı olduğudur. Burada: muhteşem bir lüks yaşamın örneklerini, özellikle arabalar konusunda izleyebilirsiniz.

Restoranlar, barlar ve kafeteryalar, plajlar aşırı pahalıdır ve bunları kullanmadan önce, mutlaka fiyatları kontrol etmelisiniz. Film festivali döneminde bu fiyatların kat kat yükseldiğini ve şehrin aşırı kalabalık olduğunu unutmayın, öte yandan bu şehir film festivali ile hareketleniyor ve canlanıyor, yani festival zamanı bu şehri görmek lazım.

Sonuç olarak: Cannes, normal şartlarda günübirlik gezebileceğiniz veya en fazla iki gün ayırarak tadına varabileceğiniz bir yer, iyi geziler.

Fransa Cannes

Palais des Festivales et des Congres de Cannes

Bina: şehir merkezinde, sahildedir. Binanın sağ bölümünde: yat limanı var. Hani: bütün dünya tarafından tanınan ve bilinen “Cannes Film Festivali” nin muhteşem bir binada yapıldığını düşünüyor ve böyle bir bina bekliyorsanız, yanılıyorsunuz, karşınıza gayet sade bir yapı çıkıyor.
Ünlü “Cannes Film Festivali” burada yapılıyor. Ayrıca: yine burada birçok farklı organizasyon da düzenleniyor.

Evet: orijinal yapı: 1949 yılında yapılmış ve günümüzde “JW Marriot Cannes” otel sitesinde bulunmaktadır. Ancak: 1979 yılında yeni bir bina inşa edilmesine karar verilir ve mimar Bennet ile Druet tarafından tasarlanan yapı; 1982 yılında hizmete girer. Bu mevcut yapı da, 1999 yılında genişletilir.

Günümüzde, burada, biraz önce de sözünü ettiğim gibi: çok sayıdaki odalarda sergiler düzenleniyor. 1959 ve 1961 yıllarındaki “Eurovision Şarkı Yarışmaları” da burada yapılmıştır.
Evet, kırmızı halı, yapının önündeki merdivenlerde sürekli duruyor, siz de bu halı üzerinde mutlaka fotoğraf çektirmelisiniz.

Fransa Cannes

Boulevard de la Croissette

Şehir merkezinin doğu bölümünde uzanmaktadır. İnce ve beyaz kumlu plajlara bakan, palmiyelerin sıralandığı bu gezinti yolu, büyük otellerin önünden geçerek, eski liman ve Festival Sarayına kadar, kıyı boyunca 2 km. uzanır. Bulvar boyunca: birçok yan sokakta sanat galerileri, takı mağazaları ve seçkin giyim mağazaları bulunur. Şehirdeki orta sınıf otellerin de büyük çoğunluğu bu bölgededir.

Caddenin batı ucunda: Palais des Festival binası ile plaj arasında: gölgeli ve yeşillikli bir park alanı bulunur. Caddenin doğu ucunda ise, yeni limandan hemen önce bir başka park ve oyun alanı vardır. Doğu uçtaki bu bahçenin yanında: “Jardin Alexandre III” isimli, güzel ve büyük bir çiçek bahçesi bulunur.

Fransa Cannes

La Casino Croisette

Şehrin en iyi kumarhanesidir. Muhteşem bir atmosfer ve birçok kumar makinası, ama girişte kıyafetinizin biraz derli toplu olmasına dikkat ediyorlar.

Fransa Cannes
Fransa Cannes

Palm Beach

Bu sırada: birçok ünlü oteller, restoranlar ve kafeler, plajlar bulunuyor. Kumsal: Nice şehrinde olduğu gibi taşlık değil, kumluktur. Burada: bir de casino var. “Palm Beach Casino Cannes”

Palm Beach Casino Cannes

Casino: 6000 m. karelik bir alan üzerinde, her gün saat: 12.00-03.00 arasında müşterilerini ağırlamaktadır. Casino bölgesinde: deniz manzaralı terasta bir oyun salonu; yüzme havuzu, slot makineleri, kasa oyunları, disko, 2 resepsiyon salonu, adalar manzarasına sahip odalar ve yıl boyunca aktiviteler vardır.

Bölgede bulunan özel plajlar

Bunlarda: şezlong, şemsiye ve diğer hizmetler için yüksek ücret ödemeniz gerekir. Bu ücretler, kişi başına günlük 14-44 Euro arasında değişmektedir. Yarım gün için ise, 9 Euro ödemek gerekir. Havlular için de ilaveten 5 Euro gerekir.

Bölgedeki halka açık plajlarda bulunur. Bunlar ücretsizdir. Bazı halk plajları üzerinde, şemsiye ve şezlong kiralama mümkündür ki, bunların ücretleri 1.5 ile 2 euro arasında değişir. Ama halk plajlarının özellikle yüksek sezonda: tıka basa dolu olduğunu unutmamak gerekir.

Buradaki halka açık en iyi plajların bazıları şunlardır

Plages du Midi

Altın kumlu olarak bilinen bu halka açık plaj, 700 metre uzunluğunda kumsala sahiptir.

Plages de la Boca

Şehirde, ilk halka açık plaj bölgesidir. Les Sables d’Or özel plajına bitişiktir. Bütün yıl açıktır. 3 km. uzunluğundadır.

Fransa Cannes

Chapelle Bellini

Parc Fiorentina bölgesindedir.
1894 yılında, Kont Vitali tarafından inşa ettirilmiştir. İtalyan Barok tarzı mimari stil, saat kulesi, cephesindeki heykeller, ahşap merdiven ilgi çekmektedir. Şehri ziyaret eden turistler, burayı mutlaka görürler.

Yapıda, eski Sırbistan Prensi Georgeviç, bir süre ikamet etmiştir. Daha sonra ise bir kilise haline getirilmiştir. Şapelin ortasında: bir çeşme var. Çeşmenin çevresinde ise harika bir bahçe bulunuyor.

Yapının en etkileyici bölümü ise: kulesidir. Kule: harika dekore edilmiştir. Özellikle güzel oyma kapısı ve pencereleri ilgi çeker.

Şapelin içi: güzel fresk resimleri ve ikon resimleri ile süslenmiştir. Freskler: Rönesans dönemi sanatçılarının eserleridir. Resimlerin çoğunda ise, çeşitli Hıristiyan öyküleri ve öğretileri ve azizler tasvir edilmiştir.

Turistler, şapelin farklı bölümlerinde: rahipler, azizler ve diğer dini kişilerin resimlerini, gravürlerini ve heykellerini görebiliyorlar. Festival sırasında burada dekorasyon zenginleştirilir, kutsal koro gösterileri yapılır.

Şapel: 1953 yılından bu yana: ünlü ressam Emmanuel Bellini (1904-1989) ye: tesis ve atölye olarak kullanması için tahsis edilmiş, ölümünden sonra ise müze olarak düzenlenmiştir.

Grey Street

Hilton otelinin hemen yanındaki bu bölgede, en gözde markaların satıldığı butikler bulunuyor. La Croisette ve Rue d’Antibes arasındaki geçiş yerinde bulunan caddede, tek bir çatı altında birçok ünlü etiket sıkıştırılmıştır.

