Çaldıran, Van arası uzaklık: 109 km. Çaldıran, Muradiye arası uzaklık: 27 km. Çaldıran, Erciş arası uzaklık: 68 km. Çaldıran, Doğubayazıt arası uzaklık: 65 km.
TARİHİ
Çaldıran denilince ilk akla gelen elbette “Çaldıran Savaşı” dır. Çaldıran savaşının burada yapıldığı düşünülerek ilçeye bu isim verilmiştir. Ancak Çaldıran savaşının yapıldığı yer konusunda, farklı bilgiler bulunmaktadır. Günümüzde İran sınırındaki bir yer de, Çaldıran ovasının orada yapıldığı iddiasıyla “Çaldıran” isimli bir kasaba kurulmuştur. Çaldıran Savaşı, 23 Ağustos 1514 tarihinde yapılmıştır. Yerleşim yeri, 1987 yılında ilçe olur.
GENEL
Yerleşim yeri, Çaldıran ovasında kuruludur. Rakımı ortalama 2050 metredir. Oldukça soğuk bir yerdedir. Ülkemizde ölçülen en düşük sıcaklık burada ölçülmüştür. (eksi 46 derece) Halkın başlıca geçim kaynağı hayvancılıktır. İlçe topraklarından doğan Bendimahi çayı, ilçenin ortasından geçer ve Van gölüne dökülür. İlçenin, İran sınırı uzunluğu 71 km dir.
TENDÜREK DAĞI
Doğubayazıt ile Çaldıran ilçeleri arasında bulunan volkanik bir dağdır. Tendürek dağı, çevresindeki diğer volkanik dağlardan farklı olarak iki kratere sahiptir. Bunlar: Büyük Tendürek dağının yüksekliği 3533 metre, 4 km doğuda bulunan Küçük Tendürek dağının yüksekliği 3291 metredir.
Küçük Tendürek dağı zirvesinde 400 metre çapında bir krater gölü vardır. Evet kraterler çevresinde bitki yoktur. Ancak simsiyah bir zemin göreceksiniz. Aynı zamanda, jilet gibi keskin kayaların bulunduğu, simsiyah bir zemin.
Tendürek dağından püsküren lavların oluşturduğu simsiyah kaya örtüsü nedeniyle, terör hareketliliği burada zor izleniyor, bu yüzden son teknoloji silahlar ve termal kameralar kullanılıyor.
ÇALDIRAN SAVAŞI
16’ncı yüzyıl başlarında, Şah İsmail tarafından İran’da Şii inanışa dayalı bir devlet kurulmuştur. Şah İsmail, Anadolu içlerine birliği bozacak propagandalar yaptırır. Bunun sonucunda, Şahkulu Baba isyan eder ve Kütahya şehrine kadar ilerler. 1512 yılında Nur Ali Halife, Tokat şehrini ele geçirir.
Bu isyanlar sırasında, Anadolu’da muhtemelen 50 bin insan öldüğü ve pek çok evin yağmalandığı bilinmektedir. Tüm bunların üzerine tahta geçen Yavuz Sultan Selim: İran’a Şah İsmail üstüne sefer düzenledi.
23 Ağustos tarihinde, Osmanlı ordusu, Çaldıran ovasına geldi. Savaş, Osmanlı ordusunun kesin galibiyetiyle tamamlandı. Selçuklulardan sonra bozulan Anadolu birliği, bu savaşın ardından yeniden sağlandı.
ÇALDIRAN MESLEK YÜKSEK OKULU
Van Yüzüncü yıl Üniversitesine bağlıdır. 2017 yılında açılmıştır Hizmet binaları Van Merkez Zeve Kampüsündedir. Fiziki alt yapısı tamamlanınca öğrenci kabulüne başlanacaktır.
