Çin Luoyang

Çin Luoyang

Çin merkez ovasının üzerindedir. Ülkenin dört büyük antik başkentinden biri olarak öne çıkmaktadır. Şehir nüfusu, yaklaşık 1.5 milyon kişidir. Şehir havaalanı, şehir merkezinin 10 km. kuzeyindedir.

Şehir: Luo nehrinin kıyısında kurulmuştur. Nehir, batıdan doğuya doğru akar. Bu sarı nehir çevresinde ise, dağlar ve ovalar, bu şehri çevrelemektedir. Antik çağda, önemli bir yurt içi taşımacılık kavşağında bulunması nedeniyle, şehir daima yerleşim görmüştür.

Hatta: şehir, 1500 yıllık sürede, 9 hanedan tarafından başkent olarak seçilmiş ve kullanılmıştır. Özellikle, Tang hanedanı döneminde, şehir, büyük önem kazanmıştır. 96 imparator, bu şehirde yaşamıştır.

Çin Luoyang

 

Evet, bu kentin adı: günümüzde gelişmiş endüstriyel yapılarıyla dikkati çekiyor. Ayrıca: İmparatoriçe Wu Zetian tarafından çok sevilen “Şakayık” çiçekleriyle de anılmaktadır. Her yıl,  Nisan ayında, bu şehirde “Şakayık Çiçek Festivali” düzenlenmektedir. Bu festivalde: yüzlerce çeşit şakayık türünü, şehir parkında görmek mümkündür.

Şehir hakkında diğer öne çıkan bir özellik, et suyu içeren besinler ve meyve sularının yaygın ve lezzet olarak ünlü olmasıdır. Et suyu ile pişirilen, 16 tür sıcak yemek, burada mutlaka tatmanızı önereceğim lezzetlerdendir. Bu özelliği bilen gezginler, şehri ziyaret ediyorlar.

Son olarak, buradan bir şeyler satın almak isterseniz: Tang hanedanı döneminden günümüze yansıyan, üç renkli, sırlı seramik biblolar düşünün. Bunlarda, genellikle: sarı, yeşil, beyaz, kahverengi, mavi ve siyah renk kullanılmıştır.

Çin Luoyang

LUOYANG MÜZESİ (LUOYANG BOWUGUAN) 

Müze, şehir merkezindedir. Giriş ücretsizdir.

Burada görebilecekleriniz: özellikle binlerce yıl öncesine dayanan bir fil fosilidir. Ayrıca: yine çok eski dönemlere ait, çömlekler, bronzlar ve yaldızlı seramikler var. Ayrıca: Jin hanedanı (316-265)  döneminde hazırlanmış bir altın mühür var. Sonra, sırlı seramik çaydanlık görülüyor. Altı düz ve kol kısmı ejderhayı anımsatan bu çaydanlık, zarif bir görünüm sunuyor.

LUOYANG ANTİK MEZARLAR MÜZESİ

Burası, antik mezarları görüntülemek için ayrılan bir müzedir. Şehir merkezinin 10 km. kuzeyindedir. Han hanedanlığına ait, 3 hektarlık bir alanı kapsayan müze bölgesinde: görkemli binalar ve müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Giriş ücretsizdir.

DENGFENG GÖZLEMEVİ-CHOU KONG KULESİ

Şehir merkezinin 80 km. güneyindedir. Yuan hanedanı döneminde, 1276 yılında inşa edilmiştir. Kulede: dev bir güneş saati mili var. Bu güneş saati ile, zaman belirleniyormuş. Yaz ve kış dönemlerinde, gündönümleri bu güneş saati ile ayarlanıyormuş.

Çin Luoyang

BEYAZ AT TAPINAĞI-LONGMEN MAĞARALARI (LONGMEN SHİKU)

Şehir merkezinin 12 km. güneyindedir. Xiang ve Longmen dağları ile Yi nehri arasındadır. Giriş ücretlidir: 120 yuan. Ziyaret saatleri: 07.00-19.50 saatleri arasındadır.

2000 yılında, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü, buradaki taş yazıtlar, Çin ülkesinin en ünlü, hazinelerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Evet: Yi ırmağının iki yakasındaki kayalık tepeler: bir kale kapısının iki yanındaki kulelere benzemektedir. Sabahın erken saatlerinde buraya giderseniz: güneş ışığı, heykellerin görünümlerini iyice ortaya çıkarmakta ve net olarak görüntü sağlanmaktadır.

Buradaki anıtsal heykeller:

1494 yılından başlanarak, takip eden 400 yıllık sürede yapılmışlardır. Sert kayalara oyularak yapılmış bu heykellerin miktarı, yaklaşık 100 bin civarındadır. Bunlar: 1300 den fazla mağara içindedir ve boyutları: 2 cm ile 170 cm. arasında değişmektedir. Mağaralardaki bir yazıtta: bu heykellerin yapımı için, 800 binden fazla ustanın çalıştığı yazılıdır.

Evet, heykellerin bir kısmı, bir zamanlar buradan çalınarak yurt dışına kaçırılmış. Günümüzde, heykellere dokunmak her ne kadar uğur getirir deniliyorsa  da, heykellerin önündeki demir parmaklıklar, heykellere dokunulmasını engelliyor. Yani, heykellere belirli bir yere kadar yaklaşılabiliyor.

ATALARA HİZMET MAĞARASI-TAPINAĞI (FENGXİAN TAPINAĞI )

Tang hanedanı döneminde yapılmıştır.

Mağara tapınağın genişliği 36 metre ve uzunluğu 41 metredir. Bu ölçüleri ile, bölgenin en büyük mağarası olarak öne çıkmaktadır.

Burada: 13 metre uzunluğunda bir Buda heykeli ilgi çekiyor. Kulakları: 1.9 metredir. Toplam yükseklik: 17.14 metredir.

Heykel: Tang imparatoru Gaozong  döneminde yapılmıştır. Buda heykeli: bin yapraklı bir lotus çiçeği üzerine; bağdaş kurmuş oturmuş olarak betimlenmiştir. Yüzünde: kutsal ve nazik bir ifade ve zarif bir gülümseme görülüyor. Çevresinde ise: yine takipçileri ve muhafızlarına ait 9 heykel görülmektedir. Hatta, bu muhafız heykellerinden birinde, muhafız, şeytanı ayaklarının altında ezerken betimlenmiştir. Heykelin açılışına: İmparatoriçe Wu Tezian’ın katıldığın, kitabede yazılı.

