Van gölünün hemen kıyısında, bir İlçeden öte, bölgedeki çoğu şehirden daha modern görünüm veren bir yer. Ayrıca: yöredeki birçok yerleşim yerine nazaran, resmi yapıların da yoğunlaştığı bir yer. Örneğin: 4 tane hastane var. Bunun yanında: doğu-batı arasındaki yolların bağlantı noktası olması, Van gölünün yarattığı güzellik burayı öne çıkarıyor.
Evet, Tatvan’a birçok kez gittim. Gayet güzel bir yer, ancak tek sıkıntısı kış, kar, buz. Burayı ziyaret edeceklere önerim, kesinlikle kışın gitmemeleri. Çünkü: kışın burası gerçekten sıkıntılı. Ulaşımı bırakın, yollarda, cadde ve sokaklarda kar ve buz yüzünden yürümek bile zor.
ULAŞIM
Tatvan, il merkezi olan Bitlis’e: 25 km. uzaklıktadır. Tatvan-Ağrı arasındaki uzaklık: 217 km. Tatvan-Batman arasındaki uzaklık: 164 km. Tatvan-Muş arasındaki uzaklık: 85 km. Tatvan-Siirt arasındaki uzaklık: 123 km. Tatvan-Van arasındaki uzaklık: 142 km. Tatvan-Adilcevaz arasındaki uzaklık: 52 km. Tatvan-Ahlat arasındaki uzaklık: 35 km. Tatvan-Hizan arasındaki uzaklık: 46 km.
İlçede: kara yolu, demir yolu ve Van gölü üzerinden deniz yolu ulaşımı mevcuttur.
TARİHİ
Tatvan: ilk çağlardan itibaren, çeşitli medeniyetlerin hakimiyetine girmiştir. Bunlar: Persler, Makedonyalılar, Selçuklular, Osmanlılar. Osmanlılar, İran seferine çıktıklarında: Tatvan’da mola verirler, ordugahlarını burada kurarlarmış. Hatta: Kanuni Sultan Süleyman tarafından, burada bir zamanlar, bir tersane yaptırıldığı söyleniyor.
Hz. Ömer döneminde ise, yöre, İslam Devletinin toprakları arasına katılır. 1071 yılındaki Malazgirt zaferinden sonra ise, Selçuklular yörede görülürler. Bu durum: 1200 yıllarına kadar sürer. Bu tarihte ise, yörede: Harzemşahlar, İlhanlılar ve Akkoyunlular, egemenlik kurarlar.
1514 yılında, Çaldıran Savaşında, İranlıları bozguna uğratan Osmanlılar, yörede, egemenliği ele geçirirler. Bundan sonra, yaklaşık 400 yıl süresince, yörede Osmanlı hakimiyeti görülür.
1877-1878 yılları arasındaki Osmanlı-Rus harbinde ise, Rusların buraları işgal etmeleri nedeniyle, halk, Anadolu’nun iç kesimlerine göçmüş ve yerleşim yerleri, etkinliğini kaybetmiştir.
1936 yılında, Tatvan, ilçe olur. Hızla gelişerek, 1946 yılında, idare binalarının Tuğ mahallesine taşınmasıyla, ilçenin önemi artar. Ulaşım ve konaklama imkanlarının çok elverişli olması ve burada, büyük askeri birliklerin kurulması ve Van-İran bölgelerine ulaşımın sağlandığı bir liman haline gelmesi, yörenin etkinliğini yükseltir.
GENEL
Tatvan: Van gölünün güney kıyılarında, Nemrut dağının doğu eteğindeki düzlükte kurulmuştur. Doğal bir liman görünümündedir.
İlçe, il olarak Bitlis’e bağlı olmasına rağmen, nüfus ve sosyal gelişmişlik düzeyi olarak, daha ileridedir.
