Tosya yöresinde söylenen bir deyimle anlatmaya başlayalım. “Dünyada 3 kıta var. Bunlar Avrupa, Asya, Tosya’dır.” Bir anlamda “…. Avrupa “Garp”ı, Asya “Şark”ı, Tosya “Fark” ı simgelermiş.
ULAŞIM
Tosya, Kastamonu arası uzaklık: 77 km. Tosya, Ilgaz arası uzaklık: 44 km. Tosya, Kargı arası uzaklık: 43 km. Tosya, İskilip arası uzaklık: 70 km. Tosya, Ankara arası uzaklık: 218 km. Tosya, İstanbul arası uzaklık: 480 km.
TARİHİ
İlçenin tarihi geçmişi hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Tosya yöresinde yaşayanların, ilk olarak Orta Asya’dan göç ederek bu bölgeye gelip yerleşen Türkler olduğu bilinmektedir.
Tosya yöresi Osmanlı hakimiyetine geçtiği yıllarda küçük bir köy durumundadır. Yine Osmanlı döneminde Tarihi İpek Yolu üzerindeki en önemli kervansaraylardan biri olan Akkuş Mehmet Paşa Kervansarayı burada kurulmuştur.
Bu yüzden Tosya’da kırsalda üretilen sof ve çeltik üretimine bağlı olarak ticaret hızla gelişmiştir. Ayrıca İpek yolunu kullanan kervansaraylara hizmet verildiğinden, burası Gerede-Osmancık arasında önemli bir menzil noktası olmuştur.
Kurtuluş savaşı sırasında Tosya işgale uğramamıştır. Ancak cepheye silah ve mühimmat ikmalinde bulunmuştur. Yüzlerce Tosyalı, İnebolu’dan Haymana ovasına kadar kervanlar halinde gece gündüz cephane taşımışlardır.
Tosya 1864 yılında Belediye, 1926 yılında ise ilçe olmuştur.
İlçe Kuzey Anadolu deprem fay hattındadır. Bu yüzden yörede şiddetli depremler olmuştur. 1943 yılında yaşanan 7.2 şiddetindeki depremde büyük can kaybı olmuştur.
Tosya ilçesi ismini, Bizans döneminde kullanılan yörenin ismi olan “Doccia” kelimesinden almıştır. Yörenin ismi, Türklerin fethinden sonra “Turıya” olarak değiştirmiştir.
GENEL
İlçe merkezi: Batı Karadeniz bölgesinde, Ilgaz dağlarının devamı olan Tosya dağı (Gavurdağı) nın güneydoğusundaki düzlükte kurulmuştur. Devrez çayı 6.5 km uzaklıktadır. Şehrin orta yerinden, şehri boydan boya kaplayan yürüyüş yollarıyla düzenlenmiş bir park vardır.
İlçenin orta kesimlerinde, Ilgaz dağları eteklerinden çıkıp Kargı ilçesinde Kızılırmak nehrine karışan Devrez çayı çevresindeki alüvyonlu düzlükler vardır. İlçenin güneybatısında Hıdırlık Tepesi bulunur. Kuzey kesimi çıplak ve yüksek tepelerle çevrilidir.
Yamaç kısımlarında eğim fazladır. Dağlık kesimlerde gür orman örtüsü vardır. İlçenin rakımı ortalama 955 metredir. Yörede geçiş iklimi hakimdir. Çünkü Ilgaz ve Küre dağları deniz etkisini keser. Burada yaşayanların en büyük ekonomik etkinliği tarım yani pirinç tarımıdır.
NE YENİR
Buralara yolunuz düşerse, yerel lezzetlerden başlıca önerim “Tirit” olur. Ayrıca sabah, öğle ve akşam her öğünde ana yemek olan pirinçten yapılan “Tosya Pilavı” yenir. Ramazan döneminde ise, iftarda her gün yenen “caba” vardır.
PİRİNÇ
Pirinç Tosya’da buğdaygillerden kökleri bol su içinde yetişen bir bitkiden ibaret değildir, burada pirinç sevgidir, emektir, sanattır. Tosya pirinci dünyaca ünlüdür. Ilgaz dağlarından inen Devrez suyu, toprağı pirinç tarımına elverişli hale getirir.
İlçenin güneyinde Devrez vadisinde üretimi yapılan pirinç, kalitesi ve lezzeti ile yurt çapında yerini almıştır. Üretimin yaklaşık yüzde 65 bölümü dış pazarlara satılmaktadır. 1923 yılında, Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, Şapka devrimi için Kastamonu şehrine giderken, Tosyalı çiftçiler, Ilgaz kavşağında onu karşılamışlar ve Tosya yöresine “Pirinç Fabrikası” kurulmasını istemişlerdir.
