1600 yıllarında, Hollandalılar, Portekiz egemenliğindeki burayı işgal etmeye çalışmışlar ve bu sırada Portekizliler tarafından Hollandalılara “Flaman” denilmektedir ve bölgenin ismi buradan gelmektedir.
Günümüzde ise: Botafogo ile Centro arasında kalan Flamengo: plajları, palmiye ağaçları ve geniş yeşil alanları ile sakin ve huzurlu bir yerdir. Şehrin birincil konut bölgesidir, orta üst sınıf oturmaktadır, müze ve kültür merkezleriyle birlikte 295 dönümlük bir alanı kapsamaktadır. Bölgedeki bazı evler oldukça yüksek fiyatlıdır.
Günümüzde Brezilya ülkesinin en büyük şehir parkı buradadır. Parkın ismi “Parque Brigadeiro Eduardo Gomes” dir. Mahallede gece hayatı yoktur.
Burası daha çok huzurlu ve apartmanlarla uyumlu büyük ve güzel sömürge evleriyle bilinir.
Restoranlar
Rio şehrindeki en iyi restoranlardan bazıları bu mahallede bulunmaktadır.
Emporio Santa Fe
Burası semtin en iyi restoranlarından birisidir. Zemin katta küçük bir şarap barı bulunur. Üst katta zarif “L” şeklindeki yemek yerinde, pencere kenarında güzel bir yer seçmelisiniz. Tüm yemekler taze yapılır ve bazı yaratıcı tatlarla birleştirilir.
Casa de Arte e Cultura Julieta de Serpa
Bu güzel neoklasik konak, muhteşem bir kültür kompleksi haline getirilmiştir. Salon eski büyük salonlardan birisidir ve günümüzde yemek salonu olarak kullanılmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
Castelinho
Praia do Flamengo adresindedir.
“Oduvaldo Vianna Filho Kültür Merkezi” çeşitli dönemlere ait öğelerin karışımı ile ve genel İtalyan etkisiyle 76 yıl önce yani 1916 yılında inşa edilmiş bir yapıdır. Yapının ilk yapılış amacı: 1918 yılında varlıklı bir Portekizli girişimci Joaquin da Silva Cardoso için konut olmasıdır. Tasarım mimar Gino Copene’ dır.
Yapı: bir yangın geçirmiş ve ardından terk edilerek uzun süre hasarlı şekilde durmuştur.
Yapı: 1990’lı yıllarda kültür merkezi haline getirilmiştir ve ismi 1974 yılında ölen ünlü yazar “Oduvaldo Vianna Filho” onuruna verilmiştir.
Burada: fotoğraf ve video performansları sergilenir. Aynı zamanda: burada sanat atölyeleri, kurslar, tartışmalar, seminerler ve video özel film gösterileri düzenlenir. Kütüphanede ise, kurgu, belgesel ve birçok müzik eseri bulunmaktadır. Fotoğraf bölümünde ise 1500 üzerinde film arşivlenmiştir.
Flamengo Parkı-Parque Brigadeiro Eduardo Gomes
Guanabara körfezi yanında Flamengo mahallesindedir.
Aynı zamanda “Aterro” olarak da bilinir. Kelime anlamı “Flamengo deposu” demektir.
Bu yeşil kentsel park alanı yaklaşık 300 dönümlük bir alanı kapsamaktadır. Park alanında 3000’den fazla farklı türde bitki ve ağaç bulunmaktadır.
Ünlü mimar Lota de Kacedo Soares tarafından tasarlanmıştır. Peyzaj tasarımı ise ünlü peyzaj mimarı Roberto Burle Marx tarafından yapılmıştır. Kendisi Copacabana’nın dalgalı siyah ve beyaz mozaik döşemelerini tasarlamış olan ünlü peyzaj mimarıdır.
Brezilya’nın en büyük eğlence alanıdır. Ama deniz suyu temiz olmadığından denize pek giren görülmez. Park alanı yalnızca güneşlenmek, koşu ve diğer açık hava etkinlikleri nedeniyle kullanılmaktadır. Dünyaca ünlü “Rio bisiklet yarışı” burada yapılmaktadır.
Özellikle hafta sonlarında Rioluların birçok bu park alanını ziyaret ederler. Aileler burada mangal/barbekü yakarlar. 2016 yılı Olimpiyat oyunları bisiklet yol yarışlarının burada yapılacağı söyleniyor.
Burada rehber eşliğinde bir elektrikli araba turu yapabilir ve flora ve fauna çeşitlerini görebilirsiniz. Ayrıca burada Guanabara körfezi ve Sugar Loaf manzaraları muhteşem etkileyicidir. Park alanının hemen önünde “Marina da Gloria” bulunuyor ve burası 1500 tekne kapasitelidir.
Catete Sarayı
Yapı 1897-1960 yılları arasında, birçok Brezilya hükümetine ev sahipliği yapmıştır. Ama burası özellikle: I ve II Dünya savaşlarında Brezilya’nın giriş bildirgesi ve Brezilya’nın siyasi hayatında önemli olaylardan bazıları ile tanınır.
Yapı: 1954 yılında müze ye dönüştürülmüş ve 1983-1989 yılları arasında restorasyon için kapatılmıştır. Restorasyon ardından “Cumhuriyet Müzesi” adı ile açılan binada: sergiler, konserler, tiyatro, film, video, restoranlar ve bir kitapçı bulunmaktadır. Müze bahçesi, 71 ferforje ile aydınlatılmaktadır.
Günümüzde: zemin kattaki giriş holünde bulunan “Bakanlar odası” hala ülkenin kaderine ilişkin toplantıların yapıldığı ve kararların alındığı ciddi atmosferi korumaktadır. Kalan odalarda; Cumhuriyetçi Brezilyanın çeşitli yönlerini temsil eden sergiler düzenlenmektedir.
Asıl zemin olarak bilinen ikinci katta: lüks ve tematik çeşitlilik göze çarpar. Buradaki odalar heykeller, avizeler ve resimlerle süslenmiştir.
