Avusturya Hallstatt

Avusturya Hallstatt

Hallstat: Avusturya’nın bir bölgesi olan Yukarı Avusturya’da Salzkammergut’ta bir köydür.

Hallstat bahar ve yaz aylarında hiç kuşkusuz ziyaretçilerine çok şey sunuyordur. Ama biz özellikle karlar altında, kış manzarasını yaşamak için, Ocak ayını tercih ettik. Şansımız vardı ki, iki günlük gezimizi çok yoğun ve kalın bir kar örtüsü ile pırıl pırıl bir güneş altında tamamladık. Ancak güneşli hava deyince gün boyunca parlayan güneş akla gelmesin. (Ocak ayı için)

Hallstat’ta güneşin öğleden hemen sonra battığını söylemekte fayda var.

Köyün kenarına kurulu göl, çepeçevre öyle yüksek, öyle dik dağlarla çevrili ki, güneş kendisini şöyle bir gösterip öğleden sonra yine dağların arasında kaybolup gidiyor.

Hallstat’a: Viyana’dan trenle geldik. Wien Hauptbahnoff’tan bindiğimiz Salzburg treni, Linz’den geçerek Attnang-Pucheim istasyonuna geldi. Bu ana hatta çalışan trenler railjet olarak isimlendirdikleri hızlı giden trenlerden.

Uzun istasyon aralarında 200 km/saat hız yapabiliyor. Attnang-Puchheim istasyonunda aktarma yaparak Obertraun trenine bindik. Bu, hız yönünden standart bir tren, ancak hızlı trenlerin, sağında ve solunda manzarayı kapatan toprak setler arasında yol alması sebebiyle zayıf bir dış görünüm vermelerine karşın, aktarma noktasından sonra Traunkirchen, Ebensee, Bad Ischl’den geçen ikinci tren yolculuğumuz seyre değer kış manzaraları eşliğinde, Traun nehri kıyılarını izleyerek tamamlandı.

Yaklaşık 3.5 saat sonra ulaştığımız Hallstatt tren istasyonu, aslında tren yolu kenarına kondurulmuş bir barakadan ibaret. Trenden inilen bu noktada istasyon barakasından başka hiçbir şey yok. Burada trendeki tüm çekik gözlü yolcularla birlikte iniliyor.

Hep birlikte az ileride göl kenarındaki iskele olduğu belli olsun diye usulün bir kapı kondurulmuş “iskeleye” doğru beyaz bir patikadan yürünüyor. (çevre yoğun bir kar örtüsüyle kaplı olduğu için zemini göremedik, muhtemelen düzgün döşenmiş temiz bir yürüme yoludur)

Seferleri trenin geliş ve gidiş saatlerine göre ayarlanmış bir tekneye, yine Asyalı gezginler doluşuyor. (bilet kişi başı tek yön 2.5 Euro. Gidiş dönüş veya birden fazla kişi indirimi yok. Bunu 1 kişi 2.5 Euro, 2 kişi 5 Euro, gidiş dönüş 5 Euro şeklinde yazılı levhalarla başarılı bir şekilde anlatmışlar)

Köy hemen gölün karşısında. Buraya Uzakdoğulu turistlerin göstermiş olduğu ilgi gerçekten inanılmaz. Uzaklarda, Avrupa’da tanındığından daha fazla tanınıyor olmalı ki ziyaretçilerin tamamına yakını o bölgelerden.

Köyde sezon Nisan-Kasım ve Kasım-Nisan olarak ikiye ayrılmış. Kış sezonunda tuz madenleri ve feniküler kapalı. Bunun yanı sıra işletmelerin de bir kısmının kışın kapalı olduğu, yine gölde tekne gezintilerinin yapılmadığı anlaşılıyor. Ancak köyün kış manzarası, karlar altındaki görünümü muhteşem. Birisi iskelenin hemen yanındaki Luteryan kilisesi diğeri biraz yukarıda Maria am Berk Katolik Kilisesi olmak üzere merkezde iki kilisesi var.

Katolik kilisesinin bahçesindeki küçük bakımlı mezarlık etkileyici. Bahçeden köyün görünümü de harika. Mimarisi ile ilgi çeken üçüncü kilise Obertraun yönünde köyün çıkışında yer alan Kalvarienberk kilisesidir. Sahilde, evlerin önünde uzanan yola (Seestrasse) paralel, dağa yaslanan evlerin arkasında, biraz yukarıda, sahil yoluna paralel uzanan daracık sokakta yürümek gerçekten insanı bu zamandan koparıp farklı bir boyutu yaşatıyor.

Ara sokakları fazla değil aslında, zira köy öyle dar bir alana kurulmuş ki, kuzey yönünde doğru, kayalıklar izin vermediği için, ancak sahile birer sıra ev yapılabilmiş, alan yokluğundan ev yapacak yer kalmadığı noktada da köy bitmiş. Hala o hali ile durduğu, yüz yıl önceki fotoğraflarına bakılınca anlaşılıyor. Bizim için şaşırtıcı olan, bina ya da yol yapılacak alan kalmayınca sahile toprak dolgu yapılmamış veya beton kazıklar çakılarak sahil yolunun “duble” hale getirilmemiş olmasıdır.

Köyün güneyindeki Lahn iskelesinin hemen arkasındaki otobüs durağından k alkan otobüs ile (tur otobüsleri de burada duruyor) 8 km ilerideki Dachstein tesislerinin teleferik çıkış noktasına ulaşılıyor.  (otobüs 1 kişi tek yön 2.10 Euro). Teleferik için fiyatlar son derece çeşitli, belirli saat dilimi için, belirli saatlerden önce, belirli saatlerden sonra, birkaç kerelik, günlük, 2 günlük, haftalık vs biletler var.

