Uşak Sivaslı

Uşak Sivaslı

Sivaslı denilince, akla hemen çilek gelir. Özellikle yaz aylarında, buraya yolunuz düşerse, dalından koparılan taze çilekleri tadabilirsiniz.

Sivaslı ilçesinin belli başlı merkezlere uzaklığı şöyledir: Sivaslı-Uşak arası uzaklık: 34 km. Sivaslı-Denizli arasındaki uzaklık; 120 km. Sivaslı-Afyon arasındaki uzaklık: 148 km. Sivaslı-Manisa arasındaki uzaklık: 227 km. Sivaslı-İzmir arasındaki uzaklık: 245 km. Sivaslı-Ankara arasındaki uzaklık: 405 km. Sivaslı-İstanbul arasındaki uzaklık: 538 km.dir.

İlçe: Uşak-Denizli karayolu üzerinde bulunmaktadır. 1953 yılında Uşak’in il olmasıyla burası da ilçe statüsü kazanmıştır.

TARİH

Hititlerden bu yana, burada yerleşim olduğu bilinmektedir. Hititlerden sonra Frigyalılar, yörede egemen olurlar. Kurulan şehirler ise, Roma ve Bizanslılar tarafından da kullanılmışlardır. Daha sonra, MÖ.670 yıllarında, Lidyalılar görülür.

Milas ve Efes şehirlerinden başlayıp, başkent Sard kentinden geçerek, Uşak-Ahat üzerinden Orta Anadoluya ulaşan kral yolu, yörenin en ünlü tarihi özelliğini ortaya koyar. Kral yolu, ilçe topraklarından geçerek, Karahallı bölgesindeki Cilandıras köprüsüne ulaşır.

Bölgede daha sonra, Persler ve akabinde Büyük İskender’in egemenliği görülür. MÖ.132 yılında ise, Romalılar bölgeye egemen olurlar. Roma hakimiyeti, 500 yıl sürer. Daha sonra Bizans egemenliği ve 1072 yılında, yani 700 yıl sonra, bölgede: Türkler görülür.

Yaklaşık 100 yıl, Germiyanoğulları Beyliği ve 1391 yılında, Yıldırım Beyazıt eliyle, Osmanlı imparatorluğuna geçiş.

1920 yılında, iki yıl süren, Yunan işgali görülür.

Son olarak ilçenin isminin nereden geldiğine bakacak olursak: Sivaslı ilçesinin isminin “Sebaste” kelimesinden Türkçeleştirilerek geldiği düşünülmektedir. Sivas ilinin ismi de, aynı şekilde, o şehrin antik ismi olan “Sebaste” kelimesinin, Türkçedeki ifadesinden başka bir şey değildir.

Her iki şehir de, İmparator Augustus tarafından kurulmuştur. Başka bir söylentiye göre ise: eski dönemlerde Çivril ve Banaz arasında bir kervan yolu bulunmaktadır. Bu kervan yolu üzerinde, Sivaslı ilçesinin bulunduğu yerde bir kervansaray vardır.

Buraya bakan şahıs “Sivas” ilinden gelip, buraya yerleşmiştir. Çevreye yerleşen Türkler, vakit geçirmek için “Haydi Sivaslı’nın yanına gidelim” şeklinde konuşurlar ve Sivaslı’nın hanının bulunduğu bu yer, bugün “Sivaslı” olarak bilinir olur.

Uşak Sivaslı

GENEL

İlçenin rakımı: 1050 metredir. Orman yönünden zengin sayılmaz. Genelde, düzlük olup, hafif engebelidir. Arazi verimlidir. Topraklarından, Menderes nehrinin bir kolu olan, Banaz Çayı geçer.

İlçe, ikinci sınıf deprem bölgesindedir.

Buradaki hakim iklim örtüsü, karasal iklimdir.