Üçüncü katta: Başkan Getulio Vargas’ın odası ilgi çekmektedir. Kalan odalarda müzenin koleksiyonundaki diğer nesneler sergilenmektedir. Burada ayrıca bir de tiyatro bulunuyor.
Oı Futuro Kültür Merkezi
Burası Brezilyanın ünlü oyuncusu Rua Dois de Dezembro tarafından desteklenen bir kültür merkezidir. Dört katlı binanın her katında farklı sergiler düzenleniyor. Burası: zengin bir program dahilinde müzik, video ve plastik sanatlar ile ilgili faaliyetler içermektedir. Ayrıca bir araştırma merkezi ve kütüphane bulunuyor. Tiyatro salonu 180 koltukludur.
Modern Sanat Müzesi-MOM
Flamengo park içinde ve görülmeye değer bir yerdir.
Müze: Raimundo Castro Maia başkanlığındaki sanat meraklıları tarafından 1948 yılında kurulmuştur. Müze 1958 yılında bugün görülen daimi merkezine taşınmıştır. Bina: mimar Affonso Reidy tarafından tasarlanmıştır.
Brezilya’nın en sevilen peyzaj tasarımcısı Burle Marx tarafından tasarlanan bahçelerle çevrili, Flamengo mahallesinin merkezinde yer almaktadır.
Müze: Rio şehrinin kültürel sahnesinde çok aktif rol oynamış ve Brezilyalı sanatçıların çeşitli kuşaklarını etkilemiştir.
1978 yılında trajik bir yangın sonucunda koleksiyonun çoğu yanmış ve bina zarar görmüştür. Önemli bir yenileme çalışmalarının ardından, gerek bina ve gerekse koleksiyon yeniden yapılandırılmış ve bugün koleksiyonda 2000’in üzerinde eser bulunduğu söyleniyor. Ayrıca müzede 4000 eserlik “Gilberto Chateubriand” koleksiyonu bulunmaktadır.
Ayrıca: yine bu müzede 12.000’in üzerinde bir film koleksiyonu bulunmaktadır ki bu koleksiyon Latin Amerika’nın en iyilerinden birisidir. Bu koleksiyonda, Brezilya üretimi kült filimler, açık oturumlar ve festival filmleri bulunmaktadır.
Evet, bu müzeyi ziyaret etmenizi öneririm, zaten yalnızca “Camille Claudel” heykelleri, 1998 yılında 120.000 ziyaretçi çekmiştir.
Carmen Miranda Müzesi
Park alanı içinde; Modern Sanat Müzesinin yakınındadır.
Carmen Miranda Brezilya’nın en ünlü simalarından birisidir. Portekiz doğumlu ve Brezilya’da yetişen sanatçı, 1930 yılındaki ilk filminde tipik “Baiana” kostümü içinde “Pra Voce Goster de Mim” filminde görülmüştür.
1939 yılındaki “Karnaval sırasında Rio Sokakları” filmi ise: onun benzersiz yapıtlarının başında gelmektedir. Kendisi 1940-1953 yılları arasında 14 Holywood filminde rol almıştır.
1955 yılında ölümünün ardından ise, eşi: kocasının giyim ve aksesuarlarından oluşan muhteşem koleksiyonu buraya bağışlamıştır.
1976 yılından bu yana, bu paha biçilmez objeler “Carmen Miranda” müzesinde görülebilmektedir. Kalıcı koleksiyonda 3000’den fazla obje bulunmaktadır. Şubat-Ağustos aylarında özel sergiler açılmaktadır.
Estacio De Sa Anıtı
Park alanı içinde “Eduardo Gomes Parkı” içindeki bu anıt: II. Dünya Savaşı anıtı olarak bilinmektedir. Rio şehrinin en ayırt edici anıtlarından birisidir. Dünya savaşına Brezilyanın katılımı onuruna inşa edilmiştir.
Mimarlar Helio Ribas Marinho ve Marcos Konder Neto tarafından tasarlanan anıt 1960 yılında bitirilmiştir ve üç kat arasına bölünmüştür.
Birinci katta: yer altı savaş müzesi ve askerlerin mezarları bulunur.
İkinci katta: üç askerin metalik heykeli görülür.
Üçüncü katta: hava savaş motorları görülür.
Marina Gloria
Rio şehrinde yat veya sürat teknesi park etmek için en uygun yerdir. Eduardo Gomes parkı içinde: Santos Dumont havaalanı ve Dünya Savaşı anıtı arasındaki bu marina, Rio şehri içindeki en büyük marinadır ve 105 bin metre karelik alanı kapsamaktadır. Burada: restoranlar, özel otopark ve bir yüzer havuz bulunur. Yani: tekneler için destekleyici her türlü altyapı mevcuttur.
Burası şehrin güney bölgesinde küçük boyutlu bir mahalledir. Ama aynı zamanda Rio şehrinin en zengin mahallelerinden olduğu için, polis burada sürekli devriye gezmektedir, yani güvenlik tedbirleri diğer mahallelere göre daha iyidir.
Burası balık avı için kötü olduğundan, isminin kelime anlamı, yerli dilinde “kötü su” demektir. Ancak mahallenin isminin kaynağı “Barao de Ipanema” isimli aristokrattan gelmektedir. Mahalle 1894 yılında kurulmuş, ancak 1902 yılında hızla büyümeye başlamıştır.
Ancak çok renkli bir yerdir. Burada: çeşitli sporcular, hippiler, gayler ve turistler için ilginç gelen varoşlar bulunmaktadır.
Evet “Ipanema” plajı: bitişik Copacabana ve Leblon plajları arasındadır. Buranın sokakları, ızgara tarzında düzenlendiğinde gezmek kolaydır. Yürüyüşler için “Lagoo” denen yeri referans olarak alabilirsiniz.
Özel restoranlar, mağazalar ve kafeler bulunan bu mahalle: Rio şehrinin en pahalı yerlerinden birisidir.
Pazar günleri, sahile yakın cadde ve sokaklar trafiğe kapatılır ve bu yüzden, cadde ve sokaklar: bisiklet, paten, kaykay kullanan birçok insanla dolup taşar.
