Lefkoşa’nın 64 km kuzey batısındadır. Lefke-Girne arasındaki uzaklık ise 69 km. dir.
Burası: turunçgilleriyle ünlü bir beldedir. Buraya gitmek isterseniz, Güzelyurt üzerinden yol vardır.
Lefke isminin kaynağına gelince: MÖ 300 yılında, bu bölge Mısır kökenli Ptolome hanedanından bir kralın oğlu olan Prens Lefkon’a hediye olarak verilmiş ve kendisi tarafından burada kurulan şehre de Lefke ismi verilmiştir.
LEFKE AVRUPA ÜNİVERSİTESİ
Üniversite 1990 yılında Lefke bölgesinin ekonomik ve sosyal gelişimi için kurulmuştur. Burada dünyanın farklı ülkelerinden gelen 5500 civarında öğrenci eğitim görmektedir.
GEZİLECEK YERLER
CENGİZ TOPEL ANITI
Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel: 8 Ağustos 1964 tarihinde, Kıbrıs üzerinde uyarı uçuşu yaparken, uçağı Rumlar tarafından düşürülmüş, paraşütle atlamasına rağmen, Rumlar tarafından esir alındıktan sonra öldürülmüştür. Rumlar tarafından, yalan beyanla hastanede öldüğü belirtilerek cenazesi 12 Ağustos 1964 tarihinde iade edilmiştir.
TARİHİ OSMANLI KONAKLARI
Lefke’de Osmanlı mimarisinin nadir örneklerinden olan 41 tane konak bulunmaktadır ve bunlar koruma altına alınmıştır. Konaklar: 18 ile 20’nci yüzyıllar arasında yapılmış olup otantik görünümleriyle ilgi çekmektedir.
SOLİ
Kuzey Kıbrıs’taki antik şehirlerden biridir.
Verimli topraklar üzerinde bulunan Soli; bölgede bulunan bakır yatakları ve limanı ile, adada önemli bir konuma sahiptir.
Soli şehrinin ismi, yazılı kaynaklarda ilk önce, MÖ 700 yıllarında Asurluların haraç aldıkları şehirlerin listesinde geçer.
Şehrin listedeki ismi “Si-il-lu” dur. MÖ 498 yılında, adada bulunan diğer krallıklarla birlikte, Soli de Kıbrıs’ın hakimi olan Perslere karşı ayaklanır, ancak yenilirler.
Bundan sonra, şehrin daha iyi kontrolünü sağlamak için, Pers taraftarı Kral Doxandros of Marion, şehrin yanına “Vouni Sarayı”nı yaptırır.
Soli: en parlak yıllarını, Roma döneminde yaşar. 4’ncü yüzyıla gelindiğinde, liman, gemilerin giremeyeceği kadar alüvyonla dolar ve bunun üzerine bakır madenleri kapatılır. 7’nci yüzyıldaki Arap akınları, kentin sonunu hazırlar.
Araştırmalarda, Soli şehrinde tiyatronun sırtını verdiği tepedeki Akropolis’de kral sarayı bulunmuştur.
Kazılarda: ayrıca Helenistik döneme ait altın ve gümüş takılar, MÖ 1’nci yüzyılda yapılmış mermer bir Afrodit heykeli (halen Güney Kıbrıs’ta müzede sergileniyor) ve MÖ 2’nci yüzyıla ait Amazonlar ise savaşı gösteren bir kabartma ele geçirilmiştir.
Günümüzde: Viyana Tarih Müzesinde bulunan ve Fugger Lahiti olarak bilinen lahtin de Soli Akrepolisinden çıkarıldığı ileri sürülmektedir.
Kazılarda: Helenistik döneme ait Agora’ya açılan bir cadde ve Agoradaki mermer, anıtsal çeşmenin kalıntıları da ortaya çıkarılmıştır.
Tatlı su kaynağı, verimli topraklar ve korunaklı liman, ayrıca bakır yatakları ve bakırı işleyebilecek çok sayıda odunun bulunması, bölge için büyük bir avantaj dı.
Günümüzde koruma altına alınıp ziyaretçilere açılan bu yerleşim yeri: tarihin, korunması gereken miraslarından biridir.
SOLİ BAZİLİKASI
Yapının: 4’ncü yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı düşünülmektedir. Kıbrıs adasında inşa edilen ilk kiliselerden birisidir.
Yapının, kendine özgü yanları vardır. 200 metre uzunluğundaki bazilika, üç kapılı bir giriş ve giriş mekanı ile başlıyor. Bunu: dört tarafı sütunlarla çevrili ve çeşmesi olan bir avlu izliyor. Bundan sonra gelen, yine üç kapılı bir giriş ve narteksten sonra, asıl kiliseye giriliyor.
Kilisenin içinde iki sıra halinde dizilmiş, onikişer taştan yontulmuş dev sütunlar vardır.
Günümüzde, bu sütunların sadece altlıkları görülüyor. Nefin sonunda, üçlü apsis vardır. Ortadakindeki sıralar piskopos ve rahiplere ayrılmıştır.
Kilisenin döşemesi tamamen mozaik kaplıymış. Bu mozaiklerin bir kısmı, günümüze dek ulaşmıştır.
Kuzey Kıbrıs’ın en iyi korunmuş mozaik ve mermer zeminine sahiptir. Başlangıçta tümü geometrik desenli olan mozaiklere, zamanla hayvan figürleri de eklenmiştir.
Hayvan figürleri arasında, çevresi bir bitki örtüsü ve dört küçük yunus ile çevrili, kaza benzeyen kuğu figürü dikkat çeker.
Apsisin önündeki mozaikte Yunanca “Ey İsa, bu mozaiği sana adayanları koru” yazısı okunur.
Hıristiyanlık geleneğinde Soli, Saint Mark’ın Saint Auxibus tarafından vaftiz edildiği yer olarak kabul edilmektedir.
Buna göre, 1’nci yüzyılda Soli’ye sığınan Hıristiyan bir Romalı olan Auxibus, sonradan Soli kilisesinin ilk piskoposu olmuştur.
SOLİ TİYATROSU
Soli’deki Roma tiyatrosu, bir tepenin denize bakan yamacına kurulmuştur. 2’nci yüzyıl sonu ve 3’ncü yüzyıl başındaki tarihi süreçte yapıldığı tahmin edilmektedir. Seyircilere ayrılan yarım daire şeklindeki oturma sıralarının olduğu bölüm, kısmen tepenin kayasına oyulmuştur.
Burası: ortadaki orkestra (koro yeri) denilen kısımda, kireç taşı bloklarla yapılmış bir duvarla ayrılıyor.
Oturma yerlerinin taşları ve mermerlerinden sağlam kalanlar, 19’ncu yüzyılda Mısır’da Port Sait rıhtımının yapılmasında kullanılmıştır.
Aslında kapasitesi 4000 kişi olan bu kısım, günümüzde yarı yüksekliğine kadar restore edilmiş durumdadır.
Sahne binası, iki katlı ve mermerle kaplanmış ve heykellerle süslüdür. Günümüzde görülen kısmı, sahne binasının üzerine inşa edildiği platform kısmıdır.
Tiyatronun batısındaki bir tepenin üzerinde, İsis ve Afrodit’e adanmış bir tapınağın izleri görülür.
Soli Tiyatrosunda, her yıl Lefke Avrupa Üniversitesinin mezuniyet törenleri ve yine her yıl düzenlenen Bahar Şenlikleri yapılmaktadır. Bu şenliklerde ünlü sanatçılar konserler verir.
VOUNİ SARAYI
Marion şehrinin, Pers sempatizanı olan kralı Doxandros of Marion tarafından, civardaki Yunan taraftarı yerleşim birimlerinin ve özellikle Soli şehrinin kontrolü için, 5’nci yüzyılda yaptırılmıştır.