Ekonomi: tarıma ve hayvancılığa dayanır. Meyvecilik ve sebzecilik te önemli yer tutar. İlçede, en fazla yetiştirilen meyve: çilektir. İlçede bulunan 400 çiftçi ailesi, yaklaşık 2500 dekarlık alanda çilek yetiştirir ve yıllık 4000 ton çilek hasadı yapılır.

İlçeye bağlı: Özbeyli ve Eldeniz köylerinde, mermer ocakları var. Çıkarılan mermer taşları, işlenmek üzere Afyon şehrine gönderilmektedir. Bu mermer ocaklarının, Romalılar döneminde de kullanıldığı anlaşılmıştır.

Uşak Sivaslı

ÇİLEK FESTİVALİ

Festival, her yıl Mayıs-Haziran aylarında, çilek üretimini teşvik amacıyla yapılıyor. Festival süresince: çilek tanıtımı, en iyi çilek yetiştirme yarışması, çilek güzeli ve çilek çocuk güzeli seçimleri yarışmaları, yöre sanatçılarının müzik programları, şiir, kompozisyon, türkü söyleme yarışmaları, halk oyunları gösterileri gibi etkinlikler düzenlenmektedir.

NE YENİR

Yöreye özel yemekler şunlardır. En başta Tarhana Çorbası gelir. Sonra: Haşhaş sürtmesi, yöreye has bir et yemeği olan gümlü, bulgur ve mercimeğin karıştırılarak pişirilmesiyle yapılan alacatene.

GEZİLECEK YERLER:

Uşak Sivaslı Sebaste Antik Kenti

SEBASTE ANTİK KENTİ

Uşak il merkezinin 35 km güneydoğusunda, Sivaslı ilçesi Selçikler Beldesi yakınlarında, Banaz Çay’ının (Senaros) suladığı geniş bir ova üzerindedir.

Selçikler Beldesinde, köyde, tepe mahallesinde, bir höyük bulunmuştur. Burada yapılan araştırmalarda, yerleşim alanında, MÖ. 4 bin yıllarında yerleşim izleri bulunmuştur.

Sivaslı ve Selçikler arası: antik “Sebaste” kentinin kalıntılarını barındırır. Yani, merkez ilçe bile, Sebaste ören yeri üzerinde kuruludur. Kentin en önemli dönemleri, Romalılar zamanına rastlar.

MÖ 20’de, İmparator Augustus tarafından, imparatora sadık anlamına gelen “Sebaste” adıyla, çevredeki köylerin bir araya getirilmesiyle şehir kuruldu.

Kurulduğu dönemde: imparatorluğun en önemli 12 kentinden biriymiş.

MS 6’ncı yüzyılda, Phrygia Pakatiane bölgesine bağlı bir piskoposluk merkezi haline geldi. Bu dönemde, kentte büyük bir kilise inşa edildi. Bu yapı, 10’ncu yüzyılda bir kubbe ile örtülerek genişletildi ve iki büyük bazilika ile çeşitli şapellerden oluşan bir kilise kompleksi haline dönüştürüldü.

Uşak Sivaslı Sebaste Antik Kenti

1966-1978 yılları arasında yapılan kazılarda, kentin piskoposluk merkezi olduğu dönemden kaldığı düşünülen iki kilise, tiyatro ve Roma hamamına ait kalıntılara rastlandı.

Nekropol alanı köyün güneyinde Çingil çayının etrafındadır. Bu alanda mezarlara ve üç büyük tümülüse rastlandı. Augustus’tan III. Gordianus’a kadar uzun yıllar boyunca şehir kendi sikkesini bastı. Sikkelerin üzerinde baş tanrı Zeus, Dionysos, ana tanrıça Kybele, Ay tanrısı Men ile bazı imparatorların portreleri işlendi.

Evet, gelelim günümüze, Sebaste yakınlarından geçerseniz, mutlaka zaman ayırın ve burayı ziyaret edin.

Antik kent kalıntıları içinde: günümüzde: 2 kilise, 1 hamam ve çok sayıda höyük ve geniş yerleşim alanı dikkati çekiyor. Kilise: 6.yüzyıla tarihleniyor. 10.yüzyılda onarılmış ve üstü kubbe ile örtülmüştür.