Biz saat limiti olmadan gidiş dönüş yapabileceğimiz bir bilet aldık. Kayak malzemeleri aşağıdaki bu tesisten kiralanıyor. Yukarıda böyle bir imkan yok. Buradan yukarıya önce Eishöhle, devamında kabir değiştirerek Krippenstein istasyonuna çıkılıyor. Buradaki tesiste yuvarlak yapısı sebebiyle geniş bir manzaraya hakim güzel bir kafe restoran da var. (Uludağ’dan ucuz)

Bir sonraki istasyonu teleferik değiştirerek devam etmek de mümkün ama biz yukarıya vardığımızda şiddetini arttıran fırtına sebebiyle bu üçüncü kademe kapatılmıştı. Biraz beklediysek de hava koşullarında bir değişiklik olmadığından, hattın devamında seferler açılmadı. Tesise yaklaşık yarım saat yürüme mesafesinde olduğu söylenen “Five Fingers” isimli bir seyir terası Hallstatt köyünü ve gölünü de içine alan çok geniz bir manzaraya hakimmiş. Fırtına sebebiyle o mesafeyi yürüyemedik.

Ama tesise daha yakın bir noktada Welterbespirale isimli diğer bir seyir terasından aşağıyı seyredebildik. Five Fingers seyir terası, geceleri köyden bakıldığında, gökyüzündeki bir yıldızmış gibi görünecek şekilde ışıklandırılıyor. Mevsim sebebiyle gezdiğimiz süre boyunca sıfır dereceyi göremedik desek yanlış olmaz.

Hep eksi derecelerde dolaştık. Köyde fazla sayıda olmasa da oturup ısınacak, bir şeyler yenilip içilecek yeterli sayıda restoran ve kafe bulunuyor. Nezih atmosferi ile dikkat çeken, çok sayıda tarihi ünlü şahsiyetin kalmış olduğu (İmparator Franz Josef, İmparatoriçe Sisi, yazar Agatha Christie, oyuncu Marlene Dietrich tanınmış ziyaretçiler arasındaymış) Seehotel Grüner Baum’un göle bakan geniş pencereli kafe-restoranı özellikle belirtmeye değer.

Brauhaus isimli restoran da sıcak ortamıyla akşam yemeği için önerilebilir.

Lahn iskelesi karşısında büyük bir marketi de var ama biz hafta sonu gittiğimizden kapalıydı.

İskelenin yanındaki Luteryen kilisesinin karşısında “köyün bakkalı” da diyebileceğimiz küçük market acil ihtiyaçlar için yeterli olabileceği gibi, geceye kadar açık olması ve birkaç masasıyla kafe hizmeti de vermesiyle işlevsel bir mekan olarak anılmayı hak ediyor.

Tekne seferleri genel olarak tren seferlerine ayarlanmış ise de son sefer her durumda 18.15’te. Bu seferlerin bağlantı sağladığı tren de, tarifeye bakılacak olursa son tren seferi.

Gelişimizde olduğu gibi çok sayıda Uzakdoğulu gezginle birlikte, karanlığın içinde birden bire belirip, ıssızlığın ortasında kısa süreliğine duran trene binerken, doğa bilimci ve kaşif Alexander von Humbolt’un Hallstat için söylediği “dünyanın en güzel göl köyü” ( …. The loveliest lake village in the World) sözünü tüm kalbimizle onaylayarak iki günlük gezimizi tamamladık.

Viyana Gezi planı

Viyana Genel

 

Portekiz Braga

Portekiz Braga

Şehir, Portekiz ülkesinin güney batısındadır.

Portekiz’in en büyük 2’nci şehridir. Aynı zamanda Portekiz’in dini başkentidir.

Porte şehrine 1 saat uzaklıktadır.

Portekiz tarihinin bilinen en eski şehridir. Şehir, 2000 yıl önce, Romalılar tarafından ilk olarak inşa edilmiştir ve tarihi kalıntıları ve güzel sokakları görülmeye değerdir.

Portekiz Braga Se De Braga Katedrali

GEZİLECEK YERLER

Se de Braga Katedrali

Bu gotik yapı efsanelerle doludur. Katedrale giriş ücretsizdir ancak Hazine Dairesine girmek ücretlidir.

Müslümanların ülke dışına çıkarılmasının ardından, muhtemelen bir dönem Roma tapınağı ve sonrasında cami olan yapının yerine, 1077 yılında bu katedral inşa edilmiş ve 1089 yılında faaliyete başlamıştır.

Ancak katedral olmadan önceki dönemden günümüze ulaşanlar: sadece Romanesk ana kapı, Ortaçağ efsanesi Tilki Raynald’ın yontulmuş figürlerinin bulunduğu Batı Cephesidir.

Evet, burası Portekiz ülkesinin ilk katedralidir. Katedralin yapımında, o dönem Portekiz sömürgesi olan Brezilya’dan gelen altınların kullanıldığı söyleniyor.

Portekiz Braga Se De Braga Katedrali

Hazine Müzesi

Katedralde bulunan Hazine Müzesinde, Perdo Alvares Cabral tarafından Brezilya’dan getirilen bir haç sergileniyor. Bu haç, 1500 yılında Pedro Alvares komutasındaki küçük bir birlik, Brezilya’da karaya çıktığında, oradaki ilk ayinde kullanılmış demir bir haç olarak önem kazanmaktadır.

Ayrıca, yine katedral de görülmesi gerekenler: dış duvarlarda, 16’ncı yüzyıl başlarından kalma, İsa’yı emziren Madonna’nın güzel bir heykeli bulunmaktadır.

Katedralin ikiz kuleleri 18’nci yüzyılda eklenmiştir.

Portekiz Braga Arco da Porto Nova

Arco da Porta Nova

Şehrin, Ortaçağ duvarının batı girişini süsleyen bir zafer takıdır.

1512 yılında açılmış ve geleneksel olarak ileri gelenlere ve ünlülere, şehrin anahtarını sunmak için kullanılmıştır.

Yuvarlak kemer, Andre Soares çalışmasıdır.

Tarihi kapı, bir zamanlar şehrin giriş kapısıymış. Günümüzde ise, eski ve yeni şehri birbirinden ayırıyor.

Burada, sıra sıra dükkanlar var. Burada girişte özellikle “Cheesecake” yemenizi öneririm. Burayı geçince dev bir alışveriş merkezi de bulabilirsiniz.

Portekiz Braga

Arcada Praça da Republica

Büyük bir meydan ve şehrin en hareketli merkezidir. Şehrin tarihi ve günümüzdeki halinin birleştiği yerdir. 1910 yılında meydan, günümüzdeki görünümüne kavuşmuştur. Meydanda bulunanlar:

Lapa Kilisesi

1757 yılı yapımıdır. 1767 yılında kutsanmıştır. Bitişindeki çan kulesiyle neoklasik bir tarza sahiptir. İç mekanda, 19’ncu yüzyıl çini kaplamaları, ahşap korkuluklar görülmeye değerdir.

