Malatya Yazıhan

Malatya Yazıhan

Yazıhan, il merkezi olan Malatya’ya 40 km uzaklıktadır. Yazıhan, Hekimhan arasındaki uzaklık: 53 km.

TARİHİ

İlçenin tarihi geçmişteki en önemli özelliği, İpek yolu üzerinde bulunmasıdır. Bölgede yerleşim, mezra olarak başlamış ve 1936 yılında demiryolu ve 1937 yılında ise karayolunun geçmesiyle önem kazanmaya başlamıştır. 1947 yılında nahiye statüsü kazanmıştır.

İlçenin yerleştiği alanda demiryolu kurulmasıyla birlikte kuzey batıda yaklaşık 3 km uzaklıktaki Fethiye köyünde yaşayanların buraya yerleşmesi için bucak merkezi Fethiye’den alınıp 1940 yılında Yazıhan’a taşınmış ve imar faaliyetleri başlamıştır. Buraya gelen aşiretler arazinin düz olması ve “Sultan Murat Han” adına izafeten konakladıkları bu ovaya “Yazıhan” ismini vermişlerdir. 1990 yılında Yazıhan Belediye teşkilatı kurulmuş ve ilçe statüsü kazanmıştır.

Malatya Yazıhan

GENEL

İlçe yerleşim alanı, güneyden kuzeye doğru bir eğim gösterir. Kuzey tarafında dağlık ve vadilik alanlar bulunur. İlçenin yarısı sulu ve düz arazi üzerindedir. İlçe halkının başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ayrıca halı dokumacılığı yapılır. İlçenin rakımı 900 metredir. Doğusunda Fırat nehrinin bir kolu olan “Kuruçay” bulunur.

Malatya Yazıhan

GEZİLECEK YERLER

SULTAN MURAT HAN KERVANSARAYI

İlçe ismini bu handan almıştır.

Kervansaray, Osmanlı döneminde İran seferi sırasında 1593 yılında Sultan III Murat tarafından, ilçenin 10 km güneyinde inşa ettirmiştir. Bu yol üzerinde bulunan Kırkgöz köprüsü de 15-16’ncı yüzyıllar arasında Osmanlılar tarafından yaptırılmıştır. Han, define söylentileri yüzünden tahrip olmuş ve 1976 yılında DSİ kanal açma çalışmaları sırasında yıkılmıştır. Günümüzde ise, bu han ve köprü Karakaya Baraj gölü suları altındadır.

Malatya Yazıhan

HASAN PATRİK-HASAN BADIRIK (UZUN HASAN) CAMİSİ

İlçe merkezine bağlı Malatya-Sivas yolunun 41’nci km de bulunan Fethiye köyündedir.

Kitabesine göre: Kanuni Sultan Süleyman’ın son saltanat döneminde 1566 yılında Malatya Beylerbeyi olan Abdülselam oğlu Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami Osmanlı mimarisinin en geliştiği dönemde yapılmış olmasıyla önem kazanır. 15’nci yüzyılda Bursa, Edirne ve İstanbul’da yapılan “T” şeklindeki plana sahip ilk Osmanlı camilerindendir. Cami, tamamen kesme taştan yapılmış, tek kubbeyle örtülü, kare planlıdır.

Malatya Yazıhan

Beş gözlü son cemaat mekanından oluşan caminin, batı ve doğusundaki camiye bitişik moloz taştan yapılan iki zaviye odası bulunur. Minberi, mührü Süleyman ile süslenen caminin sekiz basamaklı, korkuluksuz ve kapısız olarak taştan yapılan minberi ise dikkat çekiyor.

Pencere önündeki silmelerle, kubbeye geçişte kemerlerin çevresi tuğlalarla süslenerek bir hareketlilik kazandırılmıştır. Zaviye tipi bir cami. Bu tür camileri geçmişte daha çok dervişler ve tarikatlar ibadethane olarak kullanmıştır. Yaklaşık 500 yıldır ayakta duran cami, orijinal halini koruyarak günümüze gelmiştir.

Malatya Yazıhan

BUZLUK MAĞARALARI

İlçe merkezinin yaklaşık 10 km kuzey batısında eski adı Ağınsur olan Buzluk köyündedir.

