Kars Arpaçay

Kars Arpaçay

Arpaçay, Kars il merkezine 41 km uzaklıktadır. Bu yol çift şeritlidir ve ulaşım yaklaşık 30 dakika sürer. Ulaşımda, Kars’taki havaalanı da kullanılmaktadır. Arpaçay, Akyaka arası uzaklık: 35 km. Arpaçay, Çıldır arası uzaklık: 27 km.

 

TARİHİ

Yavuz Sultan Selim, Tebriz dönüşünde Kars ve Arpaçay’ı Osmanlı topraklarına katmıştır. 1534-1877 tarihleri arasında Kars ve ilçeleri, Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır. 17-18’nci yüzyıllarda ise İran hakimiyeti görülür ve 1828 yılında Ruslar, Kars’ı işgal etmişlerdir, ardından bir yıl sonra şehri terk ederler. 1855 yılında Kars ve ilçelerine hücum eden Ruslar, bozguna uğrayarak geri çekilirler.

Ancak ardından şehirde baş gösteren açlık, hastalık ve soğuk yüzünden, Kars ve ilçeleri Ruslara bırakılır. 1856 yılında Paris anlaşması sonucunda şehir ve çevresi Ruslardan geri alınır. 1877 yılında Ruslar yeniden hücum ederler, Gazi Ahmet Muhtar Paşa bu hücumları bir süre durdurur, ancak yardım gelmeyince Ruslar şehre girerler.

Kars ve ilçeleri, 1878-1918 yılları arasında Rus hakimiyetinde kalır. 30 Ekim 1920 tarihinde Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusu Kars ve İlçelerindeki işgale son verir.

Kars Arpaçay

 

GENEL

Arpaçay, 1927 yılında Şüregel (Kızılçakçak) ile Zerşat (Arpaçay) kazalarının birleştirilmesiyle günümüzdeki halini almıştır. İlçeye bugünkü ismini hemen doğusundan geçen “Arpaçay” vermektedir. Arpaçay nehri, Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturur.

Nehir üzerinde bir baraj bulunmaktadır ve bu baraj kapakları kapatıldığı zaman nehir oldukça sığ hale gelir. Arazide küçük çaplı tepeler vardır, yani az dalgalıdır. Bölgede sadece Kars çayı vardır. Kars çayının Arpaçay ile birleştiği yere kadar olan toplam uzunluğu 120 km kadardır. Arpaçay’ın Kars çayı ile birleştikten sonraki ismi kaynaklarda “Akhuryan” ırmağı olarak geçer.

İlçenin rakımı 1675 metredir. Ermenistan ile olan sınır uzunluğu 10 km dir. Bölgede karasal iklim hakimdir ve buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçer. İlçe insanının ekonomik geçim kaynağı, tarım ve hayvancılıktır.

Tarımsal üretim genellikle hayvancılığı desteklemek için yapılır. Yani tahıl ve ot üretimi çoğunluktadır. Ayrıca halıcılık yaygındır. Hemen hemen her köyde halı dokunmaktadır. Halılar geleneksel Kafkas modelleriyle ve tamamen doğal boyama yöntemi kullanılarak dokunur.

Kars Arpaçay

 

ARPAÇAY KAZ

İlkbaharda meralarda otlatılan, Ekim ayından sonra ise besiye alınıp irileşmesi için sadece arpa ile beslenen kazlar, kar yağışının ardından kesime alınır. Etinin lezzetli olması için, kar yedikten sonra kesilir, sonra tuzlanır, kurutma işleminden sonra satışa sunulur.

GEZİLECEK YERLER

Kars Arpaçay Çanaksu Kütük Ev

 

ÇANAKSU KÜTÜK EV

Kars Valiliği tarafından, Kasım 2017 tarihinde Çıldır gölü kıyısında yaptırılan küçük ev: butik otel, cafe ve restoran olarak hizmet vermektedir. Kütük ev, Kars il merkezine 61 km ve Arpaçay ilçe merkezine 22 km uzaklıktadır. Kütük ev, saat: 08.00 ile 21.00 arasında hizmet vermektedir.