WANFO MAĞARASI

680 yılında yapılmıştır. Mağara içinde, iki oda bulunmaktadır. Mağaranın en büyük özelliği: kuzey ve güney duvarlarına taş oyma olarak yapılan, 15.000 buda yontusudur.

Ana Buda heykeli: lotus tahtına oturur olarak betimlenmiştir. Bunun hemen arkasına oyulmuş, 54 yontu  daha görülüyor. Ayrıca, yine duvarlara oyulmuş: güzel ve şirin, şarkıcı va dansçıların kabartmaları var. Çeşitli müzik aletleri çalanların eşliğinde, dansçılar, zarif bir şekilde dans ediyorlar. Yani, mağara içinde canlı ve neşeli bir atmosfer yaratılmaya çalışılmış olması dikkat çekiyor.

Mağaranın hemen dışında ise, yüksekliği 85 cm. olan, Kwan-Yin heykeli görülmeye değerdir.

GUYANG MAĞARASI

Bölgedeki en güzel mağaralardan biridir. Mağara: Qi hanedanı döneminde, 500-575 yılları arasında yapılmıştır. Buradaki Buda heykelinde: ayak ucunda iki aslan bulunması ile dikkat çekiyor. Bu aslanların, heykeli koruduğuna inanılıyor.

REÇETELER MAĞARASI (YAOFANGDONG)

Burayı mutlaka görmelisiniz. 575 yılında yapıldığı bilinen mağaranın duvarlarında: o dönemlerde ülkede görülen hastalıklar ve bunların tedavilerinde kullanılan 125 reçetenin yazılı olduğu taş tabletler bulunuyor.

ŞAOLİN (SHAOLİN) MANASTIRI

Song dağı üzerinde: yabani çiçekler ve çam ağaçlarının arasındadır. Giriş ücretlidir: 110 yuan.

Tapınak: Cennetin altında, bir numaralı tapınak olarak bilinmektedir.

2010 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek, koruma altına alınmıştır.

Bu manastır:

1627 yılında, Hintli bir keşiş olan Bodidarma tarafından kurulmuştur. Kuruluş sırasında, buradaki keşişlerin, meditasyon için gerekli konsantrasyonu sağlayamadıklarını gören keşiş: onlara yardımcı olabilmek için, hayvanların hareketlerinden yola çıkarak bir tür fiziksel egzersiz geliştirmiştir.

Bu hareketler, zihnen ve bedenen , aynı amaca odaklanmayı sağlamaya yöneliktir. Ama, zamanla, bu hareketler, Şaolin dövüşlerine dönüşmüş ve Uzakdoğu savunma sanatı tekniklerine kaynaklık yapmıştır.

Evet, bu manastır: kung-fu filmlerinde görülen dövüşçü keşişlerin yetiştiği yerdir. Yani: Çin dövüş sanatının ve tai egzersiz hareketlerinin çıkış yeri, burasıdır. Bu nedenle, ülkenin en gözde turistik yerlerinin başında gelmektedir.

Manastırda, günümüzde, dövüş sanatlarının sergilendiği film setleri kurulu görülmektedir. Bu mekanlarda, yerli-yabancı tüm isteyenlere, savunma sporlarının öğretildiği kurslar verilmektedir.

Bu kurs verilen dövüş sanatları içinde: tekvando, karate, kung-fu, judo ve diğer Asya kökenli teknikler bulunmaktadır.

Şaolin manastırı: birbirine geniş avlularla bağlanan salonları, pavyonları ve ibadethaneleri barındırmaktadır. Bunlar arasında en öne çıkanı: Bin Buda Salonu (Qianfo Dian) dır.

MAHAVİRA SALONU-BİN BUDA SALONU

Çin Luoyang ; Burada, savaşan keşişlerin betimlendiği freskler bulunmaktadır. Yapının arkasındaki kutsal sayılan taş zemin üzerinde ise, uzun yıllar burada egzersizler yapan keşişlerin bıraktığı sol ayaklarına ait izler görülmektedir. Bunlar, yaklaşık 50 küçük çukur olarak görülüyor ve yaklaşık 20 cm. boyutundalar.

ATASI MANASTIRI-GÖLGE TAŞI

Tapınağın dışında, kuzey yönündedir. Mağaranın derinliği 7 metre ve yüksekliği 3 metredir. Her iki tarafa, birçok taş yazıt oyulmuştur. Ayrıca, bir meditasyon taşı var.

Bunun ilginç bir öyküsü bulunmaktadır. Manastırı kuran Hintli keşiş Bodidarma: söylenenlere göre, bir mağarada: 9 yıl boyunca hiç kıpırdamadan meditasyona girmiş ve böylece duvara silüeti kazınmıştır. İşte bu taş, o mağaradan sökülerek buraya getirilmiştir. Ancak, bu taşın savaş sırasında bulunduğu yerden yıkıldığı söyleniyor. Yani, zarar görmüş.

Budistler, buraya dini ayin için gitmektedirler.

STUPA ORMANI (SHAOLİN TALİN)

Tapınağın dış avlularında bulunmaktadır. Burada: kilitli yerlerde kutsal emanetler ve büyük bazı keşişlerin mezarları bulunmaktadır. İlk olarak ise, 726 yılında, Tang hanedanı döneminde gömülmüş bir başrahibin mezarı bulunmaktadır.

Ama, 1000 yıldır buraya gömülmeler devam etmekte ve sonuçta ortaya Budacı bir mezarlık çıkmaktadır. Buranın hemen yanında: kungfu yapan keşişlerin betimlendiği ahşap heykellerin bulunduğu avluyu görebilirsiniz.

GUOLİANG

1972 yılı öncesine kadar, dağların arasında kalan Guoliang kasabası: dış dünya ile bağlantısı olmayan bir yer olarak biliniyordu. Zaten isminin kelime anlamı da, saklı kasaba olarak geçmektedir. Günümüzde, 1750 metre yükseklikteki bu kasabada, yalnızca 20 Çinli ailenin yaklaşık 350 ferdinin yaşadığı biliniyor. Ama, bu küçük kasaba, her yıl on binlerce ziyaretçi tarafından ziyaret ediliyor.