Deniz seviyesinden 270 metre yüksekliktedir.
Sarayda 137 oda vardı. Bunlar: idari bölümler, yatak odaları, erzak dolapları, hamam ve çalışma odalarıydı.
MÖ 449 yılında, bölgedeki Pers egemenliği, yerini Yunan egemenliğine bırakınca, saray işlevini yitirdi.
Yani, toplam 70 yıllık bir süreçte ayakta kalabilmişti.
Daha sonra ise MÖ 380 yılında, Soli halkı tarafından yıkılır ve bir daha yenilenmez.
Sarayın su ihtiyacı için kayalara oyulmuş sarnıçlarda biriken yağmur suları kullanılmıştır.
Erzakların depolandığı bazı odaların içlerine, amforaların oturtulduğu çukurlar yapılmıştır.
Hamamlar sıcak hamam türünün en eski örnekleridir.
Yapılan kazılarda, pişmiş topraktan yapılmış ve sarayın ortadan kalktığı yangında siyahlaşmış testi içinde “Vouni Hazinesi” olarak adlandırılan eşyalar bulunmuştur.
Bunlar arasında: altın ve gümüş bilezikler, işlemeli gümüş kupalar, Marion, Kition, Lapithos ve Paphos şehirlerinin damgalarını taşıyan yüzlerce madeni para bulunmuştur.
Sarayın güneyinde ise, MÖ 5’nci yüzyılda yapılmış olan bir “Athena Tapınağı” izleri bulunmuştur.
İki avlusu ve etrafı çevrili kutsal bir alanın bulunduğu tapınakta, içlerine heykellerin oturtulduğu çukurlar da bellidir.
Vouni kalıntılarının bölümleri, giriş, kraliyet odaları, sütunlu avlu, mutfak avlusu, sarnıç, erzak depoları, hamamlar, oturma odaları, işyerleri olarak gezilip görülebilir.
Rio de Janeiro şehri: son birkaç yıl içinde hızla değişmiştir. Bu şehre ulaştığınızda büyük olasılıklı ilk izlemininiz “refah ile birlikte fakirlik, muhteşem ve kuşatıcı bir doğa ve “carioca” yaşam tarzıdır. Şehir sakinleri “cariocas” olarak bilinir ve isimlendirilirler.
Şehir Brezilya’nın en büyük ikinci şehridir. Ülkenin en büyük şehri “Sao Paulo” şehridir. Şehir; Guanabara körfezinin nefes kesen sularına bakmaktadır.
Bu büyük şehir Atlantik okyanusu ve yağmur ormanları ile çevrilidir. Olağanüstü bir doğaya gömülmüştür. Ayrıca, olağanüstü beyaz kumlu plajları ve heyecan verici gece ve eğlence hayatı ziyaretçilerin ilgisini çeker.
Copacabana ve dünyanın en seksi plajı olarak tanımlanan Ipanema plajları: her yıl milyonlarca turist ağırlar ve günün her saati kalabalıktır. Öte yandan şehirde güzel bir lagün ve dünyanın en büyük kent ormanı (Tijuca) bulunmaktadır.
Ancak: hemen başlangıçta belirtmem gerekir ki, tüm bu güzellikleri doya doya yaşamak mümkün değildir.
Çünkü, şehir bu güzellikler yanında aynı zamanda büyük bir güvenlik zafiyetine de sahiptir ve zengin ve fakir bölgeler yan yanadır ve özellikle akşam saatlerinde olmak üzere, bazen şehrin belli yerlerinde gündüz saatlerinde bile güvenlik sıkıntısı üst düzeydedir ve bu şehrin güzelliklerini tek başınıza yaşamak isterseniz, büyük olasılıkla sıkıntı yaşayacak ve soyulacaksınızdır.
Evet “Favelas” orta sınıf mahallelerindeki kalitesiz konutlar, genellikle şehrin birçok dağ yamacında bulunan gecekondular turistler için güvenliğin sıfır olduğu yerlerdir.
Sahillerinin 50 kilometre uzunluğa ulaştığı Rio eyaletinde, Leme’den Leblon’a kadar plajlar 11 bölgeye ayrılıyor. Zaman içerisinde her birine toplumun farklı kesimleri gider olmuş. Mesela 7.bölge sörfçülerin, 8.bölge ailelerin, 8 ile 9 arası eşcinsellerin, 9.bölge de entelektüeller ve hipilerin mekanı.
Şehrin resmi şarkısı “Cidade Maravilhosa” yani “Muhteşem şehir” dir.
Rio de Janeiro, Portekizce “Ocak Nehir” demektir. Gaspar de Lemos önderliğindeki Portekizli kaşifler, 1 Ocak 1502 tarihinde karaya çıktıklarında büyük bir nehir ağzına geldiklerini düşünmüşler. Rio’nun Guanabara Körfezine ayak bastıklarını ise bir zaman sonra anlamışlar.
İstanbul, bu şehrin kardeş şehridir.
HAVAALANLARI
Rio şehrinde 5 havaalanı bulunmaktadır. Ama bunlardan yalnızca 2 tanesi uluslar arası uçuşlara açıktır.
Galeao-Antonio Carlos Jobim uluslar arası havaalanı-GIG
Ilha Grande semtindedir.
Tüm uluslar arası uçuşlar ve bazı uzun mesafeli iç hat uçuşları buradan yapılır.
Havaalanına ulaşmak kolaydır. Şehir merkezinin 20 km kuzeyindedir. Governador adası üzerindedir. 2 pist ve 2 terminali vardır.
Brezilya ülkesinin en işlek üçüncü havaalanıdır. Şehir merkezi ve havaalanı arasındaki ulaşım: mavi ve sarı taksiler ile yapılmaktadır. Ayrıca toplu taşıma sistemi vardır.
Santos Dumont Bölge Havaalanı
Rio şehrinin ilk ve eski havaalanı ve uluslar arası havaalanı burasıdır. Praça Senador Salgado Filho adresindedir.
Şehir merkezine uzaklık 2 km. dir.
ŞEHRİN TARİHİ
Şehrin bulunduğu Guanabara körfezi, 1502 yılında keşfedilmiş ve 1555 yılında Fransızlar tarafından buradaki adalardan birinde bir koloni kurulmuştur. Portekizliler ise, 1565 yılında günümüzdeki şehrin bulunduğu yerde, yeni bir yerleşim kurmuşlar ve ardından Fransız kolonisi yok edilmiştir. 1763 yılında Portekizliler, bu şehri koloninin başkenti yaparlar.
Brezilya bağımsızlığı ilan edildikten sonra yine başkent burası olmuş ancak 21 Nisan 1960 tarihinde başkent değiştirilmiştir ve Brasilia şehri olmuştur.
İKLİM
Şehirde tropikal ekvator iklimi görülmektedir.
Aylık ortalama sıcaklık, şehrin iç bölgelerinde yaz aylarında 40 dereceye ulaşmaktadır.
Şehirde en yüksek sıcaklık ölçümü 43 derecedir.
Evet Rio şehrinde iklim tüm yıl boyunca ılıman olması ile ünlüdür. Yani bu şehri yılın her döneminde ziyaret etmek mümkündür. Burada yaz dönemi: Mart-Aralık ayı arasındadır. Bu dönemde sıcaklık 40 derece civarındadır.
En sıcak aylar Aralık ve Ocak aylarıdır. Zaten karnaval da bu dönemde düzenlenir. Plajlar oldukça kalabalıktır. Ancak, birçok işletme noel öncesinde Ocak başında kapalıdır. Karnaval ile birlikte “New Years Eve” denilen yeni yıl etkinlikleri başlar.