Ayrıca, mezarlarda bulunmuştur. Kiliseler ve mezar kalıntılarının çevresi, duvarla çevrilmiştir. Büyük kilise kazısı sırasında bulunan, bir Bizans sikkesi, kilisenin terk ediliş tarihini vermesi açısından önem taşıyor. Aynı tabakada bulunan Selçuklu kandili ve sikkesi, kiliselerin, daha sonraki tarihlerde, Selçuklular döneminde de kullanıldığını kanıtlamaktadır.

Yukarıda belirttiğim gibi, köyün güney tarafındaki Çingil Çayırının çevresinde, nekropol sahası bulunmuştur. Ayrıca, üç Tümülüs görülür. Bunlardan ikisi mezarlığın yanında, diğeri de Yıldıztepe Mahallesinin bulunduğu bölgededir. Bu Tümülüslerde yapılan kazı, sondaj ve araştırmalarda, çok eski dönemlere ait buluntular ele geçirilir. Ancak, bu Tümülüslerin daha önceki tarihi dönemlerde de açılarak tahrip edildikleri görülür.

Ancak: bakımsızlık ve yetkililerin ilgisizliği nedeniyle, tarihi eser kaçakçılarının ilgisi büyük. 1966 yılında yapılan bir kısım kazı sonucu, şehrin bazı tarihi alanları gün yüzüne çıkarılmış ama yine de büyük bölümü toprak altında.

Bölge, 1983 yılında, I. Derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edilir. Bu arada çıkarılan arkeolojik eserler ise, Uşak, Afyon ve İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir. Özellikle, yeni Uşak Arkeoloji Müzesinde, buradan bulunmuş oldukça ilginç buluntular görülebiliyor.

Uşak Sivaslı Hacim Sultan Türbesi

HACİM SULTAN TÜRBESİ

Hacım Sultan Zaviyesi, Uşak ilinden 35 km uzaklıktaki, Sivaslı ilçesine bağlı Hacım köyü mezarlığı ortasındadır. Uşak’ta bilinen en eski Bektaşı zaviyesi Hacım Sultan’dır. Zaviye, Germiyanoğlu İ. Yakub Bey tarafından, H.721/m.1321 yılında Hacım Sultan köyünde yaptırılmıştır. Bugün bu köy, Uşak iline bağlı Sivaslı ilçesi sınırları içinde yer almaktadır.

Germiyanoğulları Beyliği dönemine ait olan Hacım Sultan Zaviyesi, Osmanlıların bölgeyi ele geçirmesiyle birlikte hiçbir tahribata uğramamış, vakıf şartlarına uygun biçimde bölgedeki faaliyetlerine devam etmiştir. Zaviyeden günümüze sadece türbe ulaşmıştır. Fakat köyde yaşayan ihtiyarların söylediklerine göre, türbenin karşısında eskiden bir takım binaların bulunduğu ve bunların bir deprem sonrasında yıkıldığı anlaşılmaktadır.

Yani, zaviye binası ve müştemilatının yakın zamana kadar ayakta olduğu tahmin edilmektedir. Türbenin duvarlarında veya içerisinde, yapılış tarihini gösteren, net bir ibare bulunmamaktadır. Hacım Sultan Türbesi, sekizgen ana mekan ve önünde bulunan dikdörtgen giriş yerinden meydana gelir. Türbede, tavana asılı bulunan ve Hacı Bektaş tarafından Hacım Sultan’a verilen “Batın kılıcı” yerine sembolik olarak asılmış bir  demir kılıç (aslı tahtadan) bulunmaktadır.

Türbenin içinde, Hacım Sultan’a ait sanduka da yer alır. Türbede, sandukanın altında, asıl mezarın bulunduğu yerden “Çile Tepesi” diye bilinen yere ulaşan gizli bir tünel bulunmaktadır. Bu tünelin, diğer kolları ise farklı yerlere çıktığı, köy ahalisi tarafından anlatılır. Bugün, bu tünelin giriş yeri betonla kapalıdır, tüneller ise kullanılmamaktadır.

