Tekirdağ Marmara Ereğlisi

Tekirdağ Marmara Ereğlisi

Ulaşımın kolaylığı, uygun iklim koşulları, tarihi zenginlikler, doğal güzellikler ve pırıl pırıl kumsalı ile, masmavi denizi, yaz tatilini geçirmek isteyen turistler için, bulunmak imkanlar yaratan avantajlardır.

ULAŞIM

İstanbul iline 90 km. ve Tekirdağ iline ise, 38 km. uzaklıktadır. Çorlu’ya ise, 28 km. uzaklıkta. Silivri’ye ise: 35 km. uzaklıkta.

Marmara Ereğlisi’ne: İstanbul ve Tekirdağ’dan, E-5 ve E-25 karayollarını kullanarak, kısa sürede ulaşmak mümkün. Tekirdağ yolunu takip ederek, 1 saat 15 dakika gibi kısa bir sürede, Gümüşyaka ve Botaş’ı geçtikten sonra, Marmara Ereğlisi sapağından girebilirsiniz.

Tekirdağ Marmara Ereğlisi

NE YENİR, NE İÇİLİR

Marmara Ereğlisi sahilleri, balık türleri bakımından oldukça zengin. Karadeniz, Boğazlar, Marmara ve Ege balıklarının göç yolları üzerinde bulunan kıyılarda: tekir, uskumru, sinarit, levrek, sardalya, lüfer, çinekop, fener, mezgit, dil balığı gibi balıklar bulunuyor. Sahil bandı üzerinde bulunan balıkçı lokantalarında: balık çeşitleri yanı sıra: kalamar, midye tava ve deniz ürünü çorbaları deneyebilirsiniz.

Tekirdağ Marmara Ereğlisi

Balık sevmeyenler ise, Tekirdağ’ın ünlü köftesini tercih edebilirler. Ayrıca: yanında piyaz öneririm.

GENEL

Marmara Ereğlisi, Trakya kıyılarında, Marmara’nın içine doğru uzanan bir burnun ucundadır. Daha ilk bakışta, göze çarpan iki önemli özelliği vardır. Bunlardan ilki: doğusunda yer alan ve çapı 1600 metreye yaklaşan ve daireye yakın, güzel tabii bir koydur. Öteki kıyıları, sellerin ve akarsuların taşıdığı topraklar ile yüzyıllar boyunca sığlaşmıştır. Kıyı boyunca, genellikle doğal kumsallar bulunuyor. Kıyı çizgisinden sonra, 20 metreye kadar yükselen, iki kıyı taraçası var. Daha geride ise, 100-150 metre yüksekliklere ulaşılıyor.

Evet, Şarköy’de olduğu gibi, burası da Marmara denizindeki deprem fay hattının çok yakınında. Bu nedenle: depreme hassas bir bölge. Özellikle, Marmara Denizinin batı kısmında, Tekirdağ ve Marmara Adası arasındaki “Batı Marmara çukuru” diye adlandırılan bölgede meydana gelen depremler, buradan hissedilmekte. Çünkü: bu bölge, yani deprem bölgesi, Marmara Ereğlisi’ne, yalnızca 24 km. uzaklıkta. Bu nedenle, buraya gidecek ziyaretçilerin, depreme karşı her zaman bilinçli ve tedbirli olmaları gerekiyor.

Marmara Ereğlisi gezinizde: bölgeden satın alabileceğiniz ürünlerin başında: Tekirdağ rakısı, bölgeye özgü ve mevsiminde ancak bulabileceğiniz: Barbaros, Hasanbey ve Kırkağaç karpuzu en başta gelir. Bundan başka, Haziran ayının ilk haftasında yapılan kiraz festivalinde, görücüye çıkan kirazları ve süt ürünlerini de unutmamak gerekir.

Tekirdağ Marmara Ereğlisi

Kumbağ-Barbaros arasındaki alanda yetişen karpuza, Türkiye’de, yalnızca burada rastlanılıyor. Arazinin meyilli olması nedeniyle, ovada yetişen karpuz, içi aşırı su depolayan tatsız, et karpuzu olmuyor. Barbaros karpuzu olarak da anılan bu tür karpuzu, meraklıları, ticari kaygıdan uzak, tat için yetiştiriyorlar. Tam küresel şekilli, dış kabuğu koyu yeşil damarlı, ince beyaz iç çeperli, yenen kısmının bayrak kırmızısı renginde, yeterince olgunlaşınca bıçağa dokunur dokunmaz kendisi patlıyor.

Tekirdağ Marmara Ereğlisi

Toplam 32 km. sahil şeridi vardır. Plaj niteliğindeki kumsal yapısı, kısmen de yar niteliğinde sahil yükseltileri mevcuttur. Bu sahil şeridinde: birçok otel, lokantalar, bar, kafeteryalar, diskotek, kamping yerleri, halk plajları bulunuyor.

Şehir merkezinde mevcut 3 iskele ve liman tesisinde, yük gemileri için yeterli hizmet veriliyor. Liman tesislerine; orta ve daha büyük ölçekli, çeşitli yük gemileri yanaşıp yükleme ve boşaltma yapabiliyorlar. İskele, daha çok akaryakıt yükleme ve boşaltma işlemleri yapılıyor.

Marmara Ereğli’sinde, Belediye Eğitim ve Dinlenme Tesisleri ve bunun yanında, birçok otel ve pansiyon, konaklamak için uygundur. Ayrıca: burada, Askeri bir kamp da bulunmakta. Elbette, yalnızca askeri şahıslar ve yakınlarının girebiliyor olduğunu sanırım söylememe gerek yok.

Tekirdağ Marmara Ereğlisi

Marmara Ereğlisi’nde, 2005 yılından bu yana, her yıl kutlanan ilçe kurtuluş şenliklerine ilaveten: her yıl Ağustos ayında “Karpuz Festivali” de düzenleniyor.

TARİHİ

İlçenin tarihi, Bizans’a dayanır. Eski adı: Perinthos’tur. MÖ.600 yılında, Samos’lu kolonistler tarafından kurulmuştur. Ayrıca: deniz kenarında; MS.3’ncü yüzyıla ait, kaya mezarları bulunmaktadır. Perinthos adı, tarihi süreç içinde, Heraklia olarak değiştirilmiştir. Osmanlı Türkleri, Heraklia’ya, Ereğli demişlerdir. Diğerleriyle karışmaması için de, Marmara Ereğlisi olarak isimlendirilmeye başlanır. Bildiğiniz gibi, ülkemizde: bundan başka yani Marmara Ereğlisi yanında, Karadeniz Ereğlisi ve Konya Ereğlisi de bulunuyor.