Ipanema’nın diğer trentleri yani diğer mahallelerden ayıran özellikleri şunlardır: Ipenema haberleri, basında manşet yapılır çünkü Brezilya’da bölge çok popülerdir. Karnaval geçit törenleri sırasında, burası binlerce ziyaretçi çeker. Plaj: mayo sürprizlerinin yani yeni çıkan mayoların gösterim yeridir. Burada özgürlükçü ve yenilikçi mayolar sergilenir. İlk hamile kadın, burada bikini giymiştir. “Tanga” tipi mayo, burada meşhur olmuş ve dünyaya yayılmıştır. “İp” şeklindeki mayolar da ilk olarak burada görülmüştür. Üstsüz modası ilk olarak burada başlatılmıştır. Ancak günümüzde Rio şehri ve Brezilya’nın birçok yerinde üstsüz güneşlenmek yasaktır.
Alışveriş
Ipanema sokaklarında her türlü dükkanı bulmak mümkündür. Ama öncelikli alışveriş caddesi “Visconda de Piraja” caddesidir. Senhora da Paz Meydanı çevresindeki köşelerde: Ipanema’nın en iyi moda mağazaları yoğunlaşır. Quartier Ipanema: bölgedeki iyi bir alışveriş merkezidir. Forum İpenama ise daha küçük ve şirin moda galerilerinin bulunduğu yerdir.
Sanat Galerileri
Yerel kültürü keşfetmek isteyenlerin burayı ziyaret etmeleri önerilir. Ipanema bölgesindeki iki önemli galeri: Bolsa de Arte Farme de Amoedo yakınlarındaki “Rua Prudente de Morais” ve Anibal de Mendonça üzerindeki “Galeria de Ipanema”dır.
Gece Hayatı
Bölgede bir gece hayatı yaşamak için en uygun şartlar şunlardır: öncelikle çeşitli restoranlardan birinde bir akşam yemeği yenebilir. Sonra: “Praça da Paz”, “Baixo Farme” veya “Baixo Quiteria” denilen yerlere gezmeye gidebilirsiniz. Ayrıca plaj bölgesindeki canlı performansları izlemek için “Kiosk” da düşünülebilir. Mahallede bolca bar ve gece kulübü vardır ve bunlar içinde tarzınıza uygun olanı seçebilirsiniz.
Osorio meydanında bulunan “Belmonte” bunların arasındaki en ünlü bardır. “Farme de Amoedo” yine bölgenin en çok ziyaret edilen sokaklarından birisidir ve barlarla doludur.
GEZİLECEK YERLER
The Girl From Ipenema
Burası hakkında anlatılan ünlü bir hikaye bulunmaktadır. Ipenema’nın dünya çapında duyulmasını sağlayan 17 yaşında Helo Pinheiro isimli bir kızmış. Antonio Jobim isimli besteci, her gün İpenema’daki Veloso Cafe’de oturup denizi seyredermiş. Önünden salına salına geçerek sahili giden Helo isimli kızdan aldığı ilhamla 1962 yılında “Girl From İpanema” yani “İpanemalı kız” isminde bir sossa nova şarkı bestelemiş, sonrasında da Vinicius De Moraes şarkının sözlerini yazmış ve dünya çapında ünlenen bu şarkı, İpanema’nın da tanınmasını sağlamış.
Garcia D’Avilla
Burası mahalledeki şehrin en ilginç dükkanlarının bulunduğu bir caddedir. Ama burada meşhur olanlar “kuyumcular” dır. Bu cadde üzerinde ayrıca: tasarımcılar, moda, mobilya, kuyumcular, Louis Vuitton, Cartier, Mont Blanc gibi dünyaca ünlü markaların satış yerleri vardır.
Ayrıca yine bir takının nasıl yapıldığını izlemek isteyenler, cadde üzerinde buluna “H.Stern” denilen yeri ziyaret edebilirler.
Burada yemek için de uygun yerler bulunmaktadır ki, bunlara örnek: “Venga” olabilir. Alessandro&Pizzeria ve İsyanyol Tapas ve tropikal Brezilya içeceklerinin satıldığı birçok mekan.
Senhora da Paz Meydanı
Bu meydan: çimleri, ördekleri ve ard deco merkezi ve göletleriyle ünlüdür. Burada aynı zamanda birçok dökme demir heykel bulunur. Plajda yorucu bir gezi veya eğlence sonrasında, bu rahatlatıcı meydanı ziyaret edebilirsin. Özellikle aileler için ideal ve güvenlidir. Çünkü burada bir de çocuk parkı bulunuyor.
Senhora da Paz Kilisesi
Meydandaki bu yapı: gotik ve Arap mimarisinin etkileyici bir karışımı olarak Brezilya’nın en ünlü kiliselerinden birisidir. 1920 yılında Joaquim Soares de Oliveire tarafında yaptırılmıştır. “Senhora da Paz” I. Dünya savaşı sona erdikten sonra, dünya barışı için Ipanema’nın koruyucu azizi haline gelmiştir.
Rua Vinicius de Moraes
Burası: Moraes Antonio Carlos’un efsanevi şarkısı “From Ipanema Girl” isimli şarkısını yazdığı kafelerin bulunduğu caddedir. Sokak birçok bar ve kafeye ev sahipliği yapmıştır. Ünlü yazar, buradaki kafe ve barlarda oturup hergün buradan geçen kızı seyrederken, bu ünlü şarkıyı bestelemiştir.
Farme de Amoedo
Burası “Gay Sokağı” olarak isimlendirilir. Aynı zamanda “lezbiyen” çiftler de burayı tercih ederler.
Ipanema Farme
Burası Rio şehrinin eşcinseller plajıdır. Rua Farme de Amoedo yanındaki bu plaj: eşcinsel erkeklerin uğrak yeridir.