Burada: Taihang dağının bulunduğu yerde, dünyanın en tehlikeli olan Guoliang Tüneli bulunuyor. Dağın yamacına yapılmış olan bu yolun birçok yerinde, yolu kullananların aşağıya  düşmesini engelleyecek hiçbir tedbir bulunmamaktadır. 30’dan fazla penceresi olan bu  tünel: uzun uğraşılar sonucu yörenin köylüleri tarafından dağlara kazılarak yapılmıştır.

Hong Kong New Territories

Hong Kong New Territories

 

Burası; şehrin yeni toprakları olarak tanınır ve bilinir. Bu yeni topraklar: Prince Edward’daki Boundary Street isimli caddeden başlar.

Hong Kong topraklarının, % 82’lik bölümü buradadır.

Burada: sakin köyler, endüstriyel bölgeler, geleneksel siyah kenarlı düz hasır şapkalarıyla “Hakka” kadınları, Asya mandaları ve açelyalar.

Ancak: şunu unutmamak gerekir. Çin ülkesinde, kültür devrimi sırasında yürütülen tarih karşıtı yıkımlar sonucunda, Çin ülkesinde geçmişe yönelik çok az geleneksel bina-yapı kalmıştır ve bu yıkımdan kurtulan nadir yapılar, New Territories bölgesinde bulunmaktadır.

Yine giriş için ilginizi çekeceğine inandığım bir not: buraya yolunuz düşerse “Tai Po” yakınındaki, “Lam Tsuen” vadisindeki “dilek ağacı” nı sakın kaçırmayın. Burada, iki ağaç bulunuyor. Bunlardan kuru olanına, yıldırım çarptığı söyleniyor. Yolun karşı kıyısındaki banyan ağacıdır. Tapınağın yanından: kırmızı kağıt parçaları sarılı bir “portakal” alın.

Dileğiniz bu kırmızı kağıda yazın ve portakalı: banyan ağacına doğru fırlatın. Portakalı, ne kadar yükseğe fırlatırsanız, dileğinizin olma ihtimali, o kadar yüksek olacaktır.

Ben bunları yazdım ya, maalesef yakın geçmişten bu yana: bu uygulamaya izin vermiyorlar, çünkü: ağacın dalları zarar görüyormuş, günümüzde üzerine dileğinizi yazdığınız portakalı, ağacın yakınlarındaki bir rafa bırakmaları isteniyor, daha doğrusu öyle gerekiyor.

Burayı anlatırken, plan şöyle olacak:

 

NEW TERRİTORİES EAST

 

KUZEY BÖLGESİ

Burası, Hong Kong’un en kuzeyindeki ilçedir.

Hong Kong New Territories

Tai Mo Shan

Burası: New Territories denilen bölgenin muhteşem güzel panoramik manzarasını görebileceğiniz bir yerdir. Tepe 957 metre yükseklik ile, Hong Kong’un en yüksek yeridir. Buranın çevresinde bir “Country Park” bulunmaktadır. Ayrıca, birçok yürüyüş parkuru ve piknik alanları mevcuttur.

Tai Lam Country Park

1979 yılında kurulmuştur. 54 km. karelik bir alana sahiptir. Turist gurupları, açık bir günde, muhteşem güzel bir panoramik manzara izlemek için buraya gelirler. Dağın tepesinde: ziyaretçi merkezi, meteoroloji istasyonu ve otopark bulunmaktadır.

Hong Kong New Territories

Fanling Wai

Burası: duvarlı bir köydür. Yani, köyün çevresinde koruma amaçlı yapılmış duvarlar bulunuyor. Ayrıca, toplar ve gözetleme kulesi var.

Hong Kong New Territories

SAİ KUNG

Hong Kong’un alan bakımından ikinci büyük bölgesidir. Burada, bir şehir ve 70 civarında ada bulunduğu söyleniyor. Bu bölgenin en büyük özelliği: şirin ve küçük köyler ve çarpıcı deniz manzarası bulunan kıyı bölgeleridir. Bu kıyı bölgelerinde, bakir plajlar bulunur. Burası, Hong Konglular tarafından “arka bahçe” olarak isimlendirilir.

 

Sai Kung Town

Burası: tatil kasabasına benzeyen, sevimli bir sahil köyüdür. Köyde: güzel deniz ürünleri sunulan restoranlar ve tuttukları balıkları teknelerinde satan balıkçılar görebilirsiniz.
Ayrıca: yine burada, iki park ve doğa koruma alanı bulunmaktadır.

Özellikle: doğa koruma alanı “Sai Kung Peninsula Nature Preserve” denilen yerde, birçok yürüyüş yolu bulunmaktadır.

Burayı ziyaret ederseniz: havlayan geyik, oklu kirpi, maymun, karıncayiyen gibi canlıları görebilirsiniz. Ancak, söylenenlere göre, uygarlık geliştikçe, buradaki hayvan nesli de tükeniyormuş ki, son 20 yıldır, daha önce görülen leoparlara rastlanılmamış.

Burada: söylendiği gibi tam bir vahşi hayat süregeliyor, özellikle: çizgili Asya yılanı, kobra ve başka tür yılanlar görmek te mümkün, ancak bunlara karşı dikkatli olmakta yarar var.

Hong Kong New Territories

SHA TİN

Sha Tin New Town

Shing Mun nehrinin iki kıyısında kurulmuş, yeni bir yerleşim yeridir. 36 km. karelik bir alanı kapsamaktadır. 700 bin civarında nüfusa sahiptir. Şehir merkezinde, büyük bir alışveriş merkezi bulunur.

Hong Kong New Territories

Man Fat Sze-Ten Thousand Buddhas Monastery

Burası “Onbin Buda Manastırı” olarak bilinir. Manastır: bir kasabanın üzerindeki tepenin yamacına: 1957 yılında keşiş Yuet Kai tarafından kurulmuştur.

