Burada: yani “Bukit” yarımadasında “Uluwatu Tapınağı” vardır. Suluban sörf plajı. Havaalanının güneyindeki, neredeyse ayrı bir ada gibi olan bu yarımada, Balililer tarafından “Bukit” olarak bilinir.
Bu yarımada: Bali’nin diğer kısımlarından çok farklıdır. Rüzgar sürekli hissedilir. Çeltik için fazla kuru olan toprağında: fasulye ve yer fıstığı yetiştirilir. Bu yüzden, burada pek fazla insan yaşamamıştır ve hala yaşamaz. Buraya insanların gelişlerinin tek nedeni: tapınaklardır.
Özellikle: yarımadanın batı ucunda, kayalıkların üzerinde kurulu “Uluwatu” Tapınağı, ibadet etmek için tercih edilir. Jimbaran Ungasan bölgesindeki “Garuda Wisnu Kencana Kültür Parkı” da ilgi çeker. Parkın merkezinde, New York şehrindeki Özgürlük Anıtı benzeri; koruyucu “Vişnu” heykeli, parkın merkezindedir.
Benoa
Bir zamanlar, küçük bir balıkçı köyü olan bölge: günümüzde jet skiler, deniz motorları, dalış merkezi ve barlarla dolu bir eğlence merkezi haline gelmiştir.
Jimbaran Plajı
Havaalanının güneyindeki, küçük körfeze bakan kumsalın oluşturduğu bir yerdir. Burada: birkaç otel ve bir balıkçı köyü bulunur. Plaj: sahilde taze balık ve deniz ürünlerinin sunulduğu restoranları ile ünlüdür.
Pura Luhur Uluwatu
Yarımadanın batı ucundadır. Kireç ocaklarının yanından geçerek gidilebilir. Burada bir tapınak var. Tapınağın en ilgi çeken yönü: uzun merdivenlerinde ve tapınak alanında, ziyaretçileri gözleyen maymunlardır. Buraya, tur otobüsleriyle gidebilirsiniz.
Dağ yamaçları, burada kayalık sahiller ve küçük koylar oluşturarak, denize kadar inerler. Sahilde, kumsallar gri renklidir. Çünkü: eskimiş lavların aşınması ile oluşmuşlardır. Bölgede, başta gelen endüstri: dokumacılıktır. Ubud yolu üzerinde, birkaç fabrika ve atölye turlara açıktır. Burada: dokuma yapılmadan önce, düğümlenerek boyanmış olan ipliklerin kullanıldığı “ikatın” (Bali dilinde “endek”) kumaşının nasıl yapıldığını izleyebilirsiniz.
Klungkung
Burası: Bali’yi yöneten hanedanın uzun süre yaşadığı yer olarak önem kazanmaktadır. 300 yıl boyunca, Bali’yi yöneten “Batu Renggong” hanedanı: 1710 yılında buraya taşınmıştır. Bu nedenle: şehir, bu dönemin etkilerini taşır.
Öte yandan: 1963 yılında “Gunung Anung” denen yanardağ patladığında: çevreye saçılan kül, çamur ve taşlar, adanın bu kısmını yer yer harap etmiştir. Hatta, burada yapılan tarım, bu afetin yıkıcı sonuçlarından halen tam olarak sıyrılamamıştır.
Bale Kerta Gosa
Şehrin ortasında, anayolların kesiştiği yerde bulunan bir Kraliyet Sarayıdır. Takip eden süreçte, Hollandalıların yönetimi sırasında, burası “Mahkeme binası” olarak hizmet vermeyi sürdürmüştür. Binanın tavanı ilgi çekmektedir. Çünkü: canlı resimlerle kaplanmıştır. Resimler, günümüze kadar olan süreçte, zaman zaman yenilenmiş ve bu yenileme çalışmaları, hep, yakınlardaki “Kamasun” köyünden gelen sanatçılar tarafından yapılmıştır. Panoların çoğunda, Bali mitolojisine ait öyküler anlatılır. Ziyaretçilerin gözleri ise, genellikle, bu öykülerden “Günahkarları yer altı dünyasında bekleyen korkunç cezaları” betimleyen bölümü izler. Siz de, buraya dikkatinizi vermelisiniz.