Ancak, fiyatlar muhteşem pahalı, yine de gezmek ve görmek için burayı ziyaret edebilirsiniz. Her yıl Ocak ayı ortası ile Şubat ayında, indirimli satışlar var ve bu dönemde fiyatlar, yaklaşık % 60-70 arasında düşüyor.

Fransa Cannes

Rue d’Antibes

Şehir ziyaretinizde, kapsamlı bir alışveriş yapmak isterseniz, birkaç kilometre boyunca uzanan bu bölgeyi ziyaret etmenizi öneririm. Bu uzun sokak: şehrin doğu kenarında, Rue Felix Faure limanından uzanır. Sokakta, her türlü hediyelik eşya ve giyim butikleri bulunur. Ayrıca, yine burada, ünlü “Cannes sineması” bulunur.

Fransa Cannes

 

Fransa Cannes

Le Suquet

Şehir merkezine 2 km. ve Palais de Festival binasına, 10 dakika yürüme mesafesindedir.
Burası, limana bakan bir tepe üzerindeki eski bir balıkçı köyüdür. “Suquet” kelimesi “zirve” anlamına gelir.

Buradan, sahilin muazzam manzarası görülür. Aslında, burası Cannes şehrinin doğduğu yer olarak görülür. Yazının başında da söylediğim gibi, karşıdaki adalarda yaşayan keşişler, güvenlik sıkıntısı nedeniyle, 11’nci yüzyılda topluca buraya gelmişler ve 1088 yılında onlar tarafından inşa edilen kale, günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.

Yürüyerek: çeşitli yamaçları, dik sokakları gezebilirsiniz. Bu geziniz sırasında: yerel kafeler, restoranlar ve dükkanları görebilirsiniz.

Bu gezinizde, ayrıca: Musee de la Castre, kare saat kulesi, kilise ve surları ziyaret edebilirsiniz.

Suquet bölümünün hemen aşağısında, eski liman var. 1838 yılından kalma bu eski limanda: uzun gemiler ve yatlar barınırlar. Her yıl “Eylül” ayında, kraliyet yelken yarışları buradan başlar.

Eglise Notre-Dame d’Esperance

Bu kilise: 17’nci yüzyıldan kalmadır. Kilise içindeki “şükran plakaları” ilgi çekmektedir.

Fransa Cannes
Fransa Cannes

Musee de la Castle

Şehrin tepesindeki kalededir. Giriş ücretlidir, yetişkinler 6 Euro, çocuklar 3 Euro’dur.
Müzede: Etnografik objeler sergilenmektedir. Bunlar arasında: özellikle müzik aletleri dikkat çekmektedir. Afrika davul, Asya ud, Endonezya yağmur davulu ve diğer birçok ülkeden gelen 480 alet müzenin koleksiyondadır.

Bu ve diğer objeler: 1877 yılında, Baron Lycklama tarafından bağışlanmıştır. Bahçelerle çevrili küçük odalarda: Amerika, Okyanusya, Himalayalar, Akdeniz bölgesinden gelen eserler, Kolomb öncesi seramiklerine ait zengin bir koleksiyon görmek mümkündür. Müzik aletleri: St Anne şapelinde sergileniyor.

Müze gezisi: ortaçağdan bu yana, lordların ikameti olan antik kaleden başlıyor. Kule zindanı ve Güney Alplerin tepelerinin panoramik manzarasını seyrederek devam ediyor. Bu arada: eski balıkçı limanı da görülüyor.

Fransa Cannes

Quai des He

Çok güzel bir limandır. Bu limandan, yakınlardaki “İles de Lerin” adalarına gidebilirsiniz. En yakın ada: “İle Ste-Marguerite” dir. Limanda “Gare Maritime” denilen yerde, teknelere binebilirsiniz.

Fransa Cannes

İles de Lerin

Bu adada: Okaliptus ve çam korulukları arasında, güzel çiçek bahçeleri yanında güzel yürüyüşler yapabileceğiniz yerler var.

Fransa Cannes

İle Sainte-Marguerite

Adaların en büyüğüdür. Ada, 3 km. uzunluğunda ve 900 metre genişliğindedir.
Ada: kıyıya 15 dakikalık bir tekne yolculuğu uzaklıktadır. Adada, yaklaşık 20 bina bulunuyor ve bunların çoğu: balıkçılar tarafından ev olarak kullanılıyor. Bunun dışında, adada konaklama tesisi yani otel yoktur.

Biraz önce sözünü ettiğim, demir maskeli adamın tutuklu bulunduğu “Fort Royal” ise: günümüzde bir gençlik Hosteli ve deniz müzesine ev sahipliği yapmaktadır.

 

Fort Royal-Deniz Müzesi

Müzeye giriş ücretlidir, yetişkinler 6 Euro, çocuklar 3 Euro’dur.
Müze: deniz ve çam ormanlarının kenarında, Royal Fort Sainte-Marguerite’nin eski kısmındadır.
Zemin katta: gizemli mahkumların cezalarını çektikleri hücreler görülür. Demir maskeli adam da: 17’nci yüzyılda burada cezasını çekmiştir.

Demir maskeli adam hakkında kısa bir bilgi: 1669-1670 yılları arasında tutuklanan, ismi Eustache Dauger olarak geçen bu şahıs: Bastil ve buradaki kale de bir süre hapis kalmıştır.

Ancak: 34 yıllık süreçte, sürekli olarak yüzünü siyah kadife bir kumaş maske ile gizlemiş, gardiyanlar dahil hiç kimse yüzünü görmemiş ve kimliği uzun süre tartışılmıştır.

Müzenin birinci katında ise: Roma dönemi batıklarından ele geçirilen amforalar, cam ve seramik eşyalar sergileniyor. Ayrıca, bir odada Roma dönemi sarnıcı görülüyor.

Fransa Cannes

ÇEVREDE GEZİLECEK YERLER

Guy de Maupassant

Kasaba ismini: Fransız yazar ve gazeteci Henry Rene Albert Guy de Maupassant’tan almıştır. 19’ncu yüzyılın önemli Fransız yazarlarından biri olarak kabul edilir.

Cannes şehrine gelenler, zaman yaratıp burayı da görmelidirler. Bu yöre: 1834 yılında, Nice şehrinde olduğu gibi İngiliz Aristokratisi tarafından yaratılmış oteller le doludur ve lüks tatil yöresi, Avrupalı soylular tarafından yıllardır tatil için tercih edilir.

Evet, bu lüks sahil kasabasında: muhteşem güzel plajlar, şık butikler, mücevher mağazaları ve büyük oteller bulunuyor.

Fransa Cannes

 

Vallauris

Şehrin doğusundadır.
Ünlü ressam Picasso: II. Dünya Savaşından sonra, burada çalışmaya başlamıştır. Bu yüzden: burada seramikçilik ve çömlekçilik popüler hale gelmiştir.