Uşak Banaz ilçesi gezi yazısı hakkında  Banaz

Denizli Serinhisar

Denizli Serinhisar

Evet, burası leblebinin başkenti, Yatağan yöresi ise bıçakçılığın başkentidir. Tarihi ve turistik yer derseniz, yok.

ULAŞIM

Serinhisar, Denizli arası uzaklık: 36 km. Serinhisar, Acıpayam arası uzaklık: 20 km. Serinhisar, Tavas arası uzaklık: 24 km.

TARİHİ

Serinhisar ve çevresi, Oğuzların bir kolu olan Avşarlar tarafından kurulmuştur. İlçe sırası ile Karaağaç, Kepez, Yerlikaya ve Kızılhisar isimlerini almıştır. 1671-1672 yılları arasında buraları gezen Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde “Karaağaç ovasından” (Kızılhisar) sözeder. 1871 yılında Kızılhisar, Acıpayam’a bağlanmıştır. 1923 yılında Denizli il haline getirilince, 1987 yılında Kızılhisar ilçe olmuş ve isim “Serinhisar” olarak değiştirilmiştir.

Denizli Serinhisar

GENEL

İlçe toprakları Akdeniz bölgesine yakındır. Antalya körfezinin kuzeyinde, bir yay biçiminde uzanan batı Toros dağlarının uzantıları arasında yer alır. Güney kanadında yayla, daha güneyde ise Acıpayam ovasının bir parçası olan Serinhisar ovası bulunur. İlçenin ortalama rakımı, 900 metredir. Yükseklik yer yer 2528 metreye kadar çıkar.

Bölgede göller yöresi iklimi hakimdir. İlçe topraklarında doğal ormanlar bulunur. İlçe halkının başlıca ekonomik kaynakları: urgancılık, leblebicilik, kerestecilik, zeytincilik, tütüncülük ve turşuculuktur. Ayrıca Yatağan kasabasında halk bıçakçılık yapar. Turşu ve zeytin, yurt dışına ihraç edilmektedir. Ayrıca, ilçede fason tekstil üretimi yapan 3 fabrika bulunur.

Denizli Serinhisar Çömlekçilik

ÇÖMLEKÇİLİK

İlçenin geleneksel el sanatlarından biri olan çömlekçilik, özellikle ilçe merkezinde sürdürülmektedir. Çömlekçilik, dönemsel olarak yalnızca birkaç usta tarafından yapılmaktadır. Çömleklerde kullanılacak çamurlar, ilçenin yüksek rakımlı tepelerinin güney yamaçlarındaki topraklardan elde edilir. Bu toprağın özelliği içerisinde yoğun miktarda kil bulundurması ve kırmızı renkte olmasıdır.

Yılın belli dönemlerinde hazırlanan çamurlar bir süre dinlendirildikten sonra, özel tezgahlarda şekillendirilir. Bir süre dinlenmeye bırakılan çömlekler, ustasının isteğine göre süslenerek odunla yakılan özel fırınlarda pişirilir. Çömlek üretiminde “kara düzen” denilen eski tezgahların yanı sıra motorlu tezgahlar da kullanılır. Serinhisar çömlekleri, hem günlük ihtiyaçların karşılanması hem de turistik amaçlarla üretilir. Çömlekler, testi, bardak, göveç gibi çeşitli formlara sahiptir.

Denizli Serinhisar Yatağan Bıçakları

YATAĞAN BIÇAKÇILIĞI

İlçe merkezine bağlı Yatağan Mahallesinde yaşayan nüfusun çoğunluğu bıçakçılık mesleğiyle uğraşır. Bıçakçılık Yatağan’ın geleneksel el sanatı ve mesleğidir. Bu meslek, Osmanlı Döneminden bu yana orijinal haliyle sürdürülmektedir. Mahallede yüze yakın bıçak atölyesi bulunmaktadır. Ev tipi atölyelerin dışında, kurumsallaşmış büyük atölyeler de mevcuttur.