Bu eşcinsel kalabalık gece olduğunda “Rua Farme de Amoedo” denilen yerde toplanmaktadırlar. Büyük Ipenama plajı içinde farklı kalabalıklar birbirinin içinde küçük alt guruplara bölünürler. Burada da gaylar için ayrılmış “Barbies” denilen plaj bölümü bulunur. Burayı bulmanın en iyi yolu “gökkuşağı bayrakları” dır.
Hotel Fasano
Philippe Starck tarafından tasarlanmış iyi bir oteldir. Ipenema plajının merkezindedir. Otelde 91 oda bulunmaktadır. Otelin tüm yatak takımlarının Mısır pamuğundan ve yastıklarının kaz tüyünden yapıldığı belirtiliyor.
Ipanema Plajı
Burası “Arpoador” ve “Leblon” plajları ile sınırlandırılmıştır. Burası çeşitli yayın organları tarafından “Dünyanın en seksi plajı” olarak tanımlanmıştır.
Burası: aynı zamanda Rio şehir içi faaliyet merkezlerinden birisi olarak kabul edilir.
Yaşamak için en pahalı yerlerden biridir ve mahalle zengin sakinlerle doludur. Dois Irmaos Dağı’nın eteklerinden başlayıp Rio’da gün batımının en iyi izlendiği yerlerden biri olan Ponta Arpoador kayalıklarına kadar uzanan Ipanema sahilinin uzunluğu 3 kilometre kadardır.
Plaj çevresinde: galeriler, kitapçılar ve sinema salonları boldur ve bu yüzden, burası Rio şehrinin “Küçük Paris’i” diye tanımlanır.
Bölgedeki en popüler mücevher mağazası “H.Stern” dir. Onların müze turu ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Bu tur sırasında yarı değerli veya değerli taşlardan oluşan bir şeyler satın alabilirsiniz.
Garica D’Avilla sokağında: H.Stern gibi, Osklen, Amsterdam Sauer ve diğerleri gibi, şehrin en iyi markalarının satıldığı yerler bulunur.
Plaj bölgesinde bir şeyler yemek isterseniz: suşi tercih edenler “Av Benkei” yi ziyaret etmelidirler.
Brezilya yöresel lezzetlerini tatmak isteyenler “Casa de Feijoado” yu ziyaret etmelidirler.
Buranın bölgesel lezzetleri arasında öne çıkanlar ise: karides ile doldurulmuş ve Palm yağında kızartılmış baharatlı bir tür krokettir.
General Osorio Square denilen yerde ise, Pazar günleri bir ikinci el pazarı kurulmaktadır.
Burası hakkında çok meşhur ve yaşanmış bir hikayeden söz etmek istiyorum. Fernando Gabeira: 1960’lı yıllarda ülkedeki Amerikan Büyükelçisini rehin alıp Brezilya’da hapishanedeki siyasi tutuklu arkadaşlarını kurtarmaya çalışırken yakalanır ve Fransa’ya sürgüne gönderilir. Daha sonra 1980’li yılların başında ülkesi Brezilya’ya döndüğünde, buranın “Posto 9” yani “9. Bölge” olarak isimlendirildiği dönemde: aradan 20 yıl geçtikten sonra, plajda paparazziler tarafından “tanga” mayo ile görüntülenir.
Gazeteler boy boy fotoğraflarını basınca Gabriela “biseksüel” olduğunu açıklamak zorunda kalmıştır. Böylece: bu eski siyasi kahraman ve o dönemin milletvekilinin denize girdiği 9. bölge: aniden popüler olur ve sol ile alternatif kesimin daimi bir buluşma yeri haline gelir. Hatta: 1985 yılına kadar ülkenin başında kalan askeri cunta hükümetinin dikdatörlüğü sırasında, burası direnişin simgesi haline getirilir.
Her ne kadar Copacabana diğer sahillere göre daha güzel ise de: Brezilyalılar için politik geçmişi nedeniyle 9. bölgenin bulunduğu Ipanema’nın yeri ve önemi ayrıdır. Öte yandan: günümüzde “Farme de Amoedo” caddesi olarak bilinen ve 70’li yıllarda yıkılan iskelenin hemen yanındaki bu cadde: yasadışı olayların ve faaliyetlerin (kaçak sigara, polis baskınları, solcuların toplantıları gibi) ana merkezi olarak hatırlanmaktadır.
Hippie Fair
Burada 1968 yılında başlayan geleneksel fuar: günümüzde de 700 civarında tezgah ile devam etmektedir. Bu otantik Pazar yerinde: Brezilya çağdaş ve folk tarzı takılar, giyim ve giyecekler bulabilirsiniz. Özellikle uygun fiyatlı el yapımı deri sandaletler ilgi çekmektedir. Ayrıca buradan “bikini” satın alınır.
Zaten şehri ziyaret edenlerin büyük çoğunluğu buraya gidiyorlar. Hediyelik eşya arıyorsanız, burası uygun fiyatları ile mutlaka ilginizi çekecektir. Pazar: her gün saat: 09.00-17.00 arasında açıktır. Ancak burayı ziyaret ederseniz, alışverişte mutlaka pazarlık yapmanız gerektiğini unutmayın, zaten satıcılar da pazarlığa açıktır. Genel olarak sizden istenen fiyatın, en fazla 2/3’nü vermelisiniz.
Burada alışveriş yanında, geleneksel yemekler satan birkaç gıda tezgahı da bulunmaktadır. Bunlarda özellikle morina omlet ve hindistan cevizi kullanılan tatlılar bulabilirsiniz. Ama buranın en ünlü yiyeceği: baharatlı karides ile doldurulmuş ve yağda kızartılmış bir tür kroket olan “Dende” yani “Palm” dır.
Sauer Müzesi
Rua Garcia D’Avilla adresidedir.
Burada: nadir mineraller ve değerli taşlar bulunmaktadır. Taşların bir kısmı Fransız göçmen Jules Roger Sauer tarafından 70 yıllık özverili bir çalışma sonucu toplanmıştır. Toplama taşlar: farklı türlerden yaklaşık 3000 adettir.