Saray yapısını ziyaret eden önemli konuklar: “Bale Kambang” denilen, içinde nilüfer çiçekleri bulunan, suyla çevrilmiş bir pavyonda ağırlanırlar. Bu pavyonun tavanında da, Bali efsanelerinden aktarılan öyküler resmedilmiştir. Saray bahçesinin karşısında ise, eski yapılardan birinde, küçük bir “müze” bulunur. Müzede sergilenen eserlerin öne çıkanı: 1908 yılından önce çekilmiş, Racaların ve ailelerinin fotoğraflarıdır. Bu fotoğrafların önemi şuradan kaynaklanmaktadır: tarih bölümünde yazdığım gibi, bu tarihte, yani 1908 yılında, Hollandalılar bölgeye saldırınca, Raca ve mahiyeti, topluca intihar etmişler ve bu durum, Batıda ve özellikle Hollanda da çok büyük yankılar yaratmıştır. 1992 yılında, caddenin karşısında, bu olayın anısına bir anıt dikilmiştir.
Tihingan köyü
Bu köyde: Bali’deki gamelan orkestralarının kullandığı “gonglar” üretilmektedir. Köydeki bronz dökümhanelerde, ustalar durmadan çalışırlar ve canlı tutulan odun kömürü ateşinde bu gonglar üretilir. Elbette, çıkan gürültü ve ısı dayanılmazdır. Fakat, bu işlemler, yüzyıllardır değişmeden günümüze kadar süregelmiştir.
Goa Lawah
Evet, bölgeye gelen turist kafilelerinin mutlaka uğradıkları yerlerden birisidir. Burada: hediyelik eşya tezgahları, işportacılar, bağış toplayıcılar ve bilet satıcıları, muhteşem bir kalabalık yaratırlar.
Yarasa Mağarası
Bu mağaranın bulunduğu yerde, mağara ağzı ve kayalık yüzey: asılı duran veya dönerek uçarken, düşüp duran yarasalarla doludur. O kadar çok yarasa vardır ki, hepsi birden mağaranın içinde asılacak yer bulamazlar ve bazıları, mağaranın dışında, gün ışığında asılmak durumunda kalırlar. Bu yarasa kolonisi, akşam hava karardığında, bir bulut gibi mağaradan çıkarak, tropik gecenin içinde böcek avlayarak beslenmeye çalışırlar.
Padangbai
Burası: Bali adasının tek doğal limanıdır ve denizden yanaşılabilmektedir. 1597 yılında, bölgeye gelen ilk Hollanda gemileri, bu korunaklı körfeze demirlemişlerdir. Günümüzde ise, yine gezi tekneleri bu körfeze demirlerler ve yolcularını, teknelerle kıyıya taşırlar.
Balıkçılar, yakaladıkları balıklarını, Padangbai’nin küçük ve işlek limanına bırakırlar.
Candi Dasa
1970’li yılların sonlarında, buraya otel ve pansiyonlar inşa edilmeye başlanmıştır. Bu bölgenin: yumuşak bir iklimi, gri volkanik kumlu plajı ve şnolkerle dalış yapılabilen resifleri bulunmaktadır. Fakat: 1980’li yıllarda, bu mercan resifleri, yeni yapılan oteller için kum alınırken, yok edilmiştir. Böylece: bu mercan resifinin koruduğu kıyı kesimi de çabucak aşınmıştır.
Bunu önlemek için, daha sonra çirkin görünümlü bir dalgakıran yapılmış ve denize bir sürü kaya blok yerleştirilmiştir. Bunun üzerine erozyon durmuş, ancak bu kez de mercan kırıklarıyla karışık, koyu renkli bir kum ortaya çıkmıştır. Bu yüzden, buranın denizinde yüzmek isterseniz, ayağınıza mutlaka bir lastik deniz ayakkabısı giymeniz önerilir, aksi halde bu mercan kırıkları ayağınıza batabilecektir. Öte yandan, bu olumsuz gelişmeler, Candi Dasa denilen buranın gelişmesini engellemiş ve nispeten sakin kalmasına neden olmuştur.