Ülkede kış sezonu: Temmuz-Ağustos-Eylül aylarıdır. Bu dönemde çok az yağış görülür ve yine güneşli günler görülebilir. Yalnızca geceler biraz bulutlu ve serin olabilmektedir. Gece ve gündüz arasında yüksek sıcaklık farkları oluşur.
Yine de geceleri 24 derece, gündüzleri 14 derece civarındadır. Ama bu dönem yaz dönemi kadar popüler değildir ve fiyatlar son derece düşüktür. Ancak, bu dönemde Okyanus hareketli olduğundan sörf yapmak isteyenler, bu dönemi tercih ederler.
Eylül-Ekim ayları, ülkede bahar sezonudur. Bu dönemde çok az nem ve yağış görülür. Sıcaklıklar 26 derece civarındadır. Ancak bu dönemde yağmur ormanları serin olacaktır. Öte yandan, yine bu dönemde şehirdeki bahçeler ve dağlar, rengarenk çiçeklerle bezenir.
Bu dönemde de fiyatlar oldukça ucuz ve plajlar nispeten kalabalık değildir.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI
Rio şehrinde, otobüsler başlıca toplu ulaşım aracıdır.
Şehirlerarası hatlarına ek olarak: her gün 4 milyonun üzerinde yolcu taşıyan 440 belediye otobüs hattı bulunmaktadır.
Şehirde 2 metro hattı (Metro Rio) ve birkaç banliyö demiryolu hattı bulunmaktadır.
Brezilya’da şehirlerarası ulaşım karayolu ile yapılmaktadır. Uzun mesafe otobüsleri için: büyük terminal Rio şehrinde “Janeiro Santo Crista” mahallesindedir.
Yük ve yolcu gemileri iki liman tesisinden (Rio de Janeiro ve Sepetiba) yararlanmaktadırlar.
GÜVENLİK
Rio şehri: dünyanın en şiddet ağırlıklı şehirlerinden birisidir.
Burada: suçlular ve polis arasında sürekli çatışma ve uyuşturucu çatışmaları sürdürülmektedir.
Güvenliğiniz için öneriler
1.Kendinizi hedef yapmayın yani “ben bir turist değilim” havasına girmeyin, giysileriniz le bu durumu teyit etmeyin.
2.Kolye, bilezik, yüzük ve küpe gibi takı takmayın. Çünkü Rio şehrinde takıların çalındığı birçok hırsızlık hadisesi görülmektedir. Hırsızlar çok beceriklidir ve neredeyse siz fark etmeden onlar takılarınızı çalabilirler.
Ancak, takılarınızı çalarken, size zarar verebileceklerini de unutmayın, özellikle küpe çok tehlikelidir, sakın küpe takmayın.
3.Cep telefonları, Ipod, digital kamera, büyük ve değerli fotoğraf makinası kullanmayın veya halk arasında gezerken bunları kullanmayın.
4.Geceleri ve Pazar günleri şehir merkezi dışına çıkmaktan kesinlikle kaçının. Rio şehrinde, şehir merkezi gündüz güvenli bir yerdir ancak mağazalar kapandıktan ve çalışanlar ayrıldıktan sonra artık güvenli değildir. Pazar günü tüm dükkanlar kapanır.
5.Rio şehrinde yankesicilerden kaçının, çünkü yankesiciler şiddet kullanabilirler. Genellikle 2-5 kişilik guruplar halinde faaliyet gösterirler ve bunlara tepki vermekten kaçının. Biri cüzdan veya çantanızı çalıp kaçarken, diğerleri onu korumaktadırlar.
6.Sokak satıcıları sorun yaratabilirler “camelo” denilen bu insanlar: küçük tablalar üzerinde süper ucuz elektronik ürünler, korsan filmler, müzik, yazılım, cüzdan veya benzeri küçük nesneler satarlar, ancak onlar polis gelirse kaçmak zorundadırlar çünkü bu durum yasaktır.
7.Gece dolaşmak için, polis tarafından gerekli tedbirler alınan yalnızca “İpenema plajı” nı seçebilirsiniz.
8.Gece yarısından sonra fahişeler ve dilenciler “Atlantica caddesi”ni doldururlar, buradan uzak durun.
9.Geceleri “Copacabana” mahallesinden uzak durun.
10.Gündüz saatlerinde bile Copacabana mahallesinde Praça Lido Parkı ve önündeki “Atlantica” caddesinden kaçının.
11.Copacabana mahallesinde erken saatlerde koşu yapan ve yanında Ipod ve saat bulunan koşucular, özellikle motorlu hırsızlar için hedeftirler.
12.Eğer herhangi bir soygun olayına rastlansanız: pasif olun, yankesicilerin yüzlerine değil yere doğru bakın, onların sizden istediklerini sakince yere bırakın, polis çağırma veya çığlık atma gibi bir duruma girerseniz pişman olursunuz, onların gittiği yönün tam aksine gidin.
13.Örneğin: bir ayakkabı boyacısı, ayakkabınızı boyamak için ısrarla yanınıza gelir ve hatta sizi takip eder. Kazaen ayakkabınızı boyatırsanız ardından sizden boya ücreti olarak yüksek fiyatlar ve hatta 500-600 dolar para ister. Vermediğiniz takdirde, masum ayakkabı boyacısının arkadaşları çevrenizi saracaktır, bu yüzden ayakkabı boyacılarından uzak durun.
14.Metro kullanın ve trenlerden kaçının. Metrolar güvenlidir. Otobüsler de güvensizdir.
15.Paranızı cüzdanda değil, para kemerinde taşıyın. Yanınızda büyük miktarda para bulundurmayın ve alışveriş merkezleri içindeki ATM leri tercih edin, alışveriş yaptığınızda bunlardan para çekin veya kredi ve banka kartlarını sakın kullanmayın.
16.Mahallelerin varoşlarına gitmeyi, bir yeri ziyaret etmek isterseniz, seyahat acentası kullanın. Tek başına veya bir rehber olmadan bir yere giderseniz, büyük olasılıkla başınız belaya girecektir.
17.Polise rüşvet vermeye kalkmayın.
18.Geceleri havai fişek veya patlama sesi duyarsanız, anlayın ki bu durum polisin gecekondu mahallelerindeki uyuşturucu çetelerine bir operasyon yaptığının işaretidir ve bunu duyduğunuzda herhangi bir mağaza veya restorana kendinizi atın.
19.Eğer araba kullanıyorsanız, geceleri sakın kırmızı ışıkta durmayın, çünkü dilenciler ve soyguncular hemen arabanızın çevresini saracaktır. Ayrıca geceleri arabanızın kapılarını kilitlemeyi sakın unutmayın.
KÜLTÜREL ETKİNLİKLER
Rio şehrinin en önemli spor olayları: MotoGP Brezilya Grand Prix ve Dünya Plaj voleybolu finalleridir.
Brezilyalı eski FIFA Başkanı Joao Havalange seçildikten sonra; Maracana yakınlarında, yeni 45.000 kişilik bir stadyum inşa edilmiştir.
Rio şehrinde birçok popüler eğlence vardır. En popüler eğlence etkinliği “futebol” yani “futbol” dur. Botafogo, Flamengo, Fluminense ve Vasco: Rio şehrinin geleneksel dört futbol takımıdır.
ETNİK GURUPLAR
Şehrin nüfusunun büyük bölümü Afrika kökenli insanlar, Afrika kökenlilerle Portekizlilerin karışımı melezler ve Portekiz asıllılardan oluşmaktadır.
Diğer önemli guruplar: Almanlar, İtalyanlar, İspanyollar, Araplar, Yahudiler, Asyalılar (çoğunlukla Koreliler ve Japonlar) ve karışık Kızılderililer’dir.