Önce Ansır kentinden söz etmek gerekir. Tohma nehrinin sol kıyısında, Yazıhan ovasının kuzeybatı ucunda, Karabel Gavur deresi ağzında bulunan Ansır şehri eski dönemlerde oldukça kalabalık bir şehirmiş. 1912 yılında Ermeni nüfusunun yoğun olduğu bir köymüş.

Şimdiki adı “Buzluk” olan “Ansır” şehrinin her tarafında arkeolojik kalıntılar içinde mezar taşları, kayalara oyulmuş onlarca mağara, yıkılmış kiliseler, değirmenler bulunur. Ancak bu mezarlar, yıllardır define avcıları tarafından aşırı tahribata neden olmuştur.

Ansır mağaraları: Yazıhan ovasını ve Malatya’yı seyrediyor. Çok eski dönemlerde, yaz aylarında çevredeki köylüler, kayaların arasındaki çatlaklardan zorla girerek Buzluk mağaralarından çuvallara kalıplarla buz, kar doldurup hem şehre hem de köylere satıyorlarmış.

Malatya Yazıhan

Yakın zaman öncesinde mağaranın giriş kısmına büyük bir kaya parçası düşerek girişi kapatmıştır. Günümüzde doğal nedenlerle bozulmuş olan mağaraların çevresinde mezarlar bulunur. Diğer adı Ansur olan kaya mağaralarında Yontma Taş Devri ve Hitit Uygarlıklarının izleri görülür.

Kültesi 2 km uzunlukta ve 50 metrenin üstünde bir yükseklikte, görünüşü insan yüzüne benzetilen üç kaya mağarası bulunur. Mağaraların içinde içme suyu vardır. Efsaneye göre “Şehristan Kralı, dış saldırılara karşı kendini korumak için mağaraların en yükseğine yerleşir.” Kayaların altında üç kilise ile birlikte, 40-50 civarında oda şeklinde harabe vardır.

ALİ SEYDİ TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı İriağaç köyündedir. Türbenin yanında bir çeşme bulunur. Çeşme suyunun şifalı olduğuna inanılır. Suyun hikayesi şudur “Bir gün köyün suyu kesilir. Köylüler saf birine suyun gözüne gir de bak derler. Adam içeri girer ve bir türlü çıkmaz.

Bir zaman sonra dışarı çıktığında, içeride bir kara yılan gördüğünü ve aklının başından gittiğini söyler. Derken yılan suyun gözünden ayrılır. Su yeniden akmaya başlar. Kara yılanın Ali Seydi olduğuna inanılır. Ali Seydi, beni arayan burada bulsun diyerek su oluğundan akıp gitmiştir. Türbeyi ziyaret ederek şifa arayanlar: psikolojik olarak korkan ve felç geçiren kişilerce ziyaret edilir.

Malatya Yazıhan

KIZILDELİ (SEYİD ALİ SULTAN) TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı Fethiye Kasabasının Tecirli köyündedir.

Türbenin yanında misafirlerin kurban kesebileceği yerler ve türbe koruma derneği vardır. Önce birkaç satır, Kızıldeli Seyyid Ali Sultan kimdir? Kendisi Horasan civarında yaşamakta iken, bir gece rüyasında gördüğü Hz Muhammed’in emriyle Balkan fetihlerinde Yıldırım Bayezid’e yardım etmek için yanındaki 40 arkadaşı ile birlikte yola çıkışından söz edilmektedir. Kayıtlara göre, Seyyid Ali Sultan ve arkadaşları Horasan’dan yola çıkarak önce Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergahına uğramışlar, burada bir süre onunla görüştükten sonra Hacı Bektaş-ı Veli’nin emriyle Seyyid Ali Sultan başlarında olduğu halde Osmanlı topraklarına gelmişlerdir.

Türbe mermerden yapılmıştır. 72 basamaklı merdivenden yürüyerek çıkılır. Kapıya yakın yerde bir çam ağacı, biraz ileride kayısı ağacı bulunur. Türbenin kapısından içeri girilince, içinde büyük mezarın başında bağlanan bir sürü yeşil çaput görülür. Türbenin tabanı tek parça halı ile kaplanmıştır, üzerine minderler konulmuştur.