Romanesk şapeli

Ünlü ressam Picasso: burada yaptığı “duvar resmi” yani “La Guerre et la Paix” (savaş ve barış) ile ünlenmiştir. Place Paul-İsnard’a da bir bronz heykel hediye etmiştir. 13’ncü yüzyılda inşa edilen şapel: günümüzde 1952 yılından bu yana Belediye Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Fransa Cannes

Biot

Şehrin doğusundadır. 2500 yaşında olan güzel ve çok popüler bir ortaçağ kasabasıdır.
Kasaba: bir tepe üzerinde Antibes ve Nice arasında, Akdeniz plajlarına yalnızca 4 km uzaklıktadır. Yaz aylarında, burada büyük turist kalabalıkları olsa da, onun doğal cazibesi ve antik duygusu çok iyi korunur.

Biot: antik dönemlerden bu yana: çanak-çömlek kaynağı olmuştur. Bölgede: ince kil, kum, fırınlar yapmak için manganez ve volkanik tüf kaynakları zengindir. Burada yapılan amforalar: 18’nci yüzyıla kadar, Marsilya limanı üzerinden, tüm dünyaya ihraç edilmiştir.

Günümüzde ise, burada: cam eserler ünlüdür. Genellikle küçük kabarcıklar ve şeffaf ve renkli şeffaf camlar üretilir.

Kasabanın çevresindeki tepenin eteklerinde, bu cam üfleme atölyelerini görmek mümkündür. Burayı ziyaret ederseniz, zaten bu güzellikleri gördüğünüzde: mutlaka birkaç örnek satın alacaksınız.

Fransa Cannes
Fransa Cannes

Grasse

Cannes şehrine giderseniz, bu kasabayı da unutmamanızı öneririm. Çünkü: otobüs ile 1 Euro vererek yaklaşık yarım saatte ulaşabileceğiniz (15 km.) bu kasabada: birçok parfüm üretim yeri ve parfüm müzeleri görebilirsiniz.

Bu yüzden, kasabanın her bölgesi harika kokuyor. Grasse çiçekler ve temiz hava kokusu ile, birkaç yüzyıldır popüler bir turistik merkez olmuştur.

Fransız parfüm endüstrisinin 16’ncı yüzyılda burada başlaması da büyük önem taşır. Bunda: çevrenin lavanta, yasemin, gül, mimoza, portakal çiçeği ve menekşe alanları ile çevrili olmasının büyük önemi vardır.

Buraya yolunuz düşerse “fragonard” tabelalarını izleyerek satış yerine gidin ve çok uygun fiyatlarla: parfümler, kremler ve kaliteli sabunlar satın alın.

Grasse küçük bir yer, her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Küçük bir çarşının bitiminde, kasabadaki üç büyük parfüm fabrikasından biri olan “Fragonard” ın satış mağazası ve müzesine ulaşılıyor. Burada: parfümlerin yapılışını görebilirsiniz.

Amerika Atlanta

Amerika Atlanta

Georgia Eyaletinin tarihi başkenti ve kalabalık şehridir.

Şehir: Appalachian dağlarının eteklerinde kurulmuş olup, deniz seviyesinden 320 metre yüksektedir.

Şehir nüfusunun, büyük bölümü (% 55) siyahlardan oluşmaktadır. Bu yüzden, Amerika’nın en büyük dördüncü siyah şehri olarak bilinir.

1864 yılında, iç savaş sırasında, tamamen harap olmuş ve daha sonra kendi küllerinden yeniden doğmuştur.

Zaten, bu yüzden “Anka” kuşunu simgeleri olarak kabul ediyorlar.

Evet: 1860 yılında, iç savaş sırasında: burası, demiryolu hattı nedeniyle, askeri malzeme dağıtımı için bir merkez olarak kullanılmıştır.

1864 yılında, şehir, dört aylık bir kuşatmanın ardından: Birlik ordusu tarafından teslim alınmış ve şehrin kilise ve hastanesi korunarak, geri kalan yapıların hepsi yakılmıştır.

1865 yılında iç savaş bitince, şehir tecritten kurtulmuştur.

Yirminci yüzyılın, ilk on yıllık sürecinde, şehir muhteşem bir büyüme dönemi yaşar.

Ancak: yine aynı dönemlerde, ırkçılık çatışmaları yaşanır.

1917 yılında, şehirde çıkan bir yangın sonucu; 2000 civarında bina yakılıp-yıkılır ve 10.000 kişi evsiz kalır. Sonuç olarak: şehrin tarihi mimarisi, yok olmuştur.

Şehrin simgesi 2 heykeldir.

Bunlar: Broad Street üzerinde bulunan “First National Bank” ve diğeri “Martin Luther King Drive” da bulunan, efsanevi ve küllerinden yeniden doğan “Anka kuşu” heykelidir. Şehrin bir diğer simgesi ise bir meyve şeftalidir. Çünkü, burada üretimi fazladır.

Tarihi süreç içinde, şehrin bir diğer özelliği ise: insan hakları konusunda liderlik yapan, Martin Luther Kingin bu şehirden olmasıdır.

Şehrin diğer bir özelliği: 1996 yılında, Olimpiyat oyunlarının burada yapılmış olmasıdır.

Amerika Atlanta

İKLİM

Şehir, ılıman bir iklime sahiptir. Buna bağlı olarak: yazlar çok sıcak ve nemli, kışlar ise ılık geçer. Temmuz ayındaki ortalama sıcaklık: 32 derece civarındadır. Ocak ayı ortalama sıcaklıkları ise, 6 derece civarındadır.

Amerika Atlanta

GEORGİA STATE UNİVERCİTY

1913 yılında kurulan üniversitede, günümüzde 30.000 den fazla öğrenci bulunduğu söyleniyor. Kampus içinde, öğrencilerin güvenliği için her türlü tedbir alınmaktadır. 1996 yılındaki olimpiyatlarda konut olarak kullanılan 2000 yataklı bölüm, günümüzde üniversiteye tahsis edilmiştir.

TURİZM

Şehir: seçkin mağazaları, şık restoranları ve renkli diskoları ile dikkat çekmektedir. Şehirde: MARTA ismi verilen toplu taşıma sistemi, özel bir turistik tur sunmakta ve bu turda, görülmesi gereken yerleri gezdirmektedir.

Evet, bu şehir, Amerika’nın en çok ziyaret edilen 7’nci şehridir. Yıllık ziyaretçi sayısı, 35 milyon civarındadır. Bu şehrin turistik özellikleri hakkında, kısa bilgiler vermek gerekirse: gece hayatı açısından oldukça hareketlidir.

Şehir merkezinde, özellikle hafta sonu yani Cuma ve cumartesi akşamları gece kulüpleri dolup taşmaktadır. Ancak: şehirde genellikle gece yalnız başınıza veya arka sokaklarda yalnız olmasanız da bulunmanızı önermem, çünkü kesinlikle emniyet ve güvenlik sıkıntısı var.

Birkaç başlık altında gezilecek yerler derseniz: öncelikle şehirdeki akvaryumu öneririm, çünkü gerçekten muhteşem güzel deniz canlıları, özellikle köpekbalıkları var.

Ayrıca: ünlü Titanik batığından çıkarılan bir kısım obje de sergileniyor.