Kafeler

Şehrin iki simgesel kafesi olan Cafe Vianna ve Astoria buradadır. Cafe Vianna: 1858 yılında açılmıştır. Kafe, daha önce bir tür bankaymış. I. Dünya savaşından sonra 1921 yılında Braga’da insanlar burayı bakkal alışveriş yapmak için kullanıyorlarmış.

Portekiz Braga Bom Jesus Do Monte

BOM JESUS DO MONTE

Burası, Braga şehri dışında, Nogueiro Tenoes’te bulunan bir Portekiz dini yapısıdır. Ancak, oldukça meşhur ve bilinen bir yerdir. Hıristiyanlar, buraya hacı olmak için geliyorlar. Kelime anlamı Dağdaki İsa’dır.

Burası: Kudüs şehrinde bulunan, İsa’nın çarmıha gerili şekilde Kıyamet Kilisesinin bulunduğu yere çıkarken yaşadığı durumlar yansıtılmak için düzenlenmiştir. Merdivenlerle yukarı çıkan hacılar, yukarıdaki alanda bulunan manastırda ibadete devam ederler.

Braga şehir merkezinden, tren istasyonunun önünden kalkan otobüslerle buraya ulaşmak mümkündür. Yolculuk yaklaşık 25 dakika sürer. Buraya yaklaşınca bir feniküler var. Onunla yukarıya çıkılıyor. Feniküler, 300 metrelik dik yokuşun başında duruyor. Bu feniküler, su dengesiyle hareket eden, dünyanın ilk feniküleriymiş.

Portekiz Braga Bom Jesus Do Monte Manastır

Manastır

Merdivenlerin en üst bölümündeki alanda, bir manastır, bir hediyelik eşya satış yeri ve tuvaletler var.

Manastır. 2019 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Evet, yukarıda da belirttiğim gibi, burası Kudüs şehrindeki “Kıyamet Kilisesi” ne benzetilerek düzenlenmiştir. Burası, İsa’nın çarmıha gerildiği yerdir. Burada da sembolik olarak, tepenin en yüksek noktası, yani Kıyamet Kilisesinin aynı zamanda İsa’nın çarmıha gerildiği yer olarak betimlenmiştir.

Bu tepe üzerindeki dini ilk yapı olan şapel, 15-16’ncı yüzyıllarda yapılmıştır.

Günümüzde görülen yapı ise, 1784-1857 yılları arasında, Carlos Amarante tarafından, Neoklasik tarzda inşa edilmiştir.

Burada altı tane şapel var. Her şapel, pişmiş toprak heykellerle dekore edilmşitir.

Portekiz Braga Bom Jesus Do Monte Merdivenler

Merdivenler

Evet, manastırın hemen önünde merdivenler var.

Barok tarzdaki merdivenler 116 metre boyundadır. Toplam basamak sayısı 573 dür. Merdivenler zikzak şeklinde yapılmıştır.

Burayı haç amacıyla ziyaret edenler: bu merdivenleri aşağıdan yukarıya doğru tırmanırlar ve merdivenlerin sonundaki manastıra ulaşırlar.

Hacılar, merdivenleri tırmanırken, geleneklere göre, dizlerinin üzerine çökmeye teşvik edilirler. Böylece: maddi dünyanın duyuları ile ruhun erdemlerini karşılaştıran bir program uygulanır.

Mesih’in çabalarının doruk noktası, tepenin en üstündeki kilise, Tanrı’nın tapınağı olarak kabul edilir.

Merdiven boyunca: birkaç çeşmenin varlığı görülür, bunlar müminlerin arınması fikrini verir.

Portekiz Braga Bom Jesus Do Monte Merdivenler

Bunlar duyuları (görme, koku, işitme, dokunma, tat alma) temsil eden farklı su kaynaklarıdır.

Evet, günümüzde burayı ziyaret eden turistler, önce yukarıdaki manastırı görüyorlar ve daha sonra merdivenlerden aşağıya iniyorlar. Çıkmak gerçekten oldukça zor, çünkü merdivenler çok dik.

Portekiz Braga Bom Jesus Do Monte Merdivenler

Ancak: özellikle Hıristiyanlar için, buranın dini anlamı çok büyük.

 Portekiz Sintra hakkındaki gezi yazım için  Sintra

 

İskoçya Glasgow

İskoçya Glasgow

Glasgow şehrindeki gezimize başlamada önce, en yakın turizm ofisinden veya otel lobinizden şehrin haritasını almalı ve aşağıda yazdığım yerlerden ilginizi çeken yerleri harita üzerinde işaretlemenizi ve ona göre kendinize bir yürüyüş rotası çizmenizi öneriyorum. Şehirdeki birçok yeri yürüyerek gezebilirsiniz. Şehir bir baştan öbür başa yürüyerek, 45-50 dakika sürüyor.

İskoçya Glasgow

RİVERSİDE MUSEUM

Müzeyi tanıtmadan önce, şunu bilmeniz gerekir: Bu müze 2013 yılında Avrupa’da yılın müzesi seçilmiştir. Yani: burayı kesinlikle ziyaret etmenizi öneririm.
Pointhouse Place, GS3-8RS adresindedir.
Müzeyi ziyaret etmek isterseniz, açık bulunduğu saatler: her gün, saat: 10.00-17.00 arasındadır.

Bu müze: dünyanın en iyi araba, bisiklet, gemi modelleri, tramvay ve lokomotiflerine ev sahipliği yapmaktadır. İnteraktif ekranlarda: Glasgow şehrinin sokaklarından sahneler ve yaşamdan görüntüler izlenmektedir.

İskoçya Glasgow

The Tall Ship at Glasgow Harbour-Tarihi Gemi

Üç direkli bu yelkenli gemi: 1896 yılında Glasgowlu sahipleri için inşa edilmiş bir kargo gemisidir ve 1922 yılına kadar görev yapmış, aynı yıl İspanyol Deniz Kuvvetlerine eğitim amacıyla verilmiştir. Geminin uzunluğu 75 metre, genişliği 11.4 metre ve derinliği 7 metredir.
Gemi, günümüzde: Glasgow Limanında, Riverside Müzesinde “Tall Ship”olarak sergilenmektedir.