 Malatya Yeşilyurt hakkındaki gezi yazım için Yeşilyurt

Düzce Gölyaka

Düzce Gölyaka

Düzce il merkezine 20 km uzaklıktadır. İlin en batı ucunda, İstanbul’a 200 km. Ankara’ya 250 km uzaklıktadır. Kuzeyde ve güneyde bulunan Bolu ve Köroğlu dağlarının uzantısı olan sıra dağlar arasında kalır.

Gölyaka: yemyeşil doğası, yaylaları, şelaleleri, gölleri, ormanları ve yerel yaşam tarzı ile hafızalarda iz bırakacak bir bölgedir. Öne çıkan turizm potansiyelleri: Güzeldere şelalesi Tabiat Parkı, Efteni gölü, Kardüz yaylası Turizm Koruma ve Gelişim bölgesi, Yanık, Unluk ve Kızık yaylaları, Kültür Park, Toptepe ve Muhap Dede Türbesidir.

GEZİLECEK YERLER:

Düzce Gölyaka
Düzce Gölyaka

Bakacak Şelaleleri:

Gölyaka ilçesi Bakacak köyü Değirmendere mevkiinde bulunan Bakacak şelaleleri ard arda sıralı 6 şelaleden oluşmaktadır. Gölyaka ilçe merkezine 6 km uzaklıkta bulunan şelalelerden ilki çevresinde mesire alanı yapımı çalışmaları devam etmektedir. Şelale çevresi doğa yürüyüşü için uygundur.

Efteni Gölü ve Kuş Cenneti:

Efteni gölü, Elmacık dağı silsilesinin eteğinde, Düzce ovasına ait akarsu ağının birleştiği ve Büyük Melen kanalıyla Karadeniz’e döküldüğü ekolojik bir ağın düğüm noktasındadır. Gölyaka ilçesinde bulunan Efteni gölü, ilçe merkezine 5 km ve il merkezine 25 km uzaklıktadır. D-100 karayoluna 15 km, TEM otobanına ise, 10 km uzaklıktadır.

Efteni gölü ve çevresi, sahip olduğu zengin bitki örtüsü ve su kaynakları nedeniyle, hayvan yaşamı için uygun bir ortam yaratır. Koruma sahası içindeki sazlık alanlar, açık su yüzeyleri, bataklıklar ve çamur düzlükleri gibi farklı ekolojik nitelikteki habitatlar, başta su kuşları olmak üzere değişik türden çok zengin bir hayvan hayatının barınmasını sağlamaktadır. Efteni gölü ve çevresinde en önemli fauna elemanlarını su kuşları oluşturur. Efteni gölü, 35’i kalıcı olmak üzere 150 tür kuşa ev sahipliği yapmaktadır.

Kuzeybatı-güney rotasındaki (Trakya-Boğaziçi-İç Anadolu) göç yolu üzerinde bulunan alan, Türkiye’de ender görülen ya da nesli tükenmekte olan kuş türlerini barındırmaktadır. Kuşların göç yolları üzerinde önemli bir konaklama ve beslenme sahası olan Eftani gölü, özellikle kışları Avrupa’da yaşayan ancak daha güneye inemeyen bazı göçmen kuşların kışlama ve bazı kuş türlerinin kuluçla alanıdır.

Bu nedenle, göç mevsiminde değişik türden çok sayıda kuş gözlenebilir. Efteni gölü koruma sahasında bulunan diğer kuş türleri ise: nesli tükenme tehlikesi altında olan kuğu, turna, mezgeldek, toy, Sibirya kazı, küçük karabatak, boz ördek, çıkrıkçın, kaşıkçın, potansiyel tehdit altında olanlar: yeşilbaş, fiyu, bekri, kılkuyruk, mazar, pasbaş, elmebaş’tır.

Çevredeki kuş türlerinin izlenebilmesi için 1 adet seyir terası vardır. Leylekler, yaban ördekleri, tepeli beyaz balıkçıllar, angut, sakarmeke, kuğular, gölün gediklilerinden olup, kolay görünenler arasında yer alırlar.

1992 yılında Orman Bakanlığı Milli Parklar Av-Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından, av ve yaban hayvanlarının muhafazası, göçmen türlerinin göç yollarının güvence altına alınması, yaşama ortamlarının korunması, geliştirilmesi, iyileştirici tedbirlerin alınması, barınma, beslenme ve uygun yaşama koşulları sağlanması amacı ile koruma statüsüne alınmış ve avlanma yasaklanmıştır.