Kars Arpaçay

Ziyaretçilere yemek yeme ve konaklama imkanı sunar. Kütük ev içinde: 5 adet butik oda bulunmaktadır. Göl kıyısındaki kütük evde, yaz aylarında gölde tekne gezisi imkanı sunulmaktadır. Ayrıca yine kütük evin hemen yanında, piknik yapmak için uygun kamelyalar bulunmaktadır.

Kars Arpaçay Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti

 

KUYUCUK GÖLÜ KUŞ CENNETİ

İlçe merkezine bağlı 15 km uzaklıktaki Kuyucuk köyündedir. Kuyucuk köyü, göle yaklaşık 1 km uzaklıktadır.

Kars-Akkaya yolu üzerindedir. Göl, 1617 metre yükseklikte, sığ bir göldür. Gölün en derin yeri 13 metredir. Tatlı su gölü olmasına rağmen, gölde balık yoktur. Göl, konum olarak dünyadaki 34 biyolojik çeşitlilik noktasında, Kafkasya ve İran-Anadolu biyolojik çeşitlilik noktalarının kesiştiği bir yere bulunur.

Ayrıca sığ bir göl olduğundan ve Afrika-Avrasya göç yolu üzerinde bulunduğundan, yüksek kuş çeşitliliğine sahiptir. Burada 207 kuş türü tespit edilmiştir.

Kars Arpaçay Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti

Göl zamanı ise bu sayı 250 civarına ulaşmaktadır. Göl kış döneminde donduğu için, bu dönemde alanda hiç su kuşu bulunmaz. Göl özellikle angıt ördekleri açısından çok önemlidir.

Eylül 2004 tarihinde, bir gün içinde dünya angıt nüfusunun yaklaşık yüzde 12’si (20 bin üzerinde kuş) burada gözlenmiştir. 2009 yılında Kuyucuk gölü yaban hayatı geliştirme sahası, Türkiye’nin 13’ncü ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun ilk Ramsar Alanı (Uluslararası öneme sahip sulak alanlar) olarak ilan edilmiştir.

Kars Arpaçay Çıldır Gölü

 

ÇILDIR GÖLÜ

Göl, Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük tatlı su ve en büyük ikinci gölüdür.

Kars ve Ardahan arasında yer alır. Akbaba dağı ve Kısır dağı arasında kalır. Deniz seviyesinden 1959 metre yüksekte olan gölün en derin yeri 42 metredir. 123 km kare büyüklüktedir. Kış aylarında büyük ölçüde donar. Göl: bir lav akıntısı ile, bir moloz mahrutu tarafından, müştereken meydana getirilmiş bir doğal set gölüdür. Birçok pınar ve derelerle beslenir.

Gölün tek çıkış yeri, Ermenistan sınırında olan Arpaçay’ın kolu Telek çayıdır. Gölde büyük adacıklar vardır. Bunlardan birisi Akçakale harabelerinin yanında bir adadır ve bu adanın tarihinin MÖ 8000 yılına kadar gittiği söylenir. Göl çevresinde çok az bitki örtüsü gelişmiştir.

Kars Arpaçay Çıldır Gölü

Gölü çevreleyen otlaklarda yoğun hayvancılık yapılır. Balıkçılık da, dört mevsim yapılır ve yöre halkı için önemli bir ekonomik etkinliktir. Kışın buz tutan gölde, kalın buz tabakası kırılarak balık avlanır. Gölde yakalanan en önemli balık türü: aynalı sazan balığıdır.

Kurak mevsimlerde göl seviyesi hızla düşer ve bu dönemde sazan balıklarının üremesi için gerekli sazlıklar daralır ve kontrolsüz avlanma da eklenince balık stokları olumsuz etkilenir.