GEZİLECEK YERLER
Van Çaldıran Hıdırmenteş Gölü-Eşek Batıran
HIDIRMENTEŞ GÖLÜ (EŞEKBATIRAN)
Göl: Tendürek dağı eteklerinde bulunan Yukarı Yanıktaş Mahallesine bağlı Göl mezrasındadır. İlçe merkezine 12 km uzaklıktadır. Göl, dağların arasında kapalı bir havuz gibi durmaktadır. Göl, kendi öz kaynaklarından oluşur ve kış aylarında eriyen kar sularının dökülmesiyle devasa bir büyüklüğe ulaşmaktadır. Gölde iki çeşit (sazan ve aynalı sazan) balık yetişmektedir ve balık tutulabilmektedir.
Van Çaldıran Kübik Köyü Kümbetleri
KÜBİK KÖYÜ KÜMBETLERİ
İlçe merkezine bağlı 15 km uzaklıktaki Kübik köyünün 3 km uzağında mezarlık içindedir. Burada bulunan yapıların: kitabeleri yoktur. Muhtemelen 17’nci yüzyılda yapıldıkları tahmin edilmektedir. Burada daha önce 3 kümbet bulunuyormuş.
Bunlardan bir tanesi yıkılmış, sadece iki tanesi bulunuyor. Burada bulunan iki kümbetten: kuzeyde olanı sekizgen, diğeri ise dokuzgen gövdelidir. Birbirine yakın ve tek katlıdırlar. Kümbetlerin dış kaplamaları sökülmüştür. Günümüzde oldukça harap haldedirler.
Diyadin’in Ağrı il merkezine uzaklığı: 60 km. dir. Ancak: şehir merkezi: Doğubayazıt’a doğru ilerleyen İran transit kara yolu üzerinde değildir. Bu yüzden: yörenin gelişmesi nispeten hızlı olmamıştır. Ancak: özellikle yazın, gerek kaplıcalar ve gerekse turizm nedeniyle, Diyadin’e olan ulaşım artmakta ve Ağrı il merkezinden; otobüs, minibüs ve Belediye Otobüsleri düzenli seferler yapmaktadırlar.
GENEL
Ağrı’nın en eski ilçesidir. 400 yıllık bir tarihi geçmişe sahiptir. Tarihi süreç içinde: 1860-1867-1914 tarihlerinde, üç kez düşman işgaline uğramıştır. 14 Nisan 1918 tarihinde ise, düşman işgalinden kurtarılmış ve 14 Nisan günü kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
İlçe, kaplıcaları ile tanınır. Ağrı-Doğubayazıt yolunun 7 km. güneyinde, Murat nehrinin kenarında kurulmuştur. Denizden yüksekliği: 1825 metredir. Ağrı il merkezine uzaklık: 62 km. dir. Bu transit karayolunun: 7 km. Murat Nehri kıyısından ilerlemektedir.
Murat nehri, ilçenin en önemli akarsuyudur. Nehrin ilk kaynağı, buradadır. İlçe topraklarının suları: Murat’ta toplanır.
Diyadin’e yolunuz düşerse: ne satın alabilirim diye düşünürseniz. Buranın: el örgüleri ünlü. Burası: hayvancılık bölgesi olduğundan: ihtiyaç fazlası yünler, aileler tarafından satılır. Ev ihtiyacına göre ayrılan yünler ise: iplik haline getirilerek: halı, kilim, keçe ve bunların dışında da, çeşitli renk ve desenlerde: çorap, kazak olarak örülür. Bunlardan satın alabilirsiniz.
Diyadin’e yolunuz düşerse: yöreye özgü, özel bir yemek var mı?
Evet, var. Genelde: buraya has yemeklerin başlıcaları: saç kavurma ve halise. Genellikle: yemeklerde ete ağırlık veriliyor. Ama; belki dikkatinizi çekecektir, kadınlar ve erkekler, asla aynı sofrada yemek yemiyorlar. Hizmet bile: erkekler için erkekler tarafından, kadınlar için kadınlar tarafından yapılıyor. Bunlar: yöreye özgü adetler, siz: halise yemeği deneyin, beğeneceksiniz.
