Petersburg şehrinin dışında: imparatorluk zamanından kalma, taş malikaneler var. Peterhof, Puşkin ve Pavlovsk’a ait park ve sarayların tamamı: II. Dünya Savaşı sırasında, Almanlar tarafından işgal ve tahrip edilmiştir.
İmparatorluk Rusya’nın gücünün ve zenginliğinin bu büyüleyici anıtlarını, o zamandan bu yana, neredeyse tamamen yenilemiştir.
Petersburg şehri dışındaki, günübirlik gezilerin başlangıç noktası: Büyük Petro’nun yazlık konutu.
BÜYÜK PETRO’NUN YAZLIK KONUTU:
Peterhof’da bulunmaktadır. Finlandiya körfezine bakan, dik bir kayalık üzerinde kurulu malikane bahçesi: kentin 29 km. batısında uzanmaktadır. Buraya: banliyö treniyle ulaşabilirsiniz. Ama en zevklisi: deniz yolu ile gitmektir.
Kışlık Sarayın bitişiğindeki Neva kıyılarından, düzenli olarak, hidrofoilli tekneler kalkmaktadır. (sadece yazın) Hem sarayın hem da bahçenin göz kamaştırıcı zenginliği, Versailles’dan esinlenerek düzenlenmiştir.
Petro: Versailles’i; 1717 yılında ziyaret etmişti ve kendi malikanesinin, hem ihtişam hem de incelik bakımından Fransız kralınınkinden daha üstün olmasını istiyordu.
Ağaçlarla çevrili su bulvarı, iskeleden, Petro’nun mühendislerinin yetenek ve hayal güçlerinin zenginliğini yansıtan: Büyük Çağlayana ulaşır. 64 fiskiye ve 37 altın heykel: Samsonun bir aslanın ağzını ayırırken gösterildiği, ünlü Samson Çeşmesine, nefes kesici bir ortam sağlamaktadır.
Toplam heykel adedi: 250 dir.
SAMSON ÇEŞMESİ:
Çeşme: Petro’nun 27 Haziran 1709 yılında (Aziz Samson Günü) İsveç karşısında elde ettiği zaferi simgelemektedir. Çağlayanın ve parktaki diğer çeşmelerin suyu: 22 km. güneydeki, Ropşa Tepelerinden getirilmektedir. Çeşmeler: Ekim’den Nisan’a kadar kapatılır. (donmaması için)
Çağlayan’ın en tepesinde: Büyük Saray’ın; sarı renkli ön cephesi bulunur. Sarayın: Alman işgalinden sonraki halinin fotoğraflarını görünce, yetenekli onarım işçilerinin gerçekleştirdiği dönüşüme hayran kalacaksınız.
Geniş bir alana yayılmış olan malikane bahçesinde, birkaç tane de daha küçük saray bulunmaktadır.
İlk olarak: deniz kenarındaki “Monplaisir” tamamlanmıştır. (1714-1722) Burası: Petro’nun gözdesiydi. Çünkü: çalışma odasından denize doğru baktığında, Finlandiya Körfezini, boylu boyunca görebiliyor ve yeni oluşturulan donanmasına hayranlıkla bakabiliyordu.
PUŞKİN KASABASI:
Vitebsk İstasyonundan (vitebskiy vokzal); 25 km. ötedeki Puşkin kasabasına, düzenli olarak giden banliyö trenleri bulunmaktadır. Kasabaya: ünlü şairin ölümünün 100. yıldönümünde (1937 yılı) ismi verilmiştir.
Kasabanın önceki adı: çariçeler Yelizaveta ile Büyük Yekaterina’nın 18. yüzyılda yaptırdıkları parklar ve saraylardan ötürü: Çarskoye Selo’ydu. (Kraliyet Kasabası)
Kasabadaki en dikkat çekici yapı: beyaz, altın renkli ve parlak morumsu maviye boyanmış, devasa, Barok şaheseri: bir saray var.
YEKATERİNA SARAYI (YEKATERİNİNSKİJ DVORETS) :
Burası, Kışlık Sarayında tasarımını yapan Bartolemeo Rastrelli tarafından tasarlanmış ve adını I. Yekaterina’dan (Büyük Petro’nun ikinci karısı) almıştır. Sarayın yanında: Akik Odaların yanı sıra, güzelce boyanıp parlatılmış taşlarla süslü banyo evi ve malikane bahçesinin muhteşem manzaralarının görülebildiği “Cameron Galerisi” var.
Sarayda, ayrıca yeniden inşa edilen “Kehribar Oda” da görülebilir. Bu kehribar odasının bir hikayesi var. Savaş yıllarında (II. Dünya Savaşı), Almanlar tarafından bu oda içindekiler çalınmış ve oda, muhteşem bir titizlikle yeniden kurulmuş.
Titizlikle düzenlenmiş bahçenin çeşitli noktalarında, pek çoğu Büyük Gölün kıyılarında bulunan, pavyonlar ve anıtlar var. Gölün, öteki ucundaki Mermer köprüyle, Büyük Yekaterina’nın en sevdiği evcil köpeklerinin gömüldüğü Piramide ulaşılıyor.
Puşkin’e gelen tren, birkaç kilometre ötedeki “Pavlovsk”a devam eder. II. Yekaterina’nın özel bir konak inşa etmesi için oğlu imparator I. Pavel’e hediye ettiği arazidir.
Bu yüzden: ismi “Pavlovsk” taki kraliyet bahçesi, bir peyzaj mimarisi şaheseridir. Büyük Saray’ın sarı ve beyaz renklerdeki klasik tasarımı, Puşkin’in Barok ihtişamıyla karşıtlık oluşturur. 1782-1786 yılları arasında yapılan sarayın mimarı Charles kamerondur.
Rus klasisizmine uygun olarak inşa edilmiştir. Sarayda, Grandük Pavel’in, kanatlarla kuşatılmış bir heykeli var. Fakat: Pavlovsk’ta: asıl görülmesi gereken yer: 600 hektarlık Parktır.
Buraya piknik yapmaya gelenleri görebilirsiniz.
Burası: Rus keşifçilerinin diyarıdır. 1909 yılında, Rusya’da ilk kez keşifçi ateşi yakılmıştır. Her yıl, Nisan ayının 30 gününde, Pavlovsk’ta yakılan ilk ateş, şenliklerle kutlanır.