1989 yılında kurulan müze: özel sermayeli taşların eksiksiz koleksiyonunu sunmaktadır. Güney Amerika’da bu konuda en ünlülerden birisidir. Hatta dünya çapında da tanınmaktadır. Çünkü müzede birçok uluslar arası yarışmalarda ödül kazanmış takılar sergilenmektedir.
Saray Mahallesinde: kraliyet sarayı Jong-hayır bulunur ve saray Joseon hanedanlığının 600 yıllık tarihi ve kültürünü göstermektedir. Changdeokgung yani saray: bir Koreli kraliyet ailesinin hayatı ve yaşamını göstermekte olup, bu yörede Bukchon Hanok köyü: aynı zamanda geleneksel yüzlerce büyüleyici evi barındırmaktadır.
Meydan 1 Ağustos 2009 tarihinde yeniden tasarlanmış ve halka açılmıştır. Meydan: Gyeongbokgung Sarayı ve Bukaksan Dağı ile güzel ve uyumlu bir meydan haline dönüştürülmüştür. Gwanghwamun kapısı ve Cheonggye Meydanını birbirine bağlayan: Sejong-ro merkezindedir. Meydan; 6 bölüme ayrılmıştır.
Kral Sejong heykeli: meydanın merkezindedir. Joseon hanedanlığından 4. ve en saygın kral olan Kral Joseon Kore alfabesinin yaratıcısıdır. Yine merkezde Kore’nin Japon istilası sırasında (1592-1598) Kore donanma komutanı olan Amiral Yi Sunshin (kendisi Japon donanmasına karşı zaferler kazanmıştır) heykeli bulunmaktadır. Meydanın her iki tarafında; popüler havuzlar, Seul şehrinin sembolü bir Haechi heykeli, bir çiçek halı ve Yeoksamulgil yani tarihi su yolu bulunur.
Meydan: Gyeongbokgung Palace ana kapısını bulundurmaktadır. Gwanghwamun (Gate) Joseon hanedanlığı döneminde: başkentlik yapmış olan Hanyang’ın merkezi olmuştur. Günümüzde burada hükümetin önemli idari birimleri bulunmaktadır.
Meydanın merkezinde “Kral Sejong” heykeli bulunur. Heykelin önünde: Kral Sejong hükümdarlığı sırasındaki ana buluşlar olan: Hangeul alfabesi, güneş saati, yağmur ölçer ve göksel dünya ile ilgili bilimsel aletler sergilenmektedir. Yakındaki bir galeride ise: Kral Sejong The Story yani bu büyük insanın kendi başarılarını tasvir eden eserler görülür.
Amiral Yi Sunshin heykeli yakınında: bir havuz ve Yeoksamulgil vardır. Havuz: Amiral Yi’nin 12 gemi ile 133 gemilik Japon donanmasını yendiği. 1597 yılındaki büyük zafer anısına yapılmıştır. Kendisi katıldığı 23 savaşta, yalnızca 1 yenilgi almıştır. Meydanın iki tarafından akan Yeoksamulgil: 2006 yılında kurulmuştur ve Joseon hanedanlığının 1392 yılı Kore tarihi anlatılmaktadır. Suyolu ve havuz, özellikle yaz aylarında çocuklar tarafından çok popüler tercih edilir.
Meydan: özellikle Kral Sejong: geceleri rengarenk ışıklandırılarak ayrı bir güzelliğe büründürülmektedir. Ayrıca KT Hall denilen yerde sanat sergileri düzenlenir ve konserler yapılır.
Gwanghwamun kapısı
Gyeongbukgung Sarayının ana kapısıdır. Onun adının anlamı “dünyayı aydınlatan ışık” tır. Granit kapı yapısının merkezinde Hongyemun adında bir gökkuşağı ve yukarısında bir kule bulunur. Gwanghwamun: Kore tarihinde acı bir geçmişe sahiptir.
Japon işgali sırasında, Korelilerin duygularını olumsuz etkilemek için Japonlar tarafından bu kapı yıkılmış ve kapının olduğu yere Japon hükümet binası inşa edilmiştir. 1968 yılına gelindiğinde ise kapı bugünkü görünümü ile yeniden inşa edilmiştir.
Kapı 5 saray kapısı içinde en güzelidir ve tamamen betondan inşa edilmiştir. Kapının üzerindeki bir tabelada bizzat o zamanki başkanı Park Jeong-Hui tarafından yazılmış kapının ismi bulunur. Evet burada kapı ücretsiz gezilebilmektedir. Ancak: Gyeongbokgung Palace: yetişkinler için 3000 won ve çocuklar için 1500 won ücret ödemek gerekir.
Gyeongbung Palace
Burası kocaman bir alana yayılmış ama içi boş binalardan oluşan bir komplekstir. Saray: Joseon hanedanlığı tarafından yapılan ilk kraliyet sarayıdır ve 1395 yılında inşa edilmiştir. Şehir merkezindeki bu saray: Joseon hanedanlığının egemenliğini temsil etmesi açısından önemlidir. Bu hanedanlık döneminde 4 saray yaptırılmış olup bunlar:
Gyeongbokgung sarayı, hanedanlığın ana sarayı olarak yaptırılmıştır. Ancak: 1598-1592 yılları arasında ana saray olarak hizmet vermeye devam etmesine rağmen, 1910-1945 yılları arasındaki Japon istilasında ciddi zarar görmüştür. İşgal döneminde: binaların çoğu yıkıldı, Gwanghwamun kapısı taşındı ve Japon Genel Binası, sarayın ana alanı önünde inşa edildi.
Japon işgalinin ardından, Kore hükümeti 1990’lı yıllarda burayı restore etti ve restorasyon çalışmaları hala sürdürülmektedir. Çalışmaların 40 yıl sürmesi planlanmaktadır. Ancak yine de şu anda: Kore Ulusal Sarayı Müzesi olarak burası ziyarete açıktır. Binaların yalnızca yüzde kırklık bölümü restore edilmiştir. Yine de içeride görülebilecek bazı şeyler ilginizi çekebilir. İngilizce rehberli tura katılıp gezebilirsiniz.