Tamamen el işçiliği ile sürdürülen bıçakçılık mesleğinde, pala ve çeşitli bıçakların üretimi başı çekmektedir. Mahallede bazı dönem filmlerine savaş silahı olarak üretim yapan üreticiler de bulunmaktadır. Yatağan bıçakçılığı hem günlük ihtiyaçların karşılanması hem de turistik amaçla sürdürülen bir meslek olarak dikkat çekmektedir. Dünyanın pek çok bölgesinde “Türk Kılıcı” olarak bilinen yatağanlar, sağlam ve keskin olmalarının yanı sıra göz alacı görünüşleri ile de birer sanat eseri özelliğindedir.

Denizli Serinhisar Leblebisi

SERİNHİSAR LEBLEBİSİ

Leblebicilik Serinhisar halkının en önemli geçim kaynaklarından birisidir. Leblebi üretimi Serinhisar’da 1940’lı yıllardan bu yana devam etmektedir. Leblebinin hammaddesi olan nohut daha önceki yıllarda, Balıkesir ve Uşak gibi çevre illerden temin edilirken, Serinhisarlı çiftçiler nohut üretiminde önemli bir noktaya gelmişlerdir. Küçük aile işletmelerinden oluşan leblebi sektöründe günlük 100 tona yakın leblebi üretimi gerçekleşmektedir.

Ciddi yatırımların yapıldığı Serinhisar’da on adet büyük ölçekli firma ve yüzü aşkın leblebi imalathanesi bulunmaktadır. İlçedeki işletmelerde, soslu, çıtır, acılı, tuzlu, karabiberli, çifte kavrulmuş ve şekerli gibi leblebi türleri üretilmektedir. Üretim kapasitesi bakımından Türkiye’nin en büyük leblebi üretim merkezi olan Serinhisar’da üretilen leblebiler, ulusal ve uluslararası pek çok pazarda kendine yer bulmaktadır.

LEBLEBİ VE KÜLTÜR FESTİVALİ

2001 yılından bu yana geleneksel olarak yapılan festival, ilçede Çamlık denen bölgede, her yıl Temmuz ayında düzenleniyor. Festivalde, konserler veriliyor.

BIÇAKÇILIK FESTİVALİ

Serinhisar ilçesine bağlı Yatağan Kasabasında her yıl düzenleniyor.

SERİNHİSAR MESLEK YÜKSEK OKULU

Denizli Pamukkale Üniversitesine bağlıdır.

Denizli Serinhisar

GEZİLECEK YERLER

YATAĞAN BABA TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı Yatağan mahallesinde bulunan Yatağan Baba Türbesi, bir Selçuklu dönemi eseridir. Türbenin üzerinde 1244-1245 tarihleri yazılıdır. Türbe kare formlu ve kagir yapılıdır. Türbenin üzeri piramidal saç çatı ile örtülüdür. Yapının girişi kuzey doğu cephesinin kuzey köşesinde ahşap kapıdan sağlanmaktadır.

Türbe: türbedar odası ve sanduka odası olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Türbedar odasında, kapının tam karşısında küçük bir pencere bulunur. Sanduka odasının kuzeydoğu cephesinde dikdörtgen bir pencere bulunur.

Sanduka odasında birbirine bitişik vaziyette, üç sanduka yer almaktadır. Bu sandukalar Yatağan Baba’ya, eşine ve oğlu Murat Bey’e aittir. Sanduka odasının içinde, güneybatı duvarda bulunan sivri kemerli niş dikkat çekicidir. Yatağan Baba Türbesi, 1190 yılı sonrasında Denizli yöresindeki fetihlerde, Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yöreye gönderilen Osman Bey’e aittir. Osman Bey, Garbikarağaç (Acıpayam) yöresinin fethi için çalışmış ve savaşlarını yata yata kazanmasından dolayı Yatağan Baba lakabını almıştır.