Nüfus içindeki bunların yoğunlukları şöyledir:
Kara Afrika kökenliler: % 11.4
Asya ve Kızılderili kökenliler: % 0.4
Karışık ırk kökenliler: % 35.6
Beyaz Avrupa kökenliler: % 52.5
SOSYAL KOŞULLAR
Rio şehrinde: zengin ve fakirler arasında çok büyük farklılıklar vardır.
Şehir dünyanın en büyük metropolleri arasında yer alıyor olsa da şehir nüfusunun 6.5 milyon kişilik bir bölümü, son derece yoksulluk içinde yaşamaktadır.
Yoksul bölgelerde: genellikle kötü gecekondularda yani gecekondu mahallelerinde yaşamaktadırlar. Çünkü: genellikle yamaçlarda sağlam binalar inşa etmek zordur. Ama bu gecekondu mahalleleri: şehrin en zengin bölgelerine çok yakındır.
Ipanema ve Copacabana gibi zengin mahalleleri: plaj ve tepeler arasında sıkışmış yoksul mahalleleri ile çevrilidir.
Kötü eğitim ve cezaevi sistemi ile birlikte sağlık sistemindeki dengesizlik: sosyal adaletsizliğe katkıda bulunur.
Bu yüzden şehrin “Kuzey” bölgelerinde nadiren turist görülür.
Bu alanlar: şehrin büyük yoksul kitlelerinin yaşadığı yoksul alanları olarak bilinir.
Turistler genellikle şehrin zengin mahalleleri olan “Güney” bölgesine giderler.
Çünkü: öbür bölgelerde zengin ve fakir arasında güvenlik ve şiddet konularında çok tehlikelidir.
RİO SAHİLLERİNİN KURALLARI
Rio sahillerinde, yazılı olmayan, ancak yerlilerinin bilip uydukları bir takım garip kurallar vardır.
Mesela erkekler kumlara oturmalı, eğer havlu veya şezlong kullanırlarsa carioca, yani Rio’nun yerlisi olarak kabul edilmiyorlar.
Ayrıca ayağa kalkarken arkalarına yapışmış kumları asla silkelememeliler (poposuna dokunan erkek ya anne kuzusu ya da turist olarak görülüyor. )
Erkekler denizdeyken dalgalarla oynamak yerine yüzmeli ya da en azından yüzüyor gibi yapmalıdır.
Kadınların kumlarla haşır neşir olması hoş karşılanmıyor. O sahilde tek parça mayo giyen kadın varsa, bilin ki o kesinlikle Brezilyalı değil.
Carioca kadınları tanga bikini giyer ve asla üstsüz güneşlenmezler.
Evet burada boyu aşan dalgalar yüzünden denizde yüzmek pek mümkün olmuyor. Bilen için sörf yapmak daha mantıklıdır. Yine de kimileri yüzmeye çalışıyor.
Cankurtaran helikopterleri sürekli tepede geziyorlar. Yoğun hafta sonlarında iki yüz kişiyi boğulmaktan kurtardıkları söyleniyor.
Sokakta bikinili kadınlar, toplu taşıma araçlarında üstünde sadece mayo ile seyahat eden erkekler.
Bu şehir, şehirden ziyade bildiğiniz sayfiye yerleri gibi.
MÜZİK
Rio de Janeiro şehrinin resmi şarkısı “Muhteşem Şehir” anlamına gelen “Cidade Maravilhosa” dır. Şarkı Rio şehrinin sivil marşı olarak edilir ve Şubat ayında Rio Karnavalı sırasında sürekli söylenir.
Rio şehrinin bir diğer şarkısı “Garota de Ipanema”: Antonio Carlos Jobim tarafından bestelenmiş ve dünya çapında ünlü bazı sanatçılar tarafından söylenerek ölümsüzleştirilmiştir.
SAMBA
Pedra do Sal: her pazartesi canlı samba gösterileri düzenlenen bir yerdir. Bu ülkede samba müziğine saygı duyulur. Kölelik zamanında: “Saude” mahallesinde bulunan “Sal Rio de Janeiro” şehirdeki “quilombo köyü” Afrika topluluğunun en önemli merkezi olmuştur.
Bu bölge, şehirde “Küçük Afrika” olarak isimlendirilmiş ve “göçmenler” tarafından doldurulmuştur. Elbette bunun sonucunda, yine bu bölge samba müziğinin beşiği olmuştur.
Günümüzde, her Pazartesi (sadece güçlü yağmur olduğunda iptal edilir) burada düzenli “samba da roda” gösterileri düzenleniyor. Bu gösterilerde rahat ve neşeli bir atmosfer yaratılmaktadır.
Samba müziği hakkında da birkaç cümle söylemek istiyorum.
Samba müziği: aksak ritm, kalça hareketleriyle yapılır. Samba müziği: 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında, Rio şehrinin fakir bölgelerinde yaygınlaşmıştır. Özellikle kuzeyde “Bahia” bölgesinde, siyah Afrikalı kölelerin soyundan gelen “Candomble” denilen ve bir tür Afrika dini ritüelidir ve davul ve alkışlarla yapılır.
İlk resmi samba şarkısı “By Phone” 1917 yılında kaydedilmiştir. Ancak samba radyo sayesinde popüler olmuştur. Özellikle “samba-cançao” adlı şarkı en meşhur samba parçası olmuştur. Holywood filmleriyle samba dünyada tanınır hale gelmiştir.
“Samba de Roda”; tipik bir samba dansıdır ve UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek (Ağız ve maddi olmayan ifadeler) 2005 yılında koruma altına alınmıştır.
KARNAVAL
Rio de Jeneiro: Güney Amerika’da büyük şehirlerden biridir ve şehrin en yaygın ünü: her yıl düzenlenen çeşitli kültürel kutlamalardır. Bunların en popüleri iki hafta süren “Lent” yani geleneksel Hıristiyan oruç düzenidir ve bu durum “Karnaval” olarak isimlendirilir.
Bu olaya tanıklık etmek ve katılmak için: dünyanın her yerinden insanlar Brezilya’ya geliyorlar.
Karnaval döneminde insanlar: Samba dansı yapıyorlar.
Karnaval kutlamaları “Mardi Gras” denilen Salı günü biter.
Karnaval; tüm Rio şehrinde başta Copacabana plajı olmak üzere, çeşitli konserler ve havai fişek gösterileriyle kutlanır.
İnsanlar bu kutlamalarda beyaz giysiler giyerler ve bazıları “Iemanja” denilen bir “Candomble” tanrıya adaklar adarlar.
Karnaval: Brezilya’da Paskalya öncesi bir kutlama ve Lent başlangıcıdır.
Rio de Janeiro karnaval geçitinde: şehrin hemen hemen her köşesinde “Sambodromo” sergi merkezleri açılır ve “Blocos de Carnaval” isimli popüler geçit törenine: ünlü “Escolas de Samba” dahil birçok Samba okulları katılmaktadır.
Bunlardan en ünlü olanlar şunlardır:
Cordao Bola Preta
Bu şehir merkezindeki en geleneksel karnavallardan birisidir. 2006 yılında, bir günde bu karnavala 200.000 kişi katıldığı tespit edilmiştir.
Suvaco Cristo
Doğrudan İsa heykelinin kolunun altında, Botanik Bahçesinde yapılır. İsim: “Mesih’in koltukaltı” olarak tercüme edilir.
Caremelitas
Santa Teresa tepelerinde çok güzel manzarası vardır.
Simpatia e Quase Amor
Ipanema en gelenekseldir.
Bu aileler ve eşcinseller nüfusun geniş bir spektrumda.