İlçe merkezinin, denizden yüksekliği: 1700 metredir. İlçe topraklarının büyük bölümünü, dağlar oluşturmaktadır. İlçenin kuzeybatısında bulunan Rahva ovası: 1850 metre rakımlıdır ve buraya çok kar düşmektedir.
İklim: yörede karasal iklim hüküm sürüyor. Burada: hava 104 gün yağışlı, 112 gün açık ve 149 gün bulutludur. Yağışlar: ilkbahar ve sonbahar aylarında yoğunlaşır. Yılın yaklaşık 111 günü karlı geçer. Kar en fazla: Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında yağar ve uzun süre yerde kalır.
TATVAN DOĞU ANADOLU FUARI
Bu fuar: 1968 yılından bu yana: her yıl, 30 Haziran-2 Temmuz tarihleri arasında kurulmaktadır. İlçede: göl kıyısında, yaklaşık 90 bin metre karelik alanda kuruluyor. Bu tarihler arasında düzenlenen fuar: gerek yöre insanı ve gerekse yakın çevrede yaşayanlar tarafından büyük ilgi görmektedir. Fuar etkinlikleri bünyesinde, Van gölünde de, birçok değişik spor yarışmaları düzenleniyor.
YENİLECEK YEMEKLER. İÇİLECEKLER
İlçe merkezinde, lezzetli kebaplar yiyebileceğiniz restoranlar var. Buralarda, özellikle “Tatvan kebabı” yemelisiniz. Mutlaka tadına bakın.
NE SATIN ALINIR
Tatvan’da hediyelik olarak satın almanızı önereceğim bir şey bulamadım. Ancak, Ahlat yöresine gitmeyecekseniz, burada, mutlaka “Ahlat bastonu” satın almalısınız.
GEZİLECEK YERLER
SORGUN
Sorgun ismini gördüğünüzde, karşınıza değişik alternatifler çıkacaktır. Çünkü: ülkemizde 3 tane Sorgun var. Bunlar: Manavgat-Sorgun, Yozgat-Sorgun ve son olarak, Tatvan-Sorgun. Bunlar içinde, en büyüğü: Yozgat-Sorgun. Ama elbette en güzeli, Manavgat-Sorgun. Peki: Tatvan-Sorgun?
Burası, küçük bir yerleşim yeri. Tatvan-Ahlat kara yolu üzerinde bulunan, burada, yoğunlukla askeri birlikler var. Yani: burası genellikle askerlik hizmetini yapan veya yapacak olanlar açısından önem taşıyor. Bunun dışında, benim burayı ziyaretimde en çok ilgimi çeken şu oldu.
Buradan: Van gölünün karşı kıyılarına baktığınızda, ufukta, Atatürk’ün sırt üstü yatarken, izdüşümünü görebilirsiniz. Muhteşem bir görüntü. Buralardan geçerseniz, mutlaka bu görüntüyü kaçırmayın.
TATVAN KALESİ
İlçe merkezinde, Tuğ mahallesindedir. Osmanlı dönemi yapısıdır.
Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden Zal Paşa tarafından: 1550-1560 yılları arasında yaptırılmıştır. İran Şahı Tahmasb: Adilcevaz ve Ahlat kalelerini işgal ettikten sonra, Van bölgesine yardım gitmemesi için, bu kaleyi yıktırmıştır.
Kalenin yıkıldıktan sonraki temelleri: söylenenlere göre: bugün, halen yörede bulunan Yatılı İlköğretim Okulunun temellerin altında imiş. Yani, görebileceğiniz bir şey yok, hani bir kale yapısı aramayın.
KALEKIRAN KALESİ
Çekmece köyünün üst kısmında, Nemrut dağı kraterindeki büyük göl yanında, bütün Tatvan ve çevresine hakim konumdadır. Ancak, günümüzde sadece bir tepe görünümünde kalmış.