Bu yüzden: manastıra ulaşmak için, taş merdiven basamaklarını çıkmanız gerekir. Manastır yapısının duvarlarında, 13 bin civarında olduğu söylenen, küçük ve yaldızlı “Buda” heykelleri bulunmaktadır. Bu arada: manastırı kuran keşişin bir kehanetinden söz etmek istiyorum. Söylenenlere göre: manastırı kuran keşiş, 1965 yılında, 87 yaşında öldüğünde, manastırın arkasındaki boşluğa, çömelmiş halde gömülmeyi istemiştir.

Çünkü: böyle gömüldüğünde, çürümeyeceği kehanetinde bulunmuştur. İşin daha da ilginç olanı şu: ölümünden ve gömülüşünden 8 ay sonra, keşişin cesedi mezardan çıkarılmış, ancak hala iyi durumda olduğu yani çürümediği görülünce, ceset altın varakla kaplanıp, manastır binasının ikinci katına yerleştirilmiştir.

Evet: manastır işte böyle ilginç bir yer. Buraya yolunuz düşerse, panoramik manzarayı izlemek için, 9 katlı, pembe pagodaya çıkmanızı öneririm.

Che Kung Miu Temple

Tapınak, 17’nci yüzyılda inşa edilmiştir ve günümüzde halka açık değildir. Ancak, yeni tapınak 1994 yılında inşa edilmiş ve Japon tarzı tapınak, orijinalliğini kaybetmiştir.

Yine de, Hong Kong’un en çok ziyaret edilen tapınaklarından birisidir. “Che Kung” Song hanedanının bir generali olarak bilinir. Birçok kişi, onun “Song” hanedanını: gerek Cengiz Han istilasından ve gerekse kolera salgınından kurtardığına inanıyor.

Ölümünden sonra, onun anısına, bu küçük tapınak dikilmiştir. Çünkü: bu tapınak dikildikten sonra, bölgedeki kolera salgınının bittiği söyleniyor. O zamandan beri, bölge insanı, sağlık ve servet için, Yılbaşı ve Che Kung Festivali döneminde, dua etmek için buraya geliyorlar.

Tapınağın üzerinde, dev bir bronz çan var. Ayrıca, tapınağın dışında sokak satıcılarından tütsü çubukları ve meyve satın alabilirsiniz. Falcılara, fal baktırmak ta mümkündür.

Hong Kong New Territories

Sha Tin Racecourse

Burası, bir hipodromdur. 2007 yılında açılmıştır. Günlük seyirci kapasitesi, 80 bin kişidir. Burada, at yarışları yanında, büyük boyutlu konserler de düzenlenmektedir. Klimalı ahırlar ve devasa video ekranları ilgi çeker. 1260 at kapasiteli 20 ahır bulunmaktadır.

Ayrıca: at hastanesi, yarış labratuvarı bulunur. Pist uzunluğu: 1560 metredir. Daha önce sözünü etmiştim, Hong Kong insanı, şans oyunlarına ve özellikle at yarışlarına çok meraklıdır, bu yüzden, hem şehir merkezinde hem de burada iki tane büyük hipodrom var ve insanlar, bu hipodromlardaki yarışlara aşırı ilgi gösteriyorlar.

Hong Kong New Territories

Hong Kong Heritage Museum

Shing Mun River Channel’in hemen kenarındadır. Burayı görmenizi öneririm. Çünkü, burada: Hong Hong şehir kültürüne ve tarihine ait objeler, Asya’nın tümünden ilginç sanat eserleri bulunmaktadır. Evet, müze 2000 yılında açılmıştır. Kalıcı sergiler ve özgün geçici sergiler düzenlenir. Bu sergiler: tarihi, sanatı ve kültürü gözler önüne serer.

Kalıcı sergiler şunlardır: New Torritories Heritage Hall, Çocuk keşifleri galerisi, Kanton opera Heritage Hall, Çin eski eserleri, Chao Shao-Bir galerisi. Bu galeriler dışında: müze içinde, çeşitli sahne sanatlarının yapıldığı bir tiyatro salonu bulunmaktadır.
Müzeye giriş Çarşamba günleri ücretsizdir.

Hong Kong New Territories

Sam Tung UK Museum

Burası, bir köydür ve duvarları 18’nci yüzyıldan kalmadır. 1786 yılında, bir Chan klanı tarafından düzenlenen köy: günümüzde devasa apartman bloklarının ortasında kalmıştır ve bir müze olarak korunmaktadır.

Müze/köyde: döneme ait çeşitli mobilyalar ve tarım gereçleri ve Çin halk kültürüne ait çeşitli sunumlar görebilirsiniz.

Hong Kong New Territories

 

New Town Plaza

Sha Tin tren istasyonunun hemen karşısındadır. New Territories bölgesinin en büyük alışveriş merkezidir ve 1980’lerin başında tamamlanarak hizmete girmiştir. Daha sonra ise, yakın geçmişte: bu 9 katlı alışveriş merkezinde, yenileme çalışmaları yapılmıştır.

Burada: sinemalar, dükkanlar bulunmaktadır. Ayrıca: bilgisayar denetimli fıskiyeler bulunan havuz ilgi çekmektedir. Oval havuz, alışveriş merkezinin simgesi olmuştur. Aynı zamanda, Asya kıtasının en büyük müzikli havuzudur. 2004 yılında yapılarak hizmete açılmıştır.
Açık balkon bölümünde ise: 2000 yılında açılan, “Snoopy Dünyası” denilen, çocuk oyun alanları bulunmaktadır.

Amah Rock

Diğer bilinen ismiyle “Sha Tin Rock”: gerçekten de “sırtında bebek taşıyan” bir kadına benzetilmektedir. Diğer anlamı ile: “kocası için dışarı bakan bir taş” da denilmektedir.
Söylenenlere göre: denizci olan kocasının dönüşünü bekleyen kadın, her gün sırtında çocuğu ile tepeye tırmanmaktadır ve bu durum: “tükenmeyen inancın” simgesi olarak taşa dönüştürülmüştür. Kayanın yüksekliği 15 metredir. Lion Rock Tüneli giriş kapısının üzerinde durmaktadır.
Kaya: kadınların sadakati ve sadakat sembolü olarak, Çinli kadınlar için bir ibadet yeri gibidir.