İskoçya Glasgow

KELVİNGROVE SANAT GALERİSİ VE MÜZESİ

Argyle Street.G3-8AG adresindedir.
Haftanın tüm günleri açık müzenin ziyaret saatleri: saat: 10.00-17.00 arasındadır.
Burada: Avrupa’nın en büyük sanat koleksiyonlarından biri sergilenmektedir. Müze: Londra dışında Birleşik Krallıkta en çok ziyaret edilen müzelerden birisidir.

İskoçya Glasgow

GOMA-GALLERY OF MODERN ART-MODERN SANAT GALERİSİ

Royal Exchange Spuare G1-3AH adresindedir.
Müze, haftanın her günü saat: 10.00-17.00 arasında açıktır. Perşembe günleri, saat: 20.00 de kapanır.
Şehir merkezinde bulunan bu müzede; dünyanın dört bir yanından sanatçıların çalışma yöntemlerini vurgulayan eserleri sergilenmektedir. Adada: en çok ziyaret edilen sanat galerilerinden birisidir.

 

İskoçya Glasgow

DUKE OF WELLİNGTON STATUE-ANIT HEYKEL

At üzerindeki Wellington heykeli: Royal Exchange Meydanında; Modern Sanat Galerisinin önünde ve şehrin en ikonik görüntülerinden birisi olarak bilinmektedir. Heykel: 1844 yılında İtalyan sanatçı Carlo Marochetti tarafından yapılmıştır. Kendisi: Waterloo savaşında Napolyonu yendikten sonra, İngiltere’nin en büyük generali olarak kabul edilmiştir.

Anıt: 2011 yılında Loney Planet Rehberi tarafından: “Dünya üzerindeki en iyi 10 en tuhaf anıt” tan birisi olarak seçilmiştir. Çünkü: heykel, sık sık sarhoş ve müzip öğrencilerin ilginç saldırılarına hedef olmaktadır.

Heykeldeki atın ve dükün başına: trafik honileri konulmaktadır.
Kent konseyi, bu tür saldırıları önlemek için anıtın kaidesini yükseltmeyi düşünürken, bu kez Glasgowlular tarafından yapılan kampanya sonucu 10 bin imzalı dilekçe oluşturulunca, bu düzenlemeden vazgeçilmiştir.

İskoçya Glasgow

POLLOK COUNTRY PARK

Pollokshaws Road.G43 adresindedir. Şehir merkezine yalnızca 3 km. güneybatıdadır.
Glasgow şehrinin en büyük parkıdır ve son yıllarda, hem İngiltere (2007 yılında) ve hem de 2008 yılında Avrupa’nın en iyi parkı seçilmiştir.

Bu büyük yeşil alanda, dünyaca ünlü “Burrel Collection ve Pollok Evi” bulunmaktadır. Bu ev: bölgenin en şık ve eski aile evlerinden birisidir.

İskoçya Glasgow

İskoçya Glasgow

 

The Burrel Collection

Pollok Country Park.Pollokshaws ROAD.G43-1AT adresindedir.
Haftanın her günü saat: 10.00-17.00 arasında açıktır.
Şehirde, “Pollak Country Park” merkezinde; güzel ve ormanlık bir alanda bulunan bu ödüllü binada: Sir William Burrel ve eşi Constance Lady Burrel’e ait eşsiz bir koleksiyon sergilenmektedir.

Bu koleksiyonda yaklaşık 8000 nesnenin bulunduğu söyleniyor ve bir kişi tarafından oluşturulmuş olması ile önem kazanıyor. Çünkü: William Burrel: gençliğinden itibaren sanat koleksiyoncusu olmuş ve tüm dünyadan geniş bir eser yelpazesi toplamıştır.

Evet, burayı ziyaret ederseniz, özellikle Rodin’in dünyaca ünlü “Düşünen Adam” heykelini mutlaka görmelisiniz.

İskoçya Glasgow

Pollok House

1752 yılında yapılan bu ev: o dönemlere ait mimari özellikler göstermektedir. Ev: 1269 yılından bu yana Pollok bölgesinde yaşadığı bilinen Maxwell ailesinin izleyen nesilleri tarafından inşa edilmiştir.

Merdivenlerden çıkıldığında: lüks aile odaları, dönem mobilyaları ve El Greco, Goya ve Murillo gibi ünlü ressamların eserleriyle süslenmiştir. Bunlar: İngiltere’deki İspanyol resim sanatının en iyi koleksiyonudur. Merdiven altında: hizmetkarların odası bulunur ki o dönemde konakta 48 hizmetkar bulunduğu söyleniyor.

Ayrıca: üst katlarda gündelik odalarda bilardo salonu (günümüzde yemek salonudur) bir müzik odası ve 7000 kitap bulunan bir kütüphane mevcuttur.
Maxwell ailesi, hala Pollok evinde yaşamaktadırlar.

 

BRİGGAİT

Glasgow şehrinde, ortaçağ döneminden kalma bu güzel bina: görsel sanatlar ve kültürel organizasyonlar için uygun bir yere dönüştürülmüştür.

İskoçya Glasgow Hunterian

HUNTERİAN

Glasgow Ünivirsity Avenue.G12-9QQ adresindedir.

Burası: Glasgow Üniversitesi tarafından işletilmektedir. Koleksiyon: bir doğum uzmanı ve öğretmen olan Dr William Hunter (1718-1783) tarafından toplanmıştır. Kendisi: Glasgow Üniversitesinde öğrenim görmüş ve ardından: Kraliçe Charlotte’nin hekimi ve anatomi öğretmeni olarak Londra’ya yerleşmiş ve orada servet ve şöhret bulmuştur.

1783 yılına gelindiğinde ise: kendisi bir müze oluşturmak için, Üniversiteye geniş özel koleksiyonunu ve servetini miras bırakmıştır.

İlk Hunterian Müzesi: 1807 yılında: İskoçya’nın kültürel mirasını barındıran en eski müzesi olarak kapılarını açmıştır. Glasgow Katedrali yakınlarında: East End denilen yerde: William Stark tarafından tasarlanan klasik tarz binadaydı.