Sarayın görülebilecek bölümleri hakkında bilgiler vermek istiyorum:
Geunjeongjeon-İmparatorluk Throne Hall
Burası, sarayın taht salonudur. Burada kral resmi yetkililerle ve yabancı elçilerle görüşmüş, bildiriler yayınlamıştır. Ayrıca kraliyet ailesinin çeşitli taç giyme törenleri burada yapılmıştır.
Gyeonghoeur-Köşk
Köşk olarak isimlendirilen bu mekanın mimarisi çok güzeldir. Geleneksel Kore mimari tarzının sadeliği ve ihtişamı burada görülebilir. Dikdörtgen bir gölün ortasındaki yapay ada üzerindedir ve taş köprü ile saraya bağlanmıştır.
Hyangwonjeong
Saray sitesinin kuzeyindedir. Bu altıgen köşk bir gölde yapay ada üzerinde, Kral Gojong’un emriyle yapılmış ve bir köprü ile saraya bağlanmıştır. Dinlenme ve eğlenme yeri olarak kullanılmıştır.
Geoncheonggung-Saray
Saray bir zamanlar Joseon hanedanlığı 26. imparatoru Gojong’un ve eşi imparatoriçe Myeongseong’un kraliyet ikametgahı olarak kullanılmıştır. Burası, 15 Ağustos 2010 tarihinde halkın ziyaretine açılmıştır. Sitede: Jangandang yani salon, imparator Gojongun odası ve imparatoriçe Myeongseong’un yaşadığı bölüm görülmektedir.
Saray 1887 yılında ilk olarak elektrikle ışıklandırılmış ve aynı zamanda imparatoriçe Myeongseong: Japon ajanları tarafından yine burada vahşice öldürülmüştür. Sarayın içinde kraliyet ailesinin kişisel eşyalarından bazılarını görebilirsiniz.
Gwanghwamun-Gate
Burası saray kompleksinin ana kapısıdır ve sarayın güneyindedir. Üç kemerli kapıdan oluşmaktadır. Burası da Japon işgali ve Kore savaşı sırasında hasar görmüştür. Hatta kapının konumu, başlangıçta bulunduğu yerden değiştirilmiştir. Ancak restore edilerek 2010 yılında ziyarete açılmıştır.
Heungnyemun-Gate
Burası kompleksin ikinci büyük kapısıdır. Japon hükümeti, Kore Japon genel valisi için burada bir inşaat yaptığı zaman yani Japon işgali sırasında tamamen yıkılmıştır. Kapı 1995 yılında orijinal haliyle restore edilmiştir.
Kraliyet Muhafız Değişimi
Kraliyet Muhafız değişimi törenleri her gün saat 10.00’da Heungnyemun kapısı önünde yapılmaktadır. Bu törenlerde kraliyet sarayı kapıları kapatılarak nöbet değişimi ve diğer bazı değişik törenler icra edilmektedir. Değişik bir tören, özellikle fotoğraf meraklılarının kaçırmamasını öneririm.
Changdeokgung Palace Comlex
Changdeokgung palace: Gyenongbokgung sarayının doğusundadır ve bu yüzden doğu sarayı olarak bilinir. Saray 270 yıl boyunca Joseon hanedanlığı krallarının tercih ettikleri ikametgah olarak kullanılmıştır ve en uzun süre kullanılan saraydır.
Diğer saraylarla karşılaştırıldığında, burası iyi korunmuş ve hala orijinal özelliklerinin çoğuna sahiptir. Sarayın en önemli özelliği: binalarının çevresindeki peyzaj karışımına tam uyum göstermesidir. Sarayın arka bahçesi Kore bahçe tasarımının mükemmel bir örneği olarak kabul edilir.
1997 yılında saray UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Evet bu muhteşem saray, 1405 yılında Joseon hanedanlığının 3. kralı Kral Taejong tarafından yaptırılmıştır. Ana saray olan Gyeongbokgung Palace, 1592 yılında Japon işgali sırasında yakılarak tahrip edilmiştir. Bu nedenle, burası, Joseon hanedanını temsil etmesi açısından tek ve en popüler yerdir. Ulusal bir sembol olarak 1991 yılında restore edilmiştir.
Burayı ziyaret ederseniz, çevredeki manzaraya uyumlu Uzak Doğu saray mimarisinin eşsiz tasarımının örneğini görebilirsiniz. En büyük özelliği saray mimarisinin doğal araziyle uyumlu olmasıdır. Bahçede çeşitli türlerden 56.000 bitki örneği bulunduğu söyleniyor. Bunlar arasında yoğunlukta olanlar: ceviz, erik, Akçaağaç, kestane, gürgen, gingko, çam.
Evet, burayı gezmek isterseniz: genel tur “Huwon” yani “Arka Bahçe”den başlıyor. Aslında iki tur güzergahı bulunuyor ve ziyaretçiler bunlardan birini seçebiliyorlar. Genel tur yaklaşık 1 saat ve diğeri 90 dakika sürüyor. Rehberli turlarda: İngilizce, Çince ve Japonca anlatım bulunuyor. Rehber olmadan gezmek isterseniz, ücret ödemek gerekmiyor.
Huwon
Saray binaları, Bugaksan denilen bir sırtın üzerindedir ve doğal çevreye uyum amacıyla çok az yapay özelliğe sahiptir. Huwon merkezinde “Buyongjeong” ve “Juhapru” denilen iki köşk ve geniş bir gölet bulunur. Çatısı ve gölette yükselen iki ayağı “Buyongjeong” yapısının tasarımını benzersiz kılar.
Kral Jeongjo’nun, saray çevresinde ve özellikle Buyongjeong köşkünde balık tuttuğu söyleniyor. Geçmişte “Juhapru”da bir kraliyet kütüphanesi bulunuyormuş ve kral ve saraylılar burada hem okuyor hem de siyaset tartışıyorlarmış. “Eosumun”: Juhapru için giriştir ve anlamı “balıklar su olmadan yaşayamazdır. Ancak buranın bir diğer anlamı “krallar her zaman ilk halkını koymalıdır” şeklinde de belirtilmektedir.