 Denizli Serinhisar gezi yazım hakkında Serinhisar

G.Kore Seul Jamsil

G.Kore Seul Jamsil

Jamsil, Asya’nın önde gelen açık ve kapalı eğlence parkıdır.
1988 yılında Seul Olimpiyatları anısına oluşturulan Olimpiyat parkı civarında bulunan Hanseong Baekje: bugünkü Seul çevresinde gelişti, burada eski bir Koreli krallığın kalıntıları bulunmaktadır.

 

Burada Bulunanlar

Jamsil-dong
Songpa

G.Kore Seul Jamsil Jamsil-dong

G.Kore Seul Jamsil Jamsil-dong

G.Kore Seul Jamsil Jamsil-dong

 

Jamsil-dong

Bu mahalle, Seul şehrinde doğu bölümünde; Joseon Hanedanlığı döneminde ipekböceği yetiştiriciliğinden almıştır.

 

Songpa-gu

Seul şehrinin güneybatı bölümünde bir ilçedir, ama kalabalık nüfusu ile şehrin en büyük ilçesidir. 1988 yılında düzenlenen Yaz Olimpiyatlarının birçok tesisi buradadır.

 

BU BÖLGEDE GEZİLEBİLECEK YERLER

G.Kore Seul Jamsil K-Pop Müzik Sergi Salonu-Olimpiyat Salonu

 

K-Pop Müzik Sergi Salonu-Olimpiyat Salonu

Burası: Kore popüler müzik tarihin arşivlenmesine adanmış bir kalıcı yerdir. Ziyaretçiler: müzik kültürünün tarihi eğilimleri hakkında bilgi edinebilirler. Olimpiyat salonunda, Kore popüler müzik tarihine adanmış bir sergi: salonunun birinci katında ziyarete açılmıştır. Burada kalıcı sergiler yanında, özel sergiler de bulunmaktadır.

G.Kore Seul Jamsil Seul Olimpiyat Müzesi

G.Kore Seul Jamsil Seul Olimpiyat Müzesi

 

Seul Olimpiyat Müzesi

Seul Olimpiyat Müzesi, 1988 Yaz Olimpiyatları anısına 1990 yılında kurulmuştur. Müzenin 5 ana bölümü, Olimpiyatların farklı yönlerine adanmıştır. İkinci katta bir kafeterya ve hediyelik eşya dükkanı bulunmaktadır.
Müzenin bölümleri şunlardır:

 

Harmony Yeri

Burada ziyaretçiler, Japonya’nın Nagoya şehrinde yapılan oylamada seçilen Seul şehrinin oylama aşaması görülmektedir. Seçimin ardından duygusal ve coşkulu anlar ve açılış ile kapanış törenleri canlandırılmaktadır.

G.Kore Seul Jamsil Refah Yeri

Refah Yeri

Bu bölümde ziyaretçiler Kore ve oyunlara katılan ülkelerin hatıraları bulunmaktadır. Yani burada özellikle maskotlar ilgi çekmektedir.

 

Hope Yeri

Burada, modern spor tanıtılması ve 1980’lerdeki gelişimi, modern toplumda sporun pozitif etkisi izlenmektedir. Ayrıca bu bölümde, Seul Olimpiyat Oyunları Stadyumu ve Olimpiyat Parkının minyatür kopyaları ve olimpiyat madalyası kazananların kapsamlı listesi bulunur.

 

Glory Yeri

Burada 70 metre genişliğindeki ekrandaki simülatörde, 1988 Seul Olimpiyat Oyunları manzaraları ve görüntüleri, sesleri paylaşılmaktadır.

 

Barış Yeri

Müzenin bu bölümünde, Olimpiyat oyunları kökeni ve antik tarihi, modern zamanlarda olimpiyat oyunları ruhu ve olimpiyatlarla ilgili çeşitli bilgiler ayrıntılı olarak sunulmaktadır.