SAMBA KÜLTÜRÜ VE SAMBA OKULLARI
Samba Kültürü
Samba kültürü: 17.yüzyılda buraya: Afrika sanatını, müzik ve danslarını getiren atalarına övgüdür. Ayrıca toplumun her kesiminden gelen toplulukların bir arada bulunmalarını sembolize etmektedir.
Öte yandan: bunun kökeninin bir söylentiye göre antik Roma’da bir pagan kutlaması olduğu söylenmektedir. 19.yüzyılda karnaval topları “Copacabana Palace Hotel” ve “Belediye Tiyatrosu”nda kullanılınca karnaval Rio şehrinde popüler oldu.
Samba Parade: 1930’lu yıllarda Afro-Brezilya kültürünün bir parçası olarak dünyaca ün kazandı.
Samba Okulları
Tüm insanları bir araya getiren “Rio Karnavalı” samba okulları tarafından sunulan gösterilerle yapılır ve bunlar toplum ruhu ve uyumla ilgilidir. Samba şarkıları ve tasarlanmış dans rutinleri: lüks kostümler giymiş samba okulu üyeleri tarafından organize edilmektedir.
Samba geçitlerine hazırlanılması hassasiyet gerektirir ve hazırlıkları aylarca sürer. Çünkü: samba ve karnaval sosyo-ekonomik bir olaydır.
Şehirde 100’ün üzerinde samba okulları bulunmaktadır. Bunların Rio karnavalındaki geçit törenleri ve lüks kostümleri: onları dünyanın en büyük olayı haline getirmiştir. Samba okullarının çoğu: samba geçitlerine 4000 katılımcı ile katılırlar.
Her samba okulu, Sambadrome geçidinde yaklaşık 80 dakika gösterilerini sergilerler ve her geçit gurubunun başında kadınlar bulunur.
Bu okulların hepsi kendi toplumlarının ismini alırlar. Bunlar arasında öne çıkanlar: “Bejia-Flor”, “Salgueiro” ve “Mangueira” dır. Ancak her ne kadar 100 civarında samba okulu olsa da, başarı ortak bir gurur meselesi olarak kabul edilir.
Ancak, onlar rekabet için tüm yıl boyunca çalışırlar. Başarılı bir samba okulu: gerek zenginler ve gerekse yoksullar için saygındır. Nitekim: Brezilya’nın en popüler samba okulu: Rio şehrinin yoksul mahallelerinden gelenler tarafından yaratılmıştır.
Çünkü: samba okullarına destek: Brezilya hükümeti ve sponsorlardan gelmektedir. Ayrıca, tesislerde düzenlenen özel etkinliklerle para desteği arttırılmaktadır. Samba okulları “Samba City” denen yerde konuşlanmışlardır ve burayı ziyaret ederek turlara katılmak mümkündür.
Bu tura katılırsanız, her okulun kendi kostümlerini nasıl ürettiklerini ve kendi ritüellerini nasıl oluşturduklarını görebilirsiniz. Haftanın belli günlerinde, geceleri bu okullarda partiler düzenlenir ve samba davulları eşliğinde danslar yapılır.
Özellikle “Salgueiro” ve “Mangueira” okulları, kendi salonlarında tüm yıl boyunca ziyaretçilere gösteri düzenlemektedirler. Bu okulların şehir dışındaki kendi yerleri bulunmaktadır. Planlanan gecelerdeki gösterilerde, ziyaretçiler sabahlara kadar şarkı ve dans eğlencelerine katılmaktadırlar.
Bu okullar arasında en popüler olanı “Cariocas” dır ve burası her Cumartesi gecesi canlı samba müziği etkinlikleri düzenlenir. Ancak bu samba okullarının bulunduğu yerlere gitmek isterseniz: kesinlikle toplu taşım araçlarını değil, güvenlik nedeniyle taksileri kullanmanız önerilir.
Evet: biraz önce de sözünü ettiğim gibi, bu samba okullarının sosyal sorumlulukları da var. Özellikle şehrin gecekondu mahallelerindeki binlerce kişi için bunlar istihdam yaratmaktadır. Yani karnaval ile ilgili faaliyetlerde kazanılan gelirin büyük kısmı, çoğunluğu yoksul topluluklara gidiyormuş.
Çünkü: karnaval için hazırlanan çoğu sanatçı, bu fakir toplumlarda yaşamaktadırlar. Sonuç olarak, karnaval herkes için daha iyi bir yaşam ve gelir için bir araç olarak görülmektedir.
Samba City
Samba şehri denen bu bölge: Rio şehrinin “Docklands” denen bölümündedir. “Carioca” samba burada doğmuştur. Rio karnavalı hazırlıkları, buradaki ünitelerde yapılır ve Samba City; yıl boyunca eğlencelerin odak noktası olan Samba Okulları ile doludur.
Yıl boyunca burayı ziyaret eden turistler için; Samba gösterileri düzenlenir. Bu gösterilerde yöre kültürü, zengin Samba etkisiyle ziyaretçilere gösterilir.
Her samba okulunun, Samba City içinde kendi tesisi vardır. Her şey yani kostümler, şarkı sözleri, dans rutinleri ve Karnavalda yapılan gösteriler: bu üretim birimlerinde belirlenir.
Eğer “Sambadrome” veya Karnavalı beklemek istemiyor veya o dönemde şehri ziyaret etmediyseniz: Samba City’e giderek Samba Okullarını ziyaret etmeniz önerilir.
Özellikle “Perşembe” geceleri: akşam yemeği ve içecekler ile birlikte samba müziği ve dans turları düzenlenmektedir. Bunun dışında burayı ziyaret etmek isterseniz 10 Dolar giriş ücreti ödeyerek, Salı günleri hariç; her gün saat: 10.00-12.00 arasında ve saat: 15.30 da burayı ziyaret edebilirsiniz.
Çünkü bu gün ve saatlerde özel gösteriler düzenlenmektedir, ancak buraya ulaşım için biraz önce de belirttiğim gibi toplu taşım araçları değil, taksi tercih etmelisiniz.
ALIŞVERİŞ
Şehirdeki en önemli alışveriş merkezlerinden birisi Leblon merkezinde “Zona Sul” alışveriş merkezidir. Burada 200 den fazla mağaza ve iyi bir restoran bulunur.
Bu mağazalarda: spor (adidas, North face, lacoste), teknoloji (Mac Store ve diğerleri), güzellik (L’Occitane) ve diğer giyim mağazaları (Chanel, Calvin Klein, Hugo Boss, Salvatore Ferragamo ve Zara gibi) ve diğer tür mağazalar (Swatch, Swarovski gibi) bulunabilir.
Buraya yolunuz düşerse, özellikle “Havaianas” türü mayo satın almanızı öneririm. Alışveriş merkezinin zemin katında birkaç restoran bulunuyor.
Leblon bölgesinde “Avenida Afranio de Malo Franco” denilen büyük alışveriş merkezinde ise: Apple bilgisayarlarından başka, hayal edebileceğiniz her türlü mal ve cihazı bulup satın alabilirsiniz.
Evet, şehrin geneline gelelim: Şehirde güzel dükkanlar zarif olmasının yanında oldukça pahalıdır. Brezilya markası “Oskelen” önemli bir konudur. Ancak bu dünya çapındaki marka, dünyanın herhangi başka bir şehrinde daha uygun fiyata giysi ve ayakkabı satabilmektedir.
Eğer Rio şehrinde kendiniz veya yakınlarınız için bir hediye almak istiyorsanız “Oskelen” iyi bir seçim olabilir. Osklen: Brezilya’da havalı bir spor giyim markasıdır.