Evet, Çıldır gölü denilince, turistik anlamda genellikle kış döneminde buz tutmuş göl üzerinde binilen atlı kızak gezintileri akla gelir, bir de yukarıda belirttiğim gibi kalın buz tabakası kırılarak tutulan balıklar, bu yüzden bölgenin turizm özelliklerinin bitmemesi için, gölün kesinlikle kirlenmemesi gerekir ki, bunun için de göl çevresinde yapılanma olmamalıdır.

Kars Arpaçay Çıldır Gölü

Eğer Çıldır gölüne yaz döneminde giderseniz, gölün inanılmaz temiz sularında yüzme imkanı olmasına rağmen, göl kıyısı dik ve kayalıktır, yani plaj yoktur. Bunu dikkate almak gerekir. Ayrıca yine yaz döneminde, gölde mutlaka gün batımını izlemenizi öneririm.

DOĞRUYOL (CALA) KÖYÜ KİLİSESİ

İlçe merkezinin 28 km kuzeyinde bulunan, eski adı Cala/Çala olan Doğruyol köyündedir.

Kilise, beş kademeli platform üzerine inşa edilmiştir. 1863 yılında, kilisenin güneyine, sadece kilisenin güney duvarından açılan kapı ile giriş sağlanan cami ve batı duvarının güneyine minare eklenmiştir. Günümüzde kilisenin doğu cephesine bitişik imam evi vardır.

Ayrıca kilisenin kuzey cephesi, belli bir seviyeye kadar toprakla doludur. Kilise: kesme taştan dolgu duvar tekniğiyle inşa edilmiştir. Tek nefli, tek apsisli ve tonoz örtülüdür. Kilisenin batı duvarının güneyde devam etmesi, yine aynı eksende doğuda apsis yarım dairesinin bir kısmının algılanması, cami yapılmadan önce burada kilisenin orijinaline ait bir mekan olduğunu göstermiştir.

Kilisenin batı ve doğu cepheleri, kademeli dikdörtgen duvar payeleri üzerindeki düz yastıklara oturan, ortadaki daha uzun, üç yuvarlak kemerle hareketlendirilmiştir. En ilginç olanı, kilisenin Ermeni mimari araştırmacıları tarafından Ermeni kilisesi, Gürcü mimari araştırmacıları tarafından ise Gürcü kilisesi olduğu iddiasıdır.

Kars Arpaçay Polat Kalesi

 

POLAT KALESİ

İlçe merkezinin 5 km kuzeydoğusunda bulunan Polat köyünün 1.5 km kuzeybatısındadır. Kale doğu-batı doğrultusunda olup batı kısmı sarp bir uçurumdur. Batısından büyük bir dere akmakta olan kalenin doğusunda ise yayvan bir tepe bulunur.

Verimli Arpaçay ovasına egemen olan kale, stratejik açıdan son derece önemlidir. Kalenin girişi güney sur duvarı ile batı sur duvarının birleştiği yerde, 1.5 metrelik bir kapıdan sağlanır. Girişi güçlendirmek için savunma açısından daha elverişsiz olan doğu tarafına 3-3.5 metre genişliğinde daha kaba taşlardan ikinci bir sur duvarı yapılmıştır. Bölgenin en önemli kalelerinden birini oluşturan kalede elde edilen keramikler İlk Tunç Çağına aittir.

Kars tanıtımı.

Sarıkamış tanıtımı.

Ani harabeleri tanıtımı.

 

Kars Akyaka

Kars Akyaka

Akyaka, Kars il merkezine 63 km uzaklıktadır. Akyaka, Arpaçay arası uzaklık: 35 km.

TARİHİ

Önceki ismi “Kızılçakmak” olan ilçe, 1534 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1877-1878 yılları arasında Osmanlı-Rus savaşı sonunda Rus işgaline uğramıştır. 1917 yılında Rus işgali biter. Ancak Ermeni işgali devam eder.