Bunun yanında: CNN merkezini görebilirsiniz, burada Irak savaşında kullanılan bir haber yayın aracı; jeep var, ilginizi çekecektir. Mimariye ilginiz varsa, dünyanın 25’nci en büyük gökdeleni olan “The Bank of America Plaza” yapısını görebilirsiniz.

Şehirdeki hayvanat bahçesi ise, yine bir özelliği ile öne çıkıyor, evet burada “panda” lar var. Hatta, Çin hediyesi olan bu pandalardan, yavru bile alınmış ve görebilirsiniz.

Son bir not: sivil haklar savunucusu Martin Luther King; bu şehirde doğmuş ve yaşamış ve halen mezarı yine bu şehirde bulunmaktadır.

Unutmadan, pek ilginç olmasa da, Coca Cola’nın doğduğu yer ve genel merkezi, yine bu şehirde, hatta bir Coca Cola Müzesi bile bulunuyor.

Amerika Atlanta
Amerika Atlanta

BANK OF AMERİCA PLAZA

Şehrin silüetini etkileyen bu gökdelen: 317 metre yüksekliktedir ve dünyanın en yüksek 61’nci binasıdır. 1992 yılında tamamlandığında ise, dünyanın en yüksek 9’ncu binası imiş. Yapının bir diğer özelliği: 14 ay gibi kısa bir sürede yapılmış olmasıdır. Evet, bu binanın en tepe bölümü, özellikle geceleri çok güzel bir şekilde ışıklandırılıyor.

PEACHTREE PLAZA HOTEL

Buranın, özellikle 70’nci katındaki dönen restoranı, şehrin muhteşem manzarasını izlemek için idealdir. Buraya giderseniz, binanın dışından cam tüpler içinde yükselen asansörler ile, tepeye çıkabilir ve Blue Ridge dağlarına kadar uzanan manzarayı izleyebilirsiniz.

Binanın yüksekliği derseniz, 220 metredir. Dünyanın en yüksek 17’nci otel binasıdır. 1977 yılında hizmete girmiştir.

PEACHTREE CENTER

Şehir merkezinin kalbidir. Bu alışveriş ve iş merkezi: şehrin gökdelenleri arasında: sarmaşıklar ve tropikal bitkileri, yansıma havuzları ve fıskiyeleriyle dikkati çeker. Peachtree merkezinde, üç katlı alışveriş merkezi bulunmaktadır. Buradan kişisel alışverişinizi yapabilir, restoranlardan yararlanabilir ve 60’dan fazla özel mağazada aradıklarınızı bulabilirsiniz.

Buradaki perakende satış mağazaları: Pazar günleri hariç, her gün saat: 10.00-18.00 arasında açıktır.

Amerika Atlanta

MARTİN LUTER KİNG ANITI

Auburn Avenue’dedir.

Bilindiği gibi, Luter King; büyük bir insan hakları savunucusudur ve 1968 yılında bir suikastte öldürülmüştür. Anıt: onun mezarının yerini belirlemektedir. Mezar ve anıt: kendisi ve babasının, şiddet karşıtı vaazlar verdikleri, Ebenezer Baptist Kilisesinin arkasındadır.

Hemen yandaki araştırma enstitüsü: Kingin hayatı ve eserlerine ayrılmış bir merkez olarak görev yapmaktadır.

OMNİ İNTERNATİONAL COMPLEX

Burası: 14 hektar büyüklüğünde: göz kamaştırıcı, mega bir yapıdır. Bu yapı içinde: basketbol, sirk ve konserler için bir stadyum, buz hokeyi alanı, sinema, mağazalar, diskotek ve paten sahası ve restoranlar bulunmaktadır.

Burada, geceleri lazer gösterileri düzenlenir. Gündüz ise, güneş ışınları, çatı penceresinde, etkileyici görüntüler sunacak şekilde düzenlenmiştir.

Amerika Atlanta

HİGH MUSEUM OF ART

Amerika’nın en çok ziyaret edilen sanat müzesidir. Atalanta Sanat Derneği tarafından, 1905 yılında kurulmuştur.

Bu sanat müzesi: Amerikan Dekoratif Sanatının: 19 ve 20’nci yüzyıldan kalan örneklerini barındırır. Bunlar: fotoğraf sanatı, Afrika sanatı ve bazı güncel modern sanatlara ait koleksiyonları kapsamaktadır.

Bu koleksiyonlardaki eserlerin toplam sayısı: 11.000 civarındadır. Bu objelerin büyük bölümünün satın alma yoluyla elde edildiği söyleniyor.

DESİGN ATLANTA MUSEUM-MODA

Burası bir moda tasarım müzesidir. Burası: tasarım sergileri aracılığı ile, insanların günlük yaşamlarının nasıl etkilendiğini göstermektedir.

MİCHAEL C. CARLOS MUSEUM

Şehirde, Emory Üniversitesi içindeki bir müzedir. Burada: antik sanat koleksiyonları sergilenmektedir. Bunlar: Eski Mısır, Yunan, Roma, Yakın Doğu ve eski Amerika kültürlerine aittir. Koleksiyonda bulunan eserlerin toplamının: 16.000 olduğu söyleniyor.

DECATUR MEYDANI

Burası: şehir merkezinin 6 km. doğusundadır. Burada: 200’den fazla butik, restoranlar ve galeriler bulunmaktadır. Bu meydanda yıl boyunca çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bunlar arasında öne çıkanlar: Mayıs ayında Sanat Festivali, Haziran ayında Plaj Partisi, İşçi Bayramı ve Kitap Festivali.

Amerika Atlanta

ATLANTA ZOO-HAYVANAT BAHÇESİ

Burada, 220 den fazla hayvan türü ve 1.500 civarında hayvan bulunduğu söyleniyor. Yani, Amerika’nın en büyük hayvan çeşitliliği bulunuyor. Hatta: burada “dev pandalar” var ki, Amerika’da yalnızca dört hayvanat bahçesinde panda bulunuyor.

Buradaki pandalar: 1999 yılında, Çin’den gönderilmiştir. Biri dişi, diğeri erkek olan pandaların ismi: L un ve Yang Yang.

2006 yılında, Amerika’da ilk panda yavrusu burada doğmuştur. 2008 yılında ikinci panda yavrusu doğar. 2011 yılında ise, üçüncü panda yavrusu alındı.

Amerika Atlanta
Amerika Atlanta

CENTENNİAL OLİMPİYAT PARK

Olimpiyat oyunları için, Atlanta Komitesi tarafından yapılmıştır. Olimpiyat oyunları döneminde milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilen park, günümüzde çeşitli popüler müzik konserlerinde kullanılmaktadır. Bağımsızlık günü havai fişek kutlamaları da burada düzenlenmektedir.

1996 yılında, 27 Temmuz günü parkta bir bombalama olayı oldu ve 2 kişi öldü. Bundan sonra, parkın girişinde çanta araması ve metal dedektörlerle kontroller yapılmaya başlanmıştır. Yine, bir felaket: 14 Mart 2008 tarihinde, tornado kasırgası, parkta büyük hasar vermiştir.

Günümüzde park çevresinde bulunan yapılar şunlardır:

Georgia World Congress Center

Şehirdeki güzel bir kongre merkezidir. Aynı zamanda, Amerika’nın en büyük dördüncü kongre merkezidir. Her yıl, 1 milyon ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir.