Ağrı Diyadin
TARİHİ
Diyadin; tarihi çok eskilere kadar giden bir yöredir. İlçenin ismi: Akkoyunlu hükümdarı Ziyaeddin’in burada kendi adına kaptırdığı kaleden geliyor. Ziyaeddin ismi, zamanla halk arasında değişerek, günümüze “Diyadin” olarak ulaşmış.
Evet; Selçuklular: 1018 yılında: Horasan ve Azerbaycan üzerinden ilerleyerek, Doğu Anadolu’ya girerler. 1054 yılında: Erciş, Muradiye ve peşinden Ağrı ele geçirilir. Daha sonra ise, yörenin tüm yerleşimleriyle birlikte, Diyadin’de, Selçukluların egemenliğine girer.
1222 yılında: Moğollardan kaçarak, Anadolu’nun doğu sınırlarına dayanan: Harzemşah’lar: bölgeyi ele geçirirler. Ancak: 1230 yılında, İç Anadolu’ya ilerlerken, Erzincan’da Selçuklu ordusuna yenilirler.
Tarihi süreç içinde: takip eden dönemde: bölgede: Şah İsmail’in “Şii”liği yaymak için yaptığı propaganda faaliyetleri görülür. Şii güçleri; sürekli olarak, Osmanlı’nın bu bölge topraklarını karıştırırlar, baskınlar yapıp, Müslüman halkı bölerler. Bunun üzerine: Yavuz Sultan Selim; 1514 yılında, Çaldıran’da, Şah İsmail ordusuyla karşılaşır ve büyük bir zafer elde eder.
Evet: yıl: 1828, bölgede bu kez: Rus istilası görülür. İşgal edilen yerlere: Ruslar: Malakan, Ermeni ve Yezidi gibi Müslüman olmayan azınlıkları yerleştirmeye çalışırlar. Ancak: 1829 yılında yapılan savaşta Osmanlı ordusu tarafından yenilince, bölgeden geri çekilmek zorunda kalırlar. Ancak: 1877 yılında, yine bölgeye saldırırlar. Bu savaşta: Osmanlı imparatorluğu bir çok toprağını kaybeder. Ardahan, Kars, Oltu, Batum, Artvin ve Beyazıt bölgeleri: Ruslar tarafından ele geçirilir. Ermeniler; yöre halkına büyük kıyım yaparlar. Kendilerinde; kendi kafalarına göre: bu bölge ve daha birçok Anadolu yerleşimini içine alan bir alanda: Ermenistan devletini kurmaya çalışırlar.
Evet: tarih tekerrürden ibarettin denir ya. Ruslar: yine Atatürk’ün önemli bir sözü ne atfen “geldikleri gibi giderler”. Tabii: Ermeniler de birlikte. Fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. Sonuçta: amacım: Diyadin tarihinden öte, gezilecek yerlerini size anlatmak.
KUDRET KÖPRÜSÜ
Diyadin kaplıcaları bitişiğindedir. Murat nehri, buradaki toprak ve kaya yığınını sökememiş ve altını delerek, açtığı tünelden akmıştır. Dünyada benzeri olmayan köprü, 30 metre yükseklikte, 30 metre genişliktedir. Aradaki 150 metrelik boşluktan sonra, ikinci doğal bir köprü var.
Ağrı Diyadin Tendürek Dağı
TENDÜREK DAĞI
Sönmüş, volkanik bir dağdır. 3542 metre yükseklikte. Diyadin ve kaplıcaların güney doğusundadır. Dağın üzerinde, tandıra benzer, sıcak çukurlar olduğundan, böyle adlandırılmıştır. Doğal güzelliği ve kaynak sularının yanında, üzerinde buram buram tüten duman (buhar) tüten sıcak su gözeleri vardır.