İlçe, 3 Kasım 1920 tarihinde ise, Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusu tarafından kurtarılmıştır. 1926 yılında Bucak statüsünü kazan ilçe, Arpaçay ilçesine bağlanmıştır. 1961 yılında ise Kızılçakmak ismi değiştirilmiş ve “Akyaka” olmuştur. 1972 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1988 yılında ise ilçe teşkilatı kurulmuştur.

Kars Akyaka

GENEL

İlçe Kars ilinin en kuzey ucundadır. İlçenin doğusunda Ermenistan vardır ve sınır hattı 52 km dir. Ermenistan ile ilgili Doğu Sınır Kapısına uzaklık ise 13 km dir. İlçenin rakımı 1477 metredir. Geniş düzlükler ve boz kırlara sahiptir. Karahan çayı, ilçeden geçerek Ermenistan sınırında bulunan Arpaçay barajına dökülür. Yörede karasal iklim olmasına rağmen, barajlar nedeniyle yer yer Karadeniz iklimi de görülür. Sert kış mevsimleri geçmişte kalmıştır.

AKYAKA TARIM HAYVANCILIK VE KÜLTÜR FESTİVALİ

Akyaka Kaymakamlığı ve Belediyesi tarafında organize edilen festivalde, ilçenin önemli gelir kaynaklarının arttırılması ve hayvancılığın geliştirilmesi hedefleniyor. Etkinlikte “Tarım ve Hayvancılık” konulu konferanslar veriliyor. Ayrıca Sulama Birliği Bahçesinde: en iyi buzağı yetiştiricisi, en iyi süt ineği yetiştiricisi, en iyi boğa yetiştiricisi ve en iyi pancar yetiştiricisi dallarında yarışmalar düzenleniyor. Ayrıca buzağı güzellik yarışması yapılıyor ve kazananlara ödüller veriliyor.

GEZİLECEK YERLER

ANİ KENTİ HARABELERİ

Ani kenti harabeleriyle ilgili ayrıntılı gezi yazım, yine bu sitede “Ani” ismi altında bulunmaktadır.

Kars Akyaka

KIZ KALESİ-TİGNİS KALESİ

İlçe merkezine bağlı Tignis (Kalkankale) köyündedir. Kale sınıra 3 km uzaklıktadır. Karahan çayını seyreden bir konumdadır. Ermenistan sınırına ve Doğu kapıya oldukça yakındır. Köye hakim bir tepede bulunan kale, muhtemelen I. Smpad Pakraduni (890-914) döneminde yaptırılmıştır.

Kars Akyaka

Kalenin en büyük özelliği, Ani ören yerindeki kale ile aynı dönemde yapılmış olmasıdır. 20’nci yüzyıl başına kadar sağlam gelen kale, günümüzde ise harap haldedir.

Kars Akyaka

TARİHİ TREN GARI

İlçe merkezindeki tarihi gar binası, İstasyon mahallesinde İstasyon caddesi üzerinde, postane ve polis karakolu yakınlarındadır. Gar binası, 1899 yılında Rus Transkafkasya demiryolu tarafından inşa edilmiştir. Yapıldığı dönemdeki ismi Şöregel istasyonudur.

Kurtuluş savaşı sonrasında Kars yöresi Türkiye’ye verilince istasyonun ismi de “Kızılçakçak” olarak değiştirilmiştir. 1962 yılında istasyon yeniden inşa edilmiş ve raylar standart açıklığa getirilmiştir. 1966 yılında ise istasyon günümüzdeki ismini “Akyaka istasyonu” ismini almıştır.

1993 yılında Türkiye-Ermenistan arasındaki sınır kapatılınca, Kars doğusundaki tren seferleri askıya alınmıştır. Seferler Şubat 2011 tarihinde açılmıştır.