Atatürk bu isteğe olumlu cevap vermiş ve Cumhuriyetin ilk pirinç fabrikası 1925 yılında Tosya’da kurulmuştur. Bu çeltik fabrikaları, çevre halkına da hizmet vermektedir.
Bugün Tosya’da yıllık 5 bin ton çeltik üretimi yapılıyor. Yörede üretilen “Sarıkılçık” türü pirinç tescil edilmiştir.
AHŞAP KAPI ÜRETİMİ
Ayrıca: ahşap kapı, pencere ve mobilya üretimi de yaygındır. Türkiye’nin ahşap kapı üretiminin yüzde 30 kısmı, Tosya’da üretilir. Günde 12 bin kapı üretimi yapılmaktadır. Bu kapılar 15 ayrı ülkeye ihraç edilir. En önemli özellik ise, bu sektörde yaklaşık 5 bin kişinin çalışıyor olmasıdır.
BAĞCILIK
İlçede bağlarla kaplı alanlar oldukça büyük iken, bir süre hastalık nedeniyle bağların sınırları daralmıştır. Gümelerde üretilen üzümler, yaş olarak yakın illere gönderilir. Ayrıca üzümden pekmez de yapılarak kışın tüketilmek üzere saklanır.
Bağlarda sadece üzüm değil asma yaprağı üretimi de yapılmaktadır. Tosya yaprağı özellikle civar illerde tercih edilir ve burada toplanan yapraklar salamura yapılarak büyük merkezlere gönderilir.
ULUSLARARASI TOSYA KÜLTÜR VE PİRİNÇ FESTİVALİ
Tosya Belediyesi tarafından düzenlenen festival 15 yıldır sürdürülmektedir.
GEZİLECEK YERLER
ABDURRAHMAN PAŞA CAMİİ
Cami ilçenin merkezinde, Hanönü meydanında Öğretmenevi karşısındadır.
1584 yılında Sultan III Murat döneminde Maraşlı Abdurrahman Paşa tarafından inşa edilmiştir. Maraşlı Abdurrahman Paşa’nın bölgede uzun yıllar görev yapmış, önemli bir devlet adamı olduğu tahmin edilmektedir.
Çevreye hakim bir konumdadır. Tosya ilçesinin görüntüsü ile bütünleşen abidevi bir yapıdır. Her taraftan rahatlıkla görülebilir. Mimar Sinan döneminin, merkezi planlı camileri arasında yer alır.
Cümle kapısı üzerinde inşa kitabesi vardır. Caminin güney doğu bölümünde, Belediye hamamına bakan bir duvar vardır. Bu duvar, üzerindeki dolgu zeminine rağmen, aksi istikamette eğimli, yani dışa eğimli, adeta yer çekimine karşı koyarcasına inşa edilmiştir.
Cami, 1943 yılındaki depremde büyük zarar görmüştür. Daha sonra restore edilerek tekrar açılmıştır. Camide aynı anda 1500 kişi ibadet edebilmektedir.
ÇİFTE HAMAM
İlçe merkezinde Abdurrahman Paşa camisinin yanındadır. Hamam yapısı, 16’nci yüzyılda Mevlana Selahüttün adlı bir şahıs tarafından yaptırılmıştır. Son duyum, hamamın erkekler bölümü çıkan bir yangın sonucu tamamen yanmıştır.
HALİM BABA ÇEŞMESİ:
İlçe merkezinde İlyasbey Mahallesindedir. Üzerinde su kitabesi vardır. Buna göre, çeşme Karabacak Zade Hacı Abdullah Ağa tarafından 1796 yılında yaptırılmıştır.
DERE ÇEŞMESİ
İlçe merkezinde Dilküşah Mahallesi Zopturoğlu Sokaktadır. Çeşme üzerinde su kitabesi vardır. Kitabeye göre, çeşme 1781 yılında El Hac Ahmet Bey tarafından yaptırılmıştır.
ALİ OSMAN AĞA ÇEŞMESİ
İlçe merkezinde Harsat Mahallesi Tolaçeşme Sokaktadır. Önünde sivri kemer ve muhtelif taşlardan yapılmış ayna taşı vardır. Kitabesine göre Destani Ağanın zevcesi Şerifa Hanım tarafından 1800 yılında yaptırılmıştır. Gelelim en önemli sonucu, öğrendiğime göre bu çeşme yıkılmış, yok edilmiş ve yıkanlar meçhuldür.