Ancak: Üniversite: 1870 yılında bugünkü yerine taşındığında: Hunterian koleksiyonları da, müzenin bugünkü “Gilbert Scott” binasındaki yerine taşınmıştır.

Ancak: ilk koleksiyon, daha sonra yapılan toplamalarla genişlemiş ve üniversitenin diğer bölümlerine de yerleşilmiştir. Zooloji Koleksiyonları: günümüzde Graham Kerr binası içinde muhafaza edilmektedir. Glasgow Üniversitesi Kütüphanesinde ise, kitap ve el yazmaları bulunmaktadır. Hunter Anatomik koleksiyonları: Glasgow Royal Thomson Binasında yerleşiktir.

Evet: 200 yaşındaki Hunterian, günümüzde dünyanın en iyi Üniversite koleksiyonlarından birisidir ve İskoçya’nın en önemli kültür varlıklarından birisine ev sahipliği yapmaktadır.
Müzede bulunanlar: Roma eserleri, büyük ve doğal bilimlere ait objeler, anatomik öğretim koleksiyonu, James Watt-Joseph Lister-Lord Kelvin tarafından kullanılan bilimsel aletler bulunmaktadır.

Ayrıca: dünyanın en büyük madalyalar koleksiyonu, Kaptan Cook’un Pasifik seferleri ve büyük bir sanat koleksiyonunu etkileyici Etnoğrafik öğeler sergilenmektedir.

Hunterian: dünyanın dört bir yanından bilim adamları ve ziyaretçileri: çeken beşeri bilimler, sanat ve doğal ve tıp bilimleri araştırma ve öğretimi için bir kaynak olarak değerlendirilmektedir.
Gelelim, Hunterian Koleksiyonun sergilendiği yerleri, ayrı ayrı gezmeye:
(buralara giriş ücretsizdir ve Glasgow Üniversitesinin bir parçası olan burası, şehir merkezinin 3 km. batısında, Gilmorehill kampüsünde bulunmaktadır.

Hunterian Museum

Üniversity Avenue adresinde bulunan burada: William Hunter’in orijinal koleksiyonu: dünyada, ziyaretçilerin bilgisini geliştirmek için monte edilen ve sergilenen nadir ve önemli nesnelerle doludur.

Bu nesneler: büyük bir çeşitlilik içerir. Bunlar arasında bulunanlar arasında, özellikle İskoç fosilleri ve mineraller muhteşem güzelliktedir. Bu bölümdeki arkeolojik eserler: Eski Mısır’dan Yunan ve Roma’ya kadar gider ve Akdeniz tarihi hakkında birçok bilgi edinilmektedir.
Burada ayrıca: kuşlar, mercan içinde böcekler, dinazorlar gibi yaşamın 500 milyon yıllık evrimini görmek mümkündür.

Hunterian Sanat Galerisi

Hilhead Street üzerindedir.
1807 yılında, Hunterian resimlerinin yerleştirildiği bir galeri: İngiltere’nin ilk müzesi olmuştur. Müzede eserleri bulunan sanatçılardan bazıları şunlardır: Rembrant, Rubens, Chardin, Stubbs.

Mackintosh House

Burası: 1906-1914 yılları arasında Charles Rennie Mackintosh ve sanatçı eşi Margaret Macdonalt tarafından kullanılmıştır. Evin içi: Kackintosh tipi özgün mobilyalarla döşenmiş ve bu olağanüstü sanatçı çiftin kişisel düzenlemeleriyle, tam bir sanat eseri olarak önem kazanmıştır.

Hunterian Zooloji Müzesi

Graham Kerr Binasındadır.
Hunterian’ın bu bölümünde: hayvanlar aleminin şaşırtıcı çeşitliliği üzerine görüntüler görebilirsiniz. Galerinin ortasında: antiloplar ve sevimli bir koala görebiliyorsunuz.

Bu tanıdık hayvanlar yanında: cam vitrinlerde çeşitli sürüngenler ve mikroskobik deniz canlıları da görülüyor. Evet, burada yaklaşık iki milyon hayvan türü örnekleri bulunuyor.

Burada: çeşitli canlı hayvan görüntüleri de bulunuyor ki, bunlar arasında bulunanlar: kertenkele, yılan, kurbağa ve çeşitli omurgasızlardır. Bunlar arasında öne çıkanlar: sakallı ejder, Avustralya’dan gelen büyük ve dikenli kertenkeledir.

Anatomi Müzesi

Thomson binasındadır.
William Hunter: insan form ve fonksiyonlarının tüm yönlerini göstermek ve öncü bir anatomist ve doğum uzmanı olarak ömür boyu başarılı bir kariyer yapmıştır. Bu müzedeki objeler: büyük ölçüde öğretim ve araştırma için kullanılan, tıp tarihi ve gelişimine ait nesnelerdir.
Buraya, yalnızca randevu alınarak girilebilir.

 

İskoçya Glasgow Tenement House

TENEMENT HOUSE

145 Buccleuch Street caddesindedir.

Dört odalı bu evde: yarım yüzyılı aşkın süre, Bayan Agnes yaşamıştır. 1892 yılında: hızlı sanayi patlaması sırasında yapı inşa edilmiş ve 1911 yılında Mrs Agnes Reid ve annesi buraya taşınmıştır. Mrs Agnes’in metal ticaretiyle uğraşan babası: kendisi üç yaşında iken ölmüştür. Kendisi: evli ve bağımsız bir iş kadını olarak çalışmıştır. Annesi 1939 yılında ölmüş ve kendisi 1965 yılına kadar burada yaşamıştır.

Günümüzde restore edilen burayı ziyaret ettiğinizde: 20. yüzyılın başlarında Glasgow şehrindeki yaşamın izlerini görebilirsiniz. Özellikle: otantik gaz aydınlatması ilgi çekmektedir. Çünkü: 1960 yılına kadar, şehirde elektrik aydınlatması yoktur. Evin zemin katındaki sergide: günümüzde Bayan Agnes’in kişisel arşivindeki objeler sergilenmektedir. Mutfakta bulunan akümülatörlü radyo: Bayan Agnes tarafından 1939 yılında, 9.15 paund’a satın alınmıştır ki, bu para: bir işçinin 3 haftalık ücretine eşdeğerdir.