Gelelim tren istasyonunun mimari yapısal özelliklerine: Gar binası, dikdörtgen planlı ve siyah kesme taştandır. Kars il merkezi ve ilçelerdeki diğer Rus dönemi yapılarıyla benzerlik gösterir. Baltık mimarisi tarzındadır. Binanın doğu ve batı yönünde, iki giriş kapısı vardır.

Giriş kapılarının kenarları ve kapıların sağında ve solunda üçer adet pencere bulunur. Binanın yan duvarları yığma olarak yapılmıştır. Binanın iç mekanı, birbirine açılan odalardan oluşur. Odaların iç mekanlarında hiçbir süsleme yoktur. Çatı kısmı, sonradan onarım görmüştür.

Kars Akyaka

KAYAKÖPRÜ KÖYÜ ARGİNA KATEDRALİ

İlçe merkezine 5 km uzaklıkta Kayaköprü köyündedir.

Osmanlı dönemindeki adı “İslam Enginesi” ve Ortaçağdaki adı “Argina” dır. Argina, Ermenilerin Ani’den önceki katolikosluk merkezinin yerleşim yeri olması nedeniyle önemlidir. 7’nci yüzyıla kadar Ermeni Kamsarakan sülalesinin toprakları olan bölge, Ermeni tarihçisi Sebeos’a göre, 9’ncu yüzyılın ortalarında Ermeni Bagratlı sülalesinin idaresine geçmiştir.

Ermeni Katolikosluğu, 927 yılında Dvin’den Vaspurankan (Van) Krallığının sınırları içindeki Akdamar adasına taşınmıştır. Katolikos I. Anania (946-968) döneminde, katolikosluk ikametgahı, Vaspurakan Ermeni Krallığı sınırları içindeki Akdamar Adasından, Bagratlı Ermeni Krallığı sınırları içindeki Argina’ya nakledilmiştir.

Dönemin Bagratlı Ermeni Kralı I. Abas (928-953) ve krallık merkezi de Kars’tır. Kral Abas ve Katolikos Anania, bölgedeki çok sayıda manastır ve kilisenin inşasına öncülük etmiştir. 992 yılına kadar Ermenilerin katolikosluk merkezi olan Argina, katolikosluk merkezi Ani’ye taşındıktan sonra önemini kaybetmiştir.

Argina katolikosluk yapı kompleksinin bir katedral, üç ayrı kilise, bir kütüphane, bir okul, manastır odaları ve patriklik evinden oluştuğu dönem kaynakları ve yayınlardan bilinir. Katedralin batı ve kuzey duvarlarının kalıntılarının 20’nci yüzyıl başlarına kadar mevcut olduğu, eski fotoğraflardan görülür. Katedralin, farklı tarihler belirtilse de 20’nci yüzyıl başlarında ya da ortalarında depremde yıkıldığı bilinmektedir.

Katedralden günümüze kadar ulaşan kalıntılar incelendiğinde, orta bölümü kubbeli, tek nefli ve tek apsislidir. Bu yapının en önemli özelliklerinden biri, Ani Katedralini (989-1001) ve Ayasofya’nın yıkılan kubbesini (982-992) yapan Mimar Trdat tarafından inşa edilen bilinen ilk yapı olmasıdır.

Katedral, Katolikos I. Haçik tarafından Mimar Trdat’a 973-977 yılları arasında yaptırılmıştır. Katedralin kuzey duvarı ve batı giriş kapısı üstünde bulunan kitabeleri günümüze ulaşmamıştır.

ŞAHNALAR KÖYÜ CAMİSİ

İlçe merkezine bağlı Şahnalar köyünde, Ruslar tarafından, Baltık mimari tarzında, bazilika planlı olarak tüf taşından yapılmış kilise, sonradan camiye çevrilmiştir.

Üzerinde 1908 tarihli yapım kitabesi bulunur. Duvarlarda sağır kemerler kullanılarak binaya estetik verilmiştir. Yapıya daha sonra minare eklenerek camiye çevrilmiştir ve çatısı yeniden yapılmıştır. Kilise camiye çevrilmesinden dolayı, iyi şekilde korunarak günümüze ulaşmıştır.