Rio şehrinde bu markanın satıldığı 13 dükkan bulunduğu söyleniyor. (Osklen Ipanema-Rua Maria Quiteria, Osklen Leblon-Avenida Afranio Melo Franco-Osklen Gavea-Rua Marq de Sao Vicento)
Brezilya el sanatlarını keşfetmek istiyorsanız, bu kez “Ipanema Happi Pazarı” na gitmelisiniz. Bu Pazar, Pazar günleri “Praça Osorio” denilen yerde açılır.
Bu büyüleyici sokak pazarında: hediyelik eşyalar ve diğer birçok seçenek bulmak mümkündür. Bir Pazar günü buraya erken saatte gitmeli ve osorio üzerindeki birçok restoranın birinde öğle yemeği de yemelisiniz.
Pazarın açık bulunduğu saatler 08.00-18.00 arasındadır.
NE YENİR-NE İÇİLİR-RESTORANLAR
Şehir dünyanın dört bir yanından ziyaretçi ağırladığı için birçok ülke yemek kültürünün sunulduğu restoranlar bulmak mümkündür. Ancak Brezilya yöresel lezzetlerinden mutlaka tatmanızı öneririm.
Ülke tropikal iklime sahip olduğundan özellikle tporik meyve sebzelere bolca rastlayacaksınız. Başta hindistancevizi olmak üzere birçok yemeklerde değişik soslar kullanılmaktadır. Ama bu değişik soslar ve özellikle hindistancevizi yağı mutlaka ilk anda size yabancı gelecektir.
Rio tabii deniz kıyısında olunca, ülkede deniz ürünleri de yoğundur. Karides, kalamar, yengeç ve kabuklu deniz ürünleri, katılan değişik soslar ile mükemmel tatlara bürünmektedirler.
Ama yine de bu şehrin ulusal yemeği: “feijaodo” dur. Bu yemek türü: sığır ya da domuz etinden yapılır ve yanında ağırlıklı olarak lahana ve diğer çeşitli sebzelerden oluşan bir garnitür servis edilir.
Peki nerede yenir? “Bahia” özellikle: doğu mutfağı, İtalyan yemekleri ve balık türleri için idealdir. Ama Rio geleneksel yemeklerini tatmak istiyorsanız: örneğin Zuka ve Sushi Leblon gibi restoranları deneyebilirsiniz. Ipenema bölgesinde “Zaza Bistrot” çağdaş bir restorandır.
Santa Terasa semtinde ağaçların altında yemek isterseniz, bu kez “Apraz Vel” isimli romantik restoranı kaçırmayınız.
Bu arada şehir ziyaretçileri buranın milli içeceği olan “Bibi Sucos” u tatmalıdırlar. Bu taze tropikal meyve suyudur. Egzotik isimli muhteşem meyvelerin karışımı ile yapılır. Bunlardan bazıları: ananas, avokado, amazon meyveleri (acai, açerola, amora), papaya, mango, çilek, mandalina, turunç.
Peki bunu nerede tadabilirsiniz: Bibi Sucos Leblon-Rua Ataulfo de Paiva, Bibi Sucos Copacabana-Rua Miguel Lemos, Bibi Sucos Jardim Botanica-Rua Jardim Botanico olabilir.
İçkiden söz açmışken: “boteco” denilen efsanevi içkiyi de tatmanız önerilir. “Boteco” özellikle “Cariocas” yani Riolular için olmasa olmazdır. 1848 yılında açılan ve New Yort Times tarafından, Rio şehrindeki en iyi bar seçilen “Bracae” bunu tatmanız için en iyi yerdir.
Yanında soğuk meze olarak: karides, peynir veya et veya geleneksel köfte sipariş verebilirsiniz. (Adres: Rio de Janeiro Barcarense-Rua Jose Linhares-Leblon)
Ne yersen ye 10 Dolar Et Lokantaları
Burası Rio’nun başka bir olmasa olmazı.
İçeride “Passadores” denen ve ellerinde özel, büyük şişlere sarılmış bütün bütün etler taşıyan garsonlar dolaşıyordu. Kendilerine seslendiğinizde tabağınıza istediğiniz kadar porsiyon servis ediyorlar.
Etler “churrasco” yani “mangal” yöntemiyle pişiriliyor. Bu lokantaların genel ismi de “churrascaria” yani istediğiniz kadar yeme özgürlüğünü etlerin lezzetiyle birleşince “churrascaria”lar tüm dünyaya yayılıvermiş.
GECE HAYATI
Rio şehri dünyanın en çok konuşulan gece hayatına sahiptir. Şehirdeki gece hayatı “çılgın, vahşi ve seksi” olarak nitelendirilir.
Rio şehrinde zenginler kendilerini gece kulüplerine atarlar.
Baronetti, Nuth ve Catwalk gibi gece kulüplerinin bazıları şehrin en iyi bilinenleridir. Bunlar: Ronaldo, Calvin Klein, Mick Jagger ve Naomi Campbell gibi ünlülerin uğrak yeridir.
Rio şehrinde gece hayatı denildiğinde ilk akla gelenler: dans, dans, dans, korumalı seks.
Hızlı ve içkili bir gece hayatının ardından, ertesi güne zinde başlamak için temel öneri “Coco” yani “Hindistan cevizi suyu” içmektir.
Evet şehirdeki diğer birkaç mekan hakkında bilgi vermek istiyorum:
Urca Bar
Marina önündedir. 1939 yılında Guanabara körfezi kıyısında kurulan bu mekan özellikle gün batımında şık ve güzel bir yerdir. Ayrıca arka planda, Marina’da büyüleyici ortam ve tekneler izlenir. Burada bir şeyler yemek isterseniz, öneriler: güveç, kek, börek, çorba, fasulye ve sardalya, karides.
Ancak bu restoranın her zaman kalabalık olduğunu bilmeniz gerekir, yani gittiğinizde içeriye girmek için bir süre beklemek gerekebilir.
Pedra do Sal
Roda de Samba da Petra do Sal: Largo de Sao Francisco da Prainha yakınlarındadır.
Burada samba müziği dinleyebilirsiniz. Her pazartesi günü akşamı (kuvvetli yağmur olmadığı takdirde) burada “Samba da roda” oturumları yapılmaktadır. Bu oturumlar: rahat ve neşeli bir atmosfer yaratır ve müziğin ritmine katılmasanız bile ellerinizle alkış yapabilirsiniz.
Rio Scenarium
Burası “Guardian” tarafından dünyanın en iyi 10 gece kulübünden birisi olarak seçilmiştir. Lapa bölgesinde bulunan mekan 3 katlıdır ve eski bir eczanedir. Antik Çin seramikleri, berber koltukları ve ucube nesneler ilgi çekmektedir.
Yani, burası yaşayan bir müzedir. Hafta sonlarında: canlı samba müziği, DJ setleri, gösteriler düzenlenmektedir. Samba müziği burada en iyi şekilde icra edilir.
TURİZM
Rio şehrinde genellikle ülkemizden buraya turla giden ziyaretçilerin fazla zamanı bulunmamaktadır. Bu yüzden: ben her zaman olduğu gibi sizlere, bu yazının eklerinde “Gezilecek yerler” adı altında şehirde gezilip görülmesi gereken yerlerin ayrıntılı listesini vereceğim. Ama siz şehirde kalma zamanınız ve tercihlerinize göre kendinize bir gezi tur listesi yapabilir ve buna göre gezinizi renklendirebilirsiniz.
Ama bence bu şehri ziyaret ettiğinizde özellikle şuraları mutlaka görün derim: (kendime göre öncelik sırası içindedir)
1.Corcovado dağı ve Mesih heykeli-710 metrelik bir tepe üzerinde bulunan bu heykel şehrin üzerinde sakince bakan, uzanmış kolları ile durmaktadır.