Av yasağı dışında, olta balıkçılığı yapılabilen Eftene gölünde, karabalık, sazan, turna, tahta balığı, kızılkanat, karakanat, dikenlibalık, kadıncık, yılanbalığı, akbalık ve Tatlısu hamsisi yaşamaktadır.

Eftene gölü kuş türlerinin yanı sıra bünyesinde ender bitki türlerini barındırmaktadır. Nilüfer, süsen, düğün çiçekleri, kamış, nane, su mercimeği bitkilerinin yanı sıra, söğüt, dişbudak, kızılağaç, çınar gibi sucul karakterli ağaçlar da göçe ilk çarpan bitkilerdir.

Efteni gölü, trekking, olta balıkçılığı, bitki ve kuş gözlemciliği ve foto-safari aktiviteleri için oldukça uygundur.

 

Torkul Göleti ve Yaylası:

Uğurköyü sınırları içinde bulunan Torkul Göleti ve Yaylası, il merkezine 34 km uzaklıktadır. Torkul Göleti: 1251 metre yükseklikte bulunan Torkul yaylası içinde volkanik çöküntüden oluşmuş, 5 bin metre kare alana sahip tabii bir gölettir. Alanın tamamı 78 bin metre karedir. Gölet çevresinde bulunan kayın, köknar, gürgen, kestane, akağaç, karaçam gibi ağaçların panaromik görüntüsü eşliğinde piknik, olta balıkçılığı, foto safari, çadır kampı yapılabilir. Torkul ve Odayeri Yaylaları arasındaki 6 km mesafede trekking turları yapılıyor.

Düzce Gölyaka
Düzce Gölyaka

Kardüz Yaylası:

Kardüz yaylası, Gölyaka ilçe merkezine 28 km ve Düzce il merkezine 48 km uzaklıktadır. D-100 karayoluna 38 km ve en yakın yerleşim yerine 19 km uzaklıktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1830 metre olan yaylanın alanı ise 180 hektardır.

Düzce’nin en yüksek noktalarından biri olan Kardüz Yaylası, kış turizmine adaydır. Bolu Kartalkaya Kayak Merkezine uygun özellikte olan Kardüz Yaylasında kışın kış sporları yapmanın yanı sıra meraklıları için, jip safari, foto safari, dağ bisikleti, trekking, at binme ve kampçılık aktiviteleri yapılıyor.

Kardüz yaylasının, kış turizmi, spor turizmi, kongre-seminer ve yayla turizmine kazandırılması için Düzce Valiliği ve ilgili kurumlarla alanda yapılabilecek turizm ve sportif faaliyetlerin belirlenmesi, alt yapının hazır duruma getirilmesi ve hali hazırda vatandaşın kullanımında olan alanlara dair çözüm önerilerinin geliştirilmesi için çeşitli çalışmalar yapılmış, Bakanlar Kurulunun 06.10.2013 Tarih ve 28787 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan kararı ile, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak tespit ve ilan olunmuştur.

Her yıl Temmuz ayında, geleneksel Kardüz Yayla Şenlikleri düzenleniyor. Halkoyunlarının oynandığı, güreş ve yürüyüşlerin yapıldığı şenliklere, Türkiye’nin dört bir yanından yoğun bir katılım gerçekleştiriliyor.

Düzce Gölyaka

Güzeldere Şelalesi ve Tabiat Parkı:

Güzeldere Şelalesi ve Tabiat Parkı, 22.76 hektarlık alanı kaplar. İl merkezine 18 km, Gölyaka ilçe merkezine 11 km uzaklıkta, Güzeldere köyündedir. Rakım 630 metredir. Mesire yeri olarak 1993 yılında, Tabiat Parkı olarak ise 2011 yılında tescil edilmiştir.

Güzeldere köyünden geçen Bıçkı deresi üzerinde bulunan şelale: 120 metre yükseklikten dökülen suyun doğal coşkusunu dev kayın ve gürgen ağaçlarıyla bütünleştirerek muazzam bir görüntü sağlar. Kışın beyaz yorganını örten, ilkbaharda ise ormangülleriyle canlanan Güzeldere’nin en görkemli zamanı ilkbahar ve güz mevsimidir. İlkbaharın ve sonbaharın renk cümbüşüne dönüşen tonları bir tabloya benzetiliyor. Güzeldere şelalesi, doğal peyzaj bitki örtüsü, piknik alanları, düzenlenmiş orman içi dinlenme yerleri ve yürüyüş parkurları ile bölgenin önemli doğal değeridir.