 

 

SKOYA MUSEUM

İskoçya Street.G5-8QB adresindedir.
Haftanın her günü: saat: 10,00-17.00 arasında açıktır.
Bir okul olarak günümüzde müze haline getirilen burası: özellikle “Charles Rennie Mackintosh” hayranları için önem göstermektedir. Müzede: 19.yüzyılın sonu ile 20. yüzyıl arasındaki 100 yıllık döneme ait eğitim faaliyetleri ve hizmetlerine ait nesneler sergilenmektedir.

 

İskoçya Glasgow Trongate 13

TRONGATE 13

Burası: Glasgow şehrinde bir sanat kaynağıdır. Burası: Glasgow merkezli yaratıcı bir dizi kuruluşa ev sahipliği yapmaktadır. Sanat görmek, sanat yapmak ve yaratıcı olmak isteyenler, burayı ziyaret ediyorlar. Zemin ve binanın birinci katında çeşitli sergiler düzenleniyor. Diğer katlarda ve bölümlerde ise, halk için eğitim ve katılımcı faaliyetleri bulunuyor. Bu faaliyetlerde: örnek çocuklar, gençler, aileler ve özel guruplar hedefleniyor. Sanatsal çalışmalar arasında ise: animasyon, film ve video üretimi, dijital görüntüleme, baskı resim, fotoğraf üzerinedir.

İskoçya Glasgow Fosil Grove

FOSİL GROVE

Victoria Park.Drive North G14 adresindedir.
Şehrin batısında: Victoria Park bölgesindedir. Burada: 1887 yılında bölgede keşfedilen bir antik orman, fosilleşmiş kalıntılar barındırılmaktadır. Fosilleşmiş ağaç kütüklerinin 330 milyon yıllık olduğu düşünülmektedir.

Evet: Fosil Grove: dünyanın en ünlü karbonlu orman örneklerinden birisidir. Ormanlık alanın altında: Glasgow şehrinin önemli bir sanayi kenti haline gelerek büyümesine yardımcı olan kömür damarları bulunmuştur.

Fosilleşmiş ağaç kütükleri: eski bir taşocağının park haline dönüştürülmesi sırasında, 1887 yılında kayaların kaldırılması sonucunda keşfedilmiştir.

Sitenin en belirgin özelliği: 90 santimetre boyunda 11 fosil ağaç kütüğünün bulunmasıdır. Yaklaşık 8 metre uzunluğunda ve düşen gövde: dal ve kökler, küçük parçalar halinde kalmıştır.

Bu fosil kalıntıları: dev clubmoss olarak bilinen ve soyu tükenmiş bir bitki türüdür. Bu ağaçlar ayakta iken: Glasgow şehrinin iklimi: sıcak, nemli ve buharlıdır.

Ağaçlar: bir tropikal bataklıkta büyümüşlerdir. Clubmoss ağaçları: öldükten sonra, içleri boşalmış ve çürümüşlerdir. Ardından: büyük nehirler tarafından taşınan kademeli kum ve çamur: ağaç kütüklerini gömmüş ve sonunda tamamen kumtaşına dönüştürmüştür.

Milyonlarca yıl sonra ise: volkanlarda erimiş lavlar, bu kumtaşı tabakalar arasında yerleşir ve daha sonra soğuduğunda ise, bu tabaka erezyonu, fosil ağaçları korumuştur.

 

BORU/GAYDA MÜZESİ-THE NATİONAL PİPİNG CENTRE

McPhater Street.G4-0HW adresindedir.
Bu müze: Pazar günü hariç hergün ziyarete açıktır ve saat: 09.00-17.00 arasında ziyaret edilebilir. Giriş ücretlidir ve yetişkinler 4.5 paund ve çocuklar için 2.5 paund giriş ücreti ödenir.
Burası: İskoçya’nın ünlü “gayda” sının gelişiminin sergilendiği bir yer olarak önem kazanmaktadır. Müze, yaklaşık 300 yıl süresince, gaydanın tarihi gelişimini ziyaretçiye sunmaktadır.

Müzede: dünyanın en eski Highland gayda’sı “Chanter Chanter” bulunmaktadır. Bunun: Iain Dall (1650-1740) döneminden kaldığı düşünülüyor. Sergide, ayrıca: İskoçya Ovası ve İngiliz Adaları yanı sıra, Avrupa kıtasında diğer bölgelerden gelen gaydalar da sergileniyor. Ayrıca: gayda imalatı, gaydanın tarihi, kültürel özellikleri ve üretilen müzikle ilgili nesneler görülüyor.

İskoçya Glasgow Katedrali

GLASGOW KATEDRALİ

Castle Street.G4 adresindedir.

Katedralin ilk inşası: 1136 yılında Kral David I dönemine kadar inmektedir. Mevcut yapı ise, 1197 yılında kutsanmıştır. Eski İngiliz krallığının içindeki ilk piskopos olan St Kentigem ya da Mungo olarak isimlendirilen kutsal kişinin MS.612 yılında burada gömüldüğü düşünülmektedir ve bu yüzden, buraya katedral yapılmıştır.

St Mungo: Göller ve Kuzey Galler bölgelerinde vaazlar vermiş, Roma’ya hacca gitmiştir. Ocak 614 yılında ölünce, buradaki kiliseye gömülmüştür. Onun mezarının muhtemelen günümüzde, aşağı koro bölgesinin merkezinde bulunduğu düşünülüyor. Onun ölümünün ardından mezarı üstüne inşa edilen ilk orijinal kilise: ahşaptan imal edilmiş ve 500 yıl boyunca değişerek günümüze ulaşmıştır.

Sitede ilk taş kilise, biraz önce de belirttiğim gibi, King David I zamanında, 1136 yılında yapılmış ve zamanla genişletilmiştir. Bu ilk taş kilise: ya tahrip edilmiş ya da kötü bir yangın sonucu harap olmuş ve onun yerine 1197 yılında yeni bina yapılmış ve Piskopos Jocelin tarafından takdis edilmiştir.