Kars Sarıkamış hakkındaki gezi yazım için Sarıkamış

 Kars Selim hakkındaki gezi yazım için Selim

Şırnak Uludere

Şırnak Uludere

Uludere, Şırnak arası uzaklık: 48 km. dir.

TARİHİ

Tarihi süreç içinde, bölgede birçok ulusun egemenliği görülür. 1502 yılında bölge Osmanlılara bağlanır. Cumhuriyetin ilanından sonra bucak haline gelen Uludere, Beytüşşebap ilçesine bağlanır. 1957 yılında çıkan kanunla Hakkari iline bağlı bir ilçe olur. Uludere Belediyesi, 1958 yılında kurulur. 1990 yılında ise Şırnak iline bağlanır.

Şırnak Uludere

GENEL

İlçenin güneyinde Irak toprakları bulunmakta olup, 56 km sınırı vardır. Coğrafi olarak dağlık ve engebeli bir araziye sahiptir. İlçe merkezinin rakımı 1230 metredir.

Yörede karasal iklim hakimdir. Buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve karlı geçer. Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farklılıkları oldukça fazladır. Bölgede meşe ormanları, fundalıklar, çayır ve meralar bulunur. Yüksek yerlerde yer yer dağ çayırları görülür. Ama bölgenin bitki açısından en büyük özelliği: çok sayıda endemik bitki türünün bulunmasıdır.

Şırnak Uludere

ENDEMİK BİTKİ TÜRLERİ

Uludere, flora ve fauna bakımından zengin bir yerdir. Endemik bitki: ters lale veya dağ lalesi oldukça çoktur ve ülkemizde sadece Uludere-Hakkari arasındaki dağlarda yetişir ve koruma altındadır.

Şırnak Uludere

ULUDERE KİLİMLERİ

Uludere kilimleri, 50 yıl öncesine kadar yer tezgahlarında, çift kanat şeklinde, büyük boyutlu dokunurken, günümüzde dokunan dikey tezgahlarda ve daha küçük ebatlarda dokunmaktadır. Dokumada geleneksel aletler kullanılır. Malzeme olarak ise, bazen yün-kıl ipliği bazen de fabrika iplikleri kullanılır. Kilimlerin en önemli özelliği: dokuyan kadınların duygularını yansıtmak için kilimleri bir araç olarak kullanmalarıdır.

İlk bakışta bütün halinde tasarlandığı sanılan kilimler, aslında yatay ve dikey sütunlara bölünmüş parçalar halinde tasarlanmıştır. Ancak kilimlere genel bir simetri hakimdir ve yörede çeşitli efsaneleşmiş simgeler kullanılır.

GEZİLECEK YERLER

Şırnak Uludere

GERAMON KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı Andaç köyünde Yarma Mahallesinde eski bir Nasruti yerleşmesi olup, asıl adı Geramon’dur. Bu bölgenin ismi Geramon olduğu için kilise de bu isimle bilinir. Geramon’un eski ismi “Alamon” dur ve eski bir Asuri yerleşimidir.

Irak sınırına çok yakın olan Hakkari-Şırnak karayolunun 3 km içerisinde bulunan Andaç’dan 1 km uzaklıktadır. Kuzeyden güneye eğimli bir arazi üzerine kurulmuş olan kilisenin güneyinde meydan kuzey ve batı taraflarında bahçe, doğusunda yol bulunmaktadır. Kilise cepheleri yalın tutulmuştur. Tamamında taş malzeme kullanılmıştır. Sağlam kalmış olan yapı bölgesindeki Nasruti kiliselerinin önemli yapılarından biridir. Eser tescilli olup koruma altındadır.

 Şırnak Silopi hakkındaki gezi yazım için Silopi

Şırnak