2.Ipenema plajı-Dünyanın en seksi plajı olarak seçilmiştir. Plaj 1960’lı yıllarda “From Ipanema Girl” isimli şarkı ile Rio şehrinin en popüler turistik noktalarından biri olmuştur. Plaj: mağazalar, kafeler, restoranlar, sanat galerileri, tiyatrolar ve kulüpler ile doludur.
3.Copacobana plajı-burada şehrin “cariocas” denilen yerlilerini futbol ve voleybol oynarken izleyebilirsiniz. Ayrıca satıcılar sesle ürünlerini satarlar. 4 km. lik plaj boyunca yürüyüş yapmak çok popülerdir.
4.Sugarloaf dağı ve teleferik yolculuğu-Guanabara körfezinin ağzından 400 metre yukarı yükselmektedir. 20 dakikalık teleferik yolculuğu muhteşemdir.
5.Maracana Stadyumu-1950 yılında açılan bu tesis: Brezilya ve Rio şehrinin en önemli yerlerinden birisidir.
6.Tijuca milli parkı-Dünyanın en büyük kent ormanı içinde yapılan yürüyüşler çok popülerdir.
7.Botanik Bahçesi-Jardim Botanico.Rua Jardim Botanico-Lagoa mahallesinin batısındadır. Burada 8000 den fazla bitki türü bulunuyor. Bahçe 1800’lerin başında yapılmıştır. Özellikle 600 tür orkide bahçesi ilgi çekmektedir.
8.Parque Lage-Rua Jardim Botanico.
9.Ipenema Hippie Pazar-Pazar günleri saat 08.00-18.00 arasında açılır.
10.Lapa Kemerleri.
11.Lapa Merdivenleri-Jorge Selaron.Rua Manoel Carneiro.Lapa-“Centro” olarak bilinen şehir merkezindeki bu mahalle: şehrin kırmızı ışık bölgesidir. Yani canlı gece hayatı ile ünlüdür. Mahallenin en önemli özelliklerinden birisi: “Escadaria Selaron” denilen Lapa ve Santa Teresa mahallelerini bağlayan merdivenlerdir.
12.Samba müziği-Carioca da Gema-Avenida Mem de Sa-Lapa
13.Sunset Arpoador-Burası şehrin üzerinde güneş batışının muhteşemliğinin izlenebildiği bir yerdir.
14.Lagao Mahallesi-Burası varlıklı Zona Sul bölgesinin en seçkin mahallesidir. Lagün çevresindeki 4 kilometrelik yol: özellikle bisikletçiler için popülerdir. Ayrıca: açık hava kafeleri ve sahil boyunca uzanan restoranlar ve plajlar ilgi çekicidir.
15.Santa Teresa Mahallesi-Şehrin limanına bakan bir tepe üzerindedir. Rio şehrinin 19. yüzyıl konakları ve sokakları burada görülebilir.
Çin merkez ovasının üzerindedir. Ülkenin dört büyük antik başkentinden biri olarak öne çıkmaktadır. Şehir nüfusu, yaklaşık 1.5 milyon kişidir. Şehir havaalanı, şehir merkezinin 10 km. kuzeyindedir.
Şehir: Luo nehrinin kıyısında kurulmuştur. Nehir, batıdan doğuya doğru akar. Bu sarı nehir çevresinde ise, dağlar ve ovalar, bu şehri çevrelemektedir. Antik çağda, önemli bir yurt içi taşımacılık kavşağında bulunması nedeniyle, şehir daima yerleşim görmüştür.
Hatta: şehir, 1500 yıllık sürede, 9 hanedan tarafından başkent olarak seçilmiş ve kullanılmıştır. Özellikle, Tang hanedanı döneminde, şehir, büyük önem kazanmıştır. 96 imparator, bu şehirde yaşamıştır.
Evet, bu kentin adı: günümüzde gelişmiş endüstriyel yapılarıyla dikkati çekiyor. Ayrıca: İmparatoriçe Wu Zetian tarafından çok sevilen “Şakayık” çiçekleriyle de anılmaktadır. Her yıl, Nisan ayında, bu şehirde “Şakayık Çiçek Festivali” düzenlenmektedir. Bu festivalde: yüzlerce çeşit şakayık türünü, şehir parkında görmek mümkündür.
Şehir hakkında diğer öne çıkan bir özellik, et suyu içeren besinler ve meyve sularının yaygın ve lezzet olarak ünlü olmasıdır. Et suyu ile pişirilen, 16 tür sıcak yemek, burada mutlaka tatmanızı önereceğim lezzetlerdendir. Bu özelliği bilen gezginler, şehri ziyaret ediyorlar.
Son olarak, buradan bir şeyler satın almak isterseniz: Tang hanedanı döneminden günümüze yansıyan, üç renkli, sırlı seramik biblolar düşünün. Bunlarda, genellikle: sarı, yeşil, beyaz, kahverengi, mavi ve siyah renk kullanılmıştır.
LUOYANG MÜZESİ (LUOYANG BOWUGUAN)
Müze, şehir merkezindedir. Giriş ücretsizdir.
Burada görebilecekleriniz: özellikle binlerce yıl öncesine dayanan bir fil fosilidir. Ayrıca: yine çok eski dönemlere ait, çömlekler, bronzlar ve yaldızlı seramikler var. Ayrıca: Jin hanedanı (316-265) döneminde hazırlanmış bir altın mühür var. Sonra, sırlı seramik çaydanlık görülüyor. Altı düz ve kol kısmı ejderhayı anımsatan bu çaydanlık, zarif bir görünüm sunuyor.
LUOYANG ANTİK MEZARLAR MÜZESİ
Burası, antik mezarları görüntülemek için ayrılan bir müzedir. Şehir merkezinin 10 km. kuzeyindedir. Han hanedanlığına ait, 3 hektarlık bir alanı kapsayan müze bölgesinde: görkemli binalar ve müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Giriş ücretsizdir.
DENGFENG GÖZLEMEVİ-CHOU KONG KULESİ
Şehir merkezinin 80 km. güneyindedir. Yuan hanedanı döneminde, 1276 yılında inşa edilmiştir. Kulede: dev bir güneş saati mili var. Bu güneş saati ile, zaman belirleniyormuş. Yaz ve kış dönemlerinde, gündönümleri bu güneş saati ile ayarlanıyormuş.
BEYAZ AT TAPINAĞI-LONGMEN MAĞARALARI (LONGMEN SHİKU)
Şehir merkezinin 12 km. güneyindedir. Xiang ve Longmen dağları ile Yi nehri arasındadır. Giriş ücretlidir: 120 yuan. Ziyaret saatleri: 07.00-19.50 saatleri arasındadır.
2000 yılında, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü, buradaki taş yazıtlar, Çin ülkesinin en ünlü, hazinelerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Evet: Yi ırmağının iki yakasındaki kayalık tepeler: bir kale kapısının iki yanındaki kulelere benzemektedir. Sabahın erken saatlerinde buraya giderseniz: güneş ışığı, heykellerin görünümlerini iyice ortaya çıkarmakta ve net olarak görüntü sağlanmaktadır.
Buradaki anıtsal heykeller:
1494 yılından başlanarak, takip eden 400 yıllık sürede yapılmışlardır. Sert kayalara oyularak yapılmış bu heykellerin miktarı, yaklaşık 100 bin civarındadır. Bunlar: 1300 den fazla mağara içindedir ve boyutları: 2 cm ile 170 cm. arasında değişmektedir. Mağaralardaki bir yazıtta: bu heykellerin yapımı için, 800 binden fazla ustanın çalıştığı yazılıdır.
Evet, heykellerin bir kısmı, bir zamanlar buradan çalınarak yurt dışına kaçırılmış. Günümüzde, heykellere dokunmak her ne kadar uğur getirir deniliyorsa da, heykellerin önündeki demir parmaklıklar, heykellere dokunulmasını engelliyor. Yani, heykellere belirli bir yere kadar yaklaşılabiliyor.