İskoçya Glasgow Katedrali

Katedral aynı zamanda: 1560 Reform döneminden, günümüze kadar gelmiş İskoç anakarasındaki tek ortaçağ katedralidir. Yapıdaki bazı bölümlerin ölçüleri şöyledir: Katedralin uzunluğu 87 metre, genişliği 20 metre ve nef çatısının yüksekliği 32 metredir.

Günümüzde, burayı ziyaret ederseniz: erken döneme ait önemli parçaları, pencere dipleri seviyesine kadar nefin duvarlarını görebilirsiniz.

Bunlar: 1200 yıllarına kadar geri gitmektedirler. Yapılan restorasyonlar sonucu, yapı, 2 Haziran 1999 tarihinde Prenses Anne tarafından açılmıştır.

Yapıda: John Clark tarafından yapılan ve en zorlu teknikle üretilen vitray pencereler ilgi çekmektedir. Bunlardaki ana hakim renk mavidir. Yapıda: St Mungo Müzesi de bulunmaktadır.
Katedralin hemen yanında bir mezarlık bulunuyor.

St Mungo Museum-Dinler Müzesi

Castle Street.G4-ORH adresindedir.
Müzenin açık kaldığı saatler: haftanın her günü, saat: 10.00-17.00 arasındadır.

Glasgow şehrinin koruyucu azizi: St Mungo’dur. Müze: St Mungo ile ilgili eserler ve dünya çapında ve zaman boyunca insanların hayatında dinin önemine ait çarpıcı eserler sergilenmektedir.

Burası, dünya üzerindeki dinlerin tümüne ait objelerin sergilendiği ve dünyada benzeri olmayan bir dinler müzesidir. Burada: seccadeler, teşbihler de görebilirsiniz.

Provand en Lordship

Castle Street.G4-0RB adresindedir.
Haftanın her gün ziyarete açıktır ve saat: 10.00-17.00 arasında ziyaret edilmektedir.
Burası: şehirde ayakta kalarak günümüze ulaşmış, ortaçağ dönemine ait dört yapıdan birisidir. 1471 yılında inşa edilmiş bu yapı: şehrin en eski binalarından birisidir ve Glasgow şehrinin eşsiz tarihini tanıtmaktadır.

İskoçya Glasgow City Chambers-Hükümet Binası

CİTY CHAMBERS-HÜKÜMET BİNASI

George Square.Strathclyde.G2-1DU adresindedir.
City Chambers: şehrin tam merkezinde, şehrin en önemli ve prestijli yapılarından birisidir. George meydanına bakan bu heybetli yapı: şehirdeki siyasi gücü ve tarihsel zenginliği etkileyici biçimde ifade etmektedir. 1888 yılında tamamlanan yapı: yüz yılı aşkın bir süredir, Glasgow şehir hizmetlerini yürüten konseylerin merkezi olmuştur.

Burası, rehberli turlarla gezilebiliyor. Turlar, her gün iki kere saat 10.30 ve 14.30 da düzenleniyor. Turlar 45 dakika sürüyor ve ücretsizdir. Ancak, bina günümüzde çalışmaya devam ettiğinden, bazen rehberli turlar kısıtlanıyor ve iptal edilebiliyor.

 

İskoçya Glasgow Science Centre

GLASGOW SCİENCE CENTRE-BİLİM MERKEZİ

Pasifik Quay. G51-1EA adresindedir.
Bilim merkezi: saat: 10.00-15.00 arasında ziyarete açıktır. Giriş ücretlidir, yetişkinler için 9.95 paund, çocuklar için 7.95 paund ödemek gerekir.
Bilim merkezinde, üç katlı bölümlerde interaktif sergiler düzenlenmektedir.

 

Planetarium

Burada: yukarıda binlerce ışık noktası bulunuyor ve bir gece gökyüzünü görme şansı sunuyor. Planetarium’da 9000 üzerinde parıldayan yıldız bulunuyor. Bunlar: Carl Zeiss Starmaster, yani dünyanın en iyi yıldız projektörü kullanılarak yaratılmaktadır. Ancak, en büyük özelliği ışık kirliliğinin olmamasıdır. Onlar, yeryüzünün herhangi bir yerinden bakıldığında görülecek görüntüyü yansıtmaktadırlar.

Evet, Avrupa’nın en iyilerinden birisi olarak kabul edilen Planetarium’u mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Burada olağanüstü ayrıntılı ve inanılmaz gerçekçi bir gökyüzü izleyebilirsiniz.

 

Cineworld IMAX

Burada bilimselliklerin anlatıldığı sinema filmleri gösteriliyor.

 

Glasgow Kulesi

127 metre yükseklikteki bu kule: dünyada, bu yükseklikte ve dönen tek yapıdır. Ziyaretçiler: buradan şehrin eşsiz panoramik manzarasını izleyebilirler.

Canlı Gösteri Merkezi

Burada: canlı sahne performansları ve büyüleyici gösteriler düzenlenmektedir. Burada, bir de hediyelik eşya satış dükkanı bulunuyor.

İskoçya Glasgow The Light Hould

THE LİGHT HOULT

Mitchell Lane.G1-3NU adresindedir.
Pazartesi-Cumartesi günleri arasında, saat: 10.30-17.00 ve Pazar günleri, saat: 12.00-17.00 arasında açıktır.

The Light Hoult: eski Glasgow Herald binasında, Charles Rennie Mackintosh tarafından tasarlanmış ilk kamu yapısıdır. 1895 yılında tasarlanan bina: Glasgow Herald baskı ofisinin arkasında bir depo olmuştur. Mackintosh kule dizaynı: binanın önemli bir özelliğidir ve 8000 litrelik su tankı içermektedir. Bunun nedeni, yangın riskine karşı bina ve onun tüm içeriğini korumaktır.

Eski Glasgow Herald binası yenilenince, burası 1999 yılında İngiltere Şehir ve Tasarım komitesi tarafından yürütülen bir proje ile restore ediliştir.

Burası: tasarım ve mimari açıdan önem kazanmakta olup: şehir merkezinde bir sergi ve çeşitli etkinlikler alanı olarak kullanılmaktadır. Yani, burada fuar ve etkinlikler düzenleniyor. Hatta: düğünler bile düzenleniyormuş.