Kalenin: Perslere ait olduğu söyleniyor. Bölgede hüküm süren: Şahmiran adına inşa edilmiş. Yapılan incelemelerde: çok sayıda duvar, bölmeler ve seramik parçalarına rastlanılmış. Ancak, defineciler, bölgede çok sayıda çukur kazmışlar. Çok büyük bir alanı kapsadığı düşünülen kale yapısı: tamamen toprakla kaplı, biraz önce de söylediğim gibi, bir tepe görünümünde. Ancak: toprakla kaplı olmasaymış, büyük olasılıkla, kaçakçılar tarafından talan edilirdi diye düşünmemek elde değil.
NEMRUT DAĞI VE KRATER GÖLÜ
Tatvan ilçe merkezine, 12 km. uzaklıktadır. Bu yoldaki ulaşım, yaklaşık 1 saat sürüyor.
Ancak, sisli-puslu havalarda buraya çıkmak sorunlu. Bu yüzden, hava durumunu takip ederek çıkmanızı öneririm. Dağın zirvesine doğru uzanan yolda, döne döne tırmanıyorsunuz ve zirveye doğru, çevrede siyah taşların parlamaya başladığını görüyorsunuz. Bunlar, yaklaşık 600 yıl önce, çevreye dağılan lavlar. Bu yaşlı taşlara dokunun.
Ancak, Nemrut dağı hakkında bilgi vermeden önce, hemen buraya yani bu dağa neden “Nemrut” isminin verildiğinden söz etmek istiyorum. Çünkü, bu önemli. Biliyorsunuzdur belki, bir de: Adıyaman yöresinde Nemrut dağı var ve orası muhteşem tarihi kalıntıları ile öne çıkan bir yer.
Buranın da Nemrut ismini almasının nedeni şu: MÖ. 2100 yıllarında, Babil hükümdarı Narmuk yaşamaktadır. Bu hükümdarın ismi, Farsçada “sönmüş dağ” anlamına gelen “Nemrut” olarak değiştirilir ve günümüze kadar gelir.
Burası bir volkanik dağ. En son olarak: 1440 yılında faaliyet gösterdiği biliniyor. Çünkü: 15. yüzyılda, yörede yaşayan Wardan adında bir yazar, eserinde bu patlamalardan söz etmiştir. Yazar: Nemrut dağının, gök gürültüsüne benzer bir sesle gürlediğini ve insanların dehşete düştüğünü söyler.
Ayrıca: dağdaki buzların yarıldığını, bu yarıklardan duman ve alev fışkırdığını, alevlerin içinde eriyen taşlar ve kayaların, şiddetli gürültü ile havaya uçtuğunu belirtir. Dağdan çıkan pis kokular, insanları hasta etmiş, çevre yerleşim yerlerinde yaşayan insanlar, yöreden kaçmışlardır.
Evet, patlamalar sonucu oluşan krater ağzı genişliği: 48 km. Krater ağzının deniz seviyesinden yüksekliği: 2247 metre. Bu bölgede, yani en üst bölgede, irili-ufaklı 5 tane göl bulunuyor. Bu arada, patlamalardan önce, dağın yüksekliği: 4100 metre civarında imiş, patlamalardan sonra ise, dağın yüksekliği, sivri tepe yöresinde: 2935 metre civarına inmiş. Nemrut kraterinin bu değerleri: Türkiye’de birinci, Avrupa’da dördüncü ve dünyada ise, 16’ncı sırada bulunmasını sağlamaktadır.
Bu göllerden: Soğuk göl, Türkiye’nin en büyük krater gölü olarak öne çıkıyor. Bu göl: nemrut kraterinin yaklaşık 1/3 nü kapsıyor ve yüz ölçümü: 13 km. karedir. Bir hilal şeklinde olan bu gölde: her türlü su sporu yapılabiliyor. Hatta, göl üzerinde, sıkça sörf yapılıyor.