G.Kore Seul Jamsil Hanseong Baekje Krallık

Hanseong Baekje Krallık

Seul şehrinde, en güzel yerlerde yürüyüş yapmak isterseniz, Pungnaptoseong kalesi ve Songpa-gu Mongchontoseong kalelerinde yürüyüşler yapabilirsiniz. Onlar: Hangang nehrine çok yakındır. Açık otsu alanlar ve yeşillikler, piknik için idealdir.

 

Hanseong Baekje Palace Road

Mongchontoseong kalesi: MS.3 ve 4. yüzyılda farklı dönemlerde inşa edilmiştir ama özellikle Baekje hanedanlığının erken dönemlerine ait olduğu düşünülmektedir. Mongchontoseong Fortress, iyi cilalanmanış bir park duvarı ile çevrilidir. Çünkü günümüzde sessiz bir yerleşim alanını çevreleyen küçük bir höyüktür.

 

Chiljido Structure

Songpa futbol sahası önünde, Seongdonggyo köprüsü altındadır. Chilljido yedi kollu bıçak demektir. Baekje hanedanının demir yapım teknolojisin ifade etmektedir. Bir zamanlar kutsal olduğu düşünülen Chiljido, 4. yüzyılda Japonya’ya Baekje hanedanlığının bir hediyesi olarak sunulmuştur. Günümüzde Japonya’nın ulusal hazinelerinden birisidir. Ancak bu nesnenin dekoratif görüntüsünden öte, onu ilginç kılan hikayesidir.

Kore ve Japon tarihçileri, kılıcın Japonya’ya haraç yani hediye olarak gönderildiği konusunda hemfikirdirler. Tarihçiler: Baekje hanedanı ile Japonya’nın geçmişteki ilişkileri ve kraliyet belgelerine dayanarak bu yorumda bulunmaktadırlar. Kılıç Baekje hanedanlığı veliaht prensi tarafından, Japonya’da krala sunulmuştur. Evet günümüzde, bu kılıcın benzeri Hanseong Baekje Palace Road yolunda dikilmiş olarak görülebilir. Kılıç: Baekje hanedanı insanlarının teknolojisin göstermesi açısından ilgi çekmektedir.

 

Mongchon Museum of History

Olimpiyat-ro, Songpa-gu adresindedir.
Burası Seul şehrinin eski tarihi ve kültürüne adanmıştır. Burası aynı zamanda çocuklar için bir eğitim tesisidir. Mongchontoseong Fortress duvarları içinde bulunan müze: Tunç çağından itibaren tarihi emanetleri sergilemektedir ve Ocak 1992 yılında açılmıştır.
Pungnaptoseong kalesi ve Mongchontoseong kalesi ve diğer önemli yerlerden kurtarılan parçalar yani Baekje hanedanlığından kalanlar, burada sergilenmektedir.

 

Dugout Hut Gallery

Olimpiyat-ro, Songpa-gu adresidedir.
Dugout Hut Gallery, kale duvarının güney kısmına yakın, doğu kapısındadır. Dört sığınak kulübesi ve depolama delikleri/yerleri: Olimpiyat parkı inşası sırasındaki kazı çalışmalarında bulunmuştur. Bunlar Baekje hanedanlığı bir köylü evinin tipik örneğidir. Kulubenin kuzeydoğu köşesinde, bir mangal bulunur. Baekje hanedanlığı döneminde halktan birinin yaşadığı yeri görmek açısından ilgi çekmektedir.

 

Seoul Baekje Museum

Uiseong-daero, Songpa-gu adresindedir.
Müze, Baekje dönemine tarihlenen diğer birçok eser yanında, Pungnaptoseong kalesi kazılarında bulunan eserlerin sergilenmesi için kurulmuştur. Bina zemin altında iki bodrum katı ve zemin üstünde iki kattan oluşmaktadır. Ziyaretçiler: Pungnaptoseong kalesi ve tarih öncesi çağlardan beri Hanseong Baekje’de değişen eserleri görebilmektedirler.