Fatih Sultan Mehmet, Ereğli’nin gelirini, İstanbul’daki imarethaneye vakfetmiştir. Cedid Ali Paşa, fırtınadan kurtularak geldiği Ereğli’ye, bir cami yaptırır ve çok beğendiği bu yere, gelip yerleşecek olanlara da kolaylık sağlanacağını duyurur. Böylece: ilk Ereğli halkı oluşmaya başlar.

GEZİLECEK YERLER

Tekirdağ Marmara Ereğlisi Sahilde açık hava müzesi
Tekirdağ Marmara Ereğlisi Sahilde açık hava müzesi

 

Tekirdağ Marmara Ereğlisi Sahilde açık hava müzesi

SAHİLDE AÇIK HAVA MÜZESİ

Marmara Ereğlisi şehir merkezine girdikten sonra, sağ taraftaki yollardan sahile çıkın. Daha sonra, aracınızla 200 metre sonra sola doğru sahilden gidin. Gideceğiniz yolun, ne yazık ki yola benzer tarafı yok. Çünkü, yol, inşaat artıkları, molozlar ve her türlü yıkıntıyla kaplı, ama yılmayın, yola devam edin. Eğer doğa oluşumlarına meraklı iseniz, bana hak vereceksiniz. Bir süre sonra, aracınızı park edeceksiniz. Sonra kıyıdan yürüyüşe başlayın. Kısa süre sonra, eşini çok az yerde görebileceğiniz kayalarla karşı karşıya geleceksiniz.

Sahil şeridinde meydana gelen enteresan kaya yapısı, kendinizi uzayda, başka bir gezegende hissetmenize neden olacak. Evet, bu kaya yapısı, sahilde, binlerce yıldır meydana gelen dalgaların yarattığı değişik ve orijinal şekilli kayalar.

Açık hava müzesi görünümündeki bölgede, bu şekilli kayalara: halk arasında, “Kına Taşı” deniliyor. Ördek kafası, köpek, kaplumbağa veya tekerlek şekilli taşların yanında, güngörmez mağarasında görülebilen dehliz ve galeriler, dikkati çekiyor. Sanki, başka dünyadan bir kısım varlıkların, gelip de buralarda bir şeyler yaptıklarını düşünmemek elde değil. Ancak, başta da söylediğim gibi, buraya ulaşım biraz zorlu. Özellikle, yanınızda mutlaka yürüyüş için uygun ayakkabı bulundurmayı unutmayın. Çünkü, Marmara Ereğlisi Belediyesi, burayı turistik hedefli olarak düzeltip insanlara göstermek yerine, hiçbir çalışma yapmamayı tercih ediyor. Sanki, bu yüzden de, her şey doğallığı ile duruyor.

Ama, buraya geliş-gidişi belirleyen bir tabela konsa, sahil bir miktar düzeltilse, küçük şirin çay bahçeleri yapılsa, Marmara Ereğlisi’ne, gerek Türkiye’den ve gerekse yurt dışından gelen turistlerin sayısı hızla artabilir.
Ancak, Belediye, hem antik kentin üstüne her türlü yükseklikte evlerin yapılması için imar izni vererek, buraları ortadan kaldırmaya çalışıyor. Öyle bir yer ki, Marmara Ereğlisi’nde, neresi kazılsa, altından tarihi eser çıkıyor. Marmara Ereğlisi’nin altında çok büyük bir tarih hazinesi şehrin kalıntılarının bulunduğu kesin.

DENİZE GİRİLEBİLECEK YERLER

Ne yazık ki, Marmara Ereğlisi kıyı hattı, neredeyse, kesintisiz yazlıklar ve sitelerce kuşatılmış durumda. Otel, motel ve pansiyonları ile seçenekler olsa da, denize girecek yerler ne yazık ki kısıtlı. Kıyılar; yerleşim yerleri tarafından kuşatılmış. Marmara Ereğlisi askeri kampında yer alan plaj ise, yalnızca ordu mensupları tarafından tercih edilmekte ve kullanılmakta. Zaten: askeri şahıs ve yakınlarının dışında buraya girilmesi de mümkün değil. Bu seçenek azlığına rağmen, civarda yaşayanlar, Tekirdağ’a doğru uzanan kıyı boyunca, tabiri caizse, denize girebilecek yer buldukları noktadan, fırsatı değerlendirmeyi tercih ediyorlar.

Tekirdağ Marmara Ereğlisi Yeni Çiftlik

YENİ ÇİFTLİK

Yoğun yazlık sitelerin dar kıyı çizgisinin; hemen ardına. Denize girmek için kısıtlı olanaklar sunuyor, ama yine de, özellikle hafta sonları yoğun kalabalıklar birikiyor. Belli zamanlarda yoğunlaşan insan baskısının yanı sıra, alt yapısı oturmamış. Bu sebeple, deniz bir çok noktada istenilen düzeyde temiz değil.
Zaten: 2009 yılında, Tekirdağ kıyıları boyunca yoğunlukla görülen “zehirli deniz anaları” sebebiyle, 2009 Haziran’ından bu yana, tatilciler, denize pek rahat giremiyorlar.

PERİNTHOS ANTİK KENTİ

Tarihi Marmara Ereğlisi’nin üstünde bulunduğu antik kentteki kazı çalışmalarında: mermer mezar taşları, kilise kalıntıları, hipodrom yeri ve dehlizler görülebilir. Ancak, günümüzde, burası yabani otlarla kaplı, bu manzara otlar arasından zorlukla görülebiliyor.

Tarihi, İstanbul kadar eski olan Perinthos antik kentindeki kazı çalışmalarında, henüz yüzeysel temizlik çalışmaları yapılmış olmasına rağmen, toprak altında Efes antik kenti kadar önemli kalıntıların olduğu belirtiliyor. Umarım, bu tarih hazinesine gerekli önem verilir, definecilerden önce, gerekli yasal kazılar yapılır ve çıkarılan eserler, Müzelerde tüm insanların ziyaretine açılır.