3 binalı yapıda, 12 sergi salonu, 105 toplantı salonu, 2 balo salonu bulunur. Oditoryum bölümünde ise, 1740 koltuk kapasitesi bulunmaktadır.
2008 yılındaki tornado kasırga felaketinde, yapının çatısı büyük hasar görmüştür.

Amerika Atlanta

Georgia Dome

Burası, kubbeli bir stadyumdur. 1992 yılında tamamlanmıştır. 72.000 koltuk kapasitelidir. Kubbe yüksekliği: 271 metredir. Yapının uzunluğu: 746 metredir. Amerika’daki en büyük kapalı spor tesisi olarak önem kazanmaktadır.

1996 Atlanta Olimpiyat oyunlarının birçok sportif etkinliği burada düzenlenmiştir.

Philips Arena

1999 yılında açılmıştır. Burası, büyük bir kapalı spor salonudur. Burada: 19.000 seyirci kapasiteli basketbol, 18.000 seyirci kapasiteli buz hokeyi maçları düzenlenmektedir.

Konserler ve diğer eğlence etkinliklerinde ise, 21.000 koltuk kapasitesi mümkündür. 2011 yılında, Amerika’nın en işlek arenası seçilmiştir.

Amerika Atlanta
Amerika Atlanta

CNN Center

Cable News Network olarak isimlendirilen (CNN) kurumun merkezi buradaki stüdyolardadır. Merkez, 1987 tarihinde burada açılmıştır. Burayı ziyaret etmek mümkündür. Ziyaret sırasında: stüdyolar gezilir ve teknolojiler izlenir.

Bu ziyaret sırasında kullanılan “yürüyen merdiven”; dünyanın en uzun yürüyen merdivenidir. Ayrıca, yine CNN Center ile, Kubbe-Philips Arena arasındaki bağlantıda, demiryolu ile sağlanır.

Amerika Atlanta
Amerika Atlanta
Amerika Atlanta

Georgia Aquarium

Evet, burası dünyanın en büyük kapalı akvaryumudur ve 32.000 m. küplük su bulunan havuzlarda: 500 farklı türden, 12.000 den fazla deniz canlısı yaşamaktadır. Bu canlılar arasında en çok ilgi çekenler: balina köpekbalıklarıdır.

Ayrıca: şişe burunlu yunuslar da bulunmaktadır.
Asya dışında, balina köpekbalıklarının bulunduğu tek yer olarak burası önem kazanmaktadır. Deniz canlılarının her biri, farklı ortamlarda sergileniyorlar.

Amerika Atlanta

Coca-Cola

Burası, 24 Mart 2007 tarihinde hizmete açılmıştır. Müze: şehrin en çok ziyaret edilen yerlerinden birisidir. 3 katlıdır ve girişinde: büyük bir “Coca Cola” neon işareti bulunmaktadır. Bunun yüksekliği 30 metre ve 25 metre genişliğindedir.

Ziyaretçilerin gezi turu: üst kattan başlar ve interaktif sergilerden devam eder. Bu tur sırasında: 1930’larda üretilen ilk cola, yıllarca süren cola reklamları örnekleri ve 10 dakikalık bir video filmi ile cola hakkında bilgiler verilir.

Ayrıca: yine ziyaret sırasında, ziyaretçiler, cola ürünlerini denemek için mevcut bir çeşmeyi kullanabilirler. Bu bölümde, çeşitli ülkelerde kullanılan değişik ve alkolsüz içecek markaları ve tatlarını da denemek mümkündür. Burada: Coca Cola tarafından üretilen çeşitli markalar görebilirsiniz. Ayrıca: bir de hediyelik eşya dükkanı bulunuyor.

Evet: yukarıda söz ettiğim, Coca Cola’nın eski müzesidir.

Günümüzde: Coca Cola, yeni yerinde “Coca Cola Dünya” olarak hizmet vermektedir. Burayı da ziyaret etmek mümkündür. Buraya giderseniz: önce bir güvenlik kontrol noktasından geçiriyorlar.

Sonra: dünyanın her yerinde, farklı malzemelerle yapılmış coca cola ürünlerinin şişelerini görebileceğiniz bir lobi kısmı var.

Ziyaretçiler daha sonra, 1896 yılından bu yana yapılan Coca Cola reklamlarının tanıtıldığı bölüme geçiyorlar.

Burada: yani Mutluluk Fabrikası Tiyatrosunda, ziyaretçilere tanıtıcı bir video filmi sunuluyor.

Evet, sonra yine Coca Cola’nın tarihi süreç içindeki yolculuğunun sunulduğu bölgelere devam eden, tur, en sonunda hediyelik eşyaların satıldığı yerde noktalanıyor.

Bence, Atlanta şehrine yolunuz düşerse, burayı ziyaret etmeyi sakın unutmayın.

İnteraktif Havuz

Bu havuz: bilgisayar kontrollü ve ışıklarla süslenmiştir. Ayrıca: hoparlörlerden müzik sesi duyulur. Yani: müzik eşliğinde, senkronize su fıskiyeleri, muhteşem bir seyir keyfi.
251 fıskiye bulunduğu söyleniyor.

Bunlar, havaya doğru: 12 ile 35 metre arasında suyu yükseltiyorlar. Yaz olimpiyatları sırasında: havuz çevresi, bayraklarla süslenmiştir. Parkın güney kıyısında ise, küçük bir amfi tiyatro bulunmaktadır. Havuzdaki su-ışık-müzik gösterilerini izlemek isterseniz, gösteriler günde 4 kez yapılıyor, bunu takip etmeniz gerekir.

Amerika Atlanta

ATLANTA BOTANİC GARDEN

Midtown denilen bir kasabadadır.

Burada: ünlü bitki koleksiyonları, güzel görüntüler ve muhteşem sergiler görebilirsiniz. Her mevsim ziyaret mümkündür. Bahçede: Faqua Orkide Merkezi bulunmaktadır ki, bu merkez Amerika’daki en önemli orkide koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Bahçede: zarif toplantılar ve kutlamalar yapılabilecek, kapalı ve açık alanlar bulunmaktadır.

DOĞA TARİHİ MÜZESİ-FERNBANK

Müzede: yeryüzündeki yaşamın gelişimini keşfedebilir, dünyanın en büyük dinazorları ile yüz yüze gelebilirsiniz.

SİX FLAGS OVER

Burası bir eğlence parkıdır. Park alanında, 40’dan fazla eğlence ünitesi bulunuyor. Yaz aylarında: parkın büyük interaktif su oyun alanında, su elemanları ile eğlenceler sürdürülmektedir.

Özellikle “Kafatası adası” çevresi ilgi çeker. Ekim ayında ise, park alanı, perili bir tema parkı haline dönüştürülür. Cadılar bayramı gösterileri, gezici zombi ve korkunç yolculuklar, cadılar bayramını heyecanlı hale getirmektedir.