 

KELVİNGROVE PARK

Otago Street.G12-8NR adresindedir.
Kelvin nehri kıyısındaki bu klasik Victoria park alanında: spor tesisleri, ünlü Kelvingrove Müzesi ve Sanat Galerisi bulunmaktadır.
Park: Sir Joseph Paxton tarafından tasarlanmıştır. Victoria tipi parkların klasik bir örneğidir. 1872 yılında dikilen Steward Anıt Çeşmesi: ilgi çekmektedir.

Kelvingrove Art Gallery and Museum

Park alanı içindeki bu sanat galerisi ve müze: Avrupa’nın en iyi sivil koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapmaktadır. Burada güzel ve dekoratif sanatlar, arkeoloji ve doğal dünyaya kadar; her şeyi kapsayacak koleksiyonları görebilirsiniz. Yalnız, doğa tarihi bölümündeki öğelerin sayısı diğerlerinden fazladır.

BOTANİK BAHÇELERİ VE KIBLE SARAYI

Great Western Road.G12-0UE adresindedir.
Park alanında bahçe bölümü: her gün saat: 19.00’a kadar açıktır. Glasshouse bölümü ise: 10.00-18.00 arasında açıktır.
Şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenler için idealdir. Kıbbe sarayı: Victoria stilinde, 1873 yılında inşa edilmiş ve dünyanın dört bir yanından gelen tropikal bitkilerle doludur. Ayrıca: güzel bir mermer heykel koleksiyonu görülmektedir.

İskoçya Glasgow Bellahouston Park

BELLAHOUSTON PARK

Dubbreck Road.G41-5BW adresindedir.
Park alanı: Art Lover Charles Rennie Mackintosh evi, resmi bahçeleri ve spor tesisleriyle önem kazanmaktadır. Parkın bahçelerinde: 19.yüzyıl bitki koleksiyoncusu Peter Bar tarafından toplanan eğrelti otları ve nergis çiçeklerinin güzel koleksiyonu bulunmaktadır. Ayrıca, at nalı bahçesi de ilgi çekmektedir. Park alanında, öte yandan kapsamlı spor tesisleri bulunur. Bunlar arasında: yüzme havuzu, kayak merkezi, bisiklet aktivite merkezi, iki bowling alanı ve bir oryantiring sahası bulunmaktadır.

Art Lover House

Bellahouston Park.Dumbreck Road.G41-5BW adresindedir.
Park alanı içindeki bu yapı: dünyaca ünlü mimar Charles Rennie Mackintosh tarafından tasarlanmış ve 1901 yılında yapılmıştır. O ve eşi: çift giriş holü, yemek odası, oval oda ve müzik odası gibi detaylı iç tasarımları, odaların tüm düzenlerini tasarlamışlardır.
Ev: günümüzde popüler “Sanatseverler Cafe”, “Galeri” ve “Shop” bölümlerine ev sahipliği yapmaktadır.

 

İskoçya Glasgow Holmwood House

HOLMWOOD HOUSE

Netherlee Road.Cathcart.G44-3YU adresindedir.
Burası: ünlü İskoç mimar Alexander Rum Thomson tarafından yapılmış olması ile önem kazanan bir villadır. Ev: 19. yüzyılda yerel bir işadamı James Couper için inşa edilmiştir. Odaların çoğu: zengin ahşap, alçı ve mermerlerle süslenmiştir. Thomson’un orijinal oda dekorasyonu: ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Evin bulunduğu bölgede, çevrede: çekici bir nehir ve bir bahçe bulunmaktadır.

 

MUSEUM OF TRANSPORT-ULAŞTIRMA MÜZESİ

Kelvin Salonunda bulunan müze: 1964 yılında kurulmuş ve uluslar arası öneme sahip birçok obje sergilenmektedir.
Müze: yılda yaklaşık 500 bin ziyaretçi çekmektedir. Britanya adalarında, ulaşım alanında en popüler müzedir. Glasgow şehrinde: kara ve deniz yoluyla ulaşımın hikayesini izlemek isteyenlerin, bu müzeyi ziyaret edip müzede sergilenen araçlar ve modelleri görmeleri önerilir.

 

GAZİLER DUVARI

Burası: Silahlı Kuvvetler bünyesinde, ülkeye hizmet eden yaşayan ve ölen Glasgowlular ve tüm vatandaşların onuruna yapılmıştır. Şehir merkezinde: Public Square batı köşesinde, Beaulah C. Nunn Parkı içindedir.

 

WAVERLEY

Bu gemi: dünyadaki son denizde giden çarklı gemi olarak önem kazanmaktadır. Gemi: River Clyde nehrinde: seyir yapar ve Largs, Dunoon ve Rothesay dahil kıyı kasabalarını ziyaret eder. Bu gezilerde: her yıl 150.000 ziyaretçi bulunur. Yolcular: bu gezilerde İskoçya’nın en muhteşem manzaralarını izleme şansı bulurlar.

 

İskoçya Glasgow Green Park

GLASGOW GREEN PARK

Greendykess Street.G1-5DB adresindedir.
136 dönümlük alana yerleşik park, her zaman açıktır. Park alanında: birçok etkinlik, konserler düzenlenmektedir.
Glasgow parkında kurulan kürek takımı üyeleri, d aha sonra futbol üzerine yoğunlaşmışlar ve 1872 yılında Glasgow Rangers kulubü burada kurulmuştur.

Parkta bulunan çeşitli anıtlar aşağıdadır.
Doulton Fountain

Kelvingrove yılında, 1988 yılında Uluslar arası sergi sonrasında: 1890 yılında bu anıt havuz buraya, Halk Sarayı önüne taşınmıştır.

Viscount Horatio

Nelson deniz zaferlerinin anısına, 1806 yılında bu sütun anıt buraya dikilmiştir. Bu anıt: Amiral Nelson anısına İngiltere’de dikilen ilk anıt olarak önem kazanmaktadır.

Collins Çeşmesi

Sir William Collins tarafından, 1881 yılında dikilmiştir.

McLennan Arch

Bu anıt kemer: Robert ve James Adam tarafından bir zafer takı olarak tasarlanmış ve 1890 yılında yapılmıştır. Kemer, son olarak 1992 yılında restore edilmiştir.