Tekirdağ Marmara Ereğlisi

SONUÇ

İstanbul’a yakın. Ulaşımı kolay. Hafta sonu için uygun. Özellikle: İstanbul ve çevresinde yaşayanlar için, sakin bir tatil yeri. Her ne kadar kalabalık olsa da, yakın çevrede, zaten bir anlamda kalabalık olmaması, sakin kalması imkansız bir yer, tüm tatil yerleri gibi, yoğun yazlık konut ve tatil siteleri var. Yine de, söylediğim gibi: kısa süreli tatillerde, İstanbullular için bir değişiklik, değişik bir hava almak için, uygun ve rahatlıkla gidilebilecek bir yer. İyi tatiller.

Tekirdağ Şarköy

Tekirdağ Şarköy

 

Şarköy’ün, kumsalının uzunluğu: 60 km. Evet, bu uzunlukta sahil: Türkiye’de yok, yani ülkemizin en uzun sahili. Dünya sıralamasında ise, sahil, bu uzunluğu ile, 12’nci sırada. Bu uzun sahil: deniz, balık, üzüm ve karides merkezi. 2006 ve 2007 yıllarında: denizi ve kumsalın temizliği nedeniyle “Mavi Bayrak” almış. Yaz tatilinde, en iyi kafa dinleyebileceğiniz yerlerden biri. En çok yaz aşkı yaşanılan tatil yeri olarak, hafızalara işlenmiş.

Tekirdağ Şarköy

ULAŞIM

Şarköy: İstanbul’a 2.5 saat uzaklıkta. İstanbul-Şarköy arası uzaklık: 218 km.

Tekirdağ’dan sonra, uzanan dağların tepesinde, denizi görmeden geçen 1 saatlik yolculuktan sonra, ulaşılıyor. O dağları geçip ulaşmaya gerçekten değer bir yer. Bu yolun uzunluğu, Tekirdağ-Şarköy arası uzaklık: 93 km. dir. Tekirdağ-Malkara karayolunun 48’nci km. de, Karıştıran mevkiinde, güneye ayrılan 38 km. lik yolla bağlantılı.

Hele deniz kıyısındaki yoldan gelirseniz: sol taraf boğaz ve alabildiğine uçurum. İki arabanın geçmesi, neredeyse imkansız. Bazı yerlerde gerçekten imkansız. Bir araba, diğerini uzaktan görünce, en uygun yerde, onun geçmesini bekliyor. Derken “Uçmakdere” denilen bir yere iniyorsunuz. Özetle: Şarköy’ü Tekirdağ’a bağlayan sahil yolu, yeterince kullanılabilecek durumda değil. Bu sahil yolunun uzunluğu: 68 km. dir.

Şarköy-Gelibolu arasındaki uzaklık ise: 54 km.

ŞARKÖY’DE NE YENİR-NE İÇİLİR


Deniz ürünleri konusunda zengin bir mutfağa sahip Şarköy’de, meşhur karidesi, uğmaç çorbası, kayık yemeğini, peynir helvasını mutlaka tadın. Şarköy şarapları, zaten tüm ülkede meşhur olmuş durumda. Tercihinize göre, tadabilirsiniz.

GENEL

KONAKLAMA

Şarköy’de, birçok konaklama tesisi bulunuyor. Bunun yanında: öğretmen evi var. 120 yataklı. Kalmak için, şartları tutanlara, uygun bir mekan. Birkaç tane daha, resmi kurum misafirhanesi bulunuyor.

HAVASI

Ağustos başı dışında, insanı aptal edecek kadar rüzgarlı olan bir havası var. Kış ve bahar aylarında, gerilerde yetişen ormanlar; Şarköy’e farklı bir hava hissettiriyor.

YOLLARI

Dolaşmaya müsait, incecik yolları var. Küçük evleri ve evlerinin orta gelirli sevimli insanları var.

Tekirdağ Şarköy denizi

 

DENİZİ

Denizi dalgalı ve pek temiz değil. Minicik bir iskelesi var.

DEPREM

Her an şiddetli bir deprem beklenen, bir fay hattı üzerinde kurulu. Marmara çukurları ile Ganoz körfezi arasında, Muratlı ve Çorlu’dan başlayarak, güneybatıya uzanan 3 fay hattı bulunmaktadır. Bundan dolayı, Şarköy-Mürefte-Tekirdağ, Türkiye’nin depreme hassas bölgelerindendir. MTA Enstitüsü tarafından, bölge, birinci derece deprem bölgesi ilan edilmiştir.

Tekirdağ Şarköy Şarabı

 

MEŞHUR

Şarabı ve zeytini gerçekten çok meşhur. Özellikle: şarabı.

Tekirdağ Şarköy Yamaç Paraşütü

 

YAMAÇ PARAŞÜTÜ

Şarköy’de, yamaç paraşütü sporunu sevenler için yeni bir çekim merkezi. Şarköy’e bağlı Uçmakdere Köyünde, 2009 yılında, ilk kez, 1.Yamaç Paraşütü Şenliği düzenlenmiş. Paraşütçüler için atlama sahası olarak belirlenen, Postacı Şehitliği Mevkiinden, sahildeki Ayvasıl Mevkiine iniş yapılıyor. Yamaç paraşütüne ilginiz varsa, Şarköy yakınlarda bir fırsat, sizin için.

Tekirdağ Şarköy Rüzgar Sörfü
Tekirdağ Şarköy Rüzgar Sörfü


   

RÜZGAR SÖRFÜ

Çeşme-Alaçatı gibi merkezlerden daha fazla rüzgar alan Şarköy’de, sörf yapılabiliyor. Haziran aylarında sakin rüzgarı ile , rüzgar sörfü bilmeyenler için de, öğrenim için uygun bir hava ve ortam sağlıyor. Temmuz ortalarında ise, daha profesyonel rüzgar sörfçüleri için, sert rüzgarlar oluşuyor.

GECE HAYATI

Şarköy, diğer tatil yerlerinden çok daha büyük bir ayrıcalığa sahip. Birçok disko ve bar bulunuyor. Eğlenmek için gelen turistlerin tercih ettikleri bir mekan.

TARİHİ


Şarköy’ün batısında: MÖ.6000-3000 yıllarına ait yerleşim yerleri tespit edilmiş. Bu yerleşim yerlerinde: savaş ve günlük kullanım aracı olarak kullanılmış taş baltaların üretildiği ortaya çıkarılmış. MÖ.750-550 yılları arasında, Yunanlılar, Traklar’la karşılıklı anlaşarak, il kıyılarında koloniler kurmuşlardır. Bu koloniler, batıdan doğuya doğru: Heraklea (Eriklice), Hora (Hoşgör), Ganos (Ganoz) ve Bizathne-Panion (Barbaros).