Tenganan Pageringsingan
Bali adasındaki köylerin en ilginç olanlarındandır. Şehir merkezinden, 4 km. uzaklıktadır. Bu köylüler: “Bali Aga” yani “Asıl Balililer” olarak bilinirler. Çünkü, bunların yaşam biçimleri ve adetleri, adaya “Hinduizm” gelmeden önceki dönemleri yansıtmaktadır. Kendi müzikleri ve dansları vardır. Ancak, topluluk dışından insanlarla evlenmek yasak olduğundan, nüfusları gitgide azalmış ve bunun üzerine, bu gelenek, günümüzde yürürlükten kaldırılmıştır.
Köye gitmeyi düşünürseniz: sahilden buraya ulaşan bozuk yol, köyün girişindeki duvarın dışında biter. Ana girişten sonra, uzun bir cadde görülür. Çevresi açık kameriyelerin yanından geçerek, parke taşlarıyla döşenmiş teraslara ulaşırsınız. Burası: neşeli satıcıların olduğu bir Pazar yeridir. Bu Pazar yerinde, özellikle “geringsing kumaşı” ile dokunmuş dokumaları bulup satın alabilirsiniz. “Sarong” olarak isimlendirilen bu dokumaları yapmak aylar sürer ve bu yüzden fiyatları çok yüksektir.
Amlapura-Karangasem
Burası: 1963 yılından önce, Karangasem olarak bilinir. Agung dağının patlamasının kötü anılarını silmek için, şehrin ismi değiştirilmiştir.
Puri Kanginan
Bu raca sarayı, yanardağın patlaması sırasında zarar görmüş olsa da, sonradan yapılan restorasyonlar sonucu onarılmış ve ziyarete açılmıştır.
Ujung
Sahildeki bu bölüm; 1920’lerde inşa edilmiş ancak 1963 yılında yanardağ patlayınca tahrip olmuştur. Yinede bazı kapıları, kameriyeleri, terasları ve havuzunun bir kısmı görülebilmektedir. Burası, günümüzde, bir sanat merkezi yapılmak üzere restore edilmektedir.
Bali Negeri Propinsi Müzesi, Sanat Merkezi.
Evet, burası, II. Dünya savaşından bu yana, Bali’nin başkentidir. Daha 20 yıl öncesine kadar küçük bir kasaba iken, günümüzde, turizm patlamasının getirdiği refah ile, büyüklüğü hızla artmıştır. Ancak, öte yandan geniş bir alana yayılan şehrin, trafiği artmış, havası kirlenmiştir. Günüm büyük bölümünde, şehir trafiği yoğundur. Bu karmaşalı yaşamın ortasında: yüksek duvarlarla çevrili alanlarda, daha iyi bir yaşam sürdürmek mümkündür.
Gelelim, şehri gezmeye
Şehrin merkezinde: ana kavşakta, dört yüzlü ve her yöne bakan Hindu Tanrısı “Catur Muka” nın, büyük bir heykeli görülür. Kavşağın batısında kalan “Jalan Gajah Mada” bölgesinde: bankalar, mağazalar ve restoranlar bulunur. Biraz ileriye yürürseniz: bu kez, bir hayli pis kokan “Badung ırmağı” karşınıza çıkar. Biraz daha ilerleyince bir Pazar ile karşılaşırsınız.
Pasar Badung
Şehrin başlıca taze ürün pazarıdır. 4 katlı bir binanın içinde, satıcılar tarafından tıka basa doldurulmuştur. Pazar: gün doğumundan önce açılır ve öğleden sonra kapanır.
Pasar Kumbasari
Badung ırmağının hemen karşısındadır. Burada: el sanatları ve tekstil ürünlerinin satıldığı yerler bulunur.
Jalan Veteran bölgesinde yürümeye devam ediyoruz.
Bali Natour Hotel’i geçince, biraz ileride başka bir Pazar daha vardır.
Kuş Pazarı
Jalan Vetaran üzerinde, yaklaşık 1 kilometrelik bir alana yayılmıştır. Burada, pek çok ötücü kafes kuşu cinsi satılmaktadır.