Amerika Chicago şehri gezi yazılarım için  Chicago Gezilecek yerler

Amerika Los Angeles Disneyland gezisi yazım için Los Angeles Disneyland

Amerika Miami şehri gezi yazım için Miami

Norveç Bergen

Norveç Bergen

Bergen şehri: 14 ve 16’ncı yüzyıllar arasındaki dönemde: Hansa ticaret imparatorluğunun en önemli ticaret limanlarından birisi olarak önem kazanmaktadır.

Bu nedenle, Bergen, Norveç ülkesinin önemli turistik merkezlerinden birisidir ve 2011 yılında, yaklaşık 900 bin turist, şehri ziyaret etmiştir.

Şehirdeki: küçük butikler, ofisler, restoranlar, sanat stüdyoları ve hatta esnaf atölyeleri, ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Siz de şehri ziyaret ederseniz: eski dar geçitler boyunca yürüyüşler yapabilir, ilginç tasarım ürünü hediyelik eşyalardan satın alabilir, ahşap mimari örnekleri yapıları görebilirsiniz.

Evet, Bergen, Norveç’in güneybatısında: Hordaland eyaletine bağlı ülkenin en büyük ikinci şehridir. 2010 yılı sayımlarına göre, şehrin nüfusu 300 bin kişidir.

Bergen: sıcak kanlı ve güler yüzlü Bergenlilerle dolu, bu insanlarda hiç telaş yok, trafik ve gürültü de yok.

Temmuz ve Ağustos aylarında buraya yolunuz düşerse: güneşin gece yarısına doğru yani saat 24.00 civarında battığını ve havanın kararmaya başladığını göreceksiniz ki, zamanın yavaş ilerlediğine tanık olabilirsiniz.

Zaten güneş batsa da, hava tam kararmıyor, gökyüzü alacakaranlık oluyor. Özellikle, güneşin bu  durumuna kanıp, akşam yemeğini kaçırmak mümkündür.

Norveç Bergen

TARİH

1360 yılında bir Alman tüccar: Brggen denilen burada, bir liman merkezi kurmuştur. Buradan: takip eden 400 yıllık süreçte; bölgenin içlerine ithalat ve ihracat sürdürülmüştür.

Daha önce de sözünü ettiğim gibi, Bergen şehri, tarih boyunca büyük yangınlar geçirmiştir. En son olarak, 1955 yılından  sonra, karakteristik ahşap evler yapılmış ve günümüze kadar korunarak gelmişlerdir.

Norveç Bergen

ULAŞIM

Bergen “Flesland” havaalanı, şehir merkezinden20 km. uzaklıkta, batıdadır. Havaalanı ile şehir merkezi arasında: otobüs, taksi, tekne bulunmaktadır.

Otobüs ile şehir merkezine ulaşmak isterseniz: 90 NOK ücret ödemeniz gerekir.   Birkaç otobüs firması var, gideceğiniz yere göre, bu otobüslerden birini seçebilirsiniz. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki otobüs yolculuğu, yaklaşık 40 dakika sürmektedir. Otobüsler, her 15 dakikada bir hareket ederler.

Taksi kullanmak isterseniz: taksi durağı ana girişin tersindedir. Trafiğe bağlı olarak, yaklaşık 30-40 dakika içinde, şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Yine, birkaç taksi şirketi var, seçim yapabilirsiniz.

Burada sizlere iletmek istediğim ulaşım ile ilgili önemli bir diğer konu: Oslo-Bergen arasındaki ulaşımdır. Bergen-Oslo arası yaklaşık 500 kilometredir.

Büyük olasılıkla Norveç geziniz, Oslo şehrinden başlayacaktır. Oslo-Bergen arasındaki ulaşım: uçak düşünürseniz, yaklaşık 50 dakika sürmektedir. Tren düşünürseniz: Oslo-Bergen arasında, muhteşem bir tren yolculuğu yapabilirsiniz ki, bence bunu tercih edin. Seyahat yaklaşık 7 saat sürmektedir.

Norveç Bergen

ALIŞVERİŞ

Bergen şehrini ziyaret ederseniz: burada bulabilecekleriniz: ahşap oyuncaklar, şişeler, süs eşyaları, banyo oyuncakları, küçük mobilyalar, lambalar, bardak ve tabaklar olabilir.

Şehir merkezindeki en büyük alışveriş merkezleri yakınlarında: otobüs ve tren istasyonları bulunmaktadır. Özellikle: Torgallmeningen, Bergen Storsenter üzerindeki Strandgaten, Galleriet ve Kloverhuset alışveriş merkezleri, ilgi çekmektedir.

Ayrıca: yine tüm şehir merkezinde, küçük dükkanlarda hediyelik ürünler satılmaktadır. En iyi alışveriş caddeleri olarak: Ovregaten ve Lille Ovregate, Vetrlidsallmening, Torget ve Vagsallmeningen, Strandkaien ve Torgalimenningen meydanı çevresini düşünebilirsiniz.

BERGEN KART

Bergen şehrinde: şehir sınırları içinde, kültürel ve turistik mekanları ziyaret etmek, restoranlar ve otoparklardan yararlanmak, çeşitli müzeleri gezmek ve indirimlerden yararlanmak, ücretsiz otobüslere binmek ve Bybane yani hafif raylı sistemi kullanmak isterseniz “Bergen Kart” almanızı öneririm.

Bergen kart: 24 ve 48 saatlik olmak üzere, iki çeşit satılıyor. Bergen Turizm Danışma Bürosundan satın alabiliyorsunuz.

Norveç Bergen

SKYSS-HAFİF RAYLI SİSTEM

Skyss denilen sistem ile: otobüs ve hafif raylı sistem ile: Hordaland bölgesinde ulaşım sağlanmaktadır. Şehre gelen turistler: bu hafif raylı sistemi mutlaka kullanıyorlar, ilginç bir yolculuk oluyor.

Norveç Bergen

NE YENİR

Enhjorningsgarden bölgesinde bulunan “Enhjorningen Fiskerestaurant” şehrin yemek yenebilecek en güzel yeri olarak bilinir ve tanınır. Burada, ahşap zemin üzerinde ve boyalı duvarlar yanında: en iyi deniz ürünlerini tadabilirsiniz.

Bunun dışında, bir de “Tracteursted” denen restoran bulunuyor ki, burada deniz ürünleri dışında, yerel yemekler de servis ediliyor.

Yerel yemeklerde öne çıkan ise “Sumo” olabilir. Bu bir tür çorba ve şehriyeli yemek cinsidir. Ayrıca: taze mevsim sebzeleriyle birlikte servis edilir. Bunu tatmak isterseniz, Vaskerelven bölgesinde, Sinco restoranının düşünebilirsiniz.

Norveç Bergen

TURİZM

Norveç Bergen

Şehir ve Panorama Turu

Bu tur, bir orijinal tren ile: Torget denilen yerden hareket edilerek yapılıyor. Tur: ahşap binalar, renkli liman Bryggen boyunca devam ediyor, balık pazarı geçiliyor, Bergen merkezi sokaklarında devam ediyor.

Tur boyunca: Bergen şehrinin karakteristik ahşap evlerini görebilirsiniz.

Tur: yaklaşık 55 dakika sürüyor. Bergen Kart sahipleri, turdan % 10 indirimli olarak yararlanıyorlar.