MÖ.168 ve MS.395 yılları arasında, bölgeye Romalılar hakim olurlar. Bu dönemde: Traklar, Roma hakimiyetine uzun süre direnirler. Bizans idaresinde ise 1000 yıla yakın kalan Traklar, bu dönemde, Balkanlardan gelen akınlarla uğraşmak zorunda kalırlar. Hunlar, Avarlar, Slavlar, Peçenekler, Bulgarlar, Haçlılar ve Latinler; Şarköy’un başına sürekli sıkıntı yaratırlar.

Daha sonraki tarihi süreçte, Rumeli’yi fetheden Orhan Bey’in, en büyük oğlu Süleyman Paşa zamanında, “Şehrköy” diye anılan adı, buraya Anadolu’dan göç eden Yörük Türklerinin ağzında, şehirden Şar’a dönüştürülmüş ve “Şarköy” diye söylenmiştir.

GEZİLECEK YERLER

ÇEVRE GEZİLERİ

Haftanın belirli günlerinde, Şarköy’den: Avşa, Marmara Adası ve birçok turistik mekanlara, motor gezileri düzenleniyor.

İĞDEBAĞLAR (ARAPLI)


Üzümü, zeytini ve içimi güzel suyu ile tanınan bir belde. Şarköy’e 5 km. uzaklıkta. Kaymak gibi bir asfalt yoldan, buraya ulaşıyorsunuz.

Bu köyün: her evinden, ova ve deniz görünüyor. Rumlar kurmuş. Milli mücadeleden sonraki değişimde, buradaki Rumlar Selanik’e ve Selanik’teki Türkler ise, buraya taşınmışlar. Uzaktan resim gibi görünen köyün toprak yollarında, zorlukla yürünebiliyor.

Rumlardan kaldığı belli olan taş evler, bakımsız. Ahşap evlerin ya bir, ya iki duvarı kalmış. Köy boş. Evlenenler, zamanla Şarköy’de ev kiralayıp yada satın alıp, köyden ayrılmışlar. Köyde, yalnızca yaşlılar kalmış. Onlar da, kadın-erkek üzüm ve zeytin çapasına gidiyorlar. Her kez tarlasında bir şeyler uğraşıyor. Yani: bunları niye söylüyorum? Köye gittiğinizde, karşılaşacağınız manzara bu.

ERİKLİCE


Denizi, üzümü, balığı ve zeytini ile zenginleşmiş bir beldedir. En önemli tarihi yerleşim yeridir. Burası, piknik yapmaya, deniz üzerinde kaş zıplatmaya, müsait yosun kokulu, esintili sahilinde dalyanı ile dikkati çekiyor. Burada: çok miktarda zeytinlik var. Kıyı boyunca eski zeytinliklerin, üzüm bağlarının üzerine kurulan sitelerde, hareket yok. İnşaatı tamamlanan çok sayıda bina alıcı bekliyor. Kıyı boyunda, çirkin bir yapılaşma var.

Tekirdağ Şarköy Uçmak Dere

UÇMAK DERE


Şarköy ile arasında, 36 km. var. Tekirdağ-Barbaros-Naip-Mermer ve Yeniköy üzerinden gidiliyor.
Harika, doğa manzarasına sahip. Doğal güzellikleriyle, Marmara kıyılarının ender köşelerinden biridir. Eşsiz güzelliği ile, sevimli bir yerleşim merkezine sahip. Restoranları, birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Ağaçlık bir köy görünümündedir.

Kışın ulaşımının zor olması nedeniyle, doğası bozulmamıştır. Ganos dağı eteklerinde yol alırken, Marmara Denizini, hiç bu kadar yüksekten ve böyle bir açıdan görmediğinizi fark edeceksiniz. Karşınızda uzanmış duran Marmara Adası, hemen önünüzde Hayırsız Ada. Birbirini takip eden koyları, üzüm bağları, kızaran kütükler, rengarenk çiçekleriyle doyumsuz bir manzara karşınızda. Şirin mi şirin Yeniköy’ü, anıt çınar ağacını görüp, köyün kahvesinde dinlenip, yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

Burada tarihi kalıntılar da var. Tarihi kalıntılara bakılırsa, köyün tarihi çok eskilere gidiyor. Üzerinde, çift başlı kartal kabartması bulunan lahit taşına benzer bir mermer parçası, zamanında şaraphane olarak kullanılan bir binanın bahçesinde, içki imalinde kullanılan sarnıç, tuğla ve ahşap yapımı Rum evlerinde Grek alfabesiyle kazınmış yazılar, köy girişindeki çeşmede bir yazıt, kahvehanenin karşısındaki bakkalın damını tutan saç kaplı iri konsollar, üzerinde yaprak motifi bulunan ahşap bir tavan göbeği, tarihi bir atmosferin keyfini yaşatıyor.

Daha önce sözünü ettiğim gibi, buradan son yıllarda, yamaç paraşütü yapılmakta.

Tekirdağ Şarköy Mürefte

MÜREFTE


İstanbul’un 227 km. uzağında bulunuyor. İstanbul’dan Mürefte’ye gitmek için: TEM Otoyolunu kullanıp, Kınalı çıkışından, Tekirdağ yönüne devam etmek gerekiyor. Tekirdağ’dan sonra, Karıştıran sapağından Şarköy istikametine doğru gidiyorsunuz. Yolculuk, İstanbul’dan yaklaşık 3.5 saat sürüyor. Şarköy’e ise, yalnızca 13 km. uzaklıkta.

Kuruluşu MÖ.2000 yıllarına dayanan Mürefte, adını “Binbir çiçek” anlamına gelen, Miryefton’dan almıştır. Toprağın bereketi, beldeye bu ismi vermiş. Bölgede, Doluca Tepesi denilen yerde bulunan volkanik dağlan çıkan lavlar, toprak kalitesini arttırmış ve tamamıyla humus olan toprak sayesinde, üzüm bağlarını, Dünya standartlarına çıkarmıştır.

Mürefte, çok temiz ve pırıl pırıl deniz kıyılarına sahip olan bir beldedir. Mürefte kasabasının çok önemli tarihi geçmişi var. En büyük özelliği: üzüm bağları ve şarap sahili tabir edilen bölgesidir. Beyaz şarabı ünlüdür. Türkiye’nin şarap üretiminin % 30’u burada yapılıyor.