Hong Kong New Territories

Lion Rock

Diğeri ile (Amah rock) yan yana bulunan bu kaya parçası ise “pusuda bekleyen bir aslan” a benzetilmektedir. 495 metre yüksekliktedir. Çalılar tarafından kaplanmış, değişik görünüm ortaya koyan granit parçasıdır. Bu kaya parçası “Kowloon” bölgesinin çeşitli yerlerinden görünür.

 

Chinese University of Hong Kong

Sha Tin’in kuzeyindedir. Üniversitenin modern yerleşkesi dikkat çeker. 1963 yılında kurulmuştur. Çin ve Batıyı bir araya getiren bir misyon yürütmektedir. Öğretmen ve öğrenciler, dünyanın çeşitli yerlerinden gelmişlerdir.

Hong Kong ve Asya’nın en iyi üniversitesi olarak, 8 fakültede eğitim verilmektedir.
Tolo limanına bakan kampus alanında: dünya çapında kütüphaneler, sanat müzeleri, müzik salonları, yüzme havuzu, spor alanları, tenis kortları, su sporları merkezi ve spor salonları bulunmaktadır.

TAİ PO

Tolo kanalının iki ucunda bulunan bir ilçedir. İlçe merkezinde “Tai Po Town” bulunmaktadır.

Hong Kong New Territories

NEW TERRİTORİES-WEST

ADALAR

Hong Kong şehrinin bu ilçesi, 235 adadan oluşmaktadır. Adalar, şehir nüfusunun % 2’sini barındırır.

KWAİ TSİNG DİSTRİCK (KWAİ CHUNG-TSİNG Yİ ISLAND)

Burası, iki bölümden oluşmaktadır. Bunlar: Kwai Chung ve Tsingi Yi Island.

Hong Kong New Territories
TSUEN WAN

Bölgenin ana yolu: Tsuen Wan denilen yerden başlayarak, ilerler. Bölgenin gelir seviyesi yüksek olan kesimi, burada yaşamaktadır.

Tsuen Wan New Town:
1982 yılında kurulan bu yerleşim yerinde, 1985 yılından sonra nüfus patlaması yaşanmıştır. Şehir, iki idari bölüme ayrılmıştır. Biraz önce de sözünü ettiğim gibi, bölgenin zenginleri burada yerleşiktir.

TUEN MUN

Burası: tapınaklar, büyük pavyonlar, heykeller ve bahçelerle sarılı büyük bir komplekstir. Bahçelerde: güzel bonzai bitkilerini görebilirsiniz. Ayrıca, tapınak içinde en az 1000 yıllık olduğu öne sürülen “yeşim taşı mührü” de bulunmaktadır.
Bahçelerdeki göllerin birinde, çok sayıda kaplumbağa görülür. Ziyaretçiler, şans getirmesi için, bu kaplumbağalara bozuk para atarlar, siz de bu geleneğe uyabilirsiniz.

YUEN LONG

Yuen Long Town

Büyük bir alüvyon ovasının ortasındadır ve Hong Kong’un en genç nüfusuna sahiptir. 1970’lerin başında kurulan şehir, 1990’ların başından itibaren hızla gelişmeye başlamıştır. Şehirde: ay takvimine göre, üçüncü ayın 23 günü “Tin Hau Festivali” düzenlenir. Bu festival süresince, çeşitli duvarlı köylerde oturanlar “Yuen Long Town” şehrinin iki ana sokağında geçit töreni düzenlerler.

Hong Kong New Territories

 

Hong Kong Wetland Park

Tuen Mun’un kuzeyinde, 61 hektarlık bir alana yayılmıştır. Ancak, bu yeşil alan, Tin Shui Wai’nin yüksek binaları ve Shenzhen arasında sıkışmıştır.

Park içindeki, dolambaçlı yürüyüş yolları, sulak yerlerden geçer ve bu yürüyüş sırasında, park alanındaki kuşları seyretmek için teleskop ve gözlem yerleri bulunur.

Kuşları izlemek isterseniz, park alanında 130 civarında kuş cinsinin bulunduğunu bilmenizde yarar var. Ayrıca, yine parkı ziyaretçileri: sürüngenler, yeşil kaplumbağa, balık, kertenkele ve memelilerdir.

Sulak park alanının en ünlü sakini: “Pui Pui” olarak isimlendirilen, kendi havuzu içinde özel peyzajlı yerinde yaşayan timsahtır. Bu hayvanlar için doğal bir yaşam alanın olmamasına karşılık, bu tuzlu su timsahı, 2003 yılında park alanına getirilmiş ve yaşam ortamına adapte olarak hızla çoğalmıştır.

Bunun dışında, biraz önce söylediğim gibi, park alanında: 235 kuş türü, 150 kelebek türü, 9 kurbağa türü ve 11 çeşitten 23 farklı memeli türü bulunmaktadır.

Hong Kong New Territories

Kat Hing Wai

Burası, çevresi duvarlarla çevrilmiş bir köydür. Aynı zamanda, bölgedeki en kolay ulaşılabilen köy olarak öne çıkmaktadır. Hakka Tang klanı tarafından, 500 yıl önce kurulmuştur. 100 x 90 metre ölçülerine sahip, dikdörtgen şeklindedir. Bir aile kalesi olarak, yüzyıllar boyunca “Tangs” hanedanına hizmet etmiştir.

Qing hanedanı döneminde, haydutlardan korunmak için, yerleşimin çevresine, 1.5 metre yüksekliğinde, mavi tuğla duvar ve 4 top kulesi eklenmiştir.
Köye girmek için, tuğla savunma duvarlarındaki kapı kullanılır. Ancak, köydeki eski evlerin çoğunun yerini, modern evler almıştır.

Hong Kong New Territories

Tai Fu Tai

Bölgenin en ilginç yerlerinden birisidir. Bu yapı: yapıldığı dönemde, yüksek rütbeli, Konfüçyüsçü birinin malikanesi olarak kullanılmıştır. Yapının önünde büyük bir açık alan ve arkasında bir bahçe bulunmaktadır.

Geleneksel Çin konutlarının güzel bir örneğidir.

İlk yapılışı ise, 1865 yılına kadar gitmektedir. Söylenenlere göre: o dönemde, imparatorluk sınavını kazanıp “mandarin” mertebesine erişen “Man” kılanının bir üyesi tarafından yapılmıştır. Barok tarzı çatı ve girişlerin üzerindeki vitraylar ve zengin süslemeler ilgi çekmektedir.