Norveç Bergen

Bergen City Sightseeing

Üstü açık orijinal tur otobüsü: Ringnesveien denilen yerden hareket ediyor.

Otobüste: rahat koltuklara oturup, Bergen şehrinin tarihini keşfedebilirsiniz. Belli başlı yerlerde otobüs duruyor ve yolcular, buraları gezebiliyorlar. Ayrıca: yine tur boyunca, 8 dilde (elbette ve maalesef Türkçe yok) rehberlik hizmeti veriliyor.

Norveç Bergen White Lady fiyort turu
Norveç Bergen White Lady fiyort turu

White Lady ile Fiyort Turu

Turistinformasjonen denilen yerden hareket ediyor.

Tur yarım gün yani yaklaşık 4 saat sürüyor. Dar fiyortların ve görkemli dağların arasında, muhteşem bir yolculuk, kesinlikle katılmanızı öneririm.

Zamanınız sınırlı ise, 1 saat süren turlar da var. Bu tur sırasında, denizden bakıldığında Bergen şehrinin en güzel görüntüsünü görebiliyorsunuz.

GEZİLECEK YERLER

Bryggens Museum-Bergen Şehir Müzesi

Dreggsalmenning bölgesinde, modern bir binadadır.

Müzede: 1955 yılında, Bryggen bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda bulunan buluntular sergilenmektedir.

Bunlar arasında: Avrupa seramik sanatı örnekleri, runik yazıtlar, ticaret-nakliye ve kültürel etkinliklere ait örnek objeler ve Ortaçağ’da bölgedeki günlük yaşamı gösteren objeler bulunmaktadır.

Sürekli koleksiyon yanında, müzede geçici sergilerde düzenlenmektedir.

Bergen Akvaryum

1960 yılında açılan deniz altı dünyası bölümü: Bergen şehrinde turistler için önemli bir cazibe merkezidir ki, özellikle çocuklu ziyaretçilerin, buraya mutlaka uğramalarını öneririm. Penguenler, ilgi çekiyor.

Morinalar da var. Hatta: tropikal bölümde: timsah, yılan, kertenkele gibi çeşitli hayvanları da izlemek mümkündür.

Akvaryum: Nordnesbakken adresindedir. Bergen şehir merkezine, yürüyerek 15 dakika uzaklıktadır. 60’dan fazla büyük ve küçük akvaryum bulunuyor.

Sinema bölümünde ise: 3D olarak, yani üç boyutlu olarak çeşitli ama yine denizle ve okyanusla ilgili filmleri izlemek mümkündür.

Norveç Bergen Denizcilik Müzesi

Bergen Denizcilik Müzesi

Haakon Sheteligs Plass adresindedir. Bergen Kart sahipleri, bu müzeye ücretsiz olarak girebilmektedirler.

Evet, Bergen Denizcilik Müzesi: Bergen Üniversitesi Kampüsü içindedir. Müzede: deniz arkeolojisi bulguları, denizcilik ve gemide yaşam objeleri ve en önemlisi Viking gemileri bulunmaktadır.

Hansa Müzesi

Kıyıda, eski Hansa binalarının birinde bulunmaktadır. Burada: 18’nci yüzyıldan kalma, bir tüccarın yaşamında  kullandığı objeler sergilenmektedir.

Norveç Bergen Haakon Hall
Norveç Bergen Haakon Hall

Haakon Hall-Bergen Şehir Müzesi

Bergenhus Festning bölgesindedir. Bina: yaklaşık 750 yıllık bir kraliyet ikametgahı ve ziyafet salonudur.

Kral Hakon Hakonsson tarafından 1247-1261 yılları arasında yaptırılmıştır. 1261 yılında, kralın oğlu Magnus Hakonsos Lagabote’nin Danimarka prensesi İngeborg ile olan düğün töreni burada yapılmış ve 2000 kişi katılmıştır.

Zaten, o dönemde, Bergen, Norveç ülkesinin en büyük şehri olarak bilinmektedir.

Evet, burayı ziyaret ederseniz, kalın taş duvarlar arasında, ortaçağ döneminin ciddi törenlerinin ve kutlamalarının yapıldığı bir yeri görebilirsiniz.

Norveç Bergen Rosenkrantz Tower

Rosenkrantz Tower-Bergen Şehir Müzesi

Bergenhus bölgesindedir. Hakon Hall yakınındadır.

Yapı: Norveç ülkesinin en önemli Rönesans eserlerinden birisi olarak kabul edilmektedir.

Kulenin parçaları: 1270 yılından sonra, Hansa tüccarları tarafından bir güç göstergesi olarak sürekli olarak yükseltilmiştir.

1560 yılından sonra ise: Bergen kalesi valisi Erik Rosenkrantz tarafından: bir ikamet ve gözetleme kulesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Çatı bölümünde, etkileyici bir manzara bulunur ki, çatıya ulaşmak için gereken: dar ve karanlık merdivenleri tırmanmaya değer.

Norveç Bergen Alvoen Evleri

Alvoen Evleri-Bergen Şehir Müzesi

Godvik-Alvoen bölgesindedir.

Burada: Norveç’in en eski sanayi topluluklarından biri olan Fasmer ailesinin ve işçilerin evleri ve üretim binaları bulunmaktadır. 1921 yılında, Kong Haakon, Alvoen bölgesini ziyaret ettikten sonra: burada Fasmer aile işçileri için bir okul, banka, kütüphane ve toplum salonu yaptırmış ve küçük ve başarılı bir endüstriyel toplum yaratmıştır.

Burayı ziyaret ederseniz, geçmişte Norveç sosyal yaşantısına ait örnekleri görebilirsiniz.

Norveç Bergen Stave Fantoft Kilisesi

Stave Fantoft Kilisesi

Fana ilçesinde, Fantoftveien bölgesindedir.

Kilise ilk olarak, 1150 yılında, Fortun bölgesinde inşa edilmiştir. Ancak, 19’ncu yüzyıla gelindiğinde yıkılma tehlikesi altında iken, 1883 yılında, Frederick Georg Gade tarafından satın alınmış ve Bergen yakınlarında, Fantoft denilen yere parçalar halinde taşınarak yeniden inşa ettirilmiş ve kurtarılmıştır.

Kilisenin başından geçen ilginç bir öykü var. Kilisede, 6 Haziran 1992 tarihinde bir yangın çıkar ve tahrip olur. Önceleri yıldırım ya da elektrik arızasından çıktığı sanılan yangının: yapılan araştırmalar sonucunda kundaklama ile çıktığı tespit edilmiştir.

Kiliseyi kundaklayan ise “Norveç Black Metal” gurubu üyelerinden birisidir ve 1994 yılında yakalanmıştır.

Yangından sonra onarılan kilise, 1997 yılında yeniden ziyarete açılmıştır.

Norveç Bergen Floibanen Füniküler

Floibanen Füniküler ve Balık Pazarı

Füniküler ile kısa bir yolculuk yaparak, Floien dağı (deniz seviyesinden320 metre yüksekliktedir) en üstüne çıkar ve şehir merkezinin muhteşem bir manzarasını izleyebilirsiniz.