Tekirdağ Şarköy Mürefte

 

Mürefte civarında, beşi büyük, otuz civarında şarap tesisi var. Türkiye’deki, ilk şarap müzesi, Müreftededir. Bu müzede: eski kollu presler, küfeler, şarap şişeleri, fıçılar, amforalar gibi bir çok orijinal alet sergileniyor. Burada, şarabın tarihsel öyküsüne nostaljik bir tur yapabilirsiniz.

Sahilinde küçük bir meydanı, uzun bir iskelesi ve balık lokantaları, birkaç banka ATM si, bir ilköğretim okulu, bir lise ve bir sağlık ocağı bulunur. Kutman ve Sevilen şarapçılık gibi, birçok firma, orijinallerine sadık kalarak, ön cephesi ve içi yenilenmiş, tertemiz şarap imalathanelerinde, en kaliteli şarapları, konuklarına tattırmaktadırlar.

Bu arada: imalatın yapıldığı tanklar, dekoratif ahşap fıçılar, üretim safhaları da görülebilmektedir. Misafirler, tadım sırasında, satış elemanları tarafından şarap anlatımları ve broşürlerle bilgilendirilirler.

Yazlık bir belde olduğundan, yazın nüfus sayısında artış yaşanır. Daha çok İstanbul ve çevresinden, insanlar rağbet eder. Denizi: derin ve temizdir. Yaz-kış, yeşil kalan zeytin ağaçları ve masmavi denizi, Mürefte’yi, mavi ile yeşilin böyle uyumlu buluştuğu, ender yerlerden biri yapar. Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü burada, ılıman iklim koşullarından ötürü, genellikle zeytin üretimi ve üzüm üretimi yapılır. Buna ek olarak, Mürefte’nin köylerinde, son zamanlarda, kiraz üretimi de ağırlık kazanmıştır.

Tekirdağ Şarköy Hoşköy

HOŞKÖY


Şarköy ile arasında 16 km. uzaklık bulunuyor. Kasabanın tarihi önemi oldukça fazladır. Turistler için vazgeçilmez bir güzellik. Evet, buraya gittiğinizde, sizi, denizcilerin dostu, “Hoşköy Hora Feneri” karşılıyor. 1876 yılı Fransız yapımı fener: 96 kristalden oluşmuş. Kendi ekseni etrafında, 360 derece dönerek görev yapıyor.

Bölgenin, ikinci büyük feneri olma özelliğine sahip. Yanına çıkan patikadan geçerek gelince, ufuk hattına bakarken, kendinizi bir nebze olsun kaptan sanabiliyorsunuz. Sahil boyunca yolun kara tarafı, iki katlı yazlıklar sıralanıyor. Yürüyüşe çıkanlar, balık tutanlar, çiçekli bakımlı bahçeler, nostaljik bir hava veren ve klip çekmeye müsait karikatür gibi görünüşe sahip balık dalyanları arasından Mürefte görünüyor.

GAZİKÖY


Eski adıyla “Ganos Kalesi” ve günümüzdeki adıyla “Gaziköy” olan yörede: Bizans uygarlığına ait kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. Şarköy ilçe merkezine, 25 km. uzaklıktadır. Köyün, 100 metre yüksekliğindeki yamaçlarında, istiridye kabukları ve balık fosillerine rastlanılması sonucu, buradaki jeolojik devirlerde bir deniz olduğu anlaşılmaktadır.
Yapılan arkeolojik kazılarda, bir tünel ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca: Gaziköy Çeşme Yazıtı ve Koca Çeşme Yazıtı dikkat çekicidir.

Tekirdağ Şarköy
Tekirdağ Şarköy

   

SONUÇ


Hafta sonunda veya kısa tatillerde, biraz dinlenmek ve açık havanın keyfini çıkarmak isterseniz, İstanbul’a 230 km. uzaklıktaki Şarköy, sizin için en uygun adreslerden biri. Hele, şaraba ve şarapçılığa da ilgi duyuyorsanız, Şarköy, size güzel şeyler vaat eder. Burada; Şarköy’den başlayıp, Mürefte, Hoşköy, Uçmakdere’ye kadar, 30’a yakın şarap mağazası ve şarap imalathanesini görmeniz mümkün.

 

Tekirdağ

Tekirdağ

Güzel bir şehir. İstanbul-Gelibolu arasındaki yolculuklarında; birkaç kez uğradım, bir gün kaldım.

Marmara Denizi kıyısında, deniz kıyısından kat kat yükselerek kurulan şehir, gezilmeye değer, mutlaka zaman ayırın. Türkiye’de, iki denize kıyısı olan 6 ilden biridir.

Tekirdağ

ULAŞIM

Tekirdağ-İstanbul arasındaki uzaklık: 132 km. Tekirdağ-Edirne arasındaki uzaklık: 141 km. Tekirdağ-Kırklareli arasındaki uzaklık: 122 km. Tekirdağ-Hayrabolu arasındaki uzaklık: 52 km. Tekirdağ-Çerkezköy arasındaki uzaklık: 62 km. Tekirdağ-Malkara arasındaki uzaklık: 54 km. Tekirdağ-Yunanistan sınırı arasındaki uzaklık: 125 km. Tekirdağ-Bulgaristan sınırı arasındaki uzaklık: 150 km.dir.

Tekirdağ

TARİHİ

Şehrin, tarihi geçmişi, MÖ.6000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Bu süreçte, şehirde: Persler, Romalılar ve Bizanslılar egemen olmuşlar, 1357 yılından sonra ise, Türkler, bölgedeki hakimiyeti ele geçirmişlerdir.

MÖ.514-513 yılları arasında, Trakya bölgesi, Pers egemenliğine girer. Bu dönem: MÖ.478-477 yıllarına kadar, sürer. MS.46 yılında, bölgede Trakya Roma Eyaleti kurulur. Uzun yıllar Roma hakimiyetinde kalan bölge: MS.395 yılında, Bizans toprakları içinde kalır.

Daha sonra ise, yukarıda söz ettiğim gibi, özellikle 1354 yılında, Süleyman Paşa komutasındaki Türk birliklerinin Gelibolu’ya çıkmalarıyla birlikte, bölgede Türk etkinliği artmaya başlar.

Şehrin: bilinen ilk adı: “Bisanthe” dir. Romalılar döneminde “Rhadesthus” ve Bizans döneminde ise “Rodosto” isimleri kullanılmıştır.