Hong Kong New Territories

Shenzhen

Doğu Tsim Sha Tsui MTR istasyonundan itibaren, Hong Kong/Çin sınırında “Lo Wun” Doğu tren hattı kullanılır ve burada, Hong Kong tarafından sınır geçildikten sonra, hemen diğer tarafta “Shenzhen” tren istasyonu bulunur. Bunun Çin tarafı ise “Luo Hu” olarak isimlendirilir.

Shenzhen’e girmeden önce, 30-40 dakika kadar beklenir ve ardından, “Lo Hu” denilen yere yolculuk, 1 saat sürer. Yalnız, Çin tarafına geçmek için, vize almak gerekir. Shenzhen özel ekonomik bölgesinde, Lo Hun sınır kapısında kullanabileceğiniz 5 günlük vize alabiliyorsunuz. Bu “Shenzhen” bölgesi için geçerlidir.

Burası, Çin ülkesinin en parlak Özel Ekonomik Bölgesidir. Çok sayıda gökdelen bulunmaktadır. Ancak, buranın en ilginç yönü: özellikle yabancı ziyaretçiler için “ucuz alışveriş imkanları” bulunmasıdır.

Ma Chau denilen yerde bulunan seyir yeri: eskiden Hong Hong şehrinin “Çin’e bakan penceresi” olarak bilinirmiş. Çin’in Batı’ya kapılarını kapattığı yıllarda, yabancı ziyaretçiler, Çin ülkesine yani büyük gizeme bakmak için buraya gelirlermiş.

Disneyland

Hong Kong Aberdeen

Hong Kong Repulse Bay

 

Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Tanzanya Serengeti Milli Parkı

 

Burası, Tanzanya ülkesinin en eski ve en popüler milli parkıdır. 2013 yılında, milli park: Afrika’nın 7 harikasından biri olarak seçilmiştir. Masai yani yörenin yerlilerinin dilinde, burası “Siringiti” olarak yani “toprağın sürekli hareket halinde olduğu yer” olarak biliniyor.

Serengeti Milli Parkı: 1981 yılında, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Milli parkın bulunduğu yer:1 milyondan fazla yaban hayvanının göç yolu üzerinde bulunmasıyla önem kazanmaktadır.

Her yıl: söylediğim gibi 1 milyondan fazla yaban hayvanı: kuzey-güney arasındaki yaklaşık 1000 kilometrelik bir göç yolculuğu yaparlar. Bu göç yolculuğundan önce: burada, günde 8.000’den fazla buzağı doğar ve büyük bir nüfus patlaması yaşanır. Ardından ise, büyük göç başlar.

Bu göç sırasında: 200.000 den fazla zebra, 18.000 Afrika geyiği, 300.000 den fazla ceylan: açık ovalarda, taze ot için büyük sürüler halinde hareket ederler. Bunların yanında: milli park alanı içinde, büyük buffalo sürüleri, fil ve küçük guruplar halinde zürafalar yaşar.

Hatta: Afrika geyiği, impala, ceylan türleri de görülebilir. Tüm bunlarla birlikte: park alanı içinde avcı, altın yeleli aslanlarda bolca ve bir kısım leopar da yaşamaktadır.

Akasya ağaçlarında ise, Afrika çakalları, benekli sırtlanlar yerleşiktir. Ama, burada yaşayan hayvanları tanımlamanın en iyi yolu: büyük beşli (fil, buffalo, aslan, leopar, gergedan) buradaki geniş bozkırlarda yaşamaktadır denilebilir.

Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Serengeti’de leoparlar:

Genellikle gözlerden olabildiğince uzak kalmaya çalıştıkları için diğer yırtıcılara göre daha iyi gizlenirler. Milli park alanında bir leoparla karşılaşma olasılığı çok düşüktür, çünkü genelde onlar ağaç tepelerinde yaşarlar.

Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Serengeti’de siyah gergedanlar:

Siyah gergedanların sayısı bir zamanlar bayağı fazla olmasına rağmen, boynuzları, özellikle Uzakdoğu’da çeşitli ilaç yapımı ve Arap ülkelerinde ise kama sapı yapımında kullanılmaya başlanınca: yasal olmayan avlanmalar sonucu sayıları hızla düşmüştür.

Günümüzde de, halen bu tür talepler yoğundur ve parkın silahlı muhafızları, kaçak avcılığı önleyebilmek için büyük uğraş vermektedirler.

Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Serengeti’de mandalar:

Serengeti mandası, 19’ncu yüzyıl başlarında çok sayıda bulunmasına rağmen, 1890’lı yılların başında, bölgede çıkan “veba” sonucu, sayıları hızla azalmış ve günümüzde, 65 bin rakamlarına ancak ulaşmışlardır.

Bu dönemden sonra ise, yakın geçmişten bu yana: bu kez kaçak avcılık bu hayvanların sayısını da hızla azaltmıştır ve 1990’lara gelindiğinde park alanı içindeki sayıları, 15 binlere kadar düşmüştür.

Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Serengeti’de filler:

Serengeti bölgesinde filler, uzun zaman öncesinden bu yana yaşamlarını sürdürmektedirler ki, bölgedeki ilk fillerin, 1900’lü yıllar öncesinde buraya yerleştikleri bilinmektedir. Ancak: 1880-1890 yılları arasında fildişi nedeniyle fillerin katliamı hızlanmıştır.

1900’lü yılların başından itibaren ise, filler yeniden bölgeye yerleşmeye başlamışlardır. 1970’li yıllara gelindiğinde park alanındaki fillerin sayısı, 2500 civarına yükselmiştir.

Ancak fildişi ticareti hiç bitmemiş ve filler yine katledilmiş ve 1990’ların başlarına gelindiğinde, park alanındaki fillerin sayısı, yalnızca 500 civarına düşmüştür. 1989 yılında, dünya çapında fildişi ticaretine getirilen kısıtlama nedeniyle, park alanındaki fillerin katliamı nispeten durmuştur ve günümüzde, park alanındaki fil sayısı, 2000 civarına yükselmiştir.