Sıcak ve soğuk kaynak suyu boldur. Murat nehrinin ilk çıkış yeri buradadır. Tendürek dağının sıcak suları minerallidir. Dağın tepesinde, (içinde su aygırları olduğu söylenen) krater bir göl var. Yazın yayla olarak kullanılır. Havası ve yeşilliği, insana ferahlık verir. Av hayvanlarının da olduğu, Tendürek te ilkbahar da çok mantar yetişir.
Ağrı Diyadin Kaplıcaları
DİYADİN KAPLICALARI
İlçenin, 5 km. güneyindedir. Köprü, yılanlı ve Davut çermikleri olarak, üç sıcak su kaynağından oluşur. Ama, bunlar birbirine uzaktır.
Davut ve köprü çermiklerinin suları birbirine benzer. İçlerinde: bikarbonat, kalsiyum, kükürt, hidrojen, sülfür ve karbondioksit var. Yılanlı ve Davut çermiklerinin sularında: az oranda magnezyum da var. Her üç kaplıcada: deri hastalıkları ile enfeksiyonlara bağlı romatizmal hastalıkların tedavisinde yararlanılıyor.
Kaplıca alanında: konaklamak için: bir otel var ve bu otel, ilçe merkezine: 5 km. uzaklıktadır. Tesis: Diyadin Belediyesine ait olup, özel kişiler tarafından işletiliyor.
MEYA MAĞARALARI
İlçenin 13 km. güney batısındaki, Günbuldu köyündedir. Mağaralar ve tarihi kalıntılar: köyün 400 metre uzağındadır.
Dik ve yüksek kayalara oyulmuş mağarada: kilise, ibadet yerleri, kaya mezar odaları var. Burası, aynı zamanda eski bir yerleşim yeri, antik kenttir. Değişik inanç ve kültürlerin izleri bulunmaktadır. Bazı odaların: kapı ve penceresinin önünde, balkonu var. Kayalara oyulmuş bu barınak ve ibadethanelerde: değişik inançların izleri görülüyor.
Mağara odaları: savunma ve tehlikelerden korunmak amacıyla: ele geçirilmesi güç kayalara yapılmış. Aşağıdaki durak yerinde: önceleri, çeşitli hayvan heykelleri, mitolojik izler ve çeşitli binalar olmasına rağmen, tahribat nedeniyle, onlardan günümüze çok azı kalmış.
Büyük kaya parçasına oyulmuş: mihrap, haçlı taşlar, İslam ve Yezidi mezarları, Hz. Ali’nin atının ayak izleri olduğu sanılan taşlar, günümüze kalmıştır.
İki koç heykeli: önce Diyadin Hükümet Konağı önüne, sonra da Vilayet Merkezine götürülmüştür.
Ağrı Diyadin Kalesi
DİYADİN KALESİ
İlçe merkezindedir. Murat kıyısındaki kayalıklar üzerine kurulmuştur. Yapının ismi ve yapılış tarihi bilinmiyor. Yapılış tarzı, kullanılan malzeme ve işçilik yönünden: Urartu yapılarına benzetilmektedir. Zamanla: Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Osmanlılar tarafından tamir ettirilmiştir.
Kale: 19.yüzyılda, özellikle I. Dünya Savaşı sırasında: Osmanlı-Rus savaşlarında: Ermeni çeteleri tarafından tahrip edilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, koruma altına alınmadığı için, yerli halk: surları ve binaların duvarların söküp: ev yapımında kullanmıştır.
Evliye Çelebi’ye göre: Diyadin Kalesi: “ Azerbaycan hükümdarı Ziyaeddin tarafından yaptırılmıştır. Aslında, kale; yapılış tarzı, kullanılan malzeme ve işçiliği yönünden, Urartu eserlerine çok benzer. İçinde: 600 toprak örtülü ev, bir han, bir hamam, 40-50 dükkan varmış. Fakat: günümüzde, bunlardan hiçbir eser kalmamış. Yalnızca: kalenin az bir kalıntısı ve Murat nehrine inen bir su yolu var.