Türklerin bölgedeki etkinlik dönemlerinden sonra ise, “Rodosçuk” ve Osmanlılar döneminde ise “Tekfurdağ” isimleri kullanılmıştır. Cumhuriyet döneminden sonra ise, “Tekirdağ” ismi kullanılmaya başlanmıştır.

Evet, 1878 yılında, Ruslar ve 1912 yılında ise, Bulgarlar şehri işgal ederler. 1920 tarihinde ise, bu kez işgalci olarak Yunanlılar görülür. 13 Kasım 1922 tarihinde ise, işgal sona erdirilir. 1923 yılında ise, yöre, İl statüsü kazanır.

Şehrin tarihi geçmişinde: Atatürk’ün, 23 Ağustos 1928 tarihinde, Harf Devrimini burada gündeme getirmesi ve Başöğretmen olarak ilk dersi vermesi; önemli bir yer tutmaktadır.

Tekirdağ

GENEL

Bölgedeki başlıca yükselti: Tekir dağları olup, Marmara denizine paralel olarak uzanır. Merkez ilçe bölümü ise, genellikle düzlük ve alçak yani fazla yüksek olmayan tepelerden oluşmaktadır. Şehir içi yerleşimi ise, birbirini izleyen üç basamak üzerinde kurulmuştur.

Bunlar: Valilik binasının bulunduğu yerde: ilk basamaktaki yükselti: 12 metre, çarşının bulunduğu yerde, ikinci basamaktaki yükselti: 25 metre ve Tuğlacılar Lisesinin bulunduğu, üçüncü basamaktaki yüksekti: 45 metredir.

Marmara kıyılarında, Akdeniz iklimi egemendir. Kıyı bölgelerinde, yazları sıcak ve kışları ise ılık geçer. Ancak, bölgede kışın zaman zaman kar yağar.

Tekirdağ Kiraz

Bölgenin yöresel etkinlikleri ise şunlar: Kiraz Festivali, Bağbozumu şenlikleri, Tepreş şenlikleri. Özellikle: Kiraz Festivali, 1962 yılından bu yana kutlanmaktadır.

Geleneksel hale getirilen festival: kültür ve eğlence programları oluşturularak, halkın yoğun katılımı ile sürdürülmektedir. Hafta boyunca, özellikle şehirde, iç turizm açısından büyük hareketlilik yaşanmaktadır.

İlin, Marmara denizi kıyısında, 135  km. lik sahip şeridi bulunmaktadır. Ayrıca, bu sahil şeridindeki çeşitli iskeleler, deniz ticaretini de arttırmaktadır. Tekirdağ limanının yıllık kapasitesi, önemli boyutlardadır.

Şehrin ekonomik etkinlikleri değerlendirildiğinde ise: 1930’lu yıllara kadar, bir tarım kenti olarak öne çıkan şehrin, bu tarihten sonra, üzüm üretiminin değerlendirilmesi amacıyla, Tekel tarafından kurulan Şarap ve içki fabrikaları öne çıkmaktadır.

Takip eden dönemde ise, buğday ve ayçiçeğinin değerlendirilmesi için: un ve yağ fabrikaları kurulmuştur. Bunun dışında, önemli miktarda, tekstil işletmesi de bulunmaktadır. Bunları: deri işletmeleri takip ediyor.

Son olarak bölgenin deprem riski konusuna değinmek istiyorum. Tekirdağ: Kuzey Anadolu Fay hattı üzerindedir. Geçmişte, pek çok depreme neden olan fay hattı, en son olarak: 1902 yılında, 7.3 büyüklüğünde bir depreme sebep olmuştur.

KARACAKLAVUZ EL DOKUMALARI

Dokuma tezgahları, yaklaşık 115 cm. yüksekliğinde ve 23 cm. boyunda, 100 cm. enindedir. Meşe ve gürgenden yapılır.

Genellikle: çuval, minder yüzü, yastık yüzü, seccade, heybe ve kilim dokunmaktadır. Kullanılan renkler ise: kırmızı, turuncu, siyah, lacivert, yeşil, sarı, mavi ve mor.

İplik olarak: yün kullanılmaktadır. Desenler ise, oldukça zengindir. Genellikle: göz motifi, koç boynuzu, köpek ayağı, tavus kuşu, üç güller, çam dalı, beygir nalı, yıldız motifleri işlenmektedir.

Günümüzde, bu dokumacılık türü, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenmektedir ve gün geçtikçe gelişmektedir.

Tekirdağ Köftesi

TEKİRDAĞ KÖFTESİ

Köftenin bir diğer adı da: Tat köftesi veya Hacıköylü köftesidir. Bu köfte, geçmiş dönemler incelendiğinde: ilk olarak, Hayrabolu Alacaoğlu köyünden, Tekirdağ yöresine gelen Hüseyin ağa tarafından piyasaya sunulmuştur. Bu nedenle, Hacıköylü köftesi, zamanla Tekirdağ köftesi ismini almıştır. Günümüzde, bu köfte, vakumlanarak paketler halinde satılmaktadır.

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi

TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ

Üniversite: 2006 yılında kurulmuştur. Üniversitenin bünyesinde: Tekirdağ il merkezinde: Fen-Edebiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi ve Ziraat Fakültesi, Çorlu ilçe merkezinde ise Mühendislik Fakültesi bulunmaktadır.

Rektörlük binası: Değirmen altı yerleşkesinde, Ziraat Fakültesi Dekanlık binasında hizmet vermektedir.

Tekirdağ Rakısı

TEKİRDAĞ RAKISI

Günümüzde her ne kadar Tekirdağ rakısı adı altında rakı bulunmasına rağmen bu rakı Tekirdağ’da üretilmiyor, 86 yıllık Tekirdağ rakı fabrikası buradan ayrıldı ve halen Manisa’da, ben yine de bu rakının tarihi geçmişiyle ilgili bilgi olması açısından birkaç cümle söylemek istiyorum.

Bir tür içki ve 1944 yılından bu yana üretilmektedir. En büyük özelliği: uzunca bir süre, sadece Tekirdağ yöresinde yani şehirde satılmış olmasıdır.

Şehir dışında satılmıyor ve bu yüzden, şehri ziyaret edenler tarafından, hediyelik olarak satın alınıyordu. Bu rakının özellikleri: kuru ve yaş üzümler birlikte kullanılarak yapılması.