Gölün, denizden yüksekliği: 2247 metre, Van gölünden yüksekliği ise: 600 metredir. Çapı: 6 km. olan göl: dünyanın, ikinci büyük krater gölüdür. Ortalama derinliği: 100 metredir. En derin yeri ise, 155 metreyi bulmaktadır. Gölde, sonradan konulan ve hızla üreyen sazan balıkları var. Çünkü: suyu: berrak, renksiz, kokusuz, tatlı, soğuk ve içme suyu tadındadır.
Kraterde: Ilı göl denen göl, ikinci büyüklüktedir. Yüz ölçümü: 1.2 km. karedir. Bu gölün kıyılarında: sıcak su kaynakları var. Göl sularının sıcaklığı: kış mevsiminde 40 derece ve yaz mevsiminde ise 60 dereceye kadar çıkıyor. Bu nedenle, bu gölün suyu, canlılar için uygun değil.
Ancak: göl sularının, romatizmal hastalıkların tedavisinde uygun olduğu söyleniyor. Yakın çevreden gelenler: 3-4 gün kadar, çadır ve kendi imkanlarıyla burada barınıyorlar ve 2-3 kez, gölde banyo yaparak tedavi olmaya çalışıyorlar. Yani: konaklama tesisi yok. Ilıgöl çevresinde birçok su kaynağı bulunmasına rağmen, yaklaşık 160 km. doğudaki kayalık bir alanda, sıcaklık yanında buhar çıkışı da olmaktadır. Bu buhar: özellikle astım ve bronşit gibi hastalıklara iyi geliyormuş. Yani, yörede büyük bir jeotermal enerji potansiyeli bulunuyor.
Aslında: Ilı göl ve büyük göl, bir zamanlar birleşikmiş, sonradan oluşan tümseklerle birbirlerinden ayrılmışlar. Hani biraz önce, krater bölgesinde toplam 5 göl olduğunu söylemiştim ya, bu iki göl haricinde diğer göller, özellikle yaz mevsiminde kuruyorlar, yani yoğun bir su potansiyelleri yok.
Ama: Ilı göl, diğer adı yeşil göl yanında: yer yer sıcak buhar fışkıran krater bacaları bulunması nedeniyle, muhteşem bir görüntü oluşturuyor. Belki de, bu görüntüyü: çeşitli sanatsal ve turistik özellik taşıyan resimlerde, fotoğraflarda görmüşsünüzdür.
Sonuç olarak: yılın 4-5 ayı, karlarla örtülü bulunan Nemrut dağı: özellikle kış sporlarının yapılması açısından uygun ve bu yüzden: dağın, Tatvan’a bakan güney yamaçlarında, Nemrut Kayak Merkezi Tesisleri var. Bu tesislerde: iki adet telesiyej tesisi var.
Bir tanesi biniş istasyonu ve diğeri iniş istasyonu olarak kullanılıyor. Her iki istasyon arasındaki kod yani yükseklik farkı: 560 metre. Kayak pisti halen tam hazır değil. Tamamlandığında: Türkiye’nin en uzun kayak pisti olacağı söyleniyor. Ayrıca: burada, her yıl 5-6-7 Şubat tarihlerinde, Bitlis Valiliği tarafından “Bitlis Nemrut Kar Festivali” düzenleniyor. Ulusal mahiyetteki bu festivalin gelecek yıllarda, buradaki tesislerin tamamlanmasıyla, Uluslar arası düzeye getirileceği söyleniyor.
EL-AMAN KERVANSARAYI
Tatvan-Bitlis kara yolu üzerinde, Rahva düzlüğünde, devlet kara yolunun hemen yanındadır. Çok büyük bir alanı kaplamaktadır. Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa tarafından, 16.yüzyılda yaptırılmıştır.