Müze müdürlüğü yetkililerine yapılan ihbar sonucu yapılan araştırmalar sonucunda çeşmeyi yıkanlar bulunamamış, ancak bir kişi, yıkım sonrasında görüp muhafaza altına aldığı kitabeyi yetkililere teslim etmiştir. Kitabe, günümüzde Kastamonu Müzesinde bulunuyormuş.
KARASU ÇEŞMESİ
İlçe merkezinde Şeyh Mahallesi Çaybaşı sokaktadır. Kitabesine göre İbrahim Efendi tarafından yaptırılmıştır.
BÜYÜK HAMAM
İlçe merkezinde çarşı içindedir. Şifa Hamamı olarak da tanınır. Candaroğullarından İbrahim Bey tarafından 1400’lü yıllarda yaptırıldığı tahmin edilmektedir. 1932 yılında yangın ve 1943 yılındaki depremde zarar görmüş, sonradan tamir ettirilmiştir.
TEKKE HAMAMI
İlçe merkezinde Hocaimat Mahallesindedir.
Yapıda moloz taşı ve harç kullanılmıştır. Yapının içerisinde taştan bir aslan ağzından, su akmaktadır. Ayrıca seh kurnası denen bir odası vardır.
KÜÇÜK HAMAM (VİKVİK HAMAMI)
İlçe merkezinde çarşı içindedir. Bir kazı sırasında, kubbe deliği bulunmuş ve hamamın varlığı tespit edilerek çevresi açılmış, hamam ortaya çıkarılmıştır.
GAVUR KAYASI KALESİ
İlçede müstahkem bir kale yoktur. Ancak kale isimleri, yer adlarında kullanılmıştır. Muhtemelen bu yerlerde, savunma amaçlı kale olarak kullanılmış olmalıdır.
Gavur kayası kalesi, ilçenin güneyinde, (2.7 km uzaklıkta) Karşıyaka Mahallesinde Çüşçüs Kışlası mevkiindedir. Yukarı Dikmen köprüsünden 2 km yukarıdadır. Devrez çayının kenarında, doğal ve sarp bir kayadan ibarettir. Devrez çayı bir kavis çizerek kaleyi dolanır. Sarp olan ön tarafından kaleye çıkmak mümkün değildir. Sadece kuzeybatı yönünden kaleye çıkılabilir. Kalenin üzerinde daha doğrusu kayalığın üzerinde bina temelleri bulunur. Batısında ise bir kaya mezarı ve bir tünel vardır.
Kaya mezarı:
Yapının güneyinde, Devreze bakan kısımda bir odacık bulunur. Bu odacığın kapısı, dikdörtgendir. İç kısmına dikdörtgendir. Tavanı düzdür ve odanın iki yanında ölü sedirleri bulunur.
Tümülüs:
Mezar odasının arkasında bir Tümülüs bulunuyor. Burada bir zamanlar büyükçe bir yerleşme yeri bulunduğu tahmin ediliyor. Çünkü Bağdat yolu buradan geçiyormuş. Yerleşme yeri mükemmel bir şekilde yapılmış bir yeraltı şehridir. Salon kısmı kerpiçlerle örülmüş ve oval bir kubbelidir. Odalar ise kayaya oyularak yapılmıştır. İçme suyu temin için, yerleşkenin üstüne küçük yağmur olukları yapılmıştır.
Sunak:
Kalenin kuzeybatısında tanrılara sunular adaklar için kullanılan, taştan yapılmış sunak çok ilginçtir. O yıllardaki yani Hitit dönemindeki inanç gereği, bol yağmur ve bereket vermesi için tanrılara bakire bir kız kurban edilirdi.
Kuraklık ve de kıtlık zamanlarında, tanrıları mutlu etmek için önce ayinler düzenlenir, sonra bu ayinlerde ellerine kına yakılan ve güzel elbiseler giydirilen bakire kızlar, şafak vakti güneş doğmaya başladığında tanrılara kurban edilirdi. Zamanla yıpranmış olan bu sunakta, baş koymaya yarayan boyunluk kısmı hala sağlam olarak görülebiliyor.
Tünel
Yukarıda belirttiğim gibi, burada bir de tünel bulunuyor. Tünel, Devrez vadisinin karşısındaki tarım arazilerine açılıyor. Tünelin boyu 4.5 metre ve genişliği ise 4 metredir. 55 basamaklı dik bir kaya tüneli şeklindedir. Bu tünelin yaklaşık 300 metre aşağısında ise bir köprü kalıntısı bulunuyor.