Serengeti parkında filler, ağaçların en büyük düşmanlarıdır. Çünkü: park alanının volkanik alan olması nedeniyle ağaçların kökleri çok derinlere inemiyor ve bu yüzden, filler ağaçları köklerinden söküyorlar. Genellikle filler park alanında “sosis ağacı” denen ağaçların yanlarında bulunuyorlar.

Bu ağacın meyveleri sosise benzediğinden sosis ağacı olarak isimlendiriliyor, öte yandan bu ağacın meyveleri bir miktar uyuşturucu özellik taşıyor ve bunları genellikle yiyen filler, park alanı içinde çakır keyif dolaşıyorlar.

Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Bu arada: fildişi ve gergedan boynuzunun ticareti hakkında kısa bilgi vermek istiyorum. Söylenenlere göre: 1970’li yıllara göre, burada fildişinin kilosunun fiyatı en fazla 10 dolar iken, günümüzde avcılığın yasaklanması ile fildişinin kilosu 2.000 dolara kadar yükselmiştir. Bu arada gergedan boynuzu da, yoğun tercih edildiğinden ve avlanması yasak olduğundan çok pahalıymış.

Açık otlak alanlarda büyük bedenli deve kuşları, siyah kartallar ve 500 civarında kuş türü görülür. Kuzey Serengeti bölümünde ise: yüksekliği 4 metreyi geçebilen ağaçların bulunduğu ormanlık alanlar vardır. Bu ormanlık alanlarda, en yaygın olarak bulunan ağaçlar, dikenli akasya türü ağaçlardır.

Uzun boylu ağaçların altında ise, bodur bitki örtüsü ve çalılıklar serpiştirilmiştir. Ormanlık alanlarda: zürafa, impala, fil gibi hayvanlar yaşarlar. Ayrıca, bir kısım maymun ve kuşlar da ormanlık alanları tercih ederler.

Evet, Serengeti milli parkı hakkında bu kadar genel bilgi verdikten sonra: gelelim parkın özelliklerine:

Park alanı: 15 bin kilometre karedir. Yani: Ankara ve İstanbul topraklarının büyüklük toplamı kadardır.

Batıda Victoria gölü kıyısında, Arusha şehrinden 335 km. uzaklıktadır. Park alanının bir kısmı, kuzeyde Kenya ülkesi sınırları içinde kalır. Çünkü: daha önce de söz ettiğim gibi, burası yaban hayvanlarının göç yolları üzerindedir. Bu göç yolu üzerinde, Tanzanya-Kenya sınırı, yalnızca birkaç nöbetçi kulübesi ile belirlenmiştir.

Evet: her yıl, özellikle Eylül ayında, park alanı turistlerle dolup boşalıyor. Çünkü: Tanzanya Milli Parkları: kuzey komşusu Kenya ülkesindeki milli parklara göre daha sıkı tedbirler alınarak korunuyor ve günümüzde, Tanzanya Milli Parklarında, çölleşmiş alanlar bulunmuyor.

İzin almadan milli park alanlarına girmek kesinlikle mümkün değildir. Hatta, bu milli park alanlarında, yaban hayvanı nüfusu daha fazladır. Buna örnek vermek gerekirse: fil sayısı Kenya’da 40 bin iken, Tanzanya’da 130 bin imiş. Aslan sayısı Tanzanya’da 17 bin civarındadır ve bu sayı, Afrika kıtasındaki tüm aslan varlığının % 40 kadardır.

Tanzanya milli parklarında söylediğim gibi kurallar çok sıkı: belirlenmiş parkurlar dışına ciplerin safari sırasında çıkmasına asla izin verilmiyor. Parklar: Tanzanya’da, Kenya’dakilere oranla daha temiz ve düzenli ve ziyaretçiler kontrol altındadır.

Ciplere sürat sınırı uygulanıyor. Parklarda, hayvanların üreme bölgeleri ziyarete kapalıdır, hayvanların burada kendilerini güvende hissetmeleri için tedbir alınmıştır. Ama, Kenya ülkesinde, ciplerin ve safari araçlarının her yere girebildiklerini duydum. Hatta: safari araçlarından yiyecek atıldığı ve hayvanların bu yolla araçlara yaklaştırıldığı söyleniyor ki, bu durumlar Tanzanya milli parklarında yasak.

Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Ulaşım

Serengeti Milli Parkına ulaşmak için: Arusha şehrine yapılan charter uçuşlarını kullanmak mümkündür. Arusha şehrinden ise, karayolu ile buraya ulaşılır.

Bir diğer ulaşım yolu ise: Kilimanjaro havaalanıdır. THY: İstanbul-Kilimanjaro havaalanı arasında direkt uçuşlar yaptığı için, buraya ulaşmak için en büyük alternatif budur. Kilimanjaro havaalanı ile Serengeti Milli Parkı arasındaki uzaklık: 400 kilometredir.

 

Ne zaman gidilmelidir

Serengeti Milli Parkına: göç hareketliliğini görmek için Aralık-Temmuz ayları arasındaki dönemde gidilmelidir. Eylül, Ekim ve Ocak: en sıcak aylardır. Yağışlar Kasım-Aralık aylarında düşer.

Ancak yine de göç yolu ve zamanlamasının önceden kestirilemediğini bilmek gerekir. Eğer mutlaka göç olayını izlemek istiyorum derseniz, park alanında en az 3 gün geçirmeniz gerekir.

Öte yandan, park alanındaki yırtıcıları görmek isterseniz Haziran-Ekim arasındaki dönem tercih edilmelidir. Yırtıcıları mutlaka görmek isterseniz, park alanında daha fazla yani 3 günden daha fazla kalmanız gerekebilir.

Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Konaklama

Park alanı içinde: 6 tane lüks çadır kampı, kamp alanı dışında 2 çadır kampı bulunmaktadır. Yine kamp alanı içinde oteller de bulunuyor.

Oteller: kopjes denilen granit kaya bloklarından oluşan tepeler üzerine yapılmıştır. Otellerde, çevreyi duvar veya tel çit ile kapatmak yasak olduğundan, genellikle “ranger” adı verilen silahlı korumalar, yaban hayvanlarının otellere girmesini engellemek için nöbet tutuyorlar.