Bulunduğu yer: yapıldığı dönemlerde, doğu-batı doğrultusundaki birçok yolun kesiştiği ve iklim şartlarının en ağır olduğu bir bölgedir. Ben: 1998 yılında, bu bölgede ilerlerken(Elazığ-Tatvan arasında yolculuk yapıyordum) yoğun bir kar yağışı vardı, tam bu yol ayırımına geldiğimizde, mevcut kara yolları tabelaları da, kar yığınlarının altında kaldığından, arabamız ile tahmini bir yöne döndük, bir süre ilerledikten sonra bir yerleşim yerine vardık, nereye vardığımızı orada gördüğümüz insanlara sorduğumuzda, “Bitlis” olduğunu öğrendik ve tekrar geri dönerek, Tatvan’a ilerledik.
Düşünün lütfen, burada yani özellikle Kervansarayın bulunduğu Rahva düzlüğünde, muhteşem kar yağışı ve kar fırtınaları görülüyor ve bunların sonucu, kara yolları yol tabelaları dahi, karlar altında kalabiliyor.
Evet, biz tarihi Kervansarayı tanıtmaya devam edelim. Dediğim gibi, hemen kara yolunun kıyısında bulunması, ulaşım açısından büyük rahatlık. Biraz mola verip, bu kervansarayı gezmelisiniz.
En önemli özelliği: Anadolu’nun en büyük kervansarayı olması. Yapı: avlu ile birlikte, 5 bölümden oluşuyor. Bunlar: 1 cami, 1 hamam, 1 havuz ve 160 oda. Tarihi külliyenin: Han bölümü: 60 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğindedir.
Ana girişin güneyinde, bir kapı ile girilen, kare hücre, mescit olarak kullanılıyor. Girişin kuzeyindeki hücreler, diğer bölümlerden, tamamen ayrılmıştır ve 2 katlıdır. Bunların, Kervansaraya gelen hatırlı yolculara ayrıldığı sanılmaktadır. Avludaki bir merdiven, kervansarayın gözetleme kulesine çıkılış sağlıyor.
Kervansarayın dördüncü bölümü: avlunun hemen güneyinde bulunan hamam ve ona bitişik hücrelerden oluşuyor. Asıl yapıdan daha küçük ve daha alçak olan bu kısmın: avluya çıkışı sağlayan bir koridor ile ona dikey 4 hücreden oluşuyor. Koridorun batısında: girişin yanına rastlayan kısımdaki beşik tonozlu iki hücre daha var. Bunlar: büyük olasılıkla tuvalet olarak kullanılıyormuş.
Kervansaray yapısının üst bölümü: tamamen tonozlarla örtülü. Bu tonozlar, taş ve tuğla kullanılarak yapılmış. Bunların arasında, bir insanın geçebileceği delikler var, ama bunların ne amaçla yapıldığı bilinmiyor.
ABDULCELİL BEHTANİ TÜRBESİ
Reşadiye bucağındadır.
Hz. Ömer döneminde, yörede İslam dinini yaymak amacıyla gelen ve burada eğitim amaçlı bir medrese kuran bir kişidir. Bir süre sonra burada vefat ettiğinden, medresenin yanına defnedilmiştir. Türbesinin üzerinde bir kümbet ve yanında ise, bir cami var. Türbe ve zaviye bakımsızlıktan harabe halinde.
ST.GEORGE MANASTIRI
Tatvan-Van kara yolunun, 35.km. de kahveler mevkiindedir. Manastır: kalın ve yüksek bir duvarla çevrilidir. Güney duvarının uçlarında bulunan iki kule yıkılmış ve günümüze ulaşmamıştır. Güney duvarı üzerinde bulunan kitabesinde, manastır yapısının, 1760 yılında onarıldığı yazılıdır. Ancak, kilisenin ilk yapılışının: 900’lü yıllarda olduğu sanılmaktadır.
Bir zamanlar, Karçıkan Piskoposluk merkezi, bu kilisede bulunuyormuş.
TUĞ KİLİSESİ
İlçe merkezinde, Çağlayan mahallesindedir. Yer yer tahrip olmasına rağmen, kısmen görüntü olarak görülebilir özelliktedir. Kilisenin hangi dönemde ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor.
Bitlis şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.
Van şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.
Adilcevaz tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.
Muş şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.