Kalenin doğusunda ve Devrez çayı üzerinde, iki köprü ayağı görülür. Bu ayakların bir zamanlar buradan geçen Bağdat yolu üzerinde kurulu bir köprüye ait olduğu düşünülür. Yani, kale bu yolu korumak için kurulmuş olmalıdır.
Katip Çelebi isimli gezgin, seyahat notlarında burası hakkında şunları yazmıştır “Bu kale, kasabanın yüksekçe bir yerinde, dağ etrafında topraktan yapılmış zayıf bir kaledir. Celali isyanlarının baş gösterdiği zamanlarda, halk tarafından yapılmış olup, halen haraptır. “
BAĞ EVLERİ
İlçe merkezine 5 km uzaklıkta: elma, armut, kiraz, şeftali, vişne, dut, kızılcık, ayva gibi meyve ağaçları ve üzüm bağları bulunan bir yerdir.
ÇÜŞÇÜŞ KIŞLASI KAYA MEZARI
İlçe merkezine bağlı Çüşçüş kışlası mahallesindedir. İlçe merkezine 12 km uzaklıktadır. Mezarlar Geç Helenistik dönem ve Roma dönemine tarihlenir. Mezar düz damlı ve tek odalıdır. Ön cephesi, basit dikdörtgen şeklindedir. Mezar odasında iki ölü sediri vardır.
EMİRLER ŞEHRİ KALESİ
İlçe merkezine bağlı Sofular ve Kuşçular köyleri arasındadır. İlçe merkezine 12.5 km uzaklıktadır. Harabe halindeki kalenin, çevresi surlarla çevrilmiştir. Ancak günümüzde bu surlar da yıkılmıştır. 17’nci yüzyılda bu yöreye uğrayan Polonyalı gezgin Simeon, seyahatnamesinde burada Tosya’ya bakan yüksek bir tepede, Paşanın oturduğu bir kaleden söz etmiştir. Ancak belirttiğim gibi kale günümüzde tamamen harabe halindedir, yani gezilip görülecek bir unsur yoktur.
HARMAN TEPE HÖYÜĞÜ
İlçe merkezine bağlı Sofular köyü arazisindedir. İlçe merkezine 12.5 km uzaklıktadır. Höyüğün yüksekliği 3 metredir. Boyu 50 metredir. Bu höyüğün 50 metre kadar batısında başka bir höyük daha vardır. Her iki höyüğün bulunduğu alana Harman Tepe denir.
YÜCE TEPE HÖYÜĞÜ
Devrez kenarında, İlçe merkezine bağlı Bayat köyünün Taskaynar Mahallesindedir. İlçe merkezine 16 km uzaklıktadır. Daha önce burada yerleşim olduğu daha doğrusu Tosya ilçesinin ilk yerleşiminin olduğu ve daha sonra ise terk edildiği tahmin edilmektedir. Devrez çayı, höyüğün hemen yanından akmaktadır. Höyüğün yüksekliği 6 metredir. Boyu 50 metre eni ise 30 metredir.
DİPSİZGÖL
İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır. İlçe merkezine bağlı Çiftler köyü sınırları içerisindedir. Tosya-Ankara karayoluna 9 km uzaklıktadır. Yolun tamamı asfalttır, yani ulaşımı kolaydır. Giriş ücretlidir. Gölün orta kısımları, kenarlara göre daha derin olduğu için dipsiz göl ismi verilmiştir.
Göl, derelerden beslenir. Orman içinde doğal bir piknik alanıdır. Burada konaklamak için bir otel bulunmaktadır. Yönetmen Pelin Esmer tarafından 2012 yılında burada “Gözetleme kulesi” isimli film çekilmiştir. 2011 yılında burası “Tabiat Parkı” olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
ÇUKURHAN
İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır. Burası doğal bir piknik alanıdır. Konaklamak için bungalov tipi evler vardır.
YEŞİLGÖL
İlçe merkezine 28 km uzaklıkta, Sekiler köyünün 3 km doğusundadır. Çevresindeki ormanın göle yansıyan rengi ve göldeki yosunların etkisiyle göl yeşil görünür ve bu yüzden “Yeşil göl” ismini almıştır. Denizden yüksekliği 1570 metredir. Bu şirin ve küçük göl tam bir doğa harikasıdır. Çevresi çam ormanlarıyla kaplıdır. Gölün çevresinde ve yanında piknik alanları yapılmıştır.
Kastamonu Seydiler hakkındaki gezi yazım için Seydiler