Alun-alun Puputan-Puputan Meydanı
Burası: Jalan Surapati’nin güneyinde, büyük bir çim alandır. Badung Racası: 1906 yılında, maiyetiyle birlikte, burada: toplu olarak intihar etmişlerdir. Günümüzde, olayın anısına burada büyük bir heykel var. Heykel: dört yüzlü, sekiz kolludur. Tanrı “Brahma” temsil edilmektedir. Burası: şehrin tam bir buluşma noktası olarak kullanılmaktadır, şehir gezinizde, burayı merkez edinmenizde yarar var, kaybolursanız, burayı hedefleyin.
Pututan Meydanının en uzak köşesinde bir müze vardır.
Museum Negeri Propinsi Bali-Bali Müzesi
Bu ilginç ve oldukça köhne müze: 1937 yılında, Hollandalılar tarafından kurulmuştur. Müzede: Etnografya, sanat ve tarih eserleri sergilenmektedir. Dört müze binasından, üç tanesi: saray mimarisinin farklı üsluplarını temsil eder. Ana bina ise: 2200 yıllık taş lahitten, 1906 yılındaki toplu intihar olayının fotoğraflarına kadar birçok obje barındırmaktadır.
Binanın üst katında ise, günlük kullanım eşyaları sergilenmektedir. Birinci pavyonda: Bali tekstilleri sergileniyor. İkinci pavyonda: dinsel ve merasimlere ait nesneler görülür. Üçüncü pavyonda: maske, kukla ve kostüm koleksiyonu, müzik ve dans eşyaları bulunur. Yazının başında söylediğim gibi, pek lüks ve düzenli bir müze değil, ama bölgenin tarihi geçmişini görmek açısından ilgi çekebilir.
Müze arazisine bitişik bir tapınak bulunmaktadır.
Pura Agung Jagatnata
Burası, yakın zamanda inşa edilmiştir. Bali Müzesinin kuzey bitişiğindedir. Tanrı “Sanghyang Widi” ye adanmıştır. 1953 yılında inşa edilmiş bir devlet tapınağıdır. Herhangi bir sınırlama olmaksızın, herkese açıktır. Burada düzenlenen en büyük tören “dolunay” ve “karanlık dolunay” törenleridir. Bu törenler, ayda iki kez yapılır.
Jalan Surapati’nin ilerisine yürürseniz, bu kez, bir kilise ile karşılaşırsınız.
Aziz Yusuf Kilisesi
Adada yaşayan küçük Katolik cemaati, bu kiliseye gidip ibadet ederler. Kilisenin çatısı, palmiye dallarıyla örtülüdür. Kilisenin kapısının üstündeki taşta, Balili altı melek figürü görülmektedir.
Abiankapas bölgesinde, Jalan Nusa İndah yolu üzerinde yürümeye devam ediyoruz.
Taman Budaya-Bali Sanat Merkezi
Bali mimarisinin en iyi tarzının yansıtıldığı, geniş bahçeler içinde bulunan bu sanat merkezinde: bir resim ve ahşap oyma sergisi, bir dans ve tiyatro sahnesi bulunur. Bali’de düzenlenen “Büyük Bali Sanat Festivali”, her yıl Haziran ve Temmuz aylarında burada yapılır.
Bu festival sırasında: ziyaretçiler için gösteriler düzenlenir, dansçılar ve müzisyenlerin şovlarını izlemek mümkündür. Buradaki amfi-tiyatro, 6000 izleyici kapasitelidir.
Buradan, güneydoğu bölümüne ilerlersek, Renon denen bölgeye ulaşılır.
Renon
Burada: ara postane, birçok konsolosluk ve turizm danışma büroları bulunmaktadır. Yani, burası devlet dairelerinin toplandığı bir yer olarak dikkat çeker.
Şehirde gezmenizi önereceğim bir diğer yer:
Lapangan Puputan Margarana-Puputan Park
Burası, şehirde oldukça görkemli bir park alanıdır. Park alanının önemi ise, içindeki bir anıttan gelir. Gri taş anıtın tasarımı, 17 Ağustos 1945 tarihinde, Endonezya’nın bağımsızlığını ifade ediyor. Öte yandan, yine bu anıtın, 20’nci yüzyıl başlarında, Hollandalılar karşısında, Bali’nin bağımsızlığı çatışmalarında, topluca intihar edenlerin anısını da yaşattığı söyleniyor.