Mağara tapınağın genişliği 36 metre ve uzunluğu 41 metredir. Bu ölçüleri ile, bölgenin en büyük mağarası olarak öne çıkmaktadır.
Burada: 13 metre uzunluğunda bir Buda heykeli ilgi çekiyor. Kulakları: 1.9 metredir. Toplam yükseklik: 17.14 metredir.
Heykel: Tang imparatoru Gaozong döneminde yapılmıştır. Buda heykeli: bin yapraklı bir lotus çiçeği üzerine; bağdaş kurmuş oturmuş olarak betimlenmiştir. Yüzünde: kutsal ve nazik bir ifade ve zarif bir gülümseme görülüyor. Çevresinde ise: yine takipçileri ve muhafızlarına ait 9 heykel görülmektedir. Hatta, bu muhafız heykellerinden birinde, muhafız, şeytanı ayaklarının altında ezerken betimlenmiştir. Heykelin açılışına: İmparatoriçe Wu Tezian’ın katıldığın, kitabede yazılı.
WANFO MAĞARASI
680 yılında yapılmıştır. Mağara içinde, iki oda bulunmaktadır. Mağaranın en büyük özelliği: kuzey ve güney duvarlarına taş oyma olarak yapılan, 15.000 buda yontusudur.
Ana Buda heykeli: lotus tahtına oturur olarak betimlenmiştir. Bunun hemen arkasına oyulmuş, 54 yontu daha görülüyor. Ayrıca, yine duvarlara oyulmuş: güzel ve şirin, şarkıcı va dansçıların kabartmaları var. Çeşitli müzik aletleri çalanların eşliğinde, dansçılar, zarif bir şekilde dans ediyorlar. Yani, mağara içinde canlı ve neşeli bir atmosfer yaratılmaya çalışılmış olması dikkat çekiyor.
Mağaranın hemen dışında ise, yüksekliği 85 cm. olan, Kwan-Yin heykeli görülmeye değerdir.
GUYANG MAĞARASI
Bölgedeki en güzel mağaralardan biridir. Mağara: Qi hanedanı döneminde, 500-575 yılları arasında yapılmıştır. Buradaki Buda heykelinde: ayak ucunda iki aslan bulunması ile dikkat çekiyor. Bu aslanların, heykeli koruduğuna inanılıyor.
REÇETELER MAĞARASI (YAOFANGDONG)
Burayı mutlaka görmelisiniz. 575 yılında yapıldığı bilinen mağaranın duvarlarında: o dönemlerde ülkede görülen hastalıklar ve bunların tedavilerinde kullanılan 125 reçetenin yazılı olduğu taş tabletler bulunuyor.
ŞAOLİN (SHAOLİN) MANASTIRI
Song dağı üzerinde: yabani çiçekler ve çam ağaçlarının arasındadır. Giriş ücretlidir: 110 yuan.
Tapınak: Cennetin altında, bir numaralı tapınak olarak bilinmektedir.
2010 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek, koruma altına alınmıştır.
Bu manastır:
1627 yılında, Hintli bir keşiş olan Bodidarma tarafından kurulmuştur. Kuruluş sırasında, buradaki keşişlerin, meditasyon için gerekli konsantrasyonu sağlayamadıklarını gören keşiş: onlara yardımcı olabilmek için, hayvanların hareketlerinden yola çıkarak bir tür fiziksel egzersiz geliştirmiştir.
Bu hareketler, zihnen ve bedenen , aynı amaca odaklanmayı sağlamaya yöneliktir. Ama, zamanla, bu hareketler, Şaolin dövüşlerine dönüşmüş ve Uzakdoğu savunma sanatı tekniklerine kaynaklık yapmıştır.
Evet, bu manastır: kung-fu filmlerinde görülen dövüşçü keşişlerin yetiştiği yerdir. Yani: Çin dövüş sanatının ve tai egzersiz hareketlerinin çıkış yeri, burasıdır. Bu nedenle, ülkenin en gözde turistik yerlerinin başında gelmektedir.
Manastırda, günümüzde, dövüş sanatlarının sergilendiği film setleri kurulu görülmektedir. Bu mekanlarda, yerli-yabancı tüm isteyenlere, savunma sporlarının öğretildiği kurslar verilmektedir.
Bu kurs verilen dövüş sanatları içinde: tekvando, karate, kung-fu, judo ve diğer Asya kökenli teknikler bulunmaktadır.
Şaolin manastırı: birbirine geniş avlularla bağlanan salonları, pavyonları ve ibadethaneleri barındırmaktadır. Bunlar arasında en öne çıkanı: Bin Buda Salonu (Qianfo Dian) dır.
MAHAVİRA SALONU-BİN BUDA SALONU
Çin Luoyang ; Burada, savaşan keşişlerin betimlendiği freskler bulunmaktadır. Yapının arkasındaki kutsal sayılan taş zemin üzerinde ise, uzun yıllar burada egzersizler yapan keşişlerin bıraktığı sol ayaklarına ait izler görülmektedir. Bunlar, yaklaşık 50 küçük çukur olarak görülüyor ve yaklaşık 20 cm. boyutundalar.
ATASI MANASTIRI-GÖLGE TAŞI
Tapınağın dışında, kuzey yönündedir. Mağaranın derinliği 7 metre ve yüksekliği 3 metredir. Her iki tarafa, birçok taş yazıt oyulmuştur. Ayrıca, bir meditasyon taşı var.
Bunun ilginç bir öyküsü bulunmaktadır. Manastırı kuran Hintli keşiş Bodidarma: söylenenlere göre, bir mağarada: 9 yıl boyunca hiç kıpırdamadan meditasyona girmiş ve böylece duvara silüeti kazınmıştır. İşte bu taş, o mağaradan sökülerek buraya getirilmiştir. Ancak, bu taşın savaş sırasında bulunduğu yerden yıkıldığı söyleniyor. Yani, zarar görmüş.
Budistler, buraya dini ayin için gitmektedirler.
STUPA ORMANI (SHAOLİN TALİN)
Tapınağın dış avlularında bulunmaktadır. Burada: kilitli yerlerde kutsal emanetler ve büyük bazı keşişlerin mezarları bulunmaktadır. İlk olarak ise, 726 yılında, Tang hanedanı döneminde gömülmüş bir başrahibin mezarı bulunmaktadır.
Ama, 1000 yıldır buraya gömülmeler devam etmekte ve sonuçta ortaya Budacı bir mezarlık çıkmaktadır. Buranın hemen yanında: kungfu yapan keşişlerin betimlendiği ahşap heykellerin bulunduğu avluyu görebilirsiniz.
GUOLİANG
1972 yılı öncesine kadar, dağların arasında kalan Guoliang kasabası: dış dünya ile bağlantısı olmayan bir yer olarak biliniyordu. Zaten isminin kelime anlamı da, saklı kasaba olarak geçmektedir. Günümüzde, 1750 metre yükseklikteki bu kasabada, yalnızca 20 Çinli ailenin yaklaşık 350 ferdinin yaşadığı biliniyor. Ama, bu küçük kasaba, her yıl on binlerce ziyaretçi tarafından ziyaret ediliyor.
Burada: Taihang dağının bulunduğu yerde, dünyanın en tehlikeli olan Guoliang Tüneli bulunuyor. Dağın yamacına yapılmış olan bu yolun birçok yerinde, yolu kullananların aşağıya düşmesini engelleyecek hiçbir tedbir bulunmamaktadır. 30’dan fazla penceresi olan bu tünel: uzun uğraşılar sonucu yörenin köylüleri tarafından dağlara kazılarak yapılmıştır.