Bu üzümlerde oluşan suma: 7 ayrı damıtma tesisinde işleniyor ve birleşiminde, 20 farklı üzüm çeşidi bulunuyor. Ayrıca: içindeki anason tohumları: yüksek yağ eteri içeriyor. Evet bir zamanlar böyleydi, şimdi değil.

Tekirdağ Yemekleri

NE YENİR. NE İÇİLİR

Tekirdağ yöresinde, tatmanız gereken en büyük lezzet: Tekirdağ köftesidir. Bu yöreye geldiğinizde, mutlaka tatmanız gereken lezzet. Bunun dışında, peynir tatlısı denemelisiniz. Hatta, mevsimi uygunsa, dondurmalı peynir tatlısını mutlaka denemelisiniz.

NE SATIN ALINIR

Tekirdağ yöresinde, Karacaklavuz el dokumaları çok meşhur. Ayrıca: yolculuğunuzun süresine ve mevsime göre, vakumlanmış paketler halindeki “Tekirdağ köftesi” de satın alabilirsiniz. Tüm bunların yanında: elbette ilginizi çekerse: Tekirdağ rakısı alabilirsiniz. Veya, Şarköy şarabı.

Tekirdağ

GEZİLECEK YERLER

ATATÜRK HEYKELİ

İl merkezinde, Hükümet Konağı önündedir. Atatürk heykeli: heykeltıraş Kenan Ali tarafından yapılmıştır. Mermer olan kaidesinde: Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi yazılıdır.

NAMIK KEMAL HEYKELİ

İl merkezinde, Hükümet Caddesiyle, Mimar Sinan caddeleri arasındadır. Yani, tam olarak, Hükümet Konağı karşısındaki parkın içindedir. Heykel, heykeltıraş Nusret Suman’a 1949 yılında yaptırılmıştır.

Heykel, mermer olup, mermer bir kaide üzerinde bulunmaktadır. Heykelde: Namık Kemal, sağ eli göğsünde, sol elinde bir kitap tutuyor. Kaide üzerinde ise, Namık Kemal’in sözleri yazılmış.

Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

ARKEOLOJİ VE ETNOĞRAFYA MÜZESİ

Ertuğrul Mahallesindedir.

Müzenin bulunduğu yapı: 1927 yılında, Vali konağı olarak inşa edilmiştir. 1977 yılında ise, Kültür Bakanlığı tarafından satın alınmış ve restore edilerek, Müze haline getirilmiştir.

Müzede: Tekirdağ ve çevresinden toplanan eserler sergilenmekte olup, bu eserlerin toplam envanterinin: 14.000 civarında bulunduğu biliniyor. Ancak, bunlardan, sadece 1066 tanesi, teşhir salonlarında, ziyaretçilere sunuluyor.

Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

Müze içindeki yerleşim planına göre, sergilenen eserler şöyle:

Taş Eserler Salonu: Tekirdağ yöresindeki ören yerlerinde bulunan: steller, adak stelleri, heykeller, heykelcikler ve benzeri taş eserler ile Naip Tümülüsünde bulunanlar, Müzede oluşturulan bir cam oda içinde sergileniyor.

Arkeolojik Küçük Eserler Salonu: Tarih öncesi dönemlerden, Bizans dönemine kadar olan süre içinde yapılmış olan pişmiş topraktan ana tanrıça kabı, günlük kullanım kapları, krater ve amforalar, madeni heykelcikler, kaplar, mızrak uçları, ok uçları, fibulalar, cam ve taş takılar, koku şişeleri, süs eşyaları ve madeni paralar var.

Etnoğrafya Salonu

Burada: Osmanlı ve yakın dönemlerde yapılmış ve kullanılmış: toprak sırlı kaplar, ateşli ve kesici silahlar, gümüş takılar, erkek ve kadın kıyafetleri sergileniyor. Ayrıca, yöreye özgü, meşhur “Karacaklavuz dokumaları” da burada görülebilir.

Açık Teşhir: Müze bahçesinde, yörede bulunan çeşitli dönemlere ait mimari parçalar, lahitler, mezar taşları, yazıtlar, sütunlar, heykeller ve kabartmalar sergileniyor.

Tekirdağ Rakoczi Müzesi

RAKOCZİ MÜZESİ

Ertuğrul Mahallesindedir. 18.yüzyıl başlarında, Macar bağımsızlık hareketinin önderlerinden Rakoczi ve bir takım yandaşı, Avusturya ile yapılan savaşta yenilince, Osmanlıya sığınırlar ve Padişah III. Ahmet tarafından, Tekirdağ bölgesine yerleştirilirler.

Rakoczi, 1735 yılında, ölümüne kadar, burada ikamet eder. Ölümünden sonra ise, bu ev, 1932 yılında Macaristan hükümeti tarafından satın alınır ve aslına uygun olarak restore edilerek, Müze olarak ziyarete açılır.

Tekirdağ Namık Kemal Evi

NAMIK KEMAL EVİ

Ortacami Mahallesindedir. Ünlü şair Namık Kemal, 1840 yılında burada doğmuştur. Bu ev: 1993 tarihinde, Tekirdağ Namık Kemal Derneği tarafından yaptırılmıştır. Binanın dışı ve altı tane odası: tamamen ahşap malzemeden yapılmıştır.

Bahçe duvarı tarafından, büyük bir kapıdan yapıya giriliyor. Bahçede: Açıkhava sahnesi ve seyirlik bir alan var.

Evin içi: çeşitli Etnoğrafik eserlerle süslü ve ayrıca Namık Kemal tarafından yazılan ve onun hakkında yazılmış yayınlar burada sergileniyor. Özellikle, bodrum katındaki salonda, büyük panolar yerleştirilmiş. Burada, çeşitli sergiler düzenleniyor.

Tekirdağ Rüstem Paşa Külliyesi

RÜSTEM PAŞA KÜLLİYESİ

Şehir merkezinde, Ertuğrul mahallesindedir.

Külliye: cami, hamam, bedesten, medrese ve kitaplıktan oluşmaktadır. Külliyenin en muhteşem yapısı ise: 1553 yılında, Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Rüstem Paşa tarafından yaptırılan camidir.

Cami: Mimar Sinan tarafından, denize hakim bir tepe üzerinde yaptırılmıştır. Cami avlusundaki şadırvan, kurşun kaplı, beşgen bir çatı ile örtülüdür. Külliyede bulunan diğer yapılardan: Bedesten, caminin 30 metre doğusundadır.

Ancak, bugün sadece temel ve duvar kalıntıları görülmektedir. Kitaplık: cami ve medrese arasındadır.