Tanzanya Serengeti Milli Parkı
Tanzanya Serengeti Milli Parkı
Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Ne yapılır

Serengeti milli park alanı girişi: “kopjes” ismi verilen granit bir kaya çevresindedir. Ngrongoro’daki volkanik faaliyetler sonucunda, günümüzden milyonlarca yıl önce, yerin altındaki bu granit kayalar yeryüzüne çıkmıştır.

Girişin devamında “Naabi Hill” ismi verilen bu “Kopje” tepesine çıktığınızda, çevrenin muhteşem bir manzarası ile karşılaşacaksınız. Ancak: tepenin çevresindeki birkaç ağaç dışında, bölgede hiçbir yeşillik görülmüyor.

Park alanın ve çevredeki bu granit kayalardan oluşan yüksekliklere “Kopje” denilmesinin nedeni: Afrikalılar tarafından şöyle belirtiliyor otlak denizindeki ıssız adalar.

Bu ıssız adaların yani kayaların çevresinde: kertenkele, yılan, yarasa gibi canlıları görmek mümkündür. Ayrıca: park alanı içindeki leopar ve çıta gibi hayvanlar, bu tepelere çıkarak çevrede avlarını gözetliyorlar. Yani, bu tepeler üzerinden, çevredeki büyük bir alan görülebiliyor.

Tanzanya Serengeti Milli Parkı
Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Evet, biz girişe gelelim. Girişten sonra: milli park alanı içinde ilerlerken: büyük olasılıkla önünüze bir antilop sürüsü çıkabilecektir. Bu antiloplar ilginç hayvanlar, öyle ki, bir antilop 3 metre yüksekten, 10 metre uzaklığa kadar zıplayabiliyorlar. Bu arada park alanındaki bir kuraldan da söz etmek istiyorum.

Şöyle ki: park alanında öncelik hayvanlarda. Yani: siz bir araba ile ilerlerken yoldan bir hayvan sürüsü geçerse, onları beklemek zorundasınız veya yol üzerinde bir aslan yatıyorsa, korna çalarak veya gürültü yaparak yoldan kalkmasını isteme hakkınız yok, o aslanın yerinden kalkıp gitmesini ve yolun boşalmasını beklemek zorundasınız.

Evet: park alanı içindeki araç safarisi bu şekilde yürütülüyor. Araçlara binip, düzlüklerde ilerlerken, birçok vahşi hayvanı doğal yaşam ortamında görmek mümkündür. Özellikle: aslanlar insanın içini ürpertiyor. Daha sonra ise, yine park alanında çok bulunan antilop sürüleri görülüyor.

Antilopların yavruları, doğduktan 3 dakika sonra ayağa kalkıyor ve 5 dakika sonra hızlı bir şekilde koşabiliyormuş. Yine de, antiloplar park alanı içindeki aslanların en favori yiyecekleri arasında biliniyor.

Park alanı içinde rastlayacağınız diğer ilginç bir hayvan türü ise “sekreter kuşu” dur. Bu kuş türü: farklı bir yöntemle yılan avlayarak besleniyor. Kuş: yılan gördüğünde gagası ile değil, pençeleriyle yılanı yakalıyor, zehirli olup olmadığını anlamak için birkaç tüyünü yılanın ağzına sokuyor ve yılanın zehrini akıtmasının ardından, yılanı yakalıyormuş.

Sonra bir ağacın üzerine tünemiş, yüzlerce akbaba görebilirsiniz. Daha sonra ise, geziniz, bir su aygırı sürüsünün yaşadığı yere uğruyor. Burada, küçükleri 600 kilo civarında bulunan su aygırlarının büyükleri ise 2 ton geliyormuş. Devam eden gezi de, dünyanın en uzun boylu hayvanı olan zürafalarla karşılaşacaksınız. Ardından yine su kenarına gidiliyor ve su kenarındaki oynaşan filler görülüyor.

Gezi sırasında: bir başka hayvana yem olmuş ve tamamen iskeleti kalmış hayvanlar da görebilirsiniz.
Tanzanya Serengeti Milli Parkı
Tanzanya Serengeti Milli Parkı

Evet park alanındaki diğer bir etkinlik: sıcak hava balonu ile park alanı üstünde safari turudur. Balon yoluculuğu: güneş yükselirken yani şafak vakti başlar ve Serengeti ovaları üzerinde muhteşem güzel bir tur yapar. Yani, balon turu, saat: 04.30 gibi başlıyor.

Balon pilotu: bu inanılmaz alanda, balonla gezinmek için değişen yüksekliklerde havanın etkilerini kullanır. Özellikle, görülebilecek hayvanları garanti etmek imkansız olsa da: balon safari gerçekten benzersiz oluyor.

Bu balon uçuşlarının bir diğer özelliği de: yaklaşık 1 saatlik uçuşun ardından, binilen bölgede kahvaltı verilmesi ve şampanya ikram edilmesidir. Çünkü: uçuşa katılanlara bir belge veriliyor. Kahvaltının ardından, balon safariye katılanlar, alındıkları yerlere geri götürülüyorlar.

Park alanında, bu balon safari dışında: yine belirlenmiş alanlarda yürüyüş safarileri, piknik ve yaban hayatı izleme turlarına katılabilirsiniz.

Evet: dünya üzerinde, yaban hayatını ve yaban hayvanlarını, kendi doğal ortamlarında yaşarken, en fazla bu kadar serbestçe izleyebilirsiniz. Daha önceleri, birçok hayvanat bahçesinde izlediğimiz bir çok hayvan: burada kendi doğal ortamlarında izlenebiliyorlar.

Av

Okurlardan merak edenler olabilir. Tanzanya milli parklarında: devlete ait özel bölgelerde, gözcüler eşliğinde av yapılabiliyor. Ancak elbette bunun muhteşem yüksek bedeli var. Av kotaları, özel şirketlere satılıyor ve bu şirketler de özel turlar düzenliyorlarmış.

Aslan, fil, leopar gibi yaban hayvanlarının avlanması için duyduğuma göre, 3 haftalık zorunlu konaklama ve 40-50 bin dolar arasında ücretler ödenmesi gerekiyormuş.

Öte yandan, ülkenin fil nüfusunun son üç yılda, % 30 azaldığı söyleniyor, çünkü, yasal izin yanında kaçak avlanmanın da yoğun olduğu söyleniyor.

 Zanzibar

Tanzanya, Genel

 Dar-es Salaam