Feniküler: 26 derecelik bir eğimle tepeye çıkıyor. Gidilen yol ise, 830 metredir. Yolculuk yaklaşık 4 dakika sürüyor. Kabinin her tarafı camlı olduğundan, çevrenizi izleyerek yolculuk yapıyorsunuz.

Bu feniküler yolculuğu, şehir ziyaretçileri tarafından mutlaka tercih ediliyor ve özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında şehri ziyaret ederseniz, özellikle güneşin batışını izlemek için, geç saatlerde buraya çıkmanızı öneririm.

Geç saat demişken, net saat vereyim, burada güneş bu aylarda, saat 23.40-23.50 civarında batıyor, hatta batmıyor, batar gibi yapıyor, gökyüzü hala alacakaranlık görünüm veriyor yani tam bir karanlık hali yok, yine de güneşin bulutların arasından kayıp yok olduğunu izlemek ve fotoğraflamak mümkündür.

Evet, bu şehrin en iyi manzarası, Floyen tepesinden izleniyor, ama bu tepede uzun kalışlarda,  rüzgarın sizi rahatsız edeceğini  düşünün ve yanınıza yedek kıyafetler alın.

Güneş batımı  dışında, biraz tepeden söz etmek istiyorum. Tepede, çocuklar için bir park alanı bulunuyor. Parkın içinde ise, ülkenin sembolü orman perileri “Troyller” heykelleri var.

Fisketorget-Balık Pazarı

Balık Pazarı: Vagen koyunun bittiği yerde bulunuyor. Pazarın bir yanında tarihi Bryggen bölgesi, diğer yanında ise Torgalmeningen meydanı bulunuyor.

Burada: birçok çeşit balık ve deniz ürünü bulup satın alabilirsiniz. Ayrıca: seçeceğiniz ürünleri anında pişirip servis eden yerler de var. Sabah 07.00 de kurulan Pazar yeri, akşam saat 19.00 da kapanıyor. Şemsiyelerin altında, tahta masa ve oturma yerlerinde oturup, sipariş vereceğiniz deniz ürünlerini yiyebiliyorsunuz.

Özellikle “karides” yemenizi öneririm. Değişik bir şey yemek isteyenler için “balina eti” öneririm.

Görünüm olarak ciğere benziyor ve kahverengidir. Tadı ise ekşimsidir. Ancak: söylenenlere göre, balina etinin insan sağlığı için zararlı olduğu da söyleniyor. Çünkü: denizlerde uzun yıllar yaşayan balinaların, denizlerin zararlı maddelerini bünyelerinde depoladıkları düşünülüyormuş.

Ancak, fiyatların ucuz olmadığını bilmeniz gerekiyor. Bu muhteşem lezzetleri tatmak için, biraz yüksek bedel ödemek şart.

Bu sırada, karşınızdaki “Vagen koyu” manzarasını da izleyebiliyorsunuz. Bu koyda, tarihi limanda demirleyen büyük gemiler var. Balık pazarında benim en çok ilgimi çeken, ren geyiği postu oldu, ilginizi çekerse bundan satın alabilirsiniz.

Torgalmeningen Meydanı

Bu meydan, Balık Pazarının biraz ilerisinde, trafiğe kapalı bir alandır. Bu meydan ve yanlardaki cadde ve sokaklarda, her türlü eşyanın satıldığı dükkanları bulabilirsiniz.

Meydanda bir de alışveriş merkezi var. Ama, bu alışveriş merkezinin içi son derece güzel düzenlenmiş olsa da, dış görünümü aynı bırakılarak, mimari bütünlük bozulmamıştır.

Evet, meydanın tam ortasında bir anıt ve hemen yanında bir havuz bulunuyor. Havuzun kıyısında oturan insanları ve hatta müzik yapan müzisyenleri görmek mümkündür.

Norveç Bergen Edvard Grieg Museum
Norveç Bergen Edvard Grieg Museum

Edvard Grieg Museum

Edvard Grieg Museum: Norveç ülkesinin en ünlü bestecisi Edvard Grieg (1843-1907) in evinde kurulmuştur.

Ünlü besteci, bu evde 22 yıl yaşamıştır. Nordas gölü kıyısındaki bu küçük evinde ünlü eserlerini bestelemiştir. Uçurumun kıyısındaki mezarda: ünlü besteci ve eşi gömülüdür.

Evi ise, bestecinin hayatı ve hatıraları ile doludur. 1995 yılında müze olarak düzenlenerek ziyarete açılmıştır. Burada, özel konserler de düzenleniyor.

Norveç Bergen Bryggen
Norveç Bergen Bryggen
Norveç Bergen Bryggen
Norveç Bergen Bryggen
Norveç Bergen Bryggen

Bryggen

Bergen şehrinin tarihi limanı ve kıyısındaki evlerden oluşan bu bölüm “Bryggen” olarak isimlendirilir ve 1979 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Burası: Bergen şehrinin eski iskelesidir. 1070 yılında: Kral Olav Kyree: Bergen limanında ilk balık ticaretini başlatmış ve bölge, Norveç aristokrasisinin merkezi olmuştur.

14 ve 16’ncı yüzyıllar arasındaki dönemde ise : Hansa bölgesi ticaret imparatorluğunun önemli bir parçası olarak kullanılmıştır.

Çünkü: Alman tüccarlar, burayı kuzey limanlarını kendi etkileri altına almak üzere kurdukları “Hansa Birliği”ne dahil etmişlerdir. Tarihi liman yanında: kendi yaşam alanlarını da kurmuşlardır ve bu yüzden, buradaki evlere “Hansa evleri” deniliyor.

Ancak, birçok yangın, özellikle de 1702 yılındaki büyük yangın: şehirden günümüze pek bir şey bırakmamış olmasına rağmen, yine de orijinaline uygun olarak yeniden inşa edilmişler ve son olarak, günümüzde görülenler, 1955 yılından kalmadır.

Bu evler, Kuzey Avrupa bölgesinde, eski ahşap kentsel yapılaşmanın örneği olarak günümüze kadar gelebilmiş en sağlam örneklerdir. Zaten şimdi: bu ahşap evler haricinde yangın tehlikesine karşı Bergen şehrinde ahşap ev yapmak yasaklanmıştır.

Evet, günümüzde, burada 62 tane koruma altındaki ev bulunuyor. Evlerin mimari yapısı: üçgen cepheli, yan duvarları zona ile kaplı, çatılar birkaç seviyelidir.

İç düzen ise, ortak bir avlu çevresinde döner şekilde yapılmıştır. Arka tarafta: yangına karşı korunaklı küçük bir taş depo-kiler bulunur.

Hansa evlerinin arasından girdiğinizde, arka tarafta yine ahşap evlerin ve yapıların sıralandığını göreceksiniz. Hansa tüccarlarının yaşam alanları olan bu bölge: gayet ilgi çekiyor, sokakların hepsi, geniş meydanlara açılıyor.

Hansa evlerinin alt katlarında ise, turistik ve hediyelik eşyalar satan dükkanlar bulunuyor. Evlerin bazılarının ikinci katlarında ise, kafeteryalar var.