Restore edilerek, kullanıma elverişli hale getirilmiştir. Hamam: medresenin hemen yanındadır. Günümüze, sadece taş ve tuğla duvarlardan bir kısmı kalmıştır.

Tekirdağ Rüstem Paşa Çarşısı

RÜSTEM PAŞA ÇARŞISI

1553 yılında, tarihi Rüstem Paşa camisiyle birlikte inşa edilmiştir. 1986 yılında ise, dönemin valisi Süleyman Oğuz tarafından restore edilmiştir.

Evet, çarşı, hemen caminin doğusundadır. Bu yapıda, toplam kafe olarak işletilen 50 dükkan bulunmakta ve 1988 yılında tamamlanan bu dükkanlar, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından işletilmektedir. Buranın mimarisi, külliyenin mimari özellikleri düşünülerek yapılmıştır.

NAİP TÜMÜLÜSÜ

İl merkezinden 15 km. uzaklıkta, Naip köyünün, Çanakçı ovasındadır. Kızlar Höyük Tepesi olarak da bilinir.

MÖ.350 yıllarında yapıldığı düşünülmektedir. Yüksekliği: 17 metre ve çapı: 90 metre olan Tümülüs, 1984 yılında resmen kazılmıştır. Tümülüsün içinde: bir dramos ve sonra merdivenle ulaşılan bir mezar odası var. Mezar odasında: mermerden bir ölü yatağı, bir ziyafet masası, 2 adet sehpa bulunmaktadır.

Mezarda bulunan eserler: gümüş kaseler, gümüş kepçe, gümüş süzgeç, bronz kandil, bronz kandil ayağı, bronz kalkan, bronz at koşumları, altın düğmeler. Buluntular, Tekirdağ Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

Gömülen kişinin mezar yatağı üzerinde, kemikleri bulunmadığından, kişinin kimliği konusunda, herhangi bir bilgi yoktur.

KARAEVLİ HAREKAT TEPE TÜMÜLÜSÜ VE HERAİON TEİCHOS ANTİK KENTİ

Tekirdağ il merkezine: 18 km. uzaklıkta, Karaevlialtı mevkiindedir.

Yüksekliği: 22 metre ve çapı: 97 metredir. Yapılan kazı çalışmalarında, burada, Trak Odyris kabilesi krallarından Kersepleptes’in mezarının bulunduğu tespit edilmiştir.

Mezarda: sandık mezar ve bununla birlikte çeşitli buluntular ele geçirilmiş olup, bu buluntular: altın kaplama, boncuklarla süslü erguvani renk kral elbisesi, meşe dalı şeklinde kraliyet tacı, sarmaşık şeklinde Diyonizos Rahipliği tacı, bir kraliyet yüzüğü ele geçirilmiştir.

Son yıllarda, bu Tümülüs bölgesinde yapılan arkeolojik araştırmalarda: Heraion Teichos (Hera’nın surları) adlı Trak şehrinin, MÖ.5.yüzyıldan kalma, surları ortaya çıkarılmıştır.

Bu şehir: bir liman kenti olarak kurulmuş ve yazılı kaynaklara göre: bu bölgede, Çitlenbik deresinin, denizle birleştiği yerdedir. Biraz önce söylediğim gibi, burada yapılan kazılarda: Akropol surlarının bir kısmı ve kuzey kapısı ortaya çıkmıştır.

Yüzey araştırmalarında ise: MÖ.4-5’nci yüzyıllara ait çanak-çömlek parçaları, bol miktarda tanrıça figürü ve 218 civarında bronz Trakya sikkeleri  bulunmuştur.

Bu antik şehrin: Traklar zamanında, yani kurulu olduğu dönemde: bir kült ve şifa merkezi olarak öne çıkmıştır.

Tekirdağ Kumbağ

KUMBAĞ

Tekirdağ-Şarköy kıyı bandında, şehir merkezine: 15 km. uzaklıktadır. 1913 yılı öncesine kadar, burası, küçük bir  Rum balıkçı kasabası iken, 1923 yılından sonra, yani mübadeleden sonra, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya’dan gelen göçmenler, burada iskan edilmiştir.

Bu küçük balıkçı köyü, 1993 yılında, Belediye olmuştur.

Tekirdağ

Tekirdağ ilçesinin, önemli bir eğlence ve dinlenme yeridir. Ormaniçi dinlenme tesisleri bulunuyor. Burada: turistik tesisler var. Bunun dışında: halk plajlarından da denize girmek mümkün.

Burada: çadırlı kamp kurmak için, yaklaşık 80 çadırlık bir kamping alanı bulunuyor. Ayrıca: Kumbağ beldesinin ova mevkiinde: yine 40 çadırlık bir kamping bulunuyor. Burada da: her türlü alt yapı tesisi (oto park, tuvalet, duş, yeme-içme üniteleri gibi) bulunuyor.

DALÇIK KAMPİNG

Tekirdağ-İstanbul karayolu üzerinde, il merkezine: 25 km. uzaklıktadır. Yeniçiftlik beldesinde bulunan bu yerde: 40 çadırlık bir alan söz konusudur. Her türlü alt yapı tesisi bulunmaktadır.

TOPAĞAÇ KAMPİNG

Tekirdağ-Kumbağ karayolu üzerindedir. İl merkezine, 5 km. uzaklıktadır. Burada: çadırlı kamp kurmak mümkün. Gerekli alp yapı tesisleri oluşturulmuş.

ALKAYA PLAJI

Tekirdağ-İstanbul karayolu üzerinde, il merkezine 4 km. uzaklıktadır. Dereağzı mevkiinde bulunan bu plajda: her türlü tesis (restoran, büfe, tuvalet gibi) ve çadır yeri bulunmaktadır. Ayrıca: otopark var.

DEREAĞZI PLAJI

Tekirdağ-İstanbul karayolu üzerinde, şehir merkezine 3 km. uzaklıktadır. Burada da: kabin, büfe, restoran ve tuvalet gibi tesisler bulunuyor.

YARAPSUN ÇAMURU

İl merkezine, 7 km. uzaklıktadır. Derin bir vadi arasında ve sazlıklar içindedir. Çamurun sıcaklığı: 21-24 derece arasındadır. Çamur içinde, yoğun oranda organik madde bulunmaktadır. Çamurun: romatizmal hastalıkların tedavisinde olumlu sonuçlar verdiği söylenmektedir.