Huwon üzerinde bulunan “Ongnyucheon” Joseon döneminde birçok kralın özellikle sevdikleri bir yer olarak önem kazanmıştır. Buranın yanında duran Soyojeong köşkü, Taegeukjeong köşkü ve Chunguijeong köşkü gibi küçük pavyonlar, harika bir görünüm yaratmaktadır.
Ongnyucheon: Soyoam ortasında durmaktadır ve oyulmuş bir yuvarlak su kanalı ile bir kayalık yer ve küçük bir şelaleye sahiptir. Krallar ve saraylılar, burada yüzen bardaklardan şarap içerlermiş.
İnjeongjeon
Burası sarayın taht salonudur. Yeni kralların taç giymesi dahil, yabancı elçiler burada karşılanır, devlet etkinlikleri burada düzenlenirmiş. Joseon hanedanlığının sekiz kralı burada taç giymiştir. 1405 yılında Joseon hanedanının üçüncü kralı Kral Taejong tarafından inşa edilen burası yok edilince, yeniden inşa edilmiş ve birçok kere restore edilmiştir. Yapının çatısı: erik çiçek motifleriyle süslüdür ve bu motifler Kore imparatorluğu döneminde (1897-1910) Kore imparatorluk ailesini temsil eder.
Geumcheongyo-Köprü
Burası sarayın girişinde bulunan bir köprüdür. Saray birçok savaş ve yangına uğramasına rağmen, bu köprü, tarihsel değerini ve özgün şeklini koruyarak günümüze ulaşmıştır.
Daejojeon
Burası müştemilatıyla çevrili özel bir kraliyet alanıdır. Kore Japonlar tarafından işgal edilince özel tarihsel alanı olan buraya da zarar verilmiştir.
Insa-dong
Burası da turistler için bir cazibe noktasıdır. Insa-doğ: Anguk-dong Rotay ve Tapgol Park arasındaki 700 metrelik bölümdedir.
Şehrin merkezindeki Insa-dog: eski ama değerli ve geleneksel ürünlerin sergilendiği önemli bir yerdir. Çevredeki sokaklar, Insa-dong denen yere açılır. Sokaklarda: galeriler, geleneksel restoranlar, geleneksel çay bahçeleri ve kafeler bulunur.
Bölgede: 100 civarında galeri vardır ve bu galerilerde Kore ince sanatının heykel ve resimleri görülebilir. En ünlü galeriler: Gana Sanat Galerisi ve Hakgojae Gallery’dir. Kore el sanatlarının % 40’lık bölümü, Insa-dog denilen burada değiştirilir. Bazı ürünler hatta en popüler öğeler binlerce dolarlık fiyatlarla satılarak el değiştirirler.
Çay evleri ve restoranlar: galeriler için mükemmel tamamlayıcıdır. İlk başta onları bulmak belki zor olabilir ama çevrede dolaşmak için mutlaka zaman ayırın, çünkü her biri eşsizdir ve Insa-dog denilen bu yerdeki tüm mağazalar, her yaş gurubu için çok popülerdir. Sanat eserleri yanında: burada kaligrafi malzemeleri, antika mobilyalar, hanbok, çaylar, hediyelik eşya ve sevimli aksesuarlar satılmaktadır.
Bölgedeki bazı sokaklar, Cumartesi ve Pazar günleri, saat 14.00-22.00 arasında trafiğe kapatılır ve alanda kültürel etkinlikler düzenlenir. Bu sırada, mağazalar dışarıya kabinler kurarlar, geleneksel gösteriler ve sergiler düzenlenir. Bu yüzden, özellikle yabancı turistler için, burası çok popüler bir yer haline gelir. Geleneksel Kore kültürünü burada görmek mümkündür. Ayrıca yine geleneksel Kore el sanatları ürünleri de burada satın alınabilir. Sokaklarda: Kore macunu ve geleneksel pajeon (Kore gözlemesi) yenebilir.
Samcheong-dong
Burası Seul şehrinde en eşsiz yerlerden birisidir. Feng-Shui ilkelerine göre, Samcheong-dong kesinlikle ideal konuma sahiptir denilmektedir. Çünkü: kuzeyinde Gyeongbokgung Palace, güneyinde Cheong Wa Dae (Rektörlük) ve Insa-dong ve diğer yanda Joseon Hanedanlığı döneminin ikincil sarayı Changdeokgung Sarayı bulunmaktadır.
Samcheong: kelime anlamı olarak “üç” anlamına gelmektedir. Genel olarak “temiz su, güzel komşu dağlar ve iyi kalpli sakinler” anlamına gelir. Burada: şık galeriler, restoranlar, kafeler ve aksesuar mağazaları bulunur. Bunlar farklı kafeler, mağazalar, galeriler ve evlerdir. Sanatseverlere olağanüstü sanat eserleri sunarlar.
Kafeler Avrupa tarzıdır ve şık mağazalar geleneksel peyzaj içindedir. Samcheong-dong ve Hwagae-gil caddelerinde ve Main Street boyunca renkli aksesuar mağazaları bulunur.
Bukchon
Burası geleneksel bir Kore köyüdür. Gyeongbok ve Chandeok sarayları arasında kalan bu köy: geleneksel Kore ahşap evlerinden oluşmaktadır. Güzel küçük avlular, dekoratif dış duvarlar ve karanlık kiremitli çatılar gibi mimari özellikler, sokaklardaki evler arasında dolaşırken ziyaretçileri çok eski dönemlere götürüyor.
Bunun dışında mahallede popüler kafeler, sanat galerileri ve restoranlar bulunur. Galeriler içinde “Sonje Sanat Galerisi” öne çıkmaktadır. Restoranlar arasında ise “Wood-Brick” öne çıkar ve burada ıstakoz yemeniz önerilir.