Düzce Gölyaka

Pürenli Yaylası:

Düzce il merkezine 28 km uzaklıktadır. Rakımı 1400 metredir. Düzce, Efteni gölü veya Güzeldere şelalesi yolundan ulaşılan Pürenli yaylası, doğanın coşkusunun renk cümbüşü ile kaynaştığı, su seslerinin kuş seslerine karıştığı bir yaylalar bütünüdür. Mudurnu ile sınır olan yayladan Abant’a, Odayeri yaylasına, Samandere şelalesine ve Kardüz yaylasına ulaşmak mümkündür.

Düzce Gölyaka

Toptepe:

Düzce ovasının kuş bakışı izleneceği en güzel noktalardan biridir. Gözlem terasında Efteni gölünün muhteşem manzarasını izleyebilir, kır gazinosunda yöresel yemeklerin tadına bakabilirsiniz. Toptepe, Düzce ilinin zengin turizm potansiyellerine yakınlığı ile dikkat çeker.

Düzce Gölyaka

Kültür Park:

İlçenin önemli turizm potansiyellerinden biridir. İlçe merkezine 2 km uzaklıktadır. Gölyaka Kültür Parktaki 790 bin metre karelik alan, Bakanlar Kurulu kararı ile turizm merkezi ilan edilmiştir. Yöre halkının mesire alanı olarak kullandığı kültür park: hava sporları, doğa yürüyüşü, çadır ve karavan kampı, bisiklet ve foto safari aktiviteleri için oldukça uygundur.

Düzce Gölyaka

Muhap Dede Türbesi:

Muhapdede köyü sınırları içindedir. Köy merkezi ile Kadife kale arasında kalan yol güzergahı üzerindedir. Köye 3 km uzaklıktadır.

Akçakoca gezi yazım için  Akçakoca

Düzce Çilimli

Düzce Çilimli

 

İlçe, doğuda ve güneyde Düzce Merkez ilçe, batıda Cumayeri, güneydoğuda Gümüşova, kuzeyde ise Akçakoca ilçeleriyle çevrilidir. İlçenin üçte birlik bölümü ormanlık alandır. İlçede inanç turizmi açısından önem arz eden Şeyh Aliyyü-l Muslihiddin Hazretleri, oğulları ve torunları türbeleri bulunmaktadır.

Düzce Çilimli

Tepeköy Camisi:

Tepeköy’de bulunan cami, dikdörtgen planlı, ahşap çatkılı tuğla örgülü ve kırma çatılıdır. Cami yazıtında 1954 yılında yapıldığı belirtilmektedir. Caminin çinko kaplı minaresi vardır. Caminin ahşap minber ve mihrabı yanında tavan ve balkon bölümünde ahşap işçiliği görülür. Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tescil edilmiştir.

Düzce Çilimli

Şeyh Muslihiddin ve Oğulları Türbesi:

Rivayete göre: Şeyh Muslihiddin’in 1484 yılında doğduğu ve Horasan’dan geldiği sanılmaktadır. Soy itibarı ile Zeynel Abidin Oğullarından Bakir/Bakir oğlu, Yahya/Yahya’nın soyundan geldiği söylenir. Anadolu’ya gelerek Ankara’da Hacı Bayram Dergahında ve İstanbul Fatih Külliyesinde ilim tahsilinde bulunan Aliyyül Muslihiddin, Kastamonu’da meftun bulunan Şeyh Şaban-ı Veli ile tanışıp arkadaş olmuştur.

1526 yılında İstanbul-Ankara yolculuğunda, Bolu’nun Elmalık köyünden geçerken büyük İslam mutasavvıfı Halveti Tarikatı pirlerinden Şeyh Tokat-i dergahına uğrayarak 12 sene kalmış, Tokat-ı’ye hizmet etmiştir.

Sonra Çilimli ilçesi, Yukarı Karaköyüne gönderilir. Buranın o günkü ismi “Kokabeli” dir. Kendisi bir süre burada kalmış ve burada vefat etmiş, vefat ettiği yere türbesi yapılarak defnedilmiştir.