Evet bu bölgenin en önemli yeri olan köy: Joseon hanedanlığı döneminde, aristokrat sınıfın eski başkentin kuzeyinde yaşadığı yer olarak biliniyor. 21.yüzyıl gökdelenleri arasında, Giwa yani kiremit çatılar ilgi çekiyor. Oldukça bakımlı, sakin, şehrin gürültüsünden ve karmaşasından uzak burayı mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
BÖLGEDE GEZİLECEK DİĞER YERLER
Kore Savaşı Anıtı
Kore savaşı anıtı: 25 Haziran 1950 ile 27 Temmuz 1953 yılları arasındaki Kore savaşını hatırlamak ve Kore’nin barışçıl yeniden birleşme arzusunu sembolize etmek için kurulmuştur.
Müzede 6 sergi salonu, anıt heykelleri, savaş deneyim odası ve bir açık sergi alanı bulunmaktadır.
Müzede açık teşhir alanında, güneybatı köşesinde bulunan “Brothers” heykeli: Kore savaşını ve yeniden birleşme umudunu sembolize etmektedir. Heykelde tasvir edilen “bir ailenin en büyük oğlu, bir Güney Koreli asker ve kardeşi Kuzey Kore askerinin buluşmasıdır.
Onların kucaklaşması: uzlaşma, sevgi ve bağışlamayı ifade eder.
Anıtın çevresindeki geniş bir bahçe alını bulunur ve bahçede bir yapay şelale ve göl vardır. Müze evlerde, kapalı ve açık sergi alanlarında yaklaşık 10.000 den fazla nesne bulunduğu söyleniyor.
Müze gezisi turu yaklaşık 3 saat sürmektedir.
Birinci katta
Buradaki sergi salonunda, Kore savaşına kadar olan tarih öncesi çağlardaki savaşlara ait bir geçmiş sunulmaktadır.
Üçüncü katta
Savaş tecrübesi odası, ziyaretçilere özel efektler aracılığı ile savaş simüle edilerek yaşam ve ölüm durumları gösterilmektedir.
Savaş Tecrübe Odası
Burada çeşitli özel efektler kullanılarak, askerlerin 1951 yılında Kore savaşı sırasında geceleri neler yaşadığını gösteren bir ortam sunulmuştur. Gösteri 6 dakika sürmektedir. Saat: 09.30-16.50 arasında açıktır.
Dış Sergi Alanı
Burası: zırhlı araçlar, tanklar, toplar, denizaltılar ve roketatar dahil: II. Dünya savaşında, Kore Savaşında ve Vietnam Savaşında kullanılan askeri ekipmanın geniş bir yelpazesini sunar. Ziyaretçiler burada zırhlı muharebe aracına binebilirler. Ayrıca ekranlarda denizaltı ve hava teknesi görülür.
Savunma Sanayi Odası
Burası ikinci kattadır ve Kore teknolojisiyle yapılmış uçaklara ve gaz maskeleri dahil birçok savunma ekipmanına ait çeşitli görüntüler sunulur. Burası müzenin en geniş salonudur ve 813 nesne sunulmaktadır.
Bongeunsa-Temple
Burası bir Budist tapınak sitesidir ve Budist Silla döneminde 794 yılında kurulmuştur. Tapınak: Avatamsaka Sutra arasında, tahta oymalar da dahil olmak üzere, birçok ilginç tarihi ve kültürel özelliklere sahiptir.
Buda’nın doğum günü her yıl Mayıs ayında “Bongeunsa Lotus Lantern Festivali” olarak Samseong-dong sokaklarında kutlanır. Bu dönemde Seul şehrini ziyaret ederseniz, bu eşsiz törenleri izleyebilirsiniz.
Evet tapınak, çeşitli dillerde geleneksel Kore Budist kültürü ile ilgili çeşitli programlar sunan çok popüler bir turistik yer olarak önem kazanmaktadır.
Bongeunsa hazineleri
Tapınak, 1000 yıllık geçmişi boyunca birçok hazineler toplamıştır. Bu hazineler: günümüzde “Dongguk Üniversitesi Müzesinde görülmektedir. Özellikle “bronz buhurdanlık” ilgi çekmektedir.
Tapınağın Panjeon denilen salonu: Joseon hanedanlığı döneminde bir akademisyen ve ünlü hattat olan Kim Jeong-hui eseridir. Kim Jeong-hui çalışmalarının son parçası, ölümünden 3 gün önce yazılmış ve onun saflığı ve sadeliğini öven bir kaligrafidir.
Panjeon salonu: 1939 yılında, diğer birçok binaların yandığı yangından kurtulan tek yapıdır. Aynı zamanda, Avatamsaka Sutra’ya adanmış, Budist sutraların yani değerli tahta oymalarının deposudur.
Maitreya Buda Heykeli
Bu büyük Buda heykeli, 23 metredir ve Bongeunsa’nın gururu haline gelmiştir. Heykelin yapımına 1986 yılında başlanmış ve tam 10 yıl sürmüştür. Heykelin bulunduğu avlu, çeşitli törenler ve kültürel etkinlikler için kullanılmaktadır.
Geleneksel Kore Budist Kültürü-Temple kal
Bongeunsa adil bir tapınak olarak bilinir. Yoğun şehrin yorgun insanları burada dinlenebilirler ve aynı zamanda kendileri üzerinde yeni yansımalar sağlarlar. Templestay programı: geleneksel Kore Budist kültürünü ve uygulamalarını içerir.
Tapınakta, günlük yaşamı tanımayı ve yaşamayı sağlar. Ziyaretçiler: bir günlük şafak hizmeti, Kore Zen meditasyon, Dado (çay içme töreni) ve Balwonogongyagn (geleneksel kase ile bir Budist yemeği yeme) gibi bazı basit Budist uygulamaları yaşayabilirler.
Program bir kısa ve bir uzun şeklindedir ve 2 ile 5 saat sürer. Bu turlar: yabancı ziyaretçiler için her Perşembe düzenlenir ve bu turda: lotus fener yapımı, dado ve bir keşiş ile konuşma fırsatı bulunur. Tüm aktiviteler İngilizce yapılır. Tur